Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

 

Soner Yalçın gözaltına alındı

14.02.2011 - 09:03

 

 

Odatv'de ve imtiyaz sahibi Soner Yalçın'ın evinde şafak vakti başlayan ve 11 saat süren aramalardan sonra 4 kişi gözaltına alındı.

 

Soner Yalçın'ın da aralarında bulunduğu 4 kişi İstanbul Emniyet Müdürlüğüne getirildi.

 

Akşam saatlerinde de Odatv'den yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklama da "Sabaha karşı yapılan baskınların gerçek nedeni Odatv’nin bu başarılarından korkulmasıdır." denildi.

 

SONER YALÇIN İÇİN SÜRPRİZ OLMADI

 

BEDEL ÖDEMEYE HAZIRIZ

Soner Yalçın Operasyonun beklenen bir şey olduğunu “Yazılara ve mücadeleye devam ettireceğini,Zor sürecin arkasında duracağını, bunun için bedel ödenecekse ödemeye hazırız” dedi.

 

ODATV'DEN GÖZALTI AÇIKLAMASI

 

Odatv'den akşam saatlerinde yapılan açıklamada 'Bu sabaha karşı yapılan baskınların gerçek nedeni Odatv’nin bu başarılarından korkulmasıdır. Dün gece yarısından sonra Ergenekon polislerinin Amerikalılar tarafından eğitildiğini ve Zir vadisinde mühimmat bulunmasının polis tertibi olduğunu gösteren bir video giriyoruz. Sabah saat 6’da baskına uğruyoruz! Hiçbir vicdan sahibi insanı bunun bir tesadüf olduğuna inandıramazsınız' denildi. İŞTE ODATV'NİN AÇIKLAMASI

Bugün sabah saat 06.30 dolaylarında Odatv merkezine, imtiyaz sahibi Soner Yalçın, Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve Odatv editörü Ayhan Bozkurt’un evine baskın düzenledi, polis arama yaptı, arkadaşlarımız gözaltına alındı.

 

Soner Yalçın’ın bilgisayarlarının kopyalanması için evine öğlen saatlerinde hard disk götüren arkadaşımızın orada kaldığı kısacık süre içindeki izlenimleri şöyle: “Evin içinde çok sayıda polis detaylı arama yapmakta. Ayaklarıma galoş giydirerek içeri alındım. Soner Yalçın, gayet rahat görünüyordu. Yayına devam ediyor muyuz sorum üzerine, “kesinlikle yayına aynen devam ediyoruz” dedi. Evin önünde basın ordusu ve canlı yayın araçları var. Görevliler dışında kimse evin etrafına yaklaştırılmıyor. İçerideki tüm CD ve kitaplar tek tek numaralandırılmakta. Evin tüm katlarında detaylı arama devam ediyor.”

 

KESİNLİKLE YAYINA AYNEN DEVAM EDİYORUZ! TGC: "BASKINI ŞİDDETLE KINIYORUZ

TGC'den yapılan yazılı açıklamada da, "Odatv ofisine ve yöneticilerin evlerine yapılan baskının, hukuka ve basın özgürlüğüne indirilmiş birer darbe olduğu" belirtildi.

 

Açıklama şöyle: "Demokrasi tahammül etme sanatıdır. Türkiye'de kamu yararına görevini yerine getirmek için çalışan gazetecilere yönelik hoşgörüsüzlük vahim bir hal almıştır. Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında 138. sıradadır. 58 gazeteci yazdıkları ve düşündükleri nedeniyle cezaevinde tutuklu bulunuyor. 2 bini aşkın gazeteci hakkında dava açılmış, 4 bini aşkın gazeteci hakkında da soruşturma yürümektedir. Odatv'de ve yöneticileri Soner Yalçın, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu'nun evinde yapılan aramaların hukuki gerekçeleri şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Basın özgürlüğünü zedeleyen bu tip uygulamaların ileri demokrasi anlayışı ile bağdaşmadığını hatırlatıyor ve Odatv'ye yapılan baskını şiddetle kınıyoruz."

 

Basın Konseyi'nden yapılan açıklamada da, "Türkiye'de muhalif yayınlara karşı var olan hoşgörüsüzlüğün bir uzantısı gibi görünen bu işlemlerin" kaygı verici olduğu belirtilerek, işlemleri yürüten yargı mercilerinin, bu işlemlerin hukuki gerekçelerini en kısa sürede ve toplumu tatmin edici biçimde açıklamalarının istendiği kaydedildi.

 

14 Şubat 2011 Pazartesi 23:15 TSI

 

 

Sözün bittiği yer:

Soner Yalçın; Sabahın erken saatlerinde başlayan arama sürerken, gazeteci Hakan Aygün, Oray Eğin, Yalçın Bayer ve CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal'a

Şu hikayeyi anlatmış...

 

NAZİ BENZETMESİ: Çetin Soysal görüşme sırasında Soner Yalçın’ın kendisine Nazi döneminde geçen “Komünistler rahibe gidiyorlar. Rahip ‘Ben komünist değilim ki beni ilgilendirmez’ diyor. Hitler, sonra sosyalistleri topluyor. Rahip ‘Ben sosyalist değilim ki, beni ilgilendirmez’ diyor. Hitler daha sonra Yahudilere aynı uygulamayı yapıyor. Bu kez de rahip ‘Ben Yahudi değilim ki beni ilgilendirmez’ diyor. Gün geliyor rahibi alıyorlar. Rahip arkasını dönüyor. ‘Bana yardım eden yok mu?’ diyor. Bir bakıyor yardım edecek kimse kalmamış” şeklindeki hikayeyi anlattığını aktardı.

Alıştık artık bugün bana Soner Yalçını'da Göz altına almışlar dediklerinde hiç şaşırmadım biliyor musunuz?

Kılım bile kıpırdamadı... Yarın kimin yanına giderler bilemiyorum ve bakarsınız gün gelirde bizim gibileri bile önemseyip yanımıza geldiklerinde arkamızda başka kimse kalacak mı?..

