Φ diloş Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 siz bu defterin güzel yürekli dostları.. yazdığınız her şiir..her satır..her duyguyu yüreğime kaydediyorum bilesiniz.. geçenlerde okuduğum hoş bir yazı var..sizinle paylaşmak istiyorum..belki sizi de yakalar beni yakaladığı gibi.. Sevgiliye Açılmamış Mektup Varlığın, yokluğuna özdeş şimdi.. Yazıyorum birkaç dakika ağlamışlığın ve gözyaşının üstüne.. .. Sen bulanıklaşsan da, gözüm hep ufuktaki yalnız haberciyi gördü.. Buğulanmış cama çarparken yağmur damlaları, ben çizdim bir kâlp içine iki bedeni.. Zamanın bilmem hangi köşesindeydik hatırlamıyorum. İşime gelmeyen buluşmalardan kaçmadım sen varsın diye.. Çam diplerinde petunyaları kuruturken ellerimizde, sen bana SENİ SEVİYORUM derken bile bakamıyordum gözlerine. Utancımdan.. alışık olmadığımdan belki.. belki de o öpülesi dudaklarından ayıramam dudaklarımı diye, korkumdan.. Farkına varamadım gerçeklerin.. Gözlerine saklanmış hainliği sezseydim eğer; eğer, denizlerden çaldığın dalganın, bir mühür gibi yüreğime leke yapacağını çözebilseydim, mayasız öperdim seni.. Özümsüz.. .. Güzel kelimeler istiyordum senden .. Ay ışıklarıyla yıkanmış, okuyunca en çirkin anlarımın anlamlaştığı, okuyunca dokunduğun gözlerimin mızmızlaştığı .. .. Kulağımın arkasına fısıldanmış güzel kelimeler biriktirmiştim ben sana oysa.. terk edip gitmeseydin ansızın; duyacaktın.. Ben çırpınırken bir kaşık suyun derinliğinde boğulmamak için, sen görünce beni böyle çaresiz, beni böyle çırılçıplak; tutup çıkarırsın diye uzatmıştım ellerimi..Sen, biraz yukardan ifrit dolu yüreğinle bakıp gülmüştün hâlime.Oysa ben susmanı bekliyordum.. birde ıslak bedenimi sarmanı.. bir NEYİN VAR SENİN ? e öyle ihtiyaç duymuştum ki o an; anlatmak istedim, ama sen yoktun..! .. Yıllar geçti aradan.. ve farkında olmadan.. Adımlarım daha büyük, daha hızlı ve daha sağlam.. Yokluğunda büyüttüğüm acılarımı her gün tazelemek zoruma gitmeye başladı. Ve hasretinin bitime uğraması gerekti. Eylüldü.. hüzün mevsimiydi.. nasıl unuturdum seni? Yaprakların salına salına karıştığı toprağı öpüyordum, Vatanım diye değil! Sen dön diye.. .. -Köylü kız- büyüsü bozulduğunda ben öğretmen olmuştum.. Hani rüyalarımın en güzel sahnesinde seyrederken, göz yaşlarımı tutamadığım .. hani en mateminde gecenin; üzerimde bir hamal gibi taşıdığım sensizlik yükünü atmak istediğimde, düşünüp de derinlere daldığım.. Hatırladın mı? Saçlarım; senin bildiğin kadar sıradan değil artık.. Gözlerime durulmayı öğrettim.. Dudaklarıma kilit vurdum konuşmasın diye.. Yüreğimdeki seni her gece zindana attım bensizliğin acısını, sensizliğin acısını çektiğim gibi çek diye! ! .. Gitme Sevgili! Sokak aralarında yitirdiğim aklımı geri ver bana.. yüreğim yüreğinde.. Böyle kuru bir beden ne işe yarar sensiz.. Ya dünümü ver, yada hakkımı! çok mu arzu ettiklerim? Hayatının kısa film akropollerinde hiç mi karem yok? Senaryoda figüran olarak ölmek istemiyorum.. al beni de gözlerine.. .. Gözünle gördüğün her seksiyonda bir sahtekârlık, her parselinde acı ve göz yaşı.. Güzel kelimelerinden duymak istiyordum bir ikindi çayı ertesinde.. Dudaklarından dökülmedikten sonra, adıma yazılan mektupların ne albenisi var ki? .. Evlendim..Soğuk duvarlarında, gece lâmbasının aydınlattığı kadar görebildiğim dünyanın eşiğinde, bedenimi saran başka kolları sen zannedip doyasıya, hissedilmeyen kokunu sineye çektiğim günler aklıma geldi.. Evlendin..