Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

insanın özgür iradesi yoktur


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

NOT .: BU DİYALOG ÇOK FARKLI VE SON GÖRÜŞLERİMİ İÇERİYOR YOK EŞİ BENZERİ GERÇEKTEN DİYORUM BAK OKUYUN UZUN AMA ACAYİP OLDU

 

kursat:

naber

Zafer:

iyilik

Zafer:

nası gidiyorr

kursat:

sana anlatmalıyım

Zafer:

anlatt

kursat:

demmmişmydimsana son görüşümü

Zafer:

ezel

Zafer:

alem

Zafer:

ezeli

Zafer:

demiştin

kursat:

evet önce sorayın ne anlıyorsun bu koudan ve akvramdan

Zafer:

dedim ki evren sonradan yaratılmıştırr

kursat:

pekibenim neden böyledediğim hakkında bir fikrim vea ahminin varmı

Zafer:

söylemeni bekliyomm

Zafer:

kendine

Zafer:

göre

Zafer:

delillerin

Zafer:

vardırr

kursat:

ben kısac aşimdilikşöylediyorum

kursat:

am araştıracam sonun akadar

kursat:

dediğim gib 4 yıldır kendimisesen bu konuya azırlıyo rdım

kursat:

ve bu tiğ kitapları okumaya yani

kursat:

ve şunu söyleyim benim hızlı okuma gibi bir özeliğimde vardır yani 300 sayfalık bir felsefe kitabı diyelim çokta ilgimi çeken konu yoksa 1-2 saatte okuyorum ancak bu tip alemin ezeliliği ile ilgili kitapların 1sayfasını okumam 15 - 20 dakikamı alıyor. harf harf hece hece okumak durumunda kalıyorum. anlamıyorum ve anlayana kadar zorluyorum

kursat:

yani hal böyel

kursat:

şiimdikısaca görüşümübildireyim

Zafer:

ok

kursat:

ben yaratmayıda çoğunun anladığı analmda almıyorumonud akonuşuruz

kursat:

yaratmayıda ben alalhın ilmindekilerin ilmine göre varlık sahasına çıkması olarak anlıyorum

kursat:

ve diyorumki

kursat:

evet alalh ezeldir veilmikendisidir

kursat:

ancak bu ilimin dekilerin varlksaasına çıkması alemdir

kursat:

ve allahla birlikte maddede vardı

kursat:

bu madde

kursat:

yani alalhezeliya

Zafer:

yani

Zafer:

insanların

Zafer:

maddeden

Zafer:

birşeyler yapması gibi

Zafer:

oldu

Zafer:

diyon

Zafer:

alem

kursat:

yok öylede değil

Zafer:

iyi o madde nasıl vardı

kursat:

işt eonu diyecemzaten ince konu o

Zafer:

işte iş yine Allah'a gidiyorr

Zafer:

o vardı hiç bişey yok tu

Zafer:

çünkü

Zafer:

madde

Zafer:

varsa

Zafer:

maddenin

Zafer:

sahibi

Zafer:

de olmalı

Zafer:

yaratıcısı da

kursat:

bak alalhın ilmi ezeliolunca sonuçta o ezelmaddeyide yine varlık sahasına çıkaran alalh ancak

Zafer:

Allah onu sonradan çıkarmıştır

kursat:

bu çıkma ifadesi mecazi

Zafer:

sonuçta alemde madd

Zafer:

e

kursat:

yani alahla beaber varlıktaydı bilmesi ezelolunca öyle oldu

kursat:

sonradan maddeler oldu yani sen ben gibi insanın varoluşu gibi bunlar yine alahın ilmindekilerin ilmine göre varlık sahasına çıkmasıyla sonradan oldu

Zafer:

Ama madde Allah ile varlıktaydı diyon

kursat:

bidakak dedikerin okuyom

kursat:

evet devam edelim

kursat:

nediyorsun

kursat:

bundan önce birde yaratma konusuna değinelim

kursat:

istersen

Zafer:

ok

kursat:

ama önce sen bi yorum yap

kursat:

yapacanmıi

Zafer:

yaratmak

Zafer:

yoktan varetmek

Zafer:

tir

Zafer:

insanlar da ise yapma vardırr

Zafer:

varolanı değişt,irme

Zafer:

Allah'IN YARATMASI

Zafer:

VAROLANI DEĞİŞTİRME DEĞİLDİR

Zafer:

olmayanı ol emri ile yaratmaktırr

kursat:

tamammı

Zafer:

evet

kursat:

bak şimdi

kursat:

yaratmak diyorsun o hald eburadakiinceklikleribir gör

kursat:

allahın yaratmasıfatı varmı

Zafer:

evet

kursat:

pekibu sıfat ezelimiyoks ahadismi hadis demeksonradan demektir

Zafer:

sıfat olması yaratması iledir

Zafer:

zaten

Zafer:

yarattığı için

Zafer:

o sıfat vardırr

kursat:

yarattığı içinmio sıfat vardır yoks abu sıfatı olduğu için miyaratması vardır

Zafer:

yaratabildiği için bu sıfat vardırr

kursat:

bak bne net sordum bu sıfatı varasa busıfatı ezelimihadismi

kursat:

yanisen onun görem sıfatına ezelidiyorsun ya işte bunu gibi

Zafer:

onun varlığıyla mecburi olarak yaratma sıfatı da vardır

kursat:

yaniezelibir yaratmamsıfatı vardırmı diyorsun

Zafer:

yaratma sıfatı alemdenmidir

kursat:

benzatenyaratmayı nasılanladığımı söyledim

kursat:

yada şöyelsorayım

Zafer:

o maddenin varlığınn nası olduğunu söylemedin

Zafer:

ama

Zafer:

onu da bi yaratanın olması

Zafer:

gerekmez mi

kursat:

dedim ya ama tekrar ona döneriz

kursat:

yaratamaya devamedelim

Zafer:

yani yaratılan bişey varsa yaratan da vardır

kursat:

dura yaratmaya devameedelim

Zafer:

o halde

Zafer:

yaratılanların hepsi yaratandan sonradırr

kursat:

şunu soracamsana alalh ezelden berimi yaratıcıydı yoksa sonradan mı yaratıcı oldu

Zafer:

sonradan yaratıcı olabilmesi için

Zafer:

yaratma sıfar-tını

Zafer:

sonradan yaratması

Zafer:

lazımdı

Zafer:

tabi onu

Zafer:

da

Zafer:

yaratırken

Zafer:

daha önceden

Zafer:

yaratma sıfatı olması lazımdı

Zafer:

böle böle

Zafer:

gidr

kursat:

yaniezelibir yaratmamsıfatı vardırmı diyorsun

 

Zafer:

tam diyemeyizz

Zafer:

o daa

kursat:

neöyleyse

Zafer:

buradan çıkamazsın asla

Zafer:

 

Zafer:

madde

Zafer:

ondan önce olamazz

kursat:

bak bensana diyeyim

kursat:

maturidi mezhebi yaniözgüriradeyi savunanalar diyorkiyaratmasıfatı yani tekvin ezelidir diyorlar

kursat:

eşarimezhebi yani cebirciler ise diyorki aalhın ezeli kudret sıfatı vardır ancak bu kudret sıfatının sonradan olan ikinci taalluku( ilgisi, bağıntısı) tekvindi.r işte onunla yaratma olurdiyorlar

kursat:

sen nediyorsun buların görüşlerine biriazdan onları eleştirecem

Zafer:

peki

Zafer:

eşariler

Zafer:

kudret

Zafer:

sıfatının

Zafer:

yaratılamsına

Zafer:

varolmasına

Zafer:

ne cevap veriyolarr

kursat:

ezelidiyorlar

kursat:

mahluk değil diyorlar mahluk yaratılmış demektir

Zafer:

kudret ezeli ama kudretin de yaratılmış olması gerek değilmi

Zafer:

onlara göre

kursat:

vay be

kursat:

demekböyle düşünüyorsun

Zafer:

onların

Zafer:

böyle

Zafer:

düşünmeler,i

Zafer:

gerekirr

Zafer:

madem kudret ezeli

Zafer:

olamaz

Zafer:

yani

Zafer:

kudretin de yaratıcı sı olması lazımm

kursat:

hayır öyle değil zaten hem maturidiler hem eşariler kudret sıfatına ezelidir derler ve mahluk değil derler

Zafer:

nası mahluk değil

Zafer:

kudret bir kavram

Zafer:

olarak

Zafer:

düşünüyolar

Zafer:

öleyse

kursat:

bak böyle işte onlara göre görmeside duymasıda ezelidir ve mahluk değildir

Zafer:

ezeli

Zafer:

olabilirr

Zafer:

o ezeli ise

Zafer:

sıfatlarınında

Zafer:

ezeli olması

Zafer:

gerekmez mi

kursat:

ya öylediyorlar işte

Zafer:

öle diyebilirler

Zafer:

zaten

Zafer:

sonradan olsa mahluk olurdu

Zafer:

yani

Zafer:

yaratılan olurdu

kursat:

evet öylediyorlar

Zafer:

sen ne diyonn

kursat:

sen şimdi yaratma sıfatına ezeli mi diyorsun onu söyle

Zafer:

eğer yaratma sıfatını mahluk olarak gmrmiyorsan

Zafer:

evett

Zafer:

başka çare yokk

Zafer:

 

kursat:

tamammı

Zafer:

sen söyle

Zafer:

hadi

kursat:

bak burada büyük bir çelişkivar

kursat:

kitaplard apekgeçmez

Zafer:

çelişki olan neyy

Zafer:

kitap okumuyom zatenn

kursat:

önce eşarilikle başlayalım

kursat:

onlar ne demişti? kudret sıfatının ikinci olan sonradan olan taalluku yani ilgisi olan tekvinle alah yaratıyor demişti ya

kursat:

pekibu sonradan olan tekvin nası meydana geliyor

Zafer:

evet

kursat:

bunu söylemediler

Zafer:

ben bu soruyo

Zafer:

soruyorumm

Zafer:

onlara

kursat:

sende zaten bunu farkına vardın

kursat:

derlerse ki o tekvinde başka bir tekvinle meydana geldi

kursat:

deriz o tekvin nasıl meydana geldi

Zafer:

yani

kursat:

yani teselsül olur teselsül demek zincirleme gitmek demek

Zafer:

evett

Zafer:

sonuçta

Zafer:

yine

Zafer:

ezeliyete

Zafer:

gelirr

kursat:

dolayısıyla onlar sonuçta ezeli bir yaratma sıfatını kabul etmeye mecbur kalırlar

Zafer:

evett

kursat:

okeymi

Zafer:

ama yaratma sıfatını yaratma meselesi

Zafer:

var

Zafer:

yine

kursat:

yköyledeğil

Zafer:

ezelde

kursat:

söyle

Zafer:

varlığı kendisindendir

Zafer:

derler

Zafer:

vacibül vücutt

kursat:

bak demek ki senle sıfatların konusuda konuşmak gerek

Zafer:

yaratma sıfatının ondan önce olduğunu düşünemeyiz

Zafer:

ondan sonra yaratıldığını

Zafer:

da

Zafer:

düşünemeyizz

Zafer:

zaten

kursat:

o halde ben sana onların sıfatlar konusunda ne dediklerini bildireyim mi

Zafer:

ondan önce bişey yoksa

Zafer:

evet

Zafer:

bildirr

kursat:

bak biliyorsun ki eşariler ve maturidiler 1000 yıla yakındır ehli sünnet diye bilinirler ve baskın bir görüştür dünyada

