Misafir karabekir Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 Spartaküs komutasındaki isyancı köleler Roma ordusuyla çetin bir harbe tutuşmuş ve mağlup olup esir düşmüşlerdir. “Spartaküs hanginiz?” diye sorar Romalılar'ın komutanı; “ortaya çıkmazsa hepinizi çarmıha gereriz.” Dava arkadaşlarını korumak isteyen Spartaküs hemen öne atılır: “Spartaküs benim!” Yanıbaşındaki köle de Spartaküs'ü korumak için öne atılır: “Spartaküs benim!” Sonra bir köle daha, bir köle daha, bir köle daha: “Spartaküs benim!” “Spartaküs benim!” “Spartaküs benim!” Hepsi Spartaküs'tür... Kirk Douglas'in başrolde oynadığı o müthiş filmin en can alıcı sahnesiydi bu. Tüylerim diken diken olmuştu seyrederken. Malcolm X filminin son sahnesinde Güney Afrikalı ilkokul öğrencilerinin tek tek ayağa fırlayıp “I'm Malcolm X!” (Ben Malcolm X'im) diye haykırmaları da müthişti. *** Başörtüsünün köylü ninelere mahsus bir şey olarak görüldüğü ve okumuş, kentli hanımlara hiç yakıştırılmadığı yıllar... Şule Yüksel Şenler diye bir hanım -genç, okumuş, kentli bir hanım- özgün tesettür stiliyle ortaya çıkıp hemcinslerini kasıp kavuran aşağılık kompleksine savaş açar... Şehir şehir dolaşarak konferanslar veren Şenler'in muazzam hitabet gücü sayesinde binlerce mini etekli ve Belgin Doruk saçlı hanım 'çarmıha gerilmek' dahil her şeyi göze alarak tesettüre girer... Devletin ve basının şiddetli anti propagandaları kâr etmez; “Şule baş” yayıldıkça yayılır... Çıban başını ortadan kaldırmaya karar verirler... Şule Yüksel Şenler tevkif edilecektir... Karar, Şenler'in bir konferansından hemen sonra uygulanacaktır... Polis konferans salonuna girer... Salon tevkif haberiyle çalkalanır... “Şule baş”lardan biri gidip Şenler'in yanına dikilir... Sonra bir tanesi daha, bir tanesi daha, bir tanesi daha... 5, 10, 50, 100 kişi olurlar... Tevkif için gelen polislerin kafası karışır... “Hangisi Şule Yüksel?” diye sorar biri... “Hepsi!” der öteki... Spartaküs ve Malcolm X filmlerindeki o sahneler gibi bir sahne. *** 60'ların sonu ile 70'lerin ilk yarısındaki Şule Yüksel Şenler fırtınasının filmini yapmak lâzım. Henüz ufukta filmi yok ama kitabı çıktı, elhamdülillah. Demet Tezcan'ın yazdığı “Bir Çığır Öyküsü: Şule Yüksel Şenler” (Timaş) kitapçılarda… Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ tersso Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 şule yüksel şenler ile ilgili belgesel seyretmiştim..gerçekten roman gibi bi hayatı var.. keza malcolm-x üstadımız sayılır..spartaküsü tanımıyorum ama bir demet tiyatroda vardı böyle bi tipleme Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Cordoba Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2007 Spartaküs komutasındaki isyancı köleler Roma ordusuyla çetin bir harbe tutuşmuş ve mağlup olup esir düşmüşlerdir. ?Spartaküs hanginiz?? diye sorar Romalılar'ın komutanı; ?ortaya çıkmazsa hepinizi çarmıha gereriz.? . . . Henüz ufukta filmi yok ama kitabı çıktı, elhamdülillah. Demet Tezcan'ın yazdığı ?Bir Çığır Öyküsü: Şule Yüksel Şenler? (Timaş) kitapçılarda? hiç güleceğim yoktu ya Spartakus, Malcolm X ve Şule Yüksel he bir türban değil o hanımefendininki Kara Çarşaf. iki olay o değil. Bir yandan "huzur sokağı" gibi üçüncü sınıf romanlarını pazarlamak için gittiği toplantılarda kara çarşaf giyen, Yaptığı konuşmalarda kadınları Allah için karaçarşaf giymeye davet eden. Demirel ve ABD nin yeşil kuşak projesi uyarınca, Amerikan karşıtı 68 gençliği için camilerde "cihat" çağrıları yapıldığı furyanın başladığı dönem yazılarında 68 gençliği, deniz gezmiş ve arkadaşları için "azılı komunistler, kafirler" diye saldıran. Kendini Allah' vermiş hidayete ermiş kadın pozu çizip. Bir yandanda YÖN dergisinde plajda bikiniyle çekilmiş resimleri çıkan bir kadın Ülkede yükselen, Anti Amerikancı gençlik akımına karşı, ABD ve CIA eliyle örgütlenen ve adına yeşil kuşak denen, projenin ucuz aktörlerinden birisi. Hani şu 6. Filo'yu denize döken gençler. İkinci "6. FİLO DEFOL" mitingini düzenledikleri gün. Daha hafta başından beri, islamcı gazetelerde "CİHADA HAZIR OLUN" manşetleri verilen. Türkiyenin her yerinden "CİHAT" için insanların otobüslerle getirilip. 6. FİLO'yu protesto eden gençlere, "KANLI PAZAR" günü camilerde cihat sloganlarıyla toplanıp, baltalarla, bıçaklarla polisin gözetiminde katliam düzenlendiği furyanın ucuz aktörlerinden birisi. Ne güzel iş be, bir yandan yerine göre giy Kara Çarşafı. Konuşmalarında Allah adına insanları çarşafa davet et. Sonra plajlarda bikiniyle gez. Objektiflere yakalan Memleketin başarılı ilk din simsarlarından. Bu hanımefendiyi, Malcolm X'le, Spartacus'le beraber anıp, o yüce insanların ruhunu sızlatmayın bari. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2007 Şule Yüksel Şenler ile karaçarşaf arasında kurulan kolerasyon ne kadar da yanlış... Yukarda yazıda ufak ufak Hakan Albayrak değinmiş ancak, siz sanırım Şulebaş diye tabir edilen şeyin ne olduğunu da bilmiyorsunuz... Neyse önemi yok... Müslümandan anti-amerikancı çıkmaz, hamas amerikanın ve israilin uşağıdır veya en azından böyle birşeydi...diyen demeye getiren, birinden de Müslümanlara yönelik doğru bir tespit yapmasını beklemiyorum... Eğer anti-amerikancılık emperyalizme karşı bir tavırsa İSLAM olmadan emperyalizme tavır alamazsınız... Bu da bizim tezimiz olsun...Her tez ispat ister mi? İSTER DE BEN İSPAT ETMEK İÇİN ÇABA SARF ETMEYECEĞİM... Bu forumda yürünecek yol giderek daraldı maalesef... Selamlar ve saygılarla... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2007 Bakın ben bu insanı tanımıyorum mesela ve savunanın da karşı çıkanın da yazdıklarından sonra hala sağlam bir kanı oluşmadı bende; neden mi???Ya konuşulan bir insan, sadece bu böyle diye yazıp neyden kaynaklandığını kaynaklarla ortaya koymadan nasıl hüküm verebiliyorsunuz??? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ suheda Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2007 Şule Yüksel Şenler tevkif edilecektir... Karar, Şenler'in bir konferansından hemen sonra uygulanacaktır... Polis konferans salonuna girer... Salon tevkif haberiyle çalkalanır... “Şule baş”lardan biri gidip Şenler'in yanına dikilir... Sonra bir tanesi daha, bir tanesi daha, bir tanesi daha... 5, 10, 50, 100 kişi olurlar... Tevkif için gelen polislerin kafası karışır... “Hangisi Şule Yüksel?” diye sorar biri... “Hepsi!” der öteki... Spartaküs ve Malcolm X filmlerindeki o sahneler gibi bir sahne. *** Belki karaçarşafım yok ama.....Bende bir Şule başım.... