Φ sardunyam Gönderi tarihi: 21 Kasım , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 21 Kasım , 2007 döndün..kopkoyu bir gecenin sabaha dönmesi gibi.. içini buran mengeneden kurtulmak gibi.. çocukluğumuzun ilkyazları gibi.. imkansızlıklar üstüne yazmak istemiyorum artık.. kelimelerimiz ona hizmet etmemeli.. kelimeler.. onardı mı yüreğimizi..? kapandı mı gelmiş geçmiş tüm yaralar.. bir mısra..bin şiir.. okundukça şaha kalkması içimizin.. değiştirdimi gerçeği..? böyle düşününce insan sonsuza dek susmak istiyor.. anlamak seni.. bi parça kendimi anlamak gibi.. bazen sende kendinin uzağına düşermisin..? ama şimdi gülümsüyorum.. eğer hava varsa.. ışık varsa.. sen varsan Sarmaşığım.. sen varsan.. zamanla değişiyor hayatın gerçeği.. insanın bazen gitmesi gerekiyorsa da bazen dönmesi gerekiyor... kelimeler, onarırken bir başka yara açar ama ona tutuklu olduğunda açılan her yara bir başka kelime ile kapanıyor o zaman... benim döneceğim yerde senin gibi bir dostum varsa, ve onun kelimeleri çok değerliyse, susmak istemiyorum o zaman... kendimize en uzak, yüreğimizi verdiklerimize en yakın olduk hep... bize verdikleri kalp, kırk yamalandı, artık dikiş tutmasada bi tarafı, bazılarının yeri hiç sarsılmıyor... bende ki yerin gibi... sen varsın, bahar gelecek... sen varsın, güneş yine doğacak... sen varsın, yarın başka bir gün olacak... iğdem, gerçeğin kurallarını biz belirliyoruz... gerçek dediğin ne ki? kimin gerçeği? dil susar, yürek konuşur, yürek konuştukça bülbülle yarışır... Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 21 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 21 Kasım , 2007 ahucum ikimizinde ihtiyacı var bi kutu ben içtim bitanede sana vereyim buda günün anlam ve önemini anlatan şiir... Grip Yine şıp şıp damlıyor, contası bozuk musluk gibi burnumun çeşmesi. Baş ağrısı, kırgınlık kalmıyor insanın zerre kadar neşesi. Şifa beklerken nane ile limondan; Adaçayı, ıhlamur, papatya, kimyondan, Karıştırıp içerken otları bir yandan, Ümidini kesiyorsun bedendeki candan. Çekilmiyor hiç nezle ile gribin kahrı, Taş gibi oluyor insanın bağrı, Kimi yedi gün der, kimi bir hafta, Doktorların dediği kalıyor lafta. İyileşmek virüsünün insafında, gücünde, İyileşmek insanın bedeninin direncinde. İbrahim Bayraktar Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 22 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 22 Kasım , 2007 insanın bazen gitmesi gerekiyorsa da bazen dönmesi gerekiyor...kelimeler, onarırken bir başka yara açar ama ona tutuklu olduğunda açılan her yara bir başka kelime ile kapanıyor o zaman... benim döneceğim yerde senin gibi bir dostum varsa, ve onun kelimeleri çok değerliyse, susmak istemiyorum o zaman... kendimize en uzak, yüreğimizi verdiklerimize en yakın olduk hep... bize verdikleri kalp, kırk yamalandı, artık dikiş tutmasada bi tarafı, bazılarının yeri hiç sarsılmıyor... bende ki yerin gibi... sen varsın, bahar gelecek... sen varsın, güneş yine doğacak... sen varsın, yarın başka bir gün olacak... iğdem, gerçeğin kurallarını biz belirliyoruz... gerçek dediğin ne ki? kimin gerçeği? dil susar, yürek konuşur, yürek