Misafir birce Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2005 * Lütfen her seyin biraz parasini azaltir misiniz? Cünkü harcligim yetmiyor. Ben doktor olmak istiyorum. Sizce güzel bir meslekmi? Pokemon u kadirdiniz ama Digimon u lüfen kaldirmayin Ülkemiz güzel bir ülke ülkeden bir sey istemiyorum Cocuklarin sevdigi seyleri hep kaldiriyorsunuz. Cocuklarin hic cani yok mu? Hep büyük seyleri koyuyorsunuz ? Siz sorulari hep cevaplarsiniz. Bunlari ve daha sorularimi cevapar misiniz? Cocuklarida biraz düsünün. Televizyonda hangi programi acsaniz siddet var. Cizgi filmden tutunda reklamlara, saka programlarindan dizilere kadar. Hele haberler... Cumhuriyet Üniversitesi Anadolu Psikiyatri Dergisinin yayinlanan arastirmaya göre televizyon kanallarin da yayinlanan filmler yüzde 33.1 oraninda siddet iceriyor. Toplam sürenin yüzde 13.8 inin fiziksel siddet, yüzde 10.9 unu sözel siddet, yüzde 8.4 ünü ise ruhsal siddetin olusturdugu belirtiliyor. Üstelik siddet iceren bu filimler cocuklarin en cok televizyon seyrettigi saatlerde yayinlaniyor. * Bizim durumumuz cok düsük, eger bize yardim edersen seninle gurur duyariz. Okulumuzda yardim gerekir. Ögretmenlerimiz bize güzelce hic der vermiyor, bizi dövüyor. Müdür yardimcisi bizden her gün para istiyor. Hic paramiz yok ki biz müdüre verelim. Vermesek bizi okuldan atiyor. Bizim okula yardim edilmesi gerekir. Bizim durumumuz ve halimiz cok kötü. Siddet toplumumuzu bir örümcek agi gibi sarmis görünüyor. Üstelik, yüregimize korku salan bu ag ne yazi ki gittikce daraliyor. Ve her olumsuz gelismede oldugu gibi siddet dalgasi ilk önce ve en cok cocuklari vuruyor. Cünkü cocuklarimiz siddeti görerek büyüyorlar. Dayak yiyerek büyüyen ve yahut babasini annesini döverken gören cocuklar ileriki yasamlarinda dayak atan ebeveynler haline geliyorlar. Böylece aile ici siddet hizla yayginlasiyor. Velhasil siddet ailede ögreniliyor. Aile Arastirma Kurumu nun 4-12 yaslar arasindaki 50 bin 473 cocuk üzerinde yaptigi arastirmaya göre cocuklarin yüzde 62.60 i cinsiyet farki olmaksizin fiziksel cezaya maruz kaliyor. Ne yazik ki isi iskence boyutuna kadar tasiyanlar da var. Istatistikler gösteriyor ki Türkiye de iskence görenlerin yüzde 10 unu cocuklar olusturuyor. Bu rakamlar aysbergin sadece görünen yüzü, rakamlarla ifade edilebilen kismi. Kol kirilir yen icinde kalir misali ne dramlar yasaniyor aile iclerinde, kimse bilmiyor. * Siz büyük insanlarsiniz. Ama sokaktaki adamlar gibi davraniyorsunuz. Bir daha kavga etmezseniz olurmu. Eger, önemli bir nedeni varsa aciklayin. Bu kavgalarin cok önemli bir nedeni var mi Gizli bir seyse aciklamayabilirsiniz. Cünkü burada sizi zorlayan birisi yok Biz daha kavga edilince hicbir isin düzelmeyecegini okulda ögrendik siz ögrenemedinizmi.......? Alıntı
Φ KaRaKuRt Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2005 * Siz büyük insanlarsiniz. Ama sokaktaki adamlar gibi davraniyorsunuz. Bir daha kavga etmezseniz olurmu. Eger, önemli bir nedeni varsa aciklayin. Bu kavgalarin cok önemli bir nedeni var mi Gizli bir seyse aciklamayabilirsiniz. Cünkü burada sizi zorlayan birisi yok Biz daha kavga edilince hicbir isin düzelmeyecegini okulda ögrendik siz ögrenemedinizmi.......? 19517[/snapback] savşlar barışları korur... tabiiki kimse kimseyi kırmak istemez ama bazen bu da gerekebilir... Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2005 Sen hala uyumadınmı...)) Hadi bakim yarın kalkamazsın. Geç kalacan okula. Bizim kavgalarımız davalarımız uğruna. Ayrıca sizi yok diye kavga ediyoruz, sizin yanınızda kavga etmeyiz. Sen forumdan çıktığın an kavga başlıcak..)) İşin şakası bir tarafa, serzenişlerini hissediyorum haklısın. Çocuklara bu denli bir dünya bıraktığımız ve bu denli kötü izlenimler edindirttiğimiz için kendi adıma üzülüyorum ve kendi kendimi kınıyorum. Onlara en iyi eğitimi verelim derken.. Okul bazında eğitimi tartıştık, oysa ilk eğitim ailede ve çevrede başlar... Ne diyim bilmem ki bu konularda hassasım... Saygılar-Sevgiler... Alıntı
