Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

CUMHURİYETE SAHİP ÇIKIN


Asfalt

Önerilen İletiler

statüko topluma her daim korku aşılayarak varlığını idame ettirmek ister. dün her nasıl birileri "komünizm tehlikesi" varsayımıyla mevcudiyetlerini meşru ve gerekli kılmaya çalışmışsa bugün de yapılan budur. dün vatandaşını fişlerken komünizm bahanesini kullanan devlet misal bugün de bunu kullanmaktadır ki esasında kimin kimi niye fişlediği kritik noktalardaki iplerin kimin elinde olduğuyla ilişkilidir. daha düne kadar kendi vatandaşı üzerinde psikolojik harekâtlar düzenleyen bir birimin olduğu bir ülkede (ki hala olmadığından hanginiz emin?) cumhuriyet'in soyunduğu malum birimin bıraktığı boşluğu doldurabilme hevesiyle girişilmiş bir işgüzarlık mıdır yoksa nedir orası karışık.

 

memleketi seçilmişlerden ziyade bürokrasinin yönettiği bir düzende o sıralara kim oturursa otursun meclisin ve iktidarın işlevi statükonun yaptığı eşekliklerin siyasi sorumluluğunu üstlenmek; beş yılda bir bu ülkede demokrasi olduğunu (!) göstermek, sırası gelince de vazifesini devretmekten ibarettir.

 

yarın daha cesur bir manşet bekliyorum. şöyle sarı kırmızı yeşil falan, başlamışken oraya da bir el atsanız. millet olan bitenin farkında olduğunuzu sanır hiç olmazsa...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

peki asfalt gerçekten bu gün yakın tehlike olmadığınımı düşünüyorsun.

 

Yada 28 Şubatta bir tehlike yokmuydu.

 

Tehlike insanların yüreğinde var.

28 şubat bu ülke için çok zararlı olmuştur.

Arkasından ekonomik kriz gelmiştir.

İşte bunlardan ötürüdürki halk sola inanmıyor.

erdoğan cumhur olacakmış.elbette olacak bu paye halk tarafından ona verildi.

bile bile lades yapıldı.

Ancak unutma cyrano o mevkiinin

hakkını veremezsen bu ülke bunun hakkını verir

Öyleyse bunlarıda görelim demek en mantıklı yaklaşım.

Cumhuriyet gazetesi 100 yıldır yaralı parmağa işemiyor.

Bıraksınlar biz bildiğimiz şekilde değerlendirelim.

Onların entel fikirlerine ihtiyacımız yok...............

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Asfalt 28 şubat'ın bu ülke içinde zararları olduğunu biliyorum.

 

Kimsenin entel fikirlerindende bahsetmiyorum. Gözün gördüğünden bahsediyorum.

 

Sen kardeşim. Türkiye Cumhuriyeti başbakanı sıfatıyla. Atatürk'Ün kapattığı. ve şeyhlerini istiklala mahkemelerinde düşmanla işbirliği yaptıkları ve vatana ihanet ettikleri için yargıladığı. Tarikatların şeyhlerine Başbakanlık konutunda resmi davetle yemek verirsen.

 

Yine başbakan sıfatıyla. Şeriata geçişin kanlımı yoksa kansızmı olacağını meclis kürsüsünden tartışırsan.

 

Belediye başkanından, milletvekiline. bakanından oyuna buyuna. Her fırsatta, Atatürk ve laiklik için ağıza alınmadık küfürler, *****lamalar, yermeler gönderirsen.

 

Elinde tuttuğun belediyelerde başı açık diye kadınların iş aktini feshedersen. Gençlik teşkilatın sokaklarda başı açık kadın avına çıkarsa.

 

Filistine destek diye gece düzenleyip. O gecede laikliğe tüm nefretini kusarsan.

 

Amerika ve İsraille, Türkiyeyi uzun süre yükümlülükte bırakacak tek taraflı ağır anlaşmalaz imzalarsan.

 

Milletvekillerin Pkk kamplarında, terorsitlerle el ele kol kola pozlar verirse.

 

Sivas katliamı gibi, insanlığın görebileceği en barbarca işlenen bir cinayetin sanıklarını. Bizzat senin Adalet Bakanın gidip avukat olarak savunursa.

 

bizzat başbakanın "tutturmuşlar bir ne mutlu türküm diyene. sen böyle söylersen başka bir müslüman evladıda, ne mutlu kürdüm diyene der" diye alanlarda konuşma yaparsa.

 

Samimi olarak soruyorum bunlar Cumhuriyet için tehlike değilmiydi sence ?

 

Ve tüm bunları görmezden elip. Sanki 28 Şubat gökten inmiş gibi yorum yapmak mantıklı mı.

 

Demokrasi nedir Asfalt. Laik, Cumhuriyet rejiminin alenen saldırıya uğraması. ve bizzat iktidarı elinde tutanların bunu açık açık kabul etmeleri karşısında sessiz kalmak mı?

 

birde bu payeyi Tayyipe halk vermedi. Seçim sistemi verdi. seçmenin %35 inin oyunu aldı. Cumhurbaşkanlığı tüm meclisin ağırlıklı uzlaşısını gerektiren bir makamdır. Seçmenlerin %35 inin oyunu almış bir partinin tek başına Cumhurbaşkanını seçmesi bağdaşırmı demokrasiyle.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Asfalt 28 şubat'ın bu ülke içinde zararları olduğunu biliyorum.

 

Kimsenin entel fikirlerindende bahsetmiyorum. Gözün gördüğünden bahsediyorum.

