Φ LUCAS Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 arkadaşlar..biz cennetin nasıl bir yer olduğunu aklımızla tartamayız.. çünkü bizim aklımız onu almaz nasıl sonsuzluğu almıyorsa... senin dediğin gibi bir soru mantıksız.. çünkü eğer bize vaad edilmiş bir güzellik varsa ve bunu allah gibi bir kudret vaad etmişse... nasıl onu sorgularız.. biz bilemeyizki nasıl olacak.... belki onlar yerine bir melek olacak yanımızda... yokluklarını hissetmeyeceğiz... ama eğer illa da ben cehhennemde yakınlarımla olacam dersen o senin bileceğin iş.. Sizinde cevabınızdan mantık taşıyor Alıntı
Φ odessa Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 saolun anlamadığınız yerleri sorabilirsiniz ama ben ciddiyim Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Sevgili sardunyam, frosen'a çiçek gönderdiğine göre, ona verdiğim cevap senin için de geçerli. Ayrıca tartışmanın bu şekilde konu dışına çekilerek cennet konusundaki sorularımı yanıtsız bırakmayacağınız düşünüyorum. Mesela Allah ezeli ve ebedidir, yaratanlar bu özelliklere sahip değildir. Peki cennette sonsuza kadar kalmak ebedilik olmuyor mu sorusundan başlayabilirsiniz. Saygılar. Tamam arkadaşım Frozen'e verdiğin cevaptan bende kendi payıma düşeni alayım. önce bir iletinizde demişsiniz ki dinler başkalarının çalıp oynamasına izin vermezler. Ben öyle olduğunu asla kabul etmiyorum ama şunu sormak istiyorum; sizin gibi düşünenler izin veriyorlar mı? Ateizm bütün dinlerden daha antidemokrat bir savunudur. Tahammülsüzdür... Dinlerde hoşgörü vardır ama ateizmede yoktur zira hoşgörü bir duygudur, tanrı tanımazlığı savunanların duygulara itimatıda yoktur. Cennet ve cehennem kavramı Kuran'ın en az anlaşılmış konularından ve sonsuzluk kavramıysa zaman kavramında yaşamaya porgramlı varlıklar için algı ötesi. Madde oldukları için bir ömürleri var. Oysa ölüm ötesi yaşam için maddeden soyutlanmış olmak gerekir maddeden soyutlanmış olan için zaman kavramıda yoktur. Cennete ya da cehenneme gidecek olan ruhtur. Ruh madde olmadığı için zaman mefhumundan uzaktır. Ancak yaratılmış olduğu gerçeğinden dolayı ezeli değil ancak Allah'ın lütfuyla ebedi olacaktır. Yani sonsuzluğunu kendisi yaratmadığından bu insana verilmiş bir armağandır. (tabi cehennemde olanlar için armağan değildir) Ebedi olmasını dileyen insanı Yaratan'dır... Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Tamam arkadaşım Frozen'e verdiğin cevaptan bende kendi payıma düşeni alayım. Önce bir iletinizde demişsiniz ki dinler başkalarının çalıp oynamasına izin vermezler. Ben öyle olduğunu asla kabul etmiyorum ama şunu sormak istiyorum; sizin gibi düşünenler izin veriyorlar mı? Ateizm bütün dinlerden daha antidemokrat bir savunudur. Tahammülsüzdür... Dinlerde hoşgörü vardır ama ateizmede yoktur zira hoşgörü bir duygudur, tanrı tanımazlığı savunanların duygulara itimatıda yoktur. Tamamen dayanaksız bir yazı. İstatistiklerle, örneklerle desteklemeniz gerekir.[/b] -http://www.religioustolerance.org/chr_dira.htm- Din (% boşananların yüzdesi)Museviler 30% Kimlik Hristiyanı iken faal Hristiyan olanlar 27% Diğer Hristiyanlar 24% Ateist, Agnostikler 21% -http://atheism.about.com/b/a/134674.htm- ABD nüfusunun makul bir bölümünü oluşturan Ateistler (% 8-16) "hapisane nüfusu içerisindeki payı çok orantısız bir şekilde ancak % 0.21'ni oluşturur. (Binde 2, onbinde 21) Japonya (G-8 içindeki en ateist ülke) en az suç oranına sahip iken, ABD (G-8 içindeki en koyu Hristiyan ülke) suç oranı en yüksektir. Japonya geçmişte, çok güçlü bir inanca, bir devlet dinine sahipken neymiş tahmin edin: Japonya, Şintoizmin zirvede olduğu ve İmparator'un ilah gibi görüldüğü bir dönemde, İkinci Dümnya Savaşı sırasında dikkate çekici kadar saldırgan ve militaristti. Amerika'da kiliseye devam oranının en çok olduğu eyelat Louisiana'dır, ancak ülke ortalamasının iki katı cinayet oranına sahiptir. Şayet ateism şiddete neden oluyorsa, sağ-köktencilerin iddia ettiği gibi, bu iddialarını neden destekleyecek bir istatistik parçası neden bulamıyorlar? Gelelim cennet işine... Cennet ve cehennem kavramı Kuran'ın en az anlaşılmış konularından ve sonsuzluk