AVRUPA’NIN DİNMEYEN TÜRK NEFRETİ

[Φ Ya Sev Ya Sevr]

AVRUPA’NIN DİNMEYEN TÜRK NEFRETİ

 

Avrupalıların söylemlerine göz attığımızda tarihlerinin atalarının kurduğunu iddia ettikleri Antik Çağ Grek ve Roma uygarlıklarına dayandığını ve bu kültürün başlı başına Avrupa halkına ait olduğunu iddia ederler ve bu uygarlıkların tek mirasçısı olduklarını savunurlar.

 

Avrupalıların neredeyse tarihleriyle yaşıt ve günümüzde de süren bir Türk karşıtlığı hatta nefreti vardır. Bu konuda bir yorum yapma gereği duymuyorum. Sözü direkt olarak tarihin kaydettiği batının önemli isimlerinin Türk nefreti kusan sözlerine bırakıyorum.

 

İngiltere Başbakanı Lloyd George (1863-1945) “Türkler bir insanlık kanseri,kötü yönettikleri toprakların etine işlemiş bir yaradır”der. ABD Başkanı Thomas Woodrow Wilson’un (1856-1924) isteği üzerine 1917 de yayınlanan Müttefik bildirisinde ;

“Uygar dünya bilmelidir ki müttefiklerin temel amacı her şeyden önce, Türklerin kanlı despotluğuna düşmüş olan halkların kurtarılmasını ve Avrupa uygarlığına kesinlikle yabancı olan Türklerin Avrupa dışına atılmasını içerir.” Biçiminde açıklama yapar.

Bu açıklamadan hemen sonra 1918’de Türkiye Hıristiyanların Soykırımı adlı bir kitap yazan Fransız K.D’ Any kitabını Türk barbarlığının kurbanı 2 milyon Ermeni’ye adar ve önsözünde şunları söyler: “Genel insan uygarlığı açısından bakıldığında Türklerin batı kültürüne korkunç bir darbe vurduğu görülür. Yaptıkları soykırımlarla, soylu ve üstün bir ırkın, aşağılık soysuz bir ırk tarafından yok edilmesine neden olmuşlardır. Bugün tanık olduğumuz soykırımların en yeni biçimidir.”

 

Sadece tarihin bu önemli isimleri değil yakın tarihten de örnekler bulmak mümkündür. Avrupa Birliği Türkiye Büyükelçisi Karen Fogg’un “Bir de şu Türk tarihinden kurtulsak” sözleri batının, tarihin değişmez unsuru olan Türkleri yok sayma veya yok etme düşüncesinin söze yansımış şeklidir. Yunanistan Dışişleri Bakanı Teodor Pangolos 1997 yılında bir devlet yetkili olarak Türkiye ve Türkler için söylediği sözler şunlardı :

“Türk askeri ve diplomatik düzenin bir bölümü, Ege’deki sınırlarımızın ve egemenlik haklarımızın tartışmalı olduğunu söylüyor. Bizim bu konuda Türklerle görüşme yapmamız söz konusu değildir. Hırsızla katille,ırza geçen tecavüzcüyle görüşmemiz olanaksızdır.”

 

Avrupa’da aydınlanma döneminin kilit isimleri olan aydınlarda konu Türklere gelince ne bilimsel ne de araştırmacı bir yön kalır ve akla gelebilecek en kötü sıfatlarla Türkleri nitelerler.

19.yüzyılda C.G.Bello, Türkiye Üzerine Notlar ve Düşünceler, adlı kitabında kendi tarihlerinin temeli olarak gösterdikleri uygarlıkların içindeki bütün ********* yönleri Türklere mâl eder : “Türkler, tüm varlıklarıyla kendilerini en aşağılık zevklere adamışlardır. Fuhuş,oğlancılık,ahlaksızlık ve ensest (aile içinde cinsel ilişki) ilişkiler batağında yuvarlanarak, kendilerini bozukluklara vermişlerdir.” Bununla da kalmayan C.G.Bello Türklerin sahip oldukları niteliklerin hepsini yok sayar ve bunu da şu şekilde açıklar : Avrupalı çocuktaki ilerleme ve uygarlık yaratma yetisi onda yoktur. Bu nedenle Türklerde başkasının hakkına saygı, kişisel sorumluluk duygusu, dostuna içini dökme, aile yuvası sıcaklığı ve fedakarlık duygusu gibi kavramlar bulunmaz.”

