Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Regâib Gecesi'nde rahmet kapıları ardına kadar açıktır

 

 

Nebiler Nebisi, saâdet meclisinde oturuyordu. Mescide bir esir grubu getirildi. O sırada Allah Rasûlü (sas) bir kadının yana yakıla bir şeyler aradığını gördü.

 

Kadın yakaladığı her çocuğu sinesine basıyor, kokluyor, sonra bırakıyordu. Sonra kendi yavrusunu buldu, bağrına bastı. Doyma bilmeden onu öpüyor, kokluyor, tekrar bağrına basıyordu. Allah Rasûlü (sas) bu manzara karşısında iyice doldu. Hıçkıra hıçkıra ağlayarak parmağıyla yanındakilere bu kadını gösterdi ve: “Şu kadını görüyor musunuz?” dedi. Sahabe cevap verdi: “Evet ya Rasulallah!” Allah Rasûlü (sas) tekrar: “Bu kadın şu kucağındaki çocuğunu cehenneme atar mı?” diye sordu. Sahabe “Hayır ya Rasulallah!” karşılığını verdi. Ve işte bunun üzerine İki Cihan Serveri şu hikmet dolu sözleri söyledi: “Allah o kadından daha şefkatlidir, kullarını cehenneme atmak istemez.”

 

Çok şefkatli ve merhametli olan Allahu Teala, sene içinde kulları için gönül dünyalarında adeta bir manevi hamle yapmaları adına bazı özel gün ve geceler yaratmıştır. İşte bu gecelerden birisi olan Regâib’i güneşin ilk ışıkları ile uğurladık.

 

Regâib Gecesi denilince; “çok lütuf ve ihsan dolu, kıymetli ve değeri büyük, çok iyi değerlendirilmesi gereken gece” manası anlaşılır. Recep ayının ilk perşembeyi cumaya bağlayan gecesi olan Regâib Gecesi, aynı zamanda Ramazan ayının da ilk habercisi olma şerefini taşımaktadır. Zaman Gazetesi.

 

Her gece olduğu gibi rahmet kapılarının ardına kadar açık olduğu bu mübarek gecedede dualarımızda lütfen dünyanın heryanında zülme uğrayan din kardeşlerimizi unutmayalım....

Gönderi tarihi:

Sevgili gönüldaşım Suheda öncelikle tşk ederim yazı için..Gerçekten çok duygulandım :clover:

 

Bin geceden daha hayırlı olan geceleri dahi nasip eyleyen Rabbimize şükürler olsun..Bu gecelerden biriside Regaip Kandilidir...Mübarek Regaip Kandiliniz Hayırlara Vesile Olsun... :clover::clover:

Gönderi tarihi:

Regaip kandiliniz mübarek olsun, Allah tüm dünyada eziyet görenleri, çocukları, kadınları, erkekleri kurtarsın. Ve ne kadar zalim varsa onlarda biran önce cezalansın. (inşallah)

 

Hayırlı ve mübarek olsun, üç aylar. :clover:

Gönderi tarihi:

Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?

Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!

Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun!

Yandık! diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun!

Esmezse eğer bir ezelî nefha, yakında,

Yâ Rab, o cehennemle bu tûfan arasında,

Toprak kesilip, kum kesilip Âlem-i İslâm;

Hep fışkıracak yerlerin altındaki esnâm!

Bîzâr edecek, korkuyorum, Cedd-i Hüseyn'i,

En sonra, salîb ormanı görmek Harameyn'i!...

Bin üç yüz otuz beş senedir, arz-ı Hicaz'ın

Âteşli muhitindeki sûzişli niyâzın

Emvâci hurûş-âver olurken melekûta?

Sönsün de, İlâhi, şu yanan meş'al-i vahdet,

Teslis ile çöksün mü bütün âleme zulmet?

Üç yüz bu kadar milyonu canlandıran îman

Olsun mu beş on sersemin ilhâdına kurban?

