Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2005 NOT .: BU DİYALOG ÇOK FARKLI VE SON GÖRÜŞLERİMİ İÇERİYOR YOK EŞİ BENZERİ GERÇEKTEN DİYORUM BAK OKUYUN UZUN AMA ACAYİP OLDU kursat: naber Zafer: iyilik Zafer: nası gidiyorr kursat: sana anlatmalıyım Zafer: anlatt kursat: demmmişmydimsana son görüşümü Zafer: ezel Zafer: alem Zafer: ezeli Zafer: demiştin kursat: evet önce sorayın ne anlıyorsun bu koudan ve akvramdan Zafer: dedim ki evren sonradan yaratılmıştırr kursat: pekibenim neden böyledediğim hakkında bir fikrim vea ahminin varmı Zafer: söylemeni bekliyomm Zafer: kendine Zafer: göre Zafer: delillerin Zafer: vardırr kursat: ben kısac aşimdilikşöylediyorum kursat: am araştıracam sonun akadar kursat: dediğim gib 4 yıldır kendimisesen bu konuya azırlıyo rdım kursat: ve bu tiğ kitapları okumaya yani kursat: ve şunu söyleyim benim hızlı okuma gibi bir özeliğimde vardır yani 300 sayfalık bir felsefe kitabı diyelim çokta ilgimi çeken konu yoksa 1-2 saatte okuyorum ancak bu tip alemin ezeliliği ile ilgili kitapların 1sayfasını okumam 15 - 20 dakikamı alıyor. harf harf hece hece okumak durumunda kalıyorum. anlamıyorum ve anlayana kadar zorluyorum kursat: yani hal böyel kursat: şiimdikısaca görüşümübildireyim Zafer: ok kursat: ben yaratmayıda çoğunun anladığı analmda almıyorumonud akonuşuruz kursat: yaratmayıda ben alalhın ilmindekilerin ilmine göre varlık sahasına çıkması olarak anlıyorum kursat: ve diyorumki kursat: evet alalh ezeldir veilmikendisidir kursat: ancak bu ilimin dekilerin varlksaasına çıkması alemdir kursat: ve allahla birlikte maddede vardı kursat: bu madde kursat: yani alalhezeliya Zafer: yani Zafer: insanların Zafer: maddeden Zafer: birşeyler yapması gibi Zafer: oldu Zafer: diyon Zafer: alem kursat: yok öylede değil Zafer: iyi o madde nasıl vardı kursat: işt eonu diyecemzaten ince konu o Zafer: işte iş yine Allah'a gidiyorr Zafer: o vardı hiç bişey yok tu Zafer: çünkü Zafer: madde Zafer: varsa Zafer: maddenin Zafer: sahibi Zafer: de olmalı Zafer: yaratıcısı da kursat: bak alalhın ilmi ezeliolunca sonuçta o ezelmaddeyide yine varlık sahasına çıkaran alalh ancak Zafer: Allah onu sonradan çıkarmıştır kursat: bu çıkma ifadesi mecazi Zafer: sonuçta alemde madd Zafer: e kursat: yani alahla beaber varlıktaydı bilmesi ezelolunca öyle oldu kursat: sonradan maddeler oldu yani sen ben gibi insanın varoluşu gibi bunlar yine alahın ilmindekilerin ilmine göre varlık sahasına çıkmasıyla sonradan oldu Zafer: Ama madde Allah ile varlıktaydı diyon kursat: bidakak dedikerin okuyom kursat: evet devam edelim kursat: nediyorsun kursat: bundan önce birde yaratma konusuna değinelim kursat: istersen Zafer: ok kursat: ama önce sen bi yorum yap kursat: yapacanmıi Zafer: yaratmak Zafer: yoktan varetmek Zafer: tir Zafer: insanlar da ise yapma vardırr Zafer: varolanı değişt,irme Zafer: Allah'IN YARATMASI Zafer: VAROLANI DEĞİŞTİRME DEĞİLDİR Zafer: olmayanı ol emri ile yaratmaktırr kursat: tamammı Zafer: evet kursat: bak şimdi kursat: yaratmak diyorsun o hald eburadakiinceklikleribir gör kursat: allahın yaratmasıfatı varmı Zafer: evet kursat: pekibu sıfat ezelimiyoks ahadismi hadis demeksonradan demektir Zafer: sıfat olması yaratması iledir Zafer: zaten Zafer: yarattığı için Zafer: o sıfat vardırr kursat: yarattığı içinmio sıfat vardır yoks abu sıfatı olduğu için miyaratması vardır Zafer: yaratabildiği için bu sıfat vardırr kursat: bak bne net sordum bu sıfatı varasa busıfatı ezelimihadismi kursat: yanisen onun görem sıfatına ezelidiyorsun ya işte bunu gibi Zafer: onun varlığıyla mecburi olarak yaratma sıfatı da vardır kursat: yaniezelibir yaratmamsıfatı vardırmı diyorsun Zafer: yaratma sıfatı alemdenmidir kursat: benzatenyaratmayı nasılanladığımı söyledim kursat: yada şöyelsorayım Zafer: o maddenin varlığınn nası olduğunu söylemedin Zafer: ama Zafer: onu da bi yaratanın olması Zafer: gerekmez mi kursat: dedim ya ama tekrar ona döneriz kursat: yaratamaya devamedelim Zafer: yani yaratılan bişey varsa yaratan da vardır kursat: dura yaratmaya devameedelim Zafer: o halde Zafer: yaratılanların hepsi yaratandan sonradırr kursat: şunu soracamsana alalh ezelden berimi yaratıcıydı yoksa sonradan mı yaratıcı oldu Zafer: sonradan yaratıcı olabilmesi için Zafer: yaratma sıfar-tını Zafer: sonradan yaratması Zafer: lazımdı Zafer: tabi onu Zafer: da Zafer: yaratırken Zafer: daha önceden Zafer: yaratma sıfatı olması lazımdı Zafer: böle böle Zafer: gidr kursat: yaniezelibir yaratmamsıfatı vardırmı diyorsun Zafer: tam diyemeyizz Zafer: o daa kursat: neöyleyse Zafer: buradan çıkamazsın asla Zafer: Zafer: madde Zafer: ondan önce olamazz kursat: bak bensana diyeyim kursat: maturidi mezhebi yaniözgüriradeyi savunanalar diyorkiyaratmasıfatı yani tekvin ezelidir diyorlar kursat: eşarimezhebi yani cebirciler ise diyorki aalhın ezeli kudret sıfatı vardır ancak bu kudret sıfatının sonradan olan ikinci taalluku( ilgisi, bağıntısı) tekvindi.r işte onunla yaratma olurdiyorlar kursat: sen nediyorsun buların görüşlerine biriazdan onları eleştirecem Zafer: peki Zafer: eşariler Zafer: kudret Zafer: sıfatının Zafer: yaratılamsına Zafer: varolmasına Zafer: ne cevap veriyolarr kursat: ezelidiyorlar kursat: mahluk değil diyorlar mahluk yaratılmış demektir Zafer: kudret ezeli ama kudretin de yaratılmış olması gerek değilmi Zafer: onlara göre kursat: vay be kursat: demekböyle düşünüyorsun Zafer: onların Zafer: böyle Zafer: düşünmeler,i Zafer: gerekirr Zafer: madem kudret ezeli Zafer: olamaz Zafer: yani Zafer: kudretin de yaratıcı sı olması lazımm kursat: hayır öyle değil zaten hem maturidiler hem eşariler kudret sıfatına ezelidir derler ve mahluk değil derler Zafer: nası mahluk değil Zafer: kudret bir kavram Zafer: olarak Zafer: düşünüyolar Zafer: öleyse kursat: bak böyle işte onlara göre görmeside duymasıda ezelidir ve mahluk değildir Zafer: ezeli Zafer: olabilirr Zafer: o ezeli ise Zafer: sıfatlarınında Zafer: ezeli olması Zafer: gerekmez mi kursat: ya öylediyorlar işte Zafer: öle diyebilirler Zafer: zaten Zafer: sonradan olsa mahluk olurdu Zafer: yani Zafer: yaratılan olurdu kursat: evet öylediyorlar Zafer: sen ne diyonn kursat: sen şimdi yaratma sıfatına ezeli mi diyorsun onu söyle Zafer: eğer yaratma sıfatını mahluk olarak gmrmiyorsan Zafer: evett Zafer: başka çare yokk Zafer: kursat: tamammı Zafer: sen söyle Zafer: hadi kursat: bak burada büyük bir çelişkivar kursat: kitaplard apekgeçmez Zafer: çelişki olan neyy Zafer: kitap okumuyom zatenn kursat: önce eşarilikle başlayalım kursat: onlar ne demişti? kudret sıfatının ikinci olan sonradan olan taalluku yani ilgisi olan tekvinle alah yaratıyor demişti ya kursat: pekibu sonradan olan tekvin nası meydana geliyor Zafer: evet kursat: bunu söylemediler Zafer: ben bu soruyo Zafer: soruyorumm Zafer: onlara kursat: sende zaten bunu farkına vardın kursat: derlerse ki o tekvinde başka bir tekvinle meydana geldi kursat: deriz o tekvin nasıl meydana geldi Zafer: yani kursat: yani teselsül olur teselsül demek zincirleme gitmek demek Zafer: evett Zafer: sonuçta Zafer: yine Zafer: ezeliyete Zafer: gelirr kursat: dolayısıyla onlar sonuçta ezeli bir yaratma sıfatını kabul etmeye mecbur kalırlar Zafer: evett kursat: okeymi Zafer: ama yaratma sıfatını yaratma meselesi Zafer: var Zafer: yine kursat: yköyledeğil Zafer: ezelde kursat: söyle Zafer: varlığı kendisindendir Zafer: derler Zafer: vacibül vücutt kursat: bak demek ki senle sıfatların konusuda konuşmak gerek Zafer: yaratma sıfatının ondan önce olduğunu düşünemeyiz Zafer: ondan sonra yaratıldığını Zafer: da Zafer: düşünemeyizz Zafer: zaten kursat: o halde ben sana onların sıfatlar konusunda ne dediklerini bildireyim mi Zafer: ondan önce bişey yoksa Zafer: evet Zafer: bildirr kursat: bak biliyorsun ki eşariler ve maturidiler 1000 yıla yakındır ehli sünnet diye bilinirler ve baskın bir görüştür dünyada Zafer: peki sana göre ehli sünnet nedirr Zafer: ya da Allah ben kulumun zannına göre didrim der Zafer: yani Zafer: kimseye yanlış diyemeyebilirsin kursat: bak ehl sünnetin manası peygamberin izinden giden hadislere bağlı kalanlar demektir Zafer: evet Zafer: sana göre Zafer: onun izinden gidenler Zafer: nası olmalı kursat: konuyu dağıtmayalım Zafer: ok Zafer: neyse Zafer: asıl Zafer: meseleye gel Zafer: sen onların görüşlerinin yanlış olduğunu diyorsun kursat: ben sana sıfatlar konusunda onların dediklerini bildireyim