Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TÜRBANINI ÇIKARTANLAR BAŞÖRTÜSÜYLE GİREBİLECEKLER MİDİR GİRMEK İSTEDİKLERİ YERE


bekir

Önerilen İletiler

bu topluma hayır getirende getirmeyende beni ilgilendirir. türban kavgasının ardındakini biz gayet iyi biliriz.

 

İranda yabancı gazetecilere zorla başörtüsü taktırıyorlar buda İranın devlet yönetimi ona saygı duyan bu devletin kanunlarınada saygı duymak zorunda. türban bir ihtiyaç değil o yüzden temel hak olmaz.

 

müslüman kadının başörtüsü yüzyıllara meydan okuyarak gelmiş.

insanlar neyle mücadele ettigini bilmelidir.

bakalım yüzyıllara karşı direnmiş başörtüsünü baskılar ve yasaklamalar kaç sene daha yasaklayabilecek?

 

 

 

İran diyorsun, İran zorla kapatmayı savunan, siz ve tabi oldugunuz dünya da zorla açmayı savunan;

ne farkınız varki sizin onlardan?

al birini vur ötekine.

bu ülkeyi İrana çevirmemek için ugraşmak lazım, şimdiki hayata etkilerimizle.

 

unutmadan İran'ı ne kadar tanıyorsunuz, İranla ilgili ne kadar kitap ve İranlı kaç yazar okudunuz. kaç yazar tanırsınız mesela.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 219
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

müslüman kadının başörtüsü yüzyıllara meydan okuyarak gelmiş.

insanlar neyle mücadele ettigini bilmelidir.

bakalım yüzyıllara karşı direnmiş başörtüsünü baskılar ve yasaklamalar kaç sene daha yasaklayabilecek?

İran diyorsun, İran zorla kapatmayı savunan, siz ve tabi oldugunuz dünya da zorla açmayı savunan;

ne farkınız varki sizin onlardan?

al birini vur ötekine.

bu ülkeyi İrana çevirmemek için ugraşmak lazım, şimdiki hayata etkilerimizle.

 

unutmadan İran'ı ne kadar tanıyorsunuz, İranla ilgili ne kadar kitap ve İranlı kaç yazar okudunuz. kaç yazar tanırsınız mesela.

 

ya çok komiksin insanı güldürüyorsun

yüzyıllara direniş gösteren bir başbağı neyi sembolize ediyor?

inanan kadın kafasına örtü takınca itaat etmiş oluyor kocanın hoşuna gidiyor.

Türkiye zorla açmaya çalışmıyor çarpıtmayın Hukuk Devleti gereği hukuk işletiliyor. Din devlet işlerine alet edilemez laik sistemde herhangi bir dini obje kamusal alana sokulmaz.

 

İranın durumu ortada. Ve bir İranlı dostum var. Birde İranın uyguladığı şey yani şeriati yönetiminde zorlama bunun ilkesi ne? inanmayan bir kadına dahi başını zorla örttürmek laiklik gereği dinin devlet işlerine karışmaması gibi bir ilkeyle kıyaslanmamalı biri zorbalık diğeri ilkeliliktir. inanç kişilerin vicdanlarında kalmalı devletin alanlarında değil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ya çok komiksin insanı güldürüyorsun

yüzyıllara direniş gösteren bir başbağı neyi sembolize ediyor?

inanan kadın kafasına örtü takınca itaat etmiş oluyor kocanın hoşuna gidiyor.

Türkiye zorla açmaya çalışmıyor çarpıtmayın Hukuk Devleti gereği hukuk işletiliyor. Din devlet işlerine alet edilemez laik sistemde herhangi bir dini obje kamusal alana sokulmaz.

 

İranın durumu ortada. Ve bir İranlı dostum var. Birde İranın uyguladığı şey yani şeriati yönetiminde zorlama bunun ilkesi ne? inanmayan bir kadına dahi başını zorla örttürmek laiklik gereği dinin devlet işlerine karışmaması gibi bir ilkeyle kıyaslanmamalı biri zorbalık diğeri ilkeliliktir. inanç kişilerin vicdanlarında kalmalı devletin alanlarında değil.

 

öyle veya böyle zorla açtırıyor mu?

 

buna hukuk diyen sizsiniz, ben ve benim gibi düşünenler degil.