Φ ^^ressam^^ Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2005 Çoğu zaman, çocukları oynarken görünce, çocuk olmanın ne güzel olduğunu geçiririz içimizden ve çocuklar için herşeyın oyundanibaret olduğunu düşünürüz ancak dünymızda kadınlar ve cocukların konumu oldukca kötü dunya 21.yy da bazı çocuklar için hiç iç açıcı degıl onlar oyuncak yerıne sılah ve sapanlarla oynuyorlar nereye gidiyoruz !... Alıntı
Φ ^^ressam^^ Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2005 Özledim Akşamları özledim sabahları özlediğim kadar ve Yıldızları özledim güneşe hasretliğim kadar Uyumak istemedim geceleri Kopmamak istercesine varolan günden Sonra ÇOCUKLUĞUMU özledim ve Rüyalarımı çocukluğumun Rüya gibi rüyaları özledim anlayacağın Rüya gibi rüyalarını özledim çocukluğumun Genco YILMAZ Alıntı
Misafir TheLastofMohicaN Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2005 derlerki bir insanın en iyi öğrenme çağı 3-7 yaş arası imiş bu zamanda ne verirseniz alırlarmış size söylüyorum bugünün kızları yarının anaları esas iş size düşüyor siz kendinizi iyi yetiştirin ki yarınlarımıza daha güzel daha emin bakalım. çocuk deyince aklıma hep nazım amcanın kız çocuğu gelir Kapıları çalan benim kapıları birer birer. Gözünüze görünemem göze görünmez ölüler. Hiroşima'da öleli oluyor bir on yıl kadar. Yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar. Saçlarım tutuştu önce, gözlerim yandı kavruldu. Bir avuç kül oluverdim, külüm havaya savruldu. Benim sizden kendim için hiçbir şey istediğim yok. Şeker bile yiyemez ki kâat gibi yanan çocuk. Çalıyorum kapınızı, teyze, amca, bir imza ver. Çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler. Nazım Hikmet Ran Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2005 Güzel ve anlamlı şiirler... Alıntı
Φ jenny Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2005 YİĞİT BEBEK DUASI Bebek, seni ay korusun Yeni doğmuş tay korusun Rüzgâr olsun sana serçelerin sürüsü Yüreğine sokulmasın acıların birisi Sevdaların kuyusunda ışıklanıp uyusun Uyusun da yalım yalım öpüşlenip büyüsün Büyüsün de sırım sırım yiğitlenip yürüsün. Bebek seni kelebek, Seni sevinçlerin irisi Seni merak hareket Gonca veren bereket Umutların büyüsü Muştuların sayısı Seni azıdişleri Kuzuların düşleri Seni kırlar Seni nar, Ceren, ceylan şarkılar Seni özlemlerin iyisi Çiçek çiçek kaysılar Filiz filiz uyutsun Çağıl çağıl büyütsün. Sana ırmakların köpüğü Sana kucak kucak yeşillik Asmaların sürgünü Yuvadaki üveyik Işık olsun yetişsin Yetişsin de Şu dünyanın karaları Yaşamanın yaraları Yangınların çıraları Köşe bucak kaçışsın. Bebek, sana nişan olsun coşkuların gelini Koklayasın dileğince yıldızların gülünü Dar gününde, dağlar senin sıkı tutsun elini Bebek, Seni hayat Seni hayat korusun... Alıntı
Φ jenny Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2005 Sind so kleine Hände Sind so kleine Hände winzige Finger dran. Darf man nie drauf schlagen die zerbrechen dann. Sind so kleine Füße mit so kleinen Zehn. Darf man nie drauf treten könn sie sonst nicht gehn. Sind so kleine Ohren scharf und ihr erlaubt Darf man nie zerbrüllen werden davon taub Sind so schöne Münder sprechen alles aus Darf man nie verbieten kommt sonst nichts mehr raus. Sind so klare Augen die noch alles sehen. Darf man nie verbinden könn sie nicht verstehen. Sind so kleine Seelen offen und ganz frei. Darf man niemals quälen gehn kaputt dabei. Ist so'n kleines Rückrat sieht man fast noch nicht. Darf man niemals beugen weil es sonst zerbricht. Gerade klare Menschen wär'n ein schönes Ziel Leute ohne Rückrat haben wir schon zuviel Alıntı