Zafer:

peki sana göre ehli sünnet nedirr

Zafer:

ya da Allah ben kulumun zannına göre didrim der

Zafer:

yani

Zafer:

kimseye yanlış diyemeyebilirsin

kursat:

bak ehl sünnetin manası peygamberin izinden giden hadislere bağlı kalanlar demektir

Zafer:

evet

Zafer:

sana göre

Zafer:

onun izinden gidenler

Zafer:

nası olmalı

kursat:

konuyu dağıtmayalım

Zafer:

ok

Zafer:

neyse

Zafer:

asıl

Zafer:

meseleye gel

Zafer:

sen onların görüşlerinin yanlış olduğunu diyorsun

kursat:

ben sana sıfatlar konusunda onların dediklerini bildireyim

kursat:

bud ince bir konudur

Zafer:

söyle

kursat:

şimid ehlisünnet diyorki

kursat:

aalhın sıfatları ezelidir

kursat:

bunlar 7 vaya 8 tanedir maturidi tekvinide yani yaratmayıda ezeli kabul eder eşari ise ona hadis der

kursat:

bu sıfatlar şunlardır

Zafer:

biliyorum onları

kursat:

görmesi işitmesi kudreti iradesi kelamı yani konuşması

kursat:

okeymi

Zafer:

evett

Zafer:

evett

kursat:

ancak burada şöyelbir durumvar

Zafer:

tekvindeki

Zafer:

mesele

Zafer:

burada da

Zafer:

geçerli

kursat:

ehli sünnet diyorki bu sıfatlar alalhın zatının ne aynısıdır ne de gayrısıdır

Zafer:

güzell

Zafer:

yani onlar da

Zafer:

net cevap yokk

kursat:

bununla şunu kasdederler

kursat:

yani bu sıfatlar tek başına ele alındığında alalh denemez ancak bu sıfatlar olmadan da ilahlık olmaz o bakımdan bu sıfatlar tek başına ( alalhın zatı olmadan) alalhın zatı olmadığı gibi alalh da bu sıfatlar olmaksızın ilah olamaz derler yani bunu kasdederler okeymi

Zafer:

şu an da ben konuşabiliyorum görebiliyorumm işitebiliyorumm

Zafer:

bu özelliklerim olmasa ben insan olmam

Zafer:

ama,

Zafer:

bunlar da

Zafer:

tek başına insan olamaz

kursat:

konudan konuya geçiyoruz ancak önemli bilinmesi lazım sonra toparlayız tamammı

Zafer:

aynı bu hesapla

Zafer:

düşünürsen tamam

Zafer:

yani bu şekilde düşünebilirizz

Zafer:

fakat sıfat

kursat:

işte öyle bir benzetme yapıyorlar

Zafer:

kavramı

Zafer:

hale açıklığa kavuşmadı

Zafer:

bu cevap bana yetmiyorr

kursat:

zatenbu kadar değilki

kursat:

esas meseleler başlıyor şimdi

Zafer:

başlaa

kursat:

hazırmısın

Zafer:

evet

kursat:

ezeli kaç tane olur

Zafer:

ezeli başlangıcı olmayan demek

kursat:

evetü

Zafer:

1+2

Zafer:

1+2+3... =sonsuz

Zafer:

1+3+5.. =sonsuzz

Zafer:

ikiside

Zafer:

sonsuz

Zafer:

fakat

Zafer:

arada

Zafer:

fark var

Zafer:

değilmi

kursat:

neidyorsun

Zafer:

iki işlemin sonucu da,

Zafer:

sonsuza gitmesine rağmen

kursat:

haq tamama

Zafer:

birbirlerinden farklı

Zafer:

ezeli

Zafer:

olarak

Zafer:

da

Zafer:

bu şekilde düşünebilirmiyizz

kursat:

ben ezeliyi sordum kaç tane ezeli olur dedim

kursat:

ba k ben devam edeyim o halde

kursat:

mutezile mezheabivar ya

kursat:

hani kaderiinkar eden

kursat:

onlaarın tevhid pensiplari vardır

kursat:

yaniolay şu

kursat:

bunu hepmfilozoflarsöleüyor

Zafer:

ben ezeliyi sordum kaç tane ezeli olur dedim

Zafer:

en

Zafer:

son

Zafer:

bunu

Zafer:

demiştin

Zafer:

internet gitti az önce

Zafer:

ezelinin

Zafer:

sayısı

Zafer:

önemli mi

Zafer:

ama

Zafer:

bi tane

Zafer:

olamsı

Zafer:

lazım

Zafer:

başta

Zafer:

çünkü biri diğerini yaratacakk

kursat:

ezeli bi tane olur diyorlar halbuki bak ehli sünnete 7 - 8 tane sıfat kabul ediyor ezeli olarak bir de alalhın zatını kabul ediyor bak 8 - 9 tane ezeli kabul ediyorlar gördün mü buna "taaddüdü kudema" yani ezelilerin çoğalması adı verilir

Zafer:

ama onları da Allahtan bilirler

 

Aşağıdaki ileti tüm alıcılara teslim edilemedi:

onlaarın tevhid pensiplari vardır

 

Aşağıdaki ileti tüm alıcılara teslim edilemedi:

yaniolay şu

 

Aşağıdaki ileti tüm alıcılara teslim edilemedi:

bunu hepmfilozoflarsöleüyor

 

Zafer:

burada sen onalrın düşüncelerindeki gariplikleri buluyonn fakat kendi düşüncen neyy

kursat:

ama o sıfatlara ezeli diyorlar yani yaratılmadı diyorlar hep vardı alalhın zatı gibi diyorlar

Zafer:

Ama zatından dı

Zafer:

ondan bi parça desek bişey olurmu

Zafer:

olurr

Zafer:

onuda diyemeyiz sanırımm

Zafer:

fakat sonuçta kendisi varrr

kursat:

beni ise şunu yaptım sıfatlarını inkar ettim ve ilmini kabul ettim ama şunu dedim bu "ilim" zatının kendisidir zatının aynıdır dedim ve bir tek ilahı kabul ettim bunu bazı filozoflarda yaptı ibn sina, farabi

Zafer:

yaratma işine ne dedin

kursat:

ha o

kursat:

onu dedim ama şuna dönecem şimdi

kursat:

onlar yaratma işine ezli demek durumunda kalıyor ya

Zafer:

evet

kursat:

burd ada büyük problem var

kursat:

o da şu

Zafer:

evett

kursat:

mesela biz şimdi yazşıyoruz ya bu fiilimiz şimdi oldu yani bir yıl önce değil yani sonradan oldu ya

Zafer:

evett

kursat:

soruyorum o halde madem ki ezeli yaratma ile oluyor bunlar, bizim şimdi olan fiillerimizde ezelde mi yaratıldı?

kursat:

nedesin

Zafer:

yaratma fiili ezelde yaratılmış olsa şimdi o fiil görev yapıyorr

Zafer:

fiil görevini yapıyorr

kursat:

bak bizim bu fiilimiz ezelde yaratıldı mı yaratılmadımı

Zafer:

fiil ezelde yaratılsa idi ezelde de yaşanmış bitmiş olurdu

kursat:

evet

Zafer:

vuku bulan her fiil

Zafer:

o anda

Zafer:

yaratılmıştır

Zafer:

vuku bulduğu

Zafer:

anda

Zafer:

yaratılmıştır

kursat:

o halde sen bu lafınla hadis bir yaratmadan bahsettiğinin farkındamısın

Zafer:

yaratabilme ve yaratma

Zafer:

farklıo

Zafer:

şeylerdie

Zafer:

yaratabilme yetenek

Zafer:

yaratma ise

Zafer:

fiildir

kursat:

bendirekt yaratmadan bahsediyorum

Zafer:

evet

Zafer:

şu vukubulduğu anda

Zafer:

yaratılmuştı

Zafer:

r

Zafer:

fiil

Zafer:

çünkü yaratılmasa

kursat:

neyle yaratılmıştır

Zafer:

vuku bulmaz

kursat:

neyle yaratılmıştır

 

Zafer:

bilmiyom

kursat:

yaaaaaaa

Zafer:

ama

kursat:

böyleolamza

Zafer:

tamam

Zafer:

diğer bi

Zafer:

daha

Zafer:

önce

Zafer:

varolan bişeyden

Zafer:

yaratılmış diyebilirmiyiz

Zafer:

ya da

kursat:

biraz evvel yaratmayı kabul edenler ezeli bir yaratmayı kabul etmeye mecbur kalırlar demiştirn

Zafer:

yoktan

Zafer:

ya

Zafer:

da

Zafer:

şimdi de ü

Zafer:

yoktan

Zafer:

yaratılamaz mı

kursat:

bak ben oudemiyorum

kursat:

şunu diyorumn eyle yaratıldı

Zafer:

yaratılması için bişeye

Zafer:

ihtiyaç var mı

Zafer:

yaratma

Zafer:

sıfatı

Zafer:

iel

Zafer:

yaratıldı

Zafer:

yaratma sıfatı olmasa

Zafer:

yaratılmaz dı

kursat:

ezel ibir yaratma ilemi yoksa hadis bir yaratma ile mi ikiside olmuyor gördüğün gibi

kursat:

yani alahın yaratma sıfatı yoktur

Zafer:

peki onu yaratan

Zafer:

kmidir

kursat:

mecazidiyorum

Zafer:

sonuçta

Zafer:

yaratabilme

Zafer:

özelliği

Zafer:

hep vardı

Zafer:

fakat

Zafer:

şu anda

Zafer:

yaratıyopr

Zafer:

mesela

Zafer:

filleri

kursat:

neden şu anda yaratıyor da bizi neden 100 yıl önce yaratmadı dersem nedersin

Zafer:

yüz yıl önce başkalarını yarattı

Zafer:

sıra bize yenş geldi

kursat:

neden onları 100 yıl önce yarattı da bizi 100 yıl önce yaratmadı diye sorsam ne dersin

Zafer:

bilmem derim

Zafer:

ama istese

Zafer:

yaratırdı

Zafer:

derim

kursat:

işt ebend ebu lafı söyelmenibeklyorduum

Zafer:

deseydin daha önce söylerdim

Zafer:

istemek

Zafer:

de

Zafer:

bi

Zafer:

fiil

Zafer:

mi

Zafer:

dicen yoksa

Zafer:

yaratılan bişey mi

kursat:

yani böyle olamasını irade etti diyorsun değilmi

Zafer:

evet

Zafer:

o halde diceksin ki ilk olarak yaratma sıfatı var dı

kursat:

Gönderi tarihi:

derim

kursat:

işt ebend ebu lafı söyelmenibeklyorduum

Zafer:

deseydin daha önce söylerdim

Zafer:

istemek

Zafer:

de

Zafer:

bi

Zafer:

fiil

Zafer:

mi

Zafer:

dicen yoksa

Zafer:

yaratılan bişey mi

kursat:

yani böyle olamasını irade etti diyorsun değilmi

Zafer:

evet

Zafer:

o halde diceksin ki ilk olarak yaratma sıfatı var dı

kursat:

peki ben sana onun iradesinin olmadığını ispatlarsam ne diyecen daha

Zafer:

ispatla

kursat:

evvelden ispatlamadım mı sana ben bunu

Zafer:

hatırlamıyom

kursat:

bunu konuşmadıkmıydı

Zafer:

ipucu ver

Zafer:

hangi

Zafer:

konudaydı

kursat:

başan başlayalım öyleyse ama afallayacan derim

Zafer:

sen başla

kursat:

irde ne demek

kursat:

irade

Zafer:

diceksin ki

Zafer:

irade

Zafer:

nası yaratıldı

Zafer:

istenerek mi

kursat:

yok

Zafer:

yaratıldı

Zafer:

diceksin mi yoksa

kursat:

yok

kursat:

iradenedemek

Zafer:

istemek

kursat:

peki tercih etmek seçmek manasınada gelirmi

Zafer:

gelebilir

kursat:

bu manayıda ezeli olarak alalh için kabul ediyorsun değilmi

Zafer:

şunu kabul edelimmi Sıfatlar da Allah'ın varlığındandır

kursat:

yokbensıfatları inkaretitmi

kursat:

kounya gel

Zafer:

evet

kursat:

bu manayıda ezeli olarak alalh için kabul ediyorsun değilmi

 

Zafer:

Allah olduğu için o sıfat var

Zafer:

diyorum

Zafer:

o olmasa sıfatda olmayacak tı

kursat:

ezeli irdesi var demiyormusun

Zafer:

Onunla birlikte diyelimm

kursat:

devamediyorum

Zafer:

ett

kursat:

seçmek için seçilenlerin mevcut olması gerekir mi gerekmez mi

kursat:

şartmı değilmi

Zafer:

iyi de bişey olmadan o şey istenebilir

Zafer:

iki şey arasında seçmek niye isteyesin ki

kursat:

seçmekten bahsediyorum

Zafer:

evet

Zafer:

seçmek

Zafer:

için

Zafer:

seçilenler

Zafer:

olması

Zafer:

lazım

kursat:

mesela senin kız veya erkek olarak doğman gibi

Zafer:

fakat kız ve ya erkekliği

Zafer:

yaratan da

kursat:

musanın seçilmesi gibi

Zafer:

odur

kursat:

yani seçmekiçin seçlenlerin olması şart diyorsun değilmi

Zafer:

seçileni yaratan da odur

Zafer:

evet

kursat:

o hald edikkat

kursat:

sana göre alem yokken allah ne olup olmayacağını hatta ikimizin dün değilde bugün görüşmemize varana kadar senin okuduğun okulun o değil de bu oluşuna kadar hepsini tercih etiğine inanıyorsun değilmi

Zafer:

bunu alem yaratıldıktan sonra da yapabilir

kursat:

tercih işinimi

Zafer:

ya tercih etmek ile

Zafer:

istemek

Zafer:

farklı

Zafer:

ister yaratır ve onu veri

Zafer:

r

kursat:

peki ilminin zıttına birşeyi isteyebilir ya da seçebilirmi

kursat:

bidakka

Zafer:

ilmi de istemesine göre diyemezmiyizzz

kursat:

evet geldim

Zafer:

ok

kursat:

demeköyle

kursat:

ilmine ezel demedinmi

Zafer:

ilmine ezelş dersek istemesine de ezel diyemezmiyizz

kursat:

işteonusöyleyecem

kursat:

bak ilminde olayların nasıl olacağı belli değilmi

Zafer:

ilminin özelliği o ilmi olacakları bilmek istemesi ise olayları planlamaktırr

Zafer:

olacaklar isteğe göre belirlenmiş olamaz mı

Zafer:

olaylar isteğe göre belirlendiyse ilim de onu bilmek zorundadırr

kursat:

bu ifadenden sanki önce irade ediyor sonra biliyor gibi bir mana çıkmıyormu

Zafer:

hepsinin aynı anda olduğunu düşünsek

Zafer:

ilim irade yaratmak

Zafer:

vs

Zafer:

hepsi bir andaa

kursat:

o halde iradenin ilmiden ne farkı var bana söylermsin

Zafer:

ilim bilir irade ise seçer

Zafer:

irade ile ilim

Zafer:

aynı

kursat:

peki irade ilminde var olacağı belli olan şeyi mi seçer

Zafer:

ilim irade de olmayan bişeyi kapsar mı

kursat:

baenzaataeniradeyiinakr ettim

Zafer:

ilmi niye inkar etmedinn

Zafer:

sen de

Zafer:

şunu inkar ettim bunu inkarettim

Zafer:

tekvini de

Zafer:

inkar

Zafer:

ettin mi

kursat:

zira kuran ayetlerinde olmadan önce ki olayların alah tarafından bilidiği geçiyor

Zafer:

evett

kursat:

dolayısıyla inkar etmedim ilmini

Zafer:

iyi de o isteseydi

Zafer:

herkes iman ederdi

Zafer:

ayeti yok mu

kursat:

zaten bunu evvelden söyleyenler olmuş

Zafer:

o halde

Zafer:

irade

Zafer:

yi

Zafer:

nasıl inkar ediyosun

kursat:

bak bunların cevabıı elbete kivaerdimve buldum

kursat:

bu ayaetleri bilmesimanasında alacam

kursat:

yani

kursat:

bahsetiğin ayati eğer alalhı ilminde herkesin iman etmesi olsaydı herkez iman ederdi manasına alıyorum

kursat:

birde ben alalhı nilmini etkin bir ilim olduğu söyledim yin ebu nudiyeler oldu elbet

kursat:

yani onuilmi zorlayıcı bir ilimdir

Zafer:

ilmi istediği istediği de ilmidir

Zafer:

ilim yerine isteği

Zafer:

de

Zafer:

kullanabilirsin o halde

kursat:

bildikleri bildiği gibi olur

Zafer:

istedikleri

Zafer:

de

Zafer:

istediği gibi

kursat:

hayır olmuyor

kursat:

çünkü tercih olayında demin dedim

Zafer:

ben de tercih diye bişey yok dedim

kursat:

bizim burda yazışmamızı sence ezeli olarakmı tercih etti

Zafer:

tercih etmedi

Zafer:

istedi

Zafer:

o seçim yapmak zorunda değil

Zafer:

çünki

kursat:

mesela o kadar kişi varken musayı peygamber göndermek sana göre bir seçim değilmi

Zafer:

hayır

Zafer:

sadece bir yaratma

Zafer:

musayı yarattı

Zafer:

musa oalrak yarattı

Zafer:

o kadar

Zafer:

insanı

Zafer:

da

kursat:

bak ayette ise musanın seçildiği geçer

Zafer:

kendisi yarattı

Zafer:

yarattığına göre

Zafer:

seçmek için

Zafer:

yarattı derizz

kursat:

bak onun ilmini kabul ediyormusun

Zafer:

onu istiyord onu yarattı ve onu seçti

Zafer:

ilmini kabul ediyorumm

Zafer:

ama iradesi ni de

kursat:

zaten bunlar ilminde belli değilmi belli olan şeyi mi seçti

kursat:

belli olan şey seçilir mi

Zafer:

evet

Zafer:

niye seçilmesinn

kursat:

ne manası var ki

Zafer:

sen bu arada kaderi onun yarattığını inkar ediyon mu

Zafer:

kulların arasına koyar ve seçerr

kursat:

acayip noktayageldin

Zafer:

dinliyomm

kursat:

ben alalhın hür olduğunuda inkar ettim

Zafer:

oo iyisinn

Zafer:

 

Zafer:

peki onu

Zafer:

hür kılmayan

kursat:

ispatlarım

Zafer:

şey

Zafer:

nedir

Zafer:

başka

kursat:

hiçbirşey

Zafer:

bi ilah mı

kursat:

kolay değilelbet

kursat:

bak onu zorlayan olmaksızın o hür değildir ilahlık bunu gerektiriyor

kursat:

nedenmi

Zafer:

eve

Zafer:

t

Zafer:

dinliyomm

kursat:

soru: alalhın olaylar olduktan sonraki ilmi ile olaylar olmadan önceki ilmi aynımıdır

Zafer:

ilmine göre olaylar olmaz mı

kursat:

evet olur

Zafer:

o halde sen Allah'ın varlığnı da inkar

Zafer:

edebilirsinn

kursat:

bilemem alahı ilminde naslıs oalayalröyle olur

kursat:

devam edelim alahın ilminde değişme olurmu

Zafer:

olmaz

kursat:

o halde olayların nası lolacağı ezeli ilimde belli değilmi

Zafer:

ezeli ilmi

Zafer:

neye göre belli

Zafer:

peki

kursat:

hiçbirşey göre

Zafer:

hiçbirşey diye bişey var mı

kursat:

çünkü ezeli olanın nedeni olamaz

kursat:

bak allah ilminin zıttına birşey yapabilirmi

Zafer:

ilim allah'ın yaratması

Zafer:

değil mi

kursat:

no

Zafer:

ilim bilmek demek değilmi

Zafer:

ilim de yaratmak istemek hepsi

kursat:

bak şimdi bizim burada yazışacağımızı ezeli olarak biliyordu ya

Zafer:

kavramm

Zafer:

ama tayin eden Allah'tı

kursat:

bu fiil gerçekleşmeyebilirmiydi

Zafer:

Allah dilemese gerçekleişmezdi

kursat:

iyi düşün dediğin lafı

Zafer:

eğer ulaştığın sonuçlarda kuranıkerime aykırı bi sonuç varsa o hatalıdırr...

kursat:

ba oayagelceğiz

Zafer:

onun istemesi mecburidir

Zafer:

diyeibirizz

kursat:

biraz önce sen dedin ki onun ilmi değişmez şimdi diyorsun ki isteseydi bu fii lolmayabilirdi çelişkiye düştün

Zafer:

ama ilm ona göre

Zafer:

belirlenir

Zafer:

ilim iradeden sonra desekk

kursat:

ilim iradeye göremi belirlenir

Zafer:

niye belirlenmesin

kursat:

o zaman sen ilmine hadis demiş olmuyormusun

Zafer:

diyemezmiyiz

kursat:

bak sana süper bir soru soracam

kursat:

m iradeden sonra desekk

kursat:

ilim iradeye göremi belirlenir

Zafer:

niye belirlenmesin

dimştin

Zafer:

eeee

kursat:

soruyorum:alalh neyi irade edeceğini biliyormuydu

Zafer:

tamam aynı anda

Zafer:

dşyelim

Zafer:

şunu diyebilirmiyiz

kursat:

o zaman irade ilmi belirliyor diyemezsin ki

Zafer:

ilim vardı

Zafer:

ilimde iradenin olacağı ve iradeye göre ilmin geriye kalan ilmin belirleneceği

Zafer:

ilim de irade nin ilme hükmedeceği varsa

kursat:

alalh olacak bütün olayları ezeli bir ilimle bilmiyormu ve demene göre konuşursak: sonradan neyi bileceğinide ezeli olarak bilmiyormu

Zafer:

yani onun birşeyi isteyip istememesi bir şeyi değiştirmez diyon

kursat:

yani istemesine gerek de yok ve zaten ezeli bir istekde olamaz

Zafer:

niye olamasın

kursat:

ilmi yeterli ve etkin bir ilimdir bizim ilmimiz gibi değil

Zafer:

ilminde irade de

Zafer:

gizlidir

Zafer:

deriz

Zafer:

öleyse

kursat:

bende derim ki o gizli olduğunu söylediğin iradeyle neyi isteyeceğini zaten bilmiyor mu ve bildiği şeyler bildiği gibi gerçekleşeceğinden iradenin burada hükmü nedir

kursat:

bu arada bir konuya değinmek istiyorum kader meselesinde ilim

kursat:

nedesin

kursat:

dersin

Zafer:

ok de ben bu gece uyumadım henüzz

kursat:

kısa

Zafer:

ok

kursat:

sen bizim fiillerimizde hür olduğumuzumu savunuyordun

Zafer:

tam değil

Zafer:

ama bize göreh hürüz

Zafer:

aklımıza göre hürüz

Zafer:

çünkü

Zafer:

aklımızın

Zafer:

istediğini

Zafer:

yapabiliyoruzz

kursat:

yani günahları allh zorlamı yaptırıyor

Zafer:

niye yaptırmasın

kursat:

ben zorla olduğunu zaten savunuyorum

Zafer:

biliyomm

Zafer:

senin

Zafer:

savunduğunu

Zafer:

fakat zorla kavramı varsa kitap niye indi

kursat:

nedeniyok

Zafer:

nedeni vardır.

kursat:

zira ilmine göre oldu bu işler ve ezeli olanın nedeniolmaz

Zafer:

herşeyi bu kalıba sokuyon

Zafer:

öle

Zafer:

ise

Zafer:

hiçbişeyin

kursat:

evet

Zafer:

nedeni

Zafer:

yok dersin

kursat:

evet

Zafer:

nedensizlik almei

Zafer:

nedensizlik alemi mi

Zafer:

diyorsun

kursat:

yes

Zafer:

peki sonra nolacak

Zafer:

ben ce her şey bir nedene hizmet ediyorr

Zafer:

artık ilminin sonuna geldin galiba artık naoacaksınn

Zafer:

napacaksınn

Zafer:

nedensizlik

Zafer:

kavramına

Zafer:

ulaştıysan

Zafer:

daha bi derdin yomk

Zafer:

yok

Zafer:

demektirr

kursat:

yani aslında bu bakış açısıya baktığımdan kuranın da bu yönüyle de nedeni yok ve bu yönüyle yani hakikat anlamda manasız diyorum

Zafer:

aslında hakikat diye bişeyin de olmadığını

Zafer:

iddia ediyon yani

Zafer:

o halde hiçbişeyin var olamdığını da

Zafer:

iddia edebilirsin

kursat:

evet çok problemi bu yolla çözdüm şimdi alemin ezeliliği konusunu araştırıyorum

Zafer:

ne diyeyim kolay gelsinn

Zafer:

nedensiliğin nedenini mi

kursat:

ne diyorsun bu bakış açısına

Zafer:

araştırıyorsun,

Zafer:

ben ce neden sizlikte neden araştırılmazz

Zafer:

peki sen neden araştırıyorsunn

Zafer:

nedensizliğe neden hizmet ediyorsun

kursat:

bizim fiillerimiz mi allahın ilmine tabi yoksa allaın ezeli ilmimi bizim fiillerimize tabidir

Zafer:

yani nedensizliğin

Zafer:

bi parçasıyım

Zafer:

diyonn

kursat:

evet

Zafer:

ok

kursat:

son soruma cevap ver

Zafer:

hangi

Zafer:

soruna

kursat:

bizim fiillerimiz mi allahın ilmine tabi yoksa allaın ezeli ilmimi bizim fiillerimize tabidir

 

Zafer:

ikisi de aynısıdır

kursat:

olmaz

Zafer:

olurr

Zafer:

zaten aynı değil mi

kursat:

tabiolmaknedemekbilyonumi

Zafer:

sonuçlaer

kursat:

bak şu: birine dersin ki galatasaraylı ol. o da olur. işte bu örnekte bu kişi sana itabi oldu demektir

Zafer:

iyi de

Zafer:

bu tabilik

Zafer:

neye göre

kursat:

zamana göre

Zafer:

zaman neye göre

kursat:

zaman aslında yok o başka bir kou

kursat:

ya basit bi soru sordum

Zafer:

evett

Zafer:

emre

kursat:

bizim fiillerimiz mi allahın ilmine tabi yoksa allaın ezeli ilmimi bizim fiillerimize tabidir

 

Zafer:

herkes

Zafer:

tabi

Zafer:

olmak

Zafer:

zorunda

Zafer:

diyorsunn

kursat:

tabi olan ve tabi olunan düşünürsek hangisi sonradan gelir

Zafer:

tabi olunan tabi olana göre gelir

Zafer:

zati

Zafer:

neyse ben uyuyacam

Zafer:

devam ederiz

kursat:

ok

Zafer:

bu gece henüz

Zafer:

uyumadım

kursat:

ok ama nasıl sohbet oldu

Zafer:

güzel ama bi yerde yanlış düğüm attmı

Zafer:

diğer

Zafer:

yerlerde

Zafer:

ona göre

Zafer:

ters gidiyırü,

Zafer:

o noktayı bull

Zafer:

sennm

kursat:

teknik foruma yapıştıracam sende oraya üye olsana ya din ile ilgili bölümüne yazacam bunu

Zafer:

hangi forumm

Zafer:

forumlarla

Zafer:

uğraşma

Zafer:

milletle derdin neyy

Zafer:

gerçi

Zafer:

senin

Zafer:

yazılarını

Zafer:

es geçiyolarr

kursat:

teknik forum goog dan ara serbest kürsüde din ile ilgili yer var oraya işte

kursat:

üye ol

kursat:

okeymi

kursat:

sen hangiforumdaydın

Zafer:

ben kendime,

Zafer:

site

Zafer:

yapıyom

Zafer:

güzel

Zafer:

bi forumu da

Zafer:

olacak

kursat:

haaaaaaaaa

Zafer:

yeniş

Zafer:

yeni

Zafer:

bi

Zafer:

site

Zafer:

yapıyonmm

kursat:

evvelden hangi forumda tanıştık senle dedim

Zafer:

senin ben

Zafer:

firavun

Zafer:

hakkında

Zafer:

yazdıklarını

Zafer:

okuyup

Zafer:

sitene girip

Zafer:

msn ni

Zafer:

kaydetöiştimm

kursat:

haaa

kursat:

ok

kursat:

kapatalımı

Zafer:

ok

Zafer:

görş

Gönderi tarihi:
:D 

 

" "YANİ İMAN BİR TERCİH MESELESİDİR..

 

ALLAH KULLARINA İMAN EDİP ETMEME SERBESTİSİ TANIMIŞTIR..

 

İMAN EDENLERİ SONSUZ YAŞAMDA SONSUZ MUTLULUKLA MÜKAFATLANDIRACAK,

 

İMAN ETMEYEN VE "KENDİSİNE İSYAN EDENLERİ DE" SONSUZ YAŞAMDA CEHENNEMDE AZAPLA CEZALANDIRACAKTIR..""

 

Celiskinin önde gideni böyle olur arkadaslar.. :D  :D  :D

 

Imani önce tercih meselesi yapip, arkasinadan ceza ve ödül gelmesi daha da ilginc.

Sanki tanrinin sag tarafinda oturuyormus gibi konusmalar bunlar :D

 

Kolay gelsin dostum.

6559[/snapback]

 

Ortada bir kanun ve nizam vardır. Bizden istenilenler vardır. Yapıp yapmama yada inanıp inanmama elbette bizim rey'imizdedir. Sonuç olarak ortaya birşey konmuştur ve inanmamız talep edilmiştir. İnamadığımız zaman başımıza gelşecekler bildirilmiştir. Gene özgürüz.. Bu her şeyde böyledir. Kanunlarda da böyledir. Ortada bir suç vardır. Bu suçu işleyip işlememek senin özgür iradenledir. İşlersen cezasını çekersin.. Bundaki tezatlık nerede kardeş??

 

Saygılar...

Misafir TheLastofMohicaN
Gönderi tarihi:
:D 

 

" "YANİ İMAN BİR TERCİH MESELESİDİR..

 

ALLAH KULLARINA İMAN EDİP ETMEME SERBESTİSİ TANIMIŞTIR..

 

İMAN EDENLERİ SONSUZ YAŞAMDA SONSUZ MUTLULUKLA MÜKAFATLANDIRACAK,

 

İMAN ETMEYEN VE "KENDİSİNE İSYAN EDENLERİ DE" SONSUZ YAŞAMDA CEHENNEMDE AZAPLA CEZALANDIRACAKTIR..""

 

Celiskinin önde gideni böyle olur arkadaslar.. :D  :D  :D

 

Imani önce tercih meselesi yapip, arkasinadan ceza ve ödül gelmesi daha da ilginc.

Sanki tanrinin sag tarafinda oturuyormus gibi konusmalar bunlar :D

 

Kolay gelsin dostum.

6559[/snapback]

 

Ortada bir kanun ve nizam vardır. Bizden istenilenler vardır. Yapıp yapmama yada inanıp inanmama elbette bizim rey'imizdedir. Sonuç olarak ortaya birşey konmuştur ve inanmamız talep edilmiştir. İnamadığımız zaman başımıza gelşecekler bildirilmiştir. DAYATMADIR inanmadığın zaman başına gelecekler nedir peki? Gene özgürüz.. İNANMASSAN CEHENNEME GİDERSİN ATEŞLER İÇERİSİNDE CAYIR CAYIR YANARSIN ÖZGÜRLÜĞE BAK BE BAŞKA BİR YOL TERCİH ETTİĞİN ZAMAN CEHENNEMDESİN BUMUDUR ÖZGÜRLÜK. Bu her şeyde böyledir. Kanunlarda da böyledir. Ortada bir suç vardır. Bu suçu işleyip işlememek senin özgür iradenledir. İşlersen cezasını çekersin.. Bundaki tezatlık nerede kardeş??

 

Saygılar...

15483[/snapback]

 

İNANIN KENDİ DEĞERLERİNİZE EN BÜYÜK HAKSIZLIĞI SİZ YAPIYORSUNUZ

Gönderi tarihi:

Bak arkadaş. Bu konudaki fikirlerini yaz. İnanıyorsan inandığın parelellikte yaz. İnanmıyorsan o parelellikte yaz. İnananların inancı budur. Bundan ötesi yoktur. Herkes ektiğini biçecektir..

Eğer bir yargılama olmasa ne olur dünyanın hali. İsteyen istediğini yapar. İstediğin kadına laf at, istediğin mücevheri yada değerli şeyi çal, istediğin adamı öldür...vs..vs.... Ne olacak peki.. Özgürlük kuru kuruya değildir. Her özgürlüğü bir yasa kısıtlar. Sen istediğini sevmete ve evlenmekte özgürsün fakat, yasa devreye giriyor bu durumda (evli olanla evlenemezsin), İstediğin yiyeceği yeme özgürlüğün var fakat, kendi kazancını yada sana infak edileni.. Örnekler çoktur. Eğer dünyaya geldiysek başı boş değiliz, hesaba çekileceğiz.. Biz müslümanlar böyle düşünüyoruz. Gerisi beni ilgilendirmez..

Saygılar...

Misafir TheLastofMohicaN
Gönderi tarihi:

istemediğin yemeği yemediğin zaman kimse seni cezalandırmıyor. ben buna inanmıyorum.

zaten dinler o zamanın koşullarına göre birer anayasa gibidirler. zamanın da gerçektende ihtiyac varmış bu kurallara yasalara ama artık BENCE gercerliliği kalmamıştır.

Gönderi tarihi:

Bunun temelinde inanç yatıyor. Eğer Allahın varlığına inanıyorsanız bu böyledir. Bu saatten sonra cenet cehennem tartışmıyalım. Ama inanmıyorsanız zaten gereksiz.. İnananın sorunu yani..

 

Saygılar...