 

hem unutmayın hiç bir faşist yönetim yokdur ki hukuksuz yola çıksın, yapamazda, oda kendince bir hukuka dayanır.

yani hukuk devleti olmak hak varsa mümkündür.

hakları tanımayan bir hukuk devleti olamaz. bu bir hak mücadelesidir...siz gülmeye devam edin.

 

demek ki neymiş, İran ile aynı düşmeniz boşuna degilmiş.

:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

müslüman kadının başörtüsü yüzyıllara meydan okuyarak gelmiş.

insanlar neyle mücadele ettigini bilmelidir.

bakalım yüzyıllara karşı direnmiş başörtüsünü baskılar ve yasaklamalar kaç sene daha yasaklayabilecek?

Ne söylüyorsunuz siz Sayın aslan34...

Başörtüsü = Yazma neye meydan okumuş?

 

"Baş Örtüsü = Yazma = Tülbent" ile "Türban = Çarşaf = Burka"yı karıştırıdığınız pek açık... (tıkla)

 

Siz neyden bahsettiğinizi bilmelisiniz.

Türk Kadınları yüzyıllardır "Estetik" kaygılarla başlarına "Yazma" bağlamışlardır.

"Günah" gibi bir kaygıları olmamıştır.

Gelin Ege bölgesinde hala benliklerini koruyan Türk topluluklarının

Yani "Yörüklerin" arasına bakalım...

Kadınların dertleri yazmalarındaki oyalardır...

Yazmalarının onları ne kadar hoş gösterdiğidir.

Ve bu iffetsizlik değildir.

 

Yüzyıllardır süregelen "Yazma" ve "Yazma Oyası" kültürü o kadar derindir ki

Güzel Sanatlar'da özel bir önem arzeder bugün için.

Türban denilen şeyin "Güzel Sanatlar" ve "Kültür" açısından HİÇ BİR ÖNEMİ ve KÖKENİ, TEMELİ YOKTUR...

 

"Yazma" başlı başına bir kültür ve gelenektir.

Temellerini "Din"den almaz,

Tamamen Türklerin "Estetik" anlayışından alır.

Öyle ki erkeklerde feslere yazma dolarlardır...

 

Neyse;

Buradaki yönlendirmede gerekli açıklamayı yaptım...

 

Başınızı biraz Arap Kültüründen kaldırıp

Türk Kültürüne yaslayınız isterseniz.

 

Yüzyıllardır gelen gelenek "Türban" değil "Yazma"dır.

Ve Baş Örtüsü dediğimiz şeyde "Türban" değildir.

 

Kavramları ait olmadıkları anlamlarda kullanıp,

Kavramn kargaşası yaratmayınız...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne söylüyorsunuz siz Sayın aslan34...

Başörtüsü = Yazma neye meydan okumuş?

 

Saygılarımla...

 

yazma, başörtüsü, türban, çarşaf, burka vb. vb...

ne derseniz deyin, biz hepsini kabul ediyoruz.

bunlar bizim zenginligimiz.

ülkeden ülkeye degişen, kültürümüzün, geleneklerimizin, İslami yorumlarımızın dışa, hayata yansımasıdır.

biz bunların şeklini savunuyor degiliz, biz altında yatan ruhu savunuyoruz.

işte yüzyıllara meydan okuyan da bu bilinç halidir.

 

sizin yazma dediginiz yasak kapsamının dışında mı?

bunu mu söylemek istiyorsunuz?

benim anamın başıda yazmalıydı.

başörtüsünün biçiminde sadece arap kültürü degil birçok milletin kültürü mevcutdur.

farklılıklar buradan kaynaklanıyor.

biz şu çok iyidir veya bu uygun degildir demiyoruz.

hepsini kendi kültürümüzün yansımaları olarak alıyoruz.

hiç bir baglama şeklinden de rahatsız degiliz.

