Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

20 Haziran 2013

Türkiye felsefecileri yayınladıkları bir değerlendirme metni ve destek çağrısı ile Taksim direnişini selamlıyor ve bu haklı davada “Her yer Taksim, her yer direniş” diyor

Bir çok felsefeci ve akademisyenin imzaladığı metnin tam hali ise şöyle;

TÜRKİYE FELSEFECİLERİ DİRENİŞE DESTEK VERİYOR !

Türkiye son dönemde tarihsel önemi olan bir kırılma yaşamaktadır. Gezi Parkı’nın

savunulmasıyla başlayıp tüm yurda yayılan toplumsal haraketlilik, bu ülkede felsefeyle uğraşanları

da sorumluluk üstlenmeye davet etmektedir. Ülkemiz kendi içinde oldukça farklı toplumsal

katmanlar ve kimlikler barındırmaktadır. Bu farklılıkların her birinin, diğerlerinin yaşam hakkını

engellemeden var olabilmesine imkan sağlamak ülkemize ve insanlığa karşı borcumuzdur. Bu

farklılıkların kendilerini ifade edebilecekleri özgürlük ortamının sağlanması bu anlamda adaletin

de olmazsa olmaz koşuludur. Adalet ise toplumsal barışın temelidir. Adalete ancak tüm farklı

kesimlerin eşitlik temelinde aktif katılım ve rızasıyla ulaşılabileceği aşikardır. Bugün ülkemizdeki

en can alıcı sorun farklı kesimlerin kendilerini ilgilendiren kararların oluşum süreçlerinden önemli

oranda dışlanmış olmalarıdır. Adaletsiz yasalara dayalı olarak elde edilen iktidar gücü, sonucunda

yine adaletsiz olarak uygulanır olmuş, öyle ki başkalarının yaşamına keyfi müdahalede bulunma

yetkisi olarak algılanır hale gelmiştir. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri Gezi Parkı bağlamında

ortaya çıkmıştır. Kent sakinlerinin görüşü bir yana, yerel otorite bile yok sayılarak despotik bir

biçimde “biz karar verdik, bu parka bu bina yapılacak” denmiş olması karar sürecinin otoriter ve

dışlayıcı niteliğini tek başına gözler önüne sermeye yetmiştir. Bugün yurtta; parklar alışveriş

merkezine, rant hesaplarına; kamusal alanlar, özel mülkiyetin dışlayıcılığına, ayrıştırıcılığına

kurban edilmektedir. Üstelik bu süreçler tüm hak sahipleri dışlanarak yürütülmektedir. Sadece

Gezi Parkı değil, İstanbul’un silüeti, Karadeniz’in dereleri, metropollerin yoksul semtleri,

Akdeniz’in kıyıları talan edilmekte, Hasankeyf’teki tarih yine rant uğruna sulara gömülmek

istenmektedir. En son Reyhanli’da gördüğümüz gibi, yönetenler bu gücü onlara vermiş olanlara

hesap vermeye gerek bile duymamaktadır. Gezi’deki çığlığın tüm yurda yayılması bundandır, bu

nedenle “Her yer Taksim Her Yer Direniş” sesleriyle çınlamaktadır ülke. Ülke bir parktır artık,

farklılıkları, çeşitlilikleri, renkleri ile. Bu farklılık, renklilik parkın güzelliğidir. Bu güzelliğin nasıl

olacağı, nasıl değişip dönüşeceği muktedirlerin kararlarıyla değil, parkı çeşitlendiren, güzelleştiren

insanların aktif katılımlarıyla belirlenmelidir.

Kentlerine sahip çıkan insanlara karşı düşmanca yapılan sabah baskını ve sonrasında tüm

yurtta polisin gösterdiği her türden şiddet, yine tüm bu süreçte medyanın düştüğü durum

despotizmin boyutunu ve sistematik yapısını göstermektedir. Bu anlamda Gezi Parkı süreci

ülkemiz yönetim yapısının bir durum tespiti olmuştur. Pandoranın kutusu Gezi Parkı’nda açılmış,

demokrasimizin adeta bir röntgeni çekilmiştir.

Bugün artık, sözün gerçek sahipleri, sessiz değildir!

