Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

çuval olayında ordunun başındaki şahıs şiir gibi görev yaptığı için büyük önder atatürk gibi giydirmeyin bana çizmelerimi demek yerine şiir gibi edebiyat çalışmaları içine girmiştir.çuval olayı ; mustafa kemal ve şuan ki genel kurmay başkanımız atatürk evladı yaşar büyükanıt paşamın yokluğunun ceremesini çekmemizden başka birşey değildir.

unutulmasınki türk milleti kendine yapılan iyiliğide kötülüğüde karşılıksız bırakmayacaktır yalnızca zaman meselesidir.

  • Cevaplar 115
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Genelkurmayın açıklamasında dikkat çekilen meseleler can alıcı nitelikte önemlidir. Asker uyarıyor, millet uyarıyor bir kısım anlamaz ya da anlamazdan gelenler, ya böyle anlamak istiyor, ya Ulusalcı cephenin karşısında yer almayı çoktan seçmişler demektir.

 

Mesele ciddidir, kaygı vericidir, asırlık Türk düşmanlığı güdenler bugünleri çok önceden planlamışlar, şimdi yapılması gereken bütün vatanseverlerin bütün ufak ayrıntıları bir kenara bırakarak bugün kenetlenmesidir.

 

Çocuklarımız için, onların aydınlık, barış içerisinde, gelişmiş, bağımsız bir Cumhuriyette, sömürgecilerin bütün tuzaklarını fark ederek neler yapılabiliri değerlendirmelidir. İnsanlarımızı, din, dil, mezhep ayrımına sokan hatta şimdi son aşamada, uygulamaya sokulan laik, antilaik ayrımında kutuplaştıranların iyi niyetli olmadıklarını görmeliyiz.

 

Yeryüzünde Allah'ı temsil eden özel bir kurum ya da birey var mı? Bir imamı memurluğu dışında vasıflandırırsak ona Allah'ın temsilcisi gibi değerler yüklersek imamın hatalarını Allah'a mal etmiş oluruz. İmamda devlet memurudur. Görevi gereği işini yapmaktadır. Herkes işini yapmalıdır. Peygamberliğe yada halifeliğe soyunmasın hiç kimse. Peygamber devri kapanmıştır.

 

İnsanların din ile bunca çıkar elde etmesi ve müslümanların buna göz yumması affedilir birşey değil. Herşeyden önce Allah katında vebal. Allah için hayır yapmak isteyen onun adını kullanan ******* yüzüne ******.

Gönderi tarihi:

Atabeyler operasyonunda bir yüzbaşı, iki astsubay ve bir emekli binbaşı çıktı. Sauna çetesinin lideri Özel Kuvvetler’de görevli bir yüzbaşıydı. Hrant Dink cinayetindeki Coşkun İğci jandarma muhbiriydi. Danıştay saldırısında göz altına alınan Muzaffer Tekin emekli subaydı. Cumhuriyet gazetesi saldırısındaki bombalar MKE yapımıydı. Cumhuriyetimiz, birlik ve beraberliğimiz tehdit altındadır

 

Koskoca Turkiye'deki laik rejimin uc ildeki cocuklu gosteriler nedeniyle tehdit altinda oldugunu soyleyip herseyden once Turkiye'nin buyuklugune haksizlik edersen ayni anlamsizlikta ancak boyle bir muhtira yayinlanabilir...

Gönderi tarihi:

Sorun 3 ildeki çocuklu gösteriden kaynaklanmıyor, sorun günden güne artmakta olan ve Siyasal İslam ile bir din devleti kurmayı amaçlayan kişilerin sinsi ve gizli planlarını yavaş yavaş yaymaya çalışmasından kaynaklanıyor.

 

Ve kimse kusura bakmasın Cumhuriyet sahipsiz değildir ve onun mücadelesini verecek olanlar meydanı kimseye bırakmayacak. Askerin muhtirasından rahatsız olanlara sözüm korkunun ecele faydası yok. Bu oyun bozulacak.

Gönderi tarihi:
Atabeyler operasyonunda bir yüzbaşı, iki astsubay ve bir emekli binbaşı çıktı. Sauna çetesinin lideri Özel Kuvvetler’de görevli bir yüzbaşıydı. Hrant Dink cinayetindeki Coşkun İğci jandarma muhbiriydi. Danıştay saldırısında göz altına alınan Muzaffer Tekin emekli subaydı. Cumhuriyet gazetesi saldırısındaki bombalar MKE yapımıydı. Cumhuriyetimiz, birlik ve beraberliğimiz tehdit altındadır

 

Koskoca Turkiye'deki laik rejimin uc ildeki cocuklu gosteriler nedeniyle tehdit altinda oldugunu soyleyip herseyden once Turkiye'nin buyuklugune haksizlik edersen ayni anlamsizlikta ancak boyle bir muhtira yayinlanabilir...

