Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Beynin Norokimyasal (Konektom) Yapisi mi/Numenal Yetinin Kendisini Sorgulamasi mi?


evrensel-insan

Önerilen İletiler

Ornek denisse icin teizm bir sorun degil ve o yuzden onun icin sorgulanmaz.

Politika icin milliyetcilik bir sorun degil ve onun icin sorgulanmaz.

 

Sen öyle zannet. Bir kaç gündür ortalarda yoklar. Kendilerini ve buradan algıladıklarını sorguluyorlar. Gururdan dolayı şimdilik çaktırmıyor olabilirler. smile.png

 

Her ikiside bilincaltindadir ve core faithdir ve sen ne kadar bunlarin

onlara sorun oldugunu gosterirsen goster, ANCAK SORUNUN FARKINA VE

BILINCINE KENDILERI VARIRSA, NONCOGNITIVIZM SONA ERER. Aksi sorun yoksa

algi da yoktur.

Kendi kendine farkına varamazlar. Aramızda şu nüans farkı var. Ben de kararı kendileri verecektir diyorum ama şunu da söylüyorum. Dış etken olmadan karar veremezler zira karar verme gibi bir kayguları olamaz.

 

Senin icin de numenalyapi bir sorun degil, cunku fenomenal yapiya bagliyorsun. O yuzden numenal yetinin onemini

belirleyiciligini algilamak sorun olabiliyor.

Burada dur bakalım. Öyle değil. Ben numenal yapının önemi olduğunu söylüyorum. Fakat bir başkasının numenal değerleri bir başkası için fenomen olmakta. Fenomen olmadıkça numenin değerinin olmayacağını. işleyişini de fonomene göre yapılandıracağını söylüyorum. Burayı anlamaya çalış.

 

Ben ise numenal yetinin serbest hareket edebilecegini ve ettirenin de kisinin kendisi olacagini soyluyorum. Ben bunun canli ornegiyim.

Burada asıl senin yanılgın var. Veya anlamak istemiyorsun. Veya anlatamıyorum. Numenal yeti özgür olmalı ama algı olmadan özgürlüğü "ne"yi belirleyecek?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 83
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Şimdi bizim burada yaptığımız nedir? İnsanlara bilgi paylaşımı yoluyla bilgi transferi yapmak değil mi? "İstemezse almaz"ı bunun neresinde değerlendireceğiz?

Verdigi yanitlardan ve verileni nasil algiladigindan ve yasnitladigindan.

 

Iste eger gozlemlersen eger bir kisinin beyni bilince acik sa, o kisi zaten zamanla verileni daha net algilar hale gelecektir ve belki de senin sorunu dile getirdigini algilayacaktir.

 

Ben burada henuz yeniyim. Bu gozlem zaman ve takipister. Ben bu kisilerdeki bilinc degisimini baska platformlarda gozlemledim ve kendilerine bildirdim. Cunku kisinin kendisi de bu degisimin farkinda degildir. O kendisinin ayni oldugunu iddia eder. Yalniz yazilari icerigi ve verdigi degismistir.

 

Mesela eskiden materyalist olan ve en sonunda onun da bir ideolojik akilci inanc oldugunu algilayanlar var. Ya da yazisarak teizmden ayrilanlar var v.s.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Iste eger gozlemlersen eger bir kisinin beyni bilince acik sa, o kisi zaten zamanla verileni daha net algilar hale gelecektir ve belki de senin sorunu dile getirdigini algilayacaktir.

 

İnsanoğlunun bilinci, bilince kapalı bir eğitim verilerek bilişselliğe kapatılabilir. Aksi de olabilir. Bilişselliğe açık bir bilinç te oluşturulabilir. Yoksa bilince açık veya kapalı bir beyin olması o insanın kaderi değildir. Kendiliğinden değildir. Bilgi fenomenini algısıyla oluşur.

 

Not: 26. iletim önemli. Yanıt bekliyorum. 12.30(bana göre saat) da ayrılmak zorundayım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Sen öyle san. Bir kaç gündür ortalarda yoklar. Kendilerini ve buradan algıladıklarını sorguluyorlar. Gururda dolayı şimdilik çaktırmıyor olabilirler. smile.png

 

Ne guzel iste. Sorgulatabiliyorsak, ne mutlu insanliga ve bizlere. Ayrica bu verdikleri yanitlarina gozlem olarak yansir. Ben bu acidan dennise'den umutluyum. smile.png

 

 

Kendi kendine farkına varamazlar. Aramızda şu nüans farkı var. Ben de kararı kendileri verecektir diyorum ama şunu da söylüyorum. Dış etken olmadan karar veremezler zira karar verme gibi bir kayguları olamaz.

 

Eger verilenlerden zihinlerinde ufak ta bilincaltida olsa bir "acaba" dogdu ise; zaten bunu gidermek icin kendilerince bu acidan bir inanc dogrulamasi ve gerceklestirmesi yapacaklardir. Ya acaba gidecek ya da artacaktir v.s. Iste senin dis etken dedigin zaten bizleriz ve kendileri disinda kalan hersey. AMA ACABANIN DOGMASI VE BUNUN GIDERILMESI TAMAMEN ONLARIN NUMENAL YETISINE BAGLI. Yani dis etken ne olursa olsun, ne bu dis etken acabayi dogurabilir ne de ustune goturtebilir. Bu tamamen kisinininsiyatifindedir. Bunun ne derece yansidigini da gozlem verir. Mesela burada verecekleri yanitlar.

 

 

Bura

da dur bakalım. Öyle değil. Ben numenal yapının önemi olduğunu söylüyorum. Fakat bir başkasının numenal değerleri bir başkası için fenomen olmakta. Fenomen olmadıkça numenin değerinin olmayacağını. işleyişini de fonone göre yapılandıracağını söylüyorum. Burayı anlamaya çalış.

 

Hemen alinma. smile.png O bir ornekti. Ayrica fenemon ortada yaziyi yazan kisinin kendisi. Yani bizler.Bunu ben aciklamistim. Yani algiyi fenomen degil, numen alir. Yaniti numen degil, fenomen verir. Ama her iki halukarda da veren fenomebnin arkasinda verdiren numendir. Yani fenomen numeni dile getirir. Sen de burayi algilamaya calis. FENOMENLER NUMENI ILETEN ARACILARDIR.Insanoglu fenomeni numenini yansitan vucudu aracidir. O yuzden zaten numenin vucudu yoktur. Bir numenal dusunceyi hangi vucut kendine uygun gorurse alir ve kendince iletir. Yoksa izmler kitlesellesemezdi.

