Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Varoluş..  

54 üye oy verdi

  1. 1. Nasıl var olduk..?

    • Yaratılış..
      37
    • Evrim..
      17


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Her birimiz günden en az bir kere aynaya bakarız..

Dikkatlice kendinizi bir süzün, tasarım harici bir şeye karar verebilecek misiniz..?

Uzuvlardaki simetri, estedik ve fonksiyonellik sizi şaşırtmıyor mu..?

Bunları tesadüflere bağlamak nasıl bir düşüncedir..?

Yorumlarınızı ve anket cevabınızı bekliyorum...

 

Saygılar..

  • Cevaplar 113
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
Her birimiz günden en az bir kere aynaya bakarız..

Dikkatlice kendinizi bir süzün, tasarım harici bir şeye karar verebilecek misiniz..?

Uzuvlardaki simetri, estedik ve fonksiyonellik sizi şaşırtmıyor mu..?

Bunları tesadüflere bağlamak nasıl bir düşüncedir..?

Yorumlarınızı ve anket cevabınızı bekliyorum...

 

Saygılar..

 

 

buda sorulurmu

tabi ki

yaratılış ve hesap

 

saygılarr... :clover:

 

:stuart:

Gönderi tarihi:

Bence de tabiiki yaratılış, ve sadece biz diil dünyanın kendisi de tesadüflerle oluşmuş olamaz.Herşeyin bi düzen ve simetri içinde olması bunun en güzel delili (xlarktades'in dediği gibi) :clover:

Gönderi tarihi:

*Metabolizma.( büyüme, gelişme, ısı, hareket, üreme)

*Hücreler.

*Karakteristik yapısal proteinlerinin bulunması.

*Enerji elde edip kullanabilmesi.

*Besin maddelerini depo edebilmesi.

Bu olgular bütün canlıların ortak özelliği olmasından dolayı;

Biribirlerinden evrilerek gelişmişler, değişmişler, çeşitlenmişlerdir.

Maddeye, madde dışı ruhi bir etken uydurmadır, kurgudur.

Gönderi tarihi:
*Metabolizma.( büyüme, gelişme, ısı, hareket, üreme)

*Hücreler.

*Karakteristik yapısal proteinlerinin bulunması.

*Enerji elde edip kullanabilmesi.

*Besin maddelerini depo edebilmesi.

Bu olgular bütün canlıların ortak özelliği olmasından dolayı;

Biribirlerinden evrilerek gelişmişler, değişmişler, çeşitlenmişlerdir.

Maddeye, madde dışı ruhi bir etken uydurmadır, kurgudur.

 

Bakın çok somut bir izah..

Hücreyi yüzeysellikten kurtarıp içine giriyoruz..

Hücreyi oluşturan yüzlerce proteinden bir tanesini ele alıyoruz..

Proteinler yaklaşık 50 amino asitten oluşur..

Bu amino asitler öyle planlı dizilmişlerdir ki, bir tanesinin yerini değiştirseniz yada hariçten bir tane amino asit eklerseniz o protein artık hiç bir işe yaramaz..

Şimdi bu yaklaşık elli amino asitin, tesadüfen tam yerlerinde olma olasılığını matemetiği kuvvetli arkadaşlar bir hesaplasınlar bakalım, tesadüften eser kalacak mı..?

 

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Dünya dışında yaşam olup olmadığını anlayabilmek için kanaatimce her şeyden önce Kur’an’ın evren hakkında verdiği bilgiler anlaşılmalı, bu bilgiler ışığında Dünya’nın evrendeki yeri de gözetilerek bir karara varılmalıdır.

 

 

Kur’an evrenin yaratılışı, fiziksel yapısı, yaradılış amacı ve bunun gibi konularda oldukça detaylı bilgiler vermekte, bu konuda neredeyse kendisinden başka hiçbir kaynağa gerek bırakmamaktadır. Kur’an’ın 1500 yıl önce bahsettiği birçok şeyin bilim adamları tarafından yeni yeni keşfedilmesi de ancak Kur’an’ın ilahi sırlarını bir kez daha kanıtlamaktadır. Bu nedenle, bugün bilim tarafından ısrarla doğrulanmak istenmese de, Kur’an’da yer alan birçok şeyin yakın gelecekte bilim adamları tarafından da kabul edilmek zorunda kalınacağı akıllardan çıkarılmamalıdır.

 

 

Evrenin yaradılışı, Kur’an’da hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde, birçok ayette açıklanmıştır. Bunlardan en önemlisi, konuyu tam bir özet halinde açıklayan Arâf Suresinin 54. ayetidir:“Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden, geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüze bürüyüp örten; güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Allah'tır. Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O'na mahsustur. Âlemlerin Rabbi Allah ne yücedir!”

 

Ayette ilk olarak dikkati çeken, evrenin yaradılış süresidir. Burada altı gün olarak geçen süre, insana göre değil, elbette Allah katındaki zamana göredir, ancak yine de evrenin «bir anda» yaratılmadığını işaret etmesi bakımından oldukça önemlidir. Ayette geçen istivâ kelimesi, «yükselmek» manasına gelir. Buradaki anlamı, müfessirler tarafından Allah’ın tüm Arş’ı kaplaması şeklinde anlaşılmıştır.

Ayette, altı günlük süre göklerin ve yerin «toplam» yaradılış süresi olarak verilmiştir. Dünya’nın yaradılış süresi ise Fussilet suresinin 9. ve 12. ayetlerine göre iki gündür : “De ki: Gerçekten siz, yeri iki günde yaratanı inkâr edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir. (Fussilet,9)” anlamındaki ayet Dünya’nın yaradılış süresinin en açık şekilde belirtildiği ayettir. Tabi, yeniden hatırlatmak gerekir ki, bu süre, insana göre değil, Allah katındaki zamana göredir.