 

Hiç Sanmıyorum ... smile.gif

Gönderi tarihi:

 

Alıştık artık bugün bana Soner Yalçını'da Göz altına almışlar dediklerinde hiç şaşırmadım biliyor musunuz?

Kılım bile kıpırdamadı... Yarın kimin yanına giderler bilemiyorum ve bakarsınız gün gelirde bizim gibileri bile önemseyip yanımıza geldiklerinde arkamızda başka kimse kalacak mı?..

 

 

Bu işler hep tesadüfle oluyor ya, ne tesadüftür ki bugün öğle saatlerinde Digitürk ile TV kurma konusunda bir toplantı yapılacakmış.

Gönderi tarihi:

İşte operasyonu başlatan haber

14.02.2011 - 13:55

 

Vatan Gazetesi Soner Yalçın ve sahibi olduğu Oda TV'nin basılmasına neden olduğu ileri sürülen haberi yayınladı.

 

Sabah saatlerinde evinde arama yapılan ve hakkında gözaltı kararı verilen isimlerden ODATV Haber Müdürü Barış Terkoğlu dün 'Bu görüntüler Ergenekon Davası’nın kaderini değiştirecek' başlıklı son yazısında şunları kaydetmişti...

 

Yarbay Mustafa Dönmez, Zir Vadisi ’nde bulunan askeri mühimmatın sorumlusu olarak 2 yıldan beri tutuklu. Ergenekon üyesi olmakla suçlanıyor. Dönmez bugün savunma yapmaya başlayacak.

 

Yarbay Dönmez'le ilgili önemli bilgiler verelim ...

 

SAKINCALI PİYADE

 

Yarbay Mustafa Dönmez, TSK ’nın içindeki “sakıncalı piyade ”lerden. 68 kuşağından gelen bir babanın çocuğu olan Dönmez, 1980 ’de ODTÜ’de öğrenciydi. Üniversitede sol görüşe yakın olan Dönmez, bir eylemde yaralandı. Bundan sonra okulu bıraktı. Ailesinin desteği ile Kara Harp Okulu sınavlarına girdi. Sınavda 6. oldu. Harp Okulu ’na girdi ve 1985 yılında mezun oldu.

 

Mustafa Dönmez, muharip değildi. Karargahta görev yapıyordu. Tutuklandığında “ikmal subayı ” olan Dönmez, bugüne kadar milyonlarca liralık satın alma gerçekleştirdi ve bilinen usulsüzlüğü olmadı. Aziz Nesin ’den Attila İlhan ’a kadar pek çok isimle tanışıklığı olan Dönmez ’in kendisinin de pek çok dergi de yazısı çıktı. Dönmez ’in son yazısının başlığı “Mustafa Kemal ve Tam Bağımsız Türkiye ”. Dönmez’in yazdığı dergi, tutuklanmasının ardından kapatıldı.

 

Peki Dönmez’in başına bunların gelmesini sağlayan başka bir özelliği var mı?

 

TSK’DAKİ CEMAATE KARŞI

 

Mustafa Dönmez, orduda cemaate karşı kişiliği ile biliniyor. Cemaate mensup pek çok subayı deşifre eden Dönmez, TSK içinde mevcut yapılanmanın ev toplantıları ile örgütlendiğini ortaya çıkardı. Cemaate alternatif olarak TSK ’da kültür çalışmaları yapan Dönmez ’in hayatı 2009 yılının Ocak ayında önce Sapanca ’daki yazlık evinde, ardından da orada bulunan bir kroki aracılığıyla Zir Vadisi ’nde askeri mühimmat bulunduğu iddiasıyla değişti. Dönmez bu nedenle tutuklandı.

 

Şimdi size Dönmez’in adının gündeme gelmesine neden olan Zir Vadisi kazılarıyla ilgili görüntü izletelim …

 

AMERİKALILAR KURS VERDİ

 

İlki Zir Vadisi’nde bulunan bir mühimmat ile ilgili. Bombanın adı “datasheet” okunuºu “detaşit ”. Zir Vadisi’nde bulunan malzemenin içinde çıkan bu bomba türünü Türk polisi tanımaz diyebilirsiniz. Gerçekten de polisin bu bombayı aldığı eğitimle tanıması mümkün değil. Ancak aşağıda izleyeceğiniz görüntülerde bu bombayı tanıma konusunda polisin Zir Vadisi kazısından sadece 2 gün önce Amerikalı uzmanlardan eğitim aldığını bizzat polislerin ifadesi ile izleyeceksiniz.

 

7342_140220111219.jpg

video için tıklayın

 

İnsan sormadan edemiyor. Polis iki gün önce ABD ’lilerin aldığı eğitim sayesinde tanıdığı bombayı iki gün sonraki kazıda nasıl buluyor? Bu ne tesadüf. Mustafa Dönmez de kazının olduğu gün Zir Vadisi yakınlarındaki 5 ABD ’li istihbaratçının ne işi olduğunu soruyor haklı olarak?

 

Bu kadar değil …

 

YOUTUBE’A BİZDEN ÖNCE KOYMA

 

Aşağıda izleyeceğiniz görüntülerde ise polis, Amerikalı eğitmenlerine “Abi” diye hitap ediyor. Ve içlerinden biri cep telefonuyla mühimmatın görüntülerini çekiyor. Bir diğer polis çeken polisi uyarıyor: “Youtube’a bizden önce atmayın! ”

 

Mühimmat ile ilgili olarak ilginç bir ayrıntı verelim. Teğmen Mehmet Ali Çelebi ’nin baºına gelenlerin bir benzeri Yarbay Mustafa Dönmez ’in de baºına geliyor. Polisin gönderdiği belgelerde Dönmez ’de bulunduğu hakkında rapor verilen 472 adet merminin, gerçekte Dönmez ’de bulunmadığını Emniyet mahkemeye yazdığı yazıyla kabul ediyor. Kısacası 473 mermi “sehven” Mustafa Dönmez’de bulunuyor.

