Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

RASULULLAH’A İTAAT ve SÜNNETE SARILMAK


Terapi

Önerilen İletiler

haksöz kardeşim

 

nebi resul

 

kuranda HZ:MUHAMMED MUSTAFA(sas) den başka kimseye resul denirmi?

 

haksözcüm hadisleri kabul etmiyorsun pekiya senin itaatin neşekildedir sadece bir zamanlar bir peygember gelmiş diyerek mi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 66
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Nisa suresi 65:

 

65- Hayır! Rabbine andolsun ki iş bildikleri gibi değil, onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp sonra da senin verdiğin hükme karşı içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olamazlar.

 

terapiye ve hadisciler göre bunlar kuran ve hadis diye ikiya ayırıyorlarya.Dolayısıyla bu münafıklar ey Muhammed kuranla hükmedersen başımız gözümüz üstüne ama hadislerle hükmedersen kusura baka biz senin sünnetine gıcık kapıyoruz demişler,Yüce Aallahta bunları azarlamak için bu ayetleri indirmiş

 

Bunlara göre aslında 1500 sene öncesininin azılı inkarcıları kuranı baş tacı eden ama buna rağmen hadisleri kabul etmeyen insanlardı. Kuranda bunları azrlamak için iindi.

 

 

Yüce Allah vereceği karar hakkında elçisine danışmaz o bundan münezzehtir.Ama buna rağmen ayette Allah ve resulü ibareleri vardır. Bunun hikmeti ise gayet açıktır. İnsanlar Allahın bu emrini direk Allahtan değil elçisinden duymaktadırlar

 

 

 

 

Başka bir örnek: İstediğiniz kadar örnek veririz. Boşa kendi yorumlarınızla çırpınmayın. Bizlerin getirdiği deliller bu konudaki ilim dünyasının ittifak ettiği delilerdir. Kafamıza göre yorumlar değildir.

 

20. “Namaz kılın, zekatı verin: Peygambere itaat edin ki . merhamet göresiniz.” (Nur suresi : 56 ) (Bakın burada Peygambere itaat diyor sadece)

 

 

Peygambere itaat etmek, : verdiği hükümden memnun olmaktır..

 

Yukarda yapmış olduğun yorumların ve söylediklerinin hiçbir ilmi dayanağı ve mesneti yoktur. Bizler senden yorum istemiyoruz. Bize delilleriyle ispatlar getir.

 

Habire sağa sola çekip durmaya gerek yok konuları konu gayet açık...

 

Haksöz maksadınız nedir? sadete gelin bence..?

 

Hiç inandırıcı ve mantıklı değilsiniz..

 

Bizler ilmi geçerliliği olan ve kabul görmüş deliller istiyoruz....Kafanıza göre yaptığınız yorumlar değil...?

 

Terapi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allahın öldürdüğünü Allaha inat yaşatmak isteyenler

 

Al-i İmran 144 Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de elçiler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür ya da öldürülürse, gerisin geriye mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri dönerse, Allah'a hiçbir şekilde zarar vermiş olmayacaktır. Allah, şükredenleri mükafatlandıracaktır

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allahın öldürdüğünü Allaha inat yaşatmak isteyenler

 

Al-i İmran 144 Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de elçiler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür ya da öldürülürse, gerisin geriye mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri dönerse, Allah'a hiçbir şekilde zarar vermiş olmayacaktır. Allah, şükredenleri mükafatlandıracaktır

 

 

::))))))

 

 

 

 

 

<<<<<<< “GÜZEL ÖRNEK”

 

Rasulullah’ı gören Müslümanlar, ona itaat konusunda ki ayetlere uyarak hem getirdiği Kuran’ı canla başla kabul ettiler hem de bir dediğini iki etmeyecek şekilde şahsına itaat ettiler.

 

Namazın, haccın, zekatın ve benzeri ibadetlerin nasıl yapılacağı konusunda Kuran’da yeterince açıklanmayan hususları ondan öğrendiler ve dediklerine harfiyen uydular; böylece “Rasulullah’a itaat edin!”ayetinin gereğini yaptılar. Peygamber (a.s)’in en önemli görevlerinden birisi buydu. Alın size ayetler ben artık gerisine karışmam demedi O. Bizzat kendisi hayatında ayetlerin nasıl anlaşılması gerektiği gösterdi ve öğretti.

 

Şimdi gelelim Asr-ı Saadet’ten bugüne kadar gelen, bugünden kıyamete kadar gelecek Müslümanların “Rasulullah’a itaat edin!” ayeti karşısındaki durumuna.

 

Bugün Rasulullah hayatta olmadığına göre biz ona nasıl itaat edeceğiz? Bizden sonra gelecek Müslümanlar ona nasıl itaat edecekler? Bu sorunun bir tek cevabı vardır.Yukarıda görüşlerini kısaca arz ettiğim dört alim ile onların dışındaki yüzlerce İslam büyüğün dediği gibi vefatından sonra da Kuran’da olmayan hususlarda Rasulullah’ın sünnetine uymak suretiyle ona itaat edilecektir. Bu sayede Peygamber a.s her çağda evrensel bir görevi üslenmiş bulunmaktadır. Ve öğretisiyle hala aramızdadır. Aramızda olmaya devam edecektir.

 

Böylece, ben Müslümanım diyen herkes,, hangi devirde yaşarsa yaşasın “Allaha ve Resulu’ne itaat edin” ayetinin gereğini yerine getirmiş olacaktır.

 

Ayet böyle anlaşılmadığı, Rasülü Ekrem efendimizin hadis ve sünnetinin devre dışı bırakıldığı takdirde, Peygamber (a.s)’i göremeyen bütün Müslümanlar “Rasulullaha itaat edin” ayetinin gereğini yapmamış olacaklardır.Sadece bu ayetin gereğini mi? Hayır, hadis ve sünnet devre dışı bırakıldığı takdirde, daha nice ayetin gereği yerine getirilmemiş olacaktır.En çarpıcı örneklerden birisi şudur:

 

Allah Teala şöyle buyuruyor: “ Yemin ederim ki- sizin için , Allah’ın huzuruna çıkmayı umanlar, ahiret gününe inananlar ve Allah’ı çokça ananlar için Allah’ın rasulu gözel bir örnektir.” (Ahzab süresi : 21 )

 

Zamanın şu içinde bulunduğumuz çizgisinde yaşayan bizler, Allah’ın huzuruna çıkmayı umuyoruz.Ahiret gününe inanıyoruz. Allah’ı da çok anıyoruz.Biz de ayeti kerimede ki tavsiyeye uyarak Allah’ın Resulu’nu kendimize örnek almak istiyor ve hadis muhaliflerine sesimizin en yüksek tonuyla soruyoruz:

 

“Rasulullah’ın yaşayışı (hayatı) demek olan sünnet ile Müslüman’ın hayatına yön veren hadisler devre dışı bırakıldığı takdirde, bugünün Müslüman’ı Resullah’ı nasıl örnek alacaktır? Allah O sizin için güzel bir örnektir diyor ama? Madem Allah böyle diyor. Burada bir incelik var. Değil mi?

 

İşte bütün mesele bu sorunun cevabında yatmaktadır.>>>>>>>

 

 

Habire yorum yorum. Deliller bekliyoruz .

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Alalhın ayetlerini analiz etmeyi ufak gördüğünüde dilinle söyledin, işte siz ve sizin gibilerin anlayışında kuran bir aksesuardır, ufaktır, tebrik kartıdır, kulağa hoş gelan melodidir/müzikaldir. Bana göreyse kuran başımın tacı, hayatın gerçek anlamı, insanlığın klavuzudur.

Artık elçi aramızda yok, onun bize Allah tarafından indirilen öğütü Kuran var, o kurana uyun ki kurtuluşa eresiniz. Şerefli elçi sizden hepinizden şikayetci olacak,

 

Furkan30: Diriliş günü Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'an'ı büsbütün terkettiler.

 

sizden hesap bile soracak Kuran'ı terkedip onu müzikal bir name gördüüğnüz için, süslü bezlere sarıp duvara astığınız için..

