Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

KUR'AN Bilimi Teşvik Eder...


ölümü_düsünün

Önerilen İletiler

Evreni ve içindeki varlıkları incelemenin ve Allah'ın yaratma sanatını keşfederek insanlığa açıklamanın yolu "bilim"dir. Kuran, bilimi Allah'ın yaratışındaki detaylara ulaşmada bir yol olarak görür ve bilimi teşvik eder. Allah inancı bilim adamlarına büyük bir şevk ve heyecan kazandırır Evreni ve içindeki varlıkları incelemenin ve Allah'ın yaratma sanatını keşfederek insanlığa açıklamanın yolu "bilim"dir.

 

Kuran, bilimi Allah'ın yaratışındaki detaylara ulaşmada bir yol olarak görür ve bilimi teşvik eder. Kuran'ın bildirdiği gerçeklere göre yönlendirilen bilimsel araştırmalar çok hızlı ve kesin sonuçlar getirir. Çünkü Kuran, evrenin ve canlılığın nasıl var oldukları sorusuna en doğru ve en kesin cevabı veren tek kaynaktır. Doğru bir noktadan başlanarak yapılan araştırmalar, evrenin ve canlılığın varoluşuna ait sırları en kısa sürede, en az emek ve enerji harcayarak açığa çıkaracaktır. Doğru kaynak alınmayan bilimin kesin sonuçlara ulaşması çok zaman alır ve hatta çoğu zaman sonuç alınması dahi mümkün olmaz.

 

Materyalizm Yanılgısının Bilime Kaybettirdikleri

 

Bu gerçeği göremeyen materyalist bilim adamları tarafından yönlendirilen bilimin, özellikle son iki yüzyıldır, ne kadar vakit kaybettiği, bu yolda yapılan çalışmaların büyük bir kısmının heba olduğu ve harcanan trilyonlarca liranın nasıl boşa gittiği gözler önündedir.

 

Bilimsel bir sürecin ilk aşaması hipotez belirlemedir ve bu süreç, bilim adamlarının benimsediği temel bakış açısı ile ilgilidir. Örneğin bilim adamları, sahip oldukları temel bakış açısı nedeniyle, "maddenin, herhangi bir bilinçli düzenleme olmadan, kendi kendini düzenleme yönünde bir eğilimi vardır" gibi bir hipotezle yola çıkabilirler. Sonra da bu hipotezi doğrulamak için yıllar süren araştırmalar yapabilirler. Ama maddenin böyle bir özelliği yoktur ve dolayısıyla her türlü çaba başarısızlıkla sonuçlanır; ortaya çok büyük bir zaman ve imkan kaybı çıkar. Oysa başlangıçta "maddenin, herhangi bir bilinçli düzenleme olmadan kendi kendini düzenlemesi mümkün değildir" fikri ile yola çıkılsa, buna dayalı bilimsel araştırmalar çok hızlı ve verimli ilerler.

 

Bilginin En Doğru Kaynağı ;

 

Dikkat edilirse, bu nokta, yani hipotezi doğru belirleme noktası, bilimsel bulgulardan farklı bir kaynağı gerektirmektedir. Bu kaynağı doğru tespit etmek ise çok önemlidir; kaynağın yanlış belirlenmesi, bilim dünyasına, yıllar, on yıllar, hatta asırlar kaybettirebilir. İşte bu aranan kaynak, Allah'ın insanlara ulaştırdığı vahiydir. Çünkü Allah evrenin ve tüm canlıların Yaratıcısı'dır ve bunlar hakkındaki en doğru bilgi Allah'tan gelen bilgidir. Allah Kuran'da bu konular hakkında bize önemli bilgiler vermektedir. Bu bilgilerin bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

 

 

1-) Evreni yoktan var eden Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'tır. Hiçbir şey tesadüfi olaylar sonucunda veya kendiliğinden meydana gelmemiştir. Doğada ve tüm evrende bilinçli bir tasarımla yaratılan kusursuz bir düzen bulunmaktadır.

 

 

2-) Üzerinde yaşadığımız Dünya gezegeninin tüm özellikleri, insan yaşamına uygun olması için özel olarak tasarlanmıştır. Yıldızların ve gezegenlerin hareketlerinde, yeryüzü şekillerinde, suyun ya da atmosferin özelliklerinde, insan yaşamına imkan sağlayan belirli bir amaç bulunmaktadır.

 

 

3-) Tüm canlı türlerini yaratan Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'tır. Bu canlıların hareketleri de Allah'ın o canlıya ilhamı sonucunda gerçekleşmektedir.

 

 

Bilim Adamlarındaki Allah İnancı ;

 

Saydığımız bu gerçekleri temel alan bir bilim anlayışı da, hiç şüphesiz çok büyük bir başarı elde edecek, çok verimli bir biçimde insanlığa hizmet verecektir. Nitekim tarihte bunun açık örnekleri vardır. Müslüman bilim adamlarının dünyanın en ileri medeniyetine öncülük ettikleri 9. ve 10. yüzyıllar, bilimin yukarıda sayılan doğru temellere oturtulması sayesinde mümkün olmuştur. Batı'da da, fizik, kimya, astronomi, biyoloji, paleontoloji gibi bilim dallarının tüm öncüleri, Allah'ın varlığına inanan ve O'nun yarattıklarını inceleme amacıyla araştırma yapan büyük bilim adamlarıdır.

 

Ancak 19. yüzyılın ortalarından bu yana, bilim dünyası bu İlahi temelden uzaklaştırılmış ve materyalist felsefenin etkisi altına girmiştir. Materyalizm, maddenin mutlak varlığına inanır ve Allah'ı inkar eder. Materyalizm, bu iddialarını bilim dünyasına aşamalı bir biçimde benimsetmiş ve 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren de, bilimsel araştırmaların önemli bir bölümü bu iddiaları desteklemeye ayrılmıştır. Bugün geriye dönüp bakıldığında, materyalizmin iddialarının bilime sadece zaman kaybettirdiğini görürüz. Bu iddiaların her birini ispatlayabilmek için on yıllar boyunca sayısız bilim adamı çabalamış, ancak ortaya çıkan sonuçlar bu iddiaların geçersizliğini göstermiştir. Bulgular, Allah'ın Kuran'da insanlara bildirdiği gibi; evrenin yoktan yaratıldığını, insan yaşamını gözeten bir amaca göre tasarlandığını, canlılığın tesadüflerle doğması ve evrimleşmesinin imkansız olduğunu ispatlamıştır. (HY, Kuran Bilime Yol Gösterir)

 

Bilimin ilerlemesi için...

 

Günümüzde bilimsel gelişmeler yaratılış gerçeğini bu kadar açık bir şekilde ortaya koyarken, evrim ve materyalizm gibi hurafelere inanmak ve bunları bilime rağmen savunmaya çalışmak, psikolojik yönden bilim adamlarını sıkıntıya sokar. Evrendeki mükemmel uyum ya da canlılardaki kusursuz tasarım, söz konusu bilim adamları için çok büyük bir açmazdır. Çevrelerini saran apaçık yaratılış delillerine gözlerini kapatan bu kişilerde, doğal olarak gerçeklere karşı umursuzluk ve buna bağlı bir yargı bozukluğu gelişir. Hıristiyanlara seslenirken; "Eğer bir heykelin sizlere el salladığını görseniz dahi, bir mucize ile karşı karşıya olduğunuzu sanmayın... Çok küçük bir olasılıktır, ama belki de heykelin sağ kolundaki atomların hepsi, tesadüfen, bir anda aynı yönde hareket etme eğilimi içine girmiş olabilirler" (Richard Dawkins, The Blind Watchmaker, London: W. W. Norton, 1986, s. 159) diyen ünlü evrimci Richard Dawkins'in sözleri, bu yargı bozukluğunun açık bir örneğidir. Bilimin ilerleyebilmesi için bu 19. yüzyılın yanlış materyalist düşüncesinin bir kenara bırakılması ve özgürce düşünen ve gördüğü gerçeği kabul etmekten çekinmeyen bilim adamlarına ihtiyaç vardır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 94
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Evreni ve içindeki varlıkları incelemenin ve Allah'ın yaratma sanatını keşfederek insanlığa açıklamanın yolu "bilim"dir. Kuran, bilimi Allah'ın yaratışındaki detaylara ulaşmada bir yol olarak görür ve bilimi teşvik eder. Allah inancı bilim adamlarına büyük bir şevk ve heyecan kazandırır Evreni ve içindeki varlıkları incelemenin ve Allah'ın yaratma sanatını keşfederek insanlığa açıklamanın yolu "bilim"dir.

.

.

"Eğer bir heykelin sizlere el salladığını görseniz dahi, bir mucize ile karşı karşıya olduğunuzu sanmayın... Çok küçük bir olasılıktır, ama belki de heykelin sağ kolundaki atomların hepsi, tesadüfen, bir anda aynı yönde hareket etme eğilimi içine girmiş olabilirler" (Richard Dawkins, The Blind Watchmaker, London: W. W. Norton, 1986, s. 159) diyen ünlü evrimci Richard Dawkins'in sözleri, bu yargı bozukluğunun açık bir örneğidir. Bilimin ilerleyebilmesi için bu 19. yüzyılın yanlış materyalist düşüncesinin bir kenara bırakılması ve özgürce düşünen ve gördüğü gerçeği kabul etmekten çekinmeyen bilim adamlarına ihtiyaç vardır.

 

İyi misin? Kendinde misin?

Bu yazıyı cevap verilebilecek ciidyette bile görmüyorum, ama birşeyler söylemeden de geçemiyeceğim.

 

İnsanlık tarihinin hurafelerle uğraştığı binlerce yıllık sürede bilim ve teknoloji bir arpa boyu yol alırken, bilim gerçek olana, test edilebilene, denenebilene, ölçülebilene, yani maddeye döndüğü zaman, yani son 200 yıldır, inanılmaz bir sıçrama yapmıştır.

 

Bu arkadaşın yazısı bütün müslüman arkadaşlara ithaf olunur. Okuyun okuyun mest olun.

 

Dini inanışın körelttiği beyinler soru soramazlar, şüphe duyamazlar, düşünemezler. Onlara söylenen şey, sen şu kelleyi bir taraf bırak, bize doğruları Allah verdi zaten, ne senin ne bizim uğraşmamıza, araştırmamıza gerek yok, ne senin ne de bizim kafamızın eskimesine gerek yok, sen eskitme o beynini, Allah'ın doğrularını anlayamazsan git bir tefsire bak, yine de anlayamazsan, vardır bi hikmeti de ve karıştırma gerisini, yoksa kafir olursun ha ideolojisidir.

 

Din tembellik aşılar insana. Bu dünyaya geçici der. İnsan geçici birşey için bütün gücüyle uğraşmaz. Aramaz.

bu zihniyetten dolayı islam dünyası geridir, geri kalmaya da mahkumdur. Büyük harfle, İSLAM DÜNYASI GERİ KALMAYA MAHKUMDUR.

 

İlk önce basit soruları sorarak başla:

 

Mesela kurban yaklaşıyor. Kurban'ın başlayış hikayesinden başla, hurafe neymiş, gerçek neymiş anlamaya.

 

Hz. İbrahim'e Allah "oğlunu kes" dedi, onun inancını denemek için.

Hz. İbrahim oğlunu kemek üzere yatırdı, bıçağı boynuna dayadı.

Tam keseceğinde, Allah ona koç gönderdi, "oğlunu kesme" dedi.

 

Din tarafından gözleri perdelenmiş, beyni rafa kaldırılmış insan;

 

- Allah'ın bir insana "oğlunu kes" demesini normal karşılar, bu Allah psikopat mı sorusu aklına gelmez hiç.

- Bir babanın oğlunu yatırıp bıçağı boynuna dayamasını normal karşılar, bu adamın Allah'a "Allah'ım bu ne biçim test? Oğlumu alacağına beni al. Beni niye başka bir can ile test ediyorsun ki"? sorusunu neden sormadığını düşünmez.

- Oğlunu kes diye talimat veren Allah'ın, neden caydığını, neden tutarlılık sergilemediğini, insan hayatını neden oyuncak yerine koyduğunu sormak aklına gelmez.

- Bütün bu olayın, patolojik vaka niteliğindeki bir adamın, evladını kesmeye kalkmasını çervesine açıklayamadığı için, "Allah istedi napayım" şeklinde kendini savunmasından başka birşey olmadığını göremez, onun gerçekten Allah'tan vahy aldığına, peygamber olduğuna inanır. Çünkü soru sormak beyin ister, var olana uymak ise beyin gerektirmez, sadece diğerlerini takip etmek yeterlidir.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Kuran bilimi teşvik edermi, etmezmiden önce müslümanlar bu dinin peygamberinin neden okur yazar olmadığına cevap vermeleri gerekir. Eğer kuran İlk gelen ayetlerde ''OKU'' diye emrediyorsa, bu emre ilk başta Muhammed isyan etmiştir.Hadi diyelimki başlangıçta okuma yazma bilmiyordu. Kuranın OKU emrine rağmen 23 senede nasıl olurda okuma yazma öğrenmez,kurana aykırı davranır.Sağa sola savaşmaktan vaktimi kalmadı acaba ?

 

Kendi yapmadığı bir şey için nasıl olurda ''ilim çinde bile olsa alınız der''

 

Meşhur bir atasözü vardır.

 

Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.

 

Peygamberin yapmadığı bir şeyi müslümanlara yapmak yakışır mı ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İyi misin? Kendinde misin?

Bu yazıyı cevap verilebilecek ciidyette bile görmüyorum, ama birşeyler söylemeden de geçemiyeceğim.

 

İnsanlık tarihinin hurafelerle uğraştığı binlerce yıllık sürede bilim ve teknoloji bir arpa boyu yol alırken, bilim gerçek olana, test edilebilene, denenebilene, ölçülebilene, yani maddeye döndüğü zaman, yani son 200 yıldır, inanılmaz bir sıçrama yapmıştır.

 

Bu arkadaşın yazısı bütün müslüman arkadaşlara ithaf olunur. Okuyun okuyun mest olun.

 

Dini inanışın körelttiği beyinler soru soramazlar, şüphe duyamazlar, düşünemezler. Onlara söylenen şey, sen şu kelleyi bir taraf bırak, bize doğruları Allah verdi zaten, ne senin ne bizim uğraşmamıza, araştırmamıza gerek yok, ne senin ne de bizim kafamızın eskimesine gerek yok, sen eskitme o beynini, Allah'ın doğrularını anlayamazsan git bir tefsire bak, yine de anlayamazsan, vardır bi hikmeti de ve karıştırma gerisini, yoksa kafir olursun ha ideolojisidir.