 

Bu ayetin ardından 10. ayette de “O, yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Orada bereketler yarattı ve orada tam dört günde isteyenler için fark gözetmeden gıdalar takdir etti.(Fussilet,10)” denilmektedir. İlk bakışta, gıdaların yaratılma süresinin bu altı gün içerisinde yer aldığı düşünülebilirse de, akla uygun olan evrenin yaradılışının ardından Allah tarafından Dünya üzerinde tekrar «özel bir yaratma» faaliyetinin gerçekleştirildiğidir.

 

Böylece bu ayetlerden, evrenin toplam yaradılış süresinin üçte biri kadar bir sürenin Dünya’nın yaratılması için harcandığını ve daha sonra da gıdaların yaratılması için en az evrenin geri kalanının yaratıldığı süre kadar zaman harcandığını anlıyoruz. Tüm bunlar, Dünya’nın ne kadar önemli olduğunu gösteren en önemli delillerdir. Ve insan, bu kadar özenli bir yaradılış süreci sonucu ortaya çıkan Dünya’ya Allah’ın halifesi olarak gönderilmiş olduğundan önemi oldukça büyüktür. Ancak, Dünya’nın insan yaratılmadan önce, evrenin yaradılışı esnasında yaratıldığı da unutulmamalıdır.

 

Fussilet Suresinin, bunlardan sonra gelen 11. ve 12. ayetleri ise çok daha önemli bilgiler içermektedir : “Sonra duman halinde olan göğe yöneldi, ona ve yerküreye: İsteyerek ve ya istemeyerek, gelin! dedi. İkisi de "İsteyerek geldik" dediler. Böylece onları, iki günde yedi gök olarak yarattı ve her göğe görevini vahyetti. Ve biz, yakın semâyı kandillerle donattık, bozulmaktan da koruduk. İşte bu, azîz, alîm Allah'ın takdiridir. (Fussilet,11–12)”

 

Bu ayetlerde üç önemli nokta vardır. Birincisi, Kur’an, başlangıçta evrenin gaz bulutu (duman) halinde olduğunu bildirmektedir. Bu, şu an bilim adamları arasında kabul görmüş olan Big Bang teoremi tarafından öne sürülen görüşle paralellik göstermektedir. İkincisi, Kur’an evrenin yedi gök halinde yaratılmış olduğunu bildirmektedir. Bunu bir sonraki başlık altında uzun uzun inceleyeceğiz. Üçüncüsü; bu göklerin her birine görevlerinin vahy edildiği açıklanmaktadır; ki görev, ancak onu anlayacak kapasitede şuur sahibi canlılara verilen bir şeydir. Bu da, her gök katında şuurlu canlıların olabileceğini düşünmemize yol açar. İşin gerçeğini ise ancak Allah bilir.

 

 

 

 

herşey tesadüflere bağlı değil ol dedi oldu alem.....

mantıklı düşünür ve insan yardılışınıda incelersek ki onuda sunucam size birazdan......

Gönderi tarihi:

kurana göre insanin yaratilisi

 

 

 

"De ki yeryüzünde gezip dolaşın da (Allah'ın) hilkate nasıl başladığını görün. Allah yeni bir ahiret hayatını da tekrar yaratacaktır. Çünkü Allah her şeye hakkıyle kadirdir" (Ankebut 20).

 

Nihayet Kurân-ı Kerim göklerle yeryüzünün, dağların, diğer canlıların yaratılışı hakkında bilgiler veriyor:

 

"İnkâr edenler görmediler mi ki göklerle yer bitişik halde iken bizim onları birbirinden ayırdığımızı, her canlı şeyi de sudan yarattığımızı o küfür (ve inkâr) edenler görmediler mi? Hâla inanmayacaklar mı onlar?

 

Yer (yüzün) de onları (insanları) çalkalar diye sabit sabit dağlar yarattık.Aralarında da bol bol yollar yaptık. Biz gökyüzünü de korunmuş bir tavan (gibi) yaptık onlar (münkirler) İse bunun ayetlerinden (Allah1 in varlığına birliğine işaret) yüz çeviricidirler.

 

O geceyi-gündüzü, güneşi, ayı yaratandır ve bütün bunlar kendi yörüngesi içinde yüzmekte (devretmekte) dîr" (Enbiya 30, 31, 32, 33) (3).

 

"Allah her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi kanat üstünde,kimi ayağı üstünde yürüyor, kimi de dört (ayağı) üstünde yürüyor" (Nur 45} (3).

 

Tekrar insanın yaradılışına dönelim. Âdem'den sonra Havva'nın yaradılışı hakkında Kurân-ı Kerîm;

 

"Ey insanlar sizi bir tek candan (Âdem'den) yaratan, ondan da yine onun zevcesini (Havva'yı) vücuda getiren ve İkisinden de birçok erkekler ve kadınlar türeten Rabbiniz (e karşı gelmek) den sakının" (Nisa 1) (3).

 

"O, sizi bir candan (Adem’den) yaratan, bundan da (gönlü) kendisine ısınsın diye eşini yaratan o'dur (Allahtır) vaktâ ki o (eşini) örtüp bürüdü (cinsi münasebet) o'da hafif bir yük yüklendi de (gebe oldu) bununla gidip geldi nihayet (gebeliği) ağırlaşınca ikisi de Rablerine şöyle dua ettiler. "Eğer bize düzgün (hilkati tam) bir çocuk verirsen andolsun ki her halde şükredenlerden olacağız" (Araf 189}

 

"Size nefislerinizden kendilerine ısınmanız için zevceler yaratmış olması, aranızda bir sevgi ve esirgeme yapması

onun ayetlerindendir"(Rum 21).

 

"Sizi bir kişiden yarattı. O, sonra ondan da eşini meydana getirdi. Sizin için davarlardan sekiz çift indirdi. Sizi analarınızın karnı içinde bir yaradılıştan öbür yaradılışlara (kalb ile) halk edip duruyor....." (Zümer 6).

