Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ya-huseyn

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    9
  • Katılım

  • Son Ziyaret

ya-huseyn tarafından postalanan herşey

  1. çuval olayında ordunun başındaki şahıs şiir gibi görev yaptığı için büyük önder atatürk gibi giydirmeyin bana çizmelerimi demek yerine şiir gibi edebiyat çalışmaları içine girmiştir.çuval olayı ; mustafa kemal ve şuan ki genel kurmay başkanımız atatürk evladı yaşar büyükanıt paşamın yokluğunun ceremesini çekmemizden başka birşey değildir. unutulmasınki türk milleti kendine yapılan iyiliğide kötülüğüde karşılıksız bırakmayacaktır yalnızca zaman meselesidir.
  2. Milli Görüşçüler, Milli Selametçiler, Cumhuriyet Düşmanları, Atatürk Düşmanları özde Millet Düşmanları bu feyzi kimden alıyor. Nasihatlerin korkunçluğuna bakın... sevgili sarduyam soruna cevap vereyim; avrupa birliği, "tüsiad", amerka birleşik devletleriinden alıyorlar.1400 yıllık türk düşmanlığı ve 1400 yıllık türk islam hakimiyetinin rövanş ını son 200 yıldır almak istemektedirler. fakat; hüsrana uğrayacaklardır,çanakkalede 500 000 şehid, sakaryada 150 000 şehid kurtluş savaşında verdiğimiz 1000 000 şehid ile adı lazım değil "ekk" örgütüne verdiğimiz beşbin şehidin kanıyla sulanmuş bu topraklar o kadar kolay rövanş vermez. dosta düşmana duyrulur.....
  3. Bu konuda Taylan Abiye katılıyorum. ASKER TABİKİ SERT TEPKİ GÖSTERECEK BU ÜLKEDE OLNAR YOKMUŞ GİBİ DAVRANILMAYA BAŞLANDI AMA ONLARIN VARLIĞINI UNUTANLAR BU VATANI ONLARIN KORUDUĞUNU DA UNUTMASIN Bİ ÇOK ŞEİHİD VERDİK NE GÖZ YAŞLARI AKTI ANALARIN NEDEN? VATAN UĞRUNA ASKER TABİKİ TEPKİ VERECEK SELAMETLE.......
  4. ALLAH RASULÜ HÜSEYİN’İNE AĞLIYOR Bazen neden 1400 yıl sonra hâla acı verici bir olay için ağlıyorsunuz denildiğinde şöyle bir cevap veriyorum: Biz o yüce insan için şehadetinden sonra ağlıyoruz fakat sevgili Peygamberimiz daha şehit olmadan önce ağlamıştır. Dolayısıyla Hüseyin’e (a.s.) ağlamak peygamber efendimizin bir sünnetidir. Hasırdan hurma çekirdeğine kadar sünnetlere bağlı olan bazı kardeşlerimiz neden bu sünneti unutuyorlar acaba? Burada tümü Ehl-i Sünnet kaynaklarından olmak üzere Allah Rasülü’nün sevgili torunu için ağladığını ve şehadetini haber verdiğini bildiren hadisleri sunuyoruz.. Umarız bütün Muhammed (s) ümmeti, şehitler efendisi İmam Hüseyin’in (a.s.) başına gelen büyük acılarla gözyaşı dökmenin manevi hazzına ve uhrevi sevabına ulaşır. 1- Esma bint-i Ümeys şöyle naklediyor: “Ben Fatıma (a.s) oğulları Hasan ve Hüseyin’in ebesiydim. Hasan dünyaya geldiğinde... (Hz. Hasan’ın (a.s) doğumu ile ilgili bir kaç şeyi dile getirdikten sonra şunları ekliyor:) Hüseyin (a.s) dünyaya geldiğinde, Resulullah (s) yanıma gelerek “Ey Esma, çocuğumu bana getir.” diye buyurdu. Ben Hüseyin’i beyaz bir kundağa sararak Resulullah’a (s) verdim. Resul-i Ekrem (s) sağ kulağına ezan, sol kulağına ikamet okuduktan sonra, Hüseyin’i bana verdi ve ağlamaya başladı. Esma diyor ki: “Resulullah’a (s) “Anam, babam sana feda olsun ey Allah’ın Resulü, ağlamanızın sebebi nedir?” diye sorduğumda, alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber “Bu çocuğuma (ağlıyorum)” diye cevap verdi. “Bu çocuk dünyaya daha yeni geldi” dediğimde bana “Ey Esma, bu yavrumu zalim ve azgın bir grup öldürecektir. Allah-u Teâla benim şefaatimi onlara nasip etmesin.” diye cevap verdi. Daha sonra “Ey Esma, bunu kızım Fatıma’ya söyleme, çünkü o daha yeni doğum yapmıştır (ve bu haberi duymaya hazırlıklı değildir.)” buyurdu.” 