Φ kolombo Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2005 Değişen zaman ve şartlara-ihtiyaca göre şeriat ve tarikat değiştirilebilir mi ???? Ne dersiniz ??? Alıntı
Φ HİDAYET ÇAĞI Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2005 Şeriat yol demektir, tarikatta yolda olanlar demektir... şeriat ve tarikat asla değişemez...Allah kanunlarını KUR'AN 'IN KERİME KOYMUŞTUR...VE KIYAMETE KADAR KORUMA ALTINDADIR.... DEĞİŞEBİLİR DİYENLER SADECE ZAN SAHİPLERİDİR....DİNİ YAŞAMAYANLARIN UYDURMASIDIR....ALLAH KİTABINDA HİÇ BİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMAMIŞTIR ! DEĞİŞTİRMEYE CÜRET EDENLER KARŞILARINDA ALLAH'I BULURLAR... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2005 hidayet çağı bu forumda defalarca açıkladım. bana o zaman İçtihatı anlat. islamın emrettiği içtihat ne demektir. ne işe yarar. Alıntı
Φ kolombo Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2005 şeriat : kural tarikat : yol,usul hakikat : gerçek anlamındadır şartlara göre şeri hükümlerde esneklik hakkı tanınmıştır. değişmeyen ve değiştirilemeyecek olan tek şey GERÇEKtir. Alıntı
Φ kral_kobra Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2006 şeriat : kural tarikat : yol,usul hakikat : gerçek anlamındadır şartlara göre şeri hükümlerde esneklik hakkı tanınmıştır. değişmeyen ve değiştirilemeyecek olan tek şey GERÇEKtir. yanılmıyorsam şeriat allahın koymuş olduğu kural ve bu kurallar anayasa kuralları gibi öyle istenildiği zaman değiştirilecek bir yapıya sahip değildir bence bunu diyenler arkadaşımında dediği gibi dini bilmeyenlerin uydurması bugünkü şartlara göre esneklik tanırsak bu kurallar öyle esneklik kazanırki bu işin önüne geçilmez herkes istediği telden çalar bence değiştirilemez Alıntı
Φ adonisahmet Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2006 zaten şeriattaki kanunlar sadece o günün şartlarına değil bütün devirlerin şartlarına göre koyulmuştur.şeriatta esas kurallar aynıdır.ama zamana göre uygulanış şekilleri değişebilir.fiili olarak değil bu tabiki,ama sadece isim değiştirerek vb. ama araştıranlar bilir,şeriat belki en katısıdır ama en iyi yönetim ve yaşam tarzıdır.insanları gerçek mutluluğa götürür. Alıntı
Φ Bedircan Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2006 Şeriat - Tarikat = Şirktir. Bunları savunan insan Allah'a şirk koşuyor demektir. Bu söylediklerime itiraz etmeden önce Kur'an ve Şeriat hükümlerini karşılaştırın, sonra itirazlarınızı yazınız. Alıntı
Φ perfeck Gönderi tarihi: 5 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 5 Mart , 2006 bi bildiğin var herhalde anlat da anlayalım Alıntı
