∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 3 Mart , 2014 Gönderi tarihi: 3 Mart , 2014 Bilindigi gibi diktatorlugun yururluge gecebilmesi icin, sadece 3Y (yasama, yurutme ve yargi) yi ele gecirmek yetmez. Diktatorlugun diger bir ayagi da medyadir. Aslinda medya belki de toplumu kitlesel olarak olan bitenden haberdar etme adina en onemli ayagidir. Cunku diktatorun bu "ters gidisinin/burnuna dike gidisinin" ve de otokratik/hipokritik dusunce ve davranis sahibi olusunun altinda yaptiklarinin "sadece kendi cikarina uygun olaninin kitleye duyurulmasi adina" buyuk bir "yarari" vardir. Sonucta kitle yapilanlardan haberdar edilmezse, guncel olamaz ve bilhassa tamamen bilincaltisartlanmisliginin ve inancin temelinde yasam ve iliski suren toplum boylece etkilenmez. Iste aslinda diktatorun sadece OTOKRASINI YERINE GETIRME adina ele gecirdigi 3Y yeterli degildir. SADECE KENDI ISTEDIKLERININ DUYULMASI/GORULMESI de bunun medya ayagidir. Erdoğan'ın elindeki 'Alo Fatih'ler 03 Mart 2014 Pazartesi 10:10 Erdoğan'ın ihale dağıttığı işadamları rüşvet olarak 'havuz'a para attılar. Bu paralarla Erdoğan'ı ve AKP'yi destekleyen basını 'yaşatma havuzu' kuruldu. Medyanın yüzde 60'ını kontrolüne alan Erdoğan, 'iktidar karteli' yarattı HABER MERKEZİ- Basının yüzde 60'ını, televizyonun yüzde 70'ini kontrol eden Erdoğan'ın medyası şöyle: Sabah, Takvim, Akşam, Star, Yeni Şafak, Habertürk, Milliyet,Vatan. İktidarın elindeki TV'ler ise şunlar: ATV, A-Haber, Show TV, Star TV, NTV, Habertürk, Sky-360, TV24. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 3 Mart , 2014 Gönderi tarihi: 3 Mart , 2014 Demokratik ülkelerde iktidar medyasi olmaz.Türkiyede medyanin iktidarin eline gecmis olmasinin nedenlerinden en önemlisi bence gazeteci olma haysiyetine sahip olamamis kisiliklerin yandas patronlarin gazetelerinde calisiyor olmalaridir. Bu medya o kadar cüretini ve bagimliligini ilerletmiski ,yarin bu hükümetin devrilecegini,o na yandaslik yapanlarin hem ihanet hem yolsuzluk ve hem de bile bile yandasliktan sorguya cekileceklerini bile unutmus görünmektedirler.Zaten bu hep böyledir,insanlarin gözündeki pembe tablolar yerini bir karanliga biraktiginda yok olurmus.Su anda bu satilmis medya üyeri bir serapla karsi karsiya ancak bunun bir serap oldugunu bilmekten acizdirler,en büyük kayiplarida budur.Gördükleri manzaranin serap oldugunu anladiklarinda da is isten gecmis olacaktir. Su anda tutuklu gazetecilerin gazeteci olmaktan öte bir suclari yoktur.Ancak özgürce yandaslik yapan gazeteciler diktatöre hizmetten yargilanacaklardir yani gazetecilikten degil cünkü diktatöre hizmet vermek gazetecilik degil millete ihanettir. Diktatörün kafasindaki proje cok ürkütücüdür.Bu proje secim yenilgisi olsa bile iktidari devretmemektir.Gecenlerde böyle bir projeyi ima eder tarzda bir konusmasi oldu."BiZ DEVLETE EL KOYDUK"dedi diktatör.Bu sözün icerigi cok cok genistir ve irdelendiginde altindan iktidari teslim etmemeyide icerdigi anlasilir cünkü diktatörü bu yoldan cevirecek hicbir güc yoktur Türkiye'de su anda.Yani astigi astik kestigi kestik dedigi dedik bir durumla karsi karsiyadir