Misafir TheLastofMohicaN Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2005 siz almanlar nasıl diyorsunuz ben bilmiyor was zags du? muydu neydi türkcesini de yaz da bizde anlayalım? Alıntı
Φ jenny Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2005 siz almanlar nasıl diyorsunuz ben bilmiyor was zags du? muydu neydi türkcesini de yaz da bizde anlayalım? 19697[/snapback] Benim yazdim bir almnaca yazilmis bir siir cocuklar ilgili. Kuzura bakmayin almanca yazdim icin , haklisiniz tabiki anlamadiginiz icin . ben bu siir türkesine yazmaya denerim . Alıntı
Misafir birce Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2005 Selam Jenny, aslinda gercekten güzel bi örnek oldu siirin.. degil sadece Türkiyede bu sorunlar var olan, her ülkede var oncasi.. Yücel SARPDERE... Geride kalan günlerde İngiliz Observer gazetesinde şöyle dikkat çekici bir haber vardı: “Amerika’da ilaç firmaları yetim çocukları tıpkı “Laboratuar hayvanı” gibi denek olarak kullanıyorlar. Aralarında Glaxo SmithKline ve Pfizer’in bulunduğu bir gurup firma bu çocuklar üzerinde AIDS ve anti-bakteriyel ilaç denemeleri yapmışlardı. Denekte kullanılanlar siyah veya İspanyol kökenli çocuklardı. Gönderen: ozgurhaber Tarih: 16.07.2005 yeterki bizler duyarli olalim.. Her ne ülkeden olursa olsun Her ne dili konusursa konusun Bizler anlayalim, en azindan anlamaya calisalim Bizlerin imkani daha cok, cocuklarin görüyoruz iste yok.. Gercekten duymadiklarimiz, görmediklerimiz bir okadar daha cok ki.... Hepinize Tesekkür Ederim Arkadaslar.. Alıntı
Misafir birce Gönderi tarihi: 15 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 15 Ocak , 2006 Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK) başvuran yüzlerce çocuk, televizyonlarda yayınlanan dizi filmlerde alkol ve sigara görüntülerinin yayınlanmasının önlenmesini istedi. Çocukların mektuplarına tek tek yanıt veren RTÜK Başkanı Zahid Akman ise küçük yaşta gösterdikleri bu toplumsal duyarlılık için kendilerine teşekkür etti. Türkiye'nin çeşitli yerlerinden ilköğretim çağında yüzlerce çocuk, RTÜK'e mektup gönderdi. Çocuklar, televizyonlarda yayımlanan dizi filmlerde sigara ve alkol kullanımına ilişkin görüntülere yer verilmesinden şikayetçi oldu. Mektubuna "Sesimizi duyun" diye başlayan bir çocuk, sigara ve alkol kullanımı gibi kötü davranışların, televizyonda yayınlanmasını eleştirerek, şunları kaydetti: Mesela küçük bir çocuk televizyonda sigara, uyuşturucu veya alkollü bir film, reklam veya dizi izlerse büyüyünce bu tür şeylerin güzel bir şey olduğunu düşünebilir. Bu yüzden kendisine zarar verebilir. Bu tür şeylerin olmaması için benim sizlerden, yani Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'ndan istediğim şey, bu tür yayınlanan kötü alışkanlıkların televizyondan kaldırılması. Umarım, bizim sesimizi duyar ve geleceğin çocuklarına ve ailelerine bu tür şeyleri yaşatmazsınız. Bir başka çocuk da "Ülkemizdeki Kötülükler" başlığıyla kaleme aldığı mektubunda, dizi film ve programlarda çocuk ve gençlere kötü örnek olabilecek birçok şey bulunduğuna işaret etti. Mektubunda, "Artist ve aktörlere sigara, içki içiriliyor, kumar oynatılıyor" diyen küçük çocuk, "Biz gençler onların yaptıklarını örnek alıyoruz. Sizlerden isteğim, böyle programların yayınlanımamas" diye devam etti. Alıntı