 

Din tembellik aşılar insana. Bu dünyaya geçici der. İnsan geçici birşey için bütün gücüyle uğraşmaz. Aramaz.

bu zihniyetten dolayı islam dünyası geridir, geri kalmaya da mahkumdur. Büyük harfle, İSLAM DÜNYASI GERİ KALMAYA MAHKUMDUR.

 

İlk önce basit soruları sorarak başla:

 

Mesela kurban yaklaşıyor. Kurban'ın başlayış hikayesinden başla, hurafe neymiş, gerçek neymiş anlamaya.

 

Hz. İbrahim'e Allah "oğlunu kes" dedi, onun inancını denemek için.

Hz. İbrahim oğlunu kemek üzere yatırdı, bıçağı boynuna dayadı.

Tam keseceğinde, Allah ona koç gönderdi, "oğlunu kesme" dedi.

 

Din tarafından gözleri perdelenmiş, beyni rafa kaldırılmış insan;

 

- Allah'ın bir insana "oğlunu kes" demesini normal karşılar, bu Allah psikopat mı sorusu aklına gelmez hiç.

- Bir babanın oğlunu yatırıp bıçağı boynuna dayamasını normal karşılar, bu adamın Allah'a "Allah'ım bu ne biçim test? Oğlumu alacağına beni al. Beni niye başka bir can ile test ediyorsun ki"? sorusunu neden sormadığını düşünmez.

- Oğlunu kes diye talimat veren Allah'ın, neden caydığını, neden tutarlılık sergilemediğini, insan hayatını neden oyuncak yerine koyduğunu sormak aklına gelmez.

- Bütün bu olayın, patolojik vaka niteliğindeki bir adamın, evladını kesmeye kalkmasını çervesine açıklayamadığı için, "Allah istedi napayım" şeklinde kendini savunmasından başka birşey olmadığını göremez, onun gerçekten Allah'tan vahy aldığına, peygamber olduğuna inanır. Çünkü soru sormak beyin ister, var olana uymak ise beyin gerektirmez, sadece diğerlerini takip etmek yeterlidir.

 

Saygılar.

 

Kardeşim,

 

İslam tarihinin ilk 200 yılında bilime öncülük ettiklerini bilmiyor musun? Tıpta matematikte astronomide çağının çok çok ilerisinde olan müslümanları nasıl görmezlikten gelebiliyorsun? Bugün kullandığımız cebirni kurucusu kim? ingilizce algebra kelimesi nerden geliyor hiç düşündünmü? El-cebir kelimsinin ingilizceye geçmiş halidir algebra. alghoritma nın da Harezmi nin isminden geldiğini biliyorsundur zaten. İbn-i Sina nın tıptaki üstünlüğünü çok kez duymuşsundur. Endülüs deki İslam üniversitelerinin zamanın en büyük okulları olduğunu da duymuş olmalısın. Daha ismini yazamayacağım birçok alim yetiştirmiştir İslam. Osmanlının da yükseliş devrine kadar bilimde ileri olduğunu da bilmeyen yoktur herhalde. Şimdiki İslam dünyasının geri kalmışlığının sebebi kesinlike İslam değildir. Bence burda asıl tembelliği sen yapıyorsun, düşünmeden kolaycılığa kaçıyorsun. Bakıyorsun bugün tüm İslam dünyası geri, o zaman suçlu İslam! Var mı öyle basitlik?! Bugün maalesef İslam dünyası hakettiği yerde değildir. Bunun tek sebebi uygulayıcılarının İslam yolundan uzaklaşmış olmalarıdır. Nitekim Osmanlının da ana çöküş nedeni budur. Lale devri gibi İslam la uzaktan yakından alakası olmayan absürd işler yapmaya kalktılarsa atalarımız bu İslamın suçumudur?

 

Din insana tembellik aşılar demişsin. Kusura bakma ama bence o tembellik sana mahsus. Bu dünya nasıl olsa geçici diyip bu dünyayı sallamak ne demek?! Biz bu dünyaya neden geldik?Allah ı bulmaya ve O na kulluk etmeye geldik. Peki Allah ı yatarak mı bulacağız? Bilimle uğraşıp Allah ın Yüce yaratışını görmek mi daha müslümanca olur yoksa yatıp nasıl olsa öleceğiz mi demek? Allah sence hangi kulundan daha razı olur? Yatandan mı çalışandan mı? Eğer senin gibi düşünen bir müslüman varsa, o zaman o kendisini İslam a değil de İslam ı kendine uydurmuş bir zavallı olur. Eğer bir Müslüman topluluk İslam ı kendisine uydurursa o topluluk İLERLEMEYE MAHKUMDUR. Ama eğer İslam ı kendilerine uydururlarsa o zaman sen haklısın. Lütfen kinimiz doğruları görmemize engel olmasın.

 

Ayrıca Hz.İbrahim e uygulanan sınav, tam anlamıyla mükemmel bir sınavdır. Düşüple düşmemek arasındaki en ince çizgidir bu sınav. Nitekim senin dediğin gibi Allah Hz. İbrahim in oğlunu kesmesini istememiştir sonunda. Bu ona uygulanan bir sınav. Bunda akıl dışı ve psikopatlık(haşa) yok. Ayrıca hurafe dediğin şeye tüm semavi din inanları inanıyor. Müslümanı da hristiyanı da yahudisi de. Ne tesadüftür ki hepsi de aynı hurafeye inanıyor! İnanmadığın şeye hurafe demek kolay tabi.

 

 

 

 

 

Karakuta kardeş,

 

Hz. Muhammed in okur-yazar olmaması "batılda olanların şüpheye düşmemesi" içindir.Yani insanın aklına şüphe getirmemek için. Ankebut/48 de Allah şöyle der:

"Sen daha önce bir kitabtan okumuş ve elinle de onu yazmış değildin. Öyle olsaydı, batıl söze uyanlar şüpheye düşerlerdi."

 

23 sene neden öğrenememiş diyorsan işte bundan dolayı. 23 sene boyunca vahiy almıştır. Eğer o süre zarfında okuma yazma öğrenseydi, bu sefer herkes kendi yazmış diyecekti.(Gerçi hala bazıları diyor da?!)

 

Peygamber Efendimiz in okuma yazma bilmemesi bizim de O na uymak için okuma yazma öğrenmemiz anlamına gelmez. Zaten O'nun yanındaki bazı sahabeler okuma yazma biliyordu. Eğer dediğin gibi olsaydı Hz. Muhammed onlara da yasaklardı. Hem zaten öyle saçma bir mantığı da hiçbir müslüman kurmaz

 

Saygılar.

 

"Eğer bir Müslüman topluluk kendisini İslam a uydurursa o topluluk İLERLEMEYE MAHKUMDUR."

 

olacak pardon yanlış yazmışım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kardeşim,

 

İslam tarihinin ilk 200 yılında bilime öncülük ettiklerini bilmiyor musun? Tıpta matematikte astronomide çağının çok çok ilerisinde olan müslümanları nasıl görmezlikten gelebiliyorsun? Bugün kullandığımız cebirni kurucusu kim? ingilizce algebra kelimesi nerden geliyor hiç düşündünmü? El-cebir kelimsinin ingilizceye geçmiş halidir algebra. alghoritma nın da Harezmi nin isminden geldiğini biliyorsundur zaten. İbn-i Sina nın tıptaki üstünlüğünü çok kez duymuşsundur. Endülüs deki İslam üniversitelerinin zamanın en büyük okulları olduğunu da duymuş olmalısın. Daha ismini yazamayacağım birçok alim yetiştirmiştir İslam.

 

İbni Sina gibi isimler zamanında zındık olarak nitelenmiş insanlardır. Bugün islam dünyasının yetiştirdiği iddia edilen isimlerin hepsi zamanında inançsızlıkla suçlanmış isimlerdir ve çalışmalarında müslüman oldukları için değil, "zındık" oldukları için başarılı olmışlardır.

 

Osmanlının da yükseliş devrine kadar bilimde ileri olduğunu da bilmeyen yoktur herhalde.

 

Ben bilmiyorum. Bu iddiayı da ilk senden duydum. Bilimde ileri olmak ayrı şeydir. Askeri güçte ileri olmak ayrı şey.

 

Şimdiki İslam dünyasının geri kalmışlığının sebebi kesinlike İslam değildir. Bence burda asıl tembelliği sen yapıyorsun, düşünmeden kolaycılığa kaçıyorsun. Bakıyorsun bugün tüm İslam dünyası geri, o zaman suçlu İslam! Var mı öyle basitlik?! Bugün maalesef İslam dünyası hakettiği yerde değildir. Bunun tek sebebi uygulayıcılarının İslam yolundan uzaklaşmış olmalarıdır. Nitekim Osmanlının da ana çöküş nedeni budur.

 

Bence islam dünyası hakettiği yerdedir. Çünkü islam dünyası için bu dünya yalandır ve uğraşmaya değmez. O nedenle dünyada geri kalmıştır. Sonsuza kadar da geri kalacaktır. Bu durumla Kuran arasında çelişen birşey yok. İslam coğrafyasında ilerlemenin tek yolu hurafe inanışlardan kurtulmak ve dinsizleşmektir. Avrupa'nın ilerlemesinin nedeni, islamiyetin kardeşi olan Hristiyanlıktan kurtulmayı başarabilmiş olmasıdır.

 

Osmanlının çöküş nedeni çoktur, bunlar arasında islama uymamak diye birşey yoktur. Hatta İslama uymak çöküşün nedenlerinden biridir. Avrupa'da matba ile birlikte aydınlanbma çağı yaşanırken, Türkiye'de kutsal kitabın cavur icadıyla basılmasının günah olacağı iddia edilerek yüzyıl kaybedilmiştir. Matbayı getiren adam, matba ile Kuran basmama sözü vererk matbayı Türkiye'ye getirebilmiştir.

 

Senin mantığınla gidecek olursak, komünizm de harika bir sistem ama, uygulayıcılar çuvallamıştır. Bir sistem, teorisi ve pratiği ile bütündür. Pratikte ters giden birşeyler varsa, teoride yanlışlık vardır. Meclis bir kanun çıkardığında uygunlanmıyorsa, uygulanamıyorsa, bunun suçunu u,kanun uygulayıcılara bulamazsın. Kanunda açık olduğu için uygulanamadığı ortadadır.

 

Lale devri gibi İslam la uzaktan yakından alakası olmayan absürd işler yapmaya kalktılarsa atalarımız bu İslamın suçumudur?

Lale devrinin adı çıkmış. 300 yl süren çöküşü, kısacık lale devrine bağlayamazsın.

 

Din insana tembellik aşılar demişsin. Kusura bakma ama bence o tembellik sana mahsus. Bu dünya nasıl olsa geçici diyip bu dünyayı sallamak ne demek?! Biz bu dünyaya neden geldik?Allah ı bulmaya ve O na kulluk etmeye geldik. Peki Allah ı yatarak mı bulacağız? Bilimle uğraşıp Allah ın Yüce yaratışını görmek mi daha müslümanca olur yoksa yatıp nasıl olsa öleceğiz mi demek? Allah sence hangi kulundan daha razı olur? Yatandan mı çalışandan mı? Eğer senin gibi düşünen bir müslüman varsa, o zaman o kendisini İslam a değil de İslam ı kendine uydurmuş bir zavallı olur. Eğer bir Müslüman topluluk İslam ı kendisine uydurursa o topluluk İLERLEMEYE MAHKUMDUR. Ama eğer İslam ı kendilerine uydururlarsa o zaman sen haklısın. Lütfen kinimiz doğruları görmemize engel olmasın.

 

Müslümanlar için Allah'ı bulmaya çalışıyorum demek bile şirktir. Allah bulunmuştur, Kuran'da yazmaktadır. Aramaya gerek yoktur.ALlah'ı bulmaya çalışana müslüman denmez, arayış içindeki insan denir, belki ateist, agnostist, deist falan diyebilirsin, ama müslüman/hristiyan/musevi diyemezsin Allah var mı yok mu diye arayan adama.

 

Müslümanlar Allah'ı aramadıkları için, Allah zaten bulunmuş olduğu için, yatarak bulmak diye birşey sözkonusu değildir. Müslüman için hayata ilişkin cevaplar hazırdır, hiç yorulmaya, arayışa çıkmaya gerek yoktur. Allah bulunmuşken, neyin doğru olduğu bilinirken arayışa çıkmak şirktir.

 

Ayrıca Hz.İbrahim e uygulanan sınav, tam anlamıyla mükemmel bir sınavdır. Düşüple düşmemek arasındaki en ince çizgidir bu sınav. Nitekim senin dediğin gibi Allah Hz. İbrahim in oğlunu kesmesini istememiştir sonunda. Bu ona uygulanan bir sınav. Bunda akıl dışı ve psikopatlık(haşa) yok. Ayrıca hurafe dediğin şeye tüm semavi din inanları inanıyor. Müslümanı da hristiyanı da yahudisi de. Ne tesadüftür ki hepsi de aynı hurafeye inanıyor! İnanmadığın şeye hurafe demek kolay tabi.

 

Hz. İbrahim'in kimliğini kapat, bu hikayeyi kime okursan oku, hem istekte bulunan, hem de isteği yerine getirmeye çalışanaın akli dengesinden şüphe duyacaktır insanlar.

 

Hepsi Yahudi dini olduğu için bütün semitik dinlerde aynı hurafeler var, hepsinde Yahudilerin ataları övülüyor.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İyi misin? Kendinde misin?

......

Din tarafından gözleri perdelenmiş, beyni rafa kaldırılmış insan;

......

Saygılar.

 

Beynini Kullanan ve Kendinde olan Tek insan sizsiniz arkadaşım, Tebrikler... Forumdaşlarınızın Bilgilerine, Kişiliklerine, Kimliklerine, İnançlarına olan saygınız; Bilginizin, Kişiliğinizin, Kimliğinizin, İnancınızın ne kadar saygı hakketiğini ve ne kadar etik olduğunu gösteriyor. Sizin tüm ithamlarınız bu şekilde kibir içeriyor... Bence bu şekilde ithamlardan vazgeçmelisiniz, yoksa vermek istediğiniz bilgileri kimsenin idrak etmeye en ufak bir çaba bile göstermediği zaten aşikardır...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İbni Sina gibi isimler zamanında zındık olarak nitelenmiş insanlardır. Bugün islam dünyasının yetiştirdiği iddia edilen isimlerin hepsi zamanında inançsızlıkla suçlanmış isimlerdir ve çalışmalarında müslüman oldukları için değil, "zındık" oldukları için başarılı olmışlardır.