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Cordoba Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2007 Şule Yüksel Şenler ile karaçarşaf arasında kurulan kolerasyon ne kadar da yanlış... Yukarda yazıda ufak ufak Hakan Albayrak değinmiş ancak, siz sanırım Şulebaş diye tabir edilen şeyin ne olduğunu da bilmiyorsunuz... Neyse önemi yok... Müslümandan anti-amerikancı çıkmaz, hamas amerikanın ve israilin uşağıdır veya en azından böyle birşeydi...diyen demeye getiren, birinden de Müslümanlara yönelik doğru bir tespit yapmasını beklemiyorum... Eğer anti-amerikancılık emperyalizme karşı bir tavırsa İSLAM olmadan emperyalizme tavır alamazsınız... Bu da bizim tezimiz olsun...Her tez ispat ister mi? İSTER DE BEN İSPAT ETMEK İÇİN ÇABA SARF ETMEYECEĞİM... Bu forumda yürünecek yol giderek daraldı maalesef... Selamlar ve saygılarla... arkadaşım bu hanımefendinin üstündeki, nedir , karaçarşaf mı şulebaş bilmem ne mi ? Buna "karaçarşaf" denir. hepimizin gözleri var dimi. Bir ikincisi, bu hanımefendi, bir yandan genç kızları Allah yolunda karaçarşafa davet ederken. Kendisinin plajda bikinili resimleri gazetelerde yayınlanmışmıdır, yayınlanmamışmıdır ? "Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu" diye bir laf varmıdır yok mudur ? Neden bahsediyorsun sen?. Bir yandan kitaplarının reklam kampanyası için toplantılara çarşaflı katılıp. Bir yandanda bikiniyle plajlarda dolaşan birisinimi örnek veriyorsun bana İkincisi, Türkiyede Anti-Amerikancılık solcu 68 gençliği tarafından kitlesel bir eyleme dönüştürülünce. Dinci gazetelerde cihat çağrıları yapılıp. İnsanlar otobüslerle "cihat" için istanbula getirilip "Kanlı Pazar" gününde. Altıncı Filoyu protesto eden gençlerin üstüne camilerde cihat naralarıyla toplanılıp baltalarla, satırlarla saldırılmamışmıdır. Gitde biraz oku "Kanlı Pazar" neymiş. bırak başka yayınları, git kendi kaynaklarından oku. Başka bir topicte çok güzel açıkladım. Bu güne kadar, şeriat , islami direniş bilmemne argümanlarıyla ulusal bağımsızlık kazanmış bir ülke yoktur. Kazananların hepside, laik ulusal siyaset güden, hareketler tarafından gerçekleştirilmiştir. İstersen yine tek tek örnek veririm. Ayrıca bu ülkede çok güzel bir örnektir. Emperyalizm konusunda, "islamcı" denilen çevrenin tutumuna. Mesela AKP dimi, emperyalizme karşı mücadele eden. Yada Adnan Menderesti, Yada Fettullah gülen şu an emperyalizme karşı mücadele ediyor Ben anlamadımki, Türkiyede tarihindeki en amerikancı adamlar "islami çevre" denilenlerden çıkıyor. Yahu siz milleti kör, hafızasını balık hafızasımı sanıyorsunuz ? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Cordoba Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2007 Bakın ben bu insanı tanımıyorum mesela ve savunanın da karşı çıkanın da yazdıklarından sonra hala sağlam bir kanı oluşmadı bende; neden mi???Ya konuşulan bir insan, sadece bu böyle diye yazıp neyden kaynaklandığını kaynaklarla ortaya koymadan nasıl hüküm verebiliyorsunuz??? Arkadaşım ben insanların, giyimine kuşamına önem vermem. Bunun üzerindende insanların kişiliğine