kursat: bud ince bir konudur Zafer: söyle kursat: şimid ehlisünnet diyorki kursat: aalhın sıfatları ezelidir kursat: bunlar 7 vaya 8 tanedir maturidi tekvinide yani yaratmayıda ezeli kabul eder eşari ise ona hadis der kursat: bu sıfatlar şunlardır Zafer: biliyorum onları kursat: görmesi işitmesi kudreti iradesi kelamı yani konuşması kursat: okeymi Zafer: evett Zafer: evett kursat: ancak burada şöyelbir durumvar Zafer: tekvindeki Zafer: mesele Zafer: burada da Zafer: geçerli kursat: ehli sünnet diyorki bu sıfatlar alalhın zatının ne aynısıdır ne de gayrısıdır Zafer: güzell Zafer: yani onlar da Zafer: net cevap yokk kursat: bununla şunu kasdederler kursat: yani bu sıfatlar tek başına ele alındığında alalh denemez ancak bu sıfatlar olmadan da ilahlık olmaz o bakımdan bu sıfatlar tek başına ( alalhın zatı olmadan) alalhın zatı olmadığı gibi alalh da bu sıfatlar olmaksızın ilah olamaz derler yani bunu kasdederler okeymi Zafer: şu an da ben konuşabiliyorum görebiliyorumm işitebiliyorumm Zafer: bu özelliklerim olmasa ben insan olmam Zafer: ama, Zafer: bunlar da Zafer: tek başına insan olamaz kursat: konudan konuya geçiyoruz ancak önemli bilinmesi lazım sonra toparlayız tamammı Zafer: aynı bu hesapla Zafer: düşünürsen tamam Zafer: yani bu şekilde düşünebilirizz Zafer: fakat sıfat kursat: işte öyle bir benzetme yapıyorlar Zafer: kavramı Zafer: hale açıklığa kavuşmadı Zafer: bu cevap bana yetmiyorr kursat: zatenbu kadar değilki kursat: esas meseleler başlıyor şimdi Zafer: başlaa kursat: hazırmısın Zafer: evet kursat: ezeli kaç tane olur Zafer: ezeli başlangıcı olmayan demek kursat: evetü Zafer: 1+2 Zafer: 1+2+3... =sonsuz Zafer: 1+3+5.. =sonsuzz Zafer: ikiside Zafer: sonsuz Zafer: fakat Zafer: arada Zafer: fark var Zafer: değilmi kursat: neidyorsun Zafer: iki işlemin sonucu da, Zafer: sonsuza gitmesine rağmen kursat: haq tamama Zafer: birbirlerinden farklı Zafer: ezeli Zafer: olarak Zafer: da Zafer: bu şekilde düşünebilirmiyizz kursat: ben ezeliyi sordum kaç tane ezeli olur dedim kursat: ba k ben devam edeyim o halde kursat: mutezile mezheabivar ya kursat: hani kaderiinkar eden kursat: onlaarın tevhid pensiplari vardır kursat: yaniolay şu kursat: bunu hepmfilozoflarsöleüyor Zafer: ben ezeliyi sordum kaç tane ezeli olur dedim Zafer: en Zafer: son Zafer: bunu Zafer: demiştin Zafer: internet gitti az önce Zafer: ezelinin Zafer: sayısı Zafer: önemli mi Zafer: ama Zafer: bi tane Zafer: olamsı Zafer: lazım Zafer: başta Zafer: çünkü biri diğerini yaratacakk kursat: ezeli bi tane olur diyorlar halbuki bak ehli sünnete 7 - 8 tane sıfat kabul ediyor ezeli olarak bir de alalhın zatını kabul ediyor bak 8 - 9 tane ezeli kabul ediyorlar gördün mü buna "taaddüdü kudema" yani ezelilerin çoğalması adı verilir Zafer: ama onları da Allahtan bilirler Aşağıdaki ileti tüm alıcılara teslim edilemedi: onlaarın tevhid pensiplari vardır Aşağıdaki ileti tüm alıcılara teslim edilemedi: yaniolay şu Aşağıdaki ileti tüm alıcılara teslim edilemedi: bunu hepmfilozoflarsöleüyor Zafer: burada sen onalrın düşüncelerindeki gariplikleri buluyonn fakat kendi düşüncen neyy kursat: ama o sıfatlara ezeli diyorlar yani yaratılmadı diyorlar hep vardı alalhın zatı gibi diyorlar Zafer: Ama zatından dı Zafer: ondan bi parça desek bişey olurmu Zafer: olurr Zafer: onuda diyemeyiz sanırımm Zafer: fakat sonuçta kendisi varrr kursat: beni ise şunu yaptım sıfatlarını inkar ettim ve ilmini kabul ettim ama şunu dedim bu "ilim" zatının kendisidir zatının aynıdır dedim ve bir tek ilahı kabul ettim bunu bazı filozoflarda yaptı ibn sina, farabi Zafer: yaratma işine ne dedin kursat: ha o kursat: onu dedim ama şuna dönecem şimdi kursat: onlar yaratma işine ezli demek durumunda kalıyor ya Zafer: evet kursat: burd ada büyük problem var kursat: o da şu Zafer: evett kursat: mesela biz şimdi yazşıyoruz ya bu fiilimiz şimdi oldu yani bir yıl önce değil yani sonradan oldu ya Zafer: evett kursat: soruyorum o halde madem ki ezeli yaratma ile oluyor bunlar, bizim şimdi olan fiillerimizde ezelde mi yaratıldı? kursat: nedesin Zafer: yaratma fiili ezelde yaratılmış olsa şimdi o fiil görev yapıyorr Zafer: fiil görevini yapıyorr kursat: bak bizim bu fiilimiz ezelde yaratıldı mı yaratılmadımı Zafer: fiil ezelde yaratılsa idi ezelde de yaşanmış bitmiş olurdu kursat: evet Zafer: vuku bulan her fiil Zafer: o anda Zafer: yaratılmıştır Zafer: vuku bulduğu Zafer: anda Zafer: yaratılmıştır kursat: o halde sen bu lafınla hadis bir yaratmadan bahsettiğinin farkındamısın Zafer: yaratabilme ve yaratma Zafer: farklıo Zafer: şeylerdie Zafer: yaratabilme yetenek Zafer: yaratma ise Zafer: fiildir kursat: bendirekt yaratmadan bahsediyorum Zafer: evet Zafer: şu vukubulduğu anda Zafer: yaratılmuştı Zafer: r Zafer: fiil Zafer: çünkü yaratılmasa kursat: neyle yaratılmıştır Zafer: vuku bulmaz kursat: neyle yaratılmıştır Zafer: bilmiyom kursat: yaaaaaaa Zafer: ama kursat: böyleolamza Zafer: tamam Zafer: diğer bi Zafer: daha Zafer: önce Zafer: varolan bişeyden Zafer: yaratılmış diyebilirmiyiz Zafer: ya da kursat: biraz evvel yaratmayı kabul edenler ezeli bir yaratmayı kabul etmeye mecbur kalırlar demiştirn Zafer: yoktan Zafer: ya Zafer: da Zafer: şimdi de ü Zafer: yoktan Zafer: yaratılamaz mı kursat: bak ben oudemiyorum kursat: şunu diyorumn eyle yaratıldı Zafer: yaratılması için bişeye Zafer: ihtiyaç var mı Zafer: yaratma Zafer: sıfatı Zafer: iel Zafer: yaratıldı Zafer: yaratma sıfatı olmasa Zafer: yaratılmaz dı kursat: ezel ibir yaratma ilemi yoksa hadis bir yaratma ile mi ikiside olmuyor gördüğün gibi kursat: yani alahın yaratma sıfatı yoktur Zafer: peki onu yaratan Zafer: kmidir kursat: mecazidiyorum Zafer: sonuçta Zafer: yaratabilme Zafer: özelliği Zafer: hep vardı Zafer: fakat Zafer: şu anda Zafer: yaratıyopr Zafer: mesela Zafer: filleri kursat: neden şu anda yaratıyor da bizi neden 100 yıl önce yaratmadı dersem nedersin Zafer: yüz yıl önce başkalarını yarattı Zafer: sıra bize yenş geldi kursat: neden onları 100 yıl önce yarattı da bizi 100 yıl önce yaratmadı diye sorsam ne dersin Zafer: bilmem derim Zafer: ama istese Zafer: yaratırdı Zafer: derim kursat: işt ebend ebu lafı söyelmenibeklyorduum Zafer: deseydin daha önce söylerdim Zafer: istemek Zafer: de Zafer: bi Zafer: fiil Zafer: mi Zafer: dicen yoksa Zafer: yaratılan bişey mi kursat: yani böyle olamasını irade etti diyorsun değilmi Zafer: evet Zafer: o halde diceksin ki ilk olarak yaratma sıfatı var dı kursat: Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2005 derim kursat: işt ebend ebu lafı söyelmenibeklyorduum Zafer: deseydin daha önce söylerdim Zafer: istemek Zafer: de Zafer: bi Zafer: fiil Zafer: mi Zafer: dicen yoksa Zafer: yaratılan bişey mi kursat: yani böyle olamasını irade etti diyorsun değilmi Zafer: evet Zafer: o halde diceksin ki ilk olarak yaratma sıfatı var dı kursat: peki ben sana onun iradesinin olmadığını ispatlarsam ne diyecen daha Zafer: ispatla kursat: evvelden ispatlamadım mı sana ben bunu Zafer: hatırlamıyom kursat: bunu konuşmadıkmıydı Zafer: ipucu ver Zafer: hangi Zafer: konudaydı kursat: başan başlayalım öyleyse ama afallayacan derim Zafer: sen başla kursat: irde ne demek kursat: irade Zafer: diceksin ki Zafer: irade Zafer: nası yaratıldı Zafer: istenerek mi kursat: yok Zafer: yaratıldı Zafer: diceksin mi yoksa kursat: yok kursat: iradenedemek Zafer: istemek kursat: peki tercih etmek seçmek manasınada gelirmi Zafer: gelebilir kursat: bu manayıda ezeli olarak alalh için kabul ediyorsun değilmi Zafer: şunu kabul edelimmi Sıfatlar da Allah'ın varlığındandır kursat: yokbensıfatları inkaretitmi kursat: kounya gel Zafer: evet kursat: bu manayıda ezeli olarak alalh için kabul ediyorsun değilmi Zafer: Allah olduğu için o sıfat var Zafer: diyorum Zafer: o olmasa sıfatda olmayacak tı kursat: ezeli irdesi var demiyormusun Zafer: Onunla birlikte diyelimm kursat: devamediyorum Zafer: ett kursat: seçmek için seçilenlerin mevcut olması gerekir mi gerekmez mi kursat: şartmı değilmi Zafer: iyi de bişey olmadan o şey istenebilir Zafer: iki şey arasında seçmek niye isteyesin ki kursat: seçmekten bahsediyorum Zafer: evet Zafer: seçmek Zafer: için Zafer: seçilenler Zafer: olması Zafer: lazım kursat: mesela senin kız veya erkek olarak doğman gibi Zafer: fakat kız ve ya erkekliği Zafer: yaratan da kursat: musanın seçilmesi gibi Zafer: odur kursat: yani seçmekiçin seçlenlerin olması şart diyorsun