 

Kuran çok büyüktür ve herşeyin üstündedir. Ufak diyenlerin gerçek yüzlerini gösterdiğin için Allahım sana şükürler olsun...

 

 

:lol: Var ya eğer sen Kurana tabii birisen bende uzaylıyım.. Hem Kuranı anladım ona göre yaşıyorum diyorsun hem de ****** söylediklerimi çarpıtıyorsun.. Hangi ayetde Allah kullarına birbirinizi lanetleme bahislerine iddalarına girebilirsiniz demiş ? Hangi ayetde başkalarıyla iddalaşırken ailenizi ortaya sürebilirsiniz demiş ? Sen beni lanetlesen ne yazar lanetlemesen ne yazar.. Ben se sana hiç bişi demem zaten olan olmuş sana .. Bi de sana iyi niyetle cevap veriyor arkadaşlar ya hayret doğrusu..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Başka bir örnek: İstediğiniz kadar örnek veririz. Boşa kendi yorumlarınızla çırpınmayın. Bizlerin getirdiği deliller bu konudaki ilim dünyasının ittifak ettiği delilerdir. Kafamıza göre yorumlar değildir.

 

 

İlim dünyası imiş.Sen islamı hinduizm gibi kast sistemi sannediyorsun galiba. İlim dünyası dediğin ,kuranı tekeline almak isteyen ruhban sınıfından başka bir şey değildir.

 

20. “Namaz kılın, zekatı verin: Peygambere itaat edin ki . merhamet göresiniz.” (Nur suresi : 56 ) (Bakın burada Peygambere itaat diyor sadece)

 

 

Peygambere itaat etmek, : verdiği hükümden memnun olmaktır..

 

 

Peygamber kuran harici hüküm mü vermiş

 

Maide/ 48- Sana da geçmis kitaplari tasdik eden ve onlari kollayip koruyan Kitab (Kur'ân)i hak ile indirdik. Onlarin aralarinda Allah'in indirdigi ile hükmet. Onlarin arzu ve heveslerine uyarak, sana gelen haktan sapma. Biz, herbiriniz için bir seriat ve yol belirledik. Eger Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardi, fakat size verdiklerinde sizi denemek istedi. Öyleyse iyiliklere kosun. Hepinizin dönüsü Allah'adir. O, ihtilafa düstügünüz seyleri size haber verir.

 

Maide/ 49- Aralarinda Allah'in indirdigiyle hükmet. Onlarin keyiflerine uyma. Allah'in sana indirdiginin bir kismindan seni saptirmalarindan sakin. Eger Allah'in hükmünden yüzçevirirlerse, bil ki Allah, bir kisim günahlari sebebiyle onlari musibete ugratmak istiyor. Muhakkak ki insanlarin çogu yoldan çikanlardir.

 

 

Nisa /105. Allah'in sana gösterdigi sekilde insanlar arasinda hükmedesin diye sana Kitab'i hak ile indirdik; hainlerden taraf olma!

 

 

Yukarda yapmış olduğun yorumların ve söylediklerinin hiçbir ilmi dayanağı ve mesneti yoktur. Bizler senden yorum istemiyoruz. Bize delilleriyle ispatlar getir.

 

Siz hangi delili getirdiniz kelle sayısından başka ?

 

 

tabi ya sizler mesnetsiz sallarken ilmi oluyor ,yorum olmuyor bize gelince yorum oluyor.Bende sizden yorum istemyorum.sakın bir daha kurandan referenas vererek hadisleri insanların başına dayatmayın

 

madem yorum yapmayacaksınız o zaman net konuşacaksınız

 

 

Allah kuranda elçiye itaat edin diyor buhariye müslüme ve diğer hadis yazarlarına değil. Eğer bunlar size göre elöi ise hadi buyurun buhari resulullah deyin

 

 

 

 

Habire sağa sola çekip durmaya gerek yok konuları konu gayet açık...

 

Haksöz maksadınız nedir? sadete gelin bence..?

 

Hiç inandırıcı ve mantıklı değilsiniz..

 

Bizler ilmi geçerliliği olan ve kabul görmüş deliller istiyoruz....Kafanıza göre yaptığınız yorumlar değil...?

 

Terapi

 

Kuzum sizin bu kafa düşmanlığınız nerden kaynaklanıyor bir türlü anlam veremiyorum.Eğer bir işe yaramıyorsa ne diye duruyor ki başınızın üstünde

 

Kabul görmüş delillermiş. Kim kabul edecek ruhban sınıfından oluşan kelle sayısımı

 

Bakın ben iddia ediyorum ve diyorum ki sizin etiketlediğiniz ruhbanlar varya,onların kuran bilgisi kesinlikle sıfırdır.Sadece atalarından gelen kapıllaşmış pagan fikirleri papagan gibi tekrar etmekten başka yapabilecekleri bir şey yoktur.

 

Bunu hertürlü platformda isbat etmeyede hazırım

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

haksöz kardeşim sana iki şey söyliyeceğim

bunlardan birincisi sorudur

senin allah(cc)ın resule itaatin ne şekildedir.

bunlardan ikincisi bu günahakrdan tafsiyedir

kuranı aç herzamnkinden daha hayalı herzamanki o güzel saygından daha saygılı sana cevap olarak verilen ayetleri bir daha oku

bak kardeşim sana ne kadar dediysemde anlaşamadık çoğu ayetlerin efendimizin nasıl uyguladığını nasıl öğrettiğini bilmemeiz gerekir çünkü o ayetler ona indi en doğrusunu Allah(cc)ın izni ile o bilir .

 

" Sana bu kitabı indiren O'dur. Bunun âyetlerinden bir kısmı muhkemdir ki, bu âyetler, kitabın anası (aslı) demektir. Diğer bir kısmı da müteşabih âyetlerdir. Kalblerinde kaypaklık olanlar, sırf fitne çıkarmak için, bir de kendi keyflerine göre te'vil yapmak için onun müteşabih olanlarının peşine düşerler. Halbuki onun te'vilini Allah'dan başka kimse bilmez. İlimde uzman olanlar, "Biz buna inandık, hepsi Rabbimiz katındandır." derler. Üstün akıllılardan başkası da derin düşünmez"(al-i imran/7)

 

bak kardeşim bir sahabi efendimiz(sas) ne derse not alırmış yazrmış sonra bu sahabiye karşı çımışlar ve demişlerki Resulallah(sas) sinirli olduğu zamanlarda oluyor o zamnda dediklerini yazarsın bilmeden.O sahabide bu durumu HZ. muhammede aktarınca efendimiz(sas) yazmaya devam etmesini istemiş ve ağzından haktan başka söz çıkmaya cağını bildirmiş.

 

daha öncede dedim

 

nebi RESUL

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

haksöz kardeşim sana iki şey söyliyeceğim

bunlardan birincisi sorudur

senin allah(cc)ın resule itaatin ne şekildedir.

 

 

Frekanslarımız tamamen farklı onun için anlayamıyorsunuz ve hiçbir zamanda anlayamayacaksınız.Allah bizden hem kendisine hemde elçisine olarak iki ayrı olguya itaat etmemizi istemiyor.Ben resule itaat etmiyorum kardeşim bu kadar net ve açık

 

Ben sadece ve sadece Allaha kulluk ederim

 

bunlardan ikincisi bu günahakrdan tafsiyedir

 

ne demek istediginizi anlamadım acık yazarsanız

 

 

 

kuranı aç herzamnkinden daha hayalı herzamanki o güzel saygından daha saygılı sana cevap olarak verilen ayetleri bir daha oku

bak kardeşim sana ne kadar dediysemde anlaşamadık çoğu ayetlerin efendimizin nasıl uyguladığını nasıl öğrettiğini bilmemeiz gerekir çünkü o ayetler ona indi en doğrusunu Allah(cc)ın izni ile o bilir .

