Φ msnci Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2008 Tam bu cevabı istiyordum. İşte sizin bilimsel dediğin yargı bundan ibarettir. Hiçbirşeyi açıklamıyorsunuz. ***** Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ msnci Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2008 Aaaa... Demek ki, halbuki dinde sana göre, bana göre olmazmış öyle mi? Bakalım olmazmıymış: Yok efendim Taberiye göre, Yok efendim Said Nursi Efendimize göre, Yok efendim İmam-ı Azam Ebu Hanefi'ye göre, Al işte bir yanlış tutum daha. Bu kadar basit sorularla müslümanları muhatap etmeyin. Diyanet,Halife,Süleyman Ateş,Nesimş, vb... adı geçen şahsiyet ve kurumlar ayrı ayrı yorumlar mı yapmışlar acaba? Hepsi İslam'ın kaidelerine inanıyor mu? - Evet. Benimsiyor mu? - Evet. Demekki itikad bakımından sana göre bana göre yok. Sana göre bana göre olayı içtihad bakımındandır. Yani geneli inkar etmeden yorum yapmak. Üstteki şahsiyetlerin de içtihadında değişiklikler olabileceği doğrudur. Fakat itikadları birdir. Kur'an ve Sünnet çerçevesinden çıkmadan yorumlar yapabilirler. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2008 Al işte bir yanlış tutum daha. Bu kadar basit sorularla müslümanları muhatap etmeyin.Diyanet,Halife,Süleyman Ateş,Nesimş, vb... adı geçen şahsiyet ve kurumlar ayrı ayrı yorumlar mı yapmışlar acaba? Hepsi İslam'ın kaidelerine inanıyor mu? - Evet. Benimsiyor mu? - Evet. Demekki itikad bakımından sana göre bana göre yok. Sana göre bana göre olayı içtihad bakımındandır. Yani geneli inkar etmeden yorum yapmak. Üstteki şahsiyetlerin de içtihadında değişiklikler olabileceği doğrudur. Fakat itikadları birdir. Kur'an ve Sünnet çerçevesinden çıkmadan yorumlar yapabilirler. Sadece gülüyorum... Sadece "Şiilik" ve "Sünnilik" diye ayırsak bile yeter... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ TAKLAMAKAN Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2008 Sn msnci, Bilimsel yargı lafını herhalde kullanacak en son inanış islamdır. Siz orduları bulutlardan , rüzgardan , bortü böcekten ve kuşlardan oluşan bir peygambere iman edersiniz. Kuranda da ayetler var. Hüdhüd kuşunun maceralarını hatırlayınız. Hangi bilimden bahsediyorsunuz. Azıcık yüreği olan cıkar da bunu bilisellikle açıklar. Bu bilimseldir der. İman edikecek şeylerden biri de Hüdhüdmüş ve bu kuşun maceraları imiş. Çok ama çok bilimsel. ..... Saygılar Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ msnci Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2008 Sn msnci,Bilimsel yargı lafını herhalde kullanacak en son inanış islamdır. Siz orduları bulutlardan , rüzgardan , bortü böcekten ve kuşlardan oluşan bir peygambere iman edersiniz. Kuranda da ayetler var. Hüdhüd kuşunun maceralarını hatırlayınız. Hangi bilimden bahsediyorsunuz. Azıcık yüreği olan cıkar da bunu bilisellikle açıklar. Bu bilimseldir der. İman edikecek şeylerden biri de Hüdhüdmüş ve bu kuşun maceraları imiş. Çok ama çok bilimsel. ..... Saygılar Arkadaşım Kur'an müslümanlara göre Allah sözüdür. Allah indinden sizin gibilerin toplandığı dünya bir sinek kanadı kadar bile değerli değildir.Çünkü siz şunu veya bunu değil gerçeği inkar ediyorsunuz. Onu da bırakın siz kendinisi inkar ediyorsunuz. Evet Kur'an ın her ayeti bilimseldir demiyoruz. Ama bilimsel ayetlerini görmemezlikten gelmek kendine dünyayı karartmaktan farksızdır. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2008 Evet Kur'an ın her ayeti bilimseldir demiyoruz. Ama bilimsel ayetlerini görmemezlikten gelmek kendine dünyayı karartmaktan farksızdır. Bozuk saat de günde iki kez doğru zamanı gösterir. Sizin sözlerinizi ve sizin mantığınızla uyarlayacak olursak; Evet Bozuk Saat her zaman doğruyu gösterir demiyoruz. Ama doğru gösterdiği saatleri görmemezlikten gelmek kendine dünyayı karartmaktan farksızdır. Saygılar. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2008 Bozuk saat de günde iki kez doğru zamanı gösterir. Sizin sözlerinizi ve sizin mantığınızla uyarlayacak olursak; Evet Bozuk Saat her zaman doğruyu gösterir demiyoruz. Ama doğru gösterdiği saatleri görmemezlikten gelmek kendine dünyayı karartmaktan farksızdır. Müthiş bir mantık Brain Slapper tebrik ederim seni. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ TAKLAMAKAN Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 BrainSlapper usta, Ustalığını göstermiş. Tebrikler.. Saygılar. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Arkadaşım Kur'an müslümanlara göre Allah sözüdür. Allah indinden sizin gibilerin toplandığı dünya bir sinek kanadı kadar bile değerli değildir.Çünkü siz şunu veya bunu değil gerçeği inkar ediyorsunuz. Onu da bırakın siz kendinisi inkar ediyorsunuz.Evet Kur'an ın her ayeti bilimseldir demiyoruz. Ama bilimsel ayetlerini görmemezlikten gelmek kendine dünyayı karartmaktan farksızdır. Sanıyorum ki tartışmalarımız karşılıklı fikirlerimizi sunmaktan çok, İslam'ı öğretmekle geçecek... İslam Düşüncesine göre, Tanrı'nın yarattığı herşey onun kelamıdır. Kur'an nasıl ki Tanrı sözü ise, Kur'an-da belirttiği gibi Hz. İsa'da nasıl ki diğer yaratılmışlar gibi Tanrı Sözü ise, Kur'an-a göre Tanrı'nın yarattığı herşey, O'nun sözüdür. Tanrı'nın bir yarattığı değerliyken, Diğerlerinin toplamı nasıl olurda bir sineğin kanadı kadar değerli olmaz? Onu da Tanrı yaratmamış mıdır? Sen git hem "Aaaa bak bu dünya muhteşem, böyle kusursuz bir dünyayı ancak Tanrı yaratabilir" de... Sonra da "Sinek kanadı kadar değerli değil" deyiver... Ee hani mükemmeldik biz, ne oldu? Hani yaratılışımızdaki o mükemmelliği göremiyorduk? Olmadı mı, yemedik mi? Mükemmel değil miyiz artık? Yine yeniden gülerim ben buna... Mantıktaki çelişkiye bakar mısınız? En ince yerinde bile çelişki var... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ gülemeftun Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Sanıyorum ki tartışmalarımız karşılıklı fikirlerimizi sunmaktan çok, İslam'ı öğretmekle geçecek... hayır kardeşim, tartışmalar sizin islama ve islami değerlere saldırmanız boyutuna geldi. ve birçok konuda artık bu raddede maalesef. kişisel yorumlar, alay etmelerden farklı birşey okumuyorum son günlerde... dünya ve insan elbette mükemmel yaratılmışlardır. tesadüf eseri meydana gelemeyecek kadar mükemmel... ama bir de ahiret boyutu var. ahiretin dünyaya nispetle daha önemli olduğu, daha dikkate alınması gerektiği için dünyaya sinek kanadı kadar değersiz denmiştir. mükemmel yaratılmış bir dünya, ahiretin yanında sinek kanadı kadar değersizdir denmek istenmiş... pek yaygın bir hikaye vardır. bir bektaşiye sormuşlar. neden namaz kılmıyorsun diye. o da "namaza yaklaşmayın" ayetini göstermiş. demişler ki "bu ayete bakarak mı namaz kılmıyorsun. bu ayette kimlerin namaza yaklaşmaması gerektiği anlatılıyor, ayetin öncesini ve sonrasını okumuyor musun?" bektaşi cevap vermiş.. "ben hafız değilim" işte bana göre de olaylara bakış açınız bu yönde maalesef... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 hayır kardeşim, tartışmalar sizin islama ve islami değerlere saldırmanız boyutuna geldi. ve birçok konuda artık bu raddede maalesef. kişisel yorumlar, alay etmelerden farklı birşey okumuyorum son günlerde... dünya ve insan elbette mükemmel yaratılmışlardır. tesadüf eseri meydana gelemeyecek kadar mükemmel... ama bir de ahiret boyutu var. ahiretin dünyaya nispetle daha önemli olduğu, daha dikkate alınması gerektiği için dünyaya sinek kanadı kadar değersiz denmiştir. mükemmel yaratılmış bir dünya, ahiretin yanında sinek kanadı kadar değersizdir denmek istenmiş... pek yaygın bir hikaye vardır. bir bektaşiye sormuşlar. neden namaz kılmıyorsun diye. o da "namaza yaklaşmayın" ayetini göstermiş. demişler ki "bu ayete bakarak mı namaz kılmıyorsun. bu ayette kimlerin namaza yaklaşmaması gerektiği anlatılıyor, ayetin öncesini ve sonrasını okumuyor musun?" bektaşi cevap vermiş.. "ben hafız değilim" işte bana göre de olaylara bakış açınız bu yönde maalesef... Sayın gulemeftun... Bana "Sen İslam'dan anlamıyorsun!" denildiği vakit, artık sadece tebessüm ediyorum... Eskiden gülüyordum ama artık o kadar da gülünç gelmiyor. Çünkü bakıyorum da artık bana böyle diyenler, Yapacakları ve söyleyebilecekleri birşeyleri kalmadığında Sıkıcılığa varacak derece de bunu kullanıyorlar... Söylediğiniz Bektaşi hikayesindeki o sözde bektaşi ile kıyaslanamayacağımı biliyorum. Siz hala benim ve benim gibilerin "Tesadüfü" savunduğumuzu sanmanız zaten komik ötesidir. Bin kere söyledim, tesadüf diye birşey yoktur diye... Hala ve hala, hala ve hala, hala ve hala "Dünya tesadüflerle olmamıştır ****** bana kullanıyorsunuz. İyi de ben "Dünya tesadüflerle olmuştur" demiyorum ki? Ama tesadüflerin olmaması, Soyut bir Tanrı'nın varlığını da gerektirmiyor. İşte siz bunu ve İslamı kavrayamadığınız sürece Ne beni, ne de İslamı anlayamazsınız... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ gülemeftun Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Sayın gulemeftun...Bana "Sen İslam'dan anlamıyorsun!" denildiği vakit, artık sadece tebessüm ediyorum... Eskiden gülüyordum ama artık o kadar da gülünç gelmiyor. Çünkü bakıyorum da artık bana böyle diyenler, Yapacakları ve söyleyebilecekleri birşeyleri kalmadığında Sıkıcılığa varacak derece de bunu kullanıyorlar... Söylediğiniz Bektaşi hikayesindeki o sözde bektaşi ile kıyaslanamayacağımı biliyorum. Siz hala benim ve benim gibilerin "Tesadüfü" savunduğumuzu sanmanız zaten komik ötesidir. Bin kere söyledim, tesadüf diye birşey yoktur diye... Hala ve hala, hala ve hala, hala ve hala "Dünya tesadüflerle olmamıştır ***** bana kullanıyorsunuz. İyi de ben "Dünya tesadüflerle olmuştur" demiyorum ki? Ama tesadüflerin olmaması, Soyut bir Tanrı'nın varlığını da gerektirmiyor. İşte siz bunu ve İslamı kavrayamadığınız sürece Ne beni, ne de İslamı anlayamazsınız... sayın tengeriin... eğer o bektaşiyle kıyaslanamıyorsanız ne mutlu size. ancak takdir edebilirim. ama bir çok inanmayanın durumu maalesef bu boyutta. dünya tesadüflerle olmamıştır diyorsunuz veya bunu savunuyor olabilirsiniz... ama ben günde kaç kişiyle bunun tartışmasını yapıyorum bilemezsiniz... hala bunu savunan insanlar var maalesef.... tesadüflerin olmaması değildir tanrının varlığını gerektiren... Allahın olmasıdır, tesadüfleri çürüten... ne beni ne de islamı anlayamazsınız diyorsunuz.... şundan eminimki ne kadar uğraşırsam uğraşayım sizi anlayamayacağımı zaten biliyorum.... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ YARASA Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 tesadüflerin olmaması değildir tanrının varlığını gerektiren... Allahın olmasıdır, tesadüfleri çürüten... Tesadüf nedir? Bu biiirrr... Allah olunca tesadüf olmuyor mu? bu ikiiii... Allah olmayınca iş tesadüfe mi kalıyor? Bu üüüççç... Allah tesadüfü neden çürütsün? Bu dööörrrt. Açıklama yapmak için tesadüfe sığınmaya gerek var mıdır? bu beeeşşşş... İlahi güçlere inanmak, açıklanamayan olayları tesadüf deyip kaçmaktan kurtarmaya yaramaz mı? Bu altıııı... Kaçmak veya bu şekilde kurtulmak yerine maddenin özellklerini öğrenip olayları açıklayınca ne tesadüfe ne de ilahi güce gerek kalır mı? Bu da yediii... Şayet bunları cevaplar iseniz size başka sorularım da olacak. Şimdiden teşekkür ederim ilginize... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ TAKLAMAKAN Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Allahın olmasıdır, tesadüfleri çürüten... Yüce Uçan Spagetti canavarıdır.. Tesadüfleri çürüten. Ama ne yazık ki bunun Allah olduğunu sananlar var. Ama yüce uçan çok merhametlidir. Kendisini reddedenlere , alay edenlere bile bişey demez. Yakmaz yıkmaz. Küsmez alınmaz. Peygamberi yoktur onun... Onu kabul etmez iseniz cehennem denen işkence hanelere de gitmez siniz. İrin de içmez siniz. Sadece KENDİ HÜRRİYETLERİNİZİN BİTTİĞİ YERDE , BAŞKALARININ HAKLARI BAŞLAR.. Bu kaideye inanıp. İnsan hakları , hayvan hakları ve doğaya özen göstermeniz yeter. O ne yücedir. O hep sizi düşünür, Yeni spagetti tarifleri için , sizlerin damak zevki için AR-GE çalışmaları yapar. O böyle düşüncelidir. Saygılar... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ misafirceylan Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2008 Yüce Uçan Spagetti canavarıdır.. Tesadüfleri çürüten. Ama ne yazık ki bunun Allah olduğunu sananlar var. Ama yüce uçan çok merhametlidir. Kendisini reddedenlere , alay edenlere bile bişey demez. Yakmaz yıkmaz. Küsmez alınmaz. Peygamberi yoktur onun... Onu kabul etmez iseniz cehennem denen işkence hanelere de gitmez siniz. İrin de içmez siniz. Saygılar... işte gülemeftunun bektaşi örneğinde demek istediği tamda bu bunu canlı canlı gösterdiğin için teşekkürler sn taklamakan . sadece işinize gelen ayetleri kendi yetersiz yorumlarınızla yazmak erdeme sığmaz kardeşim. sana herneye inanıyorsan onunla mutluluklar. ama biz Allah'ı sanmıyoruz kardeşim ONU biliyoruz. ve senin beyninde oluşturduğun tanrıylada asla kıyaslamayacak kadarda mantıklıyız. yine sevdiğim bi ayetle bitireyim satırlarımı. hiç bilenle bilmeyen bir olurmu. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ misafirceylan Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2008 Tesadüf nedir? Bu biiirrr...Allah olunca tesadüf olmuyor mu? bu ikiiii... Allah olmayınca iş tesadüfe mi kalıyor? Bu üüüççç... Allah tesadüfü neden çürütsün? Bu dööörrrt. Açıklama yapmak için tesadüfe sığınmaya gerek var mıdır? bu beeeşşşş... İlahi güçlere inanmak, açıklanamayan olayları tesadüf deyip kaçmaktan kurtarmaya yaramaz mı? Bu altıııı... Kaçmak veya bu şekilde kurtulmak yerine maddenin özellklerini öğrenip olayları açıklayınca ne tesadüfe ne de ilahi güce gerek kalır mı? Bu da yediii... Şayet bunları cevaplar iseniz size başka sorularım da olacak. Şimdiden teşekkür ederim ilginize... tesadüf : çok kısa açıklayayım RASLANTI. yani bir plan program yok. mesela yolda yüryosun bi arkadaşınla karşılasıyosun bu tesadüf ,rastlantı. sen onunla karşılaşmayı planlamadın ama karşılaştınız.tesadüf oldu. Allah olunca tesadüf olmuyor mu bu ikiiiii :Allah'ın ilmi ezeli ve ebedidir. herşeyi bilir ve görür. sen yolda arkadaşınla karşılasacağını bilemezsin planlamadığın için. ama Allah'ın ezeli ve ebedi ilminde bu vardır O c.c senin hangi tarihte nerde kiminle saat kaçta karşılacağını bilir ve bunu kaderine yazar. zamanı gelince de kaza eder yani yapar. bu yüzden Allah olunca tesadüf sözkonusu olamaz. buna tavafuk deriz biz müslümanlar.çünkü benim arkadaşımla karşılacağım ve bunun gibi hayatımda bana rastalntı gibi gelen seyleri zaten ezeli ilim sahibi olan AllahU teala tarafından ilk yaratıldığım günden beri biliniyordu. Allah olmayınca iş tesadüfe mi kalıyor? Bu üüüççç. Allah'ın yokluğu söz konsu olamaz. bence bu sorunun muhattabı sensin kardeşim sen cevap ver. haşa yüz binkere haşa Allah olmayınca iş neye kalıyo bunu bende merak ettim. Allah tesadüfü neden çürütsün? Bu dööörrrt. teadüfün ne demek olduğunu açıkladıktan sonra beyinlerde bi parca cevap bulmuştur bu soru. tesadüf rastlantı plansız programsız gerçeklesen olay. oysa Allah'ın ilminde bu dünya üzerinde olabilecek her türlü olayın bilgileri mevcut. her şey tasarlanmış.akla ve mantığa uygun olarak belirli bir plan ve programa göre inşa etmiş AllahU teala .. o yüzden Allah'In yarattığı herşeyde plan program vardır mantığı bizi planın programın olduğu hiç birseyde tesadüf söz konusu olamz sonucuna götürür. Açıklama yapmak için tesadüfe sığınmaya gerek var mıdır? bu beeeşşşş... bu sorunun muhattabıda sizsiniz. zira biz hiç bir açıklamamızda tesadüfe sığınmadık. İlahi güçlere inanmak, açıklanamayan olayları tesadüf deyip kaçmaktan kurtarmaya yaramaz mı? Bu altıııı... ilahi güçlere inanan bir insan için tesadüf söz konusu olamaz. Kaçmak veya bu şekilde kurtulmak yerine maddenin özellklerini öğrenip olayları açıklayınca ne tesadüfe ne de ilahi güce gerek kalır mı? Bu da yediii... bana göre kaçmak kurtulmak inanmayan insanların tercihidir. inancın üzerlerine yükledikleri sorumluluklardan kaçar her inançsız. ayrıca biz yüce Allah'a maddenin özelliklerini bilmediğimiz için mi iman ediyoruz. ozaman tarih boyunca ve günümüzde yaşayan ve eserleriyle avrupaya bile ışık tutmuş pek çok müslüman bilim adamının varlığınıda çöpemi atıyorsunuz. hayır ben yazınızdan bunu anladımda yanıldıysam uyarın. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ TAKLAMAKAN Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2008 Yüce Uçan Spagetti canavarıdır.. Tesadüfleri çürüten. Ama ne yazık ki bunun Allah olduğunu sananlar var. Ama yüce uçan çok merhametlidir. Kendisini reddedenlere , alay edenlere bile bişey demez. Yakmaz yıkmaz. Küsmez alınmaz. Peygamberi yoktur onun... Onu kabul etmez iseniz cehennem denen işkence hanelere de gitmez siniz. İrin de içmez siniz. Sadece KENDİ HÜRRİYETLERİNİZİN BİTTİĞİ YERDE , BAŞKALARININ HAKLARI BAŞLAR.. Bu kaideye inanıp. İnsan hakları , hayvan hakları ve doğaya özen göstermeniz yeter. O ne yücedir. O hep sizi düşünür, Yeni spagetti tarifleri için , sizlerin damak zevki için AR-GE çalışmaları yapar. O böyle düşüncelidir. Saygılar... Şu yazıdan bilinen BEKTAŞİ benzetmesini çıkaran mantığa. Bende şapka çıkarırım. Mantığınız anlaşıldı. Sizi Yarılan Ay la , cihad denen talanla , kölelik ve cariyelikle , kadınlar ikinci sınıf muamele eden DİN ile baş başa bırakalım. Saygılar Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ gülemeftun Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2008 Şu yazıdan bilinen BEKTAŞİ benzetmesini çıkaran mantığa. Bende şapka çıkarırım. Mantığınız anlaşıldı. Sizi Yarılan Ay la , cihad denen talanla , kölelik ve cariyelikle , kadınlar ikinci sınıf muamele eden DİN ile baş başa bırakalım. Saygılar işte sayın taklamakan, misafir ceylan da tam bundan bahsediyor. onun daha neyi kastettiğini dahi anlamamışsınız. alıntısında özellikle belirtmiş kırmızı ile, inanmayanların cehenneme gideceği bölümünü. yani yine işinize gelen tarafı almışsınız.. bende kırmızı bölümü görmeyen gözlerinize şapka çıkarıyorum. Allahın inanmayanlara cehenneminde azap çektireceğinden, acı vereceğinden bahsedip duruyorsunuz. kendiniz yine kendinizi bu ayetin muhatabı kılıyorsunuz. inanıp rahmet ayetlerine muhatap olmak ta sizin elinizde..... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ TAKLAMAKAN Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2008 işte sayın taklamakan, misafir ceylan da tam bundan bahsediyor. onun daha neyi kastettiğini dahi anlamamışsınız. alıntısında özellikle belirtmiş kırmızı ile, inanmayanların cehenneme gideceği bölümünü. yani yine işinize gelen tarafı almışsınız.. bende kırmızı bölümü görmeyen gözlerinize şapka çıkarıyorum. Allahın inanmayanlara cehenneminde azap çektireceğinden, acı vereceğinden bahsedip duruyorsunuz. kendiniz yine kendinizi bu ayetin muhatabı kılıyorsunuz. inanıp rahmet ayetlerine muhatap olmak ta sizin elinizde..... Onu kabul etmez iseniz cehennem denen işkence hanelere de gitmez siniz. İrin de içmez siniz. Kırmızı yazı bu. Ben burada şunu anlattım. Anlamadığınız belli oldu. Değişik cümleler kullanarak son defa deneyeceğim. İslamda Allahı kabul etmeyen , onu reddeden cehenneme girer. Doğru mu. Doğru. Ama Yüce Uçan a inanmasanız bile cehenneme gitmez siniz. Buda doğru mu. Doğru. Neyi tartışıyorsunuz. Bunun neresi bektaşi benzetmesine uyar. Masala inanıp cennete denen hayalin peşinde koşamam , bu vesile ile yanında sunulan zehirli düşünceleri de savunmam. Cihad gibi , kölelik gibi ... Saygılar Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ birvarmışhiçyokmuş Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Sevgili Dostlar ; Neler Tartışılıyor Yine Burada ? Konu Öyle Bir Karışmış ki, İçine Dahil Edilmeyen Birşey Kalmamış Neredeyse. Herneyse, Ben Kimseyi Karşıma Almadan, Yalnızca Malumun İlan ı Nev in den Bildiklerimi Paylaşmak İstiyorum ; Bakınız, ALLAH Kesinlikle Kuran daki Azap Ayetleri ni Yazdı Diye Suçlanarak, Acımasız İlan Edilemez. Gelin Bu Hakikati Bir Örnek İle Pekiştirelim ; Diyelim ki Siz, Bir Aile Babası sınız, Bir Eviniz, Bir Haneniz Var, Kendi Mülkünüz. Şimdi Siz in Kendi Mülkünüzde, Kendi Kurallarınızı Belirlemenizden Daha Normal Bir Şey Olabilir mi ? Siz Kendi Haneniz de Bazı Kurallar Belirlediniz, ve Aile Fertleri ya da Evde Bulunacak Herkes Bu Kurallar İle Mesul Olmuştur. Sizin , Kurallara Riayet eden Çoçoğunuzu Sevmeniz ve Ödüllendirmeniz Gayet Tabii dir. Mesela, Çoçuğunuz, Yemekten Önce Ellerini Yıkaması Gerektiğini Anladı, ve Kuralları Uyguladı, Sofraya Oturmadan Önce , Ellerini Yıkadı. Tabiiki Siz de Çocuğunuzu Bu Davranışından ötürü Ödüllendirebilirsiniz. Ona Bir Gofret Alabilirsiniz. Çocuğunuzu Sevindirmiş, ve Daha Uyumlu Bir İnsan Olarak Yetiştirmiş olursunuz. Ne Kadar Güzel. Bir de Tam Tersini Düşünün ; Evinize Bir Misafir Gelmiş, Diyelim ki Çocuğunuzun Bir Arkadaşı. Çocuk Sizin Evladınız Gibi Değil. Aksi, ve Şımarık Bir Çocuk. Evde Belirlenmiş Olan Hiç Bir Kurala Riayet Etmiyor. Bırakın Ellerini Yıkamayı, Eve Girerken Ayakkabısını Bile Çıkartmıyor. Terbiyesizce Kelimeler Çıkıyor Ağzından, Her yeri Kirletiyor, Dağıtıyor. Eşyalarınıza Zarar Veriyor. Hatta oğlunuzun oyuncaklarını da Kırıyor. Oğlunuz O Arkadaşını Uyarıyor ; ''Bu Yaptıkların Hiç Uygun Değil, Hem Babam Görürse Sana Çok Kızar'' Diyor. O Haylaz İse ; ''Ben Kuralları Umursamam, Baba nı İse Hiç Tanımam, O da Kim miş'' Der. Şimdi Siz Bu Durumda Ne Yapmalısınız ...? Eğer Bu Haylaz Çocuğa, Bir Şekilde, Ceza Verirseniz, Ya da Evinizden Kovar, Uzaklaştırırsanız, Bu Sizin Çok Gaddar Bir İnsan Olduğunuzu mu Gösterir...? Ne Yani ; Ödüllendirince Çok İyi, Cezalandırınca Çok Kötü, Öylemi ...? Hayır, Hayır. Ödül de Ceza da Gereklidir. İkiside Gereğince Uygulanmalıdır. Tıpkı Yaratıcı nın , Kendi Mülkünde, Kendi Belirlediği Kurallara UYAN Kullarını ÖDÜLLENDİRECEĞİ Gibi , Tıpkı Yaratıcı nın , Kendi Mülkünde, Kendi Belirlediği Kurallara UYMAYAN Kullarını CEZALANDIRACAĞI Gibi , Tıpkı Yaratıcı nın , Kendi Mülkünde, Kendi Belirlediği Kurallara UYMAYAN, ve Kendi