değilmi Zafer: seçileni yaratan da odur Zafer: evet kursat: o hald edikkat kursat: sana göre alem yokken allah ne olup olmayacağını hatta ikimizin dün değilde bugün görüşmemize varana kadar senin okuduğun okulun o değil de bu oluşuna kadar hepsini tercih etiğine inanıyorsun değilmi Zafer: bunu alem yaratıldıktan sonra da yapabilir kursat: tercih işinimi Zafer: ya tercih etmek ile Zafer: istemek Zafer: farklı Zafer: ister yaratır ve onu veri Zafer: r kursat: peki ilminin zıttına birşeyi isteyebilir ya da seçebilirmi kursat: bidakka Zafer: ilmi de istemesine göre diyemezmiyizzz kursat: evet geldim Zafer: ok kursat: demeköyle kursat: ilmine ezel demedinmi Zafer: ilmine ezelş dersek istemesine de ezel diyemezmiyizz kursat: işteonusöyleyecem kursat: bak ilminde olayların nasıl olacağı belli değilmi Zafer: ilminin özelliği o ilmi olacakları bilmek istemesi ise olayları planlamaktırr Zafer: olacaklar isteğe göre belirlenmiş olamaz mı Zafer: olaylar isteğe göre belirlendiyse ilim de onu bilmek zorundadırr kursat: bu ifadenden sanki önce irade ediyor sonra biliyor gibi bir mana çıkmıyormu Zafer: hepsinin aynı anda olduğunu düşünsek Zafer: ilim irade yaratmak Zafer: vs Zafer: hepsi bir andaa kursat: o halde iradenin ilmiden ne farkı var bana söylermsin Zafer: ilim bilir irade ise seçer Zafer: irade ile ilim Zafer: aynı kursat: peki irade ilminde var olacağı belli olan şeyi mi seçer Zafer: ilim irade de olmayan bişeyi kapsar mı kursat: baenzaataeniradeyiinakr ettim Zafer: ilmi niye inkar etmedinn Zafer: sen de Zafer: şunu inkar ettim bunu inkarettim Zafer: tekvini de Zafer: inkar Zafer: ettin mi kursat: zira kuran ayetlerinde olmadan önce ki olayların alah tarafından bilidiği geçiyor Zafer: evett kursat: dolayısıyla inkar etmedim ilmini Zafer: iyi de o isteseydi Zafer: herkes iman ederdi Zafer: ayeti yok mu kursat: zaten bunu evvelden söyleyenler olmuş Zafer: o halde Zafer: irade Zafer: yi Zafer: nasıl inkar ediyosun kursat: bak bunların cevabıı elbete kivaerdimve buldum kursat: bu ayaetleri bilmesimanasında alacam kursat: yani kursat: bahsetiğin ayati eğer alalhı ilminde herkesin iman etmesi olsaydı herkez iman ederdi manasına alıyorum kursat: birde ben alalhı nilmini etkin bir ilim olduğu söyledim yin ebu nudiyeler oldu elbet kursat: yani onuilmi zorlayıcı bir ilimdir Zafer: ilmi istediği istediği de ilmidir Zafer: ilim yerine isteği Zafer: de Zafer: kullanabilirsin o halde kursat: bildikleri bildiği gibi olur Zafer: istedikleri Zafer: de Zafer: istediği gibi kursat: hayır olmuyor kursat: çünkü tercih olayında demin dedim Zafer: ben de tercih diye bişey yok dedim kursat: bizim burda yazışmamızı sence ezeli olarakmı tercih etti Zafer: tercih etmedi Zafer: istedi Zafer: o seçim yapmak zorunda değil Zafer: çünki kursat: mesela o kadar kişi varken musayı peygamber göndermek sana göre bir seçim değilmi Zafer: hayır Zafer: sadece bir yaratma Zafer: musayı yarattı Zafer: musa oalrak yarattı Zafer: o kadar Zafer: insanı Zafer: da kursat: bak ayette ise musanın seçildiği geçer Zafer: kendisi yarattı Zafer: yarattığına göre Zafer: seçmek için Zafer: yarattı derizz kursat: bak onun ilmini kabul ediyormusun Zafer: onu istiyord onu yarattı ve onu seçti Zafer: ilmini kabul ediyorumm Zafer: ama iradesi ni de kursat: zaten bunlar ilminde belli değilmi belli olan şeyi mi seçti kursat: belli olan şey seçilir mi Zafer: evet Zafer: niye seçilmesinn kursat: ne manası var ki Zafer: sen bu arada kaderi onun yarattığını inkar ediyon mu Zafer: kulların arasına koyar ve seçerr kursat: acayip noktayageldin Zafer: dinliyomm kursat: ben alalhın hür olduğunuda inkar ettim Zafer: oo iyisinn Zafer: Zafer: peki onu Zafer: hür kılmayan kursat: ispatlarım Zafer: şey Zafer: nedir Zafer: başka kursat: hiçbirşey Zafer: bi ilah mı kursat: kolay değilelbet kursat: bak onu zorlayan olmaksızın o hür değildir ilahlık bunu gerektiriyor kursat: nedenmi Zafer: eve Zafer: t Zafer: dinliyomm kursat: soru: alalhın olaylar olduktan sonraki ilmi ile olaylar olmadan önceki ilmi aynımıdır Zafer: ilmine göre olaylar olmaz mı kursat: evet olur Zafer: o halde sen Allah'ın varlığnı da inkar Zafer: edebilirsinn kursat: bilemem alahı ilminde naslıs oalayalröyle olur kursat: devam edelim alahın ilminde değişme olurmu Zafer: olmaz kursat: o halde olayların nası lolacağı ezeli ilimde belli değilmi Zafer: ezeli ilmi Zafer: neye göre belli Zafer: peki kursat: hiçbirşey göre Zafer: hiçbirşey diye bişey var mı kursat: çünkü ezeli olanın nedeni olamaz kursat: bak allah ilminin zıttına birşey yapabilirmi Zafer: ilim allah'ın yaratması Zafer: değil mi kursat: no Zafer: ilim bilmek demek değilmi Zafer: ilim de yaratmak istemek hepsi kursat: bak şimdi bizim burada yazışacağımızı ezeli olarak biliyordu ya Zafer: kavramm Zafer: ama tayin eden Allah'tı kursat: bu fiil gerçekleşmeyebilirmiydi Zafer: Allah dilemese gerçekleişmezdi kursat: iyi düşün dediğin lafı Zafer: eğer ulaştığın sonuçlarda kuranıkerime aykırı bi sonuç varsa o hatalıdırr... kursat: ba oayagelceğiz Zafer: onun istemesi mecburidir Zafer: diyeibirizz kursat: biraz önce sen dedin ki onun ilmi değişmez şimdi diyorsun ki isteseydi bu fii lolmayabilirdi çelişkiye düştün Zafer: ama ilm ona göre Zafer: belirlenir Zafer: ilim iradeden sonra desekk kursat: ilim iradeye göremi belirlenir Zafer: niye belirlenmesin kursat: o zaman sen ilmine hadis demiş olmuyormusun Zafer: diyemezmiyiz kursat: bak sana süper bir soru soracam kursat: m iradeden sonra desekk kursat: ilim iradeye göremi belirlenir Zafer: niye belirlenmesin dimştin Zafer: eeee kursat: soruyorum:alalh neyi irade edeceğini biliyormuydu Zafer: tamam aynı anda Zafer: dşyelim Zafer: şunu diyebilirmiyiz kursat: o zaman irade ilmi belirliyor diyemezsin ki Zafer: ilim vardı Zafer: ilimde iradenin olacağı ve iradeye göre ilmin geriye kalan ilmin belirleneceği Zafer: ilim de irade nin ilme hükmedeceği varsa kursat: alalh olacak bütün olayları ezeli bir ilimle bilmiyormu ve demene göre konuşursak: sonradan neyi bileceğinide ezeli olarak bilmiyormu Zafer: yani onun birşeyi isteyip istememesi bir şeyi değiştirmez diyon kursat: yani istemesine gerek de yok ve zaten ezeli bir istekde olamaz Zafer: niye olamasın kursat: ilmi yeterli ve etkin bir ilimdir bizim ilmimiz gibi değil Zafer: ilminde irade de Zafer: gizlidir Zafer: deriz Zafer: öleyse kursat: bende derim ki o gizli olduğunu söylediğin iradeyle neyi isteyeceğini zaten bilmiyor mu ve bildiği şeyler bildiği gibi gerçekleşeceğinden iradenin burada hükmü nedir kursat: bu arada bir konuya değinmek istiyorum kader meselesinde ilim kursat: nedesin kursat: dersin Zafer: ok de ben bu gece uyumadım henüzz kursat: kısa Zafer: ok kursat: sen bizim fiillerimizde hür olduğumuzumu savunuyordun Zafer: tam değil Zafer: ama bize göreh hürüz Zafer: aklımıza göre hürüz Zafer: çünkü Zafer: aklımızın Zafer: istediğini Zafer: yapabiliyoruzz kursat: yani günahları allh zorlamı yaptırıyor Zafer: niye yaptırmasın kursat: ben zorla olduğunu zaten savunuyorum Zafer: biliyomm Zafer: senin Zafer: savunduğunu Zafer: fakat zorla kavramı varsa kitap niye indi kursat: nedeniyok Zafer: nedeni vardır. kursat: zira ilmine göre oldu bu işler ve ezeli olanın nedeniolmaz Zafer: herşeyi bu kalıba sokuyon Zafer: öle Zafer: ise Zafer: hiçbişeyin kursat: evet Zafer: nedeni Zafer: yok dersin kursat: evet Zafer: nedensizlik almei Zafer: nedensizlik alemi mi Zafer: diyorsun kursat: yes Zafer: peki sonra nolacak Zafer: ben ce her şey bir nedene hizmet ediyorr Zafer: artık ilminin sonuna geldin galiba artık naoacaksınn Zafer: napacaksınn Zafer: nedensizlik Zafer: kavramına Zafer: ulaştıysan Zafer: daha bi derdin yomk Zafer: yok Zafer: demektirr kursat: yani aslında bu bakış açısıya baktığımdan kuranın da bu yönüyle de nedeni yok ve bu yönüyle yani hakikat anlamda manasız diyorum Zafer: aslında hakikat diye bişeyin de olmadığını Zafer: iddia ediyon yani Zafer: o halde hiçbişeyin var olamdığını da Zafer: iddia edebilirsin kursat: evet çok problemi bu yolla çözdüm şimdi alemin ezeliliği konusunu araştırıyorum Zafer: ne diyeyim kolay gelsinn Zafer: nedensiliğin nedenini mi kursat: ne diyorsun bu bakış açısına Zafer: araştırıyorsun, Zafer: ben ce neden sizlikte neden araştırılmazz Zafer: peki sen neden araştırıyorsunn Zafer: nedensizliğe neden hizmet ediyorsun kursat: bizim fiillerimiz mi allahın ilmine tabi yoksa allaın