Φ Haneke Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Archi, Evrim Teorisi'ne karşı çıkma sebebiniz dini inançlarınız ise evrim teorisi din ile ters düşmez. Kuran'da bahsi geçen şekilden şekile geçeceksiniz ifadesi evrime işaret ediyor olabilir, olmayadabilir. Evrim Teorisi Ateizm ile bağdaştırıldığı için inançlı kişiler kabul etmekte zorlanıyor olabilirler fakat teoriyi kabul etmek Ateist olmayı gerektirmiyor. Alıntı
Φ Haneke Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 @@democrossian İnançlı biri için Tanrı yoktur demek küfür sayıldığı için ( gerçekte böyle birşey yok) ölüme varan katliamlar yaşanıyor. Tanrı yoktur diyen kişiyi öldürmek ile sevap kazanacağını düşünen bir zihniyet var fakat bu yanlış bir düşüncedir. Kuran ayetleri ile veya kutsal kitaplardan alıntılar ile bu cinayetleri desteklemeye çalışan kesimler yüzünden inançsızlar ya da farklı inanca sahipler hep zulüm gördüler. Gerçekte inançlı birisinin yapabileceği tek şey, İnanmayana zorlama ve baskı yapmadan bildiklerini anlatmak, kararı ona bırakmaktır. İnanmayanı yaratan da Tanrı olduğuna göre inanmayanları yok etme hakkı hiç bir insana verilmemiştir. İnançlılar, inanmayanları yok etmeyi ya da nefret etmeyi bir imtihan kabul ettikleri için haksız ölümler yaşanmaktadır. Bu yanlış algının düzeltilmesi gerekiyor. Evrim Teorisi, Ateizm ile birlikte anıldığı için birçok insan evrimi kabul etmeyi, yaratıcıyı inkar kabul etmek zannetikleri için kabullenmek istemiyorlar. Bu yanlış algıyı da inançlı bilim insanları ve felsefeciler düzeltmeye çalışmaktadırlar. 1 Alıntı
Φ democrossian Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Mevlana o devirde hangi bilimsel çalışmaya dayandırmış olabilir? Ben bu konuda kararsız kaldım. Celaleddin Rumi gerçekten evrimden bahsetmiş mi, tercüme oyunu mu var bilemedim. Bahsetmesi mümkündür. Olamayacak bir şey değildir. Hayatında bir kez şempanze gören herkes, her devirde evrime inanabilir. Şempanze hal ve tavırlarıyla aynı soydanız diye adeta bize açıkça evrimi ilan etmektedir. Benim şempanzelerle aynı soydan olduğumuz değil, tüm canlılarla soyumuzun ortak olduğunda zerre şüphem yok. Seyşel adaları yakınında yüzen bir plankton, bizimle çok uzaktan akrabadır. Tüm canlılar akrabadır. Darwin evrim teorisinden sadece ilk kez söz eden kişidir. Evrimden demiyorum bakın, evrim teorisinden. Evrim hakkında çok az şey bilmektedir. Çünkü yaşadığı çağda bilim o kadarına yeterliydi. Daha fazlasını söyleme olanağı elinde yoktu. Genetik bile henüz bilinmiyordu. Darwin ne söylemiş olsa evrim teorisine bir zaafiyet gelmez. Fosilleşme ise çok ender bir olaydır. Canlılar petrol, kömür ve doğal gaza dönüşmüşlerdir. Çok azı fosilleşmiştir. Bu fosilleri bulmak da kolay değildir. Buna rağmen elimizde oldukça yeterli fosil kanıt vardır. Bir de genetik analiz, canlıların akrabalık derecelerini gösteriyor artık. Yaşayan türlerin genetiğini analiz ederek ne zaman türleştiklerini saptayabiliyoruz. Örneğin bir kuştan DNA aldınız. Bir de salyangozdan DNA aldınız. Analiz, bu iki türün kaç milyon yıl önce kökenlerinin birleştiğini ortaya çıkarıyor. Alıntı