Yaratıcılığını da İNKAR EDEN, TANIMAYAN Kullarını , EBEDİYYEN CEHENNEM e Atacağı Gibi ... Anlayabiliyor mu su nuz ...? Var mı Hiç Bir Adaletsizlik ...? Var mı Hiç Bir Merhametsizlik ...? Saygılarımızla. Doğan Gülbudak Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Şimdi Siz Bu Durumda Ne Yapmalısınız ...?Eğer Bu Haylaz Çocuğa, Bir Şekilde, Ceza Verirseniz, Ya da Evinizden Kovar, Uzaklaştırırsanız, Bu Sizin Çok Gaddar Bir İnsan Olduğunuzu mu Gösterir...? Ne Yani ; Ödüllendirince Çok İyi, Cezalandırınca Çok Kötü, Öylemi ...? Hayır, Hayır. Ödül de Ceza da Gereklidir. İkiside Gereğince Uygulanmalıdır. Tıpkı Yaratıcı nın , Kendi Mülkünde, Kendi Belirlediği Kurallara UYAN Kullarını ÖDÜLLENDİRECEĞİ Gibi , Tıpkı Yaratıcı nın , Kendi Mülkünde, Kendi Belirlediği Kurallara UYMAYAN Kullarını CEZALANDIRACAĞI Gibi , Tıpkı Yaratıcı nın , Kendi Mülkünde, Kendi Belirlediği Kurallara UYMAYAN, ve Kendi Yaratıcılığını da İNKAR EDEN, TANIMAYAN Kullarını , EBEDİYYEN CEHENNEM e Atacağı Gibi ... Anlayabiliyor mu su nuz ...? Var mı Hiç Bir Adaletsizlik ...? Var mı Hiç Bir Merhametsizlik ...? Berbat bir örnek. Said Nursi örnekleri gibi sığ ve tek üfleme ile yıkılacak cinsten. * "Herşeyi Allah yarattı" iddiasındaki bir kişi, bir adamın kendi çocuğu ile başkasının çocuğunu karşılaştırmaz. Kendi iki çocuğunu karşılaştırır. Evi-barkı dağıtan, herşeyi kırıp döken çocuklar genelde ailelerin şımarttığı, yani torpilli sevgi gösterdikleri çocuklardır. Yukarıdaki örenği veren kişinin, bütün ateistlerin, agnostistlerin, dinsizlerin ev-bark yıktıklarını, herşeye zarar verdiklerini, buna karşın inançlıların cici insanlar olduklarını ispatlaması gerek. * Örnek şöyle verilir: Bir ebeveynin 4 çocuğu var. Çocuğun ikisi (Ayşe ve Abuzittin) anne ve babalarına sürekli onları sevdiklerini söylüyorlar. Diğer ikisi bunu (Barış ve Temuçin) hiç söylemiyor. Annesine-babasına sevgisini ifade eden (Ayşe) ve etmeyen (Barış) iki çocuk, derslerine çalışıyorlar, annelerine-babalarına yardım ediyorlar, tabağı çanağı kırmıyorlar, evdeki büyükanneye ihtiyaçlarını sorup yardımcı oluyorlar, bağırıp-çağırıp herkesi rahatsız etmiyorlar. Diğer ikisi (Abuzittin ve Temuçin) derslerine çalışmıyorlar, tabağı, çanağı kırıyorlar, musluğu açıp evin su basmasına neden oluyorlar, televizyonu kırıyorlar, evdeki büyükanneye eşek şakası yapıyorlar, tekme atıyorlar. Anne ve baba, çocuklarını severken, onların "seni seviyorum anne, seni seviyorum baba" demesine mi bakarlar, yoksa onların eylemlerine mi bakarlar? Anne-baba, "bu ikisi bizi çok seviyor" diye, Ayşe ve Abuzittin'i mi severler, yoksa, anne-baba "Ayşe ve Barış, ne kadar iyi çocuklar, hiçbir kötü tarafları yok diye, bu ikisini mi sever? Sevgi nedir? Sevgi boş sözler midir? Sevgi boş sözler değildir. Sevgi emektir. Sevgi iyiliktir. Saygılar. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ i'tezele Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Berbat bir örnek.Said Nursi örnekleri gibi sığ ve tek üfleme ile yıkılacak cinsten. * "Herşeyi Allah yarattı" iddiasındaki bir kişi, bir adamın kendi çocuğu ile başkasının çocuğunu karşılaştırmaz. Kendi iki çocuğunu karşılaştırır. Evi-barkı dağıtan, herşeyi kırıp döken çocuklar genelde ailelerin şımarttığı, yani torpilli sevgi gösterdikleri çocuklardır. Yukarıdaki örenği veren kişinin, bütün ateistlerin, agnostistlerin, dinsizlerin ev-bark yıktıklarını, herşeye zarar verdiklerini, buna karşın inançlıların cici insanlar olduklarını ispatlaması gerek. * Örnek şöyle verilir: Bir ebeveynin 4 çocuğu var. Çocuğun ikisi (Ayşe ve Abuzittin) anne ve babalarına sürekli onları sevdiklerini söylüyorlar. Diğer ikisi bunu (Barış ve Temuçin) hiç söylemiyor. Annesine-babasına sevgisini ifade eden (Ayşe) ve etmeyen (Barış) iki çocuk, derslerine çalışıyorlar, annelerine-babalarına yardım ediyorlar, tabağı çanağı kırmıyorlar, evdeki büyükanneye ihtiyaçlarını sorup yardımcı oluyorlar, bağırıp-çağırıp herkesi rahatsız etmiyorlar. Diğer ikisi (Abuzittin ve Temuçin) derslerine çalışmıyorlar, tabağı, çanağı kırıyorlar, musluğu açıp evin su basmasına neden oluyorlar, televizyonu kırıyorlar, evdeki büyükanneye eşek şakası yapıyorlar, tekme atıyorlar. Anne ve baba, çocuklarını severken, onların "seni seviyorum anne, seni seviyorum baba" demesine mi bakarlar, yoksa onların eylemlerine mi bakarlar? Anne-baba, "bu ikisi bizi çok seviyor" diye, Ayşe ve Abuzittin'i