Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

iks mine iks


odessa

Önerilen İletiler

Rüzgar

 

Şimdi bir rüzgar geçti buradan

Koştum ama yetişemedim,

Nerelerde gezmiş tozmuş

Öğrenemedim.

 

Besbelli denizden çıkıp

Kıyılar boyunca gitmiştir,

Tuz kokusu, katran kokusu, ter kokusu

Yüreğini allak bullak etmiştir.

 

Sonra başlamış tırmanmaya dağlara doğru

Bulutları koyun gibi gütmüştür,

Okşayıp otları yaylalarda

Büyütmüştür.

 

Köylere de uğradıysa eğer

Islak, karanlık odalarda beşik sallanmıştır,

Güneş altında çalışanlara

İmdat eylemiştir.

 

Sonra başlayıp alçalmaya ovalara doğru,

Haşhaş tarlalarında eflatun, pembe, beyaz,

Kıraçlarda mavi dikenler..

Toz toprak gözlerine gitmiştir.

 

Şehirlere uğramış ki yanımdan geçti,

Haşhaş çiçeğine benzer kızlar görmüştür,

Bir gülüş, bir tel saç, allık pudra

Alıp gitmiştir.

 

Şimdi bir rüzgar geçti buradan

Koştum ama yetişemedim,

Soraydım söylerdi herhalde

Soramadım.

 

cahit külebi

 

Ablacımmm....ne de güselll bi şiirr....çoook saoll bitanemm bnm... :hug::clover::clover::clover:

 

HAYAT BİZE MUTLU OLMA ŞANSI VERMEDİ...

 

 

Hayat bize mutlu olma şansı

vermedi

Biz kendimizden başka

Herkesin üzüntüsünü

Üzüntümüz,

Acısını acımız yaptık.

Çünkü Dünya'nın öbür ucunda,

Hiç tanımadığımız bir insanın

Gözyaşı bile içimizi parçaladı...

Kedilere ağladık

Kuşların yasını tuttuk.

Yüreğimizin yufkalığı

Kimi zaman hayat karşısında

Bizi zayıf yaptı.

Aslında ne güzel şeydir

İnsanın insana yanması

Sevgili...

Ne güzeldir bilmediğin birinin

derdine üzülmek ve çare aramak.

Ben bütün hayatımda hep

Üzüldüm, hep yandım..

Yaşamak ne güzeldir be sevgili

Sevinerek, severek, sevilerek,

Düşünerek...

ve o vazgeçilmez sancılarını

Duyarak hayatın

 

 

Yılmaz Güney

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 185
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

canim,tatli minem :hug:

 

Gözlerin çiçekten

Bir güzel tablo

Kucağında cennet

Gülleri anne

 

Çırpınır yüreğim

Minik kuş gibi

Beni hiç bırakma

Nolursun anne

 

Yanımda oluşun

Büyük mutluluk

Yaslanıp göğsüne

Uyurum anne

 

Bütün gecelere

Serpilir sevgin

Ninniye karışır

Gülüşün anne

 

Bakışın umuttur

Gülüşün huzur

Bas beni bağrına

Uçayım anne

 

Birtanem meleğim

Canım,her şeyim

Ayrılma hiç benden

Ölürüm anne

 

melekk ablacımm bnmm... :hug:

ablacımm uzun süredir foruma giremediğimden sana cvp atamadımm canımıniçi... :clover::clover::clover:

mesajını okuyunca öyle çokk sevindim ki anlatamam... :wub: içim öyle rahatladı kii... :wub::blush:

ben meğersemm boş yeree kendi kendime üzülmüşümm... :blush:

ablacımmm herşey için çook saol ve bu güsell şiir için çook teşşekür ederim... :hug:

annelerinn yeri her zaman apayrı tabii...anne olabilmekk apayrı...ANNEMİİ ÇOOOK SEVİYORUM... :hug::blushing:

 

 

KIRKİKİNDİ YAĞMURLARI

 

Sabahları aşık değilim dedim

Hakikaten de öyleyimdir

Her sabah rahat, neşeli olurum

Hatta sesime bakmadan türkü söylerim

 

Herkes gibi işime giderim bende

Çalışmak sanki özlediğim bir şeydir

Sonra yavaş yavaş o aklıma gelir

Havam bulutlanır gitgide

Peşinden koşmaktan yorgun düşerim

 

Çekilmez olur artık şehir

Bilirim şimdi kırlarda

Bir hayvan sakince suya eğilmiştir

Trenler geçip giderken küçük kuşlar

Durmadan yer değiştirir telgraf tellerinde

 

Gitsem gezinsem derim limanda

Rıhtım kahvelerinden birinde otursam

Bir şey içsem ve dönsem

Değiştirsem elbisemi,

Yahut uzanıp saatlerce uyusam

Belki bu dertten kurtulurum

Derim ama akşam olur

Gene kapına düşer yolum.