Φ lena Gönderi tarihi: 15 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 15 Ocak , 2006 Hımmmm bu çocuklar marketi tanımıyorlar, televizyondan alış veriş yapıyorlar. Alıntı
Misafir birce Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2006 Selam lena, Marketi tanimaz olurlarmi hic..? Fakat cocuktur gördügünü ister, ister disarda dolasirken olsun,ister izledigi bir program sirasinda Tv`den, gördügünü. Gecende bi calinmis baklava davasi gündemdeydi hatirlarsaniz.... Bir arkadasimiz "böylelerin eli kesilmeli" diye yaziyordu..? Bu gibi reklamlarin yada filimlerin, heleki belirli saatlerde ...cocuklarin Tv basinda oldugunu bildigimiz halde kesmek okadar zorki anlasilan..... bir eli düsünmeden aninda kesebiliyor kimisi...? Cocuktur düsünemez, vari yoku bilemez, anlik istekleri üzerine hareket ederler, dogruyu yalnisi o an ayirt edemez diye düsünenler hicmi yok..? Hayir lena, marketi taniyorlar ve Tv `dede gördüklerini istiyorlar... saygilar.. Alıntı
Misafir birce Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2006 Anne sarıyor kızı satıyor Esenler’in Karabayır semti İstanbul’un uyuşturucu cenneti gibi. Uyuşturucu üretilen imalathanelerin önünde kuyruklar uzanırken, esrarlı sigaraları dört-beş yaşındaki çocuklar pazarlıyor. Semt pazarlarında olduğu gibi satıcılar, "Benim cigaram 10 numara" diye bağırıyor. Türkiye’nin uyuşturucu cenneti sayılan İstanbul’da inanılmaz boyutlarda uyuşturucu ticareti yapılıyor. Esenler -Karabağ semtinde bir çok evde leblebi çekirdek gibi uyuşturucu satılıyor. İşin ilginç tarafı, apartman bodrumlarında uyuşturucu imal eden sayısız aile, satışı dört-beş yaşındaki çocuklar aracılığıyla gerçekleştiriyor. Geçtiğimiz Kurban Bayramı arifesinde uyuşturucu satın almak isteyenler, Karabağlar semtine hücum etti. Uyuşturucu müptelaları satış yapan evler önünde uyuşturucu kuyruğuna girdiler. OKUL HARÇLIĞIMI ÇIKARIYORUM Show TV Haber Özel Ekibinin kapı kapı dolaştığı ve görüntülediği mahallede beş yaşlarında bir kız çocuğunun mahçubiyet içinde söylediği sözler, uyuşturucu tacirlerinin kimleri maşa gibi kullandığını gözler önüne seriyor "Annem babam, ’satsana, ekmek parası kazansana,’ diyor, ben de satıp kazanıyorum." Bir başka kapıda, bir erkek çocuğu ise şöyle diyor: "Annem ev hanımı, babam işsiz, ben de bunları satarak okul harçılığımı kazanıyorum." Show-TV Haber Özel ekibinin baştan sona görüntülediği uyuşturucu tezgáhı, Güney Amerika’dan izlediğimiz uyuşturucu dünyasını hiç aratmıyor. Evlerin çoğu imalathane gibi kullanılıyor. Çocuklar uyuşturucunun imal edildiği odalarda esrar sarıyor, sigara kağıdı satıyor ve perakende satışta başrolü oynuyor. Dört-beş yaşlarındaki çocuklar, ne yazık ki oyuncaklarıyla değil, zehir üretilen masalarda uyuşturucu torbalarıyla oynuyor. Okul çağına gelmiş çocuklar, esrar ve hap satıyor. PAPATYA VAR, KİRAZ VAR Bugün sigara ve esrar satan bu çocukları yarın nasıl bir ticari akibet bekliyor, belirsiz. Bayram tatilini dört gözle bekleyen uyuşturucu müptelaları, soluğu İstanbul Esenler Karabayır semtinde alıyor. Bunlardan biri görünümündeki Haber Özel elemanı, uyuşturucu satın almak için semtte birçok eve giriyor ve hiç birinden boş çıkmıyor. Yollarda dört-beş yaşlarındaki çocuklardan yaşlı kadınlara kadar çeşit çeşit satıcılara rastlıyor. Bir evin kapısında uyuşturucu kuyruğuna girmiş insanlar yer alıyor. İçeride ise dolma sarar gibi uyuşturucu üretimi yapılıyor. Bir kadın satıcı, İstanbul’un göbeğinde uyuşturucu kuyruğuna giren insanlara sattığı esrarın kaliteli olduğunu söylüyor:bağırıyor: "Benim cigaram 10 numara, benim cigaram 10 numara." "Hadi Kanguru var, papatya, kiraz var. Şeker var, ot var..." Kendinizi bir an herhangi bir halk pazarında sanabilirsiniz. Malını öven pazarcılar içinde kaldığınızı düşünebilirsiniz. Ne acı ki, burası İstanbul’un uyuşturucu merkezi sayılan meşhur Esenler-Karabayır semti. Uyuşturucunun, çocukların elinde oyuncak olduğu, uyuşturucu tacirlerinin nefes nefes ölüm sattığı bir semt. BEŞYAŞINDA ÇOCUK SATICI Beş yaşındaki çocukların satıcı olarak kullanıldığını belgeleyen haber Genel Yönetmenliğini Ertan Turhan’ın, sunuculuğunu Gökhan Bektaş’ın yaptığı Show TV Haber Özel Programında bu akşam yayınlanacak. Hürriyet Alıntı