konuştukça bülbülle yarışır... "dil susar..yürek konuşur.." ahucum ikimizinde ihtiyacı var bi kutu ben içtim bitanede sana vereyim buda günün anlam ve önemini anlatan şiir... Grip Yine şıp şıp damlıyor, contası bozuk musluk gibi burnumun çeşmesi. Baş ağrısı, kırgınlık kalmıyor insanın zerre kadar neşesi. Şifa beklerken nane ile limondan; Adaçayı, ıhlamur, papatya, kimyondan, Karıştırıp içerken otları bir yandan, Ümidini kesiyorsun bedendeki candan. Çekilmiyor hiç nezle ile gribin kahrı, Taş gibi oluyor insanın bağrı, Kimi yedi gün der, kimi bir hafta, Doktorların dediği kalıyor lafta. İyileşmek virüsünün insafında, gücünde, İyileşmek insanın bedeninin direncinde. İbrahim Bayraktar canım uşağum..İbrahim Bayraktar bu şiiri gripken yazmış belli.. öte yandan ilaç için çok çok teşekkür ederim..iyi geliyor ama bu ilaç yasaklanmış duyduğuma göre..yoksa Ahucuunu ufak ufak göndermek mi niyetin..? Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 22 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 22 Kasım , 2007 yasaklanmışmı ben bi kutu bitirdim ahucum hakkınızı helal edin... Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2007 yasaklanmışmı ben bi kutu bitirdim ahucum hakkınızı helal edin... yook yoook..kıyamam ben sana.. ölmiyceksin merak etme..hiç değilse bu sebepten.. dün sordum soruşturdum..bu ilacın toz halini artık reçeteye yazmıyorlarmış..pahalıya geliyormuş çünkü..ama tablet hali halen piyasada..içinde parasetamol benzeri şeyler var..tehlikeli bir içerik yok yani..merak etme uşağum.. Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2007 ben yaşayan bi ölüyüm zaten ahucum... Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2007 oyyyy..deme böyle şeyler.. bak önümüz bahar ağaçlar yeşillenecek yine erikler çıkacak ha.. Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2007 ah kıyamammmmm hasta mı oldun sen balımmm benimmmm hiç haberde vermedin ki gelip çorbacık yapardım sana neyse ben yinede gelirken getirdim ... tavuk suyuna sıcacık çorba içini ısıtsın balım. geçmiş olsun. öptümmmmm Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2007 mutlaka okumuşsundur ama..bu beni çok etkiledi I ..üstat, beni müsait bir şiirde indir... bugün bir şiir bile uğramadı yanıma sana uğradı mı bilmiyorum pencere kenarında yağmuru seyrettik yalnızlığımla, balkona astığımız düşlerimizi içeri aldıktan sonra kimsenin öğretmediği bir şeyi öğretmeni dilerdim../..ayrılırken ama sen herkesin öğrettiğini yineledin şimdi aşk../..inançlarını yitiren bir ayyaştır köprü altlarımda deniz kabuklarından bir mumluk yapmıştım sana, vermeye zamanım olmadı şimdilerde içinde yakıyorum, sesini duyuramayan kelimelerimin yorgunluğunu biliyor musun../..bilmem sen cümlelerimin 1. Kordonuydun II ..susmaya gidiyorum.../..birazdan dönerim.. acil servis gibi yetiştim bütün kanamalı sevdalarıma yanlarına gittiğimde, odaları boştu../..