2- Hakim Nişaburî şöyle rivayet etmiştir: “Ümm-ül Fazl Resulullah’ın (s) yanına gelerek “Ey Allah’ın Resulü, dün kötü bir rüya gördüm.” dedi. Peygamber ne gördüğünü sorunca, Ümm-ül Fazl “Çok kötü bir rüya gördüm. Sanki senin bedeninden bir parça kesilip benim eteğime bırakılıyordu.” diye anlattığında, Resulullah (s) “Çok iyi bir rüya görmüşsün. İnşaallah kızım Fatıma yakında bir erkek çocuğu dünyaya getirecek ve o çocuk da senin eteğinde büyüyecek (sen onun dadısı olacaksın).” dedi. Böyle de oldu. Hz. Fatıma, Hüseyin’i dünyaya getirdi ve onun dadılık iftiharını bana verdiler. Bir gün Hüseyin’i Resulullah’ın (s) yanına götürdüm ve onun kucağına verdim. Aniden Hz. Peygamber’in yüzünü diğer tarafa çevirerek ağladığını gördüm. “Ya Resulallah, annem-babam sana feda olsun; size ne oldu? (Niçin ağlıyorsunuz?)” diye sorduğumda şöyle buyurdu: “Cebrâil şimdi yanıma gelerek, ümmetimin bu çocuğumu öldüreceğini bana haber verdi. Cebrâil’e “Bu çocuğumu mu (öldürecekler)?” diye sorduğumda, “Evet” dedi. Daha sonra Hüseyin’in öldürüleceği yerden kan renginde bir avuç toprak bana getirdi.” 3- Harezmî önceki hadisi naklettikten sonra, Ümm-ül Fazl’dan şöyle rivayet etmiştir: “Ben Hüseyin’i (a.s) Resulullah’ın (s) yanına götürdüğümde, onu benden alıp ağlamaya koyuldu ve bana onun ölümünü haber verdi.” Ümm-ül Fazl devamında şunları ekledi: “Cebrâil bir grup melekle kanatları açık bir halde Resulullah’ın (s) yanına gelip, hepsi Hz. Hüseyin’in musibetine ağladılar. Cebrâil, Hz. Hüseyin’in şehit düşeceği yerin toprağından bir avuç getirmişti. O toprak etrafa misk kokusu saçıyordu. Toprağı Peygamber’e verdiğinde, “Ey Allah’ın Habibi, bu oğlun Hüseyin’in üzerinde şehit düşeceği topraktandır. Allah’ın rahmetinden uzak düşen bir grup Kerbela denen yerde oğlunu şehid edeceklerdir.” dedi. Hz. Peygamber de “Ey benim dostum Cebrâil, benim ve kızım Fatıma’nın oğlunu katleden grup acaba kurtuluşa erer mi?” diye sordu. Cebrâil “Hayır, Allah onları (bu yaptıklarından sonra) birbirlerine düşürecek ve ömür boyu kalp ve dilleri arasında ayrılık ve nifak bırakacaktır.” dedi.” 4- Hafız Cemaluddin Zerendi, Hilâl ibn-i Hübab’dan şöyle rivayet ediyor: “Cebrâil Hz. Peygamber’in yanında olduğu bir sırada, Hasan ve Hüseyin Resulullah’ın yanına gelerek Hazretin mübarek sırtına çıkıp onunla oynamaya başladılar. Resul-i Ekrem (s), anneleri Fatıma’ya (a.s) “Niçin bunları bir şeyle meşgul etmiyorsun?” dediğinde, Hz. Fatıma onları aldı, ama çok geçmeden çocuklar annelerinden ayrılıp, Hz. Peygamber’in yanına gelerek onunla tekrar oynamaya başladılar. Resulullah (s) onları kucağına aldı ve dizleri üzerine oturttu. Bu sırada Cebrâil arzetti: “Ey Allah’ın Resulü, yavrularınızı çok sevdiğinizi görüyorum.” Peygamber Cebrâil’e “Elbetteki çok severim, onlar yaşantımın iki güzel (fesleğen) gülleridir.” diye cevap verdi. Cebrâil Hüseyin’e işaret ederek şöyle dedi: “Bil ki ümmetin bu oğlunu öldürecektir.” Daha sonra kanatlarıyla uçarak elinde biraz toprakla geri döndü ve Resulullah’a “Yavrun bu toprağın üzerinde öldürülecektir.” dedi. Hz. Muhammed (s) toprağın adını sorduğunda Cebrâil adının “Kerbela” olduğunu söyledi.” Hilâl devamında şunları söylüyor: “Hz. Hüseyin (a.s), musibetlere uğrayacağı ve düşmanları tarafından etrafı sarılacağı yere vardığında, yanına yakın bölgede yaşayan birisini getirdiler. Hz. Hüseyin o şahıstan bulundukları yerin ismini sorduğunda, “Kerbela” cevabını aldı. Hz. Hüseyin (a.s) “Allah Resulü’nün buyruğu doğrudur. Burası hüzün ve bela yeridir.” diye buyurdu. Daha sonra ashabına hitap ederek şöyle buyurdu: “İnin artık, sefer yükümüzü indireceğimiz ve kanlarımızın döküleceği yer burasıdır.” 