Φ cerenimoo Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2006 derlerki bir insanın en iyi öğrenme çağı 3-7 yaş arası imiş bu zamanda ne verirseniz alırlarmış size söylüyorum bugünün kızları yarının anaları esas iş size düşüyor siz kendinizi iyi yetiştirin ki yarınlarımıza daha güzel daha emin bakalım. çocuk deyince aklıma hep nazım amcanın kız çocuğu gelir Kapıları çalan benim kapıları birer birer. Gözünüze görünemem göze görünmez ölüler. Hiroşima'da öleli oluyor bir on yıl kadar. Yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar. Saçlarım tutuştu önce, gözlerim yandı kavruldu. Bir avuç kül oluverdim, külüm havaya savruldu. Benim sizden kendim için hiçbir şey istediğim yok. Şeker bile yiyemez ki kâat gibi yanan çocuk. Çalıyorum kapınızı, teyze, amca, bir imza ver. Çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler. Nazım Hikmet Ran evet Zülfü Livanelinin bir de bestesini kattığı Nazım Hikmet'in bu şiirini ben de çok severim.. evet günümüzde çocuklar 'ah cocukluk gibisi yok' sözlerinin taşıdıgı o anlamı şüphesiz yaşayamadıkları için anlayamıyorlar..'cocuk' kavramını bizlere kazandıran yetişkinlerde ister istemez bataklıktaki taze meyvaları,çocukları bu bataklıga düşüren oluyor..sonra sırayla yetişkin oluyorlar.. bataklıktan kurtuldugunu sanarlarken aslında tamamen batmış oluyorlar yani..günümüz bize özellikle de cocuklara dogru dürüst hiçbirşey yaşatamadıgı gibi,aslında bir yandan da bütün yanlışları,kötülükleri,sahtelikleri,kayboluşları,alçaklıkları yaşatıyor.. günümüzün kızlarına,gelecegin anne olacaklarına seslenmişsin..hazır konu burdan da geçmişken bunla ilgili birşeyler söylemek istiyorum;''ANNE''..ulu,yüce,kutsal varlık..evet bu kutsallıgın nereye dayandıgını ve dilimizde hala daha süre gitmekte oluşunun geçmişine bir göz atmak istiyorum:eskiden erkekler çiftlikte bahcelerini sürerken,kadınlar da pamuk toplarlar,yaban ot ayıklar bu gibi işler yaparlardı..kadın hergün elinde birsürü yaban otuyla dönerken eve,gün gelirdi ufacık bir bebekle dönerdi bu kez evine..erkek bu işe bir anlam veremezdi..bir varlıktan yine bir varlıgın cıkıyor oluşu onlara hep aklının erişemedigi bir nokta katardı,böyle bir olaya o zamanın ortaya cıkmamıs bilimi bir anlam kazandıramadıgı gibi,bircok soru işareti de katardı.. kısaca insan beyninin erişemedigi şeyler ona hep kutsal gelmiştir ya:tıpkı geçmişte tapılmıs ateş,gök,put gibi..ateşe dokundugunda derin yanardı,bu işe bir anlam veremezdin fakat o atesin senin yemegini ısıtan,seni koruyan oldugunu bilmen,bu erişilmezlige tapman için yeterliydi..kadınla bağdaştırmak gerekirse,eskilerde kadın;erişilemez,kutsal bir varlık oldugu gibi günümüzde de hala sürmekte olan 'anne'simgesini taşıyan,eşine yemek yapan,gerektigin de dövülen,cocuguna bakan,''anne'' ve ''eş'' rollerindeydi..şimdilerde ise geçmişten kalan tek şey bunlar;''eş''olma bilinci ve ''anne''olmak..artık o kutsal yanı gitti kadınların,çünkü bilim bir varlıktan yine bir varlıgın cıkıyor oluşu olayına ''dogum''adını verdi..bir de üstüne kadınlar kadar erkeklerin de bu olayın yaratıcılarından oldugunu ekledi.. yani günümüzde ''kadın''olmak ''anne''olmak sadece bir simgeden ibaret artık..kadın ezilmişliginin en saf noktalarından biri de bu ya..'insan' degil 'anne'..bir araç.. Alıntı
