Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Akletmek ile düşünmek kavramlarının anlamı ise aynıdır. Bunu araştırır istersen. Fikir ve yazılarını beğenen Canraşit'in bu başlıkta, bu konudaki düşüncesine bak. 

Merak etme takip ediyorum Canraşiti, çok iyi tespitleri ve araştırmaları var, yanılgıları ortaya çıkarması var.

 

original.gif Buna kendi yanılgım da dahil. Maalesef ben de aynı anlama gelecek şekilde kullanmışım ama gerçekten de Akletmek ile Düşünmek farklı.

 

Akletmek Makulluğu barındırıyor. Düşünmek ise daha kapsamlı, makulluğu içerdiği gibi " uçukluğu " da içeriyor. Akletmek Düşünme türlerinden biri.

 

Şöyle diyebiliriz sanırım :

 

Akletmek " Niçin " i araştırma eylemidir.

 

Düşünmek ise, " Niçin "i araştırmayı da içerdiği gibi, " Nasıl " ı araştırmayı da içeriyor.

 

Dolayısıyla, bu iki kelimenin sarf edildiği bağlama bakmak gerekir, çelişkili kullanılıp kullanılmadığını belirlemek için.

 

@@musttafa Bey'in yazısındaki cümlelerde farklı bağlamlar var. Dolayısıyla çelişki yok, tutarlılık var.

 

" Düşünceyi etkileyen bu kadar çok etken var, düşüncelerde farklı olur, seçimlerde. "

 

" Aklın yolu birdir. Akıl tam bilgiye ulaşırsa, akledenler her zaman aynı sonuçlara ulaşır.. "

Gönderi tarihi:

Benim, düşüncelerine katıldığım insanın fikirleri de benim için ölçü olabilir.

Ben katılmadığım ama tutarlı düşünceleri de beğenirim.

Onun için, beğen tuşuna basmak, sizin için bir ölçüt olabilir ama benim için değil. original.gif

Gönderi tarihi:

Dinin insanlığa karşı işlediği en büyük suç şudur:  "İnanç suçu" diye olmayan bir suçu icat etmek.

 

Efendim, en genel anlamda Dinler eğer siyasallaştırılmazsa, Ortaçağ'daki gibi bir ideoloji haline getirilmezlerse, kısaca Laik bir ülkede dünyasal anlamda " inanç suçu " diye bir şey söz konusu olamaz. Bu suç Ahirete ait bir suçtur.

 

Kaldı ki, İslam tarihinde, dünyasal anlamda " İnanç suçu " Kuran'a dayandırılarak değil, otorite ve onların değişken siyasetinin ürettiği hadislere dayandırılarak cezalandırılmıştır.

 

Bu arada hala anlayamayanlar için not : Burada, bir gerçeğin ortaya konulması adına bu yazdıklarımın tarafgirlik anlamında değerlendirilmemesini rica ederim. Zira, ben yalnızca somut veriler ışığında değerlendirme yapıyorum. Çünkü, İnanç zaten tabiatı gereği tartışılamaz bir şey ve inançları tartışmanın sonu yok.

Gönderi tarihi:

neden ille'de bir tanrı arama çabaları 

genetik

Bence akılsal. Kullanılamayanın aklını kullanırlar.

aynen katiliyorum -

 

 

 

@denisse bir karar ver artık.

Gönderi tarihi:

Ben katılmadığım ama tutarlı düşünceleri de beğenirim.

Onun için, beğen tuşuna basmak, sizin için bir ölçüt olabilir ama benim için değil. original.gif

 

Bir fikri beğenmek (takdir, sevmek, tutmak, yeğlemek) kabullenmek değil midir? Kabullenilen fikir eylem için bir alt yapı değil midir? 

Gönderi tarihi:

hitler

musolini

lenin

mao ...

gibi diktatorler darvinizme ve dogal seleksiyona gonul verdiler ve sayisiz kitle katliamina hukum verdiler .. hepsi evrimin basamaklarina inandi ..

