İdam Cezası

[Φ raif bostan]

Bak işte, kaç keredir söylüyorum. İnsan illa çelişki yakalayacağım diye odaklanırsa artık her baktığında çelişki halisünasyonları görmeye başlar. Artık en düz bir cümleyi bile anlayamaz hale gelir.

.

.

.

bir doktorun karar ve insiyatifiyle gerçekleştirilir, kimse de serbest olduğu için doktora tek başına nasıl karar verdin diye soramaz.

çocuğun alınması insan haklarının içine girer yani hukukun işidir.çocukta bir insandır ve onu aldırmak onu öldürmek demektir işte bu yüzden çocuk aldırmanın kuralları vardır mesela normal insan silüeti oluşmuş bir çocuğu aldırmak cinayettir çünkü o insan olmuş demektir.

[Φ Canraşit]

Yani bu öyle serbest bırakılacak, her doktorun kendi insiyatifiyle, tek başına karar verip yapacağı bir operasyon değildir, tümüyle serbest bırakılmaması doğru olur diyorum.

İyi de kim demiş ki bunun tersini efendim ?

 

Bana cevap vermiyorsanız, olmayan bir iddiaya karşı mı muhalefet ettiniz yani ? Nerede serbest bırakılmış kürtaj ?

 

Yani; şu cümlemi :

 

ABD..birçok eyaletinde dini sebeplerle kürtajın yasaklandığı garip bir ülke.

okuyup tersini savunduğumu düşünmek için, ne tür bir halisülasyon içinde olmak gerekir ki ?

 

Yoksa burada anlattığınız tipten mi :

 

"Düz mantık" yürütmek insanı çok büyük yanılgılara sürükler. Birbirini eleştiren fikir akımlarının her konuda birbirinin tam tersi görüş savunduklarını, birinin ak dediğine öbürünün kara diyeceğine inanmak gibi. Böyle bir mantık yürütüldüğünde, biri bir şey mi demiş, ha, öbürü bunun tam tersini söylemiştir diye bir sonucu, hiç ne dediğine bakmadan çıkarsamak gibi büyük bir yanılgıya düşülür.

 

"A,B,C milletleri yoktur" denmesini eleştiren biri, otomatik biçimde "A,B,C milletleri vardır" demiş olur, bu düz mantığa göre!

 

Halbuki durmuş bir saat bile günde iki kez doğru gösterir!

 

Temel'e bir yarışmada "düz mantık" adlı bir kitap hediye edilmiş. Temel pek okumaya zaman ayırma yanlısı olmadığından kestirmeden gitmek istemiş: "Nedur habu duz mantuk, ne anlatiyur?" demiş. Açıklamışlar: "Örneğin senin evde akvaryumun varsa, hayvanları seviyorsundur. Hayvanları seven, insanları da sever. İnsanları seven, kadınları da sever, Kadınları seven homoseksüel olmaz."

 

"Anladum" deyip çıkmış Temel. Yolda Dursun'a raslamış: "Ula Dursun, senun evunde akvaryum var midur?" diye sormuş. Dursun "Yooo" demiş.

 

"O zaman sen ...!"

 

 

Saygılar sunarım.

[Misafir demirefe]

Ben ne kimse bir şeyin tersini söyledi dedim, ne kimseye muhalefet ettim, ne bir şey okuyup tersini savunduğunu zannettim!

 

Ben bir cümleye, bir kişiye filan yanıt yazmadım, kaç kere söylemeliyim?

 

Kürtajın serbest bırakılmasının ne anlama geldiğini belirttim, o kadar.

 

Kürtajın yasaklanmış olması öyle bir kalemde sudan sebeplere, bağnazlığa filan bağlanıp geçilecek bir konu değildir. Ciddi bir konudur ve tartışmalıdır. Üzerinde her zaman tartışma olacaktır. İdam da böyledir. Elbette çok ciddi sakıncaları olma potansiyeli taşıyan bir konu. İktidarı korumak için bir zulme dönüşebilir, baskı aracı haline getirilebilir...

 

Ben koşullardan bağımsız olarak idam cezasını tartışıyorum, nasıl bir adalet sisteminde uygulanabilir, o ayrı konu. Söylemiş olduğum gibi bu hükümetten, bu meclisten böyle bir talebim yok.

[Φ Canraşit]

Öyle durup dururken aklınıza geldi demek

 

 

 

Saygılar sunarım.