 

 

Burada asıl senin yanılgın var. Veya anlamak istemiyorsun. Veya anlatamıyorum. Numenal yeti özgür olmalı ama algı olmadan özgürlüğü "ne"yi belirleyecek?

 

Ozgur degil, serbest. Serbest demek aklin bilincalti degerve sorgulanmaz olumlu/olumsuz sinirlarindan arinmis ve beyni o konu ve kavramda algiya acik demektir.

 

Ben bu konuyu "Aklin algi cikmazi/ic-disceliskisi" nde acikladim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsanoğlunun bilinci, bilince kapalı bir eğitim verilerek bilişselliğe kapatılabilir. Aksi de olabilir. Bilişselliğe açık bir bilinç te oluşturulabilir. Yoksa bilince açık veya kapalı bir beyin olması o insanın kaderi değildir. Kendiliğinden değildir. Bilgi fenomenini algısıyla oluşur.

Aynen "kindar/dindar nesil yetistirmek" ile 4+4+4 egitim bagi da budur zaten. Ama onemli olan o kisinin bilincini acabilecek sorgulatan bir iletisim icinde olmasidir. Mesela bu platform gibi.

 

Tabi ki kader olamaz, kader buna teslim olmak core faithlerin sorgulanamayacagini ortaya atan emperyalist zihniyetin vermek istedigidir.

 

Aynen kavramsal bilgi ortadadir sorun da dile gelmistir. Bunu algilayabilmek tamamen kisinin insiyatifindedir. Yalniz bu insiyatif DEGISKENDIR KISININ BUGUN SORUNU ALGILAYAMAMASI HER ZAMAN ALGILAYAMAYACAGI ANLAMINA GELMEZ. Bu hem bir zaman isidir hem de kisinin o konu ve kavrama duydugu ilgi onem ve etki temelindedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hemen alinma. 

O bir ornekti. Ayrica fenemon ortada yaziyi yazan kisinin kendisi. Yani bizler.Bunu ben aciklamistim. Yani algiyi fenomen degil, numen alir. Yaniti numen degil, fenomen verir. Ama her iki halukarda da veren fenomebnin arkasinda verdiren numendir. Yani fenomen numeni dile getirir. Sen de burayi algilamaya calis. FENOMENLER NUMENI ILETEN

ARACILARDIR.Insanoglu fenomeni numenini yansitan vucudu aracidir. O yuzden zaten numenin vucudu yoktur. Bir numenal dusunceyi hangi vucut kendine uygun gorurse alir ve kendince iletir. Yoksa izmler kitlesellesemezdi.

 

Burada anlaşılmayacak bir şey yok ki zaten. Neden birbirimizi anlayamıyoruz? İnsanoğlunun fiziksel yapısına fenomen diyoruz. İnsanoğlu fenomeninin Numenal faailiyeti de onun zihinsel faaliyeti ve değerleri. Bu farklı anlatım sana ait olmasına rağmen kavradığımı sanıyorum. Önceleri ben bu dille konuşmuyordum. İnsan ve onun zihinsel yeteneği diye dillendiriyordum..

 

Ama şu fikrim değişmedi. İnsanoğlunun zihinsel yeteneği algı olmadan bir hiçtir. Fikir yürütme, irdelem, sorgulama, hatta vicdan kullanımı bile algıladığı bilgilerle, yani eğitimle şekillenir, düzey kazanır. 

 

Sen ise, insan numenal yetisini bilgi algısı olsa da olmasa da kullanır diyorsun. Boş beyin kullanma yetisini nasıl kullanacak? Haydi dolu diyelim. Tek yönlü dolu olan bilgisiyle neyi kıyaslayıp sorgulayacak? Alternatif bilgi algısı onun için sorgulama tetiklenmesi diye düşünüyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Mesela ben bu kitle platformunda paylastigim dusunce ve bilgilerin algilanmayacak oldugunu dusunsem, neden paylasayim.

 

Yalniz yasamdaki birebir iliskide durum farklidir. Eger dile getirecegim dusuncenin ve bilginin kisinin sinirlarini zorluyacak oldugunun bilisselliginde isem, o zaman ona zarar vermemek icin; konuya girmeyebilirim.

 

O yuzden ben bu kitle platformunda paylastiklarimi yasamda ve bitre bir iliskilerimde herkesle bu sekilde paylasmam. Daha cok dinleyici ve oneri yapici yanasirim. O da kisinin konu ve kavram ilgi etki ve onem alaninda ise. Aksi zaten kisiyi biktirmak kusturmek ve kacirtmak olarak ya da polemik ego tastmini ve karsilikli ikna olarak ve hatta satasma atisma v.s. olarak yansir.

 

Bu da zaten dusunce ve bilgi alis verisinin paylasiminin bittigi noktadir. Boyle durumda zaten kontrolu elime alir ve konuyu keser ve boyle bir gelisime de musade etmem.

 

Cunku benim vicdan algim "kendine ve baskasina zarar vermemek" demektir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Burada anlaşılmayacak bir şey yok ki zaten. Neden birbirimiz anlayamıyoruz? İnsanoğlunun fiziksel yapısına fenomen diyoruz. İnsanoğlu fenomeninin Numenal faailiyeti de onun zihinsel faaliyeti ve değerleri. Bu farklı anlatım sana ait olmasına rağmen kavradığımı sanıyorum. Önceleri ben bu dille konuşmuyordum. İnsan ve onun zihinsel yeteneği diye dillendiriyordum..

 

Ama şu fikrim değişmedi. İnsanoğlunun zihinsel yeteneği algı olmadan bir hiçtir. Fikir yürütme, irdelem, sorgulama, hatta vicdan kullanımı bile algıladığı bilgilerle, yani eğitimle şekillenir, düzey kazanır.

