Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2013 11 yıl Hayat kertenkele gibi delikte saklanmak değildir. Hayatta uğruna ölünecek değerler vardır. Bunun tapınma ile hiç alakası yok.
Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2013 11 yıl Hayat kertenkele gibi delikte saklanmak değildir. Hayatta uğruna ölünecek değerler vardır. Bunun tapınma ile hiç alakası yok. Hayat kutsallıklar uğruna insanları ötekileştirip, ciğerlerini çıkartarak yiyecek kadar insanlık dışı olmak ta değildir. Kavgasız gürültüsüz insanca yaşamaktır. Kavga yapacak yüzlerce soyut kavram vardır.. HER HANGİ Soyut bir kavramın uğrunda ölmek demek dogmaya tapınmak demektir. Alakası yok denilen de insanların kutsal(!) kabullendikleridir. Dogmalardan kurtulmak dağları yıkmaktan daha zordur. Hangi dogma olursa olsun. "Uğrunda ölmek" kavramı zaten başlı başına bir dogmadır. Birey bilinci değil, toplumsal değerdir.
Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2013 11 yıl אתיאיסט "Asla açıklama yapma; dostlarının buna ihtiyacı yok, düşmanların ise zaten inanmayacaktır" Bir arkadaşımızın imzasını bu tartışma için örnek aldım. Birey bilinci için, ilk başta kabullenilecek değerli bir fikir. Zira hiç bir kimsenin birilerinin uydurduğu dogmatik kutsallıklara ihtiyacı yoktur.
Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2013 11 yıl Dogmanın ne olduğu belli. Son derece somut ve sosyolojinin konusu olan ulusların oluşumu konusunun dogma ile en küçük alakası yok. Emperyalistler bilimsel konuları dogma olarak sunarlarken, gerçek dogmalara niye hiç değinmiyor, hatta pompalayıp şişiriyorlar, hiç düşündünüz mü? Bundaki art niyeti nasıl sezemiyorsunuz? Ezber bozma iddiasıyla ortaya çıkan maaşlı kalemler neden acaba ezberin en alası dogmaları bozmaya bir an olsun niyet dahi etmiyorlar? Buradaki art niyeti göremeyene anlatılacak laf kalmıyor.
Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2013 11 yıl Dogma, dogmatizm nedir? Mutlaka okunulup irdelenilemsini öneririm. A priori ilkeler, çeşitli dogmalar ve asla değişmeyeceği kabul edilen mutlak değerleri kabul eden, bu bilgilerin mutlak hakikat olduğunu, inceleme, tartışma yahut araştırmaya ihtiyacın olmadığını savunan anlayışa dogmatizm denir. Temelde skolastik bir anlayıştır, modern çağda değişme ve gelişmeyi yadsıyan öğretileri ve anlayışları adlandırır. Zira kendi fikir ve iddiasının mutlak doğru olduğunu ileri süren her kişi veya sistem dogmatiktir. Özellikle metafizik öğretilerin tümü inakçı (dogmatik) öğretilerdir. Deney alanının dışında kalan bütün savlar inakçı olmak zorundadır. Zaten bir başka izah ile dogmatizm, aklın kesin ve mutlak bir değere sahip olduğunu böylece mutlak bilgi ve varlığa (hakikate) ulaşılabileceğini ve bunun sonucu olarak da bilginin metafiziğinin mümkün olduğunu ileri süren felsefi akımdır. Dogmatizme primitif(ilkel) inançlardan modern bazı felsefi sistemlere kadar her yerde rastlanabilir. Belirgin biçimde çıkışı Tanrı'nın sözü kavramı ile olmuş ve ortaçağda Aristoteles'in sözü kavramına kadar varmıştır. Örnek vermek gerekirse, Orta Çağ Hıristiyan kültüründe herhangi bir kuralın gerçek sayılması için Aristoteles’in söylemiş olması yeterli sayılıyordu. Dogmatizmin zorunlu sonucu zorbalıktır, zira farklı düşüncelere, perspektiflere yer olmadığı gibi, dogmatizmde deneyle tanıtlama da kabul edilemezdir. Özellikle ortaçağda dogmatizm zirve noktasına ulaşmıştır; deneylerle tanıtlanamayan kurallar, engizisyon işkenceleriyle tanıtlanmaya çalışılmıştır. Örnek vermek gerekirse, dogmatizm, masum kişinin ateşe atılsa bile yanmayacağı inancına varmış, bundan da ateşe atılınca yanan kişinin suçlu olduğu sonucu çıkarılmıştır. İnak(dogma) ile inan arasındaki fark, inan’ın asla kanıtlanamayacak olanı kabul etmesi, inak’ın ise herhangi bir yetkeye bağlanan bir veriyi kanıtlamış olarak kabul etmesidir. Yukarıda da belirtildiği gibi bunun en güzel örneği ortaçağ skolastiğinde herhangi bir sözün, eğer Aristoteles tarafından söylendiği tanıtlanırsa, doğru olduğunun da tanıtlandığı fikridir. Kısaca, herhangi bir sistemin veya kişinin değişmez formüller, her yerde ve her zaman geçerli olduğunu ileri sürdüğü mutlak bilgiler (olduğunu) sunması dogmatizmdir. Dogmatizmin karşıtı septisizm yani şüphecilik, kuşkuculuktur. "İleri sürülen düşünce ve ilkeleri araştırmadan, kanıt aramadan, incelemeden, eleştirmeden, tartışmadan doğru ve mutlak hakikat sayan anlayış" olarak da tanımlanabilen dogmatizm her devirde ilerlemenin, gelişmenin karşısında durmuştur. Dogmatizm'in Türkçedeki karşılığı bağnazlıktır. Dogmatizmin örnekleriyle yalnızca din alanında değil, pek çok alanda, hatta bilim alanında da karşılaşılmıştır. (Geçmiş çağlarda bilimciler dünyanın düz olduğu dogmasında ısrar etmişlerdi. Daha sonra da Dünya'nın evrenin merkezi olduğu dogmasında ısrar etmişlerdi.) Ancak şunu da vurgulamak gerekir ki bilimdeki dogmaları yine bilim insanları ortadan kaldırmışlardır. Bilimin herhangi bir inak ya da inan sisteminden en temel ve en önemli farkı diyalektik düşünceyi sistemi içinde barındırmasıdır. -Alıntı-
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.