Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Ateist bir ailenin Türkiye'deki Sunni Tabanlı Dinle Din Dersi Savaşı

Ateist aile din dersi için niye bu kadar uğraştı?

 

Oğullarının din dersinden muaf olması için mahkemeden karar çıkartan anne-baba hâlâ çok tedirgin.

 

Türkiye’nin bildiğiniz tüm mazlumları ve her çeşit zalimi bir masa oyununda yan yana gelse. Bir ateist bulur, birlikte onu yenmenin zevkinde buluşurlar. Bu ülkenin hak arayan tüm grupları ve karşılarındaki ceberut devletin bir ortak mutabakat metni olsa diyelim. Başlığı ‘Ateistin tehlikesi ve zararları’ olabilir. Yani bu ülkede en olunmayacak bir şey varsa o da tanrıtanımazlıktır.

O nedenle ateistler herkeslerden saklanırlar. Yine o nedenle, size görüşlerini aktaracağım ailenin bilgileri bende saklıdır. Aslında az çok hikâyeyi biliyorsunuz ama akıllarından ne geçtiğini daha önce hiç anlatmadılar.

 

Baba bir eğitimci, anne hemşire. Tanrı’nın varlığına inanmıyorlar. Evlerinde herhangi bir dinin ya da yaratıcının emaresinden hoşlanmıyorlar. O yüzden çocuklarını da böyle yetiştirmeyi tercih ediyorlar. Oğulları 4. sınıftayken din dersinden muaf olması için mahkemeye başvurmuşlar, idare mahkemesi de ailenin talebini haklı bulmuştu.

 

Baba şöyle anlatıyor: “Ben Alevi bir anne-babanın evladıyım. Fakat biz Aleviliği de hiç din gibi yaşamamıştık. Hayatımda ilk kez camiye lisedeyken girdim. Din derslerinde sözlü olduğunda mutlaka bir yolunu bulur, gitmezdim. Benim için o dersler büyük bir sıkıntıydı ve aynı şeyi oğlumun yaşamasını istemedim. Bunun için yapabileceğimiz bir şey var mı diye araştırdık. Eşim de bu konuda kesin kararlıydı. Sonuçta avukatımız aracılığıyla hukuki hakkımızı aradık. Biliyor musunuz, aslında bizim gibi çok aile var fakat birçoğu böyle bir girişim yapmaktan çekiniyor, bazıları ise uğraşmak için enerji bulamıyor. Biz bunu denemeseydik vicdanımız rahat etmeyecekti.”

 

İdare mahkemesinin kararıyla oğulları altıncı, yedinci ve sekizinci sınıfı din dersinden muaf olarak okudu. “Din dersi oldu mu ya kütüphaneye gidiyor ya da eğer denk geliyorsa diğer sınıfın beden eğitimi dersine katılıyordu. Derse girmiyor diye baskı görmedi oğlum. Belki ben bir eğitimci olduğum ve öğretmenlerin çoğunu tanıdığım için. Belki de oldu ve bize yansımadı, bilmiyorum. Ama biz bu riski de almıştık.

 

Neden bu uğraş, bu risk? Şöyle açıklıyor: “Açıkça söyleyeyim: Benim dünyayı algılama biçimime göre din dersine girmesi oğlum için sakıncalı olacaktı. Eğer bu ders dinler tarihini anlatsaydı, girsin kültürü artsın derdim. Fakat öyle değil. Sünniliğin dayatılmasından ibaret. Ve bizim aile yaşantımıza, evimizde yaratmak için çok uğraştığımız fikir özgürlüğüne aykırı. Çocuğun evde bunu görmesi, okuldaki din dersinde önüne başka bir zihniyet dayatılması onun ruh gelişimine zarar verecekti. O yüzden bu uğraş, bu risk. Bir de şu var: İnanmak kadar inanmamak da özgür bireyin hakkıdır. Kimse kimseyi aksi için zorlayamaz. Ben çocuğumun bu hakkını savunurum.”