kavramıysa zaman kavramında yaşamaya porgramlı varlıklar için algı ötesi. Madde oldukları için bir ömürleri var. Oysa ölüm ötesi yaşam için maddeden soyutlanmış olmak gerekir maddeden soyutlanmış olan için zaman kavramıda yoktur . Cennete ya da cehenneme gidecek olan ruhtur. Ruh madde olmadığı için zaman mefhumundan uzaktır. Ancak yaratılmış olduğu gerçeğinden dolayı ezeli değil ancak Allah'ın lütfuyla ebedi olacaktır. Yani sonsuzluğunu kendisi yaratmadığından bu insana verilmiş bir armağandır. (tabi cehennemde olanlar için armağan değildir) Ebedi olmasını dileyen insanı Yaratan'dır... Teşekkürler. Bir konuyu elbirliği ile aydınlığa çıkardık. Demekki tek ebedi olan Allah değilmiş. Ebedilik sıfatı Allah'a ait değilmiş. Kuran ruh gider demiyor cennete ve cehenneme . En azından ben rastlamadım. Bana hatırlatan olursa sevinirim. Ruh, cennete gidecekse, çeşit çeşit meyveli, ırmaklı, ipeklerle bezeli, hurili nurili cennet kimin için? Maddi "ödüller" ruhlar için mi? Ruh için renk tanımı var mı? Vakıa Suresi 15. Süslü, nakışlı tahtlar üzerinde, 16. Onlar üstünde karşılıklı yan gelip yaslanırlar. 17. Gencecik uşaklar dolanır çevrelerinde. Sürekli hizmete adanmışlardır. 18. Sürahiler, ibrikler ve öz kaynağından içkilerle doldurulmuş kadehler eşliğinde. 19. Ne başları döner ondan ne de akılları karışır. 20. Ve meyveler, gönüllerince seçtiklerinden. 21. Ve kuş eti iştahlarınca beğendiklerinden. 22. Ve genç kadınlar, iri ve siyah gözlü. 23. Titizlikle korunan inciler misali; 24. Yaptıklarına karşılık olarak. 25. Ne boş bir laf işitirler orada ne de günaha sokacak bir şey. 26. Sadece "selam, selam!" denir. 27. Uğur ve mutluluk yâranı. Nedir uğur ve mutluluk yâranı? 28. Dikensiz kirazlar, 29. Meyve dizili muz ağaçları, 30. Uzayan gölgeler, 31. Akıp dökülen sular, 32. Birçok meyveler arasındadırlar. 33. Ne tükenir ne yasaklanır. 34. Yükseğe yerleştirilmiş döşekler içinde. 35. Biz kadınları da güzel bir biçimde yeniden yaratmış, 36. Hepsini bakireler yapmışızdır, 37. Yaşıt cilveli dilberler halinde, 38. Uğur ve mutluluk yâranı için. İnsan Suresi 12. Sabretmelerine karşılık olarak da onları bir bahçe ve ipekle ödüllendirmiştir. 13. Koltuklar üzerine yaslanarak otururlar orada. Ne bir güneş görürler orada ne de kavurucu bir soğuk... 14. Bahçenin gölgeleri üzerlerine eğilmiştir. Ve bahçenin meyveleri iyice yaklaştırılmşıtır. 15. Çevrelerinde, gümüşten ve billurdan kaplar dolaştırılır. Kupalardır onlar. 16. Gümüşten kupalar ki, tam diledikleri ölçüde belirlemişlerdir onları. 17. Orada kendilerine karışımı zencefil olan bir kadehten içirilir. 18. Bir pınar ki, orada, selsebil diye anılır. 19. Dolaşır çevrelerinde, sürekli görevlendirilmiş gençler. Görseydin onları, dizilmiş inciler sanırdın. 20. Oraya baktığında, nereye göz atsan büyük bir nimet, büyük bir mülk ve yönetim görürsün. 21. Üzerlerinde yeşil-ince ipeklerle, sırmalı, kalın ipeklerden giysiler vardır. Gümüşten bileziklerle süslenmişlerdir. Ve Rableri onlara tertemiz bir içki ikram etmiştir. 22. İşte bu size bir ödüldür. Ve sizin gayretiniz şükranla karşılanmıştır. Cennet ruh içinse, cehennem de ruh için olmalı değil mi? yani mantıken öyle olmöası gerekir. Bakalım. Nisa Suresi 56. Ayetlerimizi inkâr edenleri yakında bir ateşe yaslayacağız. derileri piştikçe, azabı tatsınlar diye, derilerini öncekinden başka derilerle değiştireceğiz. Allah Azîz ve Hakîm'dir. Hac Suresi 19. İşte şu iki hasım, Rableri hakkında çekişip durmuşlardır. Sonuçta küfre sapanlar için ateşten giysiler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülmektedir. 20. Bu suyla, karınlarının içindekiler ve derileri eritilir. 21. Bunlar için bir de demirden kamçılar var. Ruhun derisi olur mu? Yeni sorular. Ruhu kaynar su yakar mı? Demirden kamçılar ruha işler mi? Yoksa ruha ruhtan imal kamçı mı kullanmak gerek? Öte yandan, cennete ruh gidecekse, bu habere Şeytan çok sevinecek, Allah'ın karşısına geçip: "Adam'ı topraktan niye arındrıdın? Ben sana demedim mi, topraktan hiçbirşey olmaz diye? Sonunda döndün dolaştın benim geldiğim yere geldin. Peki Yanılanların En Büyüğü, beni neden cezalandırdın? Saygılar. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 diyelim ki ölümden sonra hayat devam ediyorve söylenegeldiği gibi cennet veya cehennem de var;siz öldünüz ve dünya hayatınızdaki ibadetlerinizden dolayı cennetle mükafatlandırıldınız. Fakat kardeşiniz, aileniz ya da canıgönülden bağlı olduğunuz eşiniz cehennemlik oldu;siz şimdi huzur içinde gönül rahatlığıyla cennet bahçelerinde huri kovalayıp sonsuza kadar zevk-i sefa içinde yaşayabilecekmisiniz,sevdiklerinizden biri yada birkaçı cehennemde türlü eziyet ve işkenceler içindeyken....Görüş ve düşüncelerinizi bekliyorum.sevgilerle.. diyelim ki siz ölmeden önce Kur'an'a ve İlah'ına inanıyorsunuz ; Ne peygambere, ne iman edenlere akraba bile olsalar cehennemlik oldukları iyice belli olduktan sonra müşriklere istiğfar etmek yoktur.İbrahim'in babası için istiğfar etmesi de sırf ona vermiş olduğu bir sözden dolayı idi. Böyle iken onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine açıklanınca o işten vazgeçti. Şüphesiz ki İbrahim, çok bağrı yanık, çok halim birisi idi. Allah, bir kavmi hidayete erdirdikten sonra, nelerden sakınacaklarını kendilerine iyice açıklamadıkça dalalete düşürmez. Gerçek şu ki, Allah her şeyi bilir. (Tevbe; 113,114,115 ) Cumhurun ekseriyeti bu âyetin Ebu Talib hakkında nazil olduğunu nakletmişlerdir. küfür üzere öldükleri bilinmek, ya da öyle ölecekleri hakkında vahiy gelmiş olmak şeklinde olabilir. Bundan anlaşılır ki, kâfir olarak öleceği hakkında vahiy gelmemiş ve henüz hayatta bulunan kâfirler için iman nasip olması umulduğundan, onlar için istiğfar her zaman caiz olabilecektir. Nitekim Hz. İbrahim'in babasına istiğfarı da bu bakımdan olmuştur. umarım bir fikir verir size .... saygılar. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 umarım bir fikir verir size .... aslan34, olumlu bir fikir vermedi bana yani ben aileme ne kadar çok bağlı olursam olayım ne kadar çok seversem seveyim, o kadar çok dine yönlendirmeye çalışmama rağmen, elimden geleni yapmama rağmen, onlar yinede ibadet etmediği için yada dinsiz oldukları için, hepsini terk mi edeyim, sevgi bağlarımımı koparayım ? Alıntı
Φ LUCAS Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 aslan34, olumlu bir fikir vermedi bana yani ben aileme ne kadar çok bağlı olursam olayım ne kadar çok seversem seveyim, o kadar çok dine yönlendirmeye çalışmama rağmen, elimden geleni yapmama rağmen, onlar yinede ibadet etmediği için yada dinsiz oldukları için, hepsini terk mi edeyim, sevgi bağlarımımı koparayım ? teşekkür ederim sayın Tarafsız..Ben sürekli aynı cevapları vermekten yorulmuştum.. Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Allah-u Teala bu dunyaya imtihan ve kendisine kulluk etmesi icin getirdigi insanlari,canlilari, kainati nasil yaratmissa cennet ve cehenneme uygun olarak yeniden yapilandirmaya kadirdir.Kainat bize gore mukemmel teskil edilmistir,ama cennet kiyaslanmayacak derecede daha mukemmeldir.Tabi ki kainatin mukemmeliyetini goren bizler icin cenneti tasavvur etmek,harikaligina inanmak zor degil.Bu kulluk ve imtihan icin yaratilip dunyaya getirilmis insan icin de gecerli..Ki cennette sonsuz yasayacagi guzelliklere karsin,dunyada sıkıntı vardir,hastalik,sakatlik,cirkinlik,yaslanmak,olum vs..Cennette ise tam aksi olacaktir.Cehennemde de insanin yanarak derileri yok oldukca azabi tatmasi icin,tekrar deri bitirelecegi Kuran-i Kerim'de haber veriliyor.Bir ornek:Peygamber efendimize elinde curumus kemikle gelip bunu ufalayan adam:"rabbin bunu mu tekrar diriltecek?"dediginde bize gore ne kadar mantiksiz konusuyor..Yoktan var eden,onu ilk defa yaratan,diriltecektir,elbette ki tekrar diriltmeye kadirdir. Yani ruh ebedidir.Ahirette butun insanlarin mukemmel guzellikte,33 yasinda,dunyadaki eksiklikler,sıkıntılar, zorluklar kendisinde giderilmis olarak(aclik,hastalik,hacet ihtiyaci,kirlenmek vs)cennette sonsuz olarak yasayacagi bildiriliyor ve biz boyle inaniyoruz. Sonsuzlugu,ebediyeti kisitli olan insan aklinin hakkiyle kavrayip,algilayabilmesi zor,ama bu onun gercekligini degistirmiyor.Buna inanmamak, gorememekten dolayi Allah'a inanmamaktan farksiz.. En dogrusunu