 

 

Necati Cumalı

 

:clover::clover::clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bir kuğunun boynuna dokunurken…

 

yol bir yere gitmez

içerde

düz saçlara uğrar

ayak üstü bir akşamüstü

her plansız ürperişin sonu

hüsran

ve hüsran

çok sanat müziği bir kelimedir

 

yol bir yere gitmez

o bir durma biçimidir

yol yoluyla gidebilir yare

yoldan çıkabilir apansız

ve ömür bitebilir yoldan önce

ama yol bir yere gitmez

o bir durma biçimidir

yaşamak

hızlı bir ölme biçimidir

düşünce ışıktan yavaşsa

erken gidilmelidir

gerdan sözcüğüne

bir kuyumcuda da rastlayabilirsin

bir kasapta da

kalbin sızlamaz

bir kuzu yüreğini vitrinde görünce

o bir beslenme biçimidir

ama korkarsın

kurdun sevdiği havadan

ayakkabı yaparsın yılandan

 

yol bir yere gitmez

o bir durma biçimidir

her garantiyi istersin hayattan

oysa ölümle yaşam arası

uzun malum ince bir yol

bir yere gitmez

o bir ölme biçimidir

 

iyi yolculuklar denmez bir gidene

yapılamaz çünkü

çok yolculuk bir seferde

yolcu denmez her gidene

herkes o yolun taraftarı olmayabilir

hiç bir sürgün

gittiği yolu sevmez mesela

 

yol bir yere gitmez

o bir susma biçimidir

soğuk bir taşıtın uğultusunda

 

tatlışş kankitomm çook saol..çokk sevdiğim bi şiirr...sanaa armağann olsun bnden.. :clover:

 

:hug:

 

 

ALINYAZISI SAATİ

 

 