 

Batılı toplumların hücrelerine kadar sinmiş Türk nefreti 21.yüzyılda da yerini korumaktadır. Kendi gençlerini de bu yönde eğiterek gelecek nesillerini de Türklere karşı zehirlemektedirler. 1987 yılında Almanya’da yayımlanan sözlükte Türkleri şöyle tanımlar :

“ Türkler : Dinsiz, hoşgörüsüz, kaba, vicdansız, acımasız, ahlak kurallarına saygısız, en korkunç günahları işlemeye yatkın, lanetlenmiş korkunç barbarlar, sinsi, korkak, kibirli, aşağılık,güvenilmez, tanrı tanımaz, ********* kokulu, kötü, soyu sopu belirsiz bir halktır...”

Türklere karşı işlenen bu insanlık suçu belgesinde belki de en aykırı olanı “********* kokulu” ibaresidir. Temizlik konusunda tarihin ilk uygulamalarını gerçekleştiren ve hamam kültürünü dünyaya tanıtan bir milleti bu yönde suçlama yanlışını yapan Avrupalılar Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra, temizliği bilmiyor durumdaydılar. Pisliğin ürünü olan bitler “Tanrının incileri ve azizliğin belirtisi sayılırdı. Ermişliğin simgesi haline gelen din büyükleri “yüce azizler” ayaklarını ırmak geçmek dışında suya hiç değmediğini söyleyerek övünürlerdi.

17.yüzyılın başında İstanbul’a gelen İngiliz Büyükelçiliği görevlileri ayakyolu(helâ)’nu bilmiyor, gereksinimlerini lazımlık denilen kablarla gideriyor ve bunu çevreyi kirletmeyecek şekilde boşaltmak yerine camdan dışarı döküyorlardı. Bu nedenle İstanbul içinde oturmalarına izin verilmemiş ve o zamanda kent merkezinde oldukça uzak olan Sarıyer’e yerleştirmişlerdi.

 

Bu örneklerin sonu yok denilecek kadar fazladır. Bugün halkımıza tekrar düşünmesini öneriyorum. Tarihinde yüz kızartıcı tek bir suçu olmayan ,dünya medeniyetleri içerisinde en köklü tarihe sahip olan milletlerden biri olan, tarihi başarılarla dolu olan Türk milletine mensup olmakla gurur duymalı ve insanlığın bütün değerlerinin yozlaşmasının baş aktörleri, Müslümanların ve Türklerin nefretiyle dolu olan Avrupa’nın bizi asla sevemeyeceğini ve hiçbir zaman yararımıza bir teklifte ve uygulamada bulunmayacağını artık görmenizi istiyorum.

 

Yazımda kullandığım bütün örnekler, milletimizin yetiştirdiği gerçek aydınlardan biri olan Metin Aydoğan’ın Antik Çağdan Küreselleşmeye Yönetim Gelenekleri ve Türkler isimli yapıtındandır.

Saygılarımla,

Ya Sev Ya Sevr

[Φ politika]

AVRUPA’NIN DİNMEYEN TÜRK NEFRETİ

 

Avrupalıların söylemlerine göz attığımızda tarihlerinin atalarının kurduğunu iddia ettikleri Antik Çağ Grek ve Roma uygarlıklarına dayandığını ve bu kültürün başlı başına Avrupa halkına ait olduğunu iddia ederler ve bu uygarlıkların tek mirasçısı olduklarını savunurlar.

.

.

.

Yazımda kullandığım bütün örnekler, milletimizin yetiştirdiği gerçek aydınlardan biri olan Metin Aydoğan’ın Antik Çağdan Küreselleşmeye Yönetim Gelenekleri ve Türkler isimli yapıtındandır.

Saygılarımla,

Ya Sev Ya Sevr

 

Türkler Türkiye disinda nerede olurlarsa olsunlar,asla sevilmeyen,aktif veya pasif devamli horlanan insanlardir.bunun böyle olmasinda hernekadar Türkler hakkinda yazilan kitaplardaki olumsuz tanitimlarin rolü cok önemlisede asil en büyük rolü Türkiyeyi yöneten kadrolar ve Türklerin kendileri oynamaktadirlar.Türkler kadar Türkiye disinda sahipsiz birakilan bir toplum yoktur.Hangi yönetim olursa olsun,döviz beklentisi disinda milyonlarca vatandasini ne hatirlamistir nede yönetim olarak onlarin sahipsiz olmadiklarini belli edecek bir girisimde bulunmamislardir.cok iyi hatirliyorum Hmburgta gencecik bir Türk genci Irkcilar tarafindan hunharca öldürüldügünde bütün Hamburg ayaga kalkmis ve bu olayi protesto icin caddelere dolmuslardi.Bizim Basbakanimiz ÖZAL beyefendi ise Ankaradan bizlere seslenip olaylari büyütmeyin diyebiliyordu.Bu kisi TÜRKIYE CUMHURIYETININ ve öldürülen gencin Basbakaniydi.böyle korumustu basbakan yurttasinin hakkini.Türkler icin sarfedilen yazilan söylenen sayisiz onur kirici asagilayici insanlik disi sözleri biz Türkler hergün yasayip duyuyoruz.yabanci bir ülkede olmanin verdigi eziklikle yinede kendimizi milletimizin namina savunuyoruz.ama olaylar bizleri astigi icin fazlasini yapamiyoruz.Yöneticilerimiz kulaklarini tikamis,basin bilmem hangi mankenin reklamini yapmakla mesgul,attiginda mangalda kül birakmayan Sayin Basbakan muhalefetle kavga ediyor.sanki muhalefet iddialarinda yanlismis gibi.Sadece Türkiyenin degil Türkiye disindaki Türklerin Türkiye icin Türk insani icn calisicak bir yönetime ihticlari büyüktür.

