Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ALLAH NEDEN BİRDİR?


ANTON_SZONDOR_LAVEY

Önerilen İletiler

bu başlığa hiç girmicektim aslında da..tarihteki gercekligi kanıtlanmamış olaylardan bahsedilecegini cok iyi biliyordum cünkü..

ama türkce de bir sorun yasanıyor gibi sanki..

 

burdaki 'bir',''tek'' anlamındaysa;'iki,üç,dört niye degil' demek garip kaçıyor..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 349
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

BEN HALA ATEİST ARKADAŞLARA BU ŞEKİLDE HAKARET EDİLEREK YAZILAN CEVAPLARA KARŞILIK VERMEMELERİNİ SÖYLÜYORUM..

 

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Selam,

 

Sözlerime basil basliyayim güclük cekmekteyim,sorgulamadan körü körüne ( müslümanim ) diyen sahislardan sorularinizin cevabini almak hemen hemen imkansiz oldugunu görüyorsunuz.

 

Islam Dinine inanan insanlarin anadan babadan atadan kalma fikirlerle kayitli kalmayip, her birimin sorgulayarak arastirarak iman etmeleri istenmektedir Kur`an da.

 

Bir noktaya ilginizi cekmek istiyorum.

Bu gün ortadogu ülekelerine bakiyorsunuz, lisanlari arapca olmalarina ragmen Kur`an in ruhundan anlamamislar,adeta birbirlerini yiyen kavimler halindeler.

 

yeryüzünde 1,5 2 milyar müslüman var oldugu söylensede acaba bunlardan kac tanesi hakkiyle Kur`an in ruhundan anlamis ve yasamakta ???

 

Neden geri kalmis ülkelerin cogunlugunu ( müslüman ) topluluklari teskil ediyor ???

Bu gün adeta dünya güvenligini tehdit eder durumuna gelmelerinin altinda hangi capik inanc yatmaktadir ve NIYE IKI YAKALARI BIR ARAYA GELEMEMEKTEDIRLER ???

 

Bana göre bu sorunarin kökeninde ISLAM kavramlarini anliyamamis olmalari sebebiyledir.

 

Olaylara bakis acilari tamamen yüzeysel olup ,anlatilmak istenen manalarin degil , sadece isimlerinde takili kalan zihniyetler yüzünden bu gün yeryüzü insanlari icin birer tehdit unsuru haline gelmis ( müslüman ) topluluklari. IGNEYI ILK ÖNCE KENDIMIZE BATIRMALIYIZ.

 

Süphesiz her insan herseyi kendi kapasitesi kadar degerlendirir.

Hakaretlere aldiris etmemeniz beni bu yüzden sevindirdi,herkes kendi kapasitesini orataya koyuyor.

 

Ben insanlari söyle degerlendiriyorum: bana göre siz,onlar ,baskalari benim baska versionlarimdir.

Aslinda özde hepimiz biriz .Sizin ateist olmaniz ,bir baskasinin bir baska inancta olmasi hic önemli degil.Esasen her bir birim bir digeri icin ayna gibidir anliyana.

 

Yani siz bensiniz , bende siz.

 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Insan olarak karsinizdayim ve tamamen tüm duygulardan azade ,evrensel boyutlarda size sordugunuz sorulariniza yardimci olmaya calisacagim.

 

Bilimsel aciklamalara gecmeden evvel size önyargi ile alakali düsüncelerimi kücük bir makale olarak aktarmak istiyorum,müsadenize siginarak.

 

GARDROBUYLA DOLASANLAR

 

BUDA NERDEN CIKTI DEDIGINIZI DUYAR GIBIYIM J

 

 

SATIRLARIMIN SONUNDA ISE NEDEN ( GARDROB ) KELIMESINI KULLANDIGIMI ANLIYACAKSINIZ UMARIM.

 

 

HEPIMIZ ( HASPEL KADER ) - KENDI ISTEGIMIZ DISINDA VE MEVCUT KOSULLAR ICINDE BU TOPLUM DA YASAMAKTAYIZ.

 

NEREDE DOGUP , HANGI AILEYE MENSUP , HANGI IRKTAN , HANGI RENKTEN OLMAYI

DILEME SANSIMIZ OLMADI SÜBHESIZ.

 

VE YINE HIZLA GECEN SU ZAMAN BIRIMINDE OKUL , ÜNIVERSITE , IS HAYATI , VE YUVA KURMA TELASI ICINDE GECIVERMIS YILLAR .

 

KENDIMIZE AIT KISILIK VEYA BIR KARAKTER , DAHA DOGRUSU HAYATI SORGULAMAMIZ ICIN GEREKLI ZAMANI YAKALAYAMADIK BELKIDE .

 

VE NITEKIM BU GÜN YAPAGELDIGIMIZ BI COK FIIL VE DÜSÜNMÜS OLDUGUMUZ BI COK MANA NE YAZIKKI

BIR BASKALARI ADINA SERGILENMIS HAL VE VAZIYET HALINI ALMIS.

 

BEN BÖYLE DÜSÜNÜYORUM DEDIGIMIZ KAC AN VAR KENDI ADIMIZA ?

 

COCUKLUGUMUZDAN TA SU AN KI ICINDE BULUNDUGUMUZ TOPLUMUN SARTLARINA KADAR GEREK ALDIGIMIZ EGITIM GEREKSE VERI TABANIMIZA GÖRE ALGILADIKLARIMIZ COK SEYI KENDIMIZE DEGER YARGI OLARAK BENIMSEMISIZ ., BU DEGER YARGI ADETA BIR KALIP , BIR KIYAFET GIBI BEYNIMIZDEKI YERINI ALMISTIR .

 

HERHANGI BIR KONUDA BU KESIN BÖYLEDIR DEDIGIMIZ MANA O KIYAFETIMIZIN OLUVERMIS BIRER KOLU VEYA BACAGI. HAYIRLI OLSUN, GÜLE GÜLE GIYINELIM J

 

GÜLEBILIYORMUYUZ ACABA ???

 

KARSIMIZDAKI INSANIN FIKIRLERINI O GARDROBUMUZDAKI KIYAFETIMIZE UYDURAMADIGIMIZ ZAMAN ÜZÜLÜYORUZ , KIZIYORUZ , ONDAN NEFRET EDIYORUZ , SIDDETE BILE DÖNÜSEBILIYOR BU TAVRIMIZ ZAMAN ZAMAN .

 

KARSIMIZDAKILERIN FIKIRLERINI YAPAGELDIKLERI FIILLERI KABULLENEMEMIZIN TEK SEBEBI O KENDIMIZE BICTIGIMIZ KISILIK KIYAFETI YÜZÜNDENDIR .

 

DÜSÜNCELERIMIZI HER HANGI BIR KONU HAKKINDA KILITLEMIS O KONU HAKKINDA GELECEK VEYA OLUSACAK YENI FIKIRLERE KAPATMISIZ . BELKIDE BU YÜZDEN KARSIMIZDAKI INSANLARI ANLAMAKTA GÜCLÜK CEKIYORUZ .

 

HAYATI BIZE ZOR KILAN SEBEBLERDEN BITANESI , BELKI DE BU KISITLI DÜSÜNCELERIMIZ DEN OLSA GEREK .

 

HER INSANIN GÖRÜS UFKUNA GÖRE IYI VE KÖTÜ , DOGRU VE YANLIS IZAHI VARDIR .

KISININ GÖRÜS MESAFESI NE KADAR KESKINSE O KADAR NET GÖRÜR ETRAFI SÜBHESIZ .

YA BAKIS ACISI KISITLI OLANIN ? NE KADAR GÖRÜS MESAFESI OLABILIR KI ?

 

BAZEN IKI INSAN BIR NOKTAYA BAKARDA BIRI DIGERINDEN FARKLI GÖRÜR VE ALGILAR .

BAKIS LA GÖRÜS ARASINDA KI FARK YASANIR HAYATTA ASLINDA.

 

BAZI KONULAR HAKKINDA HEM FIKIR OLABILIYORUZ , YINEDE KARSIMIZDAKININ BASKA KONUDA FARKLI DÜSÜNÜYOR OLMASINI BILMEK BILE YAKLASIMLARIMIZI YÖNLENDIREBILIYOR .

 

HAYATIMIZIN HER ALANINDA HOSGÖRÜSÜZLÜK HAKIM OLMUSSA EGER , BU BIZIM KENDIMIZE CEVRE SARTLANMALARI , 5 DUYUMUZLA ALGILADIKLARIMIZIN BEYNIMIZE ÖRDÜGÜ KOZA YÜZÜNDEN OLSA GEREK .

 

YA ALGILAYAMADIKLARIMIZ ??? TÜM HAYAT ALGILADIGIMIZ KADAR MI ???

 

DISIMIZDAKILERI KOZAMIZIN ICI KADAR DEGERLENDIREBILIYORUZ FARKINDAMIYIZ ???

BU DURUMDA KARSIMIZDAKINI NE KADAR TANIYORUZ ACABA ???

SÜREKLI KARSIMIZDAKINI O GARDROBUMUZDAKI KIYAFETE UYDURMA YERINE O NU ANLAMAYA CALISMAK ,

DAHA MANTIKLI OLMAZMI ?

 

 

SEVIYORUM DERKEN ONUMU YOKSA ONDAKI BENIMI SEVIYORUZ ???

 

SOSYAL HAYATINIZA BAKIN: ANLASAMAYAN CIFTLER , HOSGÖRÜSÜZLÜKLERININ ADINI SIDDETLI GECINME DIYE NITELENDIRMEKTELER .

HOS GÖRÜSÜN YERINE DAR GÖRÜS HAKIM OLUNCA SIDDETIN TEHLIKE LAMBALARI YANMAYA BASLAR .

SIDDET ILK ÖNCE BEYINLERDE BASLAR , DAR GÖRÜSÜN HER SAFHASI BIR SIDDET UNSURUDUR .

EYLEME DÖNÜSMÜS HALI ISE ONUN EN TAHAMMÜL EDILENEMEZ HALINDEN DOGANDIR .

 

EVET BÜTÜN MESELE HOSGÖRÜ !!!

 

INSANI ESYAYI DOGAYI HANGI KRITERE GÖRE SEVMELIYIZ ?

ICIMIZDEKI KOZAMIZIN SARTLARINA GÖRE MI YOKSA HER BIR BIRIMI OLDUGU GIBI KABULLENEREK MI ?

 

NE ZAMAN ANLIYACAGIZ KARSIMIZDAKINI FARKLILIGINDAN DOLAYI SEVMEMIZ GEREKTIGINI .

AKSI TAKTIRDE ONU DEGILDE ONDAKI BEN I SEVDIGIMIZI NE ZAMAN ANLIYACAGIZ ??

 

SAHI KONUMUZUN BASLIGI GARDROBUYLA DOLASANLAR DEMISTIK DEGILMI , SAHI BIZ ZAMAN GELIR EN SEVDIGIMIZ ELBISEYI ARTIK GÖZÜME HITAP ETMIYOR DIYE VEYA MODASI GECMIS DIYE ATABILIYORUZ DEGILMI . BIR ZAMANLAR COK DEGER VERIPTE GIYDIGIMIZ O ELBISE SANKI BIR ANDA OLUVERMIS ILKEL BIR GIYSI.

 

FIKIRLERIMIZINDE SÜREKLI ( UPDATE ) YENILENMESI GEREK DOSTLAR .

 

YOKSA ÖMRÜNÜN GECMIS HERHANGI BIR ANINDA INANDIGIN BIR SEYI KOZANDA HAPSETTIYSEN ,

VE O KONUDA YENI ACILIMLARA KAPALI ISEN , KIMSEYI SUCLAMAYA HAKKIMIZ YOKTUR .

KILITLI BIR ANLAYISIN CEVRESINE VEREBILECEGI COK SEY KALMAMISTIR.

 

SAHI SIZ SARTLANMALARINIZDAN ÖZGÜR DÜSÜNEREK TÜM BIR GÜN GECIRDINIZMI ?

 

BU GÜN KARSIMA CIKAGELECEK HER TÜRLÜ OLAY KABULÜMDÜR DEDIGINIZ OLDUMU ?

 

SABAH KALKTIGINIZDA SIZE YENI BIR GÜNÜN HEDIYE EDILMIS OLMASI SEVINCIYLE , BIR BÜTÜN GÜN TEBESSÜM ILE DOLASABILDINIZMI ? HICBIR SEYE SITEM ETMEDEN ÜFF CEKMEDEN ?

 

SIZE NASILSINIZ DIYE SORULDUGUNDA , CEVABINIZ NE OLUYOR GENELDE ?

BIR GÜNÜ FARKLI YASAMAYI DENEDINIZMI ?

 

 

GARDROPSUZ , KOZAZIS , SARTSIZ , HAYATI OLDUGU GIBI KABULLENEREK GECECEK BIR GÜN.

 

DENEYIN , BIR GÜN FARKLI BAKIN DÜNYAYA , GÖRECEKSINIZ KI HER GÜN AYNI GÖRDÜKLERINIZ TAMAMEN FARKLI GÖRÜNECEK GÖZÜNÜZE , YANMAK VEYA YANMAMAK SIZIN ELINIZDE .

 

SADECE ESKI VERSIONLARI UPDATE YAPMALISINIZ BU KADAR . ANLAYISINIZI YENILEMELISINIZ YANI.

 

ELLE TUTTUGUNUZ , GÖZLE GÖRDÜGÜNÜZ , YANI BES DUYUNUZUN DISINDA OLUSAN GELISMELER DEN BAHSEDIYOR DÜNYA BILIM ADAMLARI , FARKLI BOYUTLAR DAN BAHSEDIYORLAR .

 

BES DUYUMUZDAN AZADE DÜSÜNMEDEN BI COK BOYUTLARI YASAYAMAYIZ DOSTLAR . BUNUN ICIN HER TÜRLÜ BILIM VE ILIME ACIK OLMALIYIZ .

 

ZEKA , BES DUYUMUZUN VERDIGI ALGILARI VERI TABANIMIZDA YANI BEYNIMIZDE DEGERLENDIREREK ISLEVE SOKTUGUMUZ SEYLERDIR . VE BUNLAR KISITLIDIR DÜSÜNÜLÜRSE.

 

AKIL ISE BUNLARIN ÖTESINDE BIR SEY , SINIRSIZ DÜSÜNEBILMEKTIR AKIL .

SINIRSIZ DÜSÜNEN LE BES DUYUSU NUN IZNI KADAR DÜSÜNEBILENIN ARASINDA KI FARKI DA SIZ DÜSÜNÜN .

 

BU DURUMDA SU CIKIYOR ORTAYA , HER BIR BIRIME VERDIGINIZ DEGER YA ZEKA ÜRÜNÜDÜR BIR YERE KADAR VE KISITLIDIR .

 

YADA AKIL ÜRÜNÜDÜR KI BU SINIRSIZ VE EBEDIDIR .

 

 

HOSGÖRÜ AKLIN ÜRÜNÜDÜR. Okyanus74

 

Bu yaziyi kimligim olarak ta algilaybilirsiniz.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Simdi sizin sorulariniza gecmek istiyorum.

 

ALLAH neden birdir ?

ALLAH MI ? , tanri mi ?

 

Buyruklarini dinleyip yaparsak hosnud olup bizi cennetine koyacak , buyruklarini dinlemeyip uygulamadigimiz zaman bizi cezalandirip cehennemine atacak ötelerde yukarilarda biryerlerde bir Tanri mi var ??? Andromediada ? Süpernovada ? Samanyolunda ? nerede ? hangi galaxide bu tanri ???

 

Yukarilarda biryerlerde celalli bir tonton dede , bizleri yeryüzüne salan , yaptiklarimiza ettiklerimize sesini cikarmayan ? cikaramayan ?

 

Iki takla bir bakla namazimiza ihtiyaci olan ? Onu sevinsin diye Kurbanlar kesen ? Hosnud olsun diye senenin bir ayini ac kalmamizi isteyen mi ?

 

Bunlari yapmadigimiz zaman sinirlenen celallenen , hatta adeta görüsürüz sizinle kiyamet günü diyen ve eli kolu bagli bizi izleyen bir tanri mi ???

 

Acaba böyle bir tanrimi hayal ediyoruz aklimizda ???