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Evrim teorisi bilimsel bir gerçektir Evrim teorisi hangi kanıtlarla bilimsel bir gerçektir? Şimdi efendim, Bilimsel Metodoloji’ye uymayan ifadelerle konuyu ele almak, fikir yürütme sistematiğini de bozar, her şey çorba olur. Bilimsel Metodolojiye göre, Teoriler kanıtlanınca gerçek ( olgu ) olur diye bir şey olmaz. Olgular deneyler ve gözlemlerle elde edilir. Deneyler ise Varsayımlarların ( Hipotez ) test edilmesidir. Hipotezler test edilip onaylanınca olgu ( gerçek ) olur. Teori ise Hipotez ile aynı şey değildir. Teori onaylı hipotezlerle olgu olduğu ( gerçekliği ) kanıtlanmış süreç ve durumların bilimsel yollarla açıklanmasına, mekanizmalarının ortaya konulmasına denir. Teorinin ortaya koyduğu bu açıklamalar bütünü yeni deney, gözlem, bulgularla desteklendiği müddetçe “ geçerli “ olur. Onun için, teoriler için söz konusu olan “ GEÇERLİLİK “ tir. Kanıtlanma değil. Kanıtlanma Hipotezler ( Varsayım ) için söz konusudur. Buna göre, Evrim Hipotezi, bulgu, fosil, deneylerle kanıtlanarak bir olgu olmuştur. Bu Evrim olgusunun, sürecinin açıklanması, evrim süreçlerinin mekanizmasının bilimsel yasa ve ilkeler vasıtasıyla ortaya konulması da, Evrim Teorisi, bugünkü adıyla Modern Evrimsel Sentezdir. Olgu-Gerçek ikilemi ise, tamamen Felsefi bir konudur. Şöyle ki; Metafizik Materyalizme göre, Olgular Fenomene ilişkin tüm bilgiyi içerdiğinden, varlığa ait gerçekliği gösterir. Oysa, Bilimde Metodolojik Materyalizm vardır. Yani; Bilimin yöntemi felsefi olarak Varlığa ilişkin değil, Yönteme ilişkindir. Buna göre, Bilimsel Olgular varlığa ilişkin gerçekliğin değil, yalnızca fenomenin gözleminden elde edilen bilginin ifadesidir. 1 Alıntı
Φ democrossian Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 İnançlı biri için Tanrı yoktur demek küfür sayıldığı için ( gerçekte böyle birşey yok) ...... Bu yanlış algının düzeltilmesi gerekiyor..... Gel de bu dosdoğru cümlelere katılma. Tabii ki çok doğru. Ama bu algının düzeleceğini ben hiç umut edemiyorum. İslam reforma çok kapalı bir din. Kuran çoktandır sabitlendi, değiştirmenin bir yolu yok. Eğip büküp düzeltmekle de düzelmez. Çünkü apaçık inanmayanları, münafıkları, dinden dönenleri öldürme emirleri yazıyor. Bunları nasıl eğip büküp düzelteceksin? (Not: Müslümanlar genelde mürtedin katlinin Kuranda yazmadığını, hadiste geçtiğini iddia ederler ama yazar.) Örneğin İncil epey revize edilmiştir. Tevrat da Kuran gibi değişime tamamen kapalıdır ve çok katıdır. Kuran'dan da çok daha katı hükümler içerir. O yüzden dinde reformu ancak batılılar başarabilmişler. Bir daha da o devir geçti, reform filan yapılamaz. Batılılar fırsatı kaçırmamış, reformu zamanında yapmışlar. Bilginin milyonlarca kaynakta sabitlendiği, kaybolmadığı bilgi çağında dinde reform olanaksızdır. Tek çare laikliktir. Din tamamen kişiselleşmeli ve hiç bir işe karışmamalı, karıştırılmamalıdır. Tek çare bu... Alıntı
Φ Haneke Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 @@Canraşit Ne anlatmaya çalıştığınızı daha anlaşılır, sade cümleler ile yazarmısınız? Alıntı
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Bu durumda, iddia edilen uzun dönüşüm süreci içinde sayısız "ara türler"in oluşmuş ve yaşamış olmaları gerekir. Örneğin geçmişte, balık özelliklerini taşımalarına rağmen, bir yandan da bazı sürüngen özellikleri kazanmış olan yarı balık-yarı sürüngen canlılar yaşamış olmalıdır. Ya da sürüngen özelliklerini taşırken, bir yandan da bazı kuş özellikleri kazanmış sürüngen-kuşlar ortaya çıkmış olmalıdır. Bunlar, bir geçiş sürecinde oldukları için de, sakat, eksik, kusurlu canlılar olmalıdır. Evrimciler geçmişte yaşamış olduklarına inandıkları bu hayali varlıklara "ara-geçiş formu" adını verirler. Eğer gerçekten bu tür