Felsefe insana yeni düşünme yolları açmak için kavramlar yaratır, dolaşımdaki kavramların

öyküsünü anlatır, yeni öyküler yazar. Bugün Türkiye’de insanlar, kavramları değiştiriyor,

dönüştürüyor, gerçek kılıyorlar. Bu yaşanan süreçte, birçok felsefeci de alanlarda, insanın ve farklı

türlerin haklarına saygılı, anti-militarist bir tutumla, cinsiyetçi ve homofobik söylemden uzak bir

şekilde direnmekte, barışçı taleplerini dile getirmektedir. Felsefeciler egemen güçlerin otoriter ve

insanları homojenleştirmeye yönelik bir tavırla öykülerinden kopardığı, dar tanımlamalara

hapsettiği kavramların da özgürleşmesi için mücadele etmektedir. Bizler, bu amaçla meydanlarda

değişip dönüşen kavramların öykülerini yeniden yazmayı, yeni düşünme ve eyleme şekillerinin

zorunlu kıldığı yeni kavramları araştırmayı kendimize borç biliyoruz. Bugün ülkenin meydanlarında

sürdürülen direniş toplumsal bir direniş olduğu kadar felsefi bir direniştir de!

 

Gönderi tarihi:

Nedense Felsefecilerimizin yayinladigi metin bana pek bir inandirici gelmedi. Cunku yillardir memleket kacak yapilarla talan edilmis ve her secimde bu kacak yapilara tapu verilmis bizzat hukumetler tarafindan sonu ne depremlerde gorduk milyonlarca insan bir gecede yok oldu. Yine ayni sekilde bir grup insan kendi dillerinde egitim almak istedi ve herkes onlari bolucu ve terorist ilan etti ve halen edilmekte. Yine ayni sekilde bir grup insan inanclari yuzunden basi kapali egitim almak istedi ve herkes onlari cumhuriyet dusmani ilan etti bugun kendi haklarinin gasp edildigini iddia eden bir cok insan o gunlerde bu gruplara Devlet dusmani gozuyle bakiyordu ve halende bakmaktalar. 

Ne zamanki kendi haklari kisitlanmaya baslandi hemen ayaklandilar peki gecmiste onlar ayakliginda nicin kimse kilini kipirdatmadi ? Hatirliyorum bir Merve kavakci vardi basi kapali yemin etmek istemisti. Birde sanirim Leyla zana kurtce yemin etmek istemisti  ulkede herkes ayaklanmisti ulkeyi irana cevirmek istiyorlar ulkeyi bolmek istiyor teroristler demisti :)

Madem Demokrasiten insan haklarindan soz ediyoruz arastirin bakalim dunyada nasil oluyor insanin temel kisisel haklari ?

Gönderi tarihi:

Sence bu gezi parki halk direnisinin T.C. tarihinde bir cok ilke ve enlere sahip olmasinin sebebi nedir?

Gönderi tarihi:

Bence en buyuk nedeni hukumetin basinda AKP olmasi egerki bugun hukumetin basinda AKP degilde CHP veya MHP olsaydi inanki gezi parki halkin umurunda olmayayacakti 50 yildir ormanlar yok oldu yerine betonlar dikilti kimse kilini kimildatmadi. Taksimdeki avmyi kim dikti

Gönderi tarihi:

Bence en buyuk nedeni hukumetin basinda AKP olmasi egerki bugun hukumetin basinda AKP degilde CHP veya MHP olsaydi inanki gezi parki halkin umurunda olmayayacakti 50 yildir ormanlar yok oldu yerine betonlar dikilti kimse kilini kimildatmadi. Taksimdeki avmyi kim dikti

Neden bu direnisi katilanlarin buyuk bir cogunlugu apolitik. Yani Ataturkcu v.s. degil.

 

O hareket zaten 2010'da baslamisti.

 

Ayrica cogu hic bir yere kayitli degil v ilk eylemleri.

 

O yuzden 90 neslini ve digerlerinden farkini iyi algilamak gerekiyor.