 

Bakiniz ,bir an farzedelimki böyle bir tanri var yukarilarda bir yerlerde , herhangi bir galaxide ikamet eden ve bizi oradan dogru izleyen.

 

Ve biz insanoglu ,yerimizi boyutumuzu bir analiz edelim.

 

Bir kac tane uydusu olan Günes sistemi icinde yasamaktayiz . Hacmi icinde yasadigimiz dünyadan 1.303.706 defa büyük olan Günes.

 

Ve bu günes sistemi gibi 400 milyar yildizi icinde barindiran ( Samanyolu ) dev bir galaxi degilmi ?

Merkezden 32.000 Isik yili uzakliginda . Ne demek biliyormusunuz ?

 

Bir arac düsününki 1 saniyede 300.000 kilometre hiz yapiyor x 60 saniye

x 60 dakika

x 24 saat

x 365 gün = 1 ISIK YILI

x 32.000 isik yili , saniyede 300.000 kilometre hizla :) düsünün.

 

Cikan sonuc bizim bilmem kac milyar sene sonra Samanyolu gezegenine varmamiz olacak.Isterseniz yolculugumuza ayni hizla devam edelim ve en yakin komsumuz olan Andromediaya gidelim mi ???

 

Samanyolundan Andromedia ya da bir kac milyar dünya senesi icinde varmis oluruz.Olan olmus buradan gelmisken Süpernova gezegeninede gidelim isterseniz , cok uzak degil merak etmeyin. Sadece 167.000 ISIK yili birkac yüz milyar yil sürer nolacak :)

 

Eee buraya kadar gelmisken Chartwhell gezegeninede gidilemzmi ,merkezden 500 milyon ISIK YILI uzakliginda . TAKIP EDEBILIYORMUSUNUZ ???

 

ARTIK GERIDE BIRAKTIGIMIZ HERSEY BIR YOK HÜKMÜNDE KALDI !!!

 

Ben derimki kaybolmadan geri dönelim ne dersiniz ???

 

Bi hayli yolumuz var dünyamiza varmaya , hem bu kadar sene sonra acaba Dünya yerinde duruyormudur ???

 

Lütfen sayin dostum düsünelim bir .

 

Farzedelimki yukarida bahsettigim gibi bir tanri ve bu tanri 500 milyon isik yili uzakliginda bir gezegende .

Simdi iyi bir düsünelim sözüm o bilimsel yaklasamayanlara aslinda , bu tanri senin kildigin namazdan , tuttugun oructan, kestigin kurbandan, yaptigin ibadetten ne kadar etkilenir bir düsünün ???

 

Farzetki vücudunda trilyonlarca hücrelerden bir tanesi isyan etti , bundan sen ne kadar etkilenirsin ?

Veya senin ona karsi isyanin onu ne kadar etkiler ??? Lütfen.

 

YUKARILARDA ,ÖTELERDE, DISINIZDA ,UZAGINIZDA BÖYLE BIR TANRI YOK !!! ISIN KÖTÜSÜ BU

 

Burada sizinle hemfikiriz herhalde dostum.

 

Eee ?? ne var peki ??? Hersey bir istihsam halinde iken bu kudret , bu yaratici nasil bir seyki ???

 

Bakiniz , Kur`ani Kerimde bir uyariya dikkatinizi cekmek istiyorum .

 

" Ey Iman edenler , Iman ediniz ,, !!!

 

Kimelere hitab ediyor dersiniz ???

 

Yukarida bahsettigim tanri anlayisi icinde olan Hz.Resulullah in ashabinaydi bu uyari !!!

Iman edenlere yani. Onlar öyle bir ashabtiki üstelik cok sansliydilar cünki Resulullahin zamaninda yasamakt idiler .

Yaptiklari ibadetler ise günümüz müslüman inin alasi seklindeydi emin olun.

 

Ve dahi yaptiklari ibadetler dolayesi ile olsun , yasantilari halleri ile olsun günümüz müslümanindan kat kat deger ifade eden bu insanlara geliyordu bu uyari . " EY IMAN EDENLER , IMAN EDINIZ ,,

 

Onlar namazlarini dört dörtlük eda ederler , zekatini verirler , hac görevini yerine getirirler,oruc tutarlar,toplum hak hukukuna riayet etmekte idiler , ama ! Allah ismi ile isaret edileni anliyamamislar , kafalarinda farkli bir tanri anlayisi icinde idiler .

 

Ve nitekim kac tane sure icinde , vay o namaz kilanlarin haline ki , yanlarina yorgunluktan baska bir kar kalmaz buyrulmus.

Ve , vay o oruc tutanlarin haline ki , yanlarina sadece ac kalmisliklari kalmistir.

 

Simdi sizin gibi hayati sorgulayan , neye ne icin inanmak zorunda olmalarini sorgulayan arkadaslara ,

kendileri neye nicin inandiklarini bilmeyen günümüz müslümani nasil cevap verebilsin ???

 

Allah in varligi ve ( tek ) ligi hususuna cevabimi yarin insallah devam edecegim.

 

Selam üzerinize olsun,iyi geceler simdilik.Okyanus74

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

HY saçmalıklarından seçmelerle karşı karşıyayız sanırım. "Demir'i Muhammed buldu" diyebilirsen hemen şurada müslüman olacağım. Ama diyemezsiniz. Çünkü demir Muhammed'den çok önce bulunmuştu. Bilinen bir şeyi "bak işte nasıl da yarattık. Bunda size faydalar var" demek neyi kanıtlar? Ateş için de aynı şey söz konusu.

 

Ayrıca 7 kat göğü hala atmosfer tabakaları diye saymaya kalkıyorsunuz ya pes doğrusu. H.Y 'nın peşine düşerseniz, dininizi bilmediğiniz de çıkar ortaya.

 

37/6- Biz en yakin gögü zinetlerle, yildizlarla donattik.

 

Demek ki neymiş? Yıldızlar atmosfer tabakalarının arasındaymış.. Hem de en yakın atmosfer tabakasını süslüyorlarmış... PES...

esselam aleykum iNSALLAH derim o demir bahsine ancak sunu söyleyeyim bunu bir itiraf olarak kabül ediyor ve imani durumunuzu göz önüne alarak diyorumki ALLAH hidayet nasip etsin

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tüm inançlar asılsızdır: Çoğu kez insanları etkilemek ve onların üzerinden para ve rant kazanmak yada bir topluluğun dikkatini çekmek adına ortaya atılan "fizikötesi" inançların tümü asılsızdır. Mucizevi, efsanevi, inanılmaz görünen bütün olayların arkasında bilimin ışığında parıldayan FİZİK KANUNLARI ve olağan etkileşimleri vardır. Evrenin hiçbir yerinde madde, kendi sınıfının fizik kanunları dışında "bilimselliğe zıt" bir eylemde bulunamaz. Doğa, ancak ve sadece "doğal" nedenlerle açıklanabilir. Yaşamımızda her şey pozitiftir. Gelmiş geçmiş tüm manevi inançlılar: Ya etraflarındakileri kandırırlar, ya kendilerini kandırırlar, yada ikisini birden yaparlar. LUTFEN ARAŞTIRALIM.KANDIRMAYALIM, KANDIRILMAYALIM.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar Allah kimseyi zorlamıyor.Açıkça delillerini ortaya koyuyor seçimi insana bırakıyor.Şimdi biraz derin düşünmenizi istiyorum.Ayet aynen şöyle "GÖĞÜ BİZ YARATTIK ONU GENİŞLETİCİYİZ".İşte açık bir mucize 1400 sene evvel söylenmiş bir söz 2000 li yıllarda ancak doğrulanabiliyor.Bilim adamları yeni yeni açıkladı uzayın genişlemekte olduğunu.Objektif düşünen bir insan bunun gerçekten mucizevi bir ayet olduğunu hemen saptar.Dinde en önemli şey Allah'ın birliğidir.En büyük günahta ALLAH'a ortak koşmaktır.Lütfen aklınızın kenarıyla değil derin derin düşünün gerçek şu ki tarafsız olarak düşünüpte ALLAH'ın varlığını inkar etmek imkansız.ALLAH'ı inkar edenlerin bunu hangi gerekçeyle yaptıklarını kendilerine bir sorsunlar acaba dinledikleri bazı gruplar öyle diye mi sadece bir özenti uğruna mı ya da işlerine gelmediği için mi bunca delili elinin tersiyle itip kendilerini mutsuzluğu atıveriyorlar.Ben ALLAH'a inanmayan bir insanın mutlu olabileceğine inanmıyorum.Hep bir boşluk içinde kendini kandırıp durur hiç bir zaman o insanı mutlu edecek olan dengeyi sağlayamaz.ALLAH' a sığının hep onu düşünün ve günahlarınız için af dileyin ALLAH tövbeleri kabul edendir.Zaten insan yapısı itibari ile de hata yapar önemli olan hatasını anlayıp doğruyu bulmaktır.ALLAH'ın istediği de budur.Nefisinizi ALLAH için dizginleyebilirseniz hayatınızda bir şeylerin değişeceğini göreceksiniz.(Mesela canınız çok istediği halde ALLAH yasakladığı için içki içmemeniz.)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

VARLIĞIN YOKLUĞA TERCİH EDİLMESİ

(derleme)

Big Bang neden oluştu?

Varlık yokluğa göre neden mevcuttur?

 

Bunlar kozmolojinin en önemli sorulandır. Cevabını Wilczek buldu.

Wilczek teorisini «Büyük birleştirme teoremleri»ne cevap verdiğine inandığı «ŞİŞKİNLİK teoremi» için geliştirdi. Fakat bu «Şişkinlik teoremi» terk edildikten sonra da Wilczek'in önermesi gerçeklendi. Şişme teorisinin bir diğer tutarlılığı da evrende niçin toplam 1080 tane parçacık olduğunu açıklamasıydı ve bu da evrende anti-maddeyi reddeden görüşün canına minnetti.

 

Çünkü Wilczek, «Parçacıkları oluşturan enerjinin nereden geldiğini» bularak şişkinlik teorisinin 4 yıl tedavülde kalmasını sağlamıştı. Önce evrenin toplam enerjisinin «SIFIR» olduğu W. de SİTTER'in «Madde içermeyen, saf enerjisi olan, hiçbir maddî parçacığı olmayan, dümdüz ve sınırsız uzay modelini» seçti. Hiç madde barındırmayan bir evrenin (Big-Bang ile) bu evrene niçin tercih edildiğini, yâni (Enerjinin hesaplanabilir bir nicelik olduğundan) «Parçacıkları oluşturan enerjinin nereden geldiğini, Big Bang'in niçin olduğunu» cevaplamaya koyuldu.

 

Sitter'in «Saf enerjiden oluşmuş» modeli ile evrenin «Şimdiki maddeden oluşmuş» yapısı arasında (O enerjiden bir kısmının maddeleşmesiyle ortaya çıkmış bu maddî evrenin) başlıca farkını Wilczek iyice belirledi:

Birbirine yakın duran iki maddî cismin birbirlerine uzak olduklarından daha az enerjileri vardır. (Yakın olanları birbirinden zor ayırırız, enerji vermeden ayıramayız.)

 

Bu da gösteriyordu ki, bir çekim alanının kendi (negatif diyebileceğimiz) bir enerjisi vardır. Bu enerji ile maddenin kendi (pozitif enerjisi) birbirini giderdiğinden, toplam evren enerjimiz şimdi «sıfırdır» diyoruz. Şişkinlik teoremi, Big Bang teoreminden farklı ola-rok «Madde üretebilmeye» izin veriyordu.

 

Sıfırın kendisiyle çarpımı yine sıfırdır. Dolayısıyla negatif enerji kendi kendini çoğaltamaz ama pozitif enerji (Enerjinin korunması ilkesine ters düşmeden) şişkinlik teoreminde kendini katlar ve niceliğini artırır. Aynı anda negatif enerjiyi de katlayarak çoğaltır. Bu ikisi, birbirini sürekli sıfırlayarak, sayılarını artırır.

 

Evren genişledikçe maddenin seyrelmesi nedeniyle bu durum şimdiki evrene göre mümkün değildir. Ama birden şişme olduysa, süper soğutulmuş bir evrende, genişleme hâlinde bile enerji yoğunluğu sabit kaldığından, genişleme oranında madde ve çekim enerjileri (Pozitif -negatif enerji ikilisi de sayıca katlanır. Böylece Hoyle'un sürekli yaratılan madde savı da doğrulanırdı. Ama ne var ki, «Şişkinlik modelleri» bırakılınca, bu varsayım geçersiz kalmıştır.

 

Fakat Wilczek'in teorisi bize çok önemli bir şeyi ispat etmiştir. Varlık durumundaki enerji miktarı, yokluk durumundaki enerji miktarına oranla daha az olduğunda, termodinamik ısı dengelemesi (Doğa sistemlerinin en yoğun enerji düzeyinden, en düşük enerji durumuna hareket etmesi ilkesi) uyarınca, boşluk denen saf enerji vakumu, kendiliğinden kararsız olup, saf enerjisinden madde üretecektir. Böylece saf enerji durumundaki boşluk (De Sitter uzayı) Big-Bang'i oluşturmuştur.

 

Bunu en yalın şöyle anlatabiliriz: Saf enerji ile saf madde arasında, termodinamik tek yönlü bir gidiş vardır. Çünkü salt enerjinin olduğu bir «Varlığın» henüz maddenin «Yokluğu» durumundaki enerji niceliğini ölçümleyebilirsek, «Maddenin var olduğu VARLIK» durumundaki enerji niceliğiyle farkın: kıyaslayabiliriz.

 

Madde, bağ enerjisi (Pozitif enerji) ile çekim enerjisine (Negatif enerji) gerek duymaktadır. Enerjiyi maddeye dönüşmediği sürece, bağ enerjisi ve çekim enerjisi toplamıyla «Maddesiz bir evrende» (De Sitter'in içinde madde olmayan dümdüz uzayında) düşünebiliriz.

 

Varlık durumundaki enerji miktarı, yokluk durumundaki enerji miktarından daha az olduğunda, ısı farkını kapatmak üzere hareket ettiğinde, saf enerjili Sitter uzayında kararsız ve hemen bozulmaya hazır bekleyen statik enerji dalgalanacak ve kendiliğinden madde üretmek üzere «Big Bang» patlaması yapacaktır.

Wilczek'in açıklaması, ardından yeni bir soru getiriyordu:

«Varlığın yokluğa tercih edilmesini açıkladınız da, bu saf enerji Sitter'in uzayına nereden geldi? O enerji oraya nasıl geldi?»

Bilim, «Nereden ve nasıl» sorularına cevap aramaya can atar. Ama «Onu oraya KİM getirdi?» sorusunun sorulmasını sevmez.

 

Çünkü «resmî bilim» ALLAH'ı dışarlamak için elinden geleni yapmaktadır. Bunun biz inananlara büyük yararı vardır. Çünkü kâinat Allah'ı hem gizler hem gösterir. Onların gizlemeye çalıştığı bize görünen olur. Soru ilerledikçe ALLAH'a yakınlaşılır. «Enerjiyi oraya ne getirdi, nereden getirdi, nasıl getirdi?»

 

Yeni cevap arayışlar sonucunda «Sürekli yaratılıp yok olan ve yeniden yaratılan evren» modeli (Pulsatif evren) geliştirilmişti.

 

Daha sonra «Paralel evrenler» gündeme gelince, bu enerjinin «Paralel 'bir uzaydan geldiği» ya da «Yaradılıştan (Big Bang) çok az önce çöken bizden önceki bir evrenin kozmik karadeliğine çökerek, tünelin ucundan bize fırlattığı enerjidir» diyeceğiz. Bu da yeni soru fakat aynı sorudur.

 

«Pekiyi, o enerji oraya nereden geldi?»

Cevap: «Süper Uzay'dan ya da Sonsuz özünlü ener-fiden...»

 

Yine aynı soruyu soracağız: «Süper uzayın nûr'u nereden geldi?» Hyper uzaydan (Mutlak misâl âleminden)... «Ya oraya?»

 

Böyle sora sora ateist bilim adamları ancak milyon yılda Arş'a dayanacaklardır.