çarşafları temiz bir küçük not bile yoktu../..”kurtardığınız için teşekkür ederiz” bu yüzden emekliliğimi istedim yorgun aşkların baş hekiminden tazminatım suskunluk beni ait olmadığım şehirlerde aramayın, adresimin caddesi../..burukluk III ..teri soğumamış bir ayrılıkla içilen özlem, ateş yapar.. dün gibi hatırlıyorum ayrıldığımız günü 24 ocak../..kış../..kıyamet../..felaket sanki herkes beni görmek için toplanmıştı şehir meydanında parmaklarıyla gösteriyorlardı../..“işte bu kadın terk edildi” naralarıyla bu günlerde../.dalgasını geçebiliyorum vedaların o günlerde../..serum kokularına bulaşmıştı bütün kılcal damarlarım gerçekte kim olduğunu çok düşündüm, özleminin yer yer sağanak yağışlı olduğu zamanlarda galiba artık biliyorum sen../..büyümeye zamanı olmayan çocukların, dar zamanlarda attığı içten bir kahkahasın beni beklemeye gidiyordun.../..galiba yolu şaşırdın IV ...bu şiire girmek hüzünlü ve yaşlıdır.. biraz önce gözlerimden düştün seni ıslattığım için üzgünüm yanaklarımda kurumanı istemezdim, dudaklarıma almışken ıslaklığını sen../..gözlerim../..ve katre sana yaşatmak istediğim çok şey vardı, aşk’da kısa çubuğu ben çektim... V ...kırgınlıklarımı kaybettim, hükümsüzdür... sabaha karşı gittiğin için bağışladım seni sen de kendini bağışladın mı../.. bilmiyorum zor oldu indirmek resimlerini duvarlardan ki.../..tozlanma diye albümlerde yaşatmadım seni seni../..bir “anı” olsun diye sevmedim ...ve hiç aldatmadım../..kirpiklerimle bile çok önceleri sorduğum bir soruydu, “şiir bir aşk’ı kurtarabilir mi?” diye yirmi dokuzuma iki adım varken gülümsüyorum da, şiir bir aşk’ın ancak bekçisi olabilir VI ...bu şiirde U dönüşü yapılmaz... illegaldir bütün terk edişler, ölümlerde dahil... VII ...kızım bahara aldanma, üstüne yine de bir şiir al sen.. mayıs’ın çocuklarıyız ikimizde belki de bu yüzden acele ettik ayrılmak için, tenlerimizin ateşi bizi kavurmasın diye.. biliyorsun../..çok erken aldım hediyemi senden seninkini vermek içinse çok geç doğum günün kutlu olsun../..unutmadı giritlalesi mumlarını söndürdüm../..yüzümde gönderdiğim dileklerin gölgesi VII ...aşk dersem çık, ayrılık dersem çıkma.. dedim../..çıkmadın aşk bitti... Alıntı
Φ zeyynepp Gönderi tarihi: 25 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 25 Kasım , 2007 BAŞKA TÜRLÜ BİR ŞEY başka türlü bir şey benim istediğim ne ağaca benzer, ne de buluta burası gibi değil gideceğim memleket denizi ayrı deniz, havası ayrı hava.. bir başka yolculuk dalından düşmek yere yaşadığından uzun bir tatlı yolculuk dalından inmek yere ağacın yüksekliğince dalın yüksekliğince rüzgarda ve bir yeni ömür vardığın çimen yeşilliğince nerde gördüklerim nerde o beklediğim rengi başka tadı başka.. CAN YÜCEL geçmiş olsunn canımmm Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 @....Saat gecenin üçü Saat gecenin üçü ey gün vuslatı doğur Hava soğuk buz gibi nefesi kırıyorum Al beni deli rüzgar hasretlerim de yoğur Zaman mızrak misali geceyi vuruyorum Sükût''u parçalıyor gece bezgin kendinden Ruhumu zerre zerre söküp aldım bendimden Saklarken gözlerimi hücum eden derdimden Ölümsüz bir sevdanın sırrına varıyorum Huzur''u arıyorum gece lâl gece yorgun Serâb-ı can ağlıyor ümit ati''ye vurgun Kalp ritmini şaşırmış nabız damar''a dargın Beynime kurşun gibi sorular soruyorum Saat gecenin üçü zaman yerinde ağır Ey hasretim ey vefâ''m bağır