 

Ayetler ona indiyse siz neyin derdindesiniz.Demekki onu ilgilendiriyor size göre.Ona indi ama sade o anlasın diye değil tüm isanlık için indi.Kuranın elçinin bilgisiyle sınırlamak kurana en büyük hakarettir.Kuranda o kadar ayetler vardır ki o dönemde ne anlama geldiğini resul bilemez di.

 

Buna bir çok örnek veririm ama gerek görmüyorum

 

" Sana bu kitabı indiren O'dur. Bunun âyetlerinden bir kısmı muhkemdir ki, bu âyetler, kitabın anası (aslı) demektir. Diğer bir kısmı da müteşabih âyetlerdir. Kalblerinde kaypaklık olanlar, sırf fitne çıkarmak için, bir de kendi keyflerine göre te'vil yapmak için onun müteşabih olanlarının peşine düşerler. Halbuki onun te'vilini Allah'dan başka kimse bilmez. İlimde uzman olanlar, "Biz buna inandık, hepsi Rabbimiz katındandır." derler. Üstün akıllılardan başkası da derin düşünmez"(al-i imran/7)

 

bak kardeşim bir sahabi efendimiz(sas) ne derse not alırmış yazrmış sonra bu sahabiye karşı çımışlar ve demişlerki Resulallah(sas) sinirli olduğu zamanlarda oluyor o zamnda dediklerini yazarsın bilmeden.O sahabide bu durumu HZ. muhammede aktarınca efendimiz(sas) yazmaya devam etmesini istemiş ve ağzından haktan başka söz çıkmaya cağını bildirmiş.

 

Valla kusurna bakma ama ben bu mış mışları dinleye dinleye artık bıktım usandım.Zaten 1400 asırdır insanlar hep bu mış mış larla uyutuldu.Siz hala uyumakta serbestsiniz.Ama lütfen bana dayatmayın

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.....

 

...

 

..

 

Kuzum sizin bu kafa düşmanlığınız nerden kaynaklanıyor bir türlü anlam veremiyorum.Eğer bir işe yaramıyorsa ne diye duruyor ki başınızın üstünde

 

Kabul görmüş delillermiş. Kim kabul edecek ruhban sınıfından oluşan kelle sayısımı

 

Bakın ben iddia ediyorum ve diyorum ki sizin etiketlediğiniz ruhbanlar varya,onların kuran bilgisi kesinlikle sıfırdır.Sadece atalarından gelen kapıllaşmış pagan fikirleri papagan gibi tekrar etmekten başka yapabilecekleri bir şey yoktur.

 

Bunu hertürlü platformda isbat etmeyede hazırım

 

....

 

...

 

Tamam o zaman hemen başka haksöz oldumu. Hala bol bol ithamda bulunuyorsun. bize şöyle bir makale hazırla oldumu. Açıklayıcı net ve akademik yeterliliği olan....

 

 

Sonra senin bu makaleni ulusal değil , uluslararası platformlarda tartışmaya açalım varmısın??

 

Hatta sen türkçe hazırla ben ingilizceye çevireyim halledelim oldumu..

 

Bence bilim dünyası karar versin senin ispatlarının tutarlılığına biz sana bi türlü anlatamadık ya o yüzden :::)))...

 

Sonrada tezini halka açarız bakalım ne kadar kabul görecek....

 

Diyorsun ki "ruhban sınıfından oluşan kelle sayısı" noldu ? neden o insanlara saygı göstermiyorda hakaret ediyorsun?

 

Söyleyecek sözün varsa çık onların karşısına ve söyle.....İnsanları itham etme. Kimseyide küçük görme

 

Herkesin kafası çalışıyor, sadece senin değil...!!!!!

 

Bekliyorum makaleni....

 

Terapi

 

......

.....

 

Valla kusurna bakma ama ben bu mış mışları dinleye dinleye artık bıktım usandım.Zaten 1400 asırdır insanlar hep bu mış mış larla uyutuldu.Siz hala uyumakta serbestsiniz.Ama lütfen bana dayatmayın

 

Kimse sana birşey dayatmıyor ki. Sen bir iddia attın ortaya bizde konunun uzmanlarından delillerle sana cevap verdik....

 

Dayatma filan yok haksöz istediğin gibi inanmakta hürsün bu senin tercihin...Esas bu konuyu gündeme getirip konuyu deşen ve bize dayatan sensin....

 

Sonra istemediğin cevapları alıncada bizi dayatmayla suçlayan gene sensin.......::)))

 

Bizim kimsenin inancıyla işimiz yok. Herkes istediği gibi yaşar. Ama kalkıp bu inançlarınızı bize dayatmaya kalkarsanız ( yok Allah yok, yok İslamda şu yok bu yok derseniz ..vs..) . Tabiki cevabınızı alırsınız..Kendini yorma bence inandığın gibi yaşa ve tercihine razı ol....işte sana çözüm...

 

 

Tutarlı olalım...

 

Terapi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Demişsin ki ben resule itaat etmiyorum kardeşim gayet net

tamam bişey demiyoruz ayyet de gayet net

 

"Namaz kılın, zekatı verin Peygambere itaat edin ki merhamet göresiniz."(Nur/56)

 

"Onlar, Allah'ı ve peygamberlerini inkâr ederler, Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isterler. "Kimine inanırız, kimini inkâr ederiz" derler. Bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isterler."(nisa/150)

 

ayrıca başta olayı çarpıttığını düşünüyorum demişsinki

Ben resule itaat etmiyorum Ben sadece ve sadece Allaha kulluk ederim

 

yani bizim Allah(cc) ın resulüne itaat ederek ona kulluk yaptığımızı ima etmişsin zaten bu yüzden şirk diyorun ve ayet <yet desende ayetleri inkar ediyorsun.

 

Neyse kardeşim ben fikirlerimi belirttim sen fikirlerini belirttin madem inanamıyorsun yapacak bir şey yok.

Herşeyin en doğrusunu Allah(cc) bilir.

selametle

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

...

 

Neyse kardeşim ben fikirlerimi belirttim sen fikirlerini belirttin madem inanamıyorsun yapacak bir şey yok.

Herşeyin en doğrusunu Allah(cc) bilir.

selametle

 

 

Evet herkes fikrini belirtti yapacak bişey yok.

 

Herkes inancını yaşasın. İnancına sahip çıksın. Ve neticesine razı olsun.....

 

Eyvallah ::))

 

Terapi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yani bizim Allah(cc) ın resulüne itaat ederek ona kulluk yaptığımızı ima etmişsin zaten bu yüzden şirk diyorun ve ayet <yet desende ayetleri inkar ediyorsun.

 

Hele şükür anlayabildiniz .Bunu ben değil kuranın tanıttığı elçi söylüyor

 

Al-i İmran 79 Hiçbir insanın, Allah'ın kendisine Kitap, hikmet ve peygamberlik vermesinden sonra (kalkıp) insanlara: Allah'ın yanısıra bana kul olun! demesi mümkün değildir. Bilakis (şöyle demesi gerekir): Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz Kitap uyarınca Rabbe halis kullar olunuz

 

Gördünmü kardeşim ne demiş peygamber ? Okuduğunuz kitap gereğince sadece Allaha has kullar olun. Ve bu kitapta hadis madis kitapları değil.Allahın kitabı olan kuran

 

Ah ne olurdu bu gerçeği bir kavrayabilseniz

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ahirzaman: ayet ayet desende ayetleri inkar ediyorsun

haksöz: Hele şükür anlayabildiniz .Bunu ben değil kuranın tanıttığı elçi söylüyor :D

 

ben konuyu kapattı sende kapat kardeşim ayrıca dikkat et iki mesajdır çok yanlış şeyleri ima etmiş oluyosun

 

ahirzaman:

Neyse kardeşim ben fikirlerimi belirttim sen fikirlerini belirttin madem inanamıyorsun yapacak bir şey yok.

