Gönderi tarihi: 3 Mart , 2007 18 yıl bozan arkadaşın,geçmiş iletilerine ve açtığı başlıkları baktığımda şöyle bir tabloyla karşılaştım. bozana göre türkiyeyi,faşist bürokratlar yönetiyor,irtica diye bir kavram ülkemizde sözkonusu bile değil,atatürk, saddamla, niyazofla eş değer bir diktatör kendi ifadesiyle firavundur.yetmedi bir başlıkta atatürk,e şiirde yazmıştır bozan, ilk kıtası/bana bir kahraman yarat oynak olsun/ la başlıyan ayrıca hrant dink;i de ulusalcılar öldürdü.hemde abd ye uşaklık eden ulusalcılar.zaten bozan arkadaşımız hiç bir ulusa bağlı falanda değil,kendileri iyi işler yapanlar ulusuna tabi kendi deyişiyle.zaten uğur mumcuda şu an kimsenin hatırlamadığı,sağlığında jakoben,işe yaramaz adamın biriydi.şu çılgın türkler kitabı ilkokul seviyesinde bir müsamere kitabı.köy ensitüleri,halkevleri topluma geçmişte hiç bir faydası olmayan çalışmalar,sosyal devlet ilkeside türk halkının öküzleştirilmesine yarayan bir uygulama.bütün kabahatte ülkemizi işgalden kurtaran,cumhuriyeti kuran kadrolarda ve bunların zihniyetinde,bunlar baskıcıdır.jakobendir,tepeden inmeci ve halka rağmen halkı idare etmeye çalışan insanlardır.2007 senesinde bile ortalama egitim süresi 4 yıl olan halkımız aslında özgür iradesini 1920 lerden itibaren kullanabilse neler yapardı neler,aya değil satürn gezegenine bile gidebilirdi sanırım size göre.gerçek olan şu sizin beğenmediğiniz o jakopen tepeden inmeci zihniyette olan insanların kurduğu cumhuriyette ve sağladıkları zeminde tüm eksiklerine rağmen ülkemiz islam ülkeleri içerisindeki tek demokratik ülke. petrol zengini olmamasına rağmen kendi coğrafyasında en gelişmiş sanayi ve üretime sahip.ulusalcıların abd nin kuklası olduğu görüşünüz ise komik ötesi bir hazeryan.abd küreselleşme adı altında tüm dünyada ingilizce konuşulan aynı kültürel değerlerin,aynı tüketim alışkanlıklarının olduğu bir yapının peşinde,bu düzen içerisinde dünyadaki toplam sermayenin %50 sahip olan amerikan şirketleri dünyadaki her şehire her köye, bireye mal satar hale gelicek.bu yapılanmaya karşı olan ülke,yönetim ve liderler abd nin de düşmanı şu an,örnek çin, rusya ,iran gibi ülkeler.simdi bu durumda ulusalcılar abd nin maşası sizce hakikaten komik.
Gönderi tarihi: 3 Mart , 2007 18 yıl Umarım o arkadaş ile birlikte herkezi aptal zannettiğiniz, ne kadar geri olduğunu düşlediğiniz ve ne anlamsız şeylerle uğraştığını kendinize inandırdığınız düşüncelerle mutlu olup dünyadaki tüm sorunlara çözüm bulmuş olursunuz... Ama şunu unutmayın... İlahi güçlerden beklediğiniz güç... Güçsüzlüğün ta kendisidir... Önce bilgi, birikim, emek, üretim ve düşünce olmalı.... Bunun dışında ki herşey bir hiç bana göre anlamsız, gereksiz ve sonuçsuz... Sevgiyle, umutla ve sağlıcakla kalın...
Gönderi tarihi: 3 Mart , 2007 18 yıl Evet üzüm dedinizmi orada durmak gerek. O hususta mutlaka bizimde söyleyecek birtakım şeylerimiz vardır... Örneğin böyle bir eğlence ve curcunanın içerisinde üzümden bahseden arkadaşlar var ve ben şahsen üzüm deyince ilk aklıma gelen şarap olduğunu tüm arkadaşlar duyurmak isterim... Bu nedenle bu bağın şarabından bir bardak içmeden geçmek olmazdı hani... Ki kırmızı üzüm şarabını çok sevdiğimi de herkes bilir... Hazır eğlenceli bir ortamda bulduğumuz kafayla da bir şiir okumamız adettendir... ben melamet hirkasini kendim giydim eynime ar-ı namus şişesini taşa caldim kime ne sofular haram demişler aşkımın şarabına ben doldurur ben içerim günah benim kime ne kah giderim medreseye ders okurum hak için kah giderim meyhaneye dem çekerim aşk için. kah çıkarım gökyüzüne seyrederim alemi kah inerim yeryüzüne seyreyler alem beni nesimi'ye sorsalar ki yarın ile hoş musun, hoş olayım, olmayayım o yar benim kime ne. Sevgiler dostlar... Neee, şarap mı? yanında var mı? Vay anam, bi de nesimi okumuş... Yanarım ben dane dane... Bak bide şey var ama kimin bilmiyom, Barış Manço çok güzel söylüyo: "Gam zedeyim deva bulmam, Garibim bir yuva kurmam. Kaderimdir hep çektiğim, İnlerim bir deva bulmam..." Dünya Barışına içelim tamam mı meyi? Şarap kadehinde balık olalım
Gönderi tarihi: 3 Mart , 2007 18 yıl Yazar hakikaten komik. 1. Evet hakikaten komik. 10 yılda bir darbe yiyen bir rejimden demokrasi olarak bahsetmek hakikaten komik. 2. Beni bol bol okumuşsunuz ama anlayamamışsınız, hakikaten komik. 3. Bütün sermayesi halkı kotkutmak olan, tehlikecilerin elindeki bu halkın vaziyeti hakikaten komik. 4. Kara kara manşetler atan içi kararmış TEHLİKECİLERİN düştüğü durum hakikaten komik. 5. TEHLİKECİLERE göre halkı kendi haline darbesiz bırakırsan ''ya solcu olur ya faşist olur yahut da dinci'' düşüncesi hakikaten komik. 6. Demokrasi uğruna başbakan asmanız hakikaten komik. 7. Kurtar bizi asker diye sokaklarda yürüyen sözde aydınlar hakikaten komik. 8. Yökü savunan bir parti haline gelen CAHAPA'dan medet uman gazeteciler hakikaten komik. Uyanın artık Attıkları kara manşetlerle içlerini gösteren TEHLİKECİLER. TEHLİKE adındaki Tanrınız öldü...Alın kara manşetlerinizi bırakın bu ülkenin peşini. Bozan
Gönderi tarihi: 4 Mart , 2007 18 yıl Yazar Tehlikecinin kutsal sözcüğü ''AMA'', Herkes düşünce özgürlüğüne sahiptir, AMA........ Herkes istediğini giyebilir, AMA......... Demokrasi güzeldir,AMA................ Cumhurbaşkanını meclis seçer, AMA......... ama, ama, ama...ama TEHLİKE var, halk anlamaz biz anlarız TEHLİKE olduğunu.... Hayır tehlikeciler tehlike yok TEHLİKECİ var... bozan
