Φ y/k Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2006 Neden Kadın Şairlerimiz yok? Yıllardır tartışılan, merak edilen bir konu. Geçmişimize baktığımızda Nigar Hanım, Zeynep Hanım, Mihri Hatun, Ani Fatma Hanım. Günümüzde ise en ünlü olanı Leyla Müldür. Aklıma ilk gelen bu isimler... Kadınların, Erkeklere nazaran duygu ve hayata bakış açıları daha yoğundur. Ama buna rağmen yazamıyorlar, yazsalar bile çok az insan okuyor. Sebep olarak; Kadın-erkek eşitsizliği Kabiliyetsizlik İhtiyaç duymuyorlar Yazan yerine, yazılan olmak gibi. Ve daha çoğaltabileceğimiz maddelerden dolayı mı? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ bir ruh Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2006 sana öle geliyo arkadaşım. şiir gündeminden uzak olduğun kesin. şimdi sana bir iki usta kadın şairimizi söliim... Gülten Akın, İnci Asena, Ayten Mutlu, Yelda Karataş, Lale Müldür, Çiğdem Sezer, Betül Tarıman, Derya Çolpan, Türkan Yeşilyurt, Didem Madak, Serap Erdoğan, Nilay Özer, Zeynep Köylü ..... die uzaaaarrr gider bu e sende bu şairlerimizi bi zahmet araştır ve oku artık ........... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 DÜŞÜ NE BİLİYORUM Kimdi o kedi, zamanın eşyayı örseleyen korkusunda eğerek kuşları yemlerine, bana ve suçlarıma dolanan? Gök kaçınca üzerimizden ve yıldız dengi çözüldüğünde neydi yaklaşan yanan yatağından aslanlar geçirmiş ve gömütünün kapağı hep açık olana? Yedi tül ardında yazgı uşağı, görüldüğünde tek boyutlu düzlüktür o ve bağlanmıştır körler örümcek salyası kablolarla birbirine sevişirken, iskeletin sevincini aklın yangınına döndüren, fil kuyruğu gerdanlıklarla. Yine de, zaman kedisi pençesi ensemde, üzünç kemiğimden çekerken beni kendi göğüne, bir kahkaha bölüyor dokusunu düşler marketinin, uyanıyorum küstah sözcüklerle: Ey, iki adımlık yerküre senin bütün arka bahçelerini gördüm ben! Nilgün Marmara Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 KÖR İKLİMLER Gözlerimde aşkın bandajı, Tutup ellerimden, Savurdun mahşerin ortasına. Kör iklimlerin yaşandığı Karanlıklarda... Yabancıladım, yılmadım, Seni göreyim diye. Sen; saldın cellatları ruhundan, Sende tanıdığım her ad adına Bedel Asıldım defalarca... Acıyı her anlamdaki tadıyla Ölümün bin manasında Nefesledim. Tutup yüreğimden tırnaklarınla Söküldüm. Fışkırdı avuçlarımdan kan, Ciğerlerimden döküldükçe her parçam Üredim... Sızlanmadan yandım dört yandan Sızılarla, Güneşi görmek adına. Savruldum her bir yana, Aşktan yoğrulmuş et, Aşktan yoğrulmuş kemik olmak adına, Parçalandım defalarca... Dört nala, Kalakaldım kör iklimli karanlıklarda... Necla Maraşlı Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 LA LUNA bana Zaman ve La Luna herşey gitti bak herşey ağlayarak gitti sular soğudu bir Kurban düşüyor şimdi aramıza La Luna üçümüzden biri kurban serin bir çizgi çekiliyor gökyüzüne çok geç çok geç artık terkedip gidiyor beni teker teker bütün güneşlerim bir daha hiç dönmeyecekler mi yaşamıma alnımdan fırlayan bir Kartal yarıp geçiyor göğü görünmez bir Çarkın çıldırtıcı gürültüsü duyuluyor bir yerlerden uzak anılar yengeçler gibi çıkıyorlar bir gün batımına son güneşler son güneşler de düşüyor bak tüm metal dairelerinle sen çıkıyorsun yaşamıma görünmez güçlerle karanlık ve anlaşılmaz acılarla, uyandırdığın, tıpkı kendin gibi, korkutucu gözüküyorsun sende hiç insani bir şey yok mu La Luna herşey mümkün herşey açıklanabilir gözükse de birşeyler