Φ sedelina Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 yasemın çetın bakıre değil diye düğünden sonra abısı tarafından öldürüldü bakıre değil diye baba evıne gönderıldı,abısı kurşunlayarak öldürdü.. buna ne yorum yapılabılır ki neyı anlatalım,toplumun sosyal yapısını mı,sosyalleşmeyı mı,neyi hep anlatılmıyor mu,neden çözum olmuyorrr bu nasıl zıhnıyettır,kendınde olmayanı başkasından beklemek erkek yapınca sırtı sıvazlanan,bayan yapınca öldürülen..bayanı bır hayvandan farklı görmeyen zıhnıyete yuhhh ki yuhhh olsunn Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 Benden de yuh.. Hatta yuhhhhhhh... Eğitim, eğitim, eğitim... Alıntı
Φ yumote Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 eğitimli insanlar bile kadını ikici sınıf görebiliyor ne yazık ki gerçekten insanlık dışı sedelinam haklısın yuh demek bile az gelir aynısını onlara yapmak lazım belki ama düşünceler kafalar değişmedikçe yapamıyoruz bir şey maalesef Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 malesef tıpkı kurban gibi gencecik yaşta öldürülmek..zaten düğün cd sınde bıle yasemın sonunu biliyor gibi..ölüme gideceğini bilerek düğünde oynamak.. paket gibi erkeğe sunulmak beyazlar içinde Alıntı
Φ profesör matematik hastası Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 malesef tıpkı kurban gibi gencecik yaşta öldürülmek..zaten düğün cd sınde bıle yasemın sonunu biliyor gibi..ölüme gideceğini bilerek düğünde oynamak.. paket gibi erkeğe sunulmak beyazlar içinde Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 Ahlar, vahlar, yuhlar çare değil... Ahlak ne olmalıdır tartışılmalı... Namus nedir tartışılmalı... Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 "Yahu kardeşim vur deyince öldürmekmi lazım" sözünü sık sık duymusunuzdur. Bu sözü sıkça duymanızın sebebi, bazı insanların olayın dozunu ayarlayamamasıdır. Esasen yanlış olan şey ona "Vur" demektir. Çünkü vur dediğini kişi dozunu ayarlayamazssa öldürür. Peki "Vur" diyen kimdir ? 34. Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar.12 Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı13 korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün.14 Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür. Kaynak : http://www.diyanet.gov.tr/kuran/meal.asp?page_id=83 Yukarıdaki kaynak diyanetin sresmi sitesinden alınmıştır. Bazı başka kuran çevirileri ise dövün kelimesinin solunda "hafifçe" kelimesinin bile geçmediğini söylerler. Diyelimki hafifçe vurmak serbest, bunun dozunu kim ve hangi kritere göre ayarlayacak. Tabiki buda Erkeklerin vicdanına bırakılmış. Ayrıca bir bayana hafifçe bile vursanız, bu bile büyük bir ahlaksızlıktır. Çünkü, o bayanın canının yanmasından çok gururu önemli olmalıdır. Ayrıca nisa süresinde kadınlar savaş esnasında bir ganimet olarakda gösterililerek yine aşşağılanır: 24. (Savaş esiri olarak) sahip olduklarınız hariç, evli kadınlar (da size) haram kılındı. (Bunlar) üzerinize Allah’ın emri olarak yazılmıştır. Bunların dışında kalanlar ise, iffetli yaşamak ve zina etmemek şartıyla mallarınızla (mehirlerini verip) istemeniz size helal kılındı. Onlardan (nikahlanıp) faydalanmanıza karşılık sabit bir hak olarak kendilerine mehirlerini verin. Mehir belirlendikten sonra, onunla ilgili olarak uzlaştığınız şeyler konusunda size günah yoktur. Şüphesiz ki Allah (her şeyi) hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Kaynak: http://www.diyanet.gov.tr/kuran/meal.asp?page_id=81 Malesef yapılacak pek fazla birşey yok. Ayrıca kralx e hiç katılmıyorum. Bu iş eğitimle filan olmaz. Bu iş bir toplum kültürü meselesidir. Toplumlarında kültürlerini belirleyen en önemli etken onların dinleridir. İşte gördünüz, Üniversite bitirmiş adam gitti danıştayımızın en değerli insanlarını öldürdü. Batıda da bir sürü cahil insan var, ama hiçbirisi namus cinayeti uğruna kızkardeşini öldürmüyor. Çünkü önlardaki namus kişilere özeldir ve cinsellikle namusun hiçbir ilişkisi yoktur. Batıda kırmızı ışıkta geçen bir kişi namussuzdur. Doğuda ise mini etek giyen. Batı kültürlerinde kişinin cinsel hayatının namus meselesi olmasının aksine, o kişinin cinsel hayatına başkasının karışması namussuzluktur. Sevgilerimle. Alıntı
Φ a.y.h.a.n Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 . . . Ayrıca kralx e hiç katılmıyorum. Bu iş eğitimle filan olmaz. Bu iş bir toplum kültürü meselesidir. Toplumlarında kültürlerini belirleyen en önemli etken onların dinleridir. İşte gördünüz, Üniversite bitirmiş adam gitti danıştayımızın en değerli insanlarını öldürdü. Batıda da bir sürü cahil insan var, ama hiçbirisi namus cinayeti uğruna kızkardeşini öldürmüyor. Çünkü önlardaki namus kişilere özeldir ve cinsellikle namusun hiçbir ilişkisi yoktur. Batıda kırmızı ışıkta geçen bir kişi namussuzdur. Doğuda ise mini etek giyen. Batı kültürlerinde kişinin cinsel hayatının namus meselesi olmasının aksine, o kişinin cinsel hayatına başkasının karışması namussuzluktur. Sevgilerimle. ne yani töre cinayetlerinin önüne geçmek için eğitim almayalım da dinimizi mi değiştirelim? çok yaratıcı bir çözüm bu cinayetlerin önüne geçecek şey tabiki eğitimdir eğitim alan insan araştırmayı öğrenir ve enazından dininin ona insanları öldürmeyi yasakladığını,dinin töreden üstün olduğunu ve töreninde dinle alakası olmadığını anlar eğitim alan insan kendisini kontrol etmeyi öğrenir,şiddet eğilimi azalır bu arada üniversite bitirmiş kişinin danıştay üyesini öldürdüğünden bahsetmişsiniz bu demek değildir ki eğitim alan insanlar katil olur ya da eğitim cinayetleri önlemez o bir istisnadır hem o kişi zaten kendini eğitmemiş bazı teknik bilgileri alarak üniversitesini bitirmiş demektir yani herşeyin başı eğitim bir de klişe; eğitim şart Alıntı
