Φ Radya Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2012 Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2012 AKP ile anlaşarak TSK’yı kafesledik! Utah Üniversitesi’nde konferans veren CIA’nın Türkiye uzmanı Henri Barkey, yapılan derin operasyonu “AKP ile anlaşarak TSK’yı kafesledik” sözleriyle yorumladı. Bu şoke edici sözler, TBMM’de 2003 yılında 1 Mart tezkeresinin reddedilmesinden 25 gün sonra Utah Üniversitesi’ndeki “Felaket ile Flört: Türkiye- Irak-ABD” adlı konferansta söylendi. Kürsüye çıkan Barkey, 3 Kasım’da ilk kez bir İslami partinin iktidara geldiğini hatırlatarak şöyle dedi: Yaptığımız görüşmelerde bize, ’AB’ye girmek ve demokrasi istediklerini, bunu kendileri için bir rönesans olduğunu’ söylediler. Türk Ordusu ise ABD’ye güvenmiyordu. Irak’a ABD’den bağımsız girmek istediler. Avrupa Birliği adaylık sürecinde müzakereler yoluyla orduyu çok sıkı bir kafese kapattık. “AKP ile anlaşarak TSK’yı kafesledik” CIA ajanı Barkey, 1 Mart tezkeresinin reddinden sonra ABD’de verdiği konferansta, “AKP liderleriyle anlaşarak Türk Ordusu’nu kafeslediklerini” anlatmış. CIA’nın Türkiye uzmanı Henri Barkey’in, 2003’te 1 Mart tezkeresinin reddedilmesinden 25 gün sonra 26 Mart’ta Utah Üniversitesi’nde verdiği “Felaket ile Flört: Türkiye, Irak ve ABD” adlı konferansta, AKP lideriyle anlaşarak “Türk Ordusu’nu çok sıkı bir kafese kapattıklarını” söylediği ortaya çıktı. Barkey, AKP’nin, AB reformlarında ısrarlı tutumu ve ABD’nin Türkiye’ye gün vermesi için AB’ye baskı yapmasının “Türk Silahlı Kuvvetleri’ni kafesleme” planı olduğunu ifade ediyor. “Felaket ile flört” Barkey’in bu sözleri kullandığı dönemde Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda Orgeneral Hilmi Özkök oturuyordu. Konferanstan 3 ay sonra, 4 Temmuz 2003’te de K. Irak’ta Türk askerlerinin başına çuval geçirildi. İlerleyen yıllarda ise Ümraniye ve Balyoz gibi soruşturmalarla çok sayıda subay tutuklanarak adeta “kafes”leniyor. Konuşmasında, 1 Mart Tezkeresi’nin reddedilmesinden Türk Ordusu’nu sorumlu tutan Barkey, ABD’nin en büyük felaketinin Türk Ordusu’nun, “PKK terörü ve çıkacak karışıklıkta Türkmenleri korumak için” Kuzey Irak’a girmekte ısrar etmesi olduğunu, bu nedenle konuşmasının adını “Felaket ile Flört” koyduğunu anlatıyor. Barkey, tezkerenin reddiyle gerçekleşmeyen kuzey cephesinin sırf TSK’nın K. Irak’a girmesinin engellenmesi için düşünüldüğünü ifade ediyor. Kızarlar ama unuturlar Tezkerenin reddinden sonra TSK’nın “Ne olursa olsun ABD’den bağımsız olarak K. Irak’a girmek” tavrında ısrarlı tutumunu sürdürdüğünü kaydeden Barkey, bunun engellenmesi için “AB’nin Türkiye’ye müzakere tarihi vermesi gerektiğini, müzakere tarihinin en büyük yararının Türkiye’nin dikkatini Irak’tan uzaklaştırmak” olacağına parmak basıyor. Barkey bu sürecin AKP hükümeti eliyle yürütüleceğini, AB reformları ile TSK’nın kafese kapatılacağını anlatıyor. TSK’nın Irak’a girmesi engellenirse bunun ABD için en iyi senaryo olacağını belirten Barkey, Türklerin başta çok kızacağını sonradan unutup ilişkilerin derinleşerek devam edeceğini söylüyor. Barkey, AKP ile yürütülen bu planın gerçekleşmesinin 1 Mart tezkeresinin reddedilmesinden daha önemli olduğunu da vurguluyor. Barkey, “Türk Ordusu’nu çok sıkı bir kafese kapattıklarını” açıkça söylediği konferansta 1 Mart tezkeresi öncesinde yaşananlar hakkında da çarpıcı açıklamalar da yapıyor. Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesini hiç istemedik! Henri Barkey, Kuzey cephesinin açılmasına neden olacak 1 Mart tezkeresinin aslında Kuzey Irak’a girmekte ısrarlı olan Türk Ordusu’na karşı düşünülen bir önlem olduğunu da şöyle itiraf ediyor. “1 Mart tezkeresinin geçmemesinin tüm suçu Türk Ordusu’nda. Çünkü, İslamcı hükümet ile Türk Ordusu arasında çekişme vardı. Problemin önemli bir parçası Türk Ordusu’nun Amerika Birleşik Devletleri’ne güvenmemesiydi. Halbuki biz ’Bağımsız Kürdistanı’ desteklemiyorduk. İnanmadığımızı söylüyorduk. O yüzden bu konuşmanın adını ’Felaketle Flört’ koydum. Türk Ordusu, ABD’den bağımsız olarak Kuzey Irak’a girmek istiyordu. Ne olursa