 

Sen kardeşim. Türkiye Cumhuriyeti başbakanı sıfatıyla. Atatürk'Ün kapattığı. ve şeyhlerini istiklala mahkemelerinde düşmanla işbirliği yaptıkları ve vatana ihanet ettikleri için yargıladığı. Tarikatların şeyhlerine Başbakanlık konutunda resmi davetle yemek verirsen.

 

Yine başbakan sıfatıyla. Şeriata geçişin kanlımı yoksa kansızmı olacağını meclis kürsüsünden tartışırsan.

 

Belediye başkanından, milletvekiline. bakanından oyuna buyuna. Her fırsatta, Atatürk ve laiklik için ağıza alınmadık küfürler, ******lamalar, yermeler gönderirsen.

 

Elinde tuttuğun belediyelerde başı açık diye kadınların iş aktini feshedersen. Gençlik teşkilatın sokaklarda başı açık kadın avına çıkarsa.

 

Filistine destek diye gece düzenleyip. O gecede laikliğe tüm nefretini kusarsan.

 

Amerika ve İsraille, Türkiyeyi uzun süre yükümlülükte bırakacak tek taraflı ağır anlaşmalaz imzalarsan.

 

Milletvekillerin Pkk kamplarında, terorsitlerle el ele kol kola pozlar verirse.

 

Sivas katliamı gibi, insanlığın görebileceği en barbarca işlenen bir cinayetin sanıklarını. Bizzat senin Adalet Bakanın gidip avukat olarak savunursa.

 

bizzat başbakanın "tutturmuşlar bir ne mutlu türküm diyene. sen böyle söylersen başka bir müslüman evladıda, ne mutlu kürdüm diyene der" diye alanlarda konuşma yaparsa.

 

Samimi olarak soruyorum bunlar Cumhuriyet için tehlike değilmiydi sence ?

 

Ve tüm bunları görmezden elip. Sanki 28 Şubat gökten inmiş gibi yorum yapmak mantıklı mı.

 

Demokrasi nedir Asfalt. Laik, Cumhuriyet rejiminin alenen saldırıya uğraması. ve bizzat iktidarı elinde tutanların bunu açık açık kabul etmeleri karşısında sessiz kalmak mı?

 

birde bu payeyi Tayyipe halk vermedi. Seçim sistemi verdi. seçmenin %35 inin oyunu aldı. Cumhurbaşkanlığı tüm meclisin ağırlıklı uzlaşısını gerektiren bir makamdır. Seçmenlerin %35 inin oyunu almış bir partinin tek başına Cumhurbaşkanını seçmesi bağdaşırmı demokrasiyle.

 

Söz konusu meselelerdeki tespitlerine katılıyorum.Ancak bu tip hataların sonucu AKP gibi oluşumları çıkarıyor karşımıza.Peki bunları neyle bağdaştıracağız cyrano.

Bu ülke ne laikliği ne dini nede inasanlığı bir türlü ayrıştıramadı.En akıllımızdan en *****lımıza hepimiz sapla samanı karıştırdık.Yukarıdaki değerlendirmelerine

tüm kalbimle katılıyorum.Ancak hepimiz aynı trendeyiz.Bu tren devrilirse hepberaber devrileceğiz.Konunun özü budurDeğerli dostum,çok sevgili arkadaşım....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ancak şu var asfalt aynı trendeyiz, trenin istikametide belli. fakat herkes bu istikameten memnun değil. Trenin raydan çıkması için uğraşanlarda var değilmi.

 

yani açık konuşayım. şu foruma bile bakıyorum. Atatürk söz konusu olunca en ufak bir tahammülü olmayan. her fırsattan ona ( tabi bunu açık açık yapmak mümkün olmuyor) onun fikirlerine kurumlarına laf atan, aşağılayan dalga geçenler.

 

Mesela söz konusu bir tarikat şeyhi oldumu, tahammülden bahsediyor. Net olalım bu ülkenin kurucu liderinin şahsına ve fikirlerine tahammülü olmayanlar. kendilerine tahammül bekliyor.

 

Özgürlük ve demokrasi ince bir çizgidir. Ben özgürlük ve demokrasiyi zedelemek istiyorum bana tahammül edin gibi bir anlayış mümkün mü.

 

Ben açıkçası bu gün özgürlük, tahamülden bahsedenlerin gerçek niyetlerini görebiliyorum. Kendilerinin sınırsız güce sahip olunca 70 yıldır tekrarladıklarını tekrarlayacaklarınıda biliyorum. Çünkü hep böyle oldu devir daim. Ve çünkü onları tanıyorum artık.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

cumhurıyetın sahıp cıkılacak hıcbır tarafı yok.hangı cumhurıyetten bahsedıyoruz neyın cumhurıyetı bu.kemalıs cumhurıyetten ataturk ılke ve devrımlerınden eser kaldımı.bu cumhurıyet artık hırsızların mafyanın tarıkatın yobazların cumhurıyetı.bız bu cumhurıyetımı savunacagız.bızım savunulacak koruyacak bır cumhurıyetımız yok.ama yanıden kurulacak devrım yaparak yenıden ataturk ılke ve devrımlerıne gore kurulacak cumhurıyetımız var.29 ekı cumhurıyet bayramını kutluyoruz ıcımız kan aglaya aglaya.boyle bayrammı olur.bayramlarımızı yenıden o buyuk coskuyla kutlayacagız.kenan evrenın dedıgı gıbı eyaletlere bolunerek deıl butunleseerek bırleserek kaynasarak bırlık olarak ataturk ılkelerınıe ve devrımlerıne gore cumhurıyet kurmamız gerekır.hırsızlar yobazlar mafyalar cemeatler tarıkatlar nasıl bu kemalıst cumhurıyetı 50-60 yıllık surecte bızlerı uyutarak halkı uyutarak yıktılarsa bızde yanıden kemalıst cumhurıyet kurmak ıcın onların cumhurıyetını yıkmak devırmek olmalıdır amacımız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

CUMHURİYETE SAHİP ÇIKIN

 

Ülkemizdeki siyasi rejimin adı Cumhuriyet... Her nekadar bazılarının Cumhuriyetle bir sorunları var olduğu görülüyorsa da şimdilik Cumhuriyet sahipsiz değil...