 

siz yazmanın yasak kapsamı dışında oldugunu mu söylemek istiyorsunuz?

tabi böyle bir şey yok, tüm başörtme yasak kapsamındadır bu ülkenin kamusunda.

yanılmayalım ve yanıltmayalım.

bizim söz konusu ettigimiz ceberrut bir şekilde insanların giyimini söz konusu etmekdir.

başörtmenin kültürel yansımaları degil, dedigim gibi, bu bizim zenginligimizdir.

selametler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sayın 4mevsim

dinin insanların aklını uyuşturduğu ortada afyon gibi enjekte ediliyor dinden başka bişey düşünülmüyor.

millete duygusal akılsız sözümün arkasındayım bunu söylerken amacım kimseyi incitmek değil ama gerçekler insanı acıtır.

hangi kararlarımızın bileşkesinden haklılık doğmuş ki, sonuç ortada. bu millet gözyaşına, yalan ama ajitasyon söze aldanır aldanmasınında faturası hep ağır olmuştur. kusura bakmayın dünya nereye giderken bizim nerede durduğumuz duygusal akılsızlığımızın kanıtı değilmi? bize zarar veren bu duygusallık aklımızı uyuşturmuş.

.

.

 

sayın blackcady

bakın burada size bir özür yakışırdı..aklınızın ucundan bile geçmemiş anlaşılan... hakaret et sonra da gerçekler acıtır de..ne güzel savunma ...

millete toyekün akılsız demeye senin hakkın yok.. kötü söz sahibine aittir...

millet kendi kararını kendisi veremeyecek de bir avuç azınlık mı onu yönetecek...

yeşil sermayeye de kaptırır parasını banker kastellilere de ... sana mı kaldı onlara akılsız deyip kendini allame-i cihan zannetmek..

kimse bu millet hakkında ileri geri konuşamaz dini inancı hakkında da hakarette bulunamaz..fikrini söylersin olur biter..neyin arkasında duracakmışsın hala...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yazma, başörtüsü, türban, çarşaf, burka vb. vb...

ne derseniz deyin, biz hepsini kabul ediyoruz.

bunlar bizim zenginligimiz.

ülkeden ülkeye degişen, kültürümüzün, geleneklerimizin, İslami yorumlarımızın dışa, hayata yansımasıdır.

biz bunların şeklini savunuyor degiliz, biz altında yatan ruhu savunuyoruz.

işte yüzyıllara meydan okuyan da bu bilinç halidir.

 

siz yazmanın yasak kapsamı dışında oldugunu mu söylemek istiyorsunuz?

tabi böyle bir şey yok, tüm başörtme yasak kapsamındadır bu ülkenin kamusunda.

yanılmayalım ve yanıltmayalım.

bizim söz konusu ettigimiz ceberrut bir şekilde insanların giyimini söz konusu etmekdir.

başörtmenin kültürel yansımaları degil, dedigim gibi, bu bizim zenginligimizdir.

selametler.

 

İşte sizin gibi "Yazma" ile "Türban" denen şeyi ayırt edemeyen zihniyet yüzünden

Kendi öz kültürümüzü yadsır hale geldik ne yazık ki.

Yazma "İslam"ın yansıması falan değildir efendim...

Bu sizin kendi hüsn-ü kuruntunuzdur...

Kendinize mal etme çabanızdan başka bir şey değildir.

 

"Bizim Kültürümüz" dediğiniz nedir bir kere bunu bana tarif edin?

 

"Yazma"nın siyasi ya da dini bir simge olmadığını

Ve siyasi ya da dini simge olarak tanımlanmasının

Kültürel Zenginliğimizden Bi-Haber olmak demek olduğunu iddia ediyorum...

Ve bunu her açıdan kanıtlarım...

İddialıyım...

 

İlkin;

Yazma, Kur'anda belirtildiği gibi bir örtünme sağlamaz.

 

Sayın Sardunyam'dan alıntı:

Nur 31/Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. görünen kısımlar müstesna, zînetlerini göstermesinler. başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar...

Yazma sadece başın üst kısmını yani saçı örter ve yakaya kadar kapatmaz başı Türban gibi.

Türban gibi bir tek ve sıkmabaş bir bağlama şekli yoktur.

Çeşitli şekillerde ve estetik olarak hoş şekilde bağlanabilir...

 

Ayrıca yazmanın amacı, "Türban"ın aksine "Güzel Görünme" kaygısıdır.

Üzerindeki "Oya İşlemeleri" bu yüzden anlam içererek işlenir...

Kızlar sevdiği erkeğe işve yaparken baş östüsünün ucunu kıvırır parmağıyla...

Ve gerekirse yazmasını verir sevdiğine,

Bu bir mendilde olabilir tabii ki...

 

Ayrıca Yazma Kültürü başlı başına bir sanattır...

 

Oysa Türban daha yeni bir maziye sahiptir ve bir kültürü henüz yoktur.