Efendim, Lenin ve Mao Sosyal Darwinist değildiler. Diktatör de değildiler, Devrimci idiler.

 

Biyoloji bilimi alanında Evrim Teorisini bilimsel bir teori olduğu için kabul etmek başka bir şeydir.

 

Bu teoriyi sosyal / toplumsal alana taşımak, toplumların evrimini biyoloji üzerinden izah etmeye çalışmak başka bir şeydir.

 

Hitler ve Moussolini, Sosyal Darwinizm'in bazı iddialarından etkilenmiş ( Üstün Irk ), buna karşın bazı gereklerinin ise tersini yapmışlardır ( Korporatizm ).

 

Fakat, ne Lenin'in ne de Mao'nun düşünce ve uygulamalarının Sosyal Darwinizm ile bir ilgisi bulunmamaktadır.

Gönderi tarihi:

''

1- Allah'dan ve Resulü'nden bir ültimatomdur bu, kendileriyle antlaşma yaptığınız müşriklere:

 

2- Bundan böyle yeryüzünde dört ay daha istediğiniz gibi gezip dolaşın. Şunu da bilin ki, Allah'ı aciz bırakacak değilsiniz. Allah kâfirleri mutlaka perişan edecektir.

 

3- Ayrıca büyük hac günü Allah ve Rasulü tarafından insanlara bir ilandır ki, Allah da Resulü de müşriklerle yapılan antlaşmalara artık bağlı değildir. Eğer hemen tevbe ederseniz, bu sizin için hayırlıdır. Yok yine tevbeden yüz çevirirseniz biliniz ki, Allah'ı yıldıracak değilsiniz. Kâfirleri acı bir azap ile müjdele.

 

4- Ancak kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz müşriklerden size olan ahitlerinde hiçbir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinize hiçbir kimseye yardımda bulunmamış olanlar bunun dışındadır. Siz de onlarla olan antlaşmanızın hükümlerine antlaşma süresinin sonuna kadar uyunuz. Muhakkak ki, Allah müttakileri sever.

 

5- Şu haram aylar bir çıktı mı artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, hapsedin ve bütün geçit başlarını tutun. Eğer tevbe ederler ve namaz kılıp zekatı verirlerse onları serbest bırakın. Muhakkak ki, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

 

6- Eğer müşriklerden biri aman dilerse, ona aman ver. Ta ki, Allah'ın kelâmını dinlesin. Sonra onu güvenlik içinde olduğu yere kadar gönder. Çünkü bunlar gerçekten de bilgisiz bir kavimdirler.

 

7- O müşriklerin Allah katında ve Resulü katında herhangi bir ahdi nasıl olabilir? Ancak Mescid-i Haram yanında antlaşma yaptıklarınız var ki, bunlar size karşı doğru durdukça siz de onlara doğru olun. Allah sakınanları elbette sever. "

 

-------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Şimdi aslında burada 3 tip Müşrik ten söz ediliyor.

 

1 - O dönem Müslümanlarının kendileriyle antlaşma yaptığı ama antlaşmaya uymayan Müşrikler. Onun için bu antlaşma artık tanınmamaktadır. Bunlara verilen süre 4 aydır. ( 9 / 2 )

 

2 - O dönem Müslümanlarının kendileriyle antlaşma yaptığı ve antlaşmaya uyan Müşrikler. Bunlara da verilen süre antlaşmanın bitimidir. ( 9 / 4 )

 

3- O dönem Müslümanlarının Mescid-i Haram yanında antlaşma yaptıkları Müşrikler. Bunlara ise doğru durdukları müddetçe ilişilmeyecektir. ( 9 / 7 )

Sonuç:

 

Mescid-i Haram yakınında antlaşma yapılan Müşrikler, diğer Müşriklere yapılan tehditten muaf tutulmuşlar.

