Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ÇANAKKALE'DE ÖLÜM


bozkurtmusti

Önerilen İletiler

ÇANAKKALE’DE ÖLÜM

Türkler Çanakkale’de 700 bin kişilik bir askerle İtilaf devletlerine karşı koymuş ve 250 bin şehit vermiştir.Buda ordunun 3/1 nin kaybı demektir.Konu sayı ve rakamlarla kapatılacak gibi değildir.İslamda şehitlik kavramı vardır.Bu Türklüğede yansımıştır:

-Allah yolunda ölenlere ölü demeyiniz!Onlar işehittirler ve diridirler ama sizler bilemezsiniz!

Peki Çanakkale’de ölüm ne demek:

1-İnsanlar Çanakkale ‘de ölüme şahit olmuşlardır.Bu ölümler nasıl gerçekleşti.Buradaki ölüme şahitli tanıdığının ölümüne şahit olmaktır.Yani öte yanda bir grup asker savaşıyor.Ardından gelen Kur’ân sureleri okuyor bilmeyenler Allah Allah nidalarıyla az sonra kendide şehit olmak üzere ilerliyor.Aman yarabbi bu ne iman!

Hepimiz korku filmi izlemişizdir;ama Çanakkale inanın ki hepsinden korkunçtur.

İşte Çanakkale’de gerçekleşmiş ve bir subayın ağzından kaleme alınmış bir sahne:

-Cepheleri geziyordum.Bir cepheye gelmiştim ki ne göreyim bir yiğit ağzından yaralanmış ama mermi ensesinden çıkmış nefes alıp verdikçe ağzından kanlar fışkırıyor.Askerlerde ellerinde bir bez askerin ağzını bağlamaya çalışıyorlar.Bırakın dedim o şehit olmak üzere bari yan yatırın da rahatça son nefesini versin kan nefesine engel oluyor.Allah taksiratını affetsin.

İşte acı ama soğukkanlı bir sahne askerini kurbanlık koyun misali şehadete ulaştırmak.

İngiliz askerleri çivi ye benzer üçgen biçimli silah paralarını gece cephelerin üzerine uçakla bırakıyor.Fakat bilindiği üzre taaruz harekatı geceleri olduğu için Türk askerleri gece yerdeki çivileri görmüyor ve bunlar sebebiyle şehadet şerbetini içiyor veya sakat kalıyor.

2-Öldürmek!Neden öldürdüler?

Normal insanlar insan öldürmeyi akıllarına bile getirmezler.Fakat çanakkaledekiler neden öldürdüler.Bunların birçok nedeni olabilir ama biz Çanakkale’de bunu üçe ayırıyoruz:

a)Karşınız da düşmanın bulunması

b)Nefs-i Müdafaa(kendi canını koruma)

c)Kendisine bir görev verilmesi.

İşte Çanakkale’de öldürmenin nedeni:

Karşınızda bir düşman var ve siz bir askersiniz ve bir göreviniz var :

VATANINIZI VE KENDİNİZİ KORUMAK!

 

3-Ölülerin gömülmesi:

Ölmüş veya şehit olmuş askerlerin ceset kokuları ve sinekler herkesi rahatsız ediyordu.Hatta rüzgar itilaf devletlerinin üzerine rüzgar esmesi ve bunun sonucu şehadet şerbetini içimiş Türk askerlerinin ceset kokuları düşmana beyaz bayrak açtırıp ateşkese neden oluştur.

Böylelikle şehit olmuş yüce askerler süngüleriyle yapamadıklarını naçiz vücutlarıyla yapıyorlardı.

Sinekler yüzünden se bardağın ağzına tülbent kapatmadan su içemiyordunuz çünkü ardağın içine hemen sinekler doluşuyordu.Askerler aldıkları nefeslerin ağır kokudan dolayı zulüm olduğunu ve imkanı olsa nefes almak istemediklerini söylemişlerdir.