Gönderi tarihi: 4 Mart , 2007 18 yıl VÜCUT DILI VE TEHLIKESI Bazen ermeye de gerek kalmiyor .,.!!! insanlarin yürüyüsünden..tutun.,.bakislarina.,.kadar.,.,nasil bir yasam sürdügünün izini sürebilirsin.,.,!! kullandigi tuvaletine ,,kadar.,evet tuvalet dedikde.,..!!! hani ibadetin yarisi temizliktir.,.!!! UYGULAYANLAR.,,kimbilir.,,!!! kimler insanlarin resimleri,ne,.bakincada..,gelecegini okuyabilirsin.,,Ressammi,olur.,.,heykel trasmi.,.,yoksa,...,kaldirimlarda.,Otobüslerde insanlari,.,rahatsiz,.,eden.,.,*****mi.,.,olacagini.,., iNSANLARIN YAZILARINDAN ANLARSIN iCINDEKI iNSANLIK DUYGULARINI.,.,.iNSANMI YOKSA iNSANLIK KiSVETi ALTINDA SEYTANMI OLDUGUNU,.,.!!! Dünyamizin güzel insanlari heryeri ciceklerle süslemeye calisirken.,,cocuklar.,bebeler,..Aileler,.,bu güzellikler icinde dolassin diye.,.,birileride,.,BOZMAK,,..icin elinden,.,geleni,.,yapiyo,.dolasmasin.,elele dolasmasin diye.,bu bozan,larCennete ermek icin.,.,!!! iNSANLARIN KONUSMALARINDAN ANLARSIN.,.,..SANATIN VEDE INSANLIGIN ICINI EDENLERI ATAMIZA küfür edenler .,küfürü ediyor ,,.artik ettikleri küfürü yalamiyor.,.yutmuyor.,,!!! .,.ettim.,diyor Ama koltugundan olmamak icinde.,..,ÖZÜR DILIYOR,.,.tabikii bu özürlede ,,koltugundan olmuyor.,.yalasada olmuyor yalamasada ,,.artik.,.,.,atini alan üsküdara kosuyor,.,CIRKIN ADAM KOLTUGUNDA OTURMAYA DEVAM EDIYOR Üstüne üstlük özürü var Diyor ki Maksadımı aştım, özür dilerim..,. Kör bir dilenci de hiç olmazsa çiçeklerin kokusunu duyar. Japon Atasözü Artik koku almayada gerek yok.,.,., TÜRKIYEMIZIN GELECEGI ICIN BÖLÜCÜLÜGE SON !!!!! NE MUTLU TÜRKÜM DIYENE Saygilar yamyam frankfurt
Gönderi tarihi: 4 Mart , 2007 18 yıl evet bir tehlikeden söz etmek mümkün ve bu tehlike cumhuriyete dönük degil ama demokrasi için aynı şeyi söylemek mümkün degil. tehlikede olan demokrasi gene demokrasi. asgari demokratik düzene tahammül edemeyenler, çankaya için seçim yaklaştıkça sesleri daha gür çıkacaktır. demokrasinin herşeyden önce bir tahammül rejimi oldugunu bunlara anlatsanızda fayda vermez çünkü anlamak işlerine gelmiyor.cumhurbaşkanlıgı seçimi eksensel anlamda büyük bir kaymaya teşne olacak gibi duruyor. sayın Sezeri'in siyasetini begenmeyen milyonlarca insan mevcut ama teokileri demokratik sınırları aşmıyor. cumhurbaşkanlıgı seçimi yaklaştıkca anti demokrat tavırlar daha bir artarak devam edecektir, buna kuşku yoktur dilerim mevcut hükümet, bu ülkenin gelecegine olumlu anlamda hiçbir şey katamayacak olan garip seslere ve sindirme numaralarına kulak asmazlar. cumhurunbaşını mevcut meclise seçtirmek istemeyen kimseler bu ülkenin marjinalleridir ve tabiki siyasi görüşlerini söyleyeceklerdir lakin demokrasiyi askıya alarak degil, tahammül göstermek demokrasiye inanıyorlarsa zorunluluk. aynı düşünceden kimselere tahammül göstermenin mantıgı zaten yoktur. 28 şubat günleri yaşamaya her geçen gün yaklaşıyoruz. yalanlarla, kurgularla demokratik yöntem dışılıklarla seçilmiş hükümetlere balans ayarı çekmek artık tarihin çöp sepetine atılmak zorunda ve rejim askeri vesayetten kurtulmalıdır. herşey aslına rucu etmelidir, dilegimiz bu sefer demokrasinin kazanmasından yana....
Gönderi tarihi: 4 Mart , 2007 18 yıl Tehlikecinin kutsal sözcüğü ''AMA'', Herkes düşünce özgürlüğüne sahiptir, AMA........ Herkes istediğini giyebilir, AMA......... Demokrasi güzeldir,AMA................ Cumhurbaşkanını meclis seçer, AMA......... ama, ama, ama...ama TEHLİKE var, halk anlamaz biz anlarız TEHLİKE olduğunu.... Hayır tehlikeciler tehlike yok TEHLİKECİ var... bozan ÇOK GÜZEL BOZAN...Demekki bu ülkede bazı taşlar yerinden oynamalı yoksa konuşmakta boş.tartışmakta
Gönderi tarihi: 4 Mart , 2007 18 yıl evet bir tehlikeden söz etmek mümkün ve bu tehlike cumhuriyete dönük degil ama demokrasi için aynı şeyi söylemek mümkün degil.tehlikede olan demokrasi gene demokrasi. asgari demokratik düzene tahammül edemeyenler, çankaya için seçim yaklaştıkça sesleri daha gür çıkacaktır. demokrasinin herşeyden önce bir tahammül rejimi oldugunu bunlara anlatsanızda fayda vermez çünkü anlamak işlerine gelmiyor.cumhurbaşkanlıgı seçimi eksensel anlamda büyük bir kaymaya teşne olacak gibi duruyor. sayın Sezeri'in siyasetini begenmeyen milyonlarca insan mevcut ama teokileri demokratik sınırları aşmıyor. cumhurbaşkanlıgı seçimi yaklaştıkca anti demokrat tavırlar daha bir artarak devam edecektir, buna kuşku yoktur dilerim mevcut hükümet, bu ülkenin gelecegine olumlu anlamda hiçbir şey katamayacak olan garip seslere ve sindirme numaralarına kulak asmazlar. cumhurunbaşını mevcut meclise seçtirmek istemeyen kimseler bu ülkenin marjinalleridir ve tabiki siyasi görüşlerini söyleyeceklerdir lakin demokrasiyi askıya alarak degil, tahammül göstermek demokrasiye inanıyorlarsa zorunluluk. aynı düşünceden kimselere tahammül göstermenin mantıgı zaten yoktur. 28 şubat günleri yaşamaya her geçen gün yaklaşıyoruz. yalanlarla, kurgularla demokratik yöntem dışılıklarla seçilmiş hükümetlere balans ayarı çekmek artık tarihin çöp sepetine atılmak zorunda ve rejim askeri vesayetten kurtulmalıdır. herşey aslına rucu etmelidir, dilegimiz bu sefer demokrasinin kazanmasından yana.... ya allah aşkına. Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmi bir kurumu olan ordu nun siyasetin içinde olması bu kadar rahatsız ederken. Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre illegal oluşumlar olan Tarikatların siyasetin birebir içinde olması nasıl rahatsız etmiyor sizleri. Demokrasi tahammül rejimidir. Ancak daha ülkenin kurucu liderine ve onun fikirlerine tahammül edemeyen. Her fırsatta ona saldırmayı küfür etmeyi marifet sananlarmı demokrasiyi temsil edecek. İşte gözümüzün önünde, İktidar partisinin belediye başkanı, Atatürke ağıza alınamyacak küfürler edecek. Ve partisi onu seyredecek. Evet o adamda seçilmiş. Peki onu Atatürke küfür etsin diyemi seçtiler?. Ne olacak şimdi görüyoruz. Partisi bir şey yaptı mı hayır. İçişleri bakanı soruşturma izni verecek mi hayır. Boşverin allahaşkına ya. Şevki yılmaz meclis kürsüsünden Atatürke, laikliğe etmediği küfürü bırakmazken "tahammül kültürüne" ne oldu ? Sivasta 38 kişi diri diri yakılırken. Meclis kürsüsünden "gazanız mübarek olsun" demekmi tahammül kültürü. İstanbulun semtlerinde ellerinde bıçak sokaklarda başı açık kadınlara saldıran. Başı açık kadınlar için "kafalarını tavuk gibi koparacağız" diyen MGV başkanları mı tahammül kültürü. Bu işler hep böyle yürür. İngilizlere, "bizi katil, zorba Ankara hükümetinden kurtarın" diye mektup yazan. Kadiri, Ahmet Hoca, İskenderiye tarikat şeyhlerinin aklına anca İstiklal Mahkemeleri kurulunca gelmiştir adalet anlayışı. Bu ülkede hiçbirşey birden bire olmuyor. 