Φ asterix Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2005 kırgınım,saçılmış bir nar gibiyim sessiz akan bir ırmağım geceden git dersen giderim kal dersen kalırım git dersen kuşlar da dönmez,güz kuşları yanıma kiraz hevenkleri alırım ve seninle yaşadığım o iyi günleri, kötü günleri bırakırım. aynı gökyüzü aynı keder değişen bir şey yok ki gidip yağmurlara durayım. söylenmemiş sahipsiz bir şarkıyım belki sararmış eski resimlerde kalırım belki esmer bir çocuğun dilinde. bütün derinlikler sığ sözcüklerin hepsi iğreti değişen bir şey yok hiç ölüm hariç. aynı gökyüzü aynı keder. behçet aysan... Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2005 Çık gayrı aklımdan çık Sevdanı taşıyan bu yürek Hasretini tartmıyor.... Gece kadar karanlık bu aralar yüreğim sabaha ermiyor bu amansız yanlızlık Sana sesleniyorum Çık gayrı aklımdan çık. Sevdanı taşıyan bu yürek Hasretini tartmıyor. Kaç zamandır çizmiyorum O kadının resmini. Bir rıhtım gibiyim, Bir liman belki Senden sonra uğrayanı olmayan. Sen beni yarım bıraktın Ben geleceğimi. Kaç zamandır yazamıyorum hiç bir şeyi. Toplayamıyorum 1 ile 1'i Dedim ya çizemiyorum artık Aynadan bakan beni. Sen beni suskun bıraktın Ben şiirleri. Kaç zamandır alt alta koyamadım kafiyeleri Çok oldu saymadığım koşturan saatleri Zaman hatırlattıkça seni Korktum gözyaşlarımdan Ve durmadım ki şöyle dimdik Bir aynanın karşısında Çizebileyim Senden arta kalan beni. Kolay Gelsin Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 20 Kasım , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 20 Kasım , 2005 Acemiydi sevdalarımız; gördüğümüz yerde düşecek kadar yanlış adreslere ulaşan mektuplar kadar sakardı düşlerimiz; bilmiyorduk ki; masumiyet, sadece biyografilerde ağlar...... artık derin uçurumlar sakladığımız bakışlarımız kaldı bize yakamoz kırığı aynalarda yüzleştiğimiz gövdemizi yakarcasına çakan bir şimşektir şimdi gençliğimiz kendimize çözülme zamanıdır; artık soldan sağa hiçbir şeyiz...... Çünkü pusuya düşürüldük!! Ve düşürdük cebimizden elyazması ilk şiirimizi Bir ablukada yitirdik; masum kokan nefesimizi..... Bir iç kanamadır geçirdiğimiz Kanımızdan; yaktığımız gemiler geçmektedir Zaman; Protokol hayallerimizi; boş senetlere terk etmektedir.... Bakışlarımızdan kayan dilek taşlarımız var artık Artık nikotin sarısı parmak uçlarımız Ve dökülürcesine sararan dişlerimiz Yaşama meydan okuyan biyografimiz Şimdi biz; bir şeyler yazmalıyız... iadeli taahhütlü bir vasiyet bırakmalıyız ardımızdan bakakalan gözlerin ıslaklığına Şimdi biz; heybetli yıkıntıların gölgesinde o yıkılmışlığın tarifsiz sükunetinin acıtan kederinde çıplak... cüretkar... silahlarını teslim etmiş bir ordu kadar yalnızız zamanıdır; son hayalimizi bir kurşun gibi beynimize sıkmalıyız... Kolay Gelsin Alıntı