Tabiki yalniz algi sadece fenomernal sinirler degildir, onlari kavramsal bilgiye donusturen numenal yetidir. Iste o yuzden de algi ile anlamak farklidir. Anlamak kisinin kendi ideolojik inancsal dogrulari ile "dedigi dogrumu/yanlismi" mukayesesinin ya kabulu ya da karsi cikisidir. Algi ise "bu kisi ne demek/vermek istiyor?" sorusunun cevabini verilende aramak ve verilenin farkina ve bilincine varmak ve "Ali burada sunu demek istiyor" demektir. Bu ne bir kabul ne de bir reddir. Bu sadece verileni verildigi gibi algilamaktir yani dialogun baslangicidir. Egitim bir aracidir belirleyici olan kisinin kendine alip almamasidir.

 

Sen ise, insan numenal yetisini bilgi algısı olsa da olmasa da kullanır diyorsun. Boş beyin kullanma yetisini nasıl kullanacak. Haydi dolu diyelim. Tek yönlü dolu olan bilgisiyle neyi kıyaslayıp sorgulayacak? Alternatif bilgi algısı onun için sorgulama tetiklenmesi diye düşünüyorum.

Bilmem o soruyu core faithi olanlara sorgulanmazlari olanlara ve "ben sadece kendi dogrumu bilirim ve tek dogru odur" diye dusunup herkesi kendi dogrusuna ikna etmek isteyenlere soracaksin. Zaten bu duzeydedusunce ve bilgi alis verisi ve paylasimi yoktur. Cunku iki tarafta kendi dogrusunu karsi tarafa kabul ettirme egosal cabasi icindedir.

 

Iste bu senin dedigine halk dilinde "bilgisi olmadan fikir yurutmek" deniyor. Genelde kisi kendi core faith sorgulanmazinda bu durumdadir.

 

Birde o konu ve kavramda "acaba" dogmussa; kisi bilincalti olarak alternatif bilgiden korkar ve kendini kapatir.

 

Iste kimilerinin mesela evrim konusunda cagdasligi bilmek istememesi gibi. Cunku BILGI KORKUNUN PANZEHIRIDIR. Acabayi daha bir belirginlestirir.

 

Ayrica kisinin beyni bu yeni bilgiyi almaya hazir degil se; zaten alamaz ve basi agrir ve hatta bunalima girer. ALTERNATIF BILGI ALAMAYAN BEYINLER ICIN SOSYO-PSIKOLOJIK ETKI YAPAR.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Mesela "olunce yok olmak" inanirlarin en buyuk korkusudur. Bu yuzden bilimi algilamak istemezler ve cennet/cehennem gibi olum sonrasi yasama kendilerini inandirirlar. Reenkarnasyon da ayni mantiga sahiptir.

 

Iste din bunun bilincinde olarak kisinin yasamini somurur teslim alir ve ona herseyi olum sonrasi olarak vadeder ve yasami "yalanci dunya" ilan eder.

 

Iste bir inanir olum olgusu ve gercegi ile ilgili bilimsel bilgiyi bilmek istemezz ve ustelik sirf inancini korumak adina sadece fikir olarak bu bilgiye karsi  cikar.

 

Nihilizm bu konudaki en guzel sosyo-psikolojik bunalimidir. Yani degerlerinden bosa dusen bir kisiyi korku kaplar. Cunku yerine bir sey koyamaz. Oyuzden yabananecilesir ya da bireyci akilci olarak canavarlasir. Ya da saga sola savrulur. Iste bilssel degerlerden arinma, boyle bir bosluk ve sosyo-psikoloji yaratmaz. Sizofren hastaliginin temeli degersel bunalim ve cikmazdir.

 

Buradan da hazir olunmadan alinan bir alternatif bilginin bilincalti reddi gundeme gelir ve kisi o konu ve kavramda ikircimlidir ve sallantidadir.

 

Bunu ben "bilincxin asamalari" n da acikladim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dun belirli bir saatten sonra yazilanmesajlar silinmis. Ben son mesajimi c/p yapmistim. Aynen buraya alintiliyorum.

 

 

Her şey maddeden ürer, bilgi de.. Diyen bir insana "metafizikte taklılı kaldın" demek insaf ister. Materyalizm'e teolojiktir, fizik ötesi ve ideolojiktir diyince qua felsefesinin belrgin bilimsel farklılığını anlatamaıyorsun. Etimeolojik, bilişsel, bilimsel demen felsefeni bilimsel
yapmıyor. Materyalist, determinist felsefenin daha çok bilimsel yanını görebiliyorum.

 

Hersey maddeden uremez. Insanoglu dabir maddedegildir. Soyutlama ve soyut insanoglundan urer. Bilgi de insanoglunun bir urunudur. Buradaki metafizik, felsefenin varlik dali ile ilgilenen bransidir. Materyalizm de varlik uzerine gorus belirtir ve metafizigin ontolojik bir bakis acisidir. Dogru ve gerceklerini ontolojiye dayandirir Benim felsefemin bilimselligi yapilandirilmisligindan gelir. Bilimsel felsefe yapilandirilmis bilgi felsefesidir.
Materyalizmin ne bilim ne de bilimsellik ile bir bagi yoktur. Sadece varliksal/ontolojik bir bakis acisidir. Bilimsel olmakinanc/ideoloji tarafindan dogrulanmis gercege (reality/truth) degil, olguya (fact) dayanir."Her sey" ve ne oldugu sadece bir determinist inanctir, olgu degildir.

 

 

Olabilir kimi değerli olduğu için, kimisi reyting amaçlı almış olabilir. Henüz değerli diyene rastlamadım.Rastlamayacağım anlamında söylemiyorum. Bakacağız.

 

Senin rastlayip rastlamaman, degerliliginin olcutu degildir. Degeri uygulanabilirlik ve olabilirlik temelindedir.

 

 

Yukarda insan yararına olan bilgi bilinci demiştim. Sen de kulvarını değerlendir o halde. Ayrı kulvarlarda mıyız?

 

Benim kulvarim, var ol ve inan kokeni degil; bil kokenidir.

 

 

Pes etmek demek bilgiye ters yöne dönmek demektir. Hele de devrimci sempatizanım diyen birisi için.. Böyle bir şey olabilir mi? Başlıkların ister istemez dikkatimi çekiyor. Üstelik devrimci kişiliğe sahip her insanın dikkatini çektiğini de düşünüyorum. Ama içeriği için bu kadar iyimser değilim. Devam et ama açık ve net yazılar yazmaya da gayret et. Dışardan gözlemleyenin birinin fikri bu. Dikkate alıp almamak senin bileceğin.