Ölüler gömülmüyor bulunan çukurlara veya hendeklere yuvarlanıyordu ve üzerlerine topraklar saçılarak gömülüyorlardı .

İngilizlerse cesetlerden yakarak kurtuluyorlardı.Buda insanlıklarının(!) bir göstergesiydi

İsmail Hakkı Sunat anlatıyor:

-Cenazeleri gömmekle sorumlu tutulduk.Gördüğümüz İngiliz cesetlerini gömmek için 20 kişi 3-5 kürekle görevlendirildik.Asıl kürek ve kazmalar savaşta hendek kazmak için kullanılmak üzere diğer askerlere verilmişti.

Bir İngiliz ceseti gördük tutun şunu hendeğe atalım dedim.Önce kimse yanaşmak istemedi çünü ağır kokudan ve parçalanmış ceset görüntülerinden tiksinmiştik.Neyse sonunda askerleri razı edebildim.Ve bir İngiliz bir İngiliz daha derken bir ara bir ŞEHİTe rastgeldik.Kolundan tuttuk elimizde kaldı,bacağından asıldık koptu.Ve mübareği o şekilde üzerine toprak atarak defnettik.

 

4-Savaşın askerler üzerindeki psikolojik ve bedensel etkileri

Tabi ki bu savaşta askerlerin kimi ayağından kimi kolundan kimi gözünden sakat ve yaralı kaldı,ama asıl onulmaz olan psikolojik yaralar.

Bir asker yıllar sonra bir köye gidiyor.Köylü soruyor komutanım kaç yaşındasınız.

Saçıma sakalıma aldanmayın diyor.21 yaşındayım

ama ne varki bu yiğit askerin saçları ve sakalları ağarmış yüzü buruşmuş ve yürümekte zorluk çekiyordu.

O yüzden ki Çanakkale Türkün imtihanıydı!

YARD. DOÇ. DR. HASAN MERT

EGE ÜNV. EDEBİYAT FAK. TARİH BÖLÜMÜ

16 MART 2007 CUMA- TÜRK OCAKLARI

Ve bende şunu eklemek isterimki birgün öleceğiz ve inansanız da inanmasanız da ahrete gideceğiz.Orada her milleten insanlar olacak hesaba tutulup cennete veya cehenneme gidecekler

Ama bili ki o gün Türk’ün imtihanı Çanakkale’den daha zor olacak;çünkü bugün bu topraklar üzerinde yaşayan bizler o gün kağnıda uyurken mermi ıslanmasın diye yağmurda karda örtüyü bebesinin üzerinden alan anaya ve o soğukta ölen bebe ye minik şehide borçlu.

HAKLARINI HELAL ETSİN BU VATAN UĞRUNA CAN VEREN TÜM ŞEHİTLER

 

Saygılarımla

Mustafa Bozkurt

Celal Bayar Ünv. Tarih .Böl

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çanakkale Deniz Zaferi'nin 92. yıl dönümü, 12-18 Mart 2007 tarihleri arasında ''Zafer Haftası'' etkinlikleriyle kutlanacak, 18 Mart Şehitler Günü'nde şehitler anılacak. Çanakkale Valiliğinden yapılan açıklamaya göre, 12 Mart Pazartesi günü Çimenlik Kalesi Askeri Müze önünde yapılacak açılış töreniyle başlayacak kutlama programı kapsamında, Ulu Önder Atatürk ve Aziz Şehitler anısına saygı duruşunda bulunulacak, İstiklal Marşı okunacak ve Türk bayrağı göndere çekilecek. Çanakkale Deniz Müzesi'nde, İzzet Çalışlar'ın fotoğraf serginin açılışı yapılacak. 18 Mart günü, Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı'na çelenk sunulmasıyla başlayacak tören, 18 Mart Stadı'nda yapılacak kutlamayla devam edecek.