 

Bence sorun Cumhuriyet rejimin yönetim sistemi, modeli olan Demokraside...

1923 den 1938 Atatürk'ün ölümüne kadar Demokrasinin çok partili sistemin ülkede yerleşmesi için yapılan çalışmalar bir neticeye ulaşamadı...

1938-1946 yılları arası ise yine tek partili dönem olarak ve ikinci dünya savaşı sıkıntıları içinde yaşandı...

Ancak 1946 da İsmet İnönü'nün gayret ve çabası ile Atatürk'ün hedefi ve niyeti olan çok partili sisteme geçilebildi. Ve 1950 de başlayan çok partili demokrasi sistemi günümüze kadar bir çok tecrübelerden geçe geçe geldi...

 

Geldiğimiz noktada Demokrasiye bir bakarsak gördüğüm manzara şu;

 

Demokrasiyi anladığımız gibi anlıyoruz...

Demokraside siyasi partilerde lider sultası hastalığı bir kanser gibi siyasi partilerde mevcut... İşin ilginç yönü, liderler böyle bir hastalığa yakalanmadıklarını söylüyorlar... Ve yine aynı liderler lider sultası sorununu çözeceklerini söylüyorlar fakat eylem yok...

Demokraside katılım sorunu var...

Demokraside kontrol ve denetim diye bir şey kağıt üstünde var uygulamada yok...

Demokraside sadece "benim hakkım" zihniyeti hakim... Senin hakkın, onun hakkı, onların hakkı yok...

Demokraside "milli eğitim" milli olmaktan çıkmış...

Demokraside "adalet" diye bir kavram unutulmuş... Adalet mülkün temelidir sadece duvarlarda yazılı...

Demokraside millet efendidir yerine, milletvekili efendidir kavramı yerleşmiş...

İşi uzatmadan...

Demokrasi kavramı demokrasi olmaktan çıkmış...

 

Yapılması gereken demokrasiyi rayına oturtmak...

Ama nasıl?

1958 yılında o günkü iktidarın kurduğu vatan cephesi ile ülke insanlarını bölen siyasi iktidarın bilerek veya bilmeyerek yaptığı yanlışı günümüze kadar gelen diğer siyasi partiler şu şekilde veya bu şekilde devam ettirmişler...

 

Siyasi partiler ve politikacılar bir hastalığa hemde çok tehlikeli bir hastalığa daha yakalanmış durumdalar...

Ülke insanlarını bölme hastalığı... Ülke insanlarını bölüyorlar...

Sağcı solcu, inanan inanmayan, senden benden, dinci dinsiz, o cepheden bu cepheden, komunist faşist,sünni alevi...

Akıllarına ne gelirse o şekilde...

Ne için?

Oy için...

 

Demokrasi oy uğruna raydan çıkartılmış...

Önce demokrasiyi rayına oturtmak gerekiyor...

 

Demokrasi raydan çıktığı içinde Cumhuriyete saldırıyorlar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cumhuriyet'e herşeyi ile sahibiz güzel dostlar...

Ve olacağız da...

Kimsenin şuphesi olmasın...

Sevgiyle ve umutla...

 

Bu topic ile ilgili verdiğimiz mücadele umut dolu; TEHLİKENİN FARKINDAMISINIZ...

:clover::)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ancak şu var asfalt aynı trendeyiz, trenin istikametide belli. fakat herkes bu istikameten memnun değil. Trenin raydan çıkması için uğraşanlarda var değilmi.

 

yani açık konuşayım. şu foruma bile bakıyorum. Atatürk söz konusu olunca en ufak bir tahammülü olmayan. her fırsattan ona ( tabi bunu açık açık yapmak mümkün olmuyor) onun fikirlerine kurumlarına laf atan, aşağılayan dalga geçenler.

 

Mesela söz konusu bir tarikat şeyhi oldumu, tahammülden bahsediyor. Net olalım bu ülkenin kurucu liderinin şahsına ve fikirlerine tahammülü olmayanlar. kendilerine tahammül bekliyor.

 

Özgürlük ve demokrasi ince bir çizgidir. Ben özgürlük ve demokrasiyi zedelemek istiyorum bana tahammül edin gibi bir anlayış mümkün mü.

 

Ben açıkçası bu gün özgürlük, tahamülden bahsedenlerin gerçek niyetlerini görebiliyorum. Kendilerinin sınırsız güce sahip olunca 70 yıldır tekrarladıklarını tekrarlayacaklarınıda biliyorum. Çünkü hep böyle oldu devir daim. Ve çünkü onları tanıyorum artık.

 

Öyle ama,bakınız yapılan müdahalelerde bir yerde ters tepiyor.Hiç bir dönem olmadığı kadar toplumun kurumlarıyla çatışma halindiler.

Dışarıdan bakınca akp nin muhalefet olduğunu sanırsınız. Jöne hak veriyorum.Gerçekten hangi cumhuriyetten söz ediyoruz.Düzenbazların

ve hilekarların egemen olduğu bir cumhuriyettenmi? 80 yıldır yakasında Atatürk rozeti taşıyanlar taş üstünde taş bırakmadılar.Bir tanesi

babası ve kardeşi yurtdışında türk halkıyla alay edercesine köşe kapmaca oynarken. Mitinglerde hala sizi soymaya doyamadım diyor.