olsun! ABD’nin ise en son istediği şey buydu. Çünkü, Iraklı Kürtlerle Türk Ordusu arasında gerilim olacaktı. Zaten Kuzey cephesi bu tür sorunların ortaya çıkmaması için düşünülmüştü.” Askerleri, “güç” olarak görmek istemiyorlardı AKP’nin değişim söylemine inandığını belirten Barkey, iktidar partisini, “Askeri, güç olarak görmek istemeyen, sivilleşmeden yana ve merkez sağ olmak isteyen bir parti” olarak tanımlıyor. Barkey, 2002’de iktidara gelen AKP hükümeti ve lideriyle “Türk Ordusu’nu sıkı bir kafese kapatma” temaslarını ise şöyle anlatmış: “İlk kez bir İslami parti tek başına iktidara geldi. O güne kadar Türkler, AB’ye temkinli yaklaşıyordu. İlk kez ‘AB’ye girmek ve demokrasi istediklerini’ söylediler. İlk kez bir Türk hükümeti, ‘AB’ye girmek istiyoruz, onların kriterleri bizim için ölçü olur’ diyor. Bir İslamcı liderin rönesans terimini kullanması bana çok belirleyici geldi. Çünkü, AB’ye katılarak adaylık sürecinin Türkiye’yi daha fazla demokrat yapacağına inanıyorlar. Bu demokratikleşme süreci içinde biz orduyu çok sıkı bir kafese kapattık. Bundan sonra asker, eskiden olduğu gibi her 10 yılda bir müdahale edemeyecek. Keyfince hükümetleri değiştiremeyecek. AB’ye adaylık süreci Türkiye’yi daha demokratik bir ülke haline getirecek. Bu süreç Türk Ordusu’nun tutumuyla darbe yedi. Şunu söylemeliyim ki; Kuzey Irak’ta bir çatışma bu süreci zaafa uğratır ve geriletebilir. Eğer; biz bu Saddam’ı umut ettiğimiz kadar çabuk devirirsek, Türk Ordusu’nun Kuzey Irak’a girmesini engelleyebilirsek, 1 Mart tezkeresi 1 yıl içinde unutulur. Türk hükümeti de reformlar yolunda devam ederse ilişkilerimiz iyileşmeye devam eder. Gelecek için umutluyuz. Türk Ordusu, Kuzey Irak’a girmelerinin hakları olduğunu söylüyordu. Ancak Başkan Bush, Türklere ‘giremezsiniz’ dedi.” muhalifgazete Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2012 Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2012 TSK,Türkiye Cumhuriyeti karsiti sözde müslümanlar ile,ABD,AB arasinda yapilan anlasmalar sonucu,Türkiye'nin temellerine civa akitildi. Bu iki kesimin herseye ragmen birbirleriyle anlasabilmeleri nasil mümkün olabilmisti.Dün AB'ne hristiyan klübü diyerek ortaligi yaygaraya bogan ve AB'ne girmek isteyen Cumhuriyet hükümetlerini yerden yere vuranlar nasil olduda birdenbire AB'ci oldular.Bu mantikla izah edilebilir mi?EVET edilebilir,Eger mantikla düsünülürse bunun nasil ve neden olduguda kendiliginden ortaya cikar. TSK ve Türkiye Cumhuriyeti (LAIK VE ATATÜRKCÜ)karsitlari bildigimiz gibi aslinda dindar olarak tanimlanan kesim degildir,kendilerini müslüman göstermeye calisan Islamcilardir.Zihniyet Emevi zihniyetir bunlarda yani peygamber düsmani bir zihniyet. Türkiye Cumhuriyeti Devleti topyekün bir Kurtulus Savasi sonunda kurulmustur.Yani kanla kurulmustur.Kime karsi savas verilmistir?Bugünkü AB ve ABD'ye karsi.Lozan'da büyük kumandan ve devlet adami Ismet Inönü'ye;bugün siz kazandiniz ama yarin kaybedecek olan yine sizsiniz,biz sizi yine isgal edecegiz dediler.Ve sözlerini tuttular.Türkiye,Osmanli dönemindeki KAPITÜLASYONLARI aratacak kadar vahim bir teslimiyet icindedir ekonomik olarak ve isin en vahimide;ülkeyi yönetenlerin bunu büyük bir ekonomik basari olarak göstermeleridir.Bu kadar komikce bir basari olurmu.Kömür komsudan ,mangal komsudan ,eti baskasi getirsin sen, bahcemizde müthis bir mangal partisi verdik diye hava at.O etten senin yedigin ancak bahcenin hatirina bir parca ettir gerisi onlari getirenlerindir. TSK'nin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin karsitlari olan sahte müslümanlar ve onlarin sicilli yandaslari ile,dünkü isgal gücleri isbirligi yaparak TSK'yi kafeslediklerini itiraf ediyorlar.TSK'yi kafeslemek demek Türkiye'nin satilmasi demektir.TSK'nin kafeslenmesi icin ihanet cemberinde yer alanlar,AB ile müzakere tarihi alarak kendilerini daha da güclendirdiler.Aslinda müzakere tarihi denilen tarih TSK'nin kafeslenmesi icin verilmis olan bir tavizdi Islamcilara.Onlar bunu cok güzel kullandilar,sürüden istedikleri destegi aldilar ve sadece TSK'yi kafeslemediler,Türk