Φ DILEM_BAHAR Gönderi tarihi: 22 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 22 Kasım , 2005 ben bu şiire dayanamam heç çok gözyaşı döktüm kurudu pınarlarım bahçalarda maydonos bu ne biçim lacivert gel bana bazı bazı Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2005 ay®ılmak... Dökülüyorum ağır ağır eriyorum içten içe... Ağlıyorum kan dökerek.. Ağlatmamaya çalşıyorum karşımdakini...??!! ilk defa kağıt kalemle yazıyorum... daha bir zor oluyor böyle ayrılık ilk defa ayrılmıyorum ama sanırım ki son da olmayacak... taşıyorum, boşalamıyorum... burama kadar geldi artık dökülüyorum... boşa gidiyor tüm sevmeler, ey sevgili... akışına bıraktım kendimi rüzgarın... ve bir sonbahar yaprağı gibi... çürüyorum uçuşuyorum... kıvranıyor içimdeki kurtlar... bitirmeden kalkıyorum şiiri.. hep yarım kalıyor bu ara sevmeler...!!! sevgili; buralarda zor hayatta kalmak, sevmeden sürekli... köreltseler de beynimi, kesseler de dilimi... yaksalar da kalbimi, yok etseler de beni, yine avazım çıktığı kadar bağıracağım...!!! hep... seviyorum seni...!!! ayrılık bile bana koymaz artık...! unutma and içtik biz... ölüme bile gitsek, aşk zehrinden içicez...! sen benden önce ayrılırsan, bu hayattan... beni de bekle...!! köprüden atıp... bedenimi, ayırayım ruhumdan...!!!!! Alıntı
Φ gezgin Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2005 (düzenlenmiş) ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ŞİİRİ gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu ağlardım beni sevmiyordun bilirdim bir sevdiğin vardı duyardım çöp gibi bir oğlan ipince hayırsızın biriydi fikrimce ne vakit karşımda görsem öldüreceğimden korkardım felaketim olurdu ağlardım ne vakit maçka'dan geçsem limanda hep gemiler olurdu ağaçlar kuş gibi gülerdi bir rüzgâr aklımı alırdı sessizce bir cıgara yakardın parmaklarının ucunu yakardın kipriklerini eğer bakardın üşürdüm içim ürperirdi felaketim olurdu ağlardım akşamlar bir roman gibi biterdi jezabel kan içinde yatardı limandan bir gemi giderdi sen kalkıp ona giderdin benzin mum gibi giderdin sabaha kadar kalırdın hayırsızın biriydi fikrimce güldü mü cenazeye benzerdi hele seni kollarına aldı mı felaketim olurdu ağlardım ATİLAH İLHAN Tarih: 23 Kasım , 2005 Düzenleyen: gezgin Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2005 Bir Eskicide Bıraktım Yüreğimi Tükenmeyen yollarda,bilinmeyen geleceklere Yürüyerek geçiyor yaşam. Uyandığımda bitecek bir rüya gibi. Hiç durmadan,koştururcasına yürüyorum, Durursam uyanacağım, Yaşam bitecek sanki... Ardıma bakmadan gidiyorum Bir daha geçmeyeceğimi bildiğim yollardan. Her adımda dağılıyorum. Bir parçam,ellerimden düşer gibi, Kayıp gidiyor benden... Bir köşede gülüşümü bırakıyorum. Bir gece yıldızlara bakarken,gözlerimi. Sokak lambalarında, sessiz gölgelerimi. Günbatımının kızıllıklarında çocukluğumu, Gündoğumlarında,sabah çiğlerine karışan gözyaşlarımı... Siyah beyaz bir fotoğrafta düşlerimi... Oysa düşlemek ne güzeldi çocukken. Nerden bilirdim yaşamın Böyle parçalanarak süreceğini Ve ömrümün,kendimi toplamakla geçeceğini... Bir yap-bozum sanki, Tek parçamı bile bulamadan, Yeniden dağılıveriyorum. Nerede başladı bu... Hatırlamadığım kadar uzakta kaldı ilk kırıntılarım. Her yiten parçada sessiz bir çığlık attı yüreğim, Sel olup aktı da,kimseler görmedi. Sessizce gelip toplamasını bekledim O hep beklenen,ama hiç gelmeyenin... Yüreğimde bir telaş,bir heyecan; -Beni tamamla artık ! -der gibi çırpınan... O değil miydi daha yolun en başında Bin parçaya bölünüp dağılan... İstesem de bulamam yüreğim. Bir daha geçmeyeceğim bir yolda, Bir eskiciye bıraktım seni,paramparça... Çığlıkların