Estetiği daha çok yenidir ve henüz debelenme dönemindedir.

Çarşaf ise sadece "Örtünme" amacı güttüğü için her türlü estetik kaygıdan uzaktır...

Hiç bir güzelliği yoktur.

Estetikten yoksundur.

 

"Yazma"nın kullanım amacı ile "Çarşaf"ın "Türban"ın kullanım amacı tamamen birbirine zıttır...

"Yazma" başlı başına bir kültür ve sanat oluşturmuştur.

"Türban" ve "Çarşaf" bunun zerresini göremezsiniz.

Yüzyıllar önceki Kara Çarşaf, hala aynı Kara Çarşaf'tır...

Ancak yüzyıllar önceki Yazma çok güzel anlamlar ifade eder bugüne, anlam yüklüdür...

Ve bugünkü Yazmalar çok farklı anlamlar içerir...

Başlı başına bir sanattır Yazmalar.

 

Tek bir örnek:

"Çenberimde Gül Oya" diye bir Türkü bile vardır,

Ancak

"Çarşafımda Gül Oya" ya da

"Türbanımda Gül Oya" diye bir Türkü yoktur...

 

Yani bunlar bir Kültür oluşturamamış, henüz ve hala emekleme çağında giyim şekilleridir...

 

Şovenlik değil yapmak istediğim ancak gelipte burada

Türk Kültürü ve Sanatı olan "Yazma" ile

Arap Kuşamı olan "Çarşaf"ın aynı kefeye konulmasına

Ne yazık ki müsaade edemem...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İşte sizin gibi "Yazma" ile "Türban" denen şey

 

 

Saygılarımla...

 

dostum başörtme gelenegi İslam ile gelmiş degil, bundan öncede vardı.

tartışma götürmez bir meseledir bu.

Kur'an ise- bir çok ilkede yaptıgı gibi- yozlaşan bir hakikati aslına rucu ettirmişdir.

başörtmenin bir çok şekli vardır, önemli olan ise örtmenin ruhunu yakalamakdır.

herkesin kendine has bir tarzı olacakdır, bunu yadsımak olanaksız.

bana yazmayı neden savunuyorsun ki? ben yazmanın karşısında olan birisi degilim, bilakis bizim yansımamız.

sanki türban yasak yazma serbest...

biz Kur'an'a uygun yazmadan yanayız veya başörtmeden, her başı kapalıyı tasvip ettigimiz söz konusu degildir.

Kur'an'a uygun örtünmeden bahsedebiliriz ancak...

 

 

not;

çarşaf osmanlı kültürünün dışa vurumudur.

 

selamlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 ay sonra...
TÜRBANINI ÇIKARTANLAR BAŞÖRTÜSÜYLE GİREBİLECEKLER MİDİR GİRMEK İSTEDİKLERİ YERE, Siyasi simge türbanı çıkarıp siyasi olmayan başörtüsüyle üniversiteye...........

 

Evet galiba girebilecekler :)

 

Daha önce defaatle tekrarlamıştım. Üniversite dışında başörtüsünü serbest bırakmak bu laiklik anlayışıyla mümkün değil...Suheda, başörtüsü-türban konusu en fazla üzerinde durduğum konu, biliyorsun. İnşallah sonuçlanacak...Kız kardeşim son sınıfta ve bitirmek üzere okulu...Eşim, başörtüsünü çıkararak derslere girmiş ve mezun olmuş bir bayan. Ama onlar inanılmaz zorlandılar...

 

Hala hukuki bir takım meseleler var ama artık ben bu yasağın kalkacağına inanmak istiyorum...Hukuki kısmını güncel konularda "Karabekir" değerlendirecek...

 

Selam ve saygılarla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Din nedir?

Dindar nedir?

Kul nedir?

Ne yapmalıdır?

 

Allah insanları ona tapsınlar gece gündüz ibadet etsinler sözümden çıkmasınlar düşünmesinler diye mi yarattı?

 

Manayı anlamayan için türban, ezan, cami, sakal, kılık kıyafet, bilmem ne ancak putlaştırılmış şekillerdir...

 

Sadece iki saniye düşünün putperestler kendi elleriyle şekil verdikleri nesnelere ne anlam yüklüyorlar dı, şimdi mabetler, kıyafetler, başörtülerine ne anlam yükleniyor, aralarında fark varmı?