 

Bir soru daha: Niçin «Varlık» yokluğa tercih edilmiştir? Varlık ve yokluk birbirine özdeştir, ebedi dengededir. Eğer, bunun üzerine bir TEKİLLİK (Tanrı, Allah) rey hakkı kullanmazsa, yaratılamazdık. Ama Allah (Hallak, mütekevvin) «OL!» iradesini buyurmuştur. İşte sözünü ettiğimiz TEKİLLİK=ALLAH'ın Ehad oluşunun sembolik kendisidir.

 

Üstelik bu tekilliklerin KAÇINILMAZ olduğunu Fiziko-matematik ispat ile HAWKİNG-PENROSE ikilisi ortaya koymuşlar, YARATILDIĞIMIZI bilim tarihinde ilk kez ispatlamışlardır.

 

Sonuçta nasıl ki karadelikler bizi yutacaksa, sonun en başındaki yaratılış patlaması sırasında da bu karadelikler yaratılmış ve bizi üretmişlerdir. Tıpkı ENBİYA–104. âyette olduğu üzere biz «İADE» edilmiş, ALLAH''a RÜCÛ ile ÇEVRİLMİŞ oluyoruz. Yine aynı mantıkla bizler söz konusu âyet gereği, «YENİDEN BİR BAŞKA ÂLEMDE» tekil olarak, tekillikli (Ehaddiyet, Vahdaniyet) yaratan tarafından aynen iade edilecek ve mahşeri müşahede edeceğiz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tüm inançlar asılsızdır: Çoğu kez insanları etkilemek ve onların üzerinden para ve rant kazanmak yada bir topluluğun dikkatini çekmek adına ortaya atılan "fizikötesi" inançların tümü asılsızdır. Mucizevi, efsanevi, inanılmaz görünen bütün olayların arkasında bilimin ışığında parıldayan FİZİK KANUNLARI ve olağan etkileşimleri vardır. Evrenin hiçbir yerinde madde, kendi sınıfının fizik kanunları dışında "bilimselliğe zıt" bir eylemde bulunamaz. Doğa, ancak ve sadece "doğal" nedenlerle açıklanabilir. Yaşamımızda her şey pozitiftir. Gelmiş geçmiş tüm manevi inançlılar: Ya etraflarındakileri kandırırlar, ya kendilerini kandırırlar, yada ikisini birden yaparlar. LUTFEN ARAŞTIRALIM.KANDIRMAYALIM, KANDIRILMAYALIM.

neden dini bir konuda anlad1g1m kadar1yla inanc1 olmayan birisi olarak yaz1 yazma ihtiyac1 hissettiniz???yani bu insanlar1n inanmaya haklar1 yokmu veya 1nand1klar1 bilgileri paylasmaya ben foruma yeni üye oldu forumdaki konulara bakt1g1mda felsefe bölümünde ataizm ile alakal1 bölüm var isterseniz siz orada yaz1n veya bilm forumunda bir fikir inanc1 olmayanlar1n herhangi bir din üzerinde ahkam kesmeleri hiçde hos degil esas gayeniz ne sizin??? :excl::excl::excl:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sen vücudunda kaç kişisin bana cevab verebilirmisin bak kainat senin vücudun gibidir bakmasını bilebilsen görebilsen tıpkı bir vücudun organları gibi gökte güneş bir tanedir ve her şey ışığını o bir tek güneşten alır bir olan bir şeyin sence kaç tane sahibi vardır bir kılıcı kaç el tutar cevabını iki olması imkansız bir kılıç bir kişiye aittir bir tek iradedir bir tek irade yapmıştır bunun gibi kainatta tek bir kılıç gibidir ve bir zat aittir bilmiyorum cevab tatmin ettimi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ARKADAŞLAR MERHABALAR

İnsanlara bir yönden hak veriyorum aslında,düşünen sorgulayan insanların doğruyu bulabilmesi daha kolaydır hem.yanlız bile bile gerçeği kabul etmeyen insanların durumunun felaket olduğunu bildiğim gibi neden bile bile reddettiklerini ve Allah'ı yok saydıklarını anlayamam.öyle bir soru sormuşsunuzki neden iki üç değilde 1........Kuran'da Allah'ın bir olduğunu onun kulunun ve elçisinin Muhammet olduğunu okuyup karşıma çıkıyorsunuz diyosunuz yani bilimsel bir kanıtınız yok diyosunuz?

siz baştan kendinizi inandırmışsınız inanmamaya elden bişey gelmezki

özetle Allah dönem dönem insanları uyarmak için peygamberler göndermiştir. onlara bir ışık yol gösterici olsun diye kendi kelamından olan kitaplar göndermiştir.zamanla insanlar bu dinleri(kitapları ve peygamberlerin ağızlarından çıkan sözleri)kendi kültürlerine iyiniyetli veya kötüniyetli uydurmuşlar onları değiştirmişlerdir bazı kesimlerin dine düşmanlığı burdan kaynaklanmaktadır aslında.yalan yanlış uydurma bilgilerden saçma sapan geleneklerden.ama ben elimden geldiği kadar mantıklı biri olarak Allah'ın varlığına birliğine onun peygamberinin Hz.Muhammet olduğuna kitabının Kuran-ı Kerim olduğuna inanan biri olarak bilimsel bir delilede ihtiyaç duymuyorum ALLAH kendini belli etse imtihanın bir anlamı kalırmı bende size bu soruyu sorayım ozaman

Vucudunuzda sizin yaşamınız için çalışan,ölen yerisine yeniler gelen trilyonlarca hücre hangi gücün verdiği ruhsatla çalışıp bu soruları sormanızı ve inkar bilgilerinin taşımanızı sağlıyor acaba?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Eklemek istediğim bişeyler daha var....yoktan var edilme meselesi önemlidir.yoktan var edilmekle kasıt doğrudur.çünkü bedenlerimiz yaratılmadan önce yoktuk dünya yaratılmadan önce yoktu ruhlarımız yaratılmadan önce yoktuk.canlı cansız bütün maddelerin özü -bunu sizlerde bilirsiniz- H.Z Muhammedin nurudur.o bile yoktan var edilmemiştir aslında Allah kendi nurundan üfleyerek yaratmıştır.Dolayısıyla tüm varlıklarda bu nurdan gelmiştir.H.Z Adem'in bedeni yaratılırken dünyanın çeşitli bölgelerinden toprak alınarak karıştırılmış ve öyle vucuda getirilmiştir yani bu beden ol diyip aniden ortaya çıkmamıştır.belli bir aşamadan geçmiştir..dünya yaratıldığında evvela çok sıcaktı yaşamaya müsahit bir yer değildi belli aşamalardan sonra canlılar için uygun bir hale geldi.ol deyince dünya olmadı yani.....bir ağaç bile yetişirken su lazım fotosentez lazım güneş ışığı lazım çeşitli aşamalar lazım ol deyincede ağaç olmuyor yani.bizlerde öyle değilmiyiz.anamızın karnından bu halimizle çıkmıyoruz değilmi bebek olmamız lazım çocuk olmamız lazım.kısaca herşey belli aşamalara bağlı.ve Allah yarattıklarını belli aşamalarla yaratıyor

İnsallah söylediklerimi dilimin döndüğünce aklımın erdiğince anlaşılır bir şekilde anlatabilmişimdir.

 

 

 

ARKADAŞLAR MERHABALAR

İnsanlara bir yönden hak veriyorum aslında,düşünen sorgulayan insanların doğruyu bulabilmesi daha kolaydır hem.yanlız bile bile gerçeği kabul etmeyen insanların durumunun felaket olduğunu bildiğim gibi neden bile bile reddettiklerini ve Allah'ı yok saydıklarını anlayamam.öyle bir soru sormuşsunuzki neden iki üç değilde 1........Kuran'da Allah'ın bir olduğunu onun kulunun ve elçisinin Muhammet olduğunu okuyup karşıma çıkıyorsunuz diyosunuz yani bilimsel bir kanıtınız yok diyosunuz?

siz baştan kendinizi inandırmışsınız inanmamaya elden bişey gelmezki

özetle Allah dönem dönem insanları uyarmak için peygamberler göndermiştir. onlara bir ışık yol gösterici olsun diye kendi kelamından olan kitaplar göndermiştir.zamanla insanlar bu dinleri(kitapları ve peygamberlerin ağızlarından çıkan sözleri)kendi kültürlerine iyiniyetli veya kötüniyetli uydurmuşlar onları değiştirmişlerdir bazı kesimlerin dine düşmanlığı burdan kaynaklanmaktadır aslında.yalan yanlış uydurma bilgilerden saçma sapan geleneklerden.ama ben elimden geldiği kadar mantıklı biri olarak Allah'ın varlığına birliğine onun peygamberinin Hz.Muhammet olduğuna kitabının Kuran-ı Kerim olduğuna inanan biri olarak bilimsel bir delilede ihtiyaç duymuyorum ALLAH kendini belli etse imtihanın bir anlamı kalırmı bende size bu soruyu sorayım ozaman

Vucudunuzda sizin yaşamınız için çalışan,ölen yerisine yeniler gelen trilyonlarca hücre hangi gücün verdiği ruhsatla çalışıp bu soruları sormanızı ve inkar bilgilerinin taşımanızı sağlıyor acaba?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

hakka inanmayan arkadaşlar aşağıyı okuyun

bu sözlerin sahibinin okuma yazması yok

bu erenlere dahil olan insan dünyaya gelip gidiyor ve bunuda bir kimse yıllar önce yaşadığı bir vatanına geri döndüğünde nasıl oradaki arkadaşınla gecmiş olaylar hakkında muabbet ediyorsa öyle acıklıyor

şimdi siz bilginizle buna cevap verin bu toplum bu erenlere düşman oldu bu tür hak insanlarını topluma duyurmadılar cenneti gören var aşağıdaki dörtlükte bunu acıklıyor

ben buna ve hakka inanmıyana ancak aklının olup olmadığını düşünürüm ilmi bırkırım bir yana

cünkü bir canlı kitap nasıl olur hiç bir eğitim görmeden hancı pervaneye hiç kimsenin sırrı sır değildir sizler aslında bunu yüçe allahın bir veya iki olmasını değilde bu aşağıdaki satırlarda gelen hak öğretmenini cözün

xxx

Methi ile mağaraya kaçtım dolu bade içen nice bin aşık geçm,iştir

Anaya düşer geri giderler aleden geri gelirler

Durmadan devam ederler yaşları belli değildir

Hancı pervane sonu ya ale mil

 

xxx

Yazılmış 359 -HANCI PERVANE

Bir nur indi geldi mahhallaktan beri

Bir nur indi geldi mahhallaktan yere

Ademin anlında gezer bir zaman

Gezer bir zaman bir zaman hey

 

Hüre yetişti hüre yetişti

Şıtın nan bir oldu güzel bir zaman

Güzel bir zaman hey

 

Leminnen geldi lem ile geldi

Leminen geldi lem ile geldi

-Erenlerin bağı sine yetişti güzel bir zaman

Lem gayretini aldı o cana

Yüz yirmi dört bin nebi dolaştı

Hezere yetişti Halil ile güzel

Halil ile güzel hele yar güzel hele yar güzel

 

 

Halilden ayakta yürüdü zaman

Halilden bir ayak yürüdü zaman

Ah hele muhamede yetişti durduda tamam

Durduda tamam medet hey

 

Misafir oldu biri birinen

Beşe bağladılar fadimede kaldı

Hasanla Hüseyin geldi de oldu o tamam

Oldu bu tamam hey

Kat reyi ummana saydı erenler

Beşi aldık böyle cümle görenler

Yetişti imam bakıra

Olduğu bir tamam oldu bir tamam

 

 

Mehdî mağaraya gözle ha gözle

Gelecek mehti hele bir zaman hele bir zaman

Aşıklar ey okur cümleyi birden

Yüz dört kitap ile badeyi alırlar doluda tamam

Badeyi alırlar doluda tamam

Eleman eleman Hızır nebiden hey

 

Ervahlar içinde illa demiştir

Yüz dört kitabi almış yemiştir

Vuçutunda ya hu söyledikçe fark olur tamam

Elaman tamam eyler eeey

Bende Hancıyam eeey

 

Yareb amaan ruhu mehdinde gezdik gezeli

Cümle dağlarınnan taşları dolanırız

Hakkın verdiği noktayı eritmek için

Söyleriz söyleriz canda yorulmaz canda yorulmaz

 

Ne pilimiz vardır nede dikenimiz

Her gün met ederiz hele gülümüz

Her aşığa vermiş gezmek yerimiz

Bütün cümleye elifin nen la mekanı kurmak

 

Herkese öğretip hak ile hak olmak

Hak nasip ettiği yoluda bulmak

Cümlesine ya hu gelir gideriz

Her nebiyle bizde ulaştık yere

Her kitaba ya hu sözümüz bile

Herkes ya hu bize mürşit ile geliriz dile

Mürşit ile ya hu geliriz dile

Anlatmak içinde sünnet ile farzı

Hak vermiştir bunu tükenmez çiçeğiyle yazı

Erenler saklasın cümle hümmetü Muhammedi

Her kes bulası arzı heeey

 

Hancıyam pervane bu derdim bölünmez

Ya hu bundan başka halimiz görülmez

Ah hele söyleriz söyleriz ah hele yar göze görünmez

Yar göze görünmez eeey

 

Görünse sevdiği aşıkların elbette yanar

Bu dünya da ya hu onlara kavuşmak haram

Her gün cennete yaşarlar vara

Şimdi defterinde hancı zöhreni ara

 

İçerde defteri vuçuda yazılmış

Erenler bağında gelmiş arzıda dolmuş

Yeter sevdiğim hancıda derler adıma

Deftere yazılmış elaman elaman

Ya tabip heeey

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili marcus ve arman

 

Tam tipik bir müslümanlık örneği sergiliyorsunuz...Dininizi biz değil,yaptığınız bu hakaret dolu söz ve davranışlarınızla siz alçaltıyorsunuz...

 

Bizden sizlere en ufak bir hakaret ve terbiyesizlik gelmedi bu tartışmada...ama siz ağzına her geleni söylüyorsunuz...

 

Umarım admin farkına varır...

 

Madem ....

 

"""""Bir yanda sümeyye

gibi provakatörler,bir yanda sizin gibi ayak takımı.Nedir kardeşim bu ? İlkokul çocuğu zekasıyla ortaya

atılan salakça saçmalıklar. Sizi dinlemek istemiyoruz kardeşim anlayın ARTIK...........""""""

 

....BÖYLE DÜŞÜNÜYORSUNUZ...AÇTIĞIMIZ BAŞLIKLARA GELMEYİN KARDEŞİM...ZATEN ORTAYA KOYDUĞUNUZ BİŞEY YOK HAKARETTEN BAŞKA...GELMEYİN..KOLUNUZDANMI TUTUPDA GETİRİYORUZ..

 

BEN HALA ATEİST ARKADAŞLARA BU ŞEKİLDE HAKARET EDİLEREK YAZILAN CEVAPLARA KARŞILIK VERMEMELERİNİ SÖYLÜYORUM..

 

Admin gerekeni yapacaktır...

ALLAH KAİNATI NİÇİN YARATMISTIR?

 

Allah’u Teala insanları sevdiği için yaratmıştır.Allah insanları seviyor çünkü nefes alsın diye Oksijeni yarattı, içsin diye suyu, yesinler diye bitkilere emretti , toprağı meyve sebzeye hayvanlara bitkileri et, süt, yumurta, bala dönüştürmektedir.Bütün kainat insanlara hizmet etsin diye yaratılıştır.Allah insanları sevdiği için cenneti yaratmış ,cennete gidebilelim diye Allah Kur’an’ı göndermiş , Kur’an’daki ibadetleri ( Allah’ın tüm emirleri , ibadetleri , insanların yararına , hep insanlar için , tüm yasaklarıda insanların zararına olduğu için yasaklanan haramlardır. ) yaparak , dünyada mutlu olmamızı , sonuçta cenneti kazanmamızı istemistir.

 

Güzel bir manzara resmini ressam neden yapar ? Çünkü hosuna gitmis , sevmistir. Önceden o resim yokken sonradan yapılmış olur. Tıpkı bunun gibi Allah’ta evreni ve insanlari sevdigi için , güzellik için , önceden yokken , yoktan var etmiş , dünyada insanlar , cenneti yaşasın diye ibadetleri ( insanlara yararlı olan şeyleri ) emretmiş , bu ibadetleri yapıp dünyayı cennete çevirenlere ahirette cenneti vaad etmiştir.

