Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
sadeyes.jpg

 

Bu şehrin gözlerinden akıyorum geceleri

ve biraz daha büyüyorum her gece

Sana benziyorum

Gitgide

Azalan yağmurları seviyorum;

üşümüş kediler için.

Perdeleri çekilmiş evleri

sırları karanlıksa

sana benzetiyorum.

 

Sokak lambalarında sinekler uçuşuyor

Sen yıldızlar diyorsun ya/sayılmaz

Ben diyorum günlerin sensizleri

 

Hesap yoksunu bir aşkı özgür bırak ey kalbim!

Düşürme dilinden nedenlerini

"git dedin; gitti"

 

Nasıl bir gitmek ki bu

Kendisinden başka hiçbirşeye benzemedi

Her sokak başı soluğum biraz

ve biraz yorgunluğum

Geceleri sayıyorum

Sinekleri

Saatleri

Islanmış bir kedi gibi,

üşüterek yüreğimi

Şimdi anlıyorum ki

Karışamadığım sesleri

Bir ayrılıkta

Susmuşum

 

Yıldızlar mı

Gözlerin mi

Bu şehirde alıkonmuş sözler mi?

İçinde sen yoksun diye mi?

Beklemenin bahanesi sesine dolan bir şiirdi

Açtığımda gözlerimi "ışığı kapatma!" yalnızlık

Hayır...

Hayır, bu kırgınlıkta

Gelmemelisin

 

Uyku yok düşlerime

Seni konuşuyorum geceyle

Ne olur kimseye benzeme

Biliyorumki sende

Uykusuz şehrin koynunda yatacaksın

 

Şimdi hiç bir şey olmamış gibi

Üç satırda sabahlarım doğarken

Güne haykırıyorum

onu çok özlüyorum

onu çok arıyorum

onu çok seviyorum

 

Bu şehrin gözlerinden akıyorum geceleri

ve yağmurlar azaldığında belki...

Bana neyi ödetiyorsan şimdi;

Bana hiç benzemeyen bir kadın olsun(alıntı)

  • Cevaplar 1,8b
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

BULUŞMAK ÜZERE

 

Diyelim yağmura tutuldun bir gün

Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek

Öbür yanda güneş kendi keyfinde

Ne de olsa yaz yağmuru

Pırıl pırıl düşüyor damlalar

Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın

Dar attın kendini karşı evin sundurmasına

İşte o evin kapısında bulacaksın beni

 

Diyelim için çekti bir sabah vakti

Erkenceden denize gireyim dedin

Kulaç attıkça sen

Patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan

Ege denizi bu efendi deniz

Seslenmiyor

Derken bi de dibe dalayım diyorsun

İçine doğdu belki de

İşte çil çil koşuşan balıklar

Lapinalar gümüşler var ya

Eylim eylim salınan yosunlar

Onların arasında bulacaksın beni

 

Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya

Çakmak çakmak gözleri

Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı

Herkes orda sen de ordasın

Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından

Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim

Özgürlüğe mutluluğa doğru

Her işin başında sevgi diyor

Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili

Bi de başını çeviriyorsun ki

Yanında ben varım

 

Can YÜCEL

 

bugün can yücel üstadımızdan takılıyım dedim ahucum... :)

Gönderi tarihi:

hangi gülün dikenine dokunmuşum

ne kekliğin kınasına dokunmuşum

ne ellerin sevdasına...

karartma gecemi

şavkın vursun yine

yapma gülüm etme gülüm gitme...

 

Edip Akbayram dinliyorum şuan İğdem :wub:

Gönderi tarihi:

diloşum....

 

İnsanlara değil sevgiye inandım...

Paylaşımların resmine hayat dedim kime ne?

Zemheri bakışlardan ötede,

Her şey bir parça daha ısınmak içindir.

Bir parça daha üzüm gözlerinden

Siyah lüle saçlarına uzanmak...

Dostum,

İki gözüm,gözyaşım benim...

Dağlar yine karlı

Ufaltmadım sevdanı...

Tut elimden gidelim kime ne ???