 

Hava Kuvvetleri Komutanlığı Türk Yıldızları Akrotim Filosu Çanakkale Boğazı semalarında gösteri uçuşu sunacak. 18 Martta Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı'nda Çanakkale Şehitler Abidesi önünde yapılacak törenin ardından, Şehitler Abidesi temsili Türk Şehitliği ve Namazgah Tabyası ile Gelibolu Yarımadası'nda Tarihi Milli Parkı yollarının açılışı yapılacak. Çanakkale Deniz Zaferi'nin 92. yıl dönümü ve ''Zafer Haftası'' boyunca, Devlet Güzel Sanatlar Galerisi, 90. Yıl Kültür Merkezi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Süleyman Demirel Konferans Salonu, Kordon ve Yat Limanı'nda çeşitli etkinlikler düzenlenecek, 10. Geleneksel Çanakkale-Ankara Zafer Koşusu ve Ergin İzci yürüyüşü düzenlenecek.

 

(A.A.)

 

Çanakkale Zaferinin 92. yıldönümünü kutluyoruz, şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor ve önlerinde saygı ile eğiliyorum. Onların kanlarını dökerek kazanmış oldukları bu zafer bize bu Cumhuriyeti kurmayı ve yaşatmayı kazandırdı. Hakları asla ödenemez ve bugün yapılan olumsuz şeylere göz yumarak şehitlerimize layık olamayız. Kanla kazanılmış bu zafere rağmen masa başında toprak satarak ve buna türlü kılıf uydurarak, milli birliğin ve bütünlüğün zarara uğratılmasına sebep olanlara seyirci kalarak bize bir ayıp yüklüyor.

 

Çanakkale Şehitlerine sonsuz saygı ve hürmetle :clover:

 

 

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE

 

 

Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?

En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya

Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.

Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!

Nerde -gösterdiği vahşetle- "Bu bir Avrupalı!"

Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,

Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,

Kaynıyor kum gibi... Mahşer mi, hakikat mahşer.

Yedi iklimi cihânın duruyor karşısında,

Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;

Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.

Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...

Hani, tâ'ûna da zuldür bu rezil istilâ!

Ah, o yirminci asır yok mu, o mahhlûk-i asil,

Ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkıyle sefil,

Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;

Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.

Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...

Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.

Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,

Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

 

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;

Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;

Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam,

Atılan her lâğamın yaktığı yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer

O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak,

Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,

Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,

Sürü halinde gezerken sayısız tayyâre.

 

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...

Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;

Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?

Çünkü te'sis-i İlâhî o metin istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,

Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;

Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedî serhaddi;

"O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme" dedi.

Âsım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.

Şûhedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...

O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar...

Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!

Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...

Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...

Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.

"Bu, taşındır" diyerek Kâ'be'yi diksem başına;

Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ namıyle,

Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,

Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;

Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına;

Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,

Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;

Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...

Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.

 

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak salvetini,

Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,

Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...

Sen ki, İslâm'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;

Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;

Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât!

Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,

Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.

 

Mehmet Akif Ersoy

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ecdadımızla ne kadar öğünsek azdır, Mehmet Akif'in de söylediği gibi "Seni ancak ebediyyetler eder istiâb "Bu, taşındır" diyerek Kâ'be'yi diksem başına; Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;" az gelir.

 

15'inde, 17'sinde, 25'inde ki yiğitler ellerinde tevhit, gönüllerinde iman, kalblerinde vicdan, onurlu yüreklerinde cesaret ile göğüs göğüse, kazma kürekle, süngü ile kazandılar bu zaferi. Ne mutlu bizlere ki imkansızı başarmış dedelerimizin, nenelerimizin kanını damarlarımızda hissediyoruz.

 

Allah gani gani rahmet etsin hepsine. Ruhları şad olsun. :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir daha Canakkale'ler Sarikamislar Sakaryalar ve kurtulus savasi yasamamak icin uyanik olmaliyiz,birlik ve bütünlügümüze sahip olmaliyiz.Savasiriz ne olur ki demek cözüm degildir,elbette gerkirse savasilir ama savasmamak icin savasmaliyiz,yurdumuza sahip olarak...