 

Insana hizmet için evreni ( su ,agaç , hayvan , bitki...) yaratan Allah , dünyada huzur , barış içinde yaşaması için emir-yasaklar ( ibadeti ) insanlara bildirmiş , bunlar yapanlarada cenneti vermistir.

 

Insan üç nedenle yaratılmıştır : Allah sevdigi için insanı yaratt , insana hizmet etsin diye evreni yarattı , cennete gidelim diyede , cennetin anahtarı olan Kur’an’ı indirdi. Ibadet dünyayı cennete çevirir, ahirettede cenneti garantiler...yaratılmasaydık , cennete gitme ihtimalimiz olmazdı.

 

NOT :Agrı ,sızı , ateş , diş ve karın ağrısı ...Allah’ın insanlara verdiği bir ceza degil , bir hediye , bir iyilik , bir lutüftur. Çünkü karın ağrısı olmasa karnımızdaki hastalıktan haberimiz olmazdı , dişimiz ağrımasa , dişimizi kaybedebilirdik ve bizim haberimiz bile olmazdı ...O ağrı , sızılar... bizim hastalıklara karşı alarm sistemimizdir ve iyi ki onlar vardır.

 

O halde ağrı , sızı ...bir ceza değil , bir mükafaat , bir hediye ‘dir.

 

ALLAH BİLİMİN BİZZAT KURAMCISIDIR !

 

TAKLİTLERİNE İNSANLAR "MUCİZE " DERKEN ORJİNALİNİ YAPANI NASIL İNKAR EDEBİLİR Kİ ?

 

İnsanlarIn Teknoloji adIna yaptIklarI tüm yenilikler aslInda yüce yaratIcInIn yarattIklarInIn kötü, amatörce birer taklidinden başka bir sey değildir. Hem de her biri daha az kapsamlı, hatalı, çok enerji gerektiren, iri ,az kullanışlı, cansız ,çoğalamayan, büyüyemeyen ...kötü birer taklittirler. Daha çok uzatılabilecek listeyi kıyaslamak için inceleyip her biri üzerinde tek tek düşünelim:

 

 

İnsanların yaptığı Teknik, buluş Allah’ın yarattığı :

 

 

Sentetik, sera, taklit...........................Doğal, orjinal

 

Diyaliz makinesi..................................Böbrek

 

Lamba, kalorifer...................................Güneş

 

Baraj, Havuz.........................................Deniz, Okyanus

 

Yapay çiçek..........................................Çiçek

 

Yapay meyve........................................Meyve

 

Vantilatör..............................................Rüzgar

 

Heykel, Robot.......................................insan

 

Uçak......................................................Kuş

 

Lens......................................................Göz merceği

 

Deniz altı..............................................Balık

 

Protez el, ayal.......................................El, ayak

 

Oyuncak bebek.....................................Bebek

 

Buzdolabı...............................................Kutuplar, kar

 

Bilgisayarlı araba...................................At

 

Şofben....................................................Golfsitrim

 

Radar......................................................Yarasa

 

Takma diş...............................................Diş

 

Süt fabrikası............................................İnek

 

İplik fabrikası..........................................Örümcek, ipek böceği

 

Bilgisayar................................................Beyin

 

Elek, Süzgeç............................................Ozon tabakasi

 

İçki...........................................................Su ,süt,meyve suyu...

 

Oksijen tüpü.............................................Atmosfer

 

Elektrik kablosu.......................................Damar

 

Halı...........................................................Doğa (Renkli)

 

Kubbe (Direkli)........................................Gökyüzü (Gök kubbe)

 

Elektrik....................................................Elektrikli yılan balığı

 

Topaç (Yerde)..........................................Dünya (Boşlukta)

 

Anten........................................................Hayvanların anteni

 

Oyuncak hayvan.......................................Hayvan

 

Saz teli......................................................Ses telleri

 

Müzik aleti................................................Bülbül

 

Çamaşır makinesi......................................Kalp, Böbrek

 

Radyo alıcısı..............................................Kulak

 

Bayrakta yıldız...........................................Yıldız

 

Dürbün........................................................Kartal gözü

 

Küre............................................................Dünya

 

Kamera........................................................Göz

 

Akvaryum....................................................Deniz,Okyanus

 

Deprem ölçer..............................................Köpek,kuş,fare

 

Parfüm.........................................................Tabiat kokusu

 

Elektrik........................................................Yıldırım,ateş böcegi

 

Müzik sesi...................................................Tabiat(kus,su,rüzgar..sesi)

 

Laboravatuar...............................................Yaprak,mide,toprak,tohum

 

Yağmur bombasi........................................Yağmur sistemi

 

Solunum cihazı..........................................Akciğer

 

Filitre...........................................................Yaprak,orman

 

Savunma sistemi..........................................Sinir sistemi,Bademcik,ağrı,akyuvar

 

 

Teyp.............................................................Hafıza

 

Fotograf makinesi.......................................Göz

 

Telefon.........................................................Kulak

 

Mimar...........................................................Bal arısı,kuş,karınca

 

Meyve fabrikası...........................................Ağaç

 

Sebze fabrikası.............................................Bitki

 

Gece lâmbası.................................................Ay

 

Saat..Düzeni..................................................Ay, dünya, güneş sistemi samanyolundaki dakiklik

 

Ambalaj kâğıdı..............................................Meyve kabuğu

 

Mıcır fabrikası..............................................Dere, ırmak

 

Bomba...........................................................Yanardağ, Karadelik, Güneş patlaması

 

İlaç (Yan tesirli)..................... ......................Doğal vitaminler

 

Asansör.........................................................Yer çekimi

 

Dalga.............................................................Yapay dalga

 

Savunma sistemi............................................Boynuz, diş, kanat, kamuflaj.....

 

Elektronik program (Otomatik pilot, pusula)...........Içgüdü

 

Paraşüt ...........................................................Hindi bağ çiçeği

 

Şeker................................................................Bal

 

Saksıda çiçek...................................................Dünyada tabiat

 

Ressam............................................................Musavvir

..................... .......................................... .........................

 

Topragı renkli , kokulu , ambalajlı ,desenli , çesitli tat ve sekillerle meyve ve sebze haline getiren birer meyve - sebze fabrikası olan bitkileri yaratan ( her an bu üretimi gözümüzün önünde yaptikları için bu ileri teknolojiyi farkedememekteyiz ! ), yüzen elektirik santrali ; elektirikli yılan balığını ,ot ve suyu süte çeviren , yürüyen ,çogalan süt fabrikasi inekleri , koyunları ,diyaliz makinasından daha kapsamlı , elektirik, onarım ,bakım masrafi olmayan böbrekleri , otomatik motorlu kalbimizi , pilotsuz ,benzinsiz uçan dünyamızı ....yoktan ,kıstassız ,örneksiz , yaratan Yüce Yaratıcı Allah'ın ilmini ,yüceliğini ,kudretini ne yazikki her zaman farkedememekteyiz

 

Allah'ın her yarattığı bir fabrika, bilgisayar, makine, robot...... gibidir. Yaratılan her varlık planlanmış, programlanmış, çoğalacak şekilde dizayn edilmiştir.

 

Not: Uçak olmasaydı, kuş yine olurdu. Ama kuş olmasaydı, Uçak olmazdı.... Böyle yüce bir yaratıcı tesbihe lâyıktı r:

 

 

Görüldügü gibi teknoloji, mucize ve kerametleri çok geriden takip etmektedir.

 

Soru:Allah her şeyi yaratandır. Peki (haşa) O’nu yaratan kimdir,var mıdır?

 

Allah yaratan olduğu ,yaratılan olmadığı için Allah’tır. Eğer bir tanrı yaratılan ise,o zaman o tanrı değildir, O’nu yaratan ,ama yaratılmayandır Tanrı ..Her seyin başı,bir,tek,vahidül-ehad olan Allah’tır.

 

4 - 3 - 2 - 1 - 0

 

4’ün var olması için 3’e ihtiyaç vardır.3 olmadan 4 olmaz.3’ün var olması için 2’ye , 2’nin var olması için (iki adet) 1’e ihtiyaç vardır.1 olmadan 2, 2 olmadan 3 olmaz. Fakat;1’in var olması için sıfır’a ihtiyaç yoktur. Çünkü sıfır hiç ,yok, boşluktur. Boıtan,hiçten bir olmaz. O halde ,her şeyin başi 1’dir. Bir’den 2 ,ondan 3 çıkmıştır. O Bir’de Vahidu’l-ehad olan Allah’tır.

 

Bir tren ve vagonlarını düşünelim:

 

V3 - V2 - V1 - LOKOMATIF

 

 

V3’ü çeken V2’dir.V2’yi çeken V1’dir.V1’i çeken ise lokomotiftir. Lokomotifi çeken nedir ,diyemeyiz. Çünkü lokomotif çeker ama çekilmez. Onun hareketi kendindedir.

 

Bizim (V3) var olmamıza sebep olan anne-babamızdır. Onların var olmasına da anne-babaları (V2) sebeptir... Bu Hz-Adem Hz-Havva’ya dek gider. Peki Hz.Havva ve Adem'i yaratan kimdir. Cevap:Allah’u Teala .Peki (haşa) Allah’ı yaratan kimdir diye soramayız. Çünkü Allah yaratandır ama yaratılmaz. Tıpkı lokomotifin çeken ama çekilmez oldugu gibi....

 

 

( Not : Bazi insanlar “ BENZETME “ sanatına - işlerine geldigi an - önyargılı yaklasmaktadırlar ... : Yukarıdaki lokomotif örneği bir kıyas ve benzetme sanatı üzerine kurulmus bir örnektir. Tıpkı “ Aslan gibi adam “ cümlesinde oldugu gibi . kimse bu cümleyi duyunca aslan- insan karısımı bir yaratığı gözönüne getirmez. Yukarıda da bir kıyas yapılmıstır, Allah’u Teala ( HAŞA ) bir trene benzetilmemiş trendeki bazı özelliklerden kıyasla Allah ‘ın bazı sıfatlarına atıfta bulunulmuştur. Yoksa Allah’in ( HAŞA ) bacası , tekeri vardır,... ?! iddiasında bulunan yoktur. ... )

 

“ Allah'ın her yarattığı bir fabrika, bilgisayar, makine, robot...... gibidir. Yaratılan her varlık planlanmış, proğramlanmış, çoğalacak şekilde dizayn edilmiştir. “

 

Allah ; Halık,Vahid,Rab,Samed,İlah.....tir.

 

publié par Erdinc abdurrahman dans: Allah

Commentaire(0) Trackback(0) Recommander

Mardi 16 Août 2005

Allah (c.c) niçin görünmez

ALLAH (C.C) NİÇİN GÖRÜNMEZ

 

Eger Allah görünseydi imtihan diye bir şey kalmazdı. Allah görülmeyecek ki o görülmeyen Allah’ı bulan insan mükâfat ( cennet ) kazanabilsin. Ayrıca daha Allah’ın yarattıklarını görememekteyiz:

 

Küçük seyleri göremeyiz : Mikrop ,atom , hücre....

 

Büyük seyleri (-n tamamını ) göremeyiz: dünya, ay, okyanus...vs...

 

Özelliği görünmez olanları göremeyiz: Rüzgar, ısınlar (alfa, beta, gama, ultraviyole, kızıl ötesi...) ses-radyo dalgaları, akıl, üzüntü, sevinç, elektrik...Bizim görme oranımız 1.000.000/3.5’tur. Yani çevremizde var olan 1000.000 varlığın sadece 3,5 unu görebiliyoruz...O halde bizler daha Allah’in yarattıklarını göremiyoruz. Görülmeyen seyleri yaratan Allah’i hiç göremeyiz.

 

evet dostum umarım seni tatmin edebilmişimdir saygılarımla

 

ANAM BABAM SANA FEDA OLSUN YA RESULULLAH

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kurt kardeş kainat hiçbirzaman kusursuz değil hele yeryüzü hiç kusursuz değil sen yeryüzünü allah mükemmel yarattı diyorsun amma biz insanoğlu 4,5 milyar yaşında olan yeryüzünü aşırı tüketimimizle doğal dengesini son 200 yılda bozduk canlı türünün %99'u doğa savaşında başarısız olup tükendi yıldız kaymaları onu gördüğünüz zaman ne anlıyorsunuz bir güneş sistemi yok oluyor her an bir göktaşı dünyaya gelip yok edebilir sayın kurt kusursuz deme

İnsanlarIn Teknoloji adIna yaptIklarI tüm yenilikler aslInda yüce yaratIcInIn yarattIklarInIn kötü, amatörce birer taklidinden başka bir sey değildir. Hem de her biri daha az kapsamlı, hatalı, çok enerji gerektiren, iri ,az kullanışlı, cansız ,çoğalamayan, büyüyemeyen ...kötü birer taklittirler. Daha çok uzatılabilecek listeyi kıyaslamak için inceleyip her biri üzerinde tek tek düşünelim:

 

 

İnsanların yaptığı Teknik, buluş Allah’ın yarattığı :

 

Sentetik, sera, taklit...........................Doğal, orjinal

 

Diyaliz makinesi..................................Böbrek

 

Lamba, kalorifer...................................Güneş

 

Baraj, Havuz.........................................Deniz, Okyanus

 

Yapay çiçek..........................................Çiçek

 

Yapay meyve........................................Meyve

 

Vantilatör..............................................Rüzgar

 

Heykel, Robot.......................................insan

 

Uçak......................................................Kuş

 

Lens......................................................Göz merceği

 

Deniz altı..............................................Balık

 

Protez el, ayal.......................................El, ayak

 

Oyuncak bebek.....................................Bebek

 

Buzdolabı...............................................Kutuplar, kar

 

Bilgisayarlı araba...................................At

 

Şofben....................................................Golfsitrim

 

 

Radar......................................................Yarasa

 

Takma diş...............................................Diş

 

Süt fabrikası............................................İnek

 

İplik fabrikası..........................................Örümcek, ipek böceği

 

Bilgisayar................................................Beyin

 

Elek, Süzgeç............................................Ozon tabakasi

 

İçki...........................................................Su ,süt,meyve suyu...

 

Oksijen tüpü.............................................Atmosfer

 

Elektrik kablosu.......................................Damar

 

Halı...........................................................Doğa (Renkli)

 

Kubbe (Direkli)........................................Gökyüzü (Gök kubbe)

 

Elektrik....................................................Elektrikli yılan balığı

 

Topaç (Yerde)..........................................Dünya (Boşlukta)

 

Anten........................................................Hayvanların anteni

 

Oyuncak hayvan.......................................Hayvan

 

Saz teli......................................................Ses telleri

 

Müzik aleti................................................Bülbül

 

Çamaşır makinesi......................................Kalp, Böbrek

 

Radyo alıcısı..............................................Kulak

 

Bayrakta yıldız...........................................Yıldız

 

Dürbün........................................................Kartal gözü

 

Küre............................................................Dünya

 

Kamera........................................................Göz

 

Akvaryum....................................................Deniz,Okyanus

 

Deprem ölçer..............................................Köpek,kuş,fare

 

Parfüm.........................................................Tabiat kokusu

 

Elektrik........................................................Yıldırım,ateş böcegi

 

Müzik sesi...................................................Tabiat(kus,su,rüzgar..sesi)

 

Laboravatuar...............................................Yaprak,mide,toprak,tohum

 

Yağmur bombasi........................................Yağmur sistemi

 

Solunum cihazı..........................................Akciğer

 

Filitre...........................................................Yaprak,orman

 

Savunma sistemi..........................................Sinir sistemi,Bademcik,ağrı,akyuvar

 

Teyp.............................................................Hafıza

 

Fotograf makinesi.......................................Göz

 

Telefon.........................................................Kulak

 

Mimar...........................................................Bal arısı,kuş,karınca

 

Meyve fabrikası...........................................Ağaç

 

Sebze fabrikası.............................................Bitki

 

Gece lâmbası.................................................Ay

 

Saat..Düzeni..................................................Ay, dünya, güneş sistemi samanyolundaki dakiklik

 

Ambalaj kâğıdı..............................................Meyve kabuğu

 

Mıcır fabrikası..............................................Dere, ırmak

 

Bomba...........................................................Yanardağ, Karadelik, Güneş patlaması

 

İlaç (Yan tesirli)..................... ......................Doğal vitaminler

 

Asansör.........................................................Yer çekimi

 

Dalga.............................................................Yapay dalga

 

Savunma sistemi............................................Boynuz, diş, kanat, kamuflaj.....