 

"....Size hem kendi (cins) inizden eşler hem davarlardan eşler yaptı. Sizi bu suretle (zürriyetlendirip) üretiyor......" (Şûra 11)

 

Havva, Âdem'den nasıl vücuda gelmiştir? Bu konuda Kurân-ı Kerim'de geniş tafsilat yoktur. Havva Arapça bir kelime olan 'Hayy (canlı)'dan gelmektedir.Canlıdan (Adem'den) yaratıldığı için bu isim verilmiştir.İslâm kaynaklarında Havva'nın yaratılışı hakkında iki görüş vardır (7):

 

Ekseri ulemanın görüşüne göre Cenab-ı Hak Adem'e bir uyku hali verdi,sonra O'nun sol kaburga kemiklerinin birinden Havva'yı yarattı. Adem uyanınca onu gördü O'na meyletti ve onunla ülfet peyda ederek ısındı. Çünkü o kendinden, bir parçasından yaratılmıştı (7). Bazıları Havva'nın Âdem'in kaburga kemiğinden yaratılmasının İsrailiyyat (ben-i İsrail kitaplarındaki masallar) olduğunu bildirmişlerdir. Bazı hadis-i şeriflerde kadınlar kaburga kemiğine benzetilmiş ya da "kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır onu doğrultmaya çalışırsan kırarsın; olduğu gibi kabul edersen istifade edersin" şeklinde bir ifade mevcuttur (9,10}.

 

Araştırıcılar bu hadislerden Havva'nın yaradılışına ait herhangi bir tafsilat çıkarmanın mümkün olmadığını söylerler ve çeşitli mecazi yorumlara müsait olan bu hadislerin esas hedefinin kadınlara karşı yumuşak davranma olduğunu kabul ederler,

 

Diğer görüş Ebu Müslim Isfahanî'ye aittir. İsfahanı, Havva'nın yaratılmasından bahseden ayetten maksat onun Âdem'in cinsinden olmasıdır. Allah "size kendinizden eşler yaratmıştır", "kendinizden peygamberler göndermiştir" buyruğunda olduğu gibi kaburgadan değil, Âdem gibi Havva da topraktan yaratılmıştır diyor(7).

 

Kaldı ki birinci görüş daha kuvvetlidir. Zira "sizi bir tek nefisten yarattı" ayeti bu görüşü takviye ediyor; eğer Havva da topraktan yaratılmış olsaydı bu halde sizi iki nefisten yarattık buyurulması gerekirdi. Bazıları da ayetteki "min"den bir gayenin başlangıcı anlamındadır, Yaratılış , Âdem ile başlamış ve Âdem topraktan yaratıldığına göre Havva'da topraktan yaratılmış olabilir denilmektedir(7).

 

İnsanın yaradılışı hakkındaki ayetlerin İzahı bu şekildedir. Kurân-ı Kerim'e göre insanın insan olarak yaratıldığı anlaşılıyor. Ama son günlerde Darvin'in aksine yukarıda bahsedildiği gibi Fransız L’express gazetesinde Allan Wilson bilimsel araştırmalara dayanarak yepyeni bir hipotez ortaya attı. Ona göre Havva'nın zenci olduğu, maymunun insandan türediğini iddia etti. Bazı Türk gazeteleri ise Kurân-ı Kerim'de ki "biz onlara (Yahudilere) hor ve hakir maymunlar ve domuzlar olun dedik" (Bakara 65, Maide 60, A'raf 166) mealindeki ayetler İle insandan maymunun türemesi arasında bir irtibat kurmak eyilimi gösterdiler. Halbuki bu ayetler sapıtmış Yahudi kavmine ilâhi bir ceza ile helak olma anlamında tefsir edilmiştir. Ayrıca Kurân-ı Kerim'de münkirler hakkında "hayvandan aşağı" (Araf 179) müminler hakkında ise "yaratılmışların bir çoğundan üstün kılınmış" (İsrâ 70) gibi ifadeler dikkati çekmektedir.

 

İnsanın ana rahminde halk oluşu Kurân-ı Kerim'de şu şekilde İfade edilmektedir:

"İnsanın üzerine uzun devirden öyle bir zaman gelip geçti ki o anılmaya değer bir şey bile değildi.

 

Hakikat biz insanı birbiriyle karışık (erkek ve kadın suları ile) bir damla sudan yarattık" (Dehr1,2).

 

"Sonra onu (insan) sarp ve metin bir karargâhda (rahimde) bir nutfe yaptık" (Mü'minun 13).

 

"Sonra o nutfeyi bir kan pıhtısı haline getirdik derken o kan pıhtısını bir çiğnem et yaptık, O bir çiğnem eti de kemik (ler)'e kalb ettik de o kemiklere de et giydirdik. Bilahare onu başka yaratılışa inşa ettik. Suret yapanların en güzeli olan Allah'ın şanı ne yücedir" (Mü’minun 14).

 

"Ki O sizi bir topraktan, sonra bir meniden sonra bir kan pıhtısından yaratıp sonra bebek olarak çıkaran sonra sizi güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz için, sonra da ihtiyarlar olmanız için yaratandır" (Mümin 6,7).

 

"Ey insanlar biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık, sizi birbirinizle tanışasınız diye büyük cemiyetlere ve kabilelere ayırdık" (Hucurat 13)

 

"Hakikaten meniden (rahme) döküldüğü zaman erkek ve dişi iki çifti o yarattı"(Necm 45-46)

 

"Döl yataklarında size nasıl dilerse öyle kılık veren odur,.." (Âli İmran 6)

"İnsanı bir damla sudan yarattı" (Nahl 4).