 

9787_140220111221.jpg

video için tıklayın

MALZEME “SIFIR”

 

Son görüntülerimiz ise Zir Vadisi’nde bizzat kazıların yapıldığı noktadan. Kazıya tanık olan bir binbaşı ile bir başçavuşun konuşması. İkili arasında geçen konuşmadan hem bulunan malzemenin hem de kutularının “sıfır ” olduğu anlaşılıyor. 7 Ocak 2009 günü yapılan konuşmada yapılan tespit, bulunan mühimmatın henüz kar görmediği hatta hiç ıslanmadığı. Sadece bir hafta önce Ankara ’da okulların kar nedeniyle tatil edildiği hatırlanırsa bu biraz garip bir durum. Buradan hareketle iki asker malzemelerin “en fazla iki günlük” olduğu sonucuna varıyor. Malzemenin üzerindeki gazetelere bakıldığında ise gazetelerin de yeni olduğu görülüyor. Binbaşı kazıyı inandırıcı bulmadığını “eski kitaplar bunlar” sözleriyle gösteriyor.

 

7317_140220111226.jpg

video için tıklayın

KAZILAR NEDEN GECE YAPILIYOR

 

Son olarak şunu söyleyelim. CMK ’nın 118. Maddesi yapılan aramalar için şu kısıtı koyuyor: “(1) Konutta, işyerinde veya diğer kapalı yerlerde gece vaktinde arama yapılamaz. (2) Suçüstü veya gecikmesinde sakınca bulunan hâller ile yakalanmıº veya gözaltına alınmış olup da firar eden kiºi veya tutuklu veya hükümlünün tekrar yakalanması amacıyla yapılan aramalarda, birinci fıkra hükmü uygulanmaz. (CMK 118. Madde) ” Bu kazılarda 2. Fıkraya dair hallerin olmadığı açıkça ortada olmasına rağmen, polis bu aramaların tamamını gece yapmayı tercih ediyor. Aramaların gündüz gözüyle yapılmasını nedense uygun bulmuyor.

 

Bugün savunmasını yapmaya başlayacak “sakıncalı piyade ” Mustafa Dönmez, ne zaman ağzını açsa kendisine bir “polis komplosu” yapıldığını anlatıyor, TSK ve emniyette cemaat örgütlenmesine vurgu yapıyor.

 

Görüntülere bakınca Mustafa Dönmez ’e “haksızsın ” demek mümkün mü?

(VATAN)

 

Gönderi tarihi:

 

140220111810328625707_3.jpg

Soner Yalçın kimdir?

 

Hüseyin Soner Yalçın, 1 Ocak 1966’da Çorum’da doğdu.

Üniversite eğitimine Hacettepe Tıp Fakültesinde başladı, bitirmedi. İdari bilimler yüksek tahsili yaptı.

1987’de “2000’e doğru” adlı dergide çalışmaya başladı. Aydınlık’ta çalıştı. 1995’te haber araştırma müdürü iken ayrıldı.

Bir ara “Siyah Beyaz” gazetesinde çalıştı. Show ve Star Tv’de çalıştı ve haber müdürlüğü yaptı.

 

Daha sonra bir hayli ses getirecek olan kitaplarını basmaya başladı (Efendi 1, Efendi 2...).

CNN Türk’te 5n+1k adlı programı hazırladı. Kurtlar Vadisi adlı dizinin konsept danışmanlığını üstlendi.

 

Hürriyet Gazetesinde pazar günleri “Not Defteri” köşesinde yazan Yalçın, ayrıca sadece özel haber yayınlayan odatv.com adlı haber sitesininde imtiyaz sahibi. Evli ve bir çocuk babası.

 

Gönderi tarihi:

 

 

 

Alıştık artık bugün bana Soner Yalçını'da Göz altına almışlar dediklerinde hiç şaşırmadım biliyor musunuz?

Kılım bile kıpırdamadı... Yarın kimin yanına giderler bilemiyorum ve bakarsınız gün gelirde bizim gibileri bile önemseyip yanımıza geldiklerinde arkamızda başka kimse kalacak mı?..

 

bizim gibileri bile önemseyip...

Sayin GeceKuşu bak burda bir korku seziyorum yanlis mi?

Gönderi tarihi:

bizim gibileri bile önemseyip...

Sayin GeceKuşu bak burda bir korku seziyorum yanlis mi?

 

Yok be Efendi korkacak ne var ki...

Benim orada yapmak istediğim ironiydi...

Bizler Zurnanın "Zırt deliğiyiz" bize gelene kadar arkamızda kimsecikler kalmaz...Anlamında...

 

Bu yaşananlar ne ki;

Bence Haziran sonrası, AB-ABD emperyalizminin AKP eliyle gerçekleştirmeye çabaladıkları 4. dönme bir girsinler sen o zaman gör gümbürtüyü...

Bak bakalım bırak arkasına bakmadan kaçanları, arkasına bakarak kontrollü yiğitlik yapan kaç kişi kalacak...

Gerçek kağıttan kaplanlar -Ellerinde coplar, biber gazları, gerekçesiz göz altına almalar ve tutuklamalarla- en kahraman Rıdvan kesileceklerdir başımızda...

 

Ne demişti Soner Yalçın;

“Yazılara ve mücadeleye devam ettireceğini, Zor sürecin arkasında duracağını, bunun için bedel ödenecekse ödemeye hazır olduğunu”

Onun dediği gibi;

Ülkemizin çağdaş geleceği için,

Benim ve torunlarımın geleceği için,

İnsanca onurlu bir yaşam için...

Varsa ÖDEMEMİZ GEREKEN BİR BEDEL Öder geçeriz...

 

Bu günlere gelirken dedelerimiz bizlerin onurlu geleceği için çok mu kolay şartlarda mücadele etmişlerdi...