 

Kime neye gore acik ve net. Bana gore acik ve net ki yaziyorum. Acik ve net bulmayanlar neden ve neresini bulmadiklarini ortaya koyarlarsa, koyan icin acik ve netlestirme olanagi olur. Yoksa bunun genellemesi olmaz.Sonucta yazan olarak bana gore acik ve net.

Pes etmek algimin da nedeni senin olumsuz yanasimindi. Cunku hem konu disina ciktin, hem de azdiklarindan yanit yazmayacagini algiladim. Ama tabiki konu ve kavram olarak ilgini ceken onemsedigin ve etkilendigin basliklarda yanitini bekler ve alirsam sevinirim.

 

 

Bilgi olmadan varlık vardı. Bilgi insanoğlunun akıl yeteneğiyle varlığın kavramlaştırılmasıdır. Bilgiyi tek başına önceleştirmek idealist felsefenin işi. Varlıkla örtüşmeyen bilgi benim için dogmadır, safsatadır.

 

Hayir insanoglu yokken bilgi yoktu. Varligi da kendini de her algiladigini da insanoglu kavramsal bilgisi ile ortaya koydu. Insanoglu disinda insanogluna yansiyan bir gerceklik vardir, yalniz bu gercekligin ne oldugu,tanimi, tarifi, anlam ve icerigi insanoglu bilgisidir ve bu da yapilandirmaci bilgidir.

 

Simdi yine belki hosuna gitmeyecek ama, ben bunu "metafizik varliksal tartismanin sonu" basliginda acikladim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Soyutlama ve soyut insanoglundan urer. Bilgi de insanoglunun bir urunudur.

 

Bunu defalarca konuştuk. Ben de şunu defelerca sordum net bir cevap alamadım.

 

Bana insanoğlunun bir ürünü olan bilginin referans kaynağını açıklarmısın? Yani insanoğlunun ürettiği bilgi neyi kavramlaştırıyor? O soyut bilgiyi ne ile özdeşleştiriyor.  Özdeşleştirdiği o "şey" olmazsa bilgi olabilir mi?

 

Bir aydır bunu tartışıyoruz. Lütfen cevabın kısa ve net olsun.

 

Hayir insanoglu yokken bilgi yoktu.

 

Sağlıklı okumuyorsun. Ben "insanoğlu yokken bilgi vardı" mı dedim?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilgi, insanoglu  kavraminin duyusal ve duyumsal algi birlikteliginin ve bu algiya gozlem veren fenomen ya da akila yansiyansoyutun insanoglu eliyle, adina, ait ve icin olarak yine kendine bildirdigi ve belirttigidir. Referans kaynagi gozlem ve yansi verenin (insanoglu dahil soyut/somut hersey) yansitilmasidir. (sadece insanoglu) 

Bunu defalarca konuştuk. Ben de şunu defelerca sordum net bir cevap alamadım.

 

Bana insanoğlunun bir ürünü olan bilginin referans kaynağını açıklarmısın? Yani insanoğlunun ürettiği bilgi neyi kavramlaştırıyor? O soyut bilgiyi ne ile özdeşleştiriyor.  Özdeşleştirdiği o "şey" olmazsa bilgi olabilir mi?

 

Bir aydır bunu tartışıyoruz. Lütfen cevabın kısa ve net olsun.
 

 

Sağlıklı okumuyorsun. Ben "insanoğlu yokken bilgi vardı" mı dedim?

 

Kisaca INSANOGLUNA YANSIYANIN KENDI DE DAHIL YANSITILMASIDIR. Kavram bilgiye donusuyor. Kavramda insanogluna gozlem veren somut yansiyan soyut ile ozdeslestiriliyor.Ozdeslestirdigi sey hem kendi hem de kendine gozlem veren ve yansiyan hersey. O olmazsa da insanoglu olmazsa da bilgi olmaz.

 

Cumlen su "Bilgi olmadan varlık vardı. Insanoglu varligi olmadan bilgi olamaz. Dolayisi ile bilgi olmadan hangi varlik vardi, kime/neye gore?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilgi bir turevdir.

 

Bilginin soyut/somut varligi ortaya koyani-inancsal/ideolojik mutlak tek ilk ve dogrusal

 

Bilginin varligin adini, tanimini tarifini ortaya koyani-dilsel

 

Bilginin varligin gozlemini olgusunu ortaya koyani- bilimseldir.

 

Ortaya konmus bilginin bilinci farkindaligi sorgulanmasi siniflanmasi algilanmasi v.s.-bilisseldir.

 

Epistemoloji demek, yani her turlu bilginin felsefesi;inanc ile gercek arasinda kurulan dogrulama koprusudur.

 

Yani inanci dogrulayarak gerceklestirmek.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Bilgi, insanoglu  kavraminin duyusal ve duyumsal algi birlikteliginin ve bu algiya gozlem veren fenomen ya da akila yansiyansoyutun insanoglu eliyle, adina, ait ve icin olarak yine kendine bildirdigi ve belirttigidir. Referans kaynagi gozlem ve yansi verenin (insanoglu dahil soyut/somut hersey) yansitilmasidir. (sadece insanoglu) 

Bunu defalarca konuştuk. Ben de şunu defelerca sordum net bir cevap alamadım.

 

Kisaca INSANOGLUNA YANSIYANIN KENDI DE DAHIL YANSITILMASIDIR. Kavram bilgiye donusuyor. Kavramda insanogluna gozlem veren somut yansiyan soyut ile ozdeslestiriliyor.Ozdeslestirdigi sey hem kendi hem de kendine gozlem veren ve yansiyan hersey. O olmazsa da insanoglu olmazsa da bilgi olmaz.

 

Daha netleştirelim o "gözlem veren"e varlık diyebilir miyiz? Varlık dışındaki soyutu cevap olarak kabul edemeyeceğim Zira o soyutun bilgi olabilmesi için yine varlıkla özdeşleşmesi gerek. Yani referans yine varlık olmalı.

 

Cumlen su "Bilgi olmadan varlık vardı. Insanoglu varligi olmadan bilgi olamaz. Dolayisi ile bilgi olmadan hangi varlik vardi, kime/neye gore?

 

İnsana göre tabi ki. Soyut bilgi yanılabilir. Bilimle doğrulanması gerek. Bilim insan öncesini de tanımlıyor.