Oğullarının din dersinden muaf olması için mahkemeden karar çıkartan anne-babanın aklından hiç geçmiş midir diye düşünüyordum: Ya çocuk inançlı bir Müslüman olmak istiyorduysa ve siz onun adına karar verdiyseniz?..

Verdikleri cevap karşısında bu düşüncenin aklıma bir aptallık anında düştüğüne kesin kani oldum. Hafiften gülerek şöyle dediler: “Tabii bizim de aklımıza geldi. Bireylerin neye inanıp inanmayacakları şahsi kararları olmalı. Zaten o yüzden aksi yönde bir programlama yapan din dersine karşıyız. Din dersi kalksın; 18 yaşına gelen çocuklar dinlerle, hayatla, bilimle, dünyayla ilgili edindikleri bilinç ışığında neye inanacaklarına karar versin. Oğlum bir gün inançlı bir Müslüman ya da Hıristiyan olmaya karar verirse saygı duyarım. Biz inançlılara saygılıyız ama inanmayanlar için de saygı bekliyoruz.”

 

Bekliyorlar ama olmuyor. Geçen hafta Danıştay 8’inci Dairesi, idare mahkemesinin çocuğun din dersinden muaf olmasına izin veren kararını bozdu. Müfredatın din eğitimi yerine din kültürü ve ahlak bilgisi öğretimini kapsadığı gerekçesiyle. “Şimdi ailecek çok tedirgin olduk. 3 yıldır din dersi görmeyen oğlumuz lise 1’de yeniden bu derse girmek zorunda bırakılıyor. Ama hukuki olarak sonuna kadar gitmeye kararlıyız karıkoca. Çünkü bu büyük bir haksızlık” diyorlar. Sizce de mücadelelerinde çok haklı değiller mi? (Cevabınızdan öyle korkuyorum ki.)

 

 

Kaynak: Radikal

Gönderi tarihi:

Sorun bir tane değil ki... Şu günlerde yaşadığımız terör olayları ve dünki patlamada hayatını kaybeden şehit haberi de buna eklenince diğer sorunların da bir önemi kalmıyor; fikrimi yazayım yine de.

 

Laik demokratik bir devlette malum devletin temsil ettiği bir din olmaz, milli eğitiminde de belli bir dinin, mezhebin eğitimi zorunlu yapılamaz, kural böyle olduğu için değil; bir devlet bünyesinde yaşayan farklı inançlardaki kişilerin anlayışına, inanışına saygı duymalı ki vatandaş da devletine saygı duysun, huzur olsun, birlik olsun,millet mutlu olsun.

 

Ülkemizde ''Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi'' adı altında teorik olarak ağırlıklı İslam olmakla birlikte dinler konusunda bilgilendirmeyi amaçlayan zorunlu bir ders var, herkes bilir, bu dersi almıştır; ama bu ders Din Kültürü olmaktan çok Sünni mezhebe göre İslam anlayışı ve ibadet bilgisi vermek için kullanılır, şahsen ben birçok sureyi,İslam sünni anlayışla ilgili ibadet bilgilerini bu derste öğrendim.

 

Şimdi bu ders görünüşte Din Kültürü dersi ama içeriği ve dersin öğretimi İslam'ı anlatmak,ibadet bilgisi vermek şeklinde yapılıyor; teorideki adıyla uygulamadaki karşılığı aynı değil birincisi.İkincisi kişi istediği şekilde inanmakta inanmamakta özgür devlet belli bir inanç anlayışının eğitimini,öğretimini zorunlu olarak yapmamalı bu anlayışa katılıyorum ve devletin de bu anlayış doğrultusunda bir düzenleme yapması gerekliliğinin olduğunu düşünüyorum.

 

Ateist ailenin durumunda mahkemenin biri büyük ihtimalle zorunlu Din Kültürü dersinin içeriğini İslam-Sünni eğitim amaçlı içerek yorumlayıp o dersten muhaf olma hakkını vermiş bir başka mahkemede Din Kültürü dersinin belli bir anlayışı benimsetme amacı gütmediğini düşünerek Din Kültürü kazandırma amacı güttüğü şeklinde yorumlayıp tam tersi karar vermiş.