[Misafir demirefe]

Ben ne Amerika'da kürtajın yasaklanması hayır dini nedenle değildir, nedeni başkadır demişim, ne kendim kürtajın doğru olmadığını dini nedene dayandırmışım, hatta kürtaj asla, hiç bir koşulda doğru değildir de dememişim, ne parasında yok hayır tanrı geçmez demişim, ne de garip bir ülke filan değildir demişim.

Demiş olsam amenna!

[Φ Canraşit]

Efendim, madem Temel dedik, bir fıkra daha :

 

Temel, Tursuna;

 

'' Ula uşağum ben politikacı olacağum '' demiş.

 

Bunun üzerine Tursun, Temele bakıp şaşırarak;

 

'' Sen deli misun ki politikacı olacaksun da...'' deyince,

 

Temel, Tursun'a dönerek;

 

'' Şart midur ?? '' demiş.

 

 

 

Saygılar sunarım.

[Misafir £vrensel]

Siz demediniz ancak:

Yani alkollü olarak 180 km hızla ters şeritte de gitsen ceza olmasın ha?

 

 

Çok abartılmış, çok seyrek karşılaşılabilecek bir olay. Böyle bir olayı gerçekleştirecek failin bilinç ve ruh durumu zaten normal değildir. Daha önce ciddi olarak yapılacak testler sonucu ehliyet alma aşamasına geleceğini sanmıyorum.

 

Haydi geldi diyelim;

 

Burada, can yakıcı, onur kırıcı, aşağılayıcı, hürriyetten yoksun bırakıcı cezalar olmasın demeliydim. Cezalar konusunda tecrübeli ebeveyinler çocuğuna nasıl davranırsa, devlette, yargıda halkına o şekilde davranmalıdır.

 

Can yakıcı, onur kırıcı, aşağılayıcı, hürriyetten yoksun bırakıcı cezalardan öte, eğitimle ve bu eğitimin sonuçları alınıncaya kadar (tüm tıbbi ve psikolojik testlerden geçirilerek) kişinin ehil yetkilerine el konulabilir. Alınacak önlemler içerisinde, bir kaç seneye varacak deneme ehliyetlerinin verilmesi fikrini çok olumlu bulmuştum. Daha alınacak bir çok bilimsel önlemler var sırada.

 

Asıl önemli olan ise, bu olayı gerçekleştiren failin yoz kültürden etkilenmiş, şekillenmiş olması. Yoz yaşam, nasıl kafa çekip jiletle kendini doğrayan arabesk kişilik çıkartıyorsa, bu tip failleri çıkartması da pek olasıdır.

 

Yani önce bataklıklar kurutulmalı. Her konuda eğitime önem verilerek, karşıtı olan can yakıcı, aşağılayıcı cezalar kaldırılmalıdır. Bu tür cezalar bireyin ruh yapısını olumsuz yönde etkilemektedir. Tekrarlayayım zira çok önemli; devlet ana veya baba her neyse, halkına öz çocuğu gibi davranmalıdır. Hem eğitim konusunda, hem cezai konularda..

[Misafir demirefe]

Suçu önleyici çalışmalara itiraz eden yok, olacağını da hiç sanmıyorum.

 

Tedavi edici hekimlik ve hastalıkları önleyici hekimlik olduğu gibi, hukukun da iki önemli görevi vardır. Suçu önlemek ve cezalandırmak.

 

Silahlı kuvvetler de öyledir. Saldırıyı önlemek ve savunmak.

 

Her konuda önleyicilik esastır. Ama önlenemediğinde o kurum süs değildir, çalışır, görevini yapar. Korkuluk değildir.

[Misafir £vrensel]

Suçu önleyici çalışmalara itiraz eden yok, olacağını da hiç sanmıyorum.

 

Tedavi edici hekimlik ve hastalıkları önleyici hekimlik olduğu gibi, hukukun da iki önemli görevi vardır. Suçu önlemek ve cezalandırmak.

 

Silahlı kuvvetler de öyledir. Saldırıyı önlemek ve savunmak.

 

Her konuda önleyicilik esastır. Ama önlenemediğinde o kurum süs değildir, çalışır, görevini yapar. Korkuluk değildir.