Enfâs-ı habisiyle beş on rûh-u leimin,

Solsun mu o parlak yüzü Kur'an-ı Hakim'in?

İslâm ayak altında sürünsün mü nihâyet?

Yâ Rab, bu ne hüsrandır, İlâhi, bu ne zillet?

Mazlûmu nedir ezmede, ezdirmede mânâ?

Zâlimleri adlin, hani öldürmedi hâlâ!

Câni geziyor dipdiri... Can vermede mâsûm!

Suç başkasınındır da niçin başkası muhkûm?

Lâ yüs'ele binlerce sual olmasa du kurbân;

İnsan bu muammalara dehşetle nigeh-bân!

 

Eyvâh! Beş on kâfirin îmanına kandık;

Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık!

Mâdâm ki, ey adl-i İlâhi yakacaktın...

Yaksaydın a mel'unları... Tuttun bizi yaktın!

Küfrün o sefil elleri âyâtını sildi:

Binlerce cevâmi' yıkılıp hâke serildi!

Kalmışsa eğer bir iki mâbed, o da mürted:

Göğsündeki haç, küfrüne fetvâ-yı müeyyed!

Dul kaldı kadınlar, babasız kaldı çocuklar,

Bir giryede bin ailenin mâtemi çağlar!

En kanlı senâatle kovulmuş vatanından,

Milyonla hayâtın yüreğinden gidiyor kan!

İslâm'ı elinden tutacak, kaldıracak yok...

Nâ-hak yere feryâd ediyor: âcize hak yok!

Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi?

Ağzım kurusun... Yok musun ey adl-i İlâhî!

M. Akif ERSOY

 

 

Zulmun nihayet bulması Temenisiyle Regaib kandiliniz mübarek olsun......

Gönderi tarihi:

Regaip kandiliniz mübarek olsun arkadaşlar!

Gönderi tarihi:

bu gecenin hürmetine rabbim tüm islam alemini kurtuluşa erdirsin tüm kardeşlerimin kandillerini kutluyor hakkıyla eda edenlerden eylesin.birbirimize dua edelim.

 

 

77. (Rasûlüm!) De ki: "Dua (ve ibadeti)niz olmasa, Rabbim size ne diye değer versin? (Ey inkarcılar!) siz ise, (Allah Rasûlü'nün bildirdiklerini) yalanladınız, bu yüzden (bu günah ve onun) cezası, boynunuza sarıl(ıp yakanızı bırakmay)acaktır."[/color

Gönderi tarihi:

Regâib Gecesi'nde rahmet kapıları ardına kadar açıktır

Nebiler Nebisi, saâdet meclisinde oturuyordu. Mescide bir esir grubu getirildi. O sırada Allah Rasûlü (sas) bir kadının yana yakıla bir şeyler aradığını gördü.

 

Kadın yakaladığı her çocuğu sinesine basıyor, kokluyor, sonra bırakıyordu. Sonra kendi yavrusunu buldu, bağrına bastı. Doyma bilmeden onu öpüyor, kokluyor, tekrar bağrına basıyordu. Allah Rasûlü (sas) bu manzara karşısında iyice doldu. Hıçkıra hıçkıra ağlayarak parmağıyla yanındakilere bu kadını gösterdi ve: “Şu kadını görüyor musunuz?” dedi. Sahabe cevap verdi: “Evet ya Rasulallah!” Allah Rasûlü (sas) tekrar: “Bu kadın şu kucağındaki çocuğunu cehenneme atar mı?” diye sordu. Sahabe “Hayır ya Rasulallah!” karşılığını verdi. Ve işte bunun üzerine İki Cihan Serveri şu hikmet dolu sözleri söyledi: “Allah o kadından daha şefkatlidir, kullarını cehenneme atmak istemez.”

 

Çok şefkatli ve merhametli olan Allahu Teala, sene içinde kulları için gönül dünyalarında adeta bir manevi hamle yapmaları adına bazı özel gün ve geceler yaratmıştır. İşte bu gecelerden birisi olan Regâib’i güneşin ilk ışıkları ile uğurladık.