Ben bilmiyorum. Bu iddiayı da ilk senden duydum. Bilimde ileri olmak ayrı şeydir. Askeri güçte ileri olmak ayrı şey.

Bence islam dünyası hakettiği yerdedir. Çünkü islam dünyası için bu dünya yalandır ve uğraşmaya değmez. O nedenle dünyada geri kalmıştır. Sonsuza kadar da geri kalacaktır. Bu durumla Kuran arasında çelişen birşey yok. İslam coğrafyasında ilerlemenin tek yolu hurafe inanışlardan kurtulmak ve dinsizleşmektir. Avrupa'nın ilerlemesinin nedeni, islamiyetin kardeşi olan Hristiyanlıktan kurtulmayı başarabilmiş olmasıdır.

 

Osmanlının çöküş nedeni çoktur, bunlar arasında islama uymamak diye birşey yoktur. Hatta İslama uymak çöküşün nedenlerinden biridir. Avrupa'da matba ile birlikte aydınlanbma çağı yaşanırken, Türkiye'de kutsal kitabın cavur icadıyla basılmasının günah olacağı iddia edilerek yüzyıl kaybedilmiştir. Matbayı getiren adam, matba ile Kuran basmama sözü vererk matbayı Türkiye'ye getirebilmiştir.

 

Senin mantığınla gidecek olursak, komünizm de harika bir sistem ama, uygulayıcılar çuvallamıştır. Bir sistem, teorisi ve pratiği ile bütündür. Pratikte ters giden birşeyler varsa, teoride yanlışlık vardır. Meclis bir kanun çıkardığında uygunlanmıyorsa, uygulanamıyorsa, bunun suçunu u,kanun uygulayıcılara bulamazsın. Kanunda açık olduğu için uygulanamadığı ortadadır.

Lale devrinin adı çıkmış. 300 yl süren çöküşü, kısacık lale devrine bağlayamazsın.

Müslümanlar için Allah'ı bulmaya çalışıyorum demek bile şirktir. Allah bulunmuştur, Kuran'da yazmaktadır. Aramaya gerek yoktur.ALlah'ı bulmaya çalışana müslüman denmez, arayış içindeki insan denir, belki ateist, agnostist, deist falan diyebilirsin, ama müslüman/hristiyan/musevi diyemezsin Allah var mı yok mu diye arayan adama.

 

Müslümanlar Allah'ı aramadıkları için, Allah zaten bulunmuş olduğu için, yatarak bulmak diye birşey sözkonusu değildir. Müslüman için hayata ilişkin cevaplar hazırdır, hiç yorulmaya, arayışa çıkmaya gerek yoktur. Allah bulunmuşken, neyin doğru olduğu bilinirken arayışa çıkmak şirktir.

 

Hz. İbrahim'in kimliğini kapat, bu hikayeyi kime okursan oku, hem istekte bulunan, hem de isteği yerine getirmeye çalışanaın akli dengesinden şüphe duyacaktır insanlar.

 

Hepsi Yahudi dini olduğu için bütün semitik dinlerde aynı hurafeler var, hepsinde Yahudilerin ataları övülüyor.

 

Saygılar.

 

Kardeşim,

 

Bilerek mi konuşuyorsun yoksa inadından masal mı uyduruyorsun. Ne demek İslam alimleri zındık olduğu için alim olmuş!İlk defa senden duyuyorum. İbn-i Sina müslümandır, zındık falan değildir. Diğerleri hakeza. Lütfen herkesin kabul ettiği şeyi sırf inadınız yüzünden kabul etmemezlik yapmayın. Herşeyi mi siz biliyorsunuz?

 

Matbaanın kabul edilmeyişinin müslümanlıkla falan alakası yoktur. Ayrıca matbaanın Osmanlıya alınmadığı dönem, benim bahsettiğim dönem değil, aksine Osmanlı da İslam ın kendilerine uydurulduğu bir dönemdedir. Yani çöküş dönemi. Gavur icadı deyip kullanmamak İslam a uygun olsaydı, şu an ben sana bu cevabı yazıyor olmayacaktım.

 

Komünizm in uygulanabilir olup olmaması ayrı bir konudur. Onu ayrıca tartışırız. Ama İslam ın hakkıyla uygulandığı dönemler olmuştur ki başlarda İslam dünyası gelişmiştir. İslam kuralları uygulanamaz kurallar falan da değildir. Sadece bazı insanlara zor gelmektedir ki bu insanlar da ülkenin başında olunca haliyle İslam doğru dürüsüt uygulanamamıştır.

 

Lale devrini ben sadece örnek olarak yazdım. Elbette 300 yıllık çöküş 15 yıllık bi döneme bağlanamaz. Ama bu devre bu çözülüşün zirve yaptığı yerdir.

 

Kardeşim lütfen demagoji yapma. Ben "insan"ı kastettim. Bir insanın dünyaya geliş amacı Allah ı bulmaktır. Bunun daha kurcalanacak bir tarafı yok. iki kere iki dört. Sen müslümanlığı çoook yanlış öğrenmişsin. Ve kalkıp bana öğretmeye kalkıyorsun.

Şirk demek de Allah a ortak koşmak demektir. Senin dediğinle şirk in hiç alakası yok. Bir müslüman evet Allah ı bulmuştur ama bu bu kadar basit değil. Allah var tamam deyip keyfine bakmak da müslümanlık o zaman sana göre. Hırsızlık yapıp, dolandırıcılık yapıp, zulmedip de Allah var diyen de müslüman o zaman sana göre. Öyle iş mi olur? Bir müslümanın üç temel görevi vardır: ilim-amle-tebliğ.. Yani İnsan sürekli düşünüp Allah a daha yakın olmalı, Yaratılışını hikmetlerini daha derin kavrayabilmeli, Allah a mümkün mertebe daha yakın olmalıdır. İkincisi de bu öğrendikleriyle amel etmesidir. Yani Allah ın bize gösterdiği gibi yaşamalıdır. Mesela bir insan deseki ben çok dürüstüm, ama baksan hiç bir dürüstlüğü yok, sen bu adama sırf o "ben dürüstüm" dediği için dürüst der misin? Hayır tabii ki sen dürüst falan değilsin dersin. Aynı şekilde bir müslüman öğrendiklerini yaşamına da tatbik etmesi gerekir. Üçüncü olarak da öğrendikleriyle diğer insanları uyarmalı, doğruyu gösterici rol oynamalıdır. Müslümanlık senin tarifinin aksine tambellik değil çalışmaktır.

 

Ayrıca İslam a daha nasıl Yahudi dini dersin anlamak mümkün değil. Öğrenmişsin bişey, heryerde aynı şeyi söylüyorsun. Madem Yahudi dini kanıtla o zaman. Hz. Muhammed okuma-yazma bilmiyordu diyoruz. Sen hala Yahudi dini diyorsun. Bir kanıt göster bize???

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Beynini Kullanan ve Kendinde olan Tek insan sizsiniz arkadaşım, Tebrikler... Forumdaşlarınızın Bilgilerine, Kişiliklerine, Kimliklerine, İnançlarına olan saygınız; Bilginizin, Kişiliğinizin, Kimliğinizin, İnancınızın ne kadar saygı hakketiğini ve ne kadar etik olduğunu gösteriyor. Sizin tüm ithamlarınız bu şekilde kibir içeriyor... Bence bu şekilde ithamlardan vazgeçmelisiniz, yoksa vermek istediğiniz bilgileri kimsenin idrak etmeye en ufak bir çaba bile göstermediği zaten aşikardır...

 

Saygılarımla...

 

Cümleyi yarım bırakma istersen. Nokta yok o sözlerin ardında, bak böyle bir işaret var ;

 

Din tarafından gözleri perdelenmiş, beyni rafa kaldırılmış insan;

 

- Allah'ın bir insana "oğlunu kes" demesini normal karşılar, bu Allah psikopat mı sorusu aklına gelmez hiç.

- Bir babanın oğlunu yatırıp bıçağı boynuna dayamasını normal karşılar, bu adamın Allah'a "Allah'ım bu ne biçim test? Oğlumu alacağına beni al. Beni niye başka bir can ile test ediyorsun ki"? sorusunu neden sormadığını düşünmez.

- Oğlunu kes diye talimat veren Allah'ın, neden caydığını, neden tutarlılık sergilemediğini, insan hayatını neden oyuncak yerine koyduğunu sormak aklına gelmez.

- Bütün bu olayın, patolojik vaka niteliğindeki bir adamın, evladını kesmeye kalkmasını çervesine açıklayamadığı için, "Allah istedi napayım" şeklinde kendini savunmasından başka birşey olmadığını göremez, onun gerçekten Allah'tan vahy aldığına, peygamber olduğuna inanır. Çünkü soru sormak beyin ister, var olana uymak ise beyin gerektirmez, sadece diğerlerini takip etmek yeterlidir.

"

Beyni rafa kaldırmayı da ben söylemiyorum, müslümanlar diyor bunu, "biz Kuran'ı anlayamzyız, alimler anlar ancak, bizim beynimiz ne ki, ne haddimize" diye. Eğer kızacağın birileri varsa git onlara kız, bana değil.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cümleyi yarım bırakma istersen. Nokta yok o sözlerin ardında, bak böyle bir işaret var ;

 

Din tarafından gözleri perdelenmiş, beyni rafa kaldırılmış insan;

 

- Allah'ın bir insana "oğlunu kes" demesini normal karşılar, bu Allah psikopat mı sorusu aklına gelmez hiç.

- Bir babanın oğlunu yatırıp bıçağı boynuna dayamasını normal karşılar, bu adamın Allah'a "Allah'ım bu ne biçim test? Oğlumu alacağına beni al. Beni niye başka bir can ile test ediyorsun ki"? sorusunu neden sormadığını düşünmez.

- Oğlunu kes diye talimat veren Allah'ın, neden caydığını, neden tutarlılık sergilemediğini, insan hayatını neden oyuncak yerine koyduğunu sormak aklına gelmez.

- Bütün bu olayın, patolojik vaka niteliğindeki bir adamın, evladını kesmeye kalkmasını çervesine açıklayamadığı için, "Allah istedi napayım" şeklinde kendini savunmasından başka birşey olmadığını göremez, onun gerçekten Allah'tan vahy aldığına, peygamber olduğuna inanır. Çünkü soru sormak beyin ister, var olana uymak ise beyin gerektirmez, sadece diğerlerini takip etmek yeterlidir.

"

Beyni rafa kaldırmayı da ben söylemiyorum, müslümanlar diyor bunu, "biz Kuran'ı anlayamzyız, alimler anlar ancak, bizim beynimiz ne ki, ne haddimize" diye. Eğer kızacağın birileri varsa git onlara kız, bana değil.

 

Saygılar.

 

Diğer bazı yazılarıma dikkat edersen, onlara en baştan karşı çıktığımı görürsün... Ben aksine söylüyorum ki, her insan Kur'an-ı anlayabilir, tabi anlamak isterse ve gücü yettiğince... Beynini kullanmayan hiç bir insanın neredeyse yaşamaya hakkı yoktur, varlığa ihanet gibi geliyor bana... Bir bilgisayarınız var, son derece yüksek özelliklerle donatılmış ama kullanmıyorsunuz? atın daha iyi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Diğer bazı yazılarıma dikkat edersen, onlara en baştan karşı çıktığımı görürsün...

 

Karşı çıkıkyorsan, peki sen sorabiliyormusun "İbrahim'e yapıldığına inanılan test ne biçim test" diye?

 

Ben aksine söylüyorum ki, her insan Kur'an-ı anlayabilir, tabi anlamak isterse ve gücü yettiğince...

 

Bu önümdeki kağıt beyaz değil aslında. Siyah. Siyah. Ben siyah olduğunu göremiyorsam, bu benim aklımın almamasından dolayı, yada kalbimin mühürlü olmasından dolayı. Ya da bu kağıdın siyah olduğunu görmek işime gelmiyor.

 

Beynini kullanmayan hiç bir insanın neredeyse yaşamaya hakkı yoktur, varlığa ihanet gibi geliyor bana...

(Bunu bilinçli söylemediğini varsayıyorum. Tanıyabildiğim kadarıyla bunu söylemeyecek bir adamsın. O nedenle parantez arası söylüyorum bunları. Bu nazizm düşüncesidir. Hitler, bütün sakat, psikolojik sorunlu, ruh hastası, muhalif insanları öldürtmüştür. Beyni çalışmayanaın da yaşama hakkı var da, çalıştırmadığı beyni ile kabul ettiği doğruları bize de kabut ettirmek için zorlamaya hakkı yoki.)

 

Bir bilgisayarınız var, son derece yüksek özelliklerle donatılmış ama kullanmıyorsunuz? atın daha iyi...

:clover:

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Karşı çıkıkyorsan, peki sen sorabiliyormusun "İbrahim'e yapıldığına inanılan test ne biçim test" diye?

 

Sorabiliyorum, ama tabi vereceğimiz cevaplar, algılarımıza göre değişecektir. Siz İbrahim'in sınanmadığına, karısı Sare'nin ihtirasında kalarak oğlunu kesmeye götürdüğüne ama orada da oğluna kıyamayıp koç bahanesini uydurduğuna inanabilirsiniz. Çünkü İbrahimin yanında, olaya şahitlik yapacak hiç kimse yoktur ve oğlu'da kesilmemek için bu yalana ortak olmuş olabilir. Bu İnanmadığnız sürece son derece mantıklı bir açıklamadır. Ama İnanan insan olayın entrika yada ihtiras boyutuna bakmıyor. Bakın bu yorum bile son derece örtüşüyor söylediklerinizle, ama diyorum ya inançlı insanlar bu şekilde ele almıyor olayı. Olay Allah'a sadakat olayı olarak algılanıyor. Allah'a verdiği sözü tutabilecek mi? yada Allah uğruna Oğlu'nu kesebilecek mi? E burada da İnanmayanlar şunu sorabilirler: Hem Peygamber olarak gönderip hemde inancını mı sınıyor? diyebilirler. Asıl önemli olan, sonuçta İbrahim'in herşeyden önce bir insan olduğu, hata yapabileceği. Benim açımdan Dünyadaki tek önemli şey İnsanın, Varlığın ve Varlığının Hakk olup olmadığını bilebilmesidir ve Hz. İbrahim, Peygamberlikten öte, aslında bununla sınanmıştır... Yani oradaki seçimi ne olacak? Herşeyi Hakk'tan mı, yani Herşeyin Tanrı ile Bir olduğunu bilebilecek mi, bilemeyecek mi? Musa, Tur dağında; Muhammed'de Miraç'ta bunu idrak etmekle ölçülmüşlerdir. Ayrıca şunu da söylemeliyim ki, "Allah'ın Peygamber Göndermesi" inancı bana abartılı geliyor. Tanrı Peygamberi Seçmiş olmalı, Göndermiş olmalı değil... Burada çok ince bir ayrıntı var bence, çok ince bir yanlış anlaşılma var... Dediğim gibi bu nasıl algıladığına bağlı...