canlılar geçmişte yaşamışlarsa bunların sayılarının ve çeşitlerinin milyonlarca hatta milyarlarca olması gerekir. Ve bu ucube canlıların kalıntılarına mutlaka fosil kayıtlarında rastlanması gerekir. Şimdi, Darwin'in Evrim Teorisini ortaya attığından bu yana yaklaşık olarak 140 sene geçmiştir. Darwin bir bilim adamı açık yürekliliğiyle o dönemin bilgisine dayanarak objektif değerlendirmelerini yazmaktan çekinmemiş ki bugün Evangelistler buna dört elle sarılıyor, bundan medet umuyorlar. Oysa, bu 140 yıllık dönemde Evrim bir olgu oldu artık. Evrim Teorisi ise Genetik Bilimindeki gelişmelerle daha sağlam temellere oturdu ve bir çok bulgu ve deneylerle desteklenmeye, geçerliliğini sürdürmeye devam ediyor ve bilimsel alternatifi henüz yok. Geçiş Fosillerinin olmadığı Evangelistlerin uydurmasıdır. Söylediğim gerçekleri ve bu fosilleri de aşağıdaki linkte inceleyebilirsiniz : -http://evrimagaci.org/sayfa/makale-arsivi/- Evrimsel Süreç - 1: Evrim Tarihi'nin Büyük Zaman Çizelgesi (1. Kısım) Evrimsel Süreç - 2: Evrim Tarihi'nin Büyük Zaman Çizelgesi (2. Kısım) Evrimsel Süreç - 3: "Ara Tür" Nedir? Evrimleşen Bireyler Midir, Popülasyonlar Mı? Bir Türün "İlk Bireyi" Var Mıdır? Evrimsel Süreç - 4: Taksonomi (Sınıflandırma Bilimi) İle İlgili Temel Kavramlar, Konular ve Terimler Evrimsel Süreç - 5: Büyük Ara Türler Atlası (Cilt 1) Evrimsel Süreç - 6: Büyük Ara Türler Atlası (Cilt 2) Evrimsel Süreç - 7: Büyük Ara Türler Atlası (Cilt 3) Evrimsel Süreç - 8: Koaservatlardan Bakterilerin Evrimi (3.8 - 2.7 Milyar Yıl Önce) Evrimsel Süreç - 9: Bakterilerde Fotosentezin Evrimi ve Sonuçları (3 - 2.5 Milyar Yıl Önce) Evrimsel Süreç - 10: Prokaryotlardan Ökaryotların Evrimi ve Endosimbiyotik Kuram (2.7 Milyar - 900 Milyon Yıl Önce) Evrimsel Süreç - 11: Tek Hücrelilikten Çok Hücreliliğin Evrimi ve Kambriyen Patlaması Başlangıcı (900 - 635 Milyon Yıl Önce) Evrimsel Süreç - 12: Evrim Ağacı'ndaki Kritik Dallanmanın Başlangıcı ve Protistaların Evrimi (750 Milyon Yıl Önce - Günümüz) Evrimsel Süreç - 13: Mantarlar, Yüksek Mantarlar, Gelişimleri, Evrimleri ve Çeşitlenmeleri (570 Milyon Yıl Önce - Günümüz) Evrimsel Süreç - 14: Algler, Bitkiler ve Evrimsel Tarihleri (500 Milyon Yıl Önce - Günümüz) Evrimsel Süreç - 15: Basit Yapılı Hayvanların İlkin Evrimi ve Yükselişleri (580 - 542 Milyon Yıl Önce) Evrimsel Süreç - 16: Ana Hayvan Şubelerinin Evrimi ve Modern Temsilcilerden Örnekler (542 Milyon Yıl Önce - Günümüz) Ara Geçiş Türleri - 3: Sürüngenlerden Kuşlara Geçiş Ara Geçiş Türleri - 4: Archaeopteryx Üzerine... Ara Geçiş Türleri - 5: Amfibilerden Sürüngenlere Geçiş Ara Geçiş Türleri - 6: Sürüngenlerden Memelilere Geçiş Ara Geçiş Türleri - 7: Tiktaalik roseae 6 – EVRİM’İ DESTEKLEYEN/KULLANAN BİLİMLER: HANGİ BİLİMLER EVRİM’E BİLGİ SAĞLAR VE EVRİM’İ KENDİ ALANINDA KULLANIR? Evrim'i Destekleyen/Kullanan Bilimler - 1: Embriyoloji Evrim'i Destekleyen/Kullanan Bilimler - 2: Hematoloji ve Kan Grupları Evrim'i Destekleyen/Kullanan Bilimler - 3: Jeoloji Evrim'i Destekleyen/Kullanan Bilimler - 4: Psikoloji ve Psikiyatri Evrim'i Destekleyen/Kullanan Bilimler - 5: Tıp Evrim'i Destekleyen/Kullanan Bilimler - 6: Antropoloji 7 – EVRİM KURAMI’NIN EVRİMİ: BİR DOĞA YASASINA ULAŞMANIN 3000 YILLIK TARİHİ... Evrim Kuramı'nın Evrimi - 1: Darwin'den Öncesi Evrim Kuramı’nın Evrimi - 2: Charles Robert Darwin'in Hayatı ve Düşüncelerinin Gelişimi Üzerine... Evrim Kuramı'nın Evrimi - 3: Kuram'a Gelen Tepkiler Evrim Kuramı'nın Evrimi - 4: Darwin'den Sonra Kuram'ın Gelişimi ve Bilimin Her Alanına Yayılışı - Modern Sentez Alıntı