Siz Türk ulusunun ordusuna ne kadar camur atarsaniz atin o ordu bizimdir,Türkiyeyi bölmek isteyenlere gereken cevap verilmistir.Türkiyenin büyüklügü Laiklik ve Cumhuriyet düsmanl,arinca telikeye sokulmustur.Olaylari bu kadar basite indirgemeniz ve Serefli Türk ordusuna saldirmaniz sizin demokrasiyi savundugunuzu degil AKP yi savundugunuzu gösteriyor.Cünkü AKP icin demokrasi zaten bir tramvaydir aractir.Ve zamani geldiginde Demokrasiden kendiliklerinden vazgececektiler,bu nedenle Ordu onlari bu okadar kolay degil diye uyardi.Gocunanlarin neden gocunduklari artik bir sir olmaktan cikmistir.

Bu ülkede din tacirlerine,Ülkeyi tarikatlardan icazet alarak yönetenlere ve bölücülere sayin,sehitlere kelle diyenlere gecit yoktur.Türkiyeyi AKP yi yönetenlerin babalari degil Türkiye icin can atanlarin atalari kurdu.Ve TÜrkiyeyi saldirdiginiz TSK korumakla mükelleftir.Sizide onlar korumaktadirlar,AKP degil.

Gönderi tarihi:
Genelkurmayın açıklamasında dikkat çekilen meseleler can alıcı nitelikte önemlidir. Asker uyarıyor, millet uyarıyor bir kısım anlamaz ya da anlamazdan gelenler, ya böyle anlamak istiyor, ya Ulusalcı cephenin karşısında yer almayı çoktan seçmişler demektir.

 

Mesele ciddidir, kaygı vericidir, asırlık Türk düşmanlığı güdenler bugünleri çok önceden planlamışlar, şimdi yapılması gereken bütün vatanseverlerin bütün ufak ayrıntıları bir kenara bırakarak bugün kenetlenmesidir.

 

:clover:

70. MiLYONU AGLATANLAR.,.,

 

Evet mesele okadar ciddidirki.,,Ülkemizi gözümüzün icine baka baka Seriata teslim etmeye calisanlar,,Bunu yapanlar bir Avuc azinlik,.!!! Bu kadar basit.,.,.Gücü kendilerine göre,.,Hiristiyanlardan aliyorlar,.,buda gercegin ta kendisi,.,

Takkiye gibi fellah,.,.

AMA UNUTMASINLAR BU ÜLKEDE 70,MiLYON MÜSLÜMAN COCUGUNU AGLATANLAR Bunu tarihde oldugu gibi.,,hesabini verecektir,.,

Bu Meydanlara inenler.,.,onun bunun cocugu degil,.,Bu Memleketin cocuklari,.,Özmü ÖZ,.,.bunu sakin unutmayin,.,!!!

Bu cocuklar Müslüman,.,BU COCUKLAR CIRPINIYOR BU DÜNYADA BIZDE VARIZ,.,.

Yerimizi Ayirtik yerimizi Alicagiz.,.

Bu cografyadanda,.,.ADAM GIBI ADAM BIR ULUSUN CIKACAGINA HAYKIRAN COCUKLAR,.,.Bu benim Memleketimin Cocuklari

onlar Biziz bizleriz.,

Onlari Hayranlikla izliyen bu cografya,.,Evet onlari bu cografya izliyor,.,.

Bu cocuklar Dünya kupasinda 3.cü olduklarinda.,.,Dünya onlari gercek anlamda ne icin Alkisladiklarni UNUTMAYIN,.,

Bunu cözmek icin ,.,ARNSTEIN Olmaya gerek yok,.,,.,

Onlar Orda TÜRK GIBI KOKUYORDU,.,.,orda hepsi bir Gelincik tarlasini olusturmustu

Onlar orda Kirmizi Beyaz ,,AY YILDIZI GÖKLERE TASIMISTI,.,

Bu Cumhuriyet Diye Meydanlara inenler O Ay Yildizi

Yere indirmeyecektir.,.

Bu 70.Milyon Bunda kararli ,,,Artik Bu Saatten Sonra Takkiye Yapsanizda ,,Takkiyenizi Geri alamayacaksiniz.,.

 

BU 70.MiLYON KARARLI,.,.,

 

:shuriken: yamyam frankfurt

Gönderi tarihi:
Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi web sitesi olan tsk.mil.tr adresinde, 27 Nisan 2007 tarih ve BA-08/07 sayı ile yayınlanan geceyarısı açıklaması, Sayın Genelkurmay Başkanımız ve bütün Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının düşüncelerini doğru olarak yansıtmamaktadır.

.

.

.