Φ a.y.h.a.n Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2006 Ahlar, vahlar, yuhlar çare değil...Ahlak ne olmalıdır tartışılmalı... Namus nedir tartışılmalı... peki 2-3 kişinin kendi arasında tartışıp ahlak nedir namus nedir karar vermesi neyi çözecek ki? sen ahlak nasıl olmalıdır karar verdiğinde adam töresinden mi vazgeçicek yoksa namusun ne olduğunu senden mi dinleyecek yani ahlak ne namus ne karar vermekte çare değil... herkesin namus kavramı ahlak anlayışı kendine önemli olan bu tür durumlarda takındığı tutumu değiştirebilmek... Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 ne yani töre cinayetlerinin önüne geçmek için eğitim almayalım da dinimizi mi değiştirelim? çok yaratıcı bir çözüm eğitim şart Sevgili a.y.h.a.n, Sanırım beni biraz yanlış anladın. Ama yinede beni eleştirdiğin için çok teşekkür ederim. Ben çözüm filan önermedim. Yazımı dikkatlile okursan "Malesef yapılacak pek fazla birşey yok." yazdığımıda görürsün. Çözüm öneren insan bu cümleyi kullanırmı hiç ? Ben çözüm filan önermem, çünkü baştanda söylediğim gibi bu işin çözümü filan yok. Konuda bahsedilen olayla ne yaparsanız yapın, Türkiyede en azından 100 yıl daha sürecektir. 100 yıl diyorum çünkü Avrupa birliğine girebilme şansımızı da hesaba katıyorum. Böyle bir şey sözkonusu olmasa, 1000 yıl derdim. Ayrıca, ben "eğitim almayalım" filanda demedim. Bu tür olayları eğitimle çözemezsiniz dedim. Eğitimin tabiki faydası olur fakat en fazla %10 civarında faydası olur. Ve tabiki de faydası %10 dahi olsa eğitime önem vermek gerekir. Ancak üstünde durulması gereken nedir biliyormusun ? Bu tür olayların ardından "eğitim şart" demek, toplumda sanki eğitimle iş tamamen haledilebilirmiş gibi bir "düşünce yaratır". "Bu düşünce" ise bu olaylara esas neden olan gerçeğin bulunmasını zorlaştırır. Bu yüzden de, eğitim faydalı olsa bile "eğitim şart" demek sakıncalıdır. Din değiştirme meselesine gelince, Hiçbir toplum, mecburiyet altında kalmadan toplu halde din değitirmez. Bu herkezin aynı anda aynı şeyi düşünmesi manasına gelir ki, böyle birşey sözkonusu bile olamaz. Benim anlatmaya çalıştığım şey şudur: Bulunmuş bir şeyi yeniden keşfetmeye gerek yoktur. Çünkü bazı toplumlar bu tür çirkin olayları yok etmeyi başarmışlardır. Onlar hangi yolla başardılarsa bizde 100 yıl sonra olsa bile bizde aynı yol ile başaracağız. Çünkü bunu başarmanın tek yolu onların başardığı yoldur. Batılı toplumlardan bahsettiğimi hemen anlamışsındır herhalde, çünkü Arap toplumlarında da hala bu çirkin olaylar yaşanmaktadır. Ama sen batılı toplumlarda da var dersen, onuda ayrı tartışırız. Batılı toplumlar cehaleti din değiştirerek yok etmediler. Ama dikkatini çekerim "eğitimle" de yok etmediler. Nasıl yok ettiler biliyormusun ? Dinden çıkarak yok ettiler. Fakat bunu hep beraber düşünüp taşınıp, sonrada buna karar vererek yapmadılar. Sadece devletlerini laikleştirdiler. Halkın dinden çıkışı ise bu sebepten dolayı olmuştur. Bana "peki dinden mi çıkalım" diye sorma çünkü bizimde devletimiz onlarınki gibi laik olmadığı sürece dinden çıkmakda sözkonusu olamaz. Devletin laik olmasıyla, halkın dinden çıkmasının ne alakası var sana kısaca anlatayım. Din eleştiriye kapalıdır. Sana istersen inan, istersen inanma demez, tam tersine inanmazsan seni cehennemde yakmakla tehdit eder. Bu yüzden, insanlar hiçbir zaman dinlerini gerçek anlamda sorgulamazlar. Çünkü korkarlar. Üstelikde din bedava olduğu için, sorgulamaya da hiç gerek duymazlar. Ancak din parayla olduğu zaman işin rengi değişir. "Bu kadar para veriyoruz, dur şunu bir inceleyelim bakalım hakikatten gerçek birşeymi ? Yoksa paralarımız boşamı gidiyor." derler. Laik devlet din işlerinin içine girmeyen devlettir. Devlet din işlerinin içine girmediği zaman da, dinin maddi yükü halkın üstüne yıkılır. İşte batılı milletler bu yüzden dinlerinden kopmuşlardır. İçten yüreklilikle sorgulama yaptıklarında dinlerinin gerçek birşey olmadığını anlayabilmişlerdir. Aynı şey Avrupa birliği baskısıyla Türkiyede de olacaktır. Devlet mecburen laikleşecektir. Devlet laikleşince dine verdiği maddi desteğide kesmek zorunda kalacaktır. Maddi destek kesilincede Camiler aynı Avrupadaki kliselerde olduğu gibi, müslümanlardan aidat toplayacaktır. Ben inanmıyorum diyenden de "Şu anda olduğu gibi" ücret alamayacaklardır. Böyle oluncada aynı Avrupada olduğu gibi dini masraflar sadece dindarların üzerine binecektir. İşte halkın dinden çıkması ancak bu şekilde olur. Din değiştirmesi ise hiçbir şekilde mümkün olmaz. Zaten din değiştirmesi çözümde olmaz. bu cinayetlerin önüne geçecek şey tabiki eğitimdir eğitim alan insan araştırmayı öğrenir ve enazından dininin ona insanları öldürmeyi yasakladığını,dinin töreden üstün olduğunu ve töreninde dinle alakası olmadığını anlar eğitim alan insan kendisini kontrol etmeyi öğrenir,şiddet eğilimi azalır eğitim şart 1- Törenin dinle alakası vardır. "töreninde dinle alakası olmadığını anlar" demişsin ya törenin bal gibi dinle alakası vardır. Törenin dinle alakası yoksa, neden öyleyse töreler hem islamın bol olduğu yerlerde var. Ingilterede neden töreler yok ? Bir belçikalı neden, namus yüzünden kızkardeşini öldürmüyor da Türk, Kürt Iranlı, Sudanlı, Mısırlı öldürüyor ? Törelerin dinle alakası yoksa neden töreleri hep şıhlar, tarikat liderleri, şeyhler yönetiyor ? Neden müslüman ülkelerin töreleri hep birbirine benziyor ? Din ile töre aynı şey değildir dersen onu kabul ederim. Ama töreyle dinin birbiriyle alakası yoktur dersen, inanki seninde için rahat etmez. 