"O sizi yer (yüzün) de yaratıp türetendir" (Mü'minun 79)

"And olsun sizi (evvela) yarattık sonra size suret verdik" (Araf 11)

"O sudan bir beşer yaratıp da onu soy sop yapandır" (Furkan 54)

"İnsan kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmedi mi" (Yasin 77)

"Halbuki o sizi hakikat türlü türlü tavırlar (haller) le yaratmıştır" (Nuh 14)

"Biz sizi hakir bir sudan yaratmadık mı?

 

Onu sağlam bir yerde tutup da, Malûm bir vakte kadar" (Mürselat20,21,22)

 

"O (döl yatağına) dökülen meniden bir damla su değilmiydi?

Sonra o (meni) bir kan pıhtısı olmuş derken insan biçimine koyup yaratmış düzenlemiştir.

Hülâsa ondan erkek, dişi iki sınıf çıkarmıştır" (Kıyame 37,38,39)

"O sizi bîr tek candan yaratandır" (Enam 98)

 

"Onu (yaratan) hangi şeyden yarattı,

Bir damla sudan yarattı da onu biçimine koydu.

Sonra onun yolunu kolaylaştırdı" (Abese 18,19,20)

 

"Biz hakikat insanı en güzel bir biçimde yarattık" (Tin 4)

"Yaratan Rabbinin adı ile oku.

O insanı bir kan pıhtısından yarattı. (Alak 1,2) (3).

Gönderi tarihi:

kurana göre insanin yaratilisi

 

 

 

"De ki yeryüzünde gezip dolaşın da (Allah'ın) hilkate nasıl başladığını görün. Allah yeni bir ahiret hayatını da tekrar yaratacaktır. Çünkü Allah her şeye hakkıyle kadirdir" (Ankebut 20).

 

Nihayet Kurân-ı Kerim göklerle yeryüzünün, dağların, diğer canlıların yaratılışı hakkında bilgiler veriyor:

 

"İnkâr edenler görmediler mi ki göklerle yer bitişik halde iken bizim onları birbirinden ayırdığımızı, her canlı şeyi de sudan yarattığımızı o küfür (ve inkâr) edenler görmediler mi? Hâla inanmayacaklar mı onlar?

 

Yer (yüzün) de onları (insanları) çalkalar diye sabit sabit dağlar yarattık.Aralarında da bol bol yollar yaptık. Biz gökyüzünü de korunmuş bir tavan (gibi) yaptık onlar (münkirler) İse bunun ayetlerinden (Allah1 in varlığına birliğine işaret) yüz çeviricidirler.

 

O geceyi-gündüzü, güneşi, ayı yaratandır ve bütün bunlar kendi yörüngesi içinde yüzmekte (devretmekte) dîr" (Enbiya 30, 31, 32, 33) (3).

 

"Allah her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi kanat üstünde,kimi ayağı üstünde yürüyor, kimi de dört (ayağı) üstünde yürüyor" (Nur 45} (3).

 

Tekrar insanın yaradılışına dönelim. Âdem'den sonra Havva'nın yaradılışı hakkında Kurân-ı Kerîm;

 

"Ey insanlar sizi bir tek candan (Âdem'den) yaratan, ondan da yine onun zevcesini (Havva'yı) vücuda getiren ve İkisinden de birçok erkekler ve kadınlar türeten Rabbiniz (e karşı gelmek) den sakının" (Nisa 1) (3).

 

"O, sizi bir candan (Adem’den) yaratan, bundan da (gönlü) kendisine ısınsın diye eşini yaratan o'dur (Allahtır) vaktâ ki o (eşini) örtüp bürüdü (cinsi münasebet) o'da hafif bir yük yüklendi de (gebe oldu) bununla gidip geldi nihayet (gebeliği) ağırlaşınca ikisi de Rablerine şöyle dua ettiler. "Eğer bize düzgün (hilkati tam) bir çocuk verirsen andolsun ki her halde şükredenlerden olacağız" (Araf 189}

 

"Size nefislerinizden kendilerine ısınmanız için zevceler yaratmış olması, aranızda bir sevgi ve esirgeme yapması

onun ayetlerindendir"(Rum 21).

 

"Sizi bir kişiden yarattı. O, sonra ondan da eşini meydana getirdi. Sizin için davarlardan sekiz çift indirdi. Sizi analarınızın karnı içinde bir yaradılıştan öbür yaradılışlara (kalb ile) halk edip duruyor....." (Zümer 6).

 

"....Size hem kendi (cins) inizden eşler hem davarlardan eşler yaptı. Sizi bu suretle (zürriyetlendirip) üretiyor......" (Şûra 11)

 

Havva, Âdem'den nasıl vücuda gelmiştir? Bu konuda Kurân-ı Kerim'de geniş tafsilat yoktur. Havva Arapça bir kelime olan 'Hayy (canlı)'dan gelmektedir.Canlıdan (Adem'den) yaratıldığı için bu isim verilmiştir.İslâm kaynaklarında Havva'nın yaratılışı hakkında iki görüş vardır (7):

 

Ekseri ulemanın görüşüne göre Cenab-ı Hak Adem'e bir uyku hali verdi,sonra O'nun sol kaburga kemiklerinin birinden Havva'yı yarattı. Adem uyanınca onu gördü O'na meyletti ve onunla ülfet peyda ederek ısındı. Çünkü o kendinden, bir parçasından yaratılmıştı (7). Bazıları Havva'nın Âdem'in kaburga kemiğinden yaratılmasının İsrailiyyat (ben-i İsrail kitaplarındaki masallar) olduğunu bildirmişlerdir. Bazı hadis-i şeriflerde kadınlar kaburga kemiğine benzetilmiş ya da "kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır onu doğrultmaya çalışırsan kırarsın; olduğu gibi kabul edersen istifade edersin" şeklinde bir ifade mevcuttur (9,10}.

