Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Kılıçdaroğlu A.Kaya nın mezarını ziyaret etti


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Evet, doğru anlamışsın dostum.

.

.

.

emperyalizmin karşısında ekonomik, siyasal, demokratik birleşmiş bir güç olmak, her iki halkın da çıkarınadır. Birlikten kuvvet doğar.

 

:excl::flowers::clover:

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Demokratik Cumhuriyet, ulusların tek tek bağımsız devletlerini kurmalarından ziyade, tek bir devlet çatısı altında birleşmelerinden yanadır. Halkların ortak malı olan doğal servetleri paylaşmak, emperyalizmin karşısında ekonomik, siyasal, demokratik birleşmiş bir güç olmak, her iki halkın da çıkarınadır. Birlikten kuvvet doğar.[/font]

Varmi böyle bir demokratik cumhuriyet? Ilk defa sizden duydumda. Ilk yazinizda milletlerin kendi kaderini kendilerinin tayininden bahsediyordunuz, simdi ise demokratik cumhuriyet catisi altinda beraber yasamaktan. Bana anlattikleriniz yanlis anlamayin ama sadece kendi fikriniz olarak geliyor, yani evrensel sosyalist bir aciklamaya benzemiyor.

Gönderi tarihi:

Bölücü terör örgütlerinin dünyanın her yerinde en başta gelen taktikleri psikolojik yıpratmadır. Bunun için bulanıklık, belirsizlik yaratırlar. Çelişkili, tutarsız, şaşırtmalı davranır ve konuşurlar.

 

Bu taktiğin sözcülerinin ve yandaşlarının diline de yansıdığını görüyoruz. Bir saat önce et ve tırnaktan bahseder, bir saat sonra kaderini ayrı tayin etmekten... Bir dadika önce bütünlükten bahseder, bir dakika sonra ayrışmaktan. Bir gün önce ateşkesten bahseder, bir gün sonra savaşı över. Beş dakika önce katil dediğine on dakika sonra halk önderi yakıştırmasını yapar. Bir saat önce terörle bir yere varılmaz der, yarım saat sonra terörden başka yol yok der.

 

Teröre, teröriste, yandaş ve sözcülerine hiç bir biçimde güven olmaz. Terörün anladığı tek bir dil vardır, beline beline ölümcül darbeler indirmek ve sesini soluğunu kesip işini bitirmek... Başka dilden anlamaz...

 

Ha, sadece bununla olmaza zaten katılmayan yok... Bunu bizzat asker de defalarca söyledi. Sadece askeri önlemlerle terör bitmez, elbette. O ayrı konu. Ama bu askeri önlemlerden vazgeçilecek, başka yola bakılacak anlamına gelmez. Askerin başarısını siyasi irade tamamlamadan ve gerekli siyasi, ekonomik önlemleri almadan terörü öldürseniz bile yine canlanır.

Gönderi tarihi:

Varmi böyle bir demokratik cumhuriyet? Ilk defa sizden duydumda.

Niye? Sen uzaydanmı geldin dostum? Hayatında hiç mi demokratik cumhuriyet görmedin? Cumhuriyetlerin çoğunluğu demokratik değilmi? Şu andaki Türkiye cumhuriyeti bir takım aksamalar da olsa demokratik bir cumhuriyet değilmi?

Ilk yazinizda milletlerin kendi kaderini kendilerinin tayininden bahsediyordunuz, simdi ise demokratik cumhuriyet catisi altinda beraber yasamaktan.

Değişen bir şey yok. Sözlerimin arkasındayım. Demokratik cumhuriyetlerde, çoğunluk kültür idareye hakim olasa da, diğer azınlıktaki kültürleri dayatmalarla etkileyemez, değiştiremez, izin verir. Devlet, yanlışa düşüp bu özgürlükleri aksatmaya çalıştığında, farklı kültürler kaderlerini tayin etmek için demokratik mücadelelerini verirler. Diğer kültürlerin aydınları tarafından da desteklenirler. Şahsen ben sizlerin kendi kültürlerinizi yaşamanızı destekliyorum.

Ancak, mücadelenin de kültürlerin de yaşanış şekli, devletin demokratik düzenini aksatmaması gerekir. Zira, diğer azınlık kültürler de demokratik düzenin herkese verdiği eşit olanaklardan yararlanmaktadırlar.

Bana anlattikleriniz yanlis anlamayin ama sadece kendi fikriniz olarak geliyor, yani evrensel sosyalist bir aciklamaya benzemiyor.