İkinci sayfa haber bültenlerinden öğrenmek istemezdim.. Bilmek isterdim yerime koyduğun biblonu.. Kim bilir hangi Can sırada bekliyordu Yanmak için.. Farkında olmadan işlediğin günahın bedelini ödeyeceksin demiştim .. Yüreğimi yüreğine koymuş olsaydın farkına varırdın süzülmemiş gerçeklerin.. Arsız gönül kuşun konmuştu bir başka evin bir başka penceresine..Açar mıydı.. ? .. Yıllar geçti aradan.. farkında olmadan. Cebimde kimsenin göremediği bir öfke saklı sevdiğim.. Çıkardığımda dağ dayanmaz ki gönlün dayansın.. Ben, kaybolmuşluğun sefasını sürerken, sen, bensizliğin nedametini çekiyorsun.. Hissediyorum bunu..Ne ektin ki biçesin.. Beni arıyorsan; Yokum! ! Sisle çevirdiğin bu evren, artık benim olmadığı kadar, seninde değil! ! Zaman hızla akıp gidiyor.. Yıllar sonra bugün, bakıp da halime gülmeyeceğim.. Gözlerime durulmayı öğrettim.. Dudaklarım, dudaklarında güneşe selam çakmayacak artık.. Erkekçe, namusluca çekip gideceğim gözlerinin önünden; Arkasına bile bakmadan.. .. Dur! ! Yaklaşma.. Yollarına toz olduğum sevgili! ! Dudak büktüğüm gidişine.. Yüz eskittiğim zamanla.. Ey Yüreğimi yüreğine bir kez olsun konuk edemediğim sevgili! ! ! Dokunma ellerime.. O eller ki, zamanın bir köşesinde, okul kaçışlarının heyecanıyla atan kâlpleri bir bedene dolduran; sonra Tek can ile kenetlenip kaderin vahametini inadıyla kıran eller.. Git.. Varlığın, yokluğuna özdeş şimdi.. Yazıyorum birkaç dakika ağlamışlığın ve gözyaşının üstüne.. Kaan Özer Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Havalar nasıl sizin şehirde, Anlat bana güzel kızım Yağmur yağıyor buralara, Durmaksızın, durmaksızın Uludağ'ın yollarında, Marmara kıyılarında Dolaşıyor, seni düşünüyorum, Durmaksızın, durmaksızın Ne zaman geleceksin, buraları görmeye, Bu yağmurları dindirmeye Ne zaman geleceksin, buraları görmeye, Bu yağmurları dindirmeye Evet, evet biliyorum, biliyorum çaresizim Fakat olsun; ziyanı yok, ziyanı yok, seni seviyorum Seni seviyorum, seni seviyorum Herşey o kadar karanlık, Bu yağmurun altında Ve inan bu yollar da, Benim gibi sıkılmakta Bir gün elin gelecek, Kışta kalan bu çocuğu Yaza doğru güldürecek, Onun gözleride gülecek Ne zaman geleceksin, buraları görmeye, Bu yağmurları dindirmeye Ne zaman geleceksin, buraları görmeye, Bu yağmurları dindirmeye Evet, evet biliyorum, biliyorum çaresizim Fakat olsun; ziyanı yok, ziyanı yok, seni seviyorum Seni seviyorum, seni seviyorum Havalar nasıl sizin şehirde, Anlat bana güzel kızım Yağmur yağıyor buralara, Durmaksızın, durmaksızın İlhan İrem Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 siz bu defterin güzel yürekli dostları.. yazdığınız her şiir..her satır..her duyguyu yüreğime kaydediyorum bilesiniz..geçenlerde okuduğum hoş bir yazı var..sizinle paylaşmak istiyorum..belki sizi de yakalar beni yakaladığı gibi.. Sevgiliye Açılmamış Mektup Varlığın, yokluğuna özdeş şimdi.. Yazıyorum birkaç dakika ağlamışlığın ve gözyaşının üstüne.. .. Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 yaz yağmurum.. o yazı ne kadar güzeldi öyle..gözlerime durulmayı öğrettim..çok etkilendim.. Özledim sesini ne olur konuş Bir gül açtır zamanların ötesinden Karanlıklar içindeyim, kapkarayım bugün gel Gök mavisinden, deniz mavisinden Bana bir şarkı söyle. İçimde bir şey kımıldıyor Gözlerim kan çanağı, yorgunum, uykusuzum Bir baksana ne haldeyim deli divane Yaralıyım, çaresizim umutsuzum Bana bir şarkı söyle Yağmur ol yağ üstüme, güneş ol ısıt Dökül karanlığıma ışıklar gibi Al beni, en uzaklara götür Sesin, aksin içimde bir pınar gibi Bana bir şarkı söyle Bütün renkleri kat birbirine Buram buram bir turuncu getir geçen yazdan Bir tüy gibi, bir bahar dalı gibi Hafiften, inceden, güzelden, en beyazdan Bana bir şarkı söyle Yağan kar nasıl hazin yağar bilirsin Kurşuni bir gökyüzünden ağlamaklı İşte öyleyim, kapkarayım bu gün gel En hüzünlü sesinle, en dokunaklı Bana bir şarkı söyle Ümit Yaşar Oğuzcan Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen Kum taneleri var ya onlardan birindeyim Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum. Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil Alıntı