Allah bilir. Saygilar Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Sevgili brainslapper Ateizmin duygu ve hoşgörü hakkında nasıl düşündüğünü belirttiğim yazı desteksiz değil. Askine o yazıyı destekleyenler bizzat sizlersiniz. Herhangi bir konuda hoşgörüye hasıl olduğunuzu ben görmedim. Diğer tanrı tanımazlarda da görmedim. Hatta son derece önyargılı ve sabit fikirli olduklarını düşünüyorum. (katılmaya bilirsiniz ben bunu gözlemliyorum ve sizlerin genel tavrı ise bunu destekliyor)Boşanma mevzusunda verdiğiniz istatik anlamsız ateistlerin duygudan ziyade mantık ve fikri uyum ile evlenmeye karar verdiklerini düşünüyorum. O mantıkları devam ettikçe evlilikleride devam eder. Duygusal düşünceye sahip olan inançlılarda ise evlilik öncelikle duygu, sonrasında uyum beraberliğidir... Cennet meselesine gelmişsin bende geleyim. Cennete ruhun gideceğini söylemesine gerek varmı öldükten sonra başlayacağını söylediği hayatın ne ile devam etmesini bekliyorsunuz. Ölüm nedir bedeninden ayrılıştır... Allah'ın ezeli ve ebedi olmak konusunda tek olmadığı kanısına varmışsınız bu sizin için çok normal çünkü siz bunu böyle algılıyorsunuz yani düz mantıkla düşünüyorsunuz. Allah ezeliyeti ve ebediyeti kendinden olan... Ruh ise kendisine ebediyet armağan edilmiş olan. Ancak Allah dilemezse ruh ebedi olamaz. Bunu kavrayabiliyor musunuz? Ruh için renk tanımı varmı yokmu bilemiyorum. Ama beden için var ve Kuran mesajını bize bir bedende yaşarken bildiriliyor yani bedenin tanıdığı, bildiği, hoşlandığı, sevmediği, korktuğu deneyimleri ile örneklendiriyor. Bir insana tanımlayamadığı ve deneyimlemediği şeylerle örnek verebilir misiniz? Cennetin nimetleri olarak bildirilenler bedenin hoşlandığı şeyler. Cehennemdeki ceza için bildirilenlerde bedenin korktuğu yaşamak istemediği şeyler. Kuran'da bize bildirilmiş bilgilerden fazlasını bilmemiz mümkün değil... Ama Kuran zaman zaman "iş sizin bildiğiniz gibi değil" der... O yüzden bize bildirilenden fazlasını ancak Allah bilir. Hakikatte ruhun ne yaşayacağını ve hakikatte cennetin ve cehennemin ne olduğunu da Allah bilir. Bizim anladığımız cennet bizim sevdiğimiz güzelliklerin olduğu yer cehennem ise asla olmak istemeyeceğimiz bir yer. Gidince görürüz hakikatlerini... Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Ateizmin duygu ve hoşgörü hakkında nasıl düşündüğünü belirttiğim yazı desteksiz değil. Askine o yazıyı destekleyenler bizzat sizlersiniz. Herhangi bir konuda hoşgörüye hasıl olduğunuzu ben görmedim. Diğer tanrı tanımazlarda da görmedim. Hatta son derece önyargılı ve sabit fikirli olduklarını düşünüyorum. (katılmaya bilirsiniz ben bunu gözlemliyorum ve sizlerin genel tavrı ise bunu destekliyor) örnek...lütfen.. Allah'ın ezeli ve ebedi olmak konusunda tek olmadığı kanısına varmışsınız bu sizin için çok normal çünkü siz bunu böyle algılıyorsunuz yani düz mantıkla düşünüyorsunuz. Allah ezeliyeti ve ebediyeti kendinden olan... Ruh ise kendisine ebediyet armağan edilmiş olan. Ancak Allah dilemezse ruh ebedi olamaz. Bunu kavrayabiliyor musunuz? O kanuya ben varmadım sadece, ben sadece Allah'ın ebdei olmadığını söyledim, sen ve suheda da bunu teyid ettiniz. Armağan edilmiş veya edilmemiş. Sonuca bakıyoruz: İslam'a sadece Allah değil ruh da ebedidir. Saygılar. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 aslan34, olumlu bir fikir vermedi bana yani ben aileme ne kadar çok bağlı olursam olayım ne kadar çok seversem seveyim, o kadar çok dine yönlendirmeye çalışmama rağmen, elimden geleni yapmama rağmen, onlar yinede ibadet etmediği için yada dinsiz oldukları için, hepsini terk mi edeyim, sevgi bağlarımımı koparayım ? siz dünyada ki yaşamdan mı ? bahsediyorsunuz yoksa ahiretden mi?..önce buna karar verelim. bu dünyada ki yaşam da terk ya da sevgi baglarını koparmaya gerek yok ama tabi ki onun da belli bir ilkesi var. dedigim gibi neye göre konuştugunuz belli degil bir ölümden sonrasına geçiyorsunuz bir dünya ya . Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 örnek...lütfen.. o kadar çok varki hangisini anlatsam. bugüne kadar inanan arkadaşlarımın "insanın inanmamayada hakkı olduğunu" savunan söylemlerine şahit oldum... kendimde öyle düşünüyorum sonuçta bu bir tercih etme ve ikna olma sebebidir. ateizmi savunanlarda ise "inanmaya hakkı olma" savunusuna rastlamadım... ateizmin savunucuları inanan insanların bütün değerlerine (inanç bağlamında) bir küçümseme, alaya alma yöntemi uyguluyorlar ama itiraz edilince fikir özgürlüğüne müdahale diyorlar hatta "propagandacılıkla" itham ediyorlar... bilimden yoksun, samimiyetsiz, dogmatik düşünen, kullanılmaya müsait olduğumuzu iddia ediyorlar. aksini savunmamıza bile tahammülleri yok çünkü önyargılılar. kendilerince bunu ispatlamışlar... hoşgörü ve duygu varmı bütün bu olanlarda O kanuya ben varmadım sadece, ben sadece Allah'ın ebdei olmadığını söyledim, sen ve suheda da bunu teyid ettiniz. Armağan edilmiş veya edilmemiş. Sonuca bakıyoruz: İslam'a sadece Allah değil ruh da ebedidir. Saygılar. Armağan edilmiş veya edilmemişi kavramadan neyin sonucuna varıyorsun değerli arkadaşım. Eğer Allah yaratmış olduğu ruhun ebedi olmasını istemezse o ruh edebi olamaz yani sonu olur... Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 siz dünyada ki yaşamdan mı ? bahsediyorsunuz yoksa ahiretden mi?..önce buna karar verelim. dedigim gibi neye göre konuştugunuz belli degil bir ölümden sonrasına geçiyorsunuz bir dünya ya . tabiki bu dünyadan bahsediyorum. bu dünyada ki yaşam da terk ya da sevgi baglarını koparmaya gerek yok ama tabi ki onun da belli bir ilkesi var. sevgi bağlarını koparmaya gerek yoksa, sevdiğim insanların cehennemde yanacak olmaları benim cennette sefa sürme isteğimi engeller. Bu da cennete gitmek istemememe neden olur. Bu da bir çok insanı dinden soğutur. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 o kadar çok varki hangisini anlatsam. bugüne kadar inanan arkadaşlarımın "insanın inanmamayada hakkı olduğunu" savunan söylemlerine şahit oldum... kendimde öyle düşünüyorum sonuçta bu bir tercih etme ve ikna olma sebebidir. ateizmi savunanlarda ise "inanmaya hakkı olma" savunusuna rastlamadım... ateizmin savunucuları inanan insanların bütün değerlerine (inanç bağlamında) bir küçümseme, alaya alma yöntemi uyguluyorlar ama itiraz edilince fikir özgürlüğüne müdahale diyorlar hatta "propagandacılıkla" itham ediyorlar... bilimden yoksun, samimiyetsiz, dogmatik düşünen, kullanılmaya müsait olduğumuzu iddia ediyorlar. aksini savunmamıza bile tahammülleri yok çünkü önyargılılar. kendilerince bunu ispatlamışlar... hoşgörü ve duygu varmı bütün bu olanlarda Gerçekten dinsizlerden kimse "inanmaya hakkı olma savunusunu yapmamış mı? Peki insanın putperest olmaya hakkı yok mu? Var elbette. Ona saygı duyarız.... Kimseyi inancından dolayı eleştirmeyiz, küçümsemeyiz. Peki Nereye kadar eleştirmeyiz? Bu inanç, o inanca tabi olmayanların hayatına, yaşayışına, düşüncesine müdahale edinceye kadar. defalarca söyledim, kişsel inançla benim zerre kadar sorunum yok, insanlar ister sineğe tapsın, ister ineğe. İneğe tapınmak bana ne kadar saçma gelse de, saygı duyarım. yYter ki, ineğe tapan, benim sığır eti yememe müdahale etmesin. İneğini sokaklara bırakıp, pislettirmesin. Bahçemdeki, semtimdeki parkımdaki çimenleri yedirmesin. Yanlışa yanlış demek, küçümsemek mi, alaya almak mı oluyor? (aştı çizili yerleri tıklayınız) islam'ın Allah'ı put demek ve bir tespit yapmak, küçümsemek mi oluyor? Put: 1. Bazı ilkel toplumlarda doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesne, tapıncak, sanem, fetiş 4. idol, yanlış fikir; mabut; çok sevilen kimse veya şey; sanem, put. Armağan edilmiş veya edilmemişi kavramadan neyin sonucuna varıyorsun değerli arkadaşım. Eğer Allah yaratmış olduğu ruhun ebedi olmasını istemezse o ruh edebi olamaz yani sonu olur... Ganimet'in talan, yağma, gasp olduğunu söylemek, alay etmek mi, küçümsemek mi? ganimet: 1. Savaşta düşmandan zorla ele geçirilen mal. Bir rastlantı sonucu ele geçen kazanç veya imkân. Yağma sonrasında elde kalan mal, çalıntı. Armağan edilmiş veya edilmemişi kavramadan neyin sonucuna varıyorsun değerli arkadaşım. Eğer Allah yaratmış olduğu ruhun ebedi olmasını istemezse o ruh edebi olamaz yani sonu olur... Ama Kuran'a göre Allah cennetliklerin ve cehennemliklerin ebedi olmasını istemiş, bu nedenle, bu sıfatı her ne şekilde elde etmiş olurlarsa olsunlar, ebedilik sıfatını haizdirler. Bu arada kuran'da atladığım yer varsa gösteriniz. cennet ve cehenneme gidecek olanların ruh olduğuna ilişkin bir ayet, söz, ima. Saygılar. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Sizin inanmayada hakları var demenizin ardından söylediğiniz "inanmayana müdahale"den kastınız nedir? sizi müslüman olmanız konusunda kim zorluyor ya da zorlayan varmı? burada yapılan tartışmaları bir baskı unsuru olarak görüyorsanız tartışmaya dahil olmadığınızda kimse size müdahale etmeyecektir. Ganimet savaşların kendi kanunlarından birşey... Savaş şartları gereği hiç kimsenin hoşuna gitmeyen çok şey oluyor ganimet ise savaşın en masum taraflarından biri belkide... bütün insanlık dahil olduğu her savaşta bunu uygulamıştır. ama ganimet savaşların amacı değil sonucudur. çapulculuk ise bambaşka birşey, Kuranda bahsi geçen ganimet savaş sonrası ele geçirilmiş olan maldır. Malı ele geçirmek için haramilik yapmak değil... İsrâ Sûresinin 85 . Ayetinde Ve sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: “Ruh, Rabbimin bileceği bir şeydir. Size pek az ilim verilmiştir.” Bakara(*) Sûresinin 257 . Ayetinde Allah iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kafirlerin velileri ise tâğuttur. (O da) onları aydınlıktan karanlıklara (sürükleyip) çıkarır. Onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalırlar. Bakara(*) Sûresinin 94 . Ayetinde De ki: “Eğer (iddia ettiğiniz gibi) Allah katındaki ahiret yurdu (cennet) diğer insanlar için değil de, yalnız sizinse ve doğru söyleyenler iseniz haydi ölümü temenni edin!” Enbiyâ Sûresinin 8 . Ayetinde Biz onları yemek yemez bir beden yapısında yaratmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi. bu ayetlerde ne anlatıldığını anlamak zor olmasa gerek... Alıntı
Φ enes.34 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 tabiki bu dünyadan bahsediyorum. sevgi bağlarını koparmaya gerek yoksa, sevdiğim insanların cehennemde yanacak olmaları benim cennette sefa sürme isteğimi engeller. Bu da cennete gitmek istemememe neden olur. Bu da bir çok insanı dinden soğutur. aklınız çok karışık şahsen ben sizin neyi sordugunuzu bile unuttum artık. kendiniz birşey soruyor ve sonra dinlememiş gibi kendi yargınızı söylüyorsunuz. neden soruyorsunuz ki ?. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Sizin inanmayada hakları var demenizin ardından söylediğiniz "inanmayana müdahale"den kastınız nedir? sizi müslüman olmanız konusunda kim zorluyor ya da zorlayan varmı?. Sardunyam, çiçeğim, Seküler bir ülkede yaşamanın nimetleri ile konuşuyorsunuz. Ben Suudi Arabistan'da bulundum. Biliyorum. Gayri müslim arkadaşlarım da vardı. Kadın olan herkesin başı polis zoruyla kapattırılıyodu. Keza, İran da öyle. kafir olsun, kimlik müslümanı olsun, istisnasız olarak herkese, zorla baş örttürülür. Bunlar müdahale değil mi sence? Ganimet savaşların kendi kanunlarından birşey... Savaş şartları gereği hiç kimsenin hoşuna gitmeyen çok şey oluyor ganimet ise savaşın en masum taraflarından biri belkide... bütün insanlık dahil olduğu her savaşta bunu uygulamıştır. ama ganimet savaşların amacı değil sonucudur. çapulculuk ise bambaşka birşey, Kuranda bahsi geçen ganimet savaş sonrası ele geçirilmiş olan maldır. Malı ele geçirmek için haramilik yapmak değil... Bedir savaşının çıkış nedenlerine bakanız. Yahudilerin "sudan sebeplerle" bağdan kovuluşuna ve katledilişine bakınız. Bu savaşlarda ganimet sonuç değildir. haramilik (Bedr) veya gasp arzusu (Medine yahudileri) savaşa neden olmuştur. Ayetleri neden yazdınız anlayamadım, açıklarsanız sevinirim. Öte dünyada diriliğin ruh oolacağını göstermek için yazdıysanız, bence o ayetler dirilişin ruh olacağını kanıtlamaz. Saygılar. Alıntı