 

O halde, Emperyalizmin El-Kaide'yi bahane edip, Ortadoğu coğrafyasında işgaller, ambargolar vs. için kendisine meşruiyet dayanağı yaptığı Tevbe suresinin ilgili emirleri;

 

1- Tüm zamanlar için değil. Çünkü; Antlaşma o dönemin Müslümanları ile o dönemde hedef aldığı Müşrikler arasında.

 

2- Tüm Müşrikler için değil. Çünkü, yalnızca o dönemin Antlaşma yapılan Müşrikleri hedef alınmış.

 

( 9 /1, 9 / 4, 9 / 7 )

Gönderi tarihi:

NİSA 88. Size ne oldu da münafıklar hakkında iki gruba ayrıldınız? Halbuki Allah onları kendi ettikleri yüzünden baş aşağı etmiştir (küfürlerine döndürmüştür). Allah’ın saptırdığını doğru yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah’ın saptırdığı kimse için asla (doğruya) yol bulamazsın!

NİSA 89. Sizin de kendileri gibi inkâr etmenizi istediler ki onlarla eşit olasınız. O halde Allah yolunda göç edinceye kadar onlardan hiçbirini dost edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün ve hiçbirini dost ve yardımcı edinmeyin.

NİSA 90. Ancak kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir topluma sığınanlar yahut ne sizinle ne de kendi toplumlarıyla savaşmak (istemediklerin) den yürekleri sıkılarak size gelenler müstesna. Allah dileseydi onları başınıza belâ ederdi de sizinle savaşırlardı. Artık onlar sizi bırakıp bir tarafa çekilir de sizinle savaşmazlar ve size barış teklif ederlerse bu durumda Allah size, onların aleyhinde bir yola girme hakkı vermemiştir.

 

NİSA 91. Hem sizden hem de kendi toplumlarından emin olmak isteyen başkalarını da bulacaksınız. Bunlar her ne zaman fitneye götürülseler ona baş aşağı dalarlar (daldırılırlar). Eğer sizden uzak durmaz, sulh teklif etmez ve ellerini çekmezlerse onları yakalayın, rastladığınız yerde öldürün. İşte onlar üzerine sizin için apaçık yetki verdik.

 

Burada " Yüz çevirmek " ve  " fitne " sonraki ayetlerden anlaşıldığı üzere savaşmak anlamına geliyor.

Gönderi tarihi:

Bunlara ise doğru durdukları müddetçe ilişilmeyecektir. ( 9 / 7 )

 

Doğru durmak!..

 

Çok komik bahane. Namaz kılmak, küfre sapmak, tevbe etmek, cizye vermek, Allah yolunda hicret etmek. Bunların hepsi bir gurubun diğer bir guruba töresel/kültürel dayatmaları. Adı her nedense saldırı oluyor her zaman. Günümüzde örnekleri çok var.

 

Kaldı ki karşı gurubun da aynı hak talepleri doğuyor.

 

Sonuç; insan gurupları birbirlerine töresel/kültürel dayatma yapamazlar. Bu dayatmalarda gurubun birisi diğerine göre haklı değildir.

 

İşte örneği:

 

Burada " Yüz çevirmek " ve  " fitne " sonraki ayetlerden anlaşıldığı üzere savaşmak anlamına geliyor.

 

Hatalı olduğu söylenen toplum için de aynı şeyler geçerli.

 

Emperyalist sömürü/zulüm için uydurma gerekçeler her zaman hazırdır.

Gönderi tarihi:

Doğru durmak, eline silah alıp saldırıda bulunmamak oluyor, töre ve kültürü kabul etmemezlik değil. Zaten kabul etseler Müşrik olmazlar. Ayet bir Müşrik türüne hitap ediyor.

 

Müslüman ol yoksa öldürürüm şeklinde bir dayatma olmadığına göre karşı tarafın da eline silah alma hakkı doğmuyor.