 

Allah'ı görmeden inanamayan onu tanımlamak için şekle ihtiyaç duyar özümseyemez türban takar iyi birşey yaptım sanar, camide ayağını uzatan adama fırça atarlar, uzanıp yatana dayak atarlar, çünkü artık herşey gösteriştir, şekildir, anlamsızdır... Kraldan çok kralcıdırlar...

 

Camileri, Kuran Kurslarını, bilmem neleri kutsallaştırırlar... Oysa kutsal olan İNSANDIR... Çünkü Yaratıcı insanı yaratmıştır, mabetleri insan yapar... Anlayın artık...

 

İnsan kendi eliyle yaptığına kendisi tapar... Hiç değişmemiştir... Asla gönül ile bakmaz göz ile bakar gördüğü şekildir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Din nedir?

Dindar nedir?

Kul nedir?

Ne yapmalıdır?

 

Allah insanları ona tapsınlar gece gündüz ibadet etsinler sözümden çıkmasınlar düşünmesinler diye mi yarattı?

 

Manayı anlamayan için türban, ezan, cami, sakal, kılık kıyafet, bilmem ne ancak putlaştırılmış şekillerdir...

 

Sadece iki saniye düşünün putperestler kendi elleriyle şekil verdikleri nesnelere ne anlam yüklüyorlar dı, şimdi mabetler, kıyafetler, başörtülerine ne anlam yükleniyor, aralarında fark varmı?

 

Allah'ı görmeden inanamayan onu tanımlamak için şekle ihtiyaç duyar özümseyemez türban takar iyi birşey yaptım sanar, camide ayağını uzatan adama fırça atarlar, uzanıp yatana dayak atarlar, çünkü artık herşey gösteriştir, şekildir, anlamsızdır... Kraldan çok kralcıdırlar...

 

Camileri, Kuran Kurslarını, bilmem neleri kutsallaştırırlar... Oysa kutsal olan İNSANDIR... Çünkü Yaratıcı insanı yaratmıştır, mabetleri insan yapar... Anlayın artık...

 

İnsan kendi eliyle yaptığına kendisi tapar... Hiç değişmemiştir... Asla gönül ile bakmaz göz ile bakar gördüğü şekildir...

 

********...Şekle ait bir takım şeyleri saymışsınız. Namazın da belli bir şekli vardır niye saymadınız merak ettim...Peygamber namaz kılarken manadan habersiz miydi...Önce bunun idrakine varın belki ondan sonra bu konuyu tartışırız...vesselam...belki de tartışmayız...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...
Din nedir?

Dindar nedir?

Kul nedir?

Ne yapmalıdır?

 

Allah insanları ona tapsınlar gece gündüz ibadet etsinler sözümden çıkmasınlar düşünmesinler diye mi yarattı?

 

Manayı anlamayan için türban, ezan, cami, sakal, kılık kıyafet, bilmem ne ancak putlaştırılmış şekillerdir...

 

Sadece iki saniye düşünün putperestler kendi elleriyle şekil verdikleri nesnelere ne anlam yüklüyorlar dı, şimdi mabetler, kıyafetler, başörtülerine ne anlam yükleniyor, aralarında fark varmı?

 

Allah'ı görmeden inanamayan onu tanımlamak için şekle ihtiyaç duyar özümseyemez türban takar iyi birşey yaptım sanar, camide ayağını uzatan adama fırça atarlar, uzanıp yatana dayak atarlar, çünkü artık herşey gösteriştir, şekildir, anlamsızdır... Kraldan çok kralcıdırlar...

 

Camileri, Kuran Kurslarını, bilmem neleri kutsallaştırırlar... Oysa kutsal olan İNSANDIR... Çünkü Yaratıcı insanı yaratmıştır, mabetleri insan yapar... Anlayın artık...

 

İnsan kendi eliyle yaptığına kendisi tapar... Hiç değişmemiştir... Asla gönül ile bakmaz göz ile bakar gördüğü şekildir...

 

 

İnanç ayrı bir kavram,inancın kutsalları ayrı kavramlardır sayın Sardunya...Bir putperestin yaptığı puta yüklediği anlamla, bir Müslümanın inancı için kutsal gördüğü başörtüsüne yüklediği anlamı aynı kefeye koymak kavramlara yanlış anlamlar yüklemektir...İslam'da senin de başka bir şekilde ifade ettiğin gibi mana önde gelir ve de şekil ikinci planda onu tamamlar...

