Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

///Egzorsist Anı Defteri///


siyahx

Önerilen İletiler

buyur kahven :kahve::kahve::kahve:

 

 

 

Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir

Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü

Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa

Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse

Ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de

Yırtılan ve parçalanan bir şeyler olmalı mutlaka

Hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler.

 

Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent

Ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 584
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

AÇSAM RÜZGARA

 

Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş

Mavilerde sefer etmek!

Bir sahilden çözülüp gitmek

Düşünceler gibi başıboş.

Açsam rüzgara yelkenimi;

Dolaşsam ben de deniz deniz

Ve bir sabah vakti, kimsesiz

Bir limanda bulsam kendimi.

Bir limanda, büyük ve beyaz...

Mercan adalarda bir liman..

Beyaz bulutların ardından

Gelse altın ışıklı bir yaz.

Doldursa içimi orada

Baygın kokusu iğdelerin.

Bilmese tadını kederin

Bu her alemden uzak ada.

Konsa rüya dolu köşkümün

Çiçekli dalına serçeler.

Renklerle çözülse geceler,

Nar bahçelerinde geçse gün.

Her gün aheste mavnaların

Görsem açıktan geçişini

Ve her akşam dizilişini

Ufukta mermer adaların.

Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş,

İller, göller, kıtalar aşmak.

Ne hoş deniz deniz dolaşmak

Düşünceler gibi başıboş.

Versem kendimi bütün bütün

Bir yelkenli olup engine;

Kansam bir an güzelliğine

Kuşlar gibi serseri ömrün.

 

Orhan Veli KANIK

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

uzun bir süre düşündüm buraya ne yazabilirim diye....

paylaşmak istedim şiir ya da bir yazı

veee bu şiirde karar verdim umarım beğenirsin :clover:

bu arada 1 ay kadar yokum kendine çok iyi bak ve beni unutma :)

 

 

Sen Geldiğin Zaman...

 

Sen geldiğin zaman bu şehre

Limanlar sus pus olurdu

Yağmurlar yağardı

Hiç durmazdı

Taşlar yosun tutardı

Her yer sen kokardı

 

Sen geldiğin zaman bu şehre

Güneş bir doğup bir batardı

İçimde serseri bir korku dolaşırdı

Anlayamazdım

 

Sen geldiğin zaman bu şehre

Yakamoz saklardı yüzünü göstermezdi

Hiç bir anlamı olmayan

Uzaktaki ufuk çizgisinde saklıydı belki de

Kaderimiz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Senin aşkın yok bu şehirde,

 

SessizLiği gövdesinden söküp çıkardığın dağLar yok.

 

Kim biLir hangi yaman ateş harlandı?

 

HarLanan KızıLırmak değiL.

 

Kim biLir hangi mevsimLer soğudu,

 

suLarın bittiği denizlerde?

 

Bu deniz Marmara değiL.

 

Başını çevirdiğin dargın akşamLar,

 

Utanırdı yaşamaktan,

 

Utanırdı sevdaLar yaLnız kaLmaktan...

 

 

YıkıLdı canına yandığım hayaLLerim.

 

GözLerinde dondu yokLuğun öLümLeri

 

GöLgeLer yürüdü,

 

AyakLandı şehirLer,

 

ÇığLıkLar boğuLdu sızLayan yürekLerde

 

KuLakLarının çınLamasından anLamaLıydın,

 

kuşLara senden söz ettiğimi...

 

Hüznü ayakLandırmanın boş oLduğunu,

 

anLamaLıydın.

 

 

BiLiyorum,

 

Senin aşkın yok bu şehirde...

 

Badem gözLü çocukLarın hayaLi yok.

 

Kim biLir hangi güL yaprağı tutuştu?

 

Tenimin akLığına hangi kanLar karıştı?

 

Son sıcakLığında aşkın,

 

Kim biLir hangi ufuk karardı?

 

DağLar, ayağına bağLı pranga

 

Toprak, kan kardeşi aşkımLa

 

Başını yasLadığın vakitsiz öLümLer,

 

Utanırdı uyumaktan...

 

Utanırdı sevdaLar hoyrat yaLnızLıkLardan...

 

 

Daha türküLer dinLeyecektim.

 

Acı kahvemi içecektim tek başıma...