 

Koç/Kurban olayında Olay örgüsünü Tevrat'a ve Kur'an-a dayandırarak şöyle analiz edebilirsiniz, sizin algılarınıza göre: İbrahim'in Sare'den çocuğu olmuyordu. Sare isteyerek, İbrahim'in cariyesi Hacerden Bebek yapmasını tavsiye eder. İbrahim önce istemese de razı olur ve İsmail dünyaya gelir. Ama İsmail 13yaşındayken Sare'den İshak adlı bir çocuğu olur İbrahim'in. Sare bu yüzden artık İsmail'i çekememektedir. İbrahim'de artık Sare'nin ihtirasına yenilerek İsmail'i öldürmeye götürür ama öldüreceği yerde insafa gelerek İsmaili öldürmez ve Kurbanlık koç yalanını uydurur. Zaten daha sonra İsmail yalanı ortaya çıkarmasın diye annesi Hacer ile beraber Kabe'nin olduğu yere sürülür ve ara sıra İbrahim onları ziyarete gider... Sizin için mantıklı gelen bakış budur değil mi? Şu ayrıntıyı yazmak istiyorum, Tevrat, Kurbanlık çocuğun "İshak Peygamber" olduğunu savunur, İsmail değildir Tevrat'a göre kurbanlık...

 

Sizin gibi bakabiliyormuşum demek ki? tabi zamanında...

Bu önümdeki kağıt beyaz değil aslında. Siyah. Siyah. Ben siyah olduğunu göremiyorsam, bu benim aklımın almamasından dolayı, yada kalbimin mühürlü olmasından dolayı. Ya da bu kağıdın siyah olduğunu görmek işime gelmiyor.

İşinize mi gelmiyor yoksa kalbiniz mi mühürlü ben bunu bilemem... Benim tek bildiğim, herkes farklı anlamlar yüklüyor. Biliyorsunuz ki Renkler görecelidirler. Tek bir gözle baktığınızda, Çift gözünüzle baktığınızdan farklı bir tonda görürsünüz renkleri. Gerçek tektir ama bir gerçeği farklı algılarız... "İşine Gelmediği İçin Siyahı Görmek İstememek": Bence bu pek işe yara bi tanım değil ama. Yani bana mantıksız geliyor. Ya insan çelişkili gördüğü şeye nasıl inanabilir ki? Yani niye işine gelmiyor. İnsan doğruyu bulma amacında değil mi? Çelişkili olduğu bilinen birşey nasıl savunulur o zaman? Eğer çelişkili olarak algılamıyorsanız, savunulur. Yani size çelişki arzediyordur, ama bi başkasına arzetmiyodur... Sanırım bundan dolayı. Ama şu var ki, Organizma yada daha doğrusu bilinç bir "Dengelenme" temelinde var olmuştur. Bildiklerimiz bizi dengede tutuyorsa, yeni bir arayışa girmeyiz, yeni fikirleri kabullenmeyiz. Çelişkili olduğunu söylediğiniz inançlar, inanan insanları dengede tutuyor demek ki... Buda zekanın bir başka işleyişi işte...

 

(Bunu bilinçli söylemediğini varsayıyorum. Tanıyabildiğim kadarıyla bunu söylemeyecek bir adamsın. O nedenle parantez arası söylüyorum bunları. Bu nazizm düşüncesidir. Hitler, bütün sakat, psikolojik sorunlu, ruh hastası, muhalif insanları öldürtmüştür. Beyni çalışmayanaın da yaşama hakkı var da, çalıştırmadığı beyni ile kabul ettiği doğruları bize de kabut ettirmek için zorlamaya hakkı yoki.)

Bu açıdan bakınca, söylememiş olmayı yeğledim o yazdıklarımı... Sanırım çok katı bir tespitte bulundum. O yazdıklarımla, Bilgisayar örneğimi nitelemek istemiştim ama çok abartılı kaçmış sanırım... Ama dediğiniz gibi, kimsenin bildiklerini diğerlerine dikte etmesine, kabul etmeye zorlamasına ve sadece kendisini meşru görmesine olumlu gözle bakamıyorum... Çok yanlış bir düşünce... İnsanlar birbirlerinin Bildiklerine, Anlayışlarına, İnançlarına saygı göstermelidir...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu açıdan bakınca, söylememiş olmayı yeğledim o yazdıklarımı... Sanırım çok katı bir tespitte bulundum. O yazdıklarımla, Bilgisayar örneğimi nitelemek istemiştim ama çok abartılı kaçmış sanırım... [/b][/size][/font]

 

Sayın boşig,

endişen olmasın, ben, senin o sözü, yazıya dökülen anlamda söylemeyeceğini tahmin ettiğim için, seni suçlamadım, üstüne atlamadım zaten, bilinçli söylemediğini varsaydığımı söyledim. Ağzından yanlış çıkan, dil sürçmesi birşeyden dolayı seni yargılamayız, kafan rahat olsun.

 

Ama dediğiniz gibi, kimsenin bildiklerini diğerlerine dikte etmesine, kabul etmeye zorlamasına ve sadece kendisini meşru görmesine olumlu gözle bakamıyorum... Çok yanlış bir düşünce... İnsanlar birbirlerinin Bildiklerine, Anlayışlarına, İnançlarına saygı göstermelidir...

 

:clover:

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kardeşim,

 

Bilerek mi konuşuyorsun yoksa inadından masal mı uyduruyorsun. Ne demek İslam alimleri zındık olduğu için alim olmuş!İlk defa senden duyuyorum. İbn-i Sina müslümandır, zındık falan değildir. Diğerleri hakeza. Lütfen herkesin kabul ettiği şeyi sırf inadınız yüzünden kabul etmemezlik yapmayın. Herşeyi mi siz biliyorsunuz?

 

İbni Sina Aristocu bir felsefeye sahiptir. Felsefesi ile dile Allah inancı konusunda dile getirdiği şeyler zamanında İslam çevrelerinde kabul görmemiştir.

 

Matbaanın kabul edilmeyişinin müslümanlıkla falan alakası yoktur. Ayrıca matbaanın Osmanlıya alınmadığı dönem, benim bahsettiğim dönem değil, aksine Osmanlı da İslam ın kendilerine uydurulduğu bir dönemdedir. Yani çöküş dönemi. Gavur icadı deyip kullanmamak İslam a uygun olsaydı, şu an ben sana bu cevabı yazıyor olmayacaktım.

 

Valla ben çok müslüman tanıyorum evine televiyon ve bilgisayar sokmayan. hatta şu ünlü Cübbeli Hoca bile evinize televizyon almayın diye vaaz veriyor (ama kendi evine büyük ekran plazma almış :) )

 

Komünizm in uygulanabilir olup olmaması ayrı bir konudur. Onu ayrıca tartışırız. Ama İslam ın hakkıyla uygulandığı dönemler olmuştur ki başlarda İslam dünyası gelişmiştir. İslam kuralları uygulanamaz kurallar falan da değildir. Sadece bazı insanlara zor gelmektedir ki bu insanlar da ülkenin başında olunca haliyle İslam doğru dürüsüt uygulanamamıştır.

 

Komünizm ile İslam, teori ve pratik açısından benzeşir. Her ikisi de uygulayıcıları suçlar.

 

İslam kuralları insan doğasına aykırı kurallardır. Kuran her yönü gösteren bir pusuladır. her yönü gösteren bir pusula ile yön bulunmaz. O pusulayla yola çıkanların kimisi Fethullahçılar gibi olur, kimisi Madımakçılar gibi olur, kimisi Talibancı olur, Kimisi El Kaideci olur. Pusulanın her yönü göstermesi, hikmetin değil, bozkluğundandır.

 

Ayrıca İslam a daha nasıl Yahudi dini dersin anlamak mümkün değil. Öğrenmişsin bişey, heryerde aynı şeyi söylüyorsun. Madem Yahudi dini kanıtla o zaman. Hz. Muhammed okuma-yazma bilmiyordu diyoruz. Sen hala Yahudi dini diyorsun. Bir kanıt göster bize???

 

Kuran'da yeralan tüm hikayelerin Yahudi hikayeleri olması yetmiyor mu? yahudilerin seçilmiş halk olması yetmiyor mu?

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Din tarafından gözleri perdelenmiş, beyni rafa kaldırılmış insan;

 

- Allah'ın bir insana "oğlunu kes" demesini normal karşılar, bu Allah psikopat mı sorusu aklına gelmez hiç.

- Bir babanın oğlunu yatırıp bıçağı boynuna dayamasını normal karşılar, bu adamın Allah'a "Allah'ım bu ne biçim test? Oğlumu alacağına beni al. Beni niye başka bir can ile test ediyorsun ki"? sorusunu neden sormadığını düşünmez.

- Oğlunu kes diye talimat veren Allah'ın, neden caydığını, neden tutarlılık sergilemediğini, insan hayatını neden oyuncak yerine koyduğunu sormak aklına gelmez.

- Bütün bu olayın, patolojik vaka niteliğindeki bir adamın, evladını kesmeye kalkmasını çervesine açıklayamadığı için, "Allah istedi napayım" şeklinde kendini savunmasından başka birşey olmadığını göremez, onun gerçekten Allah'tan vahy aldığına, peygamber olduğuna inanır. Çünkü soru sormak beyin ister, var olana uymak ise beyin gerektirmez, sadece diğerlerini takip etmek yeterlidir.

"

Beyni rafa kaldırmayı da ben söylemiyorum, müslümanlar diyor bunu, "biz Kuran'ı anlayamzyız, alimler anlar ancak, bizim beynimiz ne ki, ne haddimize" diye. Eğer kızacağın birileri varsa git onlara kız, bana değil.

 

Saygılar.

O halde inanan insanlar beyinsiz oluyor son tahlilde :stuart:

sonuçta herşeyi sorgulamayı bilen bir fılozof tanrıyada inanabiliyor..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

O halde inanan insanlar beyinsiz oluyor son tahlilde :stuart:

sonuçta herşeyi sorgulamayı bilen bir fılozof tanrıyada inanabiliyor..

 

Hiçbir şekilde kanıt bulunamayan bir şey hakkında bir varsayıma/teoriye/inanca sahip olmanın bir sakıncası yok.

 

Oo teorinin/varsayımın/inancın doğru olduğunu iddia edip, başka hiçbir alternaftifi düşünmeye bile gerek görmeden kabul etmek ve bu iddiaya inanmayanları şöyle veya böyle bu inancı/varsayımı/teoriyi doğruymuş gibi kabul etmeye zorlamak sakıncalıdır.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İbni Sina Aristocu bir felsefeye sahiptir. Felsefesi ile dile Allah inancı konusunda dile getirdiği şeyler zamanında İslam çevrelerinde kabul görmemiştir.

Valla ben çok müslüman tanıyorum evine televiyon ve bilgisayar sokmayan. hatta şu ünlü Cübbeli Hoca bile evinize televizyon almayın diye vaaz veriyor (ama kendi evine büyük ekran plazma almış :) )

Komünizm ile İslam, teori ve pratik açısından benzeşir. Her ikisi de uygulayıcıları suçlar.

 

İslam kuralları insan doğasına aykırı kurallardır. Kuran her yönü gösteren bir pusuladır. her yönü gösteren bir pusula ile yön bulunmaz. O pusulayla yola çıkanların kimisi Fethullahçılar gibi olur, kimisi Madımakçılar gibi olur, kimisi Talibancı olur, Kimisi El Kaideci olur. Pusulanın her yönü göstermesi, hikmetin değil, bozkluğundandır.

Kuran'da yeralan tüm hikayelerin Yahudi hikayeleri olması yetmiyor mu? yahudilerin seçilmiş halk olması yetmiyor mu?

 

Saygılar.

 

Bazı felsefeleri İslam çevrelerinde kabul görmedi diye zındık olmaz bir insan. Ayrıca koskoca 200 yılda tek İbn-i Sina mı yetiştirmiş İslam alemi? Zamanında müslüman alimlerin bulduklarını, şimdi avrupalılar sahip çıkıp bilim tarihini kendilerine yamadılar.

Bak sana kısa bir liste:

 

İlk kağıt fabrikasını kuran alim İbni Fazıl

 

Kızamık ve çiçek hastalığını keşfeden; alim Razi

 

Mikrobu ilk tanımlayan alim Akşemseddin

 

Cüzzamı bulan alim ... İbni Cessar

 

Vebanın bulaşıcı olduğunu bulan alim İbni Hatip

 

Verem mikrobunu bulan alim Kambur Vesîm

 

Retina tabakasını bulan alim İbni • Rüşd

 

İlk göz ameliyatını yapan alim Ammar

 

İlk kanser ameliyatını yapan alim Ali bin Abbas

 

Küçük kan dolaşımını bulan alim İbnünnefis

 

İlk Tabipler odası başkanı Ali bin Rıdvan

 

Sıfırı ilk kullanan alim Harizmi

 

Trigonometriyi ilk bulan alim Battani

 

Tanjant, kotanjant ve kosekantı ilk kullanan alim Ebul Vefa

 

Trigonometri kitabını yazan alim Nasiruddin Tusi

 

İlk trigonometrik dönüşüm formülünü bulan alim İbni Yunus

 

Binom formülünü ilk bulan alim Ömer Hayyam

 

İlk difransiyel kitabını yazan alim. Sabit bin Kurra

 

Ondalık kesiri ilk bulan alim Gıyaseddin Cemşid

 

İlk usturlabı yapan alim Zerkali

 

Dünyanın döndüğünü keşfeden ilk alim Biruni

 

Dünyanın çevresini ilk ölçen alim Musa kardeşler

 

Güneşin yüzündeki lekeleri ilk bulan alim Fergani

 

Yıldızların yer ve açıklıklarını ölçen ve ilk cetveli geliştiren alim Cabir bin Eflah

 

İlk otomatik kontrol sistemleri tasarlayan alim Ahmet bin Musa

 

Sibernetiği ilk kuran alim. İsmail-El Gezeri

 

İlk optik temellerini koyan alim İbni Heysem

 

Sesin .fiziki açıklamasını ilk yapan alim Farabi

 

İlk torna tezgahını yapan alim İbni Karara

 

Kanatlarla uçan ilk alim Hazerfen Ahmed Çelebi

 

İlk uçağı yapan alim Ebu Firnas (Bunu da wright kardeşler mi yapmıştı?)