 

İnsan kalbinde hissetmiyorsa ve de aklıyla buluşturmadıysa imanı yukarda saydığınız olumsuzlukları görürüz...Çevresine iyi görünmek için namaz kılan,oruç tutmak zorunda kalan,ibadetleri niçin yaptığını bilmeyen vs. vs. insanlar İslam'ı özümsemedikleri için bu hallerin içindedirler...

 

Ayrıca dini mabetler kutsal yerlerdir sayın Sardunya...Bu mabetlerin kutsal olması insanın değersiz olduğu anlamına gelmez.Kuran insan için:''Eşref-i mahlukat...(Yaratılmışların en şereflisi,kutsalı...)'' der.Bu söz İslam'ın insana bakışının temelini anlatmak için yeterlidir sanırım...Bunu böyle algılamayanların suçu İslam'a çıkartılmamalı diye düşünüyorum...

 

Şimdi biz başörtülü kızları İslam'ı yanlış anlıyorsunuz,İslam'ı şekilclik sanıyorsunuz,önemli olan insanın içidir mantığıyla üniversiteye sokmamalıyız,öyle mi?Niçin yapıyoruz bunu Müslümanlık için mi?Kim inanır buna?

 

Dini kullananlar,dini yanlış anlayanlar var bu ülkede de; ben aslında dinin her şeyine karşıyım diyemeyip dinin dertleriyle dertleniyormuş gibi görünenleri görünce şaşkınlığım bir kat daha artıyor...

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dini kullananlar,dini yanlış anlayanlar var bu ülkede de; ben aslında dinin her şeyine karşıyım diyemeyip dinin dertleriyle dertleniyormuş gibi görünenleri görünce şaşkınlığım bir kat daha artıyor...

 

MUHABBETLE...

 

Aynı fikirdeyim ama ben artık şaşmıyorum, geçenlerde Süleyman Ateş'in bir yazısını okumuştum şöyle diyordu..

Baş örtüsü takmak bir Kuran emrini uygulamaktır. Bunu herhangi bir sebeple uygulamayan, böyle bir emrin olduğunu inkâr etmedikçe yine Müslüman’dır, “Kuran’da baş örtüsü diye bir şey yoktur. Baş örtüsü erkeklerin baskısı sonucu kadınlara dayatılmaktadır. Böyle bir din hükmü olamaz” gibi laflar eden açıkça Kuran’ın buyruğunu reddetmiş ve büyük günaha girmiş olur.”

 

Ama gel görki bizim herşeye mazhar insanımız bir kez olsun okuma ve araştırma zahmetinde bulunmaz,her olayı işine nasıl gelirse öyle yorumlar.Üstelik bu konuda öyle iddialıdırlarki konu uzmanlarına bile kafa tutarlar :)

Eeee bizde herkes ulema , bizde herkes asker , bizde herkes siyasetçi , bizde herkes doktor , bizde herkes futbolcu , bizde herkes hukukçu bizde herkes şair bizde herkes tarihçi v.s.v.s olursa olacağıda budur...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...

Sanırım Hukukçulardan en fazla korkulan ve en fazla nefret edilen zaman sadece İstiklal Mahkemeleri zamanı değilmiş...Adnan Menderes asıldığında da insanların hukuka güveni sarsılmıştı ama

 

hiç bu kadar bilinçli değildi halk...Hiç bu kadar öğrenemiyordu her şeyi...

 

Şimdi ancak Hukuk Fakültesi öğrencilerinin bilmekle yükümlü olduğu bir denetimi "şekli"ni neredeyse tüm halk az-biraz öğrendi...

 

Artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacak....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sanırım Hukukçulardan en fazla korkulan ve en fazla nefret edilen zaman sadece İstiklal Mahkemeleri zamanı değilmiş...Adnan Menderes asıldığında da insanların hukuka güveni sarsılmıştı ama

 

hiç bu kadar bilinçli değildi halk...Hiç bu kadar öğrenemiyordu her şeyi...

 

Şimdi ancak Hukuk Fakültesi öğrencilerinin bilmekle yükümlü olduğu bir denetimi "şekli"ni neredeyse tüm halk az-biraz öğrendi...

 

Artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacak....

