Bugun Silivri'de Ergenekon tertibinin karar durusmasi yapiliyor.

 

Ayni 13 Aralikta oldugu gibi, Turkiye'nin cesitli il ve ilcelerinden oraya gelen halk once belirli bir bolgede durduruluyor, araclarindan indirilip yurumeyemaruz birakiliyor, durusma salonuna alinmiyor ve uzerine guvenlik gucleri ve polis tarafindan biber gazi ve tazzikli su sikiliyor. 

 

Orada bulunanlarin arasinda devletin ve hukumetin yetkili kisileri olmalari bir yana, bu olayin ne temelinde degerlendirilecegi de farkli bir sorun. 

 

Kisaca orada toplanan halka devletin uyguladigi mudahelenin tek bir adi var, insanlik sucu.

 

Olaylar ve konu ile ilgili gelismeleri bu basliktan dile getirmeye devam edelim.

Zorla red davası açtıran, milleti ailesinden maruz bırakan devlet bunu da yapar. Hiç şaşırmıyorum artık... Tepkimiz şu an içimizde ama patlayacağımız gün yakındır. Bu ülke sahipsiz değil. Orada Güneydoğu'daki olayı çözebilecek nice nitelikli paşamız var. Onları tutuyorlar ya bu hesap onlara sorulur. Onlardan çıkar...

Milletin suskunlugu,herseye raziymis gibi görünümü bizleri muhakkak ki üzmekte ve hatta hiddetlendirmektedir ancak 10 yillik AKP döneminde,halk esir alinmistir.Polisi  daha sonradan askeri,kurumlari bilim yuvalari ve yargisi ile devlet ele gecirilmis tam bir despotizm ve bunun dogal sonucu olarak fasizm ülkenin her kösesinde filizlenmistir.

 

Ögrencisini tekmeleten,biber gaziyla saglinini tehdit eden, iscisine tekme tokat dayak attiran bir devlet devlet olma özelligini yitirmistir.Tabii ki bir devlet yasalarla yürür ve o ülkede huzur ve barisin olmasi herkesin arzuladigi bir konudur.Ancak her masum hareketi biber gaziyla bastirmak,her agzini acanin agzini Gestapo gibi iskenceyle kapatan,Hitlerin SS'lerini andiran tarzda basbakanin her gittigi yerde binlerce polisin görev yapmasi,halkin magdur edilmesi,konusmalarda düsmana karsi tepki koyulurmus gibi muhalefete saldirilmasi,medyanin satin alinmis patronlarla yönetilmesi ve köse yazarlarinin  yandasligi.milletin milli günlerinde uygulanmak istenen yasaklar bütün bunlar ülkede birakin demokrasiyi bir kenara vicdanlarin bile körlenmis oldugunu gösteriyor.

 

Yiillardir sahte belgelerle zindanlarda cürütülen haysiyetli insanlara karsi gerek iktidarin gerekse onun yandasligini üstlenmis olan birtakim medya yazarinin takindigi insanliga uymayan tavirlara bakildiginda birilerinin birilerinden intikam almak icin nasil dügün bayram ettiklerini anliyoruz.

 

Her firsatta bizi halk secti diyen basbakan,halkin sectigi milletvekillerini zindanlarda cürümeye terketmis onlar yargilaniyordu neden milletvekili adayi oldular diye de ahkam kesiyor.

 

Su kadarini cok acik ve net söyleyebilirim:Eger bugün TSK'da bunlarin satin alinmis adamlari olmasaydi bunlar bu pervasizligi asla yapamazdilar.Düsünebiliryormusunuz;terörist basi ile pazarliklarin yapilacagi artik hükümetin basi tarafindan pervasizca ifade edilebilmekte,Imrali'da onu hapis hayatindan kurtarmak amacli özel bir ev yapilmasi kararlastirilmakta ve onun meclisteki uzantilari acik acik hükümet bizim Sayin Öcalanla görüsmemizi engelleyemez tarzi konusmalar yapabilmektedir.Tutuklanan subaylar ordunun icinde hala AKP karsiti olan varsa onlara gözdagi verme amacini tasimaktadir.Anayasa Mahkemesince laiklige karsi eylem icinde diye mahkum olan bir iktidar hem laikligi ihlal etmekte hem de bölücülerle kuzu sarmasi olmaktadir.

 

Ben burada etnik ayirim yapmiyorum ama su kadarini söylemekten geri kalmayacagim:Recep Tayyip Erdogan'in kökeni Gürcüdür,daha ötesini su anda tutuklu olan yazar Ergun Poyraz kitaplarinda acik acik yazmistir.Türkiye'nin isgali sirasinda Doguda Gürcülerle savastik,bugün basbakanin TÜRK KARSITLIGI  ve PKK sempatisi bu gerceklere dayanir.

 

saygilarla

Bugunku Ergenekon Tertibi ile ilgili gunu ozetlersek;

 

Tertip 11 Mart'a ertelendi.

 

Tertip ile ilgili oraya gelen halk milletvekilleri ve yetkililerin uzerine biber gazi tazyikli su sikildi. Tazyikli suyun icinde kucuk cakil taslari oldugu tesbit edildi.

 

Halk salona yaklastirilmadi. Kilometrelerce uzakta durduruldu, salon yolu uzerine barikatlar kuruldu.