mi severler, yoksa, anne-baba "Ayşe ve Barış, ne kadar iyi çocuklar, hiçbir kötü tarafları yok diye, bu ikisini mi sever? Sevgi nedir? Sevgi boş sözler midir? Sevgi boş sözler değildir. Sevgi emektir. Sevgi iyiliktir. Saygılar. Sn. brainslapper siz iç su içtiniz mi? Şeftali yediniz mi? Denize bakıp nefes aldınız mı? Evet, sevgi emektir. İyi söylemiş Aytmatov. Saygılar Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Sevgili Dostlar ; Neler Tartışılıyor Yine Burada ? Konu Öyle Bir Karışmış ki, İçine Dahil Edilmeyen Birşey Kalmamış Neredeyse. Herneyse, Ben Kimseyi Karşıma Almadan, Yalnızca Malumun İlan ı Nev in den Bildiklerimi Paylaşmak İstiyorum ; . . Arkadaşlar arkadaşlar arkadaşlar... Hala yanlış yerden bakıyoruz, inanamıyorum... Bırakın "Çocuk Eğitimi"ni bir kenarıya, Artık "Suç-Ceza" sistemlerinin bile "Islah"a yöneldiği daha doğrusu yönelmesi gerektiği bir dönemde yaşıyoruz. "Islah" ise "Ceza" mıdır? Tabii ki değildir... İnsan düşünebilen, eylemlerini uygulayabilen ya da erteleyebilen bir varlık. Klasik koşullanmanın etkisinde hayvanların kaldığı gibi bir etkide kalmıyoruz. Çocuk bir hata yaptığında ceza yerine, o çocuğun "Eğitilebilir" olduğu düşünülerek "Eğitim" veriliyor. Evi dağıtan bir çocuk elbette ki eğitilebilir. Fakat bu çocuğun öğrenebildiği Toplumsal Kurallarla da ilgili bir olaydır. Ve emin olun, kendi akrabalarımdan biliyorum Evinizi fütursuzca dağıtan bir çocuğu evinizden uzaklaştırdığınızda Çocuğun tek öğrendiği şey "O eve bir daha gitmemek" oluyor... Yani o evi dağıtmamak yerine, o eve gitmemeyi öğreniyor ve başka bir eve gittiğinde aynı davranışı tekrar sergiliyor. Oysa o çocuk eğitilebilirdir ve nihayetinde Türk-İslam anlayışının kimi zaman salık verdiği ya da verdiğini düşündüğüm şey, "Tanrı Misafiri" kavramıdır ve evden kimsenin kovulmasına müsaade etmeyecek kadar medeni bir anlayıştır... Kaldı ki eve gelen bir haylazı kovdursun! Eğitim şart! Çocuk Eğitiminde, İslam Tarihinde iki kişinin çağları aştığını düşünürüm. Mevlana ile Yunus Emre, farkedebildiğim kadarıyla çocuk eğitiminde "Çocuğu Dövmemeyi" öğütleyen yalnız iki kişidir. Herneyse... Asıl söylemek istediğim: İşlenen suçun yarattığı maduriyeti gidermeye ve suçluya haddini bildirmeye dayalı Suç ve Ceza bağıntısı artık insanlık dışı bir anlayıştır. Çocuğu evden kovduğunuzda, uğradığınız mağduriyeti engellemek ve çocuğu ıslah etmekten çok haddini bildirmeye yöneliktir. Oysa artık insanlık "Haddini Bildirmek"ten çok Eğitmeye ve Islah etmeye, kişilerin işledikleri suç karşısında sorumluluk hissine sahip olmalarını sağlayacak sistemlere yönelmelidir. Değilse, birisini öldüren bir insanı asmanın ne ölüye, ne öldürülene, ne de daha sonra bu eylemin tekrarlanıp tekrarlanmayacağına dair hiçbir yenilik ve değişiklik getirmeyeceği belli olan bu uygulamaya zerre kadar yararı yoktur. Dolayısı ile "Dünya-Ahiret" bağlamında da "Sonsuz Ceza" anlayışı bile İnsanlığın zihinsel ve kültürel gelişiminin çok çok gerisindeki bir anlayıştır. Ölmüş bir insanın sonsuza kadar acı çektirilmesi bir "Ceza" yöntemi değil, Aksine "Cezalandırma" düşüncesi ile alakası olmayacak bir şekilde Bir "Öç Alma", bir "İşkence", bir "Haz Duygusu Tatmini/Sadizm" yöntemidir. "Ceza" uygulaması "Uslandırmaya" yönelik bir uygulamadır. Yani birisi bir suç işler, Bu suçun getirisi olarak o kişiye, bu suçu bir daha işlememesini sağlayacak yaptırımlar, koşullamalar uygulanır, Ve kişi bu uygulamalar sonunda, o suçu tekrar işlemeyecek şekilde normal hayatına geri döner. Oysa Cehennem bir "Ceza Yeri" değildir. Çünkü eğer bir ceza yeri olsaydı, cezalandırılan kimselerin "Islah Edilmeleri" ön planda olurdu ve bunun sonunda da kişi ıslah olabilecek kadar cezayı çektikten sonra istisnasız olarak Cennete gönderilir ya da normal dünya hayatına geri gönderilirdi. "Cehennem"e benzer uygulamalar Ortaçağda sıkça görülmüştür. Ve bunlar kesinlikle "Ceza" olarak nitelenemez. Şöyle düşünün: BreaveHeart/Cesur Yürek filminde William Vallace, Kırala isyan ettiği için ölene dek bazı uygulamalara maruz kalıyor Ve sonunda öldürülüyor. Bu uygulamalar sonunda Vallace herhangi birşey öğrenmiş olmuyor. Çünkü artık öğrenebildiklerini uygulayabileceği bir yaşama sahip değil... O yüzden o ölene kadar ona yapılanlar Ceza değil, İşkencedir. Fakat eğer Vallace öldürülmeseydi ve ne kadar işkence olursa olsun hayatta bırakılsa ve normal yaşamına devam