Buraya kadar anlattıklarım demokratik düzenler içindir. Sosyalist düzende ise zaten sosyalist kültür yaşanır. İlkeleri vardır. Sömürü kültürüne destek olacak her nevisine izin yoktur. Gelecek için ben bundan yanayım.

 

Yanlış anlamam çekinme. Düzenlerin nasıl olduklarını sürekli okuyup irdelemekteyim. Yanlışım varsa yanlışlığın şurada diyebilirsin. Sana kaynak gösterebilirim.

Gönderi tarihi:

Bölücü terör örgütlerinin dünyanın her yerinde en başta gelen taktikleri psikolojik yıpratmadır. Bunun için bulanıklık, belirsizlik yaratırlar. Çelişkili, tutarsız, şaşırtmalı davranır ve konuşurlar.

 

Bu taktiğin sözcülerinin ve yandaşlarının diline de yansıdığını görüyoruz. Bir saat önce et ve tırnaktan bahseder, bir saat sonra kaderini ayrı tayin etmekten... Bir dadika önce bütünlükten bahseder, bir dakika sonra ayrışmaktan. Bir gün önce ateşkesten bahseder, bir gün sonra savaşı över. Beş dakika önce katil dediğine on dakika sonra halk önderi yakıştırmasını yapar. Bir saat önce terörle bir yere varılmaz der, yarım saat sonra terörden başka yol yok der.

 

Teröre, teröriste, yandaş ve sözcülerine hiç bir biçimde güven olmaz. Terörün anladığı tek bir dil vardır, beline beline ölümcül darbeler indirmek ve sesini soluğunu kesip işini bitirmek... Başka dilden anlamaz...

 

Ha, sadece bununla olmaza zaten katılmayan yok... Bunu bizzat asker de defalarca söyledi. Sadece askeri önlemlerle terör bitmez, elbette. O ayrı konu. Ama bu askeri önlemlerden vazgeçilecek, başka yola bakılacak anlamına gelmez. Askerin başarısını siyasi irade tamamlamadan ve gerekli siyasi, ekonomik önlemleri almadan terörü öldürseniz bile yine canlanır.

Demirefe dostum,

 

Yazını kimlere dokunduruyorsun pek belli olmuyor ama(mümkün olduğunca açık olmalısın), beni, şu fikirlerimi belirtmem için mecbur bıraktın. Katılacağını sanıyorum.

 

İnsanların/toplumların değişik fikirleri, kültürleri, inançları olabilir. Bunlara saygı duymak mecburiyetimiz var. Taaki diğerlerini olumsuz bir şekilde etkilemediği sürece.

 

Burasını çok az açayım. Mesela çeşitli kültürlerin yaşandığı kamuya ait yerlerde, hiç bir azınlık kendi kültürünü yaşamak için dayatma yoluna başvuramaz. Devlet bunu demokratik bir şekilde halletmeli. Herkese karşı eşit şartlar düzenlemeli. Böylesi kurallar demokratik ilkelerde veya modern hukukta zaten vardır.

 

Bu söylediklerim dışında sadece bir konuda demokratik tavrımı bırakabilirim (O da sonuna kadar kullandıktan sonra). "Sömüremezsin, kullanamazsın, senin bunları yapman için hiç bir üstünlüğün ve özelliğin yok" bu evrensel ilkeye karşı çıkıldığında...

 

Bunun dışında, başka anlayacağım bir "dil" de, "taktik"im de yok.

Gönderi tarihi:

Bölücü terör örgütlerinin dünyanın her yerinde en başta gelen taktikleri psikolojik yıpratmadır. Bunun için bulanıklık, belirsizlik yaratırlar. Çelişkili, tutarsız, şaşırtmalı davranır ve konuşurlar.

 

Bu taktiğin sözcülerinin ve yandaşlarının diline de yansıdığını görüyoruz. Bir saat önce et ve tırnaktan bahseder, bir saat sonra kaderini ayrı tayin etmekten... Bir dadika önce bütünlükten bahseder, bir dakika sonra ayrışmaktan. Bir gün önce ateşkesten bahseder, bir gün sonra savaşı över. Beş dakika önce katil dediğine on dakika sonra halk önderi yakıştırmasını yapar. Bir saat önce terörle bir yere varılmaz der, yarım saat sonra terörden başka yol yok der.

 

Teröre, teröriste, yandaş ve sözcülerine hiç bir biçimde güven olmaz. Terörün anladığı tek bir dil vardır, beline beline ölümcül darbeler indirmek ve sesini soluğunu kesip işini bitirmek... Başka dilden anlamaz...