 

Hangisi mi doğru maalesef ikisi de...Bu dersin içeriğinin, konumunun temelde yukarıda doğru bulduğum bir bakışla yeniden, samimi ve iyi niyetli tekrardan düzenlenmesi lazım ki isteyen inancıyla ilgili bilgilenmek için bu dersi alsın istemeyen de almasın Din kültürü şeklinde kültürel bilgilenme dersi alsın.

Gönderi tarihi:

Laik demokratik bir devlette malum devletin temsil ettiği bir din olmaz, milli eğitiminde de belli bir dinin, mezhebin eğitimi zorunlu yapılamaz, kural böyle olduğu için değil; bir devlet bünyesinde yaşayan farklı inançlardaki kişilerin anlayışına, inanışına saygı duymalı ki vatandaş da devletine saygı duysun, huzur olsun, birlik olsun,millet mutlu olsun..

 

Sayın FUZULİ

Bu sözlerinize katılıyorum.

.Ailenin davasını da haklı buluyorum...

Gönderi tarihi:

Peki ateist ailenin kendi inançsızlığını çocuklarına dayatmaları doğru mu?

 

Bence anne ve babanın görevi çocuklarına bütün seçenekleri sunmak olmalı..

 

Fakat Sayın Fuzuli' nin şu sözlerine bende katılıyorum:

 

Ülkemizde ''Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi'' adı altında teorik olarak ağırlıklı İslam olmakla birlikte dinler konusunda bilgilendirmeyi amaçlayan zorunlu bir ders var, herkes bilir, bu dersi almıştır; ama bu ders Din Kültürü olmaktan çok Sünni mezhebe göre İslam anlayışı ve ibadet bilgisi vermek için kullanılır, şahsen ben birçok sureyi,İslam sünni anlayışla ilgili ibadet bilgilerini bu derste öğrendim.

 

Şimdi bu ders görünüşte Din Kültürü dersi ama içeriği ve dersin öğretimi İslam'ı anlatmak,ibadet bilgisi vermek şeklinde yapılıyor; teorideki adıyla uygulamadaki karşılığı aynı değil birincisi.İkincisi kişi istediği şekilde inanmakta inanmamakta özgür devlet belli bir inanç anlayışının eğitimini,öğretimini zorunlu olarak yapmamalı bu anlayışa katılıyorum ve devletin de bu anlayış doğrultusunda bir düzenleme yapması gerekliliğinin olduğunu düşünüyorum.

Gönderi tarihi:

3 sey soleyebilirim

 

 

1. Ulkemizdeki din dersleri insanlari asil hak dinden kopartiyor

 

islami ve imani, madde madde sartlara endexlemek putperestlikte olan ve zihni parcalayan bir seytani vasiftir ..

 

Allah Butun kuranda aklin ve vijdanin hur ve alabildigine ozgur olmasini tesvik etmistir bunun icin akli orten herseyi yasaklamistir ;

 

 

cahillik, ofke , nefret, intikamcilik, arkadan cekistirme , nefsini ilah edinme , benmerkezcilik vs gibi seytani guclerin insanlara neler kaybettirdigini goruyoruz ...

 

 

2. Butun Kuran tek bir ilahi kuvvete tevik etmektedir ; ki bunlarin islamin 6 sarti ya da imanin bilmem kac sarti ile alakasi yoktur ...

 

ihlas sahibi olmayi emreder Allah yani icli ve samimi olmayi .. nefsini sarip orten yikima ugramistir diyor Allah ..

 

insan kendine karsi kapali bi psikoloji uzerindeyse suur seviyesi dusuktur ..

 

Kurani kavramak bilgi ile degil ; ilham ile mumkun olabilmektedir .. butun bilimsel bilgiler ozel bir kavrayis ile degerli olabilmektedir .. o ozel kavrayis ise istemekle olmaz ...

 

din, ilham ve feveran eden guzel ve heybetli duygularin tamamidir .. dinde akademik disiplin aranmaz ..

 

ben hep kactim din derslerinden cunku dine son derece merakli biri olarak hayal kirikligina ugramak istemedim ...