Φ Haneke Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Gel de bu dosdoğru cümlelere katılma. Tabii ki çok doğru. Ama bu algının düzeleceğini ben hiç umut edemiyorum. İslam reforma çok kapalı bir din. Kuran çoktandır sabitlendi, değiştirmenin bir yolu yok. Eğip büküp düzeltmekle de düzelmez. Çünkü apaçık inanmayanları, münafıkları, dinden dönenleri öldürme emirleri yazıyor. Bunları nasıl eğip büküp düzelteceksin? (Not: Müslümanlar genelde mürtedin katlinin Kuranda yazmadığını, hadiste geçtiğini iddia ederler ama yazar.) Örneğin İncil epey revize edilmiştir. Tevrat da Kuran gibi değişime tamamen kapalıdır ve çok katıdır. Kuran'dan da çok daha katı hükümler içerir. O yüzden dinde reformu ancak batılılar başarabilmişler. Bir daha da o devir geçti, reform filan yapılamaz. Batılılar fırsatı kaçırmamış, reformu zamanında yapmışlar. Bilginin milyonlarca kaynakta sabitlendiği, kaybolmadığı bilgi çağında dinde reform olanaksızdır. Tek çare laikliktir. Din tamamen kişiselleşmeli ve hiç bir işe karışmamalı, karıştırılmamalıdır. Tek çare bu... İnanç kişiye özeldir zaten kimin neye inandığı ya da inanmadığı hiç kimseyi ilgilendirmez. Laiklik çözüm olabilir fakat insanların da bakış açılarını biraz genişletmeleri gerekiyor. Başkalarının inanç bekçiliğini yapmak ya da ahlakını sorgulamak bireysel olarak görevimiz olmadığı halde herkes inanç bekçiliği yapıyor. Kim oruç tutmuş kim tutmamış, kim namaz kılmış, camiye gitmiş kim gitmemiş bunları takip eden insanlar var. Sonuçta laik bir ülkede yaşıyor olmamıza rağmen dini inançlar kişiler arası problem yaratıyor. Bir kaç kuşak sonrası herşey düzelecektir. İnsanlar başkalarını inançlarına göre değerlendirme hakları olmadığını zamanla anlayacaklardır. Benim halen bir umudum var. Alıntı
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 @@Canraşit Ne anlatmaya çalıştığınızı daha anlaşılır, sade cümleler ile yazarmısınız? Tabii ki. Teoriler kanıtlanınca gerçek olmaz, yasa hiç olmaz. Hipotezler kanıtlanınca gerçek olur. Teoriler desteklendiği müddetçe geçerli olur. Teoriler için kullanılan terim " Geçerlilik " tir. Kanıtlanma değil. Zaten o nedenle Evangelist tercümeleri olan şu yapıştırılan safsatalarda hep Evrim teorisi kanıtlanmamıştır, gerçek değildir, yasa değildir diye kafalar karıştırılıyor. Alıntı
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Çünkü apaçık inanmayanları, münafıkları, dinden dönenleri öldürme emirleri yazıyor. Nerede yazıyor ? Şimdi baktım biraz ama bulamadım. Ayeti verebilir misiniz ? Alıntı
Φ democrossian Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Ahfeş anlatsın... Bende Ahfeş sabrı yok. Laftan anlayan biri sorarsa yazarım. Alıntı
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Ahfeş'in arkadaşı bile allame oldu, bu tarafta tık yok! Bilim adamı, olunabilecek bir şeydir. Dünyada hazreti efendimiz diye bir kimse zaten hiç olmamıştır, yoktur. Ahhhhfeş ah! Ahfeş aynı zamanda bir göz hastalığıdır. Yani; Ahfeşin adı Ahfeş oluşundan gelir. Ahfeş hastalığı olan gözlerini kısık bakar, onun için göremez, at gözlüğü ile dolaşır bir anlamda. Anlayamayanlar için de kullanılır. Bilimle uğraşan insanları Bilim İnsanı diye niteleyenler Bilimden anlayanlardır. Felsefe ile uğraşanları Filozof diye niteleyenler de Filozofiden anlayanlardır. Anlamayanlar bunlara büyücü, deli, kafayı kırmış falan diyenlerdir. O nedenle, Mevlanayı Mevlana, Hz. vs. yapan Felsefesidir. Onun felsefesini bilenler tarafından ona Mevlana, Hz. vs. denilmiştir. Rumi'nin argümanı ise felsefesidir. O nedenle, ona felsefesini çürütmeden yalnızca Moğol ajanı olduğu için Hz., Mevlana falan kesinlikle denilemez demek Ad Hominem yapmaktır. Alıntı
