Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 8 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 8 Haziran , 2007 Tuhaf bir eylem Kadıköy evlendirme dairesinde, devlet güvenlik mahkemesinin Anayasal düzeni değiştirmeye teşşebbüs ettiği gerekçesiyle müebbete mahkum ettiği Erol Zavar yararına ilginç bir etkinlik düzenlendi. Ücretsiz tahsis edildiği öne sürülen nikah salonunda Cumhurbaşkanına Erol Zavar'ı da affetmesi için yollanmak üzere hazır dilekçeler dağıtıldı. istanbul kadıköy belediyesi evlendirme dairesi'nin nikah salonunda ilginç bir etkinlik yapılıyor. Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından 2001 yılında Anayasal suç işlediği gerekçesiyle yargılanmış ve idam cezasına çarptırılmış, ancak cezası daha sonra ömür boyu hapse çevrilmiş hükümlü Erol Zavar'ı "Cumhurbaşkanı'na affettirme" etkinliği. Ülkenin dört bir yanına şehit cenazeleri giderken, azılı teröristin yakınları, sözde hastalığını bahane ederek, Cumhurbaşkanı Sezer'den Erol Zavar'ı affetmesini istiyorlar. Tıpkı affettiği yüzlerce terörist gibi... alıntılayan bozan Bakın Bozan Bey bir çok başlığınızı biraz sivri dilli bulsam da aslında çoğu içinde doğrular barındırıyor... Ancak!!! Burada yaptığınız tıpkı "bazılar"nın yaptığı gibi imalar ve kendinizce kurduğunuz bağlarla "bir şahsa" dair hüküm vermektir;siz ki bu başka insanlara yapıldığından tepki veren birisiniz, burada da kanıt olmadan,kendi bağlarınızla karalamaya yönelik imalarda bulunmayın lütfen!!! Başlıktaki yaklaşımınız yanlış anlamışsam da düzeltmeniz iyi olur... Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2007 Bahsi geçen Cumhurreisi 75 yaşın üzerinde sağlık durumu gerçekten kötü olan ve 5 yıldan az hürriyeti bağlayıcı cezaya çarptırılmış birini affetmemiştir hatırlandığı üzere...Bu olay bile göstermektedir ki, Cumhurreisinin af yetkisini kullanıp kullanmamakta takdir hakkı vardır. Bu bahsettiğiniz kişi kimdir? Resmi gazete ve Cumhurbaşkanlığı arşivlerinde araştırma yapıyorum. İsim verirseniz, neden affedilmediği konusunda bilgilere ulaşabilirim sanırım. Alıntı
Φ Antonio_McCarty Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2007 Çok onurlu bir şahsiyet olduğu içinmi görev süresi dolduğu halde hala o koltuğu işgal ediyor.....Cumhurbaşkanını halkın seçmesini veto etmesine ne demeli,kendi halkına olan güveni bumu?Yeni meclise ümid ediyor herhalde. ya onurla koltuk sevdasının ne alakası var canım... Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2007 ya onurla koltuk sevdasının ne alakası var canım... Ailesine bestane villa ...birtanede ogluna gemi almak icin bekliyordur...!!!! örnek olanlar utansin... yamyam frankfurt Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2007 Doğrudan kanıt niteliği taşımayan şeyler üzerinden net ve sert suçlamalara karşıyım... Ama şunu belirtmeden de edemeyeceğim:Her kim varsa bu "ilginç" olayın arkasında üzerinde durulmalı biraz daha temkinlice;çünkü olayı konuşan arkadaşlara karşı birilerini savunacaklar diye olayı da toptan normale indirgeyenler var gördüğüm kadarıyla... Tehlikenin farkındalığında olanlar;karanlık suları aydınlatmaya çalışmaktan niye kaçınıyor!!! Yoksa tehlike tehlike dediğiniz sadece sizi işinize gelmeyen miydi??? Alıntı
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 9 adet dosyanın gerekçesini arıyorum. Dün ve bugün sürekli bu gerekçeleri aradım ancak bulamadım. Biraz evvel Adalet Bakanlığından bilgi sordum. Cumhurbaşkanlığına görderdiğim bilgi talebi ise geri döndü.Sanırım yanlışlık yapmışım... Altı yedi ay önce konuyla ilgili olarak Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğini açıklama yapmak zorunda bırakmış ve Köşkten aşağıdaki cevabı almıştık. Bu cevaba ilişkin itirazlarımızı da yazmış ancak yeni bir cevap alamamıştık. Yorumu sizlere bırakıyorum. Genel Sekreterliğe Gönderme! 1- Kamu Yönetiminde hiyerarşik ast hiyerarşik üstün bilgisi ve emri haricinde işlem hazırlığı yapamaz. Üst emreder. Ast işlem hazırlığını yapar. Kimlerin dosyasının hazırlanması gerektiğine karar veren makam son imzayı atacak olan makamdır. 2- Adalet Bakanlığı Cumhurbaşkanınca imzalanmadan geri gönderilecek bir dosyayı köşke gönderemez. Hatta buna cüret bile edemez. Hele Köşkte SEZER varsa. 3- Dosyanın resmi prosedür olarak tekmil edilmesi durumunda bile af etme cezayı kaldırma yada hafifletme yetkisi kayıtsız şartsız cumhurbaşkanına aittir. Bu noktada suçluların işledikleri suçun mahiyeti önem arz etmiyorsa bunu sayın Sezer'in vicdanına havale ediyorum. 4- Sürekli hastalık ve sakatlık raporu verilmiş bir terörist cumhurbaşkanınca affedildiyse ihtimaller şöyledir; a)Düzenlenen sağlık raporu gerçeği yansıtmamaktadır. Dolayısıyla sayın sezer sahte raporla kandırılmaktadır. B)Düzenlenen rapor gerçeği yansıtmakta fakat rapora uygun işlem cumhurbaşkanınca tesis edilmemektedir. Ben ikinci ihtimali benim ülkemin cumhurbaşkanına uygun görmediğimden birinci şıkkı düşünüyorum. Yani raporu düzenleyen doktorlar sahte bir rapor tanzim etmekteler ve sağlıklı bir mahkuma hasta raporu vermektedirler. İşte böyle bir ihtimalin söz konusu olması durumunda sorgulanması gereken iki şey var birincisi, a) Sahte raporla sağlıklı kişilerin affedilmesini sağlayan doktorlar hakkında soruşturma açılmış mıdır? Soruşturma açılmadıysa sebebi nedir. Sağlıklı olan teröristlerin affedilmeleri bir gün içinde değil son 6 yıla yaygın bir şekildedir. Şimdi tekrar soruyorum; 40 yaşını doldurmuş, üniversite mezunu, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı da yapmış Bir kanun adamı aynı konuda kaç kere aldatılabilir. Bunun makul olanı nedir 1?, 2?, 5?, 50?,100? 150? 