[Φ dilku]

kesinlikle Avrupa Türk düşmanıdır.AB de Müslüman ve Türklere karşı oluşturulmuş bir haçlı birliğidir.

[Φ politika]

kesinlikle Avrupa Türk düşmanıdır.AB de Müslüman ve Türklere karşı oluşturulmuş bir haçlı birliğidir.

 

Eline ve diline saglik,

Maalesef icimizdeki isbirlikciler-Medya,sahte ve belli amaclara hzmet eden aydin kesimi,Bazi cepleri birileri tarafindan doldurulmus eski Büyük elciler ve yönetim kadrosu-ve disardaki düsman bizi bölmek ve yoketmek icin elele calismaktadirlar.Bunlari ifade edenler ya vatan hainligi damgasini yiyorlar-Rauf Denktas gibi-yada paranoya olmakla suclaniyorlar.NE ACI DEGIL MI?

[Φ Efendi Türkler]

'Dünyanın en *** halkı...'

Belçikalı siyasetçi Jan Peter Peuman devlet televizyonundan Türklere ağır hakaretlerde bulundu

 

'Dünyanın en *** halkı...'Belçika devlet televizyonu **** sınır tanımadı: Belçikalı siyasetçi Peuman, ‘en **** halk’ sorusunda

‘Türkler’ şıkkını tercih etti.

 

Flaman İttifakı Partisi başkan yardımcısı ve Flaman Parlamentosu Başkanı Jan Peter Peumans, fedaral yapıyla yönetilen Belçika’da Flamaca yayın yapan VRT televizyonundaki bir bilgi yarışmasına katıldı.

 

 

 

Yarışmada ünlü Fransız düşünür Voltaire’in ‘yer yüzündeki en *** halk olarak tanımladığı millet hangisidir?’ sorusuna doğru cevabı bildiği halde “Yahudiler” yerine Türkler şıkkını tercih eden Peumans, kendisiyle yarışan Yönetmen Jan Eelen’i de şaşırttı. “Türkler cevabını verdiniz. Ancak cevap Yahudilerdi. Bunu gerçekten bilmiyor muydunuz?” diye soran Eelen’e, Peumans’ın cevabı “Gerçekten biliyordum. Fakat Yahudiler hakkında yeni bir şey söyleyecek cesaretim yok. Onlar çok hassas insanlar. Bir zamanlar onların lafta kalan liberalizmi için bir şeyler söyledim ve sonra çok çektim. Nedeni bu işte.” oldu.

 

 

 

Bu cevabın ardından Eelen “Demek Türkler hakkında söylemek sorun değilmiş” dedi. Türkiye’nin Brüksel Büyükelçisi Murat Ersavcı, bir bilgi yarışmasına yakışmayacak böyle bir sorunun sorulmasından ve verilen yanıttan duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdi. Peumans ile telefon bağlantısı gerçekleştiren Büyükelçilik yaptığı açıklamada, “Peumans, ön bilgisi dışında gelişen bu durumun amacını aşan sonuçlara yol açmasından üzüntü duyduğunu; sitayişle bahsettiği ve hiçbir şekilde rencide etmek istemediğini vurguladığı Türk toplumuna bir açıklamada bulunacağını; anılan televizyon kanalı nezdinde de gerekli girişimi yapacağını ifade etmiştir.” denildi.

Atakan ÖZDEMİR / Brüksel

[Φ ''biji tirkiye'']

Yaa görüyonmu bütün dünya işini gücünü bırakmış ah şu Türkler diye geziniyor ortada,dünyadaki bütün devletler kendi sorunlarını halletmişler,işsizlik yok,açlık yok,Türklerden başkada halk yok dünyada ne yapsın bütün Dünya devletleri kafa kafaya vermiş nasıl Türklere zarar vericez diye düşünmekteler zaten,eee ne yapsınlar Ya Türkler Dünyaya hükmederse diye hepsi korkuyor

[Φ politika]

Aslinda o konusmalarda daha baska sözlerde söylendi her nedense bunlar sansüre ugradi Türkkamuoyunun gözünden kacirildi,bu isgüzarlik ruhlarini AKP'ye satmis olan medyanin eseridir.O konusmada gecen ama kamuoyuna yansitilmayan bölüm Flaman Baskaninin neden Türklere bu sekilde hakaret etme geregi duyduguydu.