Ulusunuda kafeslediler. saygilarla Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2012 Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2012 Yazıda verilen bilgilere baktığımda birçok tutarsızlık göze çarpıyor.Yıl 2003 Tezkere geliyor meclise ve geçmiyor, akabinde 25 gün gibi kısa bir süre sonra CIA'nın Türkiye uzamanı Irakta savaş devam ederken Ülkemizin de içinde bulunduğu yürüttükleri gizli planla ilgili bilgileri konferans konusu olarak seçip bilgi veriyor.Bu normal karşılanacak bir durum mu, operasyon(!) sürerken, operasyonu Türkiye siyasetini etkileyecek derece de gizli bilgileri bu şekilde açığa vururlar mı?Böyle bir konferans verildi diyelim bu kadar ciddi bir konuda bu kadar aşikar bir dille, herkesin gözü önünde yapılan bu konferanstan neden 9 yıl gibi bir süre geçtikten sonra haberdar oluyoruz?Sonuçta CIA'nın gizli toplantısında konuşulan bir operasyon veya yıllar sonra bir CIA görevlisinin gizli yapılan bir operasyonun itirafları bilgisini taşımıyor bu yazı. Yazıya bakıldığında ABD tezkerenin geçmesinin tek sebebini ordumuzun Kuzey Irak'a kendi başına girmesine engel olmak için istemiş güya.Irak ile olan savaşta kendileri açısından Türkiye yolunun kullanılmasının savaşın gidişatı, stratejisi ve ekonomik açıdan ne kadar önemli olduğuna vurgu yok.Yazıda bilgiler göre yine ordumuz Kuzey Irak'a ABD'ye rağmen girmek istiyormuş ve Bush girmezsiniz demiş.Ordumuz hükümetin politikası dışında, hükümeti saf dışı bırakarak bunu nasıl yapacaktı, Bush bizim ordumuza ayrıca nasıl giremezsiniz diyor, ordumuzla ayrı hükümetle ayrı mı konuşmuş, mümkün mü?Ordumuzun Kuzey Irak'a ABD'yi hiçe sayan, hükümetin politikasının dışına çıkarak her ne şekilde olursa olsun girmeliyiz, gireceğiz düşüncesini biz niçin bilmiyoruz, bu konuyla alakalı o dönemde ülkemizde bir tartışma yapılmadı ordu eksenli özellikle. Ordu tezkerenin geçmesini istemedi diyelim ve meclisten de geçmedi, biz Kuzey Irak'a girdik mi, bu da olmadı. Ergenekon davasına gelecek olursak bu davada ABD'nin rolünün olduğunu düşünüyorum.ABD AKP'ye destek vermeseydi, bu davanın başlamasına engel olurdu, ordunun Kemalist yapıda, siyaseti kendi kontrolünde tutan yapısını desteğe devam etseydi bir darbe daha yaşamak fiili ya da postmodern bence içten bile değildi.Görünen o ki ABD oyuncu değiştirdi, önce ülkemizde ABD düşmanı muhafazakar kesime karşı Kemalist yapıyı destekledi, ülkemizde İslami bir yönetimin hakim olmasına birçok yolla engel oldu, darbelerdeki ABD izi bunun göstergesi. 2001 yılı sonrasında da AKP hükümetinin geldiği ideolojide değişiklik yaparak, AB-ABD'ye sıcak bakan, işbirliği yapılabilir anlayışını Ulusalcı ABD karşıtı yapıdan desteğini çekerek çıkarına uygun bulmuş olmalı, Irak operasyonu planında AKP grubundan da destek sözü almıştır büyük ihtimal.Siz bizi destekleyin biz de sizi içeride Ulusalcı yapıyla olan mücadelenizde destekleyelim,Irak'ta da PKK'ya karşı size destek verelim şeklinde bir tablo oluştu benim nazarımda. ''Orduyu kafesledik sözü.'' acı verici bir söz yazılanları doğru kabul edersek.En önemli anlamı biz güçsüz, aciz bir devletiz manası çıkıyor.Hükümetle işbirliği yaptılarsa dahi hani ordumuz o derece güçlüydü-şundan dolayı güçlüydü ülkemizde yapılan o kadar darbeyi kendi gücü ve anlayışı doğrultusunda yapmıştı inancından dolayı- bu oyun(!) karşısında hiçbir etki gösteremedi.Buradan şu anlam çıkıyor.Ordumuz ulusalcı kesimin inandığı gibi kendi başına hareket eden, ülkemizde politika belirleyen, siyaseti başka bir gücün etkisinde olmadan yönlendiren bir yapıda değilmiş.ABD başka bir güce, anlayışa destek verdiğinde ordumuz da o bildiğimiz, siyaseti yönlendirme, darbe yapma gücünü bir anda kaybetti, oyuna geldi. Ordumuz darbe peşinde koşsun demiyorum, darbe gerektiğinde(!) yapılır gibi bir anlayışta da değilim. Tabloya bakıyorum ABD'den başka bir şey görmüyorum şu yukarıdaki yazı da bunun göstergesi.Demek ki ABD Kemalist bir orduyla, yapıyla devam etmek isteseydi şimdi çok farklı bir tabloyla karşı karşıya olacaktık bir zamanlar olduğu gibi. Bir gün gelir de ABD'nin müdahale edemediği kendi siyasetimizi ürettiğimiz, kendimizi kimsenin müdahalesi olmadan yönetebildiğimiz zamanları yaşarız umarım. Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2012 Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2012 ... TSK ve Türkiye Cumhuriyeti (LAIK VE ATATÜRKCÜ)karsitlari bildigimiz gibi aslinda dindar olarak tanimlanan kesim degildir,kendilerini müslüman göstermeye calisan Islamcilardir.Zihniyet Emevi zihniyetir bunlarda yani peygamber düsmani bir zihniyet. ... saygilarla TSK ve Türkiye Cumhuriyeti(Laik Atatürkçü) karşıtı olan dindarmış gibi görünüp de dindar olmayan, peygamber düşmanı kesimin varsa bir adı, bunları tanımlayan bir kelime, parti yazar mısınız Sayın politika?Bu düşüncenize dayanarak gerçek, samimi dindar kesim kim onu da yazın lütfen?Yuvarlak cümleler hiçbir anlam ifade etmez. Atatürkçü kesimle ilgili olarak da ''sahte Atatürkçüler'' tabiri kullanılıyor, sizce kimden bahsediyor olabilirler?Gerçek Atatürkçülüğü benimsemiş bir kesim adı, parti adı yazın? Bu ülkenin muhafazakar kesimi CHP'yi, CHP'nin politilakarını desteklemez büyük oranda.Sizce bu kesim Laik Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk düşmanı mı? Ordumuzla ilgili şu sorunun cevabını niçin hiç düşünmüyorsunuz, ne oldu da ordumuz siyasetteki gücünü bir anda kaybetti?Kemalist ordumuz kaba tabirle kendini nasıl kafesletti,ordumuz tutuklanan 60-70 veya yüz komutandan mı oluşuyor, Kemalist ordumuz gücünü bu sayıda komutandan mı alıyordu,darbe yapma yeteneğini nasıl kaybetti sizce? Sizin mantığınıza göre hükümet, onun yandaşları ve sesi çıkmayan ordu ihanet içinde, yanılıyor muyum? Muhabbetle... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2012 Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2012 Milli Nizam Partisi,Saadet Partisi,Fazilet Partisi ve AKP bunlar müslüman gözüken ama aslinda TSK,Türkiye Cumhuriyeti,Laik ve Atatürk karsiti partilerdir.Gercek dindarlardan Türkiye'ye asla bir zarar gelmemistir,gelm esi mümkün degildir cünkü büyük Kurtulus Savasini verenler dindarlardi.Atatürk'ün etrafinda cember olanlar dindarlardi.Sahte dindarlar ise,bu savasi verenlere karsi müthis bir kampanya icindeydiler ve Yunan Ordusu'nu halifenin ordusu gibi gösterecek kadar ihanetin icine batmistilar. AKP'den önce de Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerine civa akitiliyordu,birbirimizi kandirmayalim.son 10 yil icinde AKP'nin yaptigi yikimi ondan önceki 60 yilda hicbir iktidar yapmadi,bu gercekleri de bir kenara yazmak ve altini cizmek gerekir.Eger gercekleri konusacaksak gerceklerden kacmayalim.Atatürk ve Inönü'den sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin onur ve haysiyetini Kibris cikarmasi ile Ecevit kurtarmistir.Ancak Erdogan hükümetine kadar hicbir hükümet Kibris icin ver kurtul anlayisina girmemistir.12 Eylül gibi olaganüstü dönemler örnek olamaz.Türkiye'nin kirmizi cizgileri son 10 yilda grilesmistir.Kirmizi cizgi diye birsey kalmamis,Türkiye'nin hayati cikarlarini ilgilendiren konular AKP döneminde yok sayilmistir.Türkiye bir savas ortamina sürüklenmistir,Suriye ile savasin esigine gelmemiz AKP'nin eseridir.Bana kimse sartlar öyle gerektirdi diyemez. Gercek su ki;son 10 yilda Türkiye'nin temellerine konulan civa ondan önceki 60 yilda konulanin binlerce katidir. saygilarla Alıntı
Φ derail Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2012 Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2012 tsk nın dününü bu millet çok iyi biliyo siz merak etmeyin.. 12BİN Faili Meçhulü, suikastleri, bombalamaları, katliamları ,DARBELERİ üzürlüler mi yaptı ? 