Herşeyin en doğrusunu Allah(cc) bilir.

selametle

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

SÜNNETE SARILMAK

 

İslâmiyet'te meşrûiyetin olduğu gibi gerekliliğin de asıl kaynağı, Allah'ın Kitâb'ı ve Resûlü'nün (s.a.s.) sünnetidir. Her alanda gerekli ve geçerli olan bu kâide sebebiyle "Sünnete sarılma"yı, Kitab ve sünnet nassları ile incelemek şüphesiz tabiî bir durumdur.

 

Kur'ân-ı Kerîm'in sünnete sarılmayı emretmesi

Kur'ân-ı Kerîm'de sünnete sarılmak gerektiğini (sünnete i'tisâm), sünneti bir bütün olarak kapsayacak tarzda çok genel ve öz bir biçimde şu âyet ifâde eder: "Resûl size ne getirdi ise onu alın, ona tutunun; sizi neden nehyettiyse ondan kaçının!" (Haşr/59: 7). Sahâbîler, bu âyetin sünneti kapsadığı inancındadır. Meselâ, Abdullah İbn Mes'ûd, kendisine dövme yapma ve kadınların kaş tüyleri gibi bazı tüylerini alma yasağının Kur'ân'da bulunup bulunmadığı sorusuna, Peygamberimiz'in ilgili hadîsiyle cevap vermiş ve bunu Kur'ân'a ait bir nehiy gibi değerlendirme sadedinde de bu âyeti okumuştur.1 Mevdûdî, fey' taksimi münasebetiyle inen bu âyetteki hükmün umûmî ve asıl maksadın, tüm münasebetlerde Hz. Peygamber'in (s.a.s.) emirlerine teslimiyet olduğunu belirtmiş, bunun sebebini de şöyle izah etmiştir: "Resûl size neyi getirdi ise onu alın" denirken, cümlenin devamında "size neyi getirmediyse" değil, "neyi yasakladıysa ondan kaçının" şeklinde bir ifade kullanılmıştır. Bu hüküm sadece fey'e ait malların paylaşımını ihtiva etseydi, o zaman "neyi getirmediyse" denirdi. Fakat, "neyi yasakladıysa" denilmesinden anlaşıldığına göre kastolunan, Hz. Peygamber'in (s.a.s.) emir ve yasaklarına uyulmasıdır. Nitekim, bizzat Hz. Peygamber (s.a.s.) de, "Size emrettiğimi mümkün olduğunca uygulamaya çalışın, yasakladığımdan da kaçının." 2 buyurmuştur.

 

Hz. Peygamber'e (s.a.s.) iman edilmesini ve O'na uyulmasını emreden âyetler, Hz. Peygamber'in ve sünnetinin konumunu belirlemek bakımından i'tisâmın gereğini de ortaya koymaktadır. "Allah'a ve ümmî peygamber olan Resûlü'ne -ki o, Allah'a ve O'nun sözlerine inanır- iman edin ve O'na uyun ki, doğru yolu bulasınız" (A'râf/7: 158) âyetinden anlaşıldığı üzere Resûlüllah'a (s.a.s.) iman ve O'na uyma, Allah Teâlâ'nın istediği yola uymuş olmak için şarttır. Resûl'e iman, O'nun getirdiği vahye ve ortaya koyduğu sünnete i'tisâmı gerektirirken, bunları tasdik etmemekten kaynaklanan i'tisâmsızlık da imansızlığa delildir.

 

Hz. Peygamber'in Müslümanlar için en güzel örnek olduğunu belirten "Andolsun ki, Resûlüllah'ta sizin için, Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnek vardır" (Ahzâb/33: 21) âyeti, bağlanılması gereken sünnetin "üsve-i hasene (güzel örnek)" olduğunu belirtmekte, dolayısıyla i'tisâm teşvikinde bulunmaktadır. Zira "üsve", bütün fiillerinde O'na uymayı ve değer vermeyi, bütün ahvâlini önemsemeyi ihtiva eder.3 Ayrıca âyetler, her devre hitap ettiği için, bütün Müslümanlar onun muhatabıdır. O (s.a.s.), her devirde örnek alınmalıdır.

 

Resûlüllah'a (s.a.s.) itaat edilmesi emri de sünnete i'tisâmı gerekli kılar. Bilindiği gibi, peygamberlere karşı ye-rine getirilmesi gereken vazifelerden ve onlara uyma şartlarından biri itaattir. "Kim Resûl'e itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur." (Nisâ/4: 80) âyeti, peygambere itaatin neden gerekli olduğunu ve itaatin zorunluluğunu ortaya koyar. Âyetler, Resûlüllah'a (s.a.s.) itaati, Allah'a itaat saymıştır.4

 

Peygamber'e (s.a.s.) itaati, sadece "Kur'ân konusunda Peygamber'e itaat gerekir." şeklinde anlamak mümkün değildir. Zira bu şekilde anlamayı gerektirecek nassî bir delil bulunmamaktadır. Hz. Peygamber'e itaat mecburiyeti, O'na (s.a.s.) itaatin Allah'a itaat etme sayılmasındandır. Çünkü Hz. Peygamber, Kur'ân'ın ifadesiyle, sadece Allah'ın yolu sırât-ı müstakime götürmekte (Şûra/42: 52) ve yalnız Allah'tan kendisine vahyedilene uymaktadır (En'am/6: 50). Şayet Resûl'e itaatten sadece Allah'a itaat murad edilmiş olsaydı, "Allah'a ve Resûlüne itaati" emreden âyetler bulunmazdı. Ona itaat, Kur'ân'da bulunan hususlarda farzdır denilecek olursa bu, Resûl'e mahsus bir itaat sayılmaz. Allah ve Resûlü'ne itaat, ayrı ayrı zikredildiğine göre, Hz. Peygamber'e mahsus bir "itaat" alanı vardır ve O, (s.a.s.) Kur'ân'da yer almayan konularda hüküm veriyor demektir. "Allah Teâlâ, 'Peygamber'e itaat edin.' sözüyle 'Peygamber'le gönderdiğim âyetlere itaat edin, ama Peygamber'in bunun dışındaki açıklamalarına ve yorumlarına bakmayın' demeyi murad etseydi, bunu açıkça söylerdi. Aksine mutlak bir ifadeyle, hiçbir şeyle kayıtlamadan 'Resûlüllah'a itaat edin.' buyuruyor. Öte yandan, 'Resûlüllah'a itaat edin' buyruğunun anlamı, Allah Teâlâ'nın O'nunla gönderdiği âyetlere itaat edin demek olsaydı, o takdirde, âyetlerin başındaki 'Allah'a itaat edin' sözü gereksiz bir tekrardan ibaret olurdu. Allah Teâlâ'nın emrettiği bu itaat, sadece Resûlü'nün getirdiği âyetleri kapsamamakta, âyetlerle birlikte sünnetine, hattâ şahsına itaati de içine almaktadır."5

 

İslâm âlimleri, konuyla ilgili âyetlerden hareketle Peygamber'e itaatin, O'nun sünnetine sarılmak ve getirmiş olduğu emir ve yasaklara boyun eğmek olduğunu söylemişler,6 "Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin." âyetlerinde Allah'a itaatin farzlarda, Resûl'e itaatin ise sünnetlerde itaat edin demek olduğunu belirtmişlerdir.7

 

Hz. Peygamber'e ittibâı emreden âyetler de sünnete uymayı gerektirir. "Allah'a ve ümmî Peygamber olan Resûlü'ne -ki o, Allah'a ve O'nun sözlerine inanır- iman edin ve O'na ittiba edin ki, doğru yolu bulasınız." (A'râf/7: 158) âyetinde Peygamber'e ittiba, Peygamber'e imanın devamı ve gereği sayılmıştır. "De ki: Allah'ı seviyorsanız hemen bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın." (Âl-i İmran/3: 31) âyetinde ise Allah'ı sevmenin ve O'nun tarafından sevilmenin şartı, Peygamber'e ittiba olarak gösterilmiştir. Sevgi konusunda ittibaın şart koşulması, diğer konularda Peygamber'e ittibaı, tabiî olarak gerekli kılar. Ayrıca Allah Teâlâ'nın, Resûlü'ne (s.a.s.) tâbi olmayı kullarına farz kılması, Resûlüllah'ın (s.a.s.) sünnetinin Allah Teâlâ tarafından kabul edildiğini gösterir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kur'ân-ı Kerîm'in sünnete sarılmayı emretmesi

Kur'ân-ı Kerîm'de sünnete sarılmak gerektiğini (sünnete i'tisâm), sünneti bir bütün olarak kapsayacak tarzda çok genel ve öz bir biçimde şu âyet ifâde eder:

 

Yalan!!! Cımbızlayın baklım nereye kadar ?