27 Mayıs ihtilaline zorbalık diyenler. Adnan Menderesin ihtilalden bir ay önce meclis kürsüsünde milletvekillerine "Siz isterseniz Hilafeti geri getirebilirsiniz" dediğini hatırlamazlar zaten. 28 Şubattan dem vuranlar. Erbakanın geçişin kanlımı yoksa kansızmı olacak vaazlarını. Atatürk tarafından yasaklanan ve kanunlarımıza göre yasadışı örgütler sayılan Tarikatların şeyhlerine Başbakanlık konutunda verilen resmi yemeğide hatırlamazlar. Şevki Yılmazın küfürlerini. Ve bunları yapanların iktidar partisi üyeleri olduğunuda hatırlamazlar. Bu mantık aslında hiç değişmemiştir. Sadece Cumhuriyet tarihinden beri olduğu gibi. Güçsüz olduğu anda mazlumu oynamaya çalışmaktadır. Ancak elinde gücü hissettiğinde neler yapacağıda ortadadır.
Gönderi tarihi: 4 Mart , 2007 18 yıl 1. Evet hakikaten komik. 10 yılda bir darbe yiyen bir rejimden demokrasi olarak bahsetmek hakikaten komik. 2. Beni bol bol okumuşsunuz ama anlayamamışsınız, hakikaten komik. 3. Bütün sermayesi halkı kotkutmak olan, tehlikecilerin elindeki bu halkın vaziyeti hakikaten komik. 4. Kara kara manşetler atan içi kararmış TEHLİKECİLERİN düştüğü durum hakikaten komik. 5. TEHLİKECİLERE göre halkı kendi haline darbesiz bırakırsan ''ya solcu olur ya faşist olur yahut da dinci'' düşüncesi hakikaten komik. 6. Demokrasi uğruna başbakan asmanız hakikaten komik. 7. Kurtar bizi asker diye sokaklarda yürüyen sözde aydınlar hakikaten komik. 8. Yökü savunan bir parti haline gelen CAHAPA'dan medet uman gazeteciler hakikaten komik. Uyanın artık Attıkları kara manşetlerle içlerini gösteren TEHLİKECİLER. TEHLİKE adındaki Tanrınız öldü...Alın kara manşetlerinizi bırakın bu ülkenin peşini. Bozan bozan bazı iletilerini okudum, sizinle ilgili çıkarttığım bir profil özetide var kafamda.anlaşılmaz değilsin, tam tersi çokta kolay çözülebilir olduğunu söyleyebilirim.yaşadığımız ülkenin,hangi şartlarda kurulduğunu,varolduğu coğrafyadaki hassasiyetleri,tarihini, insan yapısını,bölgesel ve uluslararası dengeleri göz önüne almadan sadece soyut bir demokrasi kavramı üzerinden türkiyeyi yorumlamak mümkün değildir.bu sebeplede yorumların gördüğüm kadarıyla hep askıda kalıyor.demokrasimizdeki eksiklikleri devamlı özetliyorsun, bazılarına katılmamakta mümkün değil ama eleştirilerinin devletimizi kuran,milli mücadeleyi başarıya ulaştıran insanlara küfretmeye,atatürkü saddamla bir tutmaya kadar götürdüğün noktada , asıl derdinin başka olduğuda hemen anlaşılıyor.netice olarak bu kadar kavramları birbirine karıştırıp cumhuriyet dönemini tamamen tu kaka yaptığınızda sizinle ilgili varacağım sonuç.son dönemlerde, zaman, yeni şafak,gibi gazetelerde yazan bir takım dönek solcu yada islamcı/ liberal ve kafası karışık, ne dediğini kendiside bilmeyen_ sazan demokrat _ köşe yazarlarının çok etkisinde kalmışsınız yada bu foruma yazdığınız yazılar için telif alıyorsunuz.yoksa belli bir entellektüel seviye taşıyan yazılarda yazabilen bir kişinin atatürke nasıl firavun diyebildiğini ulusalcı düşünceyi altını dolduramadan nasıl ,abd maşası olarak nitelemeye devam ettiğini anlam verebilmek mümkün değil
Gönderi tarihi: 5 Mart , 2007 18 yıl 1. Evet hakikaten komik. 10 yılda bir darbe yiyen bir rejimden demokrasi olarak bahsetmek hakikaten komik. 2. Beni bol bol okumuşsunuz ama anlayamamışsınız, hakikaten komik. 3. Bütün sermayesi halkı kotkutmak olan, tehlikecilerin elindeki bu halkın vaziyeti hakikaten komik. 4. Kara kara manşetler atan içi kararmış TEHLİKECİLERİN düştüğü durum hakikaten komik. 5. TEHLİKECİLERE göre halkı kendi haline darbesiz bırakırsan ''ya solcu olur ya faşist olur yahut da dinci'' düşüncesi hakikaten komik. 6. Demokrasi uğruna başbakan asmanız hakikaten komik. 7. Kurtar bizi asker diye sokaklarda yürüyen sözde aydınlar hakikaten komik. 8. Yökü savunan bir parti haline gelen CAHAPA'dan medet uman gazeteciler hakikaten komik. Uyanın artık Attıkları kara manşetlerle içlerini gösteren TEHLİKECİLER. TEHLİKE adındaki Tanrınız öldü...Alın kara manşetlerinizi bırakın bu ülkenin peşini. Bozan Bozan arkadaş çok merak etmekteyim sen gerçekten tehlikenin farkında değilmisin? yoksa farkındasında o tehlike senin tehliken değilmi? akp hükümeti senin hayalini kurduğun ideolojiye mi hizmet ediyor? yazılarında sürekli aynı kişileri hedef alıyorsun da senin siyasi görüşünü açıkça görmedik, sen Akp limisin arkadaş, açık yüreklilikle ifade ette bilelim. olabilir herkesin bir görüşü ve hayali var ihtimal ki, sen aynı düşünceye sahipsindir. Anladığımız senin demokrasi ile derdin var, Cumhuriyetle derdin var, bunlar sana hitap etmiyor sen şeriat istiyor olabilirsin de!!! bunu itiraf et bari, neden tehlikecinin farkında olduğunu net bilelim, hani bilmiyor değiliz senden duymak isteriz. tehlikeciler yolunuza taş mı koyuyor, istikametinizi yavaşlatıyor mu? bu tehlikeciler milleti uyandırıyor mu? sana göre yok aslında tehlike falan, tehlikeciler var ve asıl tehlikede onlar!!! bak bunlar aslında senin ortaya açıkça koymayıp, dolaylı ima ettiklerin. biz bunu anladık, olaki yanlış anlamışızdır. birde burdan soralım istedik umarım ayıp etmedik!!! bozan arkadaş bize göre tehlike var ve tehlikenin farkındayız.