kenetlenmiş bir yerlerde sen yine de gel İmparator, Gece ve beni al son bir kez karanlık gözlerine saçımı ör eskil bir anahtarla La Luna yüzümü yaralarımı sar sarmala çaputlar ve karalarla La Luna beni o yabanıl şölene hazırla karanlık duvarlardan geçen siluetler gibi lacivert geceyi bekleyen buzdan çiçekler gibi belirsiz bir denizi tarayan bir fener gibi uzayda gümüş bir sarkaç gibi sallanan Darağacındaki Adam. bir Keşiş, bir Lehimli adamotu büyütüyor gözyaşlarından... isli bir camın altından geçirilen zehirli bir duman gibi bulutlar, senin üstünden, kayıyor kayıyor, La Luna, başlar ve sonlar bana Zaman ve La Luna biraz zaman duyayım bir kez daha o selenli liri ve Sirenleri, mor şarkılarıyla, uzaklardan... Lale Müldür Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 AKDENİZ PENCERELERİ Açın pencereleri açın akdeniz'de sabah oluyor küçük harfli musa hep böyle gökyüzünde Kıvanç duyuyorum bu akçalı güneşten çürümüş bankalar borsalar birazdan açılacak yeryüzüne ayaklarımız altında kezlerce deniz çayımızı içerken On beş kuruş uzattı seninki on beş kuruş bir gazete aydınlık yüzlü bir kadn bize sesleniyor birdendire Akdeniz akdeniz'de çay içerken yaratılıyor şu bizim dev dudaklı ve küçük harfli musa için açın pencereleri açın. ECE AYHAN Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kaan_bebeto Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- SEVCAN KOYUNCU HAYATI: 16 Eylül 1980 tarihinde Ankara'da doğdu. İlkokula Ankara'da başladı. Daha sonra Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi'nde öğrenimine devam etti. Halen Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi bölümü 3. sınıfta okumakta ve Ocak 1999 tarihinden bu yana bir Kamu Kuruluşunda Memur olarak görev yapmaktadır. 16 yaşında yazmaya başladığı şiirlerini Ocak 2003 tarihinde "Avuntu" isimli ilk şiir kitabında biraraya getirdi. "Yalnızlığım Dilsiz" isimli ikinci şiir kitabı ise Nisan 2004 tarihinde yayınlandı. Şiirleri ve denemeleri "Uçuş Noktası" adlı dergide yayınlanmaktadır. Şiirlerinin tarzı genelde serbesttir ve yalın bir dil kullanmaktadır. Ayrıca şiirlerinin dışında deneme ve öykü türünde düz yazılarıda bulunmaktadır. ESERLERİ: Avuntu Yalnızlığım Dilsiz ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- PERİHAN YAKAR HAYATI: Kırklareli – Vize Doğumlu / Vize, tarihi itibariyle Bizans İmparatorluğu’nun önemli kentlerinden biriymiş. Günümüzde de sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda kirlenmeden şimdilik uzak kalabilmeyi başarabilmiş, ıhlamur kokan, kendine özgü kültür değerleriyle yaşayan, Trakya yöresinin tipik, şirin bir ova kasabası. 1 Nisan doğumlu bir bahar çocuğu Perihan YAKAR. Annesi erkek çocuk bekliyorken şaka gibi !... Halen; Hukuk-Felsefe ya da Sanat Tarihi okumayı hayal ediyor ! Türk Sanat Musikisi ile şimdilik avunuyor. Rahatsız ruhu onu hiç rahat bırakmıyor . Geleneksel ninnilerin acı tatlı tınısıyla çok fazla uyuduğunu düşünüyor. Yeryüzünün anaç taşlarından sözünü geri alıp, yüksek uçurumlarda (yankılar diye) çığlık atmak istiyor. İnatçı kuşlarla, çocuklara ve onların katıksız masumiyetine bayılıyor. Ha ! bu arada keçileri de kuzular kadar sevmeye başladı; nereden geldiyse ?... Arsız sardunyalarla kutusu vita fesleğen çiçeklerini nedense orkidelerden daha çok seviyor. ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- TÜRKAN İLDENİZ HAYATI: 7 Ocak 1938'de Düzce'de doğdu. İlkokulu ve ortaokulu Düzce'de okudu. 