 

Ha, sadece bununla olmaza zaten katılmayan yok... Bunu bizzat asker de defalarca söyledi. Sadece askeri önlemlerle terör bitmez, elbette. O ayrı konu. Ama bu askeri önlemlerden vazgeçilecek, başka yola bakılacak anlamına gelmez. Askerin başarısını siyasi irade tamamlamadan ve gerekli siyasi, ekonomik önlemleri almadan terörü öldürseniz bile yine canlanır.

 

Sayın demirefe, bu dediğinizi İmralı daki bile anladı, silahların miadı biiti diyen idol olmuş belediye başkanını yine sizin tabirinizle kaynar kazanda haşladı. Terörist silah bırakmayacak ama koskoca T.C Devleti silah bırakacak; dostlar buna ne buyururlar acaba?

Gönderi tarihi:

Niye? Sen uzaydanmı geldin dostum? Hayatında hiç mi demokratik cumhuriyet görmedin? Cumhuriyetlerin çoğunluğu demokratik değilmi? Şu andaki Türkiye cumhuriyeti bir takım aksamalar da olsa demokratik bir cumhuriyet değilmi?

Yoo uzayda yasamiyorum ama sizin acikladiginiz bir sekilde "demokratik cumhuriyet" göremiyorum, hele hele bir de Türkiye'yi örnek göstermeniz gercekten cok abest oluyor. Türkiye kurulusu itibariyle etnik kökenlilerin ve diger kültürden olanlarin kendilerini ifade etmelerine ve kendi geleceklerini kendilerinin kurmasina asla izin vermemistir. Lütfen iyi nietli oldugunuz yorumlarinizdan anlasiliyor ama malesef gercekleri yansitmiyor.

 

Sunu iyi bilmenizi rica ediyorum, Kürt vatandaslarin mücadelesi asla diger kültürlerden insanlarinda kültürlerini yasamalarini engellemiyor bilakis kolaylastiriyor. Kürt halkinin mücdelesini zaten genel olarak demokrasi ve özgürlük mücadelesinden ayri tutamayiz. Ben bir Kürt degil Türk olarak sadece Kürt'lerin degil ülkemizde yasayan her etnik kökenlilerimizin ve tüm insanlarin her türlü özgürlüklerini arzuluyorum.

Gönderi tarihi:

Bilimselci dostum,ben dokundurma yapmam. Söylediklerimin son derece dolaysız olduğunu düşünüyorum. Muhatabı apaçık belli sözler. Senin alınacağını aklımın ucundan bile geçirmedim ki sana dokundurma yapmış olmam gibi bir olasılık olsun. Bundan yüzde yüz emin olmanı isterim, herhangi bir şekilde sana dokundurma yapmayı aklımın köşesinden bile geçirmedim...

Gönderi tarihi:

Bilimselci dostum,

Senin alınacağını aklımın ucundan bile geçirmedim ki sana dokundurma yapmış olmam gibi bir olasılık olsun.

Pardon, özür dilerim. Gereksiz alınganlık oldu o halde. Yazında "kader tayini" geçince... :)

Problem yok. Selam.

Gönderi tarihi:

Kürt vatandaslarin mücadelesi asla diger kültürlerden insanlarinda kültürlerini yasamalarini engellemiyor bilakis kolaylastiriyor. Kürt halkinin mücdelesini zaten genel olarak demokrasi ve özgürlük mücadelesinden ayri tutamayiz.

 

Ben bu mücadele tipini senin söylediğin gibi "Kürt vatandaşların mücadelesi" olarak görmüyorum. Aksine bu tür mücadele terördür, eşkıyalıktır, masum halkı ve en önemlisi çocukları şiddet için kullanmaktır, devlete karşı emperyalizm desteğinde isyandır, devleti yıkmaya yönelik şiddet eylemidir.

 

Devrimci, özgürlükçü mücadele, ezilen tüm diğer halklarla sömürücü güçlere(emperyalizme) karşı birlikte verilir.

Gönderi tarihi:

Ben bu mücadele tipini senin söylediğin gibi "Kürt vatandaşların mücadelesi" olarak görmüyorum. Aksine bu tür mücadele terördür, eşkıyalıktır, masum halkı ve en önemlisi çocukları şiddet için kullanmaktır, devlete karşı emperyalizm desteğinde isyandır, devleti yıkmaya yönelik şiddet eylemidir.

 

Devrimci, özgürlükçü mücadele, ezilen tüm diğer halklarla sömürücü güçlere(emperyalizme) karşı birlikte verilir.