2- Dinleri onlara insan öldürmeyi tam olarak yasaklamaz. Islam insanları öldürmeyi açıkca yasaklar ama açık kapılarda bırakır. Tabiki direk olarak öldürün demiyor fakat birçok durumda öldürme konusunu insanların yorumuna açık bir şekilde sunuyor. Örneğin cihat konusu islamdaki insan öldürmeye karşı açık bir kapıdır. Insanların, akıl, fikir, yaş gibi özelliklerine bakılmaksızın her müslümana gerekli olduğu zamanlarda insan öldürme yetkisi verilmiştir. Nitekimki, islami terör örgütleri şu anda islamdaki cihatı uygulamaktadır. Onlar yanlış yorumlamış, Kuranda böyle bir şey yok diyebilirsin. Tabiki bu doğrudur. Ama Kuranda böylesine yanlış yorumlanacak bir konuda herkeze yetki vermiş olması normal mi ? Yetki vermiyor dersen aşağıdaki linke bir bak istersen. http://www.geocities.com/islampencereleri/hizbullah.htm Sana bir adres daha verecektim ama islam uğruna orayada saldırmışlar. şu anda hiçbirşey göremezsin ama istersen adresi al, eğer adamıda öldürmedilerse site daha sonra açılır: http://www.ilhanarsel.org/ bu arada üniversite bitirmiş kişinin danıştay üyesini öldürdüğünden bahsetmişsiniz bu demek değildir ki eğitim alan insanlar katil olur ya da eğitim cinayetleri önlemez o bir istisnadır hem o kişi zaten kendini eğitmemiş bazı teknik bilgileri alarak üniversitesini bitirmiş demektir yani herşeyin başı eğitim İstisna birkaç kişiyle olur. dünyada insan öldüren milyonlarca okumuş katil var. Sadece Apo'nun öldürdüklerini sayarsan herhalde cahillerin öldürdiklerinin sayısını bile geçer. Eğitim alan insanlar katil olmaz, bunu zaten kimse iddia etmez. Ama eğitim cinayetleri engellemez, sadece birazcık azaltır. Okullar zaten teknik bilgiler verilmek için vardır. Ahlak dersi ise sadece "din ve ahlak bilgisi" adı altında din dersleri olarak verilmektedir. Ahlak konusu dinlerin tekelinde olmamalıdır. Eğer din olmadan ahlak olmuyorsa, milyonlarca Avrupalıyı ahlaksız olarak nitelendirmen gerekir. Eğer öyle düşünüyorsan, o zaman onuda ayrı tartışırız. Sevgili a.y.h.a.n, Eleştirilerine çok teşekkür ederim. Ancak buraya yazdıklarıma dayanarak lütfen benim ateist olduğumu düşünme. Tam tanrının varlığına kendi mantığımla inanan bir dinsizim. Saygı ve sevgilerimi sunarım. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Sevgili a.y.h.a.n, Sanırım beni biraz yanlış anladın. Ama yinede beni eleştirdiğin için çok teşekkür ederim. .......... Okullar zaten teknik bilgiler verilmek için vardır. Ahlak dersi ise sadece "din ve ahlak bilgisi" adı altında din dersleri olarak verilmektedir. Ahlak konusu dinlerin tekelinde olmamalıdır. Eğer din olmadan ahlak olmuyorsa, milyonlarca Avrupalıyı ahlaksız olarak nitelendirmen gerekir. Eğer öyle düşünüyorsan, o zaman onuda ayrı tartışırız. Sevgili a.y.h.a.n, Eleştirilerine çok teşekkür ederim. Ancak buraya yazdıklarıma dayanarak lütfen benim ateist olduğumu düşünme. Tam tanrının varlığına kendi mantığımla inanan bir dinsizim. Saygı ve sevgilerimi sunarım. Sayın evrensel, Çoğunlukla hem fikiriz. Eğitim konusu hariç. Halkın bilinçlenmesi konusunda eğitimin %10 önemli payı vardır görüşünüzü, bir kez daha gözden geçirin lutfen. Konuyu bilimsel olarak irdelersek; Kültür; Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünüdür. Sosyolojik olarak, bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü de o toplumun kültürüdür. İnsanlar için de, muhakeme, zevk ve eleştirme yeteneklerinin öğrenim ve yaşantılar yoluyla geliştirilmiş olan biçimi o kişinin kültürüdür. Geniş bir anlamla, bireyin kazandığı bilgiyi ifade etmek için de kullanılır. Kazandığı bu kültürü de pratiğe koymasına, topluma yansıtmasına da ahlak denilmektedir. Kültür, kişinin toplumdan, manevi değerlerden yada deneyimlerden kazanılmış bilgi birikimi ise; Bilgi birikimide, öğrenmekle mümkün olabilmiştir. Kişiye vahiy olarak gelmemiştir. Bilgi edindirme müesseseleri günümüzde eğtim kurumlarıdır. Kişinin bilgilerini edindiği yerler de, eğitim kurumları, aile, ve çevre olunca; Edindiği bu bilgilerin alt yapısının ne olduğuna bakılmalıdır. Söylediğiniz gibi kişi kültürel bilgisini edinirken manevi değerlerden kaynaklanmışsa; Tartışamayacak, reddedemeyecek, peşinen kabullenmek zorunda kalacaktır. Kişi kültürünü, bilimsel değerlerle örtüşen çağdaş evrensel sosyal bilimlerden almışsa; Alternatifi olmayan çağdaş bilimsel bir kültüre sahip olacaktır. Özümlediği, kavrayabildiği oranda da doğru ahlakı yansıtacaktır. Konuyu eğer bu şekilde sonuçlandırırsak; Edineceğimiz kültür birikimi sizin dediğiniz gibi oran miktarına değilde %100 eğitimle mümkün olacaktır. Tabi bilgi edinilen aile ve çevre de, eğitim kurumlarından önceden bilgi almış durumdadır. Tekrarlıyorum burada edinilen bilginin dolayısıyla kültürün alt yapısı temel taşları önemlidir. Ayhan arkadaşımızın eğitim şarttır görüşüne katılıyorum. Manevi eğtim önerisine kesinlikle katılmıyorum. Manevi değerler bir dayatmadır, tartışılmaz,çağdaş olmayıp, eskilere yönelik, reddi mümkün değildir. Üretimle, bilgiyle değilde sadece diğer dünyayı kazanma öngörülü, ibadet ağırlıklı ahlakı mecbur tutmaktadır. Edinilen kültür, bilimsellik, üretim, sağduyu içermiyorsa çağdaş değildir. Çağdaş, bilimsel, evrensel kültürün alternatifi yoktur. İyi dileklerimle. Alıntı