 

KahpeLikLerin üstüne,

 

masmavi gökyüzünü çekecektim.

 

Sabah ayazında açıLacaktı güneşin yüzü

 

Kördüğüm aşkLarı çözecektim,

 

ihanetin boynundan...

 

Zaman benim yanımda değiL...

 

YoksuLLuk boşaLıyor umutLara

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

şiir dostum bu şiirde sana.. :) sen şiirden anlarsın..bu şiiri yorumlasana..sevdinmi sende benim gibi..

 

Yalnız(ca) sitem

 

çığlığım boğazımı kesti, kana(ya) madım

-de halindeyim acıların

 

I.

 

her şeye susuyorum artık

susuzluğum dilimin ucu, kemiksiz

 

ölümlerden ölüm beğendim, üzerime olmadı

zor günler için sakladığım bir intihar vardı cebimde

çıkarttım baktım, kurtlanmış

sebebi var elbet bu gözyaşlarının

anlamaya çalışmayın, anlayın

 

bir ressamın tuvalinden düştüm

hiçbir renk kurtaramadı beni

beyazlar giymiş bir duygunun içinde,

ismim sırdır artık

 

- bir kaç ince sızım var, görüşlerinize hazırdır üstadım

 

ne istediğini bilen sevdalarım olmadı hiç

büyük kavuşmalarımda

hep küçük özlemleri sevdim

küçük sarılmaları

küçük bekleyişleri

büyüklerini sevecek kadar zaman verilmedi

 

arzularıma haber saldım, gelmediler

nerede unuttum ateşli bedenimin alfabesini..?

hangi ketum dil yaladı geçti haykırışlarımı..?

size bir sır vereceğim,

galiba (d) üşüyorum

 

II.

 

-sol anahtarınızı rica edeceğim, şarkılarım içimde nefessiz kaldı

 

zehirli bir ihanet aktı yanaklardan

atılan bir imzayla onaylandı unutulduğum

gelinlik bir kız gibiydi düşlerim oysa, kaçırıldı

kimlerin yatağında nergis kokusuysa, orada kalsın

 

çocuk kalan yanım! . Sen sakın üzülme

seni yeniden güldürebilmek için arınacağım bu lekeli acılardan

babamı affettiğim gün, sevdalarımı da affedeceğim

soyacağım yüreğimi yeniden ulu orta. Utanmadan,

seveceğim yeniden kana kana, kan(a) madan

 

sen de biliyorsun ki;

saçlarına kır düşmüş mavi bir geceydi sevdam

kayan bir yıldız da dilek olsaydık da,

bizi tutsaydı...

 

Pelin Onay

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

hanimini hüppen denzigi banna rap rap

kefeşle tayyüş illede kıtmir rap rap

alavere dalavere kim ala da kim vere rap rap

köşeleri möşeleri dön baba dönelim rap rap

raptiye rap rap zaptiye zap zap rap rap

n'aber nitekim gene geldi şapka rap rap

 

ben sana hayran

sen cama tırman

yok içmeye bir şişe bile ayran

nene gerek senin taht-ı revan

 

maaşla gırtlak gırtlak gırtlağa rap rap

bir de kitap okuyor bakın şu çatlağa rap rap

liberal, miberal malı kap,götür al rap rap

eriyor liralar mark al dolar al rap rap

bul bir kaşalot toriğini işlet rap rap

üç koy beş al üçünüde beşlet rap rap

raptiye rap rap zaptiye zap zap rap rap

n'aber nitekim gene geldi şapka rap rap

üf baba bu ne be fotoğraf makinesi

u, a, u, a, u, a

lambada markası

 

ben sana hayran

sen cama tırman

şarkıyı burda yasaklasak da mı saklasak

-oh george

şarkıyı yoksa yasaklamasak da mı saklasak

-oh george

 

:whistling::w00t:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

şiir dostuma..

 

Neden anlamaz insan yanındayken kıymetini

Neden söylemez insan sevdiğine sevdiğini

 

Yarın çok geç olunca pişman olmak boşuna

Gururun neye yarar ki yalnız kalmaktan başka

 

Yarın çok geç olunca isyan etmek boşuna

Hiddetin neye yarar ki yalnz kalmaktan başka

 

Neden yar neden

Bilinmez acı çekmeden

Neden can neden

Görülmez günü gelmeden

 

Neden cimridir insan anlatırken minnetini

Neden sabırsız insan gösterirken öfkesini

...