 

Şimdi O sorumu tekrar soruyorum; Bilgi olmadan varlık vardı. İnsan oluştu, varlığı kavramlaştırdı, sonra bilgi üretti. Doğru mu?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Daha netleştirelim o "gözlem veren"e varlık diyebilir miyiz? Varlık dışındaki soyutu cevap olarak kabul edemeyeceğim Zira o soyutun bilgi olabilmesi için yine varlıkla özdeşleşmesi gerek. Yani referans yine varlık olmalı.

 

 

İnsana göre tabi ki. Soyut bilgi yanılabilir. Bilimle doğrulanması gerek. Bilim insan öncesini de tanımlıyor.

 

Şimdi O sorumu tekrar soruyorum; Bilgi olmadan varlık vardı. İnsan oluştu, varlığı kavramlaştırdı, sonra bilgi üretti. Doğru mu?

 

Peki soyutlari ne yapacaksin "iyi/kotu, guzel/cirkin/dogru/yanlis duygu his sevgi saygi nefret kin hirs namus demokrasi hak ozgurluk v.s. saymakla bitmez. Aslinda insanoglu soyutlar ile yasiyor. Yani yonlendirim ve yaptirimi veren soyutlar uygulayan somut vucutlar.

 

O yuzden "varlik" eger yansitilan ise; sadece soyut degildir.

 

Degil. Cunku insanoglu ortaya cikmadan bilgiyi ortaya koyan bir varlik yok. Mesela dinazorlar devrinde dinazor algisinda olan ne varlik ne de bilgi. Insanoglu ile birlikte kavram ve bilgi ortaya cikti. "Algiya gozlem veren var miydi?" ya da "algiya gozlem veren ne idi?" diye sorarsan, insanoglu oncesi bu sorunun yaniti yoktur. Cunku algi insanoglu algisi degildir. Dinazor algisidir. Insanoglu ile dinazor arasinda da bir dialog yok. Sadeceinsanoglu temelli bir monolog var. O da insanoglu icin, dinazor icin degil.

 

Ayrica metafizikte iki farkli varlik dali vardir.

Mustakil var olan varlik ve gercek varlik. Iste buradaki "mustakillik" bilimsel olarak ne indirgeme ne de toparlama olarak ortaya konamaz. Gercek varlik ise neyin gercek olarak taban almasi temelinde tartisilir. Ayrica gercegin ne oldugu bile tartismadir. Cunku inancin dogrulanmasi gercektir.

 

Aslinda soyle izah edeyim. "Insanoglu oncesi mesela dunya var miydi?" Birincisi bu sorunun kendisi ve yaniti sadece insanoglu varligindadir. Ikincisi soruya verilen zamansal yanit insanoglu oncesidir, yani 4.5 milyar yil. Ucuncusu dinazorlarda belki dunyayi algiliyordu, ama bu algi onlara aitti ve insanoglu ile bir dialog yok.

 

Bu durumda evet dunya zamansal olarak insanoglu tarihinden once vardi. Mekansal olarak ise insanoglunun dunya fenomenini algilamasi ile varlasti.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peki soyutlari ne yapacaksin "iyi/kotu, guzel/cirkin/dogru/yanlis duygu his sevgi saygi nefret kin hirs namus demokrasi hak ozgurluk v.s. saymakla bitmez. Aslinda insanoglu soyutlar ile yasiyor. Yani yonlendirim ve yaptirimi veren soyutlar uygulayan somut vucutlar.

 

İşte bir materyalistle idealistin farkı bu. Yukarda saydıklarını bir materyalist mutlaka varlıkla doğrulamaya çalışır. İdealist ise varlıktan kopuk ideal fikirler üretmeye çalışır.

 

İyi/kötü bilgisi için "ne iyi/kötü" sorusunu soracağım.. Karşılığı mutlaka madde olacak. Madde ötesi veya Cin değil.

 

İdeoloji de diyebilirsin.. Kim için diye soracağım. İnsan yararına ideoloji diyeceksin.. Burada insanın yararı ile özdeşleşiyor. Göreli de olsa..

 

Diğerlerini de söylemem gerekir mi? Saydıkların mutlaka varlıkla ilişkilendirilmiş kavramlar. Cinlerle değil.

 

O yuzden "varlik" eger yansitilan ise; sadece soyut degildir.

 

Varlıkla özdeşleşmeyen soyut BİLGİ olamaz. Soyut fikir olabilir. Ona bilgi denemez. Somutlaştırılmamış fikir bilgi değildir. Bilgi bilimseldir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İşte bir materyalistle idealistin farkı bu. Yukarda saydıklarını bir materyalist mutlaka varlıkla doğrulamaya çalışır. İdealist ise varlıktan kopuk ideal fikirler üretmeye çalışır.

 

İyi/kötü bilgisi için "ne iyi/kötü" sorusunu soracağım.. Karşılığı mutlaka madde olacak. Madde ötesi veya Cin değil.

 

İdeoloji de diyebilirsin.. Kim için diye soracağım. İnsan yararına ideoloji diyeceksin.. Burada insanın yararı ile özdeşleşiyor. Göreli de olsa..

 

Diğerlerini de söylemem gerekir mi? Saydıkların mutlaka varlıkla ilişkilendirilmiş kavramlar. Cinlerle değil.

 

 

Varlıkla özdeşleşmeyen soyut BİLGİ olamaz. Soyut fikir olabilir. Ona bilgi denemez. Somutlaştırılmamış fikir bilgi değildir. Bilgi bilimseldir.

 

Zaten hic bir akil kendince inancini kendine dogrulamazsa, zaten inanamaz ki? Onemli olan bu dogrulamanin bilimselligidir. Yani olgu olmasi ve gozlem vermesi.

 

Iste bilissel ve bilimsel olarak tum soyutlarin gozlemi insanoglu uzerinden onun davranislaridir. Ama demokrasi oyle mi: Bir fasistin ideolojik olarak inandigi demokrasiyi dogrulayarak gerceklestirmesi ile bir sosyalistin ki bir midir? tabiki degildir. Mesela su an AKP'ye gore olan demokrasi, ulusalcilara gore yoktur. Eeee demokrasi var mi/yok mu? ne diyecegiz.

 

Butun soyut kavramlar ona inananca dogrulanarak gerceklesir. Ayni kisinin dusunce ve/veya davranisi icin bir kisi iyi bir kisi kotu diyebilir, ee hangisi gecerli. 

