Φ KMPaşalı Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2006 Bu başlığı açmak üstüme bir vazifedir , lütfen adminler silmesinler çünkü hem Türkiye'de hem dünyada milyonların kurtuluşuna vesile olmuş , milyonların gönlüne girmiş samimiyeti düşmanları tarafındanda itiraf edilmiş Hakk'ın ızdıraplı bir kulu bir alimini ne diyor neler söylüyor ne yorumlar yapıyor , neyin derdini taşıyorda böyle karalanmaya çalışılıyor hem anlamanız hem aklınızın ışıklanması içinizdeki yitirilmiş değerlerin zannediyorum tekrar dirilmesini sağlayacak yazılarını , onu tanıyan solcusununda ülkücüsününde gazetecisininde görüşlerini koymadan edemeyeceğim ! Burda seçilmiş ****** asılsız ispatsız yazıları varsayımlarla duruyorsa en az bu yazılarda onlar kadar durmayı hak ediyordur ! Hiç şüphem yok eğer okunursa bunlar okuyanın bayağ gözünü açacaktır ! Kimseyi ne ayıplayacağım ne utandıracağım çünkü bilmiyordunuz , Gülen hakkındaki hayali ve ispatsız iddaaları 15658696556. kez tartıştık , burdada bu insanın neyin uğraşını verdiğini ne yorumlar yaptığını görmeye çalışalım..Çünkü Fethullah Gülen ve Gülen hareketi hem Türkiye'ye hem Dünya'ya damgasını vurmuş bir harekettir , öyleyse basında sizden saklanan tam tersi verilen haberlerin aslını bir görelim. --------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yolumuz , millet ve memleket hesabına , her hayırlı iş ve her teşebbüsü alkışlama ve ona hizmet edene arka çıkma yoludur..M.F.Gülen --------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Gerekçeli karar açıklandı: Gülen’in anayasal düzeni değiştirme amacı yok Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Fethullah Gülen’in yeniden yargılanmasında verdiği beraat kararının gerekçesi açıklandı. Gerekçede “Gülen’in anayasal düzeni değiştirme amacı güttüğü, cebir ve şiddet yöntemlerini benimsediği yönünde delil mevcut değil. Aksine devlet yanlısı tutumu nedeniyle dinî motifli radikal terör örgütleri tarafından tehdit edilmiştir.” denildi. Gerekçeli kararda, Fethullah Gülen ve ilişkilendirildiği kuruluşların anayasal düzeni değiştirme amacının sabit olmadığı, Gülen’in bu hususa yönelik açık bir beyan ve ikrarının bulunmadığı ve böyle bir amacının olduğu kanısının yorum ve çıkarsamalara dayandığı ifade edildi. Böyle bir amacın varlığının kabulü halinde dahi Gülen’in cebir ve şiddet yöntemlerini benimsediği ve bu konuda müstakil suç teşkil eden herhangi bir eylemde bulunduğunun tespit edilmediği anlatılan kararda, şöyle denildi: “Bu hususta delil bulunmamış, aksine devlet yanlısı tutumu nedeniyle dinî motifli radikal terör örgütleri tarafından tehdit edilmiştir. Örgüt yapılanması için en az iki kişi olma koşulu aranırken, dosyada başka bir sanığın bulunmadığı, örgüt ve yapılanması ile ilgili olarak takipsizlik kararı verildiği, emniyet raporlarında da Fethullah Gülen ve ilişkilerinin 3713 sayılı yasa kapsamında değerlendirilmediği, bu haliyle 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası’nın 1. maddesinde tarif edilen suçun ve üzerine atılı suçun unsurlarının da oluşmadığı sonucuna varılmıştır.” Mahkemenin kararında, Gülen hakkında, yasal mevzuat ile dosya kapsamı karşılaştırıldığında ve delillere göre hareket edildiğinde hukuki ve vicdani olarak beraat kararı vermek gerektiği belirtildi. Mahkeme ayrıca, yargılama giderlerinin de Hazine üzerine bırakılmasını kararlaştırdı. Oybirliği ile beraat kararı Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığı 2000 yılında, Fethullah Gülen hakkında, “laik devlet yapısını değiştirerek yerine dinî kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurup, bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunduğu”gerekçesiyle 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesine göre, 10 yıla kadar ağır hapis cezasına çarptırılması istemiyle dava açmıştı. Yargılama sonucunda davanın kesin hükme bağlanması, 4616 sayılı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun uyarınca ertelenmişti. Gülen’in, 5 yıl içinde aynı tür veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlemesi durumunda dava yenilenecek, bu süre içinde aynı cins veya daha ağır bir suç işlememesi durumunda ise dosya işlemden kaldırılacaktı. Terörle Mücadele Yasası’ndaki değişiklik sonucu Gülen’in avukatlarının yeniden yargılama talebini kabul eden Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, ilk kararın kaldırılmasına ve yasadaki değişiklik dikkate alınarak, oybirliğiyle beraatine karar vermişti. ------------------------------------------------------------------------------ ÇİLE M. Fethullah Gülen, Sızıntı, Ocak 1982, Cilt 3, Sayı 36 Çile, yüce hedeflere varmanın ve yüksek neticeler elde etmenin tek yoludur. Hakikat yolcusu, çile ile günahlardan arınır; onunla saflaşır ve onunla özüne erer. Çilenin olmadığı yerde ne olgunlaşmadan ne de ruhla bütünleşmeden bahsedilemez. Çile, hakikat erinin, her köşe başında sarmaş-dolaş olacağı acı; fakat vefalı