Φ günışığı Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 bayan olarak dünyaya gelmenin büyük bir şansızlık olduğu bir toplumda yaşıyoruz malisef...bende birçoğu gibi zorluklar yaşadım...Çok büyük haksızlık bu...Cinselliğimiz hep bastırılmak istendi..daha küçücük yaşlarda korkutulduk ! Cinsellik öcüydü ! günahtııı..acıydı ! çok çok kötü bişeydii !Bizler hayata tutunmak istedikçe kolumuzu kanadımız budadılar !sıçramak istedikçe başımıza vurup engel oldular ! Bir cam fanusun içinde hijyenik koşullarda..kirlenmeden kirletilmeden yaşamamız sağlandı...! hiç düşünülmedi bu gariplerde bir insan...doğal olarak onlarında duyguları düşünceleri istekleri var !....ilk hastalandığım günü hatırlıyorumda o korkuyu hiç unutamam..küçük bir kız çocuğunun neler düşündüğünü neler hiisettiğini tahmin bile edemessiniz..DR.Erdal ATABEK 'in "KIşkırtılmış Erkeklik, Bastırılmış Kadınlık " kitabında da söz ettiği gibi Kız çocukları adet oldumu yani genç kızlığa adım attığı gün bir günah gibi saklanır gizlenir "kirlendi" denilir...ama erkek çocukların erkekliğe adım attığı sünnet günleri neredeyse ellerinden gelse tüm dünyaya canlı sunulmak istenir.. Bu ne beter bir zihniyettir ! Kadına 2.sınıf muamelesi yapan ! onu sadece cinsel bir obje gibi gören ! IQ su ve EQ su gelişmemiş..bütün sığ insanları şiddetle kınıyorummmmm Alıntı
Φ a.y.h.a.n Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Sevgili a.y.h.a.n, Sanırım beni biraz yanlış anladın. . . . Eleştirilerine çok teşekkür ederim. Ancak buraya yazdıklarıma dayanarak lütfen benim ateist olduğumu düşünme. Tam tanrının varlığına kendi mantığımla inanan bir dinsizim. Saygı ve sevgilerimi sunarım. öncelikle ben size eleştirilere olumlu baktığınız ve kendinize hakaret addetmediğiniz için teşekkür ederim öncelikle eğitimden başlamak istiyorum okullarımız hem eğitim hem öğretim yuvalarıdır yani teknik bilgilerin verilip bırakıldığı bir yer değil öğrenciyi hayata tam anlamıyla hazırlayan bir yerdir (şu anda belki yeterince iyi bir sisteme sahip olmasakta asıl amaç budur) bu yüzden okullarda doğru bir şekilde,ezberci mantıkla eğitim görmemiş,araştırmayı öğrenmiş bir insan din konusunda da babadan kalma bilgilerle yetinmez ve onuda araştırıp neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğrenir tabi din kisvesi altında yapılan töre cinayetlerininde dinimizle bağdaşmadığını görür Din ile töre aynı şey değildir dersen onu kabul ederim. demişsiniz.aslında bende bunu anlatmak istemiştim din töre alakasız şeylerdir(hani bir birlerinden zıt şeylerdir ama dediğiniz gibi töre cinayetleri hep din kisvesi altında yapılıyor bunuda önlemenin yolu dediğim gibi insanları eğiterek dinlerini daha doğru bie şekilde öğrenmelerini sağlamak bu arada eğitim cinayetleri engellemez doğru ama zaten hiçbirşey cinayetleri engellemez ki ama cinayetlerin önünde duran en büyük 2 engel din ve eğitimdir insanlar dediğin gibi dinlerinden korkar fakat bu korku dini araştırma korkusu değil onun yasakladıklarını yapma korkusudur ve dinini öğrenen,eğitim almış (hem dini eğitimini almış hem de kendisini eğitimle geliştirmiş kişi) insan hayatının değerini bilir ve ona göre davranır dinler insan öldürmeyi sadece gerekli durumlarda hoşgörür ama eğitim almış,kurnaz insanlar eğitim almamış,cahil insanları dinlerini kullanarak kandırır yani burada da terör örgütlerinin önüne geçmenin yolu yine eğitimdir zaten islami terör örgütlerine baktığın zaman hepsinin kullandığı işiler cahil,eğitimsiz,beyni yıkanmış insanlardır insanlara ek vergiler getirip onları dinlerinden soğutmaya çalışmak onların dinlerine daha sıkı sarılmasına ancak bunun karşılığında çok daha fazla sıkıntı çekmesine sebep olur ki zaten kim dindar kim değil ayrım yapıp ona göre bir vergi toplamak gerçekleştirilmesi imkansız birşeydir zaten görüldüğü gibi yanlış davranışların sebebi din değil eğitimsizliktir yani sonuç olarakta din kisvesi altında yapılan her türlü yanlış davranışı önlemenin yolu eğitimdir ve din adına olmasada yapılan yanlışlıları düzeltmenin yolu gerek dini gerekse ahlaki yönden eğitimdir bir klişe daha; herşeyin başı eğitim not:insanların dini inanışını sorgulamak ne huyum ne de haddim değildir Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 evrensel bey akıllıca sentez yapmaya çalışmışsınız zevkle okudum.. merak ettiğim şu;biliyorsunuz töre cınayetleri doğu bölgemizde görülür..Karadeniz ve Doğu yakın yerler olmasına rağmen töreler Karedeniz de yoktur,İslam diğer bölgelerimizde de yaşanmasına rağmen diğer bölgelerimizde yok denecek kadar azdır töre cinayetlerii.. töre cinayertlerinin kökenini dinde değil de,toplumun coğrafi şartlarının getirdiği ataerkil yapıda ve sosyalleşmede arasak nasıl olur... ayrıca Hrıstıyan Avrupa din değişmedi yada dinden vazgeçmedi,onlar aydınlanmayı seçtiler..feodal avrupasında adaletsız bır hıyerarşi vardı.derebeylerinden izinsiz bir köle dahi evlenemezdi..onlarda proleteryalar rahıple aynı tabaktan yıyemezdı..vs..vss.. onlar din değiştirmediler,toplumsal yapıyı değiştirdiler saygılar Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Buda yeni bir haber Bir hemşehri töresi eksikti! Şimdi de namus bekçiliğini hemşehriler üstlendi! İsviçre'de yaşayan Tuğba, tatile geldiği Bursa'da sevgilisiyle buluşunca, Muşlu hemşehrileri "töremize aykırı" diye kurşun yağdırdı İsviçre'de ailesiyle yaşayan 19 yaşındaki Tuğba T., internette chat yaparken Yunus Yıldırım'la tanıştı. Birbirlerinden hoşlanan gençler kendi aralarında sözlendi. Tuğba, geçen nisan, sözlüsünü görmek için 18 yaşındaki erkek kardeşi Ercan'la Bursa'da yaşayan amcasının yanına tatile geldi. İddialara göre de, pazartesi günü saat 21.00 sıralarında erkek arkadaşıyla amcasının evlerine 10 kilometre uzaklıktaki Doğa Park'a gitti. Bu sırada kardeşi Ercan ise kendisinin ve Yunus Yıldırım'ın ortak arkadaşları S.E. ve M.B. ile buluştu. 