190? asgari zeka kapasitesine,asgari olgunluğa sahip olan asgari bir Türk vatandaşı veya asgari bir insan bu memleketin kuzucuklarını gencecik yaşta toprağa gönderen teröristleri nasıl olur da affeder. Ya da eline anayasa ile verilen af yetkisini kullanırken bu herifleri nasıl olurda “ayırmaz.” Genel Sekreterlik aylardır yapılan eleştirilere sayın cumhurbaşkanının adına cevap vermiş. Ben bir TÜRK evladı olarak benim kardeşlerimi, bu memleketin kuzucuklarını şehit eden teröristleri affeden cumhurbaşkanından cevap değil hesap bekliyorum. Diplomatik ifadeleri dışarıya kullansınlar. Bu cevabı bize vermelerinin anlamı ne. Malumu ilamdan başka bir şey değil. Bende bir hukukçuyum. Anayasanın 104. maddesi ne der iyi bilirim. Ancak “suçun mahiyetine bakılmaksızın” ve “kanun koyucunun amacı göz önüne alınarak” ne demektir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı takdir yetkisini hukuktan, insan haklarından, milli birlik ve beraberlikten ve şehit olmuş evlatlarımızın hesabını sormaktan yana kullansın diye oradadır. Bir teröristi affetmek; tarafsız olmak değil o gadrin tarafı olmak anlamını taşır. Bana bunun başka bir anlama geldiğini izah ve isbat edecek yüreği olan varsa gelsin erkekseler bunu herkesin önünde tartışalım. Ayrıca “kanun koyucunun amacı göz önüne alınarak” şeklinde bir ifade kullanan Genel Sekreterlik, Köşk’ün yaptığı fahiş hataya bir de TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİ ortak tutmasın. O maddenin lafzında yada ruhunda eli kanlı teröristleri affetme anlamını çıkaracak tek bir zihniyet sorunu yoktur. Sorun TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’nin yani KANUN KOYUCUNUN böyle irade etmiş olduğunu düşünen makamdadır. Şimdi Adalet Bakanlığı da çıkıp evet dosyaların tekmilini biz yapıyoruz ancak hangi kişiyle ilgili dosya hazırlanması gerektiğini talimatla köşkten alıyoruz dese KÖŞK NE DİYECEK... Kimi Kandırıyorsunuz. Öyleyse ben Adalet Bakanlığından da soruyorum; Ey Cemil ÇİÇEK! sen ki Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Adalet Bakanısın. Bu teröristler ile ilgili af dosyalarının ikmal ve tanzimi ile ilgili KÖŞK’ten bir talimat aldınız mı almadınız mı? Yada bu dosyaların ilk tanziminden sorumlu ve bu teröristlerin cezalarını çektiği hapishanelerin bulunduğu yerdeki BAŞSAVCILAR bu dosyaların hazırlanması ile ilgili olarak KÖŞK ten talimat aldınız mı almadınız mı? KÖŞK af konusunda tek yetkili merciidir. AFFA karar vermek yada vermemek KÖŞK’ün elindedir. KÖŞK yaptığı fahiş hatayı alttakilere havale ederek milleti kandırmasın. Bizim gibi merkeziyetçiliği 2000 yıldır süren bir devlet organizasyonunda astın üste zorla yada kandırarak 190 kere imza attırdığı nerede görülmüş. Bu arada KÖŞK kendi milletine diplomatik cevap vermeyi de bıraksın. O işi başka milletlerden olanlara yapsın. Madem ben bir TÜRK’üm ve madem bu evlatlar, kardeşler benim milletimin insanları ve madem Çankaya Köşkü BENİM MİLLETİMİN CUMHURBAŞKANLIĞI KÖŞKÜDÜR öyleyse adam gibi bir cevap yazılsın. Biz her gün bir evladımızı kaybederken teröristlere eski sermayelerini geri veren bu af müessesesini ve bu yetkiyi fahiş bir hataya çeviren SEZER’i en hafif ifadeyle KINIYORUM. http://forum.memurlar.net/topic.aspx?id=245822&page=2 Bu kınama kısmı beni aşar... Yukardaki alıntıda dikkat edilmesi gereken çok fazla nokta var...Katılmadığım yerler de var, ayrı ayrı belirtemeyeceğim katılmadığım yerleri. Ancak, konuya dahil olan arkadaşlar unutmasınlar ki, Cumhurbaşkanı 9 dosyayı geri iade etmiştir. Dolayısıyla affedip etmemekte tamamen serbesttir. Yani; Adalet Bakanlığı gönderdi de ben imzaladım diyemez. O zaman niye 9 dosyayı imzalamadın derler bir, ikincisi Anayasanın hangi maddesinde önüne gelen dosyayı onaylamak zorundadır yazıyorda siz onaylıyorsunuz diye sorarlar... BU DA EKLİ LİSTE Cumhurbaşkanımız A.N.SEZER'in Affettiği Teröristlerin İsimleri Şunlardır: BEKiR SITKI KEÇECi : THKP-C ÖRGÜTÜ MENSUBU EGE BÖLGE SORUMLUSU POLiS ÖLDÜRME EYLEMiNDE BiZZAT BULUNAN KiŞi MUSTAFA DEMiRER : THKP-C ÖRGÜTÜ MENSUBU 5 POLiS KATiLi MURŞiT ASLAN : PKK ÖRGÜTÜ MENSUBU ÜST DÜZEY SORUMLU AFTAN SONRA EYLEM HAZIRLIĞINDA iKEN YAKALANDI ORHAN GÜL : TKP/ML-TiKKO ÖRGÜTÜ MENSUBU TUNCELi MAZGiRT BÖLGE SORUMLUSU AFFEDiLDiKTEN SONRA EYLEMLERiNE DEVAM ETTi. TUNCELi MALAZGIRT'TE JANDARMA iLE GIRDIĞI ÇATIŞMADA ÖLDÜRÜLDÜ OKAN ÜNSAL : TKP/ML ÖRGÜTÜ MENSUBU ANKARA iL SORUMLUSU AFFEDiLDiKTEN SONRA EMNiYET GÜÇLERiMiZLE ÇATIŞMAYA GiRMiŞ KENDiSi VE KARISI ÖLDÜRÜLMÜŞ BERNA SAYGILI-ÜNSAL : TKP/ML ÖRGÜTÜ MENSUBU AFFEDiLDiKTEN SONRA EMNiYET GÜÇLERiMiZLE ÇATIŞMAYA GiRMiŞ KENDiSi VE KOCASI ÖLDÜRÜLMÜŞ ÖNDER MERCAN : TKP(ML)TMLGB ÖRGÜTÜ MENSUBU ANKARA iL SORUMLUSU MEHMET GÜVEL : TKP ÖRGÜTÜ MENSUBU AFTAN SONRA EYLEMDE YAKALANDI AYHAN TOPRAK : TKP/ML ÖRGÜTÜ MENSUBU ÜST DÜZEY SORUMLU iSMET SINAĞ : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU ERDOĞAN TOPRAK : THKP-C ÖRGÜTÜ MENSUBU ÜST DÜZEY SORUMLU GAMZE BAYRAM : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU ŞiŞLi DLMK SORUMLUSU SABANCI CiNAYETiNDE ADI GEÇMiŞ ENiS ARAS : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU AFTAN 5 AY SONRA EYLEMDE YAKALANDI HÜSEYiN KIRAN : TDKP ÖRGÜTÜ MENSUBU ÇEŞiTLi BOMBALAMA VE ADAM ÖLDÜRME EYLEMLERiNE KATILMIŞ CEM ŞAHiN : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU FATMA SiBEL SARISOY : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU MEHMET ACETTiN : THKP-C ÖRGÜTÜ MENSUBU ALi KONUK : SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU SEMiRAY YILMAZ : MLKP ÖRGÜTÜ MENSUBU TUĞRUL CANER KILINÇ : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU NiL PINAR ARIN : TKP/ML ÖRGÜTÜ MENSUBU NAZiF TÖRE : TKP/ML-TiKKO ÖRGÜTÜ MENSUBU CEZAEViNDEN FiRAR EDEREK YUNANiSTAN'A KAÇARKEN TEKRAR YAKALANMIŞ EDiBE TOZLU : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU HASAN ÇEPE : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU MuRAT ACAR : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU SABANCI CiNAYETiNDE ADI GEÇMiŞ MELAHAT AKAY : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU HÜSEYiN POLAT : PKK ÖRGÜTÜ MENSUBU OSMAN ALi ÇÖPEL : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU AHMET ÖZDEMiR : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU HAYDAR ÖZBiLGiN : MLKP ÖRGÜTÜ MENSUBU MEHMET ŞAHiN : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU NiHAT SÖNMEZ : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU ÜST DÜZEY SORUMLU MESUT SEViMLi : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU NiHAL SAKLAYICI : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU NURAY TOPRAK : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU SADIK YILMAZ : MLKP ÖRGÜTÜ MENSUBU iBRAHiM TEKiN : PKK ÖRGÜTÜ MENSUBU RESUL AYAZ : TKiP(EKiM) ÖRGÜTÜ MENSUBU ÖRGÜT ÜST DÜZEY