Φ mara bulge Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2006 Bu yazi bu topicin yeri degil sanirim ama yine de paylasmak istedim: Bir ilkokul ogrencisinin kompozisyonu 3 dilek hakkiniz olsa ne dilerdiniz... Günümüzde üç dilek hakkimiz olmasi çok önemlidir. Maalesef sevinerek bu hakkimizi kullaniriz her zaman. Benim 3 dilek hakkim olsa 3 dilek hakki daha isterdim. Elde var 6 dilek hakki, 5 ile 3 er dilek daha dilesem 15 dilek hakkim daha olur. 15 dilek ile her istedigimi dilerim. Günah degilse Allah olmayi dilerim. Allah olduktan sonra dilek hakkim sonsuz kere sonsuz olur. Çok akilli olurum. Maalesef her istedigimi yapabilirim. Kendime kasvetli bir yaris arabasi yaptiririm. Onunla antalya'ya gider dedemlerin elini öperim. Dedem bana torunum allah olmus der. Sevinir. Harçlik verir. Abime vermez, çünkü o arabaya kusan bir gerzek. Sonra dedem mezarlikta zombileri öldürmeye gönderir beni. Hepsini yok ederim isin kiliciyla. babami da döverim. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2006 Çocuğa şiddet ben bu konuda tek yorum yapıcam. Aslan bile yavrusunu bir tek pençe vurmadan yetiştiriyor, muhteşem yeteneklere sahip bir canlı haline getirebiliyorda, insanın mı yavrusunu ezmeden eğitecek zekası ve yeteneği yok. Alıntı
Misafir birce Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2006 TANIYIN BENİ Küçük ama nasırlı ellerim var benim. Kir pas içinde yorgun bedenim. Oysa bir bilseniz ne kocamandır yüreğim. Bir çift ayakkabı boyamak için Soğukta beklemekteyim. Yarın pazarda, öbür gün bir başka sokakta Simit satacağım, Evin geçimini sağlayacağım. Tamirhanelerin soğuk taşlarında Arabaları yağlayacağım. “Anneme ilaç, kardeşlerime ekmek” derken Belki elimi, kolumu Makinaya kaptıracağım... Sigortasız, ücretsiz, tatilsiz hiç durmadan çalışacağım... Ben de çok isterdim okula gitmeyi, Öğretmenimin gözleriyle dünyayı görmeyi, bilmeyi Arkadaşlarımla koşup oynayıp gülüp eğlenmeyi. Salıncakta sallanıp tahteravalliye binmeyi. Ben de çok isterdim sevmeyi, sevilmeyi Temiz giysiler giymeyi, iyi beslenmeyi. Ailemle güzel bir tatil geçirmeyi. İstemezdim insafsızca değerlendirilmeyi. Sadece bir düş benimki. Çocukluğa heves belki. Çocuk olup çocukluğu özlemek, Yaşama sevincini ertelemek, Bilir misiniz nedir ki? Ellerinizi uzatın bizlere Sevgiyle dostlukla kucak açın Korkmayın, çok şey değil istediğimiz, Birazcık sevgi ve ilgi Hepsi bu... ( Yeşim Çizmeci -13 yaşında- 50.Yıl İzzet Baysal İlköğretim Okulu Bolu ) Alıntı
Φ marti_name Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2006 ataol behramoğlu şiiri.. BEBEKLERİN ULUSU YOK ilk kez yurdumdan uzakta yaşasım bu duyguyu bebeklerin ulusu yok başlarını tutuşları aynı bakarken gözlerinde aynı merak ağlarken aynı seslerinin tonu bebekler, çiçeği insanlığımızın güllerin en hası, en goncası sarışın bir ışık parçası kimi kimi kapkara üzüm tanesi babalar, çıkarmayın onları akıldan analar, koruyun bebeklerinizi susturun susturun söyletmeyin savaştan, yıkımdan söz ederse biri bırakalım sevdayla büyüsünler serpilip gelişsinler fidan gibi senin benim hiç kimsenin değil onlar bütün bir yeryüzünündür onlar bütün insanlığın gözbebeği ilk kez yurdumdan uzakta yaşadım bu duyguyu bebeklerin ulusu yok bebekler, çiçieği insanlığımızın ve geleceğimizin biricik umudu ataol behramoğlu şiiri.. ilk kez yurdumdan uzakta yaşasım bu duyguyu bebeklerin ulusu yok başlarını tutuşları aynı bakarken gözlerinde aynı merak ağlarken aynı seslerinin tonu bebekler, çiçeği insanlığımızın güllerin en hası, en goncası sarışın bir ışık parçası kimi kimi kapkara üzüm tanesi babalar, çıkarmayın onları akıldan analar, koruyun bebeklerinizi susturun susturun söyletmeyin savaştan, yıkımdan söz ederse biri bırakalım sevdayla büyüsünler serpilip gelişsinler fidan gibi senin benim hiç kimsenin değil onlar bütün bir yeryüzünündür onlar bütün insanlığın gözbebeği ilk kez yurdumdan uzakta yaşadım bu duyguyu bebeklerin ulusu yok bebekler, çiçieği insanlığımızın ve geleceğimizin biricik umudu Alıntı