 

Regâib Gecesi denilince; “çok lütuf ve ihsan dolu, kıymetli ve değeri büyük, çok iyi değerlendirilmesi gereken gece” manası anlaşılır. Recep ayının ilk perşembeyi cumaya bağlayan gecesi olan Regâib Gecesi, aynı zamanda Ramazan ayının da ilk habercisi olma şerefini taşımaktadır. Zaman Gazetesi.

 

Her gece olduğu gibi rahmet kapılarının ardına kadar açık olduğu bu mübarek gecedede dualarımızda lütfen dünyanın heryanında zülme uğrayan din kardeşlerimizi unutmayalım....

 

Teşekkür ederim Şüheda.. :clover:

 

Senin ve tüm arkadaşlarımın Regaip Kandili'ni kutluyorum.. :clover::clover::clover:

Gönderi tarihi:

bu gecenin hürmetine rabbim tüm islam alemini kurtuluşa erdirsin tüm kardeşlerimin kandillerini kutluyor hakkıyla eda edenlerden eylesin.birbirimize dua edelim.

sadece tüm islam alemi için mi dua edelim.

bu kadar mı yani diğer alemler... onlara etmeyelim dimi....onlarada beddua

bir de birşey sorucam dua larımı ben dilediğim gibi türkçe okusam içimdekileri söylesem kabul olurmu.bilen çok burada ondan sordum

şimdi bu gece bütün dualar kabul ediliyomuş galiba ,peki dua edip hiçbir faaliyette bulunmazsak nolucak.

Gönderi tarihi:

sadece tüm islam alemi için mi dua edelim.

bu kadar mı yani diğer alemler... onlara etmeyelim dimi....onlarada beddua

bir de birşey sorucam dua larımı ben dilediğim gibi türkçe okusam içimdekileri söylesem kabul olurmu.bilen çok burada ondan sordum

şimdi bu gece bütün dualar kabul ediliyomuş galiba ,peki dua edip hiçbir faaliyette bulunmazsak nolucak.

 

Bak arkadaşım;

 

Yazını birkez daha oku ve ne yaptığına bir bak..Burada herkes birbiri ile kandilleşiyor,bunun neresinde kötülük var seni neresi rahatsız ediyorda böyle bir mesaj yazma ihtiyacı duyuyorsun..

''Bilen çok burada'' sözünün altında yatan iğnelemeyi farketmiş olsam da belki yardımcı olabilirim düşüncesiyle yazayım cevabını;

Tabiki dualarını kendi dilinde yapabilirsin.İstediğinin ne olduğunu bilmeden ezbere dua etmenin ne anlamı var ki zaten.Kabul olup olmayacağını ise ben/biz değil Allah bilir..

Son satırda yazdığına cevap olarak şunu vereyim;

Kimse Allah'la taahütte bulunmamış ki tüm duaların kabul edileceğini bilsin.Sen yine edeceksen duanı et,yapacaksan ibadetini yap.HA birde bugün başka kalp kırma..

 

Saygı ve sevgilerimle..

Gönderi tarihi:

sadece tüm islam alemi için mi dua edelim.

bu kadar mı yani diğer alemler... onlara etmeyelim dimi....onlarada beddua

bir de birşey sorucam dua larımı ben dilediğim gibi türkçe okusam içimdekileri söylesem kabul olurmu.bilen çok burada ondan sordum

şimdi bu gece bütün dualar kabul ediliyomuş galiba ,peki dua edip hiçbir faaliyette bulunmazsak nolucak.