 

Ayrica tum soyutlar uzerine tarihlerdir kitaplar yazilmistir ve etik en temel soyutlarin felsefesidir, ama bilimsel degildir.  Iste o yuzden varliklarda farklilasir.

 

Kitap-somut varliktir.

 

Demokrasi-soyut varliktir ama duzen/sistem olarak ideolojik inancsal dogruya gore somutlastirilir.

 

Allah soyut varliktir, ama inananca kuran somutu ile ozdeslestirilir.

 

Ayni mesela guzelin bir kisi cicek fikir v.s. ile ozdeslestirilmesi gibi.

 

Dolayisiyla kavramlar ya bir somut ya da bir soyut varlik ile ozdeslestirilir, ya da soyut bir kavram somutlastirilir.

 

Kisaca ya ideolojik inancsal olarak akilda soyutu yaratir ve somuta tasirsin; ya da bilimsel olarak somutu gozlemler soyuta tasirsin.

 

Bilimsel olan ikincidir. Ilki kalici mutlak v.s. ikincisi degisken ve yanlislanabilir olandir.

 

Fikir bilgiye tureyendir. Mesela camiyi soyutta tasarlarsin, somut olarak ta insa edersin.

 

Orucu soyutta tasarlarsin, somut olarak uygularsin.

 

Ayrica bilimin soyutlari da fikirdir. Yani teoriler, hipotezler, tezler v.s.

 

Fikir-idea yani id'in disa vurumudur. Id de ego ile ozdestir.

 

Kisaca;

 

Ya bir somut yansir kavramlasir-dunya

Ya bir soyut yansir kavramlasir-tanri

Ya bir soyut yansir kavramlasir ve somuta tasinir-kuran

Ya bir soyut yansir kavramlasir ve ya soyuta ya somuta tasinir. dusuncenin dogrulugu/yanlisligi ya da davranisin dogrulugu/yanlisligi demokrasinin varligi/yoklugu.

 

Bu temelde insanoglu soyutlamasi; fenomen uzerinedir, fenomenlestirilir/somutlastirilir, numen uzerinedir, soyutlastirilir.

 

Numenal yeti ile numenal deger de farklidir. Her soyutlama bir numenal degerdir. Numenaldeger soyutlamasini da numenal yeti yapar.

 

Dusunce bir numenal yeti iken, dogru bir numenal degerdir.

 

Iste o yuzden fenomen varliktan farklidir. Cunku gozlem verir, halbuki soyut bir deger de varlik olabilir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Biz boşa tartışıyoruz galiba. Ben somutlaştırılmamış varlıkla özdeşleştirilmemiş bilgi bilimsel olmaz diyorum. Sen bir kucak yazı yazıyorsun, üretiyorsun üstelik söylediğin şeylere bak;

 

"Allah soyut varliktir, ama inananca kuran somutu ile ozdeslestirilir."

 

"soyut bir deger de varlik olabilir."

 

"Soyut" ile "varlık"ın bilimsel tanımını defalarca yaptığımız halde, halen bunları karıştırman, bütün her fikrine yansıyor ve yanlış yapıyorsun.

 

Bununla ilgili bir yanlışlığın da;

 

Iste o yuzden fenomen varliktan farklidir.

 

Bilim senin iddiana göre içinde numenal değer taşıyan fenomene göre mi doğrulama yapacak, bilgi üretecek? Ben zaten bilim dışı bilgiye yalan diyorum.

 

Neyse senin söylemlerinde tutarlı mantık göremiyorum. Önce de görememiştim. Benden bu kadar.

 

Sana kolay gelsin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Biz boşa tartışıyoruz galiba. Ben somutlaştırılmamış varlıkla özdeşleştirilmemiş bilgi bilimsel olmaz diyorum. Sen bir kucak yazı yazıyorsun, üretiyorsun üstelik söylediğin şeylere bak;

 

"Allah soyut varliktir, ama inananca kuran somutu ile ozdeslestirilir."

 

"soyut bir deger de varlik olabilir."

 

"Soyut" ile "varlık"ın bilimsel tanımını defalarca yaptığımız halde, halen bunları karıştırman, bütün her fikrine yansıyor ve yanlış yapıyorsun.

 

Bununla ilgili bir yanlışlığın da;

 

 

Bilim senin iddiana göre içinde numenal değer taşıyan fenomene göre mi doğrulama yapacak, bilgi üretecek? Ben zaten bilim dışı bilgiye yalan diyorum.

 

Neyse senin söylemlerinde tutarlı mantık göremiyorum. Önce de görememiştim. Benden bu kadar.

 

Sana kolay gelsin.

 

Kime neye gore yanlis, senin materyalizmini gore mi/maddeye gore mi?

 

Varligin tanimini yapar misin?

 

Maddenin tanimini yapar misin?

 

Ikisi arasindaki farki aciklar misin?

 

Insanoglu disinda hic bir fenomen numenal deger tasimaz. Insanoglu fenomene numenal degeri verir.

 

Benim mantigim ne diyalektiktir ne demateryalisttir. Epuistemolojik mantiktir ve yapilandirmaci bilgidir.

 

Dedigim gini farkli kulvarlasrdayiz. Benimki bilgi, senin ki varlik.  

 

Bilim bilimsel olarak VARLIGI ORTAYA KOYMAZ, GOZLEMINI ORTAYA KOYAR. Varlik ile ilgili her bir ortaya koyum, metafizik ontolojik teolojik ideolojik inancsal ve dogrusaldir.

 

Bilimin gozlemi ise olgusal ve onun soyutu olan teori uzerinedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kavramlar kişye göre tanımlanıp takla attırılmazsa, genel geçer anlamları şu şekilde.

Varlık, gözlem veren ve doğada var olandır. Gerçek ve düşünsel varlık olarak ayrılırlar. İdeolojiler, bilgiler, fikirler vs. gözlem verdiğine ve algılandığına göre var olandır. Etimolojik sözlükte varsayımsal varlıklar olarak geçiyor. Düşünsel, fikirsel varlıklar, gerçek varlıklardan, maddeden yalnızca bu yönüyle ayrılırlar.