ELEMANLARIYLA SIK SIK GÖRÜŞMEKTEDiR ERAY KARAPINAR : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU EROL ALTIOKKA : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU MUSTAFA KILINÇ : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU MEHMET SEViŞ : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU ÖRGÜTE YARDIM VE YATAKLIK YAPMAKTA KENAN CAMEKAN : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU GENÇLiK ORGANiZATÖRLERiNDEN ERTUĞRUL KAYA : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU OĞUZHAN DURMUŞ : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU HÜLYA GÜNAY : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU ATiLLA SELÇUK : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU TÜLiN DAĞ : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU ESMAHAN EKiNCi : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU MUHARREM KURŞUN : TKiP(EKiM) ÖRGÜTÜ MENSUBU MURAT KIRSAY : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU TUNCER DiLAVEROĞLU : TYKKÖ ÖRGÜTÜ MENSUBU HASAN AYDOĞAN : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU ÖMER ÜNAL : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU BÜLENT ÖNER : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU YUNUS ÖZGÜR : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU ERGAZi YURTOĞLU : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU YÜKSEL MIZRAK : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU YÜCEL UĞUR : TKP/ML ÖRGÜTÜ MENSUBU YALÇIN ABATAY : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU ABBAS ALKAN : PKK ÖRGÜTÜ MENSUBU iBRAHiM AYHAN ÖZGÜL : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU DEFALARCA JANDARMA KARAKOLUNA VE EMNiYET MÜDÜRLÜĞÜNE SALDIRIDA BULUNMUŞ, SALDIRI PLANLAMIŞ MUSTAFA GENÇ : SiLAH KAÇAKÇISI AGOP iPLiKCi : SiLAH KAÇAKÇISI ALi CEFAT UĞRAŞ : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU ÖRGÜT SORUMLULARINDAN ERDAL ARIKAN : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU BOMBALAMA VE KUNDAKLAMA OLAYLARINA KATILMIŞ ŞADUMAN KABACI : EKiM ÖRGÜTÜ MENSUBU ÖZLEM iLHAN : MLKP ÖRGÜTÜ MENSUBU NAMIK KEMAL BEKTAŞ : MLKP ÖRGÜTÜ MENSUBU HAKKI ŞEKER : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU BOMBALAMA VE KUNDAKLAMA OLAYLARINA KATILMIŞ SUAT KARABULUT : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU YILMAZ BABATÜMGÖZ : MLKP ÖRGÜTÜ MENSUBU LÜTFi TOPAL : THKP-C ÖRGÜTÜ MENSUBU CiHAN ARKAN : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU TAYYAR SÜRÜL : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU MESUT AVCI : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU ALi RIZA GÜNGÖR : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU SiNAN RAKiP : TKP/ML ÖRGÜTÜ MENSUBU ÜMiT KANLI : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU ADEM KEPENEKLiOĞLU : TIKB ÖRGÜTÜ MENSUBU BARIŞ YILDIRIM : THKP-C ÖRGÜTÜ MENSUBU HAYDAR BARAN : TKiP(EKiM) ÖRGÜTÜ MENSUBU HAYDAR GÜNEŞ : TDKP ÖRGÜTÜ MENSUBU ÜST DÜZEY SORUMLU iLHAN DEMiREL : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU EMiR KESKiN : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU RAMAZAN ÇiÇEK : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU AYLA ÖZCAN : THKP-C ÖRGÜTÜ MENSUBU iNAYET GUNENC : PKK ÖRGÜTÜ MENSUBU BARIŞ GÖNÜLŞEN : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU SEVGi TAĞAÇ : MLKP ÖRGÜTÜ MENSUBU PETEK TÜRKMEN : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU CANALi TÜRKMEN : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU TAMER ÇADIRCI : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU MEHMET LEYLEK : MLKP ÖRGÜTÜ MENSUBU GÜLAY iNCESU : TKP(ML) ÖRGÜTÜ MENSUBU OZAN AKIN : MLKP ÖRGÜTÜ MENSUBU BARBAROS HAYRETTiN YILMAZ : TKP/B ÖRGÜTÜ MENSUBU ÖZGÜR SALTIK : TKP/ML ÖRGÜTÜ MENSUBU TURAN ÇiL : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU ERCAN UÇUK : MLKP ÖRGÜTÜ MENSUBU ZEYNEL YILDIZ : THKP-C ÖRGÜTÜ MENSUBU ŞAHiN GEÇiT : TKP/ML ÖRGÜTÜ MENSUBU MUSTAFA ALTAN : MLKP ÖRGÜTÜ MENSUBU MURAT ERTEKiN : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU ÇETiN DÖNMEZ : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU AYŞE ÇAVDAR : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU MEHMET BÜLENT YILMAZ : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU SALiH AYDIN : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU aLi ŞAHMO : TKP/ML ÖRGÜTÜ MENSUBU METE YALÇIN : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU LEYLA UZUNHASANOĞLU : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU BEHZAT ESMER : PKK ÖRGÜTÜ MENSUBU HATiCE YILMAZ : THKP-C ÖRGÜTÜ MENSUBU HASAN BASRi AYDIN : TÖB-DER ÖRGÜTÜ MENSUBU ÖKKEŞ KARAOĞLU : TKP/ML ÖRGÜTÜ MENSUBU JANDARMA KARAKOLUNA BASKIN YAPMAK, POLiS ARACINA SiLAHLI SALDIRI YAPMAKTAN MAHKUM iKEN AFFEDiLiYOR, SONRA TEKRAR ÖRGÜTE KATILIP GÜVENLiK GÜÇLERiMiZLE ÇATIŞMAYA GiREREK ÖLDÜRÜLMÜŞ MUSTAFA KERiM OKATAN : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU GÜRGiN YAMAN : SiLAH KAÇAKÇISI RAMADAN SADIKOĞULLARI : THKP-C ÖRGÜTÜ MENSUBU NAZAN YILMAZ : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU HÜSEYiN AVŞAR : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU METiN GÜNAY : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU BANU COŞKUN : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU ALi YILMAZ : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU NURAY GÖNÜLŞEN : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU SELAHATTiN AKCAN : TKP/ML ÖRGÜTÜ MENSUBU iSMAiL HAKKI SADiÇ : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU MAKBULA AKDENiZ : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU DENiZ BAKIR : MLKP ÖRGÜTÜ MENSUBU HAKAN YILMAZ : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU CENKER ASLAN : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU HURŞiT ASLAN : PKK ÖRGÜTÜ MENSUBU MEHMET SALiH ARIĞTEKiN : PKK ÖRGÜTÜ MENSUBU POLiS KATiLi SEMRA ASKERi : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU DiNÇER OTLUÇiMEN : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU ULAŞ GÖKTAŞ : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU AYHAN KOÇ : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU MAHMUT YÜCEL : TKP/ML ÖRGÜTÜ MENSUBU HÜSAMETTiN