Türk Silahlı Kuvvetleri ülkesi ve milleti ile Türkiye’nin bütünlüğün teminatı olarak olarak asil Türk milletinin kalbindeki yerini herzaman koruyacaktır. Türk ordusu demokrasiye ve Türk halkının sahip olduğu bütün yüce değerlere saygılıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri, başta laiklik olmak üzere, Cumhuriyetin bütün temel değerleri kadar modern çağın vazgeçilmez değeri olan Türk demokrasisinin de teminatıdır.

 

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

LİNK AŞAĞIDADIR.

 

-http://www.harbiyeli.net/?q=node/58-

 

 

 

Uyduruk bir websitesininin yalanlarını, hiçbir araştırma yapmadan "TSK mensuplarından açıklama" diye yutturmaya çalışmanız karşsında sizin de bu dezenformasyonu yaymaya çalışan Fettoş müritlerinden biri olduğunu düşünmemek elde değil. Biri de çıksa "Fethullah'ın mürtilerinden açıklama" sloganıyla bir websitesi kurup, Fethullah Hz. Muhammed'i peygamber olarak görmüyor, bizim asıl peygamberimiz Saidi Nursi'dir diye propaganda yapıyor dese, birileri de bu propagandayı yaymaya çalışsa tepkiniz ne olurdu? Müslümanlık bu mu, ahlak bu mu? "Amaca giden yolda her türlü ***** her türlü fesatlık yapılır" düşüncisinde misiniz?

 

ŞİMDİ GELELİM ESAS MESELEYE:

Bu üye neden bu foruma gelip kel alaka bir başlık açarak, adres, telefon, faks gibi hiçbir iletişim bilgisi bulunmayan Utah merkezli bir sitenin yalan haberlerinin reklamını yapıyor? Acaba harbiyeliler Utah'a mı taşındı yoksa Fetullahın müritleri kendini harbiyeli mi sanıyor? Öğrenmek için aşağı okuyunuz lütfen:

 

ABD'nin kucağına oturup TSK'ya saldırmayı gorev edinen Fethullah, yeni internet siteleri acarak saldırılarına devam ediyor! CIA'den aldığı psikolojik harekat dersleriyle inanılmaz psikolojik savaş yontemleri kullanan Fettoş once TSK'da yolsuzluk yapılıyormuş gibi izlenim uyandırmak icin yolsuzluklarla ilgili bir internet sitesi kurdu, ardından milliyetci simgeler kullanarak kurşad isimli internet sitesiyle Buyukkanıt Paşa'ya karşı muthiş bir iftira ve yalan kampanyası yuruttu. Daha sonra denizcilersitesi isimli bir site acarak ve sitedeki iftiralarını Nokta Dergisi'nde haber yaparak TSK'ya karşı darbe iftiralarıyla dolu kampanyasına devam etti.

 

Ordunun yumruğunu goren Fettoş son olarak harbiyelilerin ismini kullanarak alelacele bir internet sitesi actı ve "harbiyeli aldanmaz" şeklinde propaganda faaliyetine başladı! Bu sitenin acılma tarihi muhtıranın yayınlanmasından 2-3 gun sonradır. Sitede bolca Ataturk resimlerine ve ordu yanlısı goruşlere yer vererek kendisini maskeleyen Fethullahcılar sanki orduda bir emir-komuta sorunu varmış gibi izlenim oluşturma amacı icindeler. Daha once iftira attıkları Buyukanıt Paşa'ya bu sefer ovguler duzerek maske takmışlar ve "muhtıra ordunun tamamının goruşunu yansıtmaz" şeklinde yonlendirici bir mesaj vermeye calışmışlar! Her zaman olduğu gibi sitenin sunucusu Utah'ta!

 

Fettoş'un taktiği basittir. Once iftira dolu bir internet sitesi acar ve inandırıcı olmak icin "dinci" dışında her kılığa girer. İnandırıcı olmak icin milliyetci gorunebilir, Ataturkcu gorunebilir veya solcu gorunebilir. Ardından kendine bağlı dinci basını harekete gecirerek ve bu siteyi kaynak gostererek muthiş bir iftira propagandası başlatır. İftiranın kaynağı olan internet sitesi kendisinin, iftirayı yayan basın da kendisinin...Komplo teorileriyle kafası bulanmış insanlar da maalesef gordukleri bu sıradışı dezenformasyon haberilerine inanma hatasına duşebilir.

 

Bu Fettoş o kadar şerefli bir insan ki, TSK'ya saldırmak uğruna o nefret ettiği milliyetci kesimlere ait resim ve soylemleri kullanmaktan hic cekinmez! O kadar şerefli bir insan ki o duşmanı olduğu TSK'ya saldırmak icin TSK'lı kılığına girmekten ve Ataturk resimleri kullanmaktan cekinmez! O kadar şerefli bir insan ki iftira atmak uğruna solcu kılığına bile girebilir.