yoldaşıdır. Upuzun yollar onunla yeknesaklıktan kurtulur. Hayat, onunla aydınlığa kavuşur ve kişi ancak onunla yaşamanın zevk ve şuuruna erer. Çilesiz hayat monoton, o olmadan yürünen yollar renksiz ve bıktırıcı ve bu yolların garip yolcuları da yaşamadan bezmiş talihsizlerdir. Ruh, çile ile kemâle erer. Gönül, çile ile inkişâf eder. Çile görmemiş ruhlar ham, gönüller de kolu kanadı kırık ve ölgündür. Çile, çalışmaya ve o yolla elde edilen şeylere kat kat değer kazandırır. Çilesiz elde edilenler ise mirastan gelen mal gibidir. Gelişi emeksiz, gidişi de üzüntüsüz olur. Evet, ancak, binbir ızdırapla kazanılan şeylerdir ki muhafazası uğrunda canlar feda edilir... Bir millet ve bir medeniyet büyük muzdarip ve çilekeşlerin öncülüğünde kurulmuş ise sıhhatli, istikrarlı ve gelecek adına ümit vericidir. Aksine, hayatında bir kere olsun ağlamamış, inlememiş ve sancı çekmemişlerin elinin altında doğmuş ve gelişmişse, zâyi olmaya namzet ve talihsizdir. Dünden bugüne insanoğlu, yer yer çilekeşlerin müşfik ve diriltici kucaklarında, zaman zaman da tiranların zulüm ve istibdadı altında kendini buldu ve idrâk etti. Ne var ki o, var olmanın zevkine erdiği en mutlu anlarını, başkaları için yaşayan büyük muzdariplerin vesâyâsı altında duydu ve tattı. Kenan ilinden kalkıp, bir meş’ale gibi Bâbil’e uzanan; bir güneş gibi Suriye’nin bağrında tulû eden; arkasına takıp sürüklediği kimseler için, gözünü kırpmadan cehennemî alevler içine giren ve "nâr-ı Nemrut"u göğüsleyerek ateşte cennet cilveleri gösteren büyük muzdariplerin... Ruhu çekilmiş ve kadavralaşmış bir millete hayat üfleyebilmek için, yıllarca Mısır ve Sinâ arasında mekik dokuyan ve her defasında TÛR’da dolup Mısır’da boşalan; nihayet maddenin bağrına indirdiği darbelerle, suya ve toprağa ayrı bir yol, ayrı bir erkân öğreten büyük muzdariplerin... Dünyadan başka gözleri bir şey görmeyen ve bütün bütün maddeleşmiş bir toplumu özüne erdirmek ve onlara rûh iklimine açılan yolları göstermek, daha doğrusu öbür âlem düşüncesini yeniden gönüllerde mayalamak için, çevresinde kol gezen tehlikelere aldırmadan, yüce derslerine devam eden ve hakkında bayağıların bayağısı hükümler kesilip biçilirken, "Hançer ile yüreğimi yar! Senden dönmesem..." diyerek hakikatı haykıran büyük muzdariplerin... Ve nihayet gelmiş ve gelecek bütün mihnetkeşlerin ızdırabını, her lâhza ruhunda yaşayan, her ân yığın yığın musibetleri göğüsleyen, her ân gerilen ve her ân kan-ter içinde, yeniden dolup-boşalan büyük muzdariplerin... Evet, hep böyle ızdırap gören, ızdırap düşünen ve bir mum gibi yana yana eriyip giden, bu yüce kâmetlerin arkasında yürüyenler, hiçbir zaman aldanmadılar ve hiçbir zaman hayâl kırıklığına uğramadılar. Âh, o aldatmayan rehberler! O özleri sâf, kalpleri aydın, başları yüce şâhikalar gibi heybetli ve dumanlı, içlerinde binbir ızdırabın boy gezdiği yüce rehberler! Ufkumuzun karardığı, kaddimizin büküldüğü ve binbir müşkülün altında ezildiğimiz şu günlerde, onlara ne kadar hasret ve ne kadar iştiyak içindeyiz!.. Her ideâl dönem, bu türlü muzdarip ve çilekeşlerin omuzunda bayraklaştı ve yükseldi. Onların yerini alan gün görmemiş ızdırapsızların elinde ise yıkıldı yerle bir oldu; iç dünyasını bütün bütün ihmâl etmiş, şehevî hislerinin esîri gayyâ yolcusu ızdırapsızların elinde... Devr-i saâdet sonrasını kana-irine boğan, bu çilesiz ruhlardı. Daha sonraki devirlerde, birbirinden baskın, bütün hoyratlıkların ve azgınlıkların arkasında da, yine hep bu ızdırapsızlar vardı. Bir kere olsun, sahip olduğu şeyler uğrunda aç-susuz kalmayan; yurdunu, yuvasını terk etmeyen; belli bir dönemin zarurî sarsıntılarına, sıkıntılarına mâruz kalmayan ızdırapsızlar... Zaten hayatını, madde ve konforun levsiyatı içinde geçiren böyle ham ruhlardan, hangi fedakârlık beklenebilir ki? Fedakârlık her şeyden evvel, nefsin sefil arzularına karşı koymakla başlar ve toplumun mutluluğu adına, kendi saâdet ve hazlarını unutmakla kemâle erer. Yoksa, her fedakârlık iddiâsı bir aldatmaca ve toplumun yüzüne savrulmuş bir yalandır... Âh, şu çile bilmeyen, ızdıraptan hoşlanmayan nefsim! Rahata, rehâvete müptelâ ve meftûn nefsim! Öbür âleme ait lezzet ve nimetleri burada yaşayıp, burada bitirmek isteyen nefsim! Kâmil insan olmayı kimseye vermeyen ve kemâl yolunu bir türlü bilmeyen nefsim! "Gün buralara, bulut dağlara!" düşüncesiyle sefilleşen ve var olmadaki zevkli sancıyı idrâk edemeyen nefsim! Bilmem ki sana, çilenin yükselticiliğini ve tenperverliğin(tembelliğin) öldürücü bir zehir olduğunu anlatabilecek miyim..? ------------------------------------------------------------------------------------- DEĞİŞEN DÜNYA'YA BİR REHBER Japon Prof. Dr. Sasaki Yoshiaki hoca "Süratle değişen dünya ve bir rehbere ihtiyaç" başlıklı makalesinde şu andaki dünyanın içinde bulunduğu keşmekeşi, bilgisayarın yaygınlaşması ve medyanın gelişmesiyle dünyadaki hızlı değişimi ele alarak, mânevî bir lidere olan ihtiyacı