 

"Az-biraz" öğrenmekle varılan sonuç ortada. Hukuku bu konuda en yetkili merci temsil ediyor, karalarını da veriyorlar.

 

Evet doğru söylüyorsun; hiçbirşey artık eskisi gibi olmayacak. Takiyyeciliğe geçit verilmeyecek.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sanırım yine en güzel cevabı Yılmaz Özdil vermiş. Bakın ne diyor :

 

"Hukuka tecavüz..."

 

Böyle başlık atmış bir gazete.

 

"Hukuk cinayeti" diyen de var.

 

"Hukuka aykırı" diyen de.

 

*

 

9'a 2 çıktı karar.

 

Üyelere bakıyoruz...

 

1, Ankara Hukuk mezunu.

 

2, Ankara Hukuk mezunu.

 

3, Ankara Hukuk mezunu.

 

4, İstanbul Hukuk mezunu.

 

5, İstanbul Hukuk mezunu.

 

6, İstanbul Hukuk mezunu.

 

7, Ankara Hukuk mezunu.

 

8, Ankara Hukuk mezunu.

 

9, Ankara Hukuk mezunu.

 

 

 

Geriye kaldı 2 üye...

 

Biri, İşletmeci.

 

Öbürü, İktisatçı.

 

Ben size söyleyeyim.

 

11 hukukçu olsaydı...

 

11'e 0 çıkardı karar.

 

 

"Kardeşim, dünyanın hangi ülkesinde iktisatçıdan Anayasa Mahkemesi Başkanı olur?" diye soracaklarına... Hukukçuların aldığı karara "tecavüz" diyorlar.

 

Çünkü, bunların mantığına göre, hukukçu mukukçu yoktur... Bunların işine geldiği gibi karar veren iktisatçı "en iyi hukukçu"dur... Hele eşi türbanlı iktisatçıysa, "ordinaryüs hukukçu"dur.

 

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/hab...amp;yazarid=249

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Üç tane maddeyi soracağım...

 

Birincisi: Cumhurbaşkanlığı seçimi için 367 kişinin meclise girmesinin şart koşulması

İkincisi : Cumhurbaşkanının yargılanması

Üçüncüsü: Anayasa Değişiklikleri

 

Sayın Yamyam, İşletme Fakültesi okuduğunuzu belirtmiştiniz yanılmıyorsam...

 

Hukukla ne kadar alakalı bir bölümdür tam olaraka bilmiyorum ama hukuki sorulara bigane kalmadığınızı biliyorum...

 

Anayasayı açıp okuduğunuzda ne anlıyorsunuz...Bu üç maddeyle ilgili olarak...

 

Hukukçuluk üstün bir kavramdır demiştim daha önce. Hukuk Fakültesini bitirmiş olmak hukukçu olmaya kafi değildir de demiştim. Hukukçuluk her ahval ve şerait içerisinde hukuku ve adaleti savunmaktır.

 

Trajik olan kararlarda çıkan oylardır. 9/2 veya 8/3. Bu atanma şeklinden mi kaynaklanıyor yoksa hukukçuluk mantığından mı. Ben, samimiyet sorgulaması yapmayan bir adamım.

 

Ancak; başka da birşey gelmiyor elimden. Lütfen, kalbinize danışın ve Anayasanın, şekil bakımından denetimle ilgili maddesini okuduktan sonra söyleyin...

 

Şunlar söylenebilir. AKP'yi durdurmanın başka yolu yoktu onun için Hukuk askıya alınabilir veya kullanılabilinir. O zaman, en azından tutarlı davranılmış olunur. Ama, hem bariz bir şekilde hukuku çiğneyip hem de onun hukuki olduğunu belirtmek zulümdür...

 

Saygılarla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

arışın Evliya Gökhan ÖZCAN abimin, Gerçek Hayat Dergisinin 3-9 Haziran 2005 tarihinde "KENDİ ÇOCUKLARINDAN KORKAN ÜLKE" başlıklı bir yazısı yayınlanmıştı. Ondan bazı kısımları ben buraya alıntılamak istiyorum...

 

Bu ülkede özgüven açısından en zayıf olan unsur devletin kendisi. Tarihi boyunca kendi vatandaşlarının sürekli olarak bir fenalık ihtimali, bir potansiyel tehdit, bir kuzu postuna bürünmüş kurt olarak gören, neredeyse paranoyak bir kamusal eğilimden söz ediyorum...