 

Yer çekimini ilk bulan alim Razi (Hepimiz Newton diye biliriz)

 

Sarkaçlı saati ilk yapan alim İbni Yunus

 

Maddelerin özgül ağırlığını ilk hesaplayan alim Hazini

 

Atomun parçalanabileceğim ilk bulan alim Cabir bin Hayyan

 

Gök kuşağını ilk açıklayan alim Kutbettin Şirazi

 

İlk kimya laboratuarını kuran alim. Cabir

 

Saf alkolü ilk elde eden alim Razi

 

Fosforu ilk bulan alim Beşir

 

Havan topunu ilk bulan alim Fatih Sultan Mehmed

 

İlk kıta seyahatnamesini yazan alim İbni Battuta

 

İlk dünya haritasını çizen alim Mürsiyeli İbrahim

 

İlk ecza kitabını yazan alim İbni Baytar

 

 

 

Evine televizyon sokmayan çok müslüman tanıyosun diye teknoloji düşmanlığı İslam ın suçu mu? İslam da öyle birşey yok. Adam kendi sokmaz sokmaz, seni ne ilgilendirir. Aynı adam içki içse bu sefer de İslam içkiye cevaz veriyor mu diyeceksin?

 

Komunizm ile İslam benzeşir demişsin. Kardeşim, komunizm insanlar tarafından bulunmuş bir sistem. İslam Allah ın sistemi. İslam uygulandığı zaman tarihte de görüldüğü gibi toplum ilerliyor ve düzene giriyor. İslam ın olmadığı yerde de kargaşa, hırsızlık, fuhuş, dolandırıcılık vs. birçok yanlış iş oluyor ve toplum düzeni bozuluyor. Mesela İslam da hırsızlık yapanın eli gider. Şimdi bu kuralı koysa ülkeler, hırsızlık ne kadar düşer, hatta hiç olmayan yerler olur. Ayrıca eli gittiğinden bir daha hırsızlık da yapamaz. Şimdi nasıl? Yatıyo 2 sene sonra tekrar aynı suça devam. Sonra da kaygılanıyoruz hırsızlık oranı giderek arttı diye. Bunun başka yolu yok yani. El kesilmesine insan hakları diye karşı çık, sonra hırsızlık artınca kaygılan. Gördüğün gibi insan kendi kendine ediyor. Ayrıca İslam Allah ın kuralları olduğuna göre insanı yaratan Allah da elbette bizi en iyi bilendir. Bizi yaratan, bizim kullanma kılavuzumuzu da vermiş ama tabi anlayana.

 

Kuran da yer alan hikayelerden bi kısmının Tevratta olması gayet normal. Çünkü ikisi de Allah kelamı ve iki halka da geçmiş milletlerin haberlerini vermiş Allah. Ayrıca dikkat et Tevrat da Kuran da aşağı yukarı aynı yerlerde indirilmiş. Yani hikaylerin o bölgedeki geçmiş kavimlerden olması ve bu yüzden benzer olması çok normal. Bu Kuran ı yahudi kitabı yapmaz. Ayrıca Kuran da Hz.İsa dan da Meryem den de bahseder. Var mı Tevrat da böyle bir bilgi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ekleme yapmak istiyorum, Çok Bilinmeyenli denklemlerdeki x bilinmeyeni yine İslam dünyasında batı'ya geçmiştir. Yani tek, iki ve çok bilinmeyenli denklemler İslam dünyasından batıya geçmiştir. Bu nasıl olmuştur peki? İslam dünyasına Ömer Hayyam ile giren Bilinmeyenli denklemlerde bu X'i nitelemek için Ömer Hayyam bu bilinmeyen "Şey" demiştir. Oradan bu bilgi, Endülüsler aracılığı ile İspanyaya geçmiştir. İspanyolcada "Ş" harfi olmadığı için, İspanyollar bu harfin yerine aynı sesi veren "X" harfini kullanmışlar ve bilinmeyene "Xay" demişlerdir. Bilirsiniz, mesela "Xavier" adı "Şaviye" diye telaffuz edilir İspanyollarca. İşte daha sonra "X" ve "Y" bilinmeyenleri buradan türemiştir...

 

Bundan başka, Kanat takarak uçan ve insanların niçin uçamayacağını, insan cesetleri inceleyerek tesbit eden ilk insan Hazerfen Ahmet Çelebi'dir.

 

Mimar Sinan'ın eserleri Jponya'dan Amerika'ya kadar hala en önemli mimari eserler olarak tanınır.

 

Nasrettin Hoca'nın (Kendisi Müslüman bir Evliyadır) kişiiği ve kimliği diğer ülkelere kadar taşınmış ve örnek teşkil etmiş hatta heykelleri dahi dikilmiştir.

 

Mevlana ve Yunus aradan yüzyıllar geçmesine rağmen hala "İnsanlık" ve "Hoşgörü" anlayışını temsil etmektedirler ve kaynaklarını İslam'dan alır bu Evliyalar.

 

Matebatikle ilgilenenler "Cebir"in nasıl bir ilim olduğunu bilirler. İslam dünyasında keşfedilmiştir ve en önemli temsilcisi Cafer es-Sadık'tır. Kendisi Hz. Muhammed soyundan gelir ve Şiiliğin Caferilik kolunun İmamıdır.

 

İbn-i Haldun ise Avrupalılarca bile Sosyoloji'nin babası olarak bilinir...

 

Fatih Sultan Mehmet, döktürdüğü topların balistiğini bizzat kendi ölçmüş ve aynı oranlarda en büyük topları döktürerek Balistik Biliminin öncüsü olmuştur, ama bu pek bilinmez nedense...

 

Bunlar gibi daha yüzlerce örnekler vardır. Ali Kuşçu vs vs vs...

 

Müslümanların "Bilim" yapamadığını söylemek çok yanlış ve çok eksik bir bilgidir. Zira Farsi bir gazetecinin, Batının kibirli Zihniyeti ile İslam dünyasını "Geri" olarak niteleyen bir adama verdiği şu cevap, taşı tamda gediğine koymaktadır aslında: Avrupalılar birbirlerini öldürürlerken, biz İran'da Satranç oynuyorduk...

Multi arkadaşım, verdiğin bilgiler için çok sağol... Bu bilgiyi vermesine neden olan BrainSlapper arkadaşım, sende eleştiri çaban için çok sağol. Yoksa pekte bu bilgileri edinecek halim yoktu ne yazık ki :( , tabi doğruluğunu yeniden araştırmak gerek emin olmak için.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bazı felsefeleri İslam çevrelerinde kabul görmedi diye zındık olmaz bir insan. Ayrıca koskoca 200 yılda tek İbn-i Sina mı yetiştirmiş İslam alemi? Zamanında müslüman alimlerin bulduklarını, şimdi avrupalılar sahip çıkıp bilim tarihini kendilerine yamadılar.

Bak sana kısa bir liste:

 

İlk kağıt fabrikasını kuran alim İbni Fazıl

 

Kızamık ve çiçek hastalığını keşfeden; alim Razi

 

Mikrobu ilk tanımlayan alim Akşemseddin

 

Cüzzamı bulan alim ... İbni Cessar

 

Vebanın bulaşıcı olduğunu bulan alim İbni Hatip

 

Verem mikrobunu bulan alim Kambur Vesîm

 

Retina tabakasını bulan alim İbni • Rüşd

 

İlk göz ameliyatını yapan alim Ammar

 

İlk kanser ameliyatını yapan alim Ali bin Abbas

 

Küçük kan dolaşımını bulan alim İbnünnefis

 

İlk Tabipler odası başkanı Ali bin Rıdvan

 

Sıfırı ilk kullanan alim Harizmi

 

Trigonometriyi ilk bulan alim Battani

 

Tanjant, kotanjant ve kosekantı ilk kullanan alim Ebul Vefa

 

Trigonometri kitabını yazan alim Nasiruddin Tusi

 

İlk trigonometrik dönüşüm formülünü bulan alim İbni Yunus

 

Binom formülünü ilk bulan alim Ömer Hayyam

 

İlk difransiyel kitabını yazan alim. Sabit bin Kurra

 

Ondalık kesiri ilk bulan alim Gıyaseddin Cemşid

 

İlk usturlabı yapan alim Zerkali

 

Dünyanın döndüğünü keşfeden ilk alim Biruni

 

Dünyanın çevresini ilk ölçen alim Musa kardeşler

 

Güneşin yüzündeki lekeleri ilk bulan alim Fergani

 

Yıldızların yer ve açıklıklarını ölçen ve ilk cetveli geliştiren alim Cabir bin Eflah

 

İlk otomatik kontrol sistemleri tasarlayan alim Ahmet bin Musa

 

Sibernetiği ilk kuran alim. İsmail-El Gezeri

 

İlk optik temellerini koyan alim İbni Heysem

 

Sesin .fiziki açıklamasını ilk yapan alim Farabi

 

İlk torna tezgahını yapan alim İbni Karara

 

Kanatlarla uçan ilk alim Hazerfen Ahmed Çelebi

 

İlk uçağı yapan alim Ebu Firnas (Bunu da wright kardeşler mi yapmıştı?)

 

Yer çekimini ilk bulan alim Razi (Hepimiz Newton diye biliriz)

 

Sarkaçlı saati ilk yapan alim İbni Yunus

 

Maddelerin özgül ağırlığını ilk hesaplayan alim Hazini

 

Atomun parçalanabileceğim ilk bulan alim Cabir bin Hayyan

 

Gök kuşağını ilk açıklayan alim Kutbettin Şirazi

 

İlk kimya laboratuarını kuran alim. Cabir

 

Saf alkolü ilk elde eden alim Razi

 

Fosforu ilk bulan alim Beşir

 

Havan topunu ilk bulan alim Fatih Sultan Mehmed

 

İlk kıta seyahatnamesini yazan alim İbni Battuta

 

İlk dünya haritasını çizen alim Mürsiyeli İbrahim

 

İlk ecza kitabını yazan alim İbni Baytar

 

Yukarıdaki isimlerin çoğu hakkında fazla bilgim yok, öğrenirim. Hakkında yeterli bilgi sahibi olduklarıma ilişkin (kırmızı renkli) bazı şeyler yazayım:

 

 

Ömer Hayyam

 

Ömer Hayyam, sadece kimlik müslümanıdır, doğum nedeniyle müslüman bir insandır, onun müslüman olduğu iddia edilemez.

 

Müslümanlık, insanın neden bu dünyada olduğunu, dünyanın nasıl var olduğunu "kendisine sunulan cevaplardan" bilir. Ömer Hayyam şu dörtlüklerin yazarıdır ve bu, müslüman inancıyla ters düşer.

 

Bu varlık denizi nerden gelmiş bilen yok;

Öyle büyük bir inci ki bu büyük sır delen yok;

Herkes aklına eseni söylemiş durmuş,

İşin kaynağına giden yolu bulan yok.

 

Bu dünyaya kendi isteğimle gelmedim ben;

Şaşkınlıktan başka şeyim artmadı yaşarken.

Kendi isteğimle de gidiyor değilim şimdi,

Niye geldik kaldık, niye gidiyoruz bilmeden.

 

Gören göze güzel, çirkin hepsi bir;

Aşıklara cennet, cehennem, hepsi bir;

Ermiş ha çul giymiş, ha atlas;

Yün yastık, taş yastık, seven başa hepsi bir.

 

Hazerfen Ahmed Çelebi

 

Padişah tarafından çalışması önce takdir edilmiş, ancak Şeyhülislam'ın "Allah insanı uçurmak isteseydi, kanat verirdi. Bu adam Allah'a karşı geliyor" diyerek öldürülmesine cevaz verdiği adamdır. Padişah Hazerfen'i öldürtmemiş, ancak Cezayir'e sürgüne göndermiştir. Hazerfen cezayir'de ölmüştür.

 

Fatih Sultan Mehmed

 

Büyük devlet adamıdır, Osmanlının kurumsallaşmasını sağlamıştır, en zayıf yönü islami yönüdür. Annesinin Hristiyan olmasından dolayı dini duyguları iki arada bir derededir. O nedenle dini değerleri önemsememiştir. Büyük bir ihtimalle, inançsızdır. İslam dünyasındaki resim karşıtı yagın geleneğe rağmen resim yaptıran ilk padişahtır. Tamamen dünyevi nedenlerle padişahların şehzade kardeşlerini katletmelerini yasallaştırmıştır. İslama uygun hareket etmemesi nedeniyle, Papalık onun Hristiyan olacağını bile düşünmeye başlamıştır. Fatih'in bu davranışı Hristiyan olacağından değil, dini önemsememesinden, veya büyük ihtimalle dinsiz olmasındandır.

 

Biz ilkokuldayken İstanbul'un fethi bölümünde, Fatih Sultan Mehmet'in, topları bir "Macar Topçu Urban"a döktürdüğü yazardı, şimdi o bölümleri çıkarmışlar. Topları Macar Topçu Urban'ın yapmasının Fatih'in büyüklüğüne gölge düşüreceğini zanneden zihniyet şimdi dezenfekte edilmiş bilgi sunuyor çocuklara.

 

 

Abbas İbn Firnas

 

İlk uçağı yapmadı. Hazerfen Ahmet çelebi tarzı birşey yaptı, onda da başarısız oldu ve yaralandı. Hazerfen kadar başarılı olamadı. Yaptığı şeye "kanat" veya en iyi nitelendirmeyle "planör" denebilirdi belki başarılı olsaydı, ama uçak denemez. Uçağı planörden ayıran şey rüzgara veya başka şeye gerek duymadan uçabilmesini sağlayan, insan dışındaki güçkaynağına sahip olmasıdır. Abbas İbn Firnas başarısız olduğu için, çalışmasını sürdüren olmadı. Wright kardeşler başarılı oldujkları için, çalışmaları geliştirildi, bugünkü uçaklara kadar geldi çalışmaları.