Gönderi tarihi:

Bir Güzel Uzun Şiir

 

 

Beni sen akşamcı ettin

Hayal sevgilim

Elde kadeh

Dilde sen

Her akşam bu sofrada bir rüzgardır esen

 

Yıldızlara isimler verdim kendimce

Biri hayal

Biri gurbet

Biri hasret

Biri hep o güzel memlekettir memleket

Sokaklarında büyüdüğüm seninle

Buluştuğum gözlerinle

O güzel memleket bir yıldıza adını verdi

Akşamları göğe kaldır başını seyret

Belki geçmişin ışıkları henüz sönmemiştir

Belki resimler kaybolmamıştır

Belki isimler unutulmamıştır

Belki batmayı unutmuş güneşler vardır gökte

Seyret aynaya bakmadan seyret gökyüzünü

Bir yıldız göz kırpıyorsa

Veya bir ışık kayıyorsa

Benim kadehimdir şerefine kalkan

Işıklara doğru

Sana doğru

Şiirler geliyor gökyüzünden

Bu bilinmeyen hayal meyhanesinden

 

Beni kimse görmedi

Ben kimseye el sallamadım

Seninle meşguldum

Tanıdıklar görmüşse de ben onları tanımadım

İnanır mısın senden başkasını da pek sallamadım

 

Baharlar açıyor toprakla birlikte ben de canlanıyorum

Hayallerimi uçurtma yaptım

Gökyüzünde yalpa yalpa yalpalanıyorum

Birşey göremiyorum uzaktan sana uzanamıyorum

Adını çağıracağım bir kimse de yok

Hep yalnız yürümüşüm sokaklarda demek ki

Sana bakayım derken kimse kalmamış yanımda

Bir senin adın var aklımda

Onu da söyleyemem

Onu bağıramam özgürce

Adını tutukladım beynimde salıvermek yok

Havalandırma bile yasak

Voltayı hayallerimde atacaksın

Sen kimseye görünmeyeceksin

 

Gel be dünya, evinden atma beni hayata çok alıştım

Azraile satma beni

Sana söylerim beni vermezsen ellere

İsimleri itiraf ederim

Bir konuşsam sarsılırsın

 

Beni sen akşamcı ettin hayal sevgilim

Elde kadeh

Dilde sen

Meyhane beğen meyhanelerden

Küfürlere karıştı gecenin çığlıkları

Sesim sesine ulaşmaz

Aşk buna mı derler

Kavuşulmazsa büyür

Kavuşulursa erir

 

 

Ben seni seyrederdim

Köşeden

Arkana takılırdım anlamazdın akşam üstleriydi

Bizlerle pek oynamazdın

Bir yakan toptu son oyunumuz

Ellerin ellerimi yaktı

Gözlerin gözbebeklerimi

Bisikletimde kaldı sıcaklığın

Bisikletim yok şimdi

 

Beni sen akşamcı ettin

Hayal sevgilim

Elde kadeh

Dilde sen

Bir de o zümrüt gözlerinde öpüşen

Mutlu çocuk

Nereye yolculuk bile demeden

Gittin evlendin

Seslenemedim

Seni hiç görmedim

Ben ölmedim

Sen ölmedin

Neredeydin bilemedim

Bir tebrik de edemedim

 

Şimdi eski dostlara rastlıyorum

Herbiri bir yerde

Kimi okumuş kimi zengin

Kimi mutlu

Kimi bezgin

 

Ben bir dünya tatlısı ile evliyim şimdi

Dünyaya bunca bağlanmam onun eseriydi

Şiirler yazdım ona şarkılar oldu

Bu kadeh onunla doldu

Seni inattan soruyorum herkese

Daha neler var bu şiir devam ederse

 

Bırakma hayallerimi

Hayal güzelim

Ben akşamcıyım

Sen akşamsın

Bir güzel bestede şarkısın dinlediğim

Bir özlemsin bitiremediğim

Dün gibi herşey oysa

Dün gibi ama

Zamana şehir de dayanamamış

Yıkılmış

Sokaklar süklüm püklüm

Ağaçlar büyümüş ve çürümüş

Bizse yaşamadıklarımıza inat saçlarımızda beyazlar

Sokaklarda maziyi arıyoruz

Yanılıyoruz dostum

Yanılıyoruz

Zaman geldi biz ayrılıyoruz

Ben sana alıştım hayat

Darılırım gidersen

Bir daha yüzüne bakmam

Şerefsizim yanına bile gelmem

 

Bu şiir uzayacak

Hayal güzelim

Yorulduysan git

Laf lafı

Laf mısrayı açıyor

Bende uyku yok

Zaman azaldıkça

Uykum kaçıyor

Daha uzun kalmak ayakta

Sanki daha uzun yaşamak gibi

Hiç uyumasam ömrüm iki katına çıkar mı

Aldanmak mı yoksa hayallerim

Ömür nedir

Hayat nedir hayal nedir

İşte şu oturduğum sedir nelere şahittir

Ben bilmem o da dünyada ben de

Belki o sedir daha bir kıymetlidir

Herşey izafi hayal sevgilim

Güzel

Çirkin

İyi

Kötü

Uzun

Kısa

Ve daha neler neler

Adına sıfat dediğin ya da nitelik

Asıl olan

Mutlakla birliktelik

 