 

Yahudilerin cok hassas oldugunu söyleyerek önce Türk milletini zaten duygusuz olarak tanimliyor ki bunu ben dogru olarak kabul ediyorum.Dünya üzerinde bizim toplumumuz disinda baska hicbir toplum yoktur ki milli degerlerine yapilan saldirilar karsisinda kilini bile kipirdatmayan ve ülkenin icine düsürüldügü bu vahim duruma seyirci kalsin.Yoktur böyle bir toplum.Cünkü her millet haysiyeti ve milli degerleri ile millettir,bunlar yoksa millet olma vasfida yoktur.

 

O hakareti yapmasinin nedenlerinden biri olarak Flaman Baskaninin söyledigi su söz cok düsündürücüdür:"Nasil olsa Türklüge hakaret suc sayilmiyor bu nedenle bende Türklerin adini verdim."Iste sansürlenen konusma budur.Türklüge hakareti serbest birakanlarin Flaman Baskanini protesto etmeye haklari olamaz.Buna ragmen o adam bir milllete hak etmedigi bir hakaret yapamaktan pisman olmus ve özür dilemistir.Yani Türklüge hakareti suc olmaktan cikaranlardan daha medeni bir cesaret göstermistir.Aslinda Türklüge hakareti suc olmaktan cikaranlarin Türk ulusundan özür dilemeleri gerekir.Bunun icinde Türk gibi hissetmeleri düsünmeleri gerekir ki bu zaten onlarda mevcut degildir.

 

 

saygilarla

[Φ Efendi Türkler]

zaten,eee ne yapsınlar Ya Türkler Dünyaya hükmederse diye hepsi korkuyor

</b>

 

Orta Çağa  bel baglayan bu takim. Avrupa´nin gözünde Batinin gözünde koyun sürüsü gibi gelir..Sürünün egitilmesini istemezler..

 

Kendisinden baska diger halklari koyun sürüsü olarak gören bati alemi, Türklerin bu cografya da saltanat sistemini ayni zamanda kendi yandas sistemlerini yikip, Laik Cumhuriyeti ilan ederek, egemenligi kayitsiz sartsiz halka vermesi..Sürüleri egitmeye baslamasi cok rahatsizlik verdi fakat soguk savas döneminde iclerine cekenler..

 

Orta Çağa bel baglayan kaderini bir türlü yenemeyen  geri kalmis devletleri bu cografya da Türkiye´nin son vermesinden korkan bati. Soguk savas döneminde icine ceken Bati´li Devletler bugün soguk savasin bitmesinden sonra sistematik saldiraya gecmistir..

 

Bunun anlasilmayacak bir yani yok.

[Misafir demirefe]

Türkler çok alıngan insanlar. Böyle şeyleri fazla önemsememek gerektiğini düşünüyorum. İnsan insanın kurdudur, her zaman insanlar birbiri ile uğraşır.

 

Ben de Avrupalı olsam başka türlü düşüneceğimi sanmıyorum. Hun akınlarından beri Avrupalılar Türkler gelecek korkusundan iyice bıkmış usanmışlar, bu artık genlerine kadar işlemiş. Çıkması çok zor.

 

İşin esprisinde kalmak ve ırkçılığa dökmemek şartıyla insanların birbiri ile uğraşmasını, espriler filan üretmesini hoş karşılamak lazım. Bu konuda lazları örnek alın. Bir Yunanistan fıkrası:

 

Yunan deniz kuvvetlerinde bir subay, sualtı komandosuna sormuş: "Bir Türk denizaltısını nasıl batırırsın?" Asker cevap vermiş:

 

"Dalar, denizaltının kapısını çalarım. Nasılsa içerde bir laz vardır, kapıyı açar."

 

Bu fıkraya var ya, lazlar katılarak güler. Kendi fıkralarını kendileri anlatıp gülmekten kendilerinden geçtiklerini çok görmüşümdür. Bu kadar espriye yatkın bir kültür daha bilmiyorum.

 

Bu alınganlık kültürü hiç iyi değil. Kadın şarkıcı hemşire kıyafetiyle dans eder, vay hemşireler ayağa kalkar, bizi aşağıladı! Doktorlar ne bilir acıyı diye şarkı yapılır, doktorlar şarkının yasaklanmasını ister. Bilmem hamam klibi yapılır, tellaklar ayağa kalkar, vay aşağılandık!

 

Bu hoşgörüsüzlük ve tahammülsüzlük kültüründen bir an önce çıkalım...