Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2013 11 yıl 3) Milliyetcilik ile milletcilik farki nedir? Ulusallıkçılık ( ulusla ilgili durumları önemseme ), Ulusçuluk ( kendini bir ulusla ifade etme, kimliğini ulusa dayandırma, ulus olma durumunu savunma ) Milletçi aynı zamanda Milliyetçi olmak zorundadır. Milletçilik Milliyetçiliği kapsar. Fark burada.
Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2013 11 yıl Ataturk milliyetciligi, milletci mi/milliyetci mi idi? Yukarıda açıkladığım gibi, biri birini kapsadığından fark etmiyor.
Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2013 11 yıl "Damarlarinizdaki asil kanda mevcuttur"cumlesi neden soylenmistir ve icerigi nedir, neyi ajite/propaganda eder? Kansız adam derken ne anlaşılıyorsa onun tersi.
Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2013 11 yıl 1925 sonrasi uygulanan "turklestirme" politikasi, nedir? Ortak olduğu için doğal olarak resmi dil olan Türkçe dilinin konuşulmasının, ortak kültürün benimsenmesinin teşvik edilmesi.
Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2013 11 yıl Genelde ulkeler, MILLET ADINI ULKE ADINDAN TURETIRLER. Eger Turkiye'de oldugu gibi, sen bir milliyeti; tum topluma millet adi olarak secersen, dogaldir ki, gelismislik temelinde kendi bireysel milliyetini algilayanlar, baska bir milliyeti topluma millet olarak kabul etmiyeceklerdir. Iste buradaki sorun, bir milliyet olan Turklugun, bir ferdi olan Turku; millet ismi olarak secmek basta yanlistir. Halbuki millet ismi ulke isminden turetilir ya de eklenirdi. "Turkiye milleti" ya da "turkiyeli" gibi. Iste o zaman kisilik bilinci kendi milliyetini sectiginde, "kurd kokenli turkiyeli" olabilirdi. Ya da "kurd kokenli T.C. vatandasi" olabilirdi. Esas itibariyle, Türk adı o dönem Osmanlı coğrafyasındaki yerleşik Müslümanın adı demekti. Etrak yerleşik, ekrad göçebe ahaliye denirdi. Yani doğu’da da yerleşik olanlar Türk idi, batıda da, Balkanlarda da. O nedenle Diyarbakırlı Kürt kökenli Ziya Gökalp Türktür. Çünkü Türk şehirlidir, yerleşiktir, müslümandır. Türk ismi bunlara istinaden verilmiştir. En başından beri Türk bir etniğin ( yanlış tanımla milliyetin ) adı olmamıştır. İşte zaten Türkiye, adını aynı coğrafyada yaşayan ve tümüne Türk denen müslüman halktan almıştır. Laiklikle birlikte Müslüman olma şartı kendiliğinden kalkınca, bu tanım doğal olarak " Türkiye'de yaşayan halk dini / etnisitesi ne olursa olsun Türktür" e evrilmiştir.
Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2013 11 yıl Tamam, tarihsel olarak toplumsal bilinc ve kisilik, bireysel bilinc ve kisilikten once gelir. Zaten dunyada da oyle olmustur. Once milletler olusmus, daha sonra toplumsal millet bunyesinde BIREYSEL SOSYO-ETIK HAK VE OZGURLUKLERF DOGMUSTUR. Yalniz Turkiye, MILLET OLMA TOPLUMSAL KISILIK OLUSUMUNU YASARKEN, DUNYA BIREYSELLIGE YONELMISTIR. Dünya bireyselliğe ne zaman, hangi tarihlerden itibaren yönelmiştir 1920-30’larda böyle bir bilinç var mıdır dünyada ? Bu sorunun cevabı başka bir iletide verilmiş : Isin ilginci, tam da o donem; uc yol vardi; sosyalizm, fasizm ve teokrasi. Yani bu ifadelere göre dünyada hiç bir ülkenin bireyselliğe yönelmediği bir çağda, Türkiye neden bireyselliğe yönelmemiş gibi bir soru sorulmuş ve zaten bu nedenle çağ dışıdır gibi anlamsız bir yargı verilmiş olunuyor ?
Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2013 11 yıl Neydi Dersim'de yapilan? Dersim Olayı, Fransız devrimi sırası ve sonrası başta olmak üzere tarihte örnekleri tüm Cumhuriyet devrimlerinde bolca bulunan devrime karşı çıkarılmış feodal nitelikli isyanlardan biridir. Aşırı şiddet kullanılması faşizan bulunabilir ama kanlı bastırılmış olması onun bu feodal niteliğini değiştirmeyeceği gibi, isyanın bastırılma sebebini ve bastıranların kendi ideolojisi açısından haklılık sebebini de değiştirmez.
Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2013 11 yıl Koçgiri ise henüz devlet kurulmadan ve üstelik daha milli mücadelenin en sıkıntılı olduğu zamanda İngiliz-Yunan destekli bir isyandır. Yunanlıların Eskişehir'e kadar gelmiş ve Ankara'yı tehdit eder durumda olduğu, savaşa devam edilip edilmeyeceğinin Millet Meclisinde oylanacak kadar umutsuzluğun hakim olduğu bir ortamda çıkarılmış bir isyandır ve bu itibarla konumuz dışıdır.
Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2013 11 yıl İsyana karşı şiddet kullanılmasının da faşizmle ilgisi hiç yok. Silahlı adamları etkisiz hale getirmenin silahtan başka bir yolu var mıdır? Adamlar karakolu basmış, jandarmaları katletmiş mi? Etmiş. Asker vermeyiz, vergi vermeyiz demiş mi, demiş. Ha, bırak daha taze cumhuriyet parçalansın gitsin olacaktı öyle mi? Nerdeymiş bu yoğurdun bolluğu acaba? Texas'ın bağımsızlığını savunan ve bu uğurda tek kurşun atmayan, sadece fikrini söyleyen Richard McLaren şu an ne yapıyor dersiniz? Hapiste 99 yıllık cezasını çekiyor!!! Kim kime ne satıyor yahu? Cemaatin başı penisilvanilyalıya oturdu diye, ordan bize akıl mı satacak? Nerde bu üç köftenin beş kuruşa olduğu yer dünyada? Bu din dogmalarından kurtulmadan ne aydın, ne liberal, ne çağdaş, ne devrimci, ne numenal, ne evrensel, ne de hiç bir şey olamazsınız. Birinci insanlık görevi, dogmayı yok etmek, insanlığı dogma vesayetinden kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2013 11 yıl Yazar Ulusallıkçılık ( ulusla ilgili durumları önemseme ), Ulusçuluk ( kendini bir ulusla ifade etme, kimliğini ulusa dayandırma, ulus olma durumunu savunma ) Milletçi aynı zamanda Milliyetçi olmak zorundadır. Milletçilik Milliyetçiliği kapsar. Fark burada. Kapsamaz. Eger bir kisi millet bilinc ve farkindaliginda ise, ulke ya da topumu kendince bir tehlike altinda ise, bu temelde mucadele verir. Bu savas dis guclere karsi verilir. Milliyetcilik ise, kisinin sadece kendi milliyetinin ve onun icin verdigi hak ve ozgurluk savasidir. Bu savas da devletin milliyetciligi tanimayan ve hak ve ozgurluk vermeyen politikasina karsilik verilir. Turkiye de ise, ne millet bilinci ne de turk temelinde milliyetcilik bilinci yoktur. Belki 2010 dan itibaren yapilan ulusal temeldeki gosteriler, hem milli yani ulke butunlugu hem de turk milliyetciligi eski ustun ve hakim hale getirme mucadelesi olarak algilanabilir.
Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2013 11 yıl Yazar Dersim Olayı, Fransız devrimi sırası ve sonrası başta olmak üzere tarihte örnekleri tüm Cumhuriyet devrimlerinde bolca bulunan devrime karşı çıkarılmış feodal nitelikli isyanlardan biridir. Aşırı şiddet kullanılması faşizan bulunabilir ama kanlı bastırılmış olması onun bu feodal niteliğini değiştirmeyeceği gibi, isyanın bastırılma sebebini ve bastıranların kendi ideolojisi açısından haklılık sebebini de değiştirmez. Iste buradaki fark, diktatorun bakis acisidir yani "birileri KENDI BILINCLERI ILE DEGIL DE, BASKALARININ KISKIRTMASI ILE HAREKET EDER" anlayisi. Evet her zaman politik cikarci kurtculuk hareketi olmustur ve olagelmektedir. Yalniz bu kurd varligini ve onun hak ve ozgurluklerini goz ardi etmek anlamina gelmez.
Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2013 11 yıl Yazar Dünya bireyselliğe ne zaman, hangi tarihlerden itibaren yönelmiştir 1920-30’larda böyle bir bilinç var mıdır dünyada ? Bu sorunun cevabı başka bir iletide verilmiş : Yani bu ifadelere göre dünyada hiç bir ülkenin bireyselliğe yönelmediği bir çağda, Türkiye neden bireyselliğe yönelmemiş gibi bir soru sorulmuş ve zaten bu nedenle çağ dışıdır gibi anlamsız bir yargı verilmiş olunuyor ? Bu nihilizm ile baslayan bir surectir. Cesitleri; bencillik, bananecilik, bireycilik ve bireysellik olarak farklilasir. Hayir, 1923 de dunya cag olarak ozgur birey devletler cagiydi, milli devletler cagi degil. Bu cag; 19. yuzyilda ve en belirgin olarak bu bilincte olmayan Osmanli'dan bati ulkelerinin kopusu temelinde idi.
Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2013 11 yıl Yazar Esas itibariyle, Türk adı o dönem Osmanlı coğrafyasındaki yerleşik Müslümanın adı demekti. Etrak yerleşik, ekrad göçebe ahaliye denirdi. Yani doğu’da da yerleşik olanlar Türk idi, batıda da, Balkanlarda da. O nedenle Diyarbakırlı Kürt kökenli Ziya Gökalp Türktür. Çünkü Türk şehirlidir, yerleşiktir, müslümandır. Türk ismi bunlara istinaden verilmiştir. En başından beri Türk bir etniğin ( yanlış tanımla milliyetin ) adı olmamıştır. İşte zaten Türkiye, adını aynı coğrafyada yaşayan ve tümüne Türk denen müslüman halktan almıştır. Laiklikle birlikte Müslüman olma şartı kendiliğinden kalkınca, bu tanım doğal olarak " Türkiye'de yaşayan halk dini / etnisitesi ne olursa olsun Türktür" e evrilmiştir. Turklugu ilk kullanan batidir. Osmanli'daki ya da daha onceki kullanimlari bu temelde degildir. Turk kavimleri ya da Osmanlidaki "kucumseme" Bu bir evrilme degildir. Cunku zihniyetin getirdigidir. KENDI KENDINE GELMEMISTIR.
Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2013 11 yıl Yazar Kansız adam derken ne anlaşılıyorsa onun tersi. Bilimsel olarak "kansiz adam" olmaz. Cunku insanoglu fenomeninin kan bir parcasidir. O yuzden kana sifat yuklemek sadece ideolojik ve propagandist ve ajitativedir.
Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2013 11 yıl Yazar Yaa? İnsan kızları kansız yani öyle mi? Insanoglu anlam veicerik olarak "man kind" insanoglunun hem erkek hem de disi fizigini icerir. Ogul, evlat demektir. Insanoglu ya da man kind kavramlarinin erkeksel karakter tasimasinin nedeni, erk erkek ve erk ekmekten gelir. O yuzden insan kizi diye bir kullanim yoktur.
Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2013 11 yıl "İki oğlum var, biri kız biri erkek" diyeni hiç duymadım!!! Adamı tefe koyar çalarlar be! Erk ekmek erkek kekmek... Ne diyorum yahu?
Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2013 11 yıl Bilimsel olarak "kansiz adam" olmaz. Cunku insanoglu fenomeninin kan bir parcasidir. O yuzden kana sifat yuklemek sadece ideolojik ve propagandist ve ajitativedir. O halde " Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur " sözündeki " kan ", neden bilimsel, somut anlamda " gen, ırk " anlamında anlaşılıyor ve Kemalizm ırkçı olarak nitelendiriliyor ? Biz de Kana sıfat yüklemenin kültürel bir anlamı olduğunu söylüyoruz zaten. 3 gündür bunu anlatmak istiyorduk. Hala da anlatabildik mi emin değilim bu arada.
Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2013 11 yıl Turklugu ilk kullanan batidir. Osmanli'daki ya da daha onceki kullanimlari bu temelde degildir. Hangi temelde ?
Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2013 11 yıl Bu bir evrilme degildir. Cunku zihniyetin getirdigidir. KENDI KENDINE GELMEMISTIR. Zihniyet Laikliği getireceği için tanım 1921 Anayasasında, " Türkiye’de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese “Türk” denir. " şeklinde. Laiklik ilanı ile birlikte de bu ibarenin anlamı havada kalmayıp, kendiliğinden oturmuştur.
Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2013 11 yıl Hayir, 1923 de dunya cag olarak ozgur birey devletler cagiydi, milli devletler cagi degil. O halde neden o dönemde 3 yol olduğu söylenmiş ? Isin ilginci, tam da o donem; uc yol vardi; sosyalizm, fasizm ve teokrasi. Millet bilinci oluşturmadan pat diye özgür birey devletine geçilebilir miydi ? Geçilmeye kalkılsa Ümmet bilinci hakim gelip, geriye dönüş yaşanmaz mıydı ? Batıda Millet bilinci oluşmadan ne laiklik, ne özgürlük ne eşitlik ne de adalet kavramları ne de Sanayi Devrimini ortaya çıkaran birey bilinci gelişmemiştir. Millet bilinci gelişmeden din / etnik eksenli ayrımcılık ortadan kalkmaz. Bu ayrımcılıklar var olduğu sürece de özgürlükten, adaletten, eşitlikten, laiklikten söz edilemez. Birey bilinci taşıyan Milli kimlik işte bu üç sacayağından yükselir. Bu üç ilke tam olarak hayata geçirilmeden birey bilinci ortaya çıkmaz. Öncelik ise Millet bilinci oluşturmaktır. Bu sürecin sekteye uğradığı bir yerinde ya feodal yapıya doğru geri yönelimle yarı feodal bir hibrid yapı ortaya çıkar ( 50'den itibaren günümüze kadar Türkiyenin sosyo-ekonomik yapısı ) ya da Faşizm'e yönelimle birey bilinci taşımayan orta sınıf ağırlıklı bir toplum yapısı.
Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2013 11 yıl Iste buradaki fark, diktatorun bakis acisidir yani "birileri KENDI BILINCLERI ILE DEGIL DE, BASKALARININ KISKIRTMASI ILE HAREKET EDER" anlayisi. Evet her zaman politik cikarci kurtculuk hareketi olmustur ve olagelmektedir. Yalniz bu kurd varligini ve onun hak ve ozgurluklerini goz ardi etmek anlamina gelmez. Diktatör nereden çıktı şimdi ? Dersim isyanı feodal nitelik taşıyordu demiştim. Kanlı bastırılmış olması, bu isyanın niteliğini değiştirir mi ? Feodalite kaldırılmadan Kurt varlığının hak ve özgürlükleri demek, feodal sınıfın hak ve özgürlüğü demektir. Nitekim, neticede Tunceli eğitim düzeyi ve onunla orantılı olarak birey bilinci en yüksek insanların yaşadığı illerden biri olmuştur.
Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2013 11 yıl Milliyetcilik ise, kisinin sadece kendi milliyetinin ve onun icin verdigi hak ve ozgurluk savasidir. Bu savas da devletin milliyetciligi tanimayan ve hak ve ozgurluk vermeyen politikasina karsilik verilir. Millet etnik temelde tanımlanmadıkça, Milliyet, Etnisite ile eş anlamda kullanılamaz. Millet etnik temelde DEĞİL, coğrafi temelde tanımlanıyorsa - ki Türk tanımı öyle zaten - MİLLİYET ETNİSİTE İLE AYNI ANLAMA GELMEZ: Dolayısıyla, MİLLETÇİLİK ( ULUSÇULUK ), MİLLİYETÇİLİĞİ ( ULUSALLIKÇILIĞI ), " kapsar ". Çünkü Milletçi kendi milletinin millet olma durumunu savunan demektir. Milliyetçi de kendi milletinin millet olma değerlerine ait bağlılığı bulunan demektir. Tabii bu dediğim, tekraren vurgulayayım ki; Millet olma değerleri arasında etnisite ortaklığı yoksa.
Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2013 11 yıl Yazar O halde " Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur " sözündeki " kan ", neden bilimsel, somut anlamda " gen, ırk " anlamında anlaşılıyor ve Kemalizm ırkçı olarak nitelendiriliyor ? Biz de Kana sıfat yüklemenin kültürel bir anlamı olduğunu söylüyoruz zaten. 3 gündür bunu anlatmak istiyorduk. Hala da anlatabildik mi emin değilim bu arada. Kan bir fenomen olarak sifati yoktur. Buna sifat yukleyip, kani diger kanlardan ayirmak ve onlara ustun ve hakim kilmak hem ayrimcilik hem de irkciliktir. Buradaki soylenme nedeni de inancsal ve ideolojik ajitasyon ve propagandadir.
Gönderi tarihi: 24 Kasım , 2013 11 yıl Yazar Hangi temelde ? Milliyetci temelde. Yani turklugu, turkculuk gibi politik bir temelde kullanmak. Milliyet bir sosyal olgudur, ama milliyetcilik politik bir cikardir.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.