paçalarımdan süzülüyor, Kimseler görmüyor... İşte böyle sürüyor yaşam Yolun birinde eksilip, Bir başkasında biraz artan... Kim geri getirebilir, Bir daha geçmeyeceğim bir yolda, Bir eskicide kalan , O bir parçası hep eksik yüreği... Kolay Gelsin Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2005 Benden Önce Severse Acımdanmı bilemem, Yürüyemedim bu sabah Çok sevdiğim sahili.. İçim sıkıldı bak şimdi.. Ya balıklarımı tutarsa birileri.. Ya martılarıma taş atarlarsa... Hepsinden önemlisi Ya benden önce biri görüp severse seni KIRMIZI hırkanla o balkonda............ Ceyhun Yılmaz Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2005 Eski günlere geri dönmek ne güzel... Salaş bir kahvede oturup insanları gözlemlemek çayı yudumlarken... Elimde kalem kağıt seni yazmak... Seni kelimelere dökmek... Kelimelere bürümek gözlerini... Hem yokluğunu hem de varlığını yaşamak aynı anda... İnsanlarda izlerini aramak... Çay bardağını tutuşunu benzetmek belki... Ya da konuşmalarında geçen birkaç kelimeyi seninle özdeşleştirmek... Kalbimi dinlemek sigaramın dumanını izlerken... Sigarayla fal bakmak... Eskiye dönmek ne güzel... Gelmeyeceğini bile bile seni beklemek eskiden olduğu gibi... Yine de belki gelirsin ümidi taşımak... İnsanların, yalnız başına oturmuş yazı yazan bir kadına bakmalarına aldırmadan yazmak ne güzel... Ne güzel sadece geçmişi yaşamak... Kabuk bağlamış yaraları kanatmadan hatırlamak bazı şeyleri... Geleceği silmek, bir anda olsa... Yaşamın sadece geçmiş ve şimdisini yaşamak... Ne kadar özlemişim meğer böyle anları... Kendimle yüzleşmeyi özlemişim... Kendimle yüzleşirken yazmayı belki de... Sigara üstüne sigara yakmayı... Ve kimsenin çok sigara içiyorum diye karışmamasını... Geçmişe dair hatırladığım, daha doğrusu hatırlamak istediğim birkaç parça anıyı seçip onu yaşamak... Hüzünlenmek için değil, sadece ders almak için... Tekrar tekrar aynı yoldan geçmemek için... Eski günlere dönmek ne güzel... Kolay Gelsin Alıntı
Φ iLLa'Ki Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2005 Ne zaman vazgeçeceksin bu inat duruşundan.. Ne zaman yol vereceksin sarp kayalıklarından.. Bir elimde yaşanmışlıklarım diğerinde yaşanmamışlıklar.. Aklımda sevdanın adı ,gönlümde sevdalım.. Yüzümde çoraklığının rengi.. Çatlamış toprağından yüz bulan dudaklarım da çatlak şimdi.. Parçaladığın yetmedi mi sevdamı.. Ayırdığın yetmedi mi can katanımı.. Çek git artık önümden ..Ey!! dağ.. Dağlımı özledim ,haldan anlamaz dağ.. Sevdaya geçit vermez dağ.. anlasana özledim diyorum sana.. Dağ kadar dağ düşsün başına.. Kal sende kendi ağırlığınca altında .. Anla ki o zaman sevdalara geçit vermemek ne ağır gelir sevdalılara.. Ki ben senin zirvende bulmuşken kanatlı ruhumu.. Doruklarında tatmışken en alasını ab-ı hayatın.. Çekil önümden ey..dağ.. değme .. ilişme.. yaralı, yamalı sevdama.. Ki anla be dağ!.. İçilmez ab-ı hayat , Sevdasız...Sevdamsız.. Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2005 Aramak... Ömür boyunca aramak... Yalnız seni aramak... Paslı teneke kutularda, küf kokan dolaplarda, çerçevelerde, tenhalarda, ağaç diplerinde, sonra vapurlarda, trenlerde hep seni aramak. Belki bu şehirde değilsin. Ne çıkar? Seni arıyorum ya. Belki de aynı sokakta evlerimiz, sabahları beni görüyorsun işime giderken. Sonra akşamı bekliyorsun, alacakaranlığı... Beni bekliyorsun ya da bir başkasını, bir başkasını... Hiç gel demiyeceğim sana. Aramak neredeyse ben oradayım. Ayaklarım ne güne duruyor? Yok yok birden karşıma çıkma. Kaç, saklan. Seni aramak istiyorum. Git bu şehirden haydi git. Dağlara çık, o uzak dağlara. Rüzgârların krallığında hüküm sür. Baktın ki oraya da geldim, yine kaç. Başını al, açıl denizlere. Gemilerin en güzeli, en büyüğü dilediğin limana götürmeli seni, dilediğin yere demir atmalı. Ben küçük bir balıkçı kayığı ile peşinden gelsem yeter. Seni arıyorum ya ! Bir yıl, beş yıl, on yıl değil; beşikten mezara kadar aramalı insan ama ne aradığını bilmeli. Yaklaşıp uzaklaşmalı aradığından. Okyanus dalgaları üstünde bir küçük tekne gibi alçalıp yükselmeli. Yalınayak koşmalı yollarda, ayaklarını sivri taşlar kesip kanatmalı. Çöllerden geçmeli yolu, yanmalı kavrulmalı. Sonra gözün alabildiğine ak, soğuk ülkelere düşmeli. Buzlar kırılmalı ayaklarının altında, üstüne kar yağmalı. Bir gün bulacaksam bile parça parça bulmalıyım seni. Ayaklarını Afrika'dan getirip bir kâğıt üzerine yapıştırmalıyım, saçların Sibirya'da bir mabudun gözleri olmalı, ellerin İtalya'da bir heykelin elleri. Bulsam da seni parça parça bulmalıyım. Yine de bir yerin eksik kalmalı. Yeniden yollara düşmeliyim, onu aramalıyım. Ve tam seni tamamladığım anda ölmeliyim. ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2005 Değişik baska türlü bir sey benim istedigim: ne agaca benzer, ne de buluta. burasi gibi degil gidecegim memleket denizi ayri deniz, havasi ayri hava.. bir baska yolculuk dalindan düsmek yere yasadigindan uzun bir tatli yolculuk dalindan inmek yere agacin yüksekligince dalin yüksekligince rüzgarda ve bir yeni ömür vardigin çimen yesilligince nerde gördüklerim? nerde o bekledigim rengi baska tadi baska.. Can Yücel Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2005 Bir Aşk Yara “Beni yalnızlığımla vurdular o gece vakti Kalbimi suyla yudular o gece vakti Öldüğümü bile söylemediler…” -A. Erhan- Ben şu kısa boylu hayatta uzun boylu kederlerle acırım. Yorar beni şu telaş, şu karmaşa. Bir sığınak aranırken şu uğultuda, bir aşk gelir, bir yara. Bir yara… Bir yara daha! Eski bir aşk, yeni bir ayrılıktır her zaman. Bunu kuşlar sorar, yıldızlar da anlatır. Kimse bilmez be canım, bir yara bir ömrü nasıl kanatır… Ben seni hep ayrılıkla anmışım Titreyen ellerimle günlerin buğusuna adını… Hep adını yazmışım. Bir aşk gelmiş bir yara. Bir yara…Bir yara daha! Eski bir aşk, yeni bir ayrılıktır her zaman. Bunu kuşlar sorar, yıldızlar da anlatır; kimse bilmez be canım bir yara bir ömrü nasıl kanatır Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2005 Adı Hüzün Olsun Bu Yaşamın Adı hüzün olsun bu gerçeğin. Ayrılığın tekil sızısını hissetmenin, Ve senden sonraki yaşantımın, Adı hüzün olsun. Öteki renklerini aldığın, Tek mevsimlik dünyamın, Ve senden bana kalanların, Rotasız başlayan yolculuğumun, Her limanda yüzleştiğim sensizliğin, Adı hüzün olsun. Bir türlü gelmeyen geleceklerin, Bir yarısı sende kalan geçmişin, Ve her gün biraz daha kaybolan iyimserliğimin, Adı hüzün