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ŞEHİTLER ABİDESİ İÇİN

 

 

Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde,

 

Ey yolcu, şu toprak için can veren erler.

 

Hakk'ın bu velî kulları taş türbeye girmez,

 

Gufrâna bürünmüş, yalınız Fâtiha bekler.

 

 

Mehmet Akif ERSOY

 

Ruhları şad olsun :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

750726.jpg

 

Anasından Hasan Çavus’a Mektup

 

Oglum Hasan, üç aydır ki mektubunu almadım,

Gece, gündüz hayır duanızdan geri kalmadım,

Sen onbası olmus idin, Aksehir’den giderken.

Çavus oldum diye yazdın, tabur cenge girerken,

Zafer için her cengine yedi hatim adadım.

Allah korusun ocagımda sensin kolum kanadım.

Yaradanım sana nasip ederse sahadet,

Odur kulluk Hakka, vatan millet için ne devlet

Imam dedi; Çanakkale’de ulu sanlı cenk olmus.

Düsmanların siperleri bastan basa les dolmus.

Derelerden, tepelerden seller gibi kan akmıs.

Korkak düsman geri kaçmıs, toplarını bırakmıs,

Sen o kanlı derelerden topladıgın sümbülü,

Yolla taksın yavukluna ziynet bulsun kakülü.

Geçen gece ben bu cengin rüyasını görmüstüm.

Sevincimden aglayarak hayır diye yormustum.

Plevne’de yatan sehit baban eve gelmisti.

“Hasan Gazi oldu.” Diye bana müjde vermisti.

Sonra gördüm sag elinde yükselmisti bir bayrak,

Din hasmının kalesine dikilmisti o sancak.

O sancak ki Türklügün sanlı namus gömlegi.

Cana millet bilin anın ugrunda ölmeyi.

Sen düsünme millet bize gözü gibi bakıyor.

Sükür, bolluk, zat, zahire her taraftan akıyor.

Eger köyde ölen kalan var mı diye sorarsan,

Konu komsu esi dostu hatırlayıp anarsan,

Muhtargilin Ahmet sehit olmus haber geldi dün.

Köy giyindi kusandı, hep namazgaha gittiler.

O sehidin remmetullah duasını ettiler.

Yeri belli olmak için mezarını kazdılar.

Bir tas dikip Ahmet sehit oldu diye yazdılar.

Kurban kesip hatmi serif indirdiler, hep ona

Gönderildi onun gökte yatan sanlı ruhuna.

Sen bilirsin yavuklusu kumral saçlı Emine,

Bir al bayrak asmıs idi o gün kendi evine.

O güzel kız yesil örtü örtmüs idi basına.

Bir kurumla oturmustu, köyün dibek tasına,

Hiç kırmadı aglamadı sandım onu bir melek,

Onun erlik ocagını söndürmüstü kör felek.

Sürme çekmis, kına ,ile süslemisti elini,

Olmus idi telli duvaklı nurlu sehit gelini.

Dedi; Ahmet beni artık ahrette beklesin.

Ben onunum utanmasın beni Hak’tan istesin.

Kaderim bu, sehit olmus benim sanlı yigidim,

Kız kalırım varmam ele benim canlı sehidim. :crying:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allahın salat ve selamı rahmet ve bereketi üzerinize olsun. Siz

Çanakkale'yi geçilmez yaptınız. "HUBBÜL VATAN MİNEL İMAN" nidalarıyla vatana kurban oldunuz.

 

Kuran, vatan, bayrak, toprak diyerek canınızı siper ettiniz. "Gayri müslimi dost tutan bizden değildir." dediniz. Resulü Ekrem'e layık oldunuz, komşu oldunuz.

 

On sekiz bin alemin Mustafa'sından şefaat yetkisi aldınız. Siz bu vatana kurban oldunuz.