Yeryüzüne ayı indir o bir şehir olsun

Yaklaştıkça büyüyen

Ayrıntıları setleri bahçeleri

Yumuşak çizgileriyle ortaya çıkan

İşte ben o şehri yaşadım yıllarca

İstanbul'da parça parça

Çeşmelerinde ayı yaşadım

Servilerinde ayla birlik bölündüm

Ayla birlik yaralandım

İstanbul mezarlıklarını aydınlatan ayla

Soludum bölük bölük ahiretin

Keskin çizgili özgürlüğünü

Kanlı canlı özgürlüğünü ay kesmesi

İçtim sıcak bir yaz günü içilen buz gibi bir vişne şurubu benzeri

Kutsallığın ballı biberli çilekli çile kevserini

İstanbul'dur bu otuz yıl kana kana yaşadığım

Taşlarına adeta resmim işledi

Ben İstanbul'da dağıldım zerre zerre

İstanbul damla damla içimde birikti

Mermer tozu gelip gelip içimde oluştu bir şehir

Bu yeryüzünden ve gökyüzünden ötedeki şehirdir

O bir kılıçtır Doğudan Batıya uzanıp

Çin ipeğinden örülmüş şeytan kozasını bölen

Darbeleriyle Batı çeliğini lime lime eden

O Tanrı'nın kılıç halindeki hilali

İslam ruhunun kristalleşmiş heykeli

İçimin sesi rüyamın öfkesi merhametimin şehri

İstanbul'a gel oruç günleri gez gör ve dinle derinden

Taştaki oymalarını incele bir er gözüyle

Semerkant'tan kalkıp gelmiş erlerin gözüyle gör her yeri

Camileri mezarlıkları çeşmeleri ve sebilleri

Git Sümbülefendi'ye servilerden sor olan biteni

Merkezefendi'de tüket maddeyi yırt maddeciliğin kefenini

Bağdat'ta ebedi bağı ruhun ve ilahi hikmetlerin

Şam'da son sınırı manevi medeniyetlerin

Kozmik bakış metafizik sezgi

Bağdat'tan dal, Şam'dan yaprak Diyarbekir'den çizgi

Hep İstanbul'da kırık dökük

Parçalanmış silinmiş sönmüş

Hayaletler gibi kaçmış gizliliklere

Loş boşluklara sığınmış kan rengi bir huzur arzusu

Sabah Karacaahmet'te öten şafak kırmızısında savaş borusu

Sökün eder her sabah ufkun bir ucundan yeniçeriler

Su şırıltısından gök gürültüsüne değin

Bütün seslere düzen vermiş ebedi mehter

Yok olduysa bu şehir ruhu ruhuma sindi

Ben yaşadıkça o yaşayacak bende

Kimbilir belki o da dirilecek benimle

İslam Milletinin dirilişinde

O yeniden güneşin güneş ayın ay ve dünyanın dünya

İnsanın insan olduğu o günde

Ölümün biliyorum ey İstanbul diriliş içindir

Öyleyse indir ruhunun teslim bayraklarını indir göm toprağa

Doğrul ve kalk ayağa

Kemiklerinle etin arasında

Sonsuz güç topla korku ve muştuyla

Mucize muştusuyla

Yüreğim yırtılıyor çınlıyor ağlıyor yüreğim

Fırtına yaprak yaprak dökülüyor

Gecenin tüyleri savruluyor havaya

Ölümümü kutlayan Arz oğullarıyla

Mübarek toprağın anlamından bile yoksun

Taşın demirin mermerin ve tozun metafizik kadrine bile düşman

Kabus ruhumu çalmak isteyen hırsız

Madde dönüşür binbir şeye ama ruh kaybolmaz

Altın madeni gibi pırıl pırıl kalır ve solmaz

 

