Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:
  • Yazar

@ kötünün kötüsünün yanında kötünün iyisi makbul olandır...tabiki de ikisi kötüdür ama birinin yanında iyi kötü var birinin yanında kötünün kötüsü var hangisi makbul hikaye bu...

 

Dogma hiç bitmez bu dünyada ama biz ne için varız...antidogma olmak ayrıcalıktır

  • Cevaplar 372
  • Görüntü 18,3b
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Most Popular Posts

  • @@democrossian   Müslümanın diyenlerin doğru yolda olduğunu kim söyledi?   Kimse ben şuyum buyum demekle bir şey elde edilmez.   Allah her şeyi bir ölçüye (kadere) göre yaratmıştır.       İn

  • Aslında @@binyamin sana hak veriyorum, müslümanın deyip duanın ne demek olduğunu bilmeyenler çok, duayıda senin düşündüğün şekilde dilek dilemek olarak anlayanlar çoğunlukta. Herşeyin doğrusunu öğrenm

  • Dua kalpten yapıldığı sürece ve kendi hayrına olmakla beraber başkalarının da hayrına ise er ya da geç gerçekleşir fakat saati gelmiş ise yani kazası kader ile çakışmayan dua vakti gelmeden gerçekleşm

Gönderi tarihi:

O yüzden zaten özünde olan bir konuyu dışardan sonradan ithalmiş gibi İsrailiyat diye damgalamak anlamsızdır. 

 

O halde neden Mehdi konusunda bu argümanı kullanmadınız ? Mehdi Kuran’da yok, İsrailiyattır diyorsanız-ki demişsiniz ilgili konuda alıntısı aşağıda-, bu rivayetteki anlatılanlara dayanarak İslam’da böyle bir ceza da vardır denilemez demeniz gerekir.

 

 

Mehdi bu  kadar önemliyse Kuran'da hakkında küçücük bir ima bari niye yok sorusu havada kaldıkça mehdi kitabı yazılsa yararı yok.

 

Mehdi, Arapların özgün efsanesi olsa yine içim yanmaz. Mehdi bir İbrani efsanesidir. İslama da Yahudilerden geçmiştir. Yani İsrailiyattır.

 

Gönderi tarihi:

Tartışmasız kabul edilen, tartışılsa bile tartışıldıktan sonra dondurulan, tartışmaya kapatılan mutlaklık atfedilen her fikir dogmadır.

Gönderi tarihi:

Buna göre, felsefe zor ve çözülemeyen yaşam problemleriyle karşılaşmaktan, bu problemlerle uğraşmaktan korkmayan bir yaklaşım, düşünsel bir tavır olmak durumundadır. Felsefe insan yaşamının anlamıyla, varlık, bilgi ve değerle ilgili sorulara bir yanıt getirmeye, bu konularda ortaya çıkan problemleri çözümlemeye çalışırken, işe sıfırdan başlamayıp, belli bir bilgi birikimine sahip olunduğunu varsayarak çözüm getirmeye çalışır. Çünkü insanların yaşamlarında neyin önemli olduğunu değerlendirebilmeleri için, hayatla ilgili bazı deneyimlere sahip olmaları gerekir. Demek ki, felsefe insan yaşamının anlamıyla ilgili sorulara yanıt verirken, başka bilgi türleri tarafından sağlanan bilgilerden yararlanarak, genel, bütüncül ve kuşatıcı yanıtlar getirmeye çalışır.

Bununla birlikte, felsefeyi felsefe yapan şey, insan yaşamının anlamıyla ilgili sorulara yanıt vermekten çok, sorular sormak, problem görebilmektir. Zira, insan için önemli olan, yalnızca felsefe okumak ve felsefeyi bilmek değildir, felsefe yapmaktır, felsefi davranabilmektir. Felsefe yapmak ise, felsefi hissetmeyi ve felsefi düşünmeyi gerektirir. Felsefe yapmak, varlığı ve bilgiyi bir bütün, insan yaşamıyla ilgili olay ve problemleri çok boyutlu olarak görmek ve her yönüyle kavramaya çalışmak anlamına gelir.

Felsefi düşünce, araştırmaya ve eleştirel bir tavra dayanan bir düşüncedir. Yani, felsefi düşünce, kendisine veri olarak aldığı her tür malzemeyi aklın eleştirici süzgecinden geçirir. Her şeyi olduğu gibi kabul eden, merak etmeyen ve kendisine sunulanla yetinen bir insan için felsefe söz konusu olamaz. Felsefi düşünce, şeylerin niçin oldukları gibi olduklarını merak eden, hayatı bütün boyutlarıyla görmeyi, yaşamın bütün boyutlarını göz önünde bulundurmayı bilen, açık ve sorgulayan bir zihnin ürünüdür.