nasıl ki kurban bayramını,ramazan bayramını islam alemi kutlarsa,aynı şekilde kandilleride islam alemi kutlar

allah kandil gecelerini müslümanlara hediye etmiştir.bu yüzden biz müslümanlar olarak çok kusurlarımız günahlarımız var,bu geceler hürmetine günahlarımızın affını istiyoruz.birincisi bu

ikincisine gelince başkalarına dua etmeyecekmiyiz tabi ki edeceğiz

peygamber efendimiz uhud savaşında dişi kırıldığında cebrail gelmiş ya resullah iste şu dağı birleştirelimde düşman helak olsun deyince

efendimiz diğer peygamberlerden farkı burda hayır demiş onlar bilmiyorlar bilseler yapmazlar savaşmazlar demiş

bak bu savaşın ardından halid bin velid müslüman oldu ve nice sahabeler oldu

zamanım kısa ancak bu kadar yetiştirebildim

Gönderi tarihi:

yağmur cevabın için teşekkür ederim.

------------------------------------------------------

 

taurusmutis:bir boğa gibisin nasıl sinirlenmişsin öyle.

yazını bir daha oku demişsin okudum ne var...ne demişim

sen niye alındın ben anlamaddım yaa...neyse.

sonra ben kandilleşmek kötü birşey mi demişim de sen sormuşsun bunun neresinde kötülük var diye sormuşsun.beni rahatsız eden dua yı sadece beli bir kesime etme zorunluluğudur.

ama yağmur güzelce açıklamış ..sakinceee

neyse Taurus ben kandilini kutlasamda sen kabul etmeyeceksin...

 

ve taurus beni pravoke edenn biri olarak gördüğünü biliyorum.

saygı sevgi benden(yazmakla oluyosa)

Gönderi tarihi:

Regaib Kandiliniz mübarek olsun

 

Sevgi ve Saygılarımla :clover:

Gönderi tarihi:

Bütün İslam aleminin Regaip kandilini en içten dileklerimle kutluyorum :clover:

 

Rabbimden özellikle Tacikistandakilere, Bosnadakilere, Lübnandakilere, Karabağdakilere, Çeçenyadakilere, ve tüm dünyada zorda kalmış haksızlığa uğramış bütün insanlara yardım etmesini diler,rahat ve huzurlu günler, tüm İslam dünyasına 2 cihan saadeti dileriz

 

:clover::clover::clover:

Gönderi tarihi:

Arkadasligin Kardesligin daimi oldugu , sevgilerin birlestigi , dostluklarin bitmedigi mutlu, umutlu ve sevgi dolu , kirginliklarin yok oldugu, nice kandiller dilerim hepinizse arkadaslar.. :clover:

Gönderi tarihi:

Sayın Godzilla

 

Kandilde bari polemik yaratmasanız olmazmıydı? Duanızı kimin için ederseniz edin, O'nu kabul edecek olan Ancak Allah'tır. İster Türkçe edin ister Çin'ce. Allah bütün dilleri bilir siz merak etmeyin. :)

 

İslam alemi için dua diyoruz genelde çünkü emperyalizmin zulmünü en çok müslümanlar çekiyorlar. Ama mutlaka haksızlığa uğrayan başka dinlere mensuplarda vardır, Allah onlarada yardımcı olsun. Biz dua ederken "ne kadar sıkıntıda olan varsa, ne kadar acı çeken varsa" diye ediyoruz.

 

Bir şeylere tepki göstermek istiyorsunuz, ama rica ediyorum bu tepkiyi iyi ayarlayın. Allah sizinde yardımcınız olsun.

 

Selamlar

Gönderi tarihi:

Hayırlı Gecelerin Şerri Kandiller

 

 

Kur'an'ın önermediği, peygamberimiz (sav)'in hayatında yer vermediği ve sahabe döneminden çok sonraki dönemlerde ihdas edildiği anlaşılan beş adet "uyduruk" gecemiz(!) var. "kandil geceleri" adı altında kutsanan ve kutlanan bu "mübarek"(!) geceler şunlardır: Rebiyülevvel ayının on ikinci günü "mevlid kandili"; Recep ayının ilk cuması "regaib kandili"; Receb'in yirmi yedinci günü "mirac kandili"; Şaban ayının on beşinci günü "berat kandili" ve Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi "kadir kandili".