 

Araştırıcılar bu hadislerden Havva'nın yaradılışına ait herhangi bir tafsilat çıkarmanın mümkün olmadığını söylerler ve çeşitli mecazi yorumlara müsait olan bu hadislerin esas hedefinin kadınlara karşı yumuşak davranma olduğunu kabul ederler,

 

Diğer görüş Ebu Müslim Isfahanî'ye aittir. İsfahanı, Havva'nın yaratılmasından bahseden ayetten maksat onun Âdem'in cinsinden olmasıdır. Allah "size kendinizden eşler yaratmıştır", "kendinizden peygamberler göndermiştir" buyruğunda olduğu gibi kaburgadan değil, Âdem gibi Havva da topraktan yaratılmıştır diyor(7).

 

Kaldı ki birinci görüş daha kuvvetlidir. Zira "sizi bir tek nefisten yarattı" ayeti bu görüşü takviye ediyor; eğer Havva da topraktan yaratılmış olsaydı bu halde sizi iki nefisten yarattık buyurulması gerekirdi. Bazıları da ayetteki "min"den bir gayenin başlangıcı anlamındadır, Yaratılış , Âdem ile başlamış ve Âdem topraktan yaratıldığına göre Havva'da topraktan yaratılmış olabilir denilmektedir(7).

 

İnsanın yaradılışı hakkındaki ayetlerin İzahı bu şekildedir. Kurân-ı Kerim'e göre insanın insan olarak yaratıldığı anlaşılıyor. Ama son günlerde Darvin'in aksine yukarıda bahsedildiği gibi Fransız L’express gazetesinde Allan Wilson bilimsel araştırmalara dayanarak yepyeni bir hipotez ortaya attı. Ona göre Havva'nın zenci olduğu, maymunun insandan türediğini iddia etti. Bazı Türk gazeteleri ise Kurân-ı Kerim'de ki "biz onlara (Yahudilere) hor ve hakir maymunlar ve domuzlar olun dedik" (Bakara 65, Maide 60, A'raf 166) mealindeki ayetler İle insandan maymunun türemesi arasında bir irtibat kurmak eyilimi gösterdiler. Halbuki bu ayetler sapıtmış Yahudi kavmine ilâhi bir ceza ile helak olma anlamında tefsir edilmiştir. Ayrıca Kurân-ı Kerim'de münkirler hakkında "hayvandan aşağı" (Araf 179) müminler hakkında ise "yaratılmışların bir çoğundan üstün kılınmış" (İsrâ 70) gibi ifadeler dikkati çekmektedir.

 

İnsanın ana rahminde halk oluşu Kurân-ı Kerim'de şu şekilde İfade edilmektedir:

"İnsanın üzerine uzun devirden öyle bir zaman gelip geçti ki o anılmaya değer bir şey bile değildi.

 

Hakikat biz insanı birbiriyle karışık (erkek ve kadın suları ile) bir damla sudan yarattık" (Dehr1,2).

 

"Sonra onu (insan) sarp ve metin bir karargâhda (rahimde) bir nutfe yaptık" (Mü'minun 13).

 

"Sonra o nutfeyi bir kan pıhtısı haline getirdik derken o kan pıhtısını bir çiğnem et yaptık, O bir çiğnem eti de kemik (ler)'e kalb ettik de o kemiklere de et giydirdik. Bilahare onu başka yaratılışa inşa ettik. Suret yapanların en güzeli olan Allah'ın şanı ne yücedir" (Mü’minun 14).

 

"Ki O sizi bir topraktan, sonra bir meniden sonra bir kan pıhtısından yaratıp sonra bebek olarak çıkaran sonra sizi güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz için, sonra da ihtiyarlar olmanız için yaratandır" (Mümin 6,7).

 

"Ey insanlar biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık, sizi birbirinizle tanışasınız diye büyük cemiyetlere ve kabilelere ayırdık" (Hucurat 13)

 

"Hakikaten meniden (rahme) döküldüğü zaman erkek ve dişi iki çifti o yarattı"(Necm 45-46)

 

"Döl yataklarında size nasıl dilerse öyle kılık veren odur,.." (Âli İmran 6)

"İnsanı bir damla sudan yarattı" (Nahl 4).

"O sizi yer (yüzün) de yaratıp türetendir" (Mü'minun 79)

"And olsun sizi (evvela) yarattık sonra size suret verdik" (Araf 11)

"O sudan bir beşer yaratıp da onu soy sop yapandır" (Furkan 54)

"İnsan kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmedi mi" (Yasin 77)

"Halbuki o sizi hakikat türlü türlü tavırlar (haller) le yaratmıştır" (Nuh 14)

"Biz sizi hakir bir sudan yaratmadık mı?

 

Onu sağlam bir yerde tutup da, Malûm bir vakte kadar" (Mürselat20,21,22)

 

"O (döl yatağına) dökülen meniden bir damla su değilmiydi?

Sonra o (meni) bir kan pıhtısı olmuş derken insan biçimine koyup yaratmış düzenlemiştir.

Hülâsa ondan erkek, dişi iki sınıf çıkarmıştır" (Kıyame 37,38,39)

"O sizi bîr tek candan yaratandır" (Enam 98)

 

"Onu (yaratan) hangi şeyden yarattı,

Bir damla sudan yarattı da onu biçimine koydu.

Sonra onun yolunu kolaylaştırdı" (Abese 18,19,20)

 

"Biz hakikat insanı en güzel bir biçimde yarattık" (Tin 4)

"Yaratan Rabbinin adı ile oku.

O insanı bir kan pıhtısından yarattı. (Alak 1,2) (3).

Gönderi tarihi:

yaradılıştaki vurgu,incelik ve açıklık çok net.....