Gönderi tarihi: 5 Mart , 2007 18 yıl Eski Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'den AKP'ye şok açıklamalar. ANKARA'DA BIYIKLAR DEĞİŞMEYE BAŞLADI Türkiye’nin çehresinin değişmeye başladığını ifade eden Güreş, “Ankara’da bir bakıyorum, Suudi Arabistan kıyafetleri çoğaldı. Bıyıklar değişmeye başladı, kıyafetler değişmeye başladı, ifadeler değişmeye başladı. Sinirli hareketler başladı, asabi hareketler başladı” diyerek laikliğin tehlikeye girdiğini söyledi. 28 Şubat öncesi dönemde de benzer bir durumun yaşandığını kaydeden Güreş, gazetecilerin sözlerinin hedefini sorması üzerine AKP’yi vurgulayarak, “Şimdikilere söylüyorum, akıllarını başlarına toplasınlar” dedi. Tehlikecinin kutsal sözcüğü ''AMA'',Herkes düşünce özgürlüğüne sahiptir, AMA........ Herkes istediğini giyebilir, AMA......... Demokrasi güzeldir,AMA................ Cumhurbaşkanını meclis seçer, AMA......... ama, ama, ama...ama TEHLİKE var, halk anlamaz biz anlarız TEHLİKE olduğunu.... Hayır tehlikeciler tehlike yok TEHLİKECİ var... bozan Asil tehlike biziz hesabi ayaginizi denk alin.,.simdiden kendinizi emniyete alin,.!!! Herkes düsünce özgürlügüne sahiptir.,,ama inanc disina cikmadan,.,!!! Herkes istedigini giyebilir fakat.,!!!Mini etek giyersen.,derhal infaz.,..!!! Demokrasi güzeldir.,,ama sakallilari kizdirmadan,.,yoksa seni carparlar,.,!!! Cumhurbaskanini meclis secer ama Meclis biziz.,.,.,!!! ama ama ama ati alan üsküdari gecmis.,Tehlike olusmus sikiysa Tehlike yazisini indirin.,.,., O Tahamülsüz garip görünümlü sinirli insanlar,., Birgün bizleri degil ilk önce ILIMLI INANLARI YIYECEK BIZI MI RÜYALARINDA GÖRÜRLER,., Sayin inönün bir sözü vardir Dünya yikilir Türkiye cumhuriyeti tekrar kurulur.,.,!!! TEHLIKE BENI YEMEZ SENI YER .,.,,!!! Saygilar yamyam frankfurt
Gönderi tarihi: 5 Mart , 2007 18 yıl Yazar Tehlikeciler Tehlikeniz mi geldi? Şayet öyleyse; 1. Gelen tehlikenizi alın ve gidin buradan bol bol darbe yapacağınız bir afrika ülkesine.... 2. Kara sayfalarınızı alın ve bu hoşgörü ülkesini, Mevlanalar diyarını, Yunus Emre'ler diyarını terk edin, zira size **** 3. Darbeni al, Kara sayfalarını al, Terörünü al, Tehlikeni al, Hasılı ne varsa al, al, al ve git buradan ey kara tehlikeci.... bozan
Gönderi tarihi: 5 Mart , 2007 18 yıl Tehlikeciler Tehlikeniz mi geldi? Şayet öyleyse; 1. Gelen tehlikenizi alın ve gidin buradan bol bol darbe yapacağınız bir afrika ülkesine.... 2. Kara sayfalarınızı alın ve bu hoşgörü ülkesini, Mevlanalar diyarını, Yunus Emre'ler diyarını terk edin, zira size *****. 3. Darbeni al, Kara sayfalarını al, Terörünü al, Tehlikeni al, Hasılı ne varsa al, al, al ve git buradan ey kara tehlikeci.... bozan Lafla anlattık olmadı... Galiba şekille anlatmak gerekiyor..