'Sen ne biçim erkeksin' S.E., Ercan'a ablasının nerede olduğunu sordu. "Ablam erkek arkadaşıyla. Evlenmeyi düşündüğü Yunus ile Doğa Park'a gezmeye gitti" yanıtını alınca da sinirlendi. "Biz doğuluyuz. Muşluyuz. Senin ailen de Muşlu. Bizde töre vardır. Bu töre uygulanır. Sen ne biçim erkeksin. Ablanı bir kişiyle böyle yere gönderiyorsun. Bu pisliği temizleyeceğiz" dedi. Arkadaşının bu tepkisine şaşıran Ercan, ablasıyla birlikte İsviçre'de yaşadıkları için töre ve geleneklerden bilgisi olmadığını söyledi. S.E. bunun üzerine, Yunus Yıldırım'ın ablasıyla ilişkiye girip daha sonra terk edebileceğini iddia etti, ardından da evlerindeki pompalı tüfeği aldı. Kiraladıkları otomobille Ercan ve arkadaşı M.B'yi de alıp Doğa Park'a gitti. Bankta el ele oturan iki sevgiliyi görünce, tüfeği doğrulttu. "Ablama sakın bir şey yapma. Onu öldürme" diye yalvaran Ercan'ı itti. Korkup ağacın arkasına saklanan Ercan, ablasının gözleri önünde vurulmasını çaresizce seyretti. Çiftin yanına gidip, tüfeğini ateşleyen S.E., genç kızı ağır, arkadaşını ise çenesinden hafif yaraladı. Yaralıları burada bırakıp, Ercan'ın yanına geldi ve "Bu iş bitti. Töre uygulandı. Hadi gidelim" dedi. "Ablama bir şey yaptın mı?" diyen Ercan'a, "Arabaya bin. işlem tamam" diyerek uzaklaştırdı. Haber: Enhar GÜNEŞ 10.06.2006 Vatan Gazetesi Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Sayın evrensel, Çoğunlukla hem fikiriz. Eğitim konusu hariç. Halkın bilinçlenmesi konusunda eğitimin %10 önemli payı vardır görüşünüzü, bir kez daha gözden geçirin lutfen. Sevgili bilimselci, Nazik tavrına teşekkür ederek, seni cevaplamaya çalışacağım. Sizli, bizli yazmıyorum, bu sana duyduğum sevgiden dolayıdır. Beni anlayacağını umarım. Şuna emin ol ki benim cumartesi, pazar, bayram, seyran, akşam gibi boş vakitlerim hiç yoktur. Zira, bu gibi vakitlerimi tamamını manyak derecesinde eğitimime harcarım. Sırf bu yüzden, çevremdeki dostlarım benimle görüşemedikleri için, beni her gördükleri yerde azarlarlar. Benim gibi birinin eğitimi küçümseyebileceğini düşünmemeni isterim. Benim tepkim, eğitime değil "eğitim şart" kelimesine. Çünkü bu gereksiz bir kelimedir. Zira aksini iddia eden olmadığı sürece bu kelimeyi bu kadar çok kullanmaya gerek yoktur. Kullanılmasının sakıncasını da anlattım. Insanları sadece okul yoluyla herşeyin çözülebileceği anlayışına sevk eder. Ve bu sayede ise, tembellik ederek, eğitimden kaçmış olan insanların eline bahane vermiş olursunuz. Bu kelime bu yüzden sakıncalıdır. Cahil kesime "neden cahilsin ?" şeklinde bir soru sorduğunuzda size ilk önce "ben cahil değilim" şeklinde bir cevap verir. Ardından, ona çeşitli basit sorular sorarak onun cehaletini ispatladığınızda ise "Ne yapalım, bizi anneniz babamız okutmadı" veya "bizim maddi durumumuz müsait değildi. o yüzdene okula gidemedim" şeklinde bir cevap alırsınız. Üstelik bunu 60 yaşındaki bir insandan dahi duyabiliyor olmanız son derece üzücüdür. Çünkü Eğitimin yaşı olmayacağı gibi aynı zamanda yeride yoktur. Beni Çinde bir hücreye atsanız dahi yerde bir gazete kağıdı görsem, acaba üstünde ne yazıyor diye merak eder, okumaya çalışırım. Fakat bu cahil insanlar eğitimin sadece okulda olabileceğini düşünürler ve okul çağı bittiği zamanda trenin kaçtığını, artık eğitime imkan kalmadığını söylerler. 82 yaşında bilgisayar kursuna giden bir İngiliz dostum var. Ve bu bahsettiğim kişi 70 yaşından sonra Portekizce öğrenmiş, şu anda ise ana diline yakın seviyede Portekizce konuşuyor. Fakat Türkiyedeki henüz 30 yaşına bile gelmemiş olan cahil bile, cehaletini başkalarının üstüne atıyor ve şimdiden sonra eğitime ise "artık bizden geçti" diyor. Çünkü okul çağı bitmiştir ona göre. Okul olmadan da eğitim olamaz diye düşünür. Veya düşünmese bile onu bahane eder. Eğitim okul çağından da önce, insanın kendisi tarafından verilen bir kararla başlar. Eğer bu karar verildiyse, hiçbir şart o kişinin eğitimine engel olamaz. Örneğin Edison hayatında okula hiç gitmemiş bir insandır. Çünkü okula gittiği ilk yıllarda kendisinde zeka geriliği tespit edilmiş ve okuldan atılmıştır. Üst olan, insanın "hayata bakış açısıdır". Eğitim ise buradan doğar. Hayata bakış açısıyla tetiklenir. Ama sürekli "eğitim şart" derseniz, en önemli esas olan "hayata bakış açısını" unutturursunuz. Sıradan insanların "hayata bakış açısını" ise %90 oranda toplum kültürü belirler. Çünkü insan beyni "sürekli algılama" halindedir. Çoğu şeyi farkında olmadan öğrenir. Okullarda ömrümüz boyunca geçirdiğimiz saat sayısını göz önünde bulundurduğunuz zaman okulda yapılan "algılama" süresinin aslında ne kadar az olduğunu görürsünüz. Buda bir insanın eğitiminde toplum kültürünün okuldan daha fazla önem taşıdığını gösterir. Sonuçta insanlar, okulda öğrendiklerini uygulamaktan çok, yaşadığı çevreye uyum sağlamaya çalışır. Zira sıradan kişiler bu şekilde daha çok menfaat sağlayacaklarını düşünürler. Toplum kültürünü etkileyen en önemli faktör ise dinlerdir. Aynı dinden olan toplumların, kültürlerinin birbirine benzemesinin sebebi ise budur. Örneğin bizim Avrupa birliğine katılmakta gördüğümüz zorlukların sebebi bizim Türk olmamız değildir, müslüman olmamızdır. Dinlerin toplum kültüründe bu denli önemi olmasaydı, şu anda bizim Avrupa birliğine çoktan katılmış olmamız gerekirdi. Dinlerin toplum kültüründe önemi yoktur diyebilirseniz, lütfen, resmi bir devlet sitesinden alınmış olan şu kaynağa bir göz atın: ------- 5) Kuran’da ve hadislerde erkeğin kadından bir derece üstün olduğunun belirtilmesi ve belirli