Bunu hatırlamak gerekli hep... Ve hiç UNUTMAMAK !

O nedenle "Yaşam mücadelesinde korkuya yer yok"...

Üstelik "Korkunun Ecele Faydası Yoktur." dememiş miydi atalarımız? :)

Gönderi tarihi:

Yok be Efendi korkacak ne var ki...

Benim orada yapmak istediğim ironiydi...

Bizler Zurnanın "Zırt deliğiyiz" bize gelene kadar arkamızda kimsecikler kalmaz...Anlamında...

 

.

 

Ne demişti Soner Yalçın;

“Yazılara ve mücadeleye devam ettireceğini, Zor sürecin arkasında duracağını, bunun için bedel ödenecekse ödemeye hazır olduğunu”

Onun dediği gibi;

Ülkemizin çağdaş geleceği için,

Benim ve torunlarımın geleceği için,

İnsanca onurlu bir yaşam için...

Varsa ÖDEMEMİZ GEREKEN BİR BEDEL Öder geçeriz...

 

 

GeceKuşu,

 

Biliyormusun bizler buralarda faşizmi hep önümüzde sagimizda solumuzda ensemiz de hep hissettik, yasattilar uyurken de bir eglence yerin de olsun is de olsun nerde olursa olsun hic soluk aldirmadilar üzerimize soludular..

 

Ülkemde bunun ötesi bir olusum olusdu aniden ve cok hizli bu yabanciya degil kendi halkina hemde kendi halkini ülkesinden yabancilastirip faşizmi tattirmak istediklerini görüyorum..

 

Ben ilk defa tamamen korkuyorum..

 

Benim ki artik yilginlik.. tadi her sene biraz daha degisik gelen ülkemden tadinin tamamen bozulacagi korkusu zaten vardi.

Gönderi tarihi:
Sözün bittiği yer:

Soner Yalçın; Sabahın erken saatlerinde başlayan arama sürerken, gazeteci Hakan Aygün, Oray Eğin, Yalçın Bayer ve CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal'a

Şu hikayeyi anlatmış...

 

Alıştık artık bugün bana Soner Yalçını'da Göz altına almışlar dediklerinde hiç şaşırmadım biliyor musunuz?

Kılım bile kıpırdamadı... Yarın kimin yanına giderler bilemiyorum ve bakarsınız gün gelirde bizim gibileri bile önemseyip yanımıza geldiklerinde arkamızda başka kimse kalacak mı?..

Hiç sanmıyorum ... :)

 

Sayin Gece kusu,sanmiyorum bize kadar ulassinlar,cünkü biz daha önceden yoklamadan geciriliyoruz.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Sayin Gece kusu,sanmiyorum bize kadar ulassinlar,cünkü biz daha önceden yoklamadan geciriliyoruz.

 

saygilarla

 

Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak....

 

75 milyonun %42 sini alacak kadar büyük hapishane icat edildi mi?

Gönderi tarihi:

Ben sadece üzülüyorum, bu ülkede düşman kamplar yaratılmasından medet umulmaktan bir türlü vazgeçilemiyor. Niye bu kadar nefretten beslenen bir toplumuz?

 

Bunun tek sorumlusu dini dogmadır. Çünkü dünyada dini dogmanın başardığı insan ayrımını başaracak başka bir bölücülük yoktur. Bu öyle şiddetli ve derin, düşmanlaştırıcı ve kin ve nefretle doldurucu bir bölücülüktür ki, böldüğü insanların bir daha ebediyen bir araya gelemeyeceklerini propaganda ettiği gibi, bir kesimine sonsuz azap ve işkenceler, diğerine sonsuz zevkler vaad eder.

 

Yeryüzünde bu kadar ilkel, bu kadar bağnaz ve bu kadar insanlık dışı bir bölücülük bilen varsa söylesin!

 

Emperyalistler de "böl parçala ve yut" politikasını bu korkunç bölücülüğü alabildiğine kullanarak hâla yürütmeyi başarabiliyorlar. Aymaz, ilkel ve bağnaz toplumlar üzerinde!

Gönderi tarihi:

AKP savasiyor,savasa gerrekce olarak bir slogan almis kendine.Ileri Demokrasi slogani.Bu slogani gercekten demokrasi istedigi icin degil,arac olarak gördügü demokrasiyle amacina ulasmak icin kullaniyor.Akli basinda olan herkes bilirki ,dinciler asla demokrat olamazlar,kravat takmakla zaten demokrat olunmaz.Dincilerin yönetimde oldugu her ülkede demokrasi yoktur,dikta vardir.Iste Araplar ve Kuzey Afrika ülkeleri,Iran ve Türkiye buna örnektir.Türkiye'de dikta vardir,insanlar yarinlarindan emin degillerdir.

 

Ismet Inönü'nün cok güzdl bir sözü vardir:"ESKIYA'NIN YARIN NE YAPACAGI BILINMEZ"demistir ve dogrudur.

 

Misir'da halkin ayaklanmasina direnen Mübarek Ordunun müdahalesi yani yumusak darbesi ile koltugundan indirildi.Birileri hep söyle söylerdi:En kötü sivil yönetim askeri yönetimden daha iyidir.Bu prensip Misirda gecerli olmadi asker halkinin yaninda yer aldi.Askerler bu ülkenin cocuklaridir.Sorozun degil.

Bu ülkenin kaderi askerleride ilgilendirir.

 

Sucsuz insanlar,basbakanin keyfi icin tutulmus olan bir savci tarafindan keyfen gözaltina aliniyor.Evleri is yerleri basiliyor.ILERI DEMOKRASI muhalefeti hazmedemedigi icin savci tutmus kendine.Polisleri Amerikali abilerinden ders alip,serefli subaylari nasil iceri tikalimin planlarini yapiyor.Iki gün önce sakladiklari malzemeyi iki gün sonra "AA SILAH BULDUK"diye din simsarlarinin gazetelerinde yayinlatiyorlar.Savci bu din simsarlari ile birlikte calisiyor.