Φ AÇA Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 valla sürekli defterlerinize birşeyler yazmak isterim emme çok meşgül bir insanım bunlar sana Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Havalar nasıl sizin şehirde, Anlat bana güzel kızım Yağmur yağıyor buralara, Durmaksızın, durmaksızın... redblack..bu şarkı beni nasıl etkiledi şu an anlatamam..çok duygulandım..sağol canım.. Özledim sesini ne olur konuş Bir gül açtır zamanların ötesinden gökkuşağım.. nasıl da hasretiz di mi böylesine güzel bir şarkı dinlemeye..gel bitanem..ben sana söyleyim..sende bana.. Dünyanın dışına atılmış bir adımdın senÖmrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu .. Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil şiir dostum çok ama çok sevdiğim bir şiirdir bu.. herzamanki gibi on ikiden vurdun.. Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 şiirleri kişiye göre seçmek zor olsada insanları az çok seçtiği, sevdiği şiirlerle tanımakta kolaylaşıyor sevgili diloş Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 valla sürekli defterlerinize birşeyler yazmak isterim emme çok meşgül bir insanım bunlar sana efenim bu ne güzel bir sürpriz.. öncelikle ziyaretiniz beni çok ama çok mutlu etti bunu söylemek isterim..zat-ı alinizi öncelikle şu şirin suretinizden görüp zati çoook evvellerden kanımın kaynamış olup,sonraları yazılarınızdan ne kadder nükteli bi insan olduğunuzu anlıyalı beride daha yakiin bir ahbaplık kurmak istediğimi de sözlerime eklemek isterim.. umarım yoğun meşguliyetleriniz arasında bu ziyaretlerinizi sıklaştırmanız mümkün olur..ve bu beni çok sevindirir.. çiçekler de sizin kadar renkli çok teşekkür ederim.. Alıntı
Φ AÇA Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 allahım bu nasıl bi hitap şeklidir,bu nedir yarabbim bu nedir inşallah şekerim çok teşekkür ederim güzel hislerinis için naçizane benimde buna benzer duygularım uyandı size karşı Allahım noluyo bana Alıntı
Φ AÇA Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 allahım bu nasıl bi hitap şeklidir,bu nedir yarabbim bu nedir inşallah şekerim çok teşekkür ederim güzel hislerinis için naçizane benimde buna benzer duygularım uyandı size karşı Allahım noluyo bana Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 korkmayınız lutfen..her gençkızın başına gelebilir bu tür şeyler.. derin derin soluk alıp veriniz..bakınız bende öyle yapıyorum şinci..hadi beraber nefes alıp verelim.. evet yan etkilerim bunlar..geçicektir birazdan..her bünyede farklı oluyo tabii...geçenlerde biri kurdeşen dökmüştü misal.. ama geçiyo zamanla..endişe etmeyiniz..ısrarla üstüne giniz.. ay çatlıyciiiimmmm.. Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 evet bir yan etkisi de çatlamak Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 sende ilk olarak böyle bir şey mi zuhur etmişti Leylam.. Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 yok Diloşum..bende ilk zuhur edenler bambaşka.. çatlama hadisesi bugünkü bazı iletileri okurken zuhur etti ayrıca yediklerimle hiçç ilgisi yok çok da iyi geldi inan Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 çekirdek babanın hali... Dertliyim..! Ne kadar zor benim için.. Bileniniz yok, Yaşayanınız yok.. Ama Bilmeyin.. Ama yaşamayın.. Ama yargılamayın da... Acımı paylaşın demiyorum, O kadar acı ki,acıyın istemiyorum... Öyle gözükmüyor değil mi? Haklısınız.. Bilemezsiniz kabuğumun altındakini Ama kabuğumu soymaya kalkmayın,ürkerim... Dertliyim.. Siz yaşamanıza bakın... Burak Kadir Demir Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 vah çekirdek bubam vahhh... sen bu hallere düşecek adammıydın..? bi perişanlık türküsü dudaklarında.. kıyamam ben sana.. geçicek herşey unutma..an gelir,tükkan da kurtulur..sen de kurtulursun..buna portföylerde dahil... umudunu yitirme sakın.. Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı Üşür müydük nar çiçekleri ürpeririken Gidersen kim sular fesleğenleri Kuşlar nereye sığınır akşam olunca Sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu Sustuğun yerde birşeyler kırılıyor Bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun Adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına Öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor Bir de seni ekliyorum susuşlarıma Selamsız saygısız yürüyelim sokakları Belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar Geriye mapushaneler kalır, paslı soğuklar Adını bilmediğimiz doslar kalır yalnız Yüreğimize alırız onları, ısıtırız Gardiyan olamayız kendi ömrümüze her akşam Gidersen kar yağar avuçlarıma Bir ceylan sessizliği olur burada aşklar Fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında Durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler Ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde Menekşeler nergisler yerine kuş ölüleri Bir su sesi bir fesleğen kokusu şimdi uzak Yangınları anımsatıyor genç ölülere artık Bulvar kahvelerinde arabesk bir duman Sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere Bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun İsyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim Sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın Devriyeler basıyor karartılmış evleri yine Gidersen yıkılır bu kent kuşlar da ölür Bir tufan olurum sustuğun her yerde . Ahmet Telli canem bidenem..nasılsın Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 yazmışsın.. canem benem.. çok severim hemde bu şiiri gönlü bol güzel yürekli ayrık otum.. Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 yazmışsın.. canem benem.. çok severim hemde bu şiiri gönlü bol güzel yürekli ayrık otum.. Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 çok severim bu şarkıyı.... gelmişken defterine bırakayım dedimmmm canımcım SENSİZ OLMAZ Bu sabah yalniz uyandim, sensiz olmaz sensiz olmaz Tanidik kokular yok, sensiz olmaz Kahvaltim anlamsizdi sensiz, olmaz sensiz olmaz Ilk sigaram bile tatsizdi, sensiz olmaz Anlasilan alismisim, sensiz olmaz sensiz olmaz Bir verdiysem iki almisim, sensiz olmaz Ask bir dengesizlik isi, sensiz olmaz sensiz olmaz Dengeye dönüsendir sevgi, sensiz olmaz Yine kendi kendime sormadan duramadim Niye seni böyle istiyorum diye bulamadim Yalnizlik zor sokaklar çikmaz, sensiz olmaz sensiz olmaz Hep tekdüze hersey dümdüz, sensiz olmaz Anlamak çözmeye yetmez, sensiz olmaz sensiz olmaz Biraz telasli huzursuz, sensiz olmaz Yine kendi kendime sormadan duramadim Niye seni böyle istiyorum diye bulamadim Gece gelmis yatagim bos, sensiz olmaz sensiz olmaz Sen uzaktasin ben uzanmis, sensiz olmaz Anlamak çözmeye yetmez, sensiz olmaz sensiz olmaz Zaman geçmez sabah gelmez, sensiz olmaz Yine kendi kendime sormadan duramadim Niye seni böyle istiyorum diye bulamadim Sensiz olmaz sensiz olmaz Sensiz olmaz sensiz olmaz Niye niye niye niye ? Sensiz olmaz Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 canım benim, anı