 

*Ben şimdi* "Paskalya yortusu'nu" bayram olarak kutluyorum.

 

*Ben şimdi* senin kanlarınla sulanan o mübarek topraklarda, domuz otlatıyorum.

 

*Ben şimdi* çocuklarıma ders verdiğim zaman Sure'lerdeki Ayet'lerin bir kısmını öğretmiyorum.

 

*Ben şimdi* okullarımda 101 temel eserle, 101 kere size layık olamıyorum.....Ben çocuklarımızı size getirecektim. Kanlarınızla suladığınız o mübarek toplara yüzümü sürecektim ve çocuklarımıza; "Yarınlarımız,evlatlarımız,canlarımızsınız. Sizler, bizler bayrağımızın altında nefes alalım diye dedelerimiz; işte bu toprakları canlarıyla korudular, kanlarıyla suladılar.

 

Dedelerimize layık olalım, Onların bize bıraktığı emanetlere sahip çıkalım,kim olduğumuzu unutmayalım ki; hem dedelerimize hem vatanımıza karşı görevimizi yapmış olalım. Yarın bizlerde dedelerimizin yanına gittiğiz zaman, bizden sonra gelecekler tarafından, minnet ve şükranlarla anılalım. Bizden sonra geleceklerin, bize yollayacakları FATİHALARLA yoğrulalım."diyecektim.

 

*Sizden özür dileyecektim.*

 

Büyüklerim izin vermediler. AB'lerimiz bize kızar dediler. AB'leriniz kim dedim? Newyork'ta, Londra'da, Brüksel'de, Atina'da, Roma'da, Paris'te,Bonn'da, Lizbon'da oturuyor dediler. İçimden "Ahhh." çektim. Çaresiz bende boyun eğdim. Özür dilerim.

 

Sizler İstanbul'a namert gelmesin diye 250 kiloluk topları omuzladınız.Elleri öpülesi anneleriniz sizleri "Allah indinde tek din İslam'dır."Hutbeleri ile; vatana kurban verirken kınalamış yollamıştı. Gelenekti bu,kurbanlar kınalanılırdı,annelerinizde sizi kınaladılar, bu vatana kurban verdiler.

 

Şimdi "Allah indinde tek din İslam'dır." Ayeti Kerim'i yasaklandı. Ben tepki bile göstermedim. Hiç sesimi çıkarmadım. Yasaklayanları n kim olduğuna bile bakmadım. Özür dilerim. Domuz besiciliği için destekleme kararları alındı.

Domuz eti kasaplık et sınıfında artık. Ben buna da sesimi çıkarmadım.

 

*Özür dilerim.*

 

Şimdi İstanbul'da devletten kurtarılan bölgelere giremiyoruz, şimdi askerliğin retçileri çıktılar. Biz mi ne yapıyoruz. Seyrediyoruz,seyrediyoruz, seyrediyoruz. Özür diliyorum. Hepimiz Çanakkale'deyiz,

hepimizTürk'üz, hepimiz Mehmediz demeyi unuttuk. "Hepimiz Ermeni'yiz." diyenlerin kasetlerini dinliyor, kitaplarını,dergilerini, gazetelerini okuyor,televizyonları nı seyrediyorum.

 

*Özür dilerim.*

 

Ey ecdadım, Edincikli Mehmet, Seddülbahir'deki kahraman Yahya Çavuş,Arapgir'li Tevfik Çavuş, Diyarbakır'lı Emin onbaşı, Uzunköprülü Hasan teğmen ey büyük kahraman Fevzi Çakmak, ölüme meydan okuyan büyük dahi; Mustafa

Kemal, mevki komutanım Cevat Paşa haykırışlarımı duyun, sessiz çığlığımı duyun, yürek atışlarımı duyun.