Neden sevinir insan zafer kazandığında

Kazanmak neye yarar ki kaybeden olduğunda

 

Yarın çok geç olunca pişman olmak boşuna

Savaşlar neye yarar ki vakit kaybından başka

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Seni anlatabilmek seni.

İyi çocuklara, kahramanlara.

Seni anlatabilmek seni,

Namussuza, halden bilmeze,

Ard- arda kaç zemheri,

Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu

Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...

Bir ben uyumadım,

Kaç leylim bahar,

Hasretinden prangalar eskittim.

Saçlarına kan gülleri takayım,

Bir o yana

Bir bu yana...

Seni bağırabilsem seni,

Dipsiz kuyulara.

Akan yıldıza.

Bir kibrit çöpüne varana.

Okyanusun en ıssız dalgasına

Düşmüş bir kibrit çöpüne.

Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,

Yitirmiş öpücükleri,

Payı yok, apansız inen akşamdan,

Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,

Seni anlatabilsem seni...

Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır

Üşüyorum, kapama gözlerini...

 

Ahmed ARİF

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çocuksun Sen - I

 

 

Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen

Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu

Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen

Kum taneleri var ya onlardan birindeyim

Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor

Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte

 

Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum

 

Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun

Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı

Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman

Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum

Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup

Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için

 

Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar

Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa

Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun

Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların

Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar

Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa

 

Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan

 

Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit

Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse

Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman

Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık

Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık

Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada

 

Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak

Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin

Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen

Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun

Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada

Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum.

 

Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil

 

 

Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüm

Bir çiçeğe tutundum düşerken, ordayım hâlâ

Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı

Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle

Zaman benim işte, nesneleşiyor tüm anlar

Dursam ölürüm paramparça olur dünya

 

Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüğüm

 

Uçurum diyordun bir aşk uçurum özlemidir

Bırakıyorum öyleyse kendimi sesinin boşluğuna

Tutunabileceğim tüm umutları görmiyeyim için

Gözlerimi bağlıyorum geceyi mendil yaparak

(Gözlerim bir yerlerde daha bağlanmıştı, bunu

Unutmuyorum unutmuyorum unutmuyorum hiç)

 

Bir rüzgâr esse ellerin fesleğen kokuyor

Kırlangıçlar konuyor alnına akşamüstleri

Bu yüzden bir kanat sesiyim yamaçlarda

Üzgün bir erguvan ağacıyla konuşuyorum

Ayrılığın zorlaştığı yerdeyim ve dalgınlığım

Bir mülteci hüznüne dönüyor artık bu kentte

 

Çocuksun sen alnına kırlangıçlar konan

 

Bir bulutun peşine takılıp gittiğimiz yer

Okyanus diyelim istersen ya da sen söyle

Batık bir gemiyim orda, seni bekliyorum

Upuzun bir sessizliğim fırtınalar patlarken

Gövdem köle tacirlerinin barut yanıkları içinde

Ve gittikçe acıtıyor yaralarımı tuzlu su

 

Çocuksun sen, büyümek yakışmazdı hiç

Gülüşünün kokusuyla yeşerdi bu elma ağacı

(Soluğunun elma kokması bundandı belki)

Bir elma kokusuna tutundum düşerken

Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı

Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle

 

Çocuksun sen, çocuğumsun

 

Ahmet Telli

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

şiir dostuma..

 

Neden anlamaz insan yanındayken kıymetini

Neden söylemez insan sevdiğine sevdiğini

 

Yarın çok geç olunca pişman olmak boşuna

Gururun neye yarar ki yalnız kalmaktan başka

 

Yarın çok geç olunca isyan etmek boşuna

Hiddetin neye yarar ki yalnz kalmaktan başka

 

Neden yar neden

Bilinmez acı çekmeden

Neden can neden

Görülmez günü gelmeden

 

Neden cimridir insan anlatırken minnetini

Neden sabırsız insan gösterirken öfkesini

...

