Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 17 yıl evı su basıyodu nerdeyse moralım bozukdu ama şimdi güldüm alemsın yaa
Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 17 yıl ne yanındaysan hayatın orasında kal canım aynen katılıyorum,hayatın neresınde kalmayı tercıh ettı ise orada kalsın değilmi,hayatımızın bi yerınde değilse zaten ismide orda kalsın hayali de,boşver sallaaa..ben çokdan salladımm hatta grup dörtyuzden salla şarkısını armağan edıyorumm
Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 17 yıl deli dolu geçtik ateş hatlarından sevgim korkuyla beraber büyüdü içimde sevdikçe korktum korktukça daha çok sevdim er geç birbirini boğacaktı bu duygular biliyordum neden sonra farkına varıyor insan ayağına takılan bütün taşları yoluna kendi döşediğinin senin yarınlara inancın benden yüklüydü daha cesaretliydin planı çatılmamış yarınlara ektiğin umutlar er geç açacaktı biliyordun deli sevdalı çocuk ruhumun nicelerinin uğruna kıyametler kopardığı değersiz değerlere sırt dönmüş güvenli saflığında bir sonsuzluk buldun kendine ve hayatımızın resimlerini çizdin duvarlarımıza sonra birden yeşil bir kentte ılık bir yaz gecesine astın beni sevdalı ömrümün dakikası beş para etmedi ödedim cümlelerim seni taşımaktan yorgun düştü son sözün ve son anın efendisi olmaya bilenmiş yüreğine yenildim geçmişten nefes alıp geçmişe nefes verdim anılar kemirdi yüreğimi felç oldu hislerim zamanın çoktan dibe çöktüğü kum saatimin belinden tek bir saniye bile süzülmüyordu ters çevirmeye cesaretim yoktu çünkü yeniden başlayacak bir hayatın korkağı olmuştum aşkların sonrasında hüzün vardır ya sen hüznü boğarsın ya da hüzün seni boğar ama birisi kanatlarını kırarsa eğer yaralı kuş rolüne soyunacağına yürümeyi denemelisin hayata dönmelisin bunları düşünebilmek bile kendime dönüşümdü ve sonunu infaz ediyordu içimde o gece yüreğimden sağ çıksaydın eğer ölen ben olurdum o gece hayatın lekesiz bir anında seni intihar ettim şimdi katil benim artık güncemde bir boşluksun yavaş yavaş taze anıların altına gömülüyorsun ve sana ait sandığım her şeyin aslında benim olduğunu öğreniyorum hiçbir duygunun tek ilhamı değilsin kendimi keşfettikçe seni kaybediyorum ve ufkuma sensizliği korkusuzca geriyorum Kahraman TAZEOĞLU
Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 17 yıl aşkların sonrasında hüzün vardır ya sen hüznü boğarsın ya da hüzün seni boğar ama birisi kanatlarını kırarsa eğer yaralı kuş rolüne soyunacağına yürümeyi denemelisin hayata dönmelisin bunları düşünebilmek bile kendime dönüşümdü ve sonunu infaz ediyordu içimde o gece yüreğimden sağ çıksaydın eğer ölen ben olurdum o gece hayatın lekesiz bir anında seni intihar ettim şimdi katil benim artık güncemde bir boşluksun yavaş yavaş taze anıların altına gömülüyorsun ve sana ait sandığım her şeyin aslında benim olduğunu öğreniyorum hiçbir duygunun tek ilhamı değilsin kendimi keşfettikçe seni kaybediyorum ve ufkuma sensizliği korkusuzca geriyorum Kahraman TAZEOĞLU aşk acısından yeni kurtulmaya başlamış bana nerden buldun bu şiiri yaw ve bu kadarda bana uygun inanamıyorum inan bu sıralar tam bu şiiri yaşıyorum ve sana ait sandığım herşeyın,aslında benım olduğunu öğrenıyorum,ve ufkuma sensızlıği korkusuzca gerıyorum
Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 17 yıl Canım, sabah sabah arabesk bulamadım ama bak bunu buldum aşkın tabletini buldum bir arkeolog gibi yaptım gönül kazısı. aşkın tabletini buldum okunmuyor yazısı.. senle benim aşkımız tarih öncesi kalmış. yıkılmış devletler gibi unutulmuş sızısı... şimdi aşklar füzelik bizimkisi müzelik. şimdi rağbet güzellik her şey gönül rızası..
Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 17 yıl aşk acısından yeni kurtulmaya başlamış bana nerden buldun bu şiiri yaw ve bu kadarda bana uygun inanamıyorum inan bu sıralar tam bu şiiri yaşıyorum ve sana ait sandığım herşeyın,aslında benım olduğunu öğrenıyorum,ve ufkuma sensızlıği korkusuzca gerıyorum tahmin ettim umarım onsuzluğu korkusuzca gerersin,öyle kalır
Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 17 yıl Canım, sabah sabah arabesk bulamadım ama bak bunu buldum aşkın tabletini buldum bir arkeolog gibi yaptım gönül kazısı. aşkın tabletini buldum okunmuyor yazısı.. senle benim aşkımız tarih öncesi kalmış. yıkılmış devletler gibi unutulmuş sızısı... şimdi aşklar füzelik bizimkisi müzelik. şimdi rağbet güzellik her şey gönül rızası.. çatladım ya kızım nerden buldun bunu süperrr
Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 17 yıl tahmin ettim umarım onsuzluğu korkusuzca gerersin,öyle kalır sağol canım,kazasız belasız attlattım çok şükür,az daha bıtkısel hayata gırıyordum,bı sürelık koma geçirdim ama çıktım. .elhamdulıllah
Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2007 17 yıl Ey! Güvercin. Ufka doğru uç ve bana umutlarımı getir. Güzel haberlerin bekçisi ol yüreğime sevgiyi getir. Beni seven bir dostum varmış; ondan sıcak bir tebessüm getir Benim için uç güvercin... (alıntı değildir )
Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2007 17 yıl hayırlı Ramazanlar Sedelinam, getirdiği bütün güzellikleri kucağına bıraksın bu ay...
Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2007 17 yıl Bu nurlu ay sanada huzur ve mutluluk getirsin Sedelina.. Ayrıca bugün bi iletin gözüme çarptı sınıfın 58 kişiymiş..annemde emekli ilkokul öğretmeni..birinci sınıfı okuttuğunda sınıfı görmek için yanına gitmiştim..ancak beş dakika durabildim.. Allah kolaylık versin..ama aynı zamanda çok güzel geri dönüşleri olan harika bi meslek..sende bu konuda çok duyarlısın..öğrencilerin şanslılar.. Bir de şiirim var..hediye.. Onca fırın ekmek yemişlikle yine de geri saymazken adımlarım ne çıkar yani...? mevsimlerle ayların hızına yetişemediyse kanatlarım. Asla boşa geçmedi zaman...... Başkalarını ebe var sayardım. .................... değilmiş..! kendime.... sobelerde yakalandım. Belki...! kırık dökük aşkların kara dulu olamadım Belki...! içimde ki sarayların sahibini bulamadım. Ama...! Geçip giden yılların bir de eskiyen yolların alnından öpmem gerektiğini anladım. Az şey mi bu...? Ben kârdayım...! Hesapladım......! __________________
Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 17 yıl sayfama uğrayan herkese teşekkurler,yaw şiirdi tebrıkdı arada karın doyurucu bişi bırakın şiir karın doyurmuyor beya
Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 17 yıl Bugün bu forumda özlediğim herkese benden bir şiir Bu da sana Sedelinacığım, bu arada ben bu şiiri çok severim ve herkesle paylaşmam kolay kolay, ama sen paylaşmaya değer bulduklarımdansın.. Senis eviyorum O mavi gözlü bir devdi. Minnacık bir kadın sevdi. Kadının hayali minnacık bir evdi, bahçesinde ebruli hanımeli açan bir ev. Bir dev gibi seviyordu dev. Ve elleri öyle büyük işler için hazırlanmıştı ki devin, yapamazdı yapısını, çalamazdı kapısını bahçesinde ebruli hanımeli açan evin. O mavi gözlü bir devdi. Minnacık bir kadın sevdi. Mini minnacıktı kadın. Rahata acıktı kadın yoruldu devin büyük yolunda. Ve elveda! deyip mavi gözlü deve, girdi zengin bir cücenin kolunda bahçesinde ebruli hanımeli açan eve. Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev, dev gibi sevgilere mezar bile olamaz: bahçesinde ebruli hanımeli açan ev.. Nazım Hikmet Ran
Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2007 17 yıl Örtmenim.. cnm benim benim de okulum açılıyor artık..ve bu sene çok çalışmam gerekiyo o yüzden sizlerden ayrı kalcam..pek uğrayamam artık buralara..beni özleyin anacım Mutlu kal böcüüm..
Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2007 17 yıl Düşün, nice günler gececek aradan Nice yıllar gececek, düşün Farkında bile olmayacaksın Nasıl bir girdaba düstüğümüzün Altın sarısı sacların akpak olacak İnce, beyaz ellerin nasır nasır Göreceksin zaman nasıl soldurur insani Nasıl birdenbire ihtiyarlatır Hatıralar sızlayacak kalbinde Bir yara gibi derinden derinden Birkac sararmış kağıt, bir eski resim Kalırsa ne mutlu bu aşk günlerinden Bileceksin ki geçmiş sevgilerdir Her akşam güneşle batan O çağda aylar ve mevsimler birer işaret İnsana ölümü hatırlatan Uyanıp bir gece uykunun en tatlı yerinde 'Rüyalarıma giren kim?' diyeceksin İşte o zaman belki beni hatırlayıp 'Sevildim, sevildim' diyeceksin.
Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2007 17 yıl Kırdın mı incittin mi birilerini Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler. Kendimi yeniledim mi yazdıklarımda? Yeniden düşünmeliyim Dostluklarımı, ilişkilerimi Gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı Yitirdim mi yoksa masumiyetimi? Borçlarımı ödedim mi? Doğru seçtim mi soruların fiillerini? Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış, saçlarım taranmış, giysilerim ütülü, odam düzenli mi? Geri verdim mi aldıklarımı: Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları, Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi? Yokladım mı duygularımı Hala sevebiliyor muyum insanları? Ovmalı gümüşleri, bakırlarımı; cila geçmeli ahşaplarıma ovmalı umutları Saklı tutmalı gelecek inancını, yarınları eksik etmemeli ağzımızdan Ey uzak akrabalarım, üvey aşklarım Mevsim sonu dostlarım, işporta malı ayrılıklar Arkadaş ölümleri, dost hançerleri, talan ettiğimiz zulalar Gece telefonları, ıssız konuşmalar Mağrur incelikler, vurgun yemiş ilişkiler Uçurum duygusuyla yaşadığımız hayat ey O kadar çok anlattım ki Kendime kaldım anlatmaktan... Bunaldım kendisiyle boğuşmasını Başkalarında çözmeye çalışan insanlardan Usandım sözcük oynamalarından, tılsımlı sıfatlardan, Ofset duyarlılıklardan Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum 'içtenliğin' yada 'dünya görüşünün' kirletmediği Kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum Aranıp duruyorum adresini yitirdiğim insanları vitrin camlarına yansıyan yüzlerde Bilmiyorum kalmış mıdır adresini yüzlerinde taşıyan insanlar Hala bir umut var mıdır Çikmaz bir sokağa benzeyen bu avare avunması vitrinlerde Ne çıkmaz sokaktayım nede mutsuz Sadece rüzgarlardan daha güçlü olmak istiyorum o kadar Açık denizlerde nice yolculuklara yelken açarken Kış güneşinin mutlu ettigi bir kedi gibi mutlu, emin, tasasız Sere serpe ve keyifli olmak tek isteğim ve dileğim senin ve benim , yani bizim için... MURATHAN MUNGAN
Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2007 17 yıl öğretmenim canım benim canım benim seni ben pek çok pek çok severimmmmmmmm
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.