Φ Dayı Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2011 İki torunum var..biri 4 biri 2 yaşında..iki böbreğim var hiç düşünmeden yatarım masaya..alsınlar..onlara canım feda..onlar için ben neyim..H İ Ç..işte AŞK budur..gerisi efsane.. Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2011 Aşk... Pervanenin aşık olduğu ateşte yanmasıdır, aşk olmasıdır. Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2011 Bu akşam Bertold Brecht'in şu sözlerini okuduğumda "acaba aşk mıdır?" diye düşünmüştüm? Peki aşk mıdır acaba? Beni sevindirdiğinde Bazen Düşünürüm: Şimdi ölüversem Mutlu kalırım... Sonsuza kadar. Bir de şu resim, bu sözleri ne güzel tanımlamakta Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Beni sevindirdiğinde Bazen Düşünürüm: Şimdi ölüversem Mutlu kalırım... Sonsuza kadar İnsan zayıfken, zor durumda iken, direnmeli, yaşamalı, yaşama daha sıkı sarılmalı... Güçlüyken ölmeli. Ölüm asildir, ölüm güzeldir, ölümdeki asalet hiç bir şeyde yoktur. Öldükten sonra cesedi ister toprağa gömsünler, ister dağda çakallar parçalasın, ister denizde balıklara yem olsun, hiç önemi yok... Kızılderililer ruhun göklerde dolaşması için cesetleri yırtıcı kuşlara sunarlardı. Kalan kemikleri toprağa gömerlerdi. Doğaya tapan bir toplum için şaşırtıcı değil... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Aşkın gerçek tarifine gelince... Kanınıza salgılanan hormonların sizi neslinizi devam ettirmeye kışkırtmasından başka hiç bir şey değildir. İnsan aşkının bataklıkta vraklayıp eşini çağıran bir kurbağanın aşkından farkı temelde yoktur. Ayrıntıda nasıl vardır, biz kültürümüzle aşka ulvi anlamlar yükleriz. Kurbağa kültürü, edebiyatı, sanatı diye bir şey olmadığı için bizim aşkımız onunkinden yüksekmiş gibi görünür. E tabii kültürümüze bağlı olarak aşk davranışlarımızı da çeşitli kültürel ögelerin etkisiyle süsleriz. Tek amacımız sperm ile yumurtayı buluşturmak olmaz. Temel amaç budur ama, aynen dini tören ritüelleri gibi insanlık kültürümüzle ritüeller icat etmiş ve aşkı bunlarla süslemişizdir. Kiliseler, camiler görkemli ve süslü olunca tanrı ibadetlerden daha mı bir hoşnut oluyor? Hayır. Biz kültürümüzden hoşnut oluyoruz! Çok materyalist bir yaklaşım mı dediniz? Peki Dayı torunlarına nasıl aşık ki, onların neslinin devamına kendisinin bir katkısı olmayacağı halde, bu işi onların yaşıtlarına elbette bırakacağı halde, nasıl mı oluyor? Hemen söyleyeyim: İnsanın, ve tabii her canlının kendi hayatını idame etmesinden sonraki ilk kaygısı neslinin devamıdır. Dayı acaba hastanelerde bekleşen yüzlerce böbrek hastasına niye hemen yatıp böbreğini vermiyor da torunlarının böbreklerine ihtiyaç duymasını bekliyor? Daha açıklama ister mi konu, bilemiyorum... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Pervane... ateş Buna da yanıt vermek zorunda hissettim. Her şeye maydanoz olduğum için lütfen affedin ama: Pervane dediğimiz gece uçucu böcekleri gece uçarken etrafı göremezler. Uçuş yönlerini sabit tutmak, boşuna uçmamak için parlak bir ışık kaynağını baz alarak uçarlar. Böcekler bileşik petek gözlere sahiptir. Işık kaynağı hangi doğrultuda ise, o doğrultuya bakan göze tarafından en parlak şekilde algılanır. Böcek de sürekli o gözede ışığı en parlak olarak algılayarak uçmaya devam ettiği zaman, doğrultusunu korumuş olur. Ancak bunun şartı, parlak ışık kaynağının yeterince uzak olmasıdır. Örneğin Ay, idealdir. Ne kadar yol alırsanız alın, konumu değişmez. Ama yakın bir kaynaksa, onu aynı konumda tutarak ilerlediğinizde, onun etrafında dönersiniz. Çizdiğiniz daire de giderek daralır ve sonuçta ışık kaynağı ile buluşursunuz... Aşk? Aşk böyle bir şey değil... Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Yazar Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 demirefe.. Dostum; AŞIK oldunmu hiç.. Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 demirefe.. Dostum; AŞIK oldunmu hiç.. Hahhhahaa Dayı, Demirefe'nin yazdıklarını okuduğumda benim de aklımdan bunu sormak geçmişti, düşünceme tercüman oldun Demirefe, Yanılmaktasın bence Aşk bu dediğin kadar basit olmamalı bence, insanlar aşk ugruna ölüyor, canlarından geçiyorlar. İnsan dediğinin çocuk yapmak için aşka ihtiyacı yoktur ki, senin de dediğin gibi sperm ve yumurta yeterli zaten... Her çocuk yapan ya da her çocuklu olan aşık mı sence? Bu dediğine göre öyle olması lazım.... Yok yooook, aşk dediğin kesinlikle bu kadar basit değildir... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 AŞIK oldunmu hiç Olmaz olur muyum! Hem de çoook! Şıp diye aşık oluveririm, hiç affetmem! Ben nerde aşk çocuk yapmak içindir dedim? İyi okumamışsınız. Ama aşık olup da Mecnun'un yolunun çöle sarması örneği bir yol kazasına uğramak bir istisna, bunun haricinde çocuk yapmayan aşık, pek görmedim! Yok yooook, aşk dediğin kesinlikle bu kadar basit değildir... E be cancağızım, ben de öyle bunu açıklamaya çalışıyorum, iyi okusan diyorum? Sen hiç kurbağaların namaz kıldığı cami gördün mü? Süslenmiş püslenmiş, kubbeli minareli? Peki ya Kurbağa ferhat ile kurabiye şirin efsanesinin anlatıldığı Kurbağaca dilinde yazılmış bir edebi eser? Biraz dikkatli okusak da ne demeye çalışıyor bu adam diye azıcık dikkat göstersek acaba nasıl olur ki? Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Aşkın gerçek tarifine gelince... Kanınıza salgılanan hormonların sizi neslinizi devam ettirmeye kışkırtmasından başka hiç bir şey değildir. E tabii kültürümüze bağlı olarak aşk davranışlarımızı da çeşitli kültürel ögelerin etkisiyle süsleriz. Tek amacımız sperm ile yumurtayı buluşturmak olmaz. Temel amaç budur ama, aynen dini tören ritüelleri gibi insanlık kültürümüzle ritüeller icat etmiş ve aşkı bunlarla süslemişizdir. Bence burada siz tam olarak "aşk sadece çocuk yapmak içindir" demişsiniz Anlatmak istediğiniz belki tam olarak bu olmayabilir ama anlaşılan tam olarak bu... Sadece cümleleri biraz süslemişsiniz işte araya bi iki kurbağa vıraklaması falan eklemişsiniz vs. Hem öyle zırt zırt aşık olunmaz, şıpsevdilikle aşkı da karıştırıyorsunuz siz, bu durumda epey bi çocuğunuz olması gerekir sizin tezinize göre ki çöktü işte tez... Ya da siz baya bi yol kazasına ugramışsınız Ee geçmiş olsun o zaman ne diyelim Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 her çocuklu olan aşık mı sence? Evet, belki bir an için... İstisnalar kaideyi bozmaz. Zora dağlar dayanmaz. Zor, oyunu bozar. Zor istisnadır, kural dışıdır, ya faüldür, ya ofsayttır, gol geçerli sayılmaz... Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 E be cancağızım, ben de öyle bunu açıklamaya çalışıyorum, iyi okusan diyorum? Sen hiç kurbağaların namaz kıldığı cami gördün mü? Süslenmiş püslenmiş, kubbeli minareli? Peki ya Kurbağa ferhat ile kurabiye şirin efsanesinin anlatıldığı Kurbağaca dilinde yazılmış bir edebi eser? Biraz dikkatli okusak da ne demeye çalışıyor bu adam diye azıcık dikkat göstersek acaba nasıl olur ki? Ee ama bunlar sonradan eklenmiş kaçırmışım Kurbağa kurabiye hikayeleri bana çok bişey ifade etmedi... Bu kısmını pek anlamlı bulmadım sanırım yazılanların genel hattı içinde, bu