 

Elektronik program (Otomatik pilot, pusula)...........Içgüdü

 

Paraşüt ...........................................................Hindi bağ çiçeği

 

Şeker................................................................Bal

 

Saksıda çiçek...................................................Dünyada tabiat

 

Ressam............................................................Musavvir

..................... .......................................... .........................

 

Topragı renkli , kokulu , ambalajlı ,desenli , çesitli tat ve sekillerle meyve ve sebze haline getiren birer meyve - sebze fabrikası olan bitkileri yaratan ( her an bu üretimi gözümüzün önünde yaptikları için bu ileri teknolojiyi farkedememekteyiz ! ), yüzen elektirik santrali ; elektirikli yılan balığını ,ot ve suyu süte çeviren , yürüyen ,çogalan süt fabrikasi inekleri , koyunları ,diyaliz makinasından daha kapsamlı , elektirik, onarım ,bakım masrafi olmayan böbrekleri , otomatik motorlu kalbimizi , pilotsuz ,benzinsiz uçan dünyamızı ....yoktan ,kıstassız ,örneksiz , yaratan Yüce Yaratıcı Allah'ın ilmini ,yüceliğini ,kudretini ne yazikki her zaman farkedememekteyiz

 

Allah'ın her yarattığı bir fabrika, bilgisayar, makine, robot...... gibidir. Yaratılan her varlık planlanmış, programlanmış, çoğalacak şekilde dizayn edilmiştir.

 

Not: Uçak olmasaydı, kuş yine olurdu. Ama kuş olmasaydı, Uçak olmazdı.... Böyle yüce bir yaratıcı tesbihe lâyıktı r:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnananlar sürekli olarak allahın-tanrının bir olduğundan bahseder dururlar..

 

Yaradılışı savunur , doğada inanılmaz bir düzen olduğunu , insan vucudunun sözde mucizelerini... vs yaradılışa kanıt olarak gösterir ve ...

 

...." EVET BU BİR YARATICININ ESERİ OLMALI...BU DÜZENİN MUCİZELERİN ARKASINDA BİR AKIL OLMALI ... İŞTE BU ALEMLERİN RABBİ ALLAHTIR "...

 

....gibi bir sözde bilimsel (akıllı tasarım) çıkarsamaya ulaşırlar.

 

Tamam!

 

Yaradılışı kabul ettik diyelim...İnananların "akıllı tasarım" dedikleri yaradılış teorisini de kabul ettik diyelim..( bu mümkün olmasada imkansızı zorlayıp kabul edelim).

 

Peki allahın-tanrının bir olduğu sonucuna nasıl vardınız?..

 

Kutsal kitabınız yazıyor diyemi?..E madem bilimsellikten bahsediyorsunuz , o halde gelin dininizide bilimsel sorhulamalardan geçirelim..

 

Gelin bana ; allahın-tanrının varlığını ve birliğini "önkabulsüz" olarak ispatlayın.

Yani "allahın bir olduğunu" , "muhammedin onun elçisi olduğunu" ÖNKABULSÜZ OLARAK , BİLİMSEL OLARAK ispatlayın...

 

asıl sen önkabulsüz KURAN ı oku ama bir defa değil çok defa oku. çünkü bir kerede anlayamazsın...

 

Saffat suresi: 1-2-3-4-5-6-7-8

andolsun o saf bağlayıp dizilenlere o saf tutturup sıraya dizenlere, o kanatlarını açıp toplayarak uçanlara.

o haykırarak sevk edenlere/o göğüs gererek duranlara,

o zikir okuyanlara,

ki sizin ilahınız bir ve tektir.

göklerin yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir O. doğuların da Rabbidir O.

biz o yakın göğü bir süsle, yıldızlara süsleyip donattık.

ve türlü inatçı-asi şeytandan koruduk.

onlar ne kadar çırpınsalar da yüce konseyi dinleyemezler.ve her taraftan atışa tutulurlar.

 

Allah şüphesiz bir ve tektir.

onun yarattığı ve bizleri idare ve kontrol eden yüce konseyi ve melekut alemi de vardır.

yaratıcının görevlileri...

 

ama gene de senin anlayacağını sanmıyorum

olsun başka bir anlayan okur...

 

aynı zamanda (kozmik tohum ve 12. gezegen marduk) bunlarıda Kuranla birlikte oku. bir ihtimal anlarsın.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ALLAHU TEÂLÂ’NIN VARLIĞININ İSPATI

 

“Süphe yok ki göklerde ve yerde mü’minler için (Allah’ın varlığına dair) deliller vardır. “ (Casiye : 3)

 

Resim...............Ressam

 

Aslı..................Yaratan

 

Nasıl bir resim gördüğünüz zaman o resmi yapan bir ressam oldugunu kabul edersek kâinattaki resimlere de bakacak olursak kâinattaki varlıkları da bir yaratanın oldugunu kabul etmemiz gerekir. Kâinattaki varlıklara (resimlere) bir bakalım: Dünyamız güneşin etrafında dönmektedir. Eğer dünyamız güneşe biraz daha yakın dönseydi yanacaktı. Biraz daha uzak dönseydi donacaktı. Dünyamızı tam dengede döndüren kimdir?

 

Bazen ufacık füzelere ,uçaklara dahi hakim olamazken o akıl almaz hız ve büyüklükteki yüz milyonlarca kütlenin (gezegen,yıldız,nebula...) en ufak bir hata dahi yapılmadan gezdirilmesine neden olan kimdir?

 

Parçalanan, yaşlanan, gezegenler, çürüyen bitki hayvan ve insanlar ile her yer (gökyüzü, yeryüzü) çöp pislik olacağına, bir düzen içinde çöpleri temizlik görevlilerine (kara delik, böcek, kurt,solucanlara...) toplatan kimdir?

 

Atmosferdeki su, karbondioksit, oksijen ve azotun devredilmesindeki ahengi, nizam ve intizami bildigimiz için, yagmur yerine “kezzap” adını verdigimiz nitrik asitin yağabileceği aklımıza dahi gelmez, degil mi?Oysa ki, atmosferin % 80’ini teşkil eden azot gazı, yıldırım ve şimşeklerin tesiri altında oksijenle birleşir. Bu oksitlenme sonucunda, nitratların meydana gelmesine yarayan azot oksitleri teşekkül eder. Yani ilmen, havadaki her elektriklenmede, nitrik asit yağmurunun meydana gelmesi için bütün şartlar hazırdır.... Ancak şimşek çaktığında , damla damla merhamet ve rahmet yağar. Ve bize haddimizden fazla değer veren yüce kudrete bütün mahlûkat sükreder.

 

Üzerimize her an kezzap yagabilmesinin mümkün oldugunu bilen kimya âlimi Prof. Dr. Arthur Macomb bu konuda sunlari söyler: “Ne zaman şimşek çakıp gök gürlese, semâdan yağmur yerine nitrik asit yağacak diye soluğum kesilir, rengim kaçar, sığınacak bir yer ararım. Çünkü havada nitrik asit teşekkülü için bütün şartlar hazırdır.”

 

H2 + O = su ( söndürücü )

 

H (Hidrojen) yanıcı O (Oksijen) yakıcı

 

Yanıcı ve yakıcı iki madde bir araya gelince yangın olacağına tam tersine , söndürücü olmaktadır. Bunu ayarlayan kimdir?

 

Diş doktoru yıllarca okuyup makineler yardımı ile takma dişler yapmaktadır. Bu dişler kırılsa bize haber veremez. Fakat binlerce senedir ağzımızdaki dişler çürümeye baıladığı an alarm sistemi (sinir sistemi) ile bize haber vermektedir. Takma dişi doktor yapabiliyorsa çok daha ileri teknolojiye sahip ağzımızdaki dişleri yapan kimdir?

 

Ağzımızdaki dişlerin sıralanısı: 32122123 = üst çene

 

32122123 = alt çene

 

Dişlerimizi böyle simetrik olarak dizen kimdir?

 

Gazete yaprakları ile aynı kalınlıkta olan ağaç yaprakları fabrika gibidir. Oksijeni alır, karbondioksit verir, içinde damarlar vardır, içinde yeşil renk veren klorofil maddesi vardır . Yaprağı “ oksijen fabrikası” şeklinde yaratan kimdir?

 

İnsanlar henüz ot ve suyla çalışan karşılığında süt veren bir fabrika yapamamışlardır. Fakat milyonlarca senedir milyarlarca, çoğalan, yürüyen, büyüyen, duvarlarından (derisinden) faydalanılan, makinelerden (etlerinden) yemek yapılan sadece ot ve su karşılığında bize süt veren fabrikaları yaratan kimdir?

 

İnsanlar, Cenâb-ı Hakk’ın yarattığı odundan ancak tahta, tahtadan masa ve sandalye gibi seyler yapabilmektedir. O Kadîr-i Mutlak ise odundan meyve yapıyor, yaprak ve çiçek çıkarıyor. Demek ki iş odunda değil, ustadır.

 

Bir iplik fabrikasi düşünelim; irili, ufaklı, yürüyen, çoğalan, incecik fakat çok sağlam iplikler üreten bir fabrika. Insanlar nokta büyüklügünde böyle fabrikalar yapamamışlardır. Fakat binlerce çeşidiyle milyonlarca, bir yaratıcı tarafından yaratılmıştır ; ipek böceği , örümcek!... O , kimdir?

 

Yağmur gökyüzünden tane tane yagmaktadır, damlacıklar birleşip sel olarak yağmamaktadır. Buna engel olan kimdir? Her yıl yağan kar tanecikleri milyonlarcasını her seferinde her biri ayri ayri desenlerle gökyüzünden bize yollayan, gökyüzünde birleştirip çığ olarak göndermeyen kimdir?

 

Uzayın akıl almaz derinlikleri içinde günesimiz gibi 200 milyar günesi ihtiva eden Samanyolu Galaksisi’nde yaşıyoruz. Samanyolu ise, varlığı kanıtlanabilen en az 300 milyar galaksiden sadece bir tanesidir. Bu dev evreni düzen ve uyum içinde yaratan , yaşatan kimdir?

 

“Dünyada hiçbir delil kalmasa bile, bir mikrobun hayati bana Allah’i ispat etmeye yeter. “ LUIS PASTEAUP

 

ELEKTRİKLİ YILAN BALIĞI

BUNU DA EDISON MU BULDU ACABA ? ...

FİL BALIĞI - ELEKTRİK RADARLI...-

 

ALLAH (C.C) NİÇİN GÖRÜNMEZ

 

Eger Allah görünseydi imtihan diye bir şey kalmazdı. Allah görülmeyecek ki o görülmeyen Allah’ı bulan insan mükâfat ( cennet ) kazanabilsin. Ayrıca daha Allah’ın yarattıklarını görememekteyiz:

 

Küçük seyleri göremeyiz : Mikrop ,atom , hücre....

 

Büyük seyleri (-n tamamını ) göremeyiz: dünya, ay, okyanus...vs...

 

Özelliği görünmez olanları göremeyiz: Rüzgar, ısınlar (alfa, beta, gama, ultraviyole, kızıl ötesi...) ses-radyo dalgaları, akıl, üzüntü, sevinç, elektrik...Bizim görme oranımız 1.000.000/3.5’tur. Yani çevremizde var olan 1000.000 varlığın sadece 3,5 unu görebiliyoruz...O halde bizler daha Allah’in yarattıklarını göremiyoruz. Görülmeyen seyleri yaratan Allah’i hiç göremeyiz.

 

ALLAH YARATANDIR

 

Soru:Allah her şeyi yaratandır. Peki (haşa) O’nu yaratan kimdir,var mıdır?

 

Allah yaratan olduğu ,yaratılan olmadığı için Allah’tır. Eğer bir tanrı yaratılan ise,o zaman o tanrı değildir, O’nu yaratan ,ama yaratılmayandır Tanrı ..Her seyin başı,bir,tek,vahidül-ehad olan Allah’tır.

 

4 - 3 - 2 - 1 - 0

 

4’ün var olması için 3’e ihtiyaç vardır.3 olmadan 4 olmaz.3’ün var olması için 2’ye , 2’nin var olması için (iki adet) 1’e ihtiyaç vardır.1 olmadan 2, 2 olmadan 3 olmaz. Fakat;1’in var olması için sıfır’a ihtiyaç yoktur. Çünkü sıfır hiç ,yok, boşluktur. Boıtan,hiçten bir olmaz. O halde ,her şeyin başi 1’dir. Bir’den 2 ,ondan 3 çıkmıştır. O Bir’de Vahidu’l-ehad olan Allah’tır.

 

Bir tren ve vagonlarını düşünelim:

 

V3 - V2 - V1 - LOKOMATIF

 

V3’ü çeken V2’dir.V2’yi çeken V1’dir.V1’i çeken ise lokomotiftir. Lokomotifi çeken nedir ,diyemeyiz. Çünkü lokomotif çeker ama çekilmez. Onun hareketi kendindedir.

 

Bizim (V3) var olmamıza sebep olan anne-babamızdır. Onların var olmasına da anne-babaları (V2) sebeptir... Bu Hz-Adem Hz-Havva’ya dek gider. Peki Hz.Havva ve Adem'i yaratan kimdir. Cevap:Allah’u Teala .Peki (haşa) Allah’ı yaratan kimdir diye soramayız. Çünkü Allah yaratandır ama yaratılmaz. Tıpkı lokomotifin çeken ama çekilmez oldugu gibi....

 

( Not : Bazi insanlar “ BENZETME “ sanatına - işlerine geldigi an - önyargılı yaklasmaktadırlar ... : Yukarıdaki lokomotif örneği bir kıyas ve benzetme sanatı üzerine kurulmus bir örnektir. Tıpkı “ Aslan gibi adam “ cümlesinde oldugu gibi . kimse bu cümleyi duyunca aslan- insan karısımı bir yaratığı gözönüne getirmez. Yukarıda da bir kıyas yapılmıstır, Allah’u Teala ( HAŞA ) bir trene benzetilmemiş trendeki bazı özelliklerden kıyasla Allah ‘ın bazı sıfatlarına atıfta bulunulmuştur. Yoksa Allah’in ( HAŞA ) bacası , tekeri vardır,... ?! iddiasında bulunan yoktur. ... )

 

“ Allah'ın her yarattığı bir fabrika, bilgisayar, makine, robot...... gibidir. Yaratılan her varlık planlanmış, proğramlanmış, çoğalacak şekilde dizayn edilmiştir. “

 

Allah ; Halık,Vahid,Rab,Samed,İlah.....tir.

 

ALLAH BİLİMİN BİZZAT KURAMCISIDIR !

TAKLİTLERİNE İNSANLAR "MUCİZE " DERKEN ORJİNALİNİ YAPANI NASIL İNKAR EDEBİLİR Kİ ?

 

İnsanlarIn Teknoloji adIna yaptIklarI tüm yenilikler aslInda yüce yaratIcInIn yarattIklarInIn kötü, amatörce birer taklidinden başka bir sey değildir. Hem de her biri daha az kapsamlı, hatalı, çok enerji gerektiren, iri ,az kullanışlı, cansız ,çoğalamayan, büyüyemeyen ...kötü birer taklittirler. Daha çok uzatılabilecek listeyi kıyaslamak için inceleyip her biri üzerinde tek tek düşünelim:

 

İnsanların yaptığı Teknik, buluş Allah’ın yarattığı :

 

Sentetik, sera, taklit...........................Doğal, orjinal

 

Diyaliz makinesi..................................Böbrek

 

Lamba, kalorifer...................................Güneş

 

Baraj, Havuz.........................................Deniz, Okyanus

 

Yapay çiçek..........................................Çiçek

 

Yapay meyve........................................Meyve

 

Vantilatör..............................................Rüzgar

 

Heykel, Robot.......................................insan

 

Uçak......................................................Kuş

 

Lens......................................................Göz merceği

 

Deniz altı..............................................Balık

 

Protez el, ayal.......................................El, ayak

 

Oyuncak bebek.....................................Bebek

 

Buzdolabı...............................................Kutuplar, kar

 

Bilgisayarlı araba...................................At

 

Şofben....................................................Golfsitrim

 

Radar......................................................Yarasa

 

Takma diş...............................................Diş

 

Süt fabrikası............................................İnek

 

İplik fabrikası..........................................Örümcek, ipek böceği

 

Bilgisayar................................................Beyin

 

Elek, Süzgeç............................................Ozon tabakasiı

 

İçki...........................................................Su ,süt,meyve suyu...