gönlünce bağır Çârelerin çâresiz kahır cürmünce sağır Köhne beden yıkılsın gölgesiz duruyorum Varsın nâr-ı gül''ümüz açmasın bağımızda Esâme''miz kalmasın ızdırâb dağımızda Ne ölüm bir kurtuluş ne medet sağımızda Dipsiz uçurumlarda ruhumu görüyorum An be an çıldırıyor gönlümde ateş firâk Kurumuş can bağımız bir damla susuz,çorak Ne vuslata ümit var ne gülmeye bir merak Kaynar kazan içinde çilemi karıyorum Saat gecenin üç''ü ölümüne sessizlik Açılmış yaralarım mihenginde sensizlik Karşımda göz kırpıyor bana bakıp sonsuzluk Haydi gel diyor sanki aklımı sürüyorum Varsın olmasın ne gâm ardımızdan bir soran Rev''âdır gönlümüze tayfun fırtına boran Ölümden de beterdir ahd''inden geri duran Ömrümü nefes nefes vurguna veriyorum Ey hercai menekşe ne aradın ne sordun Ne sarp kayalar gibi sevdana mühür vurdun Makberî''nin gönlüne eyvahları doldurdun Kan kızılı gözlerle meçhûl''e yürüyorum Makberî - Ahmet Akkoyun...... Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 ah kıyamammmmm hasta mı oldun sen balımmm benimmmm hiç haberde vermedin ki gelip çorbacık yapardım sana neyse ben yinede gelirken getirdim ... tavuk suyuna sıcacık çorba içini ısıtsın balım. geçmiş olsun. öptümmmmm Bitencik Lolipopum..nasılda iyi geldi bu çorba.. ellerine sağlık canikom..vefalım,güzel kalplim benim.. mutlaka okumuşsundur ama..bu beni çok etkiledi I ..üstat, beni müsait bir şiirde indir... bugün bir şiir bile uğramadı yanıma sana uğradı mı bilmiyorum pencere kenarında yağmuru seyrettik yalnızlığımla, balkona astığımız düşlerimizi içeri aldıktan sonra ... ...aşk dersem çık, ayrılık dersem çıkma.. dedim../..çıkmadın aşk bitti... Leylam en sevdiğim şiirlerinden biri Pelin Onay'ın..defterime eklemenden dolayı çok mutlu oldum sağol canım.. Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 BAŞKA TÜRLÜ BİR ŞEY başka türlü bir şey benim istediğim ne ağaca benzer, ne de buluta burası gibi değil gideceğim memleket denizi ayrı deniz, havası ayrı hava.. bir başka yolculuk dalından düşmek yere yaşadığından uzun bir tatlı yolculuk dalından inmek yere ağacın yüksekliğince dalın yüksekliğince rüzgarda ve bir yeni ömür vardığın çimen yeşilliğince nerde gördüklerim nerde o beklediğim rengi başka tadı başka.. CAN YÜCEL geçmiş olsunn canımmm Sağol Zeynebim.. ne tatlı.. ne şeker şeysin sen.. a pardon sen benim artık Şirinem'din.. @....Saat gecenin üçü Saat gecenin üçü ey gün vuslatı doğur Hava soğuk buz gibi nefesi kırıyorum Al beni deli rüzgar hasretlerim de yoğur Zaman mızrak misali geceyi vuruyorum Sükût''u parçalıyor gece bezgin kendinden Ruhumu zerre zerre söküp aldım bendimden Saklarken gözlerimi hücum eden derdimden Ölümsüz bir sevdanın sırrına varıyorum Huzur''u arıyorum gece lâl gece yorgun Serâb-ı can ağlıyor ümit ati''ye vurgun Kalp ritmini şaşırmış nabız damar''a dargın Beynime kurşun gibi sorular soruyorum Saat gecenin üçü zaman yerinde ağır Ey hasretim ey vefâ''m bağır gönlünce bağır Çârelerin çâresiz kahır cürmünce sağır Köhne beden yıkılsın gölgesiz duruyorum Varsın nâr-ı gül''ümüz açmasın bağımızda Esâme''miz kalmasın ızdırâb dağımızda Ne ölüm bir kurtuluş ne medet