 

Sivil Köylere sabaha karşı 4-5 te gelip köy meydanında hepinizin diye başlayan ardı küfürlerel dolu cümleler kurulan,insanların eşyalarını bile toparlamasına izin verilmeden tekme tokat silah dipçikleri ile evlerinden çıkartılıp evlerinin yakılmasınıda saydığınız statülere koyuyormusunuz?

 

 

Çark dönmesine devam edecek; cuntalar birbirini takip edecektir. Kimileri "Atatürkçü, laik" kimileri "reformcu" diye lanse edilecek, yurtsever aydınlar her defasında yeni bir umutla yeni gelenlere bel bağlayacak, sonra yanıldıklarını anlayacaklar, tekrar bir "ilerici" atılım olmasını bekleyeceklerdir.

 

Emperyalizmin işgali altındaki ülkelerde bu çark hep böyle döner. Ülkemizde de parçalanana kadar bu çark hep böyle dönecektir.

 

(1971, Mahir Çayan)

Gönderi tarihi:

Ben bu mücadele tipini senin söylediğin gibi "Kürt vatandaşların mücadelesi" olarak görmüyorum. Aksine bu tür mücadele terördür, eşkıyalıktır, masum halkı ve en önemlisi çocukları şiddet için kullanmaktır, devlete karşı emperyalizm desteğinde isyandır, devleti yıkmaya yönelik şiddet eylemidir.

 

Devrimci, özgürlükçü mücadele, ezilen tüm diğer halklarla sömürücü güçlere(emperyalizme) karşı birlikte verilir.

Kusura bakmayin ama sizinkiis aynen oynamak isteemyen gelinin yerim dar demesine benziyor. Türkiye'de Kürt'ler 90 yila yakin özgürlük mücadelsi veriyorlar. PKK gibi bir terör örgütünün dogmasinin tek sebebide inkarci ve gaspci devlettir. Kürt halkinin mücadelesini böyle kolayca karalayamazsiniz. En azindan kendinizi sosyalist, devrimci, özgürlükcü,... olarak niteliyorsaniz.

 

Hadi buyurun bizlere ve Kürt vatandaslara "devrimci, özgürlükcü mücadele,...." nasil olunur gösterin ve hatta önderligini yapin. Veya bu öndeligi yapan hangi bir akim varda bizler göremiyoruz? Varsa gösterin bizlere.

Gönderi tarihi:

Problem yok. Selam.

Elbette yok... Dostum seninle her konuda tabii ki birebir aynı düşünmüyoruz. Ama ideal olan da zaten bu değil mi? Görüşlerde farklılıklar olmasa insanlar robotlar gibi olur.

 

Ama kendi kaderini tayin konusunda aynı düşündüğümüzden eminim. Yani örneğin bir Tunceli'de Munzur ırmağı üzerine baraj kurulması ile Rize'de Fırtına deresine baraj kurulmasına aynı ölçüde aynı tepkiyi veririz. Bu konuda bölge ayrımı yapmak aklımızdan geçmez. "Tunceli'yi boşver ama Fırtına deresinde baraja hayır" diye bir düşünce aklımızdan geçmez. Burada her bölge halkı aynı derecede değerlerini, varlıklarını sauvunma hakkına elbette sahipler.

 

Sahi bu adamlar niye hep bula bula baraj yapmak için ya milli parkları, ya doğa harikası ormanları ya da tarihi kalıntıları buluyorlar ben anlamıyorum. Fizibilite, planlama, etüd, ne bileyim bir duyarlılık, bir şey vardır yahu! Bulamadın mı bozkırda kayaların arasında bir vadi, çek setini, yap barajını! Bula bula tam da milli parkı niye buluyorsun?

 

Ayrıca bu derin kayalık vadilerde yüksek düşülü fakat yüksek beton setler gerektiren barajlardan kaçınıp daha kolay inşa edilen verimsiz, az düşü yüksekliğine sahip, üstelik çok geniş alanları istila eden barajlara yönelmek kolaycılığı da daniskası. Uzan'lar bile bu bahsettiğim yüksek düşülü tipte olan Berke barajını yapabilmişlerdi. Niye yani, niye o tipte yaptıramıyor bu ülkenin her imkanı elinde olan hükümet? Gidip gidip nerde doğa güzelliği, tarihi miras varsa oraları su altında bırakıyor?

 

Buna ben bir açıklama getiririm de, ağır kaçar! Ermenistan ile kol kola girilmesini, Yunanlılar ile oniki mili konuşmayı açıkladığım biçimde açıklarım çünkü...