tespit etmektedir. Özellikler bu liderin en başta halkı cezbedecek gönülden gelen bir şevk ve enerjiye sahip olması, güçlü bir sabrının bulunması, dünya çapında düşünme, engin bir tolerans, sezgi ve ufuk sahibi olması gerektiğini vurgulamaktadır. Makalesinin sonunda Prof. Dr. Sasaki, Fethullah Gülen Hocaefendi için şöyle diyor: "Fethullah Gülen Beyefendi'den söz ediyorum. Onun hakkında böyle bir değerlendirme yapıyor olmam aşağıdaki tecrübelerimin sonucudur. Fethullah Gülen Beyefendi ile ilk karşılaşmamda kendilerine sarılarak selamlaşmak şerefine ulaştım. O anki hislerimi anlatayım. Kendileri o dönemde hastalardı ve sağlık durumları iyi değildi. Ama kendilerine sarılınca sıcacık dokunmuş ipek bir kaftanın üzerime giydirildiği hissine kapılıverdim. Henüz çocukken ebeveyniniz sizi kucakladığında neler hissettiğinizi hatırlamanızı istiyorum. Onun vücudundan yayılan sıcaklıkta sınırsız bir nezaketin bütün vücudumu sardığını hissettim. O an cesaret edip o hissimi dile getirdim. Bunun üzerine Fethullah Gülen Beyefendi, 'Sizlerin bana verdiği desteğin tesiri olsa gerek. Sizin hissettiğiniz sıcaklık, beni çevreleyen sizlerin kalplerinin sıcaklığı.' diye cevap verdi. Şöyle bir hatıram daha var. Bir kış günü New Jersey'de ikamet eden kendilerini ziyaret etmiştim. Hasta hali ile Fethullah Gülen Beyefendi sandalyeye oturmuş, doktorun muayenesinden geçiyordu. Ben odaya girince ayağa kalkıp sarılarak beni karşıladı. O anda ilk karşılaşmamızdaki sıcaklığı hissettim. Fethullah Gülen Beyefendi bana yanındaki sandalyeye oturmamı tavsiye etti ise de diğer insanlar yerde oturdukları için onlara hürmeten ben de yere oturdum. Böyle yapınca Fethullah Gülen Beyefendi de yerde oturmak üzere sandalyeden indi. Ben hemen kalkıp acele ile onu sandalyesine oturttum. Eğer sessizce, onun iltifatına uygun bir şekilde gösterdiği yere oturmuş olsaydım, hasta halinde ona bu zahmeti yaşatmış olmayacaktım diye düşündükçe şimdi bile yüzüm kızarıyor. Fethullah Gülen Beyefendi'nin hareketi karşısında çocukça mahcup olduğum bir hatıramdır. Şöyle bir hadise de oldu. Bir kamp için davet edildiğimde Fethullah Gülen Beyefendi'nin henüz kırklı yaşlarının sonu ya da ellili yaşlarının başında çekilmiş bir vaaz videosunu seyretme imkanı bulmuştum. O videodaki kişi defalarca görüştüğüm insandan farklı, gözyaşları dökerek heyecanla vaaz veriyordu. Ben Türkçe anlamıyor olsam da o vaazda Fethullah Gülen Beyefendi'nin neyi anlatıyor olduğunu kendimce tahmin etmeye çalıştım. Belki Fethullah Gülen Beyefendi, 'Müslümanlar daha sağlam bir düşünceye sahip olup, başkalarına karşı muhabbet hissi taşıyor olmalılar. Sizler neden böyle bir fikre muvafık hareket etmek için ciddiyetle düşünmüyorsunuz' diye hitap ediyordu. Bir kış günü Fethullah Gülen Beyefendi'yi ziyaret ettiğimi anlatmıştım. Ayrılma vakti gelip ülkeme dönmek üzere binadan dışarıya çıktığımda, kendilerinin yardımcılığını yapanlar biraz beklememi rica ettiler. Fethullah Gülen Beyefendi, zahmet edip beni uğurlamak için soğuk bir kış günü oluşuna da aldırmadan araba yoluna kadar çıkmışlardı. Üstelik not defterime ziyaretimle alâkalı takdir ve teşekkürlerini yazdılar. Fethullah Gülen Beyefendi'nin sağlık durumunu düşünüp mümkün olduğunca hızlıca arabaya binip oradan ayrılmanın iyi olacağına karar verdim. Ama kendileri, bindiğim araç gözden kayboluncaya kadar orada bekleyip beni uğurlamaya devam ettiler. İnsan temayüz ettikçe ‘ben' merkezli düşünür. Hele bir de hastaysa daha çok kendisine yönelik düşünür, karar verir ve uygular. Soğuk kış günü dışarıya çıkıp beni uğurladıklarını hatırlayınca onun içerisindeki muhteşem varlığı birazcık da olsa görebildim zannediyorum. İnsanlara rehberlik edecek insanın hususi kabiliyetlere sahip olmasının yanında sınırsız insaniyete sahip, güçlü bir sabra ve tutkuya malik olması gerekir. Fethullah Gülen Beyefendi günümüz dünyasında bu kabil kabiliyetlere sahip az sayıdaki insandan biridir." Bu samimi şâhitliğe ne denilebilir ki?.. Abdullah Aymaz - Zaman --------------------------------------------------------------------------------------- TÜRK OKULLARINA ÖVGÜ DOLU SÖZLER Gürcistan Batum Parlamento Başkanı Mikail Makaradze, medeniyetler arasında meydana gelebilecek çatışmaları Türk okullarının önleyebileceğini söyledi. Gürcistan'ın 15 yıl önce kötü günler geçirirken en iyi dost elini Türkiye'nin uzattığını ifade eden Makaradze, "Yıllar önce başlayan dostluğumuz bu güne kadar devam etti. Bundan sonra da sürecek." dedi. Çağlar Gürcistan Eğitim Kurumları, kuruluşunun 15. yılı münasebetiyle 50 Gürcü aileyi Antalya'da ağırladı. Gürcistan'da eğitime başlamasının 15. yılını kutlayan Çağlar Eğitim Kurumları, Antalya'da düzenlediği programıyla konuklarına unutulmaz anlar yaşattı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in de masaj gönderdiği etkinliğe, Gürcistan Göçmen Bakanı'nın yanısıra Gürcistan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, Uluslararası Karadeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Cumhurbaşkanı'nın annesi Prof. Dr. Giuli Alasania, Gürcü gazeteci, akademisyen, işadamları ve bazı öğrenci velileri katıldı. Programa katılan bir Gürcü şarkıcının söylediği Türkçe şarkılar konuklar tarafından büyük ilgi gördü. Çağlar Gürcistan Eğitim Kurumları Genel Müdürü Mesut Bozkır, Gürcü halkı ve devlet yetkilileriyle güzel bir birliktelik sergilediklerini söyledi. Gürcistan'dan 50 aileyi davet ederek ilk kutlamayı Antalya'da yaptıklarını ifade eden Bozkır, "Okullarımız kurulduğu günden itibaren iki ülke insanının birbirini tanımasında önemli rol oynuyor. Öğretmen ve öğrencileriyle personeli ve velileriyle bütünleşerek hem iki ülke arasında hem de dünya barışına katkıda bulunuyor." diye konuştu. Gürcü yetkilileri ve halkından her zaman destek gördüklerini dile getiren Bozkır, şunları söyledi: "Çağlar Gürcistan Eğitim Kurumları, eğitim ve öğretim faaliyetlerine 1993 yılında başladı. Eğitim kurumumuza bağlı, okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise ve bir de üniversitesi bulunuyor. 3 okulumuzda yaklaşık 2 bin öğrenci eğitim görüyor. Uluslararası Karadeniz Üniversitesi'nde ise birçok ülkeden öğrenci eğitimlerini devam ettiriyor." Türk okullarının diplomatik açıdan da önemli bir misyon üstlendiğine işaret eden Genel Müdür, Türkçe'nin diğer ülkelerde sevilip öğrenilmesine de katkı sağladığını ifade etti. Programa katılanlar Gürcistan'daki Türk okullarıyla ilgili düşüncelerini dile getirdi. Uluslararası Karadeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Cumhurbaşkanı'nın annesi Prof. Dr. Giuli Alasania, dostluk ve sevgiyi keşfetmek için bir araya geldiklerini söyledi. Konuşmasını Türkçe yaparak ardından kendi diline çeviren Prof. Dr. Alasania, Türkiye'yi artık kendi evi gibi görmeye başladığını dile getirdi. Çağlar Eğitim Kurumları'nın artık Gürcistan ile bütünleştiğini ifade eden Prof. Dr. Alasania, "Bu okullarda çok önemli dostluklar kurularak kültürler birbiriyle tanışıyor. Çok kırılgan bir dünyada yaşıyoruz. Böyle bir dünyada cehalete ancak eğitim ve diyalogla son verilebilir." diye konuştu. Konuşmasını 'Yaşasın Türk Milleti, Yaşasın Dostluk.' sloganıyla tamamlayan Prof. Dr. Alasania, konuklardan büyük alkış aldı. Gürcistan Göçmen Bakanı Georgi Heviaşvili ise Çağlar Eğitim Kurumları sayesinde Gürcistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin geliştiğini söyledi. Kaynak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Naci Tosun, bu tür diyalogların gelecek için çok önemli olduğunu vurguladı. 'Bu günkü savaşanların çocukları 20 yıl önce bir araya gelseydi. Bu gün dünyada savaş olmazdı." diyen Tosun, "Gittiğim ülkelerde gençler hep televizyon ekranlarında gördüğü savaş manzaralarından nefret ettiğini söylüyor." dedi. Devamı Gelecek.. Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2006 Fettullah gülen abd nin yeşil kuşak projesi altında besleyip semirttiği bir adamdır aynı usame bin ladin gibi .Çeşitli kararlar sunmuşsunuz yazınızda amacı tüm idari kadroları ele geçirip şeriat düzenini getirmek olan--ki gelen iktidarlar ve abd sayesinde bunda epeyce başarılı olmuştur-- fettullah gülen hareketinin yargı alanında da bayağı başarılı olduğu su götürmez bir gerçekken onun aleyhine bir karar verilmesi zaten mümkün değildir.Uyumaya devam edin iyi uykular Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2006 Türkiyede bircok vatan haini yetismistir,bunlarin görevleri,mevcut Laiklik sistemini kafirlik olarak gösterip Cumhuriyeti yaralamak ve inancli insanlari devletine karsi ayaklandirmaktir.Bunlarin dinci kesimden olmalari kadar dogal olan birsey yoktur.cünkü Cumhuriyetin ilanindan bugüne kadar Türkiyede her melanetin altindan bu dinciler cikmis ve cikmaktadir,dinciler derken müminleri kastetmiyorum,mümin ülkesini ve kurtaricilarini sever,nankör degildir.Dincilerin cogusnun arastirildiginda cok gizli baglarinin oldugu artik biliniyor.Cogusunun tamamen kardesi kardese kirdirmak amaci ile böyle kasitli calismalar yaptiklarida biliniyor.en önmlisi ise dinciler önce olaylari cikarip sonra bunlari komplo olarak göstererek halkin gözünü boyamalaridir.Fetulah Gülende bunlardan birisidir,dikkat edin konusurken iki gözü iki cesme agliyarak kendisini dinleyenleri etkilemek gibi bir özellige sahiptir. --Simdi su alintiyi hep beraber okuyalim, Osmanlida,siyasal Islamci akimlarin lideri konumundki*Sebil ür-Resad in en hassas oldugu konu masonluk ve Yahudilikti. ilginc degilmi,küfrettikleri ittihatcilarin basinda*siyasal islamci-Sebil ür-Resadin finansörü ve yazari Said Halim Pasa vardi.kardesi Abbas Halim Pasa ise hükümette bakandi. Islamci Sebil ür -Resad dergisinin finansörü ve yazari sadrazam Said Halim Pasa ayni zamanda masondu. bkz:sONER Yalcin-Efendi1 sahife 213 Bu sadece bir örnek ve bir arastirma sonucu elde edilen sayisiz bilgilerden bir tanesi.