 

Oksijen tüpü.............................................Atmosfer

 

Elektrik kablosu.......................................Damar

 

Halı...........................................................Doğa (Renkli)

 

Kubbe (Direkli)........................................Gökyüzü (Gök kubbe)

 

Elektrik....................................................Elektrikli yılan balığı

 

Topaç (Yerde)..........................................Dünya (Boşlukta)

 

Anten........................................................Hayvanların anteni

 

Oyuncak hayvan.......................................Hayvan

 

Saz teli......................................................Ses telleri

 

Müzik aleti................................................Bülbül

 

Çamaşır makinesi......................................Kalp, Böbrek

 

Radyo alıcısı..............................................Kulak

 

Bayrakta yıldız...........................................Yıldız

 

Dürbün........................................................Kartal gözü

 

Küre............................................................Dünya

 

Kamera........................................................Göz

 

Akvaryum....................................................Deniz,Okyanus

 

Deprem ölçer..............................................Köpek,kuş,fare

 

Parfüm.........................................................Tabiat kokusu

 

Elektrik........................................................Yıldırım,ateş böcegi

 

Müzik sesi...................................................Tabiat(kus,su,rüzgar..sesi)

 

Laboravatuar...............................................Yaprak,mide,toprak,tohum

 

Yağmur bombasi........................................Yağmur sistemi

 

Solunum cihazı..........................................Akciğer

 

Filitre...........................................................Yaprak,orman

 

Savunma sistemi..........................................Sinir sistemi,Bademcik,ağrı,akyuvar

 

Teyp.............................................................Hafıza

 

Fotograf makinesi.......................................Göz

 

Telefon.........................................................Kulak

 

Mimar...........................................................Bal arısı,kuş,karınca

 

Meyve fabrikası...........................................Ağaç

 

Sebze fabrikası.............................................Bitki

 

Gece lâmbası.................................................Ay

 

Saat..Düzeni..................................................Ay, dünya, güneş sistemi samanyolundaki dakiklik

 

Ambalaj kâğıdı..............................................Meyve kabuğu

 

Mıcır fabrikası..............................................Dere, ırmak

 

Bomba...........................................................Yanardağ, Karadelik, Güneş patlaması

 

İlaç (Yan tesirli)..................... ......................Doğal vitaminler

 

Asansör.........................................................Yer çekimi

 

Dalga.............................................................Yapay dalga

 

Savunma sistemi............................................Boynuz, diş, kanat, kamuflaj.....

 

Elektronik program (Otomatik pilot, pusula)...........Içgüdü

 

Paraşüt ...........................................................Hindi bağ çiçeği

 

Şeker................................................................Bal

 

Saksıda çiçek...................................................Dünyada tabiat

 

Ressam............................................................Musavvir

 

..................... .......................................... .........................

 

Topragı renkli , kokulu , ambalajlı ,desenli , çesitli tat ve sekillerle meyve ve sebze haline getiren birer meyve - sebze fabrikası olan bitkileri yaratan ( her an bu üretimi gözümüzün önünde yaptikları için bu ileri teknolojiyi farkedememekteyiz ! ), yüzen elektirik santrali ; elektirikli yılan balığını ,ot ve suyu süte çeviren , yürüyen ,çogalan süt fabrikasi inekleri , koyunları ,diyaliz makinasından daha kapsamlı , elektirik, onarım ,bakım masrafi olmayan böbrekleri , otomatik motorlu kalbimizi , pilotsuz ,benzinsiz uçan dünyamızı ....yoktan ,kıstassız ,örneksiz , yaratan Yüce Yaratıcı Allah'ın ilmini ,yüceliğini ,kudretini ne yazikki her zaman farkedememekteyiz

 

Allah'ın her yarattığı bir fabrika, bilgisayar, makine, robot...... gibidir. Yaratılan her varlık planlanmış, programlanmış, çoğalacak şekilde dizayn edilmiştir.

 

Not: Uçak olmasaydı, kuş yine olurdu. Ama kuş olmasaydı, Uçak olmazdı.... Böyle yüce bir yaratıcı tesbihe lâyıktı r:

 

Sübhanellah: Ey Allah’ım sen bir seyi yaptığın veya yarattığın zaman en güzel şekilde yapar ve yaratırsın. (Gezegenleriyle, atomlarıyla, canlılarıyla...)

 

Elhamdülillah: Ey Allah’ım ben sana şükreder, teşekkür ederim ( verdiğin sağlıklı organlar ve tüm rızıklar için) ve yarattığın bu kainata bakıp seni överim.

 

Allah’u Ekber: Ey Allah’ım sen en büyüksün. Her şeyin en iyisi, en mükemmeli sensin Ya Rabbi.

 

Görüldügü gibi teknoloji, mucize ve kerametleri çok geriden takip etmektedir.

 

ALLAH KAİNATI NİÇİN YARATMISTIR?

 

Allah’u Teala insanları sevdiği için yaratmıştır.Allah insanları seviyor çünkü nefes alsın diye Oksijeni yarattı, içsin diye suyu, yesinler diye bitkilere emretti , toprağı meyve sebzeye hayvanlara bitkileri et, süt, yumurta, bala dönüştürmektedir.Bütün kainat insanlara hizmet etsin diye yaratılıştır.Allah insanları sevdiği için cenneti yaratmış ,cennete gidebilelim diye Allah Kur’an’ı göndermiş , Kur’an’daki ibadetleri ( Allah’ın tüm emirleri , ibadetleri , insanların yararına , hep insanlar için , tüm yasaklarıda insanların zararına olduğu için yasaklanan haramlardır. ) yaparak , dünyada mutlu olmamızı , sonuçta cenneti kazanmamızı istemistir.

 

Güzel bir manzara resmini ressam neden yapar ? Çünkü hosuna gitmis , sevmistir. Önceden o resim yokken sonradan yapılmış olur. Tıpkı bunun gibi Allah’ta evreni ve insanlari sevdigi için , güzellik için , önceden yokken , yoktan var etmiş , dünyada insanlar , cenneti yaşasın diye ibadetleri ( insanlara yararlı olan şeyleri ) emretmiş , bu ibadetleri yapıp dünyayı cennete çevirenlere ahirette cenneti vaad etmiştir.

 

Insana hizmet için evreni ( su ,agaç , hayvan , bitki...) yaratan Allah , dünyada huzur , barış içinde yaşaması için emir-yasaklar ( ibadeti ) insanlara bildirmiş , bunlar yapanlarada cenneti vermistir.

 

Insan üç nedenle yaratılmıştır : Allah sevdigi için insanı yaratt , insana hizmet etsin diye evreni yarattı , cennete gidelim diyede , cennetin anahtarı olan Kur’an’ı indirdi. Ibadet dünyayı cennete çevirir, ahirettede cenneti garantiler...yaratılmasaydık , cennete gitme ihtimalimiz olmazdı.

 

NOT :Agrı ,sızı , ateş , diş ve karın ağrısı ...Allah’ın insanlara verdiği bir ceza degil , bir hediye , bir iyilik , bir lutüftur. Çünkü karın ağrısı olmasa karnımızdaki hastalıktan haberimiz olmazdı , dişimiz ağrımasa , dişimizi kaybedebilirdik ve bizim haberimiz bile olmazdı ...O ağrı , sızılar... bizim hastalıklara karşı alarm sistemimizdir ve iyi ki onlar vardır.

 

O halde ağrı , sızı ...bir ceza değil , bir mükafaat , bir hediye ‘dir.

 

görmek istemeyen göze ışık ne yapsın.

anlamak istemeyene anlatamazsın...

çok güzel ifade etmişsin ama bunları okuduklarını ya da anlamaya çalıştıklarını sanmıyorum. onlar sadece cehennemde yalnız kalmak istemiyorlar yanlarına bir kaç kişi daha eklemek istiyorlar o yüzden gelip burada kibar ateist numaraları yapıyorlar...

müslümanlar içinde dinin değerlerini kavrayan dünyadaki bütün insanlardan daha değerli, daha asil ve daha kibardır...

 

hiç bir tanrı tanımaz kibarlıkta ya da efendilikte gerçek bir müslümanla yarışamaz.

 

keşke elimizden gelse de onların kalplerini de açsak keşke onlar da Allah'a inanmaın verdiği huzuru ve O'nun yarattıklarını izlerken aldığımız ilhamı anlayabilseler...

ama nerdeeeeeeeeee

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili ianançlı arkadaşlar.. Burada bir ateistin açtığı topice cevap verme ve anlatma dirayetinize saygı duyuyorum elbette ama boşa kürek çekmektesiniz.. Ate mantığı Allah inancını sorgulamaz.. Ate mantığı Allah inancı olanları sorgular hatta sorgulamayı bırakın hakaret eder veya küfreder..

Bu topici açan şahıs burada forum ortasında herkesin Anasına Avradına Bacısına Allahına Kitabına Peygamberine öle küfürler ettiki hemen banlandı tabii... Tavsiyem olur ki kaale almayınız ve bu türlere cevap vermekle zamanınızı harcamayınız.. :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili ianançlı arkadaşlar.. Burada bir ateistin açtığı topice cevap verme ve anlatma dirayetinize saygı duyuyorum elbette ama boşa kürek çekmektesiniz.. Ate mantığı Allah inancını sorgulamaz.. Ate mantığı Allah inancı olanları sorgular hatta sorgulamayı bırakın hakaret eder veya küfreder..

Bu topici açan şahıs burada forum ortasında herkesin Anasına Avradına Bacısına Allahına Kitabına Peygamberine öle küfürler ettiki hemen banlandı tabii... Tavsiyem olur ki kaale almayınız ve bu türlere cevap vermekle zamanınızı harcamayınız.. :clover:

 

haklısın arkadaşım da

peki olurda dini konuda bilgisi yeterli olmayan biri de gelip bu yazıları okurken bu boşboğazların anlattıklarını kafaya takarsa ve yanlışa saparsa yazık olmazmı?

 

zaten benim asıl hedefim ateler değil ben ancak onara acıyorum. Allah ta acısın da kalplerini açsın.

ünlü yazar goethe nin hz.muhammet için yazdığı bir şiiri yazayım...

 

sevinç sevinç berraklık

yıldız yıldız parlaklık

o ki bir dağ pınarı

bulutlar üstü aklık

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Eğer zahmet edip Fatiha suresinin mealini okursanız,Allah'ın tek olduğunu anlarsınız.Orada din gününün sahibi terimi geçer.Anlamı şudur:

Kıyamet günü geldiğinde Allah'ın emriyle İsrafil Sur'a üfleyecek ve önce iman edenler hafif bir meltemle can verecek,daha sonra (burası sanırım ateistleri ilgilendiriyor)azametli korkunç bir fırtınayla ve sarsıntıyla kafirler can verecek.Sorasında Allah emredecek ve Azrail tüm meleklerin canını ve son olarak kendi canını alacak.Yalnızca herşeyin sahibi din gününün mutlak hakimi olan Allah kalacak.Birsüre sonra Allah ilk olarak İsrafil'e yeniden can verecek ve İsrafil birkez daha Sur'a üfleyecek.Tüm ölüler ayağa kalkıp mahşer yerinde toplanacak ve hesaba çekilecek.

Buradanda anlaşıldığı gibi Allah birdir ve herşeyin tek hakimidir.Ben buna iman ve şahitlik ediyorum.Birgün hepimiz ölümü tadacağız,şu kısa ömrümüzde yaptıklarımız ,söylediklerimiz,inandıklarımız vs...bizi ya kurtuluşa ya ebedi cezaya götürecek.Tüm inananların kurtulanlardan olmasını diliyorum.İnşallah siz inanmayanlarda inananlardan olursunuz.Ya yoksa demekten vazgeçip YA VARSA demeyi deneyin.Allah hepinizi hidayete erdirsin.

Ben bunları yazdım ama herşeyin doğrusunu Allah bilir.Bilmeyerek yanlış birşey yazdıysam Allah beni affetsin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili ianançlı arkadaşlar.. Burada bir ateistin açtığı topice cevap verme ve anlatma dirayetinize saygı duyuyorum elbette ama boşa kürek çekmektesiniz.. Ate mantığı Allah inancını sorgulamaz.. Ate mantığı Allah inancı olanları sorgular hatta sorgulamayı bırakın hakaret eder veya küfreder..

Bu topici açan şahıs burada forum ortasında herkesin Anasına Avradına Bacısına Allahına Kitabına Peygamberine öle küfürler ettiki hemen banlandı tabii... Tavsiyem olur ki kaale almayınız ve bu türlere cevap vermekle zamanınızı harcamayınız.. :clover:

 

 

Arman,

Aşağıdaki bilgileri artık/sürekli bilmeniz gerek.

Yoksa her zaman yanılgıya düşüyorsunuz.

Yine yanılmışsınız…

Kastettiğiniz insanlar bizler olamayız…

Çağdaş bilimsel düşünce, bilimsel ilkelerle örtüşmeyen tüm inanç ve düşünceleri,

bilimsel ilkelerle örtüşmediğinden dolayı kabullenemez ve tanımaz.

Tanrı kavramı da bilimsel ilkelerle örtüşmediğinden dolayı bilim bu kavramı da tanımaz.

Çağdaş bilimsel düşüncenin bu ayrıntısına ATEİZM denilmiş.

Bu bilimselliğin binlerce ayrıntılarından sadece birisi.

Savunucularına da ATEİST diyoruz.

Ateizm bilimsel düşünceden soyut bir kavram değildir.

Ateist dediğiniz kişiler, öncelikle bilimsel düşünen insanlardır.

Bilimsel ahlaklıdırlar. Fizik ötesi inançları, bilimsel ilkelerle sorgularlar ancak.

Bunun dışındaki sorgulama şekli (küfür ve hakaret diyorsunuz) mümkün değildir.

Bilimsel ahlaka uymaz.

Eğer yapılıyorsa, bu tavır bilimsellik içermediğinden o kişide bilimsel ahlaklı bir insan değildir/olamaz. İnsanların kişiliğini de başka bir bilim dalı olan PSİKOLOJİ sorgular.

Bu konuda da kesin yanlışınız var.

Eğer yine varsa o kişi bu nedenle de bilimsel ahlaklı birisi değildir/olamaz.

Evet ateizm bir ideoloji değildir, siyasal bir düzen sunmaz, ekonomik bir düzen de sunmaz.

Ahlaki öğretisi de yoktur, ev, iş, arkadaşlık ve aşk ilişkilerinin nasıl olması gerektiği konularında da öğretisi yoktur.

Ateizm sadece ve sadece dinlerin ve tanrının gerek bireysel gerekse de toplumsal yaşamda yer almaması gerektiği yolunda görüş bildiren, siyasi alanda sadece bu sınırlar içinde, laiklik alanıyla ilgilenen bir felsefedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

20 cümle içinde "bilimsel" kelimesini 14 defa kullanınca bilimsel olunmuyor.

 

hep hayret ederim neden bi işin reklamına meraklı olanlar, aynı zamanda o işin idrakine varamamış insanlarla aynı kişilerdir.

 

sizce İlahiyatlarda ne çalışılıyor? binlerce makale, yüzlerce ilim adamı ne için emek sarfediyor...? bilimsellikten uzaksa neden akademisi var bunların?

 

bilimselliğin dine verdiği cevaplar ateizmi oluşturuyorsa (ki bunu cümle olarak bile toparlayamamışsınız) bilim neden bilimsel olmayan bi kuruma bu kadar cevap vermeye çabalar? bu kendi ahlakına ters düşmez mi?

 

bilimsellik ateizm de dahil, hiçbir şartı, takıntısı ve önyargısı olmayan bi sistemdir. o sadece genel-geçer ve gerçek olanı ortaya koymaya çalışır. bu anlamda dinle de başka akımlarla da yolları birleşebilir. buna gocunmak da, bununla övünmek de yersiz... zira bilim, kaynağı merak olan bi su sızıntısıdır, ne zaman nereye döneceği hiç belli olmaz.