ezeli ilmimi bizim fiillerimize tabidir Zafer: yani nedensizliğin Zafer: bi parçasıyım Zafer: diyonn kursat: evet Zafer: ok kursat: son soruma cevap ver Zafer: hangi Zafer: soruna kursat: bizim fiillerimiz mi allahın ilmine tabi yoksa allaın ezeli ilmimi bizim fiillerimize tabidir Zafer: ikisi de aynısıdır kursat: olmaz Zafer: olurr Zafer: zaten aynı değil mi kursat: tabiolmaknedemekbilyonumi Zafer: sonuçlaer kursat: bak şu: birine dersin ki galatasaraylı ol. o da olur. işte bu örnekte bu kişi sana itabi oldu demektir Zafer: iyi de Zafer: bu tabilik Zafer: neye göre kursat: zamana göre Zafer: zaman neye göre kursat: zaman aslında yok o başka bir kou kursat: ya basit bi soru sordum Zafer: evett Zafer: emre kursat: bizim fiillerimiz mi allahın ilmine tabi yoksa allaın ezeli ilmimi bizim fiillerimize tabidir Zafer: herkes Zafer: tabi Zafer: olmak Zafer: zorunda Zafer: diyorsunn kursat: tabi olan ve tabi olunan düşünürsek hangisi sonradan gelir Zafer: tabi olunan tabi olana göre gelir Zafer: zati Zafer: neyse ben uyuyacam Zafer: devam ederiz kursat: ok Zafer: bu gece henüz Zafer: uyumadım kursat: ok ama nasıl sohbet oldu Zafer: güzel ama bi yerde yanlış düğüm attmı Zafer: diğer Zafer: yerlerde Zafer: ona göre Zafer: ters gidiyırü, Zafer: o noktayı bull Zafer: sennm kursat: teknik foruma yapıştıracam sende oraya üye olsana ya din ile ilgili bölümüne yazacam bunu Zafer: hangi forumm Zafer: forumlarla Zafer: uğraşma Zafer: milletle derdin neyy Zafer: gerçi Zafer: senin Zafer: yazılarını Zafer: es geçiyolarr kursat: teknik forum goog dan ara serbest kürsüde din ile ilgili yer var oraya işte kursat: üye ol kursat: okeymi kursat: sen hangiforumdaydın Zafer: ben kendime, Zafer: site Zafer: yapıyom Zafer: güzel Zafer: bi forumu da Zafer: olacak kursat: haaaaaaaaa Zafer: yeniş Zafer: yeni Zafer: bi Zafer: site Zafer: yapıyonmm kursat: evvelden hangi forumda tanıştık senle dedim Zafer: senin ben Zafer: firavun Zafer: hakkında Zafer: yazdıklarını Zafer: okuyup Zafer: sitene girip Zafer: msn ni Zafer: kaydetöiştimm kursat: haaa kursat: ok kursat: kapatalımı Zafer: ok Zafer: görş Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2005 " "YANİ İMAN BİR TERCİH MESELESİDİR.. ALLAH KULLARINA İMAN EDİP ETMEME SERBESTİSİ TANIMIŞTIR.. İMAN EDENLERİ SONSUZ YAŞAMDA SONSUZ MUTLULUKLA MÜKAFATLANDIRACAK, İMAN ETMEYEN VE "KENDİSİNE İSYAN EDENLERİ DE" SONSUZ YAŞAMDA CEHENNEMDE AZAPLA CEZALANDIRACAKTIR.."" Celiskinin önde gideni böyle olur arkadaslar.. Imani önce tercih meselesi yapip, arkasinadan ceza ve ödül gelmesi daha da ilginc. Sanki tanrinin sag tarafinda oturuyormus gibi konusmalar bunlar Kolay gelsin dostum. 6559[/snapback] Ortada bir kanun ve nizam vardır. Bizden istenilenler vardır. Yapıp yapmama yada inanıp inanmama elbette bizim rey'imizdedir. Sonuç olarak ortaya birşey konmuştur ve inanmamız talep edilmiştir. İnamadığımız zaman başımıza gelşecekler bildirilmiştir. Gene özgürüz.. Bu her şeyde böyledir. Kanunlarda da böyledir. Ortada bir suç vardır. Bu suçu işleyip işlememek senin özgür iradenledir. İşlersen cezasını çekersin.. Bundaki tezatlık nerede kardeş?? Saygılar... Alıntı
Misafir TheLastofMohicaN Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2005 " "YANİ İMAN BİR TERCİH MESELESİDİR.. ALLAH KULLARINA İMAN EDİP ETMEME SERBESTİSİ TANIMIŞTIR.. İMAN EDENLERİ SONSUZ YAŞAMDA SONSUZ MUTLULUKLA MÜKAFATLANDIRACAK, İMAN ETMEYEN VE "KENDİSİNE İSYAN EDENLERİ DE" SONSUZ YAŞAMDA CEHENNEMDE AZAPLA CEZALANDIRACAKTIR.."" Celiskinin önde gideni böyle olur arkadaslar.. Imani önce tercih meselesi yapip, arkasinadan ceza ve ödül gelmesi daha da ilginc. Sanki tanrinin sag tarafinda oturuyormus gibi konusmalar bunlar Kolay gelsin dostum. 6559[/snapback] Ortada bir kanun ve nizam vardır. Bizden istenilenler vardır. Yapıp yapmama yada inanıp inanmama elbette bizim rey'imizdedir. Sonuç olarak ortaya birşey konmuştur ve inanmamız talep edilmiştir. İnamadığımız zaman başımıza gelşecekler bildirilmiştir. DAYATMADIR inanmadığın zaman başına gelecekler nedir peki? Gene özgürüz.. İNANMASSAN CEHENNEME GİDERSİN ATEŞLER İÇERİSİNDE CAYIR CAYIR YANARSIN ÖZGÜRLÜĞE BAK BE BAŞKA BİR YOL TERCİH ETTİĞİN ZAMAN CEHENNEMDESİN BUMUDUR ÖZGÜRLÜK. Bu her şeyde böyledir. Kanunlarda da böyledir. Ortada bir suç vardır. Bu suçu işleyip işlememek senin özgür iradenledir. İşlersen cezasını çekersin.. Bundaki tezatlık nerede kardeş?? Saygılar... 15483[/snapback] İNANIN KENDİ DEĞERLERİNİZE EN BÜYÜK HAKSIZLIĞI SİZ YAPIYORSUNUZ Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2005 Bak arkadaş. Bu konudaki fikirlerini yaz. İnanıyorsan inandığın parelellikte yaz. İnanmıyorsan o parelellikte yaz. İnananların inancı budur. Bundan ötesi yoktur. Herkes ektiğini biçecektir.. Eğer bir yargılama olmasa ne olur dünyanın hali. İsteyen istediğini yapar. İstediğin kadına laf at, istediğin mücevheri yada değerli şeyi çal, istediğin adamı öldür...vs..vs.... Ne olacak peki.. Özgürlük kuru kuruya değildir. Her özgürlüğü bir yasa kısıtlar. Sen istediğini sevmete ve evlenmekte özgürsün fakat, yasa devreye giriyor bu durumda (evli olanla evlenemezsin), İstediğin yiyeceği yeme özgürlüğün var fakat, kendi kazancını yada sana infak edileni.. Örnekler çoktur. Eğer dünyaya geldiysek başı boş değiliz, hesaba çekileceğiz.. Biz müslümanlar böyle düşünüyoruz. Gerisi beni ilgilendirmez.. Saygılar... Alıntı
Misafir TheLastofMohicaN Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2005 istemediğin yemeği yemediğin zaman kimse seni cezalandırmıyor. ben buna inanmıyorum. zaten dinler o zamanın koşullarına göre birer anayasa gibidirler. zamanın da gerçektende ihtiyac varmış bu kurallara yasalara ama artık BENCE gercerliliği kalmamıştır. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2005 Bunun temelinde inanç yatıyor. Eğer Allahın varlığına inanıyorsanız bu böyledir. Bu saatten sonra cenet cehennem tartışmıyalım. Ama inanmıyorsanız zaten gereksiz.. İnananın sorunu yani.. Saygılar... Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2005 biri dedi ki bana misyonersin ve iyi yetiştirilmiş dedi bak ben diyorum ki Kuran kursuna bile gitmedim ben 20 yaşında dini kitai okumaya başladım şu an 29 yaşındayım kim yetiştirdi beni? bir ara tarikata gittim oradanda kovuldum. soru soruyorum diye. ve ben ne zaman size hrıstyanlığı övdüm ki bu mana çıkarılıyor. kitabıma baksaydınız "bozulmuş İncil" tabirini kullandığımı görürdünüz. zira o kitaptan da alıntı yapmıştım. hatta papaza gittim ve tartıştım ve o bana kader konusunda karşı çıktı bende bozulmuş İncil i okumuştum ve oradaki kulların özgür iradesi olmadığını beyan eden ifadeleri biliyordum ve oturduk masaya bir kaç kişide vardı orada. ben dedim aç şurayı açtı ve şaşırdı, afalladı, ne diyeceğini bilemedi. dedi ki "o yunancadan çevrilmiş" sonra fransızca bir tercüme getirdi. o da beni kabul etmedi. zaten bütün cami hocaları kaçtı, üniversite hocalarıda, ilahıyaççılarda neden ben böyle kendime güveniyorum dersiniz? çünkü ben onları onların kendilerini tanıdıklarından daha iyi tanırım da ondan. sonra başkası dedi ki: "imtihan dünyası" rica ediyorum ki siz 5 yaşında çocuk değilsiniz. hem olayları allah bütün teferruatıyla biliyor diyorsunuz ve olaylar bildiğinin aksine gerçekleşmez ifadesini kullanıyorsunuz hem de bu dünyaya imtihan dünyası diyorsunuz. ya bunun çelişki olduğunu 5 yaşındaki çocuk anlar ya. hiç böyle deneme olur mu? misal birinin kafir olarak öleceğini allah, o ölmeden önce biliyordu. ve onun kafir öleceğini bile bile ona imanı emrediyor. ya bu nasıl imtihan böyle? cevap şu ki: kesinlikle imtihan da değiliz. haaaaaaa Kuranda ki ayetlerimi soruyorsunuz? mesela mülk 2. ayet: "imtihan için yarattık" şeklindeki ayet ve daha çok ayet var. imtihanla ilgili. kitabımda bunların izahlarını vermiştim. (sadece mülk 2. ayetin izahını beş yılda buldum) ve mülk 2. ayet için şöyle bir izah var: allah insalardan çıkan eylemleri sanki bilmiyorda bilmek isteyen birinin muamelesi gibi muamelede bulunuyor. diye izah var. (bu izahı garipsediyseniz, siz Hz.Muhammed suresi 31. ayete bir bakın ve Kuranın nasıl bir kitap olduğunu görün. hiç kolay değil bu işler) yani bu dünyaya imtihan demeyin. o halde ne diyeceğiz mi diyorsunuz? cavap: nedeni yoktur deyin. geniş izahı kitabımda var buraya yazdığım yazıda da vardı. sonu belli şey için imtihan denmez. ayrıtınsı kitapta (islamdakader.cjb.net) son olarak merak ettim