5- İbn-i Sa’d, Resulullah’ın zevcelerinden olan Ayşe’den şöyle rivayet etmiştir: Resulullah’ın (s) uyuduğu bir sırada, Hüseyin içeriye girdi ve Resul-i Ekrem’e (s) doğru yürümek istedi. Ben onu Resulullah’tan (s) uzaklaştırıp, işimin başına döndüm. Hüseyin tekrar iki alem serverinin yanına yaklaşınca, Hz. Muhammed (s) ağlar bir şekilde uyandı. Ben “Niçin ağlıyorsunuz, bir şey mi oldu?” diye sorduğumda, “Cebrâil bana Hüseyin’in şehid düşeceği yerin toprağını gösterdi. Allah’ın gazabı onun kanını dökenlere çok şiddetlidir.” diye buyurdu. Daha sonra Resulullah (s) elini açtığında (ince kum) toprağı gördüm. Resulullah (s) bana hitaben buyurdu ki: “Ey Ayşe, canım elinde olan Allah’a andolsun ki, bu olay beni çok üzüyor. Benden sonra Hüseyin’i ümmetimden kim öldürecek?” 6- Ebu Ümame şöyle rivayet ediyor: Taberanî Ebu Ümame’den Hz. Resulullah’ın (s) kendi zevcelerine Hz. Hüseyin’i (a.s) ağlatmamaları hususunda tembihte bulunmuş olduğunu naklediyor. Ravi şöyle rivayet ediyor: “Resulullah (s) Ümm-ü Seleme’nin evinde iken Cebrâil nazil oldu. Peygamber, Ümm-ü Seleme’ye hiç kimsenin içeriye girmemesini emretti. Bu sırada Hüseyin (a.s) geldi ve Resulullah’ı odada görünce içeri girmek istedi. Ümm-ü Seleme, Peygamber’in torununu kucağına alarak bir takım sözlerle meşgul edip içeri girmesine engel olmak istedi. Fakat Hüseyin’in şiddetli ağlamasıyla karşılaşınca, onu bıraktı ve Hüseyin Peygamber’in olduğu odaya girerek kucağına oturdu.
  5. Cep telefonundan yeni soygun yolu Cep telefonundan yeni soygun yolu Soyguncular, bu kez cebe dadandı. Her şey, numaranızdan kendisine küfürlü mesaj geldiğini söyleyen dolandırıcının telefonuyla başlıyor. Konuşurken soyuluyorsunuz... Digital dünya, toplumu yeni suç yöntemleriyle de tanıştırıyor. Her geçen gün, yeni bir suç yöntemi duyuyoruz. İstanbul Emniyeti, şimdilerde cep telefonu üzerinden yapılan bir soygun çetesi ile uğraşıyor. Yöntemin bildik tarafları olsa da, akıllara durgunluk veren boyutları da var. İşte cep telefonu ile yapılan soygun: Sizi cep telefonunuzdan birisi arıyor ve kendini tanıtıyor. Üstelik arayan kişi sizi gizli bir numaradan da aramıyor. Görünen bir numara. Sizin telefonunuzdan kendisine sürekli küfürlü mesajlar geldiğini belirtiyor. İlgili GSM şirketinden konuyu araştırdığını ve şirketten kendisine mesajların internet üzerinden de sizin numaranız kullanılarak gönderilebileceğini söylediklerini iletiyor. Kenedisinin bu küfürlü mesajlarla ilgili olarak cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunacağı bilgisini aktarıyor. Hemen ardından size bir öneride bulunuyor. "Eğer isterseniz, müşteri temsilcisi ile sizi konferansta görüştürebilirim" diyor. Ardından ne yapmanız gerektiğini anlatıyor. "....şu numarayı tuşlayın müşteri temsilcisine bağlanacaksınız, üçlü bir görüşme ile bu sorunun kaynağını bulalım." Görüşmenin biraz zaman alabileceğini söylüyor ve sizden kapatmamanızı istiyor. Siz, üzerinize atılmak istenenen kalamadan kurtulmaya çalışma yaklaşımı ile bekleyip duruyorsunuz. Size bazı bilgiler soruluyor, iddia edilen küfürlere ilişkin SMS geçme tarihlerine ve içeriklere ilişkin bilgiler paylaşılıyor. Mümkün olduğu kadar sizin telefonunuzu açık tutmaya çalışıyorlar. Bu bağlantı, gün içinde bir kaç kez yapılmaya çalışılıyor. Araştırmanın belli bir aşamaya getirilidiği konusunda ikna ediliyorsunuz ve "son bir görüşme" yapılması