Ülkemizde kimlerin daha cok Müslümanlik elden gidiyor yaygarasi yaptiklarini cok iyi degerlendirmemiz gerekir. saygilarla Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2006 arkadaşım bu KMpaşalıya göre herşey iftira bizler ***** okumamış onlar doğru.Aslına bakarsanız bu adamların beyin yıkama taktikleri muhteşem alkışlamak lazım Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2006 Fettullah gülen abd nin yeşil kuşak projesi altında besleyip semirttiği bir adamdır aynı usame bin ladin gibi .Çeşitli kararlar sunmuşsunuz yazınızda amacı tüm idari kadroları ele geçirip şeriat düzenini getirmek olan--ki gelen iktidarlar ve abd sayesinde bunda epeyce başarılı olmuştur-- fettullah gülen hareketinin yargı alanında da bayağı başarılı olduğu su götürmez bir gerçekken onun aleyhine bir karar verilmesi zaten mümkün değildir.Uyumaya devam edin iyi uykular BİR AMERİKAN ***** ve Sebatay başka ne diyebilirim... Hastaymışta konuşamıyormuşta... Bak bak bak.... Türkiyenin altına oyanların hepsi Amerika ve İsrail Destekli güçler dikkatinizi çekerim... Bunlar Amerika ve İsrailden başka hiç kimseden icazet almazlar ve onların emrindende çıkmazlar.... arkadaşım bu KMpaşalıya göre herşey iftira bizler **** okumamış onlar doğru.Aslına bakarsanız bu adamların beyin yıkama taktikleri muhteşem alkışlamak lazım Alıntı
Φ ATİLLA Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2006 Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler, sayın KMPaşalı Alıntı
Φ KMPaşalı Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler, sayın KMPaşalı Bunlar evrimci solcu ya hakikatlen değil çamurlarlan ilgilenirler..İşleri budur , alışın sizde , Allah bazı kullarının girdikleri günahlardan dolayı kalplerini hakikate kapatır ! İŞTE SİZE HALİS ÖRNEKLER , İSPAT EDİN DİYORUZ YOK , OKUYUN DİYORUZ YOK , HAYAL ALEMİNDE YAŞIYOR BU ********* ARKASINDAKİ YIĞINLAR..Neyse Allah soracaktır bunların hesabını Alıntı
Φ gugukcuk Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 Bunlar evrimci solcu ya hakikatlen değil çamurlarlan ilgilenirler..İşleri budur , alışın sizde , Allah bazı kullarının girdikleri günahlardan dolayı kalplerini hakikate kapatır ! İŞTE SİZE HALİS ÖRNEKLER , İSPAT EDİN DİYORUZ YOK , OKUYUN DİYORUZ YOK , HAYAL ALEMİNDE YAŞIYOR BU ********* ARKASINDAKİ YIĞINLAR..Neyse Allah soracaktır bunların hesabını Okuyuncan böyle mi yazıyon.Evrimci solcuyun ya hakikatlen değel çamurlarlen ilğiliyiyk. Mazur görsünler ama böyle bir şey yazacağımı hiçbir zaman düşünmemiştim. Alıntı
Φ berker18 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 yahu tek 1 resmi kanıt dedik.... TEK 1 YAHU.. 1 TANE BEEEE.... bu kadar mı acizsiniz!!!.. daha bir önceki fethullah başlığında 25 tane güya resmi kanıt getirdiler... 25inde de DÜŞÜNÜLMEKTEDİR veya MUHTEMELDİR veya GÜLATAYA GÖRE yazıyor... kaç tane mahkemede tutuklayamadılar fethullahı neden??? %100 kanıtı devlet bile bulamadı... yürüyün gidin.. insanları karalamaktan başka daha önemli işleriniz olmalı.... Alıntı
Misafir Marcus Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 yahu tek 1 resmi kanıt dedik.... TEK 1 YAHU.. 1 TANE BEEEE.... bu kadar mı acizsiniz!!!.. daha bir önceki fethullah başlığında 25 tane güya resmi kanıt getirdiler... 25inde de DÜŞÜNÜLMEKTEDİR veya MUHTEMELDİR veya GÜLATAYA GÖRE yazıyor... kaç tane mahkemede tutuklayamadılar fethullahı neden??? %100 kanıtı devlet bile bulamadı... yürüyün gidin.. insanları karalamaktan başka daha önemli işleriniz olmalı.... Patron niye gelmiyor ülkeye. Birileri paralacıklarını çatır çatır yesin diyemi.? Gelemiyor pabuç pahalıda ondan. İçi içini yiyordur şimdi ama,naapsın bütün foyaları DGM kayıtlarında sapasağlam duruyor. Alıntı
Φ berker18 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 bütün foyaları DGM kayıtlarında sapasağlam duruyor. 1 tane getir bakalım o kaytılardan.. lafla peynir gemisi yürümüo dostum Alıntı
Misafir Marcus Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 1 tane getir bakalım o kaytılardan.. lafla peynir gemisi yürümüo dostum Yazıyoruz yazıyoruz artık parmaklarımız uyuştu. Sen anlamazsın zaten senin yemişliğin var içmişliğin var. Benim derdim başkalarına anlatmak bu ulvi şahsiyeti. Alıntı
Φ berker18 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 Yazıyoruz yazıyoruz artık parmaklarımız uyuştu. Sen anlamazsın zaten senin yemişliğin var içmişliğin var. Benim derdim başkalarına anlatmak bu ulvi şahsiyeti. DÜŞÜNÜLMEKTEDİR veya MUHTEMELDİR veya GÜLATAYA GÖRE yazıyor... hatırlatırım Alıntı
Misafir Marcus Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 DÜŞÜNÜLMEKTEDİR veya MUHTEMELDİR veya GÜLATAYA GÖRE yazıyor... hatırlatırım Peki bu masum vatandaş niye abd de.Masum vatan sevdalısı.Ülkesinin gelişmesi için eğitim kurumlarını fianase eden bu ulvi varlık.Neden abd de cia fbi tarafından korunuyor.Siz hiç abd nin Türkiye için hayırlı bir iş yaptığını gördünüzmü?......... Alıntı