varmam. Başı açık veya kapalı olmasının bir insanı değerlendirme kıstası olmasını kabul etmem. Bir hanımefendi nasıl giyinirse giyinsin benim için hanımefendirir. Ancak: Bir yandan, katıldığı toplantılarda "ben Allah yolunda kapandım"diyen, Yükselmek istediği cenahta böyle poz veren . Bir yandanda gazetelerde plajda bikinili resimleri çıkan kişide, benim için üçkağıtçıdır, inanç istismarcısıdır. Bununda tartışılacak bir tarafı yoktur. Malcolm X bir yandan beyaz emperyalizme kafa tutup. Bir yandan, cumhuriyetçi parti kokteyllerinde kadeh tokuşturmuyordu dimi. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ restpektif Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2007 Sule Yuksel Senler 1938 dogumlu ve 1965 yilina kadar gayet modern bir hayat yasiyor. 65'te ortunmeyi seciyor. Bahsedilen bikinili resimleri ortunmesinden oncesine aittir. Sule Yuksel'i cok iyi taniyan biri degilim. Ama medyanin neler yapabilecegini cok iyi bilen biriyim. Dolayisiyla daha saglam tanikliklara basvurdugumda, ortaya atilan haberin tamamen bir iftiradan ibaret oldugunu gorebiliyorum. Kimin carsaf giydigi, kimin bikiniyle yuzdugu de kimseyi ilgilendirmemeli ayrica. Isteyen carsaf giymelisiniz der, isteyen modern giyinmeyi tesvik eder. Ben burda da yadirganacak bir sey goremiyorum. Karalamaya dair verilen haberlere de hemen aldirmiyorum. Selam ile.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2007 Konu devam ettiği için kalan kısma değinelim. Daha önce dedik ki, Türban'ı Türkiye'de icat eden Şule Yüksel Şenler'dir. O, hem müslüman, hem örtülü ve hem de modern (görünümü esas alan insanlar olduğu için) olunabileceğini göstermek için, müslüman genç kızların içlerinde buruk şekilde hissettikleri geri kalmış giysi anlayışını yıkmak için bir yol aradı. Zira bol elbiseler, "köylü işi başörtüsü" gibi giysiler o günlerde geri kalmışlığın alameti sayılıyordu, bugün de öyle diyenler var, böyle giyinenlere yobaz, geri, bilinçsiz, ***** deniyordu. Şule Yüksel Şenler'de bu inancı yıkmak için türban çizimlerine başladı. Dikkat eden oldu mu? Türban başka bir ülkeden buraya nakledilmedi ilk defa Türkiye de bir Türk tarafından icat edildi... Dolayısıyla türban, belli bir dönem boyunca eğitimli, okumuş, bilgili, müslüman genç kızları işaret eder oldu. Şule Yüksel Şenler'in konferansları türbanı tanıttı. Ve kızlarımız onunla örtünmenin aslında bir geri kalmışlık olmadığını, örtülü olarak da çağdaş görünülebilineceğini gördüler, gösterdiler... Bugün ne oldu...Üniversitelirimize baktığımızda oraya giren kızların çok da bol giysiler ve yazma-başörtüsü ile girmeye çalıştığını pek görmeyiz. Ben hiç görmedim. Hemen hepsi bir pardesü üzerine türban takarak giriyor. Bu da, Şule Yüksel Şenler'in amacının gerçekleştiğini göstermeye yeter de artar bile...