İşte cyrano buda bizim ülkenin akıllara ziyan aynasıdır. Düzelirmi ? Düzelir ama bir nesil arada heder olacak o ayrı. Hem demokrasi

konuşurken kulağa çok hoş gelir.Ama sindirilmesi zor bir olgudur.Seksen yıldır 50 bin sözde aydınlarla bar muhabbeti yapacağına,

biraz halkın ne düşündüğünü anlayabilselerdi.Bu gün çıkıp insanların korku mahsenlerinde kıvılcım aramazlardı.Bu ülkenin kurucu

liderine tahammülü olanlar bu ülkeyi altından kalkamıyacağı bir borç yükünün içine soktular. Tahammülü olamayan elbette daha

beterini yapar. Bende tarikat şeyhine en ağır kelimeleri kullanıyorum.Tahammülsüzlüklerinide biliyorum.Ama 60 yıldır ekilen

rüzgar fırtına biçiyor.Bu ülke dört senede buraya gelmedi.Ahmet Tellinin bir dizesi beni her zaman hüzünlendirir. "Bir şeyler var

değişecek.Bir şeyler var değiştirmemiz gereken.Önce acılardan başlanacak" Bu arada İlhan Selçukta çok iyi bilir.Akp 1917

öncesi Leninin örgütlenme prensipleriyle hareket ediyor.Önce körü körüne destekledikleri partiyi ve kendilerini bir öz eleştiri

süzgeçinden geçirsinler.Sonra baykalın akp tarafından niye bu kadar sevildiğini bir araştırsınlar.Sonra seninle daha çok

konuşuruz.

 

Sevgiyle

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi Asfalt, Birincisi halk 28 şubata ters tepki vermediki. Yani bakalım 28 şubattan önce refah partisinin oylarıyla, 228 şubattan sonra fazilet partisinin aldığı oy oranına.

 

28 Şubat fiili bir müdahele değil, bir uyarılar bütünüydü.

 

AKP ye gelince. AKP bu gün yaptıklarını vaadederek almadıki bu oyu. AKP nin aldığı %35 oyu 28 şubata verilen tepki olarak görmek çok mantıksız olur. Çünkü 28 şubattan sonra yapılan seçimde Milli Görüşle taban tabana zıt iki partinin zaferi oldu DSP ve MHP dimi.

 

AKP çok büyük bir ekonomik krize sebep olan bir hükümetten sonra ortaya Alternatif olarak çıktı.

 

28 şubata karşı olarak pazarlamadı kendini. Aksine altını çizdiği nokta, ve milli görüş çizgisinden ayrıldığı nokta olarak. 28 Şubatta yapılan uyarıları dikkate aldığı ve DEĞİŞTİĞİ argümanını kullandı.

 

28 Şubat'ın direk muhatabı olan parti ise %2 civarında oy aldı son seçimde.

 

AKP kararsızların oyunu aldı. Medya tarafından çok iyi pazarlandı. Bütün partilerin yıprandığı bir süreçte yeni bir dalga olarak sunuldu.

 

Kim yaptırırsa yapsın bu gün araştırmalada, kamuoyu yoklamalarında. En güvenilen kurum olarak önce Ordu sonra Cumhurbaşkanlığı açık ara farkla gelmiyormu Asfalt.

 

Bu iki kurumunda laiklik ve Atatürkçülük konusunda çok hassas olmaları değilmi en büyük özellikleri türkiye siyasetinde.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

28 Şubat demişken ;

 

28 Şubat’ın üzerinden çok zaman geçmedi, birçoğumuzun hafızasında bu süreçte yaşanan hukuksuzluklar, dayatmalar, *****sızlıklar daha çok taze.

Üstelik bu süreç birçok boyutuyla elan devam etmektedir, bittigini de kim söylüyor.

28 Şubat açık bir askeri darbedir. Bazıları gibi ''darbe olabilirdi ama olmadı'' demek tek kelimeyle göz boyamacılıktır, hedef şaşırtmaktır. Darbe nedir?, en kaba tanımla; sisteme, seçilmiş siyasete askeri müdahalede bulunulması ve hukukun rafa kaldırılmasıdır, göz ardı edilmesidir.

28 Şubat sürecinde yapılan tam da budur işte. Müdahale düzeyini düşük görüp, illa da kanlı görüntüler olmasını beklemek saçmadır. Sınırlı bir müdahale ile de hedefe ulaşılabiliyorsa daha, aleni ve doğrudan müdahale riskine neden ihtiyaç duyulsun? Darbeciler ***** mı?( yok önceki darbelerden bayagı ders çıkarmışlardır) tartışmasız, darbe yapılmıştır ama şartlar gereği klasik darbelerden farklı tarzda bir darbe, moda deyimiyle postmodern bir darbe gerçekleştirilmiştir, olay bu kadar açıktır.

 

Unutmadan, perde gerisi güçler olmadan hiç bir darbe başarılı olamaz. Bunu, 28 Şubatı eleştiren kimi çevreler gibi 'salt dış müdahale' oldugu anlamında söylemiyorum. 28 Şubat herşeyden önce büyük bir tiyatro gösterisiydi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi Asfalt, Birincisi halk 28 şubata ters tepki vermediki. Yani bakalım 28 şubattan önce refah partisinin oylarıyla, 228 şubattan sonra fazilet partisinin aldığı oy oranına.