 

 

 

 

"Resûl size ne getirdi ise onu alın, ona tutunun; sizi neden nehyettiyse ondan kaçının!" (Haşr/59: 7).

 

Hani ayetin tamamı,önceki ayetler sonraki ayeler,kuranın bütünlüğü nerdee??

 

6. Allah'ın, onlardan peygamberine verdiği ganimetlere gelince siz onun üzerine ne at, ne de deve sürmediniz. Fakat Allah peygamberini, dilediği kimselerin üzerine salar. Allah her şeye kadirdir.

 

7. Allah'ın o kent halkından, Resulüne verdiği ganimetler, Allah'a, Resul'e, ona akrabalığı bulunanlara, yetimlere, yoksullara, yolcuya aittir. Ta ki içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın. Peygamber size ne verdiyse onu alın. Size neyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı şiddetlidir.

 

 

8. Bir de göç eden fakirlere aittir ki yurtlarından ve mallarından çıkarılmışlardır, Allah'ın lütuf ve rızasını ararlar; Allah'a ve Resulüne yardım ederler. İşte doğru olanlar onlardır.

 

Ne alaksı var bu ayelerin hadislerle.Konu hazine gelirinin adil bir şeklide dağıtımı

 

 

 

 

 

Sahâbîler, bu âyetin sünneti kapsadığı inancındadır.

 

Yalan!! siz oradmı idiniz yoksa onlar adına piyasada dolaşan hikeyeler mi bunlar ?

 

 

Meselâ, Abdullah İbn Mes'ûd, kendisine dövme yapma ve kadınların kaş tüyleri gibi bazı tüylerini alma yasağının Kur'ân'da bulunup bulunmadığı sorusuna, Peygamberimiz'in ilgili hadîsiyle cevap vermiş ve bunu Kur'ân'a ait bir nehiy gibi değerlendirme sadedinde de bu âyeti okumuştur.

 

Yalan.Kuranda bu konuda herhangi bir yasak yok.Size ne insanların kılından tüyünden. Her konuya el atıp insanların kıllarına karışmasanız olmaz mı ?

 

1 Mevdûdî, fey' taksimi münasebetiyle inen bu âyetteki hükmün umûmî ve asıl maksadın, tüm münasebetlerde Hz. Peygamber'in (s.a.s.) emirlerine teslimiyet olduğunu belirtmiş

 

Mevdudi kim oluyor.BU dinin sahibi Allah mı yoksa bu mollalar mı ?

 

 

 

, bunun sebebini de şöyle izah etmiştir: "Resûl size neyi getirdi ise onu alın" denirken, cümlenin devamında "size neyi getirmediyse" değil, "neyi yasakladıysa ondan kaçının" şeklinde bir ifade kullanılmıştır. Bu hüküm sadece fey'e ait malların paylaşımını ihtiva etseydi, o zaman "neyi getirmediyse" denirdi. Fakat, "neyi yasakladıysa" denilmesinden anlaşıldığına göre kastolunan, Hz. Peygamber'in (s.a.s.) emir ve yasaklarına uyulmasıdır. Nitekim, bizzat Hz. Peygamber (s.a.s.) de, "Size emrettiğimi mümkün olduğunca uygulamaya çalışın, yasakladığımdan da kaçının." 2 buyurmuştur.

 

 

Hiç bir şey izah etmemmiş sadece kendi kuruntularını din diye piyasaya sürmüş

 

 

 

Hz. Peygamber'in Müslümanlar için en güzel örnek olduğunu belirten "Andolsun ki, Resûlüllah'ta sizin için, Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnek vardır" (Ahzâb/33: 21) âyeti, bağlanılması gereken sünnetin "üsve-i hasene (güzel örnek)" olduğunu belirtmekte, dolayısıyla i'tisâm teşvikinde bulunmaktadır. Zira "üsve", bütün fiillerinde O'na uymayı ve değer vermeyi, bütün ahvâlini önemsemeyi ihtiva eder.3 Ayrıca âyetler, her devre hitap ettiği için, bütün Müslümanlar onun muhatabıdır. O (s.a.s.), her devirde örnek alınmalıdır.

 

Peygamberin örnekliğini hangi kaynak söylüyorsa, o örneklil yine o kaynapın içinde hadis mavallarında değil

 

 

 

15- Halbuki bundan önce Allah'a ahid vermişlerdi. Arkalarını dönmeyeceklerdi. Allah'a verilen ahid ise mesuliyetlidir, mutlaka sorulur.

 

16- De ki: "Eğer ölümden veya öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak size asla fayda vermez. Vereceğini var saydığınız takdirde de ancak pek az faydalandırılırsınız."

 

17- De ki: "Eğer Allah size bir felâket diler veya bir rahmet murad

 

ederse, sizi Allah'tan saklamak kimin haddine?" Hem onlar kendilerine Allah'tan başka bir veli de bulamazlar, bir yardımcı da.

 

18- Şüphesiz Allah, içinizden o savsaklayanları ve kardeşlerine: "Bize gelin" diyenleri biliyor. Onlar harbe pek az geliyorlardı.

 

19- Size karşı kıskançlık ediyorlardı. Derken o korku hali gelince, gördün onları ki, ölümden baygınlık sarmış kimse gibi gözleri dönerek sana bakıyorlardı. O korku gidince, size keskin keskin diller sıyırdılar. Onlar hayra karşı kıskançlık ediyorlardı. İşte bunlar iman etmediler de Allah amellerini boşa çıkardı. Bu Allah'a göre önemsizdir.

 

20- Onlar ahzabı (düşman birliklerini) gitmedi sanıyorlardı. Eğer o birlikler bir daha gelecek olursa, çölde bedevi Araplar içinde yer alıp, sizin haberlerinizden (başınıza geleceklerden) sormayı isterler. Onlar içinizde kalacak olsalar da pek az harb ederler.

 

21- Andolsun ki muhakkak ki size Resullulah'da pek güzel bir örnek vardır. Allah'a ve son güne ümit besler olup da Allah'ı çok zikreden kimseler için.

 

22- Müminler, ahzabı (düşman birliklerini) gördükleri zaman: "İşte bu, Allah'ın ve Resulü'nün bize vaad ettiği şeydir. Allah ve Resulü doğru söyledi." dediler. Bu onların imanını ve teslimiyetini artırmaktan başka bir şey yapmadı.

 

23- Müminlerdendir o erler ki Allah'a verdikleri ahde sadakat gösterdiler. Kimi adağını ödedi (canını verdi), kimi de beklemektedir. Onlar, ahidlerini hiç değiştirmediler.

 

Gördünmü örnekliği.Bir takın dönekler savaş meydanından kaçarken, peygamber ise sonuna kadar direnmiştir. İşte peygamberi örnek almak budur.Hadis saçmalıklarını değil

 

 

 

 

 

 

İslâm âlimleri, konuyla ilgili âyetlerden hareketle Peygamber'e itaatin, O'nun sünnetine sarılmak ve getirmiş olduğu emir ve yasaklara boyun eğmek olduğunu söylemişler,6 "Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin." âyetlerinde Allah'a itaatin farzlarda, Resûl'e itaatin ise sünnetlerde itaat edin demek olduğunu belirtmişlerdir.7

 

Yeter artık islam alimi malimi safsatalarını.Bu dinin sahibi Allah, kelle sayısı değil. Bir şey söyleyecekseniz kitaptan söyleyeceksiniz.Mollaların sopasını insanların üstünden çekin artık

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yani bizim Allah(cc) ın resulüne itaat ederek ona kulluk yaptığımızı ima etmişsin zaten bu yüzden şirk diyorun ve ayet <yet desende ayetleri inkar ediyorsun.