 

 

 

3. Islamiyet markadir ... en guzel bir metafizik kuvvetle korunan ; haksiz el uzatanlarin ellerini kiran

 

ikiyuzlu uyanik tipleri herdefasinda ibretle ugradiklari kotu son ile meydana cikaran, ince ve ozel dokunmus bir vizyona sahip bir dindir ..

 

son hak dindir : ))

Gönderi tarihi:

bu hakli bir mucadele mi sorusuna sole bi cevabim var

bence evebeynler haklilar ...

Allah devrin hukugunu baz alir ;

gunumuzde islamiyet sakalli cubbeli ve gerici sozde alimlerin eline gecti ve bu sartlar altinda dine tavir alan kisileri hak uzerinde Allah yaratmaktadir ...

 

elbette ki haklilar .. cok buyuk bir pay sahibiler dusuncelerinde ...

 

koru korune inanan ve o zor hurafelere ayak uydurmaya calisan kesim ise zihinsel koleler hukmundedirler ..

 

bunlar ya bi sure sonra dinden nefret ederler ya ayetleri egip bukmeye baslarlar .. sorunun kaynagina inebilecek imani cesareti gosteremeyen kisiyi seytan 9 dondurur :(

Gönderi tarihi:

Peki ateist ailenin kendi inançsızlığını çocuklarına dayatmaları doğru mu?

 

Bence anne ve babanın görevi çocuklarına bütün seçenekleri sunmak olmalı..

 

Fakat Sayın Fuzuli' nin şu sözlerine bende katılıyorum:

 

Sayın Radya ailelerin çocuklarını herhangi bir inanç doğrultusunda yetiştirme konusu ilginç bir konu, ilginç olduğu kadar da basit esasında.İnanç konusu öncelikle kişisel hak ve özgürlükler konusu malumunuz, yani kişi istediği inancı taşımakta özgür.Aile bireyleri istediği inancı taşımakta özgür oldukları gibi çocuklarını kendi inançları doğrultusunda yetiştirmeleri özgürlükleri de var teorik olarak.

 

Şimdi çocuktan bahsediyoruz birçok sorumluluğu ailesinde olan, reşit bir insan gibi özgür düşünce geliştiremeyen kişiliği oluşana kadar önce ailesi sonra bulunduğu çevre, kültür,aldığı eğitim tarafından kişiliği, inancı şekillenen bir bireycikten.original.gif

 

Sen her şeyi öğrenmeye hazır bu çocuğa inanç bağlamında hangi inancı telkin edersen hangi inanç üzerine bu cocuğa eğitim verirsen bu çocuk büyük bir oranla o inanç doğrultusunda yetişecek, inancı da bu şekilde belirginleşecek,Çocuğun kendisine verilen inanç telkini, eğitimiyle ilgili eleştirel düşünce geliştirme imkanı bütün olası inançlar karşısında kendi aklına, anlayışına uygun olanı seçme durumu çocuk olması hasebiyle gerçekçi değil.

 

Yani aile kendince doğru bulduğu,doğru bildiği bir inanç doğrultusunda çocuğunun yetişmesi hakkını çok doğal olarak kullanır, çocuğa bütün inançları seçenek olarak sunsan da çocuktur o, hangi inancı neye göre seçeceğinin zihinsel yapısı oluşmadığından anlamsız bir durum oluşur, aile çocuk yerine doğru(!) olanı seçer.

 

Hani biz bilmeyiz büyüklerimiz bilir ya!original.gif

 

Muhabbetle...

Gönderi tarihi:

Peki ateist ailenin kendi inançsızlığını çocuklarına dayatmaları doğru mu?

 

Bence anne ve babanın görevi çocuklarına bütün seçenekleri sunmak olmalı..

 

Fakat Sayın Fuzuli' nin şu sözlerine bende katılıyorum:

 

Sevgili Radya,

 

O yazıda gazetecide aileye sizin sorduğunuz soruyu sormuş ve aile de işte tam bu noktadan hareketle göndermek istemiyoruz demişler. Çünki okullarda verilen din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin yanlı öğretildiğine inandıkları için çocuklarının belli bir yaşa kadar hiç bir şekilde din eğitimi almalarını doğru bulmadıklarını söylemişlerdi..