 

Demek ki buradan farklı kültürler yaşam tarzlarını özlemlediğimiz ortaya çıkıyor. Ben, yargının aşağılayıcı, can yakıcı bir kurum olmasını kabullenemiyorum. Yargı, 'devletana'nın bir kurumudur unutmayalım. Yargılasın ve bireyin o konuda ehil olmadığına, eğitilmesine karar versin. En doğru görev budur.

 

Silahlı kuvvetlere hiç değinmeyeceğim. Böyle bir teşkilatın olmasına hiç tahammül edemiyorum. Açıkça insan öldürme teşkilatı.

 

Önleyicilik esas ve süs olmaması gerekiyorsa, eğitim görevini üslenmeli. Eğitimden başka alternatif göremiyorum. Hiç kimsenin, hiç bir kurumun insanlara can yakıcı, aşağılayıcı yaptırım yetkisi olmamalı.

[Φ y.yılmaz]

Açıkça insan öldürme teşkilatı.

 

 

Ben askerlik yaptım ama hiç de insan öldürme sanatı edindiğimi söyleyemem. Orada haberleşmeden sağlık hizmetlerine, selden depreme, yangından trafik kazasına her türlü olaya müdahale edebilmek için de eğitim veriyorlar. Şunu da belirteyim, o adam öldürme sanatçıları 1999 depreminde ne kadar hayat kurtardılar ben gözlerimle gördüm, Allah bir daha göstermesin.

[Misafir movsar]

İslam Kısasa KISASTIR ,işte bu yüzden Hakim zihniyet Solcu kemalistlerin işine hiç mi hiç gelmez...Avukatların işine gelmez çünkü Avukat Parası olan Katili bile PARA ,Çıkar uğruna SAVUNUR..

[Misafir £vrensel]

Ben askerlik yaptım ama hiç de insan öldürme sanatı edindiğimi söyleyemem. Orada haberleşmeden sağlık hizmetlerine, selden depreme, yangından trafik kazasına her türlü olaya müdahale edebilmek için de eğitim veriyorlar. Şunu da belirteyim, o adam öldürme sanatçıları 1999 depreminde ne kadar hayat kurtardılar ben gözlerimle gördüm, Allah bir daha göstermesin.

 

Dağ veya şehir gerillaları o dediğin daldaki eğitimleri daha fazlasıyla alıyorlar. Ama ne varki gerillacılık savaşma teşkilatı. Birisi devlet teşkilatı diğerisi örgütsel. Branş eğitimleri yarım yamalak olmaz. Az bilen ya candan ya da maldan eder demişler. Ediyorlar da üstelik. Depremde sağolsunlar hayat kurtardılar ama bir emirle, sadece enkaz kaldırarak. Emir olmadan yapamazlar. Bunu insani vicdan taşıyan asker veya sivil herkes yaptı. Asker emir kuludur ne dersen onu yapar.

 

Bakma sen Demirefen'in "askerlik saldırıyı önleme ve savunma görevidir" dediğine. Böyle olsa idi tarihte hiç savaşlar olmazdı. Bu konu dışı. Askerlik konusu açıldığında ayrıntılarına değiniriz.

[Misafir demirefe]

Ben burada "Ütopistan Federe Cumhuriyetler Birliği"ni!!! tartıştığımızı bilmiyordum!

 

Bunu bilseydim, üüü, ne ütopyalarım var neler... İdamın filan adı bile geçmezdi bu ütopyalarda...

 

Tabii sloganlarla, etiketlemeler, yaftalamalarla ve kategorizelerle tartışılamayacağı için bu tür tutumlara değinmiyorum bile...

[Misafir £vrensel]

Ben burada "Ütopistan Federe Cumhuriyetler Birliği"ni!!! tartıştığımızı bilmiyordum!

 

Eee, tabi gelenekçiliğin, dogmacılığın ve tabuların izin vermediği beyinler, bu tip her tutuculuğu yıkacak insani önermeler geldiğinde buna ütopya demişlerdir. Bunun en belirgin örneği orta çağda kölecilikti. Köleciliğin kalkması o kadar ütopyaydı ki, dinlerde "hiç köle ile hür bir olurmu olarak tanımlanıyor", sosyal yaşamda ise değişik kıtalarda yüzlerce süren savaşlar yapılıyordu.

 

Dogmaları, tabuları yıkmak dağları yıkmaktan daha zordur. "Ben bilmez ulema bilir, otorite bilir" zihniyetleri için idamda olacak, kan davası da.. Askerlerde olacak, savaşlar hiç durmayacak ki, emperyalizim bir kaç yüz yıl daha devam etsin. Sömürücüler palazlansın liboşlarda onlara çanak tutsun.