 

-Alıntı-

Gönderi tarihi:

Tartışmasız kabul edilen, tartışılsa bile tartışıldıktan sonra dondurulan, tartışmaya kapatılan mutlaklık atfedilen her fikir dogmadır.

 

gul.gif+ clover.gif  smile.png

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Tartışmalar istinasız ufku açar fikir yürütmek ise tamamen akıl ve bilim işidir tartışılan konu din ise orada akıl aramak ve o aklı dünya yaşamına uygulamak tam bir dogma işidir ...istisnasız tek kabul ise dindir

Gönderi tarihi:

@ kötünün kötüsünün yanında kötünün iyisi makbul olandır...tabiki de ikisi kötüdür ama birinin yanında iyi kötü var birinin yanında kötünün kötüsü var hangisi makbul hikaye bu...

 

Dogma hiç bitmez bu dünyada ama biz ne için varız...antidogma olmak ayrıcalıktır

 

Dostum uzatmamak için mesaj vermiştim ama olmadı. Peki devam edelim. Ama sakın seninle temelde çeliştiğimiz anlamında alma.

 

"İyi kötü" kavramını ben bu güne kadar duymadım. Tercihimiz az kötüyü veya kötünün kötüsünü değil iyiyi doğruyu seçmek olmalı. 

Gönderi tarihi:

 tartışılan konu din ise orada akıl aramak ve o aklı dünya yaşamına uygulamak tam bir dogma işidir ...istisnasız tek kabul ise dindir

 

 Dini kabuller dogma olduğu gibi, etik ve etnik konularda da yüzlerce dogmalar vardır. Bu tür dogmaların tümü insanların yaşamını olumsuz şekilde etkilerler.

Gönderi tarihi:

Tartışmasız kabul edilen, tartışılsa bile tartışıldıktan sonra dondurulan, tartışmaya kapatılan mutlaklık atfedilen her fikir dogmadır.

 

Tartışmasız kabul ettiğin, tartışılsa bile tartıştıktan sonra dondurduğun, tartışmaya kapatarak mutlak adettiğin bir fikir var mıdır?

Gönderi tarihi:

Hiçbir şey tartışılmaz değildir. İnanç ve dogmayı da ayırmak gerekir. Her inançlı dogmatik olmayabileceği gibi, her inançsız da dogmatik olmayan değildir. Ölçüt, bir yargıyı bilim ve mantık çerçevesinde temellendirebilmektir. Kişinin, bir otorite dediği için değil, bilim ve mantık çerçevesinde kendi aklıyla karar vermesi esastır dogmatik olmamak için.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

@ dostum şöyle düşünmen lazım...

 

İki tane kötülük var fakat birisi yetenekli birisi beceriksiz bu iki kötülüğün hangisi kötünün iyisi anlamında dedim

 

Tabiki sadece iyiyi aramak lazım ama elimizde iyi yoksa en kötünün en iyisini almak lazım

Gönderi tarihi:

Hiçbir şey tartışılmaz değildir. İnanç ve dogmayı da ayırmak gerekir. Her inançlı dogmatik olmayabileceği gibi, her inançsız da dogmatik olmayan değildir. Ölçüt, bir yargıyı bilim ve mantık çerçevesinde temellendirebilmektir. Kişinin, bir otorite dediği için değil, bilim ve mantık çerçevesinde kendi aklıyla karar vermesi esastır dogmatik olmamak için.

 

Bu yazıda bir çok çıkmazlar görüyorum.

 

1- İnanç zaten dogma demektir. Zira inançta ne gözlem ne de gözlenen vardır.

2- İnanılan zaten otoritedir. Zira inandıracak kadar hakimdir.

3- İnanç, kendi aklıyla karar verilen değildir. Başkasının düşüncesidir.

4- İnanç tartışılmazdır. Tartışılabilirliği aldatmacadır. Tartışılsa bile aynı fikre gelinmesi zorunludur. Gelinmemesi inançsızlıktır.

5- İnançlar bilim ve bilimsel mantık temelli değerlendirilemez.

Gönderi tarihi:

1- İnanç zaten dogma demektir. 

 

" İnak(dogma) ile inan arasındaki fark , inan’ın asla kanıtlanamayacak olanı kabul etmesi, inak’ın ise herhangi bir yetkeye bağlanan bir veriyi kanıtlamış olarak kabul etmesidir. Yukarıda da belirtildiği gibi bunun en güzel örneği ortaçağ skolastiğinde herhangi bir sözün, eğer Aristoteles tarafından söylendiği tanıtlanırsa, doğru olduğunun da tanıtlandığı fikridir. "

 

( tr.wikipedia.org )

Gönderi tarihi:

2- İnanılan zaten otoritedir. Zira inandıracak kadar hakimdir.