 

bunu anlamamak buna hayran olmamak elde değil.....

bir zeytin çekirdeği misal

 

 

Yaratılışın altı aşaması

 

 

 

Kuran-ı Kerim’in Tin suresinde yemin edilen objelerin biri de zeytindir. Allah’ın (c.c.) üzerine yemin ettiği zeytin de yaradılış biçimiyle o yeminin sırlarını varlığında taşır. Tin suresinde insanın en güzel yaradılış sıralamasında geçen zeytin,yaradılışın son üç aşamasını temsil eder. Zeytin yapısı itibarıyla genelde oval biçimdedir. Bir zeytini uzun kısımlarından çekirdeğiyle beraber boydan boya tam ortadan kestiğimiz zaman ortaya çıkan zeytin kesitinin görüntüsü tıpatıp bir hücreyi andırır. Dikkatli baktığınız zaman zeytinin en dışında hücre zarı, zeytin ile çekirdek arasında plazma yapı vardır. Yani zarıyla, plazma yapısıyla ve çekirdeğiyle hücrenin ikizidir.

 

 

Yaratmak sadece Allaha mahsustur...tesadüf diye bir şey yoktur....

Gönderi tarihi:
Her birimiz günden en az bir kere aynaya bakarız..

Dikkatlice kendinizi bir süzün, tasarım harici bir şeye karar verebilecek misiniz..?

Uzuvlardaki simetri, estedik ve fonksiyonellik sizi şaşırtmıyor mu..?

Bunları tesadüflere bağlamak nasıl bir düşüncedir..?

Yorumlarınızı ve anket cevabınızı bekliyorum...

 

Saygılar..

+1 :clover:

Bilmediklerimizi bilen,yanlız bilmekle kalmayıp,yaratan

üstelik bizleri şaşkına çevirecek kadar dengeli ve ölçülü

biçimde yaratan Allah'ın ilmi yüce kudreti eşsizdir!

tabi ki YARATILIŞ :)

Gönderi tarihi:
Her birimiz günden en az bir kere aynaya bakarız..

Dikkatlice kendinizi bir süzün, tasarım harici bir şeye karar verebilecek misiniz..?

Uzuvlardaki simetri, estedik ve fonksiyonellik sizi şaşırtmıyor mu..?

Bunları tesadüflere bağlamak nasıl bir düşüncedir..?

Yorumlarınızı ve anket cevabınızı bekliyorum...

 

Saygılar..

 

Arkadaşlar en harika ve emsalsiz yaratılan insanoğlu düşünebilen hafızada tutabilen çok ürete bilen yaratan insanoğlunu yaratırken öyle güzel yaratmış ki birbirlerin den ayırt edilmesi bile

düşünülmüş yani parmak izi gözü gibi herşeyden önce bu tek bir insan oğlu değil bir kere

düşünürsek insan oğlunun hayatın daki güzel kötü hertürlü üretimi insanoğlunun beynine

proğramlıyan yaratandır tabiki yaratılış diyorum saygılar

Gönderi tarihi:

Tereddütsüz evrim...

 

Günümüz insanı için aynaya bakmak yeterli bir sebeb olabilir...

Birde milyonlarca yıldır aynaya bakmaya bile zamanı olmayan ve yok olan milyonlarca canlı türü...

Sanki dün pat diye insan oluvermişik gibi basit gözüküyor herşey değilmi?...

Sanıyorum herşey açık ve net..

Dünyamızdaki yaşamı kendi çevresiyle bütünleştiren ve çevresi ile özdeşleşmek bana göre en büyük tuzak...

Önemli olan milyonlarca yıl süren bir yaşam mücadelesine bakmak ve onu sindirmek gerekiyor...

Öyle dinsel, mistik, destansı öykü ve anlamsız hikayelerle değil...

Kalın sağlıcakla...

Gönderi tarihi:
Tereddütsüz evrim...

 

Günümüz insanı için aynaya bakmak yeterli bir sebeb olabilir...

Birde milyonlarca yıldır aynaya bakmaya bile zamanı olmayan ve yok olan milyonlarca canlı türü...

Sanki dün pat diye insan oluvermişik gibi basit gözüküyor herşey değilmi?...

Sanıyorum herşey açık ve net..

Dünyamızdaki yaşamı kendi çevresiyle bütünleştiren ve çevresi ile özdeşleşmek bana göre en büyük tuzak...

Önemli olan milyonlarca yıl süren bir yaşam mücadelesine bakmak ve onu sindirmek gerekiyor...

Öyle dinsel, mistik, destansı öykü ve anlamsız hikayelerle değil...

Kalın sağlıcakla...

 

Tabi..

Milyonlarca yıl demek kolay..

Oysa bir hemoglobin proteinini oluşturan 574 amino asitin tam yerinde olması için tesadüfi dizilimin, basit bir matematik hesabıyla 20 üzeri 574 olduğunu göz ardı etmessek.. :)

Bu olasılık bırakın imkansızı imkansız ötesi bir olasılıktır..

Dikat edin henüz trilyon kere trilyondan bilmem kaç tirilyonkere trilyon hücreden sadece bir tanesinin, bir tek protein molekülünün oluşma olasılığıdır bu..

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Çok merak ediyorum.

Bakalım 99%'u müslüman dedikleri bir ülkede bu ankete 99'u "yaradılış" diye cevap verecekmi?

 

ne o inancınızı yüzdelerle mi ölçüyorsunuz.?

 

:unsure:

Gönderi tarihi:
Bakın çok somut bir izah..

Hücreyi yüzeysellikten kurtarıp içine giriyoruz..

Hücreyi oluşturan yüzlerce proteinden bir tanesini ele alıyoruz..

Proteinler yaklaşık 50 amino asitten oluşur..

Bu amino asitler öyle planlı dizilmişlerdir ki, bir tanesinin yerini değiştirseniz yada hariçten bir tane amino asit eklerseniz o protein artık hiç bir işe yaramaz..

 

Evrim böyle bir şeydir işte.Bir tanecik bir şey yer değiştirir, o canlı varlık evrimini farklı bir düzeyde değiştirerek gelişimine,değişimine devam eder.Eğer gelişimine olumlu olarak devam edebilirse, var olmaya, olumsuzsa yok olmaya doğru yaşam çizgisini devam ettirir.