[Φ y.yılmaz]

Depremde sağolsunlar hayat kurtardılar ama bir emirle, sadece enkaz kaldırarak. Emir olmadan yapamazlar. Bunu insani vicdan taşıyan asker veya sivil herkes yaptı. Asker emir kuludur ne dersen onu yapar.

 

 

Emirle veya kendi isteğiyle, yaptı mı yaptı, enkaz kaldırarak veya yağmayı önlemek için yıkıntıların başında bekleyerek. Tüm bunları yaptığına göre askeri sadece ölüm teşkilatı olarak göstermenin ne kadar adil olduğunu okuyanlar değerlendirir.

[Φ raif bostan]

asker temel görevi nedir düşman olarak görülen kişilere karşı silahlanmak oysaki kimseyi düşman olarak görmeye gerek yoktur adalet sadece kendi hakkını değil tüm insanlığın hakkını gözetmektir yani ayrımcılık yapmamak kimseyi düşman yada öteki olarak görmemek gerek onu için başkalarını öteki görüp silahlanmak ve bir ordu kurmak doğru değildir ha ordu boş yere duracağına enkazlarda kullanılmış olabilir ama bu onun doğru bişiy olduğunu göstermez.

[Φ Canraşit]

Çok abartılmış, çok seyrek karşılaşılabilecek bir olay. Böyle bir olayı gerçekleştirecek failin bilinç ve ruh durumu zaten normal değildir. Daha önce ciddi olarak yapılacak testler sonucu ehliyet alma aşamasına geleceğini sanmıyorum.

 

Haydi geldi diyelim;

 

Burada, can yakıcı, onur kırıcı, aşağılayıcı, hürriyetten yoksun bırakıcı cezalar olmasın demeliydim. Cezalar konusunda tecrübeli ebeveyinler çocuğuna nasıl davranırsa, devlette, yargıda halkına o şekilde davranmalıdır.

 

Can yakıcı, onur kırıcı, aşağılayıcı, hürriyetten yoksun bırakıcı cezalardan öte, eğitimle ve bu eğitimin sonuçları alınıncaya kadar (tüm tıbbi ve psikolojik testlerden geçirilerek) kişinin ehil yetkilerine el konulabilir. Alınacak önlemler içerisinde, bir kaç seneye varacak deneme ehliyetlerinin verilmesi fikrini çok olumlu bulmuştum. Daha alınacak bir çok bilimsel önlemler var sırada.

 

Asıl önemli olan ise, bu olayı gerçekleştiren failin yoz kültürden etkilenmiş, şekillenmiş olması. Yoz yaşam, nasıl kafa çekip jiletle kendini doğrayan arabesk kişilik çıkartıyorsa, bu tip failleri çıkartması da pek olasıdır.

 

Yani önce bataklıklar kurutulmalı. Her konuda eğitime önem verilerek, karşıtı olan can yakıcı, aşağılayıcı cezalar kaldırılmalıdır. Bu tür cezalar bireyin ruh yapısını olumsuz yönde etkilemektedir. Tekrarlayayım zira çok önemli; devlet ana veya baba her neyse, halkına öz çocuğu gibi davranmalıdır. Hem eğitim konusunda, hem cezai konularda..

Efendim, ne kadar eğitirseniz eğitin '' Antisosyal Kişilik Bozukluğu '' olan bir şahısta, vicdan yani '' süper ego '' hiç bir zaman gelişmez. Bu gibi kişileri, ister arabesk kütürüne ait olsun ister punk kültürüne, suç işlemeden alıkoymanın korkudan yararlanmaktan başka yolu yoktur. Sevgi, anlayış sökmez bu tiplere. Devlet '' affedici, anlayışlı, hoşgörülü ana '' değil '' kural koyucu, cezalandırıcı baba '' rolü oynamaya mecbur kalır. Bu cezalar insanlık dışı olamaz o ayrı konu.

 

 

 

Saygılar sunarım.

[Φ politika]

Idam gibi Hadim etme cezasida insan haklarina aykiridir.Bu gibi cezalara basvurmadan önce,bazi arkadaslarin da degindigi gibi konularin temeline inmek ve sorunu bu temele göre cözmek gerekir.