Φ enes.34 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Bedir savaşının çıkış nedenlerine bakanız. Yahudilerin "sudan sebeplerle" bağdan kovuluşuna ve katledilişine bakınız. Bu savaşlarda ganimet sonuç değildir. haramilik (Bedr) veya gasp arzusu (Medine yahudileri) savaşa neden olmuştur. o zamanın yahudilerinin kabul edip, yenik bir şekilde çıkışlarını siz neden kabul etmiyorsunuz.. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Bedir savaşının çıkış nedenlerine bakanız. Yahudilerin "sudan sebeplerle" bağdan kovuluşuna ve katledilişine bakınız. Bu savaşlarda ganimet sonuç değildir. haramilik (Bedr) veya gasp arzusu (Medine yahudileri) savaşa neden olmuştur. Bedir mi..? Anlatsana şu Bedir savaşını sayın Brain.. Acaba Bedrin sebebi nedir, Bedirde müslamlar kaç kişiydi, kureyş kaç kişiydi..? Bedirde maddi kuvvet bakımından müslümanlar mı üstündü, kureyş mi..? Gerçekten biliyor musun Bedir savaşını..? Ve ganimetler neden bu kadar rahatsız ediyor.. Savaşta canlar alınıyorda bir kaç mal mı (ganimet) garip geldi..? Savaş sonucunda topraklar alınıyorda, bir kaç mal mı (ganimet) çok ilginç geldi..? Savaşa çıkanın bunu peşin peşin göze alması gerek miyormu..? Savaşa sevişmek için çıkmıyorlardı heralde değil mi..? Saygılar.. Alıntı
Φ LUCAS Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Sizin inanmayada hakları var demenizin ardından söylediğiniz "inanmayana müdahale"den kastınız nedir? sizi müslüman olmanız konusunda kim zorluyor ya da zorlayan varmı? burada yapılan tartışmaları bir baskı unsuru olarak görüyorsanız tartışmaya dahil olmadığınızda kimse size müdahale etmeyecektir. Ganimet savaşların kendi kanunlarından birşey... Savaş şartları gereği hiç kimsenin hoşuna gitmeyen çok şey oluyor ganimet ise savaşın en masum taraflarından biri belkide... bütün insanlık dahil olduğu her savaşta bunu uygulamıştır. ama ganimet savaşların amacı değil sonucudur. çapulculuk ise bambaşka birşey, Kuranda bahsi geçen ganimet savaş sonrası ele geçirilmiş olan maldır. Malı ele geçirmek için haramilik yapmak değil... İsrâ Sûresinin 85 . Ayetinde Ve sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: “Ruh, Rabbimin bileceği bir şeydir. Size pek az ilim verilmiştir.” Bakara(*) Sûresinin 257 . Ayetinde Allah iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kafirlerin velileri ise tâğuttur. (O da) onları aydınlıktan karanlıklara (sürükleyip) çıkarır. Onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalırlar. Bakara(*) Sûresinin 94 . Ayetinde De ki: “Eğer (iddia ettiğiniz gibi) Allah katındaki ahiret yurdu (cennet) diğer insanlar için değil de, yalnız sizinse ve doğru söyleyenler iseniz haydi ölümü temenni edin!” Enbiyâ Sûresinin 8 . Ayetinde Biz onları yemek yemez bir beden yapısında yaratmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi. bu ayetlerde ne anlatıldığını anlamak zor olmasa gerek... Bu ayetlerin tartışma konusuyla ilgisi nedir anlayamadım sayın sardunyam.. Alıntı
Φ LUCAS Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Bedir mi..?Anlatsana şu Bedir savaşını sayın Brain.. Acaba Bedrin sebebi nedir, Bedirde müslamlar kaç kişiydi, kureyş kaç kişiydi..? Bedirde maddi kuvvet bakımından müslümanlar mı üstündü, kureyş mi..? Gerçekten biliyor musun Bedir savaşını..? Ve ganimetler neden bu kadar rahatsız ediyor.. Savaşta canlar alınıyorda bir kaç mal mı (ganimet) garip geldi..? Savaş sonucunda topraklar alınıyorda, bir kaç mal mı (ganimet) çok ilginç geldi..? Savaşa çıkanın bunu peşin peşin göze alması gerek miyormu..? Savaşa sevişmek için çıkmıyorlardı heralde değil mi..? Saygılar.. Madem ki din için savaşılıyordu yenilen tarafın maddi (ki sanırım bunlara kadınlar da dahildi)varlıklarına el koymak niye??Sizce de burada bir bulantı yok mu?savaşta kaybeden tarafın sahip olduğu maddi şeyleri onların çocuklarına ailelerine geri iade edilmesi daha asilce olurdu diye düşünüyorum(silahlar dışındaki).. Alıntı