Φ berker18 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 Peki bu masum vatandaş niye abd de.Masum vatan sevdalısı.Ülkesinin gelişmesi için eğitim kurumlarını fianase eden bu ulvi varlık.Neden abd de cia fbi tarafından korunuyor.Siz hiç abd nin Türkiye için hayırlı bir iş yaptığını gördünüzmü?......... 1-ben fethullaha masum demedim,kanıtsız iftira atmayın dedim... 2-fethullahın çok fazla sağlık problemi var,gerekli tedavi ve uzmanlar Türkiyede yok 3-amerikada binlerce yahudi ermeni lobisi var,bunların karşısında bir tane de Türk lobisi olması fena mı geldi size?? 4-cia yle alakalı olduğuna dair bir tane bile belge getiremediniz,getiremiyorsunuz.... 5-fethullahın yaptığı iyilikleri bir sürü başlık altında yazdık 6-ayrıca benim de sorularım vardı...samimi olarak cevaplayabildinmi onları... Alıntı
Misafir Marcus Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 1-ben fethullaha masum demedim,kanıtsız iftira atmayın dedim... 2-fethullahın çok fazla sağlık problemi var,gerekli tedavi ve uzmanlar Türkiyede yok 3-amerikada binlerce yahudi ermeni lobisi var,bunların karşısında bir tane de Türk lobisi olması fena mı geldi size?? 4-cia yle alakalı olduğuna dair bir tane bile belge getiremediniz,getiremiyorsunuz.... 5-fethullahın yaptığı iyilikleri bir sürü başlık altında yazdık 6-ayrıca benim de sorularım vardı...samimi olarak cevaplayabildinmi onları... Sırası gelecek elbet.Yalana dayalı sorulara cevaplar kolayca verilebilir.Ancak fethullahın sağlık problemleri Türkiyede nasıl çözülemiyor.? Neymiş hastalığıda ülkemizde uzman yokmuş.? Ermeni ve yahudi lobilerine karşı bir Türk lobimiz omu oluyor.Eksik kalsın.O labilerin yaptıklarıyla .....efendinizin yaptıkları arasında dağlar kadar fark var. Bu akşam cia den simon edward adlı arkdaşımdan rica ettim.İlahi marcus senimi kırıcam bu akşam elinde dedi.Yani cia yle fethullah arasındaki belgeyi bana gönderecek.Bende sana ........ Türkiye Cumhuriyeti adına değil yaptıkları o yüzden ne şamın şekeri ne arabın yüzü!!!!! Alıntı
Φ berker18 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 Sırası gelecek elbet.Yalana dayalı sorulara cevaplar kolayca verilebilir.Ancak fethullahın sağlık problemleri Türkiyede nasıl çözülemiyor.? Neymiş hastalığıda ülkemizde uzman yokmuş.? Ermeni ve yahudi lobilerine karşı bir Türk lobimiz omu oluyor.Eksik kalsın.O labilerin yaptıklarıyla .....efendinizin yaptıkları arasında dağlar kadar fark var. Bu akşam cia den simon edward adlı arkdaşımdan rica ettim.İlahi marcus senimi kırıcam bu akşam elinde dedi.Yani cia yle fethullah arasındaki belgeyi bana gönderecek.Bende sana ........ Türkiye Cumhuriyeti adına değil yaptıkları o yüzden ne şamın şekeri ne arabın yüzü!!!!! ben senin sorularına gördüğüm an cevaplarını yapıştırdım.... senin gibi 2 ay düşünecek deilim... git sen de bi lobi aç destek verek... ama açılan lobilere çelme takmak niye?? gerçi hoşş...sen de lobi açsan bile,senin gibi biri çıkar ve YAHU TEK LOBİMİZ MARCUS mu ? der... bu sizin huyunuz.. cia dia fbi diye okadar iftira yolladınız , 1 TEK RESMİ KAYIT YOK HALA.... YILLARDIR TARTIŞILIYOR.. YAHU 1 RESMİ KAYIT 1 TANE... 1.... 1... ACİZMİSİNİZ BU KADAR!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! Alıntı
Misafir Marcus Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 ben senin sorularına gördüğüm an cevaplarını yapıştırdım.... senin gibi 2 ay düşünecek deilim... git sen de bi lobi aç destek verek... ama açılan lobilere çelme takmak niye?? gerçi hoşş...sen de lobi açsan bile,senin gibi biri çıkar ve YAHU TEK LOBİMİZ MARCUS mu ? der... bu sizin huyunuz.. cia dia fbi diye okadar iftira yolladınız , 1 TEK RESMİ KAYIT YOK HALA.... YILLARDIR TARTIŞILIYOR.. YAHU 1 RESMİ KAYIT 1 TANE... 1.... 1... ACİZMİSİNİZ BU KADAR!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! ASFALT nickiyle yazdığım onlarca kanıta niye cevap vermedin. Rüşvetin belgesimi olur u...n p...... diye literatümüze geçen bir deyim vardır bilmem bilirmisin. Gün geçtikçe iştahın kabarıyor anlıyorum seni... ancak nede olsa onlar aptal değil. Bekle belki bir ufak yöneticilik çıkarmı çıkar Alıntı
Φ berker18 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 ASFALT nickiyle yazdığım onlarca kanıta niye cevap vermedin. Rüşvetin belgesimi olur u...n p...... diye literatümüze geçen bir deyim vardır bilmem bilirmisin. Gün geçtikçe iştahın kabarıyor anlıyorum seni... ancak nede olsa onlar aptal değil. Bekle belki bir ufak yöneticilik çıkarmı çıkar ya senin o yazdıklarının hepsinde DÜŞÜNÜLMEKTEDİR veya MUHTEMELDİR veya GÜLATAYIN İDDİASINA GÖRE yazıyor.. hele 2. yolladığın metinin tamamı GÜLATAYIN KALEMİNDEN ALINMIŞ.... sen kendi ne yazdığını bilmiyorsun... YA DA RESMİ BELGENİN NE OLDUĞUNU BİLMİYORSUN!!!! RESMİ BELGE!!! 1 TANE!!! Alıntı