Gönderi tarihi:

Doğru durmak, eline silah alıp saldırıda bulunmamak oluyor, töre ve kültürü kabul etmemezlik değil. Zaten kabul etseler Müşrik olmazlar. Ayet bir Müşrik türüne hitap ediyor.

 

Evet bin bir türlü yorum. Seninkisi de böyle. Yukarda söyledim. Emperyalist sömürüye her tür bahane bir sebep olmakta.

 

Ben de müslümanlara hitap ediyorlar demedim zaten. Müslümanlara için fikre hizmet etmek te savaş(cihat), fikirlerine karşı gelmenin karşılığı da. Safsata bile dersen bittin. Adı kutsalımıza saldırdı diyip Allahü ekber nidalarıyla ya gırtlak keserler, ya da kurşuna dizerler. Bu taa ki mezhepçiliğe bile yansımıştır.

Gönderi tarihi:

Namaz kılmak, küfre sapmak, tevbe etmek, cizye(haraç) vermek, Allah yolunda hicret etmek.

 

Verilen ayetlerde bunların hepsi asıl bahane olarak zaten vurgulanıyor.

 

Ben müslümanların savaş bahanelerini(doğru durmama smile.png ) söyledim. İnsanların savaşmaları için mutlak bir bahaneleri vardır. Önemli olan savaşmamak. Bunların hepsi töresel/kültürel dayatmalardır.

 

Söyleyecek başka bir şey yok.

Gönderi tarihi:

Müslümanlara için fikre hizmet etmek te savaş(cihat), fikirlerine karşı gelmenin karşılığı da.

Safsata bile dersen bittin. Adı kutsalımıza saldırdı diyip Allahü ekber nidalarıyla ya gırtlak keserler, ya da kurşuna dizerler.

Bu ikisi farklı değil mi ? Aslında, Fikre karşı fikir var. Kılıca karşı Kılıç

 

Fakat Mezhepçilik ne hale getirmiş :

 

" Safsata bile dersen bittin. Adı kutsalımıza saldırdı diyip Allahü ekber nidalarıyla ya gırtlak keserler, ya da kurşuna dizerler. "

 

Mezhepçilikten bir örnek vereyim.

 

Dinden çıkanın öldürülmesi ile irtibatlandırılan ayet :

 

“Sana haram ayını, o ayda yapılan savaşı soruyorlar. De ki: “O ayda savaş büyük suçtur. Ama Allah’ın yolundan engellemek, o yolu görmezlikten gelmek, Mescid-i Haram’dan engellemek ve halkını oradan çıkarmak Allah katında daha büyük suçtur. Fitnenin sıkıntısı savaştan büyüktür. Onların gücü yetse, sizi dininizden çevirinceye kadar savaşa devam ederler. Sizden kim dininden döner ve kâfir olarak ölürse, böylelerinin çalışmaları dünyada da ahirette de boşa çıkar. Onlar cehennem halkıdır. Orada sürekli kalacaklardır.” (Bakara 2/217)

 

Yukarıdaki ayet dinden dönenin öldürülmesine şöyle delil getirilmektedir: “Âyette geçen “feyemut = فَيَمُتْ = ve ölürse” ifadesinin başındaki “fâ” harfi takibiyedir. Bunun anlamı,ölümün irtidatın hemen sonrasında geliyor olmasıdır. Bununla birlikte herkes bilir ki irtidat eden irtidat ettiği için hemen ölmez. O halde takibiye anlamı, yani ölümün irtidatın hemen sonrasında gelmesi, ancak şer’i bir ceza olarak irtidat sebebiyle cezalandırılmaları yoluyla olur. Böylece ayet, mürtedin öldürülmesinin vücubuna delil olur.”[11]

 

-http://www.suleymaniyevakfi.org/kutsanan-gelenek-ve-kuran/kur%E2%80%99an%E2%80%99a-ve-gelenege-gore-dinden-donmenin-cezasi.html-

 

original.gif

 

Bir cümleden hatta bir kelimeden ne anlam çıkarılmış.