Gönderi tarihi: 5 Mart , 2007 18 yıl Cumhuriyet gazetesi bir süredir manşetinden "Tehlikenin farkında mısınız?" kampanyası yürütüyor...Kampanyadaki vurgu Cumhurbaşkanlığı Seçimi üzerine: "Çankaya'ya bir AKP'linin çıkacak olmasından laiklik adına duyulan büyük kaygı" siyah zemin üzerine 1881-2007 tarihleri yazılarak öne çıkarılıyor. Çankaya sürecinin Mayıs ayında tamamlanmasıyla "Atatürk'ün son nefesini vermiş olacağını" söylemeye çalışıyorlar.. Cumhuriyet'in mesajı, Hüsamettin Cindoruk'un "Erdoğan Çankaya'ya çıkarsa, Atatürk Anıtkabir'e taşınır" cümlesine çok benziyor... TF Kampanyası'nın ikinci kısmında ise "16 Mayıs'ta saatler 100 yıl geri alınıyor. Tehlikenin farkında mısınız?" diye soruluyor... Eski Cuntacı İlhan Selçuk'un Cumhuriyet'i "Tehlikenin farkında mısınız?" muhabbetini hakikaten çok sevdi. Samimi söylüyorum, ben de pek sevdim. "Muz orta" gibi geliyor bana bu kampanya, farkında mısınız? Asıl konumuza geçmeden not edeyim: 12 Mart 1971 öncesindeki Cumhuriyet gazetelerini arşivden çıkarıp tek tek inceledim. Nedense "9 Mart Cuntası laik ve demokratik rejime el koymak üzere: Tehlikenin farkında mısınız?" gibi bir slogana, kampanyaya falan rastlamadım! Eh, o yıllarda reklamcılık mesleği hayli gerilerde seyrediyordu ya, neyse... Cumhuriyet, TF Kampanyası'nı ilk kez geçen Mayıs ayının (2006) ilk yarısında gerçekleştirmişti. Zaten, işin sırrı da o günlerde saklı! "Tehlikenin farkında mısınız?' cümlesini Arapça harflere benzeterek artı tersten yazmışlardı; "Cumhuriyetinize sahip çıkın" ibaresini de ekleyerek... Yayının yapıldığı günlerde ne tesadüf Cumhuriyet gazetesine peş peşe üç kez bomba atılmıştı! Birkaç gün sonra Danıştay Provokasyonu meydana gelmişti. Eş zamanlı olarak da piyasalarla çökertme oynanmaya çalışılmıştı... Diyeceğim o ki: Şu TF Kampanyası'nın gerçekte CG'nin laiklik hassasiyeti ile ilgisi yok. Ya? İşte buraya yazıyorum: Laiklik paravanını kullanan Cumhuriyet gazetesinin aslında tehlike olarak gördüğü hadise geçen Mayıs ayında Ankara'nın ABD'nin yörüngesinden çıkıp tarihte ilk kez bağımsız bir duruş elde etmiş olmasıdır! Gazetelerine atılan bombaların "TSK Malı" olduğu anlaşıldığında Cumhuriyet'ten çıt çıkmaması acep ne iştir? Mahkeme kısa bir süre önce "CG'ne atılan bombaların kaynağı araştırılmayacak" diye karar verdi. Cumhuriyet bu hasıraltı faaliyetine yine sesini çıkarmadı... Demek ki, İlhan Selçuk ve Cumhuriyet yöneticileri bombalanma olaylarının perde arkasının aydınlatılma ihtimalini bile sevmiyorlar! Bu işin arka planı kazara ortaya çıkarılsa, Cumhuriyet'çilerin neticeyi görmeye cesaretleri yok! Mesela, Mumcu suikastının perde arkası aydınlatılsa, Cumhuriyet bu sonuçla yüzleşmek istemeyecek! Bütün bunlardan sonra, Cumhuriyet için sevabına farklı bir 'TF Kampanyası' yapmamız gerekiyor: *"28 Şubat'ın yıldönümünde BÇG Orkestrası Onuncu Yıl Marşı'nı çalmadı: Tehlikenin farkında mısınız?" * "Artık bu solan Cumhuriyet bahçesinde Sincan tanklarına/ brifinglere/ TSK'dan servis edilen fabrikasyon manşetlere yer yok: Tehlikenin farkında mısınız?" *" İlhan Selçuk sütununda Bush'a -Türkiye'ye müdahale edin diye açık mektup yazmıştı. Beyaz Saray, İlhan Ağabey'e bir türlü dönmedi, dönemedi: Tehlikenin farkında mısınız?" *Final: "Cumhuriyet gazetesinin foyası meydana çıkıyor: Tehlikenin farkında mısınız?" Tamer Korkmaz.Alıntı. Türkiyede kim kimdir kolay kolay bilinmez birde "TÜRKİYE" de korku pompalıyanlar hep tuzu kurulardan olması? hep Ülkenin kaymağını yiyenler olması,birde üstüne üstlük en çok bağıranların onların olması biraz tuğaf değilmi.
Gönderi tarihi: 5 Mart , 2007 18 yıl Tehlikeciler Tehlikeniz mi geldi? Şayet öyleyse; 1. Gelen tehlikenizi alın ve gidin buradan bol bol darbe yapacağınız bir afrika ülkesine.... 2. Kara sayfalarınızı alın ve bu hoşgörü ülkesini, Mevlanalar diyarını, Yunus Emre'ler diyarını terk edin, zira size **** 3. Darbeni al, Kara sayfalarını al, Terörünü al, Tehlikeni al, Hasılı ne varsa al, al, al ve git buradan ey kara tehlikeci.... bozan bozan sağol,bizi afrika ülkelerine sürgüne gönderiyorsun,genede iyiyiz yerin dibine gidin de diyebilirdin.atatürkçüler,solcular,sosyal demokratlar, akıllı liberaller ,laikler,türkiyenin geleceği için kaygı duyanlar,üretenler,emeğine,çabasına haram katmadan yaşamaya çalışanlar bilim adamları,bilim kadınları,aydınlar,feministler,sendikacılar,kadın haklarına önem verenler,çevreciler,önce hukuk diyenler,denizi sevenler, şarap içenler,tiyatroya gidenler,sinamayı sevenler,okuyanlar,düşünenler,pozitif bilimi esas alanlar,yaşamını düzenlerken dinsel dogmaları esas almayanlar,hayvan haklarına inananlar,ressamlar, aleviler, işçiler,ülkemin aydınlık insanları,toplaşın gidiyoruz.bozan efendi bize yolu gösterdi,artık bize burda ekmek yok.büyük göçe hazır olun ----biz gittikten sonra arkamızda kalıcak olan bozan ve şurekası,da şöyle içki haram diyenler,töre için kızını kesenler,nakşibendiler,ver kurtulcular,anayasayı bir sefer delmekle bir şey olmazcılar,nurcular,saidi kürdiciler,federasyoncular,dişlerini misvakla temizliyenler,cukkacılar,türban,ilahiler,erik hoşafı,gül suyu,faizsiz bankacılık,belinize kuvvet istediğiniz kadar çoğalın diyenler,badem bıyık,haşema,denize girmeyen sevmeyenler,kuma severler,hiç bir şey bilmeyip çok şey bildiğini zannedenler,cerrahiler,bilmemneciler,bir sürü tarikatçılar.------nasıl bozan iyi böyle değilmi, ne güzel yaşar gidersiniz tehlikesiz,tehlikesiz .tadından yenmez değilmi.avucunu yala bozan yok öyle yağma bu ülkede ne olup bitiğini gören,tehlikelerinde farkında onmilyonlarca insan var