 

Hadim cezasi Avrupa örnek göterilerek yasalastirilmak isteniyor.Avrupa'da, hadim etmek, öyle sanildigi gibi kolay olmuyor.Hadim etme cezasi hem her ülkede yoktur,olanlarda da ayni sucun tekrar tekrar islenmesi ve alternatif rehabilitasyon cabalarinin sonucsuz kaldigi durumlarda uygulaniyor.

 

Avrupa'da cinswl istismar suclarina verilen en yüksek hapis cezasinin yanisira hapiste oldugu sürede tibbi imkanlar kullanilarak suclu tedavi edilmeye calisiliyor.Özellikle Almanya'da kisa bir süre önce, hapis cezasi sona erenlerin eger toplum icersinde topluma zarar verebilecegi kesin gözüyle bakilanlarin toplumdan ebedi olarak tecrit edilmesini öngören bir karar alinmistir.Yani kisinin hadim edilmeden toplumdan tecrit edilmeside sonucta cok önemli bir cezadir.

 

Kisasa kisas olayina gelince,zihinleri hala 1400 yil öncesinde kalanlarin bugünlere adapte olabilmeleri mümkün degildir.

 

saygilarla

[Φ Canraşit]

Depremde sağolsunlar hayat kurtardılar ama bir emirle, sadece enkaz kaldırarak. Emir olmadan yapamazlar. Bunu insani vicdan taşıyan asker veya sivil herkes yaptı. Asker emir kuludur ne dersen onu yapar.

Sayın y.yılmaz, asker derken tek bir '' er ''den değil, kurumsal olarak '' asker ''den yani, TSK'dan bahsetmiş efendim.

 

Devletler de insanlar gibidir. Ve dünya da, tarihten beri, otoritenin olmadığı '' vahşi batı '' gibidir... Yani, silah taşımazsanız vurulursunuz.

 

Dünya birleşip, tek bir otorite altında yaşamadıkça, askerlik hakkında söyledikleriniz maalesef ütopik kalacaktır.

 

 

 

Saygılar sunarım.

[Φ Canraşit]

İslam Kısasa KISASTIR ,işte bu yüzden Hakim zihniyet Solcu kemalistlerin işine hiç mi hiç gelmez...Avukatların işine gelmez çünkü Avukat Parası olan Katili bile PARA ,Çıkar uğruna SAVUNUR..

Bütün Avrupa, ABD İslama, müslümanlara düşman, siz hala zamanında müslümanları onlardan kurtaran Solcularla, Kemalistlerle savaşın.

 

Sizi, yapmadığınız bir hırsızlık suçuyla suçlasalar ve kendinizi savunmada yetersiz kaldığınız, masumiyetinizi ispatlayamadığınız için suç sabit görülüp eliniz kesilse, bunu kabullenebilecek misiniz ? Şeriatın kestiği parmak acımaz diyebilecek misiniz ?

 

'' Suimisal misal olmaz ''

 

 

 

Saygılar sunarım.

[Misafir £vrensel]

Dünya birleşip, tek bir otorite altında yaşamadıkça, askerlik hakkında söyledikleriniz maalesef ütopik kalacaktır.

Saygılar sunarım.

 

Hımm öylemi? Böyle bir otorite örneği aklınızda varmı? Öğrenmek isterdim.

 

"Tek bir otorite altında yaşamak" yerine, bilimin yada evrensel genel doğruların yol göstericiliğine ne dersin? Bu da mı ütopik oldu yoksa?

 

asker temel görevi nedir düşman olarak görülen kişilere karşı silahlanmak oysaki kimseyi düşman olarak görmeye gerek yoktur adalet sadece kendi hakkını değil tüm insanlığın hakkını gözetmektir yani ayrımcılık yapmamak kimseyi düşman yada öteki olarak görmemek gerek onu için başkalarını öteki görüp silahlanmak ve bir ordu kurmak doğru değildir ha ordu boş yere duracağına enkazlarda kullanılmış olabilir ama bu onun doğru bişiy olduğunu göstermez.

 

Ortaçağ dogmacılar bu yazını gördülerse eğer, sen de mutlaka ütopyacı damgasını yemişsindir.

[Φ Canraşit]

Hımm öylemi? Böyle bir otorite örneği aklınızda varmı? Öğrenmek isterdim.

Devlet. Dünya devleti. Ve elbette bilimin ışığında evrensel doğruların kabul edildiği bir dünya devleti. Otorite denilince aklınıza diktatör falan mı geliyor yoksa ?