Neden sevinir insan zafer kazandığında

Kazanmak neye yarar ki kaybeden olduğunda

 

Yarın çok geç olunca pişman olmak boşuna

Savaşlar neye yarar ki vakit kaybından başka

 

 

evet diloş :clover: genelde kötü olan şeyi insanların yüzüne vurmak marifetmiş gibi bağıra bağıra sölerken, güzel olanı hep kısık sesle söleriz :( insan sevdiği zaman bunu her fırsatta sölemeli, şairin dediği gibi sonra çok geç olabilir

teşekkür ederim arkadaşım :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Seni anlatabilmek seni.

İyi çocuklara, kahramanlara.

Seni anlatabilmek seni,

Namussuza, halden bilmeze,

Ard- arda kaç zemheri,

Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu

Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...

Bir ben uyumadım,

Kaç leylim bahar,

Hasretinden prangalar eskittim.

Saçlarına kan gülleri takayım,

Bir o yana

Bir bu yana...

Seni bağırabilsem seni,

Dipsiz kuyulara.

Akan yıldıza.

Bir kibrit çöpüne varana.

Okyanusun en ıssız dalgasına

Düşmüş bir kibrit çöpüne.

Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,

Yitirmiş öpücükleri,

Payı yok, apansız inen akşamdan,

Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,

Seni anlatabilsem seni...

Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır

Üşüyorum, kapama gözlerini...

 

Ahmed ARİF

 

 

ah ah... ne güzelde anlatıyor özlemi hasreti sevgiyi sözcüklerle değilmi :clover: çok teşekkür ederim gecem :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çocuksun Sen - I

Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen

Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu

Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen

Kum taneleri var ya onlardan birindeyim

Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor

Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte

 

Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum

 

Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun

Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı

Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman

Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum

Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup

Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için

 

Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar

Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa

Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun

Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların

Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar

Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa

 

Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan

 

Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit

Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse

Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman

Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık

Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık

Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada

 

Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak

Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin

Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen

Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun

Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada

Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum.

 

Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil

 

 

Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüm

Bir çiçeğe tutundum düşerken, ordayım hâlâ

Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı

Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle

Zaman benim işte, nesneleşiyor tüm anlar

Dursam ölürüm paramparça olur dünya

 

Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüğüm

 

Uçurum diyordun bir aşk uçurum özlemidir

Bırakıyorum öyleyse kendimi sesinin boşluğuna

Tutunabileceğim tüm umutları görmiyeyim için

Gözlerimi bağlıyorum geceyi mendil yaparak

(Gözlerim bir yerlerde daha bağlanmıştı, bunu

Unutmuyorum unutmuyorum unutmuyorum hiç)

 

Bir rüzgâr esse ellerin fesleğen kokuyor

Kırlangıçlar konuyor alnına akşamüstleri

Bu yüzden bir kanat sesiyim yamaçlarda

Üzgün bir erguvan ağacıyla konuşuyorum

Ayrılığın zorlaştığı yerdeyim ve dalgınlığım

Bir mülteci hüznüne dönüyor artık bu kentte

 

Çocuksun sen alnına kırlangıçlar konan

 

Bir bulutun peşine takılıp gittiğimiz yer

Okyanus diyelim istersen ya da sen söyle

Batık bir gemiyim orda, seni bekliyorum

Upuzun bir sessizliğim fırtınalar patlarken

Gövdem köle tacirlerinin barut yanıkları içinde

Ve gittikçe acıtıyor yaralarımı tuzlu su

 

Çocuksun sen, büyümek yakışmazdı hiç

Gülüşünün kokusuyla yeşerdi bu elma ağacı

(Soluğunun elma kokması bundandı belki)

Bir elma kokusuna tutundum düşerken

Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı

Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle

 

Çocuksun sen, çocuğumsun

 

Ahmet Telli

 

 

 

teşekkür ederim frozen arkadaşım çok güzel :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

merhaba arkadaşım :rolleyes:

 

Her gece sen girersin rüyalarıma

Her gece sen...

Paramparça olur uykularım

Karanlığın en koyulaştığı yerde

Kapının çalındığını duyarım

Açınca soğuk bir rüzgar çarpar yüzüme

Sen yoksun...

Kilitlenir dudaklarım

Gözlerim karanlıklarda boşuna arar seni

Sen yoksun...

Yalnızlığımı kadehlere doldurup

Tek başıma içmeliyim bu gece

Kırmalıyım kitapları

Evleri ateşe vermeliyim

Sen yoksun...