3.dünya halkları kendi ORDULARI tarafından İŞGAL altındadır MUSADDIK. , Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2012 Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2012 Hükümet ve yandaslari,sesi cikmayan ordu evet ihanet icindedir. Türk ordusunu darbeci olarak tanimlamak ancak ordu karsitlarinin hüneridir.Ergenekon ve Balyoz senaryolarina dayanilarak ortaya cikarilmis cuval cuval belgelrin yüzde 90'i sahte yani belirli bir kesim tarafindan üretilmis bu kesim hükümet tarafindan korunmaktadir cünkü tutuklu olan tüm generaller,gazeteciler,bilim adamlari Türkiye'nin ABD'ye usakligina karsi olan isimlerdir.Bana hükümet ihanet icindemi diye soracaginiza kendinize:Ne olduda kuruldugundan AKP'ye kadar gecen sürede Amerika'ya ates püskürenler simdi ABD yandasi oldular,AB'ye hiristiyan klübü diyenler simdi neden AB'nin kapisinda yüz sürüp dileniyorlar zinayi bile AB istedi diye suc olmaktan cikariyorlar.Bu ne müthis bir dönüstür yoksa isbirligimidir Kemalist Türkiye'ye karsi.Bana soru sormadan önce neler olup bittigini kendinize aciklayin ki belki o zaman gerceklere ulasirsiniz. 12 bin faili mechul adi bir yalandir,cok iyi biliniyor ki PKK denilen kanli örgüt binlerce örgüt üyesini örgütten kacmak istedikleri icin ortadan kaldirmistir.Kemik bulundu diye yapilan reklamlarin sonunda ortaya cika cika hayvan kemikleri cikti sadece.Atilan onlarca iftiranin gercek olmadigini asil amacin TSK'yi bitirmek oldugunu artik bilmeyen yok artik.Bugün eger TSK herseye gözyumuyorsa isbirlikcidir.Düne kadar TSK'ya demediklerini birakmayanlar simdi TSK'yi oksamaya basladilar cünkü TSK'nin basinda kendi adamlari oturmaktadir.Yani bir HILMI ÖZKÖK,YASAR BÜYÜKANIT gitti yerine Necdet Özel geldi.Hilmi Özkaö zamaninda askerin basina cuval gecirildi,basbakan müzik mi ki nota verelim dedi,iki ay öncede cuval geciren subayi kirmizi hali ile karsiladilar Ankara'da.Yasar Büyükanit ile Dolmabahce'de gizli görüsmeler yapildi ve ölünceye dek bu sir kimseye paylasilmayacak dendi.Bu iki pasa'da elini kolunu sallaya sallaya geziyorlar.Büyükanit kendi agziyla muhtirayi yazdigini söyledi ama tutuklanmadi cünkü eger tutuklansaydi Dolmabahce görüsmeleri ifsa edilecekti.Buna yürek isterdi.Türkiye'nin satilma projesi Dolmabahcede yapilmistir.Bölünme projesi ise Hakan Fidan'a verilen görevle Oslo'da ve Imrali'da yapilmistir,kimse kendi kendini aldatmasin.Türkiye'de bir darbe olmustur bu darbe ile Türkiye satisa cikarilmistir. saygilarla Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2012 Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2012 Milli Nizam Partisi,Saadet Partisi,Fazilet Partisi ve AKP bunlar müslüman gözüken ama aslinda TSK,Türkiye Cumhuriyeti,Laik ve Atatürk karsiti partilerdir.Gercek dindarlardan Türkiye'ye asla bir zarar gelmemistir,gelm esi mümkün degildir cünkü büyük Kurtulus Savasini verenler dindarlardi.Atatürk'ün etrafinda cember olanlar dindarlardi.Sahte dindarlar ise,bu savasi verenlere karsi müthis bir kampanya icindeydiler ve Yunan Ordusu'nu halifenin ordusu gibi gösterecek kadar ihanetin icine batmistilar. AKP'den önce de Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerine civa akitiliyordu,birbirimizi kandirmayalim.son 10 yil icinde AKP'nin yaptigi yikimi ondan önceki 60 yilda hicbir iktidar yapmadi,bu gercekleri de bir kenara yazmak ve altini cizmek gerekir.Eger gercekleri konusacaksak gerceklerden kacmayalim.Atatürk ve Inönü'den sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin onur ve haysiyetini Kibris cikarmasi ile Ecevit kurtarmistir.Ancak Erdogan hükümetine kadar hicbir hükümet Kibris icin ver kurtul anlayisina girmemistir.12 Eylül gibi olaganüstü dönemler örnek olamaz.Türkiye'nin kirmizi cizgileri son 10 yilda grilesmistir.Kirmizi cizgi diye birsey kalmamis,Türkiye'nin hayati cikarlarini ilgilendiren konular AKP döneminde yok sayilmistir.Türkiye bir savas ortamina sürüklenmistir,Suriye ile savasin esigine gelmemiz AKP'nin eseridir.Bana kimse sartlar öyle gerektirdi diyemez. Gercek su ki;son 10 yilda Türkiye'nin temellerine konulan civa ondan önceki 60 yilda konulanin binlerce katidir. saygilarla İşte tam da ilk cümlenizdeki anlayış bu ülkede siyasete büyük yön vermiş, siyasetin yönünü tayin etmiştir.Saydığınız partilerin benimsediği din anlayışını doğru bulmayıp kendi din anlayışı tarifini yapıyorsunuz.Size göre gerçek dindarlık laik,Atatürkçü Türkiye Cumhuriyeti'nin Kemalist ideolojisini benimsemiş olmakla eşdeğer. Devletin katı ideolojik anlayışı bu ülkede 80 yıldır bunu yapmaya çalıştı, kendi din tarifini tam da sizin dediğiniz