Φ din bir bütündür Gönderi tarihi: 7 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 7 Mart , 2006 Şeriat yol demektir, tarikatta yolda olanlar demektir... şeriat ve tarikat asla değişemez...Allah kanunlarını KUR'AN 'IN KERİME KOYMUŞTUR...VE KIYAMETE KADAR KORUMA ALTINDADIR.... DEĞİŞEBİLİR DİYENLER SADECE ZAN SAHİPLERİDİR....DİNİ YAŞAMAYANLARIN UYDURMASIDIR....ALLAH KİTABINDA HİÇ BİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMAMIŞTIR ! DEĞİŞTİRMEYE CÜRET EDENLER KARŞILARINDA ALLAH'I BULURLAR... arkadaşlar kurnı kerim nasıl korunuyormuş aşağıyı okuyun mevcut elimzdeki olan kuranı kerim korunmadı xxx Ah yareb ama an eyler eey Tah ezelden böyle yetiştik Aliyle muhhamette ırkara Aliyle muhhamette ırkara Cümle derdi bir ettik Tevvekkil babına kurana yetiştik yettik Aliyle Muhammet gidence Ah hele kuranı ser beser rasfale Kuranı serbeser rasfale Ah hele ayetlerin ucu kaldı Cümle dahi lazım olan noktayı yok ettiler Çekildi kuran ya hu aşıklara gitti pek ettiler Aşıklarda ırkar kuranın ırkarı zay olmaz Hiç kimse aşıklara elini vurup yetmez Aşıkların sözü doğru kurandır Kurana hiç kimsenin eli gitmez Kağıtı yok ettiler hey kağıdı yok ettiler Ah yareb ama an ya tabip Her bulduğu aşıkları Her bulduğu her bulduğu aşıkları Kimisini kestiler kimisini astılar Ah yareb geriden aşıklara hak yine nazar kıdı Anadan anaya gelip yetişti Kuran hak ile hak oldu hemen görüştü Yareb aaman eyler ey Tevvekkil babında söyleyimde dinleyin canlar Bu dünyanın ötesi on sekiz bin alemdir Yedi kat yer yedi kat gök selamdır Ah Helen aya şemsi kamere Aya şemsiyle kamere Ah yareb şemsi aydır kamerde gündür Leyliyle ırgarda hemde birdir Geceyle gündüzün tavayı taktı tavayı Tavanın bir kulpuda aşıklar haktır Aşıklar haktır hak diyene şüphem yoktur Aşık nikahını boşamak yoktur Yareb aamaan eey Cümle erenlerin bu da payıdır Ah hele söylesem dahi gönül yayıdır Ah yareb amaan Tah ezelden evrakta illah sayıdır Bizim geldiğimiz yerde yareb aaman eey Adem den hğateme Hğtemden o demden bu deme Yetiştikte hancı dediler sonu bütün Aşığın Hemi dünyası hem ide sonu Tutar enceme enceme Savayı tekbir eyle yareb böyle Hancı kurban olsu Zühre hanıma Çanım canıma tekbir eyle Nişanıma Canım canıma tekbir eyle nişanıma Yareb eey ya tabip eyler ee Alıntı
Φ siverekliyim Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2006 Şeriat - Tarikat = Şirktir. Bunları savunan insan Allah'a şirk koşuyor demektir. Bu söylediklerime itiraz etmeden önce Kur'an ve Şeriat hükümlerini karşılaştırın, sonra itirazlarınızı yazınız. Şeriat, yol demektir. Tarikat'ın anlamı da aynıdır; yol (tarik= yol, tarikat= yollar) demektir. Kur'an-ı Kerim'de "yol" anlamına gelen başkaca kelimeler de vardır. Sebil, Din, Sırat bunlardan anda hatırlayabildiklerim.. Şeriat, sonradan, İslâm'ın genel ve değişmez hükümlerinin yaşama yansıtılması bağlamındaki tüm yorum ve içtihatları kapsayıcı anlamdaki bir içerikle kavramlaşmıştır. Bu kavramın içinde Kur'an'ın hükümleri ve Allah Resulün sünneti ve hadisler ile birlikte müçtehtlerin yoruları ve hatta müftülerin fetvaları, dahası kadıların verdiği hükmler de vardır. Bu anlamda aldığımızda şeriat şeraite göre (şartlara göre) oluşmuş bir birikimdir ve oluşma sürecinden de anlaşıldığı gibi süreklbir biçimde değişmektedir. Değişmez olan Kur'an ve sünnettir; bunların yaşama uygulama yorumları şartlara göre değişe gelmiştir. Örnek verirsek: Abdestte hangi organların yıkanacağı Kur'an'la belirtilmiştir; bu değişmez. Bu yıkamanın nasıl yapılacağı