Bakan CAEMIL Cicek ,Ilhan Cihaner'e telefon aciyor ve "CEMAATLERE DOKUNMA EMRI"veriyor.Ilhan Cihaner cemaatlere dokunuyor ve ERGENEKONCU OLUYOR.

 

Soner Yalcin,WIKILEAKS belgelerini yayinliyor elinde daha ne belgeler oldugunu söylüyor.Amerikali abileriyle birlikte ihanet dersi alan yandas polisin melanet hazirliklarinin videosu Oda tv'de yayinlaniyor,hemen o sabah cemaat savcisi emrini veriyor.TIZ SUSTURUN SU .... Sonuc ortadadir.Bu hukuksuzlugu haysiyetli gazeteciler disinda protesto eden olmadi,cemaat medyasi ise teneke baglayip tamtam caldi.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

 

Soner Yalcin,WIKILEAKS belgelerini yayinliyor elinde daha ne belgeler oldugunu söylüyor

 

Az önce Teketek de Balyoz indirilen komutanların eşleri vardı. Bir tek muhalif kanal ODA TV vardı ODA basıldı diye bir söz söylediler. Lehimize olan deliller iddianameye konmadı dediler. ' Artık vardiya bizde' diye bir platform oluşturduklarını söylediler. Ben merak ediyorum kimler bu platforma destek çıkma cesaretini gösterebilecekler ve kimler bertaraf olma tehditleri alacaklar?

Gönderi tarihi:

Hakikaten bu işin çivisi çıkmaya başladı.Ben Ergenekon davasını uydurma bir dava, iktidarın ordudaki, medyadaki karşıt görüşlü,ulusalcı, Atatürkçü insanları yıldırmak için uygulamaya koyduğu hukuğu buna araç ettiği yapay bir dava olarak görenlerden değildim.Buna mukabil davanın hukuksal sürecinde tutukluluk süresi,gözaltı yöntemleri gibi durumlar bağlamında hukuğa riayet edilmediği hukuksuzlukların olduğu kanısındaydım ayrıca.Lakin bu dava iyice karmaşık hale geldi benim nazarımda da sürece baktığımda.Ne yapılmaya çalışılıyor tam manasıyla anlamış değilim.O kadar ses kaydı, belge tamam da Odatv'nin yayınladığı vidyolara bakıldığında bu davanın uydurma olduğu fikri davanın inanırlılığını gerçekten zedeliyor.Adalete güvenmek istiyorum.Bu davanın bütün açıklığıyla vicdanları tatmin edecek bir süreç dahilinde şüphelere yer bırakmadan adaletin tecellisi yönünde kimseyi mağdur etmeden sonuçlanması temennim.Eğer ki bu dava bir oyunun sahneye konulmasıysa ve yalansa AKP kesinlikle bunun altında kalır ve bir şekilde bu davanın gerçek yüzü ortaya çıkacaktır.AKP için bu dava büyük bir sınav niteliğindedir ve AKP'nin desteğini olumlu ya da olumsuz yönde etkileyecek çok önemli bir konudur.Çünkü dava bu şekilde şüphelerle ilerlerse AKP aleyhine sonuçlar doğuracaktır.Bu bağlamda AKP de bunun farkındadır herhalde?

 

Neden bu durumları sürekli yaşıyoruz aklım almıyor!Ülkemizdeki adalet sistemine şüpheyle bakan, adalete güvenmeyen kesim tek bir kesim değil.Her kesimden insan adalete şimdi değil bunlardan önce de güvenmiyordu, şimdi de büyük oranda güvenmiyor,çünkü güven vermiyor.Yazıktır ya kim,kimler herkesin güvendiği bir adalet sistemi kuracak gerçekten büyük bir muamma...

 

Muhabbetle...

Gönderi tarihi:

Hakikaten bu işin çivisi çıkmaya başladı.Ben Ergenekon davasını uydurma bir dava, iktidarın ordudaki, medyadaki karşıt görüşlü,ulusalcı, Atatürkçü insanları yıldırmak için uygulamaya koyduğu hukuğu buna araç ettiği yapay bir dava olarak görenlerden değildim.Buna mukabil davanın hukuksal sürecinde tutukluluk süresi,gözaltı yöntemleri gibi durumlar bağlamında hukuğa riayet edilmediği hukuksuzlukların olduğu kanısındaydım ayrıca.Lakin bu dava iyice karmaşık hale geldi benim nazarımda da sürece baktığımda.Ne yapılmaya çalışılıyor tam manasıyla anlamış değilim.O kadar ses kaydı, belge tamam da Odatv'nin yayınladığı vidyolara bakıldığında bu davanın uydurma olduğu fikri davanın inanırlılığını gerçekten zedeliyor.Adalete güvenmek istiyorum.Bu davanın bütün açıklığıyla vicdanları tatmin edecek bir süreç dahilinde şüphelere yer bırakmadan adaletin tecellisi yönünde kimseyi mağdur etmeden sonuçlanması temennim.Eğer ki bu dava bir oyunun sahneye konulmasıysa ve yalansa AKP kesinlikle bunun altında kalır ve bir şekilde bu davanın gerçek yüzü ortaya çıkacaktır.AKP için bu dava büyük bir sınav niteliğindedir ve AKP'nin desteğini olumlu ya da olumsuz yönde etkileyecek çok önemli bir konudur.Çünkü dava bu şekilde şüphelerle ilerlerse AKP aleyhine sonuçlar doğuracaktır.Bu bağlamda AKP de bunun farkındadır herhalde?

 

Neden bu durumları sürekli yaşıyoruz aklım almıyor!Ülkemizdeki adalet sistemine şüpheyle bakan, adalete güvenmeyen kesim tek bir kesim değil.Her kesimden insan adalete şimdi değil bunlardan önce de güvenmiyordu, şimdi de büyük oranda güvenmiyor,çünkü güven vermiyor.Yazıktır ya kim,kimler herkesin güvendiği bir adalet sistemi kuracak gerçekten büyük bir muamma...