koşullar altında erkeğin karısına fiziksel şiddet uygulayabileceğinin öngörülmesi kadın erkek eşitliği açısından Evrensel Bildirge ile uyumlu değildir. Yine miras ve tanıklık bakımından kadının aşağı bir statüde bulunması eşitlik ilkesini ihlal etmektedir. Kaynak: http://www.anayasa.gov.tr/eskisite/anyarg22/oktay.pdf ------- Verdiğim kaynak adrese bir göz atınız, gerçektende herkezin okuması gereken bir belgedir. "eğitim şart" kelimesi, artık kahvehanelerde, en cahillerin bile ağzından düşmeyen bir kelime oldu. Fakat hiçbiride kendine "Madem ki eğitim şart. ben neden kendimi eğitmiyorum?" diye sormaz. Çünkü "eğitim şart" kelimesini baz alarak eğitimin sadece okullarda olabileceğini düşünürler. "eğitim şart" kelimesinin başka sakıncaları da var ama şu anda bu kadarı yeter sanırım. %10 konusuna gelince: Bu sadece bir tepkidir. Aslında bende eğitimin %10 dan biraz daha fazla faydası olacağını düşünüyorum. Hadi gel %20 de anlaşalım ) Sanırım, temelde ikimizde aynı fikirdeyiz. Benim yaptığım ek sadece "eğitim şart" kelimesini çok fazla kullanarak, cahillerin eline koz olarak verilmemesidir. Yazdıklarınla, bende dahil tüm okuyanlara faydalı olmuşsun. Tebrik ve teşekkürlerimi sevgilerimle sunarım. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Sevgili bilimselci, Nazik tavrına teşekkür ederek, seni cevaplamaya çalışacağım. Sizli, bizli yazmıyorum, bu sana duyduğum sevgiden dolayıdır. Beni anlayacağını umarım. Şuna emin ol ki benim cumartesi, pazar, bayram, seyran, akşam gibi boş vakitlerim hiç yoktur. Zira, bu gibi vakitlerimi tamamını manyak derecesinde eğitimime harcarım. Sırf bu yüzden, çevremdeki dostlarım benimle görüşemedikleri için, beni her gördükleri yerde azarlarlar. Benim gibi birinin eğitimi küçümseyebileceğini düşünmemeni isterim. Benim tepkim, eğitime değil "eğitim şart" kelimesine. "eğitim şart" kelimesinin başka sakıncaları da var ama şu anda bu kadarı yeter sanırım. %10 konusuna gelince: Bu sadece bir tepkidir. Aslında bende eğitimin %10 dan biraz daha fazla faydası olacağını düşünüyorum. Hadi gel %20 de anlaşalım ) Sanırım, temelde ikimizde aynı fikirdeyiz. Benim yaptığım ek sadece "eğitim şart" kelimesini çok fazla kullanarak, cahillerin eline koz olarak verilmemesidir. Yazdıklarınla, bende dahil tüm okuyanlara faydalı olmuşsun. Tebrik ve teşekkürlerimi sevgilerimle sunarım. Sevgili evrensel, Fikirlerinden dolayı sana sempati duyMAmak elde değil. Halkımızın ve bizlerin, senin yapından destek göreceğimize inanıyorum. Bayağı da pazarlıkçısın hani % konusunda. Canından gidiyor sanki rakkamları artırmak. Pazarlık bitmedi ancak sonraya bırakma niyetindeyim sevgili evrensel. Yoğunluğuna rağmen seni forumda sık görmek ve yararlanmak istiyoruz. İyi dileklerimle. Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 evrensel bey akıllıca sentez yapmaya çalışmışsınız zevkle okudum.. merak ettiğim şu;biliyorsunuz töre cınayetleri doğu bölgemizde görülür..Karadeniz ve Doğu yakın yerler olmasına rağmen töreler Karedeniz de yoktur,İslam diğer bölgelerimizde de yaşanmasına rağmen diğer bölgelerimizde yok denecek kadar azdır töre cinayetlerii.. töre cinayertlerinin kökenini dinde değil de,toplumun coğrafi şartlarının getirdiği ataerkil yapıda ve sosyalleşmede arasak nasıl olur... ayrıca Hrıstıyan Avrupa din değişmedi yada dinden vazgeçmedi,onlar aydınlanmayı seçtiler..feodal avrupasında adaletsız bır hıyerarşi vardı.derebeylerinden izinsiz bir köle dahi evlenemezdi..onlarda proleteryalar rahıple aynı tabaktan yıyemezdı..vs..vss.. onlar din değiştirmediler,toplumsal yapıyı değiştirdiler saygılar Sevgili seledina, Hakkımda yazdıklarınıza teşekkür ederim. Yazdıklarına ayrı ayrı cevap vermeyi uygun buldum: 1- töre cınayetleri doğu bölgemizde görülür: Doğru söylemişsin. 2-Karadeniz ve Doğu yakın yerler olmasına rağmen töreler Karedeniz de yoktur: Buda doğru. 3- İslam diğer bölgelerimizde de yaşanmasına rağmen diğer bölgelerimizde yok denecek kadar azdır töre cinayetleri: Buda doğru. Töre cinayeti diğer bölgelerde yok denecek kadar azdır. Tabiki bu arada töre cinayeti derken namus cinayetinden bahsettiğimizide belirtmek lazımdır. Namus cinayeti karadenizde veya batı illerimizde yok denecek kadar azdır. Bu çok doğru fakat burada önemli olan az dediğin sayıyı ne ile kıyasladığındır. Doğudakilerle kıyasladığında gerçekten çok azdır. Fakat bu kıyaslamayı doğuya göre yapmak doğrumudur. Biz çağdaş bir Avrupaya girmeye çalışıyorsak, bunu Avrupadakiyle kıyaslamak daha doğru değilmidir ? Eğer Avrupadakiyle kıyaslarsan, Törelerin olmadığı yerlerimizde de namus cinayetlerinin çok aşırı olduğunu görebilirsin. Üstelik bu bölgelerdeki namus cinayetlerinin de töre yüzünden çıktığınıda iddia edemezsin çünkü kendin söylemişsin buralarda töre yok diye. Öyleyse töre olmayan yerlerdeki namus cinayetlerini neyle izah edeceksin ? Eğer Avrupada da bizim batı ve Karadeniz illerimizdeki kadar namus cinayeti var dersen. Avrupalılarla 1.inci dereceden ilişkisi olan bir insan olarak sana anlatayım. Avrupadaki namus cinayetlerinin sayısı bizim en çağdaş illerimizden bile en az yüz kat daha azdır. Üstelik oradakilere namus cinayeti bile diyemeyiz. Çünkü oradaki bu tür cinayetler "Kıskançlık" cinayetidir. Yani aldatılan kadın veya koca tarafından bireysel olarak işlenen "Kıskançlık" cinayetleridir. Namus yüzünden değildir. Örneğin, Annesini, Kızkardeşini namus yüzünden öldüren tek bir Ingiliz, Alman, veya Isveçli göremezsiniz. Oralarda böyle birşey yapan şimdiye kadar hiç çıkmamıştır. Çıkarsa zaten hapishaneye değil, deli diye tımarhaneye atarlar. Avrupadaki namus kavramını anlamak için, Avrupalılarla çok fazla içli dışlı olmak gerekir. Onları bizim Avrupada yaşayan gurbetçilerimiz de anlamaz. Çünkü onlarda Avrupada yaşadıkları halde Avrupadakilerle içli dışlı yaşamazlar. Kendi bölgelerinde kendi kültürleriyle yaşarlar. 