Gönderi tarihi: 5 Mart , 2007 18 yıl bozan sağol,bizi afrika ülkelerine sürgüne gönderiyorsun,genede iyiyiz yerin dibine gidin de diyebilirdin.atatürkçüler,solcular,sosyal demokratlar, akıllı liberaller ,laikler,türkiyenin geleceği için kaygı duyanlar,üretenler,emeğine,çabasına haram katmadan yaşamaya çalışanlar bilim adamları,bilim kadınları,aydınlar,feministler,sendikacılar,kadın haklarına önem verenler,çevreciler,önce hukuk diyenler,denizi sevenler, şarap içenler,tiyatroya gidenler,sinamayı sevenler,okuyanlar,düşünenler,pozitif bilimi esas alanlar,yaşamını düzenlerken dinsel dogmaları esas almayanlar,hayvan haklarına inananlar,ressamlar, aleviler, işçiler,ülkemin aydınlık insanları,toplaşın gidiyoruz.bozan efendi bize yolu gösterdi,artık bize burda ekmek yok.büyük göçe hazır olun ----biz gittikten sonra arkamızda kalıcak olan bozan ve şurekası,da şöyle içki haram diyenler,töre için kızını kesenler,nakşibendiler,ver kurtulcular,anayasayı bir sefer delmekle bir şey olmazcılar,nurcular,saidi kürdiciler,federasyoncular,dişlerini misvakla temizliyenler,cukkacılar,türban,ilahiler,erik hoşafı,gül suyu,faizsiz bankacılık,belinize kuvvet istediğiniz kadar çoğalın diyenler,badem bıyık,haşema,denize girmeyen sevmeyenler,kuma severler,hiç bir şey bilmeyip çok şey bildiğini zannedenler,cerrahiler,bilmemneciler,bir sürü tarikatçılar.------nasıl bozan iyi böyle değilmi, ne güzel yaşar gidersiniz tehlikesiz,tehlikesiz .tadından yenmez değilmi.avucunu yala bozan yok öyle yağma bu ülkede ne olup bitiğini gören,tehlikelerinde farkında onmilyonlarca insan var
Gönderi tarihi: 5 Mart , 2007 18 yıl GECMiSLERi OLAN TOPLUMLARI SiNDiRMEK KOLAY OLMAZ Tehlike beni yemez seni yer .,.!!! Ben sadece su yüzüne cikaririm..,.,hele o cisimlerin capi kücükse.,.!!! Hele birde.,benimle erken,den.,.,.DANS ETMEYE KALKARSA,.,.,bayilirim.,.,.!!! Birde sunu hatirlatmak isterim..,.benim dedelerim yapmis ürgüp bacalarini.,.,!!!,.,onun Tazminati AGIR OLUR onu tazminatini Afrikayi satsan bile ödeyemezsin.,.,.!!! Gecmisleri olan Toplumlari sindirmek kolay olmaz ..,vede hic olmaz..,.YUTARLAR.,.!!! YUTARLAR TÜRKIYE TÜRKLERINDIR..NE MUTLU TÜRKIM DIYENE.,., Saygilar yamyam frankfurt
Gönderi tarihi: 5 Mart , 2007 18 yıl tarikatları sivil toplum anlamında düşünebilirsiniz, bu dada saglıklı düşünmeyi saglar.lakin orduyu sivil toplum olarak düşünemezsiniz, adı üstünde devlet kurumu ve devlete baglıdır, ve daha önemlisi silahlıdır.ordu kimseyi rahatsız etmez ( ne demek ordudan rahatsız olmak, ordu kimin ordusu ki...töbe töbe) asıl rahatsızlık ordu içerisindeki cuntacılardır, silahın gücünü milletinin zararına kullanma aymazlıgına düşenlerdir. 28 şubat ne tür ekonomik rantlar sagladıgı ve kimlere yaradıgı bugün daha bir meydana çıkmıştır. darbeler 'birilerini' kurtarmış olabilir ama bu milleti fakirlikten kurtaramadı ; siyasal olarak eleştirmesek bile rasyonel olarak darbeler fakirleştirir. şu tarikat böyleymiş bu tarikat şöyleymiş, ee ne olacak tarikatları ve anlam dünyasını mı? ortadan kaldıralım. benki tarikatle zerre alakası olmayan biri olarak savunmak zorunda kalıyorum, sırf düşünce özgürlügü adına...artık birileride içlerine sindirsin bir çok vakıayı hatta mecburlar. olumsuz örnekler üzerinden siyaset yapmak, olguları inkar etmek yani bu tür söylemler hiçbir şey ifade etmiyor, korku siyasetiyle artık bu ülkede sonuç alınmamalıdır ve varolanı, degiştirrilmez olanı ortadan kaldıramazsınız. iki tane üniversitede bir kaç terörist çıktı diye üniversitenin kapısına kilit vuramayız degil mi? bu tam bir saçmalık olurdu zaten neyse konu cumhurbaşkanlıgı ve demokratik sınanma meselesiydi lakin tartışmak ne mümkün... Baykal'da yogun olarak bu seçimi nasıl sabote ederimin derdinde, siyasal parti örnegi işte, parti yani demokrasinin olmazsa olmazı parti/ler valla bizim gibi insanların bugün çok farklı konuları, demokrasiye dair çok ince fikirsel eleştirileri konuşmamız lazım gelirken, hala şekli anlamında demokrasiyi aşmanın derdindeyiz... birtürlü aşıyı tutturamadık...
Gönderi tarihi: 5 Mart , 2007 18 yıl Bazı yerleşik/geleneksel kabullerle (bazen de ahlak ve moral değerlerle) ters düşüyorsanız; bazı darbelerin iyi, bazı darbelerin kötü olduğunu savunuyorsanız; kendinizi "ötekileştirdiğiniz" insanlara göre konumlandırıyorsanız ve bir kasta dahil ediyorsanız; sadece kendiniz gibi düşünen, kendiniz gibi algılayan, kendiniz gibi üreten insanların hukukunu gözetiyorsanız; halkı "adam edilesi ve aydınlatılası" cahil yaratıklar olarak görüyorsanız solcusunuz... Bu mudur sol? Bu mudur solculuk? Bu sol tanımının (algılamasının) bilimsel/epistemolojik değeri nedir? "sol" derken, bir sınıftan yahut ideolojik bir gruptan değil, düpedüz bir "kast"tan sözediyor. Bu kastın, öngörülmüş bir felsefesi yok. Daha doğrusu bir felsefesi yok. Tamamen reflekslerle davranan, reflekslerle hareket eden insanlar. Tabii refleksler süreç içinde, "konjonktüre ve duruma bağlı olarak" değişkenlik gösterebilir; bazen sınıfsal bir reflekstir bu, bazen siyasi bir refleks, bazen duygusal bir refleks... Bunlar da, elbette, sizin gibi, bizim gibi insanlardır. Doğarlar, büyürler, acıkırlar, korkarlar, sevinirler, gülerler, acı çekerler, ölürler... Herkesin yaptığını yaparken, mutlaka, ayrıcalıklarını tavırlarına ve üsluplarına yansıtırlar. Farklıdırlar, çünkü seçilmişlerdir. Kendilerini, "öteki"ni aydınlatıp topluma kazandırmakla yükümlü sayarlar; bu yükümlülüklerini de genellikle toplum dışı, bilim dışı, akıl dışı kabullerle yerine getirmeye çalışırlar.Derinlemesine bakmanız gerekmez, şöyle bir bakın hemen anlarsınız; ilgileri sığ ve yüzeyseldir;"mış gibi" yapmayı severler.Okumuş gibi, izlemiş