ettirilseydi, İşte o zaman Vallace'e uygulananlar ne kadar katı ve insanlık dışı olsa da bir "Ceza"dan bahsedebilirdik. Çünkü Vallace yaşadığı o işkencelerden bir ders çıkarabilecek ve uygulayabilecek bir yaşama devam etmektedir. Sistemin gerektirdiği şekilde ıslah olmuştur. Oysa Cehennem anlayışında Islah etmek yoktur. Sonsuza kadar işkence edilmesi durumu vardır. O yüzden inançlı arkadaşların "Öteki tarafta ceza çekeceksiniz" lafları birer mantıksızlık ibaresi olarak karşımızda yükseliyor... Zira bunu söyleyebilecek bir birey, Henüz "Suç" "Islah" ve "Ceza" kavramlarından zerre kadar anlamıyor demektir... Eğer "Cehennem" anlayışı, inansın ya da inanmasın her insan için sonunda Cennet'e götüren ya da Tanrı'ya ulaştıran bir sistem olarak düşünülür ve tasvir edilirse işte ancak o zaman bir "Cezalandırma"dan yani ıslah olunan ve ders alınan bir sistemden söz edilebilir. Fakat bildiğim kadarıyla insanlar Cehennemde sonsuza kadar kalacaklar! Şu halde Cehennem bir Islah Hane/CezaEvi değil İşkenceHanedir... Ortaçağda kimi suçlular ölüm cezası!na çarptırılmazlar Ancak ölene kadar taştan zindanlara hapsedilirlerdi. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 O Haylaz İse ; ''Ben Kuralları Umursamam, Baba nı İse Hiç Tanımam, O da Kim miş'' Der. Şimdi Siz Bu Durumda Ne Yapmalısınız ...? Eğer Bu Haylaz Çocuğa, Bir Şekilde, Ceza Verirseniz, Ya da Evinizden Kovar, Uzaklaştırırsanız, Bu Sizin Çok Gaddar Bir İnsan Olduğunuzu mu Gösterir...? Doğan Bey, Bir anne-baba, çocuklarını karşılarına dizer ve şunu der mi? Evlatlarım!!! Sizi neden yaptık biliyormusunuz?! Sizi yaptık, çünkü bizi sevmenizi istiyoruz. Sizi yaptık çünkü "annen-babam ne kadar yüce kişilermiş" demeniz için yaptık. Minnettarlığınızı hergün gelp bana söyleyesiniz diye yaptık. Eğer bize teşekkür etmeyen, sevdiğini sötylemeyen olursa, onu önce hapsedeceğiz bir odaya. Sonara başından kaynar su dökeceğiz. Kızgız demirlerle işkence edeceğiz. Bu arada irin yedireceğiz sadece. Sonra microdalga seansı var. Ölürümde kurtulurum diye aklınıza gelmesin ha. Bir doktor ordusu bekliyor, sizin canlı kalmanızı sağlayacak. Öyle hemen ölüp kurtulmak yok. Hayatta kalmanız sağlanıp, işkence sürdürülecek. Fırına atacağız. Mangala atacağız. Bizi seveceksiniz! Sizi yapmamızın nedeni bu!!! Saygılar. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ birvarmışhiçyokmuş Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Temmuz , 2008 Doğan Bey, Bir anne-baba, çocuklarını karşılarına dizer ve şunu der mi? Evlatlarım!!! Sizi neden yaptık biliyormusunuz?! Sizi yaptık, çünkü bizi sevmenizi istiyoruz. Sizi yaptık çünkü "annen-babam ne kadar yüce kişilermiş" demeniz için yaptık. Minnettarlığınızı hergün gelp bana söyleyesiniz diye yaptık. Eğer bize teşekkür etmeyen, sevdiğini sötylemeyen olursa, onu önce hapsedeceğiz bir odaya. Sonara başından kaynar su dökeceğiz. Kızgız demirlerle işkence edeceğiz. Bu arada irin yedireceğiz sadece. Sonra microdalga seansı var. Ölürümde kurtulurum diye aklınıza gelmesin ha. Bir doktor ordusu bekliyor, sizin canlı kalmanızı sağlayacak. Öyle hemen ölüp kurtulmak yok. Hayatta kalmanız sağlanıp, işkence sürdürülecek. Fırına atacağız. Mangala atacağız. Bizi seveceksiniz! Sizi yapmamızın nedeni bu!!! Saygılar. Sevgili BrainSlapper ; Sormuş Olduğunuz Sorunun Muhatabı Biz yada Herhangi Bir Mümin Olamaz ; Siz Diyorsunuz ki ; Doğan Bey, Bir anne-baba, çocuklarını karşılarına dizer ve şunu der mi? Evlatlarım!!! Sizi neden yaptık biliyormusunuz?! Alıntı BrainSlapper ''Anne Babanın Çocuk Yapması'' Tabiri Sizin Kendinize Yalıştırdığınız Bir İfadedir. Bizim İçin Kullanılamaz. Bizi Anne Babamız Yapmamıştır. Bizi Rahman ve Rahim Olan ALLAH Yaratmıştır. Biz Mal Değiliz ki, Yapılalım. Biz Yaratılmış İnsanlarız. Yani Bizim Anne Babamız, Kesinlikle Bize ; ''Biz Sizi Şu Sebeple'' Yaptık Demezler. Bu Ne Talihsiz Bir Cümledir Böyle. Kendimi Hiç Birilerinin Yapıtı Olarak Düşünemiyorum ; Çünki Ben Cenab ı Hakk ın Yapıtıyım, O'nun Eseriyim, O'nun Sanatıyım. Anne Babamız Bizleri, ALLAH ın Emaneti Olarak Görürler. Öylece Severler. Biz Onlar İçin Rabbinden Bir Hediyeyiz. Anladınız mı ...? ************ Biz ALLAH ın Kullarıyız. Bununla Gurur Duyuyoruz. Siz İse Anne Babanız Yapıtı Olduğunuza İnanıyorsunuz. Bu Sizin Seçiminiz. Bizi Bağlamaz, Hiç İlgilendirmez. Saygılarımla. Doğan Gülbudak Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.