ÖRTÜLÜ MÜSLÜMAN GERİ KALMIŞ DEĞİLDİR...YANLIŞ BİLİYORSUNUZ... Şule Yüksel Şenler ile kimlerin kıyaslandığına dikkat eden oldu mu? Biri Spartaküs, ki konuyla alakası herkesin kendisini Spartaküs olarak belirtmesi, ki bir toplantıda herkes kendisini Şule Yüksel ilan etmiştir, ikincisi Malcolm X...O'nun özelliği ne? Necip Fazıl, İsmet Özel, Cat Stevens neydi.... Bir zamana kadar islam dışı ve aykırı bir hayat yaşarken ihtida etmiş insanlar...Bunlardan konumuzu açıklamak için Cat Stevens (Yusuf İslam)'ı konuya dahil edeceğiz. Cat Stevens, yaptığı müziğin doruklarındayken uyuşturucuya, hedonizme son kertesine kadar düçar olmuş mahvolmuş biriydi. İslam ona yeni bir kimlik verdi. Şule Yüksel Şenler ile Malcol X arasındaki bu benzerlik aynı zamanda doğruları yılmadan, bıkmadan, korkmadan söylemeleriyle de benzeşmektedir.... Şulebaş modası çağdaş genç kız için tasavvur edilmiş bir örtüdür. Kendisinin kara çarşaflı resimleri son dönem resimleridir. Yani yaşlılık resimleri...Gençler için tasavvur ettiği bir örtüyü 70 yaşında Şule Hanım'ın giymesi olsa olsa ironik bir tarz olurdu ancak, bunun haricinde komik olurdu... İnsanlar değişebilir. Din değiştirebilir, doğru yolu bulabilir. Malcolm X, gençliğinde uyuşturucu batağına saplanmış, hapis yatmış biridir. Eeeee, ne olacak, gazeteler onun uyuşturucu içerken ki resimlerini verirse...Yusuf İslam'ın uyuşturucu ayini resimleri gazetelerde yayınlansa ne olacak...O gazeteler o zaman Şule Yüksel Şenler'e o şekilde saldırma yolunu seçmişlerdir. Yani ahlakı es geçerek saldırmışlardır. Şule Hanım bakın sizin eski resimlerinizi yayınlıyoruz siz aslında eskiden gayet açık saçık biriymişiniz şimdi geçin bunları diyorlar. Aslında yapmak istedikleri, seslendiği kitlenin Şule Yüksel Şenler'e sempatisini azaltmak ve belki de ortadan kaldırmak. Bunu düşünsel bağlamda yapamayıp başka kötü yollar deniyorlar. Onlar muratlarına eremediler ama bazı insanlar hala o gazete haberlerine itibar ediyor. Ne diyelim, yalanlara söyleyenden çok duyan inanırmış...Allah, doğruyu bulmak ve görmek nasip etsin... Sizinle tartışmayı bu yüzden sevmiyorum işte...Söylediğinizin aksini iddia eden herkesi *****, okumamış, bilgisiz olarak telakki ediyorsunuz... Bu ise ortak bir zemine asla ulaşamayacağımızı gösteriyor. Dolayısıyla tartışmada anlaşmanın zemini olmadığında ya ****** gerektiğine ya da tartışmadan ayrılmak gerektiğine bir-iki yıl kadar evvel inanmış biri olarak sizinle tartışmayı bu yüzden istemiyordum. Ancak, bir arkadaşım beni başka bir konuda uyardı ve bu açıklamayı bu yüzden yapıyorum.... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Cordoba Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2007 tekrar soruyorum. Bana karaçarşafla , şule yüksel'i nasıl bağdaştırırsın diyen kişilere. Bu karaçarşafmı değil mi ? Birikincisi, şule yüksel'in yayınlanan resimleri, daha önce çekilmiş resimleri falan değildir. Zira şule yüksel bu şekilde ünlü olduktan sonra basının dikkatini çekmiştir. Ve resimleri yayınlayan basın organları ünlü olmadan önce şule yüksel'İn resimlerini neden çeksin. Şule Yüksel bir yandan il il dolaştırılıp. Şovunu yaparken çekilen resimlerdir. O dönemin basın camiasında, göründüğü gibi yaşamayan insanlar için kullanılan bir tabir olmuştur "Şule Yüksel gibi" tabiri. O bir kampayanın aktörüdür sadece. Türkiyede ve ortadoğu coğrafyasında ABD'nin "Yeşil Kuşak Projesi" nin bir aktörü. Yani ABD karşıtlarına karşı islami yapıları kullanma projesi. Şule yüksel'in romanlarının edebi hiçbir yanı yoktur. Güncelin ihtiyaçlarına uygun propaganda hiakyecikleridir. Mesela: Şule Yüksel'in "Huzur Sokağı" romanı : "bu ******** ve hayasız kız, aynı zamanda Türk Solu, Ant gibi azılı komunist gazeteleri okumaktaydı" " Kızın zengin ve ahlaksız babası, kızını vermek için oğlannın namazı bırakmasını şart koşuyordu" Roman tıpkı "imam hatipler dışında tüm okullarda fuhuş var " diyen android gibi. O yıllarda üniversitede okuyan ve tarikatçı olmayan herkes ahlaksızdır, fuhuş alkol batağındadır. Sadece tarikat toplantılarına katılanlar temizdir temasına dayalı. Namaz kılan esas oğlanın namaz kılması ve müslüman olması, herkes tarafından sorun edilmiş. Herkes nasıl becersekte oğlanı namazdan vazgeçirsek derdine düşmüştür romanda ucuz propagandif yazıtlar. Yani Minyeli Abdullah'ın üçüncü dördüncü sınıf bir kopyası. Kendisi bir süre belli bir kapmanyanın aktörü olmuş. Resimlerinin ortaya çıkmasından sonra ise, sahneyi terk-i diyar etmiştir. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2007 Şule Yüksel Şenler'in edebiyatçı kimliğine değinen oldu mu? Ben kendi adıma bunu savunmadım. Ahmet Günbay Yıldız, Emine Şenlikoğlu ve bahsini ettiğimiz bu roman... Bu romanlar bir yönlendirme romanlarıdır. Anlaşılan o ki, siz Şule Yüksel Şenler hakkında internette yaptığınız veya size söylenen şekliyle eleştirecek birşey bulamamış bu kez romanlarını konu edinmişsiniz... Burada edebiyat mı tartışıyoruz. Ne alaka...Önce bikinili sonra yaaa bu kadının romanları da edebiyat değeri taşımıyor... Gazetelerin yaptığını şimdi de siz yapmaya kalkıyorsunuz. Şule Yüksel'e duyulan sempatiyi başka yollarla bozmaya çalışma... Yakında şöyle hücum edilmesini bekliyorum Şule Yüksel'e. Ya bu nasıl çağdaş bir kadın çok kilolu. Boyu da bir manken gibi değil, niye kısa...Yürürken de çok yavaş yürüyor...Böyle olmaz o kesin emperyalizmin uşağı. Bu arada Emperyalizme cephe alan sosyalizmde emperyalizmin bir şeklidir bildiririm... Hangi sahneye terketmiş...Niye bugün onu konuşuyoruz...Neyse, önemi yok...Ortak bir nokta aramıyoruz... Bu arada sanıyorum en alttaki resim Şule Yüksel'e ait değil... Anlaşılmıştır...bir ara dedik ki, birşey gizlenemediğinde ortaya çıkarmış...Bunun ne olduğunu daha önce söylemiştim. Şule Yüksel hakkında saldırmaya çalıştığınız nokta sizi tedbirsiz bir şekilde ortaya çıkarmıştır. Allah müstahakınızı versin...Benim sizinle bir işim kalmamıştır...selamlar ile... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Cordoba Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2007 asıl senin nasıl bir dansı sürdürmeye çalıştığını anlamak zor. Bize spartacus'le malcol x'le aynı potada olarak sunduğun kişiki, yazılarında anti emperyalist gençleri hedef gösteren. Onları ahlaksızlıkla suçlayan, kitaplarında onlar için karalamalar yapan birisi. Anti Emperyalist gençleride geçtim. yazdığı romanlarda kendi tarikat yaşantısını yaşamayanların, derin bir ahlaksızlık, fuhuş batağında gibi gösteren birisi. Malcolm x'e gel çizdiği prototipe kendisinin bile uymadığı, yani ortama girince, mutaassıp, ortamdan çıkınca plajlarda bikiniyle gezen bir hanımefendi olduğunuda anlattık. "onlar benim eski resimlerimdi" yalanınıda gösterdik. Zira gazeteciler, şule yüksel'in böyle bir kampyayla öne sürüleceğini önceden