 

Sizlerin canlarınızla koruduğunuz bu toprakları; kanunlar çıkarıp, bir yolunu bulup parayla satıyorlar. Halbuki bu toprakların fiyatı belli. Bu toprakların fiyatı kan. Bu topraklara sizin sağlığınızda gelemeyenler şimdi sizin istirahat ettiğiniz yerde şampanya patlatıyorlar. Orada onları karşılamak için törenler düzenleniyor, tepki bile göstermiyorum, ben de onları seyrediyorum.

 

*Özür diliyorum.*

 

Mustafa Kemal'inde dediği gibi ölüme beş kala Musaf okumuş, ölüme koşmuştunuz. Sizin Çanakale'de "DUR." dediklerinizin torunu olan Benedit'in eteklerinden tutuyoruz.

 

*Özür dilerim.*

 

"Ben Türk'üm." deyince; bana "Irkçısın." diyorlar. Koca koca büyüklerimiz"Ben Türk'üm." demiyorlar. Camilerin adının yazılı olduğu yasalar şimdi"ibadethane" olarak değiştirildi.

 

*Sizin;* *

*Rûhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:

Değmesin ma` bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!

Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli-

Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli."*

 

diyerek koruduğunuz toprakların altında sizler istirahat ederken, bu mübarektoprakların altından çıkarılıp bize ekmek verecek yer altı zenginliklerimizi, madenlerimizi yine o sizin "DUR." dedikleriniz çıkaracaklar.

 

*Özür diliyorum.*

 

Sizlere yol gösteren büyük değerlerimizin, kabirleri harap iken, Van'da Ermeni Kilisesi'ni tamir ettirdik. Yakında açılışımız var. Sizlerde gelin de; ne haldeyiz seyredin. Emir Sultan Hazretlerinin kabri öylece bize bakıyor. Arapgir'deki Osman Paşa Camisi yıkılmasın diye çadır ile kapatılıyor. Özür diliyorum.Şimdi Hıristiyanlık din diye okutuluyor.

 

*Özür dilerim.*

 

Cinsiyeti belli olmayanlar geldikleri zaman davul zurnalarla karşılanıyor.Korunması için can verdiğiniz "Türkçemiz" şimdi işyeri adları ile unutuluyor, unutturuluyor.

 

*Özür dilerim.*

 

KABİRLERİNİZ NUR SİZİN BİZLERİ AFFEDİN. BİZLERE ŞEFAAT EDİN. BUNU İSTEMEYE

YÜZÜMÜZ YOK AMA BİZİ AFFEDİN.

 

ALLAH`TAN BİZE HİDAYET ETMESİ İÇİN DULARA EDİN. SİZİN DUALARINIZ MAKBULDUR,

KABUL OLUR. ALLAH SİZLERİN YOLUNDA OLAN, İZİNDEN GELEN TORUNLAR EYLESİN

BİZLERİ.

 

EY MEKANLARI CENNET OLAN ECDADIM, EY YÜREKLERİ NUR OLAN ECDADIM,

RÜYALARIMIZA GELİN. BİZLERE HADİMİZİ BİLDİRİN.

 

*Sizlere lâyık olamadım. Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim.*

(alıntı) :(:(

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...
Allahın salat ve selamı rahmet ve bereketi üzerinize olsun. Siz

Çanakkale'yi geçilmez yaptınız. "HUBBÜL VATAN MİNEL İMAN" nidalarıyla vatana kurban oldunuz.

 

Kuran, vatan, bayrak, toprak diyerek canınızı siper ettiniz. "Gayri müslimi dost tutan bizden değildir." dediniz. Resulü Ekrem'e layık oldunuz, komşu oldunuz.

.

.

.

EY MEKANLARI CENNET OLAN ECDADIM, EY YÜREKLERİ NUR OLAN ECDADIM,

RÜYALARIMIZA GELİN. BİZLERE HADİMİZİ BİLDİRİN.

