Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

y/k

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    341
  • Katılım

  • Son Ziyaret

y/k tarafından postalanan herşey

  1. y/k doğum gününüz kutlu olsun!

  2. :))) ilahi innocent, benbakmıştım ama Brad Pitt'e taş çıkarttığını bilmeden baktım vallahi hehhe arkadaş listeme ekleyeyim diye gelmiştim, İsmail YK arkadaşımı :) tanrım çok rezilim ben ya İsmail YK demiştim di miii
  3. y/k

    İtiraf Ediyorum

    Hiç yoktan özür dileyebiliyorum Aklıma gelmişken bir itirafda daha bulunayım. Mahallemize zamanında yapılan bir apartman vardı. Fenerbahçe Apt. Biz arkadaşlarla aldık sprey boyaları ve BEŞİKTAŞ apartmanı olarak değiştirdik. Apartman sakinlerinden özür diliyorum ama o apartmana o ismi verenden özür dilemiyorum.
  4. İşte güzel bir konu Nazım ve Atatürk... Nazım hayranı olduğum bir şairdir. Ve okuduğum bazı kaynak gösterilen kitaplarda Nazım'ın, Atatürk'ü sevmediği söyleniyordu. Hatta Nazım, Atatürk'ün arkasından için bol "S" olan küfürler bile etmiş. Atatürk de, Nazım hayranı birisi değildi. Yani ikiside birbirini sevmezdi. Ki sevmek zorunda da değiller birbirlerini. Nazım'ın şiirlerine gelince, Nazım Hikmet sadece aşk şiirleri yazsaydı severdiniz değil mi? Mesela bir şiirinde; "trrrrum, trrrrum, trrrrrrum! ... Trak tiki tak! Makinalaşmak istiyorum" diyen Nazım'ı şair olarak görmeyenlerin örnek gösterdikleri şiirinin bir parçası. O dönemleri bilmedikleri için zaten sürekli bu şiiri örnek gösteriyorlar. Neden bu şiirinin yanında "Davet" şiirini örnek gösteremiyorlar? Çünkü herkesin hayalinde yaşayan bir düzenin davetini yaptığı için. Nazım Hikmet'i vatanhaini olarak görenler Nazım'ın "Vatan Haini" şiirini okumalarını tavsiye ederim. Keşke onun gibi VATAN HAİNİ olabilsek! Nazım'ı siyasi görüşleri için sevenler vardı ama artık yok. İnanın yok. Eğer Nazım severler, Nazım'ı siyasi görüşü için sevseydi Türkiye yi "Türkiye Komünist Partisi" yönetiyor olurdu. Orhunca arkadaşım bazı sorular sormuş o sorulara genel bir cevap veriyim. Nazım Hikmet, bildiğiniz gibi Harbiye Mektebini bitirdi. Yani askeri lisede öğrenim gördü. Kruvazöru güverte subayı iken, sağlık nedeniyle askerlikten çıkarıldı. Bunları söylemenin sebebine gelince bir subay neden askerlikten ve savaştan kaçsın? 1922'de Nazım Hikmet "Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesinde" öğrenciydi. 30 Haziranda Nazım'ın yazdıklarını yanlış hatırlamıyorsam "Yeni Hayat ve Aydınlık" dergilerinde bulabilirsin. İstanbul Devlet Kütüphanesi gazete arşivleri bölümünde bulabilirisin. Kendi vatanında düşünüp, kendi vatanında yaza bilseydi eğer vatanını, vatanında severdi! Atatürkçüyüm diye geçinen insanlar var. O insanlar Atatürkü ne kadar tanıyorlar acaba? Özelliklede Atatürk'ü siyasetle birleştirdikleri zaman tam bir Atatürkçü oluyorlar. Nazım Bilindiği gibi komünist bir insandı fakat hiçbir zaman din ile yanyana gelmeyen bir insandı. Bugün hala Atatürk ve din yıllardan beri gündemde. Neden çünkü Atatürkçülerimiz, Atatürkü tanımadığı için. Aynı Nazım severlerin Nazımı bilmediği ve çıkarları uğruna kullandıkları gibi!
  5. y/k