Φ İsyanın_gölgesi Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2006 elnize sağlık çok güzel bir form olmuş Alıntı
Misafir birce Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2006 Agir bir soru... "Yilmaz abi, babam sehit olmasin, ben öleyim onun yerine..." Böyle yazmis Emre. Ben öleyim onun yerine.. 13 yasinda henüz. Binbasi cocugu. "Evde olmadigi geceler, hep dua ediyorum cabuk dönsün diye... Korkmuyorum da... Cok özlüyorum. Hic bu kadar agir gelmemisti bu bilgisayarin tuslari bana... Bir polis göndermis sunuda... "Okul kapilarina yanasiyorlar. Baban ne is yapiyor, diye soruyorlar. Babanin meslegini sorarlarsa, muhasebeci derin diye ezberletiyorum kizima... Dinletemiyorum. Benim babam polis diyecegim diyor. Aklim hep onda... Bu da bir astsubaydan... "Cocuklarimiz okula zirhli araclarla gidip , geliyor. Ama büyük siniflar tarafindan skistiriliyorlar. Dayak yiyorlar... El kadar beblerin bir seyler ögrenebilmek icin cektikleri eziyeti anlatamam. Hastaneden bir rapor... Hakkari`de subay ve astsubay cocuklarini tasiyan okul servisi mayinla havaya ucurmaya calisti ya PKK... Iste onun raporu... Arsin, 4 yasinda,o sirada sokakta oynuyordu, yüzüne sarapnel parcasi isabet etmis... Kiymet, 7 yasinda, gözüne tas girmis, hayati tehlikesi devam ediyor... Nurullah, 8 yasinda, sarapnel yüzünde... Felek, 7 yasinda, kafatasinda agir hasar var... Selam, 11 yasinda, karin bölgesinde ve bacaklarinda derin yariklar... Canan 7 yasinda, yüzünde agir hasar var, ömür boyu tasiyacak o izi... Ve bir subay esi.. Bir anne... Gözyasimizi duyan yok mu orada? Gözyasimizi duyan... "Kulaklar sagir olmus. Evlatlarimizin cigliklarini duyan yok. Belki gözyasimizi duyan gözler vardir umuduyla soruyorum... Kafayi baska tarafa cevirmek yok öyle... Hepimizse soruyor. Yilmaz Özdil/06.05.2006 Alıntı
Misafir birce Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2006 Bakırköy Belediyesi, sınırları içindeki 30 devlet, 10 özel ve 5 azınlık ilköğretim okulu öğrencileri arasında `Atatürk yaşasaydı ondan ne isterdiniz?` konulu bir kompozisyon yarışması düzenledi. Mektuplar seçici kurul tarafından incelendikten sonra beğenilenler, Bakırköy`de sokaklarda afiş olarak yer alacak. Mektuplardan bazıları şöyle: Türk çocuğuyuz böyle kalalım Sevgili Atam, Çocukluğumdan beri sizinle bir gün geçirmeyi hayal ediyordum. Çünkü size soracak o kadar çok şeyim var ki, bunlardan birkaçını sormak istiyorum. Atam öncelikle yurdumuzdaki insanların birbirlerine kötülük yapmamasını barış içinde yaşamamızı istiyorum. Hastaları iyileştirmeniz, fakirleri zenginleştirmeniz mümkün mü? Atam bizler hep neden Avrupa ülkeleri gibi olmaya çalışıyoruz? Bizler Türk çocuğuyuz ve böyle kalmak istiyoruz. Lütfen bunu bize sağlayabilir misiniz? Sizi seven Yeraz MOR Yeşilköy Ermeni İlköğretim Okulu-3/A Malatya`dakiler de senin çocuklarındı Sevgili Atam, Hani sen cumhuriyeti ilan ettikten sonra ilk olarak büyük fabrikalar kurmuştun, herkes çalışsın para kazansın diye. Şimdi anneleri babaları çocuklara bakamıyorlar diye yuvalara veriyorlar Atam! Çocuklar aç! Biliyor musun Atam haberlerde gördüm, Malatya`da çocuk yuvasında çocukları ölesiye dövüyorlardı, işkence