 

*Sizlere lâyık olamadım. Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim.*

(alıntı) :(:(

 

*********** Bu anlattiklarinin Canaklale ile ne alakasi var. Sen seriati istiyorsun galiba. Atatürk Türk ulusunun gelecegini avrupada görmüstür ve medeniyetler icerisinde olmamiz icin caba vermistir. Herkes isine geldigi gibi yok Canakkale yok manakkale diyerek hepimize mal olmus bir zaferi kullaniyor. Hic bosuna ugrasmayin Türkiye bircok gerici ve fasistlere ragmen medeniyet yolunda devam edecek ve en sonunda tüm insanlarimiz kardes icerisinde yasayacagiz. Birakin artik bu milliyetciligi ve dinciligi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çanakkale'den bir aşk hikayesi

 

Heybeliada'daki Deniz Okulu'ndan mezun olan Ismail Türe, kendi gibi

Gelibolulu olan bir genç kizakaptirir gönlünü. Iki sevgili parmaklarina

nisan yüzügü taksalar da, birbirlerini çok seyrek görmektedirler. Ismail

Türe denizaltida muhabere subayi olarak görevlidir çünkü. Üstegmenin aklina

harika bir fikir gelir; nisanlisina isikli mors alfabesini ögretecek,

Çanakkale'den geçis yapacaklari geceyi planli oldugu için önceden bildirecek

ve böylelikle haberleseceklerdir.

 

Bogazi yüzeyden geçmekte olan denizaltinn kulesindeki denizciler sigara

içmekte, sohbet etmektedirler. Aralarindan birinin heyecanli oldugu her

halinden belli olmaktadir. Gelibolu kiyilarina geldiklerinde, karanlik

içindeki evlerden birinden bir el fenerinin yanip söndügü görülür: "Seni

seviyorum..." Arkadaslari gülümseyerek Ismail Türe'ye bakarken, genç asik

elindeki fenerle sevgilisine karsilik vermektedir...

 

Bu olaydan sonra iki sevgilinin aski düsmez olur denizalticilarin

dillerinden. Herkes, haberlesmek için kurulan isik yolunu konusur.

Arkadaslari "Evlen artik su kizla da, buradan her geçisimizde selamlasmayi

birak artik" diye takilirlar Ismail Türe'ye. Denizaltinin üstünün ve altinin

bir oldugu yagmurlu günlerde bile, Çanakkale Bogazin'dan geçilirken,

elindeki fenerle ask nöbeti tutan yakisikli denizci gözünü bir an olsun

ayirmaz Gelibolu kiyilarindan.

 

Yine bir gün, yirmi yedi yasindaki Üstegmen, Çanakkale'den geçecekleri gün

ve saati, denizaltinin ugradigi bir limandan haber verir nisanlisina. Ege

Denizi'nden Bogaz'a giris yapacaklarini, en öndeki denizaltinin kulesinde

olacagini bildirir. Genç kizin gözüne her zaman oldugu gibi, o gece de uyku

girmez. Büyük bir sabirla pencerenin önünde oturmakta ve gözünü hiç

kirpmadan denize bakmaktadir. Fenerine yeni pil almis olsa da, arada bir

yanip yanmadigini kontrol eder yine de...

 

Birden, dev bir kararti belirir suyun üstünde. Güneyden gelen bir denizalti,

penceresinin görüs sahasina girmistir. Genç kiz pencereyi açar ve gecenin

karanligina uzattigi elleriyle feneri yakip söndürür.

"Seni seviyorum..."

 

Kulede bulunan denizaltinin komutani Bahri Kunt isareti görünce gülümser:

"Hay Allah, bu kiz denizaltilari sasirdi. Nisanlisinin denizaltisi bizim

önümüzdeydi..." Bir anlik tereddütten sonra Birinci Inönü denizaltisinin

komutani Bahri Kunt, yanit gönderilmezse genç kizin telaslanacagini

düsünerek, karsilik verilmesini emreder. Yanindakilerin "Ne diyelim

komutanim?" diye sormasi üzerine de sunlari söyler:

"Ebediyete kadar..."

