Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Çekirdek aynı ama kabuk biraz farklıca... Buraya dikkat: Furkan Suresi Ayetler 6.7.8.9.10.11 De ki onu o zat indirmiştir ki,göklerde ve yerde olan gaybı bilir.Şüphe yok ki, o çok yargılayan,çok merhamet edendir. Ve dediler ki: Bu Resul için ne var ki, yemek yiyor ve çarşılarda yürüyor.Ona bir melek indirilmeli değil mi idi ki,artık onunla beraber bir korkutucu olsa idi! Yahut ona bir hazine indirilmeli veya onun için ondan yiyeceği bir bostan olmalı değil mi idi, ve zalimler dedi ki:Siz başka değil, bir büyülenmiş adama tabi oluyorsunuz. Bak senin için nasıl misaller getirdiler!Artık sapıklığa düştüler,artık hiçbir yol bulmaya da güçleri yetmez. Hayır ve nimeti pek ziyade olan zat ki,eğer dilerse sana ondan daha hayırlısını,altlarından ırmaklar akan güzel bostanlar-nasip-kılar ve senin için köşkler vücude getirir. Üstelik kıyameti de tekzib ettiler.Biz de kıyameti tekzib edenler için şiddetli bir ateş hazırladık. Mürşit4 cd sindeki Tükçe Mealden(Bilmen) alıntı öncekilerle de birlikte... Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Bilimselcinin yukardaki alintisinin kaynagini veriyorum. Belki faydali olur TIKLA Teşekkür ederim sevgili arkadaşım mutlaka bilimselci yazının altına alıntı diye eklemeyi unutmuştur şimdi kalkıpta kopy paste ettiği yazıyı kendi yazısı ve kendi fikirleri gibi göstermez değilmi? Bu arada seni görmek çok güzel on-of özlemişiz sevgiler Alıntı
Φ on-of Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Bende sizleri özlüyorum sevgili suheda.. Böyle değişik nicklerle geldiğime bakma.. Her biri siliniyor yenisiyle giriyorum.. Ama hep aranızdayım.. Evet bilimselci ve diğer bazı arkadaşların copy-pasteci olmadıklarını düşünüyorum.. Ama bazen alıntı yapıyorlar canım.. Bazennnnn Alıntı
Φ nizamulmulk Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 DİPNOT ve kendisiyle aynı görüşte olanların Gerçek meselelerinin islam dini ile ilgili olduğu Açtığı bu konuyla bir anlamda belgelenmiştir. Dipnot ve dipnot ********* derim ki gelin apaçık bir şekilde İslam dinine olan düşmanlığınızı ikrar edin Böyle dolaylı yollardan islama saldırıp ********* yapmayın. öncelikle İslamda kızların 9 yaşına geldiklerinde evlenmelerini emreden bir kaide yoktur. Kaldı ki İslamda evlenmek dahi Farz değildir. insanların fiziksel gelişimlerinin farklılık arzettiği dönemlerde evlenme yaşının Dipnot'un belirttiği gibi 9 olmamakla birlikte daha aşağılarda olması gayet doğaldır. Bakın sayın dipnot İslamda Tartışılabilen ve değiştirilebilen konular odluğu gibi tartışılmaz nitelik arzeden konular da vardır. Evlilik yaşı gibi konular ictihatlarla Alimlerin ortak görüşleriyle ya da Bir islam devletinde Buluğ çağının üzerinde olmak kaydıyla dilenen şekilde düzenlenebilir. Yani İslamda Evlilik yaşının 21 olmasını engelleyen hiç bir hüküm yoktur. Senin İslam dini konusundaki düşüncelerin islam dini konusundaki bilgisizliğinden ya da üstünkörü bilgilerinden kaynaklanmaktadır. Tabi Klavuzu İlhan Arsel olanın burnu........ çıkmaz. Unutma ki dinde değişmeyen kaideler vardır. Bu kaidelerin değişmezlik özellikleri insanoğlu var olduğu sürece var olmalarından kaynaklanmaktadır. Söz gelişi Bütün insanlar hayatları boyunca yemek, uyumak, çalışmak, konuşmak vs....( örnekler binlere çıkarılabilir.) zorundadırlar. Ve bu özellikler insanla kaimdir. Yani biz insanlar var olduğumuz sürece bu özellikler var olacağından Allah Azze ve celle bu konularla ilgili olarak değişmez hükümler indirmiştir. fakat evlenme yaşı gibi hususlarda Allah herhangi bir hüküm koymamıştır. Bu anlamda denilebilir ki Bu konuda Allah'ın hüküm koymamasının nedeni insanların Evlenme yaşını çağa göre ayarlayabilmeleridir. Bu anlamda Sayın dipnot Seni kötü niyetli ve ******** ithamlarına son vermeye davet ediyorum. Bazı Arkadaşlar sürekli olarak Dine saldırdığını ve din konusunda bir tek olumlu yazının oolmadığını farketmişlerdir. Bu anlamda mensubu olduğun kemalist Camiayı bize daha iyi tanıttığını da söylemek isterim. Sayın Dipnot: sormak isterim sana neden Din konusunda Yukarıda ismi zikredilen Profesörün yazılarına yer veriyorsun da bir tanecik yazında da en ılımlı islami kesim temsilcilerinin yazılarından bir pasaja dahi yer vermiyorsun? Ya da neden İslamın Güzel yanlarından değil de sürekli Şeytanın da yapmaya çalıştığı şekilde insanların kafalarında şüphe uyandırmaya yönelik