Türkiye.Umarim yaniliyorumdur. saygilarla Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 5 Mart , 2014 Gönderi tarihi: 5 Mart , 2014 17 Aralik operasyonlarina kadar AKP+Cemaat isbirligi devam ediyordu.Dershane konusu basbakanin Cemaati deneme manevrasiydi.Onlarin tepkisinin ne olacagini ölcme ögrenme ic güdüsü ile hazirlanmis olan bir sondajdi.Bu sondaja cemaatin yaklasimi cok sert oldu.Bu operasyonla cemaat AKP'yi uyardi.Fazla ileri gidersen daha beteri olacak demek istedi. Basbakan denemek amaciyla bir sondaj yaptirmis ancak aldigi darbe ile sarsilmisti.Telas ve korku ile hemen karsi operasyonlar,demokratik cagdas hicbir ülkede olmasi mümkün olmayan siyasi manevralar,uygulamalar,cadi avi baslatildi.Manzara cok felaketti.Dünya Türkiye'de yasanan bu fasist uygulamalari dehsetle izliyordu.Görünüste AKP'nin ilk saskinligi gecmis gibiydi ama gercekte bu saskinligin yerini tutuklanma,hesaba cekilme korkusu almisti.Derhal:HSYK YASASI,INTERNET YASASI,MIT YASASI degistirildi.Bütün bu kurumlar bir tek kisiye devredildi.Basbakan Recep Tayyib Erdogan'a. Artik bu kurumlar basbakanin emriyle hareket edecekler.Basbakan istedigi yayini yasaklatacak,istedigi gazeteyi kapattiracak,MIT'e herkesi takip ettirecek.Kim ona karsi yaziyor kim bu yazilanlari yayinliyor,kim ona karsi gösteri yapiyor kim bu gösterileri yayinliyorsa kelle koltukta geziyor olacak artik. Yandas demeyi artik uygun görmüyorum cünkü yandas herkes olabilir,yandaslik pek te kötü bir sey degildir insan birseyin yandasi olabilir bu cok dogaldir.Yandas,Yoldas,Arkadas bunlar herkesin bir sekilde yasadigi kavramlardir.Yandas degilde amacta birlesen kendi cikarlarini devletin cikarlarinin üstünde gören ahlak yoksunu medya bozuntulari demek daha uygun düser bu yandas olarak adlandirilan medyaya. Avrupa'da hükümet yanlisi medya yok mu?Olmaz olur mu bu her ülkede olan birseydir ve de illa ki yanlis diye bir durumda yoktur bunda.Yanlis olan hükümet yanlisi olmak degildir,yanlis olan hükümetin yanlislarini göre göre bile bile örtbas etmek,gercekleri carpitip okuyucuya yanlis aktarmak özetle ülkeye zarar veren ne varsa bu yandaslik ugruna saklamaktir. Iste Alo Fatih olayida budur.Alo Fatih olayi yine cagdas ve demokratik ülkelerde yasanmasi mümkün olmayan ama yasandiginda ve ortaya ciktiginda sonuclari cok agir bir fatura ödemeyi gerektiren bir olaydir. Alman Eski Cumhurbaskani Wulf,kendisine atfedilen suc ortaya ciktiginda bunu manset yapan BILD Gazetesi editörüne veya yönetmenine her neyse telefon acarak (Yani Alo Fatih örnegi gibi)bu haberin verilmemesini istedi.Bu telefonun sonucu cok agir oldu.BILD Gazetesi konuyu yargiya tasidi.Cumhurbaskaninin kendilerine baski yaptigini söyleyip suc duyurusunda bulundu.Olayin patlak vermesi böyle basladi. BILD Gazetesi Almanya'da en cok satan ve de okunan bir Bulvar Gazetesidir.Ancak Alman Yasalari gazetenin cinsine bakmaz basin özgürlügüne bakar.Almanya'da gerek basbakana gerek cumhurbaskanina gerek baska bir kuruma karsi özgürce yazilir elestirilir sirasi gelince hakaret bile edilir.Ne var ki orada yazilan,elestirilen veya hakaret edilen kisi veya kurumlar mahkemelere