 

Devlet, hemen her zaman, kendi bekası konusunda o kadar çok ürküntüye sahiptir ki, bir türlü normaline ulaşıp asıl hizmet güzergahına geçemez, bu ülkede yaşayanlar için hayatı kolaylaştıracak adımlar atamaz...

 

Bu o kadar yerleşik bir arızadır ki, bu ülkenin "vatandaş" ı olan insanlar, kendi devletleri tarafından daima potansiyel yanlışlık odağı olarak görülmeyi artık kanıksamışlardır. Demokrasinin tek hamleyle askıyı alındığı darbe kronolojileri bile olağan mevsim geçişleri gibi algılanır, yadırganmaz olmuştur; bu mevsimde havalar sıcak, şu mevsimde yağmurlu, ötekinde darbeli filan...

 

...her ülkenin demokratik vasata ihtiyacı vardır, bu ülkede bu geçmişte olmadı, yakın geçmişte olmadı, bugün olduğu da fevkalade tartışmalı...

 

Adına demokrasi yada başka bir şey deyin, bu ülkede yaşadığımız her dönemde eksikliğini hissettiğimiz o şey bizim zihinlerimizi noksan, kimliklerimizi bulanık, kişiliklerimizi güdük, günlerimizi sıkıcı bir kılığa sokuyor. Bu ülkeye her zaman en çok sahip çıkma hakkını kendinde gören hemen bütün unsurlar; insanların zihinsel bir şizofreniye ve sessiz bir mutsuzluğa doğru sürüklenmekte olduklarını, bu ülkenin bugünlerini ve yarınlarını tehdit eden en önemli tehlikenin de bu olduğunu bir türlü göremiyor, farkedemiyorlar nedense...

 

...gerek toplumsal manzaradan sürekli "tehdit" vehimleri üreten "sahip"ler, gerekse toplumsal manzaranın şüphelileri olmayı içlerine sindirmiş "köle"ler on yıllır boyudur alttan alta yaşanan bu traji-komik itişmenin bu ülkenin geleceğinden neleri eksilttiği konusunda yeterli fikri aydınlığa, insani endişeye, sorumluluk bilincine sahip değiller.

 

Bütün bunlar Türkiye'yi gölgesinden korkan ve bu pısmışlıkla gölgesi kadar bile uzayamayan bir bodurluğa mahkum ediyor...Büyük bir tarihten geçerek, istisnai zenginlikle bir zaman yolculuğunun ardından bugünlere gelen bir ülkenin böylesine "gülünç" durumlara düşebiliyor olması insana acı veriyor...

 

Bu ülkede üniversite kapılarında insanların bir kısmını geçerli, bir kısmını geçersiz kabul eden bir ülke...Bu ülke kafasına uymadığı zaman toplumun kendini yönetme haklarını sümen altına atabilen bir ülke...

 

Kamusal kırbaç okul gecesinde müdüriyet tarafından belirlenen listenin dışına çıkarak Nazım Hikmet şiiri okuyan 17 yaşındaki bir gencin sırtında şaklamaya devem ediyor, be ne dersem diyeyim. Olur iş değil, bir okul gecesinde okunacak şiirler neden denetlenir, neden bu listenin dışına çıkan bir öğrenci karakolda "misafir" edilir. Bütün bunlarının bu ülkeye yararı nedir? Bu gençlerin ülkelerinin sevmemeleri için neden bu kadar gayretkeş bizim kamusal alan nöbetçilerimiz..

 

Bu ülke bunca fikirsizliği haketmiyor.Bu ülke önüne çıkan tarihsel sıçrama fırsatlarının böyle gülünç parodilere kurban etme lüksüne sahip değil. .. Belki biraz abartılı gelecek ama bu ülkenin kendi yerini doldurmamakla bıraktığı boşluk, dünyanın da dengesini bozuyor.

 

Aklımızı başımıza alalım ve büyük laf etmeyi, kahramanlık attırmayı, vatandaşı ırgalamayı keselim. Tarihin ******* kontenjanının tamamını bu ülkeden doldurmamız gerekmiyor..Yazar sözlerini böyle tamamladı...

 

 

Gençlerimiz bir kısmının kalbini bu kadar eğip, büküp, kanırtıp, kanatıp da ondan sonra da bu ülkeyi sevmelerini bekleyebilir miyiz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.