yanlarında değiniyorsun. Yoksa şeytana vekalet etmeye mi başladın? Dipnot: islam hukukunda kadının şehadeti kabul olunmaz diye bir husus yok. Evet kadınların duygusal olmaları nedeniyle oılayı olduğundan farklı anlatabilme özellikleri söz konusu olabilir. Kaldı ki şahitlik yapmak bir avantaj mı ki ya da artı bir özellik mi ki bir kadın şahitlik yapamayınca erkeğe göre eksik olarak nitelendirilsin. Bu gün hangi şahit Mahkemeye gitmek istiyor Allah aşkına. Şahitlik üstün bir özellik değildir. iki kadının şahit olarak alınması ise kadınların eksik olduklarını göstermez. islamda bedensel cezalar vardır. Recm Cezası Kuranda yer alan bir ceza değildir. Kuran'ı Kerimde Celd denilen Değnekle vurma cezası vardır. Ve ağır suçlara özgüdür. Modern dünya Bütün Cezalara karşılık insanları Cezaevine tıkmaktadır. oysaki Hapis Cezası İnsanın neredeyse Bütün özgürlüğünü kısıtlayan bir ceza tipidir. kişiyi Adam öldürme suçuna iten nedenlerle Hırsızlık suçuna iten nedenler bir mi ki ikisine verilen cezanın türü aynı olsun. Yani ikisine de hapis cezası verilsin. Modern Hukukta Cezanın Amacı sanığın ıslahı ve resosyalizasyonu olarak ifade edilmektedir. Acaba hapis cezası bireyin ıslahına ne kadar hizmet etmektedir. kişi Cezaevine girince daha azılı bir suçlu olarak çıkmaz mı? Ya da taciz gibi yüzlerce suçun mağduru olmaz mı? Oysaki islamda Hapis cezası dışında bedensel cezalara da yer verilerek bir anlamda bireyin hak ve özgürlükleri korunurken öbür yanda toplumun korunması amacı da güdülmüştür. Yani Hırsızlık suçunu işleyen kişinin hastalığı Mala Tamah'tır. öncelikle kişideki Mala tamah özelliğinin engelenmesi gerekir. Yoksa bu kişiyi hapsetmek ona hiç bir yarar sağlamaz. Yine Tecavüz suçlarında kişiinin cinselllike ilgili problemleri vardır. kişi cinsel dürtülerine hakim olamamaktadır. Şimdi bu kişi için hapis cezası ne kadar uygundur. Acaba bu kişi hapse atılınca Melek olupta mı çıkacak? Bedensel cezalar caydırıcı olmakla birlikte Cezanın ıslah amacına hapis cezasından daha çok hizmet etmektedirler. Bu anlamda sayın dipnot sana şunu söylüyorum Bilmediğin konulara ******** *******, ve tekrar söylüyorum sen din konusunda ******** emsal olarak ********** *********............... Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Yazılarımın %10-15'i alıntıdır. Daha öncede söylediğim gibi, kaynaklardan yararlanmak bilimsel olabilmenin şartı. Ben bundan gurur duyuyorum, gerekli görüyorum. Alıntı yapılamaz gibi bir takıntım yoktur. Önemli olan benim ve benim gibi düşünenlerin kabullenmesi. Başkaları memnun olmayabilir. İsteyen de okumayabilir. Neticede önemli olan, ileti benim de olsa başkasının da olsa bilimsellik içermesi. Fikirlerime parelel olduğu sürece alıntı yapmaktan çekinmem. Daha somut veriler içeriyorsa gerekli görürüm. Yaşamda alıntı olmayan hiçbirşey yoktur. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Alıntılarınızın Yüzde kaçı belirtilmiş??? Sanırım gerekli görünen bu;alıntı yapılmaması değil... Hayır yani sizinle mi konuşuyoruz yoksa başkalarıyla mı Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Sayın bilimselci Yazılarımda alıntı yaptığım yerleri açık olarak ifade ediyorum. Bu yazıda doğrudan bir yazar ya da düşünürden alıntı yapmadım. Düşüncelerim islam dinine ve Alalh'ın kitabına uygun olmakla birlikte bana aittir. bu da böyle biline......... Olay bilimselcinin yaptığı alıntıları nedense başkalarının söylemesiyle alakalı... Alıntı
Φ halilim Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Yobazın Ahlakı!.. ''Evleneceklerin tasarruf ehliyetine sahip olmaları gerekir. Bu da yedi yaşına ulaşıp iyiyle kötüyü ayırt etme gücünü elde etmekle gerçekleşir. Alt yaş sınırı kızlarda 9 erkeklerde 12'dir...'' Bu satırları okuduğumda karşı konulamaz bir tiksintiyle midemin bulandığını, utanç duygusuyla yüzümün alev alev yandığını hissettim... Beş yaşında bir kız babası olarak, bunu yazan ve dağıtan insanlar adına insanlığımdan utandım... Daha ilkokul çağında bir kız çocuğuna ''evlenebilir'' fetvası veren zihniyetin egemenliğinde bu güzelim ülkenin hangi karanlıklara, hangi ilkelliklere, hangi ******** savrulabileceğini düşünüp dehşetle titredim... İnsanlara güzelliği, doğruluğu, eşitliği ve kardeşliği anlatması gereken dinin yobaz ellerde nasıl bir sapkınlığa, ne tür bir faşizme, ne denli koyu bir ayrımcılığa yol açacağını görüp bu ülkenin insanları adına korktum... Din bu olamaz... Kitabın adı: Delilleriyle Aile İlmihali. Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Döndüren imzasını taşıyan 635 sayfalık kitapta, dokuz yaşında evlendirilecek kız çocukları dışında da tüylerinizi diken diken edecek her türlü ''bilgi'' mevcut!.. İslam toplumunda medeni kanunla çelişen durumlarda şeriat hükümlerinin uygulanması gerektiği anlatılan kitapta neler mi var? Satırbaşlarıyla bakalım: -__ Kadından ve ''gâvurdan'' şahit olmaz: Şahitlerin iki erkek veya bir erkek iki kadın olması gerekir. Şahitler Müslüman olmalıdır... -__ Akraba evliliği caiz: Akraba evliliği öne sürüldüğü gibi önemli zararlar meydana getirecek nitelikte olsaydı bunu İslam yasaklardı... -__ Doğum kontrolü yasak: Gaye neslin sürdürülmesi olduğuna göre evli çiftler gebeliği önleyen yöntemlere başvurmamalıdırlar... -__ Kadını iz bırakmadan döv: Kadının yatakta yalnız bırakılması da bir yarar sağlamazsa o, bir çeşit disiplin ve eğitim amacıyla, bedeninde iz bırakmayacak şekilde dövülebilir... -__ Değnek cezası ve kölelik: Bekârların zinasında yüz, kadına zina iftirası atana seksen, içki içene seksen değnek cezası örnektir. Suçu işleyen köleyse cezalar yarı yarıya iner... Nasıl, beğendiniz mi?! Adının başında Prof. sıfatı taşıyan ve Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran 'ın, ''Mensubumuz olmasından utanç duyuyoruz'' dediği bu zat, kaçıncı asırda yaşadığından habersiz olmalı ki; içkiye bile seksen değnek ceza biçerken, suçu işleyenin ''köle'' olması durumunda cezanın yarı yarıya ineceği fetvasını da verebiliyor!!! Zavallı ülkem... Peki, bu kitap nerede dağıtılıyor? Tuzla Belediyesi'nin nikâh salonunda, şeker niyetine!!! Kapağında Tuzla Belediyesi'nin nal gibi logosunun bulunduğu kitap, yeni evlenen çiftlere hediye ediliyor!.. Diğer bir anlatımla, Türkiye Cumhuriyeti'nin mega kenti İstanbul'un en büyük ilçelerinden biri, devlet kesesinden buz gibi şeriat propagandası yapıyor!.. Haber Radikal gazetesinde yayımlanıp büyük tepki çekince Tuzla Belediyesi ne yaptı dersiniz? Tabii ki her zaman yapılanı; Belediye basın danışmanı Sadettin Acar , yaptığı açıklamada aynen şöyle dedi: 1-___ Kitabın içeriğini bilmiyoruz. Şeriat kuralları öneren unsurlar yer alıyorsa hemen toplatırız. Bu unsurları bilip de bu kitabı dağıtmamız mümkün değil... Tuğla gibi kitabı her önüne gelene bedava dağıtan belediye, içeriğinden habersiz!. Tuzla Belediye Başkanı Mehmet Demirci bu açıklamanın ne kadar komik kaçacağını görmüş olmalı ki, iki gün sonra gerçek düşüncesini şu sözcüklerle anlattı: 2-___ Çok faydalı bir eser... Bu kitap, güncel evlilik problemlerine İslami kurallar ışığında açıklık getiriyor... Bu zihniyetin ne olduğunu iyice anlamak açısından altın değerinde bir açıklama... Bakın ve görün ey halkım; Türkiye nasıl bir karanlığa doğru koşar adım sürükleniyor, anlayın artık... 3-___ Tehlike evinize, çocuğunuza dek uzandı!.. . . ____________________________________________________________________ KAYNAK: Cumhuriyet 04.05.2006 / ÜMİT ZİLELİ kılavuzu karga olanın burnu b...tan kurtulmaz Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Sayın Dİpnot şeytan dahi din düşmanlığı hususunda elinize su dökemez. Yazılarınıza cevap yazmak dahi istemiyorum çünkü siz düşüncenizi sadece İslama saldırı amaçlı kullanıyorsunuz. Bu nedenle artık geri dönüşümsüz olarak kaybedilmiş bir müslümansınız. Bundan sonra benim çaycıyı sana yönlendireceğim onunla muhatap olursun. Kendisi de üç beş kelimeyle konuşmakta ve yazışmaktadır. Anlaşacağınızdan eminim..... Biraz ağır olun sayın nizamulmulk... Ahkam kestiğiniz konulara vakıf olmadığınız yazılarınızdan anlaşılıyor. Hangi birine cevap vereceğimi şaşırdım. Kur'an'da 9 yaşında bir kızla evlenebileceği hakkında bir hüküm yoktur. Ancak İslam hukuku, çokca bahsedilen hadisten yola çıkarak 9 yaşında bir kız ile evlenenilebileceği sonucunu çıkarmaktadır. 9 yaşında bir kız çocuğu fisikzel olarak ne kadar gelişebilir? Peki ya kişisel gelişim? Ama sizin için bunların pek önemi yok sanırım. Demek insanlar çağa göre ayarlayabilsinler diye yaş belirtilmemiş öyle mi? Alınacak eş sayısını, cariye ve köle kavramlarını neden çağa göre ayarlamamış peki? Kendi absürd çıkarımlarınızdan yola çıkarak karşınızdakileri yargılamaya kalkışmayın sakın. Bahaneye bakar mısınız? Kadınlar duygusal olduklarından tek başına şahitlikleri geçerli olmazmış. 