ki bu forumda (ateist forum) bazı şahıslar özellikle beni kollayıcı bir üslup kullanmaktalar, bazı kişilere beni savunanların olduğunu söylediğimde deniyor ki "onlar da ateisttir de ondan, senin böyle konuşman hoşlarına gittiği için böyle diyorlardır" şeklinde yanıt almaktayım. bu şahıslar bu durumu yorumlayabilirler mi acaba? bir de bana bir kaç kez daha misyoner denmişti, madem öyle kitabımdaki bir yazıyı buraya yapıştırayımda, benim böyle olduğumu söyleyenler bakalım ne cevap verecekler buna? önce imtihan ile ilgili olarak Razinin ne dediğini göstereyim: *** Razi: “Her can ölümü tadıcıdır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya 35) İmtihan ve İbtila Deneme ancak mükellef tutma var ise olur. O halde bu ayet insanlar için bir mükellefiyetin olduğuna delalet ediyor. Yine bu ayet Hak Sübhanehu ve Teala’nın bir zorluğu bulunsa bile emrettiği ve nehyettiği şeylerle mükellef tutmayla yetinmeyip aksine insanı şu iki şeyle denediğine de delalet ediyor: a- “Hayır” dediği şeylerle … Bunlar dünyadaki sıhhat lezzet (tad) sevinç ve insanın umduğunu elde etmesi gibi dünyevi nimetlerdir. b- “Şer” dediği şeyler… Bunlar fakirlik, elemler ve mükellefin başına gelen diğer sıkıntılar gibi dünyevi zararlardır. Böylece Allah Teala mükellefin kendisine verilenlere şükretmesi ve sıkıntılara sabretmesi için bu iki şey arasında mekik dokuduğunu ve vazifesini yaptığında mükafatının büyük olacağını beyan etmiştir. Cenab-ı Hak henüz onlar daha gelmezden önce insanların nasıl amel edip davranacaklarını bildiği halde, şekil itibariyle imtihana benzediği için, bu (mükellefiyete mecazen) ibtila (imtihan) demiştir. evet şimdi demin dediğim yazıyı yapıştırayım: dur ya bundan önce yaşar nuriyi sevdiğim söylenmişti ona da cevap olsun şu: Kitap: İslam Nasıl Yozlaştırıldı Yazar: Yaşar Nuri Öztürk --- Sayfa 331: Bid’atler ve Hurafeler _ Kaderin insanın fiillerini önceden belirleyen bir sistem olduğunu söylemek. _ İnsanın alnında, geleceğini belirleyen bir yazının bulunduğunu söylemek. _ Hayrın Allah’tan geldiği gibi, şerrin de Allah’tan geldiğini söylemek. Şer Allah’a izafe edilemez. Şerri de elbette ki her şeyin yaratıcısı Allah yaratır ama öncelikle ve ilke olarak yaratmaz; insanın istek ve iktisabı (kazanması) üzerine yaratır. Yaratır ki insanı sorumlu tutsun. Allah öncelikle ve ilke olarak sadece hayrı ve güzeli yaratır. ”O odur ki, yarattığı her şeyi güzel yarattı ve insanın yaratılışına çamurdan başladı” (secde 7) --- Yorum: Bu yazarı örnek vermekteki amacım kendisinin düşüncelerini fazlaca gizleme gereği duymamasındandır. Görüldüğü üzere “Hayrın ve şerrin Allah’tan” olduğuna inanışın cebr sonucuna vardığını yazar gizlemiyor ve bu inanışın açıkça hurafe olduğunu söylüyor. evet bahsettiğim, kitabımda bulunan yazı şudur. bakınız ne demişim "muharref" yani bozulmuş. böyle diyen biri nasıl misyoner olur? *** Muharref (Bozulmuş), (Tevrat, İncil, Zebur)’dan kaderle alakalı örnekler: Romalılara Mektup 9 (10 ve 25 arası) ….Hepsi bu kadar değil! Rebeka’nın iki oğlu da aynı babadan, atamız İshak’tandı. Çocuklar daha doğmamış, iyi-kötü bir iş yapmamışlardı. Öyle ki seçimde Tanrı ereğinin kalıcı olduğu kanıtlanacaktı. Bunun başarılan işler uyarınca değil, Tanrı’sal çağrı uyarınca saptandığı görülsün diye, Tanrı Rebeka’ya ”Büyüğü küçüğüne uşaklık edecek” dedi. Kitapta yazılmış olduğu gibi: ”Ben Yakup’u sevdim, Esav’dan ise tiksinti duydum.” Öyleyse ne diyelim? Tanrı adaletsizlik mi ediyor? Hiçbir zaman! Çünkü Musa’ya şöyle demişti: ”Ben dilediğime acıyacağım, dilediğime de sevecenlik göstereceğim.” Demek oluyor ki insanın kendi isteğine ya da çabasına değil, Tanrı’nın acımasına bağlıdır bu. Kutsal Yazı’da Firavun’a şu söz bildiriliyor: ”Seni bu amaçla yükselttim; senin üzerinde kendi gücümü göstereyim, böylelikle adım tüm yeryüzünde yayılsın diye.” Demek oluyor ki, O dilediğine acır, dilediğinin de yüreğini katılaştırır. Şimdi bana ”Şu ana dek Tanrı neden insana kusur buluyor? Tanrı istemine kim karşı koyabilir ki?” diyeceksin. Ey ademoğlu! Sen kim oluyorsun da Tanrı’yı sorguya çekiyorsun? Kendisine biçim verilen, biçim verene, ”Beni neden böyle yaptın? diyebilir mi? Öte yanı çömlekçinin kili dilediği gibi kullanmaya hakkı yok mu? Aynı topraktan biri özel kullanış, biri sıradan kullanış için iki çömlek yapamaz mı? Tanrı öfkesini göstermek, gücünü belirtmek isteyince, kendilerine öfke yaraşanlara-mahva hazırlananlara-karşı aşırı sabır göstermez mi? Acıma gösterdiklerine ise, onları önceden yüceliğe hazırlayarak, yüceliğinin zenginliğini açıklayamaz mı? Yalnız Yahudi’ler arasından değil, uluslar arasından da çağırdığı bizler değil miyiz?... Yakup’un Mektubu (13-17) Gelin, şimdi bol keseden konuşanlar: ”Bugün ya da yarın şu kente gideceğiz, orada bir yıl geçireceğiz, alışverişle uğraşacağız, para kazanacağız” diyenler! Oysa yarına ilişkin bilginiz yok. Yaşamınız nedir ki? Çünkü bir süre görünen, az sonra görünmez olan buharsınız. Bu durumda şöyle konuşmanız gerekmez mi? ”Rab isterse yaşayacağız; şu işi, bu işi yapacağız.” Ama siz şimdiki durumunuzla, gösterişinizle övünüyorsunuz. Bu tür övüncün tümü kötüdür. Bu nedenle iyi olanı bilip de yapmamak günahtır. “Anne karnında sana şekil vermeden önce seni kutsal kıldım” (Yeremya 1:5) “Beni annemin rahminden ayıran ve inayetiyle çağıran Allah…(Galatyalılar 1:15) “Gizli yerde yaratıldığım zaman… Bedenim sana gizli değildi. Gözlerin beni cenin iken gördü… Benim için atanan günlerin hepsi senin kitabında yazılmıştır” (Mezmur 139:15,16) “Allah, büyük oğlunu yani Esav’ı küçük oğula yani Yakup’a uşaklık edeceğini anneleri Rebeka’ya daha çocuklar doğmadan önce bildirdi: ”Senin rahminde iki ulus var ve senin karnından iki kavm ayrılacak; bir kavm öbür kavmden güçlü olacak ve büyüğü küçüğüne uşaklık edecektir” (Tekvin 25:23) Firavun Musa’ya şöyle dedi: ”Rab kimdir ki, İsrail’i salıvermek için O’nun sözümü dinleyeyim? Rabbi tanımam ve israil’i de salıvermem” (Çıkış 5:2) “Ben onun yüreğini sertleştireceğim ve kavmı koyvermeyecek” (Çıkış 4:21) “Ben firavunun yüreğini katılaştıracağım… sizi dinlemeyecek ve elimi Mısır’ın üzerine koyacağım ve ordularımı, kavmım İsrailloğullarını Mısır diyarından büyük hükümlerle çıkaracağım” (Çıkış 7:3,4) “Rabbin söylediği gibi Firavun’un yüreği katılaştı ve onları dinlemedi. Rab Musa’ya: ”Firavun’un yüreği inatçıdır, kavmı salıvermek istemiyor, dedi.” (Çıkış 7:13,14) “Rab her şeyi gayesi için yarattı, kötü adamı da fenalık günleri için…”(Meseller 16:4) Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2005 "BU İLK CANLI BİR ZİNCİR OLARAK GERİYE DOĞRU GİDER TAKİ EVRENİN YARATILIŞINA VARINCAYA DEK İŞTE O ZAMAN BÜYÜK SORU GELİR EVREN HİÇTEN Mİ VAROLDU YOKSA HER ZAMAN VARDI DA BİGBANG DEN SONRA D ÜNYA BÜGÜNKÜ ŞEKLİNİ ALDI?????????????????????????????** " böyle dedin; cevap: bing bang olayı ne ki çocukmu kandırıyo bunlar ya, yav inan ki bunlar kafayı yemiş niye mi aha da ispatı: bu bing bang olayının aslı şu ya, biri teleskopla uzaya bakarken bi bakmış aaaaaaaaa ışığın renkleri değişiyor yani misal bir yıldız var ama zamanla bu yıldızın rengi değişiyor annamış ki haaaaaaaa demek ki bunun bizden mesefesi artıyor ha bunu bulunca bu sefer başlamışlar düşünmeye eeeeeeee bu işi geriye doğru düşürsek ne oluyo? şu oluyo: hani alem genişliyo ya onu geriye al ne oldu? şu oldu: bir nokta oldu ve bomm patladı. la bu nasıl iş? patlama zaten tahrip edici bir şeydir bi patlıyo böyle gezegenler oluşuyo bu ne böyle? yani hikaye bu bing bang olayı, ancak bu teori niye mi bu kadar tuttu çok basit be şöyle oldu hadise: bi kere bu teoriye inanıldığında yoktan varetme düncesine bir delil bulduklarını düşündüler, zaten alem yoktan varoldu düşüncesi çok köklüdür bunu yıkmak güçtür ne diyodum du bakim aaaaa ben aleme ezeli dedim ama ille de ezelden beri alem böyledir demedim ki, bak size orjinale yakın bi görüş: alemin manası allahtan başka herşey demektir eeeeeeeeeeee biz mikropları görmüyoz ki gözümüzle. ama o da allahtan başka şey dolasıyla alem demektir. yani ezelde işte böyle mikrop gibi veya düşünce gibi çünkü düşünce de cisim ya hani soyut cisim, latif cisim ya, yani böyle şeyler ezelde varsa bak alemde ezeli denir ille de olduğu gibi ezelidir demedik ha bing bang diyodum demi? ya bak şimdi bular bing i anlatırken şunu demiyorlarmı: sıfır hacim, sonsuz enerji böylepatladı. bak sıfır hacim yok demektir olmayan şey ise nasıl sonzuz enerji