 

Evine televizyon sokmayan çok müslüman tanıyosun diye teknoloji düşmanlığı İslam ın suçu mu? İslam da öyle birşey yok. Adam kendi sokmaz sokmaz, seni ne ilgilendirir.

 

Teori ve pratik birbirinin parçasıdır.

 

Televizyonu tercihen sokmuyorsa birşey diyemem, ama evine televizyon sokmayanların çoğo "islami olmadığı için" sokmuyorlar, yani dayanakları islam. Fatih'e git, Cüppeli Hocayı dinle biraz, ufkun açılır. Sonra Taliban'ın uygulamalarına bak, televizyonu yasaklama gerekçelerine bak.

 

Komunizm ile İslam benzeşir demişsin. Kardeşim, komunizm insanlar tarafından bulunmuş bir sistem. İslam Allah ın sistemi.

 

Komünizm de insan ürünü, islam da. İnançlarını gerçekmiş gibi sürme piyasaya.

 

 

İslam uygulandığı zaman tarihte de görüldüğü gibi toplum ilerliyor ve düzene giriyor. İslam ın olmadığı yerde de kargaşa, hırsızlık, fuhuş, dolandırıcılık vs. birçok yanlış iş oluyor ve toplum düzeni bozuluyor. Mesela İslam da hırsızlık yapanın eli gider. Şimdi bu kuralı koysa ülkeler, hırsızlık ne kadar düşer, hatta hiç olmayan yerler olur. Ayrıca eli gittiğinden bir daha hırsızlık da yapamaz. Şimdi nasıl? Yatıyo 2 sene sonra tekrar aynı suça devam. Sonra da kaygılanıyoruz hırsızlık oranı giderek arttı diye. Bunun başka yolu yok yani. El kesilmesine insan hakları diye karşı çık, sonra hırsızlık artınca kaygılan. Gördüğün gibi insan kendi kendine ediyor. Ayrıca İslam Allah ın kuralları olduğuna göre insanı yaratan Allah da elbette bizi en iyi bilendir. Bizi yaratan, bizim kullanma kılavuzumuzu da vermiş ama tabi anlayana.

 

İslam'ın veya herhangi bir semitik dinin yaygın olduğu yerde hırsızlık, dolandırıcılık, kargaşa maalesef daha çok oluyor.

 

Almanya'da sigorta sistemini, işsizlik yardımı sistemini, çocuk yardımı sistemini istismar edenler kimler ona bak. Dini kuzenlerinizin olduğu, İtalya'ya bak, latin amerika'ya bak, ortadoğuya bak. Mısır'ı ziyaret et mesela. Bir de semitik dinlerin yaygın olmadığı ülkelere bak bir de, Japonya'ya bak, Çünê bak, Hindistan'a, veya dinsizliğin yaygınm olduğu İskandinav ülkelerine bak, Almanya'ya bak, Singapur'a bak.

 

Kuran da yer alan hikayelerden bi kısmının Tevratta olması gayet normal. Çünkü ikisi de Allah kelamı ve iki halka da geçmiş milletlerin haberlerini vermiş Allah. Ayrıca dikkat et Tevrat da Kuran da aşağı yukarı aynı yerlerde indirilmiş. Yani hikaylerin o bölgedeki geçmiş kavimlerden olması ve bu yüzden benzer olması çok normal. Bu Kuran ı yahudi kitabı yapmaz. Ayrıca Kuran da Hz.İsa dan da Meryem den de bahseder. Var mı Tevrat da böyle bir bilgi?

 

Önce yazılanda, sonradan olacakların bilgisi olmaz. Tevrat'ta İsa'dan bahsedilmemesi normal bu nedenle.

 

Her iki kitap da Allah kelamı demekten vazgeç bence, Allah kelamı değil, Allah kelamı olduğu İDDİA EDİLEN şeyler.

 

Pamuk prenses ve Yedi Cüceler masalını, Çiçek Prenses ve Yedi Bücürler diye uyarlarsan, içerik az çok aynı ise, o hikaye de Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler olur, yeni birşey olmaz. Bu nedenle İslam da bir Yahudi dinidir. Dolayısı ile Yahudileri seçilmiş halk sayan, Yahudi liderlerden başkasının hikayesini anlatmayan Kuran da hep yahudilerden bahsediyor.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yukarıdaki isimlerin çoğu hakkında fazla bilgim yok, öğrenirim. Hakkında yeterli bilgi sahibi olduklarıma ilişkin (kırmızı renkli) bazı şeyler yazayım:

Ömer Hayyam

 

Ömer Hayyam, sadece kimlik müslümanıdır, doğum nedeniyle müslüman bir insandır, onun müslüman olduğu iddia edilemez.

 

Bakın, gördüğüm kadarıyla, nedense Bilimle uğraşanları yada böyle çabaları olanlar hep İslam Dışı tutma eğilimindesiniz. Ömer Hayyam'ı İslam dışı göstermeye çalışmışsınız ama bence tamda İslam'ın içnde olduğunu örnekleyen kanıtlar sunmuşsunuz. Bildiğiniz gibi Nesimi ve Hallac-ı Mansur'da Ömer Hayyam'ın rubaileri ile birebir aynı anlamı taşıyan fikirler söylemişlerdir ve onlarda, hemde Sıradan Müslümanlarca "Kafir" olarak adlandırılıp, idam edilmişlerdir. En açık söyleyişleri "Ene'l Hakk"tır mesela, bunu söyledikleri için idam edilmişlerdir. Ancak dikkat edin, Ahmed Yesevi, Hallac-ı Mansur'un bu söyleşini duyduktansonra demiştir ki "Doğru demiş"... Ve dikkat edin, tüm hepsinin İslam inancı Ömer Hayyam ile aynı doğrultudadır. Yine bunları destekleyen önemli bir İslam Alimi ise 6 ciltlik Mesnevi'yi yazan Mevlanadır. Oda yine herşeyi ve varlığın nedenini aynı şekilde açıklamıştır. Gerçek Hacc'ı, insanın kendisine yönelmesi olduğunu savunmuşlardır. "Eğer gerçeği arar isen, kendinde bulursun, Kabe'de, Hacc'da değil"... Yine Yunus Emre, Mesneviyi okuyunca şöyle demiştir: "Mevlana doğru demiş ama uzatmış, ben olsam derdim ki: Ete Kemiğe Büründüm, Yunus Diye Göründüm.". Ayrıva, Yine sizin altını çizdiğiniz şekilde Yunus'un da deyişi vardır "Cennet cennet dedikleri, bir köş ile bir kaç huri. Sen isteyene onu ver, bana seni gerek seni" demiştir. Gerçi sizin kişisel İslam karşıtlığınız, daha doğrusu önyargınız, bunları direkt olarak "Müslüman değillerdi" yargısına götürüyor ama mesela bize komedyen olarak tanıtılan Nasreddin Hoca'da evliyadır ve söyledikleri kesinlikle Ömer Hayyam'dan farklı değildir. Kaldı ki, Fatih Sultan Mehmed'i "Hıristiyan" veya "Dinsizlik" ile itham etmişsiniz, bugün "Melamilik" denilen yolda, Fatih Sultan Mehmed bir evliya olarak anılır. Kendisi Akşemseddin'in öğrencisidir ve İstanbul'u fethinde Akşemseddin'i komutan olarak görevlendirmiş ve onun tavsiyelerine uymuştur, kaldı ki Akşemseddin'de yine Evliya kimselerdendir. Fatih'in Akşemseddin'e olan hürmeti ve saygısı su götürmez bir gerçektir ve Fatih'in Kur'an-ı Kerim'i ezbere bildiği, hemde Arapçayı iyi bildiği için anlayarak okuduğu zaten bilinir. Bu yüzden Fatih'in Ömer Hayyam'dan, Şeyh Edebali'den, Mevlana'dan, Yunus Emre'den, Ahmed Yesevi'den, Hallac-ı Mansur'dan vs vs farklı davranmasını bekleyemezsiniz. Bu insanlarda katı, yobaz ve hoşgörüsüz olmamışlardır. İslamdan neyi anlıyorlarsa O olmuşlardır. Ama siz bence önyargılarınızı atmalısınız. Nasıl ki Bir çok Müslüman "Doğma"larını aşamıyorsa, sizinde doğmalarınız var: "İlamiyet Kötüdür" "Çok Akıllı kimseler Müslümana olamaz" "Bilimle müslümanlık bir arada olamaz".... yani imalarınızı buraya teker teker almaya gerek yok ama emin olun sizin görebildiğiniz İslam ile bugün avamca savunulan İslam arasında hiç bir fark yok. Yani siz İslam'ı tanıdığınızı söylüyorsunuz ama ne siz nede bir çok Müslüman tanıyabilmiş değil. Ya bi kere Şiilere "Takıyyeci" diyen, "Mutezile"ye bilmem ne diyen, "Enel'l Hakk" diyen adamın öldürülmesini tasvip eden, Emevileri ve onların ortaya attırdığı mezhepleri İslam sanan kimseye Müslüman denebilir mi? Hoşgörüsü olmayan adama Müslüman denebilir mi? Yabence çok fazla öngörüye sahibiz ve Doğmalarımızı kırmalıyız, Eleştirilemez, sorgulanamaz diye bildiğimiz Dini bilgilerin "Evliya" olarak kabul ettiğimiz insanlarca bile sorgulandığını bilmeliyiz. Emin olun, Müslümanların sorgulamaktan korktuğu, şirke düşerim deyip sorgulayamadığı tüm her şey, Kur'an-ı bile Ömer Hayyam'dan tutun, Fatih Sultan Mehmed'e kadar tümevliyalar sorgulamış ve en sonunda anlamışlar ve o yüzden Evliya olabilmişlerdir. Ama nedense bazılar tarafından bu adamlar ya "Deist", ya "Agnostist", ya "Hırisitan", ya "Dinsiz" yada en azında Müslüman olmamaklıkla itham ediliyor. Niye? Çünkü onlara Müslüman demek işlerine gelmiyor... Onlara göre Müslümanlar sadece Arapçılıkı savunan kimselerdir, cahil, yobaz ve bilmez kimselerdir. Oysa İslam ne bugün halkta gördüğünüz dindir, nede bildiğinizi sandığınız...

 

Hazerfen Ahmed Çelebi

 

Padişah tarafından çalışması önce takdir edilmiş, ancak Şeyhülislam'ın "Allah insanı uçurmak isteseydi, kanat verirdi. Bu adam Allah'a karşı geliyor" diyerek öldürülmesine cevaz verdiği adamdır. Padişah Hazerfen'i öldürtmemiş, ancak Cezayir'e sürgüne göndermiştir. Hazerfen cezayir'de ölmüştür.

 

Hazerfen'in Müslüman olmadığının kanıtı mıdır bu? Hazerfen "Bu adam Allah'a karşı geliyor" diyerek sürgün edilmemiştir. Bizzat 4üncü Murat, bunu yapan adam, herşeyi yapar, halkı arkasına alır diyerek göndermiştir. Zira o dönemin tarihsel yapısına bakarsanız Osmanlı yönetiminin halk ayaklanmalarından bezdiğini, artık halk tarafında sevilebilecek, önder olarak tanınabilecek insanlara tahammül edemediğini görürsünüz. Ha eğer aksini iddia ediyorsanız, o şeyhülislam'ın adını, o fetvanın bulunduğu vesikayı, arşivi ve bu bilgileri edindiğiniz kaynağı belirtiniz. Bu şekilde yorum yapmanız pek sağlıklı bir yorum değil...

 

 

Fatih Sultan Mehmed

 

Büyük devlet adamıdır, Osmanlının kurumsallaşmasını sağlamıştır, en zayıf yönü islami yönüdür. Annesinin Hristiyan olmasından dolayı dini duyguları iki arada bir derededir. O nedenle dini değerleri önemsememiştir. Büyük bir ihtimalle, inançsızdır. İslam dünyasındaki resim karşıtı yagın geleneğe rağmen resim yaptıran ilk padişahtır. Tamamen dünyevi nedenlerle padişahların şehzade kardeşlerini katletmelerini yasallaştırmıştır. İslama uygun hareket etmemesi nedeniyle, Papalık onun Hristiyan olacağını bile düşünmeye başlamıştır. Fatih'in bu davranışı Hristiyan olacağından değil, dini önemsememesinden, veya büyük ihtimalle dinsiz olmasındandır.

 

Biz ilkokuldayken İstanbul'un fethi bölümünde, Fatih Sultan Mehmet'in, topları bir "Macar Topçu Urban"a döktürdüğü yazardı, şimdi o bölümleri çıkarmışlar. Topları Macar Topçu Urban'ın yapmasının Fatih'in büyüklüğüne gölge düşüreceğini zanneden zihniyet şimdi dezenfekte edilmiş bilgi sunuyor çocuklara.

 

Merak etmeyin, topu kimlerin döktüğünün bilgisi Fatih'in büyüklüğüne gölge düşürmüyor. Tarihçiler o topları kimin döktüğünü biliyor. Ama asıl bilinmesi gereken, o topların Balistiğini, Eğiini, Ağırlığını, Çapını, Uzunluğunu, Yükselişini vs vs gibi hesaplamaları kimin yaptığıdır. Bu hesaplamaları Bizzat Fatih yapmıştır. o topları o adamlara döktürmesinin nedeni ise, o kimselerin bu işin ehli olmaları ve Fatih'in istediği şekilde topları dökebilecek kadar zeki ve yetenekli olmalarındandır. Topları kimin döktüğü bilindiği gibi nasıl döküleceğinin hesaplarını kimin yaptığıda bilinmektedir hiç kaygınız olmasın... Fatih dini önemsememiş demek yanlıştır ayrıca. Fatih dini, Yunus, Mevlana, Hallac-ı Mansur gibi "Kişisel" olarak algılamıştır. Ancak Osmanlının bir Şeyhülislam bulundurma geleneğinden dolayı bu geleneğe de sabit kalmıştır. Dine aykırı davranmamıştır. Resim Çizmek günah değildir, sadece Hz. Muhammed'çe, Arap halı henüz putperestliği unutmamışken yeniden dönmesin diye bir dönem için yasaklanmıştır. aynı nedenden dolayı mezar ziyareti de yasaklanmıştı. Fatih artık doğma haline getirilmiş bu yasakları kırmanın zamanının geldiğini düşünmüştür. Kaldı ki zaten o dönemde dahi Hz. Muhammed'in minyatürleri yapılmakta idi. Bu İslam olmamakla alakalı değildir. Bugün Vahabi denen cahil kütlesi, Hz. Muhammed zamanındaki gibi yaşamak hasretiyle mezar ziyaretlerine gitmezler mesela. Bu İslam'dan mı kaynaklanmakta, Vahabilerin düşünememelerinden mi? Yani yapmayın, Yanlış anlaşılan İslama bakarak İslamı anlayan insanları "İslam Değildir" diyerek niteliyorsunuz...