2 duygusal kadın olunca ne oluyor peki? Hem islam, hukuki anlamda kadına ne vermiştir ki, eksik olarak nitelendirilemeyeceğini söyleyebiliyorsunuz? Ceza hakkındaki yorumlarınız ise ibretlik cinsten. Vatandaşı döverek yeni bir tedavi yöntemi bulmuşsunuz ama, bilim dünyasının haberi yok. Nobel almanız kaçınılmaz olmuş... "İslam'da hapis cezası dışında" demişsiniz. İslamiyet'in doğduğu yıllarda cezaevleri mi vardı? Cezalar el-kol kesmek, öldürmek ve değneklemekten ibaretti. Tam da bedevi bir toplumdan beklenebilecek türden cezalar. Ve ne acıdır ki, hala el-kol kesmeyi ve değneklemeyi savunuyorlar. Bahaneye bakın : "Hapisten çıkınca melek mi olacak" ... Bunlar, adamı kanatları çıkıncaya kadar dövüyorlar galiba... Kusura bakmayın ama dini bilmiyor, insanı ve özelliğini tanımıyor, sosyolojiden anlamıyorsunuz. Tek yaptığınız, sağdan soldan duyma bilgileri 1400 yıl öncesine göre hareket eden algılama merkezinizle yorumlamaktan ibaret... Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 kılavuzu karga olanın burnu b...tan kurtulmaz Bknz: Teokratik devletler... Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Açılan başlığın yorumla alakalı olduğunu kabul etmişsiniz en azından;güzel... Sonrası ise sadece tartışmaya yönelik... Alıntı
Φ nizamulmulk Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 şimdi sevgili yamyamcım: öncelikle sana yamyam diye hitap edebildiğim için çok mutluyum. Mutluyum çünkü sana yamyam diye hitap edince bu kelimem hakaret olarak algılanıp üzeri silinmiyor ve aynı zamanda uyarılmış olmuyorum. Nickinin görüşüne ne kadar ***** ********,********* ** ***** ****** ********* söylememe gerek yok herhalde, Bu kadar SEN TARZI muhabbetten sonra gelelim benim doğrudan İslam dini ile ilgili kaynaklardan ve senin de ********** *********** hususların tahliline: Sayın yamyam öncelikle bana kızların 9 yaşında evlenebileceklerine dair bir Hadis sunar mısınız? şimdi dokuz yaşındaki bir kız fiziksel olarak ne kadar büyüyebilir diyorsunuz. Günümüzde dokuz yaşındaki bir kız ile Hiç bir islami kurumdan fetva veyahut icazet alarak evlenemezsiniz. Tarihte ise senin de nickini kullandığın bir takım (yam yam diyebileceğimiz yani medeni olarak nitelendirilmeyecek) kavimler yaşamıştır. mesela Hazreti Ademden sonra bir dönem kardeşlerin evlenmeleri cinsel ilişkiye girmeleri yasak değil di? sonraki dönemlerde insan nesli fazlalaşınca bu husus yasaklandı. şimdi Peygamber efendimiz döneminde Kızlar acaba günümüzdeki gibi mi bir fizksel gelişime sahiptiler. yine Sadece insanların Tarım ve hayvancılıkla uğraştıkları bir dönemde Evlenme yaşı neden yüksek tutulsun ki? Günümüzde Yüksek öğrenim lise ve sair Eğitim kurumları var. Bunları bitirmek icap ediyor. Yine Bazı ekonomik nedenler var. Yani insanlar hayata daha geç hazırlanabiliyor. oysa 600 lü yıllarda Bir ev ve bir tarla sahibi olmak yaşamak için ve toplumda itibar sahibi olmak için yeterli idi. Anlayacağın sayın yamyam Evlenme yaşının o dönemlerde düşük tutulmasının ciddi sebepleri vardır. Günümüz kafasıyla bakarsan öncelikle Kemalizmin Faşizmden farklı olmadığını da söylemek durumunda kalırsın. Yani bir olayı doğuran şartları ve o olayın meydana geldiği dönemleri de hesaba katmak lazım. Yukarıda da belirttiğim gibi İslamda Bu tip hususlar değiştirilebilir hususlardır. İslamda KURAN SÜNNET İCMAİ ÜMMET VE KIYAS dışında bir de bu tip konular için İCTİHAT söz konusudur. Anlayacağın günümüzde 9 yaşındaki bir kızla hiç bir müslüman evlenemez bunun Haram olduğunu bilir. Olsa olsa dinden uzak insanlar buna meyleder......... Cariye kavramı savaş hukukuna özgü bir kavramdır. Kuranda cariye Savaşta esir alınan kadınlar için kullanılan bir tabirdir. Ve savaş hukukunda Esirler hürler gibi muamele görmez. Bunun mantıklı sebepleri vardır. Seni öldürmek için gelen,sana savaş açtığı halde senin tarafından yakalanan birine yaşama hakkını bahşetmişsen Bir anlamda ikinci kez seninle hayat bulmuş demektir. Anlayacağın bugün uluslararası hukukta esirlerin statüsü kölelerinkinden farklı değildir. Evlilik Meselesine gelince Evlenme hususunda sadece izin vardır. Fakat bir erkek dilediği zaman birden fazla kadınla evlenemez. Günümüzde ise bu imkansızdır. Fakat Herşeyi bilen Alllah bu konuda açık bir kapı bırakmışsa günümüzden yıllar sonra Erkek nüfusunun çok çok azalacağı anlamı çıkarılır. Yani eğer Allah bu konuda açık kapı bırakmışsa Bu durumda Geleceğe yönelik bir mesaj sunmuş olabilir. örneğin bundan yüz sene