Gönderi tarihi:

biri dedi ki bana misyonersin ve iyi yetiştirilmiş dedi bak ben diyorum ki Kuran kursuna bile gitmedim ben 20 yaşında dini kitai okumaya başladım şu an 29 yaşındayım kim yetiştirdi beni? bir ara tarikata gittim oradanda kovuldum. soru soruyorum diye. ve ben ne zaman size hrıstyanlığı övdüm ki bu mana çıkarılıyor. kitabıma baksaydınız "bozulmuş İncil" tabirini kullandığımı görürdünüz. zira o kitaptan da alıntı yapmıştım. hatta papaza gittim ve tartıştım ve o bana kader konusunda karşı çıktı bende bozulmuş İncil i okumuştum ve oradaki kulların özgür iradesi olmadığını beyan eden ifadeleri biliyordum ve oturduk masaya bir kaç kişide vardı orada. ben dedim aç şurayı açtı ve şaşırdı, afalladı, ne diyeceğini bilemedi. dedi ki "o yunancadan çevrilmiş" sonra fransızca bir tercüme getirdi. o da beni kabul etmedi. zaten bütün cami hocaları kaçtı, üniversite hocalarıda, ilahıyaççılarda neden ben böyle kendime güveniyorum dersiniz? çünkü ben onları onların kendilerini tanıdıklarından daha iyi tanırım da ondan. sonra başkası dedi ki: "imtihan dünyası" rica ediyorum ki siz 5 yaşında çocuk değilsiniz. hem olayları allah bütün teferruatıyla biliyor diyorsunuz ve olaylar bildiğinin aksine gerçekleşmez ifadesini kullanıyorsunuz hem de bu dünyaya imtihan dünyası diyorsunuz. ya bunun çelişki olduğunu 5 yaşındaki çocuk anlar ya. hiç böyle deneme olur mu? misal birinin kafir olarak öleceğini allah, o ölmeden önce biliyordu. ve onun kafir öleceğini bile bile ona imanı emrediyor. ya bu nasıl imtihan böyle? cevap şu ki: kesinlikle imtihan da değiliz. haaaaaaa Kuranda ki ayetlerimi soruyorsunuz? mesela mülk 2. ayet: "imtihan için yarattık" şeklindeki ayet ve daha çok ayet var. imtihanla ilgili. kitabımda bunların izahlarını vermiştim. (sadece mülk 2. ayetin izahını beş yılda buldum) ve mülk 2. ayet için şöyle bir izah var: allah insalardan çıkan eylemleri sanki bilmiyorda bilmek isteyen birinin muamelesi gibi muamelede bulunuyor. diye izah var. (bu izahı garipsediyseniz, siz Hz.Muhammed suresi 31. ayete bir bakın ve Kuranın nasıl bir kitap olduğunu görün. hiç kolay değil bu işler) yani bu dünyaya imtihan demeyin. o halde ne diyeceğiz mi diyorsunuz? cavap: nedeni yoktur deyin. geniş izahı kitabımda var buraya yazdığım yazıda da vardı. sonu belli şey için imtihan denmez. ayrıtınsı kitapta (islamdakader.cjb.net)

son olarak merak ettim ki bu forumda (ateist forum) bazı şahıslar özellikle beni kollayıcı bir üslup kullanmaktalar, bazı kişilere beni savunanların olduğunu söylediğimde deniyor ki "onlar da ateisttir de ondan, senin böyle konuşman hoşlarına gittiği için böyle diyorlardır" şeklinde yanıt almaktayım. bu şahıslar bu durumu yorumlayabilirler mi acaba?

bir de bana bir kaç kez daha misyoner denmişti, madem öyle kitabımdaki bir yazıyı buraya yapıştırayımda, benim böyle olduğumu söyleyenler bakalım ne cevap verecekler buna?

 

önce imtihan ile ilgili olarak Razinin ne dediğini göstereyim:

*** Razi: “Her can ölümü tadıcıdır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya 35)

İmtihan ve İbtila

Deneme ancak mükellef tutma var ise olur. O halde bu ayet insanlar için bir mükellefiyetin olduğuna delalet ediyor. Yine bu ayet Hak Sübhanehu ve Teala’nın bir zorluğu bulunsa bile emrettiği ve nehyettiği şeylerle mükellef tutmayla yetinmeyip aksine insanı şu iki şeyle denediğine de delalet ediyor:

a- “Hayır” dediği şeylerle … Bunlar dünyadaki sıhhat lezzet (tad) sevinç ve insanın umduğunu elde etmesi gibi dünyevi nimetlerdir.

b- “Şer” dediği şeyler… Bunlar fakirlik, elemler ve mükellefin başına gelen diğer sıkıntılar gibi dünyevi zararlardır. Böylece Allah Teala mükellefin kendisine verilenlere şükretmesi ve sıkıntılara sabretmesi için bu iki şey arasında mekik dokuduğunu ve vazifesini yaptığında mükafatının büyük olacağını beyan etmiştir.

Cenab-ı Hak henüz onlar daha gelmezden önce insanların nasıl amel edip davranacaklarını bildiği halde, şekil itibariyle imtihana benzediği için, bu (mükellefiyete mecazen) ibtila (imtihan) demiştir.

 

 

evet şimdi demin dediğim yazıyı yapıştırayım:

 

dur ya bundan önce yaşar nuriyi sevdiğim söylenmişti ona da cevap olsun şu:

Kitap: İslam Nasıl Yozlaştırıldı Yazar: Yaşar Nuri Öztürk

--- Sayfa 331: Bid’atler ve Hurafeler

_ Kaderin insanın fiillerini önceden belirleyen bir sistem olduğunu söylemek.

_ İnsanın alnında, geleceğini belirleyen bir yazının bulunduğunu söylemek.

_ Hayrın Allah’tan geldiği gibi, şerrin de Allah’tan geldiğini söylemek.

Şer Allah’a izafe edilemez. Şerri de elbette ki her şeyin yaratıcısı Allah yaratır ama öncelikle ve ilke olarak yaratmaz; insanın istek ve iktisabı (kazanması) üzerine yaratır. Yaratır ki insanı sorumlu tutsun. Allah öncelikle ve ilke olarak sadece hayrı ve güzeli yaratır. ”O odur ki, yarattığı her şeyi güzel yarattı ve insanın yaratılışına çamurdan başladı” (secde 7)

--- Yorum: Bu yazarı örnek vermekteki amacım kendisinin düşüncelerini fazlaca gizleme gereği duymamasındandır. Görüldüğü üzere “Hayrın ve şerrin Allah’tan” olduğuna inanışın cebr sonucuna vardığını yazar gizlemiyor ve bu inanışın açıkça hurafe olduğunu söylüyor.

 

evet bahsettiğim, kitabımda bulunan yazı şudur. bakınız ne demişim "muharref" yani bozulmuş. böyle diyen biri nasıl misyoner olur?

*** Muharref (Bozulmuş), (Tevrat, İncil, Zebur)’dan kaderle alakalı örnekler:

Romalılara Mektup 9 (10 ve 25 arası)

….Hepsi bu kadar değil! Rebeka’nın iki oğlu da aynı babadan, atamız İshak’tandı. Çocuklar daha doğmamış, iyi-kötü bir iş yapmamışlardı. Öyle ki seçimde Tanrı ereğinin kalıcı olduğu kanıtlanacaktı. Bunun başarılan işler uyarınca değil, Tanrı’sal çağrı uyarınca saptandığı görülsün diye, Tanrı Rebeka’ya ”Büyüğü küçüğüne uşaklık edecek” dedi. Kitapta yazılmış olduğu gibi: ”Ben Yakup’u sevdim, Esav’dan ise tiksinti duydum.” Öyleyse ne diyelim? Tanrı adaletsizlik mi ediyor? Hiçbir zaman! Çünkü Musa’ya şöyle demişti: ”Ben dilediğime acıyacağım, dilediğime de sevecenlik göstereceğim.” Demek oluyor ki insanın kendi isteğine ya da çabasına değil, Tanrı’nın acımasına bağlıdır bu. Kutsal Yazı’da Firavun’a şu söz bildiriliyor: ”Seni bu amaçla yükselttim; senin üzerinde kendi gücümü göstereyim, böylelikle adım tüm yeryüzünde yayılsın diye.” Demek oluyor ki, O dilediğine acır, dilediğinin de yüreğini katılaştırır. Şimdi bana ”Şu ana dek Tanrı neden insana kusur buluyor? Tanrı istemine kim karşı koyabilir ki?” diyeceksin. Ey ademoğlu! Sen kim oluyorsun da Tanrı’yı sorguya çekiyorsun? Kendisine biçim verilen, biçim verene, ”Beni neden böyle yaptın? diyebilir mi? Öte yanı çömlekçinin kili dilediği gibi kullanmaya hakkı yok mu? Aynı topraktan biri özel kullanış, biri sıradan kullanış için iki çömlek yapamaz mı? Tanrı öfkesini göstermek, gücünü belirtmek isteyince, kendilerine öfke yaraşanlara-mahva hazırlananlara-karşı aşırı sabır göstermez mi? Acıma gösterdiklerine ise, onları önceden yüceliğe hazırlayarak, yüceliğinin zenginliğini açıklayamaz mı? Yalnız Yahudi’ler arasından değil, uluslar arasından da çağırdığı bizler değil miyiz?...

Yakup’un Mektubu (13-17)

Gelin, şimdi bol keseden konuşanlar: ”Bugün ya da yarın şu kente gideceğiz, orada bir yıl geçireceğiz, alışverişle uğraşacağız, para kazanacağız” diyenler! Oysa yarına ilişkin bilginiz yok. Yaşamınız nedir ki? Çünkü bir süre görünen, az sonra görünmez olan buharsınız. Bu durumda şöyle konuşmanız gerekmez mi? ”Rab isterse yaşayacağız; şu işi, bu işi yapacağız.” Ama siz şimdiki durumunuzla, gösterişinizle övünüyorsunuz. Bu tür övüncün tümü kötüdür. Bu nedenle iyi olanı bilip de yapmamak günahtır.

“Anne karnında sana şekil vermeden önce seni kutsal kıldım” (Yeremya 1:5)

“Beni annemin rahminden ayıran ve inayetiyle çağıran Allah…(Galatyalılar 1:15)

“Gizli yerde yaratıldığım zaman… Bedenim sana gizli değildi. Gözlerin beni cenin iken gördü… Benim için atanan günlerin hepsi senin kitabında yazılmıştır” (Mezmur 139:15,16)

“Allah, büyük oğlunu yani Esav’ı küçük oğula yani Yakup’a uşaklık edeceğini anneleri Rebeka’ya daha çocuklar doğmadan önce bildirdi: ”Senin rahminde iki ulus var ve senin karnından iki kavm ayrılacak; bir kavm öbür kavmden güçlü olacak ve büyüğü küçüğüne uşaklık edecektir” (Tekvin 25:23)

Firavun Musa’ya şöyle dedi: ”Rab kimdir ki, İsrail’i salıvermek için O’nun sözümü dinleyeyim? Rabbi tanımam ve israil’i de salıvermem” (Çıkış 5:2)

“Ben onun yüreğini sertleştireceğim ve kavmı koyvermeyecek” (Çıkış 4:21)

“Ben firavunun yüreğini katılaştıracağım… sizi dinlemeyecek ve elimi Mısır’ın üzerine koyacağım ve ordularımı, kavmım İsrailloğullarını Mısır diyarından büyük hükümlerle çıkaracağım” (Çıkış 7:3,4)

“Rabbin söylediği gibi Firavun’un yüreği katılaştı ve onları dinlemedi. Rab Musa’ya: ”Firavun’un yüreği inatçıdır, kavmı salıvermek istemiyor, dedi.” (Çıkış 7:13,14)

“Rab her şeyi gayesi için yarattı, kötü adamı da fenalık günleri için…”(Meseller 16:4)

Gönderi tarihi:

"BU İLK CANLI BİR ZİNCİR OLARAK GERİYE DOĞRU GİDER TAKİ EVRENİN YARATILIŞINA VARINCAYA DEK İŞTE O ZAMAN BÜYÜK SORU GELİR EVREN HİÇTEN Mİ VAROLDU YOKSA HER ZAMAN VARDI DA BİGBANG DEN SONRA D ÜNYA BÜGÜNKÜ ŞEKLİNİ ALDI?????????????????????????????** "

böyle dedin;

cevap: bing bang olayı ne ki çocukmu kandırıyo bunlar ya, yav inan ki bunlar kafayı yemiş niye mi aha da ispatı: bu bing bang olayının aslı şu ya, biri teleskopla uzaya bakarken bi bakmış aaaaaaaaa ışığın renkleri değişiyor yani misal bir yıldız var ama zamanla bu yıldızın rengi değişiyor annamış ki haaaaaaaa demek ki bunun bizden mesefesi artıyor ha bunu bulunca bu sefer başlamışlar düşünmeye eeeeeeee bu işi geriye doğru düşürsek ne oluyo? şu oluyo: hani alem genişliyo ya onu geriye al ne oldu? şu oldu: bir nokta oldu ve bomm patladı. la bu nasıl iş? patlama zaten tahrip edici bir şeydir bi patlıyo böyle gezegenler oluşuyo bu ne böyle? yani hikaye bu bing bang olayı, ancak bu teori niye mi bu kadar tuttu çok basit be

şöyle oldu hadise: bi kere bu teoriye inanıldığında yoktan varetme düncesine bir delil bulduklarını düşündüler, zaten alem yoktan varoldu düşüncesi çok köklüdür bunu yıkmak güçtür

ne diyodum du bakim aaaaa ben aleme ezeli dedim ama ille de ezelden beri alem böyledir demedim ki, bak size orjinale yakın bi görüş:

alemin manası allahtan başka herşey demektir eeeeeeeeeeee biz mikropları görmüyoz ki gözümüzle. ama o da allahtan başka şey dolasıyla alem demektir. yani ezelde işte böyle mikrop gibi veya düşünce gibi çünkü düşünce de cisim ya hani soyut cisim, latif cisim ya, yani böyle şeyler ezelde varsa bak alemde ezeli denir ille de olduğu gibi ezelidir demedik ha bing bang diyodum demi? ya bak şimdi bular bing i anlatırken şunu demiyorlarmı: sıfır hacim, sonsuz enerji böylepatladı. bak sıfır hacim yok demektir olmayan şey ise nasıl sonzuz enerji oluyor ki? ha bir nokta patladı böyle oldu diyorlar

bakın bırak bir noktayı şöyle 1 kilo el bombası patlasa, televizyon bile olmuyo. bunlar diye ki alem böyleyken o nokta patladı da oldu. ha onlar bana derse ki ama allah böyle yarattı da ondan öyle oldu. derim ki: ya allah başka türlü var edemiyor mu da bir nokta patladı gibilerden konuşuyorsunuz, bide utanmadan bilimsel buluş gibi milletr yutturuyorsunuz bu ne

Gönderi tarihi:

allahın ilmi ezeli ya bakın şimdi soruya, anlayan zaten ne yapar bilmiyorum

 

mesela benim şu an yazı yazcağımı biliyordu ya bu tamam mı

peki onun bildiği şeyler bildiği gibi mi meydana gelir yoksa bildiği gibi meydana gelmese de olur mu "gelmese de olur" dersen ilmi cahilliğe dönebilir demiş olursun farkına var

"bildiği gibi meydana gelmesi lazım" dersen şimdi soruyu iyi dinle

allah isteseydi ilmindekilerin yani varolacaklarını bildiklerinin yerine başka bir şey yapmayı seçebilir miydi yani benim şu anda burada yazacağımı ezeli ilmiyle biliyor ya tamam mı ha, diyorum ki isteseydi benim şu anda yazmak yerine dışarıda gezmemi isteyebilir miydi, yani irade edebilir miydi? iyi düşün bak!

"edebilirdi" dersen gördün ne olduğunu, ilmi cahilliğe dönebilir diyorsun o zaman.

bak ezeli olan şey değişir mi? yani ilmi değişir mi? değişmez dersen o halde şu sonuç çıkar: allah ilmindekilerin ( ilminde meydana gelceklerine dair ilim olanların) dışında bir şeyi yapmayı isteyemezdi manası çıkar, dur bağırma iyi düşün!

 

o halde madem ilmindekilerin dışında bir şey isteyemiyor o halde soruyorum: sizim kabul ettiğiniz irade ile yan isteme ile diğer kabul etiğiniz ilmin ne farkı kaldı? yaaaaaaaaaaaaaaaa

 

madem bir fark söyleyemiyorsunuz, o halde önünüzde 2 seçenek var ya ilmini kabul edip iradesini inkar etmek ya da iradesini kabul edip ilmini inkar etmek.

ben ilmini kabul ettim ve iradesini inkar etim

zira Kuranda, ilerde gerçekleşecek olayları allahın bildiğine dair ayetler var. irade ile ilgili ayetler de var, ancak ben onları yine bilmesi ve ilmindekilerin varlık sahasına çıkması olarak anlıyorum, ne diyorsun ha

 

süper izah yaptım, bunu da mı küçümseyeceksiniz?

sizi kim küçümsesin.

 

ahanda kaderin sırrını açıklıyom

 

 

 

kursat:

nerdenkaldık

ALLAHIN NURU:

her şeyi allah yaratmıştır demiştik

kursat:

pekişeleridemi

kursat:

şer

ALLAHIN NURU:

sen de böyle demiştin

kursat:

nediyorsun

ALLAHIN NURU:

her şeyi allah yaratmıştır diyorum

kursat:

küfrüdemi

ALLAHIN NURU:

her şey diyince ne anlıyorsun

kursat:

allahın gayrı ne varsa manasında

kursat:

düşüncelerimiz nedenlimi nedensiz mi

ALLAHIN NURU:

nedenlileri de vardır nedensizleri de

kursat:

sonradan olan herşey nedenli değilmi

ALLAHIN NURU:

evet

kursat:

o halde bütün düşüncelerimizde nedenli demektir öylemi

ALLAHIN NURU:

denebilir ama bazı düşüncelerin nedenini bilemeyebiliriz

kursat:

bilmemeni sormadım nedenli mi diye sordum

ALLAHIN NURU:

nedenli olması lazım

kursat:

o halde sen durup dururken aklına bir düşünce geldi ve sen "bu düşünce aklıma nerden geldi dediğin oldu mu

kursat:

yani şaşırdığın

ALLAHIN NURU:

nedenini bilemeyebiliriz derken bunu kastettim zaten

kursat:

oldumu

kursat:

evet

ALLAHIN NURU:

oldu tabi

kursat:

1 e kadar buradayım

ALLAHIN NURU:

senin de olmuştur

ALLAHIN NURU:

ben biraz erken kalkacağım

kursat:

o halde bu düşünce de nedenli ise bunun nedeni nedir

ALLAHIN NURU:

bilemeyebiliriz dedim ya

kursat:

allah değilmi

ALLAHIN NURU:

niye

kursat:

sen demedin mi her sonradan olanı alah yaratır diye

kursat:

evet

kursat:

bak en başta ne dedin herşeyi allah yaratır dedin

ALLAHIN NURU:

tamam

ALLAHIN NURU:

öyle değil mi sence de

kursat:

her sonradan olanı allah vareder diyorum

kursat:

madem öyle demek ki düşüncelerimizi allah varediyorsa bizim özgürlüğümüz nerede kalır sence

kursat:

iyi düşün

kursat:

cevap bekliyorum

ALLAHIN NURU:

o halde her türlü kötülüğün her türlü haksızlığın v.s sebebi allahtır mı diyorsun

kursat:

evet

ALLAHIN NURU:

o zaman biz niye yaratıldık

ALLAHIN NURU:

kuran niye indirildi

kursat:

bunun cevabı uzun ama istersen vereyim

ALLAHIN NURU:

ver tabi

kursat:

önce ezeli olanın nedeni olmadığını sana kanıtlamam gerekiyor

kursat:

sebep ve sonuç var değil mi mesela ben üşüdüm ve palto giydim diyelim burada sebep üşümek ve palto giymek sonuç değilmi

ALLAHIN NURU:

evet

kursat:

yani bu örnekle ben sana sebebin muhakkak sonuçtan zaman olarak önce geldiğini kanıtladım değil mi kabul mu

ALLAHIN NURU:

bu derece önemli bir konuyu bu basit örnrkle anlatmayacaksın değil mi

kursat:

devam t sen

ALLAHIN NURU:

tamam sende devam et

kursat:

kabulmü

kursat:

evetmi

ALLAHIN NURU:

evet

kursat:

ezeli şu demektir yani başlangıcı olmayan ve öncesi olmayandır yani öncesizdir

kursat:

soruyorum öncesi olmayanın öncesi olurmu

ALLAHIN NURU:

bu soruyu sana başkası sorsa ne dersin

kursat:

olmaz derim

ALLAHIN NURU:

asıl konuyu anlatsana

kursat:

geliyoruz işte

ALLAHIN NURU:

zaten sorunun içinde olmaz var daha niye soruyorsun

kursat:

olmaz mı

kursat:

soruyorum öncesi olmayanın öncesi olurmu

 

ALLAHIN NURU:

yani demek istiyorum ki "öncesi olmayanın öncesi olurmu" sorusunun cevabı zaten "olmaz" dır başka bir cevap vermek mantıksızlık olur

 

kursat:

kısa cevap verirsen ilerleriz

kursat:

bak benim tarzım bu

kursat:

sorarım ve cevap alırım böyle giderim

ALLAHIN NURU:

bana uymuyor

kursat:

sen devam et

ALLAHIN NURU:

her sorulana cevap vermek adetim değildir

kursat:

ama kanıtlayacağım

kursat:

kısa cevap ver

kursat:

soruyorum öncesi olmayanın öncesi olurmu

 

kursat:

öğrenmek istemiyormusun

ALLAHIN NURU:

hala niye aynı soruyu soruyorsun. bak ben inatımdır cevap vermem dedim mi vermem. güzelce anlatacaksan anlat

ALLAHIN NURU:

bu sorunun cevabı zaten açık diyorum sen hala soruyorsun

kursat:

evet öncesizin öncesi mantıken olmaz devam edelim

kursat:

biraz evvel sen dedin ki sebep sonuçtan önce gelir dedin

kursat:

yani bir şeyin sebebinin olması için muhakkak önceden gelmesi gerekir doğru mu

ALLAHIN NURU:

nasıl yani

kursat:

bir şeyin sebebi varsa muhakkak önceliği vardır yani başka bir şey o nesneden önce varlıktadır onu diyorum

kursat:

okeymi

ALLAHIN NURU:

evet

kursat:

ama sen biraz önce ezeli olanın yani öncesiz olanın öncesi yok demiştin değil mi

ALLAHIN NURU:

ezeli demek öncesi olmayan demektir. burda bir sorun mu var

kursat:

bu mantıkla baktığımızda madem ezelinin öncesi yok o halde sebebi de yok bu çıkmıyor mu