 

Büyüyünce ister ateis olur ister sunni ister vs. gibi... açıklamaları vardı...

Gönderi tarihi:

Çocuk gitse ne olur gitmese ne olur smile.png Sanki din dersini seçmekle dinini çok iyi anlayacak ya biggrin.png

aynen omara katiliyorum ..

 

Omar'a ben de katılıyorum. Ezberletildiği için ne anlayacak? Nasıl olsa somut bir şey yok. smile.png

 

Peki ateist ailenin kendi inançsızlığını çocuklarına dayatmaları doğru mu?

 

Bence anne ve babanın görevi çocuklarına bütün seçenekleri sunmak olmalı..

 

Anne babanın da , eğitim müesseselerinin de görevi sadece evrensel/bilimsel bilgileri sunmaktır. Bunun dışında her hangi bir topluma ait töre ve ahlakın empozesi çocukları aldatan bir eğitim şeklidir.

Gönderi tarihi:

Din ahlakı olarak ta değerlendirilebilir..

 

 

Ahlak derken?

 

Yeni eğitim sistemine 3 yeni ders ekleniyormuş.

 

İlkokul 1’de “ahlak”, “değer” ve “karakter” eğitimi dersleri verilecekmiş.

 

İyi de...

 

Bu dersleri kim verecek?

 

Neye göre...

 

Ne zaman ahlakla, ahlaklılıkla ilgili konu açılsa her seferinde Nietzsche‘nin o sözleri aklıma gelir:

 

“Ahlaksal olay yoktur, yalnızca olayların ahlaksal yorumu vardır.”

 

İşte merakımın özü de bundan kaynaklanıyor; acaba kimin ahlak yorumuyla verilecek bu dersler?

 

Neyin, kimin ahlaklı olduğunu kim belirleyecek?

 

Ne belirleyecek?

 

Evrensel bir ahlak var mıdır?

 

Nietzsche‘ye göre yok. Çok açık söylemiş bunu:

 

“Ahlak, evrensel değildir.”

 

Nedir peki?

 

Bu konuda epey düşünmüş ve yazmış.

 

Gelin bugün onun ahlak üzerine düşündüklerini düşünelim.

 

“Ahlaka boyun eğme, bir hükümdara boyun eğme gibi kölece ya da mağrur ya da çıkarcı ya da teslimiyetçi ya da budala bir heyecan ya da düşüncesizlik ya da umutsuzluk eylemi biçiminde olabilir. Bu tür boyun eğme aslında ahlaksal değil.”

 

“Ahlak yargıları ve cezalandırmaları, daha az sınırlandırılmış olanlara karşı (özgür olan bireylere karşı) ruhsal olarak sınırlandırılmış olanın gözde intikam biçimidir.”

 

“Ahlaksal diye nitelenen yönetmelikler gerçekte, insanlara karşı olup insanların mutluluğunu kesinlikle istemezler. Keza bu yönetmelikler ‘insanlığın mutluluğu ve refahı’ ile bağıntılı olmaktan uzaktır.”

 

“Ahlak, eleştiren elleri ve işkence aletlerini kendisinden uzak tutmak için sadece her türlü korku aracına hükmetmekle kalmaz: Onun güvencesi, kullanmasını çok iyi bildiği bir tür göz boyama sanatında yatar: Nasıl ‘coşturulacağını’ bilir. Sık sık, tek bir bakışla eleştirici iradeyi felç etmeyi, hatta kendi tarafına çekmeyi başarır.”

 

“Ahlaklılık törelere itaat etmekten başka bir şey değildir (özellikle artık değildir), töreler ne tür olurlarsa olsunlar bu ilke değişmez; bununla birlikte töreler geleneksel tarzda davranmak ve değerlendirmelerde bulunmaktır. Geleneğin emretmediği şeylerde ahlak yoktur.”