sonra nükleer silah kullanılarak bir savaş yapılır ve erkek nüfusu kadın nüfusuna göre çok çok azalabilir. Eğer Allah açık bir kapı bırakmasa idi. Kadınlar evlenemezlerdi. Hasılı bu konuda bir Emir yok sadece bir izin var. İslamın ilk yıllarında Müslüman nüfusun artması için de buna izin verilmiş olabilir.... Ceza Hukuku ile ilgili yorumlarım dövmenin bir tedavi yöntemi olacağı ile ilgili değil, Bedensel cezaların da uygulanması yönündedir. Dört haliffe döneminde Ceza Evlerinin olduğunu bilmeden atıp tutmuşsun. İslam dininde Hapis cezası da uygulanan ceza tiplerindendir. Kaldı ki modern hukukta Cezanın Amacı bireyin resosyalizasyonu( yeniden topluma kazandırılması) olarak belirtilmektedir. peki sayın Yamyam söyler misiniz? ömür boyu hapis cezasına çarptırılan birini topluma nasıl kazandıracaksınız. Ya da haaytında sadece bir kere suç işleyen ve Ağır tahrik nedeniyle suç işleyen birinin hapse atılması gerçekten de resosyalizasyonu için mi? Bu anlamda modern hukukda biraz açıklar var. Ben görüşümü yineliyorum. Bedensel cezalar uygulanmalıdır. Caydırıcılıkları ile toplumu suçlulardan arındrırılar. kaldı ki ülkemizdeki ve dünyadaki suç oranları da bedensel cezalara olan ihtiyacı açık bir şekilde göstermektedir. son olarak sayın yamyam: Biraz dinle ilgili bilgi sahibi olduktan sonra gelin.... Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 şimdi sevgili yamyamcım: öncelikle sana yamyam diye hitap edebildiğim için çok mutluyum. Mutluyum çünkü sana yamyam diye hitap edince bu kelimem hakaret olarak algılanıp üzeri silinmiyor ve aynı zamanda uyarılmış olmuyorum. Nickinin görüşüne ne kadar ***** ********,********* ** ***** ****** ********* söylememe gerek yok herhalde, Bu kadar SEN TARZI muhabbetten sonra gelelim benim doğrudan İslam dini ile ilgili kaynaklardan ve senin de ********** *********** hususların tahliline: Sayın yamyam öncelikle bana kızların 9 yaşında evlenebileceklerine dair bir Hadis sunar mısınız? şimdi dokuz yaşındaki bir kız fiziksel olarak ne kadar büyüyebilir diyorsunuz. Günümüzde dokuz yaşındaki bir kız ile Hiç bir islami kurumdan fetva veyahut icazet alarak evlenemezsiniz. .............................. Sizin o engin din bilgilerinizden faydalanmak isterdik... Ancak ne yazık ki savunduğunuz değerlerin nasıl işlediğini öğrenememişsiniz. İslam Hukukuna "Fıkıh" denir. Fıkıhta Kur'an'dan sonraki delil peygamberdir. Yani peygamberin söz ve davranışları islam hukukunun dayanaklarını oluşturur. Peygamberin söz ve davranışları da hadisler yolu ile aktarılmıştır. İslam hukukunda evlenme yaşına bakacak olan bir müçtehid, Kur'an'da bu yaşa rastlayamayacak, ikinci kaynak olarak hadislere bakacaktır. Bu hadislerden de peygamberin 9 yaşında bir kız ile evlendiğini görüp, 9 yaşında bir kız ile evlenilebilir sonucunu çıkaracaktır. Peki şimdi "Anlayacağın günümüzde 9 yaşındaki bir kızla hiç bir müslüman evlenemez bunun Haram olduğunu bilir" diyen siz söyleyin ; neye dayanarak bu davranışı haram olarak nitelendireceksiniz? Farzedin ki siz bir müçtehidsiniz... Bana fıkıh usulüne uygun olarak bir delil getirin ki, 9 yaşındaki bır kızla evlenmeyi haram kılmış olsun. Ama yapamazsınız... Doğu bölgelerimizde hala 12-13 yaşında kızlarla imam nikahı ile evlenenler var. Dikkat edin "İmam nikahı".... Kendince bir takım bahaneler üretmişsin... Ekonomik sebepler, eğitimden dem vurmuşsun... Bu durum oyun çağındaki bir kızın evlendirilebilmesi için bir bahane midir? Düne kadar zorunlu eğitim 5 yıldı. Ve bir kız çocuğu 12 yaşına geldiğinde zorunlu eğitimini tamamlamış oluyordu. Peki bu durum 12 yaşındaki bir kızın evlenebilmesi anlamını mı taşıyor? Bahsettiğiniz ekonomik sebepler kırsal bölgelerimiz için hala geçerlidir. Bu kırsal bölgelerde küçük yaştaki kızların evlenebilecekleri anlamına mı geliyor? Kemalizm'i faşizm ile yanyana kullanmışsınız... Sanırım bu sizin kendi içinizde kullandığınız bir tür slogan. Ama siz ya kemalizmin ne olduğunu bilmiyorsunuz, ya da faşizmin... Bunu bir tür gaf olarak nitelendiriyorum... Cariyeler !!! Yahu kusura bakmayın ama bu tür şeyleri size nerede öğretiyorlar? Yaşama hakkı vermişmiş... Hangi tür savaş düşmanın karısını-kızını öldürmeyi legal kılar? Siz kalkmış bunu bir lütuf gibi göstererek cariyelik kurumunu legalleştirmeye çalışmışsınız. Düşmanın malını mülkünü yağmalayacaksınız, karısına-kızına el koyacaksınız, sonra da "ben ona yaşama hakkı