 

28 Şubat fiili bir müdahele değil, bir uyarılar bütünüydü.

 

AKP ye gelince. AKP bu gün yaptıklarını vaadederek almadıki bu oyu. AKP nin aldığı %35 oyu 28 şubata verilen tepki olarak görmek çok mantıksız olur. Çünkü 28 şubattan sonra yapılan seçimde Milli Görüşle taban tabana zıt iki partinin zaferi oldu DSP ve MHP dimi.

 

AKP çok büyük bir ekonomik krize sebep olan bir hükümetten sonra ortaya Alternatif olarak çıktı.

 

28 şubata karşı olarak pazarlamadı kendini. Aksine altını çizdiği nokta, ve milli görüş çizgisinden ayrıldığı nokta olarak. 28 Şubatta yapılan uyarıları dikkate aldığı ve DEĞİŞTİĞİ argümanını kullandı.

 

28 Şubat'ın direk muhatabı olan parti ise %2 civarında oy aldı son seçimde.

 

AKP kararsızların oyunu aldı. Medya tarafından çok iyi pazarlandı. Bütün partilerin yıprandığı bir süreçte yeni bir dalga olarak sunuldu.

 

Kim yaptırırsa yapsın bu gün araştırmalada, kamuoyu yoklamalarında. En güvenilen kurum olarak önce Ordu sonra Cumhurbaşkanlığı açık ara farkla gelmiyormu Asfalt.

 

Bu iki kurumunda laiklik ve Atatürkçülük konusunda çok hassas olmaları değilmi en büyük özellikleri türkiye siyasetinde.

 

Ordu bu toplumun öteden beri saygı duyduğu ve kutsadığı bir kurum.Onda değişen bir şey yok.

Cumhurbaşkanı ise yaptığı fevri olmayan davranışlarla toplumsal bir destek sağlamıştır.

Bizim meselemiz bu korku tüccarları üzerinedir.Bu korku tüccarları dünden bugüne halkı bilgilendirme

anlamında ne yapmıştır.Diyorumki aydınlara hitap etmişlerdir.İşte bu ülkenin aynın ne kadarsa o kadarına

amenna diyecekler.daha fazlası için ilan vermelerine gerek yoktur.Tarihi akış neyi gerektiriyorsa olan

budur.Bunun ötesinde düşler kurmak yada halkın bu kişilere itibar etmelerini bekleyemezssin.

Çünkü halk için asla düşünmediler.Şimdi bu poposu sivilceli aydınları kim dikkate alacakki.

Hiç kimse tabiki.Allahım neydi günahım ben nerde yanlış yaptım,diyen arabesk aydından

fazlasını bekliyemeyiz.Bunu ahlaki olarak beklemek bizim onlara karşı haksızlığımız olur.

Örneğin Galiyevi yalnızca ismen bilirler,ancak hiçbir doktrininden haberdar değillerdir.

Bırakın tartışmayı,arada adından bile söz etmezler.Çünki batılı lümpen proleterya her daim

daha çok ilgisini çekmiştir.Statüko işlerine gelir.Bağımsızlık sadece kendisi için geçerlidir.

Söz söyleme ve hakkını arama sadece ona biçilmiş bir kaftandır.Bu yüzdendirki hala

bir korku imparatorluğunun üzerinde oturmak istiyorlar.Biz buna karşı çıkıyoruz sevgili

dostum....Hükümetlerle halkları birbirine karıştırma.Zira bu halk en güçlü hükümetleri kağıttan

kale gibi bir gecede tarumar etmeyi becerebilmiştir.

 

Asıl iş anlamak kaçınılmazı :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

28Subat gerekli idi,28 Subata su veya bu nedenlerle karsi olanlar birseye karar vermek durumundadirlar

A-Türkiyede Atatürk devrimleri yasayacaktir,Türkiye Laik bir cumhuriyet bir hukuk devleti olarak gelecege dogru yol alacaktir,

B-Türkiye Atatürkcülükten vazgecip seriatla yönetilen bir din devleti olacaktir.

bunlarin ikisinin birarada yürümesi imkansizdir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ordu bu toplumun öteden beri saygı duyduğu ve kutsadığı bir kurum.Onda değişen bir şey yok.

Cumhurbaşkanı ise yaptığı fevri olmayan davranışlarla toplumsal bir destek sağlamıştır.

Bizim meselemiz bu korku tüccarları üzerinedir.Bu korku tüccarları dünden bugüne halkı bilgilendirme

anlamında ne yapmıştır.Diyorumki aydınlara hitap etmişlerdir.İşte bu ülkenin aynın ne kadarsa o kadarına

amenna diyecekler.daha fazlası için ilan vermelerine gerek yoktur.Tarihi akış neyi gerektiriyorsa olan

budur.Bunun ötesinde düşler kurmak yada halkın bu kişilere itibar etmelerini bekleyemezssin.

Çünkü halk için asla düşünmediler.Şimdi bu poposu sivilceli aydınları kim dikkate alacakki.

Hiç kimse tabiki.Allahım neydi günahım ben nerde yanlış yaptım,diyen arabesk aydından

fazlasını bekliyemeyiz.Bunu ahlaki olarak beklemek bizim onlara karşı haksızlığımız olur.

Örneğin Galiyevi yalnızca ismen bilirler,ancak hiçbir doktrininden haberdar değillerdir.

Bırakın tartışmayı,arada adından bile söz etmezler.Çünki batılı lümpen proleterya her daim

daha çok ilgisini çekmiştir.Statüko işlerine gelir.Bağımsızlık sadece kendisi için geçerlidir.