 

Tertibi sadece polis degil, jandarma da korudu. Jandarmanin sayica coklugu dikkat cekti.

 

Tertibe getirilen o donemin komuta tabakasinin dort taniginin dinlenme talebi hukuk disi olarak red edildi.

 

GÖZÜM DEĞİL KALBİM AĞRIYOR !

 

Silivri'de polis müdahalesi sonrası görme kaybı yaşayan Behice Kaya o anları anlattı...

 

Ergenekon Davası duruşmasını izlemek için Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde toplanan vatandaşlara jandarma tazyikli

su ile müdahale etti. İzmir’in Foça İlçesi’ndeki CHP Kadın Kolları

yöneticileriyle birlikte Silivri’ye giden 63 yaşındaki Behice Kaya,

tazyikli su nedeniyle sol gözünden yaralandı. Kaya, "Sanki gözümde bomba

patladı. Görme kaybı yaşıyorum ama gözüm değil kalbim ağrıyor. Kendi

doğurduğumuz çocuklar bizi yaralıyor. Biz düşmanla değil birbirimizle

çatışıyoruz" dedi.

 

Ergenekon duruşmasını izlemek üzere ikinci

kez Silivri’ye giden Behice Kaya, dün saat 22.00’de CHP Kadın Kolları

yöneticileriyle birlikte Foça’dan yola çıktı. Yıllarca işçi olarak

çalıştığı Almanya’dan 1990 yılında dönen, Foça’da 40 yataklı bir

pansiyon işleten Kaya, hiçbir partiye üye olmadığını, duruşmaları

duyarlı bir vatandaş olarak takip ettiğini belirterek yaşadıklarını

telefonla DHA muhabirine anlattı. Kaya şunları söyledi:

 

KENDİ DOĞURDUĞUMUZ ÇOCUKLAR BİZİ YARALIYOR

 

 

"Sabah Silivri’ye gittik. Barikatların önünde beklemeye başladık. Sonra

barikat açıldı içeriye girerken sanki gözümde bomba patladı. Beynime

kurşun yemiş gibi hissettim. Gözlüğüm fırladı, yere düştüm. Kıyafetlerim

sırılsıklam oldu. Jandarma tazyikli su sıkmış. Arkadaşlarım ambulansla

Silivri Devlet Hastanesi’ne kaldırdı. Sol gözümde görme kaybı var ama

gözüm değil kalbim ağrıyor. Kendi doğurduğumuz çocuklar bizi yaralıyor.

Biz düşmanla değil birbirimizle çatışıyoruz."

 

DHA

Bu ülke daha neler görecek..sonumuz hayrola..

Bu ülke daha neler görecek..sonumuz hayrola..

 

Onemli olan her bir ferdin kendince kendi sartlarinca kendi olanaginca ve kendi vicdaninca bilincince bu tertiplere ve insanlik disi davranislara karsi durmasi.

 

Bunu bugun yapmayanlar, yarin cocuklarina verecek bir yanit bulamazlar.

Ben su kadarini söyleyecegim,eger Fenerbahceli varsa bana kizmasin,Onlara da hak veriyorum ancaaak;Yillardir bu kadar insan nahak yere zindanlarda yatiyor,iddia edilen suclarin hicbirinin gercek olmadigi,belgelerin tümünün tahrif edilmis yani üzerinde oynanmis oldugu,cemaatin organlarinca üretilmis oldugu,ABD'nin parmaginin bu senaryonun icinde oldugu defalarca yandas olmayan medya tarafindan dile getirildi,en son Tuncay Güney denilen Mit.Cia ajani escinsel Ergenekon fe Balyozla ilgili söylediklerinin tamaminin üretme oldugu insanlarin magdur edilmesine neden oldugu aciklamasiylada gerceklerrin ortaya cikmis olmasina ragmen insanlar hala zindanlarda cile dolduruyorlar.Peki Aziz Yildirim icin ortaligi ayaga kaldiranlar ayni hassasiyeti neden bu masum insanlara göstermediler.

 

Bunca insanin degeri bir Aziz Yildirim kadarda mi degildi?

 

Bu ülkenin namusunu sinir boylarinda ölümle burun buruna olmasina ragmen korumayi kendine görev bilmis olanlarin bir tertiple tutuklanmalari,yillarca özgürlüklerinden men edilmeleri hic mi vicdanlari sizlatmadi.Bu nasil bir vicdan ki;Kuddusi Okkir ölürken feryad etmedi,bu nasil bir vicdan ki Fatih Hilmioglu ölümle pencelesirken sessiz kalabiliyor?

 

Askere veya cumhuriyetcilere karsi sevgimiz olmayabilir ancak eger ortada bir haksizlik varsa ve bu haksizlik gün isigina cikmissa ve ben insan olarak bu adaletsizlige sessiz kaliyorsam benim insanligimin degeri nedir?

 

Medyayi,Üniversiteleri,güvenlik kurumlarini,yargiyi adim adim ele gecirmeleri bu örgütlenme sonucudur.Peki ya o düsmanin hedefindekiler ne yaptilar.Yan gelip yattilar.Iste Türkiye'nin esir alinmasinin ana nedeni budur.ÖRGÜTLENEMEMEK!

 

saygilarla

 

saygilarla