1956 yılında İstanbul Kandilli Kız Lisesi'nden mezun oldu. 1957'de girdiği İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni yarıda bıraktı, evlendi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde 20 yıl memurluk yaptıktan sonra emekliye ayrıldı. Şiirleri, Onüç, Varlık, Seçilmiş Hikayeler, Dost, Pazar Postası, Yelken, Yeni İnsan, Türk Dili, İnsancıl, Evrensel Kültür, Gerçek Sanat, Güzel Yazılar dergilerinde yayımlandı. Duygu yüklü şiirlerindeki romantik ve başkaldırıcı kadın kimliğiyle dikkat çekti. ESERLERİ: Taşra Kızının Deliceleri (1966) Havva Çıkmazı (1967) ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- BUNLAR BİR KAÇI İŞTE Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ mugmuge Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 şairane konuşup yazıyorum..doğamda var...ancaaak şair ve yazar olmak için nasıl çalışılmalı bilmiyorum..duyguların mesleği olur mu..öğretilir mi..yazarlık kurslarına gitmek doğru olurmu..doğaçlamadan yanayım..tekniği öğrenmem cok mu gerekli..ünlü şair yazarlarımızı ünlü yapan yazıları şiirleridir bence..bu konuda önerileriniz yardımlarınız için şimdiden teşekkürler Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ alamet-i farika Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 walla billa ben de pek güsel bi şairimdir ayıptır sölemesi. güsel şiir yazarım bi baksanız kaybolursunuz ama söylemem ki kimseye...??? gelelim konumuza.fazla feminist bi yaklaşım olacak belki ama bence kadın şairlerin azlığı biraz da erkek egemen medyayla alakalı. muhakkak ki bi yerlerde şairlik mesleği olan bi kaç cins-i latife vardır.bi kaçını da tanırız,takip ederiz.lakin popüler değillerdir,medyaya yakın değillerdir,bi de zamanımız servet-i fünun değil ki şairler egemen olsun edeebi hayatımıza... hem düşünsenize yılmaz erdoğanın,yusuf hayaloğlunun ya da ibrahim sadrinin,ahmet selçuk ilkanın şair sayıldığı bi coğrafyada yaşıyoruz. eğer bunlar şairse varsın kadın şair de olmayıversin... ha kadınlık durumuna gelirsek belki de başta söylediğim de yukarıdaki şıklara eklenebilir. kadınlar erkekler kadar aşklarını teşhir etme merakında değiller sanırım,bi de dediğiniz gibi şiir yazılan bi cins olmak bence büyük lütuf. bitti... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir Marcus Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 Siiri yazanlar erkek,okuyanlarda kadınlar. Evet sanırım haklısın nazan,bugüne kadar bana şiir yazan bir kadın hiç olmadı Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ y/k Gönderi tarihi: 14 Kasım , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 14 Kasım , 2006 sana öle geliyo arkadaşım. şiir gündeminden uzak olduğun kesin. şimdi sana bir iki usta kadın şairimizi söliim... Gülten Akın, İnci Asena, Ayten Mutlu, Yelda Karataş, Lale Müldür, Çiğdem Sezer, Betül Tarıman, Derya Çolpan, Türkan Yeşilyurt, Didem Madak, Serap Erdoğan, Nilay Özer, Zeynep Köylü ..... die uzaaaarrr gider bu e sende bu şairlerimizi bi zahmet araştır ve oku artık ........... Saydığın isimleri okudum. Kim olduklarından heberim var. Aslında senin birazcık şiir ile ilgin olsaydı, yapılan tartışmaları, gazetelerde çıkan haberleri birazcık olsun takip etseydin, ismini zikrettin kadın şairlerin dertlerinin ne olduğunu, "Nedem Kadın Şairlerimiz Yok?" sorusunu belki tam olarak anlayıp bana akıl vermek yerine daha düzgün cevap verebilirdin... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.