ALLAHIN NURU:

ezeli olan allah değil midir

kursat:

kabul ettin mi ezelinin sebebi olmadığını

kursat:

sen cevap ver de

ALLAHIN NURU:

ezelinin öncesi olmadığı gibi sebebi de olmaz

kursat:

kabul ettin yani

ALLAHIN NURU:

sen devam et

kursat:

vay be

kursat:

peki onun ilmi ezeli mi

ALLAHIN NURU:

evet

kursat:

ve olaylar bildiği gibi cereyan eder değil mi

kursat:

yani bildiğinin aksine gerçekleşmez

ALLAHIN NURU:

evet

kursat:

o halde olayların böyle olması ilmine bağlı bu sonuç çıkar mı sence

kursat:

evet

ALLAHIN NURU:

olayların, onun ilmi dahilinde olması ayrı şeydir; olayların sebebinin, onun ilmi olması ayrı şeydir. sen olayların sebebi onun ilmidir diyorsun

kursat:

evet iyi anladın

ALLAHIN NURU:

toparlasana ben kapatacağım

kursat:

ve ilminin böyle olması nedensiz olunca, ilmine bağlı olarakmeydana gelen şeylerde nedensiz demektir yani dünyanın, cennetin cehennemin olması- kuranın indirilmesi yani her şeyin böyle oluşu nedensizdir bunu anladıysan kaderin sırrı bu diyorum yarında allahın hür olmadığını ve iradesinin olmadığını anlatacağım veya başka zaman anlatırım

kursat:

ama nasıl anlattım delikanlı gibi iyi de mi

ALLAHIN NURU:

tamam sonra görüşürüz

kursat:

bunu bulmak yıllarımı aldı

ALLAHIN NURU:

iyi geceler

kursat:

ok

kursat:

aklın yattımı

ALLAHIN NURU:

yooo

kursat:

boşa mı yazdık bunu

ALLAHIN NURU:

ikimizin mantığı aynı şekilde işlemiyor

ALLAHIN NURU:

niye boşuna yazdığını düşünüyorsun ki

kursat:

bunu zaten foruma asacam

ALLAHIN NURU:

bunların bir zorunluluk olduğuna inanan sensin

ALLAHIN NURU:s

sana göre bir sorun olmaması lazım

kursat:

kapatıyom

 

diğer diyaloglarımı görmek isteyen

www.teknikforum.com adresine baksın orada serbest kürsü de , din ile ilgili başlığında diyaloglar var.

Gönderi tarihi:

Kimse kusura bakmasın ama bu kadar uzun dialogların olduğu topicleri insanın okuyası gelmiyor be üstad az daha kısa ve öz yazsanız daha okunur hala gelmez mi sizce ?

Gönderi tarihi:

bakın yeni bir şey buldum aha şimdi , yaaaaa kandırdım, ne şimdisi, şimdi şimdidir. bulduysam evvelden buldum demektir yaaaaaa

neyse konuya gelelim konu: atom. ben atomu inkar ettim. atom matom yok.

çünkü atom demek bölünemeyen parça demektir.

bak şimdi bunar yalancı , aha da delil

bu atom var mı? var diyorlar ya, ha devam ediyorum. peki bu atom yer kaplıyor mu? var dediğine göre, evet yer kaplar demiş olursun.

yer kaplıyorsa bunun kapladığı yerin yarısı var mı yok mu? bak mantıken yer kaplayan her şeyin yarı yeri de vardır. eeeee bu demek ki bölünemeyen bir parçadan yani atomdan söz edemeyiz.

nötron proton yok şu yok bu ne bunlar ya kim görmüş. bunlar mikroskopta görülmez ki bu ne ya yalan be

bunlar sembolikdir diyorum.

ve şu bana derseniz ki "sen ne diyorsun ya nötron proton var." bakın ben atom demekle zaten şunu diyorum: atom bölünemeyen parça manasındadır bu kavram felsefe dilinde.

vay be buda benden kaçmadı. iyi düşünün........ hani yorumunuz ama ilmi olsun ha.........

Gönderi tarihi:

işte size süper bir delil öyle bir delil ki laf çevirme olayı da yok bu delil için.

bir şahıs tarafından bir şeyin nasıl yapılacağı bilinmiyorsa onun bilinçli bir şekilde o eylemi yapacağından söz edilebilir mi?

 

bir şeyi yapmak için nasıl yapıldığını bilmek gerekmez mi ? gerekir dersen,

 

yani şunu diyorum: sorsam, nasıl düşünüyorsunuz ? der ki : beynimle veya ruhumla, sorarım ona: peki nasıl düşündüğünü biliyormusun? yok der. derim ki: bir şeyi bilinçli bir şekilde yapmaktan bahsedildiğinde, yapanın yapacağını nasıl yapması gerektiğini bilmesi gerekmez mi? evet gerekir der. sorarım: madem öyle, sen nasıl düşündüğünü bilmiyorsan, daha o halde nasıl hür iradenle ve anlayarak, bilinçli bir şekilde düşündüğünü iddia edebiliyorsun?

Gönderi tarihi:

Düşünceyi bilgisayarla eş tutmuşsun. Birde laf çevirme yok bu delil çin demişsin..))

Bu güne kadar lafmı çevirdiler.

Bilgisayara hangi komutu verirseniz onu yapar. Kişi nasıl düşündüğü bulabilse zaten olayı kavrayacak Allaha kayıtsız şartsız bağlanacak. Ama nafile...

İnsanda özgür irade vardır. Doğruyu eğriyi tartma kabileyeit verilmiştir. Bilgisayarlarda bu kabiliyet yoktur. Yorum yapamazlar..

Ama sen yapabilirsin. Bütün bunları yaparken sendeki mekanizma nasıl işliyor onu bilemiyoruz. Onu bilemememiz düşünmenin bir başkası tarafından yaptırıldığı anlamına gelmez. Ruh olayı bambaşka bir olaydır. Metafiziktir..

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

rüya görüyomusunuz görüyosanız orada karar verdiğinizi görüyomusunuz görüyorsanız kendinizi hür hissediyomusunuz. hissediyosanız peki o rüyayı berlirleyen sizmisiniz hayır diyosanız eeeeeee orada da düşünce var günlük hayatta uyanıkkende düşünceniz var. siz uyandığınızda yanıldığınızı anlıyorsunuz rüyaymış be diyorsunuz. (hanginiz rüyadayken rüyada olduğunun farkındadır) ama kendinizi hür hissetmiştiniz. ancak böyle hissetmenizin hür olduğunuz anlamına gelmediğini (rüyada) gördünüz. madem öyle uyanıkken de hür olduğunuz dan nasıl emin olabiliyorsunuz? düşünceyse uykuda da düşünce var , seçim var... yaaaaaaaaaaaaaaaaaa

 

delkanlı gibi nası delil ama

 

not: mircana cevap:o aşil dediğin paradoks maradoks değil. aha onun cevabı:

 

elealı zenon bunu dedi : şunu kasdetti; dedi ki önde bir kaplumbağa var mesela 10 metre ilerde arkasında da ordunun en hızlı koşucusu aşil var. bu aşil kaplumbağayı geçemez dedi. şöyle delil getirdi : bu aralarındaki mesafe sonludur ama bu sonlu mesafe sonsuza kadar bölünür dedi. dediğin gibi aşil koşuyor aradaki mesefeyi kapamaya çalışıyor. ama bu mesafe sonsuza kadar bölünüyor, şeklinde bir ön kabul yaptı ve sonlu bir sürede, sonsuz bölünme, katedilemez dedi yani önce mesafenin yarısını koşacak sonra yarısını sonra yarısını böyle gider ve bu bölünmede sonsuza kadar gider. dedi ve sonsuza kadar giden bir bölünme sonlu olan bir mekan yani 10 metre,sonlu bir zamanda katedilemez dedi olay bu

 

aslında atom yoktur ve dediğinin aslıda yoktur

 

Yeni karar aldım: Kuran hakiki anlamda allahın kelamı değildir , o konuşmaz ki kelamı olsun , sesi yok ki konuşması olsun. Kurandaki bu ayet işu manaya alacağım: bize haber veriyor Kuranda ya, mecazen kelamı deniyor diyorum.

Gönderi tarihi:

Rüyada düşünme yoktur. Rüyada düşündüğünü hissetmen de bir rüyadır.

Zaten düşüncen olsa yatakta yattığını bileceksin ve boşa ızdırap çekmeyeceksin yada boşa sevinmeyeceksin..

Gönderi tarihi:

Sevgili arkadaşım, hissetmek düşünmek değildir. Hissetmek; çeşitli cihazatlarla, fiziki ve hayal aleminin organizmaya yansımasıdır. Düşünmek apayrı bir şeydir. Bu hissetiğin şeyler arasında değer, hüküm, karar gibi iradeli ve bilinçli bir şekilde tepki vermektir..

Rüyada hissettiğin şeylerin aslı yoktur, fakat aslı var gibi algılarsın..

Bu algılamada bilinç kapalıdır. Örneğin hiç tanımıdağın bir yüz yıllarca arkadaşlık yaptığın biri oluverir.

Rüya ile gerçek hayatı hiçbir şekilde kıyas yapamazsın..Ayrıca rüyada sosyal düzen, adalet, kural gibi birşey yoktur..

 

Saygılar-Sevgiler..

Gönderi tarihi:

Herkese merhabalar,

 

Oncelikle bu konunun başlığını gorduğumde dedim ki herhalde bir determinizm mefhumu uzerinde tartışma, hemen dalmalıyım. Ancak bir baktım ki print etmeye kalksan dunyanın cevresini dolasacak uzunlukta sayfalarca yazılar, ayetler, acıklamalar !! O yuzden eklemeliyim ki kursatotcu'nun yazdıklarının coguna sadece goz gezdirdim.

 

Bu kursat nickli arkadasın yorumlarına bakarsak entellektuel seviyesinin yazdıkları yazılara oranla yavan kaldıgını anlayabiliriz. Daha başlıkta meymenet yok. Sen kalkıp bilim adamlarının, sosyologların, psikologların yuzyıllardır uzerinde durdugu konuyu nasıl olur da ispatlayabilecegini iddia edersin. Kaldı ki ispatların içeriginin de %95 ini ayetler falan olusturuyo. Geri kalan bolumlerde de şu tarza bir bakalım:

 

"nötron proton yok şu yok bu ne bunlar ya kim görmüş. bunlar mikroskopta görülmez ki bu ne ya yalan be"

 

Bunların yazıldıgı tarihe bakıyorum, 22 eylul 2005. Yani teknolojik olarak, bilimsel olarak bunların ispatlanmasının uzerinden yarım yuzyıl falan gecmiş, uzerine de kuantum teorilerine falan girilmiş. Şimdi biz kalkıp butun kimyanın, fizigin temelini olusturan bu yapıları ispatlayalım mı bu arkadasa... hmm devam edeyim..

 

İnce bi ayrıntıyı irdelemeden gecemem. Herkes ucuk seyler iddia edebilir. Ancaaak !! bu ucuk seylerin içi boş şeyler olmama ihtimali barındırıp barındırmadıgını biz soyleyenin baska hareketlerinden -tarzından anlayabiliriz. Bunu neden soyluyorum şunun farkına varalım diye: hayatını simit satarak idame ettirmiş biri; "yahu aslında kutle cekimi olmayabilir, bizim kutle cekimi sandıgımız sey kutlelerin zaman duzlemini bukmesinden kaynaklanır" diyebilir mi ? Diyemez ! Bilgi yıgılarak ilerler. Bunu soyleyebilmesi icin oncelikle kutle cekimi gibi bi kavramdan haberdar olması gerekir. Onun icin de daha onceki bilgilere. O yuzdendir ki bahsettiğim bilgi duzeyine gelmiş bir insanın davranısı da pek tabii ki "ya var ya olm gel bak ne buldum gece dusunuyodum paralel evrenler vs. vs." olamaz...