Ve ben kardan geldim ama denizi üstlendim

Denizi yüklendim adeta denizle evlendim

Denizle yaşadım denizle öldüm

Öldükten sonra denizin gözlerini gördüm

Denizden denize yükseldim

Birliğin şarkısını işittim dinledim derinliklerinde

Sedeflerinden yapılmış İstanbul camilerinin taşları

Beyaz güvercin kanadı köpüklerinde kubbelerini gördüm camilerin

-Ama gizleyerek saklayarak itiraf etmeyerek-

Bursa'dan gelen yeşil bu denizi boyadı gökten sonra

Ve trenler şifreli düdükleriyle trajedileri perdelerken

Dönüp bir köşeden ötede kaybolurken

Ben kayalarını denizin ahenkleştirdiği kıyılarda

Gerçeği koğaladım hayal meyal görünen kelimeler arkasında

Ve derken birden karaya sıçradım Ayasofya

Padişah türbeleriyle örtülmüş maskelenmiş şehzade mezarlarıyla

Kayboldu o deniz o kentle birlikte Rabbim bildir bana

olup biteni

O yeşil ötesi ışığı o güneşi tahlil eden su çizgisini

Ve sen ey Avrupa yerin dibine batacaksın bitmez tükenmez suçlarına karşılık

Ve derken Ayasofya yüzüme çarpan karanlık

Serin ve kilim nakışlı kızıl gözlü dev bir cam gibi

Ve kılıcımın ucunda Ayasofya küçük bir bilya gibi

Uçuyorum göklerin kubbesine bir ikram gibi

Gök sofrasında bir çeşni bir garnitür gibi

Kalk ve kavra ruhum bir kadavra gibi solan bu göksel yapıyı

Bir kartal taşırken yere düşmüş

Ve kalakalmış kaldığı yerde

Sonra karanlıklardan çıkan kartallar tünemiş üstüne

Yemişler ötesini berisini

Ey kozmiğin kemirdiği bir kent gibi yükselen yapı

Ey Allah'a açılan ve kapanan ulu kapı

Bir at gibi soluyorsun kulelerinle

Deniz öfkenin köpükleriyle benekli

Gel barışın köprüsü ol içimizde dışımızda

Yeniden sularından içelim kana kana

Savaşabilirim bugün bütün dünyayla

Gerekirse

Ruhumuzun susadığı hakikat olan

Evrensel İslam Barışının zaferi için

Aşk için Tanrı hakikati aşkı için

Göğe çıkan İsa yere insin diye

-Fazla çıkardılar göğe-

Gel ey Muhammed ve İsa hakikati

Burada sizi bekleyen bütün bir insanlık var

Bulutlar yaralı insanlar zehir saçan fırtınalar

Kara-düşünce fırtınalarıyla yüklü kurşun levha havaları

Savaşırım doğudan daha doğu

Doğrudan daha doğru olanı bulmak için

Zulme karşı savaşabilirim

İnsan başı yalnız Tanrı önünde eğilecektir

Ebedi hakikat budur

Bunun için savaşırım ben

Bunun için kanım helal olsun

Şehrimin altına özgür Tanrı aşkını yazmak

İstanbul'u yeniden Tanrı şehri yapmak

Bunun için savaşırım ben

Servi için savaşırım çınar için savaşırım

Tozlanmamış gün doğuşu için

Yıldızlar geceleri yeniden görünsün diye

Tuz deniz damlasında gülsün

Çam denizle gülüşsün

Su tenimizle barışsın

Ruhumuzla ışısın diye

Savaşçıyım ben atalarım gibi

İstanbul için savaşırım

Bağdat'ın dervişlik ortağı

Şam'ın kılıç kardeşi

Olan İstanbul için

Benim güneşimden öteye kimse gidemez

Benim güneşimin üstüne doğmadığı hayat hayat değil

"Benim duvarımdan yüksek duvar haraptır"

Gerçek özgürlüktür kölelik değil Tanrı'ya kulluk

İstanbul olacak yine gerçek özgürlüğün türküsü

Kıyamete kadar söylenecek türkü

 

 

Sezai Karakoç

 

:clover::clover::clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gerçekten saygılı ve iyi birisin abicim...! :clover:

 

her zaman böyle kal olur mu? saygılı ve seviyeli :clover: abicim her zaman iyilik ve dogruluktan şaşma :clover:

 

insanları değerlendirirken önce kalp güzelliğine dikkat et..... :clover::stuart:

 

Sevgiyle kal abicim.............. :):clover:

 

oyuncak.jpg

 

abicimm... :wub:

kalbinn o kadar iyi ki..etrafındakilerii sıcaklığıyla hemencecikk sarıyoo... :wub::hug:

sendeee hep böyle sıcacıkk vee güsell kalpli kal olur mu..??bu karanlıkk dünyaa seninn kalbine gölge düşürmesin sakın... :unsure::blushing:

kendine iyi bak abicimm... :hug:

 

 

YAĞMURDA SİS DÜDÜKLERİ..

 

 

imdat çigliklari midir

bir felaketi mi duyururlar

anlaşilmaz söyledikleri

salkim saçak çökerler karanligima

yalnizligimi dagitirlar

yagmurda sis düdükleri

 

camlarda çehreler hayal meyal

aramizdan müthiş ayrilmişlardir

anlaşilmaz niye öldükleri

son nefeslerini tasarladikça

insan israrla ölümünü yaşiyor

yagmurda sis düdükleri

 

yürekte keder yogunlaştikça

bulutlar buz tozuna yozlaşiyor

anlaşilmaz neleri götürdükleri

sabahlar olur bir türlü uyuyamam

içimde sanki şilepler çarpişiyor

yagmurda sis düdükleri

 

Attilâ İlhan

 

:clover::clover::clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ovada her kızıl lalenin teni,

Bir padişahın kanıyla beslendi.

Yerden biten şu mor menekşe yok mu?

Bir güzelin yanağındaki bendi.

 

Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz;

İki başımız var, bir tek bedenimiz.

Ne kadar dönersem döneyim çevrende;

Er geç baş başa verecek değimliyiz?

 

(hayyam)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne bilginler geldi, neler buldular!

Mumlar gibi dünyaya ışık saldılar.

Hangisi yarıp geçti bu karanlığı?

Birer masal söyleyip uyuya kaldılar.

 

Bir sır daha var, çözdüklerimizden başka!

Bir ışık daha var, ışıklardan başka.

Hiç bir yaptığınla yetinme, geç öteye:

Bir şey daha var bütün yapıtlardan başka.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ovada her kızıl lalenin teni,

Bir padişahın kanıyla beslendi.

Yerden biten şu mor menekşe yok mu?

Bir güzelin yanağındaki bendi.

 

Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz;

İki başımız var, bir tek bedenimiz.

Ne kadar dönersem döneyim çevrende;

Er geç baş başa verecek değimliyiz?

 

(hayyam)

 

güselimm çook teşşekkür ediyorumm :hug:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne bilginler geldi, neler buldular!

Mumlar gibi dünyaya ışık saldılar.

Hangisi yarıp geçti bu karanlığı?

Birer masal söyleyip uyuya kaldılar.

 

Bir sır daha var, çözdüklerimizden başka!

Bir ışık daha var, ışıklardan başka.

Hiç bir yaptığınla yetinme, geç öteye:

Bir şey daha var bütün yapıtlardan başka.