kestirip el altında bulunsun diye fotoğraflarını çekemeyeceğine göre. Kısacası CIA eliyle türkiyede anti emperyalist gençlere karşı başlatılan ve Kanlı Pazar'a ülkeyi götüren yolda, yazıları ve söyledikleriyle bu amaca hizmet etmiş bir aktör kendisi. Böyle bir aktördende hayatlarını anti emperyalist mücadelede kaybetmiş Malcolm ve Spartacus çıkmaz. ne kadar cilalarsan cilala çıkmaz. Zamanında denenen gibi Abdullah Çatlı'dan bir Deniz Gezmiş çıkmayacağı, Zerkavi'den bir Che Guevara çıkmayacağı gibi. Şule Yüksel'dende ne malcolm çıkar ne spartacus. Ben olmayna şeylerle, iftiralarla, yalanlarla "hücüm" etmem. yok kardeşim, yalan söylüyorsun, şunu yazmamış, şunu söylememiş şunuda yapmamış diyen varsa buyursun. resime gelince. Milli Gazetede Şule Yüksel adıyla çıkan bir resim üçüncüsü. resimin özelliklerine tıklayarak sayfaya ulaşabilirsin. Artık Milli Gazete Şule Yüksel diye bir başkasının resmini yayınladı diyorsan, ona bir şey diyemem. Benim kendisini gördüğüm her resmin kara çarşaflı. Resimleri niye verdiğimde açık. Önce bana "şule yüksel'le kara çarşafı nasıl bağdaştırıyorsun" diyeceksin. ben kendisinin kara çarşaflı resimlerini yayınlayıncada, itiraz edeceksin. işe göre yani. Not: senin benle işin olsun diye yazmıyorum. Yazmanda benim için bir nimet falan değil Onun için ikide bir aynı şeyi zikretmene gerek yok. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ restpektif Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 çizdiği prototipe kendisinin bile uymadığı, yani ortama girince, mutaassıp, ortamdan çıkınca plajlarda bikiniyle gezen bir hanımefendi olduğunuda anlattık. "onlar benim eski resimlerimdi" yalanınıda gösterdik. Zira gazeteciler, şule yüksel'in böyle bir kampyayla öne sürüleceğini önceden kestirip el altında bulunsun diye fotoğraflarını çekemeyeceğine göre. Su veciz ifadeye bakin! Bir gazetenin ornegin sonradan meshur olmus birisinin eski resimlerini elde etmesi mumkun degil yukaridaki veciz soze gore. Dunyayi uzaylilar basti. Artik UFO'lara inanmaya basladim. Toplumun gundeminde yer alan sahislarin herseylerinin, cocukluk hayatlarina kadar medyaca didik didik edildigi gibi basit bir gercegi dahi gorememek bana bu dunyadan bir ses olarak gelmiyor. Inanmak istedigini allandira pullandira, insan zekasiyla dalga gecercesine buyutecle buyutup her ihtimali gozden kacirmak gozu raksettirmek degil de nedir? Selam ile.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ suheda Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2007 arkadaşım bu hanımefendinin üstündeki, nedir , karaçarşaf mı şulebaş bilmem ne mi ? Buna "karaçarşaf" denir. hepimizin gözleri var dimi. tekrar soruyorum. Bana karaçarşafla , şule yüksel'i nasıl bağdaştırırsın diyen kişilere. Bu karaçarşafmı değil mi ? Arkadaşım ben insanların, giyimine kuşamına önem vermem. Bunun üzerindende insanların kişiliğine varmam. Başı açık veya kapalı olmasının bir insanı değerlendirme kıstası olmasını kabul etmem. Bir hanımefendi nasıl giyinirse giyinsin benim için hanımefendirir. İyiki insanların giyimine kuşamına önem vermiyorsun,birde verseydin nasıl olacaktı acaba??? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.