Sazlıklarda bir kamış

O kamış neye yaramış

Diye sorma

Kamış kamış olmuşsa mutlaka

Birşeye yaramıştır

Hani insan insan olmuşsa da aynısıdır

Palavra gayrısıdır

Ben bıkmadım yaşamaktan

Yaratan bıktırmasın

Aşk ile yansın yüreğim

Ayakkabım sıktırmasın

 

Haşim adam bıçaklıyor mu sokaklarda

Yüksel’i dövdüler mi kapıda

Vay anam ne kıymetliymiş gözlerin sen hala kaçır onları

 

Mahallenin bebeleri birbirine girsin senin için

Elyüz kan içinde elin oğlu şenli

Bizi bize kırdırttın

Güzeller güzeli

Hayal şehrin hayal kızı

Helal olsun sana

Akan kanlar yoluna şerbettir senin

 

Beni sen akşamcı ettin hayal güzelim

Ötekiler ne oldu bilmem

Biri emekli olmuş

Öbürü elini tornaya kaptırmış

Biri de terörist dediler

En akıllısı manifaturacı, müteahhit

Kapatmış hayal şehrin arsalarını

Sonra önüne gelene satmış

 

Ben kiraladım yanındaki meyhaneyi

 

Parasız mey satarım karşılığında muhabbet

Ben sana hapsoldum müebbet

Yine de diyorum kendime be adam haline şükret

Ya idam olsaydı cezan

Af da etmezdi devlet

 

Bu şiir ah bu şiir seni bana getirsin

Ne işim varsa beni alıp bitirsin

Sesler uzakta kaldı

Yaşlar yaş olmaktan çıkmak üzere

Bu şiir seni bana getirecek mi bilemem

Ama ben kalkıp gideceğim uzaklara

Aklımı bırakıp

Aşkımı bırakıp

Bir de yakamı bıraksam

Kurtulacağım

Sana bir sepet çiçek yollayacağım

İsimsiz

Bir kucak şiir

Bitimsiz

 

Ellerimde güller açmış

Sabah çiğleri üzerinde

Fırından sıcak ekmek kokusu yayılır

Çocukluğumun üstüne

Uyanmak ne de zordur okul varsa

Sen uykularımı bölerdin

Buğdaylı rüzgar kokusuyla

Büyüdük herşeyi büyüttük

Aşkı

Hasreti

Milleti

Sen neredesin ey sevgili

 

Oğuzkan Bölükbaşı

 

ahucum yine efkar bastı cigarabe1.gif

Gönderi tarihi:

uyku ve işkence

 

ben uyurken elini alnıma koy

serin sularda ıslat elini alnıma koy

düşlerimin dehşetinden koru beni

bir karanfil inceliğinde ölsem diyorum

gölgeme şekil verip yürüsem diyorum

kuru bir ağaç oluyorum bütün gün

evime giren hırsızla ihtimal ki boğuşurum

sen koru beni korumaya gelen devletten

bütün sıhhatinle bütün güzelliğinle

bir düşün yanımda uyurken sen

bir düşün yanında uyurken ben

kokundan teninden alıyorlar beni

bir düşün her gece vuruyorlar beni

 

serin sularda ıslat elini alnıma koy

vuruyorlar kırıyorlar atıyorlar beni

tabloya yürümüş bir çiçek bir kuş

bir muz bir vazo kırılmış bir karpuz

bir renk kontrastı kadar net değil

ölü ele geçirilen bedenim

bir gazete sayfası kapanmış yüzüme

kolumdan tutup sürüklüyorlar beni

bir hışırtı duyuyorum da etim acımıyor

tamam oldu diyorum oldu sonunda

ben ne zaman tamam oldu desem

bir çift kanat kollarımın altında

bütün gün sustuklarıma dönüyorum

 

serin sularda ıslat elini alnıma koy

bütün gün sustuklarımı anla lütfen

upuzun sustuğumu sesimin kısıklığını

cümle henüz hecelerken kirleniyor

bütün gün sustuklarıma dönüyorum

canım de canım demeni seviyorum

bir annenin baktığı gibi bak bana

üstüme titre yitirme korkusuyla

al akşamdan suya koyduğun karanfili

çığlıklarımın arasına gir tut beni

geçecek de bitecek de olacak de

yoksul dağ köylerinde

bisiklet umuduyla büyüyen

bir çocuk gibi avut beni

 

nevzat çelik

Gönderi tarihi:

Benden çekiniyormuşsun

Bana göre değil hiç diyormuşsun

Çok baskın çok iddialı

Fazla popüler buluyormuşsun

 

Peki benim de bir kalbim olduğunu

Senin aşkınla dolduğunu

Göz göze gelince mahvolduğunu

Gerçekten mi görmüyorsun

 

Sabredemiyorsun

Fark edemiyorsun

Hissedemiyorsun

Garanticisin, korkuyorsun

 

Gerçeği gözden kaçıran yarim

Eğriyi doğruyu şaşıran yarim

Aşkımla ruhunu şad ederken

Sonunda sabrımı taşıran yarim

 

Seni anlamıyor değilim inan ki

Yaşamak değil esaret sanki

Hadi benim kendi seçimim sonuçta

Gülü seven dikenine dayanır yani

 

Bu durumda kalbine danışacaksın

Neye nereye kadar katlanacaksın

O kadar aşkın varsa hemen gel

Kalbimde karargâh kuracaksın

 

Görünüşüme bakıp da sen beni sakın ha

Cin fikirli sanma

Hani yağmasan da gürle benim durumum

Çalımıma aldanma

 

Okurum, yazarım, konuşurum

Kelimelerin efendisiyim ama

Aşka gelince elikolu safım

Sen şanıma inanma

 

Söz-Müzik: Sezen Aksu

 

İğdem, şu şarkının sözlerine bir bakarmısın, ben kendimi buldum eminim sende bulacaksın... :wub:

Gönderi tarihi:

uşağum efkarlısın yine belli..ama ben sana bi çıkış yolu buluciim mirak etme.. :lol:

 

radyacım teşekkür ederim canım.. :hug:

 

ve sarmaşığım..çok şirin bi şarkı bu..ozan yazmış kötü olur mu..?

Gönderi tarihi:

O durmadan kaçıyor;

 

sen ardından gitmiyorsan;

 

 

 

o günün her saatinde saklanıyor,

 

sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan;

 

 

 

o sana acıların en büyüğünü tattırıyor,

 

sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan;

 

 

 

boşuna aldatma kendini,

 

onu sevmiyorsun demektir.

 

 

 

Elindeki içki kadehinde,

 

dudağındaki sigarada ,

 

okuduğun kitapta,

 

mırıldandığın şarkıda,

 

söylediğin şiirde,

 

gördüğün rüyada

 

ve yaşaman için

 

ciğerlerine doldurduğun havada

 

o yoksa;

 

Onun vazgeçilmezliğini anlamamışsan;

 

onu sevmiyorsun demektir.

 

 

 

Renkler onunla değerlenmiyorsa,

 

örneğin onsuz kırmızı kırmızılığının,

 

mavi maviliğinin farkında değilse,

 

beyaz yalnız o giydiği zaman

 

güzelliğini haykırmıyorsa,

 

sabahları onu görünceye kadar

 

güneş doğmuyorsa

 

ve onsuz gökyüzü geceleri

 

aya, yıldızlara

 

hasret değilse

 

onu sevmiyorsun demektir.

 

 

 

Sokakta gördüğün her yüzde

 

ondan birşeyler aramıyorsan,

 

güzel bir manzara,

 

hüzünlü bir musiki onu hatırlatmıyorsa,

 

uykudan uyandığın zaman

 

yaşamakta olduğundan önce

 

onu hatırlamıyorsan,

 

omuzlarına dökülmüş saçları,

 

bir sis perdesinin ardında

 

her zaman gülen,

 

ışık saçan gözleri

 

aklına gelmiyorsa,

 

durup durup avuçlarının

 

sıcaklığını özlemiyorsan;

 

Onu sevmiyorsun demektir.

 

 

 

Dünyada yaşıyan öteki insanların

 

senin için hala bir değeri varsa,

 

ona karşı tutumunu

 

toplumun köhne ve manasız

 

kurallarına göre ayarlıyorsan

 

ve açık açık

 

sanki var olduğunu haykırırcasına

 

sevgini söylemiyorsan;

 

Onu sevmiyorsun demektir.