olsun. Gittikçe tuhaflaşan tavırlarımın, Azalan ideallerimin, Alışkanlık haline gelen sıradanlıkların Birbirine benzeyen her günün Adı hüzün olsun. Aklımda kalan şarkı sözlerinin, Anılarını sakladığım kirli odamın, Yağan yağmurun, Cama dayanmış soluk yüzümün, İçimde ağlayan çocuğun, Adı hüzün olsun. Artık gelmeyeceğine olan inancımın, Eksik yüreğimin, göremediğim renklerin, Sensizliğin, yarım kalmışlığın, Adı hüzün olsun. Değişmeyen şeylerin, Aynı filmin tekrarına benzeyen rüyaların, Sadakatini elden bırakmayan gönlümün, İçimdeki yalnız şairin, bu yaşantının, Ve bu şiirin adı hüzün olsun. Kolay Gelsin Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2005 Kadınım... Sevdamsın kara gözlüm Aşkımsın huzur saçlım Hüzün tenli canım Mürdüm dudaklım Sen benim için çölde bir kaynak, Kutuplarda bir barınak, İnceliğin,zarafetin bir sığınak Mutluluktan içtiğim bir bardak şarap Beyazın kendini siyah göreceği, O bembeyaz kardan elbiseni, Meleklerin kendini şeytan göreceği, O kristal yüreğini Al gel bana. Asaletin, hanımefendiliğin, Daha ne isterim? İşte sevdiğim, işte kadınım! ... İbrahim Ethem Bingül Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2005 VAR MISIN... bu gece beyaza boyayalım gökyüzünü yeryüzünü siyaha kırmızı karlar da yağdıralım yıldızları alalım sonra yanımıza dans edelim var mısın?... var mısın çocuklar gibi gülelim kahkahalar atalım şarkılar söyleyelim birlikte var mısın?... var mısın saklambaç oynayalım sen ayın arkasına saklan ben ona kadar sayayım olmadı, sen say ben saklanayım ya da dağıtalım bu gece içelim sabaha dek boş verelim gerçeğe ikimize içelim var mısın?... var mısın sen bana ben sana aşık olalım... Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2005 Gelmedin Gelmedin son hayal de yanıp yanıp kül oldu bu deruni kavgada kırılan gönül oldu şimdi menziller elem,yürek duman,sine çak devleri mahkum eden hayatım şimdi helak gelmedin yıldırımlar düştü hülyalarıma nasıl kıydın be zalim masum rüyalarıma sana doğru her adım neden hep ölüm sunar seni her andığımda renk solar,desen yanar hangi rüzgar sabırla böyle koşar ardından hangi el nakış nakış gergef dokur ardından susarsam anlatır mı seni göklere tarih bensiz olur mu sabah güler mi kara talih gelmedin koptu zincir parçalandı anılar sardı bütün ruhumu tükenmeyen ağrılar kalbimin pembe köşkü harab oldu gelmedin bahçesinde açan gül turab oldu gelmedin bil ki kıyamet kopsa bu ateş sönmeyecek heyhat!şair mehtaba bir daha dönmeyecek . Nurullah Genç Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2005 Seni alırken uzaklardan Kan karışmış gömleğime Ellerim kuru,sonbahardan kalma Gözlerim cilasız ceviz ağacı Yüreğim kaybedenlere şarkılar söyler, Ve etrafımda kilometrelerce dikenli teller Tek başıma batan güneşler bırakma bana Giderken vedalar bırakma demiştim kumbarama Her tuttuğumda biryerler yıkılır, Ve her dokunuşunda kalbim, Seni alırken uzaklardan Üstüm başım çamur, Yatağımda bilmem kim uyur Gittiğin zamanki saat değil duvardaki Bahçemde güller bitmez artık İnan ! İnan ben değilim Ben değilim aynadaki yaratık Kolay Gelsin Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2005 Elveda 35 Yılım Hani bazı anlar vardır. İçimizde korkular