verdim. Öyleyse benim kölem olacak, her türlü kişisel ihtiyacımı karşılayacak" diyeceksiniz... Sonra da sizinle ilgili içinde "örümcek" geçen bir benzetme yapılınca kızacaksınız... Yoo bayım... Özrünüz kabahatinizden beter... Bana uluslararası hukukun esir tanımından bahsetmeyin. Uluslararası hukuk hakkında en ufak bir bilgi kırıntısına sahip olmadığınızdan eminim. Esirlerin statüsü kölelerinkinden farklı değilmişmiş... O zaman ıraktaki ABD askerlerinin hepsi, ülkelerine dönerken birer ikişer ıraklı kadın ve erkeği yanlarında götürsünler. Kadınları cariye olarak kullansınlar, erkekleri de bağ bahçe işlerinde çalıştırsınlar... Bu onların yasal hakları öyle mi? Offf offf offf.... Fiziksel ceza hakkındaki dayanağınızın, insana verdiğiniz değeri gösteren yukarıdaki yazılarınızdan anlamış bulunuyoruz. İnsanı "************" yerine koyan zihniyetinizin bir ürünü olduğu açık. Bu yüzden cevap vermeye değer bir nitelikten çok uzak... Hukuk hakkındaki bilgilerinizi de geliştirmenizde fayda var. Yalnız önce insanı "************" yerine koyan zihniyetinizi bir kenara koymanız gerekecek... Günümüz hukukunda cezanın amacı yalnızca suçlunun topluma kazandırılması değildir. Cezanın öncelikli amacı caydırıcılıktır. Suça bir müeeyyide tanımlanarak, potansiyel suçlunun bu suçu işlemesine engel olmaktır. Daha sonra toplumun adalet ihtiyacına cevap vermek ve suçlunun ıslahını sağlamaktır. Ancak cezanın öncelikli amacı caydırıcılıktır. Diğerlerinde olduğu gibi bu konuda da yetersizsiniz bayım... Benimsenen fikri savunmak herkesin hakkıdır. Ama insan önce, benimsediği fikrin ne olduğunu bilmelidir. Alıntı
Φ nizamulmulk Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Fıkıh nedir? Bugün genellikle "İslam Hukuku" mânasında kullanılan fıkıh kelimesi arapçada "derinlemesine anlamak, kavramak, tam bilgi sahibi olmak" ma- nasına gelmektedir. Bir terim olarak fıkh'ın ma- nası tarih içinde "aynı yönde, fakat özelleşerek" değişiklikler göstermiştir. İnsanlara doğru yolu göstermek, isteyene dünya ve ahirette mutlu olma- nın anahtarını vermek üzere gelen İslâm Dini, Kur'ân-ı Kerim'in Son Peygamber'e vahyedilmesi ile başlamıştır. Hz. Peygamber'in, Allah'tan gelen vahyi (Kur'an'ı) insanlara ulaştırma yanında, onu açıklamak, uygulamak, detay boşluklarını doldur- mak gibi görevleri vardır. İşte bu görevler "S ü n- n e t" denilen ikinci yol gösterici kaynağı vücuda getirmiştir. S ü n n e t O'nun sözleri, davranış ve tasvipleridir. Fıkıh'ın, bugün bildiğimiz ilim şek- linde teşekkül etmesinden önce, dinin iki kaynağı Kur'an ve Sünnet'in açık ifadesine dayanan bilgi- lere "İ l i m", insanların bu iki kaynağa dayanan anlayış, yorum ve düşüncelerine de "f ı k ı h". de- niyordu. Bu devrede ilim "n a k l i"; yani vahye da- yanan bilgiyi, fıkıh ise "a k l i" yani nakil üze- rinde akıl yorarak elde edilen bilgiyi temsil edi- yordu. Bir an için bir yamyamla konuştuğumu unutaraktan sana çok geleceğini bile bile ,anlama güçlüğü çekeceğini önceden sezmeme rağmen belki: diyerekten söz konusu yazıyı yazdım. Şimdi yamyamcım 600 lü yıllara günümüz gözüyle bakarsan zaten hata yaparsın. 600'lü yıllarda günümüzdeki gibi bir eğitim sözkonusu değil ve bu eğitim siz tarih bilmezlerin belirttiği gibi 5 yıl filan da değil. günümüz değer yargıları ile 600'lü yılların değer yargıları bir olamaz. ama yukarıda belirttiğim gibi insandaki değişmez özellikler Kuran'da düzenlenir. değişebilir özellikler ise ictihatlara bırakılır. Yani yamyamcım senin anlamakta direttiğin husus İCTİHAT kurumunu bilmemendir. sana kızların 9 yaşında evlenmeleri ile ilgili bir hadis sunar mısın? dedim ama sen laf kalabalığından başka bir şey yapmadın. şimdi sana tekrar soruyorum. İslamda evlenme yaşının 21 olmasını engelleyen bir tana hüküm mü var? bu konu senin bilmediğiN İCTİHAT kurumuyla düzenlenebilir. Bunda hiç bir sakınca yoktur. Ben kemalizm ve faşizmi aynı kefeye koymadım. Yazımı bir daha okursan ya da Türkçe bilgisi ilkokul seviyesinde birine okutursan anlarsın ki? Ben bir olayın meydana geldiği tarihi koşulları göz ardı edersen doğru sonuca ulaşamazssın dedim. örnek olarak da kurtuluş savaşındaki ortam nedeniyle Otoriter bir ynetim tarzı uygulandığından bahsettim. yamyamcım hukuk bilgisi konusunda ise Benimle tartışacak değil sadece öğrencim olabilecek bir seviyede olduğunu unutma çünkü ben bir hukukçuyum. Bizim ülkemizde cari hukuku bildiğim gibi İslam hukukuna