Ancak, düşünsel varlığın geçerli, tutarlı ve insan yararına bilgi olması gerekir. Yoksa var olması insanoğlunun işine yaramaz. Bunun için de mutlaka gerçek varlıkla, madde ile örtüşmesi gerekir. Bunun dışındaki varlık tanımları metafizik felsefeya aittir. Metafizik felsefeye ait söylemlere bilgi diyorsan eğer, seni idealist/metafizikçi birisi olarak muhatap almalıyım.

"Madde"nin tanımı da "gerçek varlık" ile örtüşür. Zira ikisi de gözlem veren, algılanan doğada var olandır. Yani nesnel mevcudiyettirler. Uzayda yer kaplarlar.

Hep şunu iddia ediyorsun; "insanoğlunun üretimi olan ideolojiler de gözlem verir." Evet algılandığına göre ideolojiler de var olandır. Fakat madde gibi uzayda yer kaplamazlar. Madde ve enerjileri gibi somut değildirler. İnsanoğluna ait soyut bilgilerdir. Ben bunu zaten kabulleniyorum.

Ancak, yukarda yazdım net anlaşılması için tekrar söyleyeyim, soyutun, bilgi ve ideolojilerin geçerli ve tutarlı olması için madde ile, gerçek varlıkla örtüşmeleri, özdeşleşmeleri gerekir. Yoksa geçerli, tutarlı olamaz, bir işe yaramaz, insan yararına değildir. Bilimsel değildir. Genel geçerliliği yoktur. Sonuç olarak BİLGİ değildir. "Auohcrnuqgflılvwcfu" gibi.. Daha ne diyim?

Elbette farklı kulvarlarda olacak ve anlaşamayacağız. Zira ne ben, ne epistemoloji, ne de mantık, ne de bilim, "Auohcrnuqgflılvwcfu" uydurmasına bilgi demiyor, diyemiyor. Zira özdeşleştireceği bir şey yok. Na madde ne de varlık.

Sonuç:
Dostum ben kavramları az, öz, net, anlaşılır yazmaya özen gösteririm. Kavramların tanımını genişletip kişiye göre yorumlama yapıldığında özünden ayrılıyor, anlamı çarpıtılmış oluyor.

Mesela sende gördüğüm, kavramlara ait bilgilerin tanımını hiç duyulmamış, ve yalnızca sana ait "qua" felsefesine göre yapıyorsun. Sonuç olarak, yorumların sadece sana ait olup genel geçerlikle örtüşmüyor. Bana, mantığıma uymuyor. Nokta.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peki. Epistemoloji yani bilgi, varlik degil; inanc ile gercek arasindaki dogrulamadir. Bu acidan bakarsak, gercegi dogrulamak adina inancsal ideolojik olarak kac gercek vardir? 

 

Ideolojiler ve sevgi, dogru, demokrasi gibi kavramlar gercekte var olan kavramlarmidir?

 

Gercekte var olan ile gercek varlik farki nedir?

 

Reality ile truth arasindaki fark nedir?

 

Yani gerceklik ile neyin gercek oldugu farki.

 

Neyin gercek oldugunu inancin disinda baska dogrulama yolu var midir, varsa nedir?

 

Soyut varlik ne demektir. Soyut bir varligin somut temeli varsa, o varlik soyutmu/yoksa somutmudur.

 

Numenal yetiler, degerler degil; yani beynin her turlu fonksiyonu olan dusunce, akil, zeka, zihniyet, hafiza, algi, bilinc ve farkindalik varlik midir? 

 

Varlik ise nasil bir varliktir?

 

Bir varligi ortaya koyan uclemden hangisi varlik ile ozdestir?

 

varligin kendisi/metafizik varligin gozlemi/bilimsel varligin kavrami/dil.

 

Bu temelde inancin hangi dogrulamasi gercektir ve neden?

 

Metafizik mi/bilimsel mi dilsel mi?

 

Insanoglu varligin kendisini ortaya bilimsel olarak koyabilir mi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peki. Epistemoloji yani bilgi, varlik degil; inanc ile gercek arasindaki dogrulamadir. Bu acidan bakarsak, gercegi dogrulamak adina inancsal ideolojik olarak kac gercek vardir? 

 

Noktalamıştım ama, insan bilinci için temel teşkil eden sorular olduğu için cevap vermekten kendimi alıkoyamadım. Bu soruları sorabilmek/cevaplayabilmek duyarlı insanlık.

 

Bilgi, varlık, madde, olgu kısaca algıladığımız her şey gerçektir. İnancı doğrular/yanlışlar.  

 

Ideolojiler ve sevgi, dogru, demokrasi gibi kavramlar gercekte var olan kavramlarmidir?

 

Elbette, algılanan her şey var olan kavramlardır. Ancak sevgi diğerlerinden farklı olarak içgüdü dür. Diğerleri ise zeka ürünü(bilgi).

 

Gercekte var olan ile gercek varlik farki nedir?

 

Daha önce söylemiştim varlık kavramı etimolojik olarak iki şekilde nitelenmiş. Birisi düşünsel var olanlar, diğerisi de maddi varlık olanlar. Mevcut olan, algılanan, var olan.

 

Reality ile truth arasindaki fark nedir?

 

Sözlükte ikisinin karşılığı da "gerçek, hakikat" olarak geçiyor.  

 

Yani gerceklik ile neyin gercek oldugu farki.

 

Gereksiz bir soru. Bana göre gerçeklik gerçek olandır.

 

Neyin gercek oldugunu inancin disinda baska dogrulama yolu var midir, varsa nedir?

 

İnanç doğrulama yöntemi, yolu olamaz. Doğrulama yöntemi gözlem, belge, bulgu, deneydir. Yani bilimsel metodlardır.   

 

Soyut varlik ne demektir. Soyut bir varligin somut temeli varsa, o varlik soyutmu/yoksa somutmudur.

 

Soyut, somuta isim, kavram, deyim olmuş bilgidir. Somutlaşmış bilgidir. Somutlaşmış bilgi olması somutla özdeşleşmiş olması demektir.

 

Numenal yetiler, degerler degil; yani beynin her turlu fonksiyonu olan dusunce, akil, zeka, zihniyet, hafiza, algi, bilinc ve farkindalik varlik midir?

 

Elbette gözlemleniyor ve algılanıyorlar. Maddi varlık olmasalar da varlıkları bilimsel metodlarla ispat ediliyor.

 

Varlik ise nasil bir varliktir?

 

İnsana ait özelliklerdir.