canlanır. Yürek coşkunun yerini, Kaygılara bırakır. Soruşturmalar başlar. Gerçekleşmeyen hedefler, Ön plana çıkar.. Ben de şimdi soruyorum; Hayat bana ne vermişti? Aynalara bakmaya korkuyorum.. Oysa çocukken hayallerim vardı. Balonlarla semalarda uçar, Gökkuşağından kayarken, Kuşlarla yarışırdım. Masallardaki peri kızı olur, Hastaları iyileştirir, Yetimlere yuva olurdum.. Sihirli değneğime dokunup, İnsanlara mutluluk dağıtırdım. Vefasızlığı, acı gerçekleri, Hayat bana gaddarca öğretti. Rüzgarda yaprak gibi savrulup, Hayallerimin öksüzü oldum. Ölü aşklar sevgilim, Geceler ölümsüz yarim oldu. Hayatımın bilançosu, Ağır borçlarla doldu.. Ufkumdaki mevsimler şaşırdı. Gönül ağacım kök salamadı. Yalnızlığın deminde gelen, Hep sonbahardı. Dağların tepesindeki sis gibi, Ruhumu ağıtlar sardı. Ömrümün yarısı boşa gitti, Ne dünya düzeldi, Ne de bahar geldi. Geriye ne kaldı? Bugün doğum günüm, Ve ben korkuyorum, Aynalara bakamıyorum. İçimdeki çocuğu göreceğim. Ona ne diyeceğim? Bilançoyu göstermeye utanıyorum. Yeni yaşımda her şey düzelecek, Diyemiyorum.. Sessizce kalbime ektiğim, Özenle beslediğim, Umut gülüm, Tek ışığım, Elveda, 35 yılım..! Samanyolu (Nigar Yıldız) Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 5 Aralık , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 5 Aralık , 2005 HiSSeTTiĞiM KiM Birisi var düşlerimde, olmayan zamanlarda yaşayan birisi var. Gülüşünde garip bir hüzün var, Yüzünde bilinmeyen diyarlara ait bir özlem, Ruhunda bana ait bir şeyler var… Birisi var düşlerimde Bilmediğim, hissedebildiğim yerde çoğalıp duran birisi… Ona benzettiğim herkesten korkuyorum biraz…. Benzettiklerime yakınlaşıp aniden kaçıyorum…. kalbim atarken ben duruyorum benzettiğimde… Sıcak gülüşünde kaybolmam mı Yoksa sıra dışılığında çoğalmam mı beni ona getiren anlamıyorum bir türlü.. Elleri tutamaz oldum gözlere bakamaz Yüreğine haykıramaz oldum Onu bulduğumda bile sarılamaz oldum… Beni tüketen dünyaya benim için söyle diyorum… Benim için sor ona ruh ikizim o mu yoksa? O mu geceleri beraber hüzünlendiğim O mu sabahları öpüşüyle uyandığım… O mu akşamları battaniyemin içinde gizlenen… Bir şarkı da çıkıp gelen, Bir ezgide kaybolan, Bira şişesinde sarsılan Gökyüzünde salınan Başucumda şarkılar söyleyen Geceleri okuduğum şiirleri duyup göz kırpan o mu? Çok yakınımda olup beni hissedemeyen o mu? Çok yakının da olup hissedemediğim o mu? Söylesenize bir yalan daha söylesenize Yalancı yıldızlar Hayalperest gökyüzü Asi deniz Ve Beni terk edip giden dünya Bir yalan daha söylesenize Kolay Gelsin Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 5 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 5 Aralık , 2005 ADIMLA NASIL BERABERSEM hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan koşar gibi yürüyüşün karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların uzak uzak yıldızlarla çevrilmiş kainatın karanlık boşluklarında akıp giderken zaman adımla nasıl berabersem öylece beraberiz seninle her saat seninle her dakika seninle her saniye gönlümüz mutluluğa inanmış olmanın gururuyla rahat koltuğumuzun altında birer dinamit gibi kellemiz ve sonra her zaman her ölümlüye aynı şartlar altında kısmet olmıyan gerçekleri görmenin