sağımızda Dipsiz uçurumlarda ruhumu görüyorum An be an çıldırıyor gönlümde ateş firâk Kurumuş can bağımız bir damla susuz,çorak Ne vuslata ümit var ne gülmeye bir merak Kaynar kazan içinde çilemi karıyorum Saat gecenin üç''ü ölümüne sessizlik Açılmış yaralarım mihenginde sensizlik Karşımda göz kırpıyor bana bakıp sonsuzluk Haydi gel diyor sanki aklımı sürüyorum Varsın olmasın ne gâm ardımızdan bir soran Rev''âdır gönlümüze tayfun fırtına boran Ölümden de beterdir ahd''inden geri duran Ömrümü nefes nefes vurguna veriyorum Ey hercai menekşe ne aradın ne sordun Ne sarp kayalar gibi sevdana mühür vurdun Makberî''nin gönlüne eyvahları doldurdun Kan kızılı gözlerle meçhûl''e yürüyorum Makberî - Ahmet Akkoyun...... Saat gecenin üçü..en zor zamanlarıdır gecenin..sanki herşey o saatte daha bir koyulaşır..farkettinmi sende..? Şair güzel yazmış..güzel.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 bu şiir defalarca okuyacağım türden bi şiir, şair kimbilir nasıl bir tünelden geçiyordu Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2007 Bak sana kimi getirdim... Beni hala eğlendiriyor zaten o kadar kendime benzetiyorum ki... Hele çocukluğuma ne çok benziyor... Sana çocukluğumu/nu getirdim... Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2007 Ne iyi ettin sarmaşığım..çocukluğum..çocukluğumuz.. şimdi bir sürprizde benden sana..sayfanda.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2007 çocukluğum kırmızı bir pançom vardı önünde iki tane balık nakışı olan... ne zaman çocukluğuma gitsem onu hatırlarım... papatyalardan nasıl tac yaptığımızı, kanadı kırık kuşları bulup onları nasıl beslediğimizi, kar yaparken dışarı çıkıp ağzımızı açıp kar tanesi yakalayışımızı bahçemizde büyüttüğümüz yeşil başlı ördeğimizi uç uç böceğine söylediğimiz tekerlemeyi... "uç uç böceğim annen sana terlik pabuc alacak" dedemin masallarını babannemin tarhanasını kardeşimin ağlamasını annemin yorgunluğunu babamın getirdiği çikolataları bayramda yapılan baklavaları sahurda hazırlanan güzel sofraları gülüşmelerimizi... korkularımızı... ne çok şey var çocukluğuma dair... ve hepsi şimdi çok uzaklarda... Alıntı
Φ kız kurusu Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2007 O halde Kız Kurum..her tür risk ve yan etkisini göze alarak sarılmamızı öneriyorum.. bu arada şööle bi sorun var geliş-gidişlerimiz çakışmıyor..bu sebeple belli gün ve saatlerde anı defterlerinin köşesinde ya da forum oyunlarının kapısının önünde buluşalım ne dersin..? beni tanıman açısından bir ipucu; elimde renk renk balonlar olacak.. evet baktım baktım elinde balon olan kimse yoktu.. bende burdayım..mademki elindeki balonlar işe yaramadı bunları kullan ve o hergün seyrettiğin denizi takip et..yol bana çıkar Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2007 evet baktım baktım elinde balon olan kimse yoktu.. bende burdayım..mademki elindeki balonlar işe yaramadı bunları kullan ve o hergün seyrettiğin denizi takip et..yol bana çıkar Nasıl göremedin beni..elinde balonla gezen benden başkası yok ki bu alemde.. herneyse senin bana gönderdiğin şu zeplinlerden birine bindiğim vakit tanıyacağından eminmisin..? şöyle yapalım..hangi zeplinden gül yaprakları dökülüyorsa bil ki o benim zeplinimdir.. denizden doğru hangi istikamettesin kuzum..? oraya bakıyım bari.. bu sana.. Alıntı