Misafir Marcus Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2006 ya senin o yazdıklarının hepsinde DÜŞÜNÜLMEKTEDİR veya MUHTEMELDİR veya GÜLATAYIN İDDİASINA GÖRE yazıyor.. hele 2. yolladığın metinin tamamı GÜLATAYIN KALEMİNDEN ALINMIŞ.... sen kendi ne yazdığını bilmiyorsun... YA DA RESMİ BELGENİN NE OLDUĞUNU BİLMİYORSUN!!!! RESMİ BELGE!!! 1 TANE!!! oldu bu forumda resmi belgeler uçuşsun. yaaa nasılsan öyle kal başka ne diyeyim Alıntı
Φ berker18 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 oldu bu forumda resmi belgeler uçuşsun. yaaa nasılsan öyle kal başka ne diyeyim hahaha işte bukadar.. bir tane bile resmi kayıt yok.. 1 TANE BİLE!!!!! hadi yoluna kardeşim...seni iftiralarla dolu zihniyetinle mutlulukar diliyorum Alıntı
Φ KMPaşalı Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 Daha bunun gibi Bülent Ecevit , Cem Karaca , Alparslan Türkeş , Muhsin Yazıcıoğlu , Nazlı Ilıcak , Fatih Terim , Turgay Şener köşe yazarları syasetçi gayrimüslim ÖNDERLERİNİZDEN Gülen'i tanıyanlar ve samimi yorumları varBuraya koyuyorum ama admin kaldırıyor o konuşmaları..Neyse Türkiye artı dünya tanıyor kimin samimi hizmet ızdırabında olduğunu kimin birilerinin maşası olduğunu ! Akıl erdiremeyenler kendilerini ve kendilerine benzeyenleri kandırıp durmaya devam etsin..O örümcek ağına ancak ASFALT gibiler takılırlar ve takılmış..Dua edin siz admin bazı önemli cevapları KALDIRIYOR sizden biri nede olsa , o zaman o asalak parazitlere denilen kelimeyle beraber sizi yine iyi morartacaktım ! ---------------------------------------------------------------- Niçin Seviliyor? Günümüzde Hocaefendiyi hiç görmediği halde onu seven ve ona hasret, bir kez olsun dünya gözüyle gül cemalini görmek isteyen nice insan var ki onlar gecenin karanlıklarında gönülleriyle Hak dostuna hasretin bitmesi için Rahman'a (cc) yönelirler. O, milletinin ve insanlığın derdiyle yanan gül yetiştiricisini görme bahtiyarlığına eren niceleriyse hüzünlü gurbet'i andıkça sineleri şerha şerha olur, göz yaşları sinelere kadar dökülür. Gecenin karanlıkları zahirde ve batında yankılanan "âh"lara şehadet eder. "Bülbülleri zâr ağlatır, aşıkları yâr ağlatır." Hak dostlarına, Allah dostlarına olan muhabbet tarif edilmez bir kimyadır. Bu muhabbeti dünyevi kıstaslarla, kelimelerle anlatmak mümkün değildir. Yaman Dede merhum nasıl Mevlâna Hazretlerinin ismini duyduğunda yanmaya başladıysa Hak dostlarının bir nazarı da gönülleri öyle yakar. Zira onların her halleri Allah içindir, muhabbetleri Allah içindir. Yaradılanı yaradandan dolayı sevdikleri için onların muhabbeti bütün bağlardan daha bağlayıcıdır, bütün silinmez sanılan sevdalardan daha kalıcı ve yakıcıdır. Onların muhabbetullahla örülü kemendlerine kendilerini kaptıranlar marifetullah ikliminin bahçelerinde dolaşmaya başlar, muallimlerinin elinden marifetullah badelerini içtikçe gönül kasırlarına Rahman'ın nüzul eyleyeceği geceleri gözlerler. Hak dostlarının kemendlerinde "BEN" yoktur. Onların sevgi pınarlarından kana kana içenler Alemlere Rahmet'in sevdasıyla yanmaya başlar, yandıkça yanar ve adeta Yaman Dede gibi: "Gönül hun oldu şevkinden boyandım ya Resulallah Nasıl bilmem bu nirana dayandım ya Resulallah." der, inlerler. Hocaefendi klasik anlamda bir mutasavvıf olmamakla birlikte onun yaşayışında, oturup kalkmasında, hitabetinde gönüllere işleyen bir incelik meclisinde bir uhrevilik vardır. Bu incelik, bir anlamda tasavvufun ta kendisidir ve sözle anlatılacak, kâğıda yazılacak türden değildir. Hak dostları böyledir. Onlar şairin: "O yüz ki her hattı tevhid kaleminden bir satır O yüz ki göz değince Allah'ı (cc) hatırlatır." mısralarıyla anlatmak istediği nur oluklarıdır. Hocaefendinin hitabetinde iç dünyasının zenginliğinin, derinliğinin izleri vardır. Coşkusu, sevgisi derdinin, ıstırabının tonu bu seste kendini bulur. Bu seste zaman zaman bir sevgi selinin, bir sevgi çağlayanının coşkusu zaman zaman dertlerin en katmerlisinin yürek dağlayan, ciğer sızlatan inlemeleri duyulur. 1975 bayram vaazında hem ümit hem de dert kendi renklerinin en güzel tonlarını bulur. Bir yönüyle bu vaazda kendimizi Hakk'ın engin rahmetinin kucağında bulur, talebelerinin kendisini terk ettiği mürşidi dinlerken havf ve reca arasında gelgitleri yaşarız.Talebelerinin kendisini terk ettiği mürşidin bin bir ıstırabla söylediği: "Ne gördüler bende acaba?" sorusunu öyle bir ıstırab tonuyla söyler ki sevgi insanı, gözyaşı insanı, aradan yıllar geçse de bir ıstırab notası olarak kulaklarınızda yankılanır bu ses. Ve hadisenin finalindeki merhamet bestesi bütün hatalarımıza rağmen bütün seyyiatımıza rağmen bize Hak yolundan ayrılmamayı duyurur her sürçmemizde. Hocaefendinin kendisi için söylediği: "Mevlâ'nın beni affettiğini bilsem bayram yapacağım; ama bilemiyorum." cümlesi, ıstırab dolu bu ifadesi havf ve reca nasıl idrak edilmelidir sorusunun da cevabıdır adeta. Bir ümit ve Hakka saygı bestesidir "Yetmiş beş bayram vaazı" zihinlerde. Vahşi Bin Harb'in anlatıldığı mesuliyet vaazında insan olmanın, müslüman olmanın ağır yükü ve Allah resulünden uzak düşmenin inlemeleri, ötelere ait nakışlar olarak gönüllere ince ince işler. Vahşi'nin (ra): "Artık gelebilir miyim ya Resulallah?" inleyişinde kendi günahlarımızı duyar onun inleyişine kendi inleyişlerimizi katar Vahşi(ra) gibi Allah resulünün huzuruna kabul edilip edilmemenin muhasebesini kalbimizin derinliklerinde duyarız. 