oluyor ki? ha bir nokta patladı böyle oldu diyorlar bakın bırak bir noktayı şöyle 1 kilo el bombası patlasa, televizyon bile olmuyo. bunlar diye ki alem böyleyken o nokta patladı da oldu. ha onlar bana derse ki ama allah böyle yarattı da ondan öyle oldu. derim ki: ya allah başka türlü var edemiyor mu da bir nokta patladı gibilerden konuşuyorsunuz, bide utanmadan bilimsel buluş gibi milletr yutturuyorsunuz bu ne Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2005 allahın ilmi ezeli ya bakın şimdi soruya, anlayan zaten ne yapar bilmiyorum mesela benim şu an yazı yazcağımı biliyordu ya bu tamam mı peki onun bildiği şeyler bildiği gibi mi meydana gelir yoksa bildiği gibi meydana gelmese de olur mu "gelmese de olur" dersen ilmi cahilliğe dönebilir demiş olursun farkına var "bildiği gibi meydana gelmesi lazım" dersen şimdi soruyu iyi dinle allah isteseydi ilmindekilerin yani varolacaklarını bildiklerinin yerine başka bir şey yapmayı seçebilir miydi yani benim şu anda burada yazacağımı ezeli ilmiyle biliyor ya tamam mı ha, diyorum ki isteseydi benim şu anda yazmak yerine dışarıda gezmemi isteyebilir miydi, yani irade edebilir miydi? iyi düşün bak! "edebilirdi" dersen gördün ne olduğunu, ilmi cahilliğe dönebilir diyorsun o zaman. bak ezeli olan şey değişir mi? yani ilmi değişir mi? değişmez dersen o halde şu sonuç çıkar: allah ilmindekilerin ( ilminde meydana gelceklerine dair ilim olanların) dışında bir şeyi yapmayı isteyemezdi manası çıkar, dur bağırma iyi düşün! o halde madem ilmindekilerin dışında bir şey isteyemiyor o halde soruyorum: sizim kabul ettiğiniz irade ile yan isteme ile diğer kabul etiğiniz ilmin ne farkı kaldı? yaaaaaaaaaaaaaaaa madem bir fark söyleyemiyorsunuz, o halde önünüzde 2 seçenek var ya ilmini kabul edip iradesini inkar etmek ya da iradesini kabul edip ilmini inkar etmek. ben ilmini kabul ettim ve iradesini inkar etim zira Kuranda, ilerde gerçekleşecek olayları allahın bildiğine dair ayetler var. irade ile ilgili ayetler de var, ancak ben onları yine bilmesi ve ilmindekilerin varlık sahasına çıkması olarak anlıyorum, ne diyorsun ha süper izah yaptım, bunu da mı küçümseyeceksiniz? sizi kim küçümsesin. ahanda kaderin sırrını açıklıyom kursat: nerdenkaldık ALLAHIN NURU: her şeyi allah yaratmıştır demiştik kursat: pekişeleridemi kursat: şer ALLAHIN NURU: sen de böyle demiştin kursat: nediyorsun ALLAHIN NURU: her şeyi allah yaratmıştır diyorum kursat: küfrüdemi ALLAHIN NURU: her şey diyince ne anlıyorsun kursat: allahın gayrı ne varsa manasında kursat: düşüncelerimiz nedenlimi nedensiz mi ALLAHIN NURU: nedenlileri de vardır nedensizleri de kursat: sonradan olan herşey nedenli değilmi ALLAHIN NURU: evet kursat: o halde bütün düşüncelerimizde nedenli demektir öylemi ALLAHIN NURU: denebilir ama bazı düşüncelerin nedenini bilemeyebiliriz kursat: bilmemeni sormadım nedenli mi diye sordum ALLAHIN NURU: nedenli olması lazım kursat: o halde sen durup dururken aklına bir düşünce geldi ve sen "bu düşünce aklıma nerden geldi dediğin oldu mu kursat: yani şaşırdığın ALLAHIN NURU: nedenini bilemeyebiliriz derken bunu kastettim zaten kursat: oldumu kursat: evet ALLAHIN NURU: oldu tabi kursat: 1 e kadar buradayım ALLAHIN NURU: senin de olmuştur ALLAHIN NURU: ben biraz erken kalkacağım kursat: o halde bu düşünce de nedenli ise bunun nedeni nedir ALLAHIN NURU: bilemeyebiliriz dedim ya kursat: allah değilmi ALLAHIN NURU: niye kursat: sen demedin mi her sonradan olanı alah yaratır diye kursat: evet kursat: bak en başta ne dedin herşeyi allah yaratır dedin ALLAHIN NURU: tamam ALLAHIN NURU: öyle değil mi sence de kursat: her sonradan olanı allah vareder diyorum kursat: madem öyle demek ki düşüncelerimizi allah varediyorsa bizim özgürlüğümüz nerede kalır sence kursat: iyi düşün kursat: cevap bekliyorum ALLAHIN NURU: o halde her türlü kötülüğün her türlü haksızlığın v.s sebebi allahtır mı diyorsun kursat: evet ALLAHIN NURU: o zaman biz niye yaratıldık ALLAHIN NURU: kuran niye indirildi kursat: bunun cevabı uzun ama istersen vereyim ALLAHIN NURU: ver tabi kursat: önce ezeli olanın nedeni olmadığını sana kanıtlamam gerekiyor kursat: sebep ve sonuç var değil mi mesela ben üşüdüm ve palto giydim diyelim burada sebep üşümek ve palto giymek sonuç değilmi ALLAHIN NURU: evet kursat: yani bu örnekle ben sana sebebin muhakkak sonuçtan zaman olarak önce geldiğini kanıtladım değil mi kabul mu ALLAHIN NURU: bu derece önemli bir konuyu bu basit örnrkle anlatmayacaksın değil mi kursat: devam t sen ALLAHIN NURU: tamam sende devam et kursat: kabulmü kursat: evetmi ALLAHIN NURU: evet kursat: ezeli şu demektir yani başlangıcı olmayan ve öncesi olmayandır yani öncesizdir kursat: soruyorum öncesi olmayanın öncesi olurmu ALLAHIN NURU: bu soruyu sana başkası sorsa ne dersin kursat: olmaz derim ALLAHIN NURU: asıl konuyu anlatsana kursat: geliyoruz işte ALLAHIN NURU: zaten sorunun içinde olmaz var daha niye soruyorsun kursat: olmaz mı kursat: soruyorum öncesi olmayanın öncesi olurmu ALLAHIN NURU: yani demek istiyorum ki "öncesi olmayanın öncesi olurmu" sorusunun cevabı zaten "olmaz" dır başka bir cevap vermek mantıksızlık olur kursat: kısa cevap verirsen ilerleriz kursat: bak benim tarzım bu kursat: sorarım ve cevap alırım böyle giderim ALLAHIN NURU: bana uymuyor kursat: sen devam et ALLAHIN NURU: her sorulana cevap vermek adetim değildir kursat: ama kanıtlayacağım kursat: kısa cevap ver kursat: soruyorum öncesi olmayanın öncesi olurmu kursat: öğrenmek istemiyormusun ALLAHIN NURU: hala niye aynı soruyu soruyorsun. bak ben inatımdır cevap vermem dedim mi vermem. güzelce anlatacaksan anlat ALLAHIN NURU: bu sorunun cevabı zaten açık diyorum sen hala soruyorsun kursat: evet öncesizin öncesi mantıken olmaz devam edelim kursat: biraz evvel sen dedin ki sebep sonuçtan önce gelir dedin kursat: yani bir şeyin sebebinin olması için muhakkak önceden gelmesi gerekir doğru mu ALLAHIN NURU: nasıl yani kursat: bir şeyin sebebi varsa muhakkak önceliği vardır yani başka bir şey o nesneden önce varlıktadır onu diyorum kursat: okeymi ALLAHIN NURU: evet kursat: ama sen biraz önce ezeli olanın yani öncesiz olanın öncesi yok demiştin değil mi ALLAHIN NURU: ezeli demek öncesi olmayan demektir. burda bir sorun mu var kursat: bu mantıkla baktığımızda madem ezelinin öncesi yok o halde sebebi de yok bu çıkmıyor mu ALLAHIN NURU: ezeli olan allah değil midir kursat: kabul ettin mi ezelinin sebebi olmadığını kursat: sen cevap ver de ALLAHIN NURU: ezelinin öncesi olmadığı gibi sebebi de olmaz kursat: kabul ettin yani ALLAHIN NURU: sen devam et kursat: vay be kursat: peki onun ilmi ezeli mi ALLAHIN NURU: evet kursat: ve olaylar bildiği gibi cereyan eder değil mi kursat: yani bildiğinin aksine gerçekleşmez ALLAHIN NURU: evet kursat: o halde olayların böyle olması ilmine bağlı bu sonuç çıkar mı sence kursat: evet ALLAHIN NURU: olayların, onun ilmi dahilinde olması ayrı şeydir; olayların sebebinin, onun ilmi olması ayrı şeydir. sen olayların sebebi onun ilmidir diyorsun kursat: evet iyi anladın ALLAHIN NURU: toparlasana ben kapatacağım kursat: ve ilminin böyle olması nedensiz olunca, ilmine bağlı olarakmeydana gelen şeylerde nedensiz demektir yani dünyanın, cennetin cehennemin olması- kuranın indirilmesi yani her şeyin böyle oluşu nedensizdir bunu anladıysan kaderin sırrı bu diyorum yarında allahın hür olmadığını ve iradesinin olmadığını anlatacağım veya başka zaman anlatırım kursat: ama nasıl anlattım delikanlı gibi iyi de mi ALLAHIN NURU: tamam sonra görüşürüz kursat: bunu bulmak yıllarımı aldı ALLAHIN NURU: iyi geceler kursat: ok kursat: aklın yattımı ALLAHIN NURU: yooo kursat: boşa mı yazdık bunu ALLAHIN NURU: ikimizin mantığı aynı şekilde işlemiyor ALLAHIN NURU: niye boşuna yazdığını düşünüyorsun ki kursat: bunu zaten foruma asacam ALLAHIN NURU: bunların bir zorunluluk olduğuna inanan sensin ALLAHIN NURU:s sana göre bir sorun olmaması lazım kursat: kapatıyom diğer diyaloglarımı görmek isteyen www.teknikforum.com adresine baksın orada serbest kürsü de , din ile ilgili başlığında diyaloglar var. Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2005 Kimse kusura bakmasın ama bu kadar uzun dialogların olduğu topicleri insanın okuyası gelmiyor be üstad az daha kısa ve öz yazsanız daha okunur hala gelmez mi sizce ? Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2005 bakın yeni bir şey buldum aha şimdi , yaaaaa kandırdım, ne şimdisi, şimdi şimdidir. bulduysam evvelden buldum demektir yaaaaaa neyse konuya gelelim konu: atom. ben atomu inkar ettim. atom matom yok. çünkü atom demek bölünemeyen parça demektir. bak şimdi bunar yalancı , aha da delil bu atom var mı? var diyorlar ya, ha devam ediyorum. peki bu atom yer kaplıyor mu? var dediğine göre, evet yer kaplar demiş olursun. yer kaplıyorsa bunun kapladığı yerin yarısı var mı yok mu? bak mantıken yer kaplayan her şeyin yarı yeri de vardır. eeeee bu demek ki bölünemeyen bir parçadan yani atomdan söz edemeyiz. nötron proton yok şu yok bu ne bunlar ya kim görmüş. bunlar mikroskopta görülmez ki bu ne ya yalan be bunlar sembolikdir diyorum. ve şu bana derseniz ki "sen ne diyorsun ya nötron proton var." bakın ben atom demekle zaten şunu diyorum: atom bölünemeyen parça manasındadır bu kavram felsefe dilinde. vay be buda benden kaçmadı. iyi düşünün........ hani yorumunuz ama ilmi olsun ha......... Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2005 işte size süper bir delil öyle bir delil ki laf çevirme olayı da yok bu delil için. bir şahıs tarafından bir şeyin nasıl yapılacağı bilinmiyorsa onun bilinçli bir şekilde o eylemi yapacağından söz edilebilir mi? bir şeyi yapmak için nasıl yapıldığını bilmek gerekmez mi ? gerekir dersen, yani şunu diyorum: sorsam, nasıl düşünüyorsunuz ? der ki : beynimle veya ruhumla, sorarım ona: peki nasıl düşündüğünü biliyormusun? yok der. derim ki: bir şeyi bilinçli bir şekilde yapmaktan bahsedildiğinde, yapanın yapacağını nasıl yapması gerektiğini bilmesi gerekmez mi? evet gerekir der. sorarım: madem öyle, sen nasıl düşündüğünü bilmiyorsan, daha o halde nasıl hür iradenle ve anlayarak, bilinçli bir şekilde düşündüğünü iddia edebiliyorsun? Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2005 Düşünceyi bilgisayarla eş tutmuşsun. Birde laf çevirme yok bu delil çin demişsin..)) Bu güne kadar lafmı çevirdiler. Bilgisayara hangi komutu verirseniz onu yapar. Kişi nasıl düşündüğü bulabilse zaten olayı kavrayacak Allaha kayıtsız şartsız bağlanacak. Ama nafile... İnsanda özgür irade vardır. Doğruyu eğriyi tartma kabileyeit verilmiştir. Bilgisayarlarda bu kabiliyet yoktur. Yorum yapamazlar.. Ama sen yapabilirsin. Bütün bunları yaparken sendeki mekanizma nasıl işliyor onu bilemiyoruz. Onu bilemememiz düşünmenin bir başkası tarafından yaptırıldığı anlamına gelmez. Ruh olayı bambaşka bir olaydır. Metafiziktir.. Saygılar.. Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2005 rüya görüyomusunuz görüyosanız orada karar verdiğinizi görüyomusunuz görüyorsanız kendinizi hür hissediyomusunuz. hissediyosanız peki o rüyayı berlirleyen sizmisiniz hayır diyosanız eeeeeee orada da düşünce var günlük hayatta uyanıkkende düşünceniz var. siz uyandığınızda yanıldığınızı anlıyorsunuz rüyaymış be diyorsunuz. (hanginiz rüyadayken rüyada olduğunun farkındadır) ama kendinizi hür hissetmiştiniz. ancak böyle hissetmenizin hür olduğunuz anlamına gelmediğini (rüyada) gördünüz. madem öyle uyanıkken de hür olduğunuz dan nasıl emin olabiliyorsunuz? düşünceyse uykuda da düşünce var , seçim var... yaaaaaaaaaaaaaaaaaa delkanlı gibi nası delil ama not: mircana cevap:o aşil dediğin paradoks maradoks değil. aha onun cevabı: elealı zenon bunu dedi : şunu kasdetti; dedi ki önde bir kaplumbağa var mesela 10 metre ilerde arkasında da ordunun en hızlı koşucusu aşil var. bu aşil kaplumbağayı geçemez dedi. şöyle delil getirdi : bu aralarındaki mesafe sonludur ama bu sonlu mesafe sonsuza kadar bölünür dedi. dediğin gibi aşil koşuyor aradaki mesefeyi kapamaya çalışıyor. ama bu mesafe sonsuza kadar bölünüyor, şeklinde bir ön kabul yaptı ve sonlu bir sürede, sonsuz bölünme, katedilemez dedi yani önce mesafenin yarısını koşacak sonra yarısını sonra yarısını böyle gider ve bu bölünmede sonsuza kadar gider. dedi ve sonsuza kadar giden bir bölünme sonlu olan bir mekan yani 10 metre,sonlu bir zamanda katedilemez dedi olay bu aslında atom yoktur ve dediğinin aslıda yoktur Yeni karar aldım: Kuran hakiki anlamda allahın kelamı değildir , o konuşmaz ki kelamı olsun , sesi yok ki konuşması olsun. Kurandaki bu ayet işu manaya alacağım: bize haber veriyor Kuranda ya, mecazen kelamı deniyor diyorum. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2005 Rüyada düşünme yoktur. Rüyada düşündüğünü hissetmen de bir rüyadır. Zaten düşüncen olsa yatakta yattığını bileceksin ve boşa ızdırap çekmeyeceksin yada boşa sevinmeyeceksin.. Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2005 "Rüyada düşünme yoktur. Rüyada düşündüğünü hissetmen de bir rüyadır." dedin cevap: hissetmek düşünce değil mi? Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2005 Sevgili arkadaşım, hissetmek düşünmek değildir. Hissetmek; çeşitli cihazatlarla, fiziki ve hayal aleminin organizmaya yansımasıdır. Düşünmek apayrı bir şeydir. Bu hissetiğin şeyler arasında değer, hüküm, karar gibi iradeli ve bilinçli bir şekilde tepki vermektir.. Rüyada hissettiğin şeylerin aslı yoktur, fakat aslı var gibi algılarsın.. Bu algılamada bilinç kapalıdır. Örneğin hiç tanımıdağın bir yüz yıllarca arkadaşlık yaptığın biri oluverir. Rüya ile gerçek hayatı hiçbir şekilde kıyas yapamazsın..Ayrıca rüyada sosyal düzen, adalet, kural gibi birşey yoktur.. Saygılar-Sevgiler.. Alıntı
Φ someka1 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2005 Herkese merhabalar, Oncelikle bu konunun başlığını gorduğumde dedim ki herhalde bir determinizm mefhumu uzerinde tartışma, hemen dalmalıyım. Ancak bir baktım ki print etmeye kalksan dunyanın cevresini dolasacak uzunlukta sayfalarca yazılar, ayetler, acıklamalar !! O yuzden eklemeliyim ki kursatotcu'nun yazdıklarının coguna sadece goz gezdirdim. Bu kursat nickli arkadasın yorumlarına bakarsak entellektuel seviyesinin yazdıkları yazılara oranla yavan kaldıgını anlayabiliriz. Daha başlıkta meymenet yok. Sen kalkıp bilim adamlarının, sosyologların, psikologların yuzyıllardır uzerinde durdugu konuyu nasıl olur da ispatlayabilecegini iddia edersin. Kaldı ki ispatların içeriginin de %95 ini ayetler falan olusturuyo. Geri kalan bolumlerde de şu tarza bir bakalım: "nötron proton yok şu yok bu ne bunlar ya kim görmüş. bunlar mikroskopta görülmez ki bu ne ya yalan be" Bunların yazıldıgı tarihe bakıyorum, 22 eylul 2005. Yani teknolojik olarak, bilimsel olarak bunların ispatlanmasının uzerinden yarım yuzyıl falan gecmiş, uzerine de kuantum teorilerine falan girilmiş. Şimdi biz kalkıp butun kimyanın, fizigin temelini olusturan bu yapıları ispatlayalım mı bu arkadasa... hmm devam edeyim.. İnce bi ayrıntıyı irdelemeden gecemem. Herkes ucuk seyler iddia edebilir. Ancaaak !! bu ucuk seylerin içi boş şeyler olmama ihtimali barındırıp barındırmadıgını biz soyleyenin baska hareketlerinden -tarzından anlayabiliriz. Bunu neden soyluyorum şunun farkına varalım diye: hayatını simit satarak idame ettirmiş biri; "yahu aslında kutle cekimi olmayabilir, bizim kutle cekimi sandıgımız sey kutlelerin zaman duzlemini bukmesinden kaynaklanır" diyebilir mi ? Diyemez ! Bilgi yıgılarak ilerler. Bunu soyleyebilmesi icin oncelikle kutle cekimi gibi bi kavramdan haberdar olması gerekir. Onun icin de daha onceki bilgilere. O yuzdendir ki bahsettiğim bilgi duzeyine gelmiş bir insanın davranısı da pek tabii ki "ya var ya olm gel bak ne buldum gece dusunuyodum paralel evrenler vs. vs." olamaz... Konuya bağlıyayım: Ben bu arkadasımızın, kendi adıma hiç bir onyargıya sahip olmaksızın, yorumları esnasındaki dusuk entellektuel seviyeden anlıyorum ki bu bilinc duzeyinde ki bir arkadasın yazdıgı sayfalarca yazı tahmin ediyorum ki eline tutusturulmus "hadi olm goster kendini bilegine saglık" seklinde, copy paste yardımıyla foruma gecirilmiş şeylerdir. Ya da oturmus kendi yazmıs ancak dediğim gibi oldukça boş içerikli. Okumadığıma pişman olmadım şu alıntı yaptığım yazıyı gorunce. Bu arada neden boyle şeyler yazsın biiir suru onu da bilmiyorum, yazılarını incelemem lazım. Misyoner amacı olabilir, nedeni hakkında yorum yapmiyacagım... Ozgur irade konusunda da kendi goruslerimi paylasmak ve tartısmak isterim ancak bu biraz cılkı cıkmıs bir baslık. Bunun yerine bahsettiğiim konunun tartışıldıgı başka başlık var mı acaba ? Foruma yeniyim de ... Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2005 Başlığın cılkı çıkmış diye sonununda cılkı çıkacağı yok .. Siz bu cılkı çıkmış başlığı düzeltebilirsin.. Ayrı bir başlık aramak ve başlık kalabalığı oluşturmak yerine , buraya yazarsanız seviniriz.. Yüksek ilim ve feyzinizden yararlanmak istiyoruz.. Saygılar-Sevgiler.. Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2005 not:hadis sonradan olan demektir. ezeli:başlangıcı olmayan, hep varolan manasındadır. alem: allahtan başka herşey demektir kadim: ezeli demektir. *** aleme hadis diyenlere soru: alemin yaratılmasıyla allahın zatı arasında zaman geçti mi bizim ölçülerimize göre 1saniye olsa dahi? derler ki: hayır çünkü zaman alemle başladı ondan önce zaman yoktu cevap: o halde alem kadim olmaz mı çünkü demenize göre allahın zatı ile alemin varlığa gelmesi arasında zaman geçmedi o halde siz neden aleme hadis diyorsunuz bununla ne kasdediyosunuz diye sorunca derler ki allah alemden zaman olarak değil zat olarak öncedir derler de ki: dediğiniz gibi ezeliliğin manası öncesinde zamanın olmadığı şey demek değil mi? işte siz diyorsunuz ki: "alemin öncesinde zaman geçmedi." bu laf ise alem hep vardı manasına gelir. zira allah alemden zaman olarak değil zat olarak öncedir demek şu demektir. allah alemden zaman olarak önce değil manasına gelir bu da şu sonucu çikarır o halde allah ya alemle beraber varlıktaydı ya da alemden sonra varlıktaydı alemden sonra varlıktaydı denemeyeği için tek seçenek allah alemle beraber varlıktaydı demek gerekir yani alem ezelidir demek gerekir *********************************************** allah olacakları ezeli olarak biliyorsa aleme ezelidir demek gerekmez mi? zaten yaratmasını ilmindekilerin varlık sahasına ilmine göre çıkması manasında alırsak bu anlam çıkıyor zaten ******************************************* aleme ve zamana hadis diyenelere sorarız (yani zamanı allah yarattı diyenlere) sorarız: her sonralığın öncesi vardır ama öncelikte zaman kavramıdır o bakımdan bu, şu manaya gelir: zamandan önce de zaman vardı manasına gelir ki manasızdır. ****************** zaman yok diyenlere soruyorum: o halde neye göre aleme hadis diyorsunuz ***************** eğer derlerse ki : "alem ile allahın zatı arasında zaman geçmiştir ancak ne kadar geçtiğini bilemeyiz" derlerse cevap: sorarız, bu süre sonlu mu yoksa sonsuz mu? sonsuz derse deriz ki: sonsuz zaman tüketilemez ve sonuna varılamaz buna göre alemin varlığa gelmemesi gerekirdi, varlıkta olduğuna göre bu sözünüz yanlış demektir. eğer bu geçen süre sonlu derlerse cevap: sorarız allahın zatı ezeli mi evet der, ezeliyetten sonra ifadesi kullanıldığında , bu sonralıktan , sonlu bir zaman dilimi kasdediliyorsa, o halde bu ifade çelişki olur. çünkü bu sonlu zaman dilimine sonlu demek için bu zaman diliminin bir başlangıç ve bitişi gerekir. evet, bitişine alemin varlığa gelişini delil getirebilirler ancak başlangıcına delil getiremezler. çünkü ezelden sonra ifadesi önemlidir. zira ezeliyetin başkangıcı yoktur dolayısıyla bu aradaki süre sonludur denemez çünkü ölçülemeyen başlangıcı olmayan süreye sonlu sınırlı süre denemez o yüzden bu sonlu zaman dedikleri dilimin, sürenin, başı ve başlangıcı olmadığından bu süreye sonlu denemez, sonsuz demek durumunda kalırlar. eğer bu andaki süreye sosuz derlerse cevap: sonsuz bir süre tüketilebilir mi, sonuna varılabilir mi? diyesorarız. hayır derler. deriz ki: o halde neden buna sonlu sınırlı bir süre dediniz ? **************************************** allah ezeli, ilmi ezeli, bilmesi ezeli yaratmayı ilmindekilerin ilmine göre varlık sahasına çıkması olarak tanımladık soruyorum: allahın bilinenleri bilmesi zaman alır mı? zaman almaz denirse o halde ilk ( madde veya maddelerin, cisim veya cisimlerin soyut veya somut madde, düşünce latif cisim, elma kesif cisim ) cisim veya cisimler, ezeli olarak varlıktaydı demektir. ************************ atom meselesinde açıklama yapmıştım atom yani bölünemeyen parça yok demiştim. ancak sonsuza kadar bölünmeside imkansız olduğundan, çünkü sonsuz tüketilemez , tüketilemeyeni tüketmek imkansız olduğundan, sonsuza dek bölünme de imkansız demektir. öyleyse atom yoktur. ********************* zaman ezeli diyenlere soruyorum: ezelilik ölçülmez ki zamana ezeli diyorsunuz, ve ezeliliğin başlangıcı yok ki ölçülsün? başlangıcı olmayan şeyin ölçüsü olmaz. zaman ise ölçü demektir. o halde ezeli zaman olamaz imkansızdır. yani sonuçt olarak zaman yoktur . ama bizde olan zaman kavramlarını (saat, gün, önce, sonra gibi) allah vareder. hakiki anlamda ise zaman yoktur. Alıntı
Φ someka1 Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2005 cılkı cıkmıs dememin nedeni kursat arkadasımızın copy paste leri ile sayfalarca doldurulmuş olması ve baslıgın içeriğinin bozulmuslugundan dem vurmamdır. Gereksiz baslık acmaya ben de karsıyım zaten yeni baslık acayım demedim. Foruma aşina olan sizler bana determinizmin halihazırda tartısılan bir platformu var mı yok mu yol gosterir misiniz dedim... Bu arkadasın destanları arasında fikirlerin yazılanların yitip gitmesini kimse istemez, ben dahil. Baksanıza yazılanlara cevap vermeden doldurmaya devam ediyo. Hmm şimdi gozume çarptı yazdıklarıma cevap niteliği taşıyan aradaki soz obekleri. Atomu tanımlayış biçimi çarpıcı: "bir şeyin sonsuza kadar bölünmesi de imkansız olduğundan... atom yoktur" hmm... cevabımız hazır; bir seyin sonsuza kadar bolunememesi atomun yokluguna ispat degildir. Atom'a ulasmak için sonsuza kadar bolme işlemine devam etmemize ihtiyac yoktur. Bahsettiğimiz şey teorik olarak en kucuk birim değil fiziksel olarak en kucuk birimdir. Zaman gectikce de zaten daha kucuk parcalar bulunmaktadır. Burada onemli olan da bu değil zaten. Bunlar ispatlanmış gercekler. Ama yoo derseniz, illaha ki teorik acıdan bakalım derseniz o zaman da şoyle bir tablo cıkıyor karsımıza: hiçbirşey sonsuza kadar bolunemez oldugundan dolayı biz de bir yerden bir yere gidemiyor olmamız gerekirdi, zira gitmemiz gereken yolun once yarısını, ondan once de onun yarısını gitmemiz gerekecekti. Mesafeyi ne kadar bolersek bolelim gitmemiz gerek hep bir "yarım " kalacagından teorik olarak hareket edemememiz gerekecekti (aşil paradoxu) Ama boyle birşey olmadıgına gore demek ki gercek hayattaki kurallar ile matematik kuramları şu anda tam olarak ortusmuyorlar. Lakin matematikçiler bu paradoxların uzerine limit kavramını geliştirmişler ve sonsuza giden kuculme işleminin sonunun sıfıra vardıgını kabul etmişlerdir. BUnu da eklemeden gecmeyelim haksızlık etmeyelim. Bunlara bakıyorum da geri kalan bolumleri pek okumuyorum be kursat arkadasım... Alıntı
Φ kursatotcu Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2005 dünyada benim bu yazadığım gibi bir kitap yazılmış değildir. www.islamdakader.cjb.net diğer forumlardaki "ne dersiniz" başlığındaki yazılarım son görüşlerimi içeriyor ancak görüşlerim devamlı değişmekte, değişenleri size ulaştıracağım. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2005 Aslında meddenin bölünümündeki sınırsızlık beni kuşkulandırıyor.. Bir sonunun, yada eksi yönünün olduğunu düşünüyorum. Teorik olarak sınırsız gibi geliyor ama.. Genede..???? Alıntı
Φ someka1 Gönderi tarihi: 28 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 28 Eylül , 2005 Aslında meddenin bölünümündeki sınırsızlık beni kuşkulandırıyor.. Bir sonunun, yada eksi yönünün olduğunu düşünüyorum. Teorik olarak sınırsız gibi geliyor ama.. Genede..???? Teorik olarak bile sınırsız olmadığını anlattım yukarıda. Evet başta öyle geliyor insana hatta yuzyıllarca da oyle gelmiş bilim adamlarına ama: x/2)/2)/2)/2.... diye giden yani herhangi bir buyuklugun sonsuza kadar bir sayıya bolunmesi sonunda sıfırı veriyor. Yani bir şeyi bole bole en sonunda sıfıra ulaşıyoruz. "EE en sonunda boldugumuz şeyin de yarısı yok mu nasıl olur yani mutlaka hep bir bolecek yarı kalması gerekir" gibi gelmesinin nedeni de "sonsuzluktaki bir işlemden" bahsediyor olmamız. İnsan beyni gözlemleyemediği şeylere kıl olma, kabul etmemeye meyletme gibi özelliklere sahip. Sonsuzluk hiç bir zaman tam olarak kestiremeyeceğimiz bişey olduğu için bize yukarıda soylediğim soz obegini soyletiveriyor. Ama değil işte.. Lakin bu işin zaten teorik kısmı. Pratikte ise hiiç boyle birşey yok. Zaten atomlar falan ispatlandı. Heee onumuzdeki zamanlarda atomun içindeki diger bileşenlerinin de bileşenleri, onların da kucuklerinin kucukleri bulunur belki ama şu anda bu bilgilerle bile birçok şeyi açıklayabiliyoruz. Sorun var mı ? Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.