 

Maalesef toplumda Fettoş'un dezenformasyonlarına karşı zayıf insanlar var. Mumkun olduğu kadar Fettoş'un psikolojik savaş yontemleri konusunda halkın bilinclenmesi lazım. Fettoş'un iyi anladığı birşey var: Halkın %80 oranıyla en cok guvendiği kurum olan ordunun, halk gozunde imajı bozulmadan ve halkın orduya verdiği guven desteği sarsılmadan cumhuriyet rejimini değiştirmenin imkanı yoktur. Bu bilincle, TSK'nın halkın gozundeki imajı sarsmak icin surekli iftira ve yalan kampanyaları yurutuyorlar.

 

Fethullah'ın bu dezenformasyon faaliyetlerine kanmayın ve ordumuzun en tepeden en aşağıya kadar tek yumruk olduğunu iyi bilin.

 

Son olarak, "Kuran'ın babası öldü, Kuran yetim kaldı" diyen birini izlemek isterseniz aşağıdaki linke bir göz atın:

http://www.youtube.com/watch?v=dimFtLSzRCo

  • 1 ay sonra...
Gönderi tarihi:

Ahmet Altan: Ordu ve çıldırma…

 

 

 

Geceyarıları garip bir dille yazılmış muhtıraları internet sitesine koyma tuhaflıkları…

 

Cumhurbaşkanıyla ve başbakanla görüşüp Milli Güvenlik Kurulu’nu toplayarak tartışılacak “Kuzey Irak’a müdahale” gibi önemli konuları basın toplantılarından açıklayıp, devlet kademelerinde konuşmama ciddiyetsizlikleri…

 

Kürt meselesi gibi olağanüstü hassas konularda halkı meydanlara davet etme kışkırtmaları…

 

Doğru dürüst yazmayı bile beceremedikleri anadillerine bir ömür vermiş aydınları hedef gösterme cüretkarlıkları…

 

Bütün bunlar, bizimki gibi bir ordu için bile fazlasıyla gayrıciddi ve disiplinsiz hareketler.

 

Üstelik boğazlarına kadar siyasete battıklarından bir de kendi mesleklerini unutmuş durumdalar.

 

Kendi askeri karakolumuzu bile koruyamıyoruz.

 

İki kişi geliyor, karakolu basıyor, yedi gencecik askeri öldürüp sekizini yaralıyor, ayrıca saldıranlardan biri de olay yerinden kaçmayı başarıyor.

 

El insaf…

 

Buna askerlik mi diyorsunuz?

 

O öldürülen çocuklar bu ordunun generallerine emanet edilmişti.

 

Ne oldu o emanetlere?

 

Kim bunun sorumlusu?

 

Bir ordunun üstüne vazife olmayan işlere karışacağına ciddi biçimde askerlik yapması, karakolunu koruması, çocuklarını sakınması gerekmiyor mu?

 

O çocukların hesabını kim verecek?

 

Kimse…

 

Onun yerine internet sitesine “ordumuzu yıpratmaya çalışıyorlar” diye klişelerle ve tehditlerle dolu bir muhtıra daha koyacaklar.

 

Korkutup susturacaklar.

 

Ölen çocukların hesabını vermeyecekler.

 

Bir yarbay, bir binbaşı, bir er daha uzaktan patlatılan mayınla öldürüldü.

 

Geçen gün Ayşe Önal’dan öğrendik ki Kuzey Irak’ta Amerikan askerleri “manyetik alanı kitleyip” uzaktan bomba ve mayın patlatmayı imkansızlaştırmış.

 

Bizim ordu niye bunu yapmıyor?

 

Niye subaylarıyla erlerini korumuyor?

 

Halkı sokaklara çağıracaklarına, manyetik alanı kitleyecek teknolojiyi uygulamaları gerekmiyor mu bu komutanların?

 

Onların işi bu değil mi?

 

Resmi rakamlara göre Cudi Dağı’nda 35, Gabar Dağı’nda 100 PKK’lı varmış.

 

Bizim binlerce asker onları yakalayamıyor.

 

Niye?

 

Bütün bunlar bizim ordu için bile normal değil.

 

Sanırım ordunun içinde anormal bir şeyler oluyor.

 

Çok tuhaf şeyler.

 

Ve, ordu askerliği bırakmış ülkeyi hızla bir belanın içine doğru sürüklüyor.

 

Manyetik alanı kitleyip dağdaki yüzeli PKK’lıyı yakalayamadıkları, karakolları doğru düzgün koruyamadıkları için ya Kuzey Irak’a yüz binlerce askerle girip içinden çıkamayacağımız bir felakete dalacağız ya da içerde büyük gösterilerle Türk Kürt çatışması yaratacağız.