 

Mevlid kandili: peygamberin , miladi 571 yılında, hicri aylardan Rebiyülevvel ayının on ikinci gecesinde doğmuş olmasına atfen icad edilmiş bir gecedir. Regaip kandili: Regaip, elde edilmesi arzu edilen değerler anlamına gelmektedir. Allah'ın kullarına bol bol rahmet ve bağışta bulunduğuna inanılan gece olarak Recep ayının ilk perşembesini cuma gününe bağlayan gece olarak icad edilmiştir. Miraç kandili: Recep ayının yirmi yedinci gecesinde peygamber efendimizin göğe yükselerek Allah'la buluşmasına(!) atfen icat edilmiştir; Şaban ayının on beşinci gecesi kutlanan "berat kandili" ise günahlardan, borçlardan ve her türlü cezadan kurtulma anlamına gelmektedir. Ramazan'ın yirmi yedinci gecesi olarak kutlanan "kadir kandili" ise Kur'an'ın indirildiği geceye atfen icat edilmiştir.

 

Din adına uydurulan bu türden kutsal gece ve günlerin, İslam aleminde büyük bir kabul görmüş olması ve müslümanların müslümanlığına, dolayısı ile İslam’a büyük yarar sağladığı konusundaki ittifak; din adına uydurulmuş şeylerin, gerçek dinin yerini nasıl almış olduğunun açık bir göstergesidir. Bu türden gün ve gecelerin kutlanmasından ve kutlanma şeklinden Kur'an'da bir tek kelime bile söz edilmemektedir. Keza, Allah rasulü ve sahabesinin hayatında da kutladıkları kutsal gün ve gece bulunmamaktadır. Buna rağmen daha sonraki dönemlerde müslümanların inancında ve hayatında bu kadar önemli yer alması, "cahiliyenin" yeniden İslam'a sızmış olduğunu ortaya koymaktadır. Bu kuşatılmışlık öylesine baskın bir durumdadır ki: bunların bidat ve hurafe olduğuna inanan bir çok kimse dahi halkın levminden korktuğu ve itibar kaybetmemek için susmayı tercih etmektedir.

 

Ciltler dolusu kitaplarla bu türden gün ve gecelerin önemi anlatılmış olunsa da, yararları (!) saymakla bitirilemese de, eşi ve benzeri olmayan kutsal şeyler olarak görülseler de aslında bunların cahili düşüncenin uydurması olduğunu Kur'an'la akleden herkes anlamaktadır. Birazcık olsun gerçeği idrak etmiş olanlar şu gerçeği görmektedirler: müslümanların İslam’dan uzaklaşılmış olmalarının temel nedenlerinden biri de bu tür uyduruk gün ve gecelerdir. Zira, bunlar ve benzerleri uyduruk şeylerle İslam’ın içi boşaltılmıştır. İslam’ın hayata hakim olmasının, hayatın tamamını kapsamasının önüne geçilmiş; müslümanların Kur'an'la bağlantıları kesilmiştir. Farkında olunsun veya olunmasın, hangi niyetle yapılmış olunursa olunsun bu tür bir anlayış sonuç olarak Kur'an'dan uzaklaşma, onu terk etmeye neden olmuştur. Bu aslında küfre rucu etmenin değişik bir versiyonudur. Kur'an'ın hakimiyet alanın daraltılmasıdır. Diğer bir deyimle dinin ruhbanlaştırılmasına geçiş sağlamada önemli bir kırılma noktasıdır.