 

Bir varligi ortaya koyan uclemden hangisi varlik ile ozdestir?

 

Üçlem?

 

varligin kendisi/metafizik varligin gozlemi/bilimsel varligin kavrami/dil.

Bu temelde inancin hangi dogrulamasi gercektir ve neden?

Metafizik mi/bilimsel mi dilsel mi?

 

Bunlar anlaşılmadı ne denmek isteniyor?

 

Insanoglu varligin kendisini ortaya bilimsel olarak koyabilir mi?

 

Elbette. Gözlem bilimselliğin ilk adımı daha sonra deney gelir. Varlık gözlemlenip algılanabiliyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Noktalamıştım ama, insan bilinci için temel teşkil eden sorular olduğu için cevap vermekten kendimi alıkoyamadım. Bu soruları sorabilmek duyarlı insanlık.

 

Bilgi, varlık, madde, olgu kısaca algıladığımız her şey gerçektir. İnancı doğrular/yanlışlar.  

Peki. Epistemoloji yani bilgi, varlik degil; inanc ile gercek arasindaki dogrulamadir. Bu acidan bakarsak, gercegi dogrulamak adina inancsal ideolojik olarak kac gercek vardir?

 

 

Elbette, algılanan her şey var olan kavramlardır. Ancak sevgi diğerlerinden farklı olarak iç güdüdür. Diğerleri ise zeka ürünü(bilgi).

 

 

Daha önce söylemiştim varlık kavramı etimolojik olarak iki şekilde nitelenmiş. Birisi düşünsel var olanlar, diğerisi de maddi varlık olanlar. Mevcut olan, algılanan, var olan.

 

 

Sözlükte ikisinin karşılığı da "gerçek, hakikat" olarak geçiyor.  

 

 

Gereksiz bir soru. Bana göre gerçeklik gerçek olandır.

 

 

İnanç doğrulama yöntemi, yolu olamaz. Doğrulama yöntemi gözlem, belge, bulgu, deneydir. Yani bilimsel metodlardır.   

 

 

Soyut, somuta isim, kavram, deyim olmuş bilgidir. Somutlaşmış bilgidir. Somutlaşmış bilgi olması somtla özdeşleşmiş olması demektir.

 

 

Elbette gözlemleniyor ve algılanıyorlar. Maddi varlık olmasalar da varlıkları bilimsel metodlarla ispat ediliyor.

 

 

İnsana ait özelliklerdir.

 

 

Üçlem?

 

 

Bunlar anlaşılmadı ne denmek isteniyor?

 

 

Elbette. Gözlem bilimselliğin ilk adımı daha sonra deney gelir. Varlık gözlemlenip algılanabiliyor.

Diyecegim tek sey gereksiz buldugun sorunun cevabini buldugunu zannediyorsan, bilissel ve bilimsel ufkun sinirli demektir. Cunku ne gercek ne deneyin gercek oldugu gercegin ne oldugu ne de gerceklik bilimsel degildir ve yappilandirilmis olarak ta yapilandiran varlik temeline gore degisken tartismali ve gorecelidir. Gercek ontolojik degil; yapilandirilmistir. Ontolojik gerceklikteki herhangi bir dogrulama inancsal ve ideolojiktir.

 

Uclem insanogluna ait olandir. Madde dusunce ve kavram. Bunlarin biri olmadan digerleri de olmaz. Uclemin temelibir pozitif ve noktadir.

 

Truth-gercegin ne oldugu olarak tartismadi. Taaaa Aristo'dan Plato'dan bu yana. Ustelik yapilandirilmis oldugundan da olguu olarak gercegin ne oldugu ortaya konamaz.

 

Reality de gerceklik demektir. Gercek varlik ve de gercekte varligin ne oldugu ise zaten metafizigin tartismasidir.

 

Bilim bilimsel olarak ne dogrudan ne de gercekten yola cikar, gozlem ve olgudan yola cikar.

 

Ama bilgi inancile gercek arasindaki dogrulamadir. Buradaki inanc dini temeldeki faith degildir, believe temelindeki "sana inaniyorum" temelli inanctir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

gerceklik bilimsel degildir

 

Gerçek: (http://www.nedirnedemek.com/)

 

·  Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, hakiki.

 

·  Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat.

 

·  Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici.

 

·  Temel, başlıca, asıl

 

·  Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan.

 

·  Yapay olmayan.

 

·  Doğruluk

 

·  Gerçeklik, realite

 

·  Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak, var olan.

 

·  Bilinçten bağımsız olarak var olan.

 

·  Doğru, dürüst.

 

·  Temel, başlıca, asıl doğayı yansıtan.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gerçek: (http://www.nedirnedemek.com/)

 

·  Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, hakiki.

 

·  Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat.

 

·  Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici.

 

·  Temel, başlıca, asıl

 

·  Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan.

 

·  Yapay olmayan.

 

·  Doğruluk

 

·  Gerçeklik, realite

 

·  Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak, var olan.

 

·  Bilinçten bağımsız olarak var olan.

 

·  Doğru, dürüst.

 

·  Temel, başlıca, asıl doğayı yansıtan.

Kusura bakma ama turkce dili bir kavrami isleme yenileme anlamve icerigi analojik ve mana cikarma mantifgi ile verme konusunda, en az 3 cag geri. Halbuki felsefe dil ve bilim 20. yuzyildan bu yana dil uzerinde donuyor ve tum kalasik anlamlar anlamini yitiriyor.

 

Ustelik turkcemiz kok yapili bir dil oldugundan da sinirli.

 

Realite baska truth baskadir. Turkce de ikiside gercek olarak gecer.

 

Truthbaska fact baskadir. Olgu kavrami gercek gibi algilanmaktadir.

 

Gercek DOGRULANAN INANCTIR VE BASKA DA BIR SEY DEGILDIR. O yuzden de her metafizik tabanin gercegi farklidir.Kimi icin tanri kimi icin madde, kimi icin dusunce kimi icin kavram. Bilgi de kavramsal olarak INANC ILEGERCEK ARASINDAKI DOGRULUK KOPRUSUDUR. Kisaca gercek ve gerceklik ontolojik bir taban tartismasidir. Her taban kendi tabanina gore gercegi kendine dogrular.

 

Tabiburada ben bilimsel bilgiden bahsetmiyorum. Bilimsel bilgi gozlem ve olguya dayanir, gercege degil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.