 

Medya generallerin siyasi kavgasına amigoluk yapacağına, ordunun işlevini niye yerine getirmediğini sormazsa, bu kışkırtıcı iklim devam ederse, sonunda generallerin de, medyanın da, aydınların da, halkın da paçasını kurtaramayacağı korkunç bir kaosun içine yuvarlanacağız.

 

Ordunun neden bu kadar tuhaf davrandığını süratle sorgulayıp anlamak zorundayız.

 

Korkarım, “dönüşü olmayan” noktaya çok yaklaştık.

 

Ordu bu anormalliklerini biraz daha sürdürürse Türkiye tarihinde yaşamadığı ölçüde bir karmaşa yaşayacak.

 

Doların fırlaması, ekonominin çökmesi, iflaslar, işsizlikler, sefaletler değil yalnızca bizi bekleyen, büyük iç çatışmalar, diktatörlük çekişmeleri, blok değiştirme çabaları, savaşlar da epeyce karanlık geleceğin içinde bizi bekliyor.

 

Yaşadığımız sorun, şu parti ya da bu parti, şu siyasi davranış ya da bu siyasi davranış anlaşmazlıklarının çok ötesinde ve çok daha derin bir sorun.

 

Sorun ordunun içinde.

 

Bizi korkunç bir karmaşaya sürükleyen bu çıldırma halinin gerçek nedenini bulup düzeltemezsek…

 

Bu ülke, bir daha içinden çıkamayacağı kanlı bir kuyuya düşecek.

 

Herkesin hayatı söz konusu.

 

Herkesin…

 

Kaynak: Gazetem.net

Gönderi tarihi:

Ahmet Altan -provakatör!

Cetin Altanin oglu Ahmet Altandan ne beklenebilir provakasyondan baska,onun yazilarini burada yayinlayip sözüm ona kendi fikirlerini tasdik edilmis gibi gösterenlerde bu provakasyonun bir parcasidir.

Düsünebiliyormususnuz,adam askere o kadar düsmanki karakolda sehit edilen askerlerimizin sucunu Generallere yüklüyor,bu adam PKK ve Ermeni terörünü destekleyen hakli gösteren bir cephededir bu nedenle onun bir gazetenin kösesinde yazmis oldugu ordu karsiti müsveddeleri kaalealmamak gerekir.Babasina bak oglunu al hesabi!

Gönderi tarihi:
Ahmet Altan -provakatör!

 

 

kimi koysak 'provakatör'.

yalnız senin gibi düşünenler hariç.

sen buna inanıyormusun.

 

elbek bir zaman sonra kim dolduruşa gelmiş anlarız nasılsa.

bizde gelenekdir, provakatörler üç beş yıl sonra günah çıkartırlar.

şimdiden başladılar ya.

Gönderi tarihi:
Militarizm geriye gidiştir.

Şeriat geriye gidiştir.

 

Ama görünen oki her ikiside birbirinin varlık nedeni bu ülkede.

Kör döğüşü devam ediyor ve biz de piyon olmaya devam ediyoruz.

 

Bir akıllı çıkana kadar böyle devam edecek göreceksiniz.

 

Sevgiler

 

 

yakın ve her zaman tehlike militarizmdir.

meseleleri saptırmak her ikisini aynı kefeye koymakdır.

 

 

Ali Bayramoglu;

 

1. Her hatta karşımıza aynı ulusalcı, özel harpçi ve kuvayı milliyeci örgütlerle ilişkili isimler çıkıyor.

 

2. Bu örgüt yelpazesinin içinde yer alan kimi kişiler, bir dönemin Gladyosu'nu andırır biçimde mühimmat depoluyor, para-militer örgütlenme içinde faaliyet gösteriyor.

 

3. Bu isimlerin karıştığı tüm skandal ve olayların hemen her zaman üstü kapalı kalıyor, münferit olarak geçiştiriliyor…

 

Bu durumda sorular ve şüpheler de kendiliğinden şekilleniyor:

 

Çeteler ve sivil toplum örgütleri iç içe geçen, dahası tek bir kökün ayrı dalları olabilir mi?

 

Bu yapılarda emekli askerlerin baskın ve düşündürücü varlığı neye işaret etmektedir?

 

Olup biteni anlamak açısından “çete” yerine “yarı resmi örgütlenmeler” tabiri daha doğru mu olur?

 

Örnek mi?

 

Sauna Skandalı'nda Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı Muhabere Arama Kurtarma timinde görevli Yüzbaşı Nuri Bozkır ve eski Emniyet Genel Müdür Vekili Ertuğrul Çakır'ın işadamı Kasım Zengin'le kurdukları örgüt çete boyutunu aşmıyor muydu? Bunların kamu kurumları ve alışveriş merkezlerinin krokilerini depolayan, askeri stratejik bilgilerle haşır neşir bir örgütlenme içinde olduğu ortaya çıkmamış mıydı? Beteri örgüt üyelerinin eylem yapmak için bombalı özel eğitimden geçtiği tespit edilmemiş miydi?