 

“Sadece gelenek olduğu için böyle bir inanca bağlanmak... Bu elbette namussuz olmak, korkak olmak, tembel olmak demektir! Öyleyse ahlaklılığın ön koşulu da namussuzluk, korkaklık ve tembellik olmuyor mu?”

 

“Ahlaklılık yeni ve daha iyi geleneklerin ortaya çıkmasına karşı direnir: Aptallaştırır.”

 

E, peki şimdi bu dersleri kim verecek?

 

Neye göre...

 

Dilek ÖNDER - VATAN

Gönderi tarihi:

Laf açılmışken doğru öğretimin olması için bazı şartların ön planda anlatılmasını düşünüyorum..

 

İnsanların sevgi içinde birliği

 

Bilinçli bir inanış

 

Irkçılığının yanlışlıkları

 

İyiliği benimsetmek,savaş ve terör bakışlarının yanlışlıkları göstermek..

 

Dini ibadetlerin psikolojik faydalarını somut şekilde göstermek

 

İnsanlığı ilerletecek ve faydaları olan bütün etkenleri bir farz haline getirmek..

Gönderi tarihi:

Laf açılmışken doğru öğretimin olması için bazı şartların ön planda anlatılmasını düşünüyorum..

 

Bilinçli bir inanış

 

Neye inanış?

Gönderi tarihi:

Neye mi ? Hangi konu üzerinde konuştuğumuzu bilmiyor musun ?

Biliyorum. İnanış bilinçli olmaz ki.. İnanış ezberdir. Birisi söyler sen ezberlersin. Duyum yoktur, ölçü yoktur, somutluk hiç yoktur.

 

Bilinçli inanış(bilgi), duyumlarla, ölçerek, ispatla smile.png olur. Gayrısı boştur. smile.png

Gönderi tarihi:

Omar'a ben de katılıyorum. Ezberletildiği için ne anlayacak? Nasıl olsa somut bir şey yok. smile.png

 

 

 

ahahah biggrin.png

 

yani ilahi meraba biggrin.png

 

Anne babanın da , eğitim müesseselerinin de görevi sadece evrensel/bilimsel bilgileri sunmaktır. Bunun dışında her hangi bir topluma ait töre ve ahlakın empozesi çocukları aldatan bir eğitim şeklidir.

 

e heralde maykil tongue.png

 

ancak evrensel ve bilimsel bilgileri nasil sorgulamasi gerektigini ve o bilgilerle na yapmasi gerektigini bilimin kendisi gosteremez ..

 

bu yuzdendir ki dinde bilime bir yol gosterme vardir .. bilim, tek basina daginik bir bilgi yigini hukmundedir : ))

 

kapis : )) ?

 

 

 

einstein sunu der ;

 

dinsiz bilim; topaldir smile.png

Gönderi tarihi:

Ben sağlıklı insanlara göre sıralama yapmıştım..Kordesder eğitimini bir ara düşünürüz...

 

Ancak sağlıklı insan sağlıklı insanlara yol çizer benim bildiğim. Cinlerle uğraşan insanları tıp sağlıklı kabul etmiyor. smile.png

Gönderi tarihi:

e heralde maykil tongue.pngkapis : )) ?

 

Böyle lumpence, argovari kelimelerden hoşlanmıyorum. Etki sağlamak istiyorsan bile Türkçe konuşmalısın. Tekrarlamazsın umarım. smile.png

 

ancak evrensel ve bilimsel bilgileri nasil sorgulamasi gerektigini ve o bilgilerle na yapmasi gerektigini bilimin kendisi gosteremez ..

 

bu yuzdendir ki dinde bilime bir yol gosterme vardir .. bilim, tek basina daginik bir bilgi yigini hukmundedir : ))

 

Bunun için söyledim "yorulduk" diye. Bilimin tanımını burada sayısını hatırlamayacak kadar yaptık. Ama ne yazık ki, yine bir kez daha yapmak gerekecek.

 

Bilim soyuttur. Somutun, soyut tanımıdır. Soyut ise insan açıklamasıdır.

 

Biraz anlamaya meyil görsem Bir çok defa daha tekrarlmaya hazırım. Ama yok işte, anlamak istenilmiyor.