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Ahfeş anlatsın... Bende Ahfeş sabrı yok. Laftan anlayan biri sorarsa yazarım. Veremem çünkü yok diyorsunuz herhalde. Alıntı
Φ democrossian Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Bir kaç kuşak sonrası herşey düzelecektir. Aynen öyle... Bu halk eninde sonunda laikliğin, Atatürk devrimlerinin değerini anlayacak. Endişem, bu anlamanın acılara, katliamlara, savaşlara malolmaması... Aklımızın başımıza emperyalist tokadı yiyerek gelmemesi. Yoksa gerçekler ebediyen elbette gizlenemez. Gezi başkaldırısı olmasa belki de Suriye ile bir mezhep savaşına sokulacaktık. Atatürk gençliği uyandı ve başkaldırdı. Bu başkaldırı ülke için bir milattır. Mustafa Kemal'in askerleri artık Atatürk devrimlerine sahip çıkacak ve kazanımlarını ilerletecektir. Gezi bizim ölmek üzere olan umutlarımızı diriltti, adeta yeniden hayata döndük. Ömrümde o muhteşem direniş günleri kadar mutlu ve umutlu olmamıştım. Bu bir diriliş oldu, Atatürk gençliğimize minnet ile doluyum. Alıntı
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 İncil epey revize edilmiştir. Tevrat da Kuran gibi değişime tamamen kapalıdır ve çok katıdır. Revize edilen Kitaplar değildir. Revize edilen ANLAYIŞLAR dır. Protestanların Katolik anlayışı revize ettiği gibi, Siyonistler de Ortodoks Yahudiliği revize etmişlerdir. Alıntı
Φ Archi Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 @ Haneke Evrim teorisine karşı çıkma sebebim Kuran ve Allah'ın yaratma sanatıyla ilgili tüm bilgilerin tesadüflere dayandırılarak haşa Allah'ın kontrolü dışında gerçekleştiği iddiasıdır. Hiçbir şey tesadüfen olmaz.İnsan vücudundaki mucizevi ve her saniyesi hesaplanmış işleyiş nasıl tesadüflerle milyonlarca yıl sonra başka bir canlıyı meydana getirebilir? mesela aklını kullanmayan insanlar milyonlarca yıl sonra beyinsiz mi doğacak?Teorinin mesnetsiz, gerçek dışı olması ve bilimsel olarak Darwin ortaya attığından beri kanıtlanmaya çalışıldığından gereksiz bir meşguliyet arzediyor. Biri kuyuya taş atar kırk kişi çıkaramaz hesabı... Daha önce de bahsettiğim gibi Kuran'da geçen evreler insanın gelişimini anlatır, Allah dilerse insanı şempanzeden de evrimleştirebilirdi hatta meyve sinekleri insan genetiğine şampanzeden daha benzer özellikler taşır. Yaratılan her canlı yaratılış amacıyla, dünyadaki göreviyle ve dengeyi sağlayacak şekilde farklı özelliklerde yaratılmıştır. İnsan bir sürüngenken tesadüflere bağlı nedenlerle ayağa kalkıp yürümeye başlamadı, sürüngen milyonlarca yıl önce de sürüngendi bugün de aynı özellikte, insanın ilk yaratılışı da neyse bugün de öyledir. Bazı yorumcular bu ayetlerdeki "canlıların sudan yaratılması" ifadesinde, evrim teorisine paralel bir anlam var sanır, yanlıştır. Ayetlerde canlıların sudan yaratıldığı bildirilerek, canlıların temel malzemesinin su olduğu haber verilmektedir. Nitekim modern biyoloji ortaya koymuştur ki su, dünyadaki her canlının vücudunun en temel unsurudur. İnsan vücudunun yaklaşık % 70'i sudur. Her canlı, vücudundaki su sayesinde hücre içi, hücreler arası ve dokular arası ulaşımı sağlar. Oysa evrim teorisi, canlılığın sözde kendiliğinden suda başlamasından insanın ortaya çıkması arasında milyonlarca farazi aşama (ilk hücre, tek hücreliler, çok hücreliler, omurgasızlar, omurgalılar, sürüngenler, memeliler, primatlar vs. ve bunların sayısız ara aşamaları gibi) olduğunu var sayar. Ayetteki sıralamada ise hiçbir şekilde böyle bir mantık ve tarif olmadığı çok açıktır. İnsanın bir damla su halinden sonra alak haline geldiği bildirilmektedir. Alıntı