Peygamber tarafından uygulamayla gösterilmiştir. Bu da değişmez. Ancak; Peygamberden uygulamada ayrıntı düeyinden farklı şeyler görülmüştür. Söz gelimi kimisi O'nun başının yalnızca ön kısmını, kimisi de başın tamamını mesh ettiğini (elini ıslatarak sıvazladığını) görmüş olanların verdikleri haberlere göre uygulama yaparlar; bu tür farklılıklar vardır. Ama, burada değişmeyen abdest sırasında (Kur'an'da belirtildiği gibi) başin mutlaka meshedilmesidir. Abdest almaksızın namaz kılınamayacağı Kur'an'ın kesin emridir, değişmez. Namazın nasıl kılınacağı Peygamber tarafından gösterilmiştir, (ayrıntılrda kimi farklar olmakla birlikte) esas çizgileriyle değişmez. Kıyam (ayaka durma), rükû (eğilme), secde (yere kapanma), iki rekat onunda kuud (oturma) değişmeyen şeylerdir. Ayaktayken Kur'an'dan bir bölüm okuma da öyle.. Burada ayrıntıdaki farklar olarak ayaktayken el bağlayıp bağlamama ya da şöyle yada böyle bağlama kuudda (oturmada) ayakları şöyle veya böyle tutma, tahiyatı kurken şehadet parmağını kaldırıp kaldırmama ya da şurada şukadar kaldırma, Peygamberden görenlerin haberlerine göre değişmekte ve mezheplerdeki farklılıklar da buna benzer sebeplerden ileri gelmektedir. Zamana göre değişikliğin en belirgin örneği olarak zekatı gösterebiliriz. Belirli şartlarda malının kırkta birini zekat olarak vermek hükmü değişmez (tabii bu bazı mallarda farklı ölçülerdedir, onlar değişmez); ancak, zekatınbaşlangıçta devlet eliyle toplanıp dağıtılmasına karşılık, zamanla şartlara göre değişim olmuş ve herkes zekatını kendi verir olmuştur. Ya da, zekat başlangıçta zakatı verilen malın cinsinden iken, şartlar değişince, bildiğini gibi bugün başka cins mallarla ya da tutarı kadar para ile erilir olmuştur. Bunlar da şartlara göre alimlerin yorumlarıyla olmutur. Dikkat edilirse, zekatin bir değişmeyen hükmü vardır, bir de şartlara göre değişen uygulama şekli.. Bu böyle olunca, şeriat değişirdi, değişmezdi tatışması gereksizdir. Değişmeyen, değiştirilemeyecek olan Kur'an ve Resullulah'ın sabit sünneti ve sahih hadislerdki buruklarıdır. Şeriat içinde yer alan bunlar dışındaki herşey zamana ve şartlara göre değişir. Ancak bu değişiklik Kur'an'ı, Sünneti, Hadisleri, daha önceki alimlerin yorumlarınıçok iyi bilen ve şartlara yönelik tutarlı değerlendirme yapabilen kimselerce gerçekleştirilir Yoksa, din konusunda hiç de duyarlı olmayan yada dine dudak biken kimselerin sı mantıklarıyla değil.. Tarikata gelince, bu keyfi bir uygulamadır. Yani olup olmaması din bakımından birşey ifade etmez. Hatta, bazı görüş, inanış ve uygulamalarıyla (daha dindar görünme çabalarına karşın) dinin özüne ters düştüklerinden, din bakımından olumlu bir şey ifade emezler. Çünkü, bu tarikatlar ile ilgili olarak ne Kur'an'da bir buyruk, ne de Sünnet'te bir uygulama vardır. Eski kültürlerin, dinlerin, inançların, felsefenin etkilediği kimilerince oluşturulmuş yöntemlerdir. Bu yüzden değişirdi değişmezdi gibi sorun İslâm açısından yoktur. bunu kendine sorun edinenler tarikatı (neye dayanarak ise) dinin özü görme inancında