da vakıfım. Yani bu konuları senin gibi kahve muhabbetlerinden değil bizzat bilmin verileriyle üniversiteden eğitimin alarak öğrendim. Ama sen inanıyorum ki Yarın bir boşanma ya da ceza davan olduğunda da Problemini kendin çözmeye çalışır Avukatına Boşanmanın nasıl yapılması gerektiğini söyleme cesaretinde bulunursun. Ne güzel din konusunda Atıp tutuyorsun çünkü bu konuda herkesin konuşma hakkı var. Oysaki daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi din ihtisas isteyen bir alandır. Sokak muhabbetleriyle öğrenilmez. Cariyeler konusunda yazdıklarımı tekrar oku. Cariye kavramı bir savaş hukuku kavramıdır. Savaşta esir edilen kadınlar için kullanılır. Yoksa işgal edilen yerlerde yakalanan tutulan kadınlar için kullanılan bir tabir değildir. Savaş hukuku özellik arzeder. istiklal mahkemelerini ne çabuk unuttun. sen kendi görüşünle tutarlı olduktan sonra diğer görüşlere eleştiri getirmek zorundasın.... Sayın yamyam kimseyi ......... yerine koyduğum yok ama bir kimse benim yazdıklarımdan sonra kendisini yle hissediyorsa buna da saygım vardır. Bak asıl kişiliğini keşfetmişsin..... Alıntı
Φ akıncı Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 DİPNOT h.döndüren den bir kaç alıntı yapmışsa da İslama vakıf olamadığı için mal bulmuş mağribi gibi meseleye balıklama atlamış 1-Dipnot bir erkek iki kadın şahit meselesinde ayeti bilmiyor "iki kadın şahit birisi unutursa diğeri ona hatırlatsın" der ayet. yani şart vardır.kadından şahit olmaz diyerek saptırma ve cehalet örneği göstermiş 2-Sakat doğumların asıl sebebinin kan uyuşmazlığı olduğunu bilmiyor. Tek sebebi akraba evliliği olsaydı akraba olmayanların sakat çocuk doğurmamalaları gerekirdi. Ayrıca Peygamberin "güclü sağlıklı nesiller isteyenlerin akraba dışı evlilik yapmalarını tavsiye ettiğinden (Ramuzul ehadis) haberi yok. 3-Doğum teşvik edilmiş ama hadisi şerifte azl'e de izin verilmiştir. 4-Serkeşlik yapan kadınlara vurulmasına izin verilmiş ama bunun ölçüsünün kendi karınıza yada babanızın annenize uygulayış biçimi olmadığını bilmeniz gerekir. Tefsirlere bakarsanız elindeki misvakla yada mendili ikiye katlayara onunla vurulacağını görürdünüz. 5-Zina konusuna gelince, Kızınıza yada karınıza tecavüz eden birisini güllerle karşılarsınız herhalde... Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Sayın nısamulmulk ; tüm bu yazdıklarınızdan sonra diyebilirim ki ; "Siz bir hukukçuysanız, ben de bir astronotum" Hukun temel konularından yoksun, insanı ve insan doğasını bilmeyen, toplumsal yaşam konularından bihaber olan biri eğer bir hukukçu olabiliyor ise, ben astronomi hakkındaki bilgilerimle hayli hayli astronot olabilirim. Verilebilecek bir cevabınız olmadığı için bana "laf kalabalığı yapıyor" diyen siz; elle tutulabilir tek bir gerekçe oluşturamamışsınız. Tam anlamıyla "eğitimin olmadığı, ekonomik koşulların uygun olduğu şartlarda küçük yaştaki kızlarla evlenilebilir" tanımlaması yapan siz, bu zihniyete karşı gösterdiğimiz çabanın hiç de yersiz olmadığını bize açık seçik gösteriyorsunuz. Alıntı
Φ nizamulmulk Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Segili Kralx kardeşimin görüşlerini nazarı itibare alarak senle olan tartışmama son veriyorum. forumda defalarca yazdığım gibi sayın yamyam: LUTF İLE HASİDİ BEHDAHA NEDAMET GELMEZ TELH OLAN MEYVEYE SUKKERLE HELAVET GELMEZ. NABİ Yani kötü niyetli hasetkar bir kimseye sürekli lutufta bulunarak onu yaptıklarından ötürü pişman edemezsiniz. Acı bir sebzeye şeker dökerek onu tatlandıramazsınız. Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 DİPNOT h.döndüren den bir kaç alıntı yapmışsa da İslama vakıf olamadığı için mal bulmuş mağribi gibi meseleye balıklama atlamış 1-Dipnot bir erkek iki kadın şahit meselesinde ayeti bilmiyor "iki kadın şahit birisi unutursa diğeri ona hatırlatsın" der ayet. yani şart vardır.kadından şahit olmaz diyerek saptırma ve cehalet örneği göstermiş 2-Sakat doğumların asıl sebebinin kan uyuşmazlığı olduğunu bilmiyor. Tek sebebi akraba evliliği olsaydı akraba olmayanların sakat çocuk doğurmamalaları gerekirdi. Ayrıca Peygamberin "güclü sağlıklı nesiller isteyenlerin akraba dışı evlilik yapmalarını tavsiye ettiğinden (Ramuzul ehadis) haberi yok. 3-Doğum teşvik edilmiş ama hadisi şerifte azl'e de izin verilmiştir. 