    İtiraf Ediyorum

    Bende bazı itiraflarda bulunayım bare... Lise yıllarındayken kimya veya fizik hocamızın önlüğünün arkasına gazete kağıdından yaptığım kuyruğu takan ve onu yakan benim. Önlük de birazcık yanmışdı. Affet be hocam Yine lise yıllarındayken kızların soyunma odasına torpilleri atıp, iki arkadaşın bayılmasına sebep olan benim. Affedin be kızlar Yine lise yıllarındayken Atelye dersinde soyunma odasında sigarayı yakıp ve birazcık içtikten sonra sigaranın üzerine torpili koyup aradan yaklaşık 3 dk. geçtikten sonra patlamasına sebep olan da benim. Arkadaşlar, hocam af edin. Yine lise yıllarındayken bir hocamızın aldığı yeni arabasını sprey boyayla boyayan ve arkadaşlarımı da buna teşvik eden benim. Affet be hocam Yine lise yıllarındayken içtiğim bira kutularını tuvalet deliğine tıkayan ve tüm muslukları kırıp tuvaletin sular altında kalmasını da sağlayan benim. Affedin arkadaşlar Yine lise yıllarındayken kızlar tuvaletinden aynaları çalan da benim. Affedin kızlar Sevgili Ali Poyrazoğlu sen Muammer Karaca Tiyatrosunda oyununu oynarken, kulis'in yan tarafında bulunan bir koli içinde ki "Ödünç Yaşamlar" kitabından bir tane çalan benim. (Yine lise yıllarındayken) Şimdilik bu kadar yeter aklıma geldikçe yazarım.
  6. Bu post bizim bildiğimiz post mu? Eğer benim bildiğim post sa çok diğeceğim var. Arkasına modernizm şeysini takıpda sanat ve siyaset yapmak hatta modern olmak nasıl oluyor bu zamanda onu bilemiyeceğim. Ama bizler tarihimize, kültürümüze, geleneklerimize birazcık bakıp bizim olan post'u anlayabilseydik kıçımıza modernizm şeysini takdırmamıza gerek kalmazdı. Takıldım post'a, anlamıyorum modernizm den napiyim, suç benim mi?
  7. Bence Mevlana'nın ilk 18 beyiti yeterince anlatıyor: Dinle, bu ney neler hikâyet eder, ayrılıklardan nasıl şikâyet eder. Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryâdımdan erkek ve kadın müteessir olmakta ve inlemektedir. İştiyâk derdini şerhedebilmem için, ayrılık acılarıyle şerha şerhâ olmuş bir kalb isterim. Aslından vatanından uzaklaşmış olan kimse, orada geçirmiş olduğu zamanı tekrar arar. Ben her cemiyette, her mecliste inledim durdum. Bedhâl (kötü huylu) olanlarla da, hoşhâl (iyi huylu) olanlarla da düşüp kalktım. Herkes kendi anlayışına göre benim yârim oldu. İçimdeki esrârı araştırmadı. Benim sırrım feryâdımdan uzak değildir. Lâkin her gözde onu görecek nûr, her kulakda onu işitecek kudret yoktur. Beden ruhdan, ruh bedenden gizli değildir. Lâkin herkesin rûhu görmesine ruhsat yoktur. Şu neyin sesi âteşdir; havâ değildir. Her kimde bu âteş yoksa, o kimse yok olsun. Neydeki âteş ile meydeki kabarış, hep aşk eseridir. Ney, yârinden ayrılmış olanın arkadaşıdır. Onun makam perdeleri, bizim nûrânî ve zulmânî perdelerimizi -yânî, vuslata mânî olan perdelerimizi- yırtmıştır. Ney gibi hem zehir, hem panzehir; hem demsâz, hem müştâk bir şeyi kim görmüştür Ney, kanlı bir yoldan bahseder, Mecnûnâne aşkları hikâye eder. Dile kulakdan başka müşteri olmadığı gibi, mâneviyâtı idrâk etmeye de bîhûş olandan başka mahrem yoktur Gamlı geçen günlerimiz uzadı ve sona ermesi gecikti. O günler, mahrûmiyyetten ve ayrılıktan hâssıl olan ateşlerle arkadaş oldu –yânî, ateşlerle, yanmalarla geçti - . Günler geçip gittiyse varsın geçsin. Ey pâk ve mübârek olan insân-ı kâmil; hemen sen vâr ol!.. Balıktan başkası onun suyuna kandı. Nasibsiz olanın da rızkı gecikti. Ham ervâh olanlar, pişkin ve yetişkin zevâtın hâlinden anlamazlar. O halde sözü kısa kesmek gerektir vesselâm.
  8. Potansiyel var sende Süper bir fikir olması gereken o zaten. Mesela Mevlana'nın düşüncesini anlatan onun insancıllığını anlatan bir film süper olurdu.
  9. Bu güzel ülke de hangi konuda sistem var ki sinemada olsun? Sistem olsa zaten bunları yazmaua gerek kalmazdı. Çok güzel düşünmüşsün.
  10. y/k