olanlardır. Ku'an ve Sünnete sımsıkı bağlı müslümanlar için böyle bir sorun yokur. Hakikate gelince, bu tarikatçıların sırf kendilerini önemsetmek, benimsetmek için uydurdukları "şeriat, tarikat, hakikat" sıralamasının zirvesi olarak gündeme getirilir. Onlara öre hakikat, kimi tarikat uygulamaları (seyrüsüluk) ile ve marifet yoluyla elde edilir. Bu edildiğini söyledikleri şey ise, sürekli tlkin altında kalma sonucu beimsedikleri kimi mistik felsefi öngörülerden ibarettir. Önce görmeye talip olur ve sonra da sürekli telkin altında kalma sonucu bu şeyleri görürler. O kadar Çünkü, İslâmî/Kur'anî bakış açısında hakikat, ayetlerdedir. Bu ayetler ise, "haber" olarak Kur'an'da, akledilecek ögeler olarak da doğada yer alır. Öyle, kendi zanınca hakikat üretmek diye bir şey yoktur. Umarım bu kısa açıklamanın konuyu aydınlatma bakımından yararı olacatır. Alıntı
Φ selef_61 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2006 Şeriat - Tarikat = Şirktir. Bunları savunan insan Allah'a şirk koşuyor demektir. Bu söylediklerime itiraz etmeden önce Kur'an ve Şeriat hükümlerini karşılaştırın, sonra itirazlarınızı yazınız. Kardeş güzel söyledin Ama biraz açsan fena olmaz Alıntı
Φ akıncı Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Kardeş güzel söyledin Ama biraz açsan fena olmaz şeriat- tarikat şirkmiş (?) zırva tevil kabul etmez. Şeratın şirk olduğu da nerden çıktı? 1-efehukmel cahiliyeti yebğun...... 2-ve men lem yahmuk bi ma enzelallahu feuleike hümül kafirun Alıntı
Φ efsunkar Gönderi tarihi: 31 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 31 Temmuz , 2006 biri çikip şeriat'ı ve tarikat'ı savunan dinin dişina çıkmıştır derse ananmayınız!çünkü onu yazan bu konuda n bihaberdir!!ben baktım konuya,ne oldu?şeriat bi çeşit ülke yönetim şeklidir.tabi genel olduğu için dünyayı yönetim rejimi de denebilir;ama asla dinsizlik değildir.din usulu okumayanın bu konuda yargı bildirmesi kendini küçük düşürmekten hali değildir. Alıntı
Φ gizem eylul Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2006 Şeriat - Tarikat = Şirktir. Bunları savunan insan Allah'a şirk koşuyor demektir. Bu söylediklerime itiraz etmeden önce Kur'an ve Şeriat hükümlerini karşılaştırın, sonra itirazlarınızı yazınız. BEN CEE SEN DAHA NEYİN NE OLDUGUNU BİLMİYOSUN...AÇ OKU KURAN-I KERİMİ.sana tavsiye... Alıntı
Φ önce@vatan Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2006 Şeriat yol demektir, tarikatta yolda olanlar demektir... şeriat ve tarikat asla değişemez...Allah kanunlarını KUR'AN 'IN KERİME KOYMUŞTUR...VE KIYAMETE KADAR KORUMA ALTINDADIR.... DEĞİŞEBİLİR DİYENLER SADECE ZAN SAHİPLERİDİR....DİNİ YAŞAMAYANLARIN UYDURMASIDIR....ALLAH KİTABINDA HİÇ BİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMAMIŞTIR ! DEĞİŞTİRMEYE CÜRET EDENLER KARŞILARINDA ALLAH'I BULURLAR... BUNDAN 60 YIL ÖNCE İRANDA İKİ GENC EVLENİRLER HALİ VAKTİ YERİNDE KİŞİLER VE BALAYINA CIKACAKLARDIR ARABALARINA BİNERLER TAKRİBİ 300 KM YOL ALIRLAR VE O DÖNEMİN İRAN MUAFIZLARI DURDURURLAR EVLİ CİFTİ KİMLİK SORARLAR VERİRLER BİZ EVLİYİZ DERLER