 

Televizyonu tercihen sokmuyorsa birşey diyemem, ama evine televizyon sokmayanların çoğo "islami olmadığı için" sokmuyorlar, yani dayanakları islam. Fatih'e git, Cüppeli Hocayı dinle biraz, ufkun açılır. Sonra Taliban'ın uygulamalarına bak, televizyonu yasaklama gerekçelerine bak.

İşte dediğiniz gibi, o Cüppeli hocanın uydurmaları, İslam'ın saçmalığı değil... Ne Taliban temsil etmektedir İslam'ı ne de Ladin, ne de Cüppeli hoca. Bu hocalık, şeyhlik falan hep zaten rant peşinde koşmaktan başka bişey değildir. Bizim burda bile Hoca Efendi dene bi dolandırıcı var, adamın beş parası yoktu, şimdi ömrünüzce sahip olamıcanız villası var adamın... Hemde çalışmadan... Niye? Çünkü bu adamlar sahtekar... İnsanların dini duygularını sömürüyorlar. İslam'ı kullanıyorlar. E İslam'ın suçu ne bunda? CHP, Atatürk'ü kullanıyor, Tayyip "Gaflet, Dalalet ve Hatta Hıyanet" içinde bulunmasına rağmen hala Atatürkçü olduğunu söyleyebiliyor, Bunda suç Atatürk'ün mü? Hırsızın hiç mi suçu yok... Lütfen arkadaşlar, Tamam eleştirin, hatta eleştirilerinizin arkadasında en başta ben dururum ama haksız yere itham etmeyin...

 

Saygılarımla...

 

Ya bakın, birde şu var... Konu'nun başlığı ne? "Kur'an Bilimi Teşvik Eder...". Yani bu konuyu açan insan yada bu görüşü savunan insanlar demek ki Bilim'in İşleyişine (dikkat edin "Blim", "Evrim'e İnanmak" yada "Allah'ın Yok Olduğunu İspatlamak" olarak algılanmamalı bırada) inanıyorlar demek ki... E Ateist, Deist yada Agnostist arkadaşlareımızda inanıyor buna... Bilim'in olması gerektiğine, değil mi? E anlamadığım şu: Niye bu arkadaşlar bardağın dolu tarafından değilde, boş tarafından bakıyorlar. Yani, madem Müslümanlığın, Bilim'e karşı olduğunu savunuyorsunuz (ki kesinlikle karşı değil), Müslüman olduğu halde Bilim'i savunan insanı kucaklamanız gerekmez mi? Ama siz hala "Sen Müslümansın, ne Anlarsın ki?" edasıyla araya duvar örüyosunuz. Oysa ki Bilim'in savunucuları olarak, en başta sizin savunmanız gereken şey "Diyalektik"tir. Ama siz nedense Bilim'i ne pahasına olursa olsun savunuyorsunuz ama bilimin temel kuralına inanmıyorsunuz. Müslümanların Diyelektik açıdan bir yararları dokunacağına inanmıyorsunuz ve kendi bilginizden başka hiç bir bilgiye değer vermiyorsunuz gibi bir imaj yaratıyorsunuz. Her bilgi değerlidir ve öğrenilmeye değerdir oysa...

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bakın, gördüğüm kadarıyla, nedense Bilimle uğraşanları yada böyle çabaları olanlar hep İslam Dışı tutma eğilimindesiniz.

...

Ya bi kere Şiilere "Takıyyeci" diyen, "Mutezile"ye bilmem ne diyen, "Enel'l Hakk" diyen adamın öldürülmesini tasvip eden, Emevileri ve onların ortaya attırdığı mezhepleri İslam sanan kimseye Müslüman denebilir mi?

 

Öyle bir amacım yok, tarihe bakıp söylüyoruz. Bilimle uğraşan insanlara islam toplumlarında ne yapılmış ona bakıp da konuşuyoruz.

 

Sayın boşig, ben tarihe bakıp konuşuyorum. Sen benim bu insanlara neden müslüman demekte direndiğimi sormuşsun, ben de sana bu insanlara neden müslüman demekte direndiğini sorayım.

 

Ömer Hayyam'ı İslam dışı göstermeye çalışmışsınız ama bence tamda İslam'ın içnde olduğunu örnekleyen kanıtlar sunmuşsunuz. Bildiğiniz gibi Nesimi ve Hallac-ı Mansur'da Ömer Hayyam'ın rubaileri ile birebir aynı anlamı taşıyan fikirler söylemişlerdir ve onlarda, hemde Sıradan Müslümanlarca "Kafir" olarak adlandırılıp, idam edilmişlerdir. En açık söyleyişleri "Ene'l Hakk"tır mesela, bunu söyledikleri için idam edilmişlerdir. Ancak dikkat edin, Ahmed Yesevi, Hallac-ı Mansur'un bu söyleşini duyduktansonra demiştir ki "Doğru demiş"... Ve dikkat edin, tüm hepsinin İslam inancı Ömer Hayyam ile aynı doğrultudadır. Yine bunları destekleyen önemli bir İslam Alimi ise 6 ciltlik Mesnevi'yi yazan Mevlanadır. Oda yine herşeyi ve varlığın nedenini aynı şekilde açıklamıştır. Gerçek Hacc'ı, insanın kendisine yönelmesi olduğunu savunmuşlardır. "Eğer gerçeği arar isen, kendinde bulursun, Kabe'de, Hacc'da değil"... Yine Yunus Emre, Mesneviyi okuyunca şöyle demiştir: "Mevlana doğru demiş ama uzatmış, ben olsam derdim ki: Ete Kemiğe Büründüm, Yunus Diye Göründüm.". Ayrıva, Yine sizin altını çizdiğiniz şekilde Yunus'un da deyişi vardır "Cennet cennet dedikleri, bir köş ile bir kaç huri. Sen isteyene onu ver, bana seni gerek seni" demiştir. Gerçi sizin kişisel İslam karşıtlığınız, daha doğrusu önyargınız, bunları direkt olarak "Müslüman değillerdi" yargısına götürüyor ama mesela bize komedyen olarak tanıtılan Nasreddin Hoca'da evliyadır ve söyledikleri kesinlikle Ömer Hayyam'dan farklı değildir. Kaldı ki, Fatih Sultan Mehmed'i "Hıristiyan" veya "Dinsizlik" ile itham etmişsiniz, bugün "Melamilik" denilen yolda, Fatih Sultan Mehmed bir evliya olarak anılır. Kendisi Akşemseddin'in öğrencisidir ve İstanbul'u fethinde Akşemseddin'i komutan olarak görevlendirmiş ve onun tavsiyelerine uymuştur, kaldı ki Akşemseddin'de yine Evliya kimselerdendir. Fatih'in Akşemseddin'e olan hürmeti ve saygısı su götürmez bir gerçektir ve Fatih'in Kur'an-ı Kerim'i ezbere bildiği, hemde Arapçayı iyi bildiği için anlayarak okuduğu zaten bilinir. Bu yüzden Fatih'in Ömer Hayyam'dan, Şeyh Edebali'den, Mevlana'dan, Yunus Emre'den, Ahmed Yesevi'den, Hallac-ı Mansur'dan vs vs farklı davranmasını bekleyemezsiniz. Bu insanlarda katı, yobaz ve hoşgörüsüz olmamışlardır. İslamdan neyi anlıyorlarsa O olmuşlardır. Ama siz bence önyargılarınızı atmalısınız. Nasıl ki Bir çok Müslüman "Doğma"larını aşamıyorsa, sizinde doğmalarınız var: "İlamiyet Kötüdür" "Çok Akıllı kimseler Müslümana olamaz" "Bilimle müslümanlık bir arada olamaz".... yani imalarınızı buraya teker teker almaya gerek yok ama emin olun sizin görebildiğiniz İslam ile bugün avamca savunulan İslam arasında hiç bir fark yok. Yani siz İslam'ı tanıdığınızı söylüyorsunuz ama ne siz nede bir çok Müslüman tanıyabilmiş değil. Ya bi kere Şiilere "Takıyyeci" diyen, "Mutezile"ye bilmem ne diyen, "Enel'l Hakk" diyen adamın öldürülmesini tasvip eden, Emevileri ve onların ortaya attırdığı mezhepleri İslam sanan kimseye Müslüman denebilir mi? Hoşgörüsü olmayan adama Müslüman denebilir mi? Yabence çok fazla öngörüye sahibiz ve Doğmalarımızı kırmalıyız, Eleştirilemez, sorgulanamaz diye bildiğimiz Dini bilgilerin "Evliya" olarak kabul ettiğimiz insanlarca bile sorgulandığını bilmeliyiz. Emin olun, Müslümanların sorgulamaktan korktuğu, şirke düşerim deyip sorgulayamadığı tüm her şey, Kur'an-ı bile Ömer Hayyam'dan tutun, Fatih Sultan Mehmed'e kadar tümevliyalar sorgulamış ve en sonunda anlamışlar ve o yüzden Evliya olabilmişlerdir. Ama nedense bazılar tarafından bu adamlar ya "Deist", ya "Agnostist", ya "Hırisitan", ya "Dinsiz" yada en azında Müslüman olmamaklıkla itham ediliyor. Niye? Çünkü onlara Müslüman demek işlerine gelmiyor... Onlara göre Müslümanlar sadece Arapçılıkı savunan kimselerdir, cahil, yobaz ve bilmez kimselerdir. Oysa İslam ne bugün halkta gördüğünüz dindir, nede bildiğinizi sandığınız...

 

Sen "kafanda bir ideal kurmuşsun, buna İslam adı veriyorsun, buna İslam adı vermek zorunda değilsin, çünkü o islam değil. Sokağa çık ve islam bu de bakalım, ne ile suçlanacaksın. Ben de senin gibi bir dönemden geçtim, Yunus Emre, Mevlana, bektaşi, Çmer Hayyam gibi insanların dışındakilerin İslamı anlayamadıklarını düşünmek beni rahatlatıyordu, ama maalesef islam o insanların anladıkları değil, o insanlar İslam ötesi, din ötesi bir anlayışa kavuşuşlar. Bizim de amacımız o din ötesi bir anlayışa kavuşmak.

 

(Bu arada ben Fatih'e h,Hristiyan demdeim hiçbiryerde, ama dinsiz dedim, Papalık, İslami kurallara uymadığı için, onun Hristiyan olacağını sandı dedim)

 

Merak etmeyin, topu kimlerin döktüğünün bilgisi Fatih'in büyüklüğüne gölge düşürmüyor. ...

Ben de aynı şeyi söyledim zaten. "Topları Macar Topçu Urban'ın yapmasının Fatih'in büyüklüğüne gölge düşüreceğini zanneden zihniyet şimdi dezenfekte edilmiş bilgi sunuyor çocuklara." dedim.

 

Tarihçiler o topları kimin döktüğünü biliyor. Ama asıl bilinmesi gereken, o topların Balistiğini, Eğiini, Ağırlığını, Çapını, Uzunluğunu, Yükselişini vs vs gibi hesaplamaları kimin yaptığıdır. Bu hesaplamaları Bizzat Fatih yapmıştır. o topları o adamlara döktürmesinin nedeni ise, o kimselerin bu işin ehli olmaları ve Fatih'in istediği şekilde topları dökebilecek kadar zeki ve yetenekli olmalarındandır. Topları kimin döktüğü bilindiği gibi nasıl döküleceğinin hesaplarını kimin yaptığıda bilinmektedir hiç kaygınız olmasın...

 

Balistik hesaplarını Fatih'in bizzat yaptığına dair bir iddia duymadım daha önce.

 

 

Fatih dini önemsememiş demek yanlıştır ayrıca. Fatih dini, Yunus, Mevlana, Hallac-ı Mansur gibi "Kişisel" olarak algılamıştır. Ancak Osmanlının bir Şeyhülislam bulundurma geleneğinden dolayı bu geleneğe de sabit kalmıştır. Dine aykırı davranmamıştır. Resim Çizmek günah değildir, sadece Hz. Muhammed'çe, Arap halı henüz putperestliği unutmamışken yeniden dönmesin diye bir dönem için yasaklanmıştır. aynı nedenden dolayı mezar ziyareti de yasaklanmıştı. Fatih artık doğma haline getirilmiş bu yasakları kırmanın zamanının geldiğini düşünmüştür. Kaldı ki zaten o dönemde dahi Hz. Muhammed'in minyatürleri yapılmakta idi. Bu İslam olmamakla alakalı değildir. Bugün Vahabi denen cahil kütlesi, Hz. Muhammed zamanındaki gibi yaşamak hasretiyle mezar ziyaretlerine gitmezler mesela. Bu İslam'dan mı kaynaklanmakta, Vahabilerin düşünememelerinden mi? Yani yapmayın, Yanlış anlaşılan İslama bakarak İslamı anlayan insanları "İslam Değildir" diyerek niteliyorsunuz...

 

defalarca söyledim, kişsel inançla benim zerre kadar sorunum yok, insanlar ister sineğe tapsın, ister ineğe. Eğer Fatih, Hallac,* Mansur, Yunus, Mevlana anlayışına sahipti diyorsan, o adam müslüman değildir. Yine iddiamı tekrarlıyorum.

Kafanızdaki ideali "islam" olarak nitelendirmekten vazgeçin sayın boşig. islam'a puan kazandırmak ZORUNDA değilsiniz. Özgürleşin.

 

 

İşte dediğiniz gibi, o Cüppeli hocanın uydurmaları, İslam'ın saçmalığı değil... Ne Taliban temsil etmektedir İslam'ı ne de Ladin, ne de Cüppeli hoca. Bu hocalık, şeyhlik falan hep zaten rant peşinde koşmaktan başka bişey değildir. Bizim burda bile Hoca Efendi dene bi dolandırıcı var, adamın beş parası yoktu, şimdi ömrünüzce sahip olamıcanız villası var adamın... Hemde çalışmadan... Niye? Çünkü bu adamlar sahtekar... İnsanların dini duygularını sömürüyorlar. İslam'ı kullanıyorlar. E İslam'ın suçu ne bunda? CHP, Atatürk'ü kullanıyor, Tayyip "Gaflet, Dalalet ve Hatta Hıyanet" içinde bulunmasına rağmen hala Atatürkçü olduğunu söyleyebiliyor, Bunda suç Atatürk'ün mü? Hırsızın hiç mi suçu yok... Lütfen arkadaşlar, Tamam eleştirin, hatta eleştirilerinizin arkadasında en başta ben dururum ama haksız yere itham etmeyin...