Gönderi tarihi:

Gostermelik apolitik sende inandinmi evrensel katilimcilarin apolitik olduklarina birisi bugun taksime bikiniyle protestoya gelmis haberlerde gordum ben ataturkcuyum diyor :) Ha Ataturkculuge karsi falanda degilim. Ama ben katilimcilarinin hic birinin apolitik olduguna kesin ama kesin inanmiyorum. Hareket 2010da baslamis olabilir ama su bir gercekki Eger AKP iktidar olmasaydi halk halen tam gaz uyumaya devam edecekti ama akp dussun yine tekrar uyumaya devam edecektir bundan adim gibi eminim :)

Gönderi tarihi:

Gostermelik apolitik sende inandinmi evrensel katilimcilarin apolitik olduklarina birisi bugun taksime bikiniyle protestoya gelmis haberlerde gordum ben ataturkcuyum diyor smile.png Ha Ataturkculuge karsi falanda degilim. Ama ben katilimcilarinin hic birinin apolitik olduguna kesin ama kesin inanmiyorum. Hareket 2010da baslamis olabilir ama su bir gercekki Eger AKP iktidar olmasaydi halk halen tam gaz uyumaya devam edecekti ama akp dussun yine tekrar uyumaya devam edecektir bundan adim gibi eminim smile.png

Kusura bakma ama 90 neslinin farkini algilayamamis gibi dusunuyorsun.

 

Gezi bolumunu once bir gez basliklara bak bu neslin farkini ancak birey bilincine ermis beyinler anlar.

 

Zaten tum ulke aydinlari saskin.

 

Evet ortak istem diktatorun her turlu kiskirtici ayirici kandirici yalanci ofken kin ve nefret sacan herkesi kucumseyen her seye karisan ulkeyi tek elden yonetimine karsi bir birey bilinci dikilisidir.

 

T.C. tarihinde ne daha once bu duzeyde bir diktator gelmis, ne de halk genclik olarak birey bilincine ulasmisti.

 

Iste bu ikisinin cakismasidir, bugunku direnis.

Gönderi tarihi:

Hadi ben bilincsiz kesimden olayim smile.png bunu secimlerden sonra konusuruz

Rica ederim. Secimler neyi degistirecek?

 

Demokrasi hak ve ozgurluklerin tanimi v.s. secim ile sinirli degildir. Secimden sonra hukumet ve devlet olarak tum halki tum farklari ile algilayabilmek ve kucaklayabilmek ile sinirlidir.

 

Boyle bir zihniyet zaten ne diktatorde ne de AKP'de yok.

 

Cunku onlar demokrasiyi sadece sandiktan cikmask olarak algiliyorlar. Yani "ben sandiktan ciktim, istedigimi yaparim soylerim v.s. herkes te buna boyun egmek zorundadir" boyle bir sey olamayacagini halk gosterdi.

Gönderi tarihi:

Iste hic birsey degismeyecek tek degisen hukumet olacak ve halk tekrar eskisi gibi uyumaya devam edecek haaa belki alkol ve kurtaj yasagi kalkabilir oda hukumetlerin isine gelir 

Gönderi tarihi:

Iste hic birsey degismeyecek tek degisen hukumet olacak ve halk tekrar eskisi gibi uyumaya devam edecek haaa belki alkol ve kurtaj yasagi kalkabilir oda hukumetlerin isine gelir

 

Kusura bakma. Bundan sonra birey bilinci almis bu direnen halk zor uyur. Ancak onlari uyutmaya calisanlar tarihte eski bir yaprak olarak yerlerini alirlar. Bu ister AKP olsun ister baska bir parti ister tayyipin askeri olsun ister Ataturk'un halka karisan kiskirtan bolen ayiran alay eden onun her dendigini yapacagini sanan artik ulkede de cagdisidir ve dikis tutturamaz.

 

Turkiye bu nesil ile birlikte yepyeni bir zihniyete ve yasama kavusmustur. Ya gelen bunu saglar, ya da kendi bilir.

Gönderi tarihi:

Iste hic birsey degismeyecek tek degisen hukumet olacak ve halk tekrar eskisi gibi uyumaya devam edecek

 

Hiç bir şey değişmeyecek görüşü doğanın diyalektiğine terstir. Bilimselliğe değildir. Bu düşüncenizi gözden geçirin.

 

Düzenin eksikleri kendi muhalefetini yaratır. Sosyal uzmanlar, halk hareketlerinin toplumsal baskılarla orantılı olduğunu söylerler.