kısımda mıydı yazdıklarınızın asıl anahtarı olan cümleler? Niyeyse ben bunları pek umursamamışım. Bi ara dikkatli okurum yeniden, anlamaya çalışırım e be cancağazım... Halihazırda anlamsız... Belki yarın düşüncem değişir... Daha iyi anlarım Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 cümleleri biraz süslemişsiniz Hah, işte işin sırrı tam olarak burda! Bazen temel ile ayrıntı arasında dağlar kadar fark olabiliyor değil mi? Ama bu, temeli gözden kaçırmak için yeterli bahane değil. Temeli gözden kaçırırsak üçyüz katlı da olsa binayı yerle bir ederiz! Yolda sürekli gidince yol kazaları kaçınılmaz! Geçmiş olsun dileği için teşekkür ediyorum. Yani, hafif sıyrıklarla atlatılan kazalara kaza da dememek lazım! Allah beterinden saklasın aaamin! Ama eninde sonunda ya aşırı hızdan, ya hatalı sollamadan kütttt diye bir toslar ki insan, işte orda işi biter... Asıl ona geçmiş olsun demek lazım! Gerçi geçmiş olacak bir durum da kalmamıştır, işi bitmişe neyin geçmiş olsunu? Zaten işi bitmiş! Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Belki yarın düşüncem değişir... Daha iyi anlarım Eğer deseydin ki "ya demirefe, sen neymişsin be, bir yazını okudum, düşüncem değil, hayatım bile değişti"... O zaman durur düşünürdüm ben nerde yanlış yaptım diye... Halihazır durum son derece normal bence... Yarın gibi çok erken bir tarih vermen ise büyük iltifat, mahcup oldum. Bu kadar yakın zamanda düşünceni değiştirebileceksem yine bir yerde yanlışım var! Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Eğer deseydin ki "ya demirefe, sen neymişsin be, bir yazını okudum, düşüncem değil, hayatım bile değişti"... O zaman durur düşünürdüm ben nerde yanlış yaptım diye... Halihazır durum son derece normal bence... Yarın gibi çok erken bir tarih vermen ise büyük iltifat, mahcup oldum. Bu kadar yakın zamanda düşünceni değiştirebileceksem yine bir yerde yanlışım var! Ama Demirefe bak ayrıntıyı kaçırıyorsun, "belki" dedim.... Belki yarın düşüncem değişir dedim Yarın düşüncem değişir demedim, ikisinin arasında ciddi fark var. Neyse, sonuç itibariyle gerçek aşk demek ki göreceli birşeymiş, değişiyormuş işte kişiden kişiye, mesela dayıya göre torunları gerçek aşk, bana göre bir şiir, orda bulmuşum örneğin ben gerçek aşkı, sana göre çocuk yapmakmış vs. vs. Aşk gördüğün şeyde kendini bulmaktır belki de bir yerde... Bilemedim başka nasıl ifade ederim... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 "Belki demek evet demek, hayır demek belki demektir" sözünü hiç duydun mu gloria? Bak tekrarlıyorum, benim için aşk asla çocuk yapmak değil... Temelde bu var, anlatabilmiş olmam lazım! Temeli gözden kaçırırsak... Tekrar etmeyeyim işte, gökdelen de olsa bummm! Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Aşk gördüğün şeyde kendini bulmaktır belki de bir yerde... Bilemedim başka nasıl ifade ederim... Ben ifade edeyim: Yapbozun eksik parçasını hah işte sonunda bulduğunu sanmaktır! Ama bulduğun, dünya nüfusunu bir kaç kişi daha (ve küresel ısınmayı 0,0000001 derece daha) artırmana yardım edecek kişidir! Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 "Belki demek evet demek, hayır demek belki demektir" sözünü hiç duydun mu gloria? Bak tekrarlıyorum, benim için aşk asla çocuk yapmak değil... Temelde bu var, anlatabilmiş olmam lazım! Temeli gözden kaçırırsak... Tekrar etmeyeyim işte, gökdelen de olsa bummm! "Belki demek evet demek, hayır demek belki demektir" Nerede, hangi dilde bu? Demirefece mi bu? Oooo İşimiz var o zaman! Senin yazdıklarında paso altyazı aramak lazım... Sen öyle yapıyorsun belli ki.. Ben bildiğin "belki" yazdım işte... Altyazı yok, evet veya hayır da demek istemedim.. "Belki" dedim... Benim bildiğim Türkçe manasıyla "belki" dedim... Yani hani şu ihtimallerden bahsedilirken kullanılan "belki" var ya o "belki" işte... Evet veya hayır gibi kesin yargılar olmadığında kullanılan "belki" Oldu mu? Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Ben ifade edeyim: Yapbozun eksik parçasını hah işte sonunda bulduğunu sanmaktır! Ama bulduğun, dünya nüfusunu bir kaç kişi daha (ve küresel ısınmayı 0,0000001 derece daha) artırmana yardım edecek kişidir! Olmamış bu tanımı beğenmedim, tekrar deneyiniz lütfen Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gloria, bu sözü duymamış olmana çok hayret ettim. Gerçekten çok yaygın bir sözdür bu. Ama haklısın, bu söz, adam familyasının literatürüne ait ve aslında yoz bir söylemdir. Duymaman normal, tamam geri aldım, bu geçerli bir söylem değil, çünkü adam familyasının literatürü insanlara genelleşemez, haklısın. Tekrar denemeye gelince, acaba küresel ısınma miktarı abartılı mı oldu, iki sıfır daha mı atsam? dan başka değişiklik yapamam, üzgünüm... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Neyse ben kaynak belirteyim de günah benden gitsin. 70 li yılların pop üçlüsü Cici Kızlar'ın söylediği şarkının sözleri: hayır dersem belki demek belki dersem evet anla çok söz söyler kadınlar evet demezler asla hayır dersem belki demek belki dersem evet anla bir kez evet derim ben nikah memurluğunda Ben sadece postacıyım, ilettim. Görüş bildirmiyorum, yorum yapmıyorum! (Amaaan gloria'ya yorum yapmak mı? Hafazan! Yine beğenmedim der çıkar şimdi!) Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Yok dayanamayacağım, yorum yapacağım. Her ne kadar cici olduklarını iddia eden kızlar söylemiş olsa da bu sözleri, "hayır"dan bir türlü anlamak bilmeyen yapışkan adam taifesinin pek bir hoşuna gitmiş ve umut fakirin ekmeği misali bu söyleme dört elle sarılarak kadınlar hakkında önyargı anayasasının değişmesi teklif edilemez başlangıç maddesi haline getirmişlerdir! Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Yok dayanamayacağım, yorum yapacağım. Her ne kadar cici olduklarını iddia eden kızlar söylemiş olsa da bu sözleri, "hayır"dan bir türlü anlamak bilmeyen yapışkan adam taifesinin pek bir hoşuna gitmiş ve umut fakirin ekmeği misali bu söyleme dört elle sarılarak kadınlar hakkında önyargı anayasasının değişmesi teklif edilemez başlangıç maddesi haline getirmişlerdir! anladım şimdi mevzuyu ama ben yine de bi tekrar edeyim her halükarda, ben belki dedim evet demedim yani Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Oh! Gloria ile anlaşmak! Rüya mı ne? Yalnız ben biriyle uğraştım mı pek kolay vazgeçmem. Şimdiiii gelelim: Sana bir şey yazmak isteyen herkes küçükken demir yutan bir salak çocuk olduğu konusunda deriiin endişelere kapılmayacak mı gloria, imzana bakınca? Ha? Buna cevap ver bakalım! İnsanları niye böyle komplekse sürüklüyorsun bakiim? Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2011 Oh! Gloria ile anlaşmak! Rüya mı ne? Yalnız ben biriyle uğraştım mı pek kolay vazgeçmem. Şimdiiii gelelim: Sana bir şey yazmak isteyen herkes küçükken demir yutan bir salak çocuk olduğu konusunda deriiin endişelere kapılmayacak mı gloria, imzana bakınca? Ha? Buna cevap ver bakalım! İnsanları niye böyle komplekse sürüklüyorsun bakiim? o zaman söz meclisten dışarı diyelim madem kâfi midir? Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.