 

Kur'an'da süreklilik esastır. Kur'an zamanın ve hayatın tamamına hiçbir boşluk bırakmaksızın hakim olmak istemektedir. Zamanın ve mekanın tamamı Allah'ındır. Allah'ın yanında üstün zaman ve mekan yoktur. Hiçbir gün ve zaman bir başka gün ve zamandan üstün değildir. Günah ve sevap, hayır ve şer işlendiği zamana ve güne göre artıp eksilmez. Artma ve eksilme amele göre belirlenmektedir. Hangi zaman diliminde veya günde yapılmış olunursa olunsun o zamanın ve günün yapılan şeyin değerini arttırma ve eksiltme gibi bir özelliği yoktur. Haram olan bir şeyi yapan kimse bunu ne gün ve zamanda yaparsa yapsın haramlığın derecesine etkisi olmaz. Veya sevap olan bir şeyi yapan bir kimse bunu ne zaman ve gün yapmışsa yapsın, zaman ve gün o sevabın derecesini etkilemez.

 

Ne var ki gereğince akletmeyenler araçla amacı birbirine karıştırdığı için bu gerçeği kavrayamamaktadırlar. Elbetteki Kur'an, başta kadir gecesi olmak üzere Ramazan ayı, cuma günü, Kâbe, Arafat, Mescid-i Haram gibi birçok gün ve mekandan söz etmektedir. Ancak, Kur'an'ın bunlardan söz etmiş olması bizatihi o gün ve mekanların bir önemleri olmasından değildir. O günleri ve mekanları önemli kılan şey onlarda yapılması istenen ibadetlerdir. Yani kutsal olan, bizatihi Ramazan ayının kendisi değil, o ayda oruç tutulmasıdır. Kutsal olan kadir gecesinin kendisi değil, Kur'an'ın o gecede indirilmiş olmasıdır; önemli olan cuma gününün kendisi değil, cum'a namazıdır. Bu gün ve mekanların önemli oluşlarının nedeni bu gün ve mekanların kendileri değil, onlarda yapılan ibadetlerdir. Yoksa bütün yeryüzü ve bütün zamanlar Allah'ındır. Örneğin oruç Rama-zanda değil de Muharrem ayında olsaydı o zaman Muharrem ayı önemli olacaktı. Demek ki önemli olan ayın kendisi değil oruçtur. Diğer bir deyimle oruç Ramazan ayı için değil Ramazan ayı oruç için vardır. Cuma namazı cuma günü için istenme-miş, cuma günü cuma namazı için seçilmiştir. Eğer cuma gününde cuma namazı olmasaydı, cu-manın gün olarak diğer günlerden bir farkı olmayacaktı. Eğer oruç olmasaydı Ramazan’ın diğer aylardan bir farkı olmayacaktı. Eğer Kur'an kendisinde indirilmeseydi kadir gecesinin diğer gecelerden bir farkı olmayacaktı.

 

Şu husus çok önemlidir: Kur'an bizden devamlı müslüman olmayı mı yoksa belli gün ve gecelerde müslüman olmayı mı istiyor. Cennetin bedeli "devamlı müslümanlık" mıdır yoksa belli gün ve gecelerle yetinen müslümanlık mıdır? devamlı müslüman olmak mı daha doğrudur yoksa belli gün ve gecelerde müslüman olmak mı?.

 

Kur'an bizden, İslamı, hayatın ve zamanın tama-mına hakim kılmamızı istemektedir. Kur'an, müslümanın, müslümanlığının sürekli olmasını istemektedir. Kur'an, müslüman'ı İslam’ın tamamından sorumlu tutmaktadır. Sadece belli gün ve gecelerde ve belli ibadetlerle sınırlı bir islam anlayışı Kur'an da yoktur. Yalnızca belli gün ve gecelerde ve belli ibadetler ne Allah'ın, ne de peygamber(sav)'in kabul edebileceği tarz bir müslümanlık değildir. Allah ve rasulü müslümanları hayatın tamamında, İslam’ın tamamından sorumlu tutmaktadır. Müslümanlık yalnızca belli gün ve gecelerde yapılan şeylerden ibaret değildir. O hayatın tamamını kuşatmıştır. Ona inancı ve saygısı olan, onun belli bir kısmıyla yetinmez. Haftada bir gün namazla, belli gecelerde sabaha kadar ibadetle, bir ay oruç tutmakla müslüman olunmayacağını bilir. Kur'an, kendisine iman eden ve tâbî olanlardan, hükümlerinin tamamına uymasını istemektedir. Yalansız bir hayat, hilesiz bir ticaret, malıyla ve canıyla Allah yolunda cihat, Allah'ın verdiği nimetlerden infak, İslam’ın hayata hakim kılınması için mücadele, cömertlik, muhtaçlara yardıma koşma , dürüst olma kısacası insana ve hayata dair her konuda Kur'an'a tabi olmaktır müslümanlık. Kurtuluş Kur'an'ın tamamına tabi olmaktadır. Onun gösterdiği yoldan gitmektedir.