AMA GENCLER EVLENME CÜZDANINI TELAŞLA UNUTMUŞLARDIR HAYIR DER MUAFIZLAR SİZ EVLİ DEGİLSİNİZ DER EVET DER ANCAK ISPATLAYAMAZLAR MUAFIZLAR DERKİ SEN GİT EVLENME CÜZDANINI GETİR KARIN BURDA KALACAK DER VE ADAM YOLA CIKAR CÜZDANI GETİRMEYE GİDERKEN KAZA YAPAR HASTANEYE YATAR AMALİYAT FALAN DERKEN GÖZÜNÜ ACARKİ 1 HAFTA GECMİŞ PANİKLE EYVAH KARIN NE OLDU DER VE YARALI YARALI YOLA DÜŞER GELİR CÜZDANI VERİR MUAFIZLAR DERKİ GEC KALDIN SEN GELMEYİNCE KARINI İDAM ETTİK DER ADAM YIKILIR İŞTE ŞERİAT ATAM İYİKİ VARSIN Alıntı
Φ akıncı Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2006 BUNDAN 60 YIL ÖNCE İRANDA İKİ GENC EVLENİRLER HALİ VAKTİ YERİNDE KİŞİLER VE BALAYINA CIKACAKLARDIR ARABALARINA BİNERLER TAKRİBİ 300 KM YOL ALIRLAR VE O DÖNEMİN İRAN MUAFIZLARI DURDURURLAR EVLİ CİFTİ KİMLİK SORARLAR VERİRLER BİZ EVLİYİZ DERLER AMA GENCLER EVLENME CÜZDANINI TELAŞLA UNUTMUŞLARDIR HAYIR DER MUAFIZLAR SİZ EVLİ DEGİLSİNİZ DER EVET DER ANCAK ISPATLAYAMAZLAR MUAFIZLAR DERKİ SEN GİT EVLENME CÜZDANINI GETİR KARIN BURDA KALACAK DER VE ADAM YOLA CIKAR CÜZDANI GETİRMEYE GİDERKEN KAZA YAPAR HASTANEYE YATAR AMALİYAT FALAN DERKEN GÖZÜNÜ ACARKİ 1 HAFTA GECMİŞ PANİKLE EYVAH KARIN NE OLDU DER VE YARALI YARALI YOLA DÜŞER GELİR CÜZDANI VERİR MUAFIZLAR DERKİ GEC KALDIN SEN GELMEYİNCE KARINI İDAM ETTİK DER ADAM YIKILIR İŞTE ŞERİAT ATAM İYİKİ VARSIN Masal ilginç ve heyecanlıymış bu arada kadına ne olmuş????? Alıntı
Φ trevize Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2006 (BUNDAN 60 YIL ÖNCE İRANDA İKİ GENC EVLENİRLER HALİ VAKTİ YERİNDE KİŞİLER VE BALAYINA CIKACAKLARDIR ARABALARINA BİNERLER TAKRİBİ 300 KM YOL ALIRLAR VE O DÖNEMİN İRAN MUAFIZLARI DURDURURLAR EVLİ CİFTİ KİMLİK SORARLAR VERİRLER BİZ EVLİYİZ DERLER AMA GENCLER EVLENME CÜZDANINI TELAŞLA UNUTMUŞLARDIR HAYIR DER MUAFIZLAR SİZ EVLİ DEGİLSİNİZ DER EVET DER ANCAK ISPATLAYAMAZLAR MUAFIZLAR DERKİ SEN GİT EVLENME CÜZDANINI GETİR KARIN BURDA KALACAK DER VE ADAM YOLA CIKAR CÜZDANI GETİRMEYE GİDERKEN KAZA YAPAR HASTANEYE YATAR AMALİYAT FALAN DERKEN GÖZÜNÜ ACARKİ 1 HAFTA GECMİŞ PANİKLE EYVAH KARIN NE OLDU DER VE YARALI YARALI YOLA DÜŞER GELİR CÜZDANI VERİR MUAFIZLAR DERKİ GEC KALDIN SEN GELMEYİNCE KARINI İDAM ETTİK DER ADAM YIKILIR İŞTE ŞERİAT ATAM İYİKİ VARSIN) Günümüzde hâlâ böyle hikayelere inananların olduğunu görmek çok ilginç. Bu foruma böyle ilkokul hikayeleri yazmaya utanmıyor musunuz? (Bu arada İran İslam Devrimi 1979'da yapıldı. yani 27 yıl önce, 60 değil...) Alıntı
Φ İslam ve şeriat Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2006 Şeriat islamiyet demek değildir. Şeriat Kuranı Kerimin din alimleri tarafından değerlendirilmesidir. İslamda zaruret durumları vardır. Zaruret halinde farz olan emrin terki vaciptir. Fatih Sultan Mehmet zamanındaki kardeş katli vaciptir gibi. Şeriat bu tip zaruretleri ancak din alimleri tarafından belirler. Fakat zaruretler bütün halkın görüşleri de dikkate alınarak o konunun uzmanları tarafından yapılır. Bunun için şöyle diyebiliriz. Birşeyin din olabilmesi için akla mantığa ilme bilme ve fenne uygun olması gerekir.Fakat islamiyetin temel kuralları bunun dışındadır. Her şeyde mantıkaranmaya başlandığında islamiyetin anlamı kalmaz.