 

 

 

Yok o senin için

 

herşeyden değerliyse,

 

gözünü yumduğun anda

 

onu görebiliyorsan,

 

o bütün şarkılarda,

 

bütün şiirlerde,

 

bütün resimlerde ise,

 

ona muhtaç olduğunu

 

söylemekten utanmıyorsan,

 

senin içten ve büyük sevgine

 

karşılık vermiyeceğinden

 

korkmuyorsan,

 

bütün bencil duygularından

 

sıyrılabilmişsen

 

onun için herşeyi,

 

ama herşeyi yapacak gücü

 

kendinde buluyorsan,

 

her hali sana

 

ayrı ayrı güzel geliyorsa,

 

karşısında kendini

 

bir çocuk gibi hissediyorsan,

 

istediği anda onun için

 

ölebileceksen,

 

onun için yaşıyorsan

 

ve yine onun için

 

bildiğin bilmediğin

 

bütün düşmanlıklara

 

karşı koyabileceksen,

 

o her geçen dakika

 

sende biraz daha büyüyorsa

 

ve kendi kendine bile

 

çok sevdiğini bütün

 

samimiyetinle,

 

inanmışlığınla

 

itiraf edebiliyorsan,

 

bir gün o seni hiç,

 

ama hiç sevmediğini söylese bile,

 

senin sevginde azalma olmayacaksa

 

ve ölünceye kadar onu aşkların

 

en ölümsüzü ile sevebileceksen;

 

işte o zaman

 

onu seviyorsun demektir.

 

 

 

O sana sevmeyi,

 

gerçek aşkı öğretti.

 

Sen onu hep sevecek

 

ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın.

 

 

 

O, hiç sen olmasan bile,

 

seni bir parça sevmese bile...

Gönderi tarihi:

Leylam..tatlım..ne güzel bir şarkı di mi.? :wub::hug:

 

Güneş doğduğunda başka bir şehrin sabahında olacağım

Her insanın bir öyküsü vardır ya

Benimki de böyle işte...

Bu sabah pencerene bak

Bu koca şehri sana bıraktım

Başka bir şehrin sabahından başka bir dilde

"Elveda..!"

 

ve egzorsist..şiir dostum..şair nasılda tarif etmiş sevmeyi ve ne kadar haklı..

 

teşekkür ederim ikinize de.. :clover:

Gönderi tarihi:

d64958843866f198.jpg

Penceremin perdesini

Havalandıran rüzgar

Denizleri köpük köpük

Dalgalandıran rüzgar

 

Gir içeri usul usul

Beni bu dertten kurtar

 

Yabancısın buralara

Nerelerden geliyorsun

Otur dinlen başucuma

Belli ki çok yorulmuşsun

 

Bana esmeyi anlat

Bana sevmeyi anlat

Bana esmeyi anlat

Esip geçmeyi anlat

 

Anlat ki çözülsün dilim

Ben rüzgarım demeliyim

Rüzgarlığı anlat bana

Senin gibi esmeliyim

 

 

Diloşum resimlere bakarken bu resmi buldum resimde bana bu şarkıyı çağrıştırdı hemen ;)-_-:)

Gönderi tarihi:

Sormuyorum Artık

 

 

Sesim soğuk bir sis

Gittikçe grileşen dalgınlıklar oluyor

Sormuyorum bir yolculuğa kimle çıkılır

Ve kim yırtıp atabilir elindeki son dönüş biletini de

Tüm yalnızlıkları mümkün kılan birileri olmalı

Ya da kalbini kederle onaran bir göçebe

Özlemek o zaman bir çığlık olabilir belki, bir çığlık

Sormuyorum artık biliciye de, bilgine de

Aşkın darası nedir

Ve mutsuzluk mümkün müdür ki o,

Bir kırlangıç ikindisiydi belki de, gümüşte ve hüzne gizlenen

 

Ödünç sevişlerden bize kalan sonsuz grilikler oluyor yalnız

Ve bir çocuğun hüznüne kazınıyor, gülüşlerimizin paramparçalığı

Sesimin sislenmesi bundandır

 

Karşılığı yok hiçbir acının

Herşey gölgesi kadar ağır

Sormuyorum artık sormuyorum

Hergün yeniden kodlanan umutlarla kirletiliyor dünya

 

Ahmet Telli

Gönderi tarihi:

ahucuğuma... :hug:

 

Sakla Yamalarını Kalbim

 

 

 

Ne gül,

ne yarın!

 

Gül, küle karılmış günlerin tortusunda.

Yarın, vurulmuş yatıyor bugünün avlusunda.

 

Sakla yamalarını kalbim...

 

İnsanlar büyüdükçe günler kısalırlar;

günlerimiz gibi aşklarımız da

yittikleri duraklarda kalırlar.

 

Sakla yamalarını kalbim...

 

Kendini bıçak gibi ışıyan yeni güne bağışla.

Yürü, arkana bakma, ama umursa.

 

Bazen anılara en çok yakışan elbise,

bir kaç damla gözyaşıdır unutma...

 

Yılmaz Odabaşı

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.