Gönderi tarihi:

2/217 nolu Kuran pasajının irtidad ile ilgili olması mümkün değil. Dinden dönme ile ilgili pasajlar 4/88-89 dur. Burada anlatıldığına göre müslümanlar münafık dedikleri kimseler hakkında ikiye ayrılmışlar. Bunları öldürün dendiğine göre demek ki öldürüp öldürmemek konusunda ikiye ayrılmışlar. Kuran'da bu ikilem kaldırılıp ölüm fermanı kesiliyor. Peki suçları ne? Gerisin geri islamdan çıkmak ve müslümanları da çıkmaya çağırmak. Hicrete katılmamak. Yani dini terminolojide irtidad. 

 

4/90 pasajında ise yapılan, toplu bir katliama kalkışmamak, bu münafık dediklerinin bir kısmını erteleyip hepsini birden karşılarına almamak. Herkesi birden karşınıza alır düşman ederseniz sıkıntı olur. O yüzden bir kısmının halledilmesini sonraya erteliyor. Yoksa dinden dönmenin ve hicrete katılmamanın cezasının ölüm olduğunu kesin belirtmiş. Bunlar öldürülecek ama hepsi birden değil. Böl parçala ve lokma lokma yut. Hepsini birden yutamazsın. Hayır zaten elin yetişmez, illa bir öncelik sırası vardır.

 

Ne zamana kadar mı bunlar ertelenecek? Mekke ele geçirilinceye kadar. Mekke ele geçirilince Tevbe adlı ültimatom yayınlanır. Artık her istediğini yapma gücü ele geçmiştir. Bu ültimatomla bir kere müşrik diye bir kimse olamayacağı ilan ediliyor. Bunlar ya müslüman olacak, ya öldürülecekler veya sürgün edilecekler. Bu ifadeler son derece açık ve net.

 

Fakat yine bir hamlede tüm müşrikleri ölümle tehdit etmiyor. Anlaşması olmayanlar haram aylar çıkar çıkmaz müslüman olmazlarsa öldürülecekler. Anlaşması olanlar anlaşmaları sona erince müslüman olmazlarsa öldürülecekler. 

 

Ültimatomun 7. kısmı ise farklı bir anlam ifade etmiyor. "Doğru durdukları sürece" diye bir şey yok. Böyle çevrilen kelime "festekimu" dur. Bu "ikame" kökündendir. Yani ayakta tutmak. Kabe yanında anlaşma yapan müşriklere de anlaşma ayakta tutulduğu sürece süre tanıyor. Anlaşmalar tek taraflı da feshedilir. Hayır yani, müşrikler necistir diyor, bu aşağılama ve ötekileştirmenin Türkçesini yazmaya benim elim varmıyor. Mescidi harama sokmayın diyor. Böyle bir aşağılama ve dışlamanın uygulandığı insanlara sonuçta, aşamalı da olsa ne yapılacağını bekleyebilirsiniz ki?

 

Burada da münafıklara olduğu gibi müşriklere de toplu katliama girişmeye kalkışmıyor. Yine böl ve lokma lokma yut taktiği. Zaten amaç Arapları öldürmek değil. Hepsini müslüman yapmak ve hep birlikte her yere saldırmak. Yarımadayı Araplaştırmak.

 

Savaşı açan müslümanlardır. Bu savaşa katılmayanları münafık ilan etmişler ve ölüm fermanını kesmişlerdir. Mekke'nin savaş gibi bir derdi yok. Savaşı isteyen ve başlatan müslümanlar. Bu savaşa katılmayanlar münafık, müşrik ve hepsinin öldürülmesi gerekiyor. Eğer müslüman olup savaşa, yarımadayı Araplaştırmaya, kaynaklarına el koymaya katılmazlarsa...  