 

Tüm canlılar doğumundan ölümüne değişimine evrimine devam eder.Ve kendisi yok olduğunda evrimin devamına katkı için kendi genlerinin olumlu yapı taşlarını taşıyan bir diğer canlıyı ardında bırakır.

Gönderi tarihi:

Tabiki *****YARATILIŞ*****

 

HAK KULDAN İNTİKAMI KUL İLE ALIR.

 

DİNİ İRFAN BİLMEYEN BUNU KUL ETTİ SANIR.

 

Türkish-Media.Com Forumu Bilim İnsanları iş başında...

 

Dünyadaki bütün üniversitelerin üstünde çalıştığı konuyu bir çırpıda burada bir anketle çözecekler ve kendilerini mutlu edecekler...

 

Devam arkadaşlar çok iyisiniz ya... :)

 

Ne alaka şimdi? Bu sadece bir forum.

Amaç bunu burada çözmek değil,fikirleri paylaşmak.

Aslında bunu sende farkındasınki alaycı tavrınla bu foruma olan eleştirini dile getirebiliyorsun. :unsure::(

Gönderi tarihi:
Çok merak ediyorum.

Bakalım 99%'u müslüman dedikleri bir ülkede bu ankete 99'u "yaradılış" diye cevap verecekmi?

 

çok doğru bir tesbit yapmışsın arkadaşım.....0/0 99 müslüman olanların kaç kişisi bu forumu ziyaretedecek'de ankete katılacak?

forumu ziyaret edenlerin ise,kaç kişini bu anket'e katılmayı gerek görecek?

sizin düşünüzcenizdeki insanlar, farklı nick'lerle girip evrim diyemezmi?

o zaman evrim'mi olacak....

ne kadar inandırı olacak sizce.......

 

yaradılış..........çünkü...

kendimi hayvanlardan farklıgörüyorum..........

dünyaya boşu boşuna gelmediğimi, her şeyin bir sebebi olduğu gibi, benimde dünyaya gelemin bir sebebi var...

o zaman insan zekasına eşit hangihayvan var?

maymun'mu

Gönderi tarihi:

kesinlikle akıllı tasarım yani yaratılış

 

evrim boş hayal, uydurmaca...

 

atom, maddeye, madde canlıya, canlı çeşitliliğe, çeşitlilik zekaya... bu kurgu değil de ne? :)

 

topraktan yaratılan canlıların özellikleri toprağa benziyor ve toprakta yok oluyorlar... suyu, havayı, gazları, canlıları, bitkileri, insanı evrimle açıklayamazlar... kendiliğinden meydana gelen herşey alalade olur, evrende bir alalaladelik bulunmaz...

 

YARATILIŞ

Gönderi tarihi:
Evrim böyle bir şeydir işte.Bir tanecik bir şey yer değiştirir, o canlı varlık evrimini farklı bir düzeyde değiştirerek gelişimine,değişimine devam eder.Eğer gelişimine olumlu olarak devam edebilirse, var olmaya, olumsuzsa yok olmaya doğru yaşam çizgisini devam ettirir.

 

Tüm canlılar doğumundan ölümüne değişimine evrimine devam eder.Ve kendisi yok olduğunda evrimin devamına katkı için kendi genlerinin olumlu yapı taşlarını taşıyan bir diğer canlıyı ardında bırakır.

 

Bakın yine yüzeyden gidiliyor..

Bir tanecik birşey dediniz...........Nedir bu bir tanecik bir şey...?

Varlık evrimi dediniz..................Bunun anlamı nedir..?

Değişim dediniz.........................Değişim evreleri nelerdir..?

Gelişim dediniz..........................Daha önce neydi, ne oldu, gelişmemiş hali nerededir..?

Değişime olumlu olarak devam edebilirse var olmaya, olumsuzsa yok olmaya gider dediniz..

Bir protoin molekülündeki bir yanlış dizilim o protein molekülünü işe yaramaz hale getirir..

Siz inanıyor musunuz tesadüfen milyarda bir olasılıklara..?

Ve bu sadece bir tek hücre için, daha bu hücre diğer hücrelere dönüşmesi lazım..

Diğer hücreler milyonlarca çoğalıp, bilinçli yapılar oluşturup, görme, duyma, sindirim, kan, kalp, ciğer, dalak, böbrek, kemik, saç, tırnak, lenf, kas, diş vs..vs oluşturacaklar..?

Bakın dikkat edin yukarda henüz bir tek hücrenin bile kendi kendine oluşma olaslığının imkansızlığından bahsettim ve matemetiksel hesabını yazdım...

Tesadüflere gerçekten inanıyor musunuz..?

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Türkish-Media.Com Forumu Bilim İnsanları iş başında...

 

Dünyadaki bütün üniversitelerin üstünde çalıştığı konuyu bir çırpıda burada bir anketle çözecekler ve kendilerini mutlu edecekler...

 

Devam arkadaşlar çok iyisiniz ya... :)

 

 

ya ne demessin sokakta herkes bunu tartışıyor

insanlar işlerini güçlerini bırakmış dünyadaki bütün üniversitelerin üstünde çalıştıgı bu konuda ben neler yapabilirim diye yırtınıp duruyor, millet yemeden içmeden kesildi yahuu

 

:)

Gönderi tarihi:
Dünyadaki bütün üniversitelerin üstünde çalıştığı konuyu bir çırpıda burada bir anketle çözecekler ve kendilerini mutlu edecekler...

 

Kendimi mutlu etmek ve meseleyi çözmek gibi bir amacım yok..

Merak ettim açtım bir anket..

Bu anket sonucuna göre evrim eğer varsa, yok olmayacak, yoksada var olmayacak..:)

Dediğim gibi bir nabız yoklaması bir merak..