ÖZDEM : TDP ÖRGÜTÜ MENSUBU MURAT BAHÇELi : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU SIRRI VOLKAN GÜNAY : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU BiNALi YILDIZ : TKP/ML ÖRGÜTÜ MENSUBU MUSTAFA TOKUR : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU ÖZGÜL DEDE : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU YÜKSEL DOĞAN : PKK ÖRGÜTÜ MENSUBU iBRAHiM GEZiCi : TKP/ML ÖRGÜTÜ MENSUBU iNAN EREN : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU TEKiN YILDIZ : TKP/ML ÖRGÜTÜ MENSUBU AHMET TURAN ATMACA : MLKP ÖRGÜTÜ MENSUBU SEDAT FELEK : TKP/ML ÖRGÜTÜ MENSUBU NECATiN AYAZ : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU SUZAN BARAN : TKP/ML ÖRGÜTÜ MENSUBU GÜRHAN HIZMAY : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU HAKAN BARAN : TKP7ML ÖRGÜTÜ MENSUBU HALiL DOĞAN : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU iLHAN EMRAH : TKP/ML ÖRGÜTÜ MENSUBU DOĞAN KARATAŞTAN : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU MUSTAFA SAĞDIÇ : HDÖ ÖRGÜTÜ MENSUBU GÜLPERi ÖZEN : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU RUHi UZUNHASANOĞLU : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU FATMA GÜZEL : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU AYDAN ODABAŞ : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU GÜLSEVEN ÖZTÜRK : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU MADIMAK ÖZEN : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU GÜLDEREN SAN : TDP ÖRGÜTÜ MENSUBU EYLEM YEŞiLBAŞ : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU HÜSEYiN ALi GÜNAY : MLKP ÖRGÜTÜ MENSUBU HÜSEYiN TAŞKIN : MLSPB/DK ÖRGÜTÜ MENSUBU ÜST DÜZEY SORUMLU MUSTAFA YAŞAR : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU YAŞAR DEMiRCAN : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU ERGÜN BÜTÜNER : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU NERGiZ iZCi : THKP-C ÖRGÜTÜ MENSUBU FAiK ÖNDER : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU ŞAHiN AKSOY : PKK ÖRGÜTÜ MENSUBU BÜLENT DEMiRÇELiK : TKP/ML ÖRGÜTÜ MENSUBU BARIŞ KAYA : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU KEMAL ALTINGÜL : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUBU CAViT TEMÜRTÜRKAN : DEV-SOL ÖRGÜTÜ MENSUU MURAT CANDAR : TiKB ÖRGÜTÜ MENSUBU MUSTAFA ERKAN ÇETiN : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU DHKP-C DOĞU KARADENiZ ÜST DÜZEY SORUMLUSU NEZAHAT GÜNDOĞAN : PKK ÖRGÜTÜ MENSUBU ÜST DÜZEY SORUMLU MÜSLÜM KALOĞULLARI : TKP/ML-TiKKO ÖRGÜTÜ MENSUBU HATUN AN : DHKP/C ÖRGÜTÜ MENSUBU KAYNAK_1:http://www.ulusozluk.com/k/ahmet-nec...in-af-listesi/ KAYNAK_2:http://www.teroreodul.com/ KAYNAK_3:http://forum.memurlar.net/topic.aspx?id=245822 Alıntı
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 BİLGİ EDİNME YASASI GEREĞİNCE CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMINA------------------------------------------------------------------- İLGİ : Elektronik posta yolu ile ... günü ilettiğiniz başvurunuz. Cezası kaldırılan hükümlüler konusunda, son günlerde basında yer alan haberlerden üzüntü duyduğunuzu belirten, ilgi başvurunuz alınmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı'nın cezanın kaldırılmasına ilişkin yetkisi, Anayasa'nın 104. maddesinin ikinci fıkrası ( bendine göre, sürekli hastalık, sakatlık ve kocama durumu olan hükümlüleri kapsamaktadır. Hükümlülerin söz konusu koşullara uygun olup, olmadığı sağlık kurulu raporu ve bunu onaylayan Adli Tıp Kurumu raporlarıyla belirlenmekte, bu raporların alınması aşamasındaki tüm işlemler ilgili Cumhuriyet Savcılıkları'nca yürütülmektedir. Tamamlanan dosyalar ADALET BAKANLIĞI'NCA Sayın Cumhurbaşkanı'na sunulmak üzere Genel Sekreterliğimiz'e gönderilmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız, bu aşamaların bitirildiğinin Adalet Bakanlığı'nca belirlenip, konunun bir yazıyla Cumhurbaşkanığı'na iletilmesinden sonra, SUÇUN NİTELİĞİNDE BİR AYRIM YAPMADAN Adli Tıp Kurumu raporuna dayanarak hükümlünün sağlık durumunu ve Anayasa koyucunun amacını gözeterek, cezanın hafifletilmesi ya da kaldırılması yetkisini kullanmaktadır. Bilginizi rica eder, duyarlılığınız için teşekkürlerimi iletirim. Genel Sekreter Adına H.Bülent SERİM Genel Sekreter Yardımcısı Sanırım, Cumhurbaşkanlığı Makamının yukarda ilk alıntıda geçen bilgi istemine vermiş olduğu cevap bu. Arkadaşlardan bir tanesi kimmiş o diyordu...Kendisinden rica ediyorum, bir de o sorabilir mi? Ben 9 dosyayı merak ediyorum...Ulaşabilirse memnun olacağım. Outloock'um şu anda bir sorun veriyor...Bugün bir daha deniyorum...Bakalım ne zaman cevap ulaşacak...Ulaşan cevabı ayrıca bildireceğim nasip olursa...Hem Adalet Bakanlığına hem de Cumhurbaşkanlığına bugün bilgi sordum tekrar...Hadi hayırlısı Alıntı
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Cevap verildiğinde bildireceğimi belirtmiştim. Cumhurbaşkanlığından tarafıma verilen cevap aşağıdadır. Kendilerine teşekkür ediyorum. Sayın Bekir TUFAN 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Yasası kapsamında elektronik posta yoluyla ilettiğiniz, 16.05.2000-31.05.2007 günleri arasında Cumhurbaşkanlığına sunulan 270 af dosyasından geri gönderilen dokuzunun gerekçelerine ilişkin bilgi verilmesi istemini içeren başvurunuz alınmşıtır. Sayın Cumhurbaşkanımızın göreve başladıkları 16.05.2000 gününden bu yana Anayasa'nın 104. maddesinin ikinci fıkrasının ( bendinin onüçüncü alt bendi uyarınca cezalarının kaldırılması istenen; -Dört hükümlünün dosyası, kaçak oldukları için, yakalanmaları sonrasında Adli Tıp Kurumu Başkanlığının vereceği rapora göre durumlarının yeniden incelenmesi, -İki hükümlünün dosyası, ceza infazının ertelenmiş olduğu dikkate alınarak, bu sürenin bitiminde yeniden yapılacak muayeneleri sonrasında Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca düzenlenecek rapora göre durumlarının değerlendirilmesi, - Bir hükümlünün dosyası, durumunun, bir süre daha izlenmesi sonrasında Adli Tıp Kurumu Başkanlığının vereceği rapora göre değerlendirilmesi, uygun görüldüğünden; -İki hükümlünün dosyası ise, durumları Adli Tıp Kurumunca belirlenen sürekli hastalıklarının Devlet hastanesinde bakım ve tedavi görmesini zorunlu kılmaması nedeniyle, Adalet Bakanlığına geri gönderilmiştir. 