 

Olay apaçık budur. Kuran eğer tarafsız gözle okunursa. Dogmatik gözle okunursa elli bahane bulunabilir...

Gönderi tarihi:

bu tartışmalar çok sonra'ki mevzular buralara gelene kadar önce şu sorular aydınlanmalı dostlar

 

1. tanrının insanlar üzerinde denenmesi için bir şeytan yarattı mı ? ve bu tanrının planı ise şeytan neden iblis oluyor ?

 

2.şimdiki şeytan ademe secde etseydi şeytan olmayacak mıydı ? ve adem ile havva nasıl oluyorsa cennette şeytana kanıyor eğer buda bir denenme ise neden o zaman adem ile havva şeytana yenileceği belliyse neden o zaman cenetten kovuluyor ?

 

3. nasıl oluyorsa şeytan ile tanrı kıran kırana bir pazarlığa girebiliyor ve bu inanç her din'de mevcut ?

 

4.ve en önemlisi tanrı neden bana ibadet etsinde yarattım dediği insanlar için çok tehlikeli bir şeytanın bu kadar güçlü olmasına müsade ediyor? 

 

5.cenetten kovulduktan sonra şeytan nasıl oluyor'da adem ile havva için tekrar dönüp yasak olan yere güya yılan şeklinde girebiliyor ve tanrı bunu görmüyor öylemi:) ?

 

6.eğer tüm bunlar tanrının bir planı ise nasıl oluyorda bu plana sadık kalan şeytan sonsuz cezalandırılıyor öyle ya bu tanrının bir planı oda yerine getiriyor diye bu ceza niye?

 

Birisi bana bu cevapları veremeden ki öyle çok araştırdım ki kral'ı cevap veremedi ...bana hikaye anlatmasın 

 

Daha sonra ayet ne demiş şurası ne demek istemiş aslında burası böyleydi hikayelerine girer tartışırız olaylar yada inkar bu en baştaki gizemlere bağlı kardeşler 

Gönderi tarihi:

bu tartışmalar çok sonra'ki mevzular buralara gelene kadar önce şu sorular aydınlanmalı dostlar

 

Binyamin kardeş,

 

Burada herkes kendi mantığını kullanarak tartışıyor. Tartışılanlar konunun akışına, kişiye göre aynı önemi taşıyor. Sana göre şu, başkasına göre bu önceliklidir. Senin bilgilerin sana ve bize göre çok mantıklı olabilir. Diğerinin bilgisi de kendisine göre önemlidir. Forum binlerce bilgi içeriyor. Hepsinin öncelikli, önemli değeri vardır.

 

Ama gel gör ki, inançlı insana bilimsel mantıkla düşünmeyi(her hangi bir öncelikte) kabul ettirmek, dağları yıkmaktan daha zor. Bilimsel mantıkla düşünmemek Galileo'yu zindanlarda çürüttü, Bruno'yu diri diri yaktırdı. Zira dünya öküzün, kablumbağanın sırtında duruyordu.

 

Mesela bana göre de en öncelikli konu; Blgi ve inanç farklılığının kavranılması.

Gönderi tarihi:

@@binyamin, kısaca diyorsun ki din öyküsünün kurgusu son derece zayıf. Anlatılan senaryolar mantıksız. Evet, bir çırpıda bu eskilerin masallarının bir yığın daha kurgu hatalarını yazabilirim. Çünkü mantık hataları ile dolu.

 

Bu şunu gösteriyor, bu masalları aktaran ve yeni bir din kuran adamlar, kurguya önem vermeden direk amaca odaklanmışlar. Amaçları Arapları yarattıkları bu yeni din etrafında toplayıp yarımadayı soykırım ve yağma ile Araplaştırmak. Bu amaçlarından başka konulara önem vermemişler.