 

Hele şükür anlayabildiniz .Bunu ben değil kuranın tanıttığı elçi söylüyor

 

Al-i İmran 79 Hiçbir insanın, Allah'ın kendisine Kitap, hikmet ve peygamberlik vermesinden sonra (kalkıp) insanlara: Allah'ın yanısıra bana kul olun! demesi mümkün değildir. Bilakis (şöyle demesi gerekir): Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz Kitap uyarınca Rabbe halis kullar olunuz

 

Gördünmü kardeşim ne demiş peygamber ? Okuduğunuz kitap gereğince sadece Allaha has kullar olun. Ve bu kitapta hadis madis kitapları değil.Allahın kitabı olan kuran

 

Ah ne olurdu bu gerçeği bir kavrayabilseniz

 

Sen su itaat kelimesinin tarifini yaparmisin önce daha dogrusu kullukla itaat arasindaki farki kisaca özetleyebilirsen senin din bilgine inanacagim.ben öyle saniyorum ki senin din namina hicbirseyden haberin yok sadece burada insanlari tahrik etme amacli olarak ileti gönderiyorsun.cünkü Allaha kulluk ederim diyorsun sonrada kalkip Kurandan örnek verdigin ayete kendin inanmiyorsun.Birseyler duymussun fakat belliki duydugunda kendinde degildinki herseyi birbirine karistirip duruyorsun.Allaha inanirim peygamberden bana ne,müslümanligin böylesi galiba yeni kesfedildi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

7. Allah'ın o kent halkından, Resulüne verdiği ganimetler, Allah'a, Resul'e, ona akrabalığı bulunanlara, yetimlere, yoksullara, yolcuya aittir. Ta ki içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın. Peygamber size ne verdiyse onu alın. Size neyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı şiddetlidir.

 

berceste kardeşim haklısın yukarda bende ayetin tamamını yazdım bende ayeti seninle aynı şekilde anladım bu da ayetin çok açık olduğunu gösteriyor bende okur okumaz aynı şeyi anladım açıkça zaten görülüyorki son iki cümlede ayrı bir mevzuda bahsediliyor.Aynı zamnda tefsire de bakayım dedim orda da aynı şekilde ele alınmış İslamın dayanağının Kuran ve sünnet olduğu olaylar karşısında ayet ve hadis çözüm yolu olcağı söyleniyor bu ayette yer alıyor çünki özellikle ganimet konusunda düşün ayrılıktan bahsediyor

ancak çok açıkki HZ.Muhammed(sas) sözleri ve hükmü ölçü olarak veriliyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah’a inanan ve itaat eden bir müslüman, Resulullah’a da inanmak ve itaat etmek zorunda olduğu halde,bazı kimseler, Peygambere itaat meselesine böyle bakmıyorlar. Kendisine itaat edilmesi gerekenin sadece Allah olduğunu söylüyorlar.Ayetlerde geçen Peygambere itaat emrinin,onun getirdiği dini, Kuranı kabul etmek olduğunu ileri sürüyorlar.Peygamber (a.s)’in,Kuran’da olan emir ve yasakların dışında yeni bir hüküm getiremeyeceğini iddia ediyorlar.

 

Peygamber’e itaatin , sağlığında kendisine ,vefatından sonra da sünnetine uymak olduğunu belirten ve itaatın aynı zamanda Kuran’ın temas etmediği konularda Rasulullah’ın ortaya koyduğu esasları kabul etmek anlamına geldiğini söyleyen İslam alimlerine karşı çıkıyorlar. Diğer bir ifade ile ,hadisi şerifleri tamamen devre dışı bırakıyorlar.

 

Bravo terapi tebrik ederim ben bile bu kadar güzel ifade edemezdim.Aynen dediğin gibi

 

Allahın dininde tek bir hadis bile geçerli değildir velev ki Peygamberin ağzından çıktığı % 100 değil,% 1000 doğru olsun.

 

Sadece Son elçi değil, bütün elçiler Allahın postacısıdır.Nerde görülmüş postacıların mektuba ilave yaptıkları.

 

Peygamber (a.s)’in,Kuran’da olan emir ve yasakların dışında yeni bir hüküm getiremeyeceğini iddia ediyorlar.

 

Bunu ben değil,Yüce Allah söylüyor

 

hakka suresi

 

42- Bir kâhin sözü de değildir, ne de az düşünüyorsunuz!

 

43- O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir.

 

44- O, bize isnâden bazı sözler söylemeye kalkışsaydı,

 

45- Elbette biz onu bundan dolayı kuvvetle yakalardık.

 

46- Sonra da onun şah damarını keser atardık.

 

47- O vakit sizden hiçbiriniz ona yardımcı de olamazdınız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Bravo terapi tebrik ederim ben bile bu kadar güzel ifade edemezdim.Aynen dediğin gibi

 

 

 

 

Ne o bakıyorum da artık yazacak ve anlatacak birşeyler bulamıyorsun ve benim yazdıklarımdan medet umuyorsun haksöz arkadaş!!!!!

 

 

Seninle aynı görüşleri paylaşmıyorum ve sana katılmıyorum...

 

2 adet makale ile sana cevabımızı verdik...

 

Lütfen farklı yöntemler peşinde koşmayalım....

 

.

.

.

 

Tekrardan paylaşalım inşAllah

 

Peygamber Efendimiz (s.a.v)

 

Aşağıdaki karşılaştırmada Efendimizi kabul edip dünyasına davet edenlerin neler kazanacağı ve O’nu dünyasından söküp atanların neler kaybedeceği kısaca özetlenmiştir.

 

 

Peygamber Efendimizden Önce:

 

 

• Kainat umumi bir matem yeriydi. Her şey amaçsız ve tesadüf gibi algılanıyordu.

• Bütün mevcudat (var edilmiş her şey) mana aleminde birbirine düşmandı.

• Bütün cansız varlıklar birer cenazeydi.

• İnsanlar ebedi yokluğa mahkum yetimler hükmündeydi. Öldükten sonra kendilerine ne olacağını açıklayacak, ruhlarındaki ölümün verdiği yok olmanın acısını dindirecek kimseleri yoktu.

 

Peygamber Efendimizden Sonra:

 

 

Yukarda özetlediğimiz konulara ait denklemler Efendimizin getirdiği hakikatlerle aşağıdaki hale dönüşmüştür.

• Kainat O’nun nuruyla birden şenlenerek çoşup taşan muhteşem bir zikir ve şükür mescidine

dönüşmüştür. Her şey O’nun nuruyla mana kazanmıştır.

 

• Mevcudat artık birbirine düşman değil, kardeş olmuş, dost olmuştur.

 

(İnsanlar eskiden acaba bu güneş patlarda bize zarar verir mi, acaba yıldızlar gelip dünyamıza çarpar ve bizi yok eder mi ? şeklinde var edilmiş olanları düşman olarak algılamaktan kurtulmuştur. Çünkü O’nun nuruyla biliriz ki her şeyin dizgini Allah’ın elindedir. Her şey O’nun emrinde çalışır. Zarar da menfaatte Yüce Yaratıcının elindedir. O sebeple hiçbiri başıboş değildir. Demek ki korkmaya gerek yoktur. Örnekler artırılabilir. )

 

 

• Cansız varlıklar, cenaze hükmünden kurtulup, Allah’ın sonsuz hikmetine sahip olmuş, insanların emrine verilmiş birer memur mertebesine inkilab etmiştir. Her birisi başıboşluktan kurtulmuş ve Yaratıcısının Esmalarına ayine olma şerefine kavuşmuşlardır.

 

( Mesela bir çiçek solmaya yüz tutmuşken, Yaratıcısının Yaratma Sanatının güzelliğine ayna olması yönüyle artık bir memur olmuş ve yokluktan kurtulmuştur. Hayat bulmuştur. Amaçsızlıktan ve başıboşluktan kurtulmuştur.)