Söz söyleme ve hakkını arama sadece ona biçilmiş bir kaftandır.Bu yüzdendirki hala

bir korku imparatorluğunun üzerinde oturmak istiyorlar.Biz buna karşı çıkıyoruz sevgili

dostum....Hükümetlerle halkları birbirine karıştırma.Zira bu halk en güçlü hükümetleri kağıttan

kale gibi bir gecede tarumar etmeyi becerebilmiştir.

 

Asıl iş anlamak kaçınılmazı :)

 

yapma şimdi Asfalt bu ülkede aydınlar "halkı bilgilendirmek" için azmı uğraştı. Bu ülkenin aydınları, sansaryan hanıda gördü. Ziverbey işkence köşkünüde. Hangi ülkede bu kadar çok aydın suikaste uğradı. evine bomba gönderildi, canlı canlı yakılmaya çalışıldı.

 

Korku Tüccarı diyorsun. İyde neden korku tüccarı olsunlar. Tehlikenin olduğunu kabul ediyorsun. Evet bu ülkede ciddi yakın tehlikeler var yani bunun yadsınacak nesi varki. Bu ülke 30 yıldır gardını yukarıda tutuyor. 15 yıl son şiddetinde bir sıcak çatışma yaşadı teröre karşı. Bu ülke irtica tehdidini, bizzat Başbakan sıfatını taşıyan bir adamın ağzından meclis kürsüsünde hisetti.

 

Halk için nemi yaptılar ? Ya Asfalt şöyle biraz düşün. Bugün artık halkın "Kesinlikle vazgeçmem" dedikleri haklar bu ülkede nasıl teymin edildi. Bedeli ne oldu. Kaç aydın bunun bedelini ödedi ?

 

Sonra halkın bu kişilere itibar etmediğini nereden çıkarıyorsunki. Halktan anladığımız ne ? Vakit gazetesini okuyanlarmı sadece ?

 

Şöyle düşün bu gün artık kahvehanelerde bile futbol sohbeti yapılırken insanlar şunu kullanıyor "bak tamam görüşüne saygı duyuyorum" bu ülkede bu çok eski bir şeymi sanıyorsun. Bu ülkede düne kadar insanlar mezheplerine göre birbirinin çeşmesinden su içmezdi. Bu ülkede düne kadar siyasi tartışma, meydanda birbirine girmek demekti. Ancak biz aynı noktada değiliz. Elbette bunda en büyük pay 30 yıldır aynı şeyleri bıkmadan usanmadan yazıp çizen aydınlarda.

 

Şimdi onlara "poposu sivilceli" aydınlar demenin gerekçesini anlamadım ben. Yani olmayan bir tehlikedenmi bahsediyorlar. ben şimdi sana en az otuz madde sayarım, şuanda gözümüzün önünde seyrettiğimiz tehlikeden. Ya en basiti, tüm dünyada aranan bir şeriatçı teröriste ülkemizin başbakanı "ben kefilim" diyor.

 

anlamadımki ben Tehlike var demek için. Bir sivas katliamını, yeni bir şevki yılmaz vakasını, yeni bir erbakan vakasını. yeni bir hizbullah dehşetinimi bekliyeceğiz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

cyrano sana bir şey sormak istiyorum 28 şubat sürecinden önce aczimendi diye bir tarikat vardı ama bu süreçten önce böyle bir tarikatın varlığından kimsenin haberinin olmaması ilginç değilmi ve 28 şubattan sonra bunların hepsi yok mu oldu hatırlarsın birden başlarına sarık sarmış bir anda yüzlerce insan çıkardı bir anda bunlar nasıl yok oluyor .....

ortada bir rejim tehlikesi falan yok nihayetinde yapılan kamuoyu araştırmalarındada bu sonuç çıkıyor (anketlerde) tabi bu sonuç okadar sağlıklı değil . Sorun bence sadece güc odaklarını sen kontrol edecen yok ben kontrol edecem Türkiye bu kısır döngüyle yıllarını harcadı ve soğuk savaş döneminde bu siyasiler halkını koruyamadı bile işin kötüsü taraf oldular o zaman da kominizm tehlikesi var diyorlardı ama ortada sadece iki büyük devletin çıkar çatışmaları vardı kesinlikle düşünce değildi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

hizbullahı kuran açık-gizli devletin kendisi, gayrı meşru harp teknigi

 

dogal bir oluşum olsa üç günde ortadan kaldırılamazdı..

 

keza arkadaşın dedigi azizmendi vakası, buda dogal bir oluşum degil yapay-oluşturulmuş ve görev tamamlanınca ortadan kaldırıldılar...

 

hepsinin iç yüzü ortaya çıktı zaten, sisi mesela 28 şubatın imgelerinden :)

 

bunun adı korku üstünden iktidar devşirmek, bilmem kaç yıldır yapıldıgı gibi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ya arkadaşlar Aczmendiler nedir ya :)

 

Türkiyede Refah Yol döneminde cümle tarikat bilmemnenin palazlandırıldığı, başbakanlık konutunda tarikat şeyhlerinin devlet başkanları gibi ağırlandığı bir ortamda, ortaya çıkan bir tarikat. 28 Şubattan sonra, o tarikatın şeyhleri ve önde gelen üyeleri tutuklanmış ve tarikat dağıtılmıştır. bu kadar basit.

 

Aczmendiler ortalıkta dolaşırken, İktidarda olan Refah Partisinin eli kolumu bağlıydı. Neden polis seyrediyordu bu adamların yaptıklarını, içişleri bakanı çokmu meşguldu.