 

mesele budur işte.

Gönderi tarihi:

Askeri kadromuzun tatbikat meydanlarındaki üstün başarıları ve ihtişamlarını izlediğimiz kadar, "söz söyleme ve yanıt verme" konusunda akademilerde ne kadar iyi yetiştirildiklerini de hepbirlikte takip ediyoruz. Son bir kaç ay'a baktığınızda, onur kırıcı ve sürekli düzeltmeler gereken konuşmalar yapan bir hükümet ve başbakanı var. Ama Genelkurmay'ın bir sözünü geri aldığını, düzeltme gereği hissettiğini gördünüz mü?

Bu eğitimdir, kararlılıktır, iş bilmek, ön görmek, ileriye bakmak ve acizlerle aynı seviyeye inmeyecek kişiliğin dik duruşudur. Bu sözün üstüne, asker sevdalısı olduğumu, ihtilal aşkıyla yandığımı, militarizmi alkışladığımı söyleyecek örümcekler illa ki olacaktır. Dediğim şu'dur;

Net olmak, sözün arkasında durmak, düzeltmelere ihtimal vermeyecek şekilde açıklama yapmak herkesin harcı değildir. Kelle'yle, Sayın'ın, Ananı al da git'le, İçerdeki teröristlerin hesabı öyle kolay verilmez.

Olmaz öyle, yemezler.

Gönderi tarihi:

Askeri çöplük...

Şu günlerde insanlar birbirlerine “allahaısmarladık”, “güle güle” yerine “aman dikkat et,” diyorlar.

 

“Dikkat et….”

 

Böyle diyorlar çünkü herkes biliyor ki kendi iktidarlarını ancak kanlı bir karmaşanın içinden çıkartabilecek olanlar, yeni suikastlerden ve yeni katliamlardan medet umuyorlar.

 

Birilerini öldürecekler.

 

Türkiye’nin sakin ve düzenli bir ülke olmasına izin vermeyecekler.

 

Tam herkesin “birileri öldürülecek” tedirginliği yaşadığı günlerde, Amerika’da Türk Ordusu’ndan da iki generalin de katıldığı bir “beyin fırtınasında,” İstiklal Caddesi’nde büyük bir bombalamanın ve Anayasa Mahkemesi eski başkanını hedef alan bir suikastin gerçekleşmesini konu edinen bir “senaryo” tartışılıyor.

 

Senaryoya göre, PKK bu saldırıları üstlenmiyor ama kamuoyunda bu işi PKK’nın yaptığı inancı “yaratılıyor.”

 

Ve Türk ordusu Kuzey Irak’a giriyor.

 

Bu tartışmanın en ürkütücü yanı ise, “ya Amerika PKK liderlerini yakalayıp Türkiye’ye teslim ederse” sorusuna ortaklaşa “sakın ha” diye cevap verilmesi.

 

Bu senaryoya katılanlar, PKK liderlerinin teslimine karşı çıkıyorlar çünkü bu gelişme “AKP’nin işine” yararmış.

 

Anlaşılan tarafgirlik o hale gelmiş ki seçimle işbaşına gelmiş bir sivil hükümetin işine yarayan bir gelişme olmasın diye PKK’nın varlığına razılar.

 

Çünkü şu sırada bir “darbe”nin ya da askeri bir rejime giden yolu açacak olan sıkıyönetim ilanının tek dayanağı PKK’nın varlığı.

 

Düşünsenize, PKK olmasaydı darbe isteyen cuntacılar ne yapardı?

 

Ellerinde hiçbir koz kalmazdı.

 

O yüzden “aman” diyorlar, “sakın PKK’ya dokunulmasın.”

 

PKK, Kürt halkına nasıl bir yararı olacağı kimse tarafından anlaşılamayan ve açıklanamayan mayınlı saldırılarını sürdürsün.

 

Sürdürsün ki askeri bir yönetim için elde bir koz bulunsun.

 

Amerika’daki “fırtınacılar” kitleleri hedef alan “bombalamaları” tartışırken İstanbul’da eski bir astsubay, ordu malı el bombaları ve TNT kalıplarıyla yakalanıyor.

 

Eski astsubay, emekli askerlerin kurduğu bir “güvenlik şirketinin” de elemanı.

 

Ele geçirilen bombalar, Danıştay baskınını gerçekleştiren ekibin Cumhuriyet Gazetesi’ne düzenlediği saldırıda kullandıkları el bombalarıyla “aynı seriden.”