4- töre cinayertlerinin kökenini dinde değil de,toplumun coğrafi şartlarının getirdiği ataerkil yapıda ve sosyalleşmede arasak nasıl olur... : Hiç iyi olmaz, Türkiye yıllardır zaten bunu yapıyor ve bu yöntemle hala başarılı olunamamıştır. Ataerkil yapıyı engellemek mümkün değildir. Çünkü Ataerkil yapıyı islam desteklemektedir. Islam bu denli güçlü olduğu sürece de Ataerkil yapı varlığını devam ettirecektir. Islam kadını ikinci sınıf insan olarak niteler ve bunu açıkça belirtmekte de bir sakınca görmez. Ataerkil yapı ise bu sayede yaşamını sürdürür. Islamda kadın ikinci sınıf insan değildir dersen o zaman tekrar tartışırız. 5- ayrıca Hrıstıyan Avrupa din değişmedi yada dinden vazgeçmedi,onlar aydınlanmayı seçtiler.: Din değişmedi bu doğru. Dinden vazgeçmediler dersen bu yanlış. Senin hristiyan ülkeler diye düşündüğün ülkelerin vatandaşlarının yarısından çoğu hristiyanlığı reddetmiştir. Örneğin benim Avrupalı arkadaşlarım veya müşterilerimin %70 i kendilerini kliseden sildirdiklerini ve dinlerin hiçbirine inanmadıklarını söylüyorlar. Avrupadaki klise sayısı her geçen yıl, büyük bir hızla azalmaktadır. Hatta bu kliselerden bir çoğunu cami yapsınlar diye Türklere satmaya çalışıyorlar. 6- aydınlanmayı seçtiler: Fikir olarak aydınlanmaya karşı tek bir insan bulamazsın. Yani aynı onlar gibi bizde aydınlanmayı şeçtik. Fakat onlar başarılı oldu, biz olamadık. Çünkü insanlarımız, 1400 sene önce yazılmış tek bir kitapla kendini ve çocuklarını aydınlatmaya çalışıyor. Bu sistem, bir üniversitede 1400 sene önce yazılmış 1 tane kitapla bilimsel eğitim vermeye çalışmakla aynı şeydir. Sonucu başarısız olur. Bu günkü dünyada konular daha detaylı ve geniştir. Örneğin uyulması gereken kanunlarımız, binlerce kitaba sığamamıştır. 1 tane kitapla insanları yönetmek mümkün olsaydı, bu gün kanun kitaplarımız değil sadece 1 tane kanun kitabımız olurdu. Üstelik 1400 sene önce yazılmış olan bir kitap günümüze uymuş olsaydı, bu günkü kanunlarımız islamla bu kadar ters olmazdı. Bizim islama aykırı binlerce kanunumuz vardır. Merak edersen sana, 50-100 tane kadar gönderebilirim. Eğer aydınlanma tercih yoluyla olsaydı bugün bütün dünya ülkelerini aydınlanmış olarak düşünmemiz gerekirdi. 7-feodal avrupasında "adaletsız bır hıyerarşi" vardı. derebeylerinden izinsiz bir köle dahi evlenemezdi.. onlarda proleteryalar "rahıple aynı tabaktan yıyemezdı"..vs..vss : Buda doğru. hatta bahsettiğinden daha da kötü şeyler vardı. Ancak dinlerinin devre dışı kalmasından dolayı, "aynı tabaktan yemek yiyemedikleri" rahibinde egemenliği ortadan kalkmıştır. Bu sayede de bahsettiğiniz "adaletsız bır hıyerarşi" de yok olmuştur. Darısı başımıza. Mutluluklar dilerim seledina, Umarım yazdıklarım faydalı olmuştur. Alıntı
Misafir alaTurka Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 hukukun, yasalarin oldugu bir devlette bir kesim insan kendi yasalarini uyguluyosa demekki bunlari denetlemesi dizginlemesi gereken devlet gücsüz ve yetersiz! devletin bunlarin önünü kesememesi bir dert, ata erkil bir toplumun dini, gelenegi, töreyi, örfü adeti bir biriyle harmanlayip kendi amellerine,beklentilerine alet etmesi ayri bi dert... Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 evrensel güzel irdeleyicisiniz teşekkurler; Kütahya ile ilgili yaptığımız anket ve monografilerden örnek vermek isterim. Kütahya da dindar sayısı fazla,bayanlar evlerinde erkekten daha fazla söz sahibi,doğudaki gibi masaya erkekten sonra oturma zorunluluğu yok.. örneğin hıdrellez ile ilgili bır anket çalışmsı yaptım..insanlar hıderellezde namaz kılıyorlar,kuran okuyorlar,çimenler de yuvarlanıyorlar yapılan anket sonucu insanların hıdrellezı Hızır ve İlyas peygamberın buluştuğu gün olarak bildiği görüldü,ve İslami bır gün sanıyorlar.. doğru olan şudur ki;hıdırellez Türklerin müslüman olmadığı dönemlerde kutlanan bir olay imiş..yani İslamiyet ile bağlantısı yok.. burada yine algılamadaki yanlışlığa ve araştırmadan inanmaya,uydulamaya,bildiklerini sorgulamamaya geliyoruz.. sorun sizce düşünmemek,yada düşündürülememek olmasın.. şöyle bir açıdan da bakmak lazım erkeği yetiştiren annedir,bır okdar da oğluna bayanı değersiz bir varlık gibi gösterende annedır saygılar Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Eğitim ve kültür kavramlarını bilmediğini gördüğüm sayın arkadaşım.. Kültür belli bir zaman sürecinde oluşur, bir hamlede kültürü değiştiremezsiniz, o milletin örf adet ve geleneklerini hafife alamazsınız.. yani kadın dövme yada dövmeme meselesi kültürün yok edilmesi yada yeni bir kültürün oturtulmasıyla haledilecek bir mesele değildir..Kadının bir meta olmadığını onun bir köle olmadığını aksine onun bir anne yada anne adayı olduğunu yuvanın babadan çok annenin elinde olduğunu , bir insan olarak kadınların da belli hak ve hürriyetleri olduğunu öğreteceksiniz ...