Gönderi tarihi: 23 Temmuz , 2007 17 yıl ahucum naber haftaya güzel bi şiirle başlayalımda bütün haftamız öyle geçsin... Bir Sevgi Türküsü Akşam soğan kavrulan evlerde Yoksul bir çorbayı ateşe koymadan önce Son geleni bekler gibi seni beklemek Bir yudum alır gibi bir kadeh buzlu rakıdan Çocuk annesine güvenir gibi Sonu belirsiz bir yolculuğa çıkar gibi Hiçbir şey olmuyormuş gibi sevmek seni Hiçbir yalanda, hiçbir kandırmada payı olmamak Hiçbir kaygının peşinde küçültmemek kendini Bir yaz sabahında balkondan nasıl bakarsa Dışarıya salınmamış çocuklar Biraz özlemle ve biraz sevinçle Nasıl bakarsa o çocuklar sokağa Senin yolunu hiç yılmadan gözlemek Benim için ölümsüzlükle birdir Hep yüzünde kalmalı bu gülüş Bu seni çağlara direnecek bir yontuya Döndüren bu sevinç pırıltısı hep kalmalı yüzünde Hep bu kadar büyük ve bu kadar güzel olmalısın Bu kadar ölümsüz ve bu kadar olağan... Afşar Timuçin
Gönderi tarihi: 23 Temmuz , 2007 17 yıl Yazar İğdem... Dostun sitemi dosta hiç ama hiç ağır gelmez... Bana sizden gelen hiç bir yük ağır gelmez... Biliyorum ben suçluyum nütfen beni idam ediniz... Ve mümkünse bir iğde dalına asınız bu çifte kavrulmuş bedenimi...
Gönderi tarihi: 23 Temmuz , 2007 17 yıl canım uşağum.. evet bence de bu güzel şiir hafta için en güzel başlangıç oldu..teşekkür ederim..
Gönderi tarihi: 23 Temmuz , 2007 17 yıl İğdem... Dostun sitemi dosta hiç ama hiç ağır gelmez... Bana sizden gelen hiç bir yük ağır gelmez... Biliyorum ben suçluyum nütfen beni idam ediniz... Ve mümkünse bir iğde dalına asınız bu çifte kavrulmuş bedenimi... çifte kavrulmuş bedenini dallarımda asılmış bir şekilde düşünmek bile korkunç ama seni dallarıma bağlayıp biraz falakaya yatırsam belki de kızgınlığım geçebilebilür.. unuttum bende..şimdi burdasın ya..
Gönderi tarihi: 23 Temmuz , 2007 17 yıl Yazar çifte kavrulmuş bedenini dallarımda asılmış bir şekilde düşünmek bile korkunç ama seni dallarıma bağlayıp biraz falakaya yatırsam belki de kızgınlığım geçebilebilür.. unuttum bende..şimdi burdasın ya.. 100 sopamı 200 sopamı yersem kafi gelir? bence sen beni falakadan sonra birde kör kuyuya atta aklım başıma gelsin... herşeyi unut ama beni unutma...
Gönderi tarihi: 23 Temmuz , 2007 17 yıl 100 sopamı 200 sopamı yersem kafi gelir? bence sen beni falakadan sonra birde kör kuyuya atta aklım başıma gelsin... herşeyi unut ama beni unutma... yok canım kıyamam ben sana.. seni unutmak mümkün mü..?
Gönderi tarihi: 23 Temmuz , 2007 17 yıl Yazar yok canım kıyamam ben sana.. seni unutmak mümkün mü..? biliyom zati kıyamazsın sen bana... senide unutmak mümkün değil... sen benim İğdemsin...
Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2007 17 yıl Diloşum..seninle de doğru dürüst hasret giderememiştik zaten özledim.. biliyorum benim yüzümden gelmedin mi bugün..?
Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2007 17 yıl Yazar evet Diloş hanım neredesiniz bakalım mesaiye gelmediniz... keseceğim maaşınızdan...
Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2007 17 yıl Diloşum..seninle de doğru dürüst hasret giderememiştik zaten özledim.. biliyorum benim yüzümden gelmedin mi bugün..? bende yeni gelebildim..işler çok yoğun.. evet bi türlü hasret gideremedik gökkuşağım.. evet Diloş hanım neredesiniz bakalım mesaiye gelmediniz...keseceğim maaşınızdan... ne zaman maaş verdinki zati.. boğaz tokluğuna gelip gidiyoruz dicem oda yuk.. ben gönüllü işçiyim biliyorsun..
Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2007 17 yıl Yazar daha maaş vermedimdi ama yakında ikramiye verecektim... vazcaydım... canım benim iyiki geldin...
Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2007 17 yıl tif tif tif dimek ikramiyeyi de kaçırdım ha.. bari bunca çalışmışlık için yüklüce bi tazminat veriniz de ödeşelim.. canımın içi sende iyiki burdasın..
Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2007 17 yıl Yazar Seninle biran ömre bedel Geçtiğin yollara gönlümü serdim ara sıra gel Gözüne kurban sözüne hayran Gözgöze geldiğim herseferinde eridi bu can Hayranım kaşına gözüne maşallah Razıyım çilene derdine eyvallah Çarpıldım boyuna posuna bismillah Razıyım çilene derdine ah Bazen uğra bize yok hiç kötü niyetim Bir çift tatlı söze yaralı gönlümü mest edeyim Bazen uğra bize yok hiç kötü niyetim Tatlı sohbetinle yaralı gönlümü mest edeyim... Bu aralar bu şarkıyı sık dinliyorum ve çok hoşuma gidiyor... sana armağanım olsun... tazminat işini daha sonra konuşuruz...
Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2007 17 yıl zannımca şarkılarla türkülerle gözümü boyayıp tazminat işinde yan çizeceksin ama ben kül yutmam..
Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2007 17 yıl Yazar zannımca şarkılarla türkülerle gözümü boyayıp tazminat işinde yan çizeceksin ama ben kül yutmam.. sayın külyutmaz çok teessüf ederim bende hak yiyecek göz varmı allasen tazminatınız bankamızın güvencesi altında mirak etmeyinis pek yakında sizi zengin edeceğim... yatırımcıyım zahir...
Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2007 17 yıl sayın külyutmaz çok teessüf ederim bende hak yiyecek göz varmı allasen tazminatınız bankamızın güvencesi altında mirak etmeyinis pek yakında sizi zengin edeceğim... yatırımcıyım zahir... Allah için şu bakışlarda bi damlacık sansarlık yuk..nasılda masumaneler.. o denli fıldır fıldırlar ki insan bi an için yerinden fırlayacağından korkuyor.. dimek yatırımcısınız..sorması ayıp ne yatırıyosunuz..
Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2007 17 yıl Yazar Allah için şu bakışlarda bi damlacık sansarlık yuk..nasılda masumaneler.. o denli fıldır fıldırlar ki insan bi an için yerinden fırlayacağından korkuyor.. dimek yatırımcısınız..sorması ayıp ne yatırıyosunuz.. insan sarrafı maşallah nasılda şıp diye anladı beni... bakarmısınız şu masumiyete fırlamazlar onlar alışkın öyle fıldır fıldır dönmeye... ne desem ki acaba? ne olursa... piyasasına göre yani...
Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2007 17 yıl insan sarrafı maşallah nasılda şıp diye anladı beni..bakarmısınız şu masumiyete fırlamazlar onlar alışkın öyle fıldır fıldır dönmeye... ne desem ki acaba? ne olursa... piyasasına göre yani... öyleyimdir adamı gözünden tanırım.. onlar fırıldamaya alışkın da ben bu tür gözlere bakmaya alışkın değilim..başım dönüyor.. dimek piyasasına göre ha.. ne bulursanız yatırıyosunuz yani..
Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2007 17 yıl Yazar öyleyimdir adamı gözünden tanırım.. onlar fırıldamaya alışkın da ben bu tür gözlere bakmaya alışkın değilim..başım dönüyor.. dimek piyasasına göre ha.. ne bulursanız yatırıyosunuz yani.. anlamıştım gözümden tanıyacağını gözlerime uzun süre bakılamadığını söylerler ben onların yalancısıyım bir bakan bir daha bakınca kendi ekseni etrafında dönmeye başlıyorda... bende anlamadım neden? evet canım piyasada ne gidiyorsa yatırımını yapıyoruz... bir nevi finansman yapıyoruz
Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2007 17 yıl ŞİMDİ BURADA DEĞİLSİN şimdi burda değilsin.... ama beni duyuyorsun...biliyorum... kapat gözlerini benim için ve dinle n´olur... bak yoksun... bunun anlamını biliyor musun.... yokluğun yüreğimdeki bu yıldızsız, bu dipsiz, karanlık gece... yokluğun, odamın duvarlarına astığım suretlerine bakarken, unuttuğum dalgın gözlerim.... yokluğun yastığımda bıraktığın bu kimsesiz saç telleri... sırf kalemini değdirdiğin için atmaya kıyamadığım bu kağıtlar... her an gözümün önünde sakladığım mektupların, peçetelere yazdığın şiirlerin, hediyelerini sardığın paket kağıtların... sen gidince, hala sen kokuyordur, diye üzerime giydiğim ve derinn derinn soluduğum giysilerin.... bu yarı deli... bu hayattan kopuk ruhum... kapat gözlerini ve bana bak.... ben diye ne varsa gördüğün, işte o senin yokluğun.... söyle.! sana neyi anlatayım... sabaha karşı çalan telefonumun ucunda, n´lur bana hayattan kötü davranma diyen...sayıklayan.. o kırgın, o kendine çarpan sesini mi..! ! Cezmi Ersöz
Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2007 17 yıl Yürek Sızıntısı her kafadan bir ses cıktığında ve duymamaya başladığımda sesleri hep birşeylerden kaçtığımı sanırdım kendimi kendime anlatmaya çalışır bir portre boyardım içimde ben o resimdeki yüzü tanımazdım kapattığımda gözlerimi, daldığımda düşüncelere kimbilir kaçkez kopmuştur film orta yerinden beyaz bir perde önünde öylece kalakalırdım bazen boş caddelere atardım kendimi karşıdan vururdu ayaz, dudaklarım donardı her attığım adımda kendimden arınırdım iç savaşlarım olmuştur ruhumun derinliklerinde özümde yaralanmalar, ölüm vermiştir fikirlerim yanar, kanar, içimde kaybolmuş birşeyler arardım yeniden tanırdım her defasında kendimi benden başka birde ben olduğuma her sızlayışında yüreğim, kendime şaşardım varoluşun gizemli köpüklü dalgalarında açılıp ruhumun engin maviliklerine kaderi tekneme yelken diye takardım ulaşılamazdım bazen, kilit vururdum ruhuma veya tutuklardım kendimi, zindanlarda çürütür yada faili meçhul aşklar yaşardım...
Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2007 17 yıl KÜÇÜK MUTLULUKLAR Küçük derelerdir büyük nehirleri oluşturan Küçük mutluluklar, küçük, küçücük derelerdir Büyük nehri ararken üzerinden atladığın Arkana dönüp de bakmadığın Küçük mutluluklar Çıtır çıtır Kızılay simitidir, çayın yanında Aniden radyoda karşına çıkan şarkı Kar yağınca tatil olan okul Başarılı bir rejimin birinci günü Sokakta sevebildiğin kedi Yürüyen güvercinin kafası Tenekedeki fesleğen Kurumuş çamaşırlar, bir kış ikindisi Geri gelen elektrik Babanın hikayeleri Annenin yemeği Tamir ettiğin alet Yeşil tişörtün, yatarken giydiğin Bir dostun başarısı, neler çektiğini bildiğin Elini sımsıkı tutan minik el Dudağında ıslık yürüdüğün yol Birden çıktığın yolculuk Sana açılan kapılar Sana kapıyı açanlar Hoş gelenler Hoş buldukların Yalnız kalabilmek - dilediğinde Kavuşabilmek - özlediğinde . . . . .
Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2007 17 yıl Yazar duran zaman susan sesler inmeli bir beden gibi saatler salıncaklı bir koltuğa bağlanmış ve unutulmuş meczup hikayeler ne kaldı bizden işte son işte sonumuz işte sondan sonrası ve acınası ıssız özleyişler ak kağıtlar kara kalemler her saniyesi imzalı şiirler şiirler karanlık dalgalara salmış kendini kara kirpikli menevişli ela gözler unutmak ne zor nasıl imkansız nasıl tutsak olunur nasıl hapseder bu efsaneler ne kaldı bizden işte son işte sonumuz işte sondan sonrası ve acınası kör esaretler derin çizgili avuçlar birikmiş yıllar içinde gökyüzünde avlular dolup taşmış dualarla biz niye yokuz içlerinde nerelere savrulduk ne cabuk vazgectik hani unutmazdı sevenler ne kaldı bizden işte son işte sonumuz işte sondan sonrası ve acınası iç burkan eksilmeler donup kalan gözyaşıyım son nefes gibiyim sancıyım onulmazım nedendi bu illetler gurur yarasıyım kurşun belasıyım yürek boşluğumda git gide büyüyen bozulmuş bir hücre duvarıyım korkmaktayım son bir gayretle soruyorum şimdi nerde o lanet olası sesin nerde o güven deyip te uzatamadığın o sımsıcak olduğunu söylediğin eller ne kaldı bizden işte son işte sonumuz işte sondan sonrası ve acınası kelimeler ... Ceyda Görk 15 Ağustos 2006...sa:05.15 İST.
Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2007 17 yıl Allahım bu ne güzel bir sayfadır..şiirleriniz nasıl güzeller..çiçek gibi süslemişsiniz buraları..canım arkadaşlarım.. bu şiirde buraya yakışır artık..; Düş(me) ler../..aşk bitti I ..üstat, beni müsait bir şiirde indir... bugün bir şiir bile uğramadı yanıma sana uğradı mı bilmiyorum pencere kenarında yağmuru seyrettik yalnızlığımla, balkona astığımız düşlerimizi içeri aldıktan sonra kimsenin öğretmediği bir şeyi öğretmeni dilerdim../..ayrılırken ama sen herkesin öğrettiğini yineledin şimdi aşk../..inançlarını yitiren bir ayyaştır köprü altlarımda deniz kabuklarından bir mumluk yapmıştım sana, vermeye zamanım olmadı şimdilerde içinde yakıyorum, sesini duyuramayan kelimelerimin yorgunluğunu biliyor musun../..bilmem sen cümlelerimin 1. Kordonuydun II ..susmaya gidiyorum.../..birazdan dönerim.. acil servis gibi yetiştim bütün kanamalı sevdalarıma yanlarına gittiğimde, odaları boştu, çarşafları temiz bir küçük not bile yoktu../..”kurtardığınız için teşekkür ederiz” bu yüzden emekliliğimi istedim yorgun aşkların baş hekiminden tazminatım suskunluk beni ait olmadığım şehirlerde aramayın, adresimin caddesi../..burukluk III ..teri soğumamış bir ayrılıkla içilen özlem, ateş yapar.. dün gibi hatırlıyorum ayrıldığımız günü 24 ocak../..kış../..kıyamet../..felaket sanki herkes beni görmek için toplanmıştı şehir meydanında parmaklarıyla gösteriyorlardı../..“işte bu kadın terk edildi” naralarıyla bu günlerde../.dalgasını geçebiliyorum vedaların o günlerde../..serum kokularına bulaşmıştı bütün kılcal damarlarım gerçekte kim olduğunu çok düşündüm, özleminin yer yer sağanak yağışlı olduğu zamanlarda galiba artık biliyorum sen../..büyümeye zamanı olmayan çocukların, dar zamanlarda attığı içten bir kahkahasın beni beklemeye gidiyordun.../..galiba yolu şaşırdın IV ...bu şiire girmek hüzünlü ve yaşlıdır.. biraz önce gözlerimden düştün seni ıslattığım için üzgünüm yanaklarımda kurumanı istemezdim, dudaklarıma almışken ıslaklığını sen../..gözlerim../..ve katre sana yaşatmak istediğim çok şey vardı, aşk’da kısa çubuğu ben çektim... V ...kırgınlıklarımı kaybettim, hükümsüzdür... sabaha karşı gittiğin için bağışladım seni sen de kendini bağışladın mı../.. bilmiyorum zor oldu indirmek resimlerini duvarlardan ki tozlanma diye albümlerde yaşatmadım seni seni../..bir “anı” olsun diye sevmedim ...ve hiç aldatmadım../..kirpiklerimle bile çok önceleri sorduğum bir soruydu, “şiir bir aşk’ı kurtarabilir mi? ” diye otuzuma yaklaşırken gülümsüyorum da, şiir bir aşk’ın ancak bekçisi olabilir VI ...bu şiirde U dönüşü yapılmaz... illegaldir bütün terk edişler, ölümlerde dahil... VII ...kızım bahara aldanma, üstüne yine de bir şiir al sen.. mayıs’ın çocuklarıyız ikimizde belki de bu yüzden acele ettik ayrılmak için, tenlerimizin ateşi bizi kavurmasın diye.. biliyorsun../..çok erken aldım hediyemi senden seninkini vermek içinse çok geç doğum günün kutlu olsun../..unutmadı giritlalesi mumlarını söndürdüm../..yüzümde gönderdiğim dileklerin gölgesi VII ...aşk dersem çık, ayrılık dersem çıkma.. dedim../..çıkmadın aşk bitti... Pelin Onay
Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2007 17 yıl Yazar bu hanım yaşıyormu hala... bu şiirden sonra yaşadığını sanmıyorum... günümüz şairlerindenmi Diloşum? ..üstat, beni müsait bir şiirde indir...
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.