 

O gece Üstegmen Ismail Türe'nin görev yaptigi Dumlupinar, Çanakkale

Bogazi'na giris yapan ilk denizalti olmustur. Ama, Gelibolu kiyilarina

gelmeden Nara Burnu açiklarinda Isveç bandirali "Naboland" adli gemi

tarafindan çignenmekten kaçamamis ve yarali bir balina gibi aci dolu sesler

çikararak, Çanakkale'nin karanlik sularinda kaybolmustur. Her sey birkaç

dakika içinde gerçeklestiginden, arkadan gelmekte olan Birinci Inönü

denizaltisi Dumlupinar'a çarpan geminin yanindan habersizce geçerek,

Gelibolu'ya ulasan ilk denizalti olur.

 

Genç kiz, nisanlisindan haber almanin huzuru içinde basini yastiga

koydugunda, genç denizci çoktan dalmistir "ebediyete kadar" sürecek olan

uykusuna!...

 

Sunay Akin

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kuran, vatan, bayrak, toprak diyerek canınızı siper ettiniz. "Gayri müslimi dost tutan bizden değildir." dediniz. Resulü Ekrem'e layık oldunuz, komşu oldunuz.

 

valla bencede çanakkale şehitlerini butür ideolojiler için alet etmek çok yanlış. Şeriat propagandalarını şehitlerin üstünden yapmaya kalkmak ****. İnsan alıntı yaparken daha dikkatli olmalı. **** etmişsin.

 

Kardeş çanakkale şehitliğine hiç gittinmi bilmiyorumda orada kaç mezarın üstünde gayri müslim türk askerlerinin adı yazıyor biliyormusun sen. Garbis'ler, veznik'ler, andon'lar. Müslimi, gayri müslimi yanyana gömülmüş.

 

Hayır Çanakkaledeki türk ordusunun genel komutanıda gayri müslim değilmi Liman Von Sanders.

 

baştan sona şeriat propagandası amacıyla yazılmış bir yazı. süslemek şirin göstermek için Çanakkale şehitleri suistimal edilmiş. Çanakkale şehitleri üstünden şeriat propagandası yapmak, müslim-gayri müslim ayrımına gitmek falan en baştan ayıp.

 

Çanakkale savaşındaki olay müslüman hristiyan olayı değildir işgalciler ve vatanını savunan olayıdır. Ona bakarsan türk ordusu Mekkeyi müslümanlara karşı koruyordu silahla

 

***** ****** ****** ********

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

valla bencede çanakkale şehitlerini butür ideolojiler için alet etmek çok yanlış. Şeriat propagandalarını şehitlerin üstünden yapmaya kalkmak ****. İnsan alıntı yaparken daha dikkatli olmalı. **** etmişsin.

 

Kardeş çanakkale şehitliğine hiç gittinmi bilmiyorumda orada kaç mezarın üstünde gayri müslim türk askerlerinin adı yazıyor biliyormusun sen. Garbis'ler, veznik'ler, andon'lar. Müslimi, gayri müslimi yanyana gömülmüş.

 

Hayır Çanakkaledeki türk ordusunun genel komutanıda gayri müslim değilmi Liman Von Sanders.

 

baştan sona şeriat propagandası amacıyla yazılmış bir yazı. süslemek şirin göstermek için Çanakkale şehitleri suistimal edilmiş. Çanakkale şehitleri üstünden şeriat propagandası yapmak, müslim-gayri müslim ayrımına gitmek falan en baştan ayıp.

 

Çanakkale savaşındaki olay müslüman hristiyan olayı değildir işgalciler ve vatanını savunan olayıdır. Ona bakarsan türk ordusu Mekkeyi müslümanlara karşı koruyordu silahla

 

***** ****** ****** ********

 

Canın nasıl isterse öyle algıla kardeş,beni bilen bilir oturupta sana izah edicek değilim....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.