 

başlık sorusuna gelince "Allah" kabul edilmişse eğer, birliğine inanmak bunu getirisi olacaktır. zira ikilik ya da fazlalık bir "ilah"a göre acizliği de beraberinde getirir. iki olan muhtaç olur, "diğerine göre"liği olur, hüküm sahibi olanla olmayanı olur ki bu farklılıklar ilahlığa ters düşer...

 

sebep yegâneleşmedikçe sonuç karmaşıklaşır ve belirsiz olur. belirsizlik ise netliği ortadan kaldıracağından kendi yalanda bocalar durur. oysa Allah a iman kesindir, şüphesizdir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili dostlarım,

 

Birkaç gün önce yazdığım "Beynimizde oluşturduğumuz Tanrı anlayışından Allah kavramına yöneliş"yazımda

bu konu üzerinde durmuştum ama şu ana kadar sadece 17 kez okundu.

Oysa ki soru işaretlerinizin bir kısmı orada mevcuttu.

Soru sorma,sorgulamak önemlidir ama bu konuyla ilgili araştırma yapabilmek ve irdelemek sonuca ulaştırır,sorularınızı cevabını bulmanıza yardımcı olur.

Madem böyle bir soru soruyorsunuz cevabını da bu sitedeki yazılardan bile belki bulacaktınız,yazımı okumanız bu konuya ilgili olduğunuzu soruyu gerçekten öğrenmek için sorduğunuzu ispat ederdi diye düşünüyorum;

 

Ateist arkadaşlar ve İslam Dinini yanlış yorumladığını düşündüğüm müslümanların büyük çoğunluğu!

Bu yazım onlara!

 

Bir an için şu ana kadar sizlere anlatılan kavramları bir kenara bırakıp bu yazıyı okumanızı rica ediyorum.

 

Öğrendiğiniz her kavramı unutarak.

 

Sonunda isterseniz tekrar hatırlayıp o bilinç altına attıklarınıza inanmaya devam edebilirsiniz.

 

Yazıma La ilahe illallah diyerek başlamak istiyorum.İslam dinine inanmanın ilk şartıdır bilirsiniz.

 

Yani Türkçesi;

 

Tanrı yoktur,sadece Allah...

 

Arkadaşlar İslam Dini insanlara evrensel sistemin sırlarını bizlerle paylaşabilmek için yani başka bir deyişle İslam Dini adıyla işaret edilen sistemin kapısını açabilmemiz için öncelikle La ilahe illallah anahtarını kullanmanız lazım,evrensel sırlarla kucaklaşabilme ancak bu kavramın anlaşılabilmesine bağlıdır der.

Bunu idrak edemeden iSLAM DİNİNE GİRİS YAPMANIZ MÜMKÜN DEĞİLDİR.

 

"Tanrı yoktur,sadece Allah" diyerek şunu kasteder;

 

Eyyy insanlar! sizlerin algıladığınız gibi gökte bir yerlerde oturan,dışınızda,ötenizde düşündüğünüz, tasavvur ettiğiniz,farklı bir yerde mekanlandırdığınız,her yerde olduğu söylendiği için buna inanmaya çalışmanıza rağmen yine de sınırlandırdığınız,muhteşem bir tahtta oturan,

tepeden gözlerle bizleri izleyen,

Rızasını kazanmak için ,Onu mutlu ettiğimizde "Bak Allah'ım bugün şu fakiri doyurdum,e,namaz da kıldım beni görür kollarsın herhalde edasıyla Ona rüşvet verdiğimizde bizi koruyup kollayacak ve bizi cennete koyacak,

kızdırdığımızda ise bizi cehenneme atıp yakacak ,

bunu ise bu dünyada müdahalelerde bulunmayıp öbür dünyaya saklayan birgün karşımıza dikilip ya kendi elleriyle ya da melekler aracılığıyla terazide değerlendirip gerçekleştirecek

 

bir TANRI YOKTUR,(TANRI,İLAH,TAPILACAK VARLIK,ALLAH ADIYLA ETİKETLENDİRDİĞİN VARLIK)SADECE ALLAH ...(İSMİYLE İŞARET EDİLEN VAR)

 

diyerek beyninizde oluşturduğunuz Sanal Tanrılarımızı yıkmamız gerekliliğini anlatmıştır.

 

Evet yoktur öyle bir Tanrı

 

Ateist arkadaşlar Tanrı yoktur derken esasında İSLAM DİNİNE GİRMEK İÇİN VERİLEN ANAHTARIN

"LA İLAHE" KISMINI SÖYLEMEKTEDİRLER.

 

VE HAKLIDIRLAR...

 

FAKAT ALLAH ADIYLA İŞARET EDİLEN VARDIR.

 

Gökteki bir Tanrı hiçbir zaman ispatlanamayacaktır.

 

Çünkü YOKTUR.

 

Fakat Allah adıyla işaret edileni bilim ne kadar mutluluk vericidir ki İSPATLAMIŞTIR.

 

BİLİMSELLİĞE,OBJEKTİVİZME (NESNELLİĞE)ÖNEM VEREN ATEİST ARKADAŞLAR!

GÖKTE BİR TANRI YOK,VARSA İSPATLAYIN DİYEN ARKADAŞLAR!

O TANRIYI İSPATLAMAYACAĞIM

AMA İSLAM DİNİNDE İŞARET EDİLEN ALLAH'I BEN DEĞİL ARTIK BİLİM İSPATLADI...

 

AŞAGIDAKİ YAZI BİLİMSELDİR VE ÇOK UZUNDUR,BEN MÜMKÜN OLDUĞUNCA KISALTTIM EĞER ANLAŞILMAZ BİR YER OLURSA,FORUMDAKİ VERECEĞİM CEVAPLARDAN VE MAİL ADRESİMDEN AÇIKLAYICI OLMAYA ÇALIŞACAĞIMI BİLDİRMEK İSTERİM.

 

EVRENİN HOLOGRAFİK ESASA GÖRE VAR OLDUĞU VE BENZER BİR ŞEKİLDE İNSAN BEYNİNİN DE HOLOGRAFİK ESASINA GÖRE OLUŞMUŞTUR.

Anlamı çok çok özetle ve genel anlamda TÜM' ün sahip olduğu bütün özelliklerin boyutsal olarak her birimde nasıl mevcut olabildiğidir.

 

“Hologram, en kısa tanımıyla üç boyutlu görüntü kaydetme yöntemi'dir. Hologram tekniğinin en önemli özelliği, hologram plakasına cisimlerin görüntüsünün değil; o görüntünün elde edilmesi için gerekli bilgilerin kaydedilmesi, dolayısıyla hologram plakasının en küçük parçasının bile, Bütün'ün tüm bilgilerini içerebilecek kapasiteye sahip olmasıdır. Bu tekniği kısaca şu şekilde anlatabiliriz:

Bir lazer kaynağından gelen ışın, yarı geçirgen bir ayna tarafından ikiye ayrılır. Bu ışınlardan biri, hologram plakasına doğrudan ulaşır, öbürü ise görüntülenmek istenen cisme yöneltilir ve oradan yansıyarak hologram plakasına varır. Hologram plakasına doğrudan gelen lazer ışını ile cisimden yansıyarak gelen lazer ışını, bu plaka üzerinde bir girişim modeli oluşturur. Böylece cismin görüntüsü kaydedilmiş olur. Daha sonra, kayıt sırasında kullanılan frekansta ve aynı açıdan yeni bir lazer ışını ile hologram plakası aydınlatılacak olursa, görüntülenen cisim, üç boyutlu olarak odanın içinde canlanır. Plaka, kendisine gelen ışınları tıpkı görüntüsü saptanan cisim gibi yansıtacağı için, görüntü net ve eksiksiz olacaktır. Beyin hücreleri dediğimiz nöronlar da, tek tek birer mini hologram gibidirler ve gelen impalsları frekanslarına ayırarak algılarlar. Her bir hücrenin etkinliği, kendi içinde bir dalga boyu oluşturmaktadır. Bir sürü hücrenin dalga boylarının birbiriyle girişim yapmalarından oluşan holografik model, bizim beş duyuyla algıladığımız görüntüyü ortaya koymaktadır. İnsan beyni de pek çok mini hologramdan oluşmuş büyük bir hologram olarak düşünülebilir. Çünkü beyindeki her hücre, esasında her işlevi yapabilecek yetenek ve kabiliyette var olmuştur. Ancak, kozmik programlanmadan sonradır ki, hücreler özelleşerek kendilerine ait işlevleri meydana getirir

Hologram prensibinin en önemli özelliği, her noktasının bütün cismin görüntüsünü verebilmesidir. Hologramın her noktasına cismin her tarafından ışın dalgaları gelmekte ve orada kaydedilmektedir. Bu nedenle, hologram plakası ne kadar koparılsa, kırılsa bile her parça bütünün bilgisini içinde taşımakta ve gerektiğinde bütünün tam görüntüsünü tek başına vermektedir.

Şimdi, bu verilerle şu sonuçlara ulaşabiliriz: Görüntülenmesi istenen cisimden yansıyarak gelen lazer ışınının hologram plakasına cismin görüntüsünü kaydetmesi gibi, insan beyinleri de, doğum öncesi ve doğum anında, kökeni meleklere dayanan burçlar olarak tabir ettiğimiz sayısız takım yıldızlardan gelen kozmik ışınlarla programlanmış oluyor. Nasıl benzer frekanstaki ışınları plakaya gönderdiğiniz zaman cisim üç boyutlu olarak ortaya çıkıyorsa, Burçlardan ve Güneş sistemindeki planetlerden gelen ışınlar da, o programlanmış olan insan beyinlerini etkilemekte ve kişilerden programları doğrultusunda çeşitli fiillerin, davranışların ve düşüncelerin ortaya çıkmasına neden olmaktadırlar.

Aslında plaka üzerinde görülen üç boyutlu cismin gerçekte bir varlığı yoktur, dalga boylarının oluşturduğu bir modeldir (ya da hayaldir) biz onu var gibi görmekteyiz. Bunun gibi, insan beyni de bu noktada tıpkı bir hologram gibi çalışmaktadır ve biz beş duyumuzun kapasitesi gereğince kendimizi bir birim gibi kabul edip, çevremizde gördüğümüz her şeyin de varolduğunu sanırız. Gerçekte, o hologram plakasındaki görüntünün bir gerçekliği olmadığı gibi, çevremizde görüp var kabul ettiğimiz bir takım şeylerin de bir varlığı yoktur. Fiil diye algılananlar tamamiyle manalardır. günlük yaşantımızın gerçekte bir holografik görüntü olduğudur. Yani Evren, sonsuz ve sınırsız "TEK" bir holografik yapıdır ve parçalardan söz etmek anlamsızdır.

 

KURANI KERİM’DEKİ 2 SURE İSE(Ayetel Kursi ve İhlas) BAKIN HANGİ KONUYA DEĞİNİYOR

 

ALLAH ki, Tanrı yoktur ancak O vardır, diridir ve kendi kendine kâimdir; ne uyuklaması ne de uyuması sözkonusudur; yerde ve göklerde ne varsa O’nun içindir; O’nun katında kim şefaat edebilir ki izni olmaksızın; bilir önlerinde ve arkalarında olanların hepsini; izni olmadan ilminden bir şeyi kapsamak mümkün değildir; kürsüsü semâları ve yeri içine almıştır; koruması dışında bir şey kalamaz; yüce ve azamet sahibidir.

 

De ki, O ALLAH AHAD'dır;

ALLAH SAMED'dir;

LEM YELİD ve LEM YULED'dir;

ve LEM YEKUN LEHU KÜFUVEN AHAD'dır!.."

 

("ALLAH AHAD"dır…Yani, sınırsız, sonsuz, cüzlere ve zerrelere bölünmesi sözkonusu olmayan TEK'dir…

Cüzlere, zerrelere bölünüp parçalanması mümkün olmayan "AHAD", ya sonlu sınırlı bir tektir, ki bu takdirde evrenin herhangi bir yerinde oturmaktadır (!); ya da sonsuz, sınırsız cüzlere ayrılmaz TEK'tir ki, bu takdirde de ancak ve sadece, tekrar ediyorum ancak ve sadece "KENDİSİ" mevcuttur!..

"AHAD" olan "ALLAH"ın dışında herhangi bir varlığın mevcudiyetini ileri sürmek önce akıl ve mantığa, sonra da insafa sığmaz!..

Şayed "ALLAH"tan ayrı, "ALLAH"ın dışında bir varlık var ise… Bu varlık ile "ALLAH" arasındaki sınır nerededir?.. Bu sınırı nerede çizeceksiniz?..

Ya varlık, mevcud, sınırsız sonsuz TEK'tir, ikinci bir varlık yoktur!..Ya da sınırlı sonlu, evrenin içinde bir yerde, veya evrenin dışında MEKANI OLAN bir TANRI mevcuttur (!)..?

Burada idrak edilmesi en önemli olan şey "SINIRSIZLIK-SONSUZLUK" kavramıdır…Ahmed Hulusi)

 

Hz Muhammed’in açıkladığı Allah ile bilimin açıkladığı birbirinin aynısı…

 

Bir benzer yazı daha;

 

(Geçenlerde hologram ve felsefe diye Sonad Pelit'in güzel bir yazısını okudum,aşagıda da o yazıdan zaman zaman alıntılar bulacaksınız)

Kendini bilmek ya da tanımak, insanın değişmesi zorunluluğunun doğal bir uzantısıdır. Bu uzantıda insan evreni anlama konusunda yeni kavramlara kucak açmaktadır. İşte bunlardan biri: HOLOGRAM.

En kısa tanımıyla Hologram, üç boyutlu bir görüntü kaydetme yöntemidir. "Tam kayıt" ya da "eksiksiz mesaj" anlamına gelmektedir.

Bilindiği gibi Fotoğraf iki boyutlu bir tekniktir. Derinlik yoktur. Uzaklıkları ne olursa olsun, tüm cisimler aynı düzlemde yer alırlar. Hologram'ın fotoğraftan en büyük farkı, hologram plakasına cisimlerin görüntüsünün değil, o görüntünün elde edilmesi için gerekli bilgilerin kayıt edilmiş olmasıdır. Hologramın çevresinde dolanarak veya bakış açımızı değiştirerek sanki cismin çevresinde dönüyormuş gibi, onu çeşitli açılardan görebiliriz. Paralaks adı verilen bu özellik, cismin resminin 3 boyutlu olarak verilebilmesiyle sağlanmaktadır. Böylece iki boyutluluk sınırı aşılmış ve uzaklık yakınlık gibi derinlik kavramı da kaydedilen resimde yer almıştır. Yani resmin her yanı uzaklık farkı olmaksızın nettir. Hologramın en önemli özelliği ise, her noktasının bütün cismin görüntüsünü verebilmesidir. Hologramın tek noktasına cismin her tarafından ışık dalgaları gelmekte ve orada kaydedilmektedir. Bu nedenle hologram plakası ne kadar koparılsa, kırılsa bile, her parça bütünün bilgisini içinde taşır ve gerektiğinde bütünün tam görüntüsünü netliği azalsa da tek başına verir. İşte bu özellik hologramın mistik düşünce ile bağdaştırılmasını sağlar.

 

"Zaman ve mekandan bağımsız olan alan" kavramı, İslam dininde mevcuttur.Allah'ın tanımlarından biridir.çünkü aynı zamanda iyi bir matematikçi olan Leibnitz matematik kalkül kavramını ilk bulan ve geliştiren kişidir. Denis Gabor da hologramı bulurken matematik kalkül tekniğini kullanmıştır.

"Allah insanı kendi suretinden yarattı" sözü mekansız ve zamansız bir gerçeklik alanını düşünce yolu ile kavrayan Allah yolundakiler kadar o alana bilimsel olarak yaklaşan bilim adamlarınca da kabul edilebilir oluyor böylece. Felsefi açıdan hologram tekniğinin en can alıcı noktası şudur: üzerine herhangi bir görüntü kaydedilmiş olan hologram plakası ne kadar küçük parçalara ayrılırsa ayrılsın, bu küçük parçalara laser ışını verildiğinde plakaya kayıt edilen görüntünün tamamını yeniden elde edebiliriz. Yani her birim bütünün bilgisini ve benzerliğini kendi bünyesinde korumakta ve saklamaktadır. İşte bu can alıcı noktanın farkına varmak, bizi oldukça ilgi çekici sonuçlara ulaştırmaktadır. İnsandaki algılama sistemi frekans analizatörü gibi davranan hücreler tarafından oluşturulur. Bu hücreler birer mini Hologram gibi hareket ederler. Beyin, bu sayısız mini Hologramın yarattıkları dalga boylarının girişim ve kesişimlerinden oluşan dev bir Hologram'a benzer. Hafıza kayıtları Holografiktir. Daha sonra benzer dalga boylarında gelen frekanslar beyinde kayıtlı bulunan frekanslarla bir çağrışım yaparlar ve bu yol ile hatırlama sağlanır.