Φ Archi Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 @ Canraşit verdiğiniz linkte evrimi ispat eden bir ara geçiş formu fosil örneğine rastlayamadım, lütfen resimli ve bilimsel bir ara geçiş fosil kanıtı gönderir misiniz? verdiğiniz likte aşağıdaki şekilde "bilimsel açıklamalar" var bunlar da acıklı olmasına rağmen tebessüm ettiriyor. "İşte evrim de tam olarak buna benzer. Günümüzde türümüzün yaşayan en yakın kuzenleri şempanzeler ve bonobolardır. Bunlar belki kardeşlerimiz kadar yakın değildir; ancak birinci derece kuzenlerimiz kadar yakındır. Kardeşlerimiz kadar yakın olan canlıları ise Neandertaller olarak görebiliriz. Ancak ne yazık ki kardeşlerimiz, ölmüştürler. Bu, onların bize tür bazında bir kardeş kadar yakın olduğumuz gerçeğini değiştirmemektedir. Şempanzelerle olan genetik benzerliğimizse, kardeşlerimiz olan Neandertallerle olan benzerlikten daha düşüktür; ancak yine de -örneğin- farelerle olan benzerliğimizden yüksektir." EK OLARAK belirtmek gerekir ki ilkel insan olarak lanse edilen "NEANDERTAL" ler: Neandertaller bundan 100 bin yıl önce Avrupa’da aniden ortaya çıkmış ve yaklaşık 35 bin yıl önce de yine hızlı ve sessiz bir biçimde yok olmuş -ya da diğer ırklarla karışarak asimile olmuş- insanlardır. Günümüz insanından tek farkları, iskeletlerinin biraz daha güçlü ve kafatası hacmi ortalamalarının biraz daha yüksek olmasıdır. Neandertaller iri yapılı bir insan ırkıdır ve bugün artık bu gerçek hemen herkes tarafından kabul edilmektedir. Evrimciler ise bu insanları "ilkel bir tür" olarak göstermek için çok çabalamışlar, ama bütün bulgular Neandertal insanının bugün sokakta yürüyen herhangi bir "yapılı" insandan daha farklı olmadığını göstermiştir. Bu konuda önde gelen bir otorite sayılan New Mexico Üniversitesi’nden paleoantropolog Erik Trinkaus şöyle yazar: Neandertal kalıntıları ve günümüz insanı kemikleri arasında yapılan ayrıntılı karşılaştırmalar göstermektedir ki, Neandertaller’in anatomisinde ya da hareket, alet kullanımı, zeka seviyesi veya konuşma kabiliyeti gibi özelliklerinde günümüz insanlarından aşağı sayılabilecek hiçbir şey yoktur. Fosil bulguları Neandertal insanının bize göre hiçbir "ilkel" yönü bulunmayan bir insan ırkı olduğunu göstermesine rağmen, Neandertal insanları hala evrimciler tarafından maymun adam olarak resmediliyorlar. Bu, Darwinizm’in bilimsel bulgulara değil, önyargı ve propagandaya dayandığının göstergelerinden yalnızca bir tanesidir. Alıntı
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 mesela aklını kullanmayan insanlar milyonlarca yıl sonra beyinsiz mi doğacak? Aklını kullanmayanların milyonlarca yıl sonra beyinsiz doğacağı da nereden çıktı ? Bunun evrim teorisinin dedikleri ile ilgisi yok. Siz Lamarck'ın varsayımının hala geçerli olduğunu falan mı sanıyorsunuz yoksa ? Archi Bey siz yazılanları okumuyorsunuz galiba. Müthiş bir ön yargı ile adeta kulaklarınızı tıkamış, aynı şeyleri tekrar etmiş durmuşsunuz. Bunların hepsinin cevabı verildi efendim. Alıntı