Misafir taurusmutis Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2007 ''Hatıra yazmak, ölümün elinden bir şey kurtarmaktır'' demiş Andre Gide..Sayende,bu forumda ölümün elinden çok şey kopardım sevgili Diloş.Tıpkı onun benim elimden çok şey kopardığı gibi..Teşekkür ederim.. Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2007 ''Hatıra yazmak, ölümün elinden bir şey kurtarmaktır'' demiş Andre Gide..Sayende,bu forumda ölümün elinden çok şey kopardım sevgili Diloş.Tıpkı onun benim elimden çok şey kopardığı gibi..Teşekkür ederim.. Ne de güzel demiş Andre..o halde beraberce kopardık Sevgili Taurusmutis..benim içinde çok keyifliydi.. Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 4 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 4 Aralık , 2007 ahucum naber ya... çok zamandır sana şiir hedaye etmemiştim büyük üstad'ın güzel bi şiirini hedaye ediyom... Aynaların ötesi Her ne kusur varsa geçen zamanda; Suçsuzdur aynalar, ela gözlü yar Mecnunlar Mevla'yı bulursa canda, El olur Leylalar ela gözlü yar Güzel açar güzelliğin sergisin Gün ağartır kara saçın örgüsün... Muhabbet faslında ölüm türküsün Kim söyler, kim çalar ela gözlü yar Estikçe iş çıkar işin içinde; Gençliğin hasret yer sevda göçünde Bilmez misin, dört mevsimin üçünde Kar olur yaylalar, ela gözlü yar Alı al, yeşili yeşilde ara; Ahirete gider kalbdeki yara... Ne yapsan bir daha çıkmaz dallara, Dökülen ayvalar ela gözlü yar Vakit dolar, nakit biter kasanda... Sevda bir kitaptır gönül masanda; Okusan da olur, okumasan da... Kapanır sayfalar ela gözlü yar Abdurrahim Karakoç Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 5 Aralık , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 5 Aralık , 2007 Bu gece Cemal Safi'ye takıldım bidenem bu senin için Ağlarsın Kırdığın kadehte kalan ömrümden, Ağlarsın içtiğin yılları bilsen. Hicrinle sararıp solan ömrümden, Ağlarsın biçtiğin dalları bilsen. Sefiller gücünü bende sınadı, Kimi kaçık dedi, kimi bunadı; Berdûş eleştirdi, sarhoş kınadı, Ağlarsın düştüğüm dilleri bilsen. Ar ettim sakladım uğraşlarımı, Haberdâr etmedim sırdaşlarımı. Gizlemek isterken gözyaşlarımı, Ağlarsın seçtiğim yolları bilsen. Felsefe böyledir dîvânelerde, Teselli aranır bahanelerde, Bir kadeh mey için meyhânelerde, Ağlarsın döktüğüm dilleri bilsen. Ateşe su dedim göz göre göre, Aklım zavallıydı duyguma göre, Bahtına şükretti Mecnûn bin kere, Ağlarsın düştüğüm çölleri bilsen. Cemal Safi Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2007 Uşağum yine harika bir şiirle defterimi süslemişsin.. Sarmaşığım Cemal Safi'den benim için seçtiğin dizelere çok çok teşekkür ederim.. Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2007 Diloşum; Sana şu aşağıda ki halıyla,çiçekleri göndermeyi bir borç bilirim,güle güle kullan hayatım Merak ettim de keçiyle tavuğun son durumu nedir Haşlama mı yaptın,yoksa fırında mı Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.