aydınlığı alınlarımızda hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların sen bana kalbim kadar elim kadar yakınsın Atilla iLHAN Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2005 Işığın içinde bir karanlığım gülüm ben, Belki ışık diye inandığım güvenişlerimden Belkide hiç aydınlığı görmemişliğimden Ve sahibi olmayan bir gölgeyim ben Ya gölgesi olduğum insanların terkedişinden Ya da kimsenin artık gölge istemeyişinden Neyse bir sürü soru ve cevap sonuçsa hiçbiri Çünkü artık soruların ne cevabı var Nede cevaplarını bekleyen sorular Ve artık içgüdüler bitirmiş güzel sözleri Sözlerin asaletini yalan laflar almış Laflarda güzel sözlerin bir bir canını almış Oysaki insanları sevip kollamak güzel Aldatıp, kirletmek onlarla oynamak değil Değil gülüm, bahaneler boş vaatler değil Sanma bir günde üç sevgili değiştirmek güzel Sanmaki onlarla oynayıp sonra boşluğa atmak değil Değil gülüm bahaneler kişiliğini satmak hiç değil Gerçek olan aslında aşka inanmaktır Sevdiğini bir kere sevmek ve ölünceye dek Ama en önemlisi onu aramak değil beklemek Keskinim gülüm keskinliğim kendimi tartmaktır İşte budur keskinim ama kınıma demek Zaten keskin kılıçta her zaman kınında gerek Sağa sola çekilen kılıçta zaten kime ne gerek !!!! Kolay Gelsin Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2005 Bir Ayrılık Gününde Ne gariptir şu ayrılık günleri Bir dosttan da, düşmandan da ayrılsan Nedense bir tuhaf oluyor insan Derin bir sızı giriyor içeri Son bir defa bakarken caddelere Dükkanlara, evlere, kahvelere Hatıra yüklü kervanlar geçiyor Dolu dolu gözlerinin önünden Bu son yadigar mı bir ayrılık gününden Ne unutulmaz zamanlar geçiyor Ağır ağır biz farkında değilken Gökler masmavi, yaprak yemyeşilken Sen istediğin kadar unutulmaz de Bu son dakika, bu vakitsiz yağmur Unutulur, azizim unutulur Başka ne yapılır böyle bir günde Kapanan bavul, çivilenen sandık Ve sonra kuru bir 'Allaha ısmarladık!' . Ümit Yaşar Oğuzcan Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 8 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 8 Aralık , 2005 kucakliyoruz birbirimizi. benim ellerim zengin kumasa degiyor, seninkilerse abaya. kucaklasmamiz telasli; sen gidiyorsun iyi bir yemege, benim pesimde celladin adamlari, havadan sudan soz ediyoruz ve süren dostlugumuzdan. iyi ki baska bir seyden sozetmedik, yoksa cok tatsiz olurdu. brecht Alıntı
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2005 IŞIKLARLA OYNAMAYIN başımı döndürüp bakamıyorum nasıl kaldı gerilerde onca yıl karanlık bir gömütlüğü düşte geçmiş gibiyim tatmadığım bir içkiyi bir akşam afrikasal bir törende içmiş gibiyim birdenbire kan yağmurlu bir bulut birdenbire kan kokulu bir duman şaşkınlıktan gemileri yakmış gibiyim ışıklarla oynamayın / dedim ben size yararı yok karanlıkta sürek avının dedim ben size yanlış kalemlere kayar elleri yazıcıların tutanaklar yanlış yazar dedim ben size karanlığı az kullanın / kirliler kokar birgün birgün yanar bu ışıklar sırıtır suratlarınız kirlilere sığınmayın / dedim ben size yararı yok oynaşmanın törensel aklıklarda kaçın kaçabilirseniz uzak sulara ışıklarla oynamayın / dedim ben size Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.