1974 bayram vaazında ise bir annenin ahiretini kaybetme yolundaki evladı için bıraktığı mektubundaki yürek yangınının alevleri vardır. Kelimeler cümleler bu yürek yangınını öyle içten öyle dertli anlatır ki siz de yüreğinizin yandığını hissedersiniz. Bu his sizi alır "Milletimin imanını selamette görürsem cehennemde yanmaya razıyım." Ufkuna götürür. Yanmayan Yakamaz "Aşk ağlatır dert söyletir insanı Öz ağlarsa göz de ağlar demişler." (Figanî) Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri "Yandı bu gönlüm, yandı bu gönlüm. Yanmada derman buldu bu gönlüm." derken Hak dostlarının bir özelliğini de anlatmış olur. Allah aşkıyla, Rahman sevgisiyle yanmak, milletin derdiyle hatta insanlığın derdiyle yanmak. Onlar bu muazzez yangına öyle sevdalılardır ki dermanlarını yine yanmada bulurlar. Gönül yangın yeri olunca, sine kebap olunca artık bu ateşin dumanı gizlenemez olur ve bu sevda yangını diğer gönüllere de sıçrar.Yanmadan ateş izhar etmeye kalkanlar yanmadan yürek yangınını anlatanlar inandırıcı olamaz. Hak adına dökülmeyen gözyaşları merhamet olarak rahmet olarak gönülleri yuyup yıkayamaz. Ancak, Mevlâyla irtibatı olan gecesinin zülüflerini "Ya Rahman, Ya Rahim Ya Hadi, Ya Baki'lerle" tarayan Hak aşıkları, aşk yolunun rehberliğini yapabilirler. Dünyevî hiçbir talebi olmayan: "Ne dünyadan safa bulduk ne ehlinden recamız var Ne dergâh-ı Huda'dan maada ilticamız var." düşüncesinde olan sadece milletinin ve insanlığın dertleriyle dertli, onlar için gözyaşı döken, ömrünü bu yola vakfeden insanların mekânı elbette gönüllerdir. Bu millet, Hocaefendi gibi sözüyle özü, haliyle kali bir olan gönül insanlarına her zaman kalbinin zirvelerinde yer vermiş; asırlara rağmen Yunus'unu, Hacı Bayram'ını, Aziz Mahmut Hüdai'sini unutmamıştır. Teşvikleriyle eğitim dünyamızda ciddi bir ivmeye vesile olan, sadece milletini değil; bütün insanlığı sevgiyle kucaklayan Hocaefendinin samimi sevgisi insanımızdan ve insanlıktan ilgi görüyor karşılık buluyor. Atılan sevgi tohumlarının, dünya ne kadar badireler atlatsa ne kadar kana bulanmaya çalışılsa da yarının dünyasında filizleneceğinden umut kesmiyor Rahmeti sonsuzun sevgiyle gözyaşıyla dikilen sevgi fidanlarını soldurmamasını diliyoruz. Yazımızın başlığındaki sorunun cevabına tekrar gelecek olursak Hocaefendi bütün bir varlığa ve insanlığa varlığı var edenden dolayı sevgi duyuyor ve insanlar sevginin dilini aracısız anlıyor. Onu tanıyanlar, merhum Cem Karaca'nın dediği gibi gözlerinde ve sözlerinde bir yalan görmüyor. Alıntı
Φ berker18 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 Daha bunun gibi Bülent Ecevit , Cem Karaca , Alparslan Türkeş , Muhsin Yazıcıoğlu , Nazlı Ilıcak , Fatih Terim , Turgay Şener köşe yazarları syasetçi gayrimüslim ÖNDERLERİNİZDEN Gülen'i tanıyanlar ve samimi yorumları varBuraya koyuyorum ama admin kaldırıyor o konuşmaları..Neyse Türkiye artı dünya tanıyor kimin samimi hizmet ızdırabında olduğunu kimin birilerinin maşası olduğunu ! Akıl erdiremeyenler kendilerini ve kendilerine benzeyenleri kandırıp durmaya devam etsin..O örümcek ağına ancak ASFALT gibiler takılırlar ve takılmış..Dua edin siz admin bazı önemli cevapları KALDIRIYOR sizden biri nede olsa , o zaman o asalak parazitlere denilen kelimeyle beraber sizi yine iyi morartacaktım ! ---------------------------------------------------------------- Niçin Seviliyor? . . . Yazımızın başlığındaki sorunun cevabına tekrar gelecek olursak Hocaefendi bütün bir varlığa ve insanlığa varlığı var edenden dolayı sevgi duyuyor ve insanlar sevginin dilini aracısız anlıyor. Onu tanıyanlar, merhum Cem Karaca'nın dediği gibi gözlerinde ve sözlerinde bir yalan görmüyor. benim sorularıma dahi cevap veremediler,buna mı cevap verecekler Alıntı
Misafir Marcus Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 benim sorularıma dahi cevap veremediler,buna mı cevap verecekler seni gidi..... seni diyeceğim ya.... Alıntı
Φ ilkay55 Gönderi tarihi: 9 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 9 Eylül , 2006 Fethullah Gülen ve yoldaslari ihanet icindedirler, bu Vatana ve bu Millete ihanet ediyorlar! Onlar ABD nin usaklari, onlarin samiyetine inanmiyorum, Fethullahin rejimi degistirmek istemesi herkez tarafindan biliniyor, simdi ne oldu da " hayir istemiyor " deniyor??? - yemedi deyil mi? Fethullahcilar sunu iyi bellesin; hicbir zaman yemeyecek!!! Onlar Para ve cikar pesinde, iyi niyetli ve samimi duygular tasiyan Vatandaslari hollanda inekleri gibi sagiyorlar! Simdilik ineklerin sütünü sömürüyorlar, ama hic bir zaman etini yiyemeyecekler!!! Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.