 

Cüppeliyi çıkar, Taliban'ı çıkar, Vahhabileri, yani tüm Arap yarımadasını çıkar, Irak'ta kendinizncirlerle yaralayan Şii fanatikleri çıkar, Türkiye'deki tarikatçıları, mezhepleri çıkar, geriye müslüman kalmez sayın boşig. Müslüm, o çıkar dediğin insanlardır. Senin kafandaki ideal tanıma da müslüman demek zorunda değilsin.

 

Saygılarımla...

 

Yani, madem Müslümanlığın, Bilim'e karşı olduğunu savunuyorsunuz (ki kesinlikle karşı değil), Müslüman olduğu halde Bilim'i savunan insanı kucaklamanız gerekmez mi? Ama siz hala "Sen Müslümansın, ne Anlarsın ki?" edasıyla araya duvar örüyosunuz. Oysa ki Bilim'in savunucuları olarak, en başta sizin savunmanız gereken şey "Diyalektik"tir. Ama siz nedense Bilim'i ne pahasına olursa olsun savunuyorsunuz ama bilimin temel kuralına inanmıyorsunuz. Müslümanların Diyelektik açıdan bir yararları dokunacağına inanmıyorsunuz ve kendi bilginizden başka hiç bir bilgiye değer vermiyorsunuz gibi bir imaj yaratıyorsunuz. Her bilgi değerlidir ve öğrenilmeye değerdir oysa...

Saygılar...

 

Sayın boşig, bilimin temel kuralını falan ihlal etmiyoruz. Sen de okuyorsun mucize diye verilen şeyleri. Gök/Atmosfer yedi kat diyerek yola çıkan bir adam, ne yapar eder, çarpıtır göğü yedi kat gösterir. gerçekte 5 katmana bölünebilse dahi, 7 katmana böler sadece, çünkü inancı buna onu zorlar. Gök/Atmosfer ancak 5 katman ise, ya bilimden vazgeçer ya da dininden. Bu nedenle müslüman insan bilim adamı olamaz.

 

Dinsiz insan için kutsal kıyafet, kutsal yön, kutsal kitap, kutsal dua yoktur. Dindar bir arkadaşım, uzay istasyonunda sarıklı, cüppeli bilim adamları deney yaparken hayal ediyordu. Çünkükafasında kutsal vardır. Sarık ve cüppenin uzay ortamına uygun olmadığını düşünmez, düşünemez.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

battani.jpg

 

Trigonometrinin babası Battani..

Bakın kıyafeti değişik ama bulmuş dimi..:)

Bilimden bahseden insanların kıyafete takılmalarını yorumlarınıza bırakıyorum..

Yukarda müslüman bilim adamlarını yazan arkaşlarıma çok teşekkür ediyorum..

Din bilmi emreder, bu budur..

Güneş balçıkla sıvanmaz..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öyle bir amacım yok, tarihe bakıp söylüyoruz. Bilimle uğraşan insanlara islam toplumlarında ne yapılmış ona bakıp da konuşuyoruz.

 

Sayın boşig, ben tarihe bakıp konuşuyorum. Sen benim bu insanlara neden müslüman demekte direndiğimi sormuşsun, ben de sana bu insanlara neden müslüman demekte direndiğini sorayım.

Sen "kafanda bir ideal kurmuşsun, buna İslam adı veriyorsun, buna İslam adı vermek zorunda değilsin, çünkü o islam değil. Sokağa çık ve islam bu de bakalım, ne ile suçlanacaksın. Ben de senin gibi bir dönemden geçtim, Yunus Emre, Mevlana, bektaşi, Çmer Hayyam gibi insanların dışındakilerin İslamı anlayamadıklarını düşünmek beni rahatlatıyordu, ama maalesef islam o insanların anladıkları değil, o insanlar İslam ötesi, din ötesi bir anlayışa kavuşuşlar. Bizim de amacımız o din ötesi bir anlayışa kavuşmak.

 

(Bu arada ben Fatih'e h,Hristiyan demdeim hiçbiryerde, ama dinsiz dedim, Papalık, İslami kurallara uymadığı için, onun Hristiyan olacağını sandı dedim)

 

Balistik hesaplarını Fatih'in bizzat yaptığına dair bir iddia duymadım daha önce.

 

defalarca söyledim, kişsel inançla benim zerre kadar sorunum yok, insanlar ister sineğe tapsın, ister ineğe. Eğer Fatih, Hallac,* Mansur, Yunus, Mevlana anlayışına sahipti diyorsan, o adam müslüman değildir. Yine iddiamı tekrarlıyorum.

Kafanızdaki ideali "islam" olarak nitelendirmekten vazgeçin sayın boşig. islam'a puan kazandırmak ZORUNDA değilsiniz. Özgürleşin.

.......

Dinsiz insan için kutsal kıyafet, kutsal yön, kutsal kitap, kutsal dua yoktur. Dindar bir arkadaşım, uzay istasyonunda sarıklı, cüppeli bilim adamları deney yaparken hayal ediyordu. Çünkükafasında kutsal vardır. Sarık ve cüppenin uzay ortamına uygun olmadığını düşünmez, düşünemez.

 

Saygılar.

 

Beraber araştıralım sevgili arkadaşım. İslam Dünyası ne kadr alim çıkarmış, bunları beraber araştıralım... Ayrıca Bakın o Balistik hesaplamaları Fatih'in kendisinin yaptığı çok açıktır zaten. Ayrıca bu yüzden Anadolu Hisarını ördürmüştür. Topların menzillerini hesaplamış, döktürmüş ve boğazın en uygun yerine, Rumeli Hisarının karşısına lurdurmuş ve toplarla boğazı kapattırmıştır. Toplar çabuk soğumadığı için kullanımları arasında zaman aralığı oluyordu ve bu yüzdende açılan gedikler Bizanslılarca kapatılıyordu. O da bunu önlemek için topları yağ ile soğutma tekniğini icat etmiştir. Top atışları sıklaşmıştır. Ayrıca Hocası Akşemseddin'i komutan olarak atamış ve onun kurduğu taktik üzerinden savaş ilerlemiştir. Akşemseddin Fatih'in hocasıdır ve Din alimidir.

 

Bu adamlara niçin Müslüman demekte direniyorum? Çünkü o adamlar kendileri söylüyor Müslüman olduklarını. Fatih'in namaz kılması, Kur'an-ı okuması boşuna değildir. İbn-i Sina'nın, Mevlana'nın, Yunus Emre'nin, Ahmed Yesevi'nin, Hallac-ı Mansur'un Müslümanlığı, kendilerinden geliyor, benim söylememle Müslüman değiller. Yani bakın şimdi, Hallac-ı Mansur'u, Nesimi'yi "Ene'l Hakk" dedi diye idam eden Cahil toplumu bana "İslamdırlar" diyerek Referans olarak gösteriyorsunuz. Ya bırakın bunları, bırakın o adamlar yanlışlarının içinde kalsınlar. Onların İslamı nasıl anladığı değil, sizin İslam'dan ne anladığınız önemli. Mevlan, Yunus, Taptuk Emre vs, hiç biri dememiş "Ulan bütün herkes İslam'ı bu şekilde anlıyor, demek ki İslam buymuş!!!" diye... Böyle bir mantık yok çünkü... Ben kafama göre bir İslam yaratmıyorum ve beni bu şekilde de itham edemezsiniz. Asıl özgür olması gereken sizsiniz. Çünkü ne kadar Özgür olduğunuzu iddia etsenizde, ne kadar Müslüman olmasanızda, İslama o itham ettiğiniz Müslümanların gözünden başka bir şekilde bakamıyorsunuz. O adamlar diyor ki "Eve TV sokmayın, İslam bunu söylüyor" sizde o adama bakarak "Aha işte evine Tv sokmayın dedi, islam böyle söylüyor"... o adam diyor ki "Bilim şeytan işidir, yapmayın, islama aykırıdır", siz o adama bakarak diyorsunuz ki "Aha, bilim şeytan işi dedi, demek ki İslam böyle diyor"... Bu mu özgürlük? Siz İslamı bu şekilde mi anlayabiliyorsunuz? Ben ise bakın, onların gördüklerinden çok daha başka bir açıdan, onlara sizin gibi yem olmadan anlamaya çalışıyorum İslam'ı... Hangimiz daha özgür acaba? Önyargıları olan siz mi, yoksa herkesten önce kendi algılarına güvenen ben mi?

 

Emin olun benim de aklımda Kutsal Cüppe, Kutsal Sarık, Sakalın Kutsallığı gibi tasavvurlar yok. Kutsal olarak saydığım tek yön, kişinin kendisine yani Hakk'a yönelmesidir. Kutsal bildiğim tek kitap Evrendir. Kutsal bildiğim tek Dua herşeyin Tanrının kelimesi olduğuna olan inancımdır... Emin olun o isimlerini saydığım Müslümanlarda buna inanıyorlardı. İslam'a puan kazandırmak gibi bir derdim yok, kaldı ki İslam'ı yada herhangi bir dini savunmak gibi bir gereklilik görmüyorum. Ben sadece haksız nitelemeleri açıklamaya çalışıyorum. Haksız ithamlarda bulunmazsanız, İslamı savunuyorum gibi bir izlenim doğmaz sizde... Ben sadece İslam'dan ne anladığımı anlatıyorum, İslam'a puan kazandırma çabam niye olsun ki? Yani İslam ortada duruyor, ben niye kafamdan zoraki bir İslam yaratıp, onu ona uydurayım. Öyle yapcak olsam yeni bi İnanç akımı çıkarırım, niye 1400yıl önce çıkmış bir inanca yükleyeyim ki bildiklerimi değil mi? Yani merak etmeyin, ben İslama puan kazandırmak, yada aklımdaki ideale İslamı uydurmak gibi bir çabada değilim... Benim bildiklerim, gördüklerim beni bağlar... Siz başkalarının gözünden bakıyor olabilirsiniz, ben herkesin görüşüne, inancına ve bilgisine saygı duyarım, bunu her zaman söylüyorum ama beni ilgilendiren sadece benim dünyayı nasıl gördüğümdür... Çünkü neyi arıyorsanız, O'sunuzdur...

 

Sokağa çıktığımda söyleyecek olduklarımı kimsenin anlamaması yada beni suçlamaları umrumda bile değil. Kimin neye inandığıda umrumda bile değil. Hallac bu uğurda ölmedi mi? Niye ölürken sözünden bir adım bile geri dönmedi? Hırs yaptığı için mi? Şahadet getirse affedilirdi, dine dönmüş kabul edilirdi ama dönmedi, niye? Çünkü adam zaten ölmeden önce ölmüştü... Yani Hakk'ı bulmuştu. Okuyun her yazdığını, yazan acaba o muydu? Yazana değil, yazdırana bak, yapana değil yaptırana bak derler bizde... Bakın arkadaşım, siz bişeyin ucunda tutmuşsunuz ama emin olun ki inançlarla uğraşmak bunun bi parçası değil... Bırakın herkesin İslam'dan ne anladığını, bırakın herkesin İslam'a ne mana yüklediğini, bırakın herkesin İslam'ı nasıl yaşadığını. Önemli olan sizin İslama ne mana yüklediğiniz, İslam'dan ne anladığınız ve İslam'ı nasıl yaşadığınız. Ben Şii değilim ama Şiileri tanırım, ama onların İslamı nasıl yaşadığı ilgilendirmiyor beni. vahhabilerin 1400yıl öncesi gibi yaşama arzuları beni ilgilendirmiyor. Sünnilerin imamlarınca Arapçılık fikriyle içiçe yaşamaları beni ilgilendirmiyor. Anne Babamın bile İslam'ı nasıl anlayıp yaşadıkları beni ilgilendirmiyor... Ben nasıl anlıyorsam, nasıl yaşıyorsam, vicdanım nasıl rahatsa İslam benim için O'dur ve ben Oyumdur... Ama siz diğerleri İslama nasıl bakıyorsa öyle sanıyorsunuz ve o insanlar sizi nasıl görüyorsa, siz osunuz... Siz şekillendirenler o diğer müslümanlar, ne yazıkki kendiniz değil...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilimden bahseden insanların kıyafete takılmalarını yorumlarınıza bırakıyorum..

 

Kıyafete takan biz değiliz sayın kralx,

 

Kiyafete kutsallık atfeden islamcılardır.

 

Sarığınü cüppenin, türban2ın kutsal olduğunu iddia eden islamcılardır, biz değil.

 

Biz bugün kot giyeriz, yarın takım elbise, öbürsü gün şort giyeriz.

 

Şalvar moda olursa şalvar da giyeriz.

 

Sarık modası çıkarsa onu da giyeriz, modası geçince de atarız. Bize göre kutsal kıyafet yoktur.

 

Bilim adamını bile bir "kutsal kıyafet kalıbı" içinde görmek isteyen zihniyettedir hata, bizde değil.

 

O zihniyet, astronot kaskının üstüne de sarık sarar sünnetmiş diye.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kıyafete takan biz değiliz sayın kralx,

 

Kiyafete kutsallık atfeden islamcılardır.

 

Sarığınü cüppenin, türban2ın kutsal olduğunu iddia eden islamcılardır, biz değil.

 

Biz bugün kot giyeriz, yarın takım elbise, öbürsü gün şort giyeriz.

 

Şalvar moda olursa şalvar da giyeriz.

 

Sarık modası çıkarsa onu da giyeriz, modası geçince de atarız. Bize göre kutsal kıyafet yoktur.

 

Bilim adamını bile bir "kutsal kıyafet kalıbı" içinde görmek isteyen zihniyettedir hata, bizde değil.

 

O zihniyet, astronot kaskının üstüne de sarık sarar sünnetmiş diye.

 

Saygılar.

 

Bakın yine kıyafetten bahsediyorsunuz..

Oysa yukarda örnek verdiğin arkadaşın, uzay istasyonunda çalışmayı hayal etmiş..

Sonuçta "çalışmayı" hayal etmiş..

Bunlar gereksiz şeyler sevgili Brain..

Boşver kıyafeti falan..

Ki zaten sarık ve cübbe farzda değil..

Bilim adamı olsunda isterse çıplak olsun..

Amaç bilim değil mi..?

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.