gibi, anlamış gibi, aydınmış gibi, solcuymuş gibi..." Türkiye'de ilerci olmak için önce " solcu" olmak gerekir.Ama illa devrimci olmaya gerek yoktur.Hatta yaşamınız kapitalizmin en vahşisi de olabilir., yeter ki din ,iman hayatınızda söz konusu olmasın yeter ! Ahlak ,aile ,fedakarlık...gibi kavramlar feodal zihniyetin uzantıları primitif toplumun göstergeleridir ve zihinlerden silinip atılmalıdır , hemen ! İlerici aydın, entel şahsiyet kesinlikle " laikçi" ve "kemalisttir".Ama sevdiğinden dolayı değil , ortama en uygun kalıp o olduğu için , rahatlıkla kız tavlayabilmek ve içebilmek , gerektiğinde arkasına sığınılacak bir kalkan vazifesi görmesi için öyle gözükürler.Yoksa entel'imizde bilir "Dersim'i , Mustafa Suphi'nin , Şefik Hüsnü, SertelBorav'...ların başlarına gelenleri...! İlerici kesinlikle içki içmelidir ve ağzından devrimcilik , hümanizm ,insan hakları ,özgürlük ,," gibi kavramları asla düşürmemelidir.Tabii ilerleyen gerici akımlar ve yokedilmeye çalışılan devrimlere de atıfta bulunulmalı ve devrimci kin her zaman ayakta tutulmalıdır İlerici daima kibirlidir. Bulunduğu toplumun en okuyan ,fikir üreten ,entellektüel birikimi , olaylara derinlemesine ve geniş açıdan bakanı o'dur.Hiç okumadığı solcu yazarların eserleri raflarını süsler ,kulaktan dolma bilgiler, sloganik bir kaç cümle ile sığ ve yüzeysel bilgisine bakmadan hİlerici her zaman askere selam yollar ,polise ise söver, sayar...!Gıybet etmek , arkadan insanları çekiştirmek gibi şeylerin "günah" olması gibi yargılar kendilerinden uzaktır.İlerici yalnız kalınca buhran geçirir.Demokrasi'yi sadece kendilerine yontarlar,eylemde devrimci,söylemde demokrattırlar ! Dünyalarında biraz oyalanıp sonra kabul etmedikleri İslam'ın cenaze namazı ile bu dünyayı terk ederler er konuda görüşler ileri sürer ve toplumu aydınlatma görevini yerine getirmiş olur .Doğru onun bildiğidir, ama o bilmek bilmiyor ve bilmediğini de bilmiyor ! ALINTI. Şimdi buraya kendimden,kendi yaşadığım tecrübelerden yazsam (solcularla ilgili) kendim yaşadığım için veya taraf olduğum için “Demokrasiden yana” objektiflik adına sağlıklı olmayacağından veya “başkaları” öyle zannedeceğinden dolayı alıntı ile yetiniyorum zaten “alıntı” yapmasamda üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri yazardım farketmez niçinmi bizim Ülkemizin ilerici geçinenleri kendilerine hep bir şey yakıştırırlar (ithal) ama nedense o yakıştırmaları hep dışarıdan alıntı (izm) larada uymaz yani kendinden menkul ilericidirler. Ülkemizde olmalarıda Ülke İnsanı için bulunmaz bir nimettir sebebide deneme yanılma metodunun canlı göstergeleridirlerde ondan nede olsa on yıllarca sürecek tecrübeleri aylara veya haftalara indirdikleri içindir sağolsunlar varolsunlar devamlı üretsinler (kopya) Ülke İnsanlarıda yararlansın.
Gönderi tarihi: 5 Mart , 2007 18 yıl Türkiyenin nevi şahsına münhasır demokrasi sini anlamak için uzun boylu araştırmalara, incelemelere ihtiyaç bulunmuyor. Herhangi bir günde medyada çıkan haberlere demokratik bir bakış, bu ülkenin farklı, ayrıcalıklı ve de biricik olduğunu anlamak için isteyene yeterli malzeme sunabiliyor.örnegin dünyanın pek çok ülkesinde insanlar ülkelerinin genelkurmay başkanının ismini bile bilmezler. türkiye’de ise tüm toplum daha seçilmesinden aylar, yıllar önce bu makama gelecek kişinin eğilimleri, mizacı ve tarzı hakkında detaylı bilgilere sahiptir.döktürür bizim malum medya bu alanda. dünyanın herhangi ülkesinde genelkurmay başkanlarının yapacağı dış geziler toplumu alakadar, siyasette dogru dürüst yer bile bulmaz. Türkiye’de ise genelkurmay başkanının, hatta daha alttaki komutanların bile yapıp-ettikleri ve söyledikleri çoğu kez cumhurbaşkanının veya başbakanın, bakanların ya da tüm diğer seçilmişlerin sözlerinin, eylemlerinin meydana getiremeyeceği boyutlarda etki uyandırır, bu durumun en son örneği Genelkurmay Başkanının abd ziyareti ile bir kere daha görme fırsatımız oldu. ''asker bir milletiz'' vesselam....
Gönderi tarihi: 5 Mart , 2007 18 yıl Türkiyenin nevi şahsına münhasır demokrasi sini anlamak için uzun boylu araştırmalara, incelemelere ihtiyaç bulunmuyor. Herhangi bir günde medyada çıkan haberlere demokratik bir bakış, bu ülkenin farklı, ayrıcalıklı ve de biricik olduğunu anlamak için isteyene yeterli malzeme sunabiliyor.örnegin dünyanın pek çok ülkesinde insanlar ülkelerinin genelkurmay başkanının ismini bile bilmezler. türkiye’de ise tüm toplum daha seçilmesinden aylar, yıllar önce bu makama gelecek kişinin eğilimleri, mizacı ve tarzı hakkında detaylı bilgilere sahiptir.döktürür bizim malum medya bu alanda.dünyanın herhangi ülkesinde genelkurmay başkanlarının yapacağı dış geziler toplumu alakadar, siyasette dogru dürüst yer bile bulmaz. Türkiye’de ise genelkurmay başkanının, hatta daha alttaki komutanların bile yapıp-ettikleri ve söyledikleri çoğu kez cumhurbaşkanının veya başbakanın, bakanların ya da tüm diğer seçilmişlerin sözlerinin, eylemlerinin meydana getiremeyeceği boyutlarda etki uyandırır, bu durumun en son örneği Genelkurmay Başkanının abd ziyareti ile bir kere daha görme fırsatımız oldu. ''asker bir milletiz'' vesselam.... HALLO ARKADAS .,.!!! ,.,BiZ MUZ ÜLKESiMiYiZKi GENELKURMAY BASKANIMIZIN ADINI BiLMEYELiM UNUTMA Dünyada kactane sayili devlet var .,.,vede devlet anlayisi yerlesmistir,.,!!! nerde yasiyorsun hangi topraklarda yasiyorsun.,., birak da Memleketimin insanlarini bu topraklarda huzur icinde uyusun.,. Sen dünyayi takip etmiyor sadece önündeki interneti takip ediyorsan ne yapalim,.,.Bütün dünya birak büyük devletlerin Genelkumay baskanlarini ,,,!!! ,,yardimcilarini .,.,TANIYOR.,.,hatta MUZ ülkeleri,.,!!! yardimcilarin yardimcisini taniyor.,., SEN BU DÜNYADA SENI BÜYÜK KILAN ORDUNUN BAS KOMUTANINI TANIMIYORSAN.,. adama sorarlar bu dünyadan okadarmi icin gecti,.,.,Arkadasim.,git güzel bir Türk kahvesi ic kendine gel.,.,. BIR INSAN BU ÜLKENIN BU KADAR NAMUSUNLA UGRASMAZ,.,., Bizler burda huzuru ülkemizin gücünden aliyoruz.,.,!!! O, yüce bir dağa benzer. Eteğinde yaşayanlar bu yüceliği fark edemezler. Bu dağın azametini kavrayabilmek için, Ona çok uzaklardan bakmak gerekir. Claude FARRER / Fransız Edibi Saygilar yamyam frankfurt