    Mavi Gözlü Dev

    Rica ederim
  11. y/k

    Mavi Gözlü Dev

    Kızma canım kızma gelecek orayada
  12. y/k

    RESİM

    Teşekkür ederim.
  13. y/k

    Mavi Gözlü Dev

    En sonunda murdıma erdim dün seyrettim filmi. DİPNOT'a katılıyorum şiir sahnesi muhteşemdi. Biraz da üzüldüm sinema salonun da baya fazla boş koltuk vardı. Keşke "Mavi Gözlü Dev 2" olarak devam edip Nazım'ın Moskava yıllarını da anlatan bir film çekseler ne kadar iyi olurdu. Her neyse... Tavsiye ederim izleyin filmi. Bir de İstanbul da ikamet ediyorsanız eğer film çıkışı Nevizadeye gidip içkinizi yudumlarken Nazım'dan, şiir den konuşun. Biz yaptık çok güzel geçti sohbetler.
  14. y/k

    istanbul iktisat sahnesi

    Hangi sahnede oynanıyor bu oyun?
  15. y/k

    BARDA

    Şiddet hayatımızın bir parçası. Sürekli kaçmaya çalışırız ama süreklide karşımıza çıkar. Kısır döngü gibi bişey.
  16. y/k

    RESİM

    Evet. Küçücük bir şey...
  17. y/k

    Din Sanat Kültür

    Din – Sanat – Kültür Yıllardır çeşitli sanat dallarına konu olan “din”i, dinlerin dünya kültürü bakımından önemini ve farklı dinlerden olan insanların birbirlerine karşı olan saygı ve sevgilerini, geçmişten günümüze ne derece değiştiğini incelemek yerinde olacaktır. Din de sanat dediğimiz zaman, akla ilk gelen çoğunlukla film veya tiyatro gösterileridir. Fakat dini vecibelerin yapıldığı yerlere baktığımızda sanat ve din kavramını anlamak daha kolay olacaktır. Kiliselerin duvarlarını süsleyen yağlı boya resimler, Meryem ana heykelleri… Camiiler de ise hat ve tezhip çalışmaları… Neredeyse tüm dinlerde okunan ilahiler ve bu ilahilerin makamları, hepsi din ve sanatın birlikteliğini ortaya koyarlar. Ayrıca Allah’ın, 99 isminden birisi de Sanat dır. Müslümanlar için inandıkları İlahenin bile adlarından birinin sanat olmasına rağmen, zamanın da sanatın Müslümanlarca günah olarak kabul görmesi de düşündürücüdür. Fakat bu düşünceleri geride bırakıp, özellikle son dönemlerde Türk sinemasında dini unsurlar içerin filmlerin çekilmesi de bir o kadar güzel ve insanlar için dinin önemini ve belli eden din içerikli yapıtlardır. Son bir örnek vermek gerekirse Karagöz perdesinde oyun; “Hak dostum Hak” diyerek açılır. Yani “Allah dostum Allah” bu ayrıntı da din ve sanat ilişkisi üzerine din’in insanlar için önemi anlatan bir unsurdur. Kimilerine göre *****lik, saçmalık olan din savaşları esasında insanların, inandıkları dine karşı duydukları sevgidir. O dini korumalarıdır. Hal böyle olunca insan hayatında din’in önemi de ortaya çıkmış oluyor. İnsanların dinlerine verdikleri bu hassasiyet normal olarak kültürlerini de değiştirmeye başlar. Ve neredeyse tüm dinlerin özelliği olan “sevgi-saygı”dır. Çeşitli dinlere mensup insanların bir arada yaşaması da bu özelliğin vermiş olduğu, insanlık adına bir güzelliktir. Fakat gerektiğinde inandıkları değerler uğruna savaşıp, can verip, sahip çıkmışlardır da. Sanırım inanmayanların da kafalarında takılı olan