 

meleğimm ne güsell bi şiirr...çoook saol :hug::wub:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yaa sorma abimm çoktandırr giremiyomm forumaa... :(:blink:

sözde tatildeyisde derslerr bırakmıyoo yaa... :wacko::unsure:

yokluğumu hissettiğinn içinn çook sevindimm biliyon mu..abimm sende olmasann unutulcass yaff :wub::crying::hug:

 

 

Bende dedim heralde bu kız derslerden çaktı o yüzden tüydü :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sen,

ben,

biz........

dünya,

evren,

herşey

biziz....

ben yokum

sen yok.....

dünya yok

yok evren...

her şey boş

sen katıl bana..

dert yok... tasa yok

 

yumote

 

 

Sevdayı aradım yıllarca gizli kalmış kalp köşelerinde,

Erişilmez denilen başı boz dumanlı dağlarda,

Nerede, nasıl ve ne zaman karşılaşacağımı bilmeden,

İsli camlara adını yazacağım meleği bekleyerek,

 

Sessiz gecelerimde sığınabileceğim,

Ellerini sımsıkı bırakmamacasına tutacağım,

Ve onun ardından delicesine ağlayabileceğim,

İlahi bir tutkuyla sevebileceğim,

Yaşamda, ölümde birlikte olabileceğim,

Onunla her şeyi sonuna kadar paylaşabileceğim,

Ruhsuz bedenime ruh aşılayabilecek,

Umutsuzca çırpınışlarıma çare olabilecek,

Meleği aradım durdum fani dünyada,

 

Mutluluğu, sevinci tekrar yaşamak isterdim,

Elemi, kederi, acıyı unutabileceğim,

Lalenin, gülün, karanfilin anlamı olmalıydı artık benim için,

Ezelden ebede kadar birlikte olabileceğim,

Gülmeliydim onunla birlikte her kötü günde

İşte tüm bunlar onunla başladı, onunla da bitecek,

Meleğim seni seviyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bende bi uğrayayım selam vereyim dedim abicim :stuart:

derslere iyi çalış bakkk :w00t: haylazlık yok tamam mı ? :P

herşey gönlünce olsun ...... :clover:

 

Daha Yolun Başındasın

 

Sevdâ bu, acı verecek,

Daha yolun başındasın.

Kaç kapıya gönderecek,

Daha yolun başındasın.

 

Kanattıysa gönlü aşkın,

Umut ayrılıktan yakın,

Korkuya kapılma sakın,

Daha yolun başındasın.

 

Sevgi bedeliyle güzel,

Hem ebeddir, hem de ezel,

Yüreğini hazırla gel,

Daha yolun başındasın.

 

Yel olup her dalda esme,

Gönle giden yolu kesme,

Karşılıksız aşka küsme,

Daha yolun başındasın!..

 

 

Muhsin İlyas Subaşı

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bende bi uğrayayım selam vereyim dedim abicim :stuart:

derslere iyi çalış bakkk :w00t: haylazlık yok tamam mı ? :P

herşey gönlünce olsun ...... :clover:

 

Daha Yolun Başındasın

 

Sevdâ bu, acı verecek,

Daha yolun başındasın.

Kaç kapıya gönderecek,

Daha yolun başındasın.

 

Kanattıysa gönlü aşkın,

Umut ayrılıktan yakın,

Korkuya kapılma sakın,

Daha yolun başındasın.

 

Sevgi bedeliyle güzel,

Hem ebeddir, hem de ezel,

Yüreğini hazırla gel,

Daha yolun başındasın.

 

Yel olup her dalda esme,

Gönle giden yolu kesme,

Karşılıksız aşka küsme,

Daha yolun başındasın!..

Muhsin İlyas Subaşı

 

a.s. abicimmm... :clover: ne iyii ettin uğradın daa.. :blush::wub: iyisinn inşallahh?? :clover:

derslerrr gayett iii bi yaramaslıkk yukk meraklanmaa... :stuart::whistling::P:D

arzularr şelaleee abicimmm... :clover:

kendinee iyii bakk :hug:

 

Keşke yürek acımasa her ayrılıktan sonra,

Kanamasa her ayrılıkta!

Gözyaşları akmasa

Ve durabilse insan yüce dağlar gibi,

Hayatın kahpeliğini anladığı her dem!

Hiç üzülmese hiç acı çekmese

Hiç buğulanmasa gözler, hiç sevmese insan

Akmasa gözlerden yaş yerine kan

Ama hayat bu!

Ne acısız oluyor, ne sevgisiz!

Ne de kanayan yüreksiz!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.