Gönderi tarihi:

Varmi böyle bir demokratik cumhuriyet? Ilk defa sizden duydumda. Ilk yazinizda milletlerin kendi kaderini kendilerinin tayininden bahsediyordunuz, simdi ise demokratik cumhuriyet catisi altinda beraber yasamaktan. Bana anlattikleriniz yanlis anlamayin ama sadece kendi fikriniz olarak geliyor, yani evrensel sosyalist bir aciklamaya benzemiyor.

 

 

"Ulusların" kendi kaderini tayin hakkı yani SELF DETERMINATION hakkı ile bölücülük birbirinden farklı şeylerdir. Evrensel sosyalist düşünce dediğiniz şey tam olarak bu anlama gelir. Nitekim Ernesto "Che" Guevara sosyalizmi tüm Latin Amerika'ya yayıp birleşik bir Latin Amerika yaratma hayalinin peşindeydi. Bugün idealleri kısmen de olsa uygulama alanı bulmuş durumda. Zira Arjantin, Meksika, Brezilya, Küba, Venezuela hatta 1967'de katledildiği Bolivia bile tek çatı altında birleşmek üzere ciddi adımlar atmış bulunuyorlar. Böylece ne SELF DETERMINATION hakkı zedeleniyor ne de Evrensel Sosyalizm ideali.

 

Bölücülük başkadır. Bölücülük ırk ayrımına dayanan bağımsızlık idealidir ve Fransız İhtilali'nden gelen milliyetçilik görüşünden çok farklıdır. Bölücülük Fransız İhtilali'ndeki milliyetçilik unsurunun yozlaştırılması ile ortaya çıkan hastalıklı, emperyalist güçlerin amacına hizmet eden, ırkçı bir olgudur. Yugoslavya'nın yaşadığı şey bölücülük ve ırkçılıktır, Türkiye'ye de PKK eliyle yaşatılan ve son tahlilde hedeflenen şey ırkçılık ve bölücülüktür

 

Saygılar

Gönderi tarihi:

Bölücülükle uluslarin kendi kaderlerini kendileri tayin hakki ayri seylermis.Laf cambazligina bakin.Kürtler hak ariyormus ama PKK'nin yaptigi ise irkcilikmis.Fasulyenin kilosu kacaydi acaba?

 

Türkiye ulus devlettir,üniter bir yapiya sahiptir.Hic kimsenin etnik kökenine bakilmadan Türkiye Cumhuriyeti VATANDASLIGI GIBI YÜCE BIR HAK verilmistir herkese.Bugün baska bir ülkenin vatandasi olabilmek icin 40 dereden su getirilmesi gerekiyor.

 

Kürtler ve diger etnik gruplar,Türkiye'de herkes gibi esit haklara sahiptir.Anayasa karsisinda bir KÜRT'ÜN LAZDAN ÜSTÜNLÜGÜ VEYA AKSI GIBI BIR DURUM YOKTUR.Kürtler Türkiye'de esit olduklari icin degil Türkiye Cumhuriyeti vatandasi olduklari icin her alanda faaliyet göstermektedirler.Birtakim sosyal haklarin sadece Kürtlerden degil tüm Türk ulusundan esirgenmis oldugu gercegi vardir.Bunu sadece Kürtlerle sinirlayip Kürtler esit haklara sahip degildir diye iddia etmek bence bölücülüktür.Vatandas olarak hak aramakla,etnik hak aramak ayni seyler degildir.Bu nedenle Kürtcülerin PKK ile baslatmis olduklari terör bölücü bir terördür,dis güclerin destegi ile bu terör hala devam etmektedir.

 

Türk vatandasligini kabul etmemek ayri bir statü istemektir.EGER AYRI BIR STATÜ ISTENIYORSA BUNUN ADINA BÖLÜCÜLÜK DENIR HAK ARAMA DEGIL.Yok eger vatandasliga saygi duyup biz vatandaslik haklarimizi istiyoruz deniyorsa buna bizde saygi duyar ve bizde variz deriz.