 

28 Şubat Erbakan'ın siyasi hayatını bitirdi, Aczmendileri bitirmesinemi şaşırıyorsunuz :)

 

Hizbullah konusuna gelince, iyide 28 şubat neden yapıldı. Hizbullah gibi şeriatçı örgütler, iktidardan destek gördüğü için. Tarikatlar iktidar eliyle devletin kritik kademelerine sızdırıldığı için.

 

3 gündede ortadan kaldırılmadıki 28 Şubat'tan 2001 lere kadar sürdü Hizbullahı çözme süreci. Ve ne pislikler çıktı ortaya bu süreçte. Hizbullah üyelerinin Refah Partisi tarafından başbakanlığa bile yerleştirildiğini ne çabuk unutuverdiniz siz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cumhuriyet'e herşeyi ile sahibiz güzel dostlar...

Ve olacağız da...

Kimsenin şuphesi olmasın...

Sevgiyle ve umutla...

 

Bu topic ile ilgili verdiğimiz mücadele umut dolu; TEHLİKENİN FARKINDAMISINIZ...

:clover::)

Bence en büyük tehlike günün birinde Türklerin yine Türkiyeye sahip olmalaridir,herkes bundan korkuyor sanirim.

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Üniversitelerimizde zehir gibi beyinleri janjanlı şartlarıyla kendi ülkesine çeken amerika onları verimlilik devirleri bitene dek yanında taşıyıp,işlev bitiminde türkiyeye geri göndersede, anadolularda heba olan binlerce öğrencimizi göz ardı etsekte,müziğimizi bile ingilizce yapıp yarışmaya soktursakta, binlerce soysuzluğa göz yumsakta

 

SENİ İLELEBET YAŞATACAĞIZ CUMHURİYET

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Üniversitelerimizde zehir gibi beyinleri janjanlı şartlarıyla kendi ülkesine çeken amerika onları verimlilik devirleri bitene dek yanında taşıyıp,işlev bitiminde türkiyeye geri göndersede, anadolularda heba olan binlerce öğrencimizi göz ardı etsekte,müziğimizi bile ingilizce yapıp yarışmaya soktursakta, binlerce soysuzluğa göz yumsakta

 

SENİ İLELEBET YAŞATACAĞIZ CUMHURİYET

Sizler gibi düsünenler var oldugu sürece Cumhuriyet yasar,kimsenin süphesi olmasin bundan. :clover:

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...
  • 2 hafta sonra...

Güzel insanlar Cumhuriyet konusunda gösterdiğiniz çaba ve özveriyi büyük bit gurur ile okudum, hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum...

 

Asfalt'ın ifadesi çok yerinde hepimiz aynı trendeyiz... Bu trenin yolcuları farklı görüşlerden olabilir ama bizi bir arada tutan şey Türkiye Cumhuriyetidir... Irak bölündü ve Irak'ta birlik kalmadı... Türkiye'nin de başına getirilmek isteden budur, bu fikirden kimse kaçmasın... Gerçekleri görmek lazım, görmezden gelerek, bir tehlike olmadığını varsayarak ancak geçici bir süre gönlümüzü avuturuz... Oysa Cumhuriyet bir çok alanda kıskaca alındı, ve onun ilkeleride... Bugünlerde dile dolanan demokrasi, laiklik neden tartışılır kılınıyor, bunları tartışmaktan kim ne yarar sağlıyor iyi görmek lazım...

 

Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir, bir tarikatler cumhuriyeti değil... bu ülkeyi tekkeciler yönetmiyor... kadılık hüküm sürmüyor, bir kısım insanın hala ve hala görmezden geldiği milli selametçilerin uzantıları rejimi değiştirmek adına her yola sinsice baş vuruyor, din bu insanların elinden kurtarılmadıkça, onu kullanmaya devam edecekler... herkes bilmeliki bu zihniyet İslam Cumhuriyeti adı altında sadece adı islam olan bir devlet var etmek istemekteler. bu uğurda yeminleri var, ve görünen o ki asla vaz geçmeyecekler... İslam bunların vitrini olmuş, ama sadece görüntüde, çünkü insanın yaptığı işte hile varsa o insanda inanç mevzu bahis olamaz... Göründükleri gibi olmayanlar yıllardır inanç ve duygu sömürüsü ile günden güne güçlendiler... ama nasıl ve neden? çünkü bunların vitrine koydukları din konusunda bilgisi olmayan halk onlara inandı, kalkınma köylerden başlamadı, eğer köyden başlamış olsaydı cehalet bu safhada olmaz ve kimse eline aldığı sembolle göz boyayamazdı...

 

Cumhuriyet ve toprak bütünlüğümüz tehtit altında, bunu gören görüyor, bir kısım insanda görmezden geliyor, inanmak istemiyor, inanırsa bir şeyler yapması gerekecek, kabul etmiyor ki sorumluluk taşımasın, taşıyanlarada yapıştır bir paranoyak etiketi, bu arada gemisini yüzdürenler, trenin dümenini eline alanlar istedikleri rotaya, istikamete doğru yol almaya devam etsinler... Ama ben farkında olanların gün geçtikçe çoğaldığını görmekten mutluyum, umarım geç kalmadık, umarım bu treni yeniden Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetin ilke ve devrimlerini rehber alarak muassır medeniyet istikametine doğru yeniden yürütebiliriz...

 

bu uğurda herkesle yanyanayım, aynı yoldayım, hiç kimsenin dünya görüşürü, etnik kökeni, dili, dini beni alakadar etmiyor, Söz konusu vatanda, gerisi teferruattır...

 

Selamlar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Güzel insanlar Cumhuriyet konusunda gösterdiğiniz çaba ve özveriyi büyük bit gurur ile okudum, hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum...