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 verdiğiniz linkte evrimi ispat eden bir ara geçiş formu fosil örneğine rastlayamadım, lütfen resimli ve bilimsel bir ara geçiş fosil kanıtı gönderir misiniz? Bunlara bakmadınız mı : Evrimsel Süreç - 5: Büyük Ara Türler Atlası (Cilt 1) Evrimsel Süreç - 6: Büyük Ara Türler Atlası (Cilt 2) Evrimsel Süreç - 7: Büyük Ara Türler Atlası (Cilt 3) Ara Geçiş Türleri - 3: Sürüngenlerden Kuşlara Geçiş Ara Geçiş Türleri - 4: Archaeopteryx Üzerine... Ara Geçiş Türleri - 5: Amfibilerden Sürüngenlere Geçiş Ara Geçiş Türleri - 6: Sürüngenlerden Memelilere Geçiş Ara Geçiş Türleri - 7: Tiktaalik roseae Alıntı
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Neandertaller iri yapılı bir insan ırkıdır ve bugün artık bu gerçek hemen herkes tarafından kabul edilmektedir. Evrimciler ise bu insanları "ilkel bir tür" olarak göstermek için çok çabalamışlar, ama bütün bulgular Neandertalinsanının bugün sokakta yürüyen herhangi bir "yapılı" insandan daha farklı olmadığını göstermiştir. Alıntıladığınız metin kendi kendini çürütmüş zaten. Bakın : " -ya da diğer ırklarla karışarak asimile olmuş- insanlardır. " Neandartallerin Homo Sapiens'lerle hem Ortadoğu Coğrafyasında hem de Çin'de Karşılaşıp kaynaştıkları, asimile oldukları bilimsel olarak tespit edilmiştir zaten. Alıntı
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 İnsan vücudundaki mucizevi ve her saniyesi hesaplanmış işleyiş nasıl tesadüflerle milyonlarca yıl sonra başka bir canlıyı meydana getirebilir? Ya Evrim ? Evrim Tanrı tarafından hesaplanamaz mı ? Ayrıca, ana rahminde bir zigot hücresi neye göre oluşuyor ve gelişiyor ? Bunda bir hesap var diyorsanız, neden diğerinde olamaz ? Tanrı bir bebeği pat diye yaratamaz mı ? Neden bir takım mekanizmalarla yaratıyor ? Alıntı
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 modern biyoloji ortaya koymuştur ki su, dünyadaki her canlının vücudunun en temel unsurudur. İnsan vücudunun yaklaşık % 70'i sudur. Her canlı, vücudundaki su sayesinde hücre içi, hücreler arası ve dokular arası ulaşımı sağlar. Modern Biyoloji ortaya koymuştur ki Evrim bir olgudur. Bu olguyu açıklayan teori de Modern Evrimsel Sentez Teorisidir. Ayrıca, o ayette su ile kastedilen menidir ki arkasından alak gelir. Bebeğin gelişimi anlatılır, Evrim ile ilgili değildir. Alıntı
Φ Archi Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Belirtilen linklere baktığımda fosil örneklerinden en meşhur olarak belirtilen resimleri eklenmiş "Archaeopteryx" ve bununla ilgili itiraflar: bilim dünyası tarafından onaylanmış tek bir ara geçiş formu göstermeniz yeterli ama yok bulunamıyor. Alan Feduccia’nın Hayali Ara Form Archaeopteryx Hakkındaki İtirafları Archaeopteryx‘in sağlam lades kemiği (furculası), iyi gelişmiş bir göğüs kası (pectoralis) için uygun bir çıkış noktası oluşturacaktı… Dolayısıyla Archaeopteryx‘in bir kara hayvanı olduğu tezi geçersizleşmiştir. Archaeopteryx’in göğüs kemerinde onun kuvvetli bir uçucu olmasını engelleyecek bir şey yoktur. (Storris L. Olson and Alan Feduccia, "Flight Capability and the Pectoral Girdle of Archaeopteryx", Nature, 15 Mart 1979, Sayı 278, s. 248) Archaeopteryx‘in kanatlarının ve kanat tüylerinin şekli ve genel orantısı aslında modern kuşlar ile aynıdır. Archaeopteryx‘in modern uçucu kanat yapısına ve oranlarına sahip olması ve 150 milyon yıldır (Jurassic döneminden beri) bir değişikliğe