gibi yaptı ve bizim gibi Atatürkçüysen dindarsın, bu ülkeyi seviyorsun, yoksa başka türlü bir dindarsan sen sahte dindarsın ve bu ülkenin düşmanısın mantığını güttü, CHP'nin ideolojisinde bu var.Ya bendensin ya da ne Müslümansın ne de vatanseversin.Bu anlayış baskı altında bu halka kazandırılmaya çalışıldı, ordu baskısı siyasetle, kurumlarla. Sözün özü sizin bu anlayışınızı benimseyen Kemalist yapı, Laik,Kemalist Atatürkçü sisteme,CHP'ye ve Atatürk'e karşı olan milyonlarca insan yetişmesine katkı sağladı.Bu ideoloji halkın değerleriyle bir türlü buluşamadı, niyeti de o değildi zaten.Kendi gibi düşünen, kendi gibi inanan insanları baskı, korku, sindirmeyle yetiştirme derdindeydi, demokrasiden kastı buymuş yaşadık gördük. Şu tesbiti yapalım halkımızın büyük kısmı muhafazakar, inanç değerlerini, kültürel,yerel değerlerini çok önemser yani.Onun değerlerine saygı duymaz, aşağılarsan, zorla şekillendirmeye çalışırsan her yerde olduğu gibi buna karşı koyar, kendisinde görmek istediğin değerlere de düşmanlaşır, doğal tepki.Ülkemizde inanç değerlerine önem verip, o değerlerle bağ kuran partiler her zaman büyük destek görmüştür, yukarıda saydığınız partiler de bu partilerden.CHP ve devletin ideolojisi kendi katı laiklik düşüncesi sebebiyle kendi yaptığı din,dindar tanımıyla(sizinkiyle aynı anlamı taşıyor) darbelerin etkisi, bu siyasetin ürettiği uygulamalar,söylemler halkı hep sağ partilere yakın tutmuştur. AKP de diğer birçok siyasi, ekomomik şartların yanında bu yazdığım sebeplerden dolayı destek gören bir parti,tabanı, geçmişi var yani.AKP malumunuz Milli Görüş geleneğinden gelen bir parti.Milli Görüş AB, ABD taraftarı bir görüş değildi.AKP bu gelenekten gelerek AB,ABD anlayışında düşmanlıktan, AB,ABD yanlısı anlayışa evrilerek düşünce değiştiren, kendini yine muhafazakâr bir parti olarak konumlandıran parti.Bu gerçekten büyük bir değişim,ilke kırılması niteliğinde. AKP'ye oy veren kesim,kesimlerle ilgili olarak şu tesbiti yapmam yanlış olmaz, hatta araştırması yapılsa bu sonucun çıkacağından eminim:AKP'yi destekleyenler AB,ABD hayranı değiller, en azından ben görmedim etrafımda, sosyal medya ve başka kaynaklardan edindiğim izlenim de bu yönde.AKP'yi destekleyen kesim AB yakınlığını AB'ye yaslanarak, daha demokratik bir ülke olmamız için yapılan çalışmalardan dolayı destekliyor, eğitim düzeyi yüksek olan kesim böyle diyebilirim.ABD yakınlığını, ABD'yle olan işbirliğini destekleyenİ,doğru bir siyaset diyeni görmedim.ABD karşıtı olmasına rağmen niçin hâlâ AKP'yi destekliyor?AKP'nin yukarıda saydığım muhafazakar değerleri taşıması,Kemalist,baskıcı, değişime kapalı, ordunun darbe gölgesi altında yaptığı siyasete, sisteme halkın karşı olması, değişim istemesi gibi sebeplerden AKP destek alan bir parti oldu.AKP'nin siyasetinin tamamını kendisine destek veren kesim tamamıyla destekliyor, doğru buluyor değil.Darbeci ordu, kendi ideolojisinin baskısını yapan, kendi doğrularından başka doğru kabul etmeyen, yerinde sayan, siyaset, sorunlara çözüm üretmeyen sisteme, bunu savunan CHP ve Kemalist yapıya karşı AKP'yi birçok yanlışına rağmen bu sebeplerden destekliyor.Bu noktada ABD'de Orta Doğuda'ki kendi çıkarları için AKP'yİ içerde destekliyor, AKP de bu desteğe karşılık veriyor.Halk içerideki katı Kemalist sistemin tekrar güç kazanmaması için belki de sırf bu yüzden AKP'nin ABD işbirliğini hoş görmeye çalışıyor. AKP'nin değişim, daha çok demokrasi iddiasıyla yola çıkıp bugün geldiği noktada durağanlaşmış ve kendi ideolojik baskısını hissettirmeye başlamış olması,hukuk sistemindeki aksaklıklar, yanlışlar, dış politikadaki olumsuzluklar gördüğüm kadarıyla verilen desteği düşündürmeye başladı. Bu şartlar bağlamında dahi CHP VE MHP hâlâ iktidara aday olabilecek bir izlenimm vermiyor benim nazarımda ve görünen o ki halk nazarında. Muhabbetle... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2012 Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2012 Sayin Fuzuli,yazdiklarimi carpitmadan ve kendi görüsünüze uydurmadan yorumlayin,Atatürkcüler veya sizin deyiminizle Kemalistler bu ülkeye Mars'tan gelmediler.Onlarda bu ülkenin analari tarafindan doguruldu ancak.bu ülkenin bagimsizligi icin ilk mücadeleye onlar basladi.Birakin bana demagoji yapmayi.Anadolu'ya gidip oy ugruna "NE MUTLU TÜRK'ÜM DIYENE"söylemini yargilayan zihniyet müslüman olamaz.Fazlasinida yazmaya gerek görmüyorum. saygilarla Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2012 Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2012 Sayin Fuzuli,yazdiklarimi carpitmadan ve kendi görüsünüze uydurmadan yorumlayin,Atatürkcüler veya sizin deyiminizle Kemalistler bu ülkeye Mars'tan gelmediler.Onlarda bu ülkenin analari tarafindan doguruldu ancak.bu ülkenin bagimsizligi icin ilk mücadeleye onlar basladi.Birakin bana demagoji yapmayi.Anadolu'ya gidip oy ugruna "NE MUTLU TÜRK'ÜM DIYENE"söylemini yargilayan zihniyet müslüman olamaz.Fazlasinida yazmaya gerek görmüyorum. saygilarla Kemalist zihniyetin bu topraklara yabancı,taklitçi,değerlerine yüz çevirmiş, kendi tek tip Laik, kendi yorumu Atatürkçü toplum oluşturma anlayışı benim kullanmadığım bir deyim olan Mars'tan geldiler, deyimini sizde çağrıştırmış olması doğal ki birçok insan baktığında bunu görüyor.Kemalist anlayışa karşı olmak, bu ülkeyi sevmemek, gerçek dindar olmamak, gerici olmak, demokrasi düşmanı olmak anlamına gelmiyor; ama siz öyle olduğunu zannediyorsunuz. Kurtuluş Savaşı mücadelesini Kemalist zihniyetin bir ürünü olarak görüp, dışındaki muhafazakâr kesimi mücadeleye destek vermemiş, hiçbir şey yapmamış hatta karşı durmuş gibi gösterme algınız büyük bir çarpıtma ve yanılgı. ''Ne mutlu Türküm diyene!'' sözünün ifade ettiği milliyetçi anlayışla Müslüman olup olmamayı birbirine nasıl bağladınız şaşmamak elde değil.Tuhaf bir İslam anlayışınız var, demokrasi anlayışında olduğu gibi. Sizin en büyük sorununuz kafanızdaki fikirlerin tek doğru olduğu, kafanızdaki dünya dışında başka hiçbir gerçekliğin olmadığı zannında yaşamanız.Bu algı biçimi sadece Kemalist zihniyete has değil, ülkemizdeki her kesimde buna rastlamak mümkün. Muhabbetle... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2012 Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2012 Türklük ve müslümanlik ayri birer kategoridir ikisini birarada degerlendiremezsiniz ki TÜRKIYE'de eger bugün Islam yasaniyorsa bunu da Kemalistlere borclusunuz. Yiginlari millet yapmis olanlari veya millet yapmayi hedef secmis olanlara karsi güdülen bu hazimsizlik tipik Siyasal Islam anlayisidir.Osmanli'nin kulu kölesi haline getirilmis olan Anadolu halkina millet olma suurunu asilayan ve bu ugurda hicbir fedakarliktan kacinmayan insanlari bu kadar hor görmek dünyanin hicbir milletinde rastlanmayan bir yanlistiktir. Ne yapti müslümanlar,gösterin bana bir örnegini ve diyin ki arkadas müslümanlar bu ülke icin sunlari sunlari yaptilar.90 yildir cumhuriyeti yikmak icin mücadele verenleri ben birakin müslüman olmayi insan olarak bile göremiyorum. Mustafa Sabri,sözde müslüman ve Ingilizler tarafindan satin alinmis bir hain.Ayni zamanda Seyhülislam.Saidi Nursi,bugün neredeysse peygamber diye tapilan birisi,alt tarafi tahsilini bile tamamlamadan kendini din alimi ilan etmis bir meczup.Ingiliz ucaklarindan halka bildiriler dagitarak Mustafa Kemal ve arkadaslarinin eskiya oldugunu ve yakalanip idam edilmeleri gerektigini,onlara karsi olmanin Islamin geregi oldugunu empoze ediyorlar.Bunlar sözümona müslümanlar,Kafirle isbirligi yapandan müslüman olur mu?Dün bu ülkeyi isgal edenlerin yandaslari bugün dinden bahsedenlerin dünkü sahte müslüman dedeleridir.Kurtulus Savasi dinine imanina vatanina sahip olan ve Atatürkün etrafinda halkalanan dindarlar ile verilmistir.Bugün bile ülkeyi kimlerin pazarladiklarini gördükce tarihin yeniden tekerrür ettigini anlamak zor degildir. Sahte müslümanlarin en büyük sorunu;millet olmayi reddetmeleridir.Bu nedenle Atatürke yani Kemalizme karsidirlar. Evet Kurtulus Savasi sahte müslümanlarin her melanete basvurmalarina ragmen gercek müslümanlarla verildi.