 

Muhabbetle...

 

Daha önce bana sormuştunuz, yazı yazdı diye Silivri davası ndan tutuklu olan kim diye? Ben bunun bir intikam oyunu olduğunu seziyorum, niye diyeceksiniz. Birkaç ay önce güvenip de tutuksuz yargılamak için saldığınız insanları bir daha tutukluyorsunuz, Allah Aşkına bu nedir, nasıl bir hukuktur, insanlarla alay mı ediliyor? Lehte deliller iddianameye konmamış, niye, sebep ney, ne yapılmak isteniyor?

Mehmet Haberal şırınga ile mi, Tuncay Özkan nutukla mı, Mustafa Balbay Kalemle mi darbe yapacaktı? Darbe yapanlar varken, muhtırayı verenler belliyken niye belli bir kesim?

Yazılarınızdan belli bir muhakeme seviyesine sahip olduğunuz görünüyor, eninde sonunda bunları fark edeceğinizi tahmin ediyordum ama bu kadar çabuk ummuyordum. Belli bir eğitim almış, ön yargısı olmayan insanlar bunu fark ediyorlar fakat sokaktaki vatandaş ne verilirse onu alıyor. Az önce haberlerde sokaktaki vatandaşa bu konuyu soruyorlar. Burada hukuksuzluk olduğunu savunanlar ile iyi oluyor, asker de yargılanacak tabii diyenler arasında söylemek istemiyorum ama bir fark görünüyor.

Gönderi tarihi:

Radiikal yazarı Cüneyt Özdemir , eski arkadaşı ve ortağı Soner Yalçın’ın gözaltına alınması üzerine şunları yazdı:

Demokratik bir ülkede muhalefetin gücü ve büyüklüğü rejimin barometresidir.

Dün odatv.com basıldı. Bu siteyi 2007 yılında Soner Yalçın ile ben kurdum. Soner Yalçın ile de yıllarca hem arkadaşlığımız hem de iş ortaklığımız vardı. Vardı diyorum zira odatv.com’u kurduktan sonra dünya görüşlerimizde ayrı düştük. İş ilişkimizi bitirdik, arkadaşlığımızı da rafa kaldırdık. Yıllardır görüşmüyorduk. Geçen yıllarda siyasi görüşlerimiz artık neredeyse taban tabana zıt hale geldi ama bu önemli bir gerçeği değiştiremez. Dün evi basılan, hakkında gözaltı kararı çıkan Soner Yalçın gazetecidir. İşi-gücü okumak yazmaktır.

 

Gördüğünüz görebileceğiniz en iyi entelektüellerden biridir. Sahaflardan çıkmayan, bir anda birden çok kitap okuyan, tarihe meraklı gerçek bir aydındır. Türkiye’nin en belalı dönemlerinde Cem Ersever kitabını yazmıştır. Soner Yalçın’ın bugün fikirlerine katılmayabilirsiniz, dünya görüşü sizi rahatsız edebilir, kitaplarını eleştirebilirsiniz, yazdıklarından hazzetmeyebilirsiniz hatta odatv.com’daki yayıncılık hoşunuza da gitmeyebilir ama Soner Yalçın’ın gazeteciliğine laf söyleyemezsiniz. Asıl mesele de işte burada başlıyor.

 

Eğer bugün sadece gazeteciliğinden rahatsız olduğunuz için Soner Yalçın’ı ya da başkalarını gözaltına alıp, evlerine, ofislerine baskın düzenliyorsanız veya bugün bu baskınlara ses çıkartmıyorsanız yani açık açık yazalım korku dağları sarmışsa vay halimize hepimizin. Demokratik bir ülkede muhalefetin gücü ve büyüklüğü rejimin barometresidir.

 

Bir gazeteciyi yaptığı haberlerden dolayı beğenmiyorsanız demokratik bir ülkede izleyeceğiniz yol bellidir: Mahkemeye gidip dava açarsınız. Eğer dava açmayıp evine, işyerine baskın yapıyorsanız zannetmeyin ki başı belada olan bir tek o gazetecidir.

 

Çok daha tehlikelisi, bir ülkede böyle bir algının ve korkunun doğmuş olmasıdır. Zira iletişim bilimi için gerçek tektir ve ‘algı gerçektir’.

 

Bu ülkede gerçekten basın özgürlüğü diye bir şey varsa gazeteciye gazeteci olarak davranılır.

Her muhalif gazeteciyi tutuklamaya kalkarsanız o ülkedeki rejimin adı demokrasi değil başka bir şeydir.

Bugün görüşleriniz taban tabana zıt olsa da yıllardır konuşmasanız da hatta aranızda hiç hazzetmeyen olsa da gazetecilerin özgürlüğü bir toplumun fikir özgürlüğünün ufkudur. Ve görünen o ki ufukta güneş batıyor.

 

Cüneyt Özdemir yazdı

15.02.2011 12:19

 

logov3.gif

Gönderi tarihi:

Her zaman demisimdir. Demokrasi ve hukuk bir gün sanada gerekli olacak.

 

12 Eylul Fasist cuntasini savunanlar, vatani kurtarmak icin geldi diyenler, hak hukuk icin mücadele eden genclerin sorgusuz öldürülmelerini onaylayanlar, faili mechulleri inkar edenler, yargisiz infazlari vatan millet sakarya diyerek savunanlar ne hikmetse simdilerde fasiszimden, baskilardan, hukuksuzluklardan,..... yakiniyorlar.

 

Ne demistim ben daima. Unutma bir gün hukuk sanada gerekli olacak!!!! Bu sözlerim sadece hukuk disi eylemlere, devlet terörünü onaylayanlara, demokarsiye sadece kendileri ve yabdaslari icin isteyenleredir.

Gönderi tarihi:

Her zaman demisimdir. Demokrasi ve hukuk bir gün sanada gerekli olacak.

