Φ Canraşit Gönderi tarihi: 19 Mart , 2011 Gönderi tarihi: 19 Mart , 2011 ılımlı da olsa İslamı Efendim, ona öyle demeyelim de, '' Emperyalizmle UYUMLU, ÇAKMA Siyasal İslam '' diyelim daha doğru olur kanaatindeyim. Zira, sayın demirefe, Ilımlı İslam'ı kelime manası ile alıp, Yaşar Nuri Öztürk gibi Kuran'ın çağdaş yorumlarını yapan insanları '' Ilımlı İslam ''cı zannetmekte. Saygılar sunarım. Alıntı
Φ evrensel düşünce Gönderi tarihi: 19 Mart , 2011 Yazar Gönderi tarihi: 19 Mart , 2011 Hem de en acımasız biçimde, İslam ın Kaynağı olan Kur'an ı, Peygamberin yazdığı söyleniyor. Siz bırakın AKP dinini Gerçek dini savunun. Gerçek din hangisi? Peygamberin yazmadığı Kur'an mı? Alıntı
Φ evrensel düşünce Gönderi tarihi: 19 Mart , 2011 Yazar Gönderi tarihi: 19 Mart , 2011 Evet, o kadar demokrasi nutuklarının ardından yazılan bu cümlelere bakın. Ezcümle; müslümanlar AKP'yi seçmiş, sözde '' darbeciler '', '' laikçi azınlık ''lar inançsızmış, müslüman değilmiş. Yani, Siyasal İslamcılığı İslamla, Müslümanlıkla eşitleme çabası çok bariz sırıtıyor. Tabi, biz demokrasi denen şeyin, K.Irak'taki gibi her inanç grubuna ait bir partinin mecliste temsil edilmesi anlamına geldiğini bilmiyorduk. Öğrenmiş olduk. Saygılar sunarım. HAYIR SIRITMIYOR,bilakis tam hedefine isabet ediyor... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 20 Mart , 2011 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2011 tercih etmek zorunda kalabileceği Herkesin tercihlerine saygılı olmak zorundayız. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 20 Mart , 2011 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2011 halkı temsil Referandumda evet demeyenin darbeci olduğunu başbakan bizzat açıkladı. Boykot edenler de evet demedi ama, neyse hadi onlar verseler evet verirdi diyelim. %42 demek size göre patates halkı. Milli görüş gömleği çıktığı için açıkça patates dini demek olmuyor, yeni trend halkın neredeyse yarısını düşman ilan etmek öyle mi? Bu ektiğiniz kin nefret ve intikam tohumları zehirli sarmaşıklarını verdiğinde ekenleri bile pişman edecek... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 20 Mart , 2011 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2011 Gercek din Kuranda yazili olan dindir.AKP'nin dinine gelince,biraz musevilik,biraz hristiyanlikla karistirilmis bir salatanin Islam dini adi altinda saf halk kitlelerine yedirilmesidir.Kurandaki dinde cuma namazlarina müfreze esliginde gidin diye bir kaide yoktur,bunu sahte müslümanlar yani halki aldatanlar kaidelestirdi.Halkin inanclarini sömürebilmek icin her kiliga giren sahte müslümanlar hem emperyalist dostudur hemde gercek müslümanlarin. PKK nasil Kürt halkina karsiysa sahte müslümanlarda gercek müslümanlara yani Kurandaki Islama uyanlara karsidirlar.Bunun örneklerini fazlasiyla verebiliriz.Iste rahibe örtüsü olan türban buna bir örnektir.Carsaf buna bir örnektir.El-Ezher üniversitesi rektörü Islamda carsaf yoktur,türban yoktur dediginde ona ilk saldiranlar sahte müslümanlar olmustu.Bugün türban kavgasini kim veriyorsa dinden imandan bihaberdir.Onlarin dinden imandan bihaber olduklarini anlamak icin Silivri toplama kampina bakmakta ve Hitler rejiminin nasil hortlatildigini görmekte yarar vardir. saygilarla Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 20 Mart , 2011 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2011 Gerçek din hangisi? Peygamberin yazmadığı Kur'an mı? Pensilvanya dan yazılan ılımlı ve de alımlı olan mı? Ama gerçek dini bilmemenizi yadırgamamak gerekir çünkü onu bilen, ABD nin bir dediğini iki etmeyen birinin söylediklerini biraz olsun düşünür, Yahudi ve Nasranilerin dost edinilemeyeceğini asıl dinin emrettiğini de bir an olsun aklından çıkarmaz. Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 20 Mart , 2011 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2011 Herkesin tercihlerine saygılı olmak zorundayız. Yani durmak yok, yola devam; AKP nin ekmeğine yağ sürseniz bile. O halde benim tezim doğru, siz AKP nin iktidarının devam etmesini istiyorsunuz, belkide HEPAR da onun için destekleniyordur; tüm pkk ile mücadele edenler içerideyken biri niye unutuluyor? Aynı 12 Eylül 80 de tüm siyasilerin yasaklanıp Özal ın unutulması gibi. Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 20 Mart , 2011 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2011 Gercek din Kuranda yazili olan dindir. İmama kızıp, dinden vazgeçmediğiniz için teşekkürler. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 20 Mart , 2011 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2011 İmama kızıp, dinden vazgeçmediğiniz için teşekkürler. Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 21 Mart , 2011 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2011 Tak kim? Pkk taşeronu. Pkk kim? Ergenekon taşeronu. Tak'ın olayı üstlenmesi demek, ipin ucu Ergenekon'a gidiyordu, hemen manipule lazımdı. Tak kendini ortaya tak diye attı ki, Ergenekon'un pkk'yı kullandığı anlaşılmasın diye. Sanki anlamıyoruzda Jitem kurucusu Albay Doğan'ın ifadesi alındığında tek tek anlattı. E tabi candaş medya okur, gerçekleri gözardı edersen, her şeyi karşı taraftan bilirsin. O örgüt ki, ÇYDD ve Çev tarafından burs verilerek, kullanılmak üzere yetiştirildi. Saylan öldü, yaşasaydı yargılanacaktı. Evet, o kadar demokrasi nutuklarının ardından yazılan bu cümlelere bakın. Ezcümle; müslümanlar AKP'yi seçmiş, sözde '' darbeciler '', '' laikçi azınlık ''lar inançsızmış, müslüman değilmiş. Yani, Siyasal İslamcılığı İslamla, Müslümanlıkla eşitleme çabası çok bariz sırıtıyor. Tabi, biz demokrasi denen şeyin, K.Irak'taki gibi her inanç grubuna ait bir partinin mecliste temsil edilmesi anlamına geldiğini bilmiyorduk. Öğrenmiş olduk. HAYIR SIRITMIYOR,bilakis tam hedefine isabet ediyor.... AKP'nin gündem saptırma merkezi, Cemaatin gazete ve internet siteleri eş güdüm içinde bu tür maniplasyon ve saptırmalarla taşın suyundan su çıkarma becerisini başarıyla yerine getiriyorlar. Siz de kalkmış bu tür maniplasyonlara sanki yaşanan gerçeklermiş gibi inanıyor, gönül verdiğiniz ve öve öve bitiremediğiniz bu günkü siyasal ortam ve onun uygulamacılarının her yaptığı ve söylediğine gözü kapalı kabullenip arka planda neler döndüğünü göz ardı ediyorsunuz. Çok iyi biliyor olmalısınız ama bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyorum. "Osmanlı 300 yılda battı. Hitler Almanyası ise 12 yılda." AKP'nin vitrinde olduğu, onun eliyle uygulanan bu siyasal yapı 8 yılda faşizan bir yapıya dönüşüp sapır sapı dökülmeye başladı. Ama akıllarını "hırs ve mağduriyet söylemleriyle" zindana atmış olan zihniyetler, yaşanan gerçeklerden uzak, algılama yeteneklerini bir kenara bırakmışlar. Siyasal yapının gündem saptıran propagandalarının gönüllü cazgırlığını yaparken ağızlarında "Darbe, laikçi, ileri demokrasi" sakızını şakkıdı şakıdı çiğneyip, balon patlatmayı nitelikli ve aklı başında yaklaşımlar olduğunu sanıyorlar. Kendilerinin bu siyasal sömürücülerin birer sempatizanı, yandaşı, makbul kulları olmasında bir sakınca görmüyorlar. Kendileriyle birlikte gelecek