gerektiği söylenerek yeniden bağlantı kuruluyor. BU DOLANDIRICININ KAZANCI NE? Ay başı geldiğinizde faturanızı gördüğünüzde gözlerinize inanamıyorsunuz. Çoğu zaman binlerle lira ile ifade edilen bir rakam. Şaşkınlık ve öfke ile ilgili GSM şirketinin müşteri temsilcisini arıyorsunuz. Böyle bir faturanın nasıl olabileceğini öğrenmeye çalışıyorsunuz. Müşteri temsilcisi, size yaptığınız görüşmenin zamanını ve süresini söylediğinde nasıl dolandırıldığınızı anlamış oluyorsunuz. Uluslararası canlı sex hatlarına bağlandığınızı ve yaptığınız görüşmelerin sürelerini size aktarıyor. Saatlar süren bu görüşmenin karşılığının da faturada gelen rakam olduğu anlatılıyor. Son zamanlarda İstanbul Emniyet Müdürülğü'ne bu tarz başvurular yoğunlaşmaya başladı. Geçtiğimiz yıl oluşturulan Bilişim Suçları Masası'nın gündemine bir de bu suç eklenmiş oldu. Alınan bilgiye göre, cep telefonu kullanıcılarına bu kadar yüklü faturalar gelmesine neden olanların ise, bu işten sadece belli komisyon aldığı belirtiliyor.
  6. ya-huseyn

    4 Hak mezhep

    selamın aleykum arkadaşlar ben caferiyim hamdolsun. herkes bağlı bulunduğu meshebini savunuyor vs vs. bütün meshepler sizin hak meshep değil diye ifade ettiklerinizde müslümanlığı Allah' a imanı savunuyor. Hepsinde amaç aynı hepsi müslümanların müslüman olanların Allah' a ve onun peygamberine inanların meshebi. ben en başta meshebim konusunda çok tereddütte kaldım yani çok ikileme düştüm ama sonra çok şükür bunu atlattım şimdi hanefi meshebinin kurucusu İmam Cafer sadık ın öğrencisidir ondan ilim almıştır. İmam Cafer sadık kimdir Ehlibeyt ailesine mensuptur. Ehlibeyt ailesi nedir Peygamber (AS) efendimizin ailesini ifade eder. İmam Caferi Sadık Peygamber soyundam gelmekteyse eğer Hz Ali de 10 yaşından beri Peygamberimizn yanında kalıp 2.müslümansa eğer caferiliğe neden inanılmaz anlamıyorum ben babamın evinde öğrendiğim şeylere mi inanırım dışardakine tabiki evde anamdan babamdan gördüğüme inanırım Hz Ali kimden ilim öğrendi Hz peygamberden (AS) Hz Ali çocuklarına Peygamberden gördüklerini öğretti. Onlarda çocuklarına babalarından gördüklerini o zaman ben kime inanırım Tabiki Peygamber soyundan gelenlere. arkadaşlar caferiliğin en sevdiğim tarafı Muharremlik ayına gereken önemi vermesi şu fani dünyada her güne özen gösteriliyor sevgililer günü falan günü filan günü ama ne yazık ki Muharremliğie gereken önemi göremiyorum. o gün bütün zemzemlerin aktığı dünyanın kana boyandığı Peygamber torunlarının Şehid olduğu Gündür. ama sünnilerin bazıları hariç bu günü önemsemezler neden?? HZ Hüseyni şehid edene HZ diyen bile var bence sizler ( kendim için de diyorum) KURAN nın gösterdiği yoldan gidin. dinin siyasete karşımasını engelleyin mümin gibi yaşayalım neyyse bu konuda çokk söyleyeceğim şey var ama işi var ancak bu kadar selametle kalın ALLAH a emanet olun
  7. ehlibeyt sevdalısına katılıyorum araştırın arkadaşlar başka türlü olmaz
  8. arkadaşım en kesin konuşma delilli ispatlı olanıdır. carew 76 kardeşim sizlere delilli vede ispatlı konuşmasından onun bilgilerine ve bilgilerinin doğruluğana %100 inandığını gösterir dinimizin şartlarından biri de okumaktır. hepimizin bu konuları araştırması gerekir selametle bu arada ben yeni geldim o yüzden yanlış yazabilirm arkadaşlar hizbinti arkadaşım vede carew 76 arkadaşımın haklı vede doğru söylediği çok yerler var . (her insanın harcı değil konuştuklarını ispatlamak kanıt göstermek) neyyse selametle
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.