 

Yaşadığımız hayatta Kur'an'ın tanımladığı bir İslam yoksa, müslümanlar Kur'an'ın öngördüğü müslümanlar değillerse, bunda "araçla" "amacı" birbirine karıştıran çarpık düşüncenin çok büyük payı vardır. Güya masumiyet ve güzellik adına, güya iyilik ve hoşgörü adına İslam’ı zamana ve mekana göre bir din haline getirenler içinde bulunduğumuz durumun müsebbibleridir. Bu çarpık zihniyetin ürettiği anlayışta aslında İslam’ın hayatın tamamına hakim olma talebi pasifize edilmektedir. Bu çarpıklığın, yalnız Kur'an'la bağını koparmış, cahili düşüncenin rotasına girmiş olanlarda değil, ömrünün büyük bir kısmını Kur'an'la geçirmiş olanlarda da bulunması anlaşılır gibi değil. 2 Kasım 2005 tarihli zaman gazetesindeki köşesinde Ali Bulaç bu çarpık düşünceyi şu şekilde sergilemektedir. "Allah bize zaman zaman kurtuluş(felah) fırsatları vermektedir: Ramazan ayı, cuma günü, kadir gecesi, Mescid-i Haram (Ka'abe'nin tavafı, Arafat, Müzdelife, Mina ve diğer iki mescidin (Mescid-i Nebevi, Mescid-i Aksa) bereketine iştirak etmek, bu kurtuluşun imkanlarıdır." Bu tespit ilk bakışta masum görülse de zihniyet olarak Kur'an'ı bir bütünlükten uzak, indirgemeci bir anlayışı ortaya koymaktadır.

 

Aslında bütün inanç ve düşüncelerde kutsal gün ve geceler var. Bizdeki kutsal yer, gün ve geceleri uyduranlar, insanları inandırmak için yalanlarını peygamber efendimize söyletmişlerdir. Bu konudaki hadislerin tamamı uydurmadır. Zira Allah'ın rasulü Kur'an'a ters bir söz söylemez. Zaten hadis kritiği yapanlar da bu hadisleri sahih bulmamaktadırlar. Birazcık aklı olan bu hadislerin uydurma olduklarını hemen anlar. Örneğin kadir gecesi ile ilgili hadislere bakıldığında hadislerin birbirleriyle çeliştikleri, kendi içlerinde de tutarsız oldukları açıkça görülmektedir. Kadir gecesinin zamanı ile ilgili Kütüb-i Sitte'de bir çok hadis var: bu hadislerin kimine göre kadir gecesi Ramaza’nın ilk gecesi, kimine göre son on gecesinin tekli olanlarında, kimisine göre yirmi yedinci gecesi, kimisine göre tamamının her hangi bir gününde, kimisine göre on beşinci gecesindedir. şimdi bunların hangisi doğru. Peygamber (sav)'in her seferinde farklı tarih vermesi mümkün mü? Bir hadiste de Allah'ın bu geceyi önce bildirdiğini sonra da unutturduğu söylenmektedir. Güya bilinmesin ki müslümanlar bütün bir ay boyunca ibadet etsinlermiş. Biraz düşünecek olursak kadir gecesinin peygamberimiz tarafından çok net bir şekilde bilinmesi gerekir. Zira Kur'an o gecenin Ramazan ayında vahyin ilk indiği gece olduğunu söylüyor. (Bakara -185) peygamber efendimiz kendisine vahyin hangi gece geldiğini nasıl bilmez.