Φ enes.34 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Madem ki din için savaşılıyordu yenilen tarafın maddi (ki sanırım bunlara kadınlar da dahildi)varlıklarına el koymak niye??Sizce de burada bir bulantı yok mu?savaşta kaybeden tarafın sahip olduğu maddi şeyleri onların çocuklarına ailelerine geri iade edilmesi daha asilce olurdu diye düşünüyorum(silahlar dışındaki).. hangi savaştan bahsediyorsunuz ve tarihi kaynaklarınız nedir, hangi düşünceye sıgınarak yargılıyorsunuz. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Arkadaşlar işin aslını işin asıl kaynaklarından öğrenelim.. İslamda kölelik ve cariyelik zamanın mecburi bir olgusuydu.. Düşmanının sizin esirlerinize kölelikle muamele ederken sizin onların esirlerini serbest bırakmanız ne kadar kötü bir siyasettir.. Buna rağmen peygamber efendimiz köle ve cariyeler hakkındaki şu iki sözü çok anlamlıdır.. "Onlara, "kölem, cariyem" demeyiniz. "Oğlum, kızım" deyiniz" "Onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin..." Bedirde 70 kişi esir alınmıştır ve haklarında karar için Peygamber efendimiz meşveret eder.. Esirlerin fidye karşılığı serbest bırakılması.. Hepsinin öldürülmesi.. Karar esirlerin fitye verilerek serbest bırakılması olur.. Önemli Not: Bence islamı ateist kaynaklardan değil orjinal islami kaynaklardan öğrenin.. Ben Kur'an-ı okudumda bu yüzden ateist oldum vay efendim ben islami kaynaktan okudum gibi sözler hiç inandırıcı değil.. Saygılar.. Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Isalm'a gore kolelik, Tanrisal, yani doagol bir kurulustur ve Tanri kole olan ile olmayan arasinda esitsizlik yaratmistir. Kur'an'da soyle yaziliridr: "Allah hicbir seye gucu yetmeyen ve baskasinin mulkinde olan ile, tarafimizdan kendisine guzel bir rizik verdigimiz, boylelikle ondan gizli ve acik infak eden kimseyi ornek olarak gosterdi; bunlar hic esit olur mu? Hamd Allah'indir; fakat onlarin cogu bilmezler. (Nahl 75) Bundan dolayidir ki Muhammed, her ne kadar kole azadlama usullerinden soz etmekle beraber, yasami boyunca kole edinmis, kole satin almis ya da satmis, baskalarinin da bu sekilde davranmalarini uygun bulmustur. Eger koleligi ahlakilige aykiri bulmus olsa idi, daha ilk anlardan itibaren yasaklar ve kendi kolelerini tum olarak azad ederek baskalarina ornek olurdu: nasil ki hirsizligi ahlakilige ayriki bulup kesin olarak yasakladi ise. Koleligi yasaklamadigi icindir ki yuzyillar boyuinca tum Islam ulkelerinde kolelik ahlakilige ters gorulmemis, aksine "dogal bir kurulus olarak is gormustur: esir pazarlarinda insanlar "kole" olarak alinip satilmislardir. Oysa ki akilci ahlak, koleligi Tanri yapisi degil, fakat insan yapisi bir kurulus olarak gormus ve insan sahsiyetinin hasiyetiyle bagdastirmadigi icin yasaklamistir. Alıntı
Φ enes.34 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Köleligi İslam getirmemiştir ama İslam kaldırmıştır. İslamdan önce kölelik yok diyemezsiniz ve dogal bir durumsa hiç degildir, az çok Kur'an okuyan bunu anlar.Sadece o zamanların cahili arap toplumuna da yüklenecek bir uygulama degildir ve kaldırılması tedricen gerçekleşmiştir. Bazı durumları birden ortadan kaldıramazsınız bunun siyasi,kültürel,ekonomik olarak yerleşmiş, kemikleşmiş ve hatta kanıksanmış bir çok nedeni olabilir. Allah [işte size iki insan] örneği veriyor: [biri] hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasına bağımlı bir köle; [diğeri de] kendisine katımızdan [bir armağan olarak] güzel bir rızık bahşettiğimiz [özgür] bir insan ki, o rızıktan gizli-açık [gönlünce, doğru yolda] harcamalar yapıyor. İmdi, (düşünün), bu iki insan hiç bir tutulabilir mi?Bütün övgüler Allah'a yakışır: ama onların çoğu bunu bilmezler. (Nahl;75) Buna verilecek cevabın "hayır" olduğu açıktır. Bu kıyaslamanın taşıdığı anlam da açıktır: misaldeki bu iki tür insan bir tutulamazsa, peki öyleyse, her haliyle diğer yaratıklara -ya da insan aklıyla kavranabilen yahut tasavvur edilebilen tabiat güçlerine- bütünüyle bağımlı bir yaratık, var olan her şeyin mutlak yaratıcısı, sınırsız ve kavranmaz kudret sahibi Allah'la nasıl bir tutulabilir; kudret ve nüfuzca O'nunla nasıl kıyaslanabilir? (Bu istidlal tarzı sonraki meselde de devam ettirilip geliştirilecektir.) Bu ayetin köleligin degil köle ile hür insan arasında ki farkın örnekleme yoluyla, Allah ile hepside O'nun kulu olan birini veya bir nesneyi bir tutulamıyacagını açıklanmasıdır....Kölelikle uzaktan yakından alakası yoktur. yaşadıgımız şu muasır denilen çagda kölelik yokmu acaba ??. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.