İslamiyetinde bu gibi değişimlere karşı şart koyduğu unsurlar vardır. Bunların 5 tanesi islamın şartı diğer 6 tanesi imanınşaretıdır Bunundışındaki şeylerindin oılabilmesi için akla mantığa ilme bilme ve fenne uygun olması gerekir. Aksi takdirde toplumun birsürü ihtiyacı din adamlarının taassubu yüzünden arka plana atılır. Alıntı
Φ İslam ve şeriat Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2006 Şeriat ve islamiyet arasındaki farkı göstermek için bir anımı anlatmak istiyorum. Yıllar önce okulda okuduğum zamanlarda yurdda kalıyordum. Gündüzleri çok gürültü oluyordu derslerime çalışamıyordum. Ben birkaç arkadaşa "Ben bundan sonra gündüzleri uyuyacağım geceleri de derslerime çalışacağım" dedim. İçlerinden bir tanesi "Sen Allah'ın kanunlarını tersine mi çeviriyorsun? Allah Kur'anı Kerim'de derki :"Biz insanlara geceleri uyumak gündüzleride çalışmak için yarattık"" dedi. Belki bu söyledikleri benim açımdan doğru olabilir. Fakat olayı toplumsal açıdan değerlendirdiğimizde bazı istenmeyen durumlarla karşılaşabiliriz. Mesela bazı fabrikalarda maliyeti düşürmek için gece vardiyaları koyuyorlar. Gece vardiyaları gündüz uyur gece çalışır. Ülkemiz şeriatla yönetilen bir ülke olmuş olsaydı bütün bu gibi toplumsal ihtiyaçlarda din alimlerine gidilirdi. Toplum bütün herşeyin ayrıntılarını din alimlerine açıklayıp onlardan icazet almak zorunda kalırdı. Toplum ihtiyaçlarını gidermekte zorlanır hatta tıkanırdı. Din alimleri can korkusuyla ve itibarımı yitireceğim korkusuyla sokaktaki kendini bilmez mollaların taassubunun etkisinden kurtulamazdı. Toplum uzmanların görüşleri esas alınarak değil sokaktaki mollaların eylemleriyle yönetilen bir ülke olurdu. Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2006 Bugün; Lübnan'da, Irak'ta, Filistin'de her gün çocukların bombalarla parçalanmasının, 7 milyonluk İsrail'in, 200 milyonluk Arap álemini pataklamasının gerçek nedenidir bu... Çağdaşlığa arkasını dönen, insan hakları talebi olmayan, uygarlığı reddeden, mollaların, imamların, şeyhlerin, emirlerin, kralların peşine takılan milletlerin kaçınılmaz kaderidir, pataklanmak. Allah'ın verdiği beyni kullanmayan, ümmetçi, kaderci, teslimiyetçi toplumların kara yazgısıdır... Değişim onlar için bir inançtan çıkış nedenidir. O nedenle değişim ancak ve ancak beynini kullanan, uygarlığı kendine hedef koyan liderler ve onlara inanan halklar ile olur. Ne mutlu bize ki biz bu ümmetçiliği, kaderciliği ve kulculuğul Mustafa Kemal ATATÜRK'ümüzün aydınlanma hareketiyle bertaraf etmiş bulunuyoruz. İşte bence değişmez olan ve kalıcı olan gerçek budur... Alıntı