sorulardan biri de budur. Mademki sevgi-saygı dinlerin ortak özelliği neden savaşmışlar? Bu sorunun cevabını, bazen en yakın arkadaşımızla nasıl kavga ediyorsak, o insanlarda savaşmışlardır. Cevabını vermek doğrumudur bilmem. Karar sizin… Ateist olarak bilinen bazı kişiler, kutsal kitaplardan alıntılar yaparak yazılanların ne kadar saçma ve yanlış olduğu göstermeye can atıyorlar. Kendi çevreme de baktığımda ateistlerin nedense “entelektüel” bir hava da olduklarını görüyorum. Sanırım bundan dolayı da insanlara doğruyu göstermeyi bir görev edinmişler kendilerine. Fakat bu görevlerini yerine getirirken, kutsal sayılan değerleri de küçük görmeleri evvela insanlık adına ayıptır. Kimse kimsenin değerlerini küçük göremez. Bu durum geçmişimizde de aynıydı. Geçmiş den günümüze değişen bir şeyler olduğunu görmedim. Hala dünya üzerinde milyarlarca inançlı insan var. Bu durum da esasında ateizm felsefesinin, milyarlarca insan için geçersiz olduğu ve yıkıldığının ispatı olabilir. Aynı komünizmin yıllar önce yıkılmasına rağmen, birkaç partizanıyla hayat bulmaya çalışması gibi. Birçok kez düşündüm dünya üzerinde ki insanlar inançsız olsaydı ne olurdu? Aklıma hiç olumlu, güzel cevaplar gelmedi. Toplumsal ahlak görüşünün olmadığı, insanlığın dibe battığı bir hayat vardı cevaplarımda. Çünkü dinler insanlara engeller koyar ve bu engeller tüm dinlerde insanlığın hayrına olacak şekildedir. Günümüzde bu söylediklerim saçma gelebilir. Ama unutmayın ki bizler şuanda hırsızlık, tecavüz vs. gibi şeylerin günah dan öte, kötü olduklarını bildiğimiz için yapmıyoruz. Çok gerilere gittiğimizde insanların din sayesinde bu tip davranışların kötü olduğunu algılayıp, gelecek nesillere kadar getirmişlerdir. Ve sonuç olarak dünya kanunlarında hepsi bir suç olarak görünmektedir. Ama bu şu demek; Artık insanlık dinlerden öğreneceklerini öğrendiler, neyin kötü neyin iyi olduğunu biliyorlar, gelecek nesiller bizlerden öğrenecekler demek değildir. Aksine dinlerin kayboluşu insanlığı geriletecektir. Arkadaş çevremde söz konusu din olduğunda sürekli tartışırız. “Namaz kılmazsın, oruç tutmazsın, dinlere inanmazsın ama Allaha inanırsın, dinleri savunursun, tasavvufi hayatın güzelliğinden bahsedersin, bütün dinlerin ilahilerini dinlersin sen ne biçim adamsın? Amacın ne?” gibisinden birçok sorular sorup duruyorlar. Bende hepsine gülerek “Boş veeeeeer” diyorum. Benim için esas olan, dinlerin kültür mirası olmasıdır, kutsal değer olmalarıdır. Bu sayede de birlikte yaşamanın önemi savunmaktır.
  18. y/k

    Mavi Gözlü Dev

    Pamukkaleye gitmeseydim bende ilk izleyip yorum yapanlardan olacaktım güya. Ne yapalım sağlık olsun. Bugün izleyecem bende. Dipnot'un anlattığı gibiyse fazlka gaza gelip eylem yapmasak bare:)
  19. Öyle birşey olsun ki Mustafa Kemal'in adı karışmasın. Ama imkansız gibi. Din denir Atatürk derler Dinsizlik denir Atatürk derler Ne istersiniz bu adam dan yahu...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.