4982 sayılı Yasa uyarınca bilginizi rica ederim. Genel Sekreter Adına H.Bülent SERİM Genel Sekreter Yardımcısı Demek ki, ne imiş; Cumhurbaşkanı önündeki bütün dosyaları onaylamıyormuş. Bu onun tekelinde olan birşeymiş. Lakin, iadeleri incelediğimizde sadece 3 hükümlünün dosyasının red (iade edilme) edilmesinde Cumhurbaşkanının takdir hakkını kullandığını görüyoruz. Ceza infazının ertelenmesi ve kaçaklık durumunda af yetkisinin kullanılmasının hükmü yoktur. Aslında vardır da ortada fiziki bir sorun vardır. 6 kişiyi es geçiyoruz. Kalan 3 kişinin durumları ise; Cumhurbaşkanı 1 kişinin durumunun bir süre daha izlenmesi sonucu adli tıp kurumunun kararını beklemek istemiştir. Yani dosyayı iade etmiş ve şu an için tam olarak af edilip edilmemesi konusunda bir karar verilemeyeceğini belirtmiştir. İkisini ise usul yönünden geri çevirmiştir. Bahsi geçen hastalıkların Devlet Hastanesinde bakım ve tedavi görmelerinin zorunlu olmadığından bahisle geri çevirmiştir. Dosya tamam olduğu halde bu şekilde iade etmiştir. Burada ise fiziki imkansızlık değil dosyanın içeriğini ve mahkumun hastalık halini dikkate alarak hastalıkların zorunlu olarak devlet hastanesinde tedavilerinin gerekmediği gerçeğinden hareketle af yetkisini kullanmamıştır. Demek ki, Cumhurbaşkanı af yetkisini kullanırken dosyanın içeriğine iyice dikkat etmektedir. Ne var ne yok dosyalarda bilmektedir. Daha öte giderek bir şey daha söyleyeyim. Kendileri hakkında sağlık raporu düzenlenmesi için kişilerin öncelikle hapishanede olmaları gerekir. Dosya hazırlandıktan sonra Bakanlığın bunu Cumhurbaşkanlığına ulaştırması gerekir. Kişiler bu arada kaçaksa bakanlık eğer farkına varmadan Cumhurbaşkanına göndermişse dosyayı Cumhurbaşkanı Bakanlığa bu kişilerin durumlarını sormuştur. Farkına varmış olsalardı zaten göndermezlerdi. Belki de dosya Cumhurbaşkanlığına gönderildikten sonra bu kişiler kaçak konumuna düşmüşlerdir. Zannımca Adalet Bakanlığı kaçak kişilerin dosyalarını Cumhurbaşkanlığına göndermemiştir. Göndermiş olsa bile 4 tane bu türden dosya vardır. İlki iade edildikten sonra Bakanlığın diğer dosyalar hakkında daha dikkatli olması gerekirdi. Bu da Cumhurbaşkanlığı af dosyasını incelediği gibi Bakanlığa kişilerin son durumlarını da sormaktadır. Buna göre karar vermektedir. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımız kimleri affettiğini çok iyi bilmektedir. Ve dilerse bu yetkisini kullanmayabilir. Zira daha önceki Cumhurbaşkanlırının kendisinin yarısı kadar af yetkisini kullanmadığı bilinmelidir. Ama ben yine de Cumhurbaşkanının bile isteye bu kişileri af ettiğini sanmıyorum. Burada bir ali-cengiz oyunu var. Anayasayı ezbere bilen Cumhurbaşkanımız kendisine verilen bu hakkı kullanmanın zorunlu olup olmadığını elbette biliyordur. Hepimiz zorunlu olmadığını bildiğimiz gibi. Ancak, bu yetkiyi niye bu kadar hoyratça kullanmıştır bu ayrı bir meseledir. Gönül istiyor ki, yanlışlık yapılmış olsun...Lakin bu kez de bu yanlış nasıl en az 200 defa yapılır sorusu takılıyor akla... Taylan Abi, birşey sormuştu. Kim o 75'yaşın üzerindeki adam diye galiba. Yanlış hatırlama olmuş. Af konusu değildi, çıkartılan bir kanun veto edilmişti. Genel bir düzenleme olmasına rağmen Cumhurbaşkanımız kişiye özel af çıkartılmaz diye veto etmişti. Aslında bu veto gerekçesi "KOCAMA" nedeniyle kendisininkullandığı af yetkisinin aynısı idi. Lakin o başından önüne böyle bir dosya gelirse af yetkisini kullanmayacağının sinyallerini vermişti. Tabi bence... Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Cevap için teşekkür ederim. [email protected] adresine 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Yasası gereğince ben de yazılı başvurumu yapmıştım. Henüz yanıt gelmediği için bildiremedim. Ancak dikkate değer nokta, aynı yazıdan farklı anlamlar çıkaran iki düşünce olduğudur. Benim anladığım, "tekel" oluşturabilecek bir durum söz konusu değildir. Keyfiyen reddedilen bir dosya yoktur. Durumunun izlenmesi gereken kişi için verilen karar ise zaten neticelenmemiştir. Gerekçe gösterilerek onaylanmayan her dosya "gerekçeli" olduğundan kişi tekel'inden uzaktır. İtham etmiş olduğunuz "ben yaptım oldu" mantığına hiçbir dosyada rastlanmamıştır. Alıntı
Misafir karabekir Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Ben yaptım oldu gibi bir mantıkla Cumhurbaşkanımızın hareket ettiğini belirtmek istemedim. Böyle bir anlama gelecek bir cümle kurmuş isem özür diliyorum. Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet Sezer ile diğer Cumhurbaşkanlarının af yetkilerini kullanmakta biraz daha cimri davranmaları arasında bir kıyaslama yaptım. Bunu da ben yaptım oldu mantığını göstermek için yapmamıştım. Yetkisini kullanıp kullanmamaktaki Anayasa hükmünün bir yükümlülük değil hak olduğunu belirtmek için örneklemiştim. Dolayısıyla her hak, sahibine serbestlik tanır. Dosyalar arasında bir keyfiyetten bahsetmek mümkün değildir. Uygun görülmemeden bahsetmek mümkündür. Cumhurbaşkanı en az bir dosyadaki kişininin durumunu af etmeye henüz uygun görmediği için iade etmiştir. Bu da Cumhurbaşkanının bir zorunlulukla af yetkisini kullanmamakta olduğunun göstergesidir. Yoksa, af yetkisinin kullanılmamasında Cumhurbaşkanımızın iade gerekçeleri çok yerindedir. Aslında bunları hiç gerekçe bildirmeden de iade edebilirdi. Ben bu konu üzerinde özellikle bir mesele sebebiyle duruyorum. Deniyor ki, Cumhurbaşkanı af yetkisini Adalet Bakanlığının gönderdiği dosyalar üzerinden kullanıyor ve takdir hakkı yoktur. Ben de, hayır Cumhurbaşkanının bu yetkiyi kullanırken takdir hakkı vardır isterse gerekçe dahi bildirmeyebilir diyorum. Zaten o tek dosyanın iade gerekçesi de tam olarak belli değil. İzlenip tekrar rapor düzenlenmesi istenilmiş. Niye izleniyor, ne eksik bunu bildirmemişler... Yani ki özellikle bunun üzerinde duruyorum. Cumhurbaşkanımız af yetkisini isterse kullanır istemezse kullanmaz...Bu tamamen ona tanınmış bir haktır. Nitekim kullanmadığı dosyalar da mevcuttur. Selamlar ile... Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Bir de bana gönderilecek yazının içeriğini inceleyelim bence. Sizin hassasiyetinizin olduğu noktayı anlıyorum, daha net ifadeler ile bir cevap verilirse herkes için daha anlamlı, daha kolay anlaşılır olacaktır. Şu anki sonuç itibariyle hala farklı düşünebiliyoruz. Saygılarımla. Alıntı