 

Kadir gecesi ile ilgili hadislere içerik olarak bakıldığında da uydurma oldukları açıkça belli olmaktadır. O gece ibadetle geçirenin bütün günahlarının af edileceği, annesinden yeni doğmuş çocuk gibi günahsız hale geleceği ifade edilmektedir. Böyle bir anlayışı Kur'an yüzlerce ayette yalanlamaktadır. Günah ve sevapla ilgili, amellerle ilgili ayetlere bakıldığında hayra ve şerre zerre kadar da olsa kim ne yapmışsa karşılığını görecektir. Ayrıca kadir gecesinden bir gün önce ölene, kadir gecesinden bir gün sonra günahları tamamen sıfırlanmış olarak ölene göre haksızlık yapılmış olmaz mı? Keza geçmiş toplumların kadir geceleri yoktu. Onların günahlarını sıfırlama şansları da yoktu. Allah'ın kulları arasında böyle bir ayırım yapması mümkün mü?

 

Kadir gecesinin gece olarak diğer gecelerden bir farkı yoktur. Onu kutsal kılan, onu şerefli ve mübarek yapan o gecede vahyin gelmiş olmasıdır. Onun bin aydan daha hayırlı olduğunun söylenmesi Kur'an'ın önemini vurgulamak içindir. Vahyin inmesi o kadar değerlidir ki inmeye başladığı geceye diğer gecelere göre bin aydan daha fazla değer katmıştır. Değer, gecenin kendisinde değil vahiy'dedir.

 

Kadir gecesi her yıl tekrar eden bir gece de değildir. Bütün zaman içinde bir kez olan bir gecedir. O da Kur'an'ın ilk kez vahyedilmeye başladığı gecedir. Bir başlangıçtır. Kaldı ki Ramazan ayı her yıl on gün ileri geldiğinden kadir gecesi ilk Ramazanda gelmiş olsa da Ramazan’la birlikte o da öne alınan bir tarih olamaz. Ancak otuz üç yılda bir aynı Ramazan’a denk gelebilir.

Gönderi tarihi:

Sayın Godzilla

 

Kandilde bari polemik yaratmasanız olmazmıydı? Duanızı kimin için ederseniz edin, O'nu kabul edecek olan Ancak Allah'tır. İster Türkçe edin ister Çin'ce. Allah bütün dilleri bilir siz merak etmeyin. :)

 

İslam alemi için dua diyoruz genelde çünkü emperyalizmin zulmünü en çok müslümanlar çekiyorlar. Ama mutlaka haksızlığa uğrayan başka dinlere mensuplarda vardır, Allah onlarada yardımcı olsun. Biz dua ederken "ne kadar sıkıntıda olan varsa, ne kadar acı çeken varsa" diye ediyoruz.

 

Bir şeylere tepki göstermek istiyorsunuz, ama rica ediyorum bu tepkiyi iyi ayarlayın. Allah sizinde yardımcınız olsun.

 

Selamlar

polemik yaratmak mııı???

ben bir soru sordum sorduğum kişi sakin ve güzel bir cevapla beni aydınlattı

ama siz ve bir kişi daha pek sakin yaklaşmadınız.

 

ama siz beni daha da aydınlattınız çincede okusam sorun yokmuş saolun :)

duanızı kimin için ederseniz edin demişsiniz.o zaman yönlendirme neden yapılıyor.

ben birşeye tepki göstermek istediğim zaman size sorarım bundan sonra.

  • 11 ay sonra...
Gönderi tarihi:

5492wp4l1eb8.jpg

 

Konsun yine pervazlara güvercinler, hu hulara karışsın aminler,mübarek akşamdır, gelin ey Fatihalar, Yasinler....

 

Tüm İslam aleminin kandili kutlu olsun,dualarda buluşmak ümidi ile.......

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.