 

Konuya bağlıyayım: Ben bu arkadasımızın, kendi adıma hiç bir onyargıya sahip olmaksızın, yorumları esnasındaki dusuk entellektuel seviyeden anlıyorum ki bu bilinc duzeyinde ki bir arkadasın yazdıgı sayfalarca yazı tahmin ediyorum ki eline tutusturulmus "hadi olm goster kendini bilegine saglık" seklinde, copy paste yardımıyla foruma gecirilmiş şeylerdir. Ya da oturmus kendi yazmıs ancak dediğim gibi oldukça boş içerikli. Okumadığıma pişman olmadım şu alıntı yaptığım yazıyı gorunce.

 

Bu arada neden boyle şeyler yazsın biiir suru onu da bilmiyorum, yazılarını incelemem lazım. Misyoner amacı olabilir, nedeni hakkında yorum yapmiyacagım...

 

 

 

Ozgur irade konusunda da kendi goruslerimi paylasmak ve tartısmak isterim ancak bu biraz cılkı cıkmıs bir baslık. Bunun yerine bahsettiğiim konunun tartışıldıgı başka başlık var mı acaba ? Foruma yeniyim de ...

Gönderi tarihi:

Başlığın cılkı çıkmış diye sonununda cılkı çıkacağı yok ..

Siz bu cılkı çıkmış başlığı düzeltebilirsin..

Ayrı bir başlık aramak ve başlık kalabalığı oluşturmak yerine , buraya yazarsanız seviniriz..

Yüksek ilim ve feyzinizden yararlanmak istiyoruz..

 

Saygılar-Sevgiler..

Gönderi tarihi:

not:hadis sonradan olan demektir. ezeli:başlangıcı olmayan, hep varolan manasındadır. alem: allahtan başka herşey demektir

kadim: ezeli demektir.

 

*** aleme hadis diyenlere soru: alemin yaratılmasıyla allahın zatı arasında zaman geçti mi bizim ölçülerimize göre 1saniye olsa dahi? derler ki: hayır çünkü zaman alemle başladı ondan önce zaman yoktu

cevap: o halde alem kadim olmaz mı çünkü demenize göre allahın zatı ile alemin varlığa gelmesi arasında zaman geçmedi o halde siz neden aleme hadis diyorsunuz bununla ne kasdediyosunuz diye sorunca derler ki allah alemden zaman olarak değil zat olarak öncedir derler de ki: dediğiniz gibi ezeliliğin manası öncesinde zamanın olmadığı şey demek değil mi? işte siz diyorsunuz ki: "alemin öncesinde zaman geçmedi." bu laf ise alem hep vardı manasına gelir. zira allah alemden zaman olarak değil zat olarak öncedir demek şu demektir. allah alemden zaman olarak önce değil manasına gelir bu da şu sonucu çikarır o halde allah ya alemle beraber varlıktaydı ya da alemden sonra varlıktaydı alemden sonra varlıktaydı denemeyeği için tek seçenek allah alemle beraber varlıktaydı demek gerekir yani alem ezelidir demek gerekir

 

***********************************************

 

allah olacakları ezeli olarak biliyorsa aleme ezelidir demek gerekmez mi? zaten yaratmasını ilmindekilerin varlık sahasına ilmine göre çıkması manasında alırsak bu anlam çıkıyor zaten

*******************************************

 

aleme ve zamana hadis diyenelere sorarız (yani zamanı allah yarattı diyenlere) sorarız: her sonralığın öncesi vardır ama öncelikte zaman kavramıdır o bakımdan bu, şu manaya gelir: zamandan önce de zaman vardı manasına gelir ki manasızdır.

******************

 

zaman yok diyenlere soruyorum: o halde neye göre aleme hadis diyorsunuz

 

*****************

 

eğer derlerse ki : "alem ile allahın zatı arasında zaman geçmiştir ancak ne kadar geçtiğini bilemeyiz" derlerse

cevap: sorarız, bu süre sonlu mu yoksa sonsuz mu? sonsuz derse

deriz ki: sonsuz zaman tüketilemez ve sonuna varılamaz buna göre alemin varlığa gelmemesi gerekirdi, varlıkta olduğuna göre bu sözünüz yanlış demektir.

eğer bu geçen süre sonlu derlerse

cevap: sorarız allahın zatı ezeli mi

evet der, ezeliyetten sonra ifadesi kullanıldığında , bu sonralıktan , sonlu bir zaman dilimi kasdediliyorsa, o halde bu ifade çelişki olur. çünkü bu sonlu zaman dilimine sonlu demek için bu zaman diliminin bir başlangıç ve bitişi gerekir. evet, bitişine alemin varlığa gelişini delil getirebilirler ancak başlangıcına delil getiremezler. çünkü ezelden sonra ifadesi önemlidir. zira ezeliyetin başkangıcı yoktur dolayısıyla bu aradaki süre sonludur denemez çünkü ölçülemeyen başlangıcı olmayan süreye sonlu sınırlı süre denemez

o yüzden bu sonlu zaman dedikleri dilimin, sürenin, başı ve başlangıcı olmadığından bu süreye sonlu denemez, sonsuz demek durumunda kalırlar.

eğer bu andaki süreye sosuz derlerse

cevap: sonsuz bir süre tüketilebilir mi, sonuna varılabilir mi? diyesorarız.

hayır derler.

deriz ki: o halde neden buna sonlu sınırlı bir süre dediniz ?

 

****************************************

 

allah ezeli, ilmi ezeli, bilmesi ezeli

yaratmayı ilmindekilerin ilmine göre varlık sahasına çıkması olarak tanımladık

soruyorum: allahın bilinenleri bilmesi zaman alır mı?

zaman almaz denirse

o halde ilk ( madde veya maddelerin, cisim veya cisimlerin soyut veya somut madde, düşünce latif cisim, elma kesif cisim ) cisim veya cisimler, ezeli olarak varlıktaydı demektir.

 

************************

 

atom meselesinde açıklama yapmıştım atom yani bölünemeyen parça yok demiştim.

ancak sonsuza kadar bölünmeside imkansız olduğundan, çünkü sonsuz tüketilemez , tüketilemeyeni tüketmek imkansız olduğundan, sonsuza dek bölünme de imkansız demektir. öyleyse atom yoktur.

 

*********************

 

zaman ezeli diyenlere

soruyorum: ezelilik ölçülmez ki zamana ezeli diyorsunuz, ve ezeliliğin başlangıcı yok ki ölçülsün? başlangıcı olmayan şeyin ölçüsü olmaz. zaman ise ölçü demektir. o halde ezeli zaman olamaz imkansızdır.

yani sonuçt olarak zaman yoktur . ama bizde olan zaman kavramlarını (saat, gün, önce, sonra gibi) allah vareder. hakiki anlamda ise zaman yoktur.

Gönderi tarihi:

cılkı cıkmıs dememin nedeni kursat arkadasımızın copy paste leri ile sayfalarca doldurulmuş olması ve baslıgın içeriğinin bozulmuslugundan dem vurmamdır. Gereksiz baslık acmaya ben de karsıyım zaten yeni baslık acayım demedim. Foruma aşina olan sizler bana determinizmin halihazırda tartısılan bir platformu var mı yok mu yol gosterir misiniz dedim...

 

Bu arkadasın destanları arasında fikirlerin yazılanların yitip gitmesini kimse istemez, ben dahil. Baksanıza yazılanlara cevap vermeden doldurmaya devam ediyo.

 

Hmm şimdi gozume çarptı yazdıklarıma cevap niteliği taşıyan aradaki soz obekleri. Atomu tanımlayış biçimi çarpıcı:

 

"bir şeyin sonsuza kadar bölünmesi de imkansız olduğundan... atom yoktur"

 

hmm... cevabımız hazır; bir seyin sonsuza kadar bolunememesi atomun yokluguna ispat degildir. Atom'a ulasmak için sonsuza kadar bolme işlemine devam etmemize ihtiyac yoktur. Bahsettiğimiz şey teorik olarak en kucuk birim değil fiziksel olarak en kucuk birimdir. Zaman gectikce de zaten daha kucuk parcalar bulunmaktadır. Burada onemli olan da bu değil zaten. Bunlar ispatlanmış gercekler.

 

Ama yoo derseniz, illaha ki teorik acıdan bakalım derseniz o zaman da şoyle bir tablo cıkıyor karsımıza: hiçbirşey sonsuza kadar bolunemez oldugundan dolayı biz de bir yerden bir yere gidemiyor olmamız gerekirdi, zira gitmemiz gereken yolun once yarısını, ondan once de onun yarısını gitmemiz gerekecekti. Mesafeyi ne kadar bolersek bolelim gitmemiz gerek hep bir "yarım " kalacagından teorik olarak hareket edemememiz gerekecekti (aşil paradoxu) Ama boyle birşey olmadıgına gore demek ki gercek hayattaki kurallar ile matematik kuramları şu anda tam olarak ortusmuyorlar. Lakin matematikçiler bu paradoxların uzerine limit kavramını geliştirmişler ve sonsuza giden kuculme işleminin sonunun sıfıra vardıgını kabul etmişlerdir. BUnu da eklemeden gecmeyelim haksızlık etmeyelim.

 

Bunlara bakıyorum da geri kalan bolumleri pek okumuyorum be kursat arkadasım...

Gönderi tarihi:

dünyada benim bu yazadığım gibi bir kitap yazılmış değildir.

www.islamdakader.cjb.net

diğer forumlardaki "ne dersiniz" başlığındaki yazılarım son görüşlerimi içeriyor ancak görüşlerim devamlı değişmekte, değişenleri size ulaştıracağım.

Gönderi tarihi:

Aslında meddenin bölünümündeki sınırsızlık beni kuşkulandırıyor..

Bir sonunun, yada eksi yönünün olduğunu düşünüyorum.

Teorik olarak sınırsız gibi geliyor ama..

Genede..????

Gönderi tarihi:

Aslında meddenin bölünümündeki sınırsızlık beni kuşkulandırıyor..

Bir sonunun, yada eksi yönünün olduğunu düşünüyorum.

Teorik olarak sınırsız gibi geliyor ama..

Genede..????

 

Teorik olarak bile sınırsız olmadığını anlattım yukarıda. Evet başta öyle geliyor insana hatta yuzyıllarca da oyle gelmiş bilim adamlarına ama:

 

x/2)/2)/2)/2.... diye giden yani herhangi bir buyuklugun sonsuza kadar bir sayıya bolunmesi sonunda sıfırı veriyor. Yani bir şeyi bole bole en sonunda sıfıra ulaşıyoruz.

 

"EE en sonunda boldugumuz şeyin de yarısı yok mu nasıl olur yani mutlaka hep bir bolecek yarı kalması gerekir" gibi gelmesinin nedeni de "sonsuzluktaki bir işlemden" bahsediyor olmamız. İnsan beyni gözlemleyemediği şeylere kıl olma, kabul etmemeye meyletme gibi özelliklere sahip. Sonsuzluk hiç bir zaman tam olarak kestiremeyeceğimiz bişey olduğu için bize yukarıda soylediğim soz obegini soyletiveriyor. Ama değil işte..

 

Lakin bu işin zaten teorik kısmı. Pratikte ise hiiç boyle birşey yok. Zaten atomlar falan ispatlandı. Heee onumuzdeki zamanlarda atomun içindeki diger bileşenlerinin de bileşenleri, onların da kucuklerinin kucukleri bulunur belki ama şu anda bu bilgilerle bile birçok şeyi açıklayabiliyoruz.

 

Sorun var mı ?

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.