 

Asfalt'ın ifadesi çok yerinde hepimiz aynı trendeyiz... Bu trenin yolcuları farklı görüşlerden olabilir ama bizi bir arada tutan şey Türkiye Cumhuriyetidir... Irak bölündü ve Irak'ta birlik kalmadı... Türkiye'nin de başına getirilmek isteden budur, bu fikirden kimse kaçmasın... Gerçekleri görmek lazım, görmezden gelerek, bir tehlike olmadığını varsayarak ancak geçici bir süre gönlümüzü avuturuz... Oysa Cumhuriyet bir çok alanda kıskaca alındı, ve onun ilkeleride... Bugünlerde dile dolanan demokrasi, laiklik neden tartışılır kılınıyor, bunları tartışmaktan kim ne yarar sağlıyor iyi görmek lazım...

 

Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir, bir tarikatler cumhuriyeti değil... bu ülkeyi tekkeciler yönetmiyor... kadılık hüküm sürmüyor, bir kısım insanın hala ve hala görmezden geldiği milli selametçilerin uzantıları rejimi değiştirmek adına her yola sinsice baş vuruyor, din bu insanların elinden kurtarılmadıkça, onu kullanmaya devam edecekler... herkes bilmeliki bu zihniyet İslam Cumhuriyeti adı altında sadece adı islam olan bir devlet var etmek istemekteler. bu uğurda yeminleri var, ve görünen o ki asla vaz geçmeyecekler... İslam bunların vitrini olmuş, ama sadece görüntüde, çünkü insanın yaptığı işte hile varsa o insanda inanç mevzu bahis olamaz... Göründükleri gibi olmayanlar yıllardır inanç ve duygu sömürüsü ile günden güne güçlendiler... ama nasıl ve neden? çünkü bunların vitrine koydukları din konusunda bilgisi olmayan halk onlara inandı, kalkınma köylerden başlamadı, eğer köyden başlamış olsaydı cehalet bu safhada olmaz ve kimse eline aldığı sembolle göz boyayamazdı...

 

Cumhuriyet ve toprak bütünlüğümüz tehtit altında, bunu gören görüyor, bir kısım insanda görmezden geliyor, inanmak istemiyor, inanırsa bir şeyler yapması gerekecek, kabul etmiyor ki sorumluluk taşımasın, taşıyanlarada yapıştır bir paranoyak etiketi, bu arada gemisini yüzdürenler, trenin dümenini eline alanlar istedikleri rotaya, istikamete doğru yol almaya devam etsinler... Ama ben farkında olanların gün geçtikçe çoğaldığını görmekten mutluyum, umarım geç kalmadık, umarım bu treni yeniden Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetin ilke ve devrimlerini rehber alarak muassır medeniyet istikametine doğru yeniden yürütebiliriz...

 

bu uğurda herkesle yanyanayım, aynı yoldayım, hiç kimsenin dünya görüşürü, etnik kökeni, dili, dini beni alakadar etmiyor, Söz konusu vatanda, gerisi teferruattır...

 

Selamlar

 

Sayın sardunyam,cumhuriyete sahip çıkma konusunda gösterdiğiniz hassasiyetten dolayı bende sizi tebrik ederim ama bunu dile getirirken kendi dininizle çelişiyorsunuz. Sanki islam dini cumhuriyet ile bağdaşırmış gibi bir hava istiyorsunuz. Oysaki islami, kurallar ile cumhuriyet kurallarının birbirine taban tabana zıt olduğunu sağır sultan bile biliyor.

 

kadılık hüküm sürmüyor

 

Kadılığı niye yargılıyorsunuz ki? Onlar başka gezegenden gelen varlıklar değilki.İslami kurallara göre hüküm veren insanlar yani yargıç analamında.

 

Kada; kurani bir kavram,anlamı ise yargı demek.Yargılayan insanlara da kadı denilir.

 

İsra 23. Ve kada rabbüke elle ta'büdu illa iyyahü ve bil valedeyni ıhsana imma yeblüğanne ındekel kibera ehadühüma ev kilahüma fe la tekul lehüma üffiv ve la tenher hüma ve kul lehüma kavlen kerıma

 

 

17/23- Rabbin, O'ndan başkasına kulluk etmemenizi ve anne-babaya iyilikle-davranmayı hüküm verdi Şayet onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlılığa ulaşırsa, onlara: "Öf" bile deme ve onları azarlama; onlara güzel söz söyle.

 

Bu ayete göre sizin rabbiniz,de kadı.Kötülediğiniz o insanlar islami kurallara göre hüküm veren yargıçlar. Dünyada hangi rejim olursa olsun mutlaya kanunları yürütme mekanizması olacaktır.Bu açıdan bakılınca hiç bir yargıc eleşrilemez. Eğer eleştirilecek bir şey varsa mevcut olan kanunlar veya rejim eleştirilebilir. Siz islama toz kondurmazken,islami kurallara göre hüküm veren bu insanları kötülemeniz büyük bir çelişki.Çünkü o insanlar kendi istek veya arzularına göre değil,islam kanunlarına göre hüküm veriyorlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

katakuta, gerçekten sıkıldım artık bundan nedir probleminiz? siz beni tebrik etmeyin, buna ihtiyacım hiç yok...

 

inanç vicdanımda benim, ama anlamak istemiyorsunuz, maksat belli ben bu oyuna gelmem katakuta, inan gelmem...

 

Atatürk'e ve onun devrimlerine bağlıyım, ve Atatürk gibi bende müslümanım, yani politika bölümünede dini taşıdınız ya bravo... dinci geçinenlerle ne gibi bir fark var aranızda?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.