Φ Senyour Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2007 1) Layiklik nedir ? Türkiye layikmi? Layikse neden Diyanet işleri var, varsa neden butun azınlıkların temsilcileri yok sadece sunni muslumanları temsil ediyor? 2)Demokrasi nedir?Turkiyedeki demokrasi evrensel demokrasimidir ? 3) 71 ve 80 darbeleri solculara karsı yapılmıstır peki neden simdi sol askeriyeden medet umuyor? Alıntı
Φ restpektif Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2007 Laiklik, kaba anlamiyla, herkesin inancini ozgurce yasayabildigi, hicbir inancin diger inanc sahipleri uzerinde baski kuramadigi ve kendi kurallarini dayatamadigi, devlet islerinde ise herhangi bir dinin referans olarak alinamayacagi sistemin adidir. Turkiye'de bir inanc veya mezhep, "Diyanet isleri Baskanligi" vasitasiyla, devlet tarafindan kurumsallastirilmis ve boylece bu inanisin ve inananlarin diger inanclar uzerinde baski olusturmalarinin yolunu acmistir. Devlet eliyle siyasi ve ekonomik ayricaliga kavusmus bu gruba karsi dogal olarak olusan toplumun diger kesimlerindeki tepkiyi ise yine devletin bazi burokratlari yonetir olmustur. Kanaatimce bu durum cok ilginctir. Bir baba olarak hem cocuklarimin arasina ayrim sokup bazilarina uvey muamelesi yapacagim ve hem de benim verdigim ayricaligin etkisiyle palazlanmis oz evlatlarin baskisindan bunalan uvey cocuklarimin dertleriyle hemhal olup beraberce nutuk atacagim! Laiklik ile demokrasiyi bir arada goturmediginizde ortaya kendisi basli basina bir din haline donusmus 'laiklik' cikar ki, bu durum sistemi farkli inanclara sahip toplum kesimleri uzerinde bir dayatma, baski araci haline getirir. Unutmayalim, laiklik sadece dini kurallarin devlet icinde referans alinamamasi degil ama ayni zamanda tum inanclarin ozgurce yasanabilmesinin teminati olmalidir. Herhangi bir dinin inananlarina kendi ibadetlerini ve diger dini rituellerini (bu inananlari baglayan her turlu dini kurali kapsar) ozgurce icra edebilmeleri icin devlet her turlu kolayligi saglamak durumundadir ancak bunu yaparken diger inanc sahiplerinin ozgurluk alanini daraltamaz ve guvenlik anlayisiyla ters dusemez. Iste laiklik bu ozgurlukler dengesinin teminatidir. Toplumun bir kesiminin hayat tarzini "cagdas" diye nitelendirip digerlerini disladiginizda, dini ozgurluklerin ve ayni zamanda devletin dinden azade olusunun garantisi olan laikligi baski aracina donusturursunuz. Cunku devlet her turlu inanisa, hayat tarzina vs. karsi esit mesafede durmalidir. Aslolan toplumun guvenligidir ve devlet de bunu saglamakla yukumludur. Bu da demokrasi ile mumkundur. Demokrasi halkin yonetime katiliminin adidir. Bazen Cumhuriyet ile demokrasi birbirine karistirilir. Bunda da haklidirlar bir bakima. Cunku genis anlamda Cumhuriyet de sonucta bir halk idaresidir. Oysa cagdas dunyada demokrasi disi cumhuriyetler oldugu gibi devlet sekli cumhuriyet olmayan demokrasiler de vardir. Ayse Onal'dan kucuk bir alintiyla konuyu acalim biraz: "Ingiltere ve Suudi Arabistan her ikisi de monarşi ile yönetiliyorlar. Ancak iki yönetim arasında hukuk açısından uçurum var.. Güney Kore ve İran her ikisi de cumhuriyetle yönetiliyorlar. Ancak iki yönetim arasında hukuk açısından uçurum var. sveç, Norveç, Belçika monarşi ile yönetiliyorlar. Ancak