defterimde sana bahsettiğim karikatürü aradım bulamadım, buraya senin için eklemek isterdim ama yine ona benzeyen ve benim çok sevdiğim başka karikatürlerden seçmeler yaptım senin için, eminim ekleyeceğim karikatürleri görmüşsündür ama olsun, en azından burada elinin altında dururlar dedim, paylaşmak istedim Kader dedikleri sanırım bize doğarken çizilen sınırlardır, hangi alanlarda dolaşacağımız daha en başından bellidir. Kaderimizin ne olduğunu çocukken anlamayız, bunu anlamak ancak büyüyünce olur. Çocukluğumuza olan düşkünlüğümüz belki de bu belirsizlikten, bu bilgisizliktendir. Çok sıkıldığımızda, hayat bizi sıkıştırdığında çocuklaşmamız, belki de bu belirsizliğe sığınmak istememizdendir. Kaderin sınırlarını bilmediğimiz zamanları özlememizdendir... (Bu sözleri, senin için Ahmet Altan'ın bir yazısından toparladım, tamamını okumak istersen Ahmet Altan-Çocukluk ve Kader buraya bakabilirsin tatlım...) Kendinizden başka hiç kimse size barışı getiremez. (Emerson) Aydınlanma ama nasıl aydınlanma? Okuyarak mı yoksa yakarak mı? bu çok güzel ama değil mi? Umut tükenmez ama tüketir hoşçakal canım benim Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2007 Ayyy çok sevdim bu şarkıyı bennnn Sanırsam tatile gidesim geldiiiii Şen Şarkı Of oof, of oof Of oof, of oof Aşkım günaydın de yeni güne Yay gibi gerginsin çözül biraz Bitmez dünyanın derdi ertele Kurulmanın hiç bir faydası yok, relax Bırak güneş ısıtsın içini Bak baharlar açmış beyaz beyaz Öyle olmasa da sen öyle farzet Bakarsın umduğundan iyi geçer yaz Of oof, of oof Of oof, of oof Sıkıldım sıkıldım uçmak istiyorum Yalınayak yere basmak istiyorum Ne eksiğimiz var çiçekten böcekten Tabiat misali coşmak istiyorum Sıkıldım sıkıldım kaçmak istiyorum Yalınayak yere basmak istiyorum Ne eksiğimiz var çiçekten böcekten Ben de onlar gibi coşmak istiyorum Aşkım herşeyi yokuşa sürme Olursa olur olmazsa olmaz bu şans Herkesin durduğu yer dünyanın merkezi Empati sempati yani tolerans Bırak güneş ısıtsın içini Bak baharlar açmış beyaz beyaz Öyle olmasa da sen öyle farzet Bakarsın umduğundan iyi geçer yaz Of oof, of oof Of oof, of oof Sıkıldım sıkıldım uçmak istiyorum Yalınayak yere basmak istiyorum Ne eksiğimiz var çiçekten böcekten Tabiat misali coşmak istiyorum Sıkıldım sıkıldım kaçmak istiyorum Yalınayak yere basmak istiyorum Ne eksiğimiz var çiçekten böcekten Ben de onlar gibi coşmak istiyorum Sıkıldım sıkıldım uçmak istiyorum Yalınayak yere basmak istiyorum Ne eksiğimiz var çiçekten böcekten Tabiat misali coşmak istiyorum Söz/Müzik: Sezen Aksu Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2007 Gloriacım karikatürler çok güzel canım.. özellikle; Kader dedikleri sanırım bize doğarken çizilen sınırlardır, hangi alanlarda dolaşacağımız daha en başından bellidir. Kaderimizin ne olduğunu çocukken anlamayız, bunu anlamak ancak büyüyünce olur. Çocukluğumuza olan düşkünlüğümüz belki de bu belirsizlikten, bu bilgisizliktendir. Çok sıkıldığımızda, hayat bizi sıkıştırdığında çocuklaşmamız, belki de bu belirsizliğe sığınmak istememizdendir. Kaderin sınırlarını bilmediğimiz zamanları özlememizdendir... Ahmet Altan'dan yaptığın bu alıntı hele..ne kadar yerinde bir tespit öyle değilmi arkadaşım..yazını devamını okuycam ilk fırsatta..tam bana göre bir alıntı..nasılda bildin..? Her karikatür ve altına yaptığın yorumlar harika.. canım arkadaşım çok teşekkür ederim.. Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2007 Bonibon şekerim.. Geldiğin nasıl belli oluyor..rengarenk olmuş her yer.. şarkılar..şiirler.. tatlım benim.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.