Zaman gitgide uzar

Altmış saniye bir dakika

Altmış dakika bir saat

Ve sabahın olmasına daha beş saat var

Beklemek bir çeşit ölmektir

Sen yoksun...

Bu bana her gece binlerce ölüm demektir.

 

Neden ayrılsın ellerimiz her akşam üstü?

Gözlerime acı bir karanlık düşsün

Bir vapur alsın götürsün seni

Ben vapurlar dolusu kederimle yapayalnızım

Sen uzak bir körfezde özlemli, dalgın

Kıyılarına çarpıp ağladığı yerde dalgaların

Neden ay karşılardan yükseldiği zaman,

Başın omuzlarımda olmasın?

Neden ellerin avuçlarımda değil?

Neden gözlerim aradığı zaman gözlerini bulmasın?

 

Durup durup beni bu çaresizlik hançerliyor

Bu yolların bir yerde ayrılması,

Uzayan kilometreler...

O sefil, anlayışsız bakışları insanların

Dünya, o eski dünya değil

Tanrı'ysa çoktan unuttu bizi

Şu uçsuz bucaksız evrende

Ne derdimizi dinleyen,

Ne de bir anlayan var sevgimizi.

 

İki ömür değil,

İki ayrı ve büyük yalnızlıktır yaşadığımız.

Her şey aslında başka renkte.

Vernikli eşyalar, vernikli yüzler...

Altından yer yer sırıtan bir yoksulluk

Yalan üstüne yalan,

Oyun içinde oyun...

Her şey bir yerde anlamsız ve boş

Gerçek olan şimdi senin yokluğun

 

Senin varlığını özledim duyuyormusun?

Bak nasıl artıyor ellerimin sıcaklığı

Dinle bak nasıl çarpıyor yüreğim

Bütün sokaklarında bu şehrin sana koşuyorum

Seni soruyorum gelip geçene,

'Görmedik', diyorlar.

Anlamıyorlar seni nasıl özlediğimi,

Nasıl sevdiğimi bilmiyorlar.

Volkanlar tutuşuyor,

Ormanlar yanıyor içimde.

Her gece milyonların uyuduğu bir anda,

Devler uyanıyor içimde.

 

Seni düşünüyorum,

Karanlıklar içinden özlemli sesin geliyor.

Bir ışık yanıyor çok uzaklarda,

Çorak topraklarımın üzerinden bir bulut geçiyor.

Şimdi umutlarım,

Varılmaz uçurum diplerinde

Korkunç, karanlık mağaralarda hayallerim.

Derin bir kuyudan su çekercesine,

Zamandan ve mesafelerden seni çekiyor ellerim.

Sen her zaman olduğun gibi

Yine o en güzel, en değerli...

Benimse ellerim sımsıcak,

Dudaklarım nemli,

Özlediğim herşeyimle

Kopup en yüksek tepelerden

Bir çığ gibi sana geliyorum.

Sonra dağlar çöküyor ansızın,

Ağaçlar devriliyor,

Evler yıkılıyor,

Altında kalıyorum...

 

Kırık bir heykel,

Parçasını arıyor her gece.

Bir şarkı notasını...

Bir tablo renklerini...

Ağaç yapraklarını...

Vazo çiçeklerini...

Ve bir adam,

Her gece yollara düşüp,

Yana yakıla seni arıyor...

Mağrur gözleri ıslak,

İlk defa ağlıyor bu adam,

'Gel ' diye,

İlk defa yalvarıyor...

 

Ben her gece,

Gözlerim tavanda bir noktaya dikilmiş,

Seni düşünüyorum.

Ve sen o saatlerde,

Benim görmediğim rüyaları görüyorsun.

Bir böcek giriyor kafatasıma...

Her gece sen,

Bir cinnet gibi,

Kanıma yürüyorsun...

 

Ümit Yaşar Oğuzcan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ya gerçekten şiirin güzelliğini nasıl ifade edebilirim bilemem belki ama " süper " ya :crying: bir insan kendini bu kadarmı iyi ifade eder ( ümit yaşar oğuzcan ) yani gerçekten çok hoşuma gitti arkadaşım :clover: benimle paylaştığın içinde sana teşekkür ederim :hug:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.