 

Ayrıca din'in bilime değil yol göstermesi, ters yolu göstermesi vakidir. Bilime yol gösteren ilkeli, tutarlı mantıktır.

 

einstein sunu der ;

 

dinsiz bilim; topaldir smile.png

 

İnsanların söyledikleri, değişmez Tanrı dogmaları değil ki.. Söylediğini sanmıyorum ama, söylemiş olsa bile, Einstein ve diğer bilim adamlarının dinleri eleştiren yüz'e yakın özlü sözleri var. İstersen yazayım buraya. Önemli olan o sözlerin doğa gerçeklerleriyle örtüşmeleri..

Gönderi tarihi:

Bunun için söyledim "yorulduk" diye. Bilimin tanımını burada sayısını hatırlamayacak kadar yaptık. Ama ne yazık ki, yine bir kez daha yapmak gerekecek.

 

bilim, tek basina bilgi yiginidir ; ))

 

milyonlarca bilgi smile.png

 

darvin, bilimi bi ideoloji ile nasil kullaniyorsa ; komunizm ya da materyalizm bilimi nasil ki kendi fikir sistemine bir dayanak teskil ettirebiliyorsa

 

 

makul olan sudur ki

 

bilim milyonlarca daginik bilginin belli bir amac ugruna kullanilabilmesini gerektirir ... yoksa bilim anlamsizdir ...

 

 

materyalizmin ve darvinizmin bilimsel dayanaginin olmadigini, bilimdeki kullanilmayan ve degerli gorulmeyen birsuru gelisme dogru kullanildigi taktirde gostermektedir : ))

 

 

bilimi butun olarak ele alabilmeyi Kuran gosterir .. bilim ucsuz bucaksiz bir alem Kuran ise bi sinirlandirilmislik zannedilse de ;

 

Kuran bilimi tesvik ettigi icin sonsuz bir hikmet uzerindedir .. bilimin butun sinirlarini kusatmistir .

 

 

 

Böyle lumpence, argovari kelimelerden hoşlanmıyorum. Etki sağlamak istiyorsan bile Türkçe konuşmalısın. Tekrarlamazsın umarım. smile.png

 

senin laubali, saygisiz ya da alaya alan bir gevseklikte bulunmamaya ozen gosterdigini soleyebilirim smile.png)

 

haklisin

 

smile.png

Gönderi tarihi:
Einstein ve diğer bilim adamlarının dinleri eleştiren yüz'e yakın özlü sözleri var. İstersen yazayım buraya. Önemli olan o sözlerin doğa gerçeklerleriyle örtüşmeleri..

 

Dinzin bilim topaldir diyor : ))

 

sunu demek istiyor ;

 

bilim sadece bir bilgi yiginidir ve belli bir hayat gorusu olmadan bilime odaklanmak kisiye fayda saglamaz : ))

 

yesilliklerin surekli oksijen saglamasi kisiye hicbisey ifade etmez ;

 

dogadaki donusum ve surekli bi yenilenme insanlara olagan gelir .. birsuru bilgi ile kisi oyalanir da oyalanir ..

 

ne diyor Kuranda ;

 

onlar kitap yuklu esege benzerler (ayet)

 

yani hikmet gozu ile bakilmiyorsa o bilim ise yaramaz ... bilgi ile ne yapilmasi gerektigini bilginin kendisi gosteremez

 

onu din gosterir ; ))

Gönderi tarihi:

Söylemiştim, din'in bırak bilime yol göstermesini, ters yönü göstermektedir. Einstein ancak şunu söylemiş olaabilir, çarpılmıştır sanırım.. "Felsefesiz bilim topaldır" demiş olabilir. Din de bir metafizik felsefe ürünüdür. Ama, metafizik felsefe de bilime köstektir. Zira alternatif görüşleri var. Bilime yol gösteren materyalist(maddeci) felsefe olabilir.

 

Kaldı ki, teknik bilgiler ihtiva eden pozitif bilimlerin bilgilerini, derleyip toparlayıp insan yararına kullanılır hale getiren de diyalektik tarihsel materyalizmdir.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.