Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

uygarlıkların cokusu


fatihyasar

Önerilen İletiler

KARMAŞIK YAPILI (UYGAR) TOPLUMLARIN ÇÖKÜŞÜ

 

KARMAŞIKLIK(COMPLEXITY) NEDİR?

Bir toplumun karmaşıklığı denilince genel olarak, o toplumun büyüklüğü, parçalarının sayısı ve ayırt edilirlikleri, bir araya gelen, birleşen uzmanlaşmış toplumsal rollerin çeşitleri, varolan belirgin toplumsal kişiliklerin sayısı ve bunların birbiriyle tutarlı surette fonksiyon görecek bir bütünlük (kolllektivite) oluşturmasını anlarız. Bu boyutların herhangi birinin artışı, bir toplumun karmaşıklığının artması demektir. Örneğin avcı toplayıcı topluluklar, birkaç düzineden fazla ayrışmış toplumsal kişilik içermezken, modern Avrupa nüfus kayıtları ise 10 bin ila 20 bin özel mesleki rol kabul ediyor. Endüstriyel toplumlar ise tamamen, 1 milyondan fazla çeşitte farklı toplumsal kişilik ihtiva edebilmektedir. Karmaşıklığın doğasını anlamakta iki kavram önemlidir. Birisi eşitsizlik ve diğeri heterojenliktir.

 

Antik Fırat (Euphrates) bölgesinin merkezindeki taşkın ovaların çoğu, şu anda, çiftçilik hudutlarının ötesinde uzanıyor. Issız viranelikler bölgesi. Dolaşmış, karışık haldeki kum tepecikleri, uzun zamandır kullanılmayan kanal taşkın setleri, eski yerleşimlerin dağılmış kesme taş yığınları, hususiyeti olmayan alçak zemin rölyefe (kabartmalı desen görünümü) katkıda bulunmaktadır. Bitkiler dağınık, bir çok alanda, hemen hiç yok gibidir. Kaba ve rüzgarın aşındırdığı kara yüzeyleri ve periyodik olarak sel suyu basmış kasvetli araziler, bütün yönlerde düzensiz bir yama oluşturmaktadır. Kendini en fazla (gezmeye)adamış bir seyyahtan başka herkesi caydırmaktadır. Orada insan yaşadığını gösteren ilk belirti birkaç çadırdan ibaret. Lakin, burada, en eski, okuryazar, kentleşmiş bir uygarlığın çekirdeği, anayurdu yatıyor.

 

Kayıp uygarlıkların görüntüsü çarpıcıdır. Sürüklenen kumlara gömülmüş yada ormana karışmış şehirler, bir zamanlar insanların ve bolluğun var olduğu yerler metruk ve harabe halinde. Kesinlikle çok az insan böylesi tarifleri okuyabilir, dehşetli huşuyu ve esrarengizliği herkes hissedemez İstisnasız, bizler büyüleniyoruz, ve daha fazlasını öğrenmek istiyoruz. Bu insanlar kimdi? Ve bilhassa, onlara ne oldu? Bu virane şartlar altında, nasıl oldu da, yeşerip büyüyen uygarlıklar varolabildi? İnsanlar kendi çevresel şartlarını mı bitirdiler? İklim mi değişti? Yada iç savaş mı çöküşe yol açtı? Yabancı işgalciler mi bu kentlerin sonunu getirdi? Veya bazı esrarengiz, dahili bir dinamik mi var ki, uygarlıkların doğuşuna ve yıkılışına götürüyor?

 

Bazılarımız bu sorulardan öylesine büyüleniriz ki, bütün hayatlarımızı onları araştırmaya adarız. İnsanların çoğu rastgele okumalarında, yada okul derslerinde yıkılan imparatorluklar ve harabolmuş şehirler dilemmasıyla karşılaşır. Sadece esrarengiz bir şekilde boşa gitmiş büyük insan çabası bakımından değil, ayrıca, bu kayıpların bıraktığı kalıcı intibalar bakımından da görüntü, hepimiz için keder vericidir. Şurası açık ki, uygarlıklar, hassas, narin, ebedi olmayan şeylerdir. Bu realite, kaçınılmaz olarak dikkatimizi çeler. Başka türlü olmasını nasıl arzu edersek edelim,rahatsiz edici sorular getirir: Modern toplumlar da aynı şekilde kırılgan mı? Ortega Gasset’in söylediği gibi, “bir uygarlığın ölmesi gerektiği, bizim kendi faniliğimizi ikiye katlar” ihtimali söz konusu mudur?

Çoğumuz hiç şüphesiz, bilimsel ve teknolojik kapasitesiyle, enerji kaynaklarıyla, ekonomi ve teknoloji bilgisiyle, modern uygarlığın, antik ve basit yapılı toplumların başa çıkılmaz gördüğü her türlü krizi aşarak ayakta kalabilir mi sorusuna kesinlikle inanırız. Bu inanç ne kadar sağlamdır? Biraz tarihe aşinalığı olan herkes, şüphesini muhafaza eder: Roma imparatorluğu hakkında söylendiği gibi: “uygarlık ölebilir, çünkü, daha önce bir tanesi ölmüştü” .

 

Endüstriyel toplumun geleceği, ekonomik gidişatı, ekolojik temeli, ve siyasi üstyapısı (political superstructure) hakkında endişeli olan herkes, şu reddedilemez münakaşa tasvirinin idrakindedir: Uygarlıkların, en güçlü olanları bile, kırılgandır.

 

 

 

 

 

 

 

 

TARİHTEKİ BÜYÜK ÇÖKÜŞLER

 

1. BATI CHOU (HANEDANLIĞI) İMPARATORLUĞU

2. HARAPPAN UYGARLIĞI

3. MEZOPOTAMYA

4. MISIR ESKI KRALLIĞI

5. HİTİT İMPARATORLUĞU

6. GİRİT MINOA UYGARLIĞI

7. MIKEN(MYCENAEAN) UYGARLIĞI

8. BATI ROMA İMPARATORLUĞU

9. MEKSİKA OLMEK UYGARLĞI

10. MAYA UYGARLIĞI

 

Ve dünyanın bir çok bölgesinden, daha pek çoğu eklenebilir.

 

 

Çağdaşımız düşünürler bizim uygarlığımızın çöküşünü nükleer savaş, kaynakların tükenmesi, ekonomik çöküş, ekolojik krizler, yada sosyo-politik parçalanmalar gibi felaketlerden öngörmektedirler.

 

Ama son zamanlarda, en çok, gittikçe artan karmaşıklaşma(complexity) olgusu üzerinde durulmaya başlanmıştır. İnsanlık tarihi, bir bütün olarak bakıldığında, gittikçe daha yüksek seviyelerde karmaşıklık, uzmanlaşma, sosyo-politik kontrol, daha yüksek miktarlarda enerji ve enformasyonun işlenmesi, çok daha büyük insan yerleşimlerinin oluşması, daha karmaşık ve güçlü teknolojilerin geliştirilmesi eğilimi taşımaktadır. .....(Joseph A. Tainter: 1988;P:1;The Collapse of Complex Scieties; New Studies in Archeolo

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 6 yıl sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.