 

Ve tabi ki en büyük değişim biz insanların durumunda yaşanmıştır. Çünkü Var edilmişler içersinde en fazla donanıma sahip olanlar bizleriz.

 

İşte Hz.Muhammed (a.s)’in nurunun insanlığa lütfettiği en büyük kazanım şudur ki.

 

İnsanlar ebedi bir yokoluşla karşı karşıyadır. Dünyaya geliriz, sımsıkı buraya bağlanırız. Ailemiz, işimiz ve sevdiklerimiz olur. Müthiş bir temel kurarız burada. Ve asla bitsin istemeyiz. Uzun uzun hedeflerimiz vardır. Fakat hiç beklenmedik bir anda birden bütün işlerimizi bitiren bir ölüm gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalırız. Bizlere tercih hakkı tanınmaz. Tolerans gösterilmez. İşlerimizin çokluğuna ve fazlalığına bakılmaz. O an geldiğinde bir yardımcıda bulamayız. Peki ne olacak yok mu olacağız. ?

 

Öldükten sonra bize ne olacak…?

 

İşte Hz.Muhammed (a.s)’in nuru insanlığı ebedi bir yokoluşun çaresizliği karşısında yalnız bırakmaz, insanlığı bu çaresizliğinden alır, onu sonsuz saadetler ülkesi olan Cennet’e davetli aziz bir misafir rütbesine yükseltir.

 

Kısacası gecemize gündüze, kışımızı bahara çevirir.

 

Varlığının kaç bahara bedel olduğunu bilmeyenler, yokluğunun ıstırabını nasıl duysunlar Sevgili Efendim. ?

 

Buyurunuz var mısınız ? Ebedi bir yokoluşa sırt dönüp, sonsuz cennetlere davetli birer misafir olmak ister misiniz..?

 

İşte sizlere başka bir kurtuluş formülasyonu...

 

Saygılarımla

 

Terapi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hiç kimse kuşku duymasın ki hıristiyanlar İsaya düşman olduklarından değil,sevgide aşırıya gittiklerinden Allahın elçisini, zaman gelmiş Allahın oğlu yapmışlardır.Bizde durum bundan farklı bir şey değildir.

 

Allahın oğlu demek kuranda yasak olduğu için, yine bu yasağı bir hileyle delip Allahın habibi demektedirler onun için

 

Kendini müslüman olarak tanımlayanların peygamber tasavvuru o kadar kuran dışı bir hale bürünmüştür ki,insanların cahili düşüncelerden arınıp,sadece Allaha kul olmaları, toplumda erdemli ve ahlaklı olmaları için kedi aralarından birini elçi olarak seçip gönderen Yüce Allah değilde,sanki Muhammed peygamber tamamen kendi insiyatifiyle karar vermiş gibidir

 

Sanki muhammed yaşadığı toplumdaki cahiliyyeden kurtulmak için düşünmüş düşünmüş sonrada bu kötü gidişata dur demek için Allaha yalvarmış,Yüce Allahta onun bu istegini kırmayarak eh madem sen böyle istiyorsun öyleyse bende sana gerekli olan vahiyleri indiriyorum demiş gibidir

 

Peygamberi yüceltmede o kadar aşırıya kaçmışlardır ki,onun peygamberlik öncesi dönemi için bile ta doğumundan başlayarak bir yığın mucizeler uydurmuşlardır

 

Onlara göre peygamber doğduğu sırada kisraların sarayları yıkılmış, mecusilerin sönmeyen ateşleri sönmüştür

 

Oysaki kuran bunların tamamen aksini söylemektedir

 

Şura 52 İşte böylece sana da emrimizle Kur'an'ı vahyettik. Sen bundan önce, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle doğru yola eriştirdiğimiz bir nur kıldık. Şüphesiz ki sen doğru bir yolu göstermektesin.

 

Duha 7- Seni sapık bulup bulup doğruya iletmedimi?

 

 

 

Bu insanların peygamberi sevdikleri,peygamberi andıkları kadar Allahı andıklarına şahit olamazsınız. Peygamberin ismini bile yalın olarak zikretmeyi saygısızlık olarak telakki eden ve yanına uyduruk (sav)bir saygı cümlesi kullanan bu insanlar, Yüce Allahın ismini herhangi bir saygı ifadesi kullanmadan yalın olarak çok rahat bir şekilde anarlar

 

Düşünün ki size sevdiğiniz biri bir mektup yolluyor,siz ise o sevdiğinizi tamemen unutarak mektubu getiren postacıya olmadık ikramlarda bulunuyorsunuz, hatta bununlada yetnmiyor onu evinize alıp dost oluyorsunuz.

 

İnsanlar bile böyle bir duruma razı olmazken,Yüce Allah kendisini unutup,postacısını kendisinden çok sevenlerden razı olurmu? Elbette olmaz

 

fatiha

 

1- Bağışlayıcı ve esirgeyici olan Allah'ın adyla.

 

2- Tüm övgüler alemlerin efendisi olan Allaha,dır

 

3- O bağışlayıcı ve esirgeyicidir,

 

4- O, hesap gününün tek sahibidir.

 

5- Ancak sana kulluk eder, ancak senden yardım dileriz

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

7. Allah'ın o kent halkından, Resulüne verdiği ganimetler, Allah'a, Resul'e, ona akrabalığı bulunanlara, yetimlere, yoksullara, yolcuya aittir. Ta ki içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın. Peygamber size ne verdiyse onu alın. Size neyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı şiddetlidir.

 

berceste kardeşim haklısın yukarda bende ayetin tamamını yazdım bende ayeti seninle aynı şekilde anladım bu da ayetin çok açık olduğunu gösteriyor bende okur okumaz aynı şeyi anladım açıkça zaten görülüyorki son iki cümlede ayrı bir mevzuda bahsediliyor.Aynı zamnda tefsire de bakayım dedim orda da aynı şekilde ele alınmış İslamın dayanağının Kuran ve sünnet olduğu olaylar karşısında ayet ve hadis çözüm yolu olcağı söyleniyor bu ayette yer alıyor çünki özellikle ganimet konusunda düşün ayrılıktan bahsediyor

ancak çok açıkki HZ.Muhammed(sas) sözleri ve hükmü ölçü olarak veriliyor.

 

:clover:

 

Objektif bir şekilde yaklaşıp araştırma içine girilirse elbette ki sağlıklı sonuca ulaşılır ahirzaman kardeşim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"EFENDİM(S.A.V)"

 

 

Yokluğunda seni özledik.

 

Sana değen rüzgarı ,seni örten bulutu özledik.Özlemeyi , özlenilmeyi , sevmeyi , sevilmeyi, sevindirmeyi, sevindirilmeyi özledik Efendim( s.a.v)

 

Aşkı , gözyaşını, müsamahayı, ahlakı , adabı, ihsanı, irfanı, iz’anı, feraseti, basireti, şecaati, celadeti, adaleti, meveddeti, muhabbeti özledik.

 

İzzeti , hikmeti, fıtratı , şefkati, hürmeti, devleti özledik.,

 

Senden sonra tefrika meşrebimiz, taklit mezhebimiz, cehalet mektebımız , atalet fıtratımız, hamakat şöhretımız, ihanet sıfatımız kuffar velınımetımız oldu. Efendim,

Sen kendini “Abduhü ve Rasuluhü : O’nun Kulu ve Elçisi” olarak takdım etmıştın. Sana iman eden bazıları sana hürmet adı altında seni kulluktan “kurtarıp” melekleştirerek hayattan dışladılar.

 

Bu ifrata karşı başka bazılarıda tefrite sapıp seni “güzel örnek” olmaktan çıkarıp bir “postacı”, bir “ara kablosu” seviyesinde görerek hayattan dışladılar.