uğramamış olması ve uçucu kanatlarındaki tüylerin asimetrik özellik taşıması aslında Archaeopteryx‘in kanatlarının aerodinamik olarak tasarlandığını ve en azından süzülme imkanı verdiğini göstermektedir. Archaeopteryx‘in uçamadığını söyleyen herhangi bir iddia kanat tüylerindeki asimetrik yapıyı, uçuş özelliği olması dışında nasıl açıklayabilir? (Feduccia, Alan-Harrison B. Tordoff, "Feathers of Archaeopteryx: Asymmetric Vanes Indicate Aerodynamic Function," Science, vol.203, (9 Mart, 1979), s.1021) 25 sene boyunca kuşların kafataslarını inceledim ve dinozorlarla aralarında hiçbir benzerlik görmüyorum. Kuşların dört ayaklılardan evrimleştiği teorisi paleontoloji alanında 20. yüzyılın en büyük utancı olacaktır. (Pat Shipman, "Birds Do It… Did Dinosaurs?", New Scientist 1 Şubat 1997, s. 28) Alıntı
Φ democrossian Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Neandarthaller soyu tükenmiş bir insan türüdür. Biz ve Neandarthaller aslan ile kaplan gibi, goril ile orangutan gibi, balina ile yunus gibi ayrı türleriz. Belirgin farklı yapıları vardır. Sokakta yürüyen bir iri insandan farksızdılar diye bir şey yok. Yanlış anlaşılmış. Antropologların söylediği şudur: Bu gün bir neandarthal insanı bulsak ve bizim giysilerimizi giydirsek, sokağa bıraksak, insanlar onun başka bir insan türü olduğunu kolaylıkla anlayamazlardı. Kalabalığa karışmayı ve dikkat çekmemeyi başarırdı. Yeryüzünden bir çok insan türü geçmiş ve nesilleri tükenmiştir. Son tükenen insan türü Neandarthal insanıdır. Kesinlikle çok belirgin anatomik farklılıkları vardır. Şempanze ile gorilin ayırt edildiği gibi bizden ayırt edilirler. Uzun süre onlardan bize gen geçişi oldu mu diye araştırıldı. Ulaşılan sonuca göre, evet. Türümüz Neandarthal geni taşıyor. Gen geçişi olmuş. Neandarthallerin soykırıma mı uğratıldığı da çok tartışıldı. Türümüz bu iri ve kaba görünüşlü insanlardan korkmuş ve düşman bellemiş olabilir. Bugün bir neandarthal olsa ve karşınıza çıksa panik olurdunuz. Neandarthallerin kış uykusuna yatabildikleri de iddialar arasında. Bizlerde kış uykusu genleri var ama aktif değiller. Bu güçlü insanların kış uykularında soykırıma uğratıldıkları iddia edildi. Bu olabilir ama nesillerinin sadece bu nedenle tükenmiş olması biraz zor. Başka etkenler de eklenmiş olabilir. Alıntı
Φ democrossian Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 20 Ağustos , 2013 "Archaeopteryx" İyi de bu hayvanın uçabilip uçamadığı önemli değil ki? Önemli olan kanat uçlarındaki parmak kalıntıları. Bunlar fosilde net olarak gözleniyor. Bir de dişlerinin olması. Kuş yapısında ama ağzında dişleri var. Uçuyor uçamıyor onu belirlemek zor. İlerde tavuğun fosili bulunsa nerden bilinecek uçuyor mu uçamıyor mu? Aslında uçabilirdi ama uçmuyordu. Ara geçiş fosili çok. Sürüngen balık Tiktaalik var. Ayaklı balina benzeri Ambulocetus var. Yürüyen balina diye anılır. Odontochelis var, dişleri olan kaplumbağa. Günümüzde hiç bir kaplumbağa türünde diş yoktur. Balinalarda ayak kemikleri halen vardır. Hatta işlevsiz arka ayakları olan balina görülmüştür. Yılanlarda bile işlevsiz küçük ayak kalıntısı kemikler vardır. Anchiornis Huxleyi var, tüylü dinozor. Böyle elli kadar ara geçiş formu fosili ismi verebilirim. Ara geçiş formu fosilleri yeterince boldur ve yenileri bulunmaya devam ediyor. Evrim kesinleşmiştir. Evrimin olmadığını düşünmek için bir neden hiç kalmamıştır. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.