4-Serkeşlik yapan kadınlara vurulmasına izin verilmiş ama bunun ölçüsünün kendi karınıza yada babanızın annenize uygulayış biçimi olmadığını bilmeniz gerekir. Tefsirlere bakarsanız elindeki misvakla yada mendili ikiye katlayara onunla vurulacağını görürdünüz. 5-Zina konusuna gelince, Kızınıza yada karınıza tecavüz eden birisini güllerle karşılarsınız herhalde... Yarım yamalak bilgilerinizle diğer insanları da yanıltmaktasınız sayın akıncı... Bakara suresinin ikinci ayetinde şöyle der ; "...şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun. Bu, onlardan biri unutacak olursa, diğerinin ona hatırlatması içindir." Burada bir kadının unutmasından bahsedilmiyor. İki şahit istenmesinin nedeninden bahsediliyor. Akraba evliliğinin zararları hakkında internetten yığınla bilgi bulabilirsiniz. Lütfen tam olarak bilmediğiniz konuları doğruymuş gibi göstermekten vazgeçin... Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Segili Kralx kardeşimin görüşlerini nazarı itibare alarak senle olan tartışmama son veriyorum. forumda defalarca yazdığım gibi sayın yamyam: LUTF İLE HASİDİ BEHDAHA NEDAMET GELMEZ TELH OLAN MEYVEYE SUKKERLE HELAVET GELMEZ. NABİ Yani kötü niyetli hasetkar bir kimseye sürekli lutufta bulunarak onu yaptıklarından ötürü pişman edemezsiniz. Acı bir sebzeye şeker dökerek onu tatlandıramazsınız. "Kötü niyetli ve hasetkar" ithamlarınızı iade ederim sayın nizamulmulk... Tartışmaya son vermenizin benim için bir sakıncası yok. Siz bilirsiniz...Ancak asılsız ithamlarda bulunmanız da kabul edilebilir değildir... Şunu bilmenizi isterim ki, kralx ile bugüne kadar onlarca tartışma konusu içinde uzun tartışmalarda bulunduk. Kendisinin forumdan uzaklaştırılma sebebini buna bağlamasını çok yakışıksız buluyorum. Bu hem bize karşı haksız bir itham, hem de forum yönetimine karşı yapılmış bir saygısızlıktır. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Yarım yamalak bilgilerinizle diğer insanları da yanıltmaktasınız sayın akıncı... Bakara suresinin ikinci ayetinde şöyle der ; "...şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun. Bu, onlardan biri unutacak olursa, diğerinin ona hatırlatması içindir." Burada bir kadının unutmasından bahsedilmiyor. İki şahit istenmesinin nedeninden bahsediliyor. Akraba evliliğinin zararları hakkında internetten yığınla bilgi bulabilirsiniz. Lütfen tam olarak bilmediğiniz konuları doğruymuş gibi göstermekten vazgeçin... Siz de yarım yamalak anlayışınızla cevap vermezseniz iyi olur he... Arkadaş da zaten ne demiş bakın: "2-Sakat doğumların asıl sebebinin kan uyuşmazlığı olduğunu bilmiyor. Tek sebebi akraba evliliği olsaydı akraba olmayanların sakat çocuk doğurmamalaları gerekirdi. Ayrıca Peygamberin "güclü sağlıklı nesiller isteyenlerin akraba dışı evlilik yapmalarını tavsiye ettiğinden (Ramuzul ehadis) haberi yok." Kadın konusunda başka bir başlıkta çok konuşmuştum uzun süre önce... Size tek diyeceğim gerçekçi olarak;duygusallık ve toplum baskısını aza indirerek bir bakın bakalım kadın-erkek farkına... Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Siz de yarım yamalak anlayışınızla cevap vermezseniz iyi olur he... Arkadaş da zaten ne demiş bakın: "2-Sakat doğumların asıl sebebinin kan uyuşmazlığı olduğunu bilmiyor. Tek sebebi akraba evliliği olsaydı akraba olmayanların sakat çocuk doğurmamalaları gerekirdi. Ayrıca Peygamberin "güclü sağlıklı nesiller isteyenlerin akraba dışı evlilik yapmalarını tavsiye ettiğinden (Ramuzul ehadis) haberi yok." Kadın konusunda başka bir başlıkta çok konuşmuştum uzun süre önce... Size tek diyeceğim gerçekçi olarak;duygusallık ve toplum baskısını aza indirerek bir bakın bakalım kadın-erkek farkına... Kan uyuşmazlığından doğan sorunlar farklı bir şeydir, akraba evliliğinden doğan sorunlar farklı... "Sakat doğumların asıl sebebi kan uyuşmazlığıdır" demek son derece hatalıdır. Sanki burada akraba evliliğinde kan uyuşmazlığı riskinin daha yüksek olduğu gibi bir anlam çıkıyor. Tamamen yanlış... Akraba evliliğinde asıl sorun, genler yolu ile taşınan kalıtsal hastalıkların, bu genleri taşıyan iki ebeveynin çocuk sahibi olmasında ortaya çıkıyor. Kan uyuşmazlığı ise tamamen kişinin bağışıklık sistemi ile alakalı bir durum. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Ayrıca Peygamberin "güclü sağlıklı nesiller isteyenlerin akraba dışı evlilik yapmalarını tavsiye ettiğinden (Ramuzul ehadis) haberi yok." Bu tür kullanımları hep atlıyorsunuz ama... Aynı yazıdan alıntı;unutmayın... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.