 

Polisler, eski astsubaya bombaları nereden bulduğunu soruyorlar.

 

O da, “askeri bir çöplükte” bulduğunu söylüyor.

 

Askeri bir çöplük.

 

Darbe isteyen cuntacıların bulunduğu bir ülkenin tarifi gibi…

 

Şimdi bütün bunları birada düşünün.

 

PKK’ya dokunulmasın” talepleri, “bombalama” senaryoları, emekli askerlerin zulalarında bulunan bombalar.

 

Belli ki Türkiye’yi seçimlerden önce kanlı bir kıyma makinesinden geçirecek, insanları öldürecek bir “senaryo” akıllarda dolaşıyor.

 

Bu işlerde kullanılması muhtemel bombalar da “askeri çöplüklerden” çıkarılıyor.

 

Bu senaryoda hedef AKP gibi gösteriliyor.

 

Ama hedef AKP değil.

 

Hedefin AKP gibi gözükmesinin tek nedeni, bu partinin bütün hatalarına rağmen bu ülkede hala Avrupa Birliği’ni savunan tek parti olması.

 

Avrupa Birliği’ni savunan hangi parti iktidarda olsaydı, hedef o olacaktı.

 

Çünkü amaç, AKP’yi devirmek değil, bu “mazereti” AKP düşmanı masum Kemalistlerin aklını çelmek için kullanıyorlar.

 

Amaç, Avrupa Birliği üyeliğine, özgürlüğe, zenginliğe ve demokrasiye giden yolu kesmek…

 

Türkiye’de bir darbe rejimi kurmak… Bütün ülkeyi, içinden bombaların, ölümlerin, sıkıyönetimlerin, darbelerin çıktığı büyük bir “askeri çöplük” yapmak.

 

 

Ahmet Altan

18 Haziran 2007, Pazartesi

Gönderi tarihi:

Ahmet Altan kimin ideolojisine uygunsa onun idolü olur.Simdilik din tüccarlarinin ideolojisi icin calistigindan onlarin bas´tacidir.Ahmet Altanin kimdir.Ahmet Altanin babasi bir zamanlar ayni görüsleri destekleyen asiri solcu birisidir.Sonradan kompradorlarin savunuculugunu üslendi.Ogul Altanlarin bugün Türkiye Cumhuriyeti ve dolayisiyle din tüccarlari gibi Atatürk ve TSK düsmani olusu olaganüstü birsey degil.Türkiyeyi bagimsiz kilan ve bu bagimsiz Cumhuriyeti ic ve dis düsmanlara karsi koruyan legal silahli askeri güc TSK yi karalamak icin ellerinden gelen her seyi ardina koymayan bu kirli amacli odaklar Türkiyenin bütünlügü icin degil Türkiyenin parcalanmasi hesaplarini yaparlar.Dikkat edin bu iki provakatör güc yani Dinci kesimi(TARIKATLAR)ve asiri sol kesim Türkiyede ve Türkiyeye karsi bir olusum bir karalama bir ayrimcilik politikasi güden var ise onun etrafinda birlesirler.Simdilik Kürtcülerin borazanini calmaktadirlar.Demokrasi adina Allah adina Türkiyede bir ayricilik siyasetinin öncülügünü yapmaltadirlar.Ermeni sözdesoykirimi savunan ve Türkiyeyi suclayanda ayni kesimlerdir.Atatürk'ün bagimsiz Laik Türkiye Cumhuriyetini hazmedemeyenlerdir TSK ya ve Atatürkcü kuruluslara saldiranlar.Cünkü TSK var ise Atatürkcülük var demektir,TSK yoksa Atatürkcülük yok demektir.Iste Türkiye karsitlarinin(DINCI ve ASIRI SOL)birlestigi nokta budur.Yani ***** ****** gocunanalardir bunlar.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Başka tür şehit annesi

 

MEMLEKETİMİZİN şehitlik tarihinde ilk kez bir şehit annesi, o alışılmış mütevekkil ve gururlu edayı takınarak "Vatan sağ olsun!" dememiş, aksine yaman bir "şahadet sorgulaması" yapmıştı.

 

O anne, Hakkári'nin Çukurca ilçesinde şehit düşen Asteğmen Burak Okay'ın annesi Neriman Okay idi...Şöyle demişti Neriman Hanım:

 

"Oğlumu bisiklete bindirmedim ben, kaza yapıp, ölür diye. Devlet okullarında okutmadım, döverler diye. Ben oğlumu askere gönderdim. Ben onu öldürün diye mi verdim?"

 

Bu ilk kez oluyordu.

 

Kutsal, dokunulmaz ve sorgulanmaz şehitlik müessesi ilk kez, bir şehit annesi tarafından didikleniyordu.