Önderleri Mustafa Kemal'di.Eger Mustafa KEMAL olmasaydi Türkiye'de asla bir Kurtulus Savasi verilemezdi.Cünkü o cesarette o yürekte ne bir komutan ve ne de bir önder vardi.Siz önce Atatürk'ün kac kisiyle bu yola baskoydugunu arastirin ve sonra Atatürk olmasaydi sanki Kurtulus Savasi verilmeyecekti diye iddiada bulunun.Atatürk bu yola baskoydugunda yaninda sadece bir kisi vardi ona sadik olarak. saygilarla Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2012 Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2012 Yaşar Nuri Öztürk: Şimdi Mustafa Kemal’e ihanet zamanı!17 Haziran 20 “Komünizm geliyor” yaygarasıyla Türkiye’yi ürkütüp yarattığı Yeşil Kuşak İslam’ı ile bizi Demir Perde’ye karşı bedava şövalye olarak kullanan haçlı Batı, şimdi aynı şeyi ‘Ilımlı İslam’ slogan ve projesiyle yapıyor. Tek fark, Türkiye’nin bu kez, gayri Müslimlere karşı değil, doğrudan doğruya İslam âlemine karşı kullanılmasıdır. ‘Arap Baharı’ denen melanet mevsimi, bu kullanımın başlangıç mevsimidir. Yeşil Kuşak oyunundan çok daha zor bir iştir bu seferki. Çünkü Müslümanı Müslümana karşı kullanmak söz konusudur. Artık “Allahsız komünistler geliyor, Allahsız komünizme karşı dine inananlar birleşmeli…” edebiyatı yeterli olmaz. Kaldı ki o edebiyatın ne kadar namussuz bir emperyalist edebiyat olduğu artık anlaşılmış bulunuyor. Ucuz şövalyeyi cepheye sürmek için belli ki yine ‘İslam’ kullanılacak ama bu sefer İslam’ı İslam’a karşı kullanmak söz konusu olduğundan haçlı iblisliği bile çare bulmakta zorlanıyor. Nasıl yapacaklar bunu? Önce, bir numaralı direnç noktası olabilecek değerleri yıkmak, Türkiye’nin ve Türk insanının omurgasını kırmak lazım. Omurga, Türkiye’yi farklı kılan Kemalist mirastır. Onu işe yaramaz hale getirmek gerekiyor. Onun petrolden daha güçlü olduğu anlaşılmıştır. Petrolün işini bitirdiler ama Kemalist mirasın işini bitiremiyorlar. Çare şöyle bulundu: “Sizi model yapacağız” diyerek Türkiye’yi model olmaktan çıkarmak. İlk iş, Müdafaai Hukuk mirasının koruyucusu aydın güçleri bloke etmektir. Bu bloke edişin iki ayağı var: Birincisi, dinci ekipleri güçlendirmek, ikincisi, kilit noktalara oturtulan bazı teneke adamların morfinli salon nutuklarıyla Atatürkçü güçleri uyutmak. Ve tam bu sırada ‘Ilımlı İslam’den en hıyanet ve fesat projesini işletmek. Neden bu ülke sormuyor bu Ilımlı İslam hıyanetinin fesat kodamanlarına: “Bizi İslam dünyasına model yapacaksanız bu modelin kaynağı olan mirasın yaratıcısına neden savaş açmış durumdasınız? Neden Atatürk’ten ve laiklikten vazgeçin diye avazınız çıktığı kadar bağırıyorsunuz?” İngiliz yazar Andrew Mango oyunun belini kıran şu sözleri söylüyor: “İslam coğrafyasındaki ülkeler tabii ki laik ve demokratik Türkiye’den ders alabilirler. Ama bugünkü Türkiye yerine 1930’ların Türkiye’sine bakarlarsa. Ve o Türkiye’nin bu hale nasıl geldiğini incelerlerse. Bunu yaparlarsa kendilerini düzeltecek daha birçok şey öğrenebilirler.” ATATÜRK’Ü NEDEN SEVMEZLER? Tek kelimeyle, onurlu olduğu için. Haçlı Batı, onurlu adamı asla sevmez; onurlu adamın önünü asla açmaz. Onurlu adamın subaşına geçmesini asla istemez. Sizi sevmeleri için onur ve kişilik yapınızın çürümüş olması lazımdır. Bazen bu çürüme işini bizzat Batı gerçekleştirir. Bizde birçok kuklasına yaptığı gibi. Çürük değilseniz veya çürütülemiyorsanız sizi adam yerine koymazlar. İşlerine gelmezsiniz. Batı’ya, onur boyları, Atatürk’ün ayak topuklarına bile yükselemeyen ciğersiz, imansız adamlar lazım. Sen gel de bunu anlat dini kin aracı yaparak kafayı yemişlere! Atatürk’ün içtiği rakıların çetelesini tutan ahmak ve alçak zihniyet, bu abur cuburla uğraşırken, canına okumak isteyen haçlıların nelerimizi alıp götürdüklerinin hesabını asla yapamıyor. Adamların beyinleri ışık ve dirayet düşmanlığına uyarlanmış. Gerisi yok! Hep söyledim, hep söyleyeceğim: Haçlılar; Atatürk’ün yıkılması için Kâbe’nin yıkılmasını şart koşsalar, İslam dünyasında ve Türkiye’de, bu namussuz şartı rahatlıkla ve zevkle kabul edecek alçaklar bulabilirler. Ve bunların sayısı az değildir. Haçlı kodamanlar, bu eşsiz alçaklığın kokusunu çoktan almışlardır. ABD’si, AB’si onun için bastırıyor. saygilarla Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.