 

Ama kadar septik olmaya gerek var mı ?

 

Tartışma yapmak için yanlış bir yöntem bu.

 

Ve, başkalarını hemen suçlamak yerine, kavramları ve doğru akıl yürütme kurallarını öğrenmek, dogmacı-bilimselci ayrımını yapmak açısından çok önemlidir. Yoksa, kendisi farkına varamasa da, dogmacı sınıfına dahil olabilir insan.

 

 

 

Saygılar sunarım.

[Misafir demirefe]

Tarihte ve modern dünyada "Saldıray" ların olması, senin "Yıldıray" olmana zarar vermez. Tersine, niye zarar versin, kötü örnek tersinin yapılmasını öğrettiği için yararlı olduğu gibi, uyarıcı, ikaz edicidir. Dünyada emperyal güçler olması, senin uyanık olman gerektiği anlamına gelir. Ceylan soyu, peşinde aslan olmasa böyle çevik, böyle zarif, böyle şahane bir hayvan olmazdı. Bir orman tavuğuna bakın, bir de kümes tavuğuna. Bir dağ koyununa bakın, bir ağıl koyununa. Aradaki fark dağlar kadar. Neden? İşte bundan.

 

Ütopya gereklidir, elbette. Modernite yetmez, postmodern fikirler, devrimci atılımlar gereklidir. Ama elinde sopa olanın olmayanı kovaladığı dünyadan, bir kenti tümüyle buharlaştırıp yerinde ısıdan camlaşmış bir krater bırakan hidrojen bombalarına gelindiği bir dünyada, ordu caydırıcılığını gereksiz görmek... Bunu değerlendirmeye alıp üzerine laf bile söylemeyi abes sayarım...

 

Bu hidrojen bombalarının gerçek gücüne daha bir insanoğlu tanık olmadı. Çünkü caydırıcılık var. Ama bunlar hayal edilemeyecek korkunçlukta oyuncaklardır. Umarım caydırıcılık sürer ve bunlar sadece caydırıcı olarak kalır. Bunlardan birinin yok ediciliğine tanık olmak, "Terminatör" tipi bir dehşetin gerçeğe dönüşmesi demektir. Hatta o filmdeki nükleer savaş sahnesi yetersiz kalır. Bir hidrojen bombası orada gösterilenden çok daha korkunç bir silahtır. Geriye kül ve buhardan başka bir şey kalmaz...

 

Böyle silahların var olduğu bir dünyada psikopatları tedavi ettiğini sanmak... Psikopat canileri tedavi ettiğinizi sanarsanız, başınıza yeni Hitler'ler, Stalin'ler alırsınız.

[Φ y.yılmaz]

Idam gibi Hadim etme cezasida insan haklarina aykiridir.Bu gibi cezalara basvurmadan önce,bazi arkadaslarin da degindigi gibi konularin temeline inmek ve sorunu bu temele göre cözmek gerekir.

.

.

.

saygilarla

 

Sayın politika, idamın cezasının insan haklarına aykırı olduğunu mu düşünüyorsunuz, bu 30 bin kişiyi, çoluk, çocuk demeden hunharca katletse bile mi?

Sanırım hadım etme yasası komisyondan geçti ve büyük bir ihtimalle TBMM den de geçecek, geçmezse referanduma götürürler yeter ki istesinler. Bazı arkadaşlar idamı onur kırıcı buluyorlardı peki hadım edilmek çok onurlu bir olay mı?

[Φ y.yılmaz]

 

Böyle silahların var olduğu bir dünyada psikopatları tedavi ettiğini sanmak... Psikopat canileri tedavi ettiğinizi sanarsanız, başınıza yeni Hitler'ler, Stalin'ler alırsınız.[/font]

 

İşte o ilah gibi görülen bilim tüm bu olayların sorumlusu. Bir kişiyi öldüren kılıç, tabanca, tüfek yetmedi el bombası, top, füze ve nükleer silahlar. Şimdi de insanların toplu katliamını sağlayan bilimden insan hayatını koruyacak kanunlar bekliyoruz. Bu aynı bizim Libya da takındığımız tavra benziyor, bir taraftan harekatın merkezi oluyor harekat planları yaptırıyoruz bir taraftan da vurulanları gemilerle getirip tedavi ediyoruz.