kosup tazminat davalari acmaz sonra da tazminat kazandik sucuk yedik diye de dalga gecmezler.Bu bir kültür olayidir.Neyse konuyu dagitmayalim. BILD Gazetesi'nin iddialari ile sorusturma baslatan özgür ve bagimsiz Alman Savcisi ve mahkemesi tabir caizse Wulf'un posasini cikarincaya kadar onu sorusturdular,yargiladilar onun eski cumhurbaskani olduguna bakmadilar ve sonunda aklandi.Bizde basbakanla ilgili onlarca iddia var,savcilik dosyasi var oldugu halde hic kimse ona yaklasamiyor onu sorusturamiyor.Cünkü ne savcilarimiz,ne hakimlerimiz dolayisiyla yargimiz bagimsiz degildir,bagimsiz olmadiklari gibi vicdanen körlesmislerdir.Bu durum karsisinda ALO FATIH olaylarinin olmasi sasirtici degildir.Cünkü bir siyasetciyi bir basbakani bir cumhurbaskanini desifre etmesi gerekenler gazetecilerdir.Cünkü bu onlarin görevidir takip etmek,iliskilerini mercek altina alip bunlari eger devleti ilgilendiriyorsa derhal ifsa etmektir.Nasil ki sanatcilar foto muhabirleri tarafindan adin adim takip edilir izlenir ani durum önde gelen isimler icinde gecerlidir. Arada bir duyariz,basbakan kayboldu diye.Avrupada böyle kaybolan basbakanlar olmaz bu ne hikmetse hep ülkemizde yasaniyor.Birkac gün acaba nerde diye yazilir cizilir sonra ortaya cikar ki falan yerdeymis diye.Demek ki bizde medya yeterli degil bu konularda.Veya engelleniyor.Bence engellendikleri dogrudur ama gazetecilik engel dinlemez.Her ne olursa olsun gazeteci sonuna kadar gider.Ugur Mumcu'lar gibi. Türkiye'de Ana Medya AKP tarafindan satin alinmis medyadir.Gazeteleri ve televizyon kanallari ile resmen AKP icin calisirlar.Cünkü patronlarinin AKP'den cikarlari vardir bu cikarlar dolayli olarak onlarada yansidigi icin patronlarinin cikarlarini dolayisiyla kendi cikarlarini devletin milletin cikarlarinin üstünde görerek hükümetin yanlislarina dogru,ihanetine vatanseverlik,imansizligina da dindarlik derler ve bu dindarlik iddiasini o kadar abartirlar ki Allah sirk kosmak bile onlar icin bir görev haline gelir. Örnegin bir AKP'li basbakan icin söyle diyor:Allahin bütün vasiflarini üzerinde toplamis olan mübarek kisi.Basbakan da bu sözü tasdik edercesine:Rahmetimiz Gazabimizdan daha bol olacaktir.diyerek kendini Allahin ortagi konumuna sokmaktadir.Simdi burada gazetecilik ön plana cikmalidir.Ancak tam tersi oluyor,yine bu cikarci medya Allaha ortakligi görmezden geliyor yani bu sözleri milletten sakliyor. Ülkemizde son birkac yildir artik acik acik bir baski rejimi var.Bu gözle görülecek kadar asikardir.Devlet bir polis devleti olmustur.Demokratik her kimildama vahsice bastirilmaktadir.Millet bölünmüstür.Bir yanda AKP'li,bir yanda MHP'li bir yanda CHP'li diye millet bölüstürülmüs en vahimi ise bu bölüsme ufak ufak ic savasa dogru gitmektedir.Burada yine bu cikarci medya kendi cikarlari icin bu bölünmeyi hükümet lehine savunarak hükümete karsi olanlarla ilgili asagilayici ve gercek disi beyanlarda bulunmaktadir.Halbuki bunlar bir seyi unutuyorlar.Eger bu ülkede bir ic savas cikarsa bu ic savasi körükleyenlerin hepsi bundan olumsuz etkileneceklerdir. saygilarla Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.