dünyanın en gelişmiş demokrasilerine örnek gösteriliyorlar. Finlandiya da cumhuriyetle yönetiliyor Nijerya da. Nijerya dünyanın en yolsuz Finlandiya dünyanın en şeffaf ülkesi... Petrol zengini Nijerya’da dünyanın en yoksulları, hiçbir doğal zenginliği olmayan Finlandiya’da dünyanın en zenginleri yaşıyor..." O halde demokrasiyi ayricalikli kilan sey "hukukun ustunlugu"dur diyebiliriz. Anlam itibariyle birbirine bu derece katismis demokrasi ve cumhuriyet pratikte de birlikteligi sagladigi taktirde ortaya ideal bir devlet sekli cikar. Darbeler hep Cumhuriyet'i koruma bahanesiyle yapilir ve her yapildiginda da demokrasinin asindirildigi dillendirilir. Oysa asinan sadece demokrasi degildir ama ayni zamanda cumhuriyettir. Cunku hem hukukun ustunlugu ilkesi zedelenerek demokrasiye, hem de halkin kendi iradesiyle belirledigi yoneticilerin yok sayilmasiyla cumhuriyete zarar verilmis olur. Bir hatirlatma yapmakta fayda var; Cumhuriyeti en dar anlamiyla alan devletlerde dahi mutlaka halktan birilerinin devleti yonetmesi esasi vardir. Genis anlamda ise halkin kendi icinden birilerini yonetime getirmesidir zaten cumhuriyet. Kisacasi, askerin yonetime mudahalede bulundugu bir ortamda cumhuriyetten bahsedilemez. Asil yapilmasi gereken, hukuk icinde mucadeledir, yani demokratik mucadele. Turkiye icin bu kavramlarin yerli yerine oturabilmesi icin henuz uzunca bir surec gerekmektedir kanaatimce. Oncelikle toplum olarak demokrasiyi icsellestirmemiz gerekiyor. Korku, kaygi ve onyargilarimiz cok hakli da olabilir fakat herseye ragmen hukukun ustunlugu ilkesine bagli kalmamiz gerektigine inaniyorum. Cunku birbirlerinden farkli dusunen, inanan, giyinen, yiyip icen... insanlari bir arada, baris icinde tutabilmenin tek yolu demokrasi kulturudur. Farkli cozum arayislari mevcut farkliliklari daha da derinlestirmekten ve sonucta catismaya goturmekten baska bir ise yaramazlar. Darbeler kendilerine karsi yapildigi halde solcular nicin askerden hala medet umuyor sorusunu ise kisaca gecistirmek istiyorum cunku basli basina bu konu ayri bir tartismanin konusu olabilir. Turkiye'de solculuk adeta belli bir hayat tarziyla, giyimle es anlamli sunulagelmistir. Solculuk ve sagcilik dindar olup olmamakla anlasiliyor. Oysa sol denildiginde ilk basta akla halk gelmeli, esitlik prensibi, ezilenden yana olma, herkese aciklik gibi prensiplerdir belirleyici olan. Statukodan degil halktan yana! Demokrasiye saygili! Bu sozumle beni bir yerlere koymaya kalkanlar olacaktir ama acikca soylemek gerekirse; solculuk evrenselliktir, ulusalcilik degil! Kisacasi onceki darbelerde askerin hismina ugrayan evrensel olma iddiasindaki solcularla gunumuzun ulusal solunu(!) birbirine karistirmamak lazim. Ayni zamanda o donemdeki sol dusuncenin de ne kadar sol oldugu tartisilabilir ama sonucta temel hareket noktalarinin birbirlerinden tamamen farkli olduklarini soyleyebiliriz. Yapici elestiri ve gorusler gelmesi dilegiyle.. Alıntı
Φ Senyour Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2007 Okadar guzel anlattınki 3. sorum ancak bukadar guzel cevaplana bilinirdi... bunları anlattıgın icin cok tskler simdi daha ii dusunebiliyorum enazından hatırlıyorum simdi.... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.