 

Kürtcülerin istedikleri ayri bir statüdür.Ayri bir bayrak ayri bir yönetim Güney Kürdistanla olan sinirin kaldirilmasi,Kürdistan sinirinin cizilmesi gibi tamamen bölünmeye hedeflenmis bir statüdür bu ve gücünüde SEVR'den almaktadir.Yani Kürtcüler ve onlarin destekcisi ic ve dis isbirlikciler icin LOZAN DEGIL SEVR gecerlidir.Bunun adinada bölücülük denir.Üniter bir yapi icersinde SELF DETERMINATION OLAMAZ.Kavramlarla oynamayın.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Demokrat olalım derken elbirliği ile ülkeyi mahfedeceğiz. Her kökenden insanlar kendi geleceğini belirlesin denirse ülke çadır devletine döner; her sülale kendi krallığını ilan eder. Dünyanın en demokrat ve en zeki milleti biz miyiz her topluma devlet kurma hakkı vereceğiz? İspanya Bask Bölgesine niye böyle bir hak tanımıyor? Yok öyle! Bu topraklar için nehirler günlerce kızıl aktı, göz diken varsa yine aynı şeyleri göze almak zorunda. Bu bizim fikrimiz ama bize sorulmadan türlü dalaverelerle bunu başarırlar mı onu bilemiyorum açıkça bundan da korkuyorum.

Gönderi tarihi:

Sivil Köylere sabaha karşı 4-5 te gelip köy meydanında hepinizin diye başlayan ardı küfürlerel dolu cümleler kurulan,insanların eşyalarını bile toparlamasına izin verilmeden tekme tokat silah dipçikleri ile evlerinden çıkartılıp evlerinin yakılmasınıda saydığınız statülere koyuyormusunuz?

 

 

Çark dönmesine devam edecek; cuntalar birbirini takip edecektir. Kimileri "Atatürkçü, laik" kimileri "reformcu" diye lanse edilecek, yurtsever aydınlar her defasında yeni bir umutla yeni gelenlere bel bağlayacak, sonra yanıldıklarını anlayacaklar, tekrar bir "ilerici" atılım olmasını bekleyeceklerdir.

 

Emperyalizmin işgali altındaki ülkelerde bu çark hep böyle döner. Ülkemizde de parçalanana kadar bu çark hep böyle dönecektir.

 

(1971, Mahir Çayan)

 

Aynı küfürler jandarma tarafından bizim buralarda da edildi ama biz devlet kurmaya kalkmadık. Polisler Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü ve diğer kökenli demeden insanları sırf hak aradığı için jopladı, gaz bombası attı. Öğrenciler başbakanı protesto etti diye hapis cezası aldı. Bu hükümeti biz de desteklemiyoruz, eee! Biz de kendi kaderimizi belirleme hakkına sahip miyiz? Hem bölünmek istemiyoruz diyeceksiniz, parçalana kadar emperyalizm çarkının döneceğini söyleyeceksiniz ondan sonra da özerklikten bahsedeceksiniz. Bu, her şeyi bilerek emperyalizme alet olunduğunun en büyük göstergesidir.

Gönderi tarihi:

Dünya üzerinde hic bir devlet bilmiyorum ki AKP gibi bir iktidara sahip olsun.AKP gibi iktidarlar baska ülkelerde tasla sopayla indirilir ama bizde maalesef millet millet olmaktan cikmis tuvaletin icine önce hangi ayagini atarsa cennete gideceginin hesaplarini yapiyor.Veya saclarimi iyice kapatirsam Allah beni hurilerin katina cikarir gibi düsüncelerle ugrasiyor.Mercimegi hediye olarak alir ama niye hediye ediyorlarin hesabini yapmaz.Haber dinlemez dizi filim kacar der,haber dinlesede dogru haber dinletmezler cünkü medya bile artik medya olmaktan cikarildi.Gazeteciler AKP'ye hizmet verme yarisina girdiler.Kim Erdogan'in gözüne girerse o gelecegini garanti altinda görüyor.Memleketmis,bayrakmis kime ne gün cikar günüdür bayrak memleket günü degil.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

"Ulusların" kendi kaderini tayin hakkı yani SELF DETERMINATION hakkı ile bölücülük birbirinden farklı şeylerdir. Evrensel sosyalist düşünce dediğiniz şey tam olarak bu anlama gelir. Nitekim Ernesto "Che" Guevara sosyalizmi tüm Latin Amerika'ya yayıp birleşik bir Latin Amerika yaratma hayalinin peşindeydi. Bugün idealleri kısmen de olsa uygulama alanı bulmuş durumda. Zira Arjantin, Meksika, Brezilya, Küba, Venezuela hatta 1967'de katledildiği Bolivia bile tek çatı altında birleşmek üzere ciddi adımlar atmış bulunuyorlar. Böylece ne SELF DETERMINATION hakkı zedeleniyor ne de Evrensel Sosyalizm ideali.