Öğrenmezlerse kafalarına vura vura beyinlerine kazıyacaksınız, gerekirse döveceksiniz... Din değiştirme konusuna gelince, zaten bu yazıya mevzu bahis olan arkadaşın asıl rahatsızlığının kadını dövüp dövmemek değil, islam alerjisi olduğu çok açık ve net görülmektedir.. Töre cinayetlerinin din kökenli olduğu düşüncesine gelince; :uzaktan yakından alakası yoktur.. Çünki din bunu uemretmez............. Töre cinayetleri yada diğer ferdi cinayetlerde öldürme gerekliliğini tetikleyen bir çok unsur vardır.. çevresinin yüzüne bakamama endişesi, "namusunu koruyamadı" denmesinden korkması, kıskançlık, öfke vs..vs.. Kesinlikle din kaynaklı değildir.. Din böyle birşey emretmiyorki din kaynaklı olsun.. Şimdi diceksiniz ki, dinde bu cinayete sebep olan unsurlar kötü gürüldüğünden din kaynaklı diyoruz... Diğer toplumlarda zina ve buna benzer şeyler iyimi karşılanıyor.. Yada bir ateisttin karısı, kızı yada bacısı bir başka erkekle zina etse onu tebrikmi ediyorlar.. Ha son zamanlarda kıskanmama, eş değiştirme, ensest, aileler arası, arkadaşlar arası sex ilişkileri gibi oldukça ********* ve insan fıtratındaki, insanı hayvandan ayıran özelliklere ters ilişkiler yaygınlaşmıştır.. Siz bunları alkışlıyor yada tasvib ediyorsanız size sölücek pek bişeyimiz kalmaz.. Namus meselesinden bahsetmişsiniz... Batıda kırmızı ışıkta geçen namussuz bizde zina yapan namussuz demişsiniz.. Kavramlar hedef olaya odaklı ve o olayla anlamlı kavramlar olması gerekir.. Kırmızı ışıkta geçen kişiye namussuz denmesi biraz abestir, çünki namus kelimesi doğruluk, dürüstlük manalarına da gelse de, asıl doldurduğu anlamı iffettir.. Toplumumuzda da namustan, genellikle iffet anlaşılmaktadır.. Tabiki kırmızı ışıkta geçen kişiye oturaklı bir kelime şart ama bu keilme namussuz kelimesi olmadığı gibi şereefsiz, alçak, namert te olamaz.. Bunun için başka bir kelime seçiniz lütfen Dayak meselesine gelince..; Kadına dayak yakışmaz.. doğrudur.. Ama kadına dayak atmamak için din değiştirmemize yada dinden çıkmamaıza gerek yoktur Bu nasıl mantık Allah aşkına.. "dinden çıkmak".. alemsin arkadaşım ya.. Ateistler kadınların kılına biler dokunmazlarmı.. Ya da o kastettiğin batılılar (kimlerse onlar ) Bazen dayağı hakedenler oluyor canım ) şaka şaka.. Ama dayaksızda olmuyoki.. bu da şaka.. Bence kadınlarınızı ve çocuklarınızı başka yönden terbiye ediniz (terbiyesizlerse), başarılı olamıyorsanız aynen dinimizin emrettiği gibi hareket ediniz.. Korkmayın kazana siz olacaksınız.. Bakmayın din düşmanlarının çığırtkanlıklarına.. Ben o an kadınıma bir tokat atarım (bir anlık öfke yada bilerek bir taktik) ama iki dakika sonra sarılırm öperim, o tokat o na bir ders ve bir acının arkasından kocasına sarılmanın mutluluğu, tatlı hüznü ve belkide istenilen terbiyeye ulaşılmasıdır.. Aynen öğretmenimimn kulağımı hafifçe çekmesindne sonra, geri dönüp glip, "çocuğum neden yaramazlık yapıyorsun hem beni hemde kendini üzüyorsun" diyerek başımı okşaması ve benim bundan utanç duyarak yada bu okşamanın verdiği sevinç ve buruk pişmanlığımın canlanması gibi.. Herhangi biryerini sakatlamak, canını aşırı şekilde yakmak, görünen yada gürünmeyen uzuvlarında iz bırakacak şekilde darp etmek hem dinimizce yasak hem de, vicdanımızca da olası değildir... Saygılar... Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2006 Yasemin'e Allah'tan Rahmet diliyorum öncelikle Acaba burda suç gerçekten kimde... Tecavüze uğrayıp,geceleri korkusundan uyuyamayıp,odasının kapısının ardına sandık dayayıp ve birgün aniden evlendirilip eşine ne diyeceğini bile bilemeyen Yaseminde mi? Kız kardeşini telli duaklı evden çıkarıp ve sabah kız kardeşini eve geri getirdiklerinde bunu namus meselesi diye ve yine namusu kan temizler düşüncesi ile elini kana bulayan aynı zamanda canından bir parçasını kardeşini öldüren Abide mi ? Büyük umutlarla dünya evine giren, herkes gibi mutlu yuvası olsun diye çabalayan Damatta mı ? Bir genç kızın başına gelebilecek en kötü olayı yaşatabilen, kendini bilmez( hangi tabiri kullanacağımı dahi bilemiyorum o şahıs için ) Eniştede mi ? Yoksa, olayları bildiği halde sessiz kalıp ve hamile kaldığı çocuğu kürtaj yaptırmaya varana kadar herşeyi ört bas edebilen Anne ve Ablada mı? Alıntı
Φ Insomnia Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2006 Merhaba Bence asıl tartışılması gereken konu Adalet Sistemimiz, Türkiyede Hukuk ve bu hukukun ne kadar işlediğidir. Ben ülkemizin adalet sisteminin düzgün işlediğine inanmıyorum. Ülkemizde herkes kendini hukukun ve kuralların üzerinde görüyor. Ciddi bir adalet reformu lazım en üstten en aşağıya kadar. Eğitim ve toplumsal bilinçte çok önemli elbet ama bu ancak orta ve uzun vadede gerçekleşebilecek birşey. Bence şu aşamada hukuk kuralları tam olarak ve herkese eşit bir biçimde işletilmeli ve cezalar ağırlaştırılmalı.. Ben idamın kaldırılmasına karşıyım mesela.. Bilerek birinin yaşamına son veren kişi lesinlikle idam ile cezalandırılmalı... Teröristlerde öyle.... Tepeden inme AB kurallarını getirirseniz bu şekilde suç oranları artar.. Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2006 TÖRE CİNAYETİNDE...Yine törelere uygun olarak ailenin kadınları cenaze törenine katılamamışlar... Kadın dernekleri varmış sadece son durağına götürülürken... En hazinide cenaze namazında orada bulunan erkekler imam sorunca ona haklarını helal etmişler.!.. YA YASEMİN ...O ... HAKKINI ONLARA HELAL ETTİ Mİ.? Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2006 ....... Saygılar... 'kralx', Sana ne tür cevap yazılır bilemiyorum. "Öğrenmezlerse kafalarına vura vura beyinlerine kazıyacaksınız, gerekirse döveceksiniz..." Böyle bir görüşü, böyle bir yapısı olan birine cevap yazmak bile boşuna ama, insanlara da teşhir etmek gerekiyor... Çünki insan olanın, insanlara dayak atmaktan daha ağır bir suçu olamaz. Bu kültürle kalkmışsın birde, bilgisi senden fersahlarca fazla birisine kültürü bilmiyorsun diye hitapediyorsun. Ayıp oluyor. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.