 

Kendi kararı ile inananların inandığı için  benimsediği otorite, onun her dediğini de akıl süzgecinden geçirir, öyle kabul eder. Etmezse de etmez.

Gönderi tarihi:

3- İnanç kendi aklıyla karar verilen değildir. Başkasının düşüncesidir.

 

İnanç, başkasının düşüncesini, kendi aklıyla onaylama da olabilir. Yalnızca, sadece adamı beğendiği için her dediğini onaylama olmayabilir.

Gönderi tarihi:

@ dostum şöyle düşünmen lazım...

 

İki tane kötülük var fakat birisi yetenekli birisi beceriksiz bu iki kötülüğün hangisi kötünün iyisi anlamında dedim

 

Tabiki sadece iyiyi aramak lazım ama elimizde iyi yoksa en kötünün en iyisini almak lazım

 

Devam ediyoruz dostum smile.png

 

 

"Yetenekli kötülük" kavramını da yeni duyuyorum. Kötünün iyisi olmaz demiştik. Az zararlısı demek daha tutarlı olur.

 

Kötülüğün alternatifi her zaman vardır. Genel geçer insan yararına olan her zaman iyidir.

 

Misal: Dogmaların tümü insan yararına değildir. İyi olan dogma karşıtı bilimselliktir.

Gönderi tarihi:

4- İnanç tartışılmazdır. Tartışılabilirliği aldatmacadır. Tartışılsa bile aynı fikre gelinir.

 

İnanç tartışılmaz. Ama İnanca bağlı yargılar tartışılır. Tartışılamaz denilirse işte bu dogma olur.

Gönderi tarihi:

5- İnançlar bilim ve bilimsel mantık temelli değerlendirilemez.

 

 Bilimsel mantık ile değerlendirilebilenler, inanca bağlı olan ve otorite tarafından söylenenlerdir. İnanç değil.

Gönderi tarihi:

Genel geçer insan yararına olan her zaman iyidir.

 

Bu yargı Faydacı ( Pragmatist ) bir felsefenin dile gelmişi olmuyor mu ? Etik Felsefelerin değerler konusunda yargısı bilimsel midir, kesin midir ? 

Gönderi tarihi:

Misal: Dogmaların tümü insan yararına değildir. İyi olan dogma karşıtı bilimselliktir.

 

Hiç iyi dogma yok mudur ?

Gönderi tarihi:

" İnak(dogma) ile inan arasındaki fark , inan’ın asla kanıtlanamayacak olanı kabul etmesi, inak’ın ise herhangi bir yetkeye bağlanan bir veriyi kanıtlamış olarak kabul etmesidir. Yukarıda da belirtildiği gibi bunun en güzel örneği ortaçağ skolastiğinde herhangi bir sözün, eğer Aristoteles tarafından söylendiği tanıtlanırsa, doğru olduğunun da tanıtlandığı fikridir. "

 

( tr.wikipedia.org )

 

İki tanım arasında bir fark göremiyorum. İkisinde de bilimsel yanlışlanaMAmazlık var. Bu, ikisinin de dogma olduğunu gösteriyor.

Gönderi tarihi:

Hiç iyi dogma yok mudur ?

 

smile.png

 

"İyi"yi doğru anlamında kullanıyorsak yoktur? Ki burada zaten dogmaların iyi, tercih edileni(doğrusu(!)) tartışılıyor.

Gönderi tarihi:

İki tanım arasında bir fark göremiyorum. İkisinde de bilimsel yanlışlanaMAmazlık var. Bu, ikisinin de dogma olduğunu gösteriyor.

 

Neden ? Aristo'nun dedikleri yanlışlanmadı mı ?

Gönderi tarihi:

smile.png

 

"İyi"yi doğru anlamında kullanıyorsak yoktur? Ki burada zaten dogmaların iyi, tercih edileni(doğrusu(!)) tartışılıyor.

 

Nedir " doğru iyi " ? Değer yargıları için " Doğruluk " nasıl bir şeydir ?

Gönderi tarihi:

Kendi kararı ile inananların inandığı için  benimsediği otorite, onun her dediğini de akıl süzgecinden geçirir, öyle kabul eder. Etmezse de etmez.

 

(2)

 

İnanmak kişinin kendi kararı ile olmaz. Çünkü alınan bilgi, kendi edindiği(gözlemi) değildir. Başkasına aittir. Zaten tanımda da görüldüğü gibi tartışılmazıdır.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.