 

(Demek ki. Allah Resulünü postacı yapmaya kalkarsanız Ahzab Suresi 21. ayetteki “güzel örnek” vasfını inkar etmiş olursunuz. Bu ise Kur’an-ı İnkar etmektedir.. *Terapi*)

 

Bunların hepsi Sana iman edıyordu.ama senı hayatımızdan çıkartmanın ızdırabını çektırdıler bize.Bu işi, göge çekerek yada yere sokarak yapmaları sonuçya hiçbirşeyi degiştirmedi.

 

Allah(c.c) Seni “güzel örnek” olarak gösterdi. Sen Kur’an’ın konuşanı, yürüyeni, hareket edeniydin.Tıpkı bir ağaçta suyun meyvaya, bir arıda tozun bala,bir tavukta darının yumurtaya , bir koyunda samanın süte dönüşmesi gibi, ayetler sende hayata dönüşüyordu.

 

Allah (c.c) ısrarla seni örnek gösterirken, birileri ısrarla “kitab”ı kitapları örnek göstermekte direndiler. Öylesi işlerine geliyordu, cansız bir nesneyi örnek edınmekle , canlı bir insanı örnek edinmek aynı olur muydu?

 

Efendim,

Kitapsızlıktan değil “peygambersizlikten” kırıldık. Yoklugumuz peygamber yoklugu.seni hatırlatan, seni andıran insanların hasretini çekiyoruz.

 

Çocuklarımız peygamberi sorunca “Evledım O’nun Ahlakı (s.a.v) tıpkı falancanın ahlakı gibiydi”diyebilecegimiz insanlar yok denecek kadar az.!!

(Burada da inananlar olarak iç alemimizi tekrardan gözden geçirmemiz gerektiğini vurgulamakta yarar görüyoruz… Her Daim uyanık olmak elzemdir. *Terapi*)

 

İnsanlık destanıyla yaşıt olan uzun uzun vahiy sürecinde birçok kitapsız ( kendisine kitap indirilmeyen) Peygamber gelmiştide. Bir tek “Peygambersiz kitap” gelmemişti.

 

Sayemizde yaşlı dünya onada şahit oldu efendim, Peygambersiz Kitaba,Muhammed Aleyhisselamsız Kur’an’a da şahit oldu. Şimdi Kur’an mahsun efendim, Kur’an öksüz.

 

Seninle Kur’an’ın arasını ayırdık, etle tırnağın, toprakla tohumun, anayla evladın arasını ayırır gibi.

 

Gel de bir bak efendım, bu mazlum ümmetin hal-i pür-maleline.

 

Bıraktığın din tanınmaz hale geldi, bıraktıgın sitenin harabelerinde baykuşlar türedi.

Gün geçmez ki ümmetin cografyasından feryat yukselmesın oluk oluk kan akmasın.

 

(Burada yanlış anlaşılmaların önüne geçmek için deriz ki: Bıraktığın din tanınmaz hale geldi derken mecazi bir anlam yüklemesi vardır. Allah’ın dini tertemiz ortadadır. Burada muhatap alınan kesim, Allah’ın dini diye birçok yanlışlıklarla dolu farklı din dayatmalarını ve tasavvurlarını inananlara kabul ettirmeye çalışan insanlardır….*Terapi* )

 

Bir olarak bıraktığın ümmetin kaç parçaya ayrıldıgının sayısını onu parçalayanlar dahi unuttu.

 

Bıraktığın kutlu mirası hovarda mirasyediler gibi parçalayarak paylaştık.

Nebevi mirasın irfani ev ahlaki boyutuna bir hizip.ilmi ve fikri boyutuna bir başka hizip, siyasi ve hareketi boyutuna ise daha başka bir hizip sahip çıktı.

 

Yüzyıllardır tüm bu hizipler ellerindeki parçanın “bütünün kendisi” oldugunun iddaa etmekle ömür tükettiler.

 

“her hizip ellerindeki parçayla övünüp durdu” Hepimiz hakikatin merkezine kendini oturtup “hak benim” dedik.

 

Oysaki Efendim, bazen parçalanan hakikat hakikat olmaktan çıktı.

Ait oldugu bütün içerisinde anlamlı olan bir parça o bütünden ayrılınca anlamsızlaşabilir. Bunu fark edemedik efendim.

 

Efendim,

İsrailogulları peygamberlerini katlediyorlardı. Biz de senin güzel hatıranı emanetini , adını ve sünnetini katlettik. Seni katlettik Efendim,

 

Kimilerimiz için sen hiç ölmedin, o ender bahtiyarlar seni hep içlerinde, işlerinde , hayatlarında, düşüncelerinde, duygularında, eylemlerinde, evlerinde yaşattılar.

 

Kimilerimiz içinde sen hiç doğmadın. Onlar hep senden mahrum yaşadılar.

 

Varlığının kaç bahara bedel oldugunu bilmeyenler , yoklugunun ızdırabını nasıl duysunlar

 

Efendim?!!

 

(Mustafa İslamoğlu)

 

SENİ ÇOK SEVİYORUZ, SENİ ÇOK ÖZLÜYORUZ......

NE OLUR YİNE GELSEN BİZE BİR NUR GİBİ ÜSTÜMÜZE CAN EFENDİM.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

(Demek ki. Allah Resulünü postacı yapmaya kalkarsanız Ahzab Suresi 21. ayetteki “güzel örnek” vasfını inkar etmiş olursunuz. Bu ise Kur’an-ı İnkar etmektedir.. *Terapi*)

 

Yalan ve iftira.Resulü örnek almayı hangi kaynak emrediyorsa, o örneklik yine o kaynağın içinde dedim ve ayetlerle de isbat ettim

 

Savaş gibi bir durumda bir takım dönekler kaçarken resul ise sonuna kadar direnmiş ve savaştan kaçmamıştır.Sende savş esnasında ölüm pahasına bile olsa direnir sebat gösterirsen resulü örnek almış olursun. Eğer cımbızlama hastalığından vaz geçer ahzap 21 den önceki ve sonraki ayeleri okursan , örnekliğin bu olduğunu apacık görürsün, dedim

 

Allah (c.c) ısrarla seni örnek gösterirken, birileri ısrarla “kitab”ı kitapları örnek göstermekte direndiler. Öylesi işlerine geliyordu, cansız bir nesneyi örnek edınmekle , canlı bir insanı örnek edinmek aynı olur muydu?

 

 

Yalanın bu kadarında da kuyruklu demek gerek herhalde. Canlı insan dediğin kim.?Resul ölmedimi ? Öyle bir ifade kullanıyosun ki sanki resul şu an hayatta bizde resulde kim oluyormuş dermiş gibi bir porte çiziyorsun.?Sizlerin resul örnekliği diye tanımladığınız şeyler ''hadis kitapları değil mi ?

 

Madem ki kitaplar cansız nesne ise ve örnek alınması mümkün değilse hadis kitapları ne işe yarıyor, atın çöpe gitsin. Yok eğer kitapla örnek almak mümkünse, hadis kitapları için canlı örnek diyebilriken,hangi yüzle utanmadan Allahın kitabı için cansız nesne diyebiliyorsun

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Dar düşünceler Dar görüşler"

 

İfadelerimiz gayet açık ve net. Doğru okuyup doğru anlamanızı bekliyoruz.....

 

Önyargı duvarlarınızı kırıp cümlelere yüklenen anlamları iyi okumak ve doğru anlamak kolay değil sanırım he ?

 

Kim önyargılı benmi ? Şimdiye kadar asırlardır kuranı hadislere göre anlamaya şartlanan kimler.

 

Resule itaat filan yok.Sadece aldatmaca bunlar.Sizler,Resule itaat gibi yaldızlı bir cümlenin ardına sığınıp,insanları buhari,müslim gibi şamanistlerin dinine sokmak istiyorsunuz.Cevap vermeye aciz kaldığınız durumlarda ise,muhataplarınızı resule karşı gelmekle itham ediyorsnuz.

 

Resulü elçi olarak kim seçmişse,Onu bana yine en iyi şeklide indirdiği kitapta tanıtan da o.Yani alemlerin rabbi olan Allah.Hadis yazarları kim oluyor

 

Gölge etmesinler başka ihsan istemez

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.