 

Bölücülük başkadır. Bölücülük ırk ayrımına dayanan bağımsızlık idealidir ve Fransız İhtilali'nden gelen milliyetçilik görüşünden çok farklıdır. Bölücülük Fransız İhtilali'ndeki milliyetçilik unsurunun yozlaştırılması ile ortaya çıkan hastalıklı, emperyalist güçlerin amacına hizmet eden, ırkçı bir olgudur. Yugoslavya'nın yaşadığı şey bölücülük ve ırkçılıktır, Türkiye'ye de PKK eliyle yaşatılan ve son tahlilde hedeflenen şey ırkçılık ve bölücülüktür

 

Saygılar

Allahaskina Türkiye'deki Kürt'lerin "bölücülük" yapmadan kendi kaderlerini nasil tayin etmeleri gerektigini anlatirmisiniz?

 

Haklarin kendi kaderlerini tayin etme hakkiyla birlesik bir Latin Amarika yaratma arasinda nasil bir bag kurabiliyorsunz sasiyorum dogrusu.

 

Kusura bakmayin ama siz kas yapiyorum derken göz cikarttiginizdan haberiniz yok galiba. Bu kadarda celiskili bir aciklama olmazki ama.

Gönderi tarihi:

Allahaskina Türkiye'deki Kürt'lerin "bölücülük" yapmadan kendi kaderlerini nasil tayin etmeleri gerektigini anlatirmisiniz?

Ben anlatayım dostum:

 

Cümlendeki anlamı açıklayalım: "Kendi kaderimizi belirlememiz için bölücü olmamız gerekiyor."

 

Peki diyelim ki kaderinizi tayin için bölücülük yaptınız ve bölündünüz. Ayrı bir devlet kurdunuz. Bu bölgede ve bu çağda emperyalist sömürüden kurtulacakmısınız? Eğer samimice irdelersen cevabın hayır olacaktır. Hangi ekonomiyle, hangi ideolojiyle, hangi sistemle ve hangi bağımsız mücadelenle sömürüden kurtulacaksın? Ortadaoğu en canlı örnek size. Emperyalizmin kucağında düşmeyen tek devlet gösterebilirmisin? Yoksa kürt halkında devrimci sosyalist bağımsız devlet kurma bilinci gelişti de biz mi bilmiyoruz? Nerede bu özgürlükçü, bağımsız devrimci örgütünüz?

 

Demekki bölününce kaderin değişmiyor. Yine ezilensin yine sömürülüyorsun. İşte Irak ve Afkan halkının durumu ve işte emperyalizmin oyunları.

 

Şu anda sömürülen Kürt halkının kaderi Türk sömürüleni ile birlikte ortak kadere sahip değillermi? Türkiyedeki sömürü koşullarının ayarı ABD-AB emperyalizminin elindemi, yoksa Türk hakim sınıfı tarafındanmı belirleniyor? Bunu artık değil sen cahiller bile biliyor.

 

Bu durumda belirlemek istediğin kaderin, bölünerekmi yoksa emperyalizme karşı ortak mücadele veren halklarla birliktemi olursa daha bilimsel, daha mantıksal olacak? İnsanların kaderinin ekonomik güçler tarafından belirlendiği gerçeğini ne zaman kavrayacağız? Emperyalizm çağındaki her baskının sosyal temelinin, emperyalizm olduğu gerçeğini ne zaman anlayacağız?

 

Bu kadar açık yazdım. Umarım sen de atlamadan her satırımın cevabını verirsin.

Gönderi tarihi:

Cümlendeki anlamı açıklayalım: "Kendi kaderimizi belirlememiz için bölücü olmamız gerekiyor."

Keske anlatmasaydin daha iyi olurdu cünki, sorumu dahi anlamadan cevapklamissin. Ben bölücü kelimesini tirnak icine almisim ve bu Türkcede sizin anladiginiz anlama gelmiyor. Tirnak icerisine aldim cünki, arkadas cümlesinde böyle bir kelime kullanmis.

 

Dolayisiyla siz aslinda ya olayi kavrayamiyorsunuz ya da niyetiniz baska.

 

Benim sizin yorumlarinizdan aldigim hic bir tane sosyalist düsünce yapisi yok. Aslinda tam olarak neyi ifade ettiginizde belli degil. Bir tzaraftan milletlerin kendi kaderlerini tayin etme hakkindan bahsediyorunuz diger taraftanda bu tayinlerini illada baska bir milletle beraber paylasmasinin dogruluguna isaret ediyorsunuz. Lütfen önce kendi kendinizin celiskilerini yok edin.

Gönderi tarihi:

sorumu dahi anlamadan cevapklamissin.

 

Peki ben yanlış anlamış olayım. O halde okuyuculara bırakalım. Şöyle bir tanımlamaya soru soran birisi ne demek istiyor?