 

David Bohm evrenin de holografik biçimde davrandığını ileri sürmektedir. Görünen ve yaşayan düzenin ardında zaman ve uzaydan bağımsız olan bir Evren vardır. Geçmiş, şimdi ve gelecek bu holografik düzende bir arada bulunmaktadır.

 

İnsandan da öteye "Evren de holografik biçimde organize olmuştur" dediğimizde, buradan çok önemi üç sonuç çıkar:

 

1) EVREN ANCAK TEK TEK ALGILAMALAR SONUCUNDA CANLANIR

 

Evren bütünden ayrılıp, tek tek cisimler ve nesneler olarak belirebilmek, bedenlenebilmek, varolmaya başlamak, kısaca "Suret alemi"ne geçebilmek için algılanmak, farklılaştırılmak zorundadır. Nesneler veya bilgiler dünyası, bizlerin algılamaları ile farklılaşmakta, dışlaşmakta, biçim bulup canlanmaktadır. Yani evrende bir bütünlük, bir ana plan ve süreklilik söz konusudur. Bizler ancak o çok katlı ana planın dalga boylarıyla bir rezonansa, bir paralelliğe girdiğimiz oranda, o frekansın bilgilerini cisimleştiriyor, buluyor ve kendimize mal edebiliyoruz. Böylelikle de evrenin bazı sırlarını çözebilmekteyiz.

 

Nitekim ünlü batılı bilim adamları da, bu gerçeğin farkına varmış ve bu "farklılaştırılmış süreklilik" kavramına yaklaşmışlardır. Bakın Einstein ne diyor: "Yerçekimi, elektro manyetik güç, enerji, akım, moment ve nötron gibi kavramlar, bunların tümü, "herşeyin temelinde bulunduğu sezilen objektif gerçeği" açıklayabilmek için insan zihninin kurduğu teorik yapılar, benzetmeler ve sembollerden başka bir şey değildir."

 

Sevgili kardeşim,sonuç itibariye bakın bilimde artık aynı şeyi söylüyor,diyor ki bilim;Her yerdedir o. Heptir o. Gözle görülemez, akılla bilinemez ve değiştirilemez. Parçalanamaz,parçalara ayrılamaz,İnsan beyni de hologramdan ibaret olduğu için evrensel özün bir yansımasıdır ve tüm özelliklerini alır.İşte bu yüzdendir ki

beyinde Allah'ın tüm sıfatları bulunmaktadır.Açığa çıkarabildiğin ölçüde rahat edeceksin ölüm ötesi yaşamda...Çokluk görüntüsü evrenin hologramik yapısı dolayısıyledir.

 

Yine çağdaş Batı bilimine dönelim: Bilimin ilk yaptığı, doğadaki çok çeşitli maddeleri 90 kadar doğal elemente indirmesiydi. Sonra bu elementler bir kaç temel parçacık oldu. Ayrıca dünyadaki çeşitli güçlerin herbiri, elektro manyetik gücün değişik görüntüleri (değişik dalga boyu ve frekansta olan elektro manyetik dalgalar) olarak bilindi. Evrenin özellikleri de bir kaç temel nicelik halinde ayrıldı: Uzay, zaman, madde ve enerji. Sonra Einstein; madde ile enerjinin eş değerli olduğunu "özel izafiyet Teorisi" ile gösterdi.

 

Yüzyılımızın tanınmış kuramcılarından olan Northrop bu "bölünemezliği" şöyle anlatıyor: "Farklılaştırılmamış süreklilik, doğrudan algılanan tüm farklılaşmaların içinden çıktığı, ilk sürekliliktir. Bu bütün farklılaştırılmış olguları kapsamaktadır. O bölünemez ve değiştirilemez olandır. Farklılaştırılmamış süreklilik kavramı, tasavvuftaki kesrette vahdet (çokluktaki birlik)tir.

 

2) HER CANLI YA DA FARKLILAŞTIRILMIS HER CİSİM BÜTÜNÜN PARÇALARIDIR

 

Her varedilmiş olan, içinden çıktığı o ana planın ve bütünlüğün bütün özelliklerini, hatta özünü (değişik biçimler ve oranlarda) içinde taşır. Evrenin ana bilgi yığını, bütün canlılara dağılmış durumdadır. Bu özü içlerinde taşıyan ve saklayan canlılarda ana bilgi kaynağına yaklaştıkça, özleri daha net olarak belirir.

 

İnsan hiç bir şeyi yoktan var edemez. Bizler ancak evrende var olan o ana bilgi plakasının dalga boylarıyla ilişkiye girer ve o frekansın olanaklarından yararlanarak, gerçekleri keşfedebiliriz. Bu emek ve çalışmanın sonucunda elde ettiğimiz en önemli şey, ana kaynağa daha çok benzemektir. Yani ana Hologram plakasının çok küçük parçaları olan biz canlılara tutulan ışığın doğurduğu görüntü ana görüntüye ne kadar "net" olarak benzerse, o parça o kadar "değerlidir" diyebiliriz.

 

Bilim açısından ise Einstein "Birleştirilmiş Alan Teorisi"ni ileri sürdü ve ayrı kalan son iki gücün (yerçekimi ile manyetik güç) birbirinden ayrılamayacağını, ortaya çıkardı. Artık tüm evren "bir temel alan" gibi görünür. Orada her yıldız, her atom ve galaksiler, temelde bulunan uzay zaman birliğinin içinde bir dalgacık ya da kabarcık gibidir.

 

3) BÜTÜN BİLGİLER HER AN HER YERDEDİR

 

Eğer evren Holografik biçimde organize olmuşsa, uzay—zaman koordinatlarının ötesine geçilmiş olmaktadır. Böyle bir planda; geçmiş-şimdi ve gelecek aynı yerde, aynı anda bulunmaktadır. Ayrıca ana Hologram plakasında yer alan herşey, plakanın bütün zerrelerine kadar yayılmış demektir. Uzay ve zamandan bağımsız olarak her birim, her türlü evren bilgisini her alan alabilir ya da içinde hissedebilir, mistik olarak yaşayabilir. Ama bu ana bilgiden yararlanabilmek, kişilerin ruhsal olgunluk derecelerine ve de çok çalışmalarına, kendilerini geliştirmelerine bağlıdır.

Kısaca, evren denen bu okyanustan herkes ancak kendi kabının büyüklüğü kadar su alabilir.

 

Bu bilgilerin ışığında, anlatılmaz gibi gelen bir çok şeyi açıklamak da mümkün olmaktadır. Örneğin; telepati,önceden bilme, uzağı görme, falcılık ve benzeri olaylar, aslında var olan ve her an kullanıma açık bulunan Hologram plakasına kayıtlı bilgileri "başka bir gözle" görebilme yeteneğine dayanır. Paranormal fonksiyonlar, enformasyon'un başka türlü değerlendirilmesinden başka birşey değildir. Çünkü tüm bilgiler, zaman ve uzaydan bağımsız olarak, "her an her yerdedir."

 

Bilim diyor ki: Açığa çıkan bağlantıların ışığında yerçekimi gücüyle elektromanyetik güç, madde ile enerji, elektrik gücüyle elektrik, alan ve uzay ile zaman arasındaki ayırımlar yiter. Bunların tümü Einstein'ın evren olarak belirttiği dört boyutlu süreklilikte erirler. Böylece insanoğlunun yaşadığı dünya konusundaki bütün algıları ile gerçek konusundaki soyut sezgileri bir olur, evrenin derinliğindeki temel birlik açığa çıkar.

 

"Bütün algılar" ile "soyut sezgilerin" bir olması, insanın geldiği ilginç bir aşama olarak dikkati çekiyor. Başlangıcından, beri birbirine karşıt gibi duran pozitif bilim ile sosyal bilimler ve akıl ile gönül ilk kez aynı noktada buluşmaktalar.

 

Nitekim tarihe gözattığımızda, bir çok konuda sezginin, bilimin önünde gittiğini görüyoruz. Buddha; "Ruh hep önde gidendir, madde onu yakalayıp dünyaya çekmeye çalışır" demişti. 16. Yüzyılda ülkemizde yaşayan, bir halk ozanı olan Muhiddin Abdal da: " Muhiddinem, dervişem / Hak yoluna girmişem / Onsekizbin alemi / Bir zerrede görmüşem" diyor ve bilim burada sözü edilen bilgilere ancak yüzyıllar sonra varabiliyor. Gerçeğe varmada felsefe bilimden? şiir ve sezgi de felsefeden önde geliyor. Son zamanlarda bilimin yaptığı aşama ve evrenin Holografik kavranışı, artık sezginin bilimi, bilimin de sezgiyi dışlamadan hareket etmesine yol açacak gibi görünüyor.

 

İnsana hayatta bir çok şey, anlaşılamaz, garip ve bilinemez gibi gelir. Oysa bu, insanın duygularının ve algılarının zayıflığından doğmaktadır. Ayrıca, yine insanın kendi eseri olan bilimin ve onun getirdiği açıklamaların yetersizliği de buna eklenir. Yoksa, bütün olup bitenler anlamlıdır. Hepsinin bir nedeni ya da gerekliliği vardır. Evren'de dengesizlik, adaletsizlik ve hata yoktur. Önemli olan, bu güzellikleri ve adaleti kavrayabilecek ve de onlara uyum gösterecek olgunluğa erişebilmektir. "

 

 

SEVGİLİ ARKADAŞLAR,TANRIYA İNANMAYANLAR!

BENDE SİZLER GİBİ OYLE BİR TANRIYA İNANMIYORUM

FAKAT ALLAH ADIYLA İŞARET EDİLENE İNANIYORUM.

 

Namaza,oruca,hacca,zekata da bu bilinçle yapılması gerekliliğine inanıyorum

İnsanın halife,yani holografik gerçekliğe göre Allah'ın özelliklerinin insanın içinde,VARLIĞINDA,ÖZÜNDE DE BULUNDUĞUNU VE BU TÜR ÇALIŞMALARLA ORTAYA ÇIKARILABİLECEĞİNİ BİLİYORUM(dileyen olursa detaylandırırız)

 

İSLAM DİNİ BİR SİSTEMDİR.

YANİ SİSTEMİN İSMİ "İSLAM"DIR.

İSİMLERİMİZİN AYŞE,ALİ,ZEYNEP,AHMET OLMASI GİBİ...

sistem özgür irade üzerine kurulmuştur.

İslam Dini bir tekliftir

Dileyen inanır,

Dilemeyen inanmaz ve sonuçlarını yaşar ölüm ötesi yaşamında...

 

HOLOGRAFİK GERÇEKLİĞE GÖRE DE İSPAT EDİLDİĞİ ÜZERE ALLAH TEKTİR,BÖLÜNEMEZDİR VE HER YERDEDİR...

 

SAYGILARIMLA...

 

Daha önceki başka bir sitede yazdığım yazılardan da alıntı yapılmıştır.

Bir başka alıntı Ahmed Hulusi sitesidir

Diğer yararlanılan birçoğu bilimsel eser olmak üzere 15 kaynak talep edilirse verilecektir.;

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

20 cümle içinde "bilimsel" kelimesini 14 defa kullanınca bilimsel olunmuyor.

 

Bilimsellik, biz gerçekçi insanların ilkeleri. Çokça kullanmaktan gocunmuyoruz.

Keşke daha fazla kullanabilsek....

 

hep hayret ederim neden bi işin reklamına meraklı olanlar, aynı zamanda o işin idrakine varamamış insanlarla aynı kişilerdir.

 

Kendimi bir filozof olarak görmüyorum. Ben bir bilim sempatizanıyım. Yanlışlarım mutlaka olacaktır. Ömrüm bitene kadar da samimi olarak öğrenmeye devam edeceğim. Bilimsel nitelikte olmak, üretilmiş bilgilerin ezberlenmesi değil, aklı bilimsel yöntemler doğrultusunda kullanmak demektir. İnsanların aklına bilimsel formasyon kazandırmak ise eğitim ve öğretim yaygınlığı ile gerçekleşebilir. Bilimsel bilgi ile aydınlanıp, sevgi ile dolan bir insan, yüksek insanlık ülküsüne hizmet etmekte yetkin bir kişiliğe sahip olacaktır.

 

sizce İlahiyatlarda ne çalışılıyor? binlerce makale, yüzlerce ilim adamı ne için emek sarfediyor...? bilimsellikten uzaksa neden akademisi var bunların?

 

Bizler bunları onlarca defa yazdık. Maddecilik(bilimsel) ve anti maddecilik (metafizik) felsefeler vardır. Tarihte bunlar hakkında binlerce makale vardır. Önemli olan bilimsel olup olmadığı. Bilim, yöntemlerle, kurallarla elde edilen ve pratikle doğrulanan bilgidir.

 

bilimselliğin dine verdiği cevaplar ateizmi oluşturuyorsa (ki bunu cümle olarak bile toparlayamamışsınız) bilim neden bilimsel olmayan bi kuruma bu kadar cevap vermeye çabalar? bu kendi ahlakına ters düşmez mi?

 

Edebiyatçı değilim. Cümleyi toparlayamamış olabilirim. Kontrol ettim söylemek istediğim kolayca anlaşılıyor. Yaşam yada doğanın diyalektiği, yanlış ve doğruların mücadelesi ile devam etmektedir. Bilimin asıl var oluşunun nedeni yanlışların belirlenmesidir.

 

bilimsellik ateizm de dahil, hiçbir şartı, takıntısı ve önyargısı olmayan bi sistemdir. o sadece genel-geçer ve gerçek olanı ortaya koymaya çalışır. bu anlamda dinle de başka akımlarla da yolları birleşebilir. buna gocunmak da, bununla övünmek de yersiz... zira bilim, kaynağı merak olan bi su sızıntısıdır, ne zaman nereye döneceği hiç belli olmaz.

 

İlk iki cümlen doğru. Devamı yanlış. Bilim kendisi dışındaki, başka deyişle denyle ispatlanmayan hiç bir şeyi doğrulamaz. Onun savunusunu yapmaz. Yani senin deyiminle bilim dışına dönemez.

 

başlık sorusuna gelince "Allah" kabul edilmişse eğer, birliğine inanmak bunu getirisi olacaktır. zira ikilik ya da fazlalık bir "ilah"a göre acizliği de beraberinde getirir. iki olan muhtaç olur, "diğerine göre"liği olur, hüküm sahibi olanla olmayanı olur ki bu farklılıklar ilahlığa ters düşer...

sebep yegâneleşmedikçe sonuç karmaşıklaşır ve belirsiz olur. belirsizlik ise netliği ortadan kaldıracağından kendi yalanda bocalar durur. oysa Allah a iman kesindir, şüphesizdir...

 

 

Bilimsellikte hiçbir kuram son şeklini almış sayılmaz. Önü açık bırakılır ve yeni veriler elde edildikçe kuramların da geliştirilmesi söz konusu olur. Aynı nedenle, belli bir alanda kuram geliştirme çabasına geçmeden önce bir dizi deneysel araştırmanın yapılmış olması gerekir. Kuramlar, tez ve antitezler arasındaki çelişmeyle gelişirler. Bu yönüyle bilimsel gelişme, yeni gözlemler karşısında yetersiz kalan kuramların ayıklanması, yerlerine daha geçerli görünenlerin konulmasından oluşan bitmeyen bir süreçtir.

İyi dileklerimle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İyi güzel yazmışın da şu kıyamet neden olucak biz ne yaptıkki böyle bir son la cezalandırıcaz.

Bak neler yazmışsın her şeyi biliyorsun bunu da bilirsin herhalde.

 

 

bunun cevabı Kuran da bir zahmet kıyamet ile ilgili ayetleri oku.

Allah kullarına zulmedici değildir sadece kullar yaptıklarıyla kendilerine zulmediyorlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.