Φ İslam ve şeriat Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2006 Fikirlerime ters düşen arkadaşlarımın bana yazmasını bekliyorum. İslamda istişare vardır. İnsanlar katılmadıkları düşüncelerin açıklamasını yaparlar. Onların susmaları benim düşüncelerimi kabul etmeleri anlamındadır.Din aliminin birine sormuşlar "Osmanlı İmparatorluğu zamanında bazı padişahlar içki içerdi (Yıldırım Beyazıt gibi) şeriat buna karişmaz mı ?" Hoca da şu cevabı vermiş "şeriat din alimlerinin düzenlemesidir.Din alimi devletin zirvesindeki adam kadar toplumun karını nzararını gözetemiyeceği için şeriat devletin zirvesine karışamaz. Benim düşüncelerim islamiyetin yaşanmasına engel değil destektir. İnsanların sosyal hayata ait her türlü zaruretlerini din alimlerine soran toplum sadece sosyal hayatında değil dini hayatındada tıkanma olur. Bu konuyla ilgili şöyle bir örnek vereyim: Mesela şeriatda ev hayatında kocanın kadından üstün olduğu ve kadının kocasına itaat etmesi gerektiği söyleniyor. Belki bu ideal şartlar altında doğrudur fakat kadının alkollü bir kocası varsa her gün alkollü olarak eve geliyorsa kadının otoritesini kurması için ona sesini yükseltmesi gerekli. Böyle olunca kadın benim şartlarım islamiyetle bağdaşmıyor diyecek islamın şartlarından uzaklaşacak ya kendi şartlarına uyan bir tarikat veya din alimi arayışına girecek yada bütün bunlar birer şeriatdır şeriatda islamiyet değidir deyip islamın şartlarını yerine getirecek. İslam yaşanmak için vardır. Lütfen benim yazılarımı arkadaşlarınıza, din bilgisi aldığınız hocalarınıza göndarin. Cemaatlerde tarikatlarda ilahilerle, şiirlerle beyniniz uyuşturulup her türlü şeyi kabulleneceğinize tartışarak ve düşünerek kabullenin Alıntı
Φ gocdüvani Gönderi tarihi: 30 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 30 Mart , 2007 'değişmeyen bir dinde reform mu olur!' (Ömer Nasuhi Bilmen) Alıntı
Φ delibeto Gönderi tarihi: 31 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 31 Mart , 2007 Bugün; Lübnan'da, Irak'ta, Filistin'de her gün çocukların bombalarla parçalanmasının, 7 milyonluk İsrail'in, 200 milyonluk Arap álemini pataklamasının gerçek nedenidir bu... Çağdaşlığa arkasını dönen, insan hakları talebi olmayan, uygarlığı reddeden, mollaların, imamların, şeyhlerin, emirlerin, kralların peşine takılan milletlerin kaçınılmaz kaderidir, pataklanmak. Allah'ın verdiği beyni kullanmayan, ümmetçi, kaderci, teslimiyetçi toplumların kara yazgısıdır... Değişim onlar için bir inançtan çıkış nedenidir. O nedenle değişim ancak ve ancak beynini kullanan, uygarlığı kendine hedef koyan liderler ve onlara inanan halklar ile olur. Ne mutlu bize ki biz bu ümmetçiliği, kaderciliği ve kulculuğul Mustafa Kemal ATATÜRK'ümüzün aydınlanma hareketiyle bertaraf etmiş bulunuyoruz. İşte bence değişmez olan ve kalıcı olan gerçek budur... Senin bu yazdıklarından sonra sen onlar için ataistsin arkadaş, İslam da onların elinde din de, herşeyin iyisini onlar bilir, Cennet onlarındır, biz Cehennemliğiz. Yakında Cennet ' ten arsa satacaklar bekle de gör. Benim için ATATÜRK, ALLAH'tan ve Hz. Muhammed (s.a.s.) 'dan sonra gelir ki İSLAM' ın BURALARDA YAŞAYABİLMESİ ATAM SAYESİNDE OLMUŞTUR!!! YOKSA BİRİLERİ BİZLERİ BURALARDA TOPRAĞIN ALTINA GÖMÜP, ÜZERİMİZE BİRA DÖKECEKTİ!!! O ZAMAN GÖRÜRDÜK NURCULARI,FETULLAHÇILARI, VE DİĞERLERİNİ.... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.