 

Türkiye'ye de PKK eliyle yaşatılan ve son tahlilde hedeflenen şey ırkçılık ve bölücülüktür

 

Allah aşkına Türkiye'deki Kürt'lerin "bölücülük" yapmadan kendi kaderlerini nasil tayin etmeleri gerektigini anlatirmisiniz?

 

Bu da benim senin sorundan çıkarttığım anlam.

 

" Kaderimizi belirlememiz için bölücü olmamız gerekiyor."
Gönderi tarihi:

Peki ben yanlış anlamış olayım. O halde okuyuculara bırakalım. Şöyle bir tanımlamaya soru soran birisi ne demek istiyor?

 

Bu da benim senin sorundan çıkarttığım anlam.

Istediginize birakin sonuc degismez. Ben size acikca bölücülük kelimesini tirnak icerisinde, yani "...", yazmisim diyorum ve sizde bunu yapmis oldugunuz alinti ile dogruluyorsunuz. Simdi ben tabiiki sizin Türkcenizi sorgulayacak bir durumda degilim ama rica etsem bana baskasindan alinti yaptigim bir kelimeyi tirnak icerisine alanarak yazdigimda nasil bir anlam cikacagini aciklarmisiniz? Acaba benmi yanlis biliyorumda kendimi dogru ifade edemedim diyede düsünmüyor da degilim.

Ben bölücülük kelimesini tirnak icerisinde yazmakla "Kaderimizi belirlememiz için bölücü olmamız gerekiyor" gibi bir anlamin cikmamasi gerektigi düsüncesindeyim.

Gönderi tarihi:

Ben bölücü kelimesini tirnak icine almisim

Bir sözcüğün tırnak içine alınması, tam tersi anlamda alınacağı anlamına gelmiyor. Üzerine alınmama anlamına gelebilir, ona tamam. Ama buradaki durumda o da söz konusu değil. Çünkü o durumda da bilimselci'nin gösterdiği gibi "PKK bölücü değil ki" anlamı çıkar. Ha, yok PKK bölücü bir katil örgüt değil diyorsanız dominik, söyleyin, çekinmeyin! Alıştık, alıştırıldık. Artık bir insana günde elli kere ********* şeyler anlatılsa, bağışıklık kazanır, midesi bulanmaz olur. Öyle ya, bir bulanır, iki bulanır, adamın açlıktan ölecek hali yok ya! Başta ne kadar midesi bulansa da sonra en azından ölmeyecek kadar bir şeyler atıştırır.

 

Bu iktidar sayesinde mide bulantısına da bağışıklık kazandık ya, helal olsun, ne diyelim...

Gönderi tarihi:

Bir sözcüğün tırnak içine alınması, tam tersi anlamda alınacağı anlamına gelmiyor. Üzerine alınmama anlamına gelebilir, ona tamam. Ama buradaki durumda o da söz konusu değil. Çünkü o durumda da bilimselci'nin gösterdiği gibi "PKK bölücü değil ki" anlamı çıkar. Ha, yok PKK bölücü bir katil örgüt değil diyorsanız dominik, söyleyin, çekinmeyin! Alıştık, alıştırıldık. Artık bir insana günde elli kere ********* şeyler anlatılsa, bağışıklık kazanır, midesi bulanmaz olur. Öyle ya, bir bulanır, iki bulanır, adamın açlıktan ölecek hali yok ya! Başta ne kadar midesi bulansa da sonra en azından ölmeyecek kadar bir şeyler atıştırır.

 

Bu iktidar sayesinde mide bulantısına da bağışıklık kazandık ya, helal olsun, ne diyelim...

Vallahi nasil anlarsaniz anlayin, beni bu saatten sonra fazla ilgilendirmiyor. Ben PKK'yi savunsam dahi bunu acikca söyleyecek birisiyim, dolayisiyla sizin yardiminiza ihtiyacim yok.

 

Olay halklarin kendi kaderini kendileri tayin etmelidirden basladi. Bu anlamda hem halklarin kendi kaderini kendilerinin tayin etmesi gerektigini savunan arkadas bir bakiyorsun Kürt'leri bölücü ilan ediyor. Bende o arkadasin agziyla kürt'lerin "bölücülük" yapmadan kendi kaderlerini nasil belirleyeceklerini aciklamasini istedim. Bu yazimdan eger gercektende "" Kaderimizi belirlememiz için bölücü olmamız gerekiyor." cikiyorsa pes diyorum artik. Insanlari zorla PKK'li yaptiginiz yetmiyormus gibi birde bölücü,..... yapmaya basladiniz. Yazilanlari dogru irdeleyin.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.