 

Elbette kapital üzerine kurulu bir sosyal demokrasinin bir dikta rejimden farklı yönleri, buna bağlı olarak ta farklı sosyal patlamaları olur. Gelir düzeyi büyük oranda iyileştirilmiş toplumların da gelecekte sınıf farkı patlamaları olacaktır. Bilimselliğin su yüzüne çıkardığı toplumsal çelişkiler bitmez. Taa ki gerçek demokratik düzen kurulana kadar.

Gönderi tarihi:

turkiye felsefecileri degil ;

 

 

''direnise destek veren felsefeciler '' olucakti : ))

 

hileli yollarla

300 bin kisi kamera oyunuyla 1 milyon gibi gosterilerek goz boyaniyor dersek ;

 

ince basliklarin genis telkinlerini de adaletli atmaliyiz

 

turkiye felsefecileri degil ;'' felsefecilerden; direnis yanlilari '' denicekti

 

 

 

duzelteyim dedim

Gönderi tarihi:

ulkede herkes ayaklanmisti ulkeyi irana cevirmek istiyorlar ulkeyi bolmek istiyor teroristler demisti 

E çünkü öyle. Ülkeyi İrana çevirmek istiyorlar ve ülkeyi bölmek istiyorlar. 

 

Ülkede başlıca iki tehdit var. Biri dini bölücülük, diğeri etnik bölücülük. Emperyalistler bu ülkenin bağımsızlığına tam olarak son vermek ve bölmek, sömürgeleştirmek istiyorlar. Sevr ile yapamadıklarını bir kez daha deniyorlar. Bunu yapmak için de iki araç kullanıyorlar. Biri din, biri etnik. Bu ikisini birleştirip Türk bağımsızlığına karşı kullanıyorlar. 

 

Aklınıza gelir miydi Marksist temelde kurulan bir örgüt "Kürdistan'da İslam üniversitesi kurulsun" diyecek ve ABD de üslenen gerici güçle ortak hareket edecek? 

 

Din ve etnik dogmaları ittifak ettirilmiştir. zaten Sevr'i gerçekleştirmek için de aynısını yapmışlardı. Kürt Teali ve İslam Teali cemiyetlerini kurdurmuşlardı.

Gönderi tarihi:

AKP'nin yerinde baska bir iktidar olsaydi ve iktidarda oldugu sürece milletin milli degerlerine saldirsaydi,SEVR yandaslarini sevindirmek onlardan oy kapmak ve yeni kurulmus olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karsi isyan eden bölücü Kürt fasistlere karsi mücadele verenleri katil ama eskiyayi kahraman olarak gösterseydi,30 yildir bu ülkeyi bölmek adina emperyalizmin taseronluguna soyunmus ve binlerce insanin ölümüne imza atmis olan kanli terör örgütü PKK'nin lideri ile iktidarda kalabilmek ugruna pazarliklar yapsaydi ,Taksim Gezi Parki icin ayni projeleri hazirlasaydi,milletin özl yasamina el uzatsaydi,üc yetmez bes cocuk yapin diye ferman yayinlar gibi laflar etseydi,milli ickimiz ayrandir alkol yasaklanacak deseydi,TC'yi kaldirmayi deneseydi,Atatürk'ü silmeye calissaydi Mustafa Kemal'in askerleri o iktidara karsida eylem yapardilar.Bu eylemi yapanlar vatansever,demokrat ve cagdas genclerdir onlara destek verenlerde cagdas düsünenlerdir.

 

Gercekleri örtbas edebilmek icin aynen diktatörün sözlerini tekrarlar gibi;bu eylemler disardan kumanda ediliyor amac AKPyi yikmaktir gibi abuk subuk laflar etmek etik degildir.Evet amac AKP'nin yikilmasidir cünkü zulmün adi AKP dir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

bu eylemler disardan kumanda ediliyor amac AKPyi yikmaktir gibi abuk subuk laflar etmek etik degildir.

 

Uzaktan kumandalı bir kukla, kendisine "bu uzaktan kumandalı bir kukladır" diyen insanları uzaktan kumandalı kuklalar olmakla suçlarsa gülmek mi ağlamak mı lazım acaba, bilemedim. Gülsem hiç komik değil, bu bir trajedi. Ağlasam, varsın o zavallılığına ağlasın, ben niye ağlayacağım. 

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.