nesillerinin de nasıl bir tehlike içinde olabileceklerini bırakın anlamayı, böyle bir öngörü ve farkındalıkları bile yok. Sayın 'evrensel düşünce'; İbrahim Tatlısesin, Cumhurbaşkanı, Başbakan,AKP kadroları, hatta muhalefet,devlet ve TÜRK medyası tarafından adeta kahraman ilan edilerek kimseye gösterilmeyen ilginin gösterildiğini gözlemlemiş olmalısınız. Eğer bunu gözlemleyemedi iseniz ve bu şekilde ele almadıysanız size size zorunlu olarak hatırlatılması gerekiyor. Hiç bu yaşananların ardındaki gerçekleri merak ettiniz mi? Şöyle bir hafızanızı tazeleyip Tatlısesin öz geçmişini aklınızdan geçirmeyi denediniz mi? Bu yaşananlar üzerine aklı başında ve evrensel olarak düşünebilen bir kişi şu soruyu sorması gerekiyor.. " NEDEN ?" Soruyu sormak tek başına yeterli değil... Ardından evrensel düşünüp yanıtları aramak gerekiyor "Onun şu yada bu yolla edindiği popülerliğini oya tahvil etme amacı olabilir mi?" Adı geçenlerin genel davranış, cep telefonu mesajları, ve benzeri gözlemlediğimiz tutumlar buna işaret ediyor. Peki olabilir ne sakıncası var canım denilebilir. Bunu demeye kalkanlar orada biraz durmaları gerekiyor. Bu kadar basit değil. Çünkü; Ülkenin geleceğini temsil eden genç nesillerin bu tür kötü örnekleri benimsemesi ve olağan karşılaması son derece tehlikeli ve buna neden olanlar da "ülkenin geleceği, kültürü ve demokrasi algılaması" açısından son derece kötü örnek oluyor anlamına gelir. Neden mi?; Adı geçen kahraman ilan edilen şahsın yaşamından akıllarımızda kalan kısa bir kesiti anımsayalım. Önce sondan başlayalım... Sizin buraya taşıdığınız gerçek dışı bilgilere karşın, onu vuranların anlaşmazlık içinde olduğu mafia ve haraç çetesi olduğu ortaya çıktı. - 1981'de İzmir fuarında polise hakaretten tutuklandı. - 1990'da kokain operasyonu sanığı; 1994'te beraat. - 1990'da Şehmuz İlgin'le kaset yüzünden anlaşmazlık yaşadı. Etilerdeki villası kundaklandı. - 1990'da Maksim gazinosunda ayağından vurdular. - 1991'de Urfa'dan bağımsız aday oldu. seçim kampanyasına havaya 5 el ateş açarak başladı. - 1995'te Hasan Heybetlinin sünnet düğününde "meskun mahalde ateş açmaktan" gözaltına alındı. - 1996'da Urfa'da Ahmet toptanla tartıştı. yeğeni Fevzi Tatlıya öldürttü. - 1998'de Arabasını kurşunlayan Hasan Boranın adamı a. uçmak kurşunlanarak yaralandı. - eski menajeri Hasan Boranın müzik şirketi oğlu Ahmet Tatlı ve adamları tarafından basıldı. - 2000'de iki ruhsatsız tabanca için gözaltına alındı. - 2000'de pilot Nusret Ertürk'ü tehditten savcılığa ifade verdi. - 2002'de Derya Tuna bacağından vuruldu. - 2003'te Asena bacağından vuruldu. - 18 yıl hapis isteği ile sauna çetesi üyeliğinden yargılandı. - Bundan yaklaşık 7-8 yıl önce milliyet gazetesini alenen "yok ederim" gibi sözlerle tehdit etti. (savcı ve basın adeta sus pus..) Ve biz bir inşaat işçisi iken yasa dışı yollarla sıfırdan holding sahibi olan böyle birini cumhurbaşkanı, başbakan, devlet ve TÜRK medyası tarafından adeta kahraman ilan ederek kimseye gösterilmeyen ilgiyi gösterdik. Ama aynı zamanda bu ülkenin güncel gerçeklerinde "suçlarının ne olduğunu bilmeden" gazeteciler, bilim adamları, subaylar tutuklu... Avrupa, Amerika, Japonya dahil tüm dünyanın her konserini 15 dakika ayakta alkışladığı Fazıl Say ve diğer muhalif sanatçılar adeta vatan haini.. HALKA, GENÇLERE NE GÜZEL ÖRNEKLER SUNUYORUZ.. Geleceğimizi ne güzel hazırlıyoruz... Ülkenin bu gerçeklerine rağmen hala " 'HAYIR... tam hedefine isabet ediyor' deyip, gerçekte hedef saptıran" bu tür yaklaşımları okudukça ve gördükce... "Aklı başında bir insan gerçekten 'Acı Acı gülümsüyor'..." Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 21 Mart , 2011 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2011 Yani durmak yok Hayır öyle değil, daha ötesi, en ötesi: Ölmek var dönmek yok... Tatlıses keşke PKK tarafından vurulmuş olsaydı. Bu ona şeref getirirdi. Ülkesinin düşmanından belki ülkesinin bekası için bir çabasından dolayı kurşun yemiştir diyebilirdik. Ama bir mafya hesaplaşmasının sonucu olması yorumu gereksiz kılıyor. Son olarak dini düşmanlaştırıcı ve kin, nefret aracı olarak kullananlara ne pozitif, ne negatif ayrımcılık yapılmasını ben tavsiye etmiyorum. Onlara hakettikleri cevabı veren forumdaşlar doğruyu yapmışlar... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 21 Mart , 2011 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2011 AKP'nin valisi ve emniyet müdürü hem sabikali hem saibeli olan birisini ziyaret edip gecmis olsun demek istiyorlar ve gec geldikleri icinde ona karsi mahcup olmamaya bagliyorlar. Bu emniyet müdürü ki:Tegmen'in telefonuna yüzün üzerinde gizli telefon numarasi kaydeden polislerin müdürü.Bu emniyet müdürü,protesto eden ögrencileri dayaktan geciren polislerin müdürü.Ama AKP'den aday olacak olan Tatlises'in saldiriya ugramasindan sonra bu müdür aldigi talimat geregi onu hastanede ziyarete gidiyor.Yani saibeye ortak oluyor.O valiki,ögrencilerin yürüyüsüne izin vermiyor ama saibeli Tatlises'i ziyarete gidiyor. Milletin vergileri ile maas alan görevlilerin görevleri millete hizmettir,saibeli isimlere yagdanlik olmak degil. saygilarla Alıntı
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 21 Mart , 2011 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2011 "Aklı başında bir insan gerçekten 'Acı Acı gülümsüyor'..." Sayın Gecekuşu, bu ifade benimkinden daha doğru olmuş. Evet efendim, gülüyoruz acınacak halimize, '' millet olarak '' ! Ayrıca, konuyu her yönüyle ele alıp toparladığınız için de çok teşekkürler. Saygılar sunarım. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 24 Mart , 2011 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2011 AKP nin iktidarının devam etmesini istiyorsunuz, belkide HEPAR da onun için destekleniyordur; tüm pkk ile mücadele edenler içerideyken biri niye unutuluyor? Osman Pamukoğlu çok mükemmel bir örnek. Ona dokunmak fazlasıyla el yakar. Bir yüzeye dokunduğunuz zaman bahane edeceğiniz çok küçük de olsa pürüzlerin elinize dokunması gerek ki bahane edebilesiniz. Osman Pamukoğlu için en küçük bahane yok! Üstelik Osman Pamukoğlu çok iyi bir örnek. "Sırtta üniforma, elde tüfek siyaset yapılamaz" tezinin hararetli savunucusu ve uygulayıcısı. Bu tezi mahkum etmek, ergenekon iddiacıları için kendi köklerini dinamitlemekle eşdeğer olur. Bu yüzden dokunamazlar. Artı HEPAR çok ciddi ve aksiyon geliştiren aktif bir gençlik örgütlemiş durumda. Atatürk'ü küçültmek amacıyla düzenlenen uyduruk liberal panellerini basarak, kürsüye idam ipi fırlatmak gibi son derece radikal eylemleri var. Osman Pamukoğlu'nun tutuklanmaya kalkışılması bu eylemleri bir anda tırmandırır. Büyük bir reklam ve sansasyon olur. Pamukoğlu'nun adı yeterince duyurulamıyor, medya gözden gizliyorlar demesinler diye bir çıkarıyor, sonra unutulsun diye unutmuş görünüyor. Tutuklama olursa işte o zaman Pamukoğlu'yu duymayan kalmaz. Böyle bir hata yapmazlar! Şu an tutuklananlar böyle bir arkalayıcı güçten ne yazık ki yoksunlar. Seçip yaşlı, enerjisi azalmış, hafızası zayıflamış insanları zalimce kurban alıyorlar. Zulüm daima zayıfları ezmeyi seçer. Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 24 Mart , 2011 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2011 Osman Pamukoğlu çok mükemmel bir örnek. Ona dokunmak fazlasıyla el yakar. Nedense aklıma Nasrettin Hoca nın fil hikayesi aklıma geldi, şu anda Silivri de olan insanların arkasında da milyonlar vardı ama fayda etmedi. İçeri alınmak istenen için bahane çok, bu nedenle Pamukoğlu hakkında da şüpheler olması gayet doğal. Bu planlarda terörle savaşmış ve hükümete muhalefet etmiş tüm insanların adı geçerken Pamukoğlu niye yok, adının geçmemesi çok tuhaf. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 24 Mart , 2011 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2011 İşini bu kadar mükemmel yapan bir insana bahane bulmak çok zor. Osman Pamukoğlu terörle mücadele ederken dinlendirici bir görev verilmesi tekliflerini hiç bir zaman kabul etmemiş, görevi boyunca kışlada yatmış, 1. Dereceden Altın Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası, 2 kez Üstün Cesaret ve Feragat Nişanı ve 5 kez Üstün Birlik Yetiştirme Nişanı almıştır. Pamukoğlu, Türk Ordusu'nda 5 tane Üstün Birlik Yetiştirme Nişanı'na sahip tek kişidir. Bu kadar göz dolduran, görevini hiç kimsenin kuşkusuna yer bırakmayacak kadar mükemmel yapan bir insanı da tutuklamaya sıra gelirse, bu ülke bitmiş, bıçak kemiğe, mum tahtaya dayanmış demektir. Ha, bu gidişe millet dur demezse sıranın gelmeyeceği muhalif yoktur, bunu da bilelim. Bu ülkede fikir ve inanç özgürlüğünün kırıntısını bırakmayıncaya kadar gitmeye çalışacakları çok kesin. Ama önce yaşını başını almış, hafızasını ve enerjisini toplayıp kendini savunabilecek gücü azalmış insanları kurban seçerek başladılar. Ses çıkmadıkça sıra başkalarına geldi. Sustukça sıra her gün birilerine geliyor. Amaçları her bir muhalife sırayı getirmek, ona kuşku yok. Susan, boyun eğenler imparatorluğu üzerinde hükmetmek. Biz esas gelelim Kılıçdaroğlu nasıl TÜSİAD'ı kutlayabiliyor, ona bakalım. Bu taslağın kutlanacak neresini buluyor? Bu Kılıçdaroğlu'na güvenilir oy verilir diyorsanız ben bir şey diyemiyorum. Kapitalist patronlar ne diyordu? "Ne pahasına olursa olsun AB' ye girmeliyiz" diyorlardı değil mi? İşte bu "paha"nın ne olduğu, bakla dillerinin altından çıktı. Toprak bütünlüğü tartışılabilirmiş! Patronlar resmen Avrupa ile anlaşmış! Avrupalılar AB de Kürt istemiyorlar. "Kürtleri ayırın, öyle gelin, alalım sizi. Kürtlerle birlikte almayız" diyorlar! İçeri alın diye kapılarında yalvaran dilenciye son dayatmaları bu! Bunu hâla görmeyen, TÜSİAD'ın bertaraf olmamak için açıkça taraf olduğunu ve açılım tarafına geçtiğini görmeyen varsa, ben daha bir şey demiyorum... Bunu kutlayanları da millete havale ediyorum... Gereğini düşünsünler, ülke de onların, Kürtler de kardeşlerimiz, Doğu Anadolu da Misakı Milli toprağı. Her bir karışını şehit kanlarıyla suladığımız, bir çakıl taşını kimselere veremeyeceğimiz ülkemiz! Buyursunlar, oylarını bildikleri gibi versinler, hiç bir şey demiyorum! Evet, Nasreddin Hocanınki belki sadece hikayedir, ama bunu asıl yaşayan Namık Kemal'dir. Bir daha dönüp İstanbul'u göremeyeceği ölüm sürgününe giderken, gemide gözleri limanda bir gün önce kendisini "Fedai Kemal" diye omuzlarda taşıyan kalabalıktan bir kişiyi aradı, bulamadı. Yılmadı. Sürgün zindanında gerçekleri yazmaya devam etti ve gerçekleri haykıra haykıra son nefesini verdi. Adam sende, belki de artık bu millet batmayı hak etmiş, saat gelip çatmıştır, nerden bileyim ben... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.