ediyorlardı. Atam biliyor musun bunların hepsi senin çocuklarındı. Senin çocukların sevgisiz büyüyor. Bu çocukların hepsi Türkiye`nin geleceğidir. Gel Atam! Çocuklara kötü davrananlara kız. Caner YILDIR Hamdi Akverdi İlköğretim Okulu-5/B Şık ve güzel olmak istiyorum Sevgili Atatürk, Siz olmasaydınız biz kızlar okula bile gidemezdik. İyi ki kıyafetleri değiştirmişsiniz, yoksa üzerimde okul forması değil peçe ve çarşaf olurdu. Oysa ben şık ve güzel olmak istiyorum. Atam ben büyüyünce veteriner olmak istiyorum. Çünkü artık ülkemizde kızlar da okuyup her şey olabiliyor. Merve TÜRE Aybars Ak İlköğretim Okulu-4/C Annemin elmalı payından sunardım Bizim için çok çalıştın çok yoruldun. Artık dinlenme, eğlenme zamanı. Seni bize davet ederdim. Annemin yaptığı o nefis elmalı paylardan sunardım sana. Bütün oyuncaklarımı seninle paylaşırdım. O sıcak sevgi dolu gözlerine bakmak, o altın sarısı saçlarını okşamak, yanağından binlerce kez öpmek isterdim. Bilge Su TAŞKOPARAN Hamdi Akverdi İlköğretim Okulu-3/A Ağaçlar kesip Türkiye`yi çöl yaptık Sevgili Atatürk`üm, Yüce önderimiz, eğer hala nefes alıp verseydin, Türk milletine çok kızardın. Bize bıraktığın emaneti iyi taşıyamadık. Ağaçlar kesip ve daha birçok şey yapıp Türkiye`yi değiştirdik. Türkiye`yi bir çöl haline getirdik adeta. Alıntı
Misafir birce Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2006 Sokakta calisan cocuklardan kesinlikle alisveris yapmayin Sosyal Hizmetler Il Müdürü Mustafa Oruc, sokakta calisan cocuklardan kesinlikle alisveris yapilmamasi gerektigini bu cocuklardan alisveris yapilmasinin onlara zarar verecegini söyledi. Il Müdürü Oruc, yaptigi aciklamada, Genclik veCocuk Esirgeme Merkezi görevlileri hafta ici ve hafta sonunda belirli saatler arasinda sokakta calisan cocuklarin tespit edilmesi ve bu cocuklarin ailelerinin bilgilendirilmesi amaciyla calisma yapildigini kaydetti. Sokakta calisarak kendisine veya ailesine kazanc saglamak isteyen cocuklarin bir süre sonra sokagin yalanci özgürlügne aldandigini vurgulayan Oruc, sokakta calisan cocuklardan... kesinlikle alisveris yapilmamasi gerektigini, bu yoldan kazanc elde eden cocuklarin ileride ruhsal yönden sorun yasayabilecegini vurguladi. Cocuklari sokagin risklerin uzak tutmak icin gayret gösterdiklerini belirten Oruc, sunlari kaydetti: Sokakta calisan cok az sayida cocuk var. Halkimizdan, sokakta calisan cocuklardan alisveris yapmamasini istiyoruz. Cünkü cocuklar sokagin yalanci özgürlügüne aldaniyorlar. Belli bir süre sonra onlari sokaktan cekemiyoruz, resit olduktan sonra da hicbir seye karisamiyoruz. Sokakta calisan cocuklardan iyi niyetle yapilan alisverisler engellenmeli. 576 cocuk tespit ettiklerini bildirdi. 2006 yili icersinde sokakta calisan 33 cocuk tespit ettiklerini ifade eden Güngören, bu cocuklarin artik sokaklarda calismadiklarini söyledi. Güngöen, Son 3 yilda sokakta calisan 576 cocuk tespit ettik. Bu cocuklardan 97 ünün babasi issiz, , 84 ününki insaat iscisi, 64 ünün de tugla ocaklarinda calistigini belirledik. Cocuklar icerisinde babasi memur ve tüccarlikla gecimini saglayanlar da mevuct, dedi. Güngören, yapilan yardimlara ve uyarilara ragmen cocugunu sokakta calistirmaya devam ettiren aileler hakkinda Cumhuriyet Savciligina suc duyurusunda bulunduklarini da sözlerine ekledi. Tarih 10.08.2006 Haberlerden. ve ilk iletimde yazmis oldugum cok hosuma giden, bir cocugun sözlerini tekradan tekrarlamak istiyorum... Biz daha kavga edilince hicbir isin düzelmeyecegini okulda ögrendik siz ögrenemedinizmi.......? Tabiki bu cümleyi nedensiz tekrarlamadim ben... saygilar Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.