Gönderi tarihi: 11 Mart , 2007 18 yıl Yazar Tehlikecilere bir tokat da Hasan Cemal'den bozan İrtica değil, faşizm! Evet, tehlikenin farkındayım. Bugün Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu yakın tehlikenin irtica değil, faşizm ya da faşizan bir otoriter rejim olduğunu düşünüyorum. İrtica ve bölücülük bağrışları arasında, kolu kanadı zaten kırık demokrasi ve hukuk devletinin kuşatma altına alınmak istendiğini uzunca bir zamandır biliyorum. "İrtica geliyor, Türkiye bölünmek isteniyor!" sloganlarıyla ulusalcı-milliyetçi bir dalga kabartılıyor. Örgütlenmeler, özellikle paramiliter yapılanmalar bunun için... Kuran'a, bayrağa, silaha el basarak edilen yeminler, yapılan ayinler bunun için... Ayrıca, bütün bu örgütlenmelerin hemen hepsinde birçok emekli askerin, paşanın yer aldığı da dikkati çekiyor.(*) İlginç değil mi? Avrupa Birliği'ni sevmiyorlar. Kürt sözcüğünden hiç hoşlanmıyorlar. Kürt sorunu, Ermeni meselesi deyince fena oluyorlar. Kıbrıs'ta çözüm diyenlere kötü gözle bakıyorlar. Bütün bu konuları gündeme getirenler ise kötü kişi, onların dilinde iki sözcükle anılıyorlar: Vatan haini! Bu bir kuşatma harekâtı! Hiç kuşkunuz olmasın aynen böyle. İrtica ve bölücülük perdesi altında demokrasi, hukuk devleti, hak ve özgürlükler kuşatılmak isteniyor. Tıpkı bir zamanlar, Soğuk Savaş döneminde komünizm geliyor diye yapıldığı gibi... Türkiye bu oyuna gelecek mi? Bilemiyorum. Hrant Dink suikastı, Türkiye'de demokratik değerlerin, hak ve hukukun ulusalcı-milliyetçi bir dalga kabartılarak, karanlık bir perdenin altında boğulmak istendiğini bana daha beter düşündürmeye başladı. Bir sürü belirtiye, özellikle bazı paramiliter örgütlenmelere bakarak Türkiye'nin geleceğini rehin almak isteyen bir zihniyetin gitgide suyun yüzüne vurduğunu görüyorum. Bakın bir akademisyen, Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Hasan Bülent Kahraman ne diyor: "Türkiye'nin faşizme doğru ilerlediği konusunda beş altı yıldır kitaplarımda yazıyorum. Türkiye aklını başına toplamalı. Yoksa 1975-80 arasında ne yaşadıysa onu yaşar. O beş yılda kan, barut ve gözyaşı yaşandı, beş bin kişi öldü. (...) Milliyetçiliğe kaymış bir Türkiye'yi Avrupa taşımaz. Böyle bir Türkiye'yi Ortadoğu taşır ancak. Biz de Ortadoğu neyse o oluruz. Zaten milliyetçilik de Türkiye, Avrupa yolunda yürümesin diye parlatılıyor." Bir başka akademisyen, Gazi Üniversitesi'nden Prof. Levent Köker'in görüşleri şöyle: "Türkiye birçok bakımlardan 1920'lerin, 30'ların Almanya'sına, o ruh haline benziyor. Türk milletinin her taraftan düşmanlarla sarıldığı kabulü var. Bu hissiyatın yerleşmesine devlet yetkilileri de katkıda bulunuyor. Türkiye'de faşizme yatkın, yaygın bir ruh hali var. Orta sınıflardan başlayarak sokaklara, lümpen kitlelere yayılan bir ruh hali bu. Ve bir de bizim faşizme yatkın özellikler taşıyan bürokratik, otoriter devlet geleneğimiz var. Bu gelenek o zihniyetle birleşirse, Türkiye'de faşist bir dönem doğurabilir. Faşizme karşı teyakkuz halinde olmak gerekir." Prof. Köker devam ediyor: "Türkiye Avrupa Birliği'nden koptuğu anda, faşist rejime dönüşme tehlikesi hemen realize olabilir ve çok partili rejim bitebilir. Böyle bir tehlike var. Bunun için illa darbe olması gerekmiyor. Bir popülist diktatörlük şeklinde de gelebilir faşizm. Amerika ve AB ile ilişkiler, Türkiye'deki milliyetçi zihniyetle geriliyor. İkisinin de Türkiye'yi böleceği söyleniyor. Eğer Türkiye'nin ABD ve AB ile ilişkisi bozulursa, AB üyeliği ile ilişkisi imkânsızlaştı diye Türkiye reformlardan büsbütün vazgeçerse ve bu durum finansal bir krize dönüşürse, Türkiye'nin faşizmden başka yolu kalmaz. Türkiye otoriter bir rejime, askeri veya sivil diktatörlüğe kayabilir." Bir başka akademisyen, Sabancı Üniversitesi'nden Prof. Ayşe Kadıoğlu'nun söylediklerine gelince: "Hemen her yerde milliyetçilik konuşuluyor. Sanki yeni bir şey keşfedilmiş gibi bir hava var. Televizyon kanalları, gazete köşeleri milliyetçilik temasına teslim olmuş durumda. Oysa, artık içinde yaşadığımız siyasal dinamikler daha ziyade faşizmden söz etmeyi gerektiriyor. Neden mi? Çünkü bugün Türkiye'de içinde bulunduğumuz ortam, 1920'lerin Almanya'sına çok fazla benziyor. Bu benzeşmenin ana hatlarını iki noktada ele almak mümkün. İlk olarak milliyetçiliğin etnik bir temelde ele alınması, ikinci olarak da paramiliter örgütlenmelerin önü alınamaz bir şekilde yükselişe geçmesi..."(**) Evet, yakın tehlikenin farkındayım: İrtica değil faşizm! İyi pazarlar.
Gönderi tarihi: 11 Mart , 2007 18 yıl KURNAZLARMI DAHA AKILLIDIR YOKSA AKILLILARMI..,. Burda bircok ülkeden arkadaslarla tartisirken.,konu IRTICA VE FASIZM ,,e gelmisti.,konu bu sekilde kapanmisti,.,., Fasizmmi,,daha Tehlikeli..,Irticami,.,.diye,.,., Herkes karar verdi..,IRTICA..,,.sebeb.,,FASIZM .,Demokrasiye.,.,dönüsebilir,.,ama,.,IRTICA ASLAA CUVALIN icine girmis ,,girmekte aday olan insanlar .,.asla yolunu bulamaz.,., Ona yardim edecek olan gene FASIZIMDIR.,.,. Saygilar yamyam frankfurt
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.