Gönderi tarihi:

 

Bu ikisi farklı değil mi ? Aslında, Fikre karşı fikir var. Kılıca karşı Kılıç

 

Farklı olsada, insan olabilmenin gereği, "kılıca karşı kılıç" fikrine karşı mücadele edip, "fikire karşı fikir" düşüncesini ilke edinmek.

 

Tabi bunu insan olabilmek isteyen ilke edinmeli. Olmak istemeyene tavsiye etmiyoruz.

Gönderi tarihi:

Din kavramının özünde fikire karşı kılıç, zorla inandırma veya inanıyormuş gibi yapmaya zorlama, farklı inancı ifade etmeyi yasaklama vardır. Bunsuz din aslında olabilir, dünyada salt bir ahlaki öğreti olmaktan başka yaptırım öngörmeyen, hatta bir tanrı bile öngörmeyen  felsefi kökenli dinler yok değil. Ama  büyük çoğunluğu baskıcıdırlar. Özellikle bir kökenden türeyen İbrani dinleri son derece baskıcı ve korku temellidir.  

Gönderi tarihi:

Dinden dönme ile ilgili pasajlar 4/88-89 dur. Burada anlatıldığına göre müslümanlar münafık dedikleri kimseler hakkında ikiye ayrılmışlar. Bunları öldürün dendiğine göre demek ki öldürüp öldürmemek konusunda ikiye ayrılmışlar. Kuran'da bu ikilem kaldırılıp ölüm fermanı kesiliyor. 

 

"

NİSA 88. Size ne oldu da münafıklar hakkında iki gruba ayrıldınız? Halbuki Allah onları kendi ettikleri yüzünden baş aşağı etmiştir (küfürlerine döndürmüştür). Allah’ın saptırdığını doğru yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah’ın saptırdığı kimse için asla (doğruya) yol bulamazsın!

 

NİSA 89. Sizin de kendileri gibi inkâr etmenizi istediler ki onlarla eşit olasınız. O halde Allah yolunda göç edinceye kadar onlardan hiçbirini dost edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün ve hiçbirini dost ve yardımcı edinmeyin. 

 

NİSA 90. Ancak kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir topluma sığınanlar yahut ne sizinle ne de kendi toplumlarıyla savaşmak (istemediklerin) den yürekleri sıkılarak size gelenler müstesna. Allah dileseydi onları başınıza belâ ederdi de sizinle savaşırlardı. Artık onlar sizi bırakıp bir tarafa çekilir de sizinle savaşmazlar ve size barış teklif ederlerse bu durumda Allah size, onların aleyhinde bir yola girme hakkı vermemiştir.

 

NİSA 91. Hem sizden hem de kendi toplumlarından emin olmak isteyen başkalarını da bulacaksınız. Bunlar her ne zaman fitneye götürülseler ona baş aşağı dalarlar (daldırılırlar). Eğer sizden uzak durmaz, sulh teklif etmez ve ellerini çekmezlerse onları yakalayın, rastladığınız yerde öldürün. İşte onlar üzerine sizin için apaçık yetki verdik. "

 

 

Öldürüp öldürmeme konusunda ikiye ayrılmamışlar. Dost olup olmama konusunda ikiye ayrılmışlar. Kuran da bu ikilemi kaldırıp " Dost Olmayın " diyor. Dost olmamak Düşman olmayı gerektirmez.  Böyle düşünmek dogmatik düşünmektir. Bu ikisi arasında dereceler vardır. İlişki sürdürülür ama Dost olunmaz, keza Düşman da olunmaz.

 

" Yüz çevirmek " ve " Fitne " savaşmak anlamına geliyor. Yoksa, neden " kendi toplumlarıyla savaşmak (istemediklerin) den yürekleri sıkılarak size gelenler müstesna " desin ? Demek ki, başka bir toplumda İslamdan dönen ve kendi toplumlarını da döndürmek için savaşanlar var ve bunlar için size sığınırlarsa ve sizle savaşmazlarsa dokunmayın denmiş. Bunu anlamak çok kolay.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.