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Bakın yine yüzeyden gidiliyor..

Bir tanecik birşey dediniz...........Nedir bu bir tanecik bir şey...?

Varlık evrimi dediniz..................Bunun anlamı nedir..?

Değişim dediniz.........................Değişim evreleri nelerdir..?

Gelişim dediniz..........................Daha önce neydi, ne oldu, gelişmemiş hali nerededir..?

Değişime olumlu olarak devam edebilirse var olmaya, olumsuzsa yok olmaya gider dediniz..

Bir protoin molekülündeki bir yanlış dizilim o protein molekülünü işe yaramaz hale getirir..

Siz inanıyor musunuz tesadüfen milyarda bir olasılıklara..?

Ve bu sadece bir tek hücre için, daha bu hücre diğer hücrelere dönüşmesi lazım..

Diğer hücreler milyonlarca çoğalıp, bilinçli yapılar oluşturup, görme, duyma, sindirim, kan, kalp, ciğer, dalak, böbrek, kemik, saç, tırnak, lenf, kas, diş vs..vs oluşturacaklar..?

Bakın dikkat edin yukarda henüz bir tek hücrenin bile kendi kendine oluşma olaslığının imkansızlığından bahsettim ve matemetiksel hesabını yazdım...

Tesadüflere gerçekten inanıyor musunuz..?

 

 

Saygılar..

 

Kelimelerle oynamanın bir anlamı yok. Sen inanışlarını yazmışsın bende görüşlerimi.

Ne dendiğini anlamak için değil yazılanların senin düşüncelerinle ne kadar çeliştiğinine bakmakla meşgul olduğun anlaşılıyor.Oysa iki satır ifadeyi kavramak için üniversite bitirmekte gerekmiyor.

 

Bakın çok somut bir izah..

Hücreyi yüzeysellikten kurtarıp içine giriyoruz..

Hücreyi oluşturan yüzlerce proteinden bir tanesini ele alıyoruz..

Proteinler yaklaşık 50 amino asitten oluşur..

Bu amino asitler öyle planlı dizilmişlerdir ki, bir tanesinin yerini değiştirseniz yada hariçten bir tane amino asit eklerseniz o protein artık hiç bir işe yaramaz..

Evrim böyle bir şeydir işte.Bir tanecik bir şey yer değiştirir, o canlı varlık evrimini farklı bir düzeyde değiştirerek gelişimine,değişimine devam eder.Eğer gelişimine olumlu olarak devam edebilirse, var olmaya, olumsuzsa yok olmaya doğru yaşam çizgisini devam ettirir.

 

Tüm canlılar doğumundan ölümüne değişimine evrimine devam eder.Ve kendisi yok olduğunda evrimin devamına katkı için kendi genlerinin olumlu yapı taşlarını taşıyan bir diğer canlıyı ardında bırakır.

 

Benim satırlarımda tesadüf yada yaradılıştan bahsediliyor mu. Yada bir dayatma varmı?

Ve ben özellikle polemik oluşmasın diye senin

Şimdi bu yaklaşık elli amino asitin, tesadüfen tam yerlerinde olma olasılığını matemetiği kuvvetli arkadaşlar bir hesaplasınlar bakalım, tesadüften eser kalacak mı..?
ifadelerinide alıntılamadım.Sadece görüşlerimi ifade etmeye çalıştım.

Oysa sen kelimelerle oynayıp konuyu kendi istediğin tarafa çekmeye çalışıyorsun.

Şöyle bir dur kendine bak! hangi türün devamı için yaşama merhaba dedin.Yarın kendi türünün devamı için bir çanlının oluşumuna katkıda bulunacaksın.Yada evdeki köpeğin,yada kedin,yada beslediğimiz küçük yada büyük baş hayvanlar,onlarda türlerinin devamı için üremeye devam edecekler.

 

Türünün devamı için gerekeni istesende istemesende yapacaksın.İşin bir gerçek tarafı bu.

Bilimsel pencereden bakarsan Evrim.

Dinsel pencereden bakarsan yaratılış.

Seç beyen al. Tercih senin.

 

Ama senin derdin başka, bilimsel ekzersiz yapıcam derken dinsel inaçlarını çaktırmadan dayatmaya çalışıyorsun.

 

saygılar.

Gönderi tarihi:

Bu arada birsey sorabilir miyim... Yaratilis deniliyor, peki ama Adam ve Eva gelismis olarak mi yaratilmislar? Yoksa bu yaratilisi sadece simge olarak mi algilamamiz gerekiyor. Yok simge olarak algilamamamiz gerekiyorsa bunlar ne zaman cocukluk donemi gecirmis gelismisler de, kendileri cocuk sahibi olmus. Bunun hakkinda bir yerlerde yazili birsey var mi? Hem sonra madem Allah ol deyince olunuyor, bunu devam ettirseydi ya. Daha evvel camurdan yarattigi ve ete donusturdugu anamizin babamizin gozu onunde bizi camurdan yaratip ruh ufurdedip anamizin kucagina koysaydi ve biz orada zamanla camurdan ete donusseydik. E, bakin o zaman, hic birimiz yaratilis mi, evrim mi diye soruyormuyduk.

Gönderi tarihi:

bu harika düzene evrim deyip geçmeyi düşünemiyorum.

en küçüğünden en büyüğüne herşeyin özenle yaratıldığı bu mükemmel düzen, gücü sonsuz bir yaratıcının eseridir.

dünyadaki hiçbirşeyin oluşumu rastlantısal olamaz.

hadi diyelim rastlantısal olarak oluştu. peki kendi başına oluşan(!) bu sistem bırakıldığında düzensizliğe doğru gitmesi gerekmiyormu?

kendi haline bırakılan sistemlerde düzensizliğe doğru bir eğilim vardır.

 

dolayısıyla cevabım "YARATILIŞ"

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.