 

Herkes gibi ben de "Acaba Genelkurmay ne diyecek?" diye bekledim.

 

Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, annenin tepkisi kendisine sorulunca, müthiş bir olgunluk ve incelik göstermiş ve "Şehit annesi ne derse bizim başımızın üstündedir" demişti.

 

Fakat ne yazık ki Başbakan Erdoğan, benzer bir inceliği gösterememişti.

 

"Ben bu şehit ailesini dinlemem" diyerek, evladını kaybetmiş anneye sırt çevirmeyi tercih etmişti...

 

O zaman ben de "Dinle Başbakan" diye bir yazı yazmış, "memleket uğruna bir evlat vermiş annenin, ne söylerse söylesin dinlenmesi gerektiğini" anlatmaya çalışmıştım.

 

* * *

 

Şimdi görüyorum ki...

 

Ne benim "Dinle Başbakan" çağrım, ne de aradan geçen zaman Başbakan'ı yumuşatmış.

 

İşte bakın:

 

Uğur Dündar'a "şehit anneleri" konusunda görüşlerini anlatan Başbakan Erdoğan, o "aykırı şehit annesi" karşısında hálá nasıl da anlayışsız...

 

Şöyle diyor Erdoğan:

 

"Annelerimizin evlatlarının şehit haberini aldığı zaman üzüntüsü olduğu kadar sevinci olduğunu da görüyorum. Ama başka türler de çıkıyor."

 

Başbakan'ın burada "başka türler" diyerek nitelediği şehit annesi, Neriman Okay'dan başkası değil...

 

Yani...

 

Erdoğan, Neriman Hanım'ın isyanı konusundaki "sıfır tolerans" yaklaşımını sürdürüyor.

 

Oysa...

 

Kendi evlatlarının çeşitli nedenlerle "söylentilere konu edilmesi" karşısında bile, yani bu kadarcık bir mesele karşısında bile haklı olarak isyan eden Tayyip Erdoğan'dan, ölmüş evladının arkasından isyanını dile getiren bir anneye karşı biraz daha anlayışlı olmasını beklerdik.

 

Hiç olmazsa o annenin eleştirilerinden en fazla alınması gereken Genelkurmay Başkanı'nın gösterdiği inceliği örnek almasını beklerdik.

 

Ama heyhat ki heyhat!

 

Ahmet Hakan, 21.06.2007, Hürriyet

Gönderi tarihi:
Başka tür şehit annesi

 

MEMLEKETİMİZİN şehitlik tarihinde ilk kez bir şehit annesi, o alışılmış mütevekkil ve gururlu edayı takınarak "Vatan sağ olsun!" dememiş, aksine yaman bir "şahadet sorgulaması" yapmıştı.

 

O anne, Hakkári'nin Çukurca ilçesinde şehit düşen Asteğmen Burak Okay'ın annesi Neriman Okay idi...Şöyle demişti Neriman Hanım:

 

"Oğlumu bisiklete bindirmedim ben, kaza yapıp, ölür diye. Devlet okullarında okutmadım, döverler diye. Ben oğlumu askere gönderdim. Ben onu öldürün diye mi verdim?"

 

Bu ilk kez oluyordu.

 

Kutsal, dokunulmaz ve sorgulanmaz şehitlik müessesi ilk kez, bir şehit annesi tarafından didikleniyordu.

 

 

ah. ah.

gerçekten bende çok istiyorum algılarımızdaki 'şehitligin' toplumca tartışılmasını.

her konuda oldugu gibi bu konuda da bu ülkede bir çok tezatlar bulunmaktadır.

 

dinde hiç bir şey dokunulmaz ve tartışılmaz degildir.

sorgulanamaz degildir.

yok böyle bir şey. en azından İslamda yok böyle bir şey.

her şeyi ama her şeyi sorgulayabiliriz, başka türlü iman olabilemez. kuru kuru gelenekselci din anlayışı 'dinsizlikden' beter bir anlayış. hiç bir şey yerli yerinde olamaz bu gelenekselci din anlayışında.

insanlar neye sevindiklerini ve neye üzüldüklerini bilmek zorundadır. sevinilecek yerde yerinmek, yerinecek yerde sevinmek ancak tezatlerı bol olan zihinlerin işleyecegi ameller kabilindendir.

 

onun için dinin her türlü görüşü tartışmaya açıkken iş bu şehadet meselesine gelince akan sular duruyor. bu çok absürt bişi.

mutlaka tartışılmalı ve mutlaka algılamalar sorgulanmalı, sonuna kadar.

dinayet işleri falan diyecegim ama onun da işi birazda bu degil mi? bir çok şeyi sorgulatmamak. dinayet bir nevi 'gaz' alma merkezi gibi dindarların .

onun için bagımsız entellektüeller daha dogru bir tercih.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.