Φ haberci55 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Yine carpitmalar ve ezbere laflar.Cumhurbaskanini halk secsin demekle olay bitmiyor bu tek bir yasa degisikligi ile olamaz,bunun yanisira birkac yasa daha cikarilmasi gerekiyor.Olaylar carptiriliyor cünkü,bu ülkenin bütünlügüne kastetmis Atatürkcülüge ve Laiklige savas acmis olan gerici ve bölücü zihniyet amaclarina ulasabilmek ugruna her yolu deneyeceklerdir.Kinleri onlari bogacaktir en sonunda ve kazdiklari kuyulara kendileri düseceklerdir.Türkiye bugüne kadar böylesine bir rejim düsmanligi yasamadi,Türkiyenin kaderine bugüne kadar hic bir iktidar böylesine kasdetmedi.Cumhurbaskani onurlu bir kisilige sahiptir en azindan AB ve ABD nin kapi kullugu görevini üstlenmedi.Ve yensi gelene kadarda basta kalacaktir.Yeniside asla Türkiyenin düsmani olmayan birisi olacaktir. saygilarla Ezebere laflar diyorsun aynı şeyleri tekrarlayıp duruyorsun kendin konuyu çarpıtıyorsun başkalarına söylüyorsun. Ya Allah aşkına ne laiklik Atatürkculuk gericilik bunların konuyla hiçbir alakası yok. Bu konu terör üyelerinin selbest bırakılması. Konuyu saptırmaya çalışıyorsun saynı Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer beyfendi 142 mahkumu affediyor. bunların 50 küsürü terör örgütünün üyesi çıkıyor. Üstelikte affettigi adamlar tekrar dağa çıkıyor. Sonrasında ölü olarak ele geçiriliyor. 16 Mayıs 2000 tarihinde Cumhurbaşkanlığı’na seçilen Ahmet Necdet Sezer, adeta bir rekora imza attı. Sezer daha 3 yılını tamamlamadan 142 mahkûmu affetti. Affedilen mahkûmların çoğunluğunun ölüm orucu eylemcisi olması dikkat çekiyor "Anayasa’nın 104’üncü maddesi, Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkilerini düzenliyor. Cumhurbaşkanı’nın yürütme ile ilgili görev ve yetkilerini düzenleyen b fıkrası, af yetkisini de içeriyor. 104’üncü maddenin b fıkrasının 13’üncü bendi, Cumhurbaşkanı’na “Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak” yetkisini veriyor. İşte Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de Anayasa’nın verdiği bu yetkiyi kullanıyor ve bazı mahkûmları affediyor. Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü ve Dışişleri Başdanışmanı Tacan İldem’in, 6 Şubat 2003 tarihinde Çankaya Köşkü’ndeki basın bilgilendirme toplantısının ardından dağıtılan bilgi notunda, Cumhurbaşkanı Sezer'in, af çalışmalarına ilişkin de bilgi verildi. Bilgi notunda, göreve başladığı 16 Mayıs 2000 tarihinden 6 Şubat 2003 tarihine kadar geçen 996 gün içinde Sezer’in toplam 137 mahkûmu affettiği belirtiliyordu. Hemen ardından Cumhurbaşkanı Sezer’in 3 mahkûmu affettiğine dair kararlar da 7 Şubat 2003 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı. Bu sayı ile Sezer’in affettiği mahkûm sayısı 142’ye ulaştı. ANKA Haber Ajansı, 7 Şubat tarihinde Sezer’in en son affettiği 3 mahkûmla ilgili ilginç bilgileri veriyordu: “Sezer”in af kararı verdiği Nergiz İzci (29), ‘silahlı terör örgütünün sair efradı olmak ve meskun yere patlayıcı madde atmak’ suçlarından İzmir DGM tarafından 12 yıl 6 ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştı. Canker Aslan (31) ise ‘silahlı terör örgütünün sair efradı olmak ve meskun yerde patlayıcı madde atmak’ suçlarından Ankara DGM tarafından 21 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Ökkeş Karaoğlu (32) da, ‘silahı terör örgütünün sair efradı olmak’ suçundan İstanbul DGM'de yargılanarak, 15 yıl ağır hapis cezası almıştı. Karaoğlu, bir süre, F tipi cezaevlerine karşı başlatılan ölüm orucu eylemine katılmıştı.” Anadolu Ajansı ise Sezer’in bu mahkûmları Adli Tıp kurumu tarafından saptanan sürekli hastalıkları sebebiyle affettiğini belirtiyordu. Rahşan Ecevit affı olarak da bilinen ve çok tartışılan af yasasında bile 40 bin mahkûmun serbest kaldığı düşünülürse Sezer tarafından 142 mahkûmun affedilmesinin hiç de küçümsenmeyecek bir rakam olduğu görülecektir? Aslında Anayasa, Cumhurbaşkanı Sezer’e mahkûmları affetme yetkisi veriyor. Bundan önceki Cumhurbaşkanları da bu yetkiyi zaman zaman kullanmışlar. Ancak o dönemde affedilen mahkûmlar genelde çok yaşlı ve ileri derecede hasta olan kişilerdi. Sezer’in affettiği mahkûmlar ise son örnekte de görüldüğü gibi, ne hikmetse genelde gençlerden oluşuyor. İlginç bir tesadüf de, birçoğunun, hatta yarısından fazlasının ölüm orucu eylemcisi olması… Şimdi herkesin kafasında bir soru var." Sezer kimleri ve niçin affediyor? Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gerekli yerlere başvuran duyarlı arkadaşlara teşekkür ediyorum... Alıntı
Φ bozan Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Ezebere laflar diyorsun aynı şeyleri tekrarlayıp duruyorsun kendin konuyu çarpıtıyorsun başkalarına söylüyorsun. Ya Allah aşkına ne laiklik Atatürkculuk gericilik bunların konuyla hiçbir alakası yok. Bu konu terör üyelerinin selbest bırakılması. Konuyu saptırmaya çalışıyorsun saynı Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer beyfendi 142 mahkumu affediyor. bunların 50 küsürü terör örgütünün üyesi çıkıyor. Üstelikte affettigi adamlar tekrar dağa çıkıyor. Sonrasında ölü olarak ele geçiriliyor.16 Mayıs 2000 tarihinde Cumhurbaşkanlığı’na seçilen Ahmet Necdet Sezer, adeta bir rekora imza attı. Sezer daha 3 yılını tamamlamadan 142 mahkûmu affetti. Affedilen mahkûmların çoğunluğunun ölüm orucu eylemcisi olması dikkat çekiyor "Anayasa’nın 104’üncü maddesi, Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkilerini düzenliyor. Cumhurbaşkanı’nın yürütme ile ilgili görev ve yetkilerini düzenleyen b fıkrası, af yetkisini de içeriyor. 104’üncü maddenin b fıkrasının 13’üncü bendi, Cumhurbaşkanı’na “Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak” yetkisini veriyor. İşte Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de Anayasa’nın verdiği bu yetkiyi kullanıyor ve bazı mahkûmları affediyor. Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü ve Dışişleri Başdanışmanı Tacan İldem’in, 6 Şubat 2003 tarihinde Çankaya Köşkü’ndeki basın bilgilendirme toplantısının ardından dağıtılan bilgi notunda, Cumhurbaşkanı Sezer'in, af çalışmalarına ilişkin de bilgi verildi. Bilgi notunda, göreve başladığı 16 Mayıs 2000 tarihinden 6 Şubat 2003 tarihine kadar geçen 996 gün içinde Sezer’in toplam 137 mahkûmu affettiği belirtiliyordu. Hemen ardından Cumhurbaşkanı Sezer’in 3 mahkûmu affettiğine dair kararlar da 7 Şubat 2003 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı. Bu sayı ile Sezer’in affettiği mahkûm sayısı 142’ye ulaştı. ANKA Haber Ajansı, 7 Şubat tarihinde Sezer’in en son affettiği 3 mahkûmla ilgili ilginç bilgileri veriyordu: “Sezer”in af kararı verdiği Nergiz İzci (29), ‘silahlı terör örgütünün sair efradı olmak ve meskun yere patlayıcı madde atmak’ suçlarından İzmir DGM tarafından 12 yıl 6 ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştı. Canker Aslan (31) ise ‘silahlı terör örgütünün sair efradı olmak ve meskun yerde patlayıcı madde atmak’ suçlarından Ankara DGM tarafından 21 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Ökkeş Karaoğlu (32) da, ‘silahı terör örgütünün sair efradı olmak’ suçundan İstanbul DGM'de yargılanarak, 15 yıl ağır hapis cezası almıştı. Karaoğlu, bir süre, F tipi cezaevlerine karşı başlatılan ölüm orucu eylemine katılmıştı.” Anadolu Ajansı ise Sezer’in bu mahkûmları Adli Tıp kurumu tarafından saptanan sürekli hastalıkları sebebiyle affettiğini belirtiyordu. Rahşan Ecevit affı olarak da bilinen ve çok tartışılan af yasasında bile 40 bin mahkûmun serbest kaldığı düşünülürse Sezer tarafından 142 mahkûmun affedilmesinin hiç de küçümsenmeyecek bir rakam olduğu görülecektir? Aslında Anayasa, Cumhurbaşkanı Sezer’e mahkûmları affetme yetkisi veriyor. Bundan önceki Cumhurbaşkanları da bu yetkiyi zaman zaman kullanmışlar. Ancak o dönemde affedilen mahkûmlar genelde çok yaşlı ve ileri derecede hasta olan kişilerdi. Sezer’in affettiği mahkûmlar ise son örnekte de görüldüğü gibi, ne hikmetse genelde gençlerden oluşuyor. İlginç bir tesadüf de, birçoğunun, hatta yarısından fazlasının ölüm orucu eylemcisi olması… Şimdi herkesin kafasında bir soru var." Sezer kimleri ve niçin affediyor? Cevap veremeyecekler...Sezer'in neden hep ve illa sol örgüt mensuplarını affettiğine yanıt veremeyecekler...tarafsızlık nedir anlayamayacaklar...hani ihtiyarlar? hani yaşlılar? buyurun söz sizde sözde ulusalcılar... bozan Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Dinlemeyen anlamaz. Ya da anladığınız kapasitenizle sınırlıdır. Cumhurbaşkanlığına yazdık, gerekçeler gönderildi. Okursanız anlarsınız. Okumazsanız, böyle anlamsız anlamsız kendinizi tekrar edersiniz. Cevap verilmiştir, anlamak isteyenler cevabı almışlardır. İstemeyen *********, boş boş konuşmaktadırlar. Alıntı
Φ bozan Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2007 Cevap veremeyecekler...Sezer'in neden hep ve illa sol örgüt mensuplarını affettiğine yanıt veremeyecekler...tarafsızlık nedir anlayamayacaklar...hani ihtiyarlar? hani yaşlılar? buyurun söz sizde sözde ulusalcılar... bozan Misalerle herşey ispat edilmiştir, bu yüzden biliyorsan sorulara yanıt vereceksin, bilmiyorsan öğrenip bilene teşekkür edeceksin, hadise budur, yazın herkesin içmesi gereken bir bardak soğuk sudur... bozan'dır Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2007 Misalerle herşey ispat edilmiştir, bu yüzden biliyorsan sorulara yanıt vereceksin, bilmiyorsan öğrenip bilene teşekkür edeceksin, hadise budur, yazın herkesin içmesi gereken bir bardak soğuk sudur... bozan'dır Teşekkürünüzü kabul ederiz. Öğrenmiş olduğunuza da seviniriz. Duş alınız, ılık ılık. Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Yani ki özellikle bunun üzerinde duruyorum. Cumhurbaşkanımız af yetkisini isterse kullanır istemezse kullanmaz...Bu tamamen ona tanınmış bir haktır. Nitekim kullanmadığı dosyalar da mevcuttur. Selamlar ile... Benim başvuruma da yanıt gönderildi, ben de Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'ne teşekkürlerimi borç biliyorum. Ancak size verilen yanıt ile bana gönderilen temelde benzeşiyor. Ben ek olarak af dosyaları onaylanmayan 9 kişinin isimlerini de istemiştim. Aşağıda okuyacağınız nedenle bu talebim uygun görülmedi. Yasaya karşı saygımız sonsuz. Konuyu takip eden arkadaşlarımın bilgilerine sunarım. Sayın Taylan ********** 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Yasası kapsamında elektronik posta yoluyla ilettiğiniz, Sayın Cumhurbaşkanımızca uygun bulunmayarak geri gönderilen 9 af dosyasının gerekçeleri ve hükümlülerin adlarının bildirilmesi istemini içeren başvurunuz alınmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın göreve başladıkları 16.05.2000 gününden bu yana Anayasa'nın 104. maddesinin ikinci fıkrasının (-b-) bendinin onüçüncü alt bendi uyarınca cezalarının kaldırılması istenen; -Dört hükümlünün dosyası, kaçak oldukları için, yakalanmaları sonrasında Adli Tıp Kurumu Başkanlığının vereceği rapora göre durumlarının yeniden incelenmesi, -İki hükümlünün dosyası, ceza infazının ertelenmiş olduğu dikkate alınarak, bu sürecenin bitiminde yeniden yapılacak muayeneleri sonrasında Adli TıpKurumu Başkanlığınca düzenlenecek rapora göre durumlarının değerlendirilmesi, -Bir Hükümlünün dosyası, durumunun, bir süre daha izlenmesi sonrasında Adli Tıp Kurumu Başkanlığının vereceği rapora göre değerlendirilmesi, uygun görüldüğünden; -İki hükümlünün dosyası ise, durumları Adli Tıp Kurumunca belirlenen sürekli hastalıklarının Devlet Hastanesinde bakım ve tedavi görmesini zorunlu kılmaması nedeniyle, Adalet Bakanlığına geri gönderilmiştir. Öte yandan, 4982 sayılı Yasa'nın 21. maddesinde, "Kişinin izin verdiği haller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında, açıklanması halinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve haysiyetine, mesleki ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır." kuralı yer almaktadır. Belirtilen kural uyarınca, kişisel bilgi niteliği taşıdıklarından, hükümlülerin adlarının bildirilmesi isteminiz anılan Yasa kapsamına girmemektedir. 4982 sayılı Yasa uyarınca bilginizi rica ederim. Genel Sekreter Adına H.Bülent SERİM Genel Sekreter Yardımcısı Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Yalnız bu gelen son yanıt(Sayın Taylan Beye); bu işlerde gözden kaçırma olayına pek ihtimal verilmediğini gösteriyor bize;benim şüphelerim daha da arttı şimdi... Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Yalnız bu gelen son yanıt(Sayın Taylan Beye); bu işlerde gözden kaçırma olayına pek ihtimal verilmediğini gösteriyor bize;benim şüphelerim daha da arttı şimdi... Sayın ali0_1, şüphelerinizi biraz daha açık ifade edebilir misiniz? Gözden kaçırma derken? Ben anlayamadım. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Sayın ali0_1, şüphelerinizi biraz daha açık ifade edebilir misiniz? Gözden kaçırma derken? Ben anlayamadım. -Dört hükümlünün dosyası, kaçak oldukları için, yakalanmaları sonrasındaAdli Tıp Kurumu Başkanlığının vereceği rapora göre durumlarının yeniden incelenmesi, -İki hükümlünün dosyası, ceza infazının ertelenmiş olduğu dikkate alınarak, bu sürecenin bitiminde yeniden yapılacak muayeneleri sonrasında Adli TıpKurumu Başkanlığınca düzenlenecek rapora göre durumlarının değerlendirilmesi, -Bir Hükümlünün dosyası, durumunun, bir süre daha izlenmesi sonrasında Adli Tıp Kurumu Başkanlığının vereceği rapora göre değerlendirilmesi, uygun görüldüğünden; -İki hükümlünün dosyası ise, durumları Adli Tıp Kurumunca belirlenen sürekli hastalıklarının Devlet Hastanesinde bakım ve tedavi görmesini zorunlu kılmaması nedeniyle, Adalet Bakanlığına geri gönderilmiştir. Yani o kadar da başıboşça onaylanmıyor bunlar;eğer belirli kesimlerden affedilip iddia edildiği gibi işler yapmış olanlar varsa bu Türkiye'nin önemli bir komplo içerisinde olduğunu gösterir;suçlusunu bilememek de bizlere azap verir... Saygılar... Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Yani o kadar da başıboşça onaylanmıyor bunlar;eğer belirli kesimlerden affedilip iddia edildiği gibi işler yapmış olanlar varsa bu Türkiye'nin önemli bir komplo içerisinde olduğunu gösterir;suçlusunu bilememek de bizlere azap verir... Saygılar... "Suçlusu" demeyelim isterseniz. "Sorumlusu" diyelim. Ve ben size söyleyeyim; bu işin sorumlusu dilekçeyi kabul eden savcılar, muayene eden doktorlar, onaylayan adli tıp ve mühür imza makamı adalet bakanlığı tayfası. (farzedelim yani) Siz de bana deyin ki; bunun sorumlusu Cumhurbaşkanı. Bu mudur demeye çalıştığınız? bardağın yarısı dolu. yarısı boş. buyrun. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 "Suçlusu" demeyelim isterseniz. "Sorumlusu" diyelim. Ve ben size söyleyeyim; bu işin sorumlusu dilekçeyi kabul eden savcılar, muayene eden doktorlar, onaylayan adli tıp ve mühür imza makamı adalet bakanlığı tayfası. (farzedelim yani)Siz de bana deyin ki; bunun sorumlusu Cumhurbaşkanı. Bu mudur demeye çalıştığınız? bardağın yarısı dolu. yarısı boş. buyrun. Şöyle diyeyim geçen cümlemle bağıntı olsun:Ben azap çekiyorum bu konudan!!! Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2007 Ya arkadaşlar ben şahsen şaşırdım. Bu konu hala tartışılıyor mu ? Yani ben foruma ara vermeden öncede tartışılıyordu. Bunun pek tartışılacak tarafıda yokki. Yasalar sağlık durumu el vermeyen kişilerin cezasının infaz edilemeyeceğini söylüyorsa. Kişi ister karşılıksız çek yazan birisi olsun. İster yedi çocuğa tecavüz etmiş bir sapık olsun, isterse terorist olsun, isterse kapkaççı olsun. Herkese uygulanır. kanunlar kişilere göre uygulanmazki. daha önce defalarca yazdım ben bunu. Heyet mahkumun sağlık durumunun cezayı çekmesine imkan tanımayacak kadar kötü olduğunu rapor ederse, mahkum bu aftan yararlanır. Bu mahkum hangi suçu işlerse işlesin. Çünkü yasaların "genellik" ilkesi vardır. Yani hasta mahkumlara böyle bir hak verildiyse, suçu ne olursa olsun her mahkum yararlanır. Bunu Cumhurbaşkanının suçu gibi göstermek. bencede çok koyu art niyet içeriyor. Zira bunun çözüm yeri meclistir. Yasa değiştirilerek mahkumun salıverilmesi değil, açık cezaevine yerleştirilmesi, veyahut sağlık koşullarına uygun cezaevelri inşa edilmeside sağlanabilir. ama bunları yapmayıp "bakın cumhurbaşkanı teröristleri affediyor" demek. koyu bir artniyet içerir. ve çok büyük haksızlık olur. Nasılki bir kişi ne suç işlerse işlesin, ancak kanunun suçuna verdiği cezayı verebiliyorsak mahkemelerde. kişi ne suç işlerse işlesin, cezasının infazıda kanunun belirlediği şekilde olur. Yani unutmayalım, nasıl geçmişte "teröristleri kapsamayacak af " ilan edildi, ama sonra davalar açıldı ve "yasaların genelliği" ilkesi gereğince terör suçundan hapis olunanlarda aftan yararlandı. Yani yasa bir hak verdiyse, suçu ne olursa olsun hiçkimseyi özel olarak o haktan mahrum bırakamazsın. bu ali arkadaşımızın söylediği gibi azap veriyorsa, tek çözüm yeri meclistir. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2007 Ya arkadaşlar ben şahsen şaşırdım. Bu konu hala tartışılıyor mu ? Yani ben foruma ara vermeden öncede tartışılıyordu. Yani yasa bir hak verdiyse, suçu ne olursa olsun hiçkimseyi özel olarak o haktan mahrum bırakamazsın. bu ali arkadaşımızın söylediği gibi azap veriyorsa, tek çözüm yeri meclistir. Sayin CYRANO ,,aramiza tekrar hosgeldin Ben bu foruma katilisim sizin gibi usta kalemleri birarada gördügüm icindir...sizlerden ögrenecegimiz cok seyler var.. Sayin cumhurbaskanimizin aflarına gelince bu konuda yapilacak birsey yok ... Bu aflar cumhurbaskanimiza ait degil Meclisimize aittir ... Bu aflardan rahatsiz olan ,5.senedir Meclisimizi esir alan Akp ,ye basvurabilirdi...zaman kalmadi diyorsaniz siz isteyin..yasalar ,günler viz gelir.. fakat bu konuda zannediyorum Akp nin cok umrundaydi bugün bu yasalardan yararlananlar yarin onlar yararlanacaklardir ayni yasalardan cünkü yoktur aslinda birbirlerinden incelik farki.. olsa olsa bir renk farki vardir..Sivas olaylari ile basbaglardaki olay gibi...!! Sivasta aydinligi yakmaya kalkmislardir ,basbaglarda kana bulamislardir..Türkiyenin karsitlari..!! bu ince ayrintilari görebilen insanlar bugün taslaniyor bilincli olarak ,,,sezerin afları...bahane Anani algit bahanesi....Analarini kendi aralarina bile sokmayanlar günah diye ,,analarimizi evlerde bile tahmül edemiyorlar Akp nin gaflari,na ..Sayin cumhurbaskanimizin tokatlari ...budur icin icin yakan budur sindiremedikleri..ANALARIMIZI SINDIREMEDIKLERI GIBI...gerisi bahane .. Saygilar yamyam frankfurt Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.