 

12 Eylul Fasist cuntasini savunanlar, vatani kurtarmak icin geldi diyenler, hak hukuk icin mücadele eden genclerin sorgusuz öldürülmelerini onaylayanlar, faili mechulleri inkar edenler, yargisiz infazlari vatan millet sakarya diyerek savunanlar ne hikmetse simdilerde fasiszimden, baskilardan, hukuksuzluklardan,..... yakiniyorlar.

 

Ne demistim ben daima. Unutma bir gün hukuk sanada gerekli olacak!!!! Bu sözlerim sadece hukuk disi eylemlere, devlet terörünü onaylayanlara, demokarsiye sadece kendileri ve yabdaslari icin isteyenleredir.

 

MFÖ nün bir şarkısını hatırlattı bana bu iletiniz...

 

Şarkının ismini tam çıkartamadım...

"Sen neymişsin be abi / abla" gibi bir şeydi galiba...

Şimdi tam olarak anımsamıyorum...

 

***

 

Her yazıya her haber yorumuna reçeteniz hep aynı sevgili dominik...

Her şeye , her daim muhalefet olmak gerekir kaygısı sürekli kendinizi tekrarlamaya dönüşüyor artık...

Aman dikkat, artık kendinizi biteviye tekrarlar oldunuz...

 

Şu son yazdığınıza geriye dönüp bir okuyun ve lütfen ne anlamamız gerekiyorsa bizahmet tercüme ediverin...

 

Üstü kapalı kişileri itham etme hakkını belki kendinizde görebilirsiniz ama

"Ben dili kullanan" sizin bu tutumunuzun, sürekli karşınızdakileri muhalifiniz görme kaygınızdan,

Sizin gibi üst düzey düşünemezler düşüncesinden kaynaklanıyor olma ihtimalinide göz ardı etmemelisiniz...

 

Kişileri hedef alıp eleştilerinizi kişiler üzerinden polemikler yaparak sürekli ahkam kesen yaklaşımlar yerine

Birazda şu özdeyişte olduğu gibi "İğneyi başkasına, çuvaldızı kendine batıran" öz denetimli bir yaklaşım gösterseniz

Sizden ve düşüncelernizden daha çok yararlanabiliriz diye düşünüyorum...

Gönderi tarihi:

Takılmış 12 eylül plak ezberinden referandum için yararlanılmakla kalmadı, bu çürümüş sakızı otuz yıldır çiğnemeye doymayanlar var. Bu kişilerin bir kere de "hani Evren yargılansın diye eski tüfek ülkücülerle bile aynı safta oy verdik, ne oldu?" diye hayıflandıklarını, "yeter artık bozalım bu oyunu, bu sahtekarlık ve ikiyüzlülük maskesini indirelim" dediklerini duymadım. Nereye gidiyor kişiliğiniz? Bu hokkabazlıklara bile bile kanarak kişiliğinizin hangi noktaya geldiğini görmüyor musunuz? Yani insan şeytanla da bile bile dans etmez ki? Ruhunu çalacağını bile bile? İran'dan da mı ders almadınız, Şah gitsin, modern bir demokrasi olalım diyen aydınların Tahran caddelerinde elektrik direklerinde sallandırılan ilk kurbanlar olduklarını da mı görmediniz, bilmiyorsunuz? Ya Kürtlerin sıra sıra diz çöktürülüp devrim muhafızları tarafından enselerine sıkıldığını da mı görmediniz? Bu gün dünyada yaşayan en korkunç totaliterizm İran'dadır ve belki de dünyada örneği yoktur. İnsanlar vinçlerle asılıp toprağa gömülüp taşlanmaktadır. Afrika'da bile böyle ilkel bir vahşet toplumu kaldıysa, kıyıda köşede bir ormanın kuytusunda bir kabiledir ancak.

 

Bunu başaran da mollalara destek veren kendini aydın zanneden insanlardır. Geçmiş ola, şimdi kıpırdasalar devrim muhafızları üzerlerine yaylım ateş açıyor. Mısır'daki gibi bir ordu da yok halkı koruyacak. Geçmiş ola ki geçmiş ola...

 

Belki elli, belki yüzelli kere söyledik. Türkiye iki süper emperyalist gücün arasında mengenedeki midye gibi kabuğu çatırdadığı ve paramparça olacak hale geldiği bunalım döneminin olumsuzlukları ile tek kutuplu dünyada o tek gücün emrindeki bir çoğunluk diktasının keyfi faşizmi kıyas edilemez.

 

Şimdi demokrasi tren gibi bir araçtı, kullanılıp yolun sonuna gelince işi, biter, hurdalığa atılırdı ya... Öyleydi değil mi,tescilli.

 

İleri demokrasi de şu: Bu aracı cılkını çıkarıncaya, iyice dejenere edinceye kadar tepe tepe kullanıp hurdasını da tekmeleye tekmeleye uçuruma yuvarlamak.

 

Ben size kesin bir şey söyleyeyim: İki şey olabilirsiniz insan olarak. Ya dogmatik, ya aydın. Başka bir olasılık yoktur!

Gönderi tarihi:

Her zaman demisimdir. Demokrasi ve hukuk bir gün sanada gerekli olacak.

 

12 Eylul Fasist cuntasini savunanlar, vatani kurtarmak icin geldi diyenler, hak hukuk icin mücadele eden genclerin sorgusuz öldürülmelerini onaylayanlar, faili mechulleri inkar edenler, yargisiz infazlari vatan millet sakarya diyerek savunanlar ne hikmetse simdilerde fasiszimden, baskilardan, hukuksuzluklardan,..... yakiniyorlar.

 

Ne demistim ben daima. Unutma bir gün hukuk sanada gerekli olacak!!!! Bu sözlerim sadece hukuk disi eylemlere, devlet terörünü onaylayanlara, demokarsiye sadece kendileri ve yabdaslari icin isteyenleredir.

 

İlk sözüm Cüneyt Özdemir e, Siyasi konularda Soner Yalçın mı haklıymış yoksa siz mi?

 

Sayın dominik, darbecileri savundu dediklerinizin yaptığının aynısını siz de yaptınız, darbeci yaftası yapıştırılıp herkesi Silivri ye gönderirlerken biz hukuksuzluklar var, hukuk bir gün size de lazım olur derken siz herkesi suçlu ilan ettiniz. İçeri giren askerse mutlaka suçludur, bekleyelim görelim demediniz mi? Daha geçen iletinizde bana darbecileri savunduğumu söylediniz, suçu ispatlanana kadar herkes suçsuzdur dan hareketle ben hala suçlu göremiyorum.

Gönderi tarihi:

MFÖ nün bir şarkısını hatırlattı bana bu iletiniz...

 

Şarkının ismini tam çıkartamadım...

.

.

.

Sizden ve düşüncelernizden daha çok yararlanabiliriz diye düşünüyorum...

Ben sadece bu bozuk düzene muhalefetim. Ben bu bozuk düzen icerisinde birbirleriyle yarisan, sadece kendi demokrasisini savunanlara karsiyim.

Anlayan cok rahat anliyor ne demek istedigimi.

Dünün hukuk disi davranislarini hos görüyle karsilayipta bugünkendi yandaslarina uygulananlar karsisinda hukuktan bahsedenlere karsiyim.

Faili mechulleri, yargisiz infazlari mesrulastiranlara, fasist cuntanin gelisini dönemin sartlari zorladi diyerek savunanlarin simdilerde adaletten söz etmelerine karsiyim.

.......

Gönderi tarihi:

Daha geçen iletinizde bana darbecileri savunduğumu söylediniz, suçu ispatlanana kadar herkes suçsuzdur dan hareketle ben hala suçlu göremiyorum.

TSK nin sicili belli. Fazlsiyla cuntaci, JITEM kurarak yasa disi eylemlerde bunmus, gene kendi elemaninin ifadesine göre PKK ile iliskiye gecip daha fazla siddet kullaninki ciddiye alinin diyerek rant saglayanlarin bir kurumu.

 

Bu savunduklariniz bir dönemler insanlari yargilamadan yok ediyorlardi, bir genci sirf idam edebilmek icin yasini dahi büyütmüslerdi,.....

 

Adaletsizlik yapanlarin adalet arama haklari olamaz.

Adalet halk icin gerekli.

Gönderi tarihi:

Hepsi mi, Silivride olanların hepsi suçlu mu sizce?

Kanimca hepsinin söyle yada böyle bir sekilde gercek suclularla iliskileri oldugu kanisindayim. Tek tük sucsuz olabilir. Ama ben yakalananlarin ezici cogunlugunun suclu oldugu kanisindayim.

 

Yargisiz infaz nasilmis kendi yasamlarinda ögrensinler.

Gönderi tarihi:

Kanimca hepsinin söyle yada böyle bir sekilde gercek suclularla iliskileri oldugu kanisindayim. Tek tük sucsuz olabilir. Ama ben yakalananlarin ezici cogunlugunun suclu oldugu kanisindayim.

 

Yargisiz infaz nasilmis kendi yasamlarinda ögrensinler.

 

Siz de kabul ediyorsunuz suçsuz olabileceğini, hukukçular tek bir kişinin bile suçsuz yere hapis yatırılamayacağını söylüyor. Onlardan bir kısmı yaptı, kurunun yanında yaş da yansa fark etmez aralarında suçlu var ya mı diyeceğiz? Bu nefretin bir sebebi olmalı diye düşünüyorum fakat darbe dönemlerinde işkence gören insanlar da burada yapılan hukuksuzluklardan bahsediyorlar. Sizin bu kadar hukuğu hiçe sayacak kadar gözünüzü karartan nedir? Savunduğunuz AB normlarında böyle iki yıl süren tutukluluk halleri var mı? Sakın önceden de oldu gibi mazeretler öne sürmeyin, evet oldu; onlar oldu diye de bunların olması gerekmez.

Gönderi tarihi:

Siz de kabul ediyorsunuz suçsuz olabileceğini, hukukçular tek bir kişinin bile suçsuz yere hapis yatırılamayacağını söylüyor. Onlardan bir kısmı yaptı, kurunun yanında yaş da yansa fark etmez aralarında suçlu var ya mı diyeceğiz? Bu nefretin bir sebebi olmalı diye düşünüyorum fakat darbe dönemlerinde işkence gören insanlar da burada yapılan hukuksuzluklardan bahsediyorlar. Sizin bu kadar hukuğu hiçe sayacak kadar gözünüzü karartan nedir? Savunduğunuz AB normlarında böyle iki yıl süren tutukluluk halleri var mı? Sakın önceden de oldu gibi mazeretler öne sürmeyin, evet oldu; onlar oldu diye de bunların olması gerekmez.

Ben yasanilanlarin dogru oldugunu söylemedimki. Hukuksuzluga karsi olmak icin illada hukuku cigneyeblerinmi önce hukuksuzluga ugramalarini bekleyecektik?

Ben sadece iceride yatanlarin cogunun kendilerinin hukuku cok fazlasiyla cignedigini ifade etmeye calistim.

 

Türkiye'de hukuksuzlugun Ergenekon ve balyoz tutuklamamariyla degil cok uzun dönemden beri oldugunun altini ciziyorum.

 

Dogru hic kimseye hukuksuzluk yapilmasin ama kusura bakmayinda iceride yatanlarin cogu zaten hukuksuzlugu savunnalar, yani kendileri hukuku cigneyenler oldugu icin onlar icin herhangi bir eylemde yapmam , yanlarinda da olmam. Benim bu